İlaç Sınıfı Beşeri İthal İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması VELORIN
Birim Miktarı 14
ATC Kodu N06AX11
ATC Açıklaması Mirtazapin
NFC Kodu BC
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Film Kaplı Tabletler
Kamu Kodu A10884
Orijinal / Jenerik Türü Jenerik
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 21,69 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 19,38 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 9,17 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !

İlaç Etken Maddeleri

  • mirtazepin (30 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Doz aşımı çalışmaları topikal kullanım için uygulanmamaktadır. İstenmeyen bir durumda jel yutulursa, standart zehirlenme prosedürleri uygulanır (mide yıkanması dahil). Kişi, UVA ışınlarından ve gün ışınlarından saatlerce gerekirse günlerce korunmalıdır. Hasta karanlık odada bekletilmelidir.   VitPso Jel %0,1, öngörülen dozda kullanıldığı takdirde bu açıdan kullanıcı için bir risk teşkil etmez. VitPso Jel %0,1’in aşırı dozda uygulama sonucu veya UVA ışınlarının doz aşımı ciddi yanıklar ve veziküllere neden olabilir.

Endikasyonlar

VitPso Jel %0,1, psoriasis, vitiligo, palmoplantar püstülozis, mikozis fungoides, kütan lemfom T, generalize liken planus, fotodermatoz, kütan mastositosis ve atopik dermatitlerin fotokemoterapisinde kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

VitPso Jel %0,1, %0,1 oranında 8- Metoksipsoralen (8-MOP) ihtiva eden topikal bir jeldir. VitPso Jel %0,1, etkin maddesi olan 8-MOP, psoriasis ve vitiligo gibi patojenik oluşumlarını çeşitli yollardan etkiler.   Metoksipsoralen’in epidermal melanosit ve keratinositlerin üzerine etki mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Ağızdan verilen psoralenler tercihen epidermal hücreler tarafından alınmaktadır. 8-Metoksipsoralen’in en iyi bilinen biyokimyasal reaksiyonu DNA ile olanıdır. 8-Metoksipsoralen, fotoaktivasyon sonucu, DNA ile konjüge olur ve kovalent bağlantı oluşturur, bunun sonucu da monofonksiyonel (tek DNA’ya bağlanma) veya bifonksiyonel birleşim (iki DNA’ya çapraz bağlanma şeklinde) meydana gelir. Proteinler ile reaksiyonlar da gözlemlenmiştir. 8-Metoksipsoralen ışığa karşı duyarlılık oluşturur. Bu ilacın cilt üzerine uygulanmasından sonra cilt UVA ışınlarına maruz bırakılırsa, gün ışığı veya suni ışın, hücre hasarı oluşturur. Eğer ciltte yeterli derecede hücre hasarı oluşursa inflamasyon reaksiyonu ortaya çıkar. Bu etkinin dikkati çekecek şekilde ortaya çıkışı, birkaç saat sonra görünen ve 2 veya 3 günden fazla sürmeyen gecikmiş eritem, şeklindedir. Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri de, cildin hassaslaşmış durumunu koruma süresi veya maksimal eritemin ne zaman oluşacağının, kişiden kişiye oldukça değişik bir seyir göstermesidir. Eritematöz reaksiyonu takiben, birkaç gün veya hafta sonra, artan melanizasyon ve stratum korneumun kalınlaşması ile kendini gösteren iyileşme safhası gözlenir. Kesin mekanizma bilinmemekle beraber, kıl follliküllerindeki melanositlerin stimule edildiği ve bu suretle follikülün yukarı doğru hareketlenip ve epidermise yönlendiği düşünülmektedir.

Farmakokinetik Özellikler

Topikal uygulamada 8-MOP’un absorbsiyon mekanizması bilinmemektedir. 8-MOP deriden çok az miktarda absorbe olmaktadır. Yapılan klinik çalışmalar sonucu 8-Metoksipsoralen’in topikal uygulamadan sonra derideki konsantrasyonunun plazmadaki konsantrasyonuna oranla yüksek olduğu saptanmıştır. Topikal uygulamada deride istenilen konsantrasyona uygulamadan 20 dakika sonra ulaşılırken ağızdan alındığında  bu zaman 1 ila 4 saat arasında değişmektedir. VitPso Jel %0,1’in etkin maddesi olan 8-MOP’un, topikal uygulamadan sonraki ışığa duyarlılığı (fotosensitivitesi) saatlerce sürebilir ve bu durum birkaç gün sabit kalabilir. Eliminasyon sırasında Metoksalen demetillenir ve 8-hidroksipsoralene (8-HOP) dönüşür. Metoksalen ile 8-HOP, glukuronik asitlere ve sülfatlara konjüge olur. Metoksalen, 8-HOP ve konjüge metabolitleri idrar yolu ile atılırlar. Oral uygulamayı takiben metoksalenin %80 – 90’nı 8 saat içinde hidroksillenerek, glukuronik ve sülfatla konjüge metabolitleri şeklinde atılır. Uygulanan dozun %0.1’inden az bir kısmı idrar ile değişmeden atılır. Metoksalenin %95’i ilk 24 saat içinde idrar ile atılır.

Farmasötik Şekli

Jel

Formülü

1 g jelde; 8-Metoksipsoralen 1 mg (%0,1)

İlaç Etkileşmeleri

Sistemik veya topikal fotosensibilizan etkili ilaçlarla (antralin, katran ve türevleri, griseofulvin, sülfonamidler, fenotiazinler, tetrasiklinler, nalidiksik asit, tiazidler vb.) ve bazı organik boyalarla (metilen mavisi, toluen mavisi, bengal pembesi, metil oranj) birlikte kullanıldığında fotosensitivite artar, bu nedenle bu tür etkili ilaçlarla kombine kullanımında dikkat edilmelidir.

Kontraendikasyonlar

·         Psoralenin bileşiklerine idyosenkratik reaksiyon gösteren hastalarda ·         Melanoma geçirmiş veya melanomalı hastalarda ·         Akut lupus eritematosis, porfiri, kseroderma pigmentosum, afakia, melanoma, geçirilmiş melanoma gibi fotosensitivite hastalığı olan kişilerde ·         İnvazif cilt karsinomu olan hastalarda ·         12 yaşının altındaki çocuklarda ·         Bronzlaşmak ve kozmetik amaçla kullanılmamalıdır.   PUVA terapisine bağlı olan kontrendikasyonlar : VitPso Jel %0,1, çocuklarda, kataraktı olan kişilerde, ailede kütan kanser geçirmiş olanlarda ve daha önce arsenikli maddeler ile tedavi görmüş olanlarda PUVA tedavisinde kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

VitPso Jel %0,1, su ile rahatlıkla karıştırılıp seyreltilebilecek şekilde formüle edilmiştir. Bu sayede, hekim uygulamak istediği doza bağlı olarak, ürünü su ile gerektiği oranda seyreltmek suretiyle kullanabilir. VitPso Jel %0,1, sınırları belirgin vitiligolu bölgelere, etrafı güneş koruyucu preparat ile korunarak hekim tarafından uygulanır ve uygun dozlarda UVA ışınlarına tabi tutulur. Başlangıç ışınlama zamanı kısa olmalı ve beklenilen minimum eritematöz dozun yarısını geçmemelidir. Tedavinin sıklığı eritemin durumuna bağlı olarak ayarlanır, genelde haftada bir defalık uygulama tavsiye edilir, bu doz elde edilen tedavi sonucuna göre daha da azaltılabilir. Hastaya VitPso Jel %0,1’i uygulayan kişinin elleri eldiven ile korunmalıdır, böylece fotosensitizasyon ve cilt yanıkları önlenmiş olur. Birkaç hafta sonra pigmentasyon başlar fakat belirgin repigmentasyon 6 aydan 9 aya kadar tedavi gerektirir. Yeni pigmentleri tutabilmek için tedavinin tekrar edilmesi gerekebilir. İdiopatik vitiligo reversibl olmasına rağmen herkeste reversibl olmayabilir. Uygulama sıklığı ve zamanı tamamen kişiye göre değişebildiği için tedavi BİREYSEL uygulanmalıdır. Repigmentasyon, tedavinin tamamlanmasına, tedavinin uygulama sıklığına ve süresine bağlı olarak değişir. Repigmentasyon etli alanlarda  yüz, abdomen ve kalça gibi bölgelerde daha çabuk oluşur, etsiz alanlarda, elin sırtı, ayağın üstü gibi bölgelerde daha yavaş oluşur.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

VitPso Jel %1, 50 g

Saklama Koşulları

25 °C’nin altındaki oda sıcaklığında, çocukların ulaşamayacağı yerde ve ambalajında saklayınız. VitPso Jel %0,1, kutu üzerinde belirtilen son kullanma tarihinden sonra kullanılmamalıdır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

50 g’lık polietilen tıpa ve pilverproof kapaklı polipropilen şişede, prospektüsü ile birlikte karton kutuda.

Uyarılar/Önlemler

UYARILAR  Cilt yanıkları : UVA veya güneş ışınları (hatta pencere camından geçen de dahil) tavsiye edilen dozlarda ve/veya tedavi edilen bölgeler korunmazsa veya güneşten koruyucu preparat kullanılmadığı takdirde önemli cilt yanıklarına yol açabilir. UVA ışınlarından sonra vezikül oluşabilir, ancak bunlar genelde komplikasyon yaratmadan ve yara izi bırakmadan iyileşirler. Terapiden sonra tedavi edilen bölgeler uygun bir şekilde örtülmeli veya güneş koruyucu preparat sürülmelidir.   Karsinojenite :    Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar: Bazı fare türlerinde potansiyel fotokarsinojen olduğu belirtilmiştir. İnsanlar üzerindeki çalışmalar: Vitiligonun topikal tedavisinde komplikasyon olarak cilt kanseri görülmemiştir. Ancak açık tenli olanlar, geçmişinde UVA katran tedavisi görenler, iyon radyasyonuna tabi tutulanlar veya arsenik bileşikleri almış insanlar, bu konuda uyarılmalıdır. Metoksalen ile yapılan topikal tedaviden sonra, hastanın  oral psoralen – UVA ışın (PUVA) tedavisine tabi tutulması cilt kanserinin gelişim riskini artırmaktadır. Karaciğer ve böbrek yetmezliği durumunda kullanımı: İlaç idrar yolu ile atıldığından ve  ilacın idrar yolu ile atılması için karaciğerde parçalanması gerektiğinden dolayı karaciğer ve böbrek yetmezliği olan hastalarda tedavi dikkatli bir şekilde uygulanmalıdır.   İlaç Etkileşmeleri: Sistemik veya topikal fotosensibilizan etkili ilaçlarla (antralin, katran ve türevleri, griseofulvin, sülfonamidler, fenotiazinler, tetrasiklinler, nalidiksik asit, tiazidler vb.) ve bazı organik boyalarla (metilen mavisi, toluen mavisi, bengal pembesi, metil oranj) birlikte kullanıldığında fotosensitivite artar, bu nedenle bu tür etkili ilaçlarla kombine kullanımına dikkat edilmelidir.   ÖNLEMLER Tedavi öncesinde bireysel minimum fototoksik doz (MFD) belirlenir. VitPso Jel %0,1, sadece ufak, sınırları belirgin ve kıyafetler veya güneş koruyucu preparat ile UVA ışınlarında korunabilecek lezyonlara uygulanmalıdır. VitPso Jel %0,1, yüz veya el vitiligo tedavisinde kullanımında hastanın o bölgeleri uygun kıyafetler veya güneş koruyucu preparat ile korunması gerektiği önemle belirtilmelidir. Bu bölgelerin fotosensitivitesi  birkaç gün boyunca yüksek olabilir ve UVA veya güneş ışınları ciddi yanıklara yol açabilir. Seans boyunca ve 8 – 10 saat sonra, bazen 24 saat sonra siyah güneş gözlüğünün takılması önerilir. Uzun süreli fotokemoterapinin potansiyel riskleri göz önüne alınmalıdır. Bu riskler, cildin yaşlanması, pigmentasyonun modifikasyonu, epiteliomas spino, bazoselüler indüksiyon ve katarakttır. Hastaya VitPso Jel %0,1’i veya VitPso Jel %0,1 ile hazırlanan çözeltiyi uygulayan kişinin elleri eldiven ile korunmalıdır Böylece cilt yanıkları önlenmiş olur. Gebelikte kullanım C kategorisi: Topikal Metoksalen ile hayvanların üremesi üzerinde herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Metoksalenin doğurganlığı önleyip önlemediği, hamilelik sırasında kullanımının fetusa zararlı olup olmadığı tespit edilmemiştir. Topikal olarak uygulanan Metoksalen’in ne derecede sistemik absorpsiyona geçtiği bilinmemektedir. Topikal Metoksalen, hamilelerde sadece gerektiği durumlarda kullanılmalıdır. Emzirme döneminde kullanımı: Topikal Metoksalen’in anne sütüne geçip geçmediği de bilinmemektedir, dolayısıyla bu durumlarda kullanımına dikkat edilmelidir. Pediatrik kullanımı : 12 yaşının altındaki çocuklardaki kullanımının güvenilirliği ve etkinliği bilinmemektedir ve bu yaş grubuna kontrendikedir . REÇETE İLE SATILIR.Doktor kontrolünde haricen kullanılır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

UVA ışınlarına maruz kalan hastalarda ciddi yanıklar görünmesi sıklıkla görülen istenmeyen etkilerdir. Bu nedenle her tedavi BİREYSEL uygulanmalıdır. Ürünün bileşimindeki herhangi bir maddeye karşı hassasiyet oluştuğu takdirde kullanıma ara verip doktorunuza başvurunuz.   BEKLENMEYEN ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

İnsanlarda doz aşımı ile ilgili spesifik bir bilgi halihazırda bulunmamaktadır. Doz aşımının bildirilen en belirgin bulgusu hipotansiyondur. Doz aşımı durumunda tedavide normal salin solüsyonunun intravenöz infüzyonu kullanılır. Enalaprilat genel dolaşımdan hemodiyaliz ile uzaklaştırılabilir.

Endikasyonlar

Esansiyel hipertansiyonda, bilateral renal arter stenozu hariç renovasküler hipertansiyonda, konjestif kalp yetmezliğinde ve sol ventrikül hiperaljisinde kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

VASOLAPRİL Tablet’in etkin maddesi olan enalapril enalaprilata hidrolize olduktan sonra ADE’yi (anjiyotensin dönüştürücü enzim) inhibe eder. Renin, sentezi böbreklerde yapılan bir maddedir. Kana verildikten sonra anjiyotensin I’in yapımında rol oynar. Anjiyotensin I, ADE tarafından anjiyotensin II’ye çevrilir. Anjiyotensin II hem güçlü bir vazokonstriktör, hem de adrenal korteksteki aldosteron yapımını stimüle ederek sodyum ve sıvı retansiyonunun artmasına yol açan bir maddedir. ADE inhibisyonu plazma anjiyotensin II seviyesini düşürür ve plazmadaki renin aktivitesini arttırır. Renin salımı üzerindeki bu negatif geri dönüşüm kaybı anjiyotensin II’nin redüksiyonuna neden olur. Anjiyotensin II redüksiyonu aldosteron sekresyonunun azalmasına öncülük eder. ADE kininaz II ile aynı etkiyi gösterir ve bu nedenle bradikinin degradasyonunu bloke eder. Bütün bu özellikleri nedeni ile hipertansiyon ve kalp yetmezliğinde yarar sağlar.

Farmakokinetik Özellikler

Enalapril oral olarak verildiğinde süratle emilir, doruk plazma konsantrasyonuna 1 saatte ulaşır. Verilen dozun yaklaşık % 60’ı idrarla itrah edilir. Enalapril absorpsiyonu takiben hızla enalaprilata hidrolize olur. Enalaprilat doruk plazma konsantrasyonlarına 3-4 saatte ulaşır. Enalapril başlıca renal yolla atılır. İdrardaki belli başlı komponentleri dozun % 40’ı oranında enalaprilat ve değişmemiş enalaprildir. Renal fonksiyonları normal olan bireylerde ilacın uygulamasının dördüncü gününde kararlı durum serum konsantrasyonlarına ulaşılır. Enalaprilin multipl dozlarından sonra enalaprilatın efektif akümülasyon yarı-ömrü 11 saattir. Ciddi böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda enalapril dozu ayarlanmalıdır. Aç ve tok karnına alınması, ilacın absorbsiyonunu etkilemez. Enalaprilin absorpsiyon ve hidroliz dereceleri tavsiye edilen terapötik aralıklardaki farklı dozlar için benzerlik gösterir

Farmasötik Şekli

Tablet

Formülü

Her tablet; 10 mg Enalapril maleat ihtiva eder.

İlaç Etkileşmeleri

Enalaprilin beta blokerler, metildopa, kalsiyum antagonistleri ve diüretikler gibi diğer antihipertansif ilaçlarla kombinasyonu antihipertansif etkinin artmasına neden olur. Propranolol ile eş zamanlı kullanım klinik olarak çok önemli olmasa da enalaprilin biyoyararlanımını düşürür.   Sodyum itrahına yol açan diğer ilaçlarla olduğu gibi lityum klerensi azalabilir. Bu nedenle eğer lityum tuzları uygulanacak ise serum-lityum düzeyleri dikkatle izlenmelidir.   Hiperkalemi bildirildiği halde plazma potasyum düzeyleri genellikle normal limitler dahilinde kalmıştır. Enalapril, aldosteron üretimini azalttığından, serum potasyum düzeyini arttırabilir. Bu nedenle enalapril, potasyum tutan diüretikler ve potasyum preparatları ile birlikte ancak kesin bir hipokalemi tespit edilmişse, dikkatli olarak verilmeli ve hastanın serum potasyum düzeyi sık sık ölçülmelidir.   Diğer antihipertansiflerle birlikte verildiğinde aditif bir etki ortaya çıkabilir.   Narkotik İlaçlar/Antipsikotik : ADE inhibitörleri ile postural hipotansiyon görülebilir.   Allopurinol, Sitostatik veya İmmünosupresif ajanlar, Sistematik Kortikosteroidler Prokainamid:Bu ilaçların ADE inhibitörleri ile beraber kullanımı lökopeni riskini arttırır.   Non-steroidal Antiinflamatuvar İlaçlar (NSAİ):NSAİ ajanlar ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkilerini azaltabilirler. NSAİ ve ADE inhibitörleri renal fonksiyonları azalttığı halde serum potasyum düzeylerinin artması konusunda aditif etki gösterirler.   Antasid:ADE inhibitörlerinin biyoyararlanımını düşürür.   Sempatomimetikler : ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltır.   Alkol : ADE inhibitörleri ile birlikte kullanıldığında hipotansif etkiyi arttırır.   Siklosporin : ADE inhibitörleri ile kullanımı hiperkalemi riskini arttırır.

Kontraendikasyonlar

Müstahzarın etkin maddesine karşı hassasiyeti olanlarda, hamile ve süt veren kadınlarda, daha önce bir ADE inhibitörü tedavisi ile ilişkili anjiyonörotik ödem hikayesi olan kimselerde kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Enalapril tabletin emilimi yiyeceklerden etkilenmediğinden yemeklerden önce veya sonra alınabilir. Hipertansiyonda: Böbrek fonksiyonları normal olan hastalarda tedaviye günde 1 defa 5 mg enalapril verilerek başlanır ve 2 hafta içinde yeterli cevap sağlanamazsa, doz 2-3 haftada bir giderek arttırılarak tedavi dozu saptanır. Günlük idame dozu 10-40 mg olup, 40 mg’ı aşmamalıdır. Enalapril ile tedaviden yeterli cevap alınamayan hallerde madde, tiazid grubundan bir diüretikle (böbrek yetmezliğinde furosemid kullanılması tavsiye edilir) kombine edilmelidir. Beta blokerlerle tedavi görmekte olan hastalarda, beta bloker yerine enalapril ile tedaviye başlandığında, beta bloker dozu giderek azaltılarak kesilmelidir (Ani kesilmemesi gerekir). Kalp Yetmezliğinde: Tedaviye başlanırken hastanın diüretiklerle tedavi altında olup olmadığı tespit edilmelidir. Diüretiklerle tedavi olanlarda ve hiponatremik veya hipovolemik olabilecek hastalarda tedaviye günde 1 defa 2.5 mg enalapril verilerek başlanmalı (bu uygulama hipotansiyon riskini minimum düzeye indirecektir) ve bu doz hastanın ihtiyacına göre 2 haftalık aralarla giderek arttırılmalıdır. Günlük idame dozu 10-40 mg olup, 40 mg’ı aşmamalıdır. Enalapril diüretikler ve dijitalinle birlikte kullanılmalı, hasta hekim kontrolü altında tutulmalıdır. Böbrek fonksiyon bozukluklarında enalaprilin dozu azaltılmalı ve/veya doz araları uzatılmalıdır. Bu konuda aşağıdaki tablodan yararlanılabilir. Böbrek Fonksiyonu Kreatin Klerensi ml/dak Başlangıç dozu mg/gün Hafif- fonksiyon bozukluğu ≤80 >30 5 mg Orta-ağır fonksiyonu bozukluğu ≤30 2.5 mg Diyaliz hastaları – 2.5 mg (Diyaliz günleri)

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Vasolapril 20 mg Tablet

Saklama Koşulları

25oC’nin altındaki oda sıcaklığında, kuru bir ortamda ve ışıktan korunarak saklanmalıdır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Her tablette 10 mg Enalapril maleat ihtiva eden 20 tabletlik blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Enalaprilin ilk dozunu takiben, hipotansiyon görülebilir. Bu duruma daha ziyade diyalize tabi tutulanlarda, düşük sodyumlu bir diyet uygulayanlarda, diüretiklerle tedavi görenlerde rastlanır. Ağır konjestif kalp yetmezliği vakalarında ağır hipotansiyon görülebilmektedir. Bu durum oligüri ve/veya azotemi, nadiren akut böbrek yetmezliği ile bağlantılı olabilmektedir. İlaca başlandıktan sonraki 2 hafta boyunca ve enalapril ve/veya diüretik dozunun her arttırılışında aynı süre ile (2 hafta) hastalarda kontrol altında tutulmalıdır. Hipotansiyon görüldüğünde hasta yatırılmalı, gereğinde serum fizyolojik verilmelidir. Tüm hastalar uyarılarak fazla terleme, kusma ve diyarenin sıvı volümü azalmasına ve dolayısı ile hipotansiyona neden olabileceği anlatılmalıdır. Böbrek fonksiyonları bozuk bazı hastalarda enalapril kullanımı ile BUN ve serum kreatinin düzeylerinde geri dönüşümlü yükselmeler görülmüştür. Böyle durumlarda dozun azaltılması veya tedavinin kesilmesi gerekebilir. Tedavinin ilk birkaç haftası boyunca böbrek fonksiyonlarının tayin edilmesi gerekir. Enalapril, aldosteron üretimini azalttığından, serum potasyum düzeylerini arttırabilir. Bu duruma özellikle böbrek yetmezliği ve diabetes mellitus vakalarında ve enalapril, potasyum tutan diüretiklerle ve potasyum preparatları ile birlikte verildiğinde rastlanır. Bu nedenle enalapril potasyum tutan diüretikler ve potasyum preparatları ile birlikte ancak kesin bir hipokalemi tesbit edilmişse, dikkatli olarak verilmeli ve hastanın serum potasyum düzeyi sık sık ölçülmelidir. Enalapril kullanımı ile, özellikle ilk dozu takiben larinks ödemi ve/veya şokla birlikte anjiyoödem görülebilmektedir. Eğer larenjiyel stridor; yüz, dil ve glottiste anjiyoödem saptanırsa, tedavi derhal kesilmeli ve süratle gerekli önlemler alınmalı; antihistaminikler, gereğinde subkütan adrenalin verilmelidir. Hastalar, bu tür belirtileri (yüz, gözler, dudaklar ve dilde şişme, solunum güçlüğü) derhal bildirmeleri ve ilacı hemen kesmeleri konusunda uyarılmalıdır. Enalapril aort stenozu olanlarda kullanılmamalıdır. Enalapril kullanımı ile, ilaç ile bağlantısı olduğu kanıtlanamayan nötropeni ve agranülositoz vakaları görüldüğünden, belirli aralarla kan sayımı yapılması yararlıdır. Hastalar herhangi bir enfeksiyon belirtisini (nötropeni belirtisi olabilir) derhal bildirmeleri konusunda uyarılmalıdır. Cerrahi müdahale ve anestezi halinde iken de hastalar hipotansiyon ihtimaline karşı dikkatle izlenmelidir. Çocuklar üzerinde yeterli araştırmalar mevcut olmadığından çocuklara verilmemesi tavsiye edilir. GEBELİK VE LAKTASYONDA KULLANIMI: Gebelik kategorisi 1. trimestr için C, 2. ve 3. trimestrlar için ise D’dir. Hamilelerde ADE inhibitörlerinin kullanımı fetal ve neonatal morbiditeye ve ölüme neden olabilir. Hamileliğin fark edilmesi ile birlikte ilaç derhal kesilmelidir. İkinci ve üçüncü trimestrdaki ilaç kullanımı sonrası yeni doğanlarda oligohidroamnios, hipotansiyon, oligüri, anüri vakaları, kafatası kemikleşmesinde bozukluklar, geri dönüşümlü veya geri dönüşümsüz renal bozukluk ve ölüm vakası bildirilmiştir. Bu dönem içinde ilaç kullanımı prematüre ve düşük kilolu doğumlara yol açabilir. Enalapril ve enalaprilat süte geçtiğinden, süt veren kadınlar ilacı kullanmaya veya emzirmeye son vermelidir. ARAÇ VE MAKİNE KULLANIMINA ETKİSİ: Kan basıncında değişikliklere neden olduğundan ilaç alındığında araç ve makine kullanımı tavsiye edilmez.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Enalapril kullanımı ile ciddi hipotansiyon ve böbrek yetmezliği görülür.  En çok görülen belli başlı yan etkiler başağrısı ve sersemliktir. Yorgunluk hissi, güçsüzlük, ortostatik hipotansiyon, senkop,  bulantı,  diyare, kaslarda kramp,  deri döküntüleri ve öksürük daha az sıklıkla bildirilen yan etkilerdir. Nadir olarak aşağıdaki yan etkiler bildirilmiştir:   Kardiyovasküler : Yüksek risk taşıyan hastalarda muhtemelen aşırı hipotansiyona sekonder olarak miyokard enfarktüsü, serebrovasküler aksidan, göğüs ağrısı, palpitasyonlar, ritm bozuklukları, anjina pektoris.   Gastrointestinal : İleus, pankreatit, hepatit veya kolestatik sarılık, karın ağrısı, kusma, dispepsi, kabızlık, anoreksi, stomatit.   Sinir sistemi/Psikiyatrik : Depresyon, konfüzyon, uyuklama, uykusuzluk, sinirlilik, parestezi, baş dönmesi.   Solunum : Bronkospazm, astım, dispne, rinore, boğaz ağrısı ve seste değişiklik.   Deri : Aşırı terleme, eritema multiforme, eksfoliyatif dermatit, Steven’s Johnson Sendromu, toksik epidermal nekrolizis, pemfigus, kaşıntı, ürtiker, alopesi.   Diğer : İmpotens, flashing, tat değişiklikleri, tat değişiklikleri, kulak çınlaması, glossit, görüntünün bulanması.   Laboratuvar Test Bulguları : Kan üresi ve serum kreatinin düzeylerinde artış görülmüştür. Bu etkiler enalaprilin kesilmesiyle geri döndürülebilir.   Hastaların çok az bir kısmında hiperkalemi ve hiponatremi görülmüştür. Karaciğer enzimleri ve/veya serum bilirubin seviyelerini arttırdığı gibi hemoglobin ve hematokrit düzeylerini düşürdüğü rapor edilmiştir. Bu etkiler ilacın bırakılmasıyla geri döndürülebilir.   Enalapril ile nedensellik ilişkisi tespit edilememiş olmakla birlikte platelet ve beyaz kan hücrelerinde düşüş ve nadir olarak nötropeni, trombositopeni, kemik iliği depresyonu ve agranülositoz bildirilmiştir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Pazarlama öncesi çalışmalarda mirtazapin ile tek başına ve diğer farmakolojik ajanlarla kombinasyonunda doz aşımı 8 vakada bildirilmiştir. Amitriptilin ve klorprotiksen ile kombinasyon esnasındaki bir vakada ölüm meydana gelmiş, ancak mirtazapin dozu 30-45mg/gün arası iken diğer ilaçların dozu toksik seviyelerde bulunmuştur. Diğer vakalar tam şifa ile sonuçlanmıştır. Belirtiler, dezorientasyon, sersemlik, hafıza bozukluğu ve taşikardi olmuştur.   Doz aşımı tedavisi: Diğer major depresif bozukluk tedavisinde kullanılan ilaçlarla doz aşımı durumunda uygulanan yöntemler geçerlidir. Uygun hava yolu sağlamak, oksijenasyon ve ventilasyon. Kardiyak ritim ve vital bulguları gözlemek gereklidir. Aktif kömür uygulanmalıdır. Mirtazapinin bilinen bir antidotu yoktur.

Endikasyonlar

VELORİN Film Tablet, major depresif bozukluğun tedavisinde endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Mirtazapin santral presinaptik a2 adrenerjik antagonistik etki gösteren tetrasiklik bir antidepresandır. Bu etkisi, noradrenalin ve serotonin salımının artışı ile sonuçlanır. Aynı zamanda, serotoninin etki ettiği 5HT2 ve 5 HT3 serotonin ve H1 histamin reseptörlerinin güçlü, periferik a1 adrenerjik ve muskarinik reseptörlerinin de orta düzeyde antagonistidir. Noradrenalin veya serotoninin geri-alımını inhibe etmez.

Farmakokinetik Özellikler

Mirtazapin oral uygulamadan sonra hızla ve tamamen emilir ve yarılanma ömrü 20-40 saattir. Kadınlarda eliminasyon yarılanma ömrü erkeklerden uzundur (ortalama 37 saat ve 26 saat). Oral dozu takiben plazma doruk konsantrasyonlarına 2 saat içinde ulaşılır. Karaciğerde metabolizasyondan sorumlu başlıca enzimler sitokrom CYP2D6, CYP2C9, CYP3A4 ve CYP1A2’dir. Bu enzimlerle mirtazapinin 8 hidroksi metaboliti oluşur. CYP3A ile N-desmetil ve N-oksit metaboliti oluşur. Mirtazapinin mutlak biyoyararlanımı %50’dir. %75 idrarla, %15 feçesle elimine edilir. İlaç stabil plazma düzeyine 5 günde ulaşır. Mirtazapin plazma proteinlerine %85 oranında bağlanır. Geriyatrik hastalar: Yaşlı hastalarda mirtazapinin klerensi gençlere göre erkeklerde %40, kadınlarda %10 azalmaktadır. Yaşlı hastalarda mirtazapin dikkatle uygulanmalıdır. Böbrek yetmezliği: Orta derecede böbrek yetmezliği olanlarda %30, ciddi yetmezliği olanlarda %50 mirtazapin klerensinde azalma beklenmelidir. Karaciğer yetmezliği: Mirtazapin 15 mg uygulanan karaciğer yetmezliği olan hastalarda %30 klerens azalması gözlenmiştir.

Farmasötik Şekli

FİLM TABLET

Formülü

Her bir film tablet etkin madde olarak 30 mg mirtazapin ve yardımcı madde olarak laktoz monohidrat, kroskarmeloz sodyum, sarı demir oksit, kırmızı demir oksit ve titanyum dioksit içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Sitokrom P450 etkisi: CYP 1A2 (majör), CYP 2C8/9 (minör), CYP 2D6 (majör), CYP 3A4 (majör)’ün substratıdır. CYP 1A2 ve CYP 3A4’ü zayıf şekilde inhibe eder. MAO enzimini inhibe eden ilaçlarla (linezolid, selegilin, sibutramin ve MAOİ’leri) kullanımı kontrendikedir; ciddi veya fatal reaksiyonlar oluşabilir. CYP 1A2 inhibitörleri (amiadaron, siprofloksasin, fluvoksamin, ketokonazol, norfloksasin ve ofloksasin) mirtazapinin etkisini artırabilirler. CYP 2D6 inhibitörleri (klorpromazin, delavirdin, fluoksetin, mikonazol, paroksetin, pergolid, kinidin, kinin, ritonavir ve ropinirol), mirtazapinin etkisini artırabilirler. CYP 3A4 inhibitörleri (azol türevi antifungaller, siprofloksasin, klaritromisin, diklofenak, doksisiklin, eritromisin, imatinib, isoniazid, nefazodon, nikardipin, propofol, proteaz inhibitörleri, kinidin ve verapamil), mirtazapinin etkisini artırabilirler. Santral sinir sistemi depresanları ile birlikte kullanıldığında sedatif etkisinde artış gözlenebilir. CYP 1A2 indükleyicileri (aminoglutetimid, karbamazepin, fenobarbital ve rifampin) mirtazapinin etkisini azaltabilirler. Klonidin’le de azalmış etki görülebilir. CYP 3A4 indükleyicileri (aminoglutetimid, karbamazepin, nafsilin, nevirapin, fenobarbital, fenitoin ve rifamisin) mirtazapinin etkisini azaltabilirler. Etanol/gıda/ bitkisel ilaçlarla etkileşim: Bitkisel ilaçlar: St John’s otu mirtazapin düzeylerini azaltabileceğinden birlikte kullanılmamalıdır. Valerianlar (kediotu), kava kava ve SAMe otu ile birlikte kullanımından kaçınılmalıdır. Alkol: Bilişsel ve motor fonksiyonlara getirdiği ilave zaaf nedeniyle mirtazapinle alkol kullanılmamalıdır. Diazepam: Diazepamın da motor fonksiyonlarda bozukluğa neden olduğu bilindiğinden mirtazapinle birlikte kullanımı önerilmemektedir.   Laboratuar testi etkileşimleri Bildirilen bir laboratuar testi etkileşimi yoktur.

Kontraendikasyonlar

Mirtazapin hipersensitivitesi olan hastalarda kullanımı kontrendikedir. Mirtazapinin monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOİ) ile eşzamanlı kullanılması kontrendikedir. MAOİ ile kombine veya bir MAOİ ile tedavinin bırakılmasından sonraki 14 gün içerisinde kullanılmaması önerilmektedir. Benzer şekilde, mirtazapin tedavisinden bir MAOİ ile tedaviye geçileceğinde de en az 14 gün ara verilmelidir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Başlangıç tedavisi Mirtazapin için önerilen başlangıç dozu 15 mg/gün’dür. Tek doz olarak, tercihen akşam uyku öncesi önerilir. Kontrollü klinik çalışmalarda major depresif bozukuluğun tedavisinde etkili doz aralığı 15-45 mg/gün olarak gözlenmiştir. Doz değişiklikleri belli bir dozu 1-2 hafta kullanmadan önce gerçekleştirilmemelidir. 20-40 saat olan eliminasyon yarılanma ömrü ancak 1-2 haftalık sürede tedaviye yanıtı değerlendirmeye olanak vermektedir. Yaşlı ve böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda Mirtazapinin klerensi yaşlı ve orta veya ileri derecede böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda azalmaktadır. Yaşlı hastalarda doz ayarlanmasında dikkatli olunmalıdır. İdame tedavisi Mirtazapinin 15-45 mg/gün 8-12 hafta uygulanması sonrası major depresif bozukluktaki etkinliğinin 40 hafta devam ettiği gösterilmiştir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Piyasada başka formları bulunmamaktadır.

Saklama Koşulları

25°C’nin altındaki oda sıcaklığında ve kuru bir yerde saklayınız. Kullanmadan önce prospektüsü okuyunuz. Doktora danışılmadan kullanılmamalıdır. Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Her bir film tablet; 30 mg mirtazapin içeren 14 ve 28 film tabletlik blister ambalajlarda piyasaya sunulmuştur.

Uyarılar/Önlemler

Antidepresan ilaçların çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımlarının intihar düşünce ya da davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında, ilaç dozunun artırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk ya da aşırı hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek aile gerekse tedavi edicilerle yakınen izlenmesi gereklidir. VELORİN Film Tablet, erişkinlerde major depresif bozukluğun tedavisinde endikedir.   SSRI’lar (sertralin, sitalopram, paroksetin, fluoksetin ve fluvoksamin gibi) ve diğer yeni antidepresanlar (venlafaksin, mirtazapin) gerek yetişkin, gerekse çocuklarda kullanımlarında, tedavinin özellikle ilk haftalarında ajitasyon şeklinde zarar verici davranış değişikliklerine neden olabilirler. Adı geçen ilaçların (Fluoksetin de çok ender olarak) ani kesilmelerinde “kesilme belirtileri”ne neden olabileceklerinden doz azaltılarak ilaç kullanımına son verilmesi uygun olacaktır. Agranülositoz: Pazarlama öncesi klinik çalışmalarda mirtazapin kullanan 2796 hastadan 2’sinde agranülositoz, 1’inde nötropeni gelişmiştir. 3 hasta da tedavi durdurulduktan sonra düzelmiştir. MAO inhibitörleri: Bir MAO inhibitörü ile birlikte başka bir antidepresan alan ve daha önceki antidepresan tedavisini sonlandırıp bir MAO inhibitörüne geçen hastalarda ciddi, bazen ölümcül reaksiyonlar bildirilmiştir (Bulantı, kusma, sersemlik, rijidite, hipertermi ve koma).   Genel Uyku hali: ABD’de gerçekleştirilen kontrollü çalışmalarda mirtazapin kullanan hastaların %54’ünde uyku hali bildirilmiştir (plasebo %18, amitriptilin %60). Bu oran mirtazapin tedavisi olan hastaların %10.4’ünün tedavisini sonlandırmasına neden olmuştur (plaseboda bu oran %2.2). Hastaların psikomotor performanslarına ilacın etkisini değerlendirerek tedaviyi sürdürmeleri önerilmektedir. Baş dönmesi: ABD’de gerçekleştirilen kontrollü çalışmalarda baş dönmesi mirtazapinle %7, plasebo ile %3, amitriptilinle %14 olarak gerçekleşmiştir. İştah artışı/kilo alımı: ABD’de gerçekleştirilen kontrollü çalışmalarda mirtazapinle %17, plasebo ile %2, amitriptilinle %6 oranında iştah artışı gözlenmiştir. Kolesterol/trigliserid: ABD’de gerçekleştirilen kontrollü çalışmalarda normal kolesterol üst limitini %20 aşanlar, mirtazapin alan hastaların %15’i, plasebo alanların %7’si, amitriptilin alanların %8’i olarak gözlenmiştir. Transaminaz artışları: ABD’de gerçekleştirilen kontrollü çalışmalarda klinik anlamlı (normalin 3 katından fazla) transaminaz yükselmesi mirtazapin alanlarda %2, plasebo alanlarda %0.3, amitriptilin alanlarda %2 olarak gözlenmiştir. Mani aktivasyonu: ABD’de gerçekleştirilen kontrollü çalışmalarda mirtazapin kullananlarda mani aktivasyonu oranı %0.2’dir. Mirtazapin kullanımı sırasında oluşan bu oran çok düşük olmasına rağmen mani ve hipomani öyküsü olanlarda bu ilaç kullanımında dikkatli olunmalıdır. Şizofren veya diğer psişik bozukluğu olan hastalarda antidepresan uygulaması ile psişik semptomlarda kötüleşme görülebilir, paranoid düşünceler şiddetlenebilir. Nöbet: Çeşitli klinik çalışmalarda Mirtazapin tedavisi alan 2796 hastadan sadece 1 tanesinde epilepsi nöbeti bildirilmiştir. Ancak nöbet hikayesi olan hastalarda Mirtazapin kullanımı ile ilgili bir çalışma bulunmamaktadır. Bu hastalarda mirtazapin dikkatle uygulanmalıdır. İntihar: Major depresif bozukluğu olan hastalar intihar düşüncesi açısından riskli kişilerdir. Bu nedenle başlangıç ilaç tedavisinde sıkı gözlem önerilmektedir. Bağımlılık ve ani tedavi kesilmesi: Antidepresanlar bağımlılık yapmamakla birlikte uzun süreli kullanımından sonra ilacın aniden kesilmesinde bulantı, anksiyete, baş ağrısı, uykusuzluk, halsizlik paresteziler bildirilmiş ve bu bulgular ilacın tekrar başlanması ile hafiflemiştir. Eşlik eden hastalığı olanlar: Mirtazapinin eşlik eden sistemik hastalıkları olanlarda kullanımı ile ilgili bilgiler sınırlıdır. Hipotansiyon riski taşıyan veya hipotansiyonla durumları kötüleşebilecek, bilinen kardiyovasküler veya serebrovasküler hastalığı olanlarda mirtazapin dikkatle kullanılmalıdır. Mirtazapinin, orta ve ciddi böbrek yetmezliği ile karaciğer yetmezliği olan hastalarda klerensi azaldığından, bu hastalardaki kullanımında dikkatli olunmalıdır. Prostat hipertrofisi ve benzeri miktürasyon bozuklukları, akut dar-açılı glokom ve intraoküler basınç artışı, diabetes mellitus hastalığı bulunanlarda dikkatli kullanılmalıdır.   Gebelikte kullanımı Gebelik kategorisi C’dir. Hamile kadınlarda yapılmış yeterli ve iyi kontrollü klinik çalışma yodktur. Hamilelik sırasında kesin gerekli ise doktor tarafından yarar/zarar oranı değerlendirilerek kullanılmalıdır. Emzirenlerde kullanım Mirtazapinin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Ancak birçok ilaç süte geçtiğinden dikkatli olunmalıdır.   Araç ve makine kullanmaya etkisi Mirtazapin, sedatif etkisi nedeniyle karar vermeyi, düşünmeyi, özellikle motor fonksiyonları bozabilir. Mirtazapin tedavisiyle ilişkili sersemlik, hastanın araç ve makine kullanımına ve dikkat gerektiren işleri yapmasına olumsuz etkide bulunabilir. Bu tür aktivitelerde bulunacak hastaların, mirtazapin kullanımı konusunda uyarılmaları gerekir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

>%10: Santral sinir sistemi: Somnolans (uyku hali) %54 Endokrin ve metabolizma: Kolesterolde yükselme Sindirim sistemi: Ağız kuruluğu (%25), iştah artışı (%17), kabızlık (%13), kilo artışı (%12, %7’nin üzerindeki kilo artışı erişkinlerin %8’inde, çocukların da %49’unda gözlenmiştir.)   %1-10: Kardiyovasküler sistem: Hipertansiyon, vazodilatasyon, periferal ödem (%2), ödem (%1). Santral sinir sistemi: Baş dönmesi (%7), anormal rüyalar (%4), anormal düşünceler (%3), konfüzyon (%2), huzursuzluk Endokrin ve metabolizma: Trigliseridde yükselme Sindirim sistemi: Kusma, anoreksi, karın ağrısı Ürogenital sistem: Sık idrara çıkma (%2) Nöromusküler ve iskelet sistemi: Miyalji (%2), sırt ağrısı (%2), artralji, titreme (%2), güçsüzlük (%8) Solunum sistemi: Dispne (%1) Diğer: Grip benzeri sendrom (%5), susama (<%1)   <%1: Önemli veya yaşamı tehdit edenle sınırlı: Agranülositoz, dehidratasyon, karaciğer fonksiyon testlerinde yükselme, lenfadenopati, nötropeni, ortostatik hipotansiyon, epilepsi nöbeti (1 vaka bildirilmiştir), torsade de pointes (1 vaka bildirilmiştir), kilo kaybı, diabetes mellitus  BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ
(Visited 6 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window