İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması FORZA
Birim Miktarı 30
ATC Kodu R05X
ATC Açıklaması Diğer Soğuk Algınlığı Preparatları
NFC Kodu AA
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Tabletler
Kamu Kodu A03167
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 8,29 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 7,41 TL (5 Şubat 2020)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 2,56 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E280A

İlaç Etken Maddeleri

  • parasetamol (650 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Feksofenadin ile doz aşımı durumunda baş dönmesi, uyuşukluk ve ağızda kuruma bildirilmiştir. Doz aşımı durumunda semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanır. Hemodiyaliz feksofenadinin kandan uzaklaştırılması için etkili değildir.

Endikasyonlar

Fexavil 180 mg Film Tablet; erişkinler ve 6 yaş ve üzeri çocuklarda mevsimsel alerjik rinitin aksırma, burun akıntısı, burun, damak ve boğazda kaşıntı, gözde sulanma ve kızarıklık gibi semptomların giderilmesinde, ayrıca kronik idyopatik ürtiker tedavisinde endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Feksofenadin selektif periferik H1 reseptör antagonisti bir antihistaminiktir. Tedavi dozunda antikolinerjik, alfa1-adrenerjik ve beta-adrenerjik reseptör üzerinde bloke edici etkisi yoktur. Miyokardial hücrelerde potasyum kanalını bloke edemediği için tavsiye edilen tedavi dozlarının üstünde bile QT aralığı uzaması ve kardiyak aritmi gibi kardiyotoksik etkilere yol açmaz. Feksofenadin santral sinir sistemindeki H1 reseptörleri ile etkileşmez. Bu nedenle sedatif veya diğer sinir sistemi etkileri (EEG’de değişim, bozulmuş psikomotor performans) gözlenmez. Feksofenadin kan-beyin bariyerini geçmez. Mevsimsel alerjik rinitli yetişkinlerde oral yolla, günde 2 defa 60 mg veya 120 mg ve 180 mg’lık tek doz feksofenadin uygulaması ile semptomatik iyileşmenin süratle 1 saat içinde başladığı ve mevsimsel alerjik rinit semptomlarının gün boyunca etkili ve güvenli bir şekilde kontrol altına alındığı gözlenmiştir.

Farmakokinetik Özellikler

Feksofenadin oral olarak alındıktan sonra gastrointestinal sistemden hızla absorbe olur ve yaklaşık 2.6 saat içinde doruk plazma konsantrasyonuna ulaşır. 60 mg’lık tek dozluk oral çözelti halinde uygulandıktan sonra ortalama plazma konsantrasyonu 131 ng/ml olarak bulunmuştur. Feksofenadinin farmakokinetiğinin günde 2 defa 120 mg’a (240 mg) kadar olan dozları için lineer olduğu bildirilmiştir. Günde 2 defa 60 mg’lık oral doz uygulanmasını takiben eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık 14.4 saattir. Feksofenadin %60-%70 oranında plazma proteinlerine bağlanır. Tek oral dozun yaklaşık % 5’i metabolize edilir. Bir oral dozun yaklaşık %80’i feçes ile %11’i ise idrarla vücuttan atılır.

Farmasötik Şekli

Film Tablet

Formülü

Her film tablette; Feksofenadin HCl 180 mg Yardımcı maddeler: Titanyum dioksit, kırmızı demir oksit, sarı demir oksit

İlaç Etkileşmeleri

Antasitler, feksofenadinin etkinliğini azaltabilir, bu nedenle aluminyum hidroksit veya magnezyum hidroksit içeren antasitler feksofenadin ile aynı anda alınmamalıdır. Eritromisin veya ketokonazol ile birlikte alındığında feksofenadinin plazma düzeyi artar. Bununla birlikte yan etkilerde veya QT aralığı üzerinde herhangi bir etki bildirilmemiştir. Greyfurt suyu feksofenadinin biyoyararlanımını %60 – %70 oranında düşürür.

Kontraendikasyonlar

Fexavil 180 mg Film Tablet’in bileşenlerinden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktor tarafından başka şekilde önerilmediği taktirde; Erişkinlerde ve 12 yaşın üzerindeki çocuklarda tavsiye edilen günlük doz günde 1 defa 120 – 180 mg’dır. Böbrek yetmezliği olan hastalarda başlangıç dozu olarak günde 1 defa 60 mg önerilir. 6 – 12 yaş arasındaki çocuklarda; tavsiye edilen günlük doz günde 2 defa 30 mg’dır. Böbrek yetmezliği olan çocuklarda başlangıç dozu olarak günde 1 defa 30 mg önerilir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Fexavil 120 mg Film Tablet

Saklama Koşulları

25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerlerde, ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

10 ve 20 tablet içeren blister ambalajlarda

Uyarılar/Önlemler

Yaşlılar, karaciğer ve böbrek bozukluğu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. 6 yaşından küçük çocuklarda feksofenadinin kullanımına dair etkinlik ve emniyeti henüz saptanmadığından 6 yaş altı çocuklarda kullanılması tavsiye edilmez. Gebelik ve Laktasyonda Kullanımı: Gebelik kategorisi: C Feksofenadinin gebelerde ve emziren annelerde kullanımı ile ilgili yeterli çalışma olmadığından ancak doktorun zorunlu gördüğü hallerde, fayda ve zarar değerlendirmesi yapıldıktan sonra kullanılmalıdır. Laktasyonda kullanım: Feksofenadinin anne sütüne geçtiğine dair herhangi bir bilgi yoktur. Ancak laktasyonla ilgili kontrollü çalışmalar bulunmadığından ve bir çok ilacın anne sütüne geçtiği gözönünde bulundurularak feksofenadin emziren annelerde kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Araç ve makine kullanmaya etkisi: Feksofenadinin araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi beklenmez. Bununla birlikte ilaçlara beklenmeyen reaksiyon gösteren hassas kişilerde, araç ve makine kullanım becerisini etkileyebileceği düşünülmektedir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Yan etkiler hafif şiddette ve geçicidir. Başlıca görülen yan etkiler: Merkezi sinir sistemi ile ilgili; baş ağrısı, baş dönmesi, ağrı, uyuşukluk, baygınlık hissi Endokrin ve metabolik sistem ile ilgili; dismenore Gastrointestinal sistem ile ilgili; bulantı, dispepsi Nöromüsküler ve iskelet sistemi ile ilgili; sırt ağrısı Duyu organları ile ilgili; otitis media Solunum sistemi ile ilgili; öksürük, üst solunum yolu enfeksiyonu, sinüzittir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Indapamid kullanımında terapötik dozun 27 katı olan 40 mg’a kadar herhangi bir toksisite görülmemiştir. Akut zehirlenme bulguları, su ve elektrolit bozuklukları biçiminde ortaya çıkar (hiponatremi ve hipokalemi). Klinik olarak, kusma, bulantı, hipotansiyon, kramplar, vertigo, somnolans, konfüzyonel durumlar, poliüri ya da anüri düzeyine kadar ilerleyebilen oligüriye (hipovolemiye bağlı) yolaçabilir. Ilk önlemler sırasında mide lavajıyla ve/veya aktif kömür verilerek yutulan ürünün/ürünlerin hızlı eliminasyonu ve doktor kontrolünde sıvı ve elektrolit dengesinin normale döndürülmesi bulunmaktadır.

Endikasyonlar

Esansiyel hipertansiyon.

Farmakodinamik Özellikler

Indapamid farmakolojik olarak tiyazid grubu diüretiklere benzeyen ve indol halkası içeren bir sülfamid türevi diüetik antihipertansiftir. Kortikal dilüsyon segmenti düzeyinde sodyum reabsorbsiyonunu inhibe ederek etki gösterir. Idrarla sodyum ve klorür atılımını ve daha düşük bir düzeyde potasyum ve magnezyum atılımını arttırarak, diürezi artırır ve antihipertansif etki gösterir. Faz II ve III çalışmaları, monoterapide antihipertansif etkinin 24 saat boyunca sürdüğünü göstermiştir. Diğer diüretikler gibi: Ilacın antihipertansif aktivitesi, arteryel kompliyanstaki düzelmeyle ve arteriyoler ve total periferik dirençteki azalmayla ilişkilidir. Vazodilatör ve antiagrean etki gösteren prostaglandin (PGE2) sentezi ve prostasiklin (PGEI2) sentezinin stimülasyonuyla ilişkili olarak vazorelaksasyon sürecini başlatır. Indapamid sol ventrikül hipertrofisini azaltır. Tiyazid ve benzeri diüretikler, belli bir dozun üzerinde kullanıldıklarında yan etkileri artmaya devam ederken antihipertansif etkileri plato yapmaktadır. Bu nedenle tedavi etkisiz ise doz arttırılmamalıdır. Ayrıca hipertansif hastalarda kısa, orta ve uzun dönemli kullanımında indapamid’in Lipid metabolizmasını (trigliseridler, LDL-kolesterol ve HDL-kolesterol) etkilemediği ; Diabetik hipertansif hastalarda dahi karbonhidrat metabolizmasını etkilemediği gösterilmiştir.

Farmakokinetik Özellikler

Indapamid 1,5 mg. etken maddenin bir destek madde içinde dağıldığı ve Indapamid’e sürekli salım özelliğini sağlayan matriks sistemi sayesinde sürekli salımlı galenik bir formla sunulmuştur. Emilim: Indapamid’in salınan fraksiyonu gastrointestinal yoldan hızla ve tümüyle emilir. Yemek, emilim hızını hafifçe arttırır, ancak emilen ilaç miktarını etkilemez. Tek bir dozun alınmasından yaklaşık 12 saat sonra maksimum kan düzeyine ulaşılır. Tekrarlanan alımlar iki doz arasındaki kan konsantrasyon değişkenliklerini sınırlandırmakla birlikte, bireyler arasında değişkenlikler görülmektedir. Dağılım: Indapamid’in plazma proteinlerine bağlanma oranı %79’dur. Plazma eliminasyon yarılanma ömrü 14 ila 24 saattir, (ortalama 18 saat) sabit duruma 7 gün sonra ulaşılır. Tekrarlayan alımlar birikime yol açmaz. Eliminasyon: Eliminasyon inaktif metabolitler halinde esas olarak idrar (dozun %70’i) ve dışkı (%22) yoluyla olur. Renal yetersizlikte farmakokinetik parametreler değişmez.

Farmasötik Şekli

Sürekli salım sağlayan tablet

Formülü

İndapamid 1,5 mg Boyar madde olarak titandioksit içermektedir.

İlaç Etkileşmeleri

Önerilmeyen Kombinasyonlar:   Lityum: Sodyum içermeyen bir diyet sırasında olduğu gibi dozaşımı bulgularıyla birlikte kan lityum konsantrasyonunda artış (idrarla lityum atılımında azalma) olabilir. Ancak diüretik kullanımı gerekliyse, kan lityum düzeyi titizlikle izlenmeli ve pozoloji buna göre ayarlanmalıdır. Ventriküler taşikardiye yol açan, antiaritmik olmayan ilaçlar (astenizol, bepridil IV eritromisin, halofantirin, pentamidin, sultropid, terfanadin, vinkamin); Ventriküler taşikardi (hipokalemi, bradikardi ve daha önceden varolan uzun QT aralığı gibi predizpozan bir faktördür) ve hipokalemi görüldüğünde ventriküler taşikardiye yol açmayan maddeler kullanılır.   Önlem Alınmasını Gerektiren Kombinasyonlar:   (Sistemik), yüksek doz salisilatlar: Dehidrate hastalarda şiddetli akut renal yetmezlik (glomerüler filtrasyonda azalma). Hastaya sıvı verilir, tedavinin başlangıcında renal fonksiyon izlenir.   Diğer Hipokalemik Bileşikler: Amfoterisin B (IV), glukorkotikoidler ve mineralokortikoitler (sistemik); tetrakosaktid, stimülan laksatifler: Artmış hipokalemi riski (additif etki) görülebilir. Plazma potasyum düzeyi izlenir ve gerektiğinde düzeltilir; özellikle dijital tedavisi yapılan durumlarda dikkatli olunmalıdır. Stimülan olmayan laksatifler kullanılır.   Baklofen: Antihipertansif etkide artış. Hastaya sıvı verilir, tedavinin başında renal fonksiyon izlenir.   Dijital preparatlar: Dijitalin toksit etkilerine eğilim yaratan hipokalemi . Plazma potasyum düzeyi ve EKG izlenir ve gerekirse tedavi yeniden değerlendirilir.   Gözönünde bulundurulması gereken kombinasyonlar:   Hiperkalemik Diüretikler: (Amilorid, Spironolakton, Triamteren). Bazı hastalar için yararlı olan bu tür rasyonel kombinasyonlar, hipokalemi ya da özellikle renal yetersizlikte ve diyabetiklerde hiperkalemi riskini ortadan kaldırmaz. Plazma potasyum düzeyi ve gerektiğinde EKG izlenir ve gerekirse tedavi yeniden değerlendirilir.   Anjiotensin Konverting Enzim (A.C.E.) inhibitörleri: Daha önceden sodyum kaybı varsa (özellikle renal arter stenozu olan kişilerde) bir konverting enzim inhibitörüyle yapılan tedavinin başlangıcında ani hipotansiyon ve/veya akut renal yetersizlik riski. Esansiyel Hipertansiyonda daha önceden yapılan diüretik tedavisi vücuttan sodyum kaybına yol açmışsa; A.C.E. inhibitörüyle tedaviye başlamadan 3 gün önce diüretiği kesmek ve gerekliyse hipokalemik bir diüretiğe başlamak ve dozu giderek artırmak gerekir. Ya da A.C.E. inhibitörüne düşük dozda başlamak ve dozu giderek artırmak gerekir. Konjestif kalp yetersizliğinde: Kombine hipokalemik diüretiğin dozu azaltıldıktan sonra tedaviye çok düşük bir A.C.E. inhibitörü dozuyla başlamak gerekir. Tüm vakalarda A.C.E. inhibitörüyle yapılan tedavinin ilk haftalarında renal fonksiyon (Plazma kreatinini) izlenir.   Ventriküler taşikardiye yol açan antiaritmik ajanlar: Grup Ia antiaritmikler (kinidin, hidrokinidin, disopiramid), amiodaron, bretilyum, sotalol: Ventriküler taşikardi) bradikardi ve önceden varolan uzun QT aralığı gibi hipokalemi de predizpozan bir faktördür.   Hipokaleminin önlenmesi ve gerektiğinde düzeltilmesi: QT aralığının izlenmesi. Ventriküler taşikardisi olan vakalarda antiaritmik ilaçlar verilmez (Pacemarker’la tedavi)   Metformin: Diüretiklere ve özellikle loop diüretiklere bağlı renal fonksiyon yetersizliği ile etkilenen metformine bağlı laktik asidoz. Kan kreatinin düzeyleri erkeklerde 15 mg/lt’yi (135) kadınlarda 12 mg/lt’yi (110 mikromol/litre) aştığında metformin kullanılmaz.   Iyotlu Kontrast Maddeler:Diüretiklerin yol açtığı dehidratasyon vakalarında özellikle yüksek dozlarda iyotlu kontrast maddeler kullanılırsa akut renal yetersizlik riski artar. Iyotlu bileşiğin verilmesinden önce rehidratasyon gerekir.   Gözönünde Bulundurulması Gereken Kombinasyonlar:   Imipramin antidepresanlar (trisiklikler), nöroleptikler; Antihipertansif etkide ve ortostatik hipotansiyon riskinde artış (additif etki)   Kalsiyum Tuzları: Idrarla kalsiyum atılımındaki azalmadan kaynaklanan hiperkalsemi riski.   Siklosporin; Vücuttan su/sodyum kaybı olmadığında dolaşımdaki siklosporin düzeylerinde herhangi bir değişiklik olmadan plazma kreatinin düzeyinde artma riski.

Kontraendikasyonlar

Sülfonamidlere aşırı duyarlılık İleri derecede renal yetersizlik Hepatik ensefalopati ve ileri derecede karaciğer yetersizliği Hipokalemi

Kullanım Şekli Ve Dozu

Tercihen sabahları, 24 saatte 1 tablet.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Saklama Koşulları

Çocuklarin erişemeyecekleri yerlerde ve ambalajında kuru yerde,15°-25°C’ ’de saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

PVC/Alüminyum blister ambalajlarda, film kaplı, sürekli salım sağlayan 30 tablet.

Uyarılar/Önlemler

Uyarılar: Karaciğer fonksiyonlarının yetersizliğinde tiyazid ve benzeri diüretikler hepatik ensefalopatiye yol açabilirler. Bu durumda diüretik kullanımına hemen son verilmelidir. Sporcular, bu ilacın doping kontrolleri sırasında pozitif sonuca yol açabilecek bir etken madde içerdiği konusunda uyarılmalıdırlar.   Önlemler:   Su ve Elektrolit Dengesi:   Plazma Sodyumu: Plazma sodyum düzeyi tedaviye başlamadan önce ve ve tedavi sırasında düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir. Diüretik tedavilerinin tümü, hiponatremiye neden olarak bazen çok ciddi sonuçlara yol açabilir. Plazma sodyumundaki düşüş başlangıçta asemptomatik olabileceği için düzenli aralıklarla kontrol edilmeli, bu kontroller yaşlılar ve sirozlu hastalarda daha da sık yapılmalıdır. (Bkz: Yan etkiler ve dozaşımı bölümleri)   Plazma Potasyumu: Hipokalemiyle birlikte olan potasyum kaybı, tiyazid ve benzeri diüretiklerin başlıca riskini oluşturur. Bazı yüksek risk gruplarında yaşlılarda ve/veya beslenme bozukluğu olanlarda ve/veya çok sayıda ilaç alanlarda ödemi ve asidi olan sirozlu hastalarda, koroner arter hastalığı ve kalp yetersizliği olan hastalarda hipokalemi (<3,4 mmol/l) riskine karşı dikkatli olunmalıdır. Zira böyle bir durumda oluşan hipokalemi, dijital grubu ilaçların kardiyak toksisitesini ve ritm bozukluğu riskini artırır. Konjenital ya da iyatrojenik olarak, QT aralığı uzamış olan kişiler de hipokalemi riski taşırlar. Bu nedenle bradikardi gibi hipokalemi de ciddi aritmilere, özellikle neden olabilen ve ventriküler taşikardiye neden olabilen bir faktördür. Yukarıda belirtilen durumların tümünde plazma potasyum düzeyinin daha sık izlenmesi gerekir. Plazma potasyum düzeyinin ilk kontrolü, tedavinin ilk haftası içerisinde yapılmalıdır. Hipokalemi saptandığında potasyum dengesi tekrar sağlanmalıdır.   Plazma Kalsiyumu: Tiyazid ve benzeri diüretikler idrarla kalsiyum atılımını azaltabilir ve plazma kalsiyum düzeyinde hafif ve geçici yükselmeye neden olabilirler. Açık hiperkalsemi daha önce saptanmamış olan hiperparatiroidizme bağlı olabilir. Paratiroid fonksiyonunun incelenmesinden önce tedavinin kesilmesi gerekir.   Kan Glukozu: Diyabetik hastalarda özellikle hipokaleminin varlığında kan glukoz seviyesinin izlenmesi önemlidir.   Ürik asit: Hiperürisemik hastalarda gut ataklarına eğilim artabilir;   Renal ve diüretik fonksiyon: Tiyazid ve benzeri diüretikler ancak renal fonksiyon normalse ya da minimal düzeyde bozulmuşsa (25 mg/l altındaki plazma kreatinin düzeyi, yani erişkinde 220 mmol/l) tam olarak etkili olurlar. Yaşlılarda bu plazma kreatinin değeri yaşa, ağırlığa ve cinsiyete bağlı olarak düzenlenmelidir. Tedavinin başlangıcında diüretiğin yol açtığı su ve sodyum kaybı nedeniyle sekonder olarak gelişen hipovolemi, glomerüler filtrasyonda azalmaya neden olur. Bu plazma üre ve kreatinin düzeyinde artışa yol açabilir. Geçici renal fonksiyon yetersizliği, renal fonksiyonu normal olan kişilerde önemli değildir. Ancak daha önceden varolan renal yetersizliği şiddetlendirebilir. Başka bir antihipertansifle kombinasyon sırasında en azından tedavinin başlangıcında dozun azaltılması önerilmektedir.   Gebelik ve Emzirme Dönemi:   Gebelik: Genel olarak, hamile kadınlarda diüretik kullanımından kaçınmak gerekir. Fizyolojik hamilelik ödeminin tedavisinde de kesinlikle kullanılmamalıdır. Diüretikler, fetal hipotrofi riskiyle birlikte, fetoplasental iskemiye neden olabilirler.   Gebelik kategorisi: x   Emzirme: Anne sütüne geçme nedeniyle emzirme döneminde önerilmemektedir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Yan Etkiler: Biyolojik ve klinik yan etkiler çoğunlukla doza bağımlı olarak ortaya çıkar ve özellikle arteryel hipertansiyonda etkili en düşük dozun kullanılmasıyla minimuma indirilebilir. Indapamid içinde yer aldığı tiyazid benzeri diüretikler aşağıdaki yan etkilere yol açabilirler. Biyolojik olarak; özellikle riskli hasta gruplarında ciddi sonuçlara yol açabilen, hipokalemiyle birlikte potasyum kaybı (bkz. Uyarılar ve önlemler). Klinik çalışmalar sırasında bazı vakalarda 4 ila 6 haftalık tedaviden sonra potasyum düzeyindeki düşüş hastaların %10’unda <3,4 mmol/l ve hastaların %4’ünde ise <3,2 mmol/l olmuştur. 12 haftalık tedaviden sonra plazma potasyumundaki ortalama düşüş 0.23 mmol/l’ dir. Hipovolemiyle birlikte dehidratasyon ve ortostatik hipotansiyondan dolayı olan hiponatremi görülebilir. Ayrıca klorür iyon kaybı sekonder kompansatuvar metabolik alkaloza yol açabilir. Bu etkinin insidansı ve şiddeti düşüktür. Tedavi sırasında plazma ürik asit ve glükoz düzeyleri artışı görülebilir. Bu diüretiklerin endikasyonu gut ve diyabet hastalığı olanlarda çok dikkatli değerlendirilmelidir. Nadir olarak hematolojik olaylar trombositopeni, lökopeni, agranülositoz, medüller aplazi, hemolitik anemi, daha da ender olarak hiperkalsemi görülebilir. Klinik olarak: Hepatik yetersizlikte, hepatik ensefalopati gelişme riski olabilir (bkz. Kontrendikasyonlar ve Uyarılar bölümü). Alerjik ve astmatik reaksiyonlara eğilimi olan bireylerde, özellikle dermatolojik aşırı duyarlılık reaksiyonları ortaya çıkabilir. Makülopapüler döküntü, purpura, daha önceden varolan lupus eritamatosuz’un şiddetlenmesi olabilir. Ender olarak ortaya çıkan ve çoğunlukla dozun azaltılmasıyla ortadan kalkan bulantı, kabızlık, ağız kuruluğu, vertigo, yoğunluk, parestezi ve başağrısı görülebilir. Çok seyrek olarak pankreatit gelişebilir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE, LÜTFEN DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Aşırı miktarda alınması akut demir zehirlenmesine neden olabilir. Zehirlenme halinde Desferroksamin ve kalsiyum disodyum EDTA kullanılır.   Desferroksamin teratojenik etkiye sahiptir.

Endikasyonlar

Değişik kökenli tüm demir eksikleri ile demir eksikliği anemisinin tedavi ve profilaksisinde; hamilelik, laktasyon ve çocukluk döneminde demir desteği tedavisinde kullanılır. Hamilelilikte demir desteği ile birlikte folik asit takviyesi de göz önünde bulundurulmalıdır

Farmakodinamik Özellikler

Ferimax oral solüsyon, demir eksikliğinin tedavi ve profilaksisi için geliştirilmiştir. Polinüklear Demir (III) Hidroksit çekirdekleri yüzeysel olarak non-kovalent bağlanmış polimaltoz molekülleri ile çevrilidir.   Demir (III) Hidroksit Polimaltoz Kompleksi stabildir ve fizyolojik koşullarda iyonik demiri salmamaktadır. Polinüklear çekirdeklerde demir fizyolojik olarak oluşan ferritine benzer yapıda bağlanmaktadır ve aktif olarak emilmektedir.   Demir (III) Hidroksit Polimaltoz’un prooksidatif özellikleri yoktur. VLDL, LDL gibi lipoproteinlerin oksidasyona eğilimi azalır.   Yaş Grubu Demir (mg/gün)   Yaş Grubu Demir (mg/gün) Bebekler   Erkekler 0-6 ay 0,27   9-13 yaş 8 7-12 ay 11   14-18 yaş 11 Çocuklar   19-30 yaş 8 1-3 yaş 7   31-50 yaş 8 4-8 yaş 10   51-70 yaş 8 Gebelik   > 70 yaş 8 < 18 yaş 27   Kadınlar 19-30 yaş 27   9-13 yaş 8 31-50 yaş 27   14-18 yaş 15

Farmakokinetik Özellikler

Emilim çalışmaları; hemoglobin ve myoglobin sentezi baz alındığında Demir (III) hidroksit polimaltoz kompleksinin ve demir (II)  tuzlarının fizyolojik ve terapötik dozlarında demir emiliminin benzer olduğunu göstermiştir. Demir emilimi başlıca duodenum ve üst jejunum bölgesinden olmaktadır.  Hidroklorik asit, askorbik asit gibi diğer indirgeyici maddeler de absorbsiyona yardımcı olurken; fosfatlar, fitatlar, tannat, antiasitler absorbsiyonu olumsuz yönde etkiler.  1 gram’a kadar C vitamini (Askorbik asit) demir emilimini sadece %10 artırır. 100 mg gibi düşük dozlar demir emilimi üzerine belirgin etki yapmamaktadırlar.  Vücut gebelik, laktasyon dönemi, büyüme  ve demir eksikliği anemisi gibi ihtiyacın arttığı durumlarda demir emilimini arttırma kapasitesine sahiptir, kısaca demir depoları ile demir emilimi arasında ters orantı bulunmaktadır. Demir barsaklardan emilince mukozal hücrelerden kana geçer, transferrin proteini ile kemik iliğinde gelişmekte olan eritrositlere taşınır. Kemik iliği, karaciğer ve dalak olmak üzere başlıca retiküloendotelyal hücrelerde depolanır. Demir (III) hidroksit polimaltoz kompleksi ile demir depolarının doldurulması, serum ferritinin artması demir (II) tuzlarına göre biraz daha uzun zaman alır. Bunun nedeni absorpsiyon mekanizmasının farklı olmasıdır ve bu, Demir (III) hidroksit polimaltoz kompleksi ile zehirlenme görülmemesinin de nedenidir. Ferrik demir emilimi plazma ferritini ile ilişki halindedir. Emilen demir miktarı kişinin demir eksikliği miktarına ve dozaja bağlıdır. Emilmeyen demir feçesle atılmaktadır.

Farmasötik Şekli

Şurup

Formülü

Her 5 mL’lik ölçek 50 mg elementer demire eşdeğer, Demir III Hidroksit Polimaltoz kompleksi içermektedir. Sukroz ve Sorbitol (tatlandırıcı), Metil Paraben ve Propil Paraben (koruyucu), krem aroması-AG 6134  (koku maddesi) içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Demir (III) hidroksit polimaltoz kompleksindeki demir (III) kompleks yapmış olduğundan, yiyeceklerdeki bileşenlerle (fitin, oksalat, tannin) ve birlikte uygulanan ilaçlarla (tetrasiklin antiasidler) iyonik etkileşme görülmez. Buna karşın demir iyonları (Ferröz tuzları) yukarıda sayılan maddelerle çözünmeyen kelatlar oluşturarak demir emilimini azaltırlar.   Dışkıda gizli kan aranması sırasında yanılgıya neden olmaz. Bu nedenle bu inceleme sırasında tedavinin kesilmesine gerek yoktur.   Demir emilimini bozan süt, çay ve kepekli gıdaların demir preparatları ile birlikte alınmaması, C vitamininden zengin portakal suyu gibi emilimi artırıcı besinlerle verilmesi önerilmektedir.

Kontraendikasyonlar

Demir yüklenmesi bulunanlarda veya demirin kullanımında bir bozukluğun söz konusu olduğu durumlarda (ör. hemokromatozis, hemosiderosis, kurşun anemisi, sidero akrestik anemi ve talasemi) ve demir eksikliğinin neden olmadığı anemilerde (ör. hemolitik anemi) kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Yemeklerle birlikte veya yemeklerden sonra;   Çocuklar: Günde 1-2 defa 1 ölçek  (5 ml) Yetişkinler: Günde 2-3 defa 1 ölçek (5 ml)   Meyve veya sebze suları ile karıştırılarak alınabilir.   Hekimin önereceği süre kadar kullanılmalıdır.   Demir eksikliği belirtilerinin ortadan kalkmasından sonra depoların dolması için en az bir ay daha kullanılmalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Saklama Koşulları

250 C’nin altında, oda sıcaklığında saklayınız. Çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

150 mL’lik tip III cam ve amber renkli şişelerde, 5 mL’lik plastik ölçü kaşığı, prospektüs ile birlikte karton kutuda.

Uyarılar/Önlemler

Mide ülseri bulunan hastalara dikkatle verilmelidir. Oral demir preparatlarının kullanım sırasında dışkının rengi koyulaşabilir, bu durum normal olup, herhangi bir önlem gerektirmez. Dışkıda gizli kan aranması sırasında yanılgıya neden olmaz. Bu nedenle bu inceleme sırasında tedavinin kesilmesine gerek yoktur.      Gebelikte kullanım: Gebelik kategorisi: A Deneysel üreme çalışmaları herhangi bir risk göstermemiştir. Gebelerdeki kontrollü çalışmaları gebeliğin ilk trimestrinde anne ve fötusta risk oluşturmamıştır. İlk trimesterde riske dair bulguya rastlanmamıştır.   Emziren Kadınlarda Kullanım: Gebelik ve süt verme döneminde hekimin önerdiği şekilde ve kontrolünde kullanılmalıdır.   Araç ve makine kullanımına etkisi: İlacın araç ve makine kullanımına etkisine dair bir bilgiye rastlanmamıştır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Demir preparatlarının oral kullanımı ile birlikte dışkı genellikle siyah bir renk alır. Bunun sebebi absorbe olamayan demirdir ve bu zararsız bir durumdur. Demir (III) hidroksit polimaltoz kompleksindeki demir (III) esasen non-iyonik olduğundan Ferimax Solüsyon ile iyonize demir tuz preparatlarında gözlenen gastrointestinal irritasyon, epigastrik dolgunluk, bulantı, diyare, kabızlık gibi istenmeyen etkiler nadirdir.  

Doz Aşımı

Forza Fort Tablet bilerek veya bilmeyerek aşırı dozda alındığında, hasta kusturulmalı ve/veya mide lavajı yapılmalıdır. Hasta, gözlem altına alınarak semptomatik tedavi uygulanmalıdır.

Endikasyonlar

Forza Fort Tablet; soğuk algınlığı, nezle, grip gibi üst solunum yolları enfeksiyonlarının semptomatik tedavisinde endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Parasetamol, ağrı kesici ve ateş düşürücü etkiye sahiptir.   Oksolamin sitrat, periferik olarak etkisini gösterir. Öksürük kesici (antitüssif), analjezik ve antienflamatuar etkilidir.   Klorfeniramin maleat, antihistaminik ve antisekretuar etkisiyle, soğuk algınlığının sebep olduğu, hastayı rahatsız edici bir semptom olan burun akması, burun tıkanıklığı gibi durumları ortadan kaldırır. Sekresyonun azalması, öksürüğün daha az meydana gelmesini sağlar, böylece hastada solunum normale döner ve rahatlar.   Fenilefrin HCl, vazokonstriktör özelliği ile dekonjestan etki gösterir. Üst solunum yolu mukozasındaki (nazofarenks, burun v.b) konjesyonu giderir. Burun tıkanıklığı, sinüs dolgunluğu semptomlarını hafifletir.

Farmakokinetik Özellikler

Parasetamol oral yolla alındıktan sonra, gastrointestinal sistemden tamama yakın oranda emilir. Etkisi 15-20 dk içinde görülür ve 2-3 saat sürer. Alındıktan 30-90 dk sonra doruk plazma seviyesine ulaşır. Plazma proteinlerine % 25 oranında bağlanır. Plazma yarı ömrü 1-3 saattir. Karaciğerde metabolize edilir ve % 80’i glukuronid ve sülfat bileşikleri olarak vücuttan atılır.   Klorfeniramin maleat oral yoldan iyi absorbe olur. Etkisi 15-60 dakikada başlar, 3-6 saatte maksimuma erişir. Plazma proteinlerine % 70 oranında bağlanır. 24 saat içinde metabolitleri şeklinde idrarla atılır.   Fenilefrin HCl, oral alındığında absorbsiyonu değişkendir. Barsak mukozası ve karaciğerde sülfat konjügasyonu ile önemli derecede inaktive edilir. Oral alındığında belirgin derecede presistemik eliminasyona uğrar.

Farmasötik Şekli

Tablet

Formülü

Her tablet; Parasetamol………………………………………………     650 mg Oksolamin sitrat ………………………………………        100 mg Klorfeniramin maleat ………………………………..          4 mg Fenilefrin HCl ………………………………………….        10 mg        içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Kronik alkolizm ve hepatotoksik ilaç alanlarda parasetamolün hepatotoksisite riski artabilir. Hepatik enzim indiktörleri (barbitüratlar) primer parasetamol metabolizmasını hızlandırarak klinik etkinliğini azaltabilir.   Alkol, fenatiazinler, trisiklik antidepresanlar; klorfeniramin ile birlikte merkezi sinir sistemi üzerindeki depresan etkiyi artırırlar. Klorfeniraminin antimuskarinik etkisi atropin, amantadin, haloperidol, fenotiazinler, prokainamid, kinidin tarafından artırılır. MAO inhitibörleri, klorfeniraminin antimuskarinik ve merkezi sinir sistemi depresif etkisini fazlalaştırır. Klorfeniramin; sisplatin, paramonosalisilatlar ve vankomisinin ototoksik etkisini maskeleyebilir.   Beta adrenerjik blokör ilaçlar fenilefrinin pressör etkisini arttırabilir.

Kontraendikasyonlar

Bileşimindeki maddelere karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen kişilerde kullanımı kontrendikedir.   MAO inhibitörü kullananlara verilmemelidir. Bunlar kesilmiş olsa bile 3 hafta geçmeden kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

12 yaş ve üzeri erişkinlerde 6 saatte 1 tablet alınır. Doktor gerek gördüğünde, hastanın durumuna göre 4 saatte 1 tablet verilebilir. Önerilen doz; günde 6 tableti aşmamalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Forza pediatrik şurup

Saklama Koşulları

25°C’nın altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Çocukların ulaşamayacağı yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

30 tabletlik blister ambalajlarda. Reçete ile satılır. Hekime danışmadan kullanılmamalıdır.

Uyarılar/Önlemler

Gebelikte kullanım: Gebelik kategorisi C’dir. Hekim, ilacın sağlayacağı yararın fötus üzerindeki potansiyel riskinden fazla olduğuna inanıyorsa, gebelikte kullanılabilir.   Laktasyonda kullanım: Anne sütüne geçip geçmediği bilinmediğinden emziren annelerde kullanılmamalıdır.   Araç ve Makine Kullanımına Etkisi: Dikkat isteyen makine kullanan kişilerin bu dönem içinde ilacı kullanmamaları önerilir.   Ağır karaciğer ve böbrek yetmezliği, hipertiroidi, prostat hipertrofisi, mesane çıkışında obstrüksiyon, dar açılı glokom, akut astım, hipertansiyon, kardiyak aritmi, iskemik kalp hastalığı ve serebro vasküler hastalığı olanlarda kullanılmamalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Duyarlı kişilerde nadiren uyuklama, baş dönmesi, mide yanması, uykusuzluk, asabiyet, ağız kuruluğu, deri döküntüsü, idrar zorluğu, çarpıntı, görmede bulanıklık, iştahsızlık, terleme, taşikardi, kulak çınlaması, fotosensitivite görülebilir. İlacın dozu azaltıldığında veya alımı durdurulduğunda bu etkiler ortadan kalkar.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜ TAKDİRDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 10 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window