İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Firması KANFLEKS
Birim Miktarı 1
ATC Kodu B05BB01
ATC Açıklaması Elektrolitler
NFC Kodu QE
NFC Açıklaması Parenteral İnfüzyon Torbaları
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !

İlaç Etken Maddeleri

  • sodyum klorür

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Klamoks® ile doz aşımı seyrektir. Doz aşımı oluşur ise gastrointestinal semptomlar ve sıvı elektrolit dengesi bozuklukları belirgin olabilir. Bunlar sıvı-elektrolit dengesi göz önüne alınarak semptomatik olarak tedavi edilmelidir.   Gerektiğinde Klamoks® hemodiyaliz ile dolaşımdan uzaklaştırılabilir.

Endikasyonlar

Klamoks® BID aşağıda belirtilen duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonların kısa süreli tedavisi için kullanılır.   Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları (beta laktamaz üreten H. influenzae ve M. catarrhalis suşlarının neden olduğu)     Otitis Media (beta laktamaz üreten H. influenzae ve M. catarrhalis suşlarının neden olduğu)     Sinüzit (beta laktamaz üreten H. influenzae ve M. catarrhalis suşlarının neden olduğu)     Deri ve Yumuşak Doku Enfeksiyonları (beta laktamaz üreten S. aureus, E. coli suşlarının ve Klebsiella türlerinin neden olduğu)   İdrar Yolu Enfeksiyonları (beta laktamaz üreten E. coli suşlarının, Klebsiella türlerinin ve Enterobacter türlerinin neden olduğu)   Yukarıda bahsedilen durumların dışında, Klamoks® BID içeriğindeki amoksisilin sayesinde ampisiline duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlarda da etkilidir. Bu özelliği sayesinde beta laktamaz üreten mikroorganizmalar ile ampisiline duyarlı mikroorganizmaların birlikte neden olduğu mikst enfeksiyonların tedavisinde de, başka bir antibiyotik eklenmesine gerek kalmadan kullanılır.   S. pneumoniae in vitro olarak ampisiline veya penisilinlere göre amoksisiline karşı daha yüksek oranda duyarlı olduğu için, ampisiline veya penisilinlere orta derecede duyarlı olan S. pneumoniae suşları amoksisilin ve Klamoks® BID’a tamamen duyarlıdır.   Bakterilerin direnç geliştirmelerini azaltmak ve antibiyotiklerin etkinliğini sürdürebilmek için, duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu düşünülen veya kanıtlanan enfeksiyonların tedavisinde Klamoks® BID kullanılmalıdır. Antibiyotik seçiminde varsa kültür ve antibiyogram bilgileri kullanılabilir. Bu verilerin eksikliğinde, ampirik tedavi seçiminde bölgesel epidemiyolojik ve duyarlılık bilgilerinden yararlanılabilinir.   Cerrahiyi ilgilendiren süreçlerde, etken organizmaları ve bu organizmaların Klamoks®’ BID’e olan duyarlılığını değerlendiren bakteriyolojik çalışmalar yapılmalıdır.

Farmakodinamik Özellikler

Klamoks® BID 625mg Film Kaplı Tablet, semisentetik bir penisilin türevi olan amoksisilin ile beta laktamaz enzim inhibitörü potasyum klavulanat içeren, oral kullanıma uygun geniş spektrumlu antibakteriyel kombinasyondur.   Amoksisilin ampisilinin bir analoğu olup 6-aminopenisillanik asit yapısından türetilmiştir.   Klavulanik asit ise Streptomyces clavuligerus’ un fermantasyonu ile elde edilir. Penisilinlere yapıca benzeyen bir beta laktam olan klavulanik asit çok geniş spektrumda beta laktamaz enzimi aktif bölgelerine bağlanarak enzimi inaktive eder. Klavulanik asit penisilinler ve sefalosporinlere karşı oluşan ve plazmidlerle taşınan dirençten sorumlu beta laktamaz enzimleri üzerinde de etkilidir.

Farmakokinetik Özellikler

 Klavulanik asit amoksisilinin farmakokinetik özelliklerini değiştirmez. Emilim: Amoksisilin ve potasyum klavulanat oral uygulamadan sonra gastrointestinal sistemden iyi derecede emilir. Amoksisilinin oral biyoyararlanımı yaklaşık olarak % 90, klavulanik asitin % 75’tir. Emilimi açlık veya tokluktan etkilenmez. Klamoks® BIDyiyeceklerden bağımsız olarak alınabilir.   Amoksisilin ve klavulanik asit oral uygulamadan yaklaşık 1 saat sonra plazma doruk konsantrasyona ulaşır. Klamoks® uygulamasından sonra elde edilen amoksisilin düzeyi tek başına amoksisilin uygulanması ile elde edilen serum düzeyi ile eşdeğerdir. Oral amoksisilin dozları artırıldıkça gastrointestinal kanaldan emilen kısmı hafifçe azalmasına rağmen, serum doruk konsantrasyonu ve eğri altındaki alan doğrusal olarak artış gösterir.   Her iki komponentin de plazma proteinlerine bağlanma oranları düşüktür (amoksisilin için ~ % 20, klavulanik asit için ~ % 30) ve yaklaşık %70’i serumda serbest halde kalır.   Dağılım: Amoksisilin ve klavulanik asitin orta kulak sıvısı, peritoneal sıvı, plevral sıvı, idrar, intestinal mukoza, kemik, safra kesesi, akciğer, kadın üreme sistemindeki dokular, safra gibi tüm doku ve sıvılara dağılımı iyidir. Amoksisilin beyin omurilik sıvısına (BOS) düşük oranda geçer, ancak enflamasyon durumunda BOS’a geçişi de artar.   Metabolizma: Uygulanan amoksisilin miktarının yaklaşık % 10’u, klavulanik asitin ise % 50’den azı karaciğerde metabolize olur.   Atılım: Başlıca böbrekler aracılığı ile atılır. Böbrek fonksiyonları normal olan kişilerde oral uygulama sonrasında yarılanma süresi amoksisilin için yaklaşık 1,3 saat, klavulanik asit için yaklaşık 1 saattir. Amoksisilinin %50-78’i ve klavulanik asitin % 25-40’ı uygulamadan sonraki ilk altı saat içinde idrarla değişmeden atılır.   Mikrobiyoloji: Amoksisilin birçok gram pozitif ve gram negatif mikroorganizmaya karşı bakterisidal etkili geniş spektrumlu yarı sentetik bir antibiyotiktir. Amoksisilin beta laktamaz tarafından parçalanmaya duyarlıdır, bu nedenle etki spektrumu beta laktamaz enzimini üreten organizmaları kapsamaz.   Yapısal olarak penisilinlere benzeyen ve bir beta laktam olan Klavulanik asit ise, birçok penisilin ve sefalosporini etkisiz hale getiren bakterilerdeki beta laktamaz enzimini etkisiz hale getirir. Özellikle, klinik olarak önemi olan ve aktarılabilen ilaç direncinden sorumlu plazmid aracılı beta laktamazlara karşı yüksek etkinliği vardır.    Amoksisilin/Klavulanik asit kombinasyonunun aşağıdaki mikroorganizmaların birçok suşuna karşı, hem in vitro ortamda, hem de Endikasyonlar bölümünde belirtilen klinik enfeksiyonlarda etkili olduğu gösterilmiştir.   Gram Pozitif Aeroblar: Staphylococcus aureus & (beta laktamaz üreten ve üretmeyen) & Metisilin/oksasiline karşı dirençli olan stafilokokların amoksisilin/klavulanik asit’e de dirençli olduğu düşünülmelidir.   Gram Negatif Aeroblar: Enterobacter türleri (İn vitro olarak birçok Enterobacter türü dirençli olarak görülse de, bu mikroorganizmaların neden olduğu idrar yolu enfeksiyonlarında klinik olarak Klamoks® BID’in etkili olduğu gösterilmiştir.) Escherichia coli (beta laktamaz üreten ve üretmeyen) Haemophilus influenzae (beta laktamaz üreten ve üretmeyen) Klebsiella türleri (bütün suşları beta laktamaz üretmektedir) Moraxella catarrhalis(beta laktamaz üreten ve üretmeyen)   İn vitro olarak duyarlı olduğu gösterilenler: Amoksisilin/Klavulanik asit in vitro ortamda, Streptococcus pneumoniae # türlerinde (%90 veya daha fazlası) 2 mcg/mL veya daha düşük, Neisseria gonorrhoeae türlerinde (%90 veya daha fazlası) 0,06 mcg/mL veya daha düşük, stafilokok ve anaerobik bakteri türlerinde (%90 veya daha fazlası) 4 mcg/mL veya daha düşük, listelenen diğer mikroorganizma türlerinde (%90 veya daha fazlası) 8 mcg/mL veya daha düşük MİK değerlerine sahiptir.   # Amoksisilin in vitro olarak S. pneumoniae’ ya karşı ampisilin ve penisilinlere göre daha yüksek oranda etkili olduğu için, ampisiline veya penisilinlere orta derecede duyarlı olan S. pneumoniae suşları amoksisilin’e tamamen duyarlıdır.   Gram Pozitif Aeroblar: Enterococcus faecalis* x Staphylococcus epidermidis (beta laktamaz üreten ve üretmeyen) Staphylococcus saprophyticus (beta laktamaz üreten ve üretmeyen) Streptococcus pneumoniae * x Streptococcus pyogenes * x Streptococcus viridans * x   Gram Negatif Aeroblar:    Eikenella corrodens (beta laktamaz üreten ve üretmeyen) Neisseria gonorrhoeae*  (beta laktamaz üreten ve üretmeyen) Proteus mirabilis*  (beta laktamaz üreten ve üretmeyen)   Anaerobik Bakteriler:    Bacteroides fragilisdahil olmak üzere Bacteroidestürleri (beta laktamaz üreten ve üretmeyen) Fusobacterium türleri (beta laktamaz üreten ve üretmeyen) Peptostreptococcus türleri x   * Kontrollü ve uygun klinik çalışmalar bu mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde amoksisilinin etkililiğini göstermiştir. x Bu mikroorganizmalar beta laktamaz üretmedikleri için tek başına amoksisiline duyarlıdır.

Farmasötik Şekli

Film Kaplı Tablet

Formülü

Her film kaplı tablette; 500 mg Amoksisiline eşdeğer Amoksisilin trihidrat, 125 mg Klavulanik asite eşdeğer Potasyum klavulanat, boyar madde olarak titanyum dioksit (E171) bulunur.

İlaç Etkileşmeleri

Probenesid amoksisilinin renal tübüler sekresyonunu azalttığından, probenesidin Klamoks® ile birlikte kullanılması amoksisilin kan seviyelerinde yükselme ve uzun süreli etki gelişmesine yol açar.   Diğer geniş spektrumlu antibiyotiklerde olduğu gibi Klamoks® oral kontraseptiflerin etkinliğini azaltabilir ve hastalar bu konuda uyarılmalıdırlar.   Amoksisilin / klavulanik asit kullanan bazı hastalarda kanama zamanı ve protrombin zamanının uzadığı bildirilmiştir. Klamoks®, antikoagülan tedavi gören hastalara dikkatle uygulanmalıdır.   Laboratuar Testleri Etkileşmeleri: Klamoks®’un oral yoldan kullanılmasını takiben ortaya çıkan yüksek amoksisilin idrar konsantrasyonları idrarda glukoz testlerinin sonuçlarını etkileyebilir ve yalancı pozitif değerlendirmeye neden olabilir. Bu yönden enzimatik glukoz oksidaz reaksiyonlarına (Aminotransferaz, serum alanin aminotransferaz) dayalı glukoz testleri tercih edilmelidir.   Amoksisilin’in hamile kadınlara verilmesi total konjüge estriol, estriolglukuronid, konjuge estron ve estradiol düzeylerinde geçici azalmalara yol açabilmektedir.

Kontraendikasyonlar

Penisilinlere alerjisi olduğu bilinen kişilerde kontrendikedir. Diğer beta laktam antibiyotiklerle çapraz duyarlılık ihtimaline dikkat edilmelidir. Önceden amoksisilin / klavulanik asit veya penisilin tedavisi ile birlikte sarılık veya karaciğer fonksiyon bozukluğu öyküsü bulunanlarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Hafif-orta şiddetli enfeksiyonların tedavisinde erişkinler ve 12 yaşından büyük çocuklara (40 kg ve üzerindeki çocuklar) için önerilen doz on iki saat aralıklarla günde iki defa Klamoks® BID 625 mg’lık tablettir (b.i.d. kullanım).   Tedavi durum gözden geçirilmeksizin 14 günden daha uzun süre sürdürülmemelidir.   Dental enfeksiyonlarda (örn. dentoalveolar abse) erişkinlerde önerilen 5 gün süre ile günde iki kez 1 adet Klamoks® BID 625 mg tablettir.   Böbrek fonksiyon bozukluklarında doz aşağıdaki tabloya göre ayarlanmalıdır. Hafif dereceli fonksiyon bozukluğu (kreatinin klirensi > 30 mL/dak) Orta dereceli fonksiyon bozukluğu (kreatinin klirensi 10-30 mL/dak) Şiddetli dereceli fonksiyon bozukluğu (kreatinin klirensi < 10 mL/dak) Doz ayarlamasına gerek yoktur. Enfeksiyonun şiddetine göre günde 2 defa 625 mg tablet veya günde 2 defa 1 adet 1000 mg tablet verilir. Günde 2 defa 625 mg tablet verilir (1000 mg tablet verilmemelidir). Günde 1 defa 625 mg tablet verilir (Bu doz aşılmamalıdır).  Hepatik bozuklukta doz dikkatle ayarlanmalı ve düzenli aralıklarla karaciğer fonksiyonları izlenmelidir.   Tabletler bütün olarak ve çiğnenmeden yutulmalıdır. Gerektiğinde tabletler ikiye bölünerek ve yine çiğnenmeden yutulabilir. Klamoks® yemek zamanından bağımsız olarak gastrointestinal kanaldan iyi absorbe edilir.   Gastrointestinal entolerans riskini en alt düzeye indirmek için Klamoks® yemeklerin başlangıcında alınmalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Klamoks® – BID 1000 mg Film Tablet, 10 tablet Al / Al blister Klamoks® – 625 mg Film Tablet, 15 tablet Al / Al blister Klamoks® – BID Fort 400/57 mg Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz (70 mL) Klamoks® – BID 200/28 mg Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz (70 mL) Klamoks® 312.5 mg Fort Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz (100 mL ) Klamoks® 156.25 mg Pediatrik Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz (100 mL )

Saklama Koşulları

250C’nin altında, oda sıcaklığında, kuru bir yerde saklayınız.   Çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerlerde, ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

10 ve 14 film tablet Al/Al blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Penisilin tedavisi sırasında ciddi ve fatal olabilen alerjik (anaflaktoid) reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Bu tür reaksiyonlar genellikle parenteral tedavi sırasında ortaya çıkmaktaysa da, oral penisilin tedavisi sırasında da gelişebilir. Genellikle çeşitli alerjenlere aşırı duyarlı olanlarda veya daha önce penisilinlere ve sefalosporinlere aşırı duyarlılık göstermiş kişilerde bu tür alerjik reaksiyonlar sık görülmektedir. Tedaviye başlamadan önce ayrıntılı hasta hikayesinin alınması uygun olur.   Bu tür ciddi bir anaflaktoid reaksiyonun ortaya çıkması halinde adrenalin, intravenöz steroid verilmesi, oksijen tedavisine başlanması, hava yolunun açık tutulması hatta entübasyon gerekebilir.   Tüm antibakteriyel ilaçlara bağlı olarak hafif veya ciddi derecede psödomembranöz kolit gelişebildiği bildirilmiştir. Antibiyotik kullanmakta olan hastalarda diyare geliştiğinde bu olasılık akla getirilmelidir.   Antibakteriyel ilaç ile tedavi sırasında kolonun normal florasının bozularak clostridium’ların çoğalması mümkündür.   Penisilinler çok düşük toksisiteleri olan antibiyotiklerden olmakla birlikte uzun süreli tedaviler sırasında böbrek, karaciğer ve hematopoetik sistemlerin fonksiyonlarının kontrolü önerilmektedir. Mononükleozisli vakalarda ampisilin tedavisi deri döküntülerine neden olabilir. Bu nedenle mononükleozis vakalarında ampisilin benzeri ilaçlar (amoksisilin gibi) verilmemelidir.   Tedavi sırasında patojenler ve mantarlarla süperenfeksiyon oluşabilir. Böyle bir durumda ilaç kesilmeli ve uygun tedaviye başlanmalıdır.   Böbrek hastalarında; Klamoks® BID 625mg Film Kaplı Tablet kreatinin klerensi 10 mL/dak’nın altında olan hastalarda günde iki defa önerilmez.   Hepatik yetmezlikte; Dozlar dikkatli ayarlanmalı ve düzenli aralıklarla karaciğer fonksiyonları izlenmelidir.   Gebelikte Kullanımı: Gebelik kategorisi B’ dir.Yapılan çalışmalarda insanlarda kullanılan optimal dozların 10 katına kadar dozlarda verilmesinin üreme fonksiyonları ve fötüs üzerine herhangi bir olumsuz etkisi saptanmamıştır. Yine de insanlarda yapılmış kontrollü çalışmaların yetersiz olması nedeniyle, hamilelerde yarar/zarar oranı değerlendirilerek kullanılmalıdır.   Laktasyonda Kullanımı: Klamoks® BID süt verme döneminde kullanılabilir. Anne sütüne eser miktarlarda salgılanıyor olması ile ilişkili olarak sensitizasyon riski dışında, bebek üzerinde herhangi bir zararlı etkisi yoktur.   Çocuklarda Kullanımı: Vücut ağırlığı 40 kg’ın altındaki çocuklarda süspansiyon formu doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır.    Araç ve Makine Kullanımına Etkileri: Amoksisilin klavulanik asitin araç ve makine kullanımı üzerine etkisi olduğu gösteren bir çalışma bulunmamaktadır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Klamoks® BID 625 mg Film Kaplı Tablet genellikle iyi tolere edilen bir ilaçtır. Klinik gözlemlere göre ortaya çıkan yan etkiler hafif ve geçici nitelikte olup en sık görülenler; diyare, bulantı, deri döküntüleri, ürtiker, kusma ve vajinittir. Diyare özellikle yüksek dozlarla yapılan tedavi sırasında ortaya çıkar. Daha seyrek görülen yan etkiler ise karında rahatsızlık hissi, gaz oluşması ve baş ağrısıdır.   Ampisilin grubu antibiyotiklerin kullanımına bağlı olarak gelişebilen advers etkiler:   Gastrointestinal: Diyare, bulantı, kusma, hazımsızlık, gastrit, stomatit, mukokütanöz kandidiazis, enterokolit, hemorajik veya psödomembranöz kolit. Oral tedavi sırasında çıkan gastrointestinal yan etkiler Klamoks®’un yemeklerin başlangıcında alınması ile azaltılabilir.   Aşırı duyarlılık reaksiyonları: Deri döküntüleri, ürtiker, anjioödem, anaflaksi, eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu ve nadiren eksfolyatif dermatit. Bu tür reaksiyonlar antihistaminiklerin kullanımıyla kolayca kontrol altına alınabilir, gerekirse kortikosteroidler kullanılabilir. Bu tür reaksiyonların oluşması halinde hekim aksini belirtmedikçe tedavi derhal kesilmelidir.   Karaciğer: Ampisilin grubu antibiyotik kullanımına bağlı olarak hafif bir ALT ve/veya AST artışı bildirilmiş olmakla beraber bunun klinik önemi bilinmemektedir. Karaciğer fonksiyon bozukluğu, serum transaminaz, bilirubin ve/veya alkalen fosfataz seviyelerinde artış çok seyrek ve genellikle geri dönüşlüdür. Bildirilen ciddi olgularda, hemen her zaman, altta yatan ciddi hastalık ve eş zamanlı başka bir ilaç tedavisi bulunmaktadır. Böbrek: Nadiren interstisyel nefrit ve hematüri bildirilmiştir. Kan ve lenfatik sistem: Penisilin tedavisi sırasında anemi, trombositopeni, trombositopenik purpura, eozinofili, lökopeni ve agranülositoz bildirilmiştir. Genellikle tedavinin kesilmesi ile  bu etkiler geri döner. %1’den daha seyrek olmak üzere hafif trombositoz gözlenmiştir.   Merkezi sinir sistemi: Geri dönüşlü olarak hiperaktivite, ajitasyon, anksiete, konfüzyon, sersemlik ve uykusuzluk hali bildirilmiştir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Sodyum Klorürün fazla miktarda uygulanışı hipernatremi ile sonuçlanabilir ve aşırı miktarda klorür, bikarbonat kaybına yol açar, dolayısıyla asitleştirici bir etkiye sahiptir. Böyle durumlarda asidozu önlemek için fizyolojik serumun hacminin yarısı kadar 1/6 molar sodyum laktat solüsyonu ile karıştırılarak verilmesi tavsiye edilir. Sodyum klorür enjeksiyonu sırasında herhangi bir yan etki oluşursa infüzyona son verilmelidir. Hasta yeniden değerlendirilip, gerekiyorsa uygun terapotik girişimlerde bulunulmalıdır.

Endikasyonlar

Sodyum Klorür enjeksiyonluk çözeltisi, sodyum klorür kaynağı olarak ve hidratasyon için kullanılır. Sodyum Korür; sodyum eksikliğinin önlenmesinde veya tedavisinde kullanılır. Sodyum Klorür, sodyum kaybında kullanılırken tuz kısıtlamasına gidilmelidir. % 0.9 Sodyum Klorür enjeksiyonluk çözeltisi ekstrasellüler sıvıda yer değiştirebilir ve sıvı kayıplarında ve metabolizmaya ait alkaloid tedavisinde kullanılır. % 0.9 Sodyum Klorür çözeltisi kan transfüzyonlarında ve hemodializ esnasında başlıca kullanılan solüsyondur. Hipertonik sodyum klorür çözeltisi kanda azalan sodyum ve klorür’ün düzenlenmesini serbest sıvılardaki sodyum düzeyini ayarlayarak elektrolit dengesini sağlar.

Farmakodinamik Özellikler

%0.9 sodyum klorür sudaki solüsyonu, deri altı ve damar içi kullanımına uygun, steril, stabil ve apirojen bir solüsyondur. Koruyucu ve stabilizatör madde içermez. Osmolaritesi 308 mOsmL’dir.   Sodyum, ekstrasellüler sıvının başlıca katyonudur. Sodyum Klorür vücuttaki su dağılımını kontrol eder, sıvı ve elektrolit dengesini, osmotik basıncı ayarlar. Klorür, ekstrasellüler sıvının başlıca anyonudur ve sodyumun fizyolojik düzenini sağladığı gibi vücudun asit-baz dengesinin değişmesi, serumdaki klorür konsantrasyonu ile kendini gösterir. Klorür iyonu, bu etkisini bikarbonat iyonu ile bağlantılı olarak gösterir.

Farmakokinetik Özellikler

Solüsyonla birlikte alınan sodyum’un hemen hemen hepsi idrarla atılır. Vücudun sodyum konvervasyonu ve emilim mekanizmaları son derece etkili olup, kanda sodyum konsantrasyonu sabit tutulmaya çalışılır. Feçes ile günde 1-3 mEq sodyum çıkar. Aşırı terleme olmadıkça deri ile itrah önemsizdir.

Farmasötik Şekli

Parenteral Solüsyon

Formülü

Her 1000 ml Sodyum klorür……………………………9.0 g Enjeksiyonluk su ………………………1000 ml k.m.   ELEKTROLİT YOĞUNLUKLARI:   Sodyum………………………….154 mEq/L Klorür…………………………….154 mEq/L Total Osmolarite………………..308  mOsmL

İlaç Etkileşmeleri

Sodyum klorür sudaki solüsyonu koruyucu ve stabilizan madde içermez, pH’ı 5.5 civarındadır.(4.5-7.0) osmolaritesi 308 mOsm/L’dir. Bütün ilaçlar tek tek olmak üzere, eğer pH ve çözücü açısından sorun yoksa (propilen glikol) sodyum klorür solüsyonlarına katılabilir.

Kontraendikasyonlar

Sıvı dengesi, elektrolit konsantrasyonlarındaki ve asit-baz dengesindeki değişimler, uzatılmış sodyum klorür tedavilerinde periyodik yapılan klinik tespitler doğrultusunda, durumları dikkat gerektiren hastalarda klinik olarak incelenmelidir. Sodyum Klorür özellikle ödemli kalp yetmezliği, diğer ödemli vakalar ve sodyum birikmesi durumlarında çok dikkatli kullanılmalıdır. Böbrek yetmezliğinde, sirozlu hastalarda ve kortikosteroid ve kortikotropin tedavisi alan hastalarda; yaşlılık ve ameliyat sonrası kullanımı özel dikkat gerektirir.   Sodyum klorürün IV uygulaması, serum elektrolitlerinin seyreltmesiyle oluşan akışkan, çözünen aşırı yüklemesine, aşırı hidrasyona, tıkanıklık durumlarına ve akciğer ödemine yol açabilir. Seyreltme durumlarının riski bunun sonucu oluşan tıkanıklık hallerini ile dolaşım ve solunum yolu ödemlerinin riski doğru orantılıdır. Aşırı sodyum klorür IV uygulamaları hipokalemiye yol açabileceği konusu dikkate alınmalıdır.   Sodyum Klorür; Sodyum ve Klorür uygulamalarının zararlı olduğu hastalarda kontrendikedir.   Hiparnatremi varsa çabucak düzeltilmeli, %0.9 Sodyum Klorür solüsyonunun yavaş infüzyonu ile düzeltilmelidir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

%0.9 sodyum klorür solüsyonu, deri altı ve damar içi kullanıma uygun steril, stabil ve apirojen bir çözeltidir. İçinde koruyucu bakteriostatik ve stabilizan (buffer) madde içermez.   TAVSİYE EDİLEN (MUTAD) DOZ: Doz hekim tarafından hastanın durumuna göre ayarlanır.   HEKİM TARAFINDAN BAŞKA ŞEKİLDE TAVSİYE EDİLMEDİĞİ TAKTİRDE Ortalama doz 24 saatte 1 litre veya daha fazladır. İnfüzyon hızı büyüklerde genel olarak 400 ml/saattir. Dozaj hastanın asit-baz dengesi sıvı ve elktrolit dengesi, klinik durumu , ağırlığı ve yaşa göre bireysel olarak tespit edilir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Piyasada diğer farmasötik dozaj şekilleri bulunmamaktadır.

Ruhsat Sahibi

KANSUK LABORATUARI SAN. VE TİC. A.Ş. Beşyol mah. Eski Londra Asfaltı no:4 34620 Sefaköy/İSTANBUL Tel: 0 212 592 15 76 Fax: 0212 580 37 72

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

5.12.95 176/34

Saklama Koşulları

25°C’nin altında oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

50 ml, 100 ml, 150 ml, 250 ml, 500 ml, 1000 ml, 2000 ml ve 3000 ml’lik PVC torbalarda.

Uyarılar/Önlemler

Uzun süreli sodyum klorür tedavisi uygulanan hastalarda, şartlar gerektirdiği taktirde, sıvı dengesindeki değişiklikler, elektrolit yoğunlukları, asit-baz dengesindeki değişiklikler, periyodik laboratuar testleri ile yakından izlenmelidir. Önemli değişimler elektrolit desteği veya uygun diğer tedavileri gerektirebilir. Nazogastrik sonda ile sıvı çekilmesi, kusma diyare ve gastroentestinal fistul direnajı gibi elektrolit kaybıyla sonuçlanan durumlarda da ek elektrolit verilmesi gerekebilir. Konjestif kalp yetmezlikli ve diğer ödem ( böbrek yetmezliği ) ve sodyum birikimiyle seyreden hastalarda sodyum klorür olağan üstü dikkatle kullanılmalıdır. Postoperatif ve geriatrik hastalara da özel önem verilmelidir. Sodyum klorürün intravenöz kullanımı serum elektrolitlerinin dilüsyonu, aşırı hidrasyon, konjestif kalp yetmezliği veya pulmoner ödeme yol açan sıvı yada solut yüklemesi ile sonuçlanabilir.Fazla miktarda intravenöz sodyum klorür hipokalemi ile neticelenebilir. İrrigasyon solüsyonlarının sistemik dolaşıma absorbsiyonları serum elektrolitlerinin seyrelmesi, aşırı hidrasyon, konjestif kalp yetmezliği veya pulmoner ödeme yol açan sıvı ve/veya solüt aşırı yüklemesine neden olabilir. Solüsyonların büyük miktarda absorbsiyonu kardiyopulmoner veya renal işlevleri değiştirebileceğinden, ciddi kardiyopulmoner ve renal bozukluklarda ürolojik irrigasyon solüsyonlarının kullanımında dikkat gerekir.   Sodyum Klorür, dikkatli uygulanmalıdır. Kan birikimi sonucu oluşan kalp hastalarına, sodyum atılmaması sonucu oluşan hastalıklara, ciddi renal yetmezlik, karaciğer sirozu olan veya kortikosteroid ya da kortikotropin kullanan hastalara, yaşlılık ve bunama görülen hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.   HAMİLELİK VE EMZİRME DÖNEMİNDE KULLANIM Hamilelik Kategorisi C : %0.9 Sodyum Klorür Solüsyonu ile hayvanlarda üreme çalışmaları yapılmamıştır. Hamile bir kadına verildiğinde fetal zarar verip vermeyeceği veya üreme kapasitesini etkileyip etkilemeyeceği bilinmemektedir. Sodyum Klorür Solüsyonu ancak kullanımı kesinlikle gerekli olduğu taktirde hamile kadınlarda kullanılmalıdır.

Üretim Yeri

KANSUK LABORATUARI SAN. VE TİC. A.Ş. Beşyol mah. Eski Londra Asfaltı no:4 34620 Sefaköy/İSTANBUL Tel: 0 212 592 15 76 Fax: 0212 580 37 72

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Solüsyonun özelliğinden (örneğin kontamine olmasından) veya uygulama tekniğinden bağlı olarak ateşlenme, enjeksiyon bölgesinde enfeksiyon ve buradan yayılan damar trombozu, flebit veya ekstravazasyon meydana gelebilir. Hipervolemi veya solüsyon içindeki iyonlardan birinin veya diğerinin fazlalığı veya eksikliğine bağlı olarak belirtiler oluşabilir.   Sodyum klorürün fazla miktarda uygulanışı hipernatremi ile sonuçlanabilir ve aşırı miktarda klorür, bikarbonat kaybına yol açar, dolayısıyla asitleştirici bir etkiye sahiptir. Sodyum Klorür İntravenöz uygulanımı serum elektrolitlerinin dilüsyonu, aşırı hidrasyon, konjestif kalp yetmezliği veya pulmoner ödeme yol açan sıvı yada solüt yüklemesi ile sonuçlanabilir. Fazla miktarda intravenöz sodyum klorür uygulanımı hipokalemi ile sonuçlanabilir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window