İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Serum Fiyat Listesi
İlaç Firması DEKSTROZ POLIFARMA
Birim Miktarı 1
ATC Kodu B05BA03
ATC Açıklaması Karbonhidratlar
NFC Kodu QC
NFC Açıklaması Parenteral İnfüzyon Flakonları/Şişeleri
Kamu Kodu A00114
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 9,16 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 8,18 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 3,51 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E316J

İlaç Etken Maddeleri

  • dekstroz monohidrat (30 mL)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Plazma potasyum konsantrasyonun 7 mEq/ Litrenin üstüne çıkması tehlikelidir. 8,5 mEq/ L’nin üstündeki konsantrasyonlar ise fataldir. Hiperkalemi belirtileri: Parasteziler, gevşek paralizi, konfüzyon, güçsüzlük, eksitasyon, asandan paralizi ( laundry tipi ), aritmiler, fibrilasyon, kalp durması ve solunum felcidir. EKG’de T sivrilmesi, P kaybı, ST depresyonu, QT genişlemesi ve R düşüklüğü görülür. Kanda potasyumu düşürmek için aşağıdaki tedavilerden biri uygulanır:   Her bir 44 mEq sodyum bikarbonat ihtiva eden 2-3 ampul 5-10 dakika içinde intravenöz olarak infüze edilir. Bu tedavi ile kandaki potasyum 2-3 dakika içinde intrasellüler sıvıya geçer. Bu etki birkaç saat sürer. Bunu takiben gerekirse % 10-25 dekstroz içeren bir solüsyona dekstrozun her 20 g/L’si için 10 ünite kristalize insülin ilave edilerek saatte 300-500 mL intravenöz olarak infüze edilir. İnsülin, potasyumun hücreler tarafından alınmasını sağlar. Hiperkaleminin kalp üzerindeki toksik etkisi iyonize kalsiyum vermekle geçici olarak önlenebilir. Bunun için 3 Ampul % 10 Kalsiyum Glukonat 3-5 dakikada intravenöz olarak enjekte edilir. Bunun etkisi 1-5 dakikada başlar, fakat uzun sürmez. Vücuttan potasyumun fazlasını almak için sodyum polistiren sülfonat, hemodiyaliz veya periton diyalizi kullanılabilir.

Endikasyonlar

Polifleks %5 Dekstroz- % 0,45 Sodyum Klorür – % 0,3 Potasyum Klorür Solüsyonu aşağıdaki durumlarda endikedir:   Bu solüsyon organizmaya su, temel ekstrasellüler ve intrasellüler elektrolitler ve az miktarda kalori sağlamak amacıyla kullanılır. Bileşiminde bulunan dekstroz, litrede 70 kalori sağlar, vücutta hızla metabolize edilerek suyun hidrasyon amacıyla kullanılmasını sağlar. Bileşimindeki elektrolitler sodyum, klorür ve potasyum gereksinimi olan hastalara uygun bir tedavi olanağı sağlarlar. Aşırı terleme, fazla su alımı, elektrolitsiz sıvıların aşırı uygulanımı, gastrointestinal aspirasyon ve böbrek üstü bezi yetmezliği durumlarında hiponatremi ( serumdaki sodyum miktarının litrede 135 mEq’den aşağı olması ) görülür. Diyare, fazla terleme ya da endokrin bozukluklarda, aşırı sodyum kaybı ile birlikte hipokloremi ( serumdaki klorür miktarının litrede 100 mEq’nin altında olması ) görülür. Kusma durumlarında sodyumdan daha fazla klorür kaybı olur ve hipokloramik alkaloz ile sonuçlanır. Normal koşullarda, intrasellüler metabolik etkinlikler, böbrekler ve homeostatik mekanizmalar, potasyumun yüksek intrasellüler ve düşük ekstrasellüler düzeyde kalmasını sağlar.   Hastalık durumlarında hücre içindeki potasyum hücre dışına sızarak böbreklerle dışarı atılır. Potasyumsuz intravenöz sıvıların uzun süreli kullanımında, şiddetli kusmalarda, diyarelerde, fistül drenajında, kronik yıpratıcı hastalıklarda, uzun süreli kortizon tedavilerinde, diüretik tedavisinde, diyabet asidozunda, primer, hiperaldosteronizm’de ve metabolik asidozda hipopotasemi ( serumdaki potasyum miktarının litrede 3,5 mEq’den aşağı olması ) görülebilir.   Klinik durumlarda, potasyum eksikliği, potasyum fazlalığından daha sık görülür. İntrasellüler potasyum kaybı ihtimalinin bulunduğu durumlarda, koruyucu ya da tedavi edici potasyum tedavisine başlanmalıdır. Bu eksikliği karşılamak amacıyla, günümüz parenteral sıvı tedavilerinde potasyum içeren solüsyonlar yer almaktadır. Yetişkinlere günde 40-50 mEq potasyum yeterlidir. Eksiklik durumlarında 7-80 mEq ( yada daha fazla ) potasyum verilmesi gerekir.

Farmakodinamik Özellikler

Karbonhidratlı sodyum klorür ve potasyum klorür solüsyonları, parenteral sıvı tedavisi alan hastalarda, hidrasyon için gerekli sıvıyı, temel intrasellüler ve ekstrasellüler elektrolitleri ve vücudun kalori ihtiyacının bir bölümünü karşılamak amacıyla geliştirilmiştir. Bileşiminde bulunan sodyum, ekstrasellüler sıvının başlıca katyonudur. Vücutta su dağılımını, sıvı dengesini ve plazma tonisitesini kontrol eder. Klorür ve bikarbonatla birlikte vücut sıvılarının asit-baz dengesini düzenler. Potasyum intrasellüler sıvının başlıca katyonudur. Karbonhidrat ütilizasyonu ve protein sentezinde yer alır, sinir iletiminde ve kas kontraksiyonunda, özellikle de kalpte gereklidir. Klorür ekstrasellüler sıvının başlıca anyonudur. Sodyum metabolizmasını yakından izler, vücudun asit-baz dengesinde yer alır. Dekstroz, organizmanın temel kalori kaynağıdır. Vücutta hızla metabolize edilir, protein ve azot kayıplarını azaltır, glikojen depolanmasını kolaylaştırır ve yeterli dozda verildiğinde ketozu önler ya da azaltır.

Farmakokinetik Özellikler

Farmasötik Şekli

PVC TORBA

Formülü

Her 100 ml’lik solüsyonda DEKSTROZ MONOHİDRAT……….5.0 g SODYUM KLORÜR ……………0.45 g POTASYUM KLORÜR ………….0.3 g ENJEKSİYONLUK SU k.m………100 mL   Elektrolit konsantrasyonları (mEq/L) Sodyum………………77 Potasyum…………….40 Klorür……………..117 Dekstroz …………. —-   TOTAL OSMOLARİTE: 486.5 mOsm/L

İlaç Etkileşmeleri

Solüsyon içine başka bir ilacın enjeksiyonu zorunlu olmadıkça önerilmez. Zorunlu bir ilave sırasında eklenen ilacın solüsyonun pH’sında stabil olmasına, solüsyonda bulunan maddelerle geçimli olmasına dikkat edilmeli ve bu karar doktor tarafından verilmelidir. Spironolakton, triamteren ve amilorid gibi potasyum tutucu diüretikler ile birlikte kullanıldığında hiperpotasemi oluşabilir.

Kontraendikasyonlar

Polifleks % 5 Dekstroz – % 0,45 Sodyum Klorür – % 0,3 Potasyum Klorür Solüsyonu aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:   Organizmaya sodyum, klorür ve potasyum verilmesinin klinik yönden sakıncalı olabileceği durumlarda kullanılmamalıdır. Hiperpotasemi, kalp bloku, miyokard hasarı, kalp, böbrek yada karaciğer yetmezliğine bağlı ödemler ve asit baz dengesizliği bu durumlar arasında sayılabilir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

HEKİM TARAFINDAN BAŞKA SEKİLDE TAVSİYE EDİLMEDİĞİ TAKDİRDE;Polifleks %5 Dekstroz- % 0,45 Sodyum Klorür – % 0,3 Potasyum Klorür Solüsyonu,  intravenöz yoldan kullanılır. Doz, hastanın yaşına, ağırlığına, klinik ve laboratuvar durumuna bağlı olarak hekim tarafından düzenlenir. Sıvı uygulanımı, her hastanın idame ya da tedavi gereksinimleri uyarınca yapılır. Serum potasyum düzeyi litrede 2,5 mEq’den yüksek ise saatte en fazla 10 mEq hızında potasyum klorür verilebilir. Toplam 24 saatlik doz 200 mEq’ni aşmamalıdır. Dekstroz normal şahıslara saatte kilo başına 0,5 g dozunda uygulandığında glukozüriye neden olmaz.  DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR:Çözelti berrak değilse, torba zedelenmişse kullanmayınız.Çözelti bir defada kullanılmalıdır. Bir seferlik uygulamadan artan çözelti tekrar kullanılmamalıdır.  GEBELİK VE LAKTASYONDA KULLANIMI Hamilelik Kategorisi C: Polifleks % 5 Dekstroz-% 0,45 Sodyum Klorür- % 0,3 Potasyum Klorür solüsyonları ile hayvanlarda deneysel çalışmalar yapılmamıştır. Hamile bir kadına verildiğinde fetüse zarar verip vermeyeceği veya üreme kapasitesini etkileyip etkilemeyeceği bilinmemektedir. DOKTORA DANIŞILMADAN KULLANILMAMALIDIR.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CAM ŞİŞE

Saklama Koşulları

25°C‘nin altında oda sıcaklığında saklayınız. Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

250cc, 500cc,1000 cc’lik PVC torbalarda

Uyarılar/Önlemler

İntravenöz solüsyonun aşırı uygulanımı, sıvı ve solüt yüklenmesi sonucu, serum elektrolitlerinin seyrelmesine, aşırı hidrasyona, akciğer konjestiyonu ve ödemine yol açabilir. Solüt yüklenmesinin akciğer ödemine ya da periferik ödeme yol açma ihtimali solüsyonların elektrolit içeriğine bağlıdır. Sodyum iyonu içeren solüsyonlar konjestif kalp yetmezliğinde, ağır böbrek yetmezliğinde ve vücutta sodyum tutulması ve ödemle birlikte seyreden klinik durumlarda, büyük bir dikkatle uygulanmalı ya da hiç kullanılmamalıdır.   Potasyum iyonu içeren solüsyonlar, hiperpotasemi, ağır böbrek yetmezliği ve vücutta potasyum tutulması ile birlikte seyreden durumlarda büyük bir dikkatle uygulanmalı ya da hiç kullanılmamalıdır. Böbrek fonksiyonları azalmış hastalarda sodyum ve potasyumlu solüsyonların verilişi, vücutta sodyum ve potasyum tutulmasına yol açabilir. Uzun süreli parenteral sıvı tedavilerinde gerekli görüldüğü zamanlarda yapılacak klinik ve laboratuvar değerlendirilmeleri ile hastaların sıvı, elektrolit ve asit-baz dengesi değerlendirilmeli, gerektiğinde tedaviye ilave elektrolitler ya da elektrolitsiz dekstroz solüsyonları katılmalıdır.   Uzun süreli nazogastrik aspirasyon, kusma, diyare ya da gastrointestinal fistül drenajı durumlarında tedaviyi ilave elektrolitlerle desteklemek gerekebilir. Kortikosteorid ya da kortikotropin tedavisi gören hastalarda veya vücutta tuz tutulmasıyla birlikte seyreden hastalıklarda, sodyum içeren solüsyonlar kullanılırken dikkatli olmalıdır. Böbrek ya da kalp yetmezliğinde, özellikle ameliyat sonrası döneminde bulunanlarda ve yaşlılarda sodyum veya potasyum verilirken dikkatli olunmalıdır. Özellikle dijital tedavisi gören hastalarda, yakın hekim gözetimi, sık elektrokardiyografik denetimler ve serumda potasyum tayinleri parenteral potasyum tedavilerinde yol gösterici olmalıdır. Potasyum içeren solüsyonlar kalp hastalarında ve özellikle böbrek hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Solüsyonun kontamine olmasından veya uygulama yönteminden kaynaklanan reaksiyonlar, ateş, enjeksiyon alanının enfeksiyonu ve buradan yayılan damar trombozu, flebit veya ekstravazasyon meydana gelebilir. Potasyum içermesi sebebiyle bulantı, kusma, karın ağrısı ve diyare görülebilir. Karbonhidrat toleransı azalmış hastalarda ve latent diyabetiklerde glukoz solüsyonları hiperglisemi, glukozüri ve hiperosmolariteye sebep olabilir. Hastanın kardiyovasküler ve renal fonksiyonları çok kısıtlı ise verilen su ve tuz konjestif kalp yetmezliği, ödem ve akciğer ödemine sebep olabilir. Uygulama sırasında yan etkiler ortaya çıktığında infüzyon durdurulmalı, hastanın durumu değerlendirilmeli ve uygun terapötik önlemler alınmalıdır.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Parenteral tedavi sırasında aşırı sıvı yüklenmesi durumunda hastanın durumu yeniden gözden geçirilerek gerekli tedavi uygulanmalıdır.

Endikasyonlar

1 )Organizmada dokulardaki suyun kana geçmesinin istendiği durumlarda.                 a – Serebrospinal basıncın yükselmesi               b – Hipertansif ansefalopati               c – Akciğer ödemi               d – Oliguri ve anürilerde diürezi sağlanmada   2 ) Hiperpotasemi , vücuttan sodyum itrahını arttırmada   3 ) Aşırı malnütrisyon gibi düşük çözelti hacmi içerisinde yeterli kalori alınmasını gerektiren durumlarda %30 Dekstroz solüsyonu aminoasit solüsyonlarına eklenerek kullanılmalıdır.

Farmakodinamik Özellikler

Karbonhidratların sudaki solüsyonları organizmanın ihtiyacı olan suyu ve enerji olarak kalorileri verirler,protein katabolizmasını  azaltırlar. Açlık ketozunu önlemek için günde en az 100 g karbonhidrata ihtiyaç vardır. Karbonhidrat depoları ölçülü olup,300-400 g glikojenden ibaret olduklarından bazal metabolizma için gerekeni güçlükle karşılamaktadırlar. Parenteral yoldan beslenmeye devam edilecekse yada daha fazla kaloriye ihtiyaç varsa bunun yanında aminoasit çözeltileri ve yağ emülsiyonlarını ilave etmek gereklidir. %10 Dekstroz’un sudaki solüsyonu damara uygulandığında besisiz ve susuz kalmış dokulara gerekli su ve karbonhidratı kısa zamanda sağlar. Kan şeker seviyesini düzeltir. Karaciğer glikojen azalmasını minumuma indirir ve protein koruyucu etki hasıl eder. Çünkü dekstroz eksikliğinde enerji açığını kapamak için protein yıkımı da artar. Neticede dekstroz oksidasyona maruz kalarak su ve karbondioksite dönüşür. B grubu vitaminlerinin tedaviye eklenmesi dekstrozun metabolizmasını kolaylaştırır.

Farmakokinetik Özellikler

Aktif olarak reabsorbe edilen glükoz için tübüler epitel hücrelerinde bir reabsorpsiyon maksimumu mevcuttur. Buna transfer maksimumu denir. Glukoz için 320 mg/dak. olup (erişkinde) eğer tübüler yük bundan fazla olursa bu belirli miktarın üstünde kalan glükoz reabsorbe edilemez ve tubulusların osmotik basıncı ileri derecede yükselir. Bunun tüp içinde yaratacağı osmotik basınç suyun da reabsorpsiyonunu önlediği için büyük mıktarda tubular sıvı idrara çıkar. Glükoz ayrıca enerji yaratmak için hücrelerde metabolize olur ve yıkılır. Oksidasyonu ile açığa çıkan enerji, dokularda adenozintrifosfat ve kreatin fosfat şeklinde depo edilerek mekanik ve osmotik olaylarda hücresel biyosentez ve vücut ısısında kullanılır. Dekstroz doğrudan enerji kaynağı olmasından başka organizmada yağa çevrilerek zengin bir enerji deposu şeklinde tutulur ve karaciğer ile adalelerde glikojen şeklinde depo edilir. Ayrıca karaciğerdeki detoksifikasyon olaylarında ve steroid metabolizmasında gerekli glukuronatları sağlar, bağ dokusundaki hiyalüronatların ve kondroitin sülfatların sentezinde ve hücrelerdeki nükleoproteinleri formasyonunda yer alır. Dekstroz kullanımından artan enerji ile kalp adalesinin ve iskelet adalelerinin verimi yükselir.

Farmasötik Şekli

CAM ŞİŞE

Formülü

Dekstroz anhydrus ……………………………………………………….. 20 g Enjeksiyonluk su k.m…………………………………………………. 100 cc Osmolarite ………………………………………………….. 1111.1 mOSm/L

İlaç Etkileşmeleri

Solüsyonlara ilave edilen ilaçlar açısından geniş bir pH marjı bazı durumlarda bir maddenin bir şişede stabl ve diğerinde olmaması dezavantaj teşkil edebilir. B12 – Vit, kanamycine sulfate, Novobio¬cine Sodium ve varfarin solüsyonları dekstroz solüsyonlarına ilave edildiğinde bulanıklığa, Barbitüratlar (phenobarbital) çökelti teşek¬külüne, Ampisilin sodium, Metisilin, Penisilinler aktivite kaybına. pH (8 – 10) Aynı sebeplerden dolayı sulfizoksazol ve Aminofilin’ de Dekstroz solüsyonlarına katılmamalıdır. Aşağıda liste halinde veri¬len ilaçlar şartlar elverdikçe dekstroz solüsyonlarına katılmamalıdır   Farmorubicin (epirubicin) Mitomycin Naloxone Nepresol (dihydralazine) Peptavlon (pentagastrin) Platinol (cisplatin) Pronestyl (procainamide) Selexid (mecillinam) Sulfadiazine Thio – Tepa (thiotepa) Trasylol (aprotinin) Trilafon (perphenazine)

Kontraendikasyonlar

1 ) Anuri ve diabetik koma’ da.   2) Intrakranıal ve intraspinal kanamalarda ve Delirium tremens’ te özellikle de bu hastaların daha önceden sıvı kaybetmiş olduğu durumlarda hipertonik dekstroz çözeltilerinin kullanımı kontrendikedir.   3) Glukoz – galaktoz malapsorption sendromuna maruz kimselerde   4) Serebral stroke,gebelik , diyabetik ketoasidoz dehidrataz , akut tübüler nekroz ile seyreden böbrek yetmezliğinde kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

%30 Dekstroz solüsyonu, intravenöz uygulanıma yönelik steril apirojen bir çözeltidir. İçinde bakteriyostatik veya antimikrobik madde ya da eklenmiş herhangi bir tampon sistemi yoktur düşük bir pH ya sahiptirler, lokal damar irritasyonuna sebebiyet vermemek için alternatif periferik venler kullanılmalıdır. Keza küçük çaplı bir iğne ile geniş bir ven kullanarak çok yavaş olarak yapılan infüzyon damar tahrişlerini minimum’ a indirir. Dakikada 4 ml’ lik infüzyon hızı asla aşılmamalıdır.    %30 dekstroz çözeltisinin 1 It.sinde 1200 kalori vardır. Normal bir insanın 1 saatte metabolize edebileceği dekstroz miktarı kilo başına 800 mg.dır. İnsulin verilmezse bu miktardan daha fazlası idrarla çıkar. Uygulanacak doz hastanın durumuna göre hekim tarafından , hastanın yaşı,ağırlığı, klinik durumu ve laboratuvar çalışmalarına dayanılarak verilmelidir. Parenteral tedavinin uzaması durumunda kanda glikoz ve elektrolit yoğunluklarıyla sıvı ve elektrolit dengesindeki değişimleri izleyebilmek amacıyla sık sık laboratuvar incelemesi ve klinik değerlendirme yapılması gerekir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

PVC TORBA

Saklama Koşulları

Oda sıcaklığında (25°C’nin altında) saklayınız. Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

500cc’ lik vakumlu şişelerde.

Uyarılar/Önlemler

1 ) Hipertonik dekstroz çözeltileri periferik bir ven yoluyla kullanıldıklarında tromboza yol açabilir. Bu yüzden söz konusu çözeltilerin santral büyük bir venaya, tercihen vena cava superior’ a yerleştirilmiş intravenöz bir katater yoluyla verilmeleri önerilmektedir.   2) Hipertonik dekstroz çözeltilerinin hızla verilmesi, önemli ölçüde bir hiperglisemi ve hiperosmolar sendrom yapabilir. Özellikle kronik üremesi ve karbonhidratlara karşı dayanıksızlığı olduğu bilinen hastalarda zihin bulanması ve bilinç kaybına ait belirtiler dikkatle araştırılmalıdır.   3) Elektrolitsiz hipertonik dekstroz solüsyonları, kan transfüzyonu ile birlikte uygulanmamalıdır, eritrosit konglomerasyonuna sebep olabilirler.   4) Dekstroz solüsyonları tam kan ile birlikte aynı infüzyon seti ile uygulanmamalıdır. Hemolize sebep olabilir.   5) Dekstroz solüsyonları hipopotasemi, hipomagnesemi ve hipofosfatemiyle seyreden sıvı ve elektrolit dengesizliklerine sebep olurlar.   6) B grubu vitaminleri organizmadaki dekstroz metabolizmasını katalize eden koenzim sistemlerinde yer aldıklarından dekstroz kullanırken bu vitaminlerin de birlikte verilmesi vücuttaki vitamin yedeklerinin tükenmesini önler.   7) Parenteral yoldan dekstroz verilmesi sırasında hipopotasemi geliştiğinden ve özellikle digitalis almakta olanlara bu çeşit çözeltiler verilirken içine yeterli miktarda potasyum katılması gerekir.   8) Kortikosteroid almakta olan hastalara parenteral yoldan sıvı verilirken çok dikkat edilmesi gerekir.   9 ) Hipertonik glikoz çözeltisinin periferik bir ven yoluyla verilmesi zorunluysa şu noktalara dikkat edilmesi gerekir.   a)Koldaki geniş bir veni seçin ve mümkünse bu veni gün aşırı değiştirin.   b)Damar çevresindeki dokuların nekrozuna yol açabilecek herhangi bir sızıntıyı önleyebilmek için ven içerisine geniş lümenli bir iğneyi veya uygun bir katateri iyice yerleştirin. Damar dışına sızıntı olup olmadığını anlamak için damara giriş yerini sık sık gözden geçirin. Tramboflebit gelişirse infüzyon hemen durdurulmalı ve özel bir tedavi başlatılmalıdır. Tramboflebit bazen infüzyondan sonra da meydana gelebildiğinden damara giriş yeri infüzyonun bitişinden sonraki ilk 24 saat içerisinde de zaman zaman muayene edilmelidir.   c)İnfüzyon bittiğinde iğneyi veya kateteri çıkarıp hastanın kolunu 3 dakika süreyle yüksekte tutun ve bu sırada enjeksiyon yerine hafif bir baskı uygulayın.   GEBELİKTE KULLANIMI:   Hipertonik dekstroz solüsyonları ile hayvan üreme deneyleri yapılmamıştır. Gebe kadınlara uygulandığında fötüse zarar verip vermeyeceği ve kadınlarda üreme yeteneğini etkilemeyeceği bilinmemektedir. Gebelere ancak mutlak gereksinim varsa uygulamalıdır

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Glükoz solüsyonlarının (3,5 – 6,5) gibi geniş bir pH marjına sahip olmaları, bazı vakalarda lokal ven irritasyonundan sorumlu¬dur. Periferik uygulama tekniğine bağlı olarak ateş yükselmeleri, enjeksiyon yerinde enfeksiyon, enfeksiyon yerinden başlayıp yayılan venöz tromboz veya flebit ve çözeltinin dışa sızması ile oluşan lokal ağrı görülebilir. İstenmeyen bir reaksiyon ortaya çıktığında infüzyon durdurularak uygun tedaviye başlanmalıdır.    “BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ”
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window