İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması CARDOPAN
Birim Miktarı 98
ATC Kodu C09DA03
ATC Açıklaması Valsartan ve diüretikler
NFC Kodu BC
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Film Kaplı Tabletler
Orijinal / Jenerik Türü Jenerik
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 74,76 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 66,73 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Başlıklar
  1. İlaç Etken Maddeleri
  2. İlaç Prospektüsü
    1. Doz Aşımı
    2. Endikasyonlar
    3. Farmakodinamik Özellikler
    4. Farmakokinetik Özellikler
    5. Farmasötik Şekli
    6. Formülü
    7. İlaç Etkileşmeleri
    8. Kontraendikasyonlar
    9. Kullanım Şekli Ve Dozu
    10. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    11. Saklama Koşulları
    12. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    13. Uyarılar/Önlemler
    14. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    15. Doz Aşımı
    16. Endikasyonlar
    17. Farmakodinamik Özellikler
    18. Farmakokinetik Özellikler
    19. Farmasötik Şekli
    20. Formülü
    21. İlaç Etkileşmeleri
    22. Kontraendikasyonlar
    23. Kullanım Şekli Ve Dozu
    24. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    25. Saklama Koşulları
    26. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    27. Uyarılar/Önlemler
    28. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    29. Doz Aşımı
    30. Endikasyonlar
    31. Farmakodinamik Özellikler
    32. Farmakokinetik Özellikler
    33. Farmasötik Şekli
    34. Formülü
    35. İlaç Etkileşmeleri
    36. Kontraendikasyonlar
    37. Kullanım Şekli Ve Dozu
    38. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    39. Ruhsat Sahibi
    40. Ruhsat Tarihi Ve Numarası
    41. Saklama Koşulları
    42. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    43. Uyarılar/Önlemler
    44. Üretim Yeri
    45. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    46. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    47. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    48. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    49. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    50. İlaç Nasıl Kullanılır
    51. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    52. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    53. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    54. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    55. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    56. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    57. Etkin Maddeler
    58. Farmakodinamik Özellikler
    59. Farmakokinetik Özellikler
    60. Farmasötik Form
    61. Gebelik Ve Laktasyon
    62. Geçimsizlikler
    63. İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi
    64. İstenmeyen Etkiler
    65. Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim
    66. Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri
    67. Kontrendikasyonlar
    68. Kullanım Yolu
    69. Müstahzar Adı
    70. Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri
    71. Pozoloji Ve Uygulama Şekli
    72. Raf Ömrü
    73. Ruhsat Numarası(Ları)
    74. Ruhsat Sahibi
    75. Ruhsat Sahibi
    76. Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler
    77. Terapötik Endikasyonlar
    78. Üretici Bilgileri
    79. Yardımcı Maddeler
    80. Yardımcı Maddelerin Listesi

İlaç Etken Maddeleri

  • hidroklorotiyazid

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Sitalopram potansiyel intihar riski taşıyan hastalara verilmiştir ve intihar girişimine ait birkaç vaka rapor edilmiştir. Bu vakalardaki kesin doz ya da diğer ilaçlar ve/veya alkol ile beraber kullanımı hakkında daha fazla bilgi mevcut değildir. Semptomlar Sadece sitalopramdan kaynaklandığı düşünülen vakalardan elde edilen tecrübeye göre; 600 mg’ın altındaki dozlarda bulantı, baş dönmesi, taşikardi, tremor, sersemlik hali ve uyuklama hali oluşabilir. 600 mg’ın üzerindeki dozlarda, mideye geçiş sonrası ilk birkaç saat içinde konvülziyonlar görülebilir. Elektrokardiyografi (EKG) değişimleri ve nadiren rabdomiyoliz oluşabilir. Çok az ölüm vakası rapor edilmiştir. Tedavi Spesifik antidotu yoktur. Tedavi semptomatik ve destekleyicidir. Oral yoldan mideye geçiş sonrası hemen gastrik lavaj uygulanmalıdır. 600 mg’ın üzerinde doz kullanıldığında EKG alınması önerilir. Konvülziyonlar diazepam ile tedavi edilebilir. Hipertonik sodyum klorür enfüzyonuyla geniş QRS kompleksleri normale döndürülebilir. Erişkin bir hasta 5,200 mg sitalopramla entoksikasyon sonrası yaşamaya devam etmiştir.

Endikasyonlar

Depresyon tedavisi ve relaps/reküransların önlenmesi, Agorafobili veya agorafobisiz panik bozukluğu, Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) tedavilerinde kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Etki mekanizması Biyokimyasal çalışmalar ve davranış çalışmaları sitalopramın, serotonin (5-HT)-geri alımının potent bir inhibitörü olduğunu göstermiştir. Sitalopram, noradrenalin (NA), dopamin (DA) ve gama aminobutirik asit (GABA) geri alımı üzerinde hiç etkisi olmayan veya minimal etkisi olan çok selektif bir Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörü’dür (SSRI). Birçok trisiklik antidepresanın ve bazı yeni SSRI’ların aksine sitalopramın; 5-HT1A, 5-HT2, DA D1 ve D2 reseptörleri, a1-, a2-, b-adrenoreseptörleri, histamin H1, muskarin kolinerjik, benzodiazepin ve opioid reseptörleri gibi bir dizi reseptörlere afinitesi yoktur veya çok azdır. İzole edilmiş organlarda yapılan işlevsel in vitro testler ve diğer işlevsel in vivo testler, reseptör afinitesinin olmadığını doğrulamıştır. Sitalopramın; ağız kuruluğu, mesane ve barsak rahatsızlığı, görme bulanıklığı, uyuklama hali, kardiyotoksisite ve ortostatik hipotansiyon gibi geleneksel yan etkilere neden daha az sebep olduğu, reseptörler üzerinde etkisinin olmaması ile açıklanabilir. Sitalopramın ana metabolitleri, potans ve selektivite oranları sitalopramkilerden daha düşük olmasına rağmen SSRI özelliğini taşırlar. Ancak, metabolitlerin selektivite oranları birçok yeni SSRI’nınkinden daha yüksektir. Metabolitler genel antidepresan etkisine katkıda bulunmazlar. Farmakodinamik etkileri Hızlı göz hareketi (REM) uykusunun önlenmesi, antidepresan aktivitenin habercisi olarak kabul edilir. Sitalopram; trisiklik antidepresanlar, diğer SSRI’lar ve monoamin oksidaz (MAO) inhibitörleri gibi REM uykusunu önler ve derin yavaş dalga uykusunu arttırır. Sitalopram opioid reseptörlere bağlanmasa da, bilinen opioid analjeziklerin antinosiseptif etkisini kuvvetlendirir. İnsanlarda sitalopram kognitif (entellektüel işlev) ve psikomotor performansı düşürmez. Tek başına alındığında veya alkolle beraber kullanılsa da, sedatif özellikleri yoktur veya minimaldir. Gönüllülerde yapılan tek doz çalışmasında, sitalopramın tükürük salgılamayı azaltmadığı görülmüştür. Sağlıklı gönüllülerde yapılan hiç bir çalışmada, sitalopramın kardiyovasküler parametreler üzerinde belirgin etkisi görülmemiştir. Sitalopramın büyüme hormonu serum seviyeleri üzerinde etkisi yoktur. Plazma prolaktininin artması, serotoninin prolaktin uyarıcı rolünde sekonder etki oluşturur. Sitalopram, diğer SSRI’lar gibi klinik önemi olmayan bu etkiyi arttırabilir.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim Emilim hemen hemen tamdır ve besin alımından bağımsızdır (Tmax ortalama 3 saat). Oral biyoyararlanım yaklaşık % 80’dir. Dağılım Görünür dağılım hacmi (Vd)b yaklaşık 12-17 l/kg’dir. Sitalopram ve ana metabolitleri için plazma protein bağlanması % 80’in altındadır. Biyotransformasyon Sitalopram; aktif demetilsitalopram, didemetilsitalopram, sitalopram-N-oksit ve aktif olmayan bir deamine propiyonik asit türevine metabolize olur. Ana maddeden daha zayıf olmalarına rağmen, tüm aktif metabolitler de SSRI’dır. Değişmeden kalan sitalopram plazmadaki baskın maddedir. Demetilsitalopram ve didemetilsitalopram konsantrasyonları genellikle, sitalopram konsantrasyonunun sırasıyla % 30-50 ve % 5-10’udur. Sitalopramın demetilsitaloprama biyotrasformasyonu; CYP2C19 (yaklaşık % 38), CYP3A4 (yaklaşık % 31) ve CYP2D6 (yaklaşık % 31) tarafından gerçekleştirilir. Eliminasyon Eliminasyon yarı ömrü (T1/2b) yaklaşık 1½ gündür. Sistemik sitalopram plazma klirensi (Cls) yaklaşık 0.3-0.4 l/dakika ve oral plazma klirensi (Cloral) yaklaşık 0.4 l/dakikadır. Sitalopramın önemli kısmı (% 85) karaciğer ile, geri kalan % 15’i böbreklerden atılır; günlük dozun %12-23’ü değişmemiş sitalopram olarak idrarla atılır. Karaciğer (bakiye) klirensi yaklaşık 0.3 l/dakika, böbrek klirensi yaklaşık 0.05-0.08 l/dakikadır. Doğrusallık Kinetiği doğrusaldır. Sabit halde plazma seviyelerine 1-2 haftada ulaşılır. 300 nmol/l’lik (165-405 nmol/l) ortalama konsantrasyonlara 40 mg’lik günlük dozla erişilmiştir. Yaşlı hastalar (65 yaş üstü) Yaşlı hastalarda metabolizmanın hızının düşük olması sonucu, daha uzun yarı ömürler (1.5-3.75 gün) ve düşük klirens değerleri (0.08-0.3 l/dakika) gözlenmiştir. Aynı dozla tedavi edilen yaşlı hastalarda sabit hal değerleri daha genç hastalara göre yaklaşık iki kat daha fazladır. Azalmış karaciğer işlevi Karaciğer işlevi azalmış olan hastalarda sitalopram daha yavaş elimine edilir. Karaciğer işlevi normal olan hastalara göre, sitalopram yarı ömrü yaklaşık iki kat daha uzun ve belirli bir dozda sabit hal sitalopram konsantrasyonları yaklaşık iki katı daha fazladır. Azalmış böbrek işlevi Sitalopram; böbrek işlevi hafif ve orta derecede azalmış hastalarda daha yavaş elimine olur ve bunun, sitalopramın farmakokinetiği üzerine önemli bir etkisi olmaz. Böbrek işlevi ciddi derecede azalmış (kreatinin klirensi < 20 ml/dakika) hastaların tedavisine ait bilgi mevcut değildir. Polimorfizm İn vivo araştırmalar, sitalopram mekanizmasının spartein/debrisokin oksidasyonu (CYP2D6) ve mefenitoin hidroksilasyonu türlerinin (CYP2C19) polimorfizmi üzerine klinik olarak önemli etkisi olmadığını göstermiştir. Bu sebeple, bu fenotiplere göre bireysel doz ayarlaması yapılmasına gerek yoktur. Farmakokinetik/farmakodinamik ilişkisi Sitalopram plazma seviyeleri ile terapötik yanıt veya yan etkiler arasında belirgin bir ilişki yoktur. Metabolitler genel antidepresan etkisine katkıda bulunmazlar.

Farmasötik Şekli

Film Tablet

Formülü

Etkin madde: Her film tablet, 20 mg sitaloprama eşdeğer sitalopram hidrobromür içerir. Yakrdımcı madde: Titandioksit (E 171).

İlaç Etkileşmeleri

Sitalopram, klinik olarak önemli ilaç etkileşmelerinin kaynağı ya da nedeni değildir. Farmakodinamik etkileşmeleri Farmakodinamik seviyede; sitalopramın moklobemid ve buspiron ile birkaç serotonin sendromu vakası görülmüştür. Kontrendike kombinasyonlar MAOI’ler (non-selektif ve selektif A (moklobemid)) – ‘serotonin sendromu’ riski (‘Kontrendikasyonları’ bölümüne bakınız). Kullanımında önlem gerektiren kombinasyonlar Selejilin (selektif MAO-B inhibitörü) Sitalopram (günde 20 mg) ve selejilinin (günde 10 mg) (selektif bir MAO-B inhibitörü) beraber alındığı bir farmakokinetik/farmakodinamik etkileşme çalışmasında, klinik olarak ilgili etkileşmeler gözlenmemiştir. Hastalar selejilin-sitalopram kombinasyonunu iyi tolere etmişlerdir. Serotonerjik ilaçlar Lityum ve triptofan. Sitalopramın lityumla beraber verildiği klinik çalışmalarda farmakodinamik etkileşmelelere rastlanmamıştır. Ancak, SSRI’lar lityum veya triptofan ile beraber verildiğinde etki artışına dair raporlar mevcuttur, bu sebeple, sitalopramın bu ilaçlarla beraber kullanımında dikkat edilmelidir. Serotonerjik ilaçların (tramadol, sumatriptan) beraber alınması 5-HT’ye bağlı etkilerin artışına yol açabilir. SSRI’lar ile St. John otu (hypericum perforatum) arasında istenmeyen etkilerin artışı ile sonuçlanabilecek dinamik etkileşmeler olabilir. Kanama SSRI’lar ile tedavide ekimoz ve purpura gibi yüzeyel kanama bozuklukları rapor edilmiştir. Özellikle oral antikoagülanlar ve platelet işlevini etkilediği bilinen bazı ilaçlarla (örneğin; atipik antipsikotikler ve fenotiyazinler, trisiklik antidepresanların çoğu, asetilsalisilik asit ve non-steroid antienflamatuvar ilaçlar (NSAID), tiklopidin ve dipiridamol) birlikte SSRI kullanan veya kanama bozukluğu öyküsü olan hastalar tarafından kullanılması konusunda özenli olunmalıdır (‘Uyarılar/önlemler’ bölümüne bakınız). Elektrokonvülzif tedavi (ECT) Elektrokonvülzif tedavi ile sitalopramın kombine kullanımının risk veya yararlarını ortaya koyan klinik çalışma mevcut değildir. Alkol SSRI’lar ile alkol kombinasyonu tavsiye edilmez. Ancak, klinik çalışmalarda sitalopram ile alkol arasında advers farmakodinamik etkileşmelere rastlanmamıştır. Farmakokinetik etkileşmeleri Sitalopramın demetilsitaloprama biyotrasformasyonu; sitokrom P450 sistemi izozimleri olan CYP2C19 (yaklaşık % 38), CYP3A4 (yaklaşık % 31) ve CYP2D6 (yaklaşık % 31) tarafından gerçekleştirilir. Sitalopramın birden fazla CYP tarafından metabolize edilmesi; biyotransformasyon inhibisyonu olasılığının daha düşük olduğu ve sitalopramın klinik pratikte diğer ilaçlarla beraber alınmasının, farmakokinetik ilaç etkileşmeleri oluşturma riskinin daha az olduğu anlamına gelir. Diğer ilaçların sitalopram farmakokinetiği üzerine etkisi Ketokonazolle (potent CYP3A4 inhibitörü) beraber alınması sitalopramın farmakokinetiğini değiştirmemiştir. Lityum ve sitalopram ile yapılan farmakokinetik etkileşme çalışmasında herhangi bir farmakokinetik etkileşmeye rastlanmamıştır. Simetidin (potent CYP2D6, 3A4 ve 1A2 inhibitörü) sitalopramın ortalama sabit hal seviyelerinde orta derecede artışa yol açmıştır. Simetidinle beraber alındığında, genel olarak sitalopram dozunun azaltılması önerilmez. Sitalopramın diğer ilaçlar üzerine etkileri Sitalopramla metoprololün (bir CYP2D6 sübstratı) beraber alındığı bir farmakokinetik / farmakodinamik etkileşme çalışması; metoprolol konsantrasyonlarında iki katı artış olduğunu göstermiştir ancak, metoprololün sağlıklı gönüllülerde kan basıncı ve kalp hızı üzerinde olan etkisinde istatistiksel olarak belirgin bir artış gözlenmemiştir. Sitalopram ve demetilsitalopram; CYP2C9, CYP2E1 ve CYP3A4’ün ihmal edilebilir ölçüde inhibitörleri ve CYP1A2, CYP2C19 ve CYP2D6’nın zayıf inhibitörleridir. Bu sebeple; CYP1A2 sübstratlarıyla (klozapin ve teofilin), CYP2C9 (varfarin), CYP2C19 (imipramin ve mefenitoin), CYP2D6 (spartein, imipramin, amitriptilin ve risperidon) ve CYP3A4 (varfarin, karbamazepin ve triazolam) ile sitalopram beraber verildiğinde farmakokinetiğinde değişme görülmemiş veya klinik olarak önemli olmayan çok ufak değişiklikler görülmüştür. Yapılan bir farmakokinetik çalışmada, sitalopram digoksinin farmakokinetiğinde hiçbir değişime yol açmamıştır; yani, sitalopram P-glikoproteini ne indüklemekte ne de inhibe etmektedir. Geçimsizlik: Yoktur.

Kontraendikasyonlar

Sitaloprama veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir. Monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI) SSRI ile MAOI (selektif MAO-B inhibitörü olan selejilin ve reversibl MAOI (RIMA) olan moklobemid de dahil olmak üzere) alan ve/veya SSRI tedavisini bırakıp MAOI tedavisine başlamış hastalarda ciddi ve bazen ölümcül reaksiyonlar rapor edilmiştir. Bazı vakalarda serotonin sendromuna benzer özelliklere rastlanmıştır. Sitalopram, selejilin de dahil olmak üzere, günde 10 mg ve üzeri dozlarda bir MAOI ile beraber kullanılmamalıdır. Non-selektif MAOI’lerle tedaviye son verildikten 14 gün sonra ve moklobemid ile tedaviye son verildikten en az bir gün sonra sitalopram tedavisine başlanabilir. Sitalopram tedavisine son verildikten 7 gün sonra MAOI’ler ile tedaviye başlanabilir (‘İlaç etkileşmeleri ve diğer etkileşmeler’ bölümüne bakınız).

Kullanım Şekli Ve Dozu

Erişkinler Depresyon tedavisi CipramÒ oral yoldan tek doz olarak, günde 20 mg kullanılır. Her hastanın kişisel cevabı ve depresyonun ciddiyetine göre doz en fazla, günde 60 mg’a çıkarılabilir. Panik bozukluğu tedavisi Günlük 20 mg’lık doza çıkmadan önce ilk hafta, günde 10 mg’lık tek oral doz önerilir. Hastanın vereceği bireysel cevaba göre, günde en fazla 60 mg’a çıkılabilir. OKB tedavisi Başlangıç için önerilen günlük doz 20 mg’dır. Klinik değerlendirmeye göre gerekirse günlük doz, 20’şer mg’lık bölümler halinde arttırılarak 60 mg’a çıkarılabilir. Yaşlı hastalar (65 yaş üstü) Yaşlı hastalarda doz günde en fazla 40 mg’a çıkarılabilir. Çocuklar ve adolesanlar (18 yaş altı) Bu popülasyonda güvenilirlik ve etkinliği hakkında sınırlı veri olduğundan önerilmez. Azalmış böbrek işlevi Hafif ya da orta derecede böbrek bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez. Böbrek işlevi ciddi olarak azalmış (kreatin klirensi < 20 ml/dakika) hastaların tedavisine ilişkin bilgi mevcut değildir. Azalmış karaciğer işlevi Karaciğer işlevi azalmış hastalar 30 mg/günlük dozun üzerine çıkmamalıdır. Tedavi süresi Antidepresif etki genelde 2-4 hafta içinde yerleşir. Antidepresanlarla tedavi semptomatik olduğundan, relapsları engellemek için genellikle 6 ay gibi uygun bir süre boyunca tedavi devam ettirilmelidir. Reküran (ünipolar) depresyonu olan hastalarda yeni krizlerin önlenmesi için, idame tedavisine birkaç yıl devam edilmelidir. Panik bozukluğu tedavisi amacı ile kullanıldığında CipramÒ, yaklaşık 3 ay sonra maksimum etki gösterir ve tedaviye devam edildiği sürece cevap korunur. OKB tedavisinde etkinin başlaması 2-4 hafta olup, iyileşme zaman içinde görülür. Tedavi bırakılacağı zaman, ilaç birkaç hafta içinde azaltılarak kesilmelidir. Kullanım yöntemi CipramÒ günde tek doz olarak kullanılır. CipramÒ besin alımından bağımsız olarak günün herhangi bir zamanında alınabilir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Geçerli değil

Saklama Koşulları

Cipram® Film Tablet; 25°C’nin altında, oda sıcaklığında saklanmalıdır. ÇOCUKLARIN ULAŞAMAYACAĞI YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Kutuda, Al/PVC/PVDC blisterde 28 film tablet.

Uyarılar/Önlemler

Yaşlı hastalarda ve karaciğer veya böbrek işlevi azalmış hastalarda tedavi için ‘kullanım şekil ve dozu’ bölümüne bakınız. Paradoksikal anksiyete Panik bozukluğu olan bazı hastalar antidepresan tedavisinin başında, artan anksiyete semptomları sergileyebilir. Bu paradoksikal reaksiyon, tedaviye başlanmasından itibaren ilk iki hafta içinde çoğunlukla kaybolur. Olası anksiyojenik etkileri azaltmak için düşük başlangıç dozu önerilir (‘Kullanım şekil ve dozu’ bölümüne bakınız). Hiponatremi Muhtemelen uygun olmayan antidiüretik hormon salgısı (SIADH) sebebiyle, SSRI kullanımı ile beraber ender görülen yan etki olarak hiponatremi rapor edilmiştir. Özellikle yaşlı bayan hastalar riskli grup olarak görülmektedir. İntihar Antidepresan ilaçların özellikle çocuk ve gençlerdeki kullanımlarının intihar düşünce ya da davranışlarını arttırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında ilaç dozunun arttırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşırı hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedavi edicilerce yakinen izlenmesi gereklidir. İntihara teşebbüs olasılığı depresyonun tabiatında mevcuttur ve kendiliğinden veya tedavi sonrası belirgin iyileşme görülünceye kadar devam edebilir. Antidepresanlarla tedavi edilen hastalar, özellikle tedavinin başlangıcında, klinik olarak kötüye gitme ve/veya intihar eğilimi (intihar düşüncesi ve davranışı) yönünden dikkatle izlenmelidir. Majör depresif bozuklukla komorbidite olasılığı sebebiyle, diğer psikiyatrik bozuklukları tedavi ederken de bu önlem gözönüne alınmalıdır. Mani Manik-depresif hastalarda, manik faza doğru değişim görülebilir. Hasta manik faza girerse sitalopram kesilmelidir. Nöbetler Her ne kadar hayvan çalışmalarında sitalopramın epileptojenik potansiyeli olmadığı gösterilmiş olsa da, diğer antidepresanlar gibi sitalopram da nöbet öyküsü olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Diyabet Diğer psikotropik ilaçlarda olduğu gibi sitalopram, insülini ve diyabet hastalarında antidiyabetik tedaviyi ayarlamayı gerektiren glükoz tepkilerini modifiye edebilir. Ek olarak, depresyon hastalığının kendisi de hastaların glükoz dengesini etkileyebilir. Serotonin sendromu SSRI tedavisi gören hastalarda ender olarak ‘serotonin sendromu’ oluşumu rapor edilmiştir. Ajitasyon, konfüzyon, tremor, miyokloni ve hipertermi gibi semptomların birlikte oluşumu bu durumun gelişimine işaret edebilir. Kanama SSRI’lar ile tedavide ekimoz ve purpura gibi yüzeyel kanama bozuklukları rapor edilmiştir. Özellikle oral antikoagülanlar ve platelet işlevini etkilediği bilinen bazı ilaçlarla (örneğin; atipik antipsikotikler ve fenotiyazinler, trisiklik antidepresanların çoğu, asetilsalisilik asit ve non-steroid antienflamatuvar ilaçlar (NSAID), tiklopidin ve dipiridamol) birlikte SSRI kullanan veya kanama bozukluğu öyküsü olan hastalar tarafından kullanılması konusunda özenli olunmalıdır (‘İlaç etkileşmeleri ve diğer etkileşmeler’ bölümüne bakınız). Çekilme semptomları Uzun süreli tedaviden sonra, SSRI’ların aniden kesilmesi; bazı hastalarda baş dönmesi, parestezi, tremor, anksiyete, bulantı ve çarpıntı gibi çekilme semptomlarına yol açabilir. Kesilme semptomlarının oluşumundan kaçınmak için bir ile iki hafta boyunca doz azaltımı yapılarak tedavinin sonlandırılması önerilir. Bu semptomlar bağımlılık göstergesi değildir. Yardımcı maddeler Film tabletler laktoz monohidrat içermektedir. Galaktoza toleransı olmayan, Lapp laktoz eksikliği olan veya glükoz-galaktoz emilimi kötü olan hastalar bu ilacı kullanmamalıdır. Hamilelik ve emzirme döneminde kullanım: Gebelik kategorisi ‘C’dir. Hamilelik Hamilelerde kullanımı hakkında klinik tecrübe sınırlıdır ancak önemli bir vaka rapor edilmemiştir. CipramÒ hamilelikte, beklenen yarar potansiyel riskten fazla ise kullanılmalıdır. Üreme toksisite çalışmalarından (segment I, II ve III) alınan verilere göre, sitalopramın hamilelik potansiyeli olan kadınlarda kullanımı hakkında özel dikkat göstermeye sebep yoktur. Hamileliğin son üç ayında SSRI kullanımı, yenidoğanlarda nörodavranış bozuklukları gibi bazı etkilere yol açabilir. Doğuma kadar SSRI kullanan hamilelerin yenidoğmuş bebeklerinde şu etkiler rapor edilmiştir: aşırı hassasiyet, tremor, hipertoni, kas tonüsünün artışı, sürekli ağlama, emme veya uyuma zorluğu. Bu etkiler, serotojenik etki veya çekilme sendromu göstergesi olabilir. Hamilelik döneminde kullanıldığında SSRI tedavisi asla aniden kesilmemelidir. Emzirme Sitalopram anne sütüne geçer. Emmekte olan bebeğin, annenin aldığı günlük dozun (mg/kg) yaklaşık % 5’ini alacağı tahmin edilmektedir. Yenidoğanlarda hiç etki görülmemiştir veya minör etkiler görülmüştür. Ancak eldeki bilgi çocuklardaki riskin değerlendirilebilmesi için yetersiz olduğundan, dikkatli olunması önerilir. Araba veya diğer makineleri kullanma yeteneğine etkileri: Sitalopram entelektüel işlev ve psikomotor performansı etkilemez. Ancak, psikotropik ilaç kullanan hastaların genel dikkat ve konsantrasyonlarının bozulması beklenebilir. Bu sebeple, hastaların araba ve makine kullanma yetenekleri konusunda uyarılmaları gerekir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Sitalopramla gözlemlenen advers etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Tedavinin ilk veya ikinci haftalarında daha sık olarak görülürler ve ardından genellikle kaybolurlar. Aşağıdaki tablo, çift kör plasebo kontrollü çalışmalarda hastaların % 1’inden fazlasında görülen ve sitalopramla ilişkilendirilen advers etkilerin yüzdesini göstermektedir. Advers etki Sitalopram % Plasebo % Doza yanıt Terleme artışı 12.1 8.3 Evet Ağız kuruluğu 18.6 13.6 Evet Ajitasyon 2.9 1.3   İştah azalması 3.9 1.5   İktidarsızlık 3.0 0.4   Uykusuzluk 13.8 12.8 Evet Libido azalması 2.2 0.4   Uyuklama hali 16.2 9.0 Evet Esneme 1.9 0.2   İshal 7.9 6.2 Evet Bulantı 22.2 14.1 Evet Boşalma bozukluğu 2.4 –   Boşalma eksikliği 4.2 0.9   Orgazm anomalisi (kadın) 2.5 –   Yorgunluk 5.5 3.7 Evet Tri ve tetrasiklik antidepresanlarla (TTCA) ile yapılan karşılaştırmalı çift kör klinik çalışmalarda, şu advers etkiler TTCA’larda sitaloprama göre daha fazla görülmüştür: ağız kuruluğu, terleme artışı, kabızlık, tremor, baş dönmesi, uyuklama hali, görme uyumu anomalisi, postural hipotansiyon, çarpıntı, tat duyusunda bozukluk. TTCA’lara göre sitalopramla daha fazla görülen advers etkiler bulantı ve boşalma bozukluğudur. Diğer SSRI’larla yapılan karşılaştırmalı çalışmalarda, her iki grup arasında istatistiksel olarak belirgin farklara rastlanmamıştır.  Pazarlama sonrası raporlar Klinik çalışmalarda görülen advers etkilere ek olarak, pazarlama sonrası sürveyans sırasında şu etkiler gözlenmiştir: Çok ender (< 1/10,000) Hiponatremi, uygun olmayan antidiüretik hormon salgısı (özellikle yaşlı kadınlarda), aşırı hassasiyet, konvülziyonlar, grand mal konvülziyonu, serotonin sendromu, çekilme sendromu (baş dönmesi (vertigo hariç)), bulantı ve parestezi), ekimoz, purpura, ekstrapiramidal bozukluk. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Sefalosporinlerin yüksek doz uygulanmasından sonra baş dönmesi, parestezi, baş ağrısı görülebilir. Özellikle böbrek yetmezliği olan hastalarda bilinç bozukluğu, konvülziyonlar görülebilir.   Doz aşımı durumunda tedavi durdurularak destek tedavisi uygulanır.   Doz aşımı nedeniyle konvülziyon gelişti ise antikonvülsif tedavi uygulanmalıdır.   Ağır doz aşımı durumlarında özellikle böbrek yetmezliği olan hastalarda etkinliği kanıtlanmamakla birlikte hemodiyaliz ve hemoperfüzyon uygulanabilir.

Endikasyonlar

Cefozin duyarlı mikroorganizmaların oluşturduğu aşağıdaki sistem enfeksiyonlarında kullanılır; Solunum yolu enfeksiyonları: akut ve subakut bronşit, bronşektazi, bronkopnömoni, pnömoni, akciğerin cerahatlı hastalıkları (akciğer absesi), piyotoraks, plörezi, kronik solunum yolu hastalıklarına bağlı sekonder enfeksiyonlar, farenjit, larenjit, tonsillit. Safra yolları enfeksiyonları: kolanjit, kolesistit, peritonit, lenfanjit ve lenfadenit. Septisemi ve subakut bakteriyel endokardit: septisemi, endokardit. İdrar yolu enfeksiyonları: piyelonefrit, piyelit, sistit, üretrit. Kemik ve eklem enfeksiyonları: osteomiyelit, artrit. Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları: follikülit, panaris, fronkül, fronküloz, antraks, erizipel, abse, ülser, flegmon, ameliyat sonrası yara enfeksiyonları, yanıklar, dekübit ülseri. Jinekolojik enfeksiyonlar: bartolinit (bartolin absesi), servisit, endometrit, parametrit, pelvi-peritonit, doğum sonrası enfeksiyonları, mastit. Kulak, burun, boğaz enfeksiyonları: orta kulak iltihabı, sinüzit, parotit, kulak ve burun fronkülü. Perioperatif Kullanım   Sefazolin sodyumun operasyon öncesinde, operasyon sırasında ve operasyon sonrasında profilaktik olarak kullanılması, kontamine veya kontamine olma riski taşıyan (örnek: vajinal histerektomi ve 70 yaşından yaşlı hastalarda, akut kolesistit olanlarda, tıkanma sarılığı durumunda veya safra kanalı taşları gibi yüksek risk taşıyanlarda kolesistektomi) ameliyat olacak hastalarda operasyon sonrası olabilecek bazı enfeksiyonların gelişme sıklığını azaltabilir.   Perioperatif olarak sefazolin sodyum kullanımı aynı şekilde operasyon yerinde gelişebilecek enfeksiyonun ciddi risk oluşturduğu (örnek açık kalp cerrahisi ve prostetik artroplasti) operasyona girecek hastalarda da etkili olabilir.   Sefazolin sodyumun profilaktik kullanımında operasyondan sonraki 24 saat boyunca kesilmeden uygulamaya devam edilmelidir. Enfeksiyon gelişiminin ciddi zarara yol açabileceği operasyonlarda (örnek açık kalp cerrahisi ve prostetik artroplasti) sefazolin sodyumun profilaktik uygulamasına operasyondan sonra 3-5 gün daha devam edilebilir.   Enfeksiyon belirtileri görülüyorsa sorumlu mikroorganizmayı kültür ile belirlemek için örnekler alınıp uygun tedavi başlatılabilir.   İlaca dirençli bakteri gelişmesini azaltmak ve sefazolin sodyumun veya diğer antibakteriyellerin etkinliğini korumak amacı ile sefazolin sodyum sadece duyarlı bakterilerin neden olduğu kanıtlanmış enfeksiyon veya çok yüksek enfeksiyon olasılığı durumlarında kullanılmalıdır. Tedavinin seçimi veya değiştirilmesinde kültür ve duyarlılık sonuçları esas alınmalıdır. Bu verilerin eksik olması durumunda bölgesel epidemiyoloji ve duyarlılık ölçütleri ampirik tedavi seçiminde rol oynayabilir.

Farmakodinamik Özellikler

Sefazolin sodyum bakteri hücre duvarı sentezini inhibe ederek bakterisid etki gösteren bir sefalosporindir.   Sefazolin sodyum Staphylococcus aureus (penisilinaz üreten suşlar dahil), Staphylococcus epidermidis (metisiline dirençli stafilokoklar hariç), A grubu beta hemolitik streptokoklar ve diğerstreptokok suşları, Streptococcus pneumoniae, Escherichia coli, Proteus mirabilis, Klebsiella türleri, Enterobacter aerogenes, Haemophilus influenzae’ ya karşı duyarlıdır.

Farmakokinetik Özellikler

Sefazolin sodyum enjeksiyondan sonra kanda hızla yüksek konsantrasyonlara ulaşır. Böbrek, karaciğer ve akciğer dokularına kolaylıkla geçer.   İnsanlarda 1.0 g Sefazolin sodyumun intramüsküler uygulanması sonucunda 1. saatte elde edilen serum konsantrasyonu 64 mcg/mL’ye ulaşır ve 8. saat sonunda, 7 mcg/mL’ye kadar düşer. 1.0 g Sefazolin sodyum’un intravenöz uygulanmasından sonra elde edilen zirve serum konsantrasyonu 185 mcg/mL’dir. Çocuklara 10-12,5 mg/kg ve 5-6.25 mg/kg dozunda yapılan IM uygulamalar sonrasında serum doruk konsantrasyonları sırasıyla, 28 mcg/mL ve 42 mcg/mL olarak bulunmuştur. Doruk konsantrasyona ortalama 30 dakika içinde ulaşılmıştır. Sefazolin sodyum’un serum yarılanma ömrü intramüsküler uygulamada yaklaşık 2 saattir.   Safra ile yüksek oranda itrah olur. Sefazolin Sodyum’un safra konsantrasyonları, serum konsantrasyonlarının 5 katına kadar çıkabilir.   Sinoviyal sıvıdaki Sefazolin sodyum konsantrasyonu ilacın uygulanmasından 4 saat sonra serumda elde edilen konsantrasyona yakın düzeydedir.   Sefazolin sodyum’un % 90’dan fazlası idrarda değişmeden dışarı atılır. İlk 6 saat içinde % 60’ı, 24 saat içinde ise yaklaşık % 90’ı idrarla itrah edilir.   Sefazolin sodyum’un 500 mg ve 1.0 g’lık intramüsküler dozlarından sonra idrarda sağladığı zirve konsantrasyonlar 2400 mcg/mL ve 4000 mcg/mL’ dir.

Farmasötik Şekli

Enjektabl Flakon

Formülü

Her flakon; 1.0 g Sefazolin aktivitesine eşdeğer sefazolin sodyum içerir. Beraberindeki her çözücü ampulde 4 mL %0.5’lik lidokain hidroklorür bulunmaktadır. Steril ve apirojendir.

İlaç Etkileşmeleri

Probenesid sefalosporinlerle birlikte kullanıldığında bunların böbrek tubuluslarından salgılanmasını azaltarak sefalosporinlerin kan düzeylerinin daha yüksek olmasına ve daha uzun zaman devam etmesine yol açar.

Kontraendikasyonlar

Sefalosporin grubu antibiyotiklere karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda kullanılmamalıdır.   Ayrıca; lokal anesteziklere aşırı duyarlılığı olan kişilerde veya kalp bloku olan hastalarda çözücüsünde lidokain hidroklorür bulunması nedeni ile uygulanmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Erişkinlerde   Orta ve ağır şiddetteki enfeksiyonların tedavisinde 500 mg – 1.0 g Cefozin 6 veya 8 saatte bir uygulanmalıdır.   Duyarlı Gram-pozitif kokların etken olduğu hafif enfeksiyonlarda 250-500 mg Cefozin 8 saatte bir uygulanmalıdır.   Akut, komplike olmayan üriner sistem enfeksiyonlarında 1.0 g Cefozin 12 saatte bir uygulanmalıdır.   Pnömokoksik pnömoni tedavisinde 500 mg Cefozin 12 saatte bir uygulanmalıdır.   Ağır, hayatı tehdit edici enfeksiyonların tedavisinde (endokardit, septisemi gibi) 1.0 g-1.5 g Cefozin 6 saatte bir uygulanmalıdır.   Profilaktik kullanım   Kontamine veya potansiyel olarak kontamine cerrahi müdahalelerde postoperatif enfeksiyonları önlemek için tavsiye edilen dozlar;   Cerrahi müdahalenin başlamasından 30-60 dakika önce 1.0 g Cefozin intravenöz veya intramüsküler yoldan uygulanır. Uzun süreli cerrahi müdahalelerde (2 saat veya daha fazla ) ameliyat boyunca 500 mg – 1.0 g Cefozin intravenöz veya intramüsküler yoldan uygulanır. 24 saat boyunca 6-8 saatte bir 500 mg -1.0 g Cefozin intravenöz veya intramüsküler yoldan uygulanır. Enfeksiyon oluşması özellikle tehlike yaratabilecek cerrahi müdahalelerde, Cefozin’in profilaktik uygulamasına ameliyatın tamamlanmasını takiben 3-5 gün devam edilebilir.   Renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doz Böbrek Fonksiyonu   Serum Kreatinini (% mg) Kreatinin Klirensi (mL/dak) Doz   Hafif bozukluk   1.5 den az 55 ve üstü Tam doz Orta derecede Bozukluk 1.6-3.0   35-54 Tam doz en az 8 saat ara ile Şiddetli Bozukluk 3.1- 4.5 11-34 1/2 doz 12 saat ara ile İleri derecede Şiddetli bozukluk   4.6 ve üstü   10 dan az 1/2 doz 18-24 saat ara ile Önerilen azaltılmış dozlar, enfeksiyonun derecesine göre değişen yükleme dozundan sonra uygulanmalıdır.   Çocuklarda kullanım   Hafif orta şiddetli enfeksiyonların tedavisinde günlük toplam doz 25-50 mg/kg 3-4 eşit doza bölünmüş olarak verilebilir. Ciddi enfeksiyonların tedavisinde doz kg başına 100 mg’a kadar artırılabilir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Cefozin 250 mg IM/IV Enjektabl Flakon   Cefozin 500 mg IM/IV Enjektabl Flakon   Cefozin 1 g IM/IV Enjektabl Flakon   Cefozin 250 mg IM Enjektabl Flakon   Cefozin 500 mg IM Enjektabl Flakon

Saklama Koşulları

30oC’nin altında, oda sıcaklığında ve ışıktan koruyarak saklayınız.   Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.   SULANDIRILDIKTAN SONRA BEKLETİLMEDEN KULLANILMALIDIR.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

1 g Sefazoline eşdeğer kuru toz halinde sefazolin sodyum içeren flakon ve çözücü 4 mL %0.5 lidokain hidroklorür içerir.

Uyarılar/Önlemler

Cefozin sefalosporin, penisilin ya da diğer ilaçlara karşı alerjisi olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Alerji durumlarında tedavi durdurulur ve hasta derhal epinefrin ve benzeri presöraminlerle, antihistaminiklerle veya kortikosteroidlerle tedaviye alınır.   Cefozin’ in devamlı kullanılması duyarlı olmayan mikroorganizmaların üremesine neden olabilir. Psödomembranöz kolit belirtilerinin ortaya çıkması halinde ise ilaç kesilmeli ve uygun tedaviye geçilmelidir.   Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda Cefozin dozu azaltılarak verilmelidir. Benedict, Fehling ya da ClinitestÒ tabletleriyle yapılan idrar glukoz tayinleri yalancı pozitif reaksiyon verebilir.   Hamile ve Süt verenlerde Kullanımı   Hamilelikte B kategorisindedir.   Cefozin gebelikte tıbbi zaruret olmaksızın kullanılmamalıdır.   Emziren annelerde uygulanması halinde dikkatli olunmalıdır.   Prematüre ve Yenidoğanlarda   Cefozin’ in prematürelerde ve bir aydan küçük çocuklarda kullanılmasının güvenilirliği ve etkinliği henüz bildirilmemiştir.   Araç ve Makine Kullanımına etkisi   –

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Gastrointestinal: Diyare, oral kandidiyazis, bulantı, kusma, karın ağrıları, anoreksi, antibiyotik tedavisi sırasında psödomembranöz kolit semptomları görülebilir. Bulantı ve kusma nadiren bildirilmiştir.   Alerjik: Anafilaksi, eozinofili, kaşıntı, ilaç ateşi, cilt döküntüsü.   Hematolojik: Nötropeni, lökopeni, trombositopeni.   Hepatik ve renal: Renal veya hepatik yetmezliğe bağlı olmaksızın SGOT, SGPT, BUN ve alkalen fosfataz seviyelerinde geçici artışlar bildirilmiştir.   Lokal reaksiyonlar: Enjeksiyon yerinde ağrı nadirdir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

CRIXIVAN ile insanlarda dozaşımı ile ilgili bildiri bulunmaktadır. Genelde en çok rapor edilen semptomlar gastrointestinal (bulantı, kusma, diyare gibi) ve renal semptomlardır (nefrolitiyaz, lomber ağrı, hematüri gibi). CRIXIVAN’ın peritoneal diyaliz ya da hemodiyaliz ile diyalize olup olmadığı bilinmemektedir.

Endikasyonlar

CRIXIVAN, HIV-1 infeksiyonunun tedavisinde endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

İndinavir, saf HIV-1 ve HIV-2 proteazı, HIV-1 için, HIV-2’ye göre yaklaşık on katı bir seçicilikle inhibe eder.  Bu bileşik doğrudan doğruya proteazın aktif bölgesine bağlanır ve böylece bu enzimin kompetitif bir inhibitörüdür. Bu inhibisyon, yeni oluşan virüs partikülünün olgunlaşması sırasında virüsün prekürsör poliproteininin bölünmesini engeller.  Sonuç olarak ortaya çıkan olgun hale gelmemiş partiküller infeksiyöz değildirler ve yeni infeksiyon siklusları oluşturma yeteneğine sahip değildirler. İndinavir, insan renin, insan katepsin D, insan elastaz ve insan faktör Xa gibi diğer ökaryotik proteazları anlamlı olarak inhibe etmemiştir. Gerek sağlıklı kişilerde ve gerekse HIV-1 infeksiyonu olan hastalarda uygulanan 200-1000 mg’lık doz sınırında, indinavir plazma konsantrasyonlarında, dozla orantılı artışlardan hafifçe daha fazla bir artış olmuştur.

Farmakokinetik Özellikler

İndinavir aç karnına alındığında süratle emilerek pik plazma konsantrasyonuna 0.8 saatte ulaşılır. Sekiz saat arayla 800 mg verildiğinde, plazma konsantrasyon zaman eğrisi altında kalan alan (AUC) 27,813 nM saat, pik plazma konsantrasyonu Cmax 11.144 nM, doz sonrasındaki sekizinci saatteki (vadi) plazma konsantrasyonu 211 nM olarak gerçekleşmiştir. İndinavirin kalori, yağ ve proteinden zengin bir yemekle uygulanması sonucunda AUC % 80 ve Cmax % 85 oranlarında azalmıştır. Daha hafif yemekler ile birlikte verilmesi (reçelli ekmek, yağsız sütlü kahve, şekerli yağsız süt gibi); AUC, Cmax veya vadi konsantrasyonlarında çok az değişikliğe yol açmıştır.   İndinavir insan plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanmaz (% 39’u bağlanmaz). 14C-indinavirin 400 mg’lık bir dozundan sonra toplam radyoaktivitenin %83’ü dışkıda ve %19’u ise idrarda saptanmıştır. Biri glukuronid ve altısı oksidatif olmak üzere yedi adet metaboliti izole edilmiştir. İn vitro çalışmalar oksidatif metabolitlerin oluşmasından sorumlu başlıca enzimin sitokrom P-450 3A4 olduğunu göstermiştir. İndinavirin %20’sinden daha azı idrarda değişmemiş olarak itrah edilir. İndinavirin eliminasyon yarı ömrü 1.8±0.4 saattir ve her sekiz saatte bir 800 mg’lık çoklu doz uygulamalarında anlamlı bir birikme gözlenmemiştir

Farmasötik Şekli

Kapsül

Formülü

CRIXIVAN®, her kapsülde 200 mg indinavire eşdeğer indinavir sülfat ve boyar madde olarak titanyum dioksit içerir.

İlaç Etkileşmeleri

İndinavir ile spesifik ilaç etkileşim çalışmaları gerçekleştirilmiş olan zidovudin, zidovudin/lamivudin, trimetoprim/sulfametoksazol, flukonazol, isoniazid, klaritromisin, metadon veya oral kontraseptif (noretindron/etinil estradiol 1/35) gibi ilaçlar ile klinik olarak anlamlı etkileşimler gözlenmemiştir. Ancak klinik olarak anlamlı etkileşimler aşağıda belirtilmiştir:   Rifampin: Rifampinin P-450 3A4’ün güçlü bir indükleyicisi olması nedeni ile indinavirin plazma konsantrasyonlarında anlamlı bir düşme sağlayabileceğinden, rifampin ve CRIXIVAN’ın birlikte uygulanması önerilmemektedir.   Rifabutin: CRIXIVAN ile birlikte uygulandığında rifabutinin plazma konsantrasyonlarında yükselme olduğundan, CRIXIVAN ile birlikte uygulandıklarında rifabutin dozunun azaltılması ve CRIXIVAN dozunun artırılması gereklidir (bkz. KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU).   Ketokonazol: CRIXIVAN ve ketokonazol birlikte uygulandıklarında indinavirin plazma konsantrasyonlarında artış olacağından indinavir dozunun  azaltılması düşünülmelidir.   Itrakonazol: Itrakonazol P-450 3A4’ü inhibe ettiği için indinavirin plazma konsantrasyonlarını yükseltir. Bu yüzden CRIXIVAN ve itrakonazol birlikte uygulandıklarında indinavir dozunun azaltılması önerilir (bkz. KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU).   Delavirdin: Indinavir plazma konsantrasyonlarında (ön çalışma sonuçlarına göre) bir artış olduğu için, CRIXIVAN ve delavirdin birlikte uygulanacağı zaman indinavir dozunun azaltılması düşünülmelidir.   Diğer: Indinavir ve didanosin birlikte uygulandıklarında, aç karnına ve en az bir saat ara ile uygulanmalıdırlar.   Rifampinden daha az potansiyel olarak CYP3A4’ü indükliyen fenobarbital, fenitoin, karbamazepin, deksametazon gibi diğer ilaçlar, indinavirin plazma konsantrasyonunu azaltabileceklerinden indinavir ile dikkatli kullanılmalıdırlar.

Kontraendikasyonlar

CRIXIVAN ürünün içinde bulunan herhangi bir maddeye karşı aşırı duyarlılık gösteren hastalarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Kapsüller çiğnenmeden ve açılmadan yutulmalıdır.   CRIXIVAN’ın önerilen dozu ağız yolu ile her sekiz saatte bir 800 mg’dır (iki adet 400 mg’lık kapsül). CRIXIVAN tedavisi önerilen doz olan 2.4 g/gün olarak başlatılmalıdır. CRIXIVAN’ın tek başına ya da diğer antiretroviral ilaçlar ile birlikte kullanılma dozları aynıdır.   CRIXIVAN : HIV-1 infeksiyonlu erişkin hastaların tedavisinde onaylanmış antiretroviral ajanlar (örn. nukleosid ve nükleosid olmayan revers transkriptaz inhibitörleri)  ile birlikte; nukleosid veya nükleosid olmayan revers transkriptaz inhibitörleri ile tedavinin klinik olarak uygun olmadığı HIV-1 infeksiyonlu erişkin hastalarda monoterapi olarak CRIXIVAN 8 saatlik aralıklarla kullanılmalıdır. Optimal emilim için CRIXIVAN yemeklerden 1 saat önce ya da 2 saat sonra suyla alınmalıdır. Diğer seçenek olarak CRIXIVAN yağsız süt, meyve suyu, kahve veya çay ile ayrıca hafif bir yemek ile örneğin reçelli ekmek, meyve suyu, yağsız şekerli süt ile birlikte de alınabilir.   Yeterli hidrasyonu sağlamak için hastanın 24 saat boyunca en az 1.5 litre sıvı içmesi önerilir.   Birlikte Tedavi Rifabutin: CRIXIVAN ve rifabutin birlikte verildiğinde rifabutinin standart dozunun yarıya azaltılması (rifabutin için üretici firmanın reçeteleme bilgilerine bakınız) ve CRIXIVAN dozunun her 8 saatte 1000 mg’a çıkarılması önerilir.   Ketokonazol: Birlikte ketokonazol verildiğinde CRIXIVAN dozunun her 8 saatte bir 600 mg’a azaltılması önerilir.   Itrakonazol: Birlikte günde iki kez 200 mg itrakonazol verildiğinde CRIXIVAN dozunun her 8 saatte bir 600 mg’a azaltılması önerilir.   Delavirdin: Birlikte günde üç kez 400 mg delavirdin verildiğinde CRIXIVAN dozunun her 8 saatte bir 600 mg’a azaltılması önerilir.   Siroza bağlı Karaciğer Yetersizliği Siroza bağlı hafif ila orta dereceli karaciğer yetmezliği olan hastalarda CRIXIVAN dozu her 8 saatte bir 600 mg’a düşürülmelidir.   Nefrolitiyaz Bir veya daha fazla nefrolitiyaz epizotları olan hastalarda medikal tedavi, yeterli hidrasyona ek olarak tedavi geçici olarak (örn. 1-3 gün) durdurulması veya tamamen kesilmesini içerebilir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CRIXIVAN 400 mg Kapsül.

Ruhsat Sahibi

Merck & Co., Inc., U.S.A. lisansı ile   Merck Sharp Dohme İlaçları Ltd.Şti. İstinye- – İSTANBUL

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

23.10.1998-104/84

Saklama Koşulları

15-30°C arasındaki oda sıcaklığında, kuru bir yerde ve sıkıca kapalı olarak saklayınız.Hekime danışılmadan kullanılmamalıdır. ÇOCUKLARIN GÖRMEYECEĞİ, ERİŞEMEYECEĞİ YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Her kapsülde 200 mg indinavir içeren 360 kapsüllük kutularda.

Uyarılar/Önlemler

Nefrolitiyaz: CRIXIVAN kullanımı ile nefrolitiyaz oluşmuştur. Bazı olgularda; nefrolitiyaz ile birlikte renal yetersizlik veya akut renal yetmezlik görülmüş olmakla birlikte bu olguların çoğunda renal yetersizlik ve akut renal yetmezlik geri dönmüştür. Hematüri ile birlikte ya da hematüri olmaksızın (mikroskobik hematüri dahil) bel ağrısını da içeren nefrolitiyazis  semptom ve bulguları oluşur ise tedavinin geçici olarak durdurulması (örn., 1-3 gün) veya tedavinin kesilmesi göz önüne alınabilir. CRIXIVAN tedavisindeki tüm hastalarda yeterli hidrasyon önerilir (bkz. YAN ETKİLER, KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU; Nefrolitiyaz).   Akut Hemolitik Anemi: Bazı olgularda ağır ve hızlı ilerleyen akut hemolitik anemi bildirilmiştir. Tanı belirlendiğinde, hemolitik anemi tedavisi için uygun önlemler alınmalıdır. CRIXIVAN tedavisinin kesilmesi gerekebilir.   Hepatit: CRIXIVAN tedavisi uygulanan hastalarda nadiren karaciğer yetmezliğini içeren hepatit bildirilmiştir. Çünkü bu hastaların çoğunluğunda aynı zamanda başka tıbbi  koşullar da bulunmakta ve/veya birlikte başka tedaviler de uygulanmaktadır. CRIXIVAN ile bu olaylar arasında nedensel bir ilişki saptanamamıştır.   Hiperglisemi: HIV ile infekte ve proteaz inhibitör tedavisi yapılan hastalarda yeni başlayan diabetes mellitus veya hiperglisemi gelişimi veya mevcut diabetes mellitus alevlenmeleri bildirilmiştir. Bu bildirimlerin çoğu aynı zamanda başka hastalıkları da olan ve bu hastalıkların tedavisi için özellikle diabetes mellitus veya hiperglisemi gelişimine yol açabilen ajanları da kullanan hastalarda bildirilmiştir. Bazı hastalar bu durumların tedavisi için oral hipoglisemik ajanlara veya insülin başlanmasına veya doz ayarlamasına gerek duyarlar. Bazı olgularda diabetik ketoasidoz oluşmuştur. Olguların çoğunda proteaz inhibitörleri ile tedaviye devam edilmekle birlikte, bazı olgularda  ise tedavi kesilmiş veya ara verilmiştir. Bazı hastalarda proteaz inhibitörü tedavisinin kesilmesine rağmen, tedavi öncesinde diabet varlığından bağımsız olarak hiperglisemi devam etmiştir. Bu durumlar ile proteaz inhibitörü tedavisi arasında nedensel bir ilişki kurulamamıştır.   Aynı anda başka hastalıklarıda bulunan hastalar: Proteaz inhibitörleri ile tedavi olan hemofili A ve B’li hastalarda spontan kanamalar bildirilmiştir. Bazı hastalarda ek olarak  faktör VIII gerekmiştir. Bildirilen olguların çoğunda proteaz inhibitörleri ile tedavi devam etmiş veya yeniden başlatılmıştır. Bu epizotlar ile proteaz inhibitör tedavisi arasında nedensel bir ilişki kurulamamıştır (bkz. Yan etkiler)   Siroza bağlı karaciğer yetersizliği olan hastalar: Bu hastalarda CRIXIVAN dozu, CRIXIVAN metabolizmasındaki düşme nedeni ile azaltılmalıdır.   Gebelikte Kullanım Gebe kadınlarda yapılmış yeterli ve iyi kontrollü araştırmalar bulunmamaktadır. Dolayısıyla gebelikte CRIXIVAN kullanımı ancak anneye sağlanacak potansiyel yarar fetusta oluşabilecek potansiyel zarara üstün geliyorsa düşünülmelidir.   Emziren Annelerde Kullanım Indinavirin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Pek çok ilaç insan sütüne geçtiğinden ve CRIXIVAN ile emzirilen bebeklerde potansiyel istenmeyen reaksiyonlar nedeni ile CRIXIVAN kullanan anneler, emzirmeyi kesme konusunda bilgilendirilmelidirler.    Çocuklarda Kullanım Çocuklarda güvenilirliği ve etkinliği henüz kanıtlanmamıştır.

Üretim Yeri

Merck & Co., Inc., Elkton, VIRGINIA 22827, ABD

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Dünya çapındaki kontrollü klinik çalışmalarda tek başına ya da diğer antiretroviral ajanlarla (zidovudin, didanosin ve/veya lamivudin) birlikte kullanılan CRIXIVAN genellikle iyi tolere edilmiştir. CRIXIVAN kullanımı zidovudin, didanosin veya lamivudin kullanımlarına bağlı bilinen başlıca toksisitelerin tipi, sıklığı veya şiddetini değiştirmemiştir.   CRIXIVAN ile birlikte bildirilen istenmeyen etkiler genelde hafif ve tedavinin kesilmesini gerektirmeyecek düzeyde olmuştur. Herhangi bir istenmeyen etkiye bağlı olarak tedavinin terkedilmesi oranları tek başına CRIXIVAN kullanan hastalarda % 5.1, CRIXIVAN ile diğer retroviral ajanları birlikte kullanan hastalarda % 5.7 ve tek başına diğer antiretroviral ajanları kullananlarda % 6.8 olarak gerçekleşmiştir.   Tek başına CRIXIVAN kullanan hastaların % 5 veya daha üzerinde araştırmacılar tarafından ilaca bağlı olması belki, olasılıkla veya kesin olarak bildirilen istenmeyen etkiler : Asteni yorgunluk, abdominal ağrı, asit regürjitasyonu, diyare, ağız kuruluğu, dispepsi, flatulans, bulantı, kusma, lenfadenopati, sersemlik, baş ağrısı, hiperestezi, uykusuzluk, cilt kuruluğu, kaşıntı, döküntü ve tat değişiklikleridir. Bu istenmeyen etkilerin bir çoğunun bu popülasyonda zaten mevcut olan veya sık rastlanan durumlar olduğu saptanmıştır.   Klinik çalışmalarda CRIXIVAN kullanan hastaların %4’ünde mikroskopik hematüri dahil hematüri ile birlikte veya tek başına bel ağrısını da içeren nefrolitiyazis bildirilmiştir. Genelde bu olaylar renal disfonksiyonla birlikte görülmemiştir. Hidrasyon ve tedavinin geçici olarak durdurulması ile (örn., 1-3 gün) kaybolmuştur. Bu hastaların da ancak % 9.2’si akut dönemi takiben tedaviyi bırakmışlardır.   Ayrıca ilaç pazara verildikten sonra ilaçla nedensel bir ilişkisi saptanamamış olan aşağıdaki ek istenmeyen etkiler bildirilmiştir:   Tüm Vücut: Abdominal distansiyon; boynun arkası, göğüsler, batın, ve reproperitonal alanlarda vücut yağı birikimi veya yeniden dağılımı.   Sindirim Sistemi : Karaciğer fonksiyon anormallikleri; nadiren karaciğer yetmezliği bildirilen hepatit (bkz. UYARILAR), pankreatit.   Hematolojik: Hemofili hastalarında spontan kanamada artış; akut hemolitik anemi (bkz. UYARILAR).   Endokrin/Metabolik: Yeni oluşan hiperglisemi veya diabetes mellitus veya önceden varolan diabetes mellitus’ta alevlenme (bkz. UYARILAR)   Aşırı Duyarlılık: Anafilaktoid reaksiyonlar   Deri ve Deri Ekleri: Eritema multiform ve Stevens Johnson Sendromu da dahil olmak üzere kızarıklıklar; hiperpigmentasyon; saç dökülmesi; ürtiker, tırnakların içe dönmesi, paronikia.   Ürogenital Sistem: Genellikle böbrek fonksiyon bozukluğu olmadan nefrolitiyaz; bununla birlikte akut böbrek yetmezliği de dahil olmak üzere böbrek fonksiyon bozukluğu ile birlikte nefrolitiyaz bildirilmiştir (bkz. UYARILAR); kristalüri; intersitisyel nefrit.   Laboratuvar Test Bulguları Tek başına CRIXIVAN kullanan hastaların % 5 veya daha üzerinde araştırmacılar tarafından ilaca bağlı olması belki, olasılıkla veya kesin olarak bildirilen en sık rastlanan istenmeyen laboratuvar etkileri : ALT, AST, indirekt serum bilirubini, total serum bilirubini ve idrar proteini değişiklikleridir. Tek başına CRIXIVAN ya da diğer antiretroviral ajanlarla birlikte tedavi edilen hastaların ancak % 1’i tedaviyi bu istenmeyen laboratuvar etkilerine bağlı olarak terketmişlerdir.   Tek başına CRIXIVAN ya da diğer antiretroviralleri birlikte kullanan hastalarda yükselmiş indirekt bilirubine bağlı olarak izole asemptomatik hiperbilirubinemi (total bilirubin ³ 2.5 mg/dL)  ve nadiren de ALT, AST veya alkalen fosfataz yükselmeleri bildirilmiştir. Hastaların çoğu CRIXIVAN tedavisine dozu azaltmaya gerek duymadan devam etmişlerdir ve bilirubin değerleri dereceli olarak başlangıç değerlerine doğru azalmıştır.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

28 ve 98 film tablet içeren PVDC/ AL folyo blister ve karton kutu ambalaj

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

Diğer antihipertansif ilaçlarla olduğu gibi, araç veya makine kullanırken dikkatli olunması önerilir.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

cardopan PLUS’ı aşağıdaki durumlarda kullanmayınız   Eğer:   • Valsartan, hidroklorotiyazid veya benzeri idrar söktürücülere (diüretiklere) karşı ya da yukarıda belirtilen ilacın bileşimindeki yardımcı maddelerden herhangi birisine aşırı duyarlığınız varsa, eğer hangisinin sizin için zararlı olduğunu bilmiyorsanız veya emin değilseniz, doktorunuza veya eczacınıza sorunuz. • Ciddi karaciğer veya böbrek hastalığınız varsa, • Kanınızdaki sodyum veya potasyum düzeyi çok düşükse ya da tedaviye rağmen kanınızdaki kalsiyum düzeyi çok yüksekse, • Gut hastalığınız varsa, • Gebeyseniz veya gebe kalmayı planlıyorsanız       cardopan PLUS’ı aşağıdaki durumlarda dikkatli kullanınız   Eğer:   • Karaciğer veya böbrek hastalığı, • Diyabet (yüksek kan şekeri), • Ateş, cilt döküntüsü, eklem ağrısı (lupus eritematozus hastalığı veya geçmişi belirtisi), • Kanınızın potasyum ve sodyum düzeyinde düşme, • Kanınızın kolesterol, ürik asit ve trigliserit düzeyinde yükselme, • Kusma, ishal veya yüksek dozda idrar söktürücü (diüretik) almaya bağlı rahatsızlığınız varsa • Emziriyorsanız.   Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.   cardopan PLUS’ın yiyecek ve içecek ile kullanılması   CARDOPAN PLUS aç karnına ya da besinlerle birlikte alınabilir. Doktorunuz izin verinceye kadar alkol kullanmayın. Alkol, kan basıncınızın daha fazla düşmesine ve/veya başınızın dönmesine veya bayılmanıza neden olabilir.   Hamilelik İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. Gebeyseniz veya gebe kalmayı planlıyorsanız CARDOPAN PLUS kullanmayınız. Benzer ilaçların kullanılması henüz doğmamış çocuğa ciddi hasar verebilir. Bu nedenle, gebe olma olasılığınız varsa ya da gebe kalmayı planlıyorsanız hemen doktorunuzu bilgilendirmeniz önemlidir. Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.   Emzirme İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. Emzirme dönemi süresince de CARDOPAN PLUS kullanmamanız önerilir. CARDOPAN PLUS bileşimindeki diüretik madde süt miktarınızı azaltabilir. Emziriyorsanız doktorunuzu bilgilendiriniz.    Araç ve makine kullanımı Yüksek kan basıncının tedavisinde kullanılan diğer birçok ilaç gibi CARDOPAN PLUS da bazı hastalarda baş dönmesine neden olabilir ve konsantrasyonu olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle araç ve makine kullanımından önce veya diğer konsantrasyona ihtiyaç duyulan durumlarda, CARDOPAN PLUS’ın üzerinizde yapabileceği olumsuz etkinin düzeyinden emin olunuz.   CARDOPAN PLUS’ın içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler Tabletler laktoz monohidrat içermektedir.Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz. CARDOPAN PLUS içeriğinde bulunan yardımcı maddelere karşı aşırı bir duyarlılığınız yoksa bu maddelere bağlı olumsuz bir etki beklenmez.   Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı   Eğer: • Kan basıncını düşüren ilaçlar, • Potasyum takviyesi, potasyum tutucu idrar söktürücüler, potasyum içeren yapay tuzlar veya potasyum düzeylerini artıran heparin gibi ilaçlar, • Bazı psikolojik koşulların tedavisinde kullanılan bir ilaç olan lityum, • Ağrı veya iltihapların hafifletilmesinde kullanılan, özellikle nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlar, • Kortizon türü ilaçlar, steroidler, • Digoksin (kalp ilacı), • Kürar türevleri (kas gevşetici) • Allopurinol (anti-gut tedavisi) • Amantadin • Sitotoksik ilaçlar (kanser tedavisi) • Antikolinerjik ajanlar • Siklosporin • İnsülin veya ağızdan alınan şeker düşürücü ilaçlar, • Kolestiramin ve kolestipol; özellikle kandaki yüksek düzeydeki lipitlerin tedavisinde kullanılan reçineler, • Vitamin D ve kalsiyum tuzları kullanıyorsanız, doktorunuzu mutlaka bilgilendiriniz.   Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

Tüm ilaçlar gibi, CARDOPAN PLUS’ın içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir. CARDOPAN PLUS’ın kullanılması sonucunda aşağıda belirtilen yan etkiler ortaya çıkabilir:   Aşağıdakilerden biri olursa, CARDOPAN PLUS’ı kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:   • Alerjik reaksiyonlar (yüzde, göz kapağında, dudaklarda şişkinlik).   Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin CARDOPAN PLUS’a karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir. Bu çok ciddi yan etkilerin hepsi oldukça seyrek görülür.   Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:   • Boğaz ağrısı, ateş veya titreme (bir kan hastalığı olan serum hastalığının belirtisi) • Göz ve ciltte sararma (sarılık belirtisi) • El, ayak veya dudaklarda uyuşukluk veya ürperti • Normal olmayan kanama veya çürüme (trombositopeni belirtisi) • Bulanık görme • Düzensiz kalp atışı • Bulantı, kusma veya ateşle eşliğindeki karın ağrısı (pankreatit belirtisi) • Ağrılı veya ağrısız damar iltihabı (nekrotize anjiit belirtisi) • Kabarcıklı döküntü • Solunum sorunları (pnömonit ve akciğer ödemi belirtisi) • Yetersiz böbrek fonksiyonu (böbrek fonksiyonunun bozulması). Bunların hepsi ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahale gerekebilir.   Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, doktorunuza söyleyiniz:   • Baş ağrısı • Oturma veya yatma pozisyonundan kalkarken baş dönmesi veya sersemlik • Normalin dışında yorgunluk veya güçsüzlük (bazen potasyum kaybı belirtisi olabilir) • Potasyum, sodyum, magnezyum ve kalsiyum seviyelerinde azalma • İştah kaybı • Cilt döküntüsü veya kaşıntı • Ciltte günışığına karşı artan duyarlık • Kas ağrısı • Ereksiyon güçlüğü veya sekse karşı ilgi kaybı • Kusma • Bulantı • Sırt veya mide ağrısı • Kabızlık • Eklemlerde ağrı • Grip ya da soğuk algınlığı benzeri belirtiler • Kuru öksürük • Kuvvetli baş dönmesi • Deride kızarıklık • Uyku bozukluğu.   Bunlar CARDOPAN PLUS’ın hafif yan etkileridir.   Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

İlaç Nasıl Kullanılır

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar:   Sık sık yüksek kan basıncı olan hastalar, bu problemin belirtilerine dikkat etmezler. Birçok kişi, bu durumda normal hissedebilir. Kendinizi iyi hissetseniz bile, bu durum sizin ilacınızı almanızı, doktorunuz ve eczacınızın söylediklerini yerine getirmenizi daha önemli kılar. Doktorunuzun açıklamalarını dikkatle uygulayınız. Önerilen dozu aşmayınız.   CARDOPAN PLUS’ın ne kadar ve ne sıklıkta kullanılacağına doktorunuz karar verecektir. Tedaviye vereceğiniz cevaba göre, doktorunuz daha yüksek ya da daha düşük doz önerebilir. CARDOPAN PLUS için normal günlük doz bir tablettir. Doktorunuzla konuşmadan dozu değiştirmeyin veya tedaviye son vermeyin.   Uygulama yolu ve metodu:   CARDOPAN PLUS yalnızca ağız yoluyla kullanılır. CARDOPAN PLUS aç karnına ya da besinlerle birlikte alınabilir. Tableti bir bardak su ile yutunuz.   Değişik yaş grupları:   Çocuklarda kullanımı: CARDOPAN PLUS’ın çocuklarda kullanımına dair deneyim bulunmamaktadır.  Yaşlılarda kullanımı:65 yaş veya üzerindeki kişiler de CARDOPAN PLUS kullanabilir.   Özel kullanım durumları:   Böbrek /Karaciğer yetmezliği:Özellikle 65 yaşın üzerinde kalp, karaciğer veya böbrek hastalıklarınız var ise veya potasyum takviyeleri kullanıyorsanız, zaman zaman kanınızdaki potasyum veya diğer minerallerin ölçülmesi gerekebilir. Doktorunuz bu konuda size öneride bulunacaktır. İlacın etkili olduğundan emin olabilmek için düzenli doktor kontrollerinde, doktorun gelişimi takip etmesi önemlidir. Doktorunuz ayrı bir tavsiyede bulunmadıkça, bu talimatları takip ediniz.   Doktorunuz CARDOPAN PLUS ile tedavinizin ne kadar süreceğini size bildirecektir. Tedaviyi erken kesmeyiniz, çünkü CARDOPAN PLUS tedavisini durdurmak hastalığınızın daha kötüye gitmesine neden olabilir.   Eğer CARDOPAN PLUS’ın etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.   Kullanmanız gerekenden daha fazla CARDOPAN PLUS kullandıysanız:   CARDOPAN PLUS’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.   CARDOPAN PLUS’ı kullanmayı unutursanız: İlacınızı her gün aynı zamanda, tercihen sabahları almanız önerilir. İlacı bir doz almayı unuttuğunuzda, hemen bir tablet alınız. İlacı aldığınız zaman sonraki dozun alınma zamanına yakınsa, bu dozu atlayıp almayınız ve daha sonra normal kullanıma devam ediniz. Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.   CARDOPAN PLUS ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler: CARDOPAN PLUS tedavisini kesmek hastalığınızın daha kötüye gitmesine neden olabilir. Doktorunuz tarafından belirtilmedikçe tedaviyi kesmeyiniz

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

CARDOPAN PLUS, 28 ve 98 adet film tablet içeren blister ambalajda takdim edilmektedir. Tabletler oblong, çentiksiz, pembe renklidir. Her bir film tablet, 80 mg valsartan ve 12.5 mg hidroklorotiyazid içerir. CARDOPAN PLUS, yüksek kan basıncının kontrol edilmesine yardımcı olan anjiyotensin II antagonisti ve idrar söktürücü (diüretik) içerir. CARDOPAN PLUS yüksek kan basıncının düşürülmesinde kullanılır.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

CARDOPAN PLUS’ı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız. Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra CARDOPAN PLUS’ı kullanmayınız. Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz CARDOPAN PLUS’ı kullanmayınız.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü” yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

CARDOPAN PLUS 80 / 12,5 MG film tablet

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

Diğer antihipertansif ilaçlar ile birlikte kullanılması, antihipertansif etkisini artırabilir.   Potasyum takviyesi, potasyum tutucu diüretikler, potasyum içeren yapay tuzlar veya potasyum düzeylerini artıran heparin vs. gibi diğer ilaçlarla birlikte dikkatle ve serum potasyum düzeyleri sık aralıklarla izlenerek kullanılmalıdır.   ADE inhibitörleri ve tiyazid grubu diüretikler ile birlikte kullanılması sırasında serum lityum konsantrasyonlarında reversible artışlar ve toksisite bildirilmiştir. Valsartan ile lityumun birlikte kullanılması konusunda herhangi bir deneyim olmadığından, böyle bir uygulama sırasında serum lityum konsantrasyonlarının izlenmesi önerilir.   Valsartan ile monoterapi sırasında aşağıdaki ilaçlarla, klinik önemi olan herhangi bir ilaç etkileşimi bildirilmemiştir: Simetidin, varfarin, furosemid, digoksin, atenolol, indometasin, hidroklorotiyazid, amlodipin, glibenklamid.   Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu’nun tiyazid komponentine bağlı olarak, aşağıdaki ilaç etkileşimleri görülebilir:   Hidroklorotiyazidin de dahil olduğu tiyazid grubu diüretikler, kürar türevlerinin etkisini güçlendirir.   Salisilik asit türevleri, indometasin gibi nonsteroidal antienflamatuvar ilaçların birlikte kullanılması, Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu’nun tiyazid komponentinin diüretik ve antihipertansif etkilerini zayıflatabilir. Aynı zamanda mevcut hipovolemi, akut böbrek yetersizliğini başlatabilir. Potasyum atılmasına yol açan diüretikler (kaliüretikler), kortikosteroidler, ACTH, amfoterisin, karboneksolon, penisilin G ve salisilik asit türevleri, diüretiklerin hipokalemik etkilerini artırabilir.   İstenmeyen etki olarak gelişebilen, tiyazidlere bağlı hipokalemi veya hipomagnezemi, digitalise bağlı kalp aritmilerinin başlamasını kolaylaştırabilir. İnsülin ve oral antidiyabetik ajanların dozlarının yeniden ayarlanmasına ihtiyaç doğabilir.   Birlikte hidroklorotiyazidin de dahil olduğu tiyazid grubu diüretiklerin kullanılması, allopurinole karşı gelişecek aşırı duyarlılık reaksiyonlarının insidansını yükseltebilir, amantadine bağlı advers etkilerin gelişme riskini artırabilir, diazoksitin hiperglisemik etkisini şiddetlendirebilir ve siklofosfamid, metotreksat gibi sitotoksik ilaçların böbreklerden atılmasını azaltabilir ve bunların miyelosupressif etkilerini güçlendirebilir.   Atropin, biperiden gibi antikolinerjik ilaçlar, gastrointestinal motilite ve mide boşalma hızında azalma nedeniyle, tiyazid grubu diüretiklerin biyoyararlanımını artırabilir. Literatürde, hidroklorotiyazid ve metildopanın birlikte kullanılmasından kaynaklanan hemolitik anemi vakaları vardır. Kolestiramin (anyon değiştirici reçine), tiyazid grubu diüretiklerin emilimini azaltır.   Hidroklorotiyazidin de dahil olduğu tiyazid grubu diüretiklerin D vitamini veya kalsiyum tuzlarıyla birlikte verilmesi, serum kalsiyumundaki yükselmeyi artırabilir.   Birlikte siklosporin kullanılması, hiperürisemi ve gut-tipi komplikasyon gelişme riskini artırabilir.   Diğer antihipertansif ilaçlar gibi, dong quai, ephedra, yohimbin, ginseng ve sarımsak preparatları ile birlikte kullanımdan kaçınılmalıdır. Alkol, kan basıncının daha fazla düşmesine ve/veya baş dönmesine veya bayılmaya neden olabilir. Bu nedenle, Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu’nun alkolle kullanımından kaçınılmalıdır.   Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler   Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.   Pediyatrik popülasyon: Pediyatrik popülasyona ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.

Doz Aşımı Ve Tedavisi

Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu ile doz aşımı konusunda herhangi bir deneyim olmamakla birlikte, bu gibi vakalarda beklenecek başlıca belirti bilinç bulanıklığı, dolaşım kollapsı ve/veya şoka yol açabilen belirgin hipotansiyondur. Eğer hasta ilacı yeni almışsa kusturulmalıdır. Aksi takdirde intravenöz yoldan serum fizyolojik infüzyonu uygulanır. Valsartan plazma proteinlerine güçlü bir şekilde bağlandığından, hemodiyaliz yoluyla vücuttan uzaklaştırılamaz, hidroklorotiyazid ise diyalizle vücuttan uzaklaştırılabilir.

Etkin Maddeler

Valsartan 80 mg Hidroklorotiyazid 12.5 mg  

Farmakodinamik Özellikler

Farmakoterapötik grup: Anjiyotensin II antagonistleri (valsartan) – diüretikler (hidroklorotiyazid) kombinasyonudur. ATC Kodu: C09D A03   Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) aktif hormonu, ADE (anjiyotensin dönüştürücü enzim) etkisiyle anjiyotensin I (AT1)’den meydana getirilen anjiyotensin II (AT2)’dir. Anjiyotensin II çeşitli dokuların hücre membranlarındaki spesifik reseptörlere bağlanır. Özellikle kan basıncının hem doğrudan, hem de dolaylı yoldan düzenlenmesi olmak üzere, çok çeşitli fizyolojik etkilere sahip olan anjiyotensin II, güçlü vazokonstriktör etkisi nedeniyle doğrudan pressör cevaba yol açar. Ayrıca vücutta sodyum tutulmasını ve aldosteron salgılanmasını teşvik eder. Valsartan, ağızdan alındığında aktif olan, spesifik bir anjiyotensin II (Ang II) reseptör antagonistidir. Özellikle, kendisinin bilinen etkilerinden sorumlu olan AT1 reseptör alt tipi üzerinde selektif etki gösterir. AT1 reseptörünün Valsartan ile blokajını takiben artan plazma Ang II düzeyleri, bloke olmamış AT2 reseptörünü uyarabilir ve bu durum da AT1 reseptörünün etkisini dengeliyor gibi görünmektedir. AT1 reseptöründe hiçbir kısmi agonist etkisi olmayan valsartanın bu reseptöre olan afinitesi, AT2 reseptörüne olanın yaklaşık 20 000 katıdır.   Valsartan, aynı zamanda kininaz II adıyla da bilinen, anjiyotensin I’ i anjiyotensin II’ye dönüştüren ve bradikinini parçalayan bir enzim olan anjiyotensin dönüştürücü enzimi (ADE) inhibe etmez. Bradikininle ilgili yan etkilerin güçlenmesi, valsartan tedavisi sırasında beklenmez. Valsartanın bir ADE inhibitörü ile karşılaştırıldığı klinik çalışmalarda, valsartan ile tedavi edilen hastalarda kuru öksürük görülme sıklığının, ADE inhibitörü ile tedavi edilen hastalardan anlamlı olarak (p< 0.05) az olduğu gözlenmiştir (sırasıyla % 7.9’a karşı % 2.6). ADE inhibitor tedavisi süresince kuru öksürük öyküsü olan hastalar ile yapılan bir klinik çalışmada, öksürük bildirilen valsartan alan hastaların % 19.5’i ve tiyazid diüretiği alan hastaların % 19.0’u, ADE inhibitor tedavisi görenlerin % 68.5’i ile karşılaştırılmıştır ( p < 0.05). Valsartan, diğer hormon reseptörlerine veya kardiyovasküler düzenlemede önemli oldukları bilinen iyon kanallarına bağlanmaz ya da bunları bloke etmez.   Hipertansiyon hastalarına valsartan verilmesi sonucunda, nabız hızı değişmeksizin kan basıncı azalır. Hastaların çoğunda, bir tek oral doz uygulamasını takiben, 2 saat içinde antihipertansif etki başlar ve 4 ila 6 saat içinde kan basıncındaki azalma en üst noktaya erişir. Antihipertansif etki dozun verilmesinden sonra 24 saat boyunca devam eder. Tekrarlanan dozlar kullanıldığı zaman, maksimal kan basıncı azalması, hangi doz kullanılırsa kullanılsın genellikle 2-4 hafta içerisinde elde edilir ve uzun süreli tedavi sırasında aynı şekilde devam eder. Valsartanın hidroklorotiyazid ile birlikte kullanılması, kan basıncında önemli bir ilave azalma sağlar.   Tiyazid grubu diüretikler öncelikle, renal distal tübülde etkilidir. Böbrek korteksinde, tiyazidlerin diüretik ve distal tübülde NaCl transportu üzerindeki inhibe edici etkilerini göstermek üzere öncelikle bağlandığı, afinitesi yüksek bir reseptörün mevcut olduğu gösterilmiştir. Tiyazid grubu diüretikler, NaCl ortak taşıyıcısını inhibe ederek etki gösterirler; burada olasılıkla klorür iyonunun geri emildiği noktası için kompetisyona girerek elektrolit geri-emilim mekanızmasının etkilenmesi söz konusudur: böylece doğrudan etkiyle sodyum ve klorür iyonlarının atılması yaklaşık eşit miktarlarda artırılır; dolaylı olarak da diüretik etki plazma hacmini azaltarak, plazma renin aktivitesinin ve aldosteron salgısının artmasına, idrar ile daha fazla potasyum kaybına ve serum potasyum düzeyinin azalmasına yol açar. Renin-aldosteron bağlantısını kuran, angiotensin II’dir; bu nedenle tiyazid grubu bir diüretikle birlikte bir angiotensin II reseptör antagonistinin verilmesi, bu diüretiklerin kullanımı ile ilişkili potasyum kaybını önleme eğilimi gösterir.

Farmakokinetik Özellikler

Genel özellikler Valsartanla birlikte verilen hidroklorotiyazidin sistemik biyoyararlanımı %30 kadar azalır. Valsartan kinetiği ise, hidroklorotiyazidin birlikte verilmesinden belirgin şekilde etkilenmez. Kontrollü klinik çalışmalar bu kombinasyonun, her bir etkili maddenin ayrı ayrı verilmesine veya plaseboya kıyasla daha fazla antihipertansif etkiye sahip olduğunu gösterdiğinden, gözlenmiş olan bu etkileşim, valsartan ve hidroklorotiyazidin kombine kullanımını etkilemez.   Valsartan   Emilim:Absorbe edilen miktar oldukça değişken olduğu halde, ağızdan alınan valsartan hızla emilir, ancak emilen miktar çok değişik olabilir. Valsartan için ortalama mutlak biyoyararlanım % 23′ tür. Valsartan yemeklerle birlikte alındığında, plazma konsantrasyonu/zaman eğrisi altındaki alan (EAA değeri) %48 kadar azalır, ama dozdan 8 saatten sonraki plazma valsartan konsantrasyonları bakımından, ilacı aç karnına ve tok karnına alan gruplar arasında fazla bir fark yoktur. Ancak EAA değerindeki bu azalmaya, terapötik etkide klinik önemi olan bir azalma eşlik etmez.   Dağılım:Valsartan, başlıca serum albümini olmak üzere serum proteinlerine yüksek oranda (%94- 97) bağlanır. Kararlı durumdaki dağılım hacmi düşüktür (yaklaşık 17 litre). Plazma klerensi, karaciğerden geçen kan miktarı (saatte yaklaşık 30 litre) göz önünde tutulduğunda nispeten yavaştır (saatte yaklaşık 2 litre).   Biyotransformasyon:Valsartan, çok üslü bir yıkılma kinetiğine sahiptir (t1/2 alfa<1 saat ve t1/2 beta yaklaşık 9 saat). Plazma klerensi, karaciğerden geçen kan miktarı (saatte yaklaşık 30 litre) göz önünde tutulduğunda nispeten yavaştır (saatte yaklaşık 2 litre).   Eliminasyon:Emilen valsartan dozunun %70’i dışkı ve %30’u idrarla, başlıca değişikliğe uğramamış şekilde vücuttan uzaklaştırılır.   Doğrusallık /Doğrusal olmayan durum: Valsartanın farmakokinetiği, test edilen doz aralığında lineerdir. Tekrarlanan kullanımda valsartanın farmakokinetiğinde değişiklik olmaz ve günde tek doz alındığında, pek az birikime neden olur. Erkeklerdeki ve kadınlardaki plazma konsantrasyonlarının benzer olduğu gözlenmiştir.     Hidroklorotiyazid   Emilim:Ağızdan alınan hidroklorotiyazid, hızla emilir (tmax yaklaşık 2 saattir); süspansiyon ve tablet formülasyonlarının emilim karakteristikleri birbirine benzer. Hidroklorotiyazidin yemeklerle birlikte alınmasının, açlık durumuna kıyasla sistemik biyoyararlanımı artırdığından söz eden yayınlar kadar, azalttığından söz eden yayınlar da vardır. Ancak bu etkiler hafiftir ve klinikte önemi azdır.   Dağılım:Dağılım ve emilim kinetikleri genellikle, terminal yarı-ömrün 6-15 saat arasında değiştiği bir bi-eksponansiyel azalma kinetiği şeklinde tarif edilmiştir.   Biyotransformasyon:Hidroklorotiyazid biyotransformasyona uğramaz fakat böbrekte hızla elimine olur.   Eliminasyon:Oral hidroklorotiyazidin mutlak biyoyararlanımı % 60-80’dir; emilen dozun > %95’i değişmemiş olarak idrarla; yaklaşık % 4’ü ise bir hidroliz ürünü olan 2-amino-4-kloro-m- benzendisülfonamid olarak vücuttan uzaklaştırılır.   Doğrusallık /Doğrusal olmayan durum:Terapötik alanda ortalama EAA artışı lineer olup kullanılan dozla orantılıdır. Tekrarlanan doz kullanımında hidroklorotiyazid kinetiği değişmez ve günde tek doz şeklindeki kullanımda birikim minimaldir.   Hastalardaki karakteristik özellikler   Geriyatrik:Bazı yaşlı hastalardaki valsartanın sistemik varlığının, gençlere kıyasla biraz daha yüksek olduğu gözlenmiştir ama bunun, klinikte önem taşıdığı gösterilmemiştir. Sınırlı veriler hidroklorotiyazidin sistemik klirensinin, ileri yaştaki hem sağlıklı hem de hipertansif kişilerde, sağlıklı genç gönüllülere kıyasla azaldığı izlenimini vermektedir.   Pediyatrik:Pediyatrik popülasyonda farmakokinetik veri yoktur.   Böbrek yetmezliği:Kreatinin klerensi 30-70 ml/dakika olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez. Şiddetli böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi < 30 ml/dakika) olan ve diyaliz uygulanan hastalarda Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu kullanımıyla ilgili herhangi bir veri mevcut değildir. Valsartan, plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanır ve bu yüzden, diyalizle vücuttan uzaklaştırılamaz. Buna karşılık, hidroklorotiyazid vücuttan diyaliz ile uzaklaştırılabilir. Hidroklorotiyazidin renal klerensinde pasif filtrasyon ve böbrek tübülleri içerisine aktif sekresyon söz konusudur. Vücuttan neredeyse tamamı böbrek yoluyla uzaklaştırılan bir bileşikten beklendiği üzere böbrek fonksiyonu, hidroklorotiyazid kinetiği üzerinde belirgin etkiye sahiptir (Bkz. Bölüm 4.3. Kontrendikasyonlar).   Karaciğer yetmezliği:Hafif (n=6) ila orta (n=5) şiddette karaciğer yetmezliği olan hastalarda yapılan bir farmakokinetik çalışmada, valsartanın plazmada kalış süresinin, sağlıklı gönüllülerdekinin yaklaşık iki katı olduğu bulunmuştur. Valsartanın şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanılması konusunda herhangi bir veri yoktur.   Karaciğer hastalığı hidroklorotiyazid farmakokinetiğini anlamlı şekilde etkilemez ve bu hastalarda hidroklorotiyazid dozunun azaltılmasının gerekli olduğu düşünülmez.

Farmasötik Form

Film tablet Çentiksiz, pembe renkli, oblong film tablet

Gebelik Ve Laktasyon

Genel tavsiye Gebelik kategorisi, Gebeliğin ilk trimesteri için C, ikinci ve üçüncü trimesteri için D.   Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve-veya embriyonel/fetal gelişim ve-veya doğum ve-veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. Gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.   Gebelik dönem   Anjiyotensin II antagonistlerin etki mekanizması nedeniyle, fetus için bir risk olacağı göz ardı edilemez. Gebeliğin ikinci ve son üç aylık dönemlerindeki kadınlara anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörlerinin (renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi-RAAS üzerinde etkili spesifik bir ilaç grubu) verilmesi sonucu bu bileşiklere in utero maruz kalmasının, gelişmekte olan fetusa zarar verdiği ve fetus ölümlerine neden olduğu bildirilmiştir. Ayrıca retrospektif verilerde, gebeliğin ilk trimesterinde ADE inhibitörlerinin kullanımı potansiyel doğum defektleri riski ile ilişkilendirilmiştir.   Hidroklorotiyazidin dedahil olduğu tiyazid grubu diüretiklere intrauterin olarak maruz kalınmasına fetal veya neonatal trombositopeni eşlik eder ve erişkinlerde görülen diğer advers reaksiyonlarla birlikte görülebilir. İstemeyerek valsartan kullanan gebe kadınlarda spontan düşük, oligohidramniyon ve yeni doğan renal bozukluğu vakaları bildirilmiştir. Bu nedenle Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminde (RAAS) doğrudan etkili diğer bütün ilaçlar gibi, gebelik veya gebe kalmayı planlayan kadınlarda kullanılmamalıdır (bakınız Kontrendikasyonlar). RAAS üzerinde etkili bir ilaç reçete eden hekimler, gebe kalma potansiyeli olan kadınlara bu gruptaki ilaçların gebelik süresince ortaya çıkabilecek potansiyel risklerini konusunda bilgi vermelidirler.   Tedavi sırasında gebelik fark edilecek olursa, Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu kullanımı mümkün olan en kısa zamanda durdurulmalıdır.   Laktasyon dönemi Valsartanın insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, emziren sıçanlarda valsartanın sütle atıldığını göstermektedir. Hidoklorotiyazid anne sütünde Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu’nun terapötik dozları emziren kadınlara uygulandığı takdirde memedeki çocuk üzerinde etkiye neden olabilecek ölçüde atılmaktadır. CARDOPAN PLUS emzirme döneminde kullanılmamalıdır.   Üreme yeteneği / Fertilite Üreme yeteneği üzerine herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

Geçimsizlikler

Bugüne kadar belirlenmiş herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.

İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi

İlk ruhsat tarihi: 22.01.2008 Ruhsat yenileme tarihi: –

İstenmeyen Etkiler

Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu’nun ilaç güvenliği, 4300’den fazla sayıda hastada değerlendirilmiştir. Advers etkiler, genellikle hafif ve geçici olmuştur.   Toplam 7616 hastanın katıldığı kontrollü 3 çalışmada, 4372 hasta valsartan ve hidroklorotiyazid kombinasyonu kullanmıştır. Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu ile tedavide görülen advers etki insidansı, plasebo ile görülene benzer bulunmuştur. İlaç ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu kullanımı sırasında görülen ve insidansı %1 ya da daha yüksek olan advers etkiler, aşağıdaki tabloda belirtilmiştir:   Tablo 1 Valsartan / HCTZ (%) Plasebo (%)     N=4372 †                                  N=262 Baş ağrısı 3.7 14.5 Sersemlik 3.5 3.8 Yorgunluk 2.4 1.9 Nazofarenjit 1.6 1.5 Üst solunum yolu     infeksiyonu 1.2 3.4 Öksürük 1.2 0.8 Diyare 1.1 1.1 Artralji 1.0 1.1 Sırt ağrısı 1.2 2.7   † Valsartan 80 mg, 160 mg ve 320 mg ile HCTZ 12.5 ve 25 mg’ın tüm kombinasyonlarını kapsar ‡ Nazofarenjit farenjiti ve riniti kapsar. HCTZ= Hidroklorotiyazid   %1’in altında olan diğer istenmeyen etkiler karın ağrısı, üst karın ağrısı, anksiyete, artrit, asteni, bronşit, akut bronşit, göğüs ağrısı, sersemlik, dispepsi, dispne, ağız kuruluğu, erektil disfonksiyon, gastroenterit, hiperhidrozis, hipoastezi, hipokalemi, hipotansiyon, nezle, uykusuzluk, kas spazmları, kaslarda gerginlik, bulantı, nazal konjestiyon, boyun ağrısı, ödem, periferal ödem, orta kulak iltihabı, ekstremitelerde ağrı, palpitasyon, parestezi, faringolaringal ağrı, polakiüri, preksi, sinüs konjestiyonu, sinüzit, uyku hali, ligament zedelenmesi, taşikardi, kulak çınlaması, üriner kanal infeksiyonu, vertigo, viral infeksiyon, bulanık görme, görme bozukluğudur. Bu etkilerin tedavi ile nedensel ilişkisi olup olmadığı bilinmemektedir. Piyasaya verildikten sonra elde edilen veriler, çok ender olgularda anjiyoödem, döküntü, kaşıntı ve serum hastalığı ve vaskülit dahil diğer aşırı duyarlılık / alerjik reaksiyonlar göstermiştir. Granülositik filtrasyon ile hidroklorotiyazid tarafından indüklenmiş pulmoner ödem ve alveolar membranlarda IgG depolanmasının görüldüğü birkaç vaka da bildirilmiştir. Non- kardiyojenik pulmoner ödem hidroklorotiyazide karşı ender olarak gelişen idiyosenkratik reaksiyon ile immünolojik olarak ilgili olabilir.   Sıklıklar şu şekilde tanımlanır: çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100,<1/10); yaygın olmayan ( ≥ 1/1000, <1/100); seyrek (≥1/10000, <1/1000); çok seyrek (<1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).   Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar Yaygın: Nazofarenjit, üst solunum yolu infeksiyonu Yaygın olmayan: Bronşit, akut bronşit, nezle, sinüzit, viral infeksiyon   Kan ve lenf sistemi bozuklukları Yaygın: Nötropeni Çok seyrek: Trombositopeni   Bağışıklık sistemi bozuklukları Çok seyrek: Serum hastalığı da dahil diğer aşırı duyarlılık / alerjik reaksiyonlar   Metabolizma ve beslenme bozuklukları Yaygın olmayan: Hipokalemi   Psikiyatrik bozukluklar Yaygın olmayan: Anksiyete, uykusuzluk, uyku hali   Sinir sistemi bozuklukları Yaygın: Baş ağrısı, sersemlik   Göz bozuklukları Yaygın olmayan: Bulanık görme, görme bozukluğu   Kulak ve iç kulak bozuklukları Yaygın olmayan: Orta kulak iltihabı, kulak çınlaması, vertigo   Kardiyak bozukluklar Yaygın olmayan: Palpitasyon, taşikardi   Vasküler bozukluklar Yaygın olmayan: Hipotansiyon Çok seyrek: Vaskülit   Solunum sistemi bozuklukları Yaygın: Öksürük Yaygın olmayan: Dispne, nazal konjestiyon, faringolaringal ağrı, sinüs konjestiyonu   Gastrointestinal bozukluklar Yaygın: Diyare Yaygın olmayan: Karın ağrısı, üst karın ağrısı, dispepsi, gastroenterit, bulantı   Deri ve deri altı doku bozuklukları Yaygın olmayan: Parestezi Çok seyrek: Anjiyoödem, döküntü, kaşıntı, hiperhidrozis   Kas iskelet sistemi, bağ doku ve kemik bozuklukları Yaygın: Artralji, sırt ağrısı Yaygın olmayan: Artrit, göğüs ağrısı, kas spazmları, kaslarda gerginlik, boyun ağrısı, ekstremitelerde ağrı, ligament zedelenmesi   Böbrek ve idrar yolu bozuklukları Yaygın olmayan: Üriner kanal infeksiyonu, polakiüri   Genel ve uygulama bölgesine ilişkin bozukluklar Yaygın: Yorgunluk Yaygın olmayan: Asteni, erektil disfonksiyon, ağız kuruluğu, ödem, periferal ödem, hipoastezi, preksi   Laboratuvar bulguları  

Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim

Etkin maddeler: Valsartan 80 mg Hidroklorotiyazid 12.5 mg Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat 2.52 mg Yardımcı maddeler için, 6.1’e bakınız.

Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri

Çeşitli hayvan türlerinde valsartan, hidroklorotiyazid ve valsartan + hidroklorotiyazid kullanılarak yapılan ve ilaç emniyetini araştıran çeşitli klinik-öncesi çalışmalarda, sistemik toksisiteye veya hedef-organ toksisitesine ait hiçbir kanıtla karşılaşılmamıştır.   Sıçanlarda yüksek doz (100:31.25 – 600:187.5 mg/kg) valsartan + hidroklorotiyazid, eritrosit parametrelerinde (sayı, hemoglobin, hematokrit) azalmaya ve böbrek hemodinamiğinde değişiklik kanıtlarının (plazma üre düzeyinde orta-ileri derecede yükselme, plazma potasyum ve magnezyum düzeylerinde artış, idrar hacminde ve idrara çıkan elektrolitlerde hafif bir artış, en yüksek dozlarda minimal-hafif tübüler bazofili ve afferent arteriol hipertrofisi) ortaya çıkmasına neden olmuştur. Marmosetlerde (30:9.375 – 400:125 mg/kg) yine benzer değişiklikler, özellikle yüksek dozlarda olmak üzere daha şiddetli bir şekilde belirmiş ve nefropati sonucu üre ve kreatinin düzeyleri yükselmiştir.   Her iki türde de renal jukstaglomerüler hücrelerde hipertrofi görülmüştür. Bütün bu değişiklikler, valsartan + hidroklorotiyazid kombinasyonunun özellikle marmosetlerde olmak üzere uzun süreli hipotansiyona yol açmak bakımından aditif değil de sinerjik nitelikteki farmakolojik etkisine bağlanmıştır (bu kombinasyonun hipotansif etkisi, valsartan monoterapisindekinin yaklaşık 10 katıdır). Valsartan + hidroklorotiyazidin insanlardaki terapötik dozlarında, renal jukstaglomerüler hücrelerde hipertrofi herhangi bir öneme sahip gözükmemektedir. Klinik-öncesindeki başlıca ilaç emniyeti bulguları, aralarında etkileşimkanıtı olmaksızın sinerjik etki sergileyen 2 bileşiğin farmakolojik etkisine bağlanmıştır. 2 bileşiğin klinikteki etkileri aditif karakterdedir ve sözü edilen klinik-öncesi bulguların herhangi bir klinik önem taşıdığı gösterilmemiştir.   Valsartan + hidroklorotiyazid kombinasyonunun mutajen, klastojen ve karsinojen etki olasılıkları, 2 bileşik arasında herhangi bir etkileşim kanıtı bulunmaması nedeniyle test edilmemiştir. Ancak valsartan ve hidroklorotiyazid mutajen, klastojen ve karsinojen etki bakımından ayrı ayrı değerlendirilmiş ve negatif sonuç alınmıştır.

Kontrendikasyonlar

Valsartan, hidroklorotiyazid, diğer sülfonamidler veya CARDOPAN PLUS’ın içerdiği diğer maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlık. Gebelik (Bkz. Bölüm 4.6. Gebelik ve laktasyon). Şiddetli karaciğer bozukluğu, safra sirozu ve kolestaz. Anüri, şiddetli böbrek yetersizliği (kreatinin klerensi < 30 ml/dakika). Tedaviye cevap vermeyen hipokalemi, hiponatremi, hiperkalsemi ve semptomatik hiperürisemi. Gut hastalığı.

Kullanım Yolu

Ağızdan alınır.

Müstahzar Adı

CARDOPAN PLUS 80 / 12,5 MG film tablet

Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri

Serum elektrolit değişiklikleri   Potasyum takviyesi, potasyum tutucu diüretikler, potasyum içeren yapay tuzlar veya potasyum düzeylerini artıran heparin vs. gibi diğer ilaçlar Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu ile birlikte dikkatle kullanılmalıdır. Tiyazid diüretikleriyle tedavi gören hastalarda hipokalemi bildirilmiştir. Serum potasyumunun sık aralıklarla izlenmesi önerilir.   Hidroklorotiyazidin de dahil olduğu tiyazid grubu diüretik tedavisi ile ilişkili hiponatremi ve hipokloremik alkaloz bildirilmiştir. Hidroklorotiyazidin de dahil olduğu tiyazid grubu diüretikler, idrarla atılan magnezyum miktarını artırır ve hipomagnezemiye neden olabilirler. Tiyazid grubu diüretikler ile kalsiyum atılımı azalır ve bu hiperkalsemiye neden olabilir. Paratiroid fonksiyonu için yapılan testlerden önce tiyazidler kesilmelidir.   Sodyum ve/veya hacim açığı olan hastalar   Yüksek doz diüretik kullananlarda olduğu gibi ileri derecede sodyum ve/veya hacim açığı olan hastalarda Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu tedavisine başlanmasından sonra nadir de olsa semptomatik hipotansiyon görülebilir. Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu ile tedaviye başlanmadan önce, mevcut sodyum ve/veya hacim açığı düzeltilmelidir.   Hipotansiyon görülürse hasta sırtüstü yatırılmalı ve gerekirse intravenöz serum fizyolojik infüzyonu uygulanmalıdır. Kan basıncı stabilize olduktan sonra, tedaviye devam edilebilir.   Böbrek arter stenozu   Bir veya her iki böbrek arterinde stenoz mevcut olan hastalarda ya da böbrek arterinde stenoz gelişmiş olan, tek böbrekli hastalarda Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu’nun güvenli bir şekilde kullanılabileceği gösterilmemiştir.   Böbrek bozukluğu   Böbrek bozukluğu (kreatinin klerensi > 30 ml/dakika) olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez.   Karaciğer bozukluğu   Kolestazı olmayan, hafif-orta şiddette karaciğer bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez. Ancak, Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu dikkatle kullanılmalıdır. Karaciğer hastalığı, hidroklorotiyazid farmakokinetiğinde önemli bir değişiklik yapmaz. Sistemik lupus erythematosus   Hidroklorotiyazidin de dahil olduğu tiyazid grubu diüretiklerin sistemik lupus erythematosusu aktif duruma geçirebildiği veya şiddetlendirebildiği bildirilmiştir.    Diğer metabolizma bozuklukları   Hidroklorotiyazidin de dahil olduğu tiyazid grubu diüretikler, glikoz toleransını değiştirebilir; kolesterol, trigliserit ve ürik asit düzeylerini yükseltebilir.   Her bir film tablet laktoz monohidrat içerdiğinden, nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

Pozoloji Ve Uygulama Şekli

Pozoloji: Doktor tarafından başka bir şekilde tavsiye edilmediği takdirde önerilen CARDOPAN PLUS dozu, günde 1 film tablettir.   Uygulama sıklığı ve süresi: Klinik olarak uygun olduğunda 80 mg valsartan /12.5 mg hidroklorotiyazid veya 160 mg valsartan/12.5 mg hidroklorotiyazid kullanılabilir. Gerektiğinde 160 mg valsartan/25 mg hidroklorotiyazid kullanılabilir. Maksimal antihipertansif etki, 2-4 hafta içerisinde görülür.   Uygulama şekli: Ağızdan kullanım içindir.   Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler   Böbrek / Karaciğer yetmezliği: Hafif-orta şiddetteki böbrek yetersizliği olan hastalarda (kreatinin klerensi > 30 ml/dakika) dozaj ayarlanmasına ihtiyaç yoktur (Bkz. Bölüm 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri). Safra kökenli olmayan, kolestazın eşlik etmediği hafif-orta şiddette karaciğer yetersizliği olan hastalarda dozaj ayarlanmasına ihtiyaç yoktur (Bkz. Bölüm 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).   Pediyatrik popülasyon: Valsartan/hidroklorotiyazid kombinasyonunun çocuklardaki güvenliliği ve etkililiği gösterilmemiştir.   Geriyatrik popülasyon: 65 yaş veya üzerindeki hastalarda, valsartanın etkililiği ve güvenliğinde bir fark gözlenmemiştir. Ancak bu popülasyonda, tedavide daha fazla hassasiyet gösterilmesi göz ardı edilmemelidir.

Raf Ömrü

24 ay

Ruhsat Numarası(Ları)

214/14

Ruhsat Sahibi

Adı : SANOVEL İLAÇ SAN. VE TİC. A.Ş. Adresi : Büyükdere Cad. 34398 Maslak – İstanbul Tel : (212) 285 26 70 Fax : (212) 285 01 81

Ruhsat Sahibi

Sanovel İlaç San. ve Tic. A.Ş. Büyükdere Cad. 34398 Maslak – İstanbul

Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler

25 ºC’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Terapötik Endikasyonlar

Hipertansiyon tedavisi. CARDOPAN PLUS, kan basıncı monoterapiyle yeterince kontrol altına alınamayan hastalardaki hipertansiyonun tedavisinde endikedir. Bu sabit doz kombinasyonu, ikinci basamak tedavisi olarak kullanılmalıdır.

Üretici Bilgileri

Sanovel İlaç San. ve Tic. A.Ş. Çanta 34580 Silivri – İstanbul

Yardımcı Maddeler

Mikrokristal selüloz (Avicel PH 102), prejelatinize nişasta, aerosil (colloidal silicon dioxide), magnezyum stearat, laktoz monohidrat, hidroksipropil metilselüloz, titanyum dioksit E171, polietilen glikol 4000, kırmızı demiroksit E172 içerir.

Yardımcı Maddelerin Listesi

Mikrokristalin selüloz PH 102 Prejelatinize nişasta Koloidal silikon dioksit Magnezyum stearat Laktoz monohidrat Hidroksipropil metilselüloz Titanyum dioksit (E171) Polietilen glikol 4000 Kırmızı demir oksit (E172)
(Visited 9 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window