İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması TRAVOGEN
Birim Miktarı 1
ATC Kodu D01AC05
ATC Açıklaması Isokonazol
NFC Kodu TA
NFC Açıklaması Topikal Harici Kremler
Kamu Kodu A08010
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 19,33 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 17,26 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E641A
Başlıklar
  1. İlaç Etken Maddeleri
  2. İlaç Prospektüsü
    1. Doz Aşımı
    2. Endikasyonlar
    3. Farmakodinamik Özellikler
    4. Farmasötik Şekli
    5. Formülü
    6. İlaç Etkileşmeleri
    7. Kontraendikasyonlar
    8. Kullanım Şekli Ve Dozu
    9. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    10. Ruhsat Sahibi
    11. Ruhsat Tarihi Ve Numarası
    12. Saklama Koşulları
    13. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    14. Uyarılar/Önlemler
    15. Üretim Yeri
    16. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    17. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    18. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    19. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    20. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    21. İlaç Nasıl Kullanılır
    22. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    23. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    24. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    25. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    26. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    27. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    28. Etkin Maddeler
    29. Farmakodinamik Özellikler
    30. Doz Aşımı
    31. Endikasyonlar
    32. Farmakodinamik Özellikler
    33. Farmakokinetik Özellikler
    34. Farmasötik Şekli
    35. Formülü
    36. İlaç Etkileşmeleri
    37. Kontraendikasyonlar
    38. Kullanım Şekli Ve Dozu
    39. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    40. Saklama Koşulları
    41. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    42. Uyarılar/Önlemler
    43. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    44. Doz Aşımı
    45. Endikasyonlar
    46. Farmakodinamik Özellikler
    47. Farmakokinetik Özellikler
    48. Farmasötik Şekli
    49. Formülü
    50. İlaç Etkileşmeleri
    51. Kontraendikasyonlar
    52. Kullanım Şekli Ve Dozu
    53. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    54. Saklama Koşulları
    55. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    56. Uyarılar/Önlemler
    57. Yan Etkileri / Advers Etkiler

İlaç Etken Maddeleri

  • izokonazol nitrat (300 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Flukonazol ile bir adet doz aşımı vakası bildirilmiştir. 42 yaşında HIV ile enfekte bir hastanın 8200 mg flukonazol aldığı söylendikten sonra, kişide halüsinasyonlar gelişmiş ve paranoid davranış göstermiştir. Hasta hastaneye kaldırılmış ve durumu 48 saat içinde eski haline dönmüştür. Aşırı doz durumlarında semptomatik tedavi (destekleyici önlemler ve gerektiğinde mide lavajı ile birlikte) yeterli olabilir. Flukonazol, büyük oranda idrarla atılır; zorlu volüm diürezi, muhtemelen eliminasyon hızını artıracaktır. Üç saatlik bir hemodializ seansı plazma seviyelerini takriben % 50 azaltır.

Endikasyonlar

Kültür ve diğer laboratuar çalışmalarının sonuçları bilinmeden önce tedavi başlatılabilir.  Fakat bu sonuçlar mevcut  olduğunda, tedavi gerektiği şekilde düzenlenmelidir. TRIFLUCAN, aşağıdaki durumların tedavisinde endikedir : Kriptokoksik menenjit ve diğer organların (akciğer ve cilt gibi) enfeksiyonları dahil olmak üzere kriptokokkozis. AIDS’li hastalar, organ nakli yapılmış veya immünosupresyonun diğer sebepleri olan veya normal bulunan hastalar tedavi edilebilir. Flukonazol, AIDS’li hastalarda kriptokoksik hastalığın nüksünü önlemek için idame tedavisi olarak kullanılabilir. Kandidemi, dissemine kandidiyazis ve yayılıcı (invaziv) kandida enfeksiyonlarının diğer formları dahil olmak üzere sistemik kandidiyazis. Bunlar periton, endokard,göz, akciğer ve idrar yolları enfeksiyonlarını kapsar. Habis hastalığı olan, yoğun bakım ünitelerinde yatan, sitotoksik veya immünosupresif tedavi gören, veya kandida enfeksiyonlarına predispoze edici diğer faktörlerin bulunduğu hastalar tedavi edilebilirler. Mukozal kandidiyazis. Bunların arasında orofarenjeal, ösofajeal, yayılıcı olmayan (non-invaziv) bronkopulmoner enfeksiyonlar, kandidüria, mukokütan ve kronik oral atrofik kandidiyazis (proteze bağlı ağız yarası) vardır. Normal veya bağışıklık fonksiyonları bozulmuş hastalar tedavi edilebilir. AIDS’li hastalardaki orofarenjeal kandidiyazisin yinelenmesinin  önlenmesinde kullanılabilir. Habis hastalık sebebiyle sitotoksik kemoterapi veya radyoterapi uygulaması sonucu fungal enfeksiyonlara predispoze olmuş hastalarda fungal enfeksiyonların önlenmesinde. İmmün sistemi yeterli hastalarda, koksidioidomikozis, parakoksidioidomikozis, sporotrikozis ve histoplazmozis dahil derin endemik mikozlarda.

Farmakodinamik Özellikler

Flukonazol, yeni triazol sınıfı antifungal ajanların bir üyesi olup, fungal sterol sentezinin güçlü ve spesifik bir inhibitörüdür. Flukonazolun oral veya intravenöz uygulamayı takiben farmakokinetik özellikleri birbirine benzer. Flukonazol, oral uygulamayı müteakip iyi absorbe olur ve plazma seviyeleri (ve sistemik biyoyararlılık) intravenöz uygulamayı takiben erişilen seviyelerin %90’ından yüksektir. Oral absorbsiyon beraberce gıda alınması ile etkilenmez. Açlık halinde doruk plazma seviyeleri, dozu müteakip 0.5-1.5 saat sonra oluşur ve plazma eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 30 saattir. Plazma konsantrasyonları doza orantılıdır. Günde bir defalık dozların tekrarlanan uygulamasıyla % 90 istikrarlı durum (steady state) seviyelerine 4-5. günlerde erişilir. İlk gün, mutad günlük dozun iki misli olarak verilen yükleme dozu, ikinci günde plazma düzeylerinin yaklaşık %90 istikrarlı durum seviyelerine erişmesini sağlar. Görünür dağılım hacmi toplam vücud sıvısına çok yaklaşır. Plazma proteinine bağlanma düşüktür ( % 11 – 12). Flukonazol, incelenen bütün vücut sıvılarına iyi bir penetrasyon gösterir. Tükürük ve balgamdaki flukonazol seviyeleri, plazma seviyeleri ile benzerlik gösterir. Fungal menenjitli hastalarda BOS (beyin omurilik sıvısı)’daki flukonazol seviyeleri, buna tekabül eden plazma seviyelerinin takriben %80’idir. Başlıca atılım yolu böbrek olup, uygulanan dozun takriben % 80’i idrarda değişmemiş ilaç halinde bulunur. Flukonazol klerensi, kreatinin klerensi ile orantılıdır. Sirküle eden metabolitlere ait bir kanıt saptanmamıştır. Uzun plazma eliminasyon yarı ömrü, tek bir dozla vajinal kandidiyazis tedavisinin ve endike olduğu diğer bütün fungal enfeksiyonların günde tek doz ve haftada tek dozlarla tedavilerinin esasını teşkil eder. Flukonazol, fungal sitokrom P-450’ye bağımlı enzimler için çok spesifiktir. Günde 50 mg olarak 28 güne kadar kullanılan flukonazolun erkeklerde plazma testosteron konsantrasyonlarını veya çocuk doğurma yaşındaki kadınlarda steroid konsantrasyonlarını etkilemediği gösterilmiştir. Günde 200-400 mg flukonazolun, sağlıklı erkek gönüllülerde endojen steroid seviyelerinde veya ACTH ile uyarılmış cevapta, klinik anlamlı etkisi yoktur.

Farmasötik Şekli

Kapsül

Formülü

Her Triflucan 100 mg kapsülde 100 mg flukonazol ve kapsül boyar maddeleri patent mavisi V, titanyum dioksit ve eritrosin bulunur.

İlaç Etkileşmeleri

Aşağıdaki diğer tıbbi ürünler ile kullanımı kontrendikedir:   Sisaprid: Flukonazol ile beraber sisaprid uygulanan hastalarda torsade de pointes de dahil olmak üzere  bazı kardiyak olaylar bildirilmiştir. Kontrollü bir çalışmada, günde bir kez 200 mg flukonazol ve günde dört kez 20 mg sisapridin birlikte uygulanmasının, sisaprid plazma düzeylerinde artışa ve QT aralığının uzamasına neden olduğu gösterilmiştir Bu vakaların çoğunda, hastaların aritmilere yatkın olduğu veya altta yatan ciddi rahatsızlıkları bulunduğu görülmektedir; ayrıca, rapor edilen olaylar ile olası bir flukonazol-sisaprid ilaç etkileşimi arasındaki ilişki belirsizdir. Bu tip etkileşimlerin potansiyel ciddiyetinden dolayı flukonazol alan hastalarda sisaprid ile birlikte tedavi kontrendikedir (bkz Kontrendikasyonlar).   Terfenadin: Terfenadin ile birlikte azol grubu antifungal ilaçları alan hastalarda QTc aralığının uzamasına sekonder olarak ciddi kardiyak disritmilerin ortaya çıkması nedeniyle etkileşme çalışmaları yapılmıştır. QTc aralığının uzadığını göstermek için günlük 200 mg’lık flukonazol dozuyla yapılan bir çalışma başarılı olmamıştır.  Günde 400 mg ve 800 mg flukonazol ile yapılan bir başka çalışmada, günlük 400 mg veya daha fazla dozlarda flukonazol alımı beraber uygulanan terfenadinin plazma seviyelerini önemli ölçüde yükseltmiştir. Terfenadin ile beraber 400 mg veya daha fazla dozlarda flukonazol kullanımı kontrendikedir (bkz.Kontrendikasyonlar). Günde 400 mg’dan az flukonazol dozları ile beraber terfenadin kullanılan hastalar ise dikkatlice izlenmelidir. Eşzamanlı olarak flukonazol ve terfenadin alan hastalarda, spontan olarak rapor edilmiş palpitasyonlar, taşikardi, baş dönmesi ve göğüs ağrısı vakaları mevcuttur; bu vakalarda rapor edilen advers olaylar ile ilaç tedavisi veya altta yatan tıbbi rahatsızlıklar arasındaki ilişki belirsizdir. Bu tür bir etkileşimin potansiyel ciddiyeti nedeniyle, terfenadinin flukonazol ile kombinasyon halinde alınmaması önerilmektedir. (bkz. Kontrendikasyonlar)   Astemizol: Flukonazolün astemizolle eşzamanlı uygulaması, astemizol klerensini azaltabilir. Astemizolün plazma konsantrasyonlarında elde edilen artış, QT uzamasına ve nadiren torsade de pointes oluşumuna neden olabilir. Flukonazol ve astemizolün birlikte uygulanması kontrendikedir (bkz. Kontrendikasyonlar).   Pimozid: İn vitro veya in vivo olarak incelenmediği halde, flukonazolün pimozid ile birlikte uygulanması, pimozid metabolizmasında inhibisyona yol açabilir. Pimozidin plazma konsantrasyonlarındaki artış, QT uzamasına ve nadiren torsade de pointes oluşumuna neden olabilir. Flukonazolün pimozidle birlikte uygulanması kontrendikedir (bkz. Kontrendikasyonlar).   Aşağıdaki diğer tıbbi ürünler ile kullanımı tavsiye edilmez:   Eritromisin:   Flukonazol ile eritromisinin eşzamanlı kullanımı, kardiyotoksisite (uzamış QT aralığı, torsades de pointes) ve sonuç olarak ani kalp ölümü riskini artırma potansiyeline sahiptir. Bu kombinasyondan kaçınılmalıdır.   Aşağıdaki diğer tıbbi ürünler ile birlikte kullanımı önlem ve doz ayarlaması gerektirir:   Diğer tıbbi ürünlerin flukonazol üzerine etkisi   Hidroklorotiazid: Kinetik bir etkileşim çalışmasında, flukonazol alan sağlıklı gönüllülerde birlikte çoklu dozlarda hidroklorotiazid verilmesi, flukonazol plazma seviyelerini %40 artırmıştır. Bu sınırlardaki bir etki, birlikte diüretik kullanan hastalarda flukonazol doz rejiminde bir değişiklik gerektirmez ise de, uygulayıcı hekim tarafından akılda bulundurulmalıdır.   Rifampisin : Flukonazol ile birlikte uygulanan rifampisin, flukonazolun eğri altı alanında (EAA) %25 ve yarı-ömründe %20 azalmaya yol açmıştır. Birlikte rifampisin verilen hastalarda flukonazol dozunun artırılması düşünülmelidir.   Diğer tıbbi ürünler üzerine flukonazolün etkisi   Flukonazol, sitokrom P450 (CYP) 2C9 izoenziminin potent inhibitörü ve orta CYP3A4 inhibitörüdür. Aşağıda açıklanan gözlenmiş/belgelenmiş etkileşimlere ek olarak, flukonazolle birlikte uygulanan ve CYP2C9 ve CYP3A4 tarafından metabolize edilen diğer bileşiklerin plazma konsantrasyonunda artış riski mevcuttur. Bu nedenle, bu kombinasyonları kullanırken dikkatli olunmalı ve hastalar dikkatlice izlenmelidir. Flukonazolün enzimi inhibe etme etkisi, flukonazolün uzun yarı ömrü nedeniyle flukonazol tedavisinin kesilmesinden sonra 4-5 gün devam eder (bkz. bölüm Kontrendikasyonlar).   Alfentanil: Bir çalışmada, flukonazolle eşzamanlı tedavi sonrasında alfentanilde T½ uzamasının yanı sıra klerens ve dağılım hacminde düşüş gözlenmiştir. Olası etki mekanizması, flukonazolün CYP3A4’ü inhibe etmesidir. Alfentanilin dozunun ayarlanması gerekebilir.   Amitriptilin, nortriptilin: Flukonazol, amitriptilin ve nortriptilinin etkisini artırır. 5-nortriptilin ve/veya S-amitriptilin, kombinasyon tedavisinin başlangıcında ve bir hafta sonra ölçülebilir. Amitriptilin/nortriptilin dozajı gerekirse ayarlanmalıdır.   Amfoterisin B: Flukonazol ve amfoterisin B’nin enfekte, normal ve bağışıklığı zayıflatılmış farelerde eşzamanlı uygulaması, şu sonuçları göstermiştir: C. albicans ile sistemik enfeksiyonda küçük, ek antifungal etki, Cryptococcus neoformans ile intrakranital enfeksiyonda etkileşim olmaması ve A. Fumigatus ile sistemik enfeksiyonda iki ilacın antagonizmi. Bu klinik çalışmalarda elde edilen sonuçların klinik anlamlılığı bilinmemektedir.   Antikoagulanlar : Etkileşim çalışmasında, sağlıklı erkeklerin varfarin kullanımından sonra flukonazol protrombin zamanını artırdı(% 12). Pazarlama sonrası deneyimde, diğer azol antifungallerinde olduğu gibi, flukonazol ile varfarinin birlikte kullanımda, protrombin zamanının uzamasıyla ilişkili olarak kanama olayları (çürükler, epistaksis, gastrointestinal kanama, hematüri ve melena) bildirilmiştir. Kumarin tipi antikoagulan alan hastalarda protrombin zamanı dikkatlice takip edilmelidir. Varfarin dozunun ayarlanması gerekli olabilir.   Azitromisin: 18 sağlıklı bireyde gerçekleştirilen açık, randomize, üç yönlü çapraz bir çalışmada, 1200 mg oral tek doz azitromisin ve 800 mg oral tek doz flukonazol kullanılarak, ilaçların birbirlerinin farmakokinetiği üzerine olan etkileri değerlendirilmiştir. Flukonazol ve azitromisin arasında anlamlı bir farmakokinetik etkileşime rastlanmamıştır. Benzodiazepinler (Kısa etkili):   Midazolamın oral uygulamasını takiben, flukonazol, midazolamın konsantrasyonunda ve psikomotor etkilerinde belirgin bir artışa yol açmıştır. Midazolam üzerine olan bu etki, flukonazolun oral uygulanmasını takiben, intravenöz uygulanan flukonazole kıyasla daha belirgin olarak görünmektedir. Flukonazol ile tedavi edilen hastalarda, beraberinde benzodiazepin tedavisi gerekliyse, benzodiazepin dozunun azaltılması düşünülmeli ve hastalar uygun şekilde izlenmelidir.   Flukonazol, triazolam (tek doz) eğri altı alanı (EAA) düzeyini yaklaşık %50, Cmax düzeyini %20-32, t½ düzeyini ise triazolam metabolizmasının inhibisyonu nedeniyle %25-50 oranında artırır. Triazolamın dozaj ayarlaması gerekebilir.   Karbamazepin: Flukonazol, karbamazepinin metabolizmasını inhibe eder; serum karbamazepininde %30’luk bir artış gözlenmiştir. Karbamazepin toksisitesi oluşma riski vardır. Konsantrasyon ölçümleri/etkisine bağlı olarak karbamazepinin dozaj ayarlaması gerekebilir.   Kalsiyum kanal blokerleri: Belirli dihidropiridin kalsiyum kanal antagonistleri (nifepidin, isradipin, amlodipin ve felodipin) CYP3A4 tarafından metabolize edilir. Flukonazol, kalsiyum kanal antagonistlerinin sistemik maruziyetini artırma potansiyeline sahiptir. Advers olaylar için sık izleme önerilmektedir.   Selekoksib: Flukonazol (günde 200 mg) ve selekoksibin (200 mg) eşzamanlı tedavisi sırasında, selekoksibin Cmax ve EAA düzeyleri sırasıyla %68 ve %134 oranında artmıştır. Flukonazol ile birleştirildiğinde, selekoksib dozunun yarısı gerekebilir.   Siklosporin: Böbrek nakli geçirmiş hastalar ile yapılan kinetik çalışmada, 200 mg/gün flukonazolun siklosporin seviyelerini yavaşca artırdığı tespit edilmiştir. Bununla beraber, bir diğer tekrarlayan doz çalışmasında kemik iliği nakledilmiş hastalarda 100 mg/gün flukonazol siklosporin seviyelerini etkilememiştir. Flukonazol kullanan hastalarda, siklosporin plazma seviyelerinin  izlenmesi tavsiye edilmektedir. Flukonazol, siklosporinin konsantrasyonunu ve EAA düzeyini anlamlı ölçüde artırır. Bu kombinasyon, siklosporin konsantrasyonuna bağlı olarak, siklosporin dozajı azaltılarak kullanılabilir.   Siklofosfamid: Siklofosfamid ve flukonazolün kombinasyon tedavisi, serum bilirubin ve serum kreatininde artışa neden olur. Kombinasyon, serum bilirubin ve serum kreatinindeki artış riskine daha fazla dikkat ederek kullanılabilir.   Fentanil: Olası fentanil flukonazol etkileşimiyle ilgili bir ölümcül vaka rapor edilmiştir. Araştırmacı, hastanın fentanil intoksikasyonundan öldüğüne karar vermiştir. Buna ek olarak, on iki sağlıklı gönüllüden oluşan randomize, çapraz bir çalışmada, flukonazolün, fentanil eliminasyonunu anlamlı düzeyde geciktirdiği ortaya konmuştur. Fentanil konsantrasyonundaki artış, solunum depresyonuna neden olabilir.   Halofantrin: Flukonazol, CYP3A4 üzerinde inhibisyon etkisi nedeniyle halofantrin plazma konsantrasyonunu artırabilir.   HMG-CoA redüktaz inhibitörleri: Flukonazol, atorvastatin ve simvastatin gibi CYP3A4 ile veya fluvastatin gibi CYP2C9 ile metabolize edilen HMG-Co A redüktaz inhibitörleriyle birlikte uygulandığında miyopati ve rabdomiyoliz riski artar. Eşzamanlı tedavi gerekmesi durumunda, hasta, miyopati ve rabdomiyoliz semptomları açısından gözlenmeli ve kreatinin kinaz izlenmelidir. Kreatinin kinazda belirgin bir artış gözlenmesi veya miyopati/rabdomiyoliz tanısı konması ya da bunlardan şüphelenilmesi durumunda, HMG-Co A redüktaz inhibitörleri kesilmelidir.   Losartan: Flukonazol, losartan ile tedavi sırasında oluşan anjiyotensin II-reseptör antagonizminin çoğundan sorumlu olan aktif metabolitine (E-31 74) losartan metabolizmasını inhibe eder. Hastalar, kan basınçlarını sürekli olarak izletmelidir.   Metadon: Flukonazol, metadonun serum konsantrasyonunu artırabilir. Metadonun dozaj ayarlaması gerekebilir.   Non-steroidal an

Kontraendikasyonlar

TRIFLUCAN, bu ilaca veya buna benzer azol bileşiklerine hassas olduğu bilinen hastalarda kullanılmamalıdır. Multipl doz etkileşim çalışmaları sonuçlarına göre günde 400 mg veya daha yüksek miktarlarda multipl doz flukonazol alan hastalarda flukonazol ile beraber kullanılan terfenadin kontrendikedir. QT aralığını uzattığı bilinen ve CYP3 A4 enzimi aracılığıyla metabolize edilen sisaprid, astemizol, pimozid ve kinidin gibi diğer ilaçların birlikte uygulanması, flukonazol alan hastalarda kontrendikedir (Bkz. Uyarılar/Önlemler ve İlaç Etkileşimleri ve Diğer Etkileşimler).

Kullanım Şekli Ve Dozu

Flukonazolun günlük dozu fungal enfeksiyonun cinsi ve ciddiyetine bağlı olmalıdır.   Tekrarlayan dozlarla tedavi gerektiren enfeksiyon tiplerinde, tedavi klinik parametreler veya laboratuar testleri aktif fungal enfeksiyonun geçtiğini belirtene kadar devam etmelidir. Yetersiz bir tedavi süresi aktif enfeksiyonun nüksetmesine neden olur. Nüksü önlemek için; AIDS’li ve kriptokoksik menenjit veya nükseden orofarenjeal kandidiazisli hastalarda sıklıkla idame tedavi gerekir. Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde aşağıdaki dozlar uygulanabilir: Yetişkinler: 1.a.  Kriptokoksik menenjit veya diğer bölgelerdeki kriptokoksik enfeksiyonlarda mutad doz, ilk gün 400 mg, müteakiben günde bir defa 200-400 mg’dır. Kriptokok enfeksiyonlarında tedavi süresi, klinik ve mikolojik cevaba bağlı olmakla beraber, kriptokoksik menenjit için genellikle en az 6-8 haftadır. 1.b.  AIDS’li hastalarda, kriptokoksik menenjitin nüksünü önlemek için, hasta tam bir primer tedavi kürünü tamamladıktan sonra flukonazol günde 200 mg olmak üzere süresiz olarak uygulanabilir. 2.Kandidemi, dissemine kandidiyazis, ve diğer yayılıcı (invaziv) kandidal enfeksiyonlarda mutad ilk gün dozu 400 mg bunu takiben günde 200 mg’dır. Klinik cevaba göre bu doz, günde 400 mg’a kadar yükseltilebilir. Tedavinin süresi klinik cevaba bağlıdır. 3.Orofarenjeal kandidiyazis için mutad doz 7-14 gün süreyle günde bir defa 50 -100 mg’ dır. Bağışıklık fonksiyonu ciddi olarak bozulmuş hastalarda gerekirse tedavi daha uzun süre devam ettirilir.           Mukozanın diğer kandidal enfeksiyonlarında (vajinal kandidiyazis hariç, aşağıya bakınız) mesela ösofajitis, yayılıcı olmayan (non-invaziv) bronkopulmoner enfeksiyonlar, kandidüria, mukokütan kandidiyazis vs., mutad etkili doz 14 – 30 gün süreyle verilen günde 50-100 mg’dır. 4.Kandidiyazisin önlenmesinde önerilen flukonazol dozu, hastada fungal enfeksiyon gelişmesi riskine bağlı olarak günde bir kez 50-­400 mg’dır. Sistemik enfeksiyon riski yüksek olan; örneğin derin veya uzun süreli nötropenisi olan hastalarda önerilen doz günde 1 kez 400 mg’dır. Flukonazol uygulaması, önceden tahmin edilen nötropeni başlangıcından bir kaç gün önce başlamalı ve nötrofil sayısı 1000/ mm3 ‘ün üzerine çıktıktan sonra 7 gün daha devam etmelidir. 5.Derin endemik mikozlarda günde 200-400 mg’lık dozlar, 2 yıla kadar gerekebilir.    Tedavi süresi; koksidioidomikoziste 11-24 ay,parakoksidioidomikoziste 2-17 ay, sporotrikoziste 1-16 ay ve histoplazmoziste 3-17 ay arasında olmakla birlikte, her  hasta için uygun süre seçilmelidir. Çoçuklar: Erişkinlerdeki benzer enfeksiyonlarda olduğu gibi tedavi süresi klinik ve mikolojik cevaba bağlıdır.Çocuklarda ,günlük maksimum erişkin dozu aşılmamalıdır. Flukonazol günde tek doz olarak verilir. Mukozal kandidiazis’te önerilen flukonazol dozu 3 mg/kg/gün’dür. Kararlı hal düzeylerine (steady state) daha çabuk ulaşmak için ilk gün 6 mg/kg’lık yükleme dozu kullanılabilir. Sistemik kandidiyazis ve kriptokoksik enfeksiyonların tedavisi için önerilen doz hastalığın ciddiyetine bağlı olarak 6-12 mg/kg/gün’dür. Sitokoksik kemoterapi ve radyoterapiyi takiben oluşan nötropeni nedeniyle riskli kabul edilen immun sistem yetmezliği olan hastalarda fungal enfeksiyonların önlenmesinde doz, nötropeninin süresine ve derecesine göre 3-12 mg/kg/gün olmalıdır (yetişkin dozuna bakınız). Renal fonksiyonları bozuk çocuklarda ise, renal bozukluğun derecesine bağlı olarak, yetişkinler için verilen prensiplere uygun şekilde günlük doz azaltılmalıdır. Yaşlılarda Kullanım: Renal bozukluk belirtilerinin olmadığı hallerde, normal doz tavsiyesi benimsenmelidir. Renal bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klerensi < 50 ml/dak) dozaj aşağıda tarif edildiği gibi ayarlanmalıdır. Renal Bozukluğu Olan Hastalar : Flukonazol, çok büyük oranda idrarla değişmemiş ilaç şeklinde itrah edilir. Tek bir doz gerektiren tedavide doz ayarlaması gerekmemektedir. Multipl flukonazol dozları alacak olan renal fonksiyonu bozulmuş hastalarda, 50 mg ila 400 mg’lık bir başlangıç yükleme dozu verilmelidir.  Yükleme dozundan sonra,günlük doz (endikasyona uygun olarak) aşağıdaki tabloya göre düzenlenmelidir: Kreatinin Klerensi (ml/dak)                    Önerilen Doz Yüzdesi > 50                                                          % 100 11 – 50                                                       % 50 Muntazam dialize tabi hastalar               Her dializ seansından sonra bir doz Uygulama Flukonazol hem oral hem de, dakikada 10 ml. aşmayacak hızda, intravenöz verilir. Verilme yolu hastanın klinik durumuna bağlıdır. İntravenöz yoldan oral yola geçerken veya bunun aksini yaparken günlük dozu değiştirmeye gerek yoktur.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Triflucan İntravenöz İnfüzyon; 2 mg/ ml flukonazol içeren 50 ml’lik şişede ve Triflucan Şurup; 5 mg/ml flukonazol içeren 70 ml’lik şişede bulunur.

Ruhsat Sahibi

Pfizer İlaçları Ltd. Şti.

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

17.01.1990 – 151/85

Saklama Koşulları

30°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Triflucan kapsül 100 mg flukonazol içeren 7 kapsüllük blister ambalajlarda sunulmuştur.

Uyarılar/Önlemler

Flukonazol, karaciğer disfonksiyonu olan hastalara dikkatli biçimde uygulanmalıdır.   Özellikle AİDS ve kanser gibi ciddi, altta yatan hastalıkları olan bazı hastalarda, TRIFLUCAN ile tedavi sırasında hematolojik, hepatik, renal ve diğer biyokimyasal fonksiyon testi sonuçlarında anormallikler gözlenmiştir; fakat, klinik anlamlılık ve tedaviyle ilişki belirsizdir.   Çok nadiren, altta yatan ciddi hastalık nedeniyle ölen ve TRIFLUCAN’ın çoklu dozlarını alan hastalarda hepatik nekroz dahil ölüm sonrası bulgular bulunmuştur. Bu hastalar, bazılarının potansiyel olarak hepatotoksik olduğu bilinen birden fazla eşzamanlı ilaç almış ve/veya hepatik nekroza yol açabilecek altta yatan hastalıkları olmuştur. Flukonazol alan özellikle ağır tıbbi sorunları olan hastalarda nadir olarak, ölüm dahil, ciddi hepatik toksisite durumları gözlenmiştir.  Flukonazole bağlı hepatotokksisite durumlarında; hastanın yaşı ya da cinsiyetiyle, tedavinin süresiyle ve toplam günlük dozla açık bir ilişki gözlenmemiştir.  Flukonazol hepatotoksisitesi, genellikle tedavinin kesilmesiyle reversibl olmuştur.  Flukonazol tedavisi boyunca anormal karaciğer fonksiyon testleri saptanan hastalar, daha ciddi hepatik hasar gelişme riskine karşın takip edilmelidir.  Flukonazole bağlı olabilecek  karaciğer hastalığı ile uyumlu klinik bulgu ya da semptomlar gelişirse flukonazol kesilmelidir.   Flukonazol ile tedavi sırasında hastalarda nadiren toksik epidermal nekroliz ve Stevens-Johnson sendromu gibi döküntülü deri reaksiyonları gelişmiştir.   AIDS’li hastalarda pek çok ilaca karşı şiddetli deri reaksiyonları gösterme eğilimi daha yüksektir. Yüzeysel fungal enfeksiyon için tedavi edilen bir hastada flukonazole bağlı olabileceği düşünülen bir deri döküntüsü görülürse, bu ajanla tedavi kesilmelidir. İnvaziv/sistemik fungal enfeksiyonu olan hastalarda deri döküntüsü oluşursa, bunlar yakından takip edilmeli ve büllöz lezyonlar veya eritema multiforme gelişecek olursa flukonazol kesilmelidir. Günde 400 mg’dan az flukonazol dozları ile beraber terfenadin kullanılan hastalar dikkatlice izlenmelidir (Bkz. İlaç Etkileşimleri ve Diğer Etkileşimler). Ender vakalarda, diğer azollerde görüldüğü gibi anaflaksi bildirilmiştir. Flukonazol dahil bazı azoller, elektrokardiyografide QT aralığının uzaması ile ilişkilendirilmiştir. Pazarlama sonrası gözlem sırasında, flukonazol alan hastalarda çok nadir olarak QT aralığının uzaması ve torsade de pointes vakaları görülmüştür. Bunlar yapısal kalp hastalığı, elektrolit bozuklukları ve birlikte ilaç kullanımı gibi duruma katkısı olabilecek risk faktörleri taşıyan ciddi hastalıkları olan vakalardı.   Flukonazol ve QT uzaması arasındaki ilişki tam olarak belirlenmediği halde, flukonazol, aşağıdaki gibi potansiyel olarak proaritmik durumları olan hastalarda dikkatli biçimde kullanılmalıdır:   •     Konjenital veya belgelenmiş, edinilen QT uzaması •     Kardiyomiyopati – özellikle kalp yetmezliği var olduğunda •     Sinüs bradikardi •     Mevcut semptomatik aritmiler •     CY34A tarafından metabolize edilmeyen, fakat QT aralığını uzattığı bilinen eşzamanlı ilaç •     Hipokalemi, hipomagnezemi gibi elektrolit bozukluklar   Flukonazol, renal disfonksiyonu olan hastalara dikkatli biçimde uygulanmalıdır (ayrıca bkz. Pozoloji ve uygulama şekli).   Flukonazol, potent CYP2C9 inhibitörü ve orta CYP3A4 inhibitörüdür. Flukonazolle ve CYP2C9 ve CYP3A4 aracılığıyla metabolize edilen dar terapötik penceresi olan ilaçlarla eşzamanlı olarak tedavi edilen hastalar izlenmelidir (bkz. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri)   Bu tıbbi ürün gliserol içermektedir. Baş ağrısı, mide bulantısı ve ishale sebebiyet verebilir.   Bu tıbi ürün sükroz içermektedir. Nadir kalıtımsal früktoz intoleransı, glikoz- galaktoz malabsorpsiyon veya sükraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.  Hamilelikte Kullanım Hamilelerde yapılmış yeterli miktarda kontrollü çalışma mevcut değildir. Koksidioidomikozis tedavisi sebebiyle 3 ay süresince veya daha uzun süre yüksek dozda (400-800 mg/gün) flukonazol kullanan annelerin çocuklarında multipl kongenital anormallikler rapor edilmiştir. Bu etkiler ile flukonazol arasındaki ilişki belirsizdir. Şiddetli veya potansiyel olarak hayatı tehdit edici, ve beklenen faydanın fötüse  muhtemel riskden daha ağır bastığı fungal enfeksiyonlar dışında hamilelikte kullanımdan kaçınmalıdır. Emzirme döneminde kullanım Flukonazol anne sütünde, plazmaya benzer konsantrasyonlarda bulunur. Dolayısıyla emziren annelerde kullanımı tavsiye edilmemektedir. Vasıta sürme/ Makina kullanma Mevcut deneyimlere göre, flukonazol kullanımının hastanın vasıta sürme veya makina kullanma kabiliyetini bozması olası görülmemektedir.

Üretim Yeri

Pfizer İlaçları Ltd. Şti.,34347 Ortaköy-istanbul

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Flukonazol, genellikle iyi tolere edilir.   Bazı hastalarda, özellikle AIDS ve kanser gibi ciddi primer hastalığı olanlarda, gerek flukonazol gerekse mukayese ilaçları ile tedavi sırasında renal ve hematolojik fonksiyon testlerinde değişmeler ve hepatik anormallikler (Bkz. Uyarılar/ Önlemler) gözlenmiştir, fakat bunların klinik anlamı ve tedavi ile olan ilişkisi açık değildir. İstenmeyen etkiler aşağıdaki kategorilere göre listelenmiştir:   Çok yaygın(³ 1/10), yaygın (³ 1/100 ve < 1/10), yaygın olmayan (³1/1000 ve <1/100), seyrek (³1/10.000 ve <1/1000), çok seyrek (<1/10.000) ve bilinmeyen (mevcut olan verilere göre sıklık tahmini yapılamayan) şeklindedir.   Kan ve lenf sistemi bozuklukları: Seyrek                   :Agranulositoz, lökopeni, nötropeni trombositopeni   Bağışıklık sistemi bozuklukları: Seyrek                   :Anaflaksi (anjioödem, yüzde ödem, prurit, ürtiker dahil olmak üzere)   Metabolizma ve beslenme bozuklukları: Seyrek                   :Hiperkolesterolemi, hipertrigliseridemi, hipokalemi   Psikiyatrik bozuklukları: Yaygın olmayan        :Uykusuzluk, uykululuk hali   Sinir sistemi hastalıkları: Yaygın                    :Başağrısı, Yaygın olmayan        :Nöbetler, sersemlik, parestezi , tat bozukluğu Seyrek                    :Titreme   Kulak ve iç kulak bozuklukları: Yaygın olmayan        :Vertigo   Kardiyak bozuklukları : Seyrek                    :QT uzaması, torsade de pointes   Gastrointestinal bozuklukları : Yaygın                    :Karın ağrısı, diyare, bulantı vekusma Yaygın olmayan        :Dispepsi, gaz ve ağız kuruluğu.   Hepato-bilier bozuklukları : Yaygın                    :Yüksek alkalen fosfataz düzeyleri, aspartat aminotransferazda artış, kan alkalin fosfatazda artış Yaygın olmayan        :Kolestaz, sarılık, bilirubinde artış Seyrek                   :Nadiren ölümle de sonuçlanan hepatik toksisite, hepatik yetmezlik, hepatit, hepatosellüler nekroz, hepatosellüler hasar, sarılık   Deri ve deri altı doku bozuklukları: Yaygın                    :Döküntü Yaygın olmayan        :Prurit, ürtiker, terlemede artış, ilaç erüpsiyonu Seyrek                   :Toksik epidermal nekroliz, Stevens-Johnson sendromu, akut yaygın ekzantematöz püstüloz eksfoliyatif deri hastalıkları, yüzde ödem, saç dökülmesi   Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik bozuklukları Yaygın olmayan        :Miyalji   Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin bozuklukları Yaygın olmayan        :Yorgunluk, keyifsizlik, asteni, ateş   Pediyatrik hastalar   Pediyatrik klinik araştırmalar sırasında kaydedilen advers olay insidansı ve modeli ile laboratuar anormallikleri, yetişkinlerde görülenlerle karşılaştırılabilir niteliktedir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

30 ve 90 kapsüllük alüminyum/ alüminyum blister ambalajlarda, karton kutuda mevcuttur.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

TARGET tedavisi sonucunda sedasyon ile bağlantılı advers reaksiyonlar yaygın olarak bildirilmiştir. Sedasyon ile bağlantılı advers reaksiyonlar (sedasyon, uyku hali, hipersomni ve letarji), kontrollü klinik çalışmalardaki hastaların %2’sinin (15/771) tedaviden çekilmesine yol açmıştır. Diğer tüm SSS’yi etkileyen ilaçlarda olduğu gibi, TARGET’ın karar verme, düşünme ve motor yetilerini bozma potansiyeli bulunmaktadır. Hastalar, TARGET tedavisinin onları advers olarak etkilemediğinden kesinlikle emin olana kadar, araç dahil tehlikeli makineleri kullanmamalıdır.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

“Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri”’ne uygun olarak imha edilmelidir.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

TARGET 6 mg/50 mg kapsül 

İlaç Nasıl Kullanılır

Her bir kapsül 6 mg olanzapin ve 50 mg fluoksetin içermektedir. 

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

Kapsül

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

Bildirilmemiştir.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Ağızdan alınır.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

TARGET 6 mg / 50mg kapsül

Doz Aşımı Ve Tedavisi

24 ay

Etkin Maddeler

230/68

Farmakodinamik Özellikler

25oC’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Doz Aşımı

Doz aşımı halinde, antibiotiklerin genel belirtilerine ek olarak Tetrasiklin sınıfı maddelerden ileri gelen belirtiler olarak, bulantı, diyare,anal bölgede kaşıntı, deri erüpsiyonları, ateş, toksemi ve barsak organizmalarının aşırı çoğalmasından ileri gelen kollaps gözlenebilir. Çocuklarda fontanel çıkıntı ile intrakranial basınç artması olabilir. Oral yolla yüksek dozda Tetrasiklin Hidroklorid alınışı fatal karaciğer bozukluğu yapabilir. Kandaki Tetrasiklin düzeyinin 16 mikrogram/ml ye çıkışı karaciğer bozukluğunun gelişmesine yardım eder. Bu nedenle günlük oral doz toplamı 2 gramı geçmemelidir. Eskimiş Tetrasiklin preparatları daha zehirli ürünlere dönüşürler. Bunun için ambalaj üzerinde gösterilen son kullanma tarihinden sonra kesinlikle kullanılmamalıdır. Alınacak Tedbirler: Akut Zehirlenme: Intramusküler yolla 1:1000 lik Epinefrin verilir. Bir karşıt alınmazsa, bu kez intravenöz yolla ve yavaşça, 0.25 ml 1:1000 lik Epinefrin uygulanır. Positiv basınç ve yapay solunum yapılır, intravenöz yolla, 50 mg Difenhidramin yavaşça yapılır. Hidrokortizon (veya başka çözünür bir steroid) belirtiler azalıncaya kadar her saat başı 4 ile 10 mg intravenöz yolla verilir. Kronik Zehirlenme: Hastanın durumunda ters giden bir değişme görülünce ilacın alınışı kesilir ve ilaç reaksiyonu olasılığı değerlendirilir. Oral antibiotiklerden ileri gelen gastro-intestinal sıkıntı her 3 saatte bir süt verilerek tedavi edilir. Her 3 saatte bir de sıra ile 5 gram Bismith Subkarbonat verilir. Barsak organizmalarının aşırı çoğalması, bunların tür ve duyarlıkları saptandıktan sonra, özel kemoterapötik ilaçlar kullanılarak tedavi edilir. Dolaşım kollapsı önlenir, imkan varsa, antibiotik alınışı kesilir.

Endikasyonlar

Gram-positiv ve Gram-negativ bakteriler, Richettsia’lar, kimi Protozoa ve virüslere bağlı ateşli hastalıklarda, Pnomoni, bronko-pnomoni, tonsilit, farinjit, trakeit, bronşit ve sinusit’ te Ortakulak iltihapları, selluit, osteomyelit, boğmaca, kızıl, difteri, erizipel’de, Basilli ve amipli dizanteri, bakteriel ishaller, brucellos, peritonit ve urogenital infeksiyonlarda, Primer atipik pnomoni, tifus, aktinomikos, endokardit’te, Pre ve post operatuvar profilaksi ve tedavide, antraks ve deri infeksiyonları tedavisinde Tetramin® Kapsül kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Tetramin® Kapsül’ün içerdiği Tetrasiklin Hidroklorid etken maddesi, Auromisin veya Klortetraksilin’in katalitik indirgenmesi üzerinde yapılan çalışmalar sırasında bulunmuş olan bir antibiotik madde olup, Klortetraksilin’in Klor’unun alınması ile; veya Oksitetraksilin’in indirgenmesi yolu ile; veya Streptomyces aureofaciens’in kimi türlerinin üretilmesi ile elde edilen geniş spektrumlu bir antibiotiktir Etkisi bakteriostatik özelliktedir. Mikro-organizmaların, Gram-positiv ve Gram-negativ bakterileri, Richettsia, Mycoplasmata, Chlamydia ve Plasmodium türlerinden Protozoaları da içeren geniş bir bölümüne karşı etkilidir. Tetrasiklin Hidroklorid rutubetli havada ve güneş ışığında rengi koyulaşarak değişikliğe uğrayan bir maddedir. Sulu çözeltide epimerizasyon sonucu 4- Epitetraksiklin’e ve Anhidrotetrasiklin’e dönüşür. Başlıca bozunma ürünü olan 4-Epitetraksiklin çok düşük bir antibakterial etkiye sahiptir. Renal boya fonksiyonları bu bozunma ürününden ileri gelir. 

Farmakokinetik Özellikler

Oral yolla alınan Tetrasiklin Hidroklorid’in kalsiyum, magnezyum, alüminyum, çinko ve demir gibi metal iyonları karşısında absorpsiyonu azalır; fosfatların varlığı absorpsiyonu arttırabilir. Vücudun her tarafına geniş ölçüde dağılıp vücut sıvılarının çoğuna girmiş olur. Süt ve tükürük ile salgılandığından Placenta’ya geçer. Yeni oluşan kemikler ve dişler tarafından alınarak kompleks bileşikler oluşturur. Zarar görmüş hücrelerde, görmemiş olanlardakinden daha uzun süre bağlı kalır.Yarı-ömür süresi yaklaşık 9 saattir. Hem idrar, hemde safra yolu ile çıkarılır. Oral yolla alındıktan sonra yaklaşık %20’si değişmemiş olarak dışarı atılır.İdrar alkali olduğunda atılış oranı artar.

Farmasötik Şekli

Kapsül

Formülü

Her bir kapsülde Tetrasiklin Hidroklorid 250 mg. Kapsülde boyar maddeler: Eritrosin E 127, Tartrazin E 102 ve Titanyum Dioksid E 171

İlaç Etkileşmeleri

Demir tuzları Tetrasiklin’in absorpsiyonunu azaltır. Alkali maddeler de serum konsantrasyonunu düşürür. Oral yolla alınan Tetrasiklin, antikoagulant maddelerin gücünü arttırır. Tetramin® Kapsül ile tedavi gören hastalara Metoksifluran verilirse renal tubular nekrosis meydana gelebilir. Oral antikoagulantlar, Penisillin Antasid, Sodium bikarbonat, oral demir preparatları, Lithium bileşikleri, Kaolin, Pektin, Bismuth subsalisilat, ve Çinko sulfat ile Tetramin® Kapsül etkileşebilir. Etkilendiği Laboratuvar Testleri: Serum alkalin fosfataz, BUN, SGPT, Amilaz, Bilirubin, Prothrombin aktivitesini etkileyebilir.

Kontraendikasyonlar

Tetraksiklin Hidroklorid’e karşı aşırı duyarlık gösteren kişilerde, Böbrek yetmezliği olanlarda, ağızdan alınan normal doz dahi ilacın sistemik birikimine ve muhtemel bir karaciğer zehirlenmesine neden olabilir. Bu durumda alışılmış dozun daha altında bir miktar uygulanır ve tedavi süresi uzatılır, ilacın serumdaki düzeyi izlenir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Tetramin® Kapsül önerilen düzgün aralıklarla ve bir miktar su ile alınmalıdır. Uygulanan doz hastalığın türü, şiddeti ve alınan yanıta göre değişmekle birlikte, genellikle kullanılan günlük miktarlar şöyledir. Yetişkinlerde : Günde 1 gram (dört kez, birer kapsül) Çocuklarda : Sekiz yaşından yukarı çocuklarda vücut tartısının her bir kilogramı için günde 25 mg üzerinden hesaplanır. Gereken durumlarda, yetişkinlerde ve çocuklarda bu miktarların iki katına çıkılabilir. Günlük tedavi dozu 3 veya 4 eşit parçaya bölünerek 4 ile 8 saatlik aralarla verilmelidir. Muhtemel bir nüksü önlemek için, ateş düştükten sonra küçük dozlar halinde tedaviye bir kaç gün daha devam edilmesi uygun olur. Özellikle Stafilokokkus ve Brusellosis enfeksiyonlarında bu sürenin iki haftaya kadar uzatılması gerekebilir. İlaç alındıktan sonra, bir saatlik süre içinde Alüminyum, Kalsiyum, Demir ve Magnezyum tuzları içeren ilaçlar alınmamalıdır. Anti-asit ve süt için de aynı durum uygulanmalıdır. NOT: İlacın gastro-intestinal yan etkilerini önlemek için bol miktarda su veya sıvı ile birlikte alınması önerilir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Saklama Koşulları

25ºC’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

20 kapsül blisterde karton kutuda

Uyarılar/Önlemler

Diş gelişmesi sırasında (gebeliğin son yarısında, bebeklerde, sekiz yaş altındaki çocuklarda) Tetrasiklin Hidroklorid kullanılması dişlerde sürekli sarı-gri esmer renklenmeye neden olur. Bu reaksiyon ilacın uzun süre kullanılmasında daha yaygındır; ama kısa süreli ve tekrarlanan kullanımlarda da gözlendiği bildirilmektedir.Diş minelerinde hypoplasia olabilir. Tetrasiklin Hidroklorid alan kimi kişilerde güneş yanığı reaksiyonu ile kendini gösteren bir foto-duyarlılık gözlenmiştir. Direkt güneş ışığına veya ultra violet ışığa maruz kalan eğilimli hastalara bu reaksiyonun ortaya çıkacağı uyarısında bulunulmalı, ve deride eritemlerin ilk oluşmasında ilaç alınımı kesilmelidir. Tetrasiklin Hidroklorid’in antianabolik etkisi BUN de bir artışa neden olur. Böbrek fonksiyonları normal olan kişilerde bu bir sorun oluşturmaz. Önemli böbrek fonksiyon yetmezliği olanlarda ise, serumda Tetrasiklin Hidroklorid düzeyinin yükselişi Azotermi’ye, hiperfosfatemi ve Asidos’a yönelir. ÇOCUKLAR, GEBELER, EMZİKLİLER, YAŞLILAR VE ÖZEL DURUMLAR İÇİN UYARILAR: Gebelerde: Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar sonuçları, Tetrasiklin Hidroklorid’in gebelik sırasında alınması ile Placenta’dan fetus dokusuna geçtiğini göstermiş ve fetus gelişmesi üzerinde (genellikle) iskelet gelişmesinde gecikmeler ile ilgili toksik etkiler ortaya çıkarılabilmiştir. Gebeliğin erken devrelerinde tedavi gören hayvanlarda, embriotoksisitesinin ortaya çıktığı da bildirilmiştir. Emzikli Annelerde: Tetrasiklin Hidroklorid’in anne sütü ile salgılandığı bilindiğinden, süt vermekte olan annelerde kullanılmasında dikkat edilmelidir. Yaşlılarda: Böbrek yetmezliği olan yaşlılarda, normal dozda Tetrasiklin Hidroklorid alınmasında dahi, serum düzeyi izlenerek dikkatli davranılmalıdır. Çocuklarda: Uyarılar/Önlemler bölümünde bildirildiği gibi, sekiz yaş altındaki çocuklarda ve bebeklerde kullanımın sarı-gri-esmer renkte diş renklenmesine neden olacağı, hypoplasia oluşacağı göz önüne alınmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Tetrasiklin Hidroklorid ile tedavi, gaz çıkarma, bulantı ve diyare ile kendini gösteren gastro-intestinal rahatsızlıklara neden olabilir. Ağızda ve barsakta bulunabilen ve ağız yumuşak dokusunun iltihabı(= Angular Stomatitis), dil iltihabı, rektal ve vaginal irritasyon oluşturan Candida türü diğer funguslar gibi dayanıklı olan organizmaları ortaya çıkarabilir. Duyarlı organizmaların tahribi sonucu Candida ve bazı Stafilokokkus, maya türleri gibi dayanıklı organizmaların artışı ile, barsak florasında önemli değişiklikler olabilir. Değişen flora, aynı zamanda B grubu vitaminlerin yetersizliğine neden olabilir. En ciddi yan etki, dayanıklı duruma geçmiş olan organizmaların neden olduğu stafilokokkal enterokolitis’in ortaya çıkışıdır. Bu durumun başlaması, çoğu kez birdenbire olur ve ölümle sonuçlanabilir.Bu durum karşısında ilacın alınışı kesilmeli ve önlem olarak Benzilpenisilin ile birlikte “Methicillin” veya “Cloxacillin” injeksiyon yolu ile; yahut neden olan organizmanın duyarlık testleri sonucuna kadar oral yolla "Vancomycin" verilmelidir. İlaç-ateşi ve allerjik deri kızartıları ender durumlarda görülebilir. Fakat bu durum genellikle antihistaminler verilerek kontrol altına alınabilir. Doksisiklin dışında diğer tetrasiklinler kan üresinde bir yükselmeye, böbrek rahatsızlığı olan hastalarda klinik bozukluklara, ve özellikle gebelik sırasında karaciğer bozukluklarına neden olabilirler. Tetrasiklin Hidroklorid özellikle rutubetli ve sıcak yerlerde depolandığı zaman bozulmaya uğrar. Bozulma ürünü olan maddeler mide bulanması yaparlar ve glikozüri. proteinüri, aminoasidüri gibi belirtilere neden olurlar. Sfilis ile birlikte olduğundan kuşku duyulan zührevi hastalarda, tedaviye başlamadan önce "karanlık-alan" incelenmesi yapılmalı ve en az dört ay süre ile aylık tekrarlar halinde kan serolojisi uygulanmalıdır. Tetrasiklinler plasmanın protrombin aktivitesinde bir azalma göstereceklerinden, antikoagulant tedavisi görmekte olan bir hasta antikoagulant dozunda aşağıya doğru bir ayarlamaya gereksinim gösterir. Uzun süren tedavilerle hematopoietik, renal ve hepatik incelenmeleri içeren organ sistemlerinin laboratuvar değerlendirmeleri periodik olarak yapılmalıdır A grubu beta-hemolitik streptokokkuslara bağlı bütün enfeksiyonlar en az 10 gün süre ile tedavi edilmelidir. Bakteriostatik ilaçlar Penisillin’in bakterisid etkisi ile çatışmada bulunacağından, Penisillin ile birlikte Tetrasiklin verilmesinden sakınılmalıdır. Tetramin® Kapsül aşağıdaki advers reaksiyonlara neden olabilir: Gastro-intestinal Reaksiyonlar: İştahsızlık, bulantı kusma, diyare, dilde iltihap (=Glossitis); yutma zorluğu, enterokolitis, anogenital bölgede Monilia üremesi ile birlikte iltihaplı lezyonlar oluşur. Deri Reaksiyonları: Makulopopuler eritemalı kızartılar oluşur. Eksfoliatif dermatitis bildirilmişse de, bu yaygın değildir. Deri reaksiyonlarından Foto Duyarlılık", Uyarılar / Önlemler bölümünde bildirilmiştir. Renal Toksisite: BUN’da artış olur, görünüşte doz ile ilgilidir. Aşırı Duyarlılık Reaksiyonları: Ürtiker, angioneurotik ödem, anafilaksi, anafilaktoid purpura, perikardit, sistemik lupus eritematik artış olur. Tam tedavi dozlarından sonra, ufak çocuklarda fontanel çıkıntı bildirilmiştir. İlaç kesilince bu belirtiler derhal kaybolur. Kan Reaksiyonları: Hemolitik anemi, trombositopeni, neutropeni ve eosinofili olabilir. Bundan başka, uzun süren periodlarla fazla Tetrasiklin verildiğinde troid bezinde esmer siyah mikroskobik renk değişikliği görülebilmektedir. Troid fonksiyonlarında bir anormallik olmamaktadır. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Tek doz toksisite çalışmalarından elde edilen sonuçlara göre etken madde olan izokonazol fiilen nontoksik olarak değerlendirilebilir. Tek bir doz aşımında veya tek bir tüp içeriğinin yanlışlıkla oral olarak alınması durumunda herhangi bir akut intoksikasyon riski beklenmemektedir.

Endikasyonlar

Derinin yüzeysel mantar infeksiyonları örnek olarak eller, ayaklardaki interdijital alanlar, kasıklar ve genital bölgeler. Travogen ayrıca Erythrasma’da endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Travogen derinin yüzeysel mantar hastalıklarının tedavisi için geliştirilmiş bir ilaçtır. Antimikrobiyal etki spektrumu çok geniştir. Hem dermatofitleri ve maya ya da maya benzeri mantarları (Pityriasis versicolor amillerini içeren), hem de küf mantarlarını etkiler. Ayrıca Erythrasma’nın amillerine ve gram pozitif bakterilere karşı da etkilidir.

Farmakokinetik Özellikler

Travogen krem’in etken maddesi izokonazol, deriye hızla penetre olur. En geç 1 saat içinde ciltte maksimum etken madde konsantrasyonlarına ulaşılır ve bu seviye en az 7 saat sürer. Etken madde düzeyleri stratum korneum tabakasında ve epidermiste en önemli patojenlere (dermatofitler, küf ve maya mantarları) karşı minimum inhibitör ve biyosidal antimikotik konsantrasyonlarını birkaç kez aşar ve deride de bu değerlere ulaşır. İzokonazol, deride metabolizması sonucu inaktive edilmemektedir. Perkutan absorbsiyon sonucu sistemik yüklenme çok azdır. İzokonazol organizmada tümüyle metabolize edilerek böbrek ve safra yolu ile olmak üzere hızla elimine edilir . Total dozun %75’i 24 saat içinde itrah edilir.

Farmasötik Şekli

Krem

Formülü

Etkin Madde: 1 g Travogen krem,10 mg izokonazol nitrat içerir. Yardımcı madde: Setostearil alkol

İlaç Etkileşmeleri

Bilinen etkileşimi yoktur.

Kontraendikasyonlar

Etken veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Derinin yüzeysel mantar infeksiyonları Travogen krem günde 1 kez hastalıklı deri kısımlarına uygulanır. Düzenli hijyenik önlemler, Travogen ile tedavinin başarısı için esastır. Ayaktaki mantarlarda, yıkanmadan sonra ayak parmak araları iyice kurulanmalıdır. Çoraplar her gün değiştirilmelidir. Tedavi iki-üç hafta, inatçı infeksiyonlarda (özellikle interdigital alanların infeksiyonunda) dört haftadır. Genellikle Travogen’li bir gazlı bezin ayak ya da el parmakları arasına konulması önerilir, daha uzun tedavi süreleri de mümkündür. Nükslerden sakınmak için, klinik şifadan sonra en az iki hafta daha tedavinin sürdürülmesi gerekir. Vulvo-vajinal mikozlarda genital bölgenin dıştan ve aynı zamanda partnerin tedavisi Doktor tarafından başka türlü önerilmemişse, Travogen hastalıklı dış genital bölgeye yaklaşık bir hafta süreyle günde iki kez uygulanmalıdır. Ayrıca nüks yada partner infeksiyonundan sakınmak için, penis ve preputium da Travogen ile bir hafta boyunca günde iki kez tedavi edilir. Genital bölge infeksiyonunun residifinden kaçınmak için, kişinin çamaşırları (kullandığı bezler, havlular ve iç çamaşırları) mümkün olduğunca pamuklu olmalı, hergün değiştirilmeli ve kaynatılmalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Travogen Sprey

Saklama Koşulları

30°C’nin altında oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

30 g’lık tüp’te

Uyarılar/Önlemler

Yüze uygulamada Travogen’in göze kaçmamasına dikkat edilmelidir. Gebelik ve laktasyon Gebelik kategorisi C’dir. İnsanlarda izokonazol içeren ilaçların gebelik esnasında uygulanmaları izokonazolün teratojenik bir riski olduğunu göstermemiştir. Etkili dozdaki izokonazolün anne sütüne geçmesi olası değildir.  Araç ve makina kullanımı üzerine etkisi Araç ve makina kullanma yeteneği üzerine bilinen etkisi yoktur. 

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Travogen, genellikle çok iyi tolere edilir; Ara sıra irritasyon belirtileri, nadir olgularda allerjik deri reaksiyonları oluşabilir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 4 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window