İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması KOLESTOR
Birim Miktarı 90
ATC Kodu C10AA05
ATC Açıklaması Atorvastatin
NFC Kodu BC
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Film Kaplı Tabletler
Kamu Kodu A10261
Orijinal / Jenerik Türü Jenerik
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 75,18 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 67,11 TL (5 Şubat 2020)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 92,04 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Başlıklar
  1. İlaç Etken Maddeleri
  2. İlaç Prospektüsü
    1. Doz Aşımı
    2. Endikasyonlar
    3. Farmakodinamik Özellikler
    4. Farmakokinetik Özellikler
    5. Farmasötik Şekli
    6. Formülü
    7. İlaç Etkileşmeleri
    8. Kontraendikasyonlar
    9. Kullanım Şekli Ve Dozu
    10. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    11. Saklama Koşulları
    12. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    13. Uyarılar/Önlemler
    14. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    15. Doz Aşımı
    16. Endikasyonlar
    17. Farmakodinamik Özellikler
    18. Farmakokinetik Özellikler
    19. Farmasötik Şekli
    20. Formülü
    21. İlaç Etkileşmeleri
    22. Kontraendikasyonlar
    23. Kullanım Şekli Ve Dozu
    24. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    25. Saklama Koşulları
    26. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    27. Uyarılar/Önlemler
    28. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    29. Doz Aşımı
    30. Endikasyonlar
    31. Farmakodinamik Özellikler
    32. Farmakokinetik Özellikler
    33. Farmasötik Şekli
    34. Formülü
    35. İlaç Etkileşmeleri
    36. Kontraendikasyonlar
    37. Kullanım Şekli Ve Dozu
    38. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    39. Saklama Koşulları
    40. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    41. Uyarılar/Önlemler
    42. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    43. Doz Aşımı
    44. Endikasyonlar
    45. Farmakodinamik Özellikler
    46. Farmakokinetik Özellikler
    47. Farmasötik Şekli
    48. Formülü
    49. İlaç Etkileşmeleri
    50. Kontraendikasyonlar
    51. Kullanım Şekli Ve Dozu
    52. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    53. Saklama Koşulları
    54. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    55. Uyarılar/Önlemler
    56. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    57. Doz Aşımı
    58. Endikasyonlar
    59. Farmakodinamik Özellikler
    60. Farmakokinetik Özellikler
    61. Farmasötik Şekli
    62. Formülü
    63. İlaç Etkileşmeleri
    64. Kontraendikasyonlar
    65. Kullanım Şekli Ve Dozu
    66. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    67. Saklama Koşulları
    68. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    69. Uyarılar/Önlemler
    70. Yan Etkileri / Advers Etkiler

İlaç Etken Maddeleri

  • atorvastatin kalsiyum (40 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Aşırı doz belirtileri bulantı, kusma, mental ve görsel bozukluklar, ateş, kolikler, kemik iliği depresyonu belirtileri ve karın ağrısı ile ortaya çıkar. Tedavi semptomatik olup, gastrik lavaj ve zorlu diürez yapılır. Aşırı duyarlık reaksiyonları steroidlerle tedaviyi gerektirir. Kalsiyum folinat 3-6 mg dozunda İM olarak 5-7 gün verilebilir.

Endikasyonlar

Solunum yolu enfeksiyonları: Akut ve kronik bronşit, bronşiektazi, Pneumocystis carinii pnömonisi, farenjit, tonsillit (A grubu b-hemolitik streptokoklara bağlı enfeksiyonlarda eradikasyonu tatmin edici değildir), sinüzit, otitis media   Üriner sistem enfeksiyonları: Akut ve kronik sistitler, piyelonefrit, üretrit, prostatit, gonokoksik üretrit de dahil her iki cinste de rastlanan genital enfeksiyonlar   Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları: Piyodermi, fronkül, abse ve enfekte yaralar   Gastrointestinal sistem enfeksiyonları: Tifo ve paratifo, tifo portörlüğü ve basilli dizanteri, kolera (sıvı ve elektrolit tedavisi ile birlikte)

Farmakodinamik Özellikler

KEMOPRİM, iki etken maddenin, trimetoprim ve sülfametoksazolün uygun oranda bir araya getirilmesi ile hazırlanmış geniş spektrumlu bir kemoterapötiktir.   Sülfametoksazol, p-aminobenzoik asit (PABA) ile yarışarak dihidrofolik asidin bakteriyel sentezini inhibe eder. Trimetoprim ise dihidrofolik asitten tetrahidrofolik asit oluşmasını, gerekli enzim olan dihidrofolat redüktaz enzimine bağlanarak ve onu inhibe ederek, bloke eder. Böylece, sülfametoksazol ve trimetoprim kombinasyonu birçok bakteri için gerekli olan nükleik asitlerin ve proteinlerin biyosentezinde birbiri ardı sıra gelen basamakları bloke eder. İn vitro çalışmalar sülfametoksazol ve trimetoprim kombinasyonuna karşı gelişen rezistansın, tek başına trimetoprim ve sülfametoksazole karşı gelişen rezistanstan, çok daha yavaş olduğunu göstermektedir.   Sülfametoksazol ve trimetoprim kombinasyonu, oral yolla alındıktan sonra hızla absorbe edilir ve 1-4 saat içerisinde doruk kan seviyesine ulaşır. Kan seviyesi, trimetoprim ve sülfametoksazolün ayrı uygulamalarından sonra oluşan kan seviyeleri ile benzerdir. İlaç verildikten 24 saat sonra bile kanda tespit edilebilir miktarlarda bulunur. Hem sülfametoksazol hem de trimetoprim kanda serbest halde, proteine bağlı ve metabolize edilmiş formları şeklinde bulunur; ayrıca sülfametoksazol konjuge halde de bulunur. Serbest formları terapötik olarak aktif formları olarak kabul edilir. Yaklaşık olarak trimetoprimin % 44’ü ve sülfametoksazolün %70’i kan proteinlerine bağlanır. Trimetoprimin kandaki yarı ömrü 8-10 saat, sülfametoksazolün ise 10 saattir. Bununla beraber şiddetli böbrek fonksiyon yetmezliği olan kişilerde bu süre uzar ve yetmezliğin şiddetine bağlı olarak dozların yeniden ayarlanması gerekir. Sülfametoksazol ve trimetoprim kombinasyonunun atılımı hem glomerüler filtrasyon hem de tübüler sekresyon şeklinde başlıca böbrekler yoluyla olup, idrardaki konsantrasyonu kandakinden daha yüksektir. Hem trimetoprim hem de sülfametoksazol balgama, vajinal sıvıya ve orta kulak sıvısına geçer, trimetoprim ayrıca bronş salgısına da geçer. Her ikisi de plasenta bariyerini geçer ve süt ile atılırlar.   Mikrobiyolojisi:   KEMOPRİM, in vitro olarak aşağıdaki Gram-pozitif ve Gram-negatif mikroorganizmaları etki spektrumuna alır: E.coli, Klebsiella türleri, streptokoklar, stafilokoklar, pnömokoklar, Haemophilus influenzae, Aerobacter türleri, Morganella morganii, Proteus mirabilis, Proteus vulgaris, Neisseria, Bordatella, Salmonella, Brucella, Shigella, Vibrio cholerae, Yersinia, Nocardia, Pneumocystis carinii ve Serratia marcescens.

Farmakokinetik Özellikler

Sülfametoksazol ve trimetoprim kombinasyonu, oral yolla alındıktan sonra hızla absorbe edilir ve 1-4 saat içerisinde doruk kan seviyesine ulaşır. Kan seviyesi, trimetoprim ve sülfametoksazolün ayrı uygulamalarından sonra oluşan kan seviyeleri ile benzerdir. İlaç verildikten 24 saat sonra bile kanda tespit edilebilir miktarlarda bulunur. Hem sülfametoksazol hem de trimetoprim kanda serbest halde, proteine bağlı ve metabolize edilmiş formları şeklinde bulunur; ayrıca sülfametoksazol konjuge halde de bulunur. Serbest formları terapötik olarak aktif formları olarak kabul edilir. Yaklaşık olarak trimetoprimin % 44’ü ve sülfametoksazolün %70’i kan proteinlerine bağlanır. Trimetoprimin kandaki yarı ömrü 8-10 saat, sülfametoksazolün ise 10 saattir. Bununla beraber şiddetli böbrek fonksiyon yetmezliği olan kişilerde bu süre uzar ve yetmezliğin şiddetine bağlı olarak dozların yeniden ayarlanması gerekir. Sülfametoksazol ve trimetoprim kombinasyonunun atılımı hem glomerüler filtrasyon hem de tübüler sekresyon şeklinde başlıca böbrekler yoluyla olup, idrardaki konsantrasyonu kandakinden daha yüksektir. Hem trimetoprim hem de sülfametoksazol balgama, vajinal sıvıya ve orta kulak sıvısına geçer, trimetoprim ayrıca bronş salgısına da geçer. Her ikisi de plasenta bariyerini geçer ve süt ile atılırlar.

Farmasötik Şekli

KEMOPRİM SÜSPANSİYON

Formülü

Beher ölçek (5 ml) 200 mg sülfametoksazol, 40 mg trimetoprim, şeker, sodyum sakkarin, Nipagin M sodyum, frambuaz esansı ve Ponceau 4R (boyar madde) içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Başta tiazidler olmak üzere belirli diüretikleri alan hastalarda purpura ile birlikte trombositopeni olasılığında bir artış gözlenmiştir. Sülfametoksazol ve trimetoprim kombinasyonununun antikoagülan olarak warfarin alan hastalarda protrombin zamanını uzatabileceği bildirilmiştir. Bu nedenle antikoagülan tedavisi gören hastalara ilaç verileceği zaman bu durum akılda tutulmalı ve koagülasyon zamanı yeniden tayin edilmelidir. Ayrıca fenitoinin karaciğerde metabolize oluşunu engelleyebilir.   Sülfonamidler metotreksatı plazma proteinlerine bağlanma yerlerinden ayırabilir ve bu durum serbest metotreksat konsantrasyonlarını artırır. Hipoglisemik ilaçların dozlarını etkileyebilir. Böbrek transplantasyonundan sonra ko-trimoksazol ve siklosporin verilen hastalarda geçici böbrek fonksiyon bozukluğu gözlenmiştir.   İlaç / Laboratuvar test etkileşmeleri: Trimetoprim komponenti, bağlama proteini olarak bakteriyel dihidrofolat redüktaz kullanılan kompetitif protein bağlama tekniği (CBPA) ile yapılan serum metotreksat miktar tayinini etkileyebilir. Bununla beraber eğer metotreksat RIA (Radyoimmunoassay) ile ölçülürse, hiçbir etkileşim meydana gelmez. Sülfometoksazol ve trimetoprimin varlığı kreatinin miktar tayini için yapılan Jaffé alkalin pikrat reaksiyonunu etkileyebilir.

Kontraendikasyonlar

Trimetoprim ve sülfonamidlere karşı aşırı duyarlığı bilinen kişilerde, folat yetersizliğine bağlı megaloblastik anemisi bulunan hastalarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

KEMOPRİM Süspansiyon, 2 aylıktan küçük çocuklarda kullanılmamalıdır. Doktor tarafından başka şekilde önerilmediği taktirde;   Çocuklarda: İdrar yolları enfeksiyonlarında 10 gün ve şigelloz tedavisinde ise 5 gün süreyle 8 mg/kg trimetoprim ve 40 mg/kg sülfametoksazol 12 saatte bir iki eşit doza bölünerek kullanılır. Doz tablosu: Ağırlık (kg) 12 saat ara ile 10 5 ml (1 ölçek) 20 10 ml (2 ölçek) 30 15 ml (3 ölçek) 40 20 ml (4 ölçek) Pneumocystis carinii pnömonisinde 20 mg/kg trimetoprim ve 100 mg/kg sülfametoksazol 14 gün süreyle her 6 saatte bir 4 eşit doza bölünerek kullanılmalıdır. Doz tablosu: Ağırlık (kg) 6 saat ara ile 8 5 ml (1 ölçek) 16 10 ml (2 ölçek) 24 15 ml (3 ölçek) 32 20 ml (4 ölçek)   Yetişkinler ve 12 yaşından büyük çocuklarda: Standart doz: Her 12 saatte bir 4 ölçek. Minimum doz ve/veya 14 günden daha uzun süren tedavilerde: Sabah 2 ölçek, akşam 2 ölçek Böbrek yetmezliği olan hastalar için doz tablosu: Kreatinin klirensi Önerilen doz 30 ml / dak.’nın üzerinde Standart doz 15-30 ml / dak. Standart dozun yarısı 15 ml / dak.’dan az KEMOPRİM kullanılmaması önerilir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

KEMOPRİM Tablet 480 mg, 30 tablet KEMOPRİM Fort Tablet 960 mg, 20 tablet

Saklama Koşulları

Kullanmadan önce şişeyi çalkalayınız. 30°C’nin altında oda sıcaklığında saklayınız. Doktora danışmadan kullanılmamalıdır. Çocukların ulaşamayacakları yerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

100 ml’lik şişelerde, ölçek ile birlikte.

Uyarılar/Önlemler

Sülfametoksazol ve trimetoprim kombinasyonu, streptokokal farenjitin tedavisinde kullanılmamalıdır. Sülfonamid alanlarda aşırı duyarlığa bağlı olarak Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz, ani hepatik nekroz, agranülositoz, aplastik anemi ve diğer kan bozuklukları gibi şiddetli reaksiyonlar ender de olsa görülebilir. Cilt reaksiyonları (kızarıklık, döküntü v.b) ve diğer advers etkiler ilk ortaya çıktığı anda ilaç derhal kesilmelidir.   Böbrek ve karaciğer fonksiyonları bozuk olan hastalarda, folat yetersizliği olanlarda, şiddetli alerjisi veya bronşiyal astması olanlarda dikkatle kullanılmalıdır. Glikoz-6-fosfat dehidrojenaz eksikliği olan kişilerde hemoliz görülür. Bu reaksiyon sıklıkla doza bağlıdır.   Yaşlı hastalarda özellikle komplike durumlar varsa, örn. bozulmuş böbrek ve/veya karaciğer fonksiyonu veya diğer ilaçlarla birlikte kullanılması gibi, şiddetli yan etki oluşma riski artabilir.   Kristalüri ve taş oluşumunu engelleyebilmek için tedavi sırasında hastanın yeterli idrar oluşumunu sağlayabilmek amacıyla bol su alınması önerilir.   Hamilelik ve emzirme döneminde kullanımı: Sülfonamidler plasentaya geçtikleri ve süt ile atıldıkları ve kernicterus’a neden olabilecekleri için hamilelikte ve süt verme dönemlerinde kullanılmamalıdır. Ayrıca iki aylıktan küçük bebeklerde kullanılmamalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Hematolojik değişiklikler: Agranülositoz, aplastik anemi, trombositopeni, lökopeni, nötropeni, hemolitik anemi, megaloblastik anemi, hipoprotrombinemi, methemoglobinemi ve eozinofili.   Alerjik reaksiyonlar: Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz, eritema multiform, anafilaksi, alerjik miyokardit, eksfolyatif dermatit, anjiyoödem, genel alerjik reaksiyonlar, genel cilt kabartıları, ilaç ateşi, titreme, Henoch-Shönlein purpura, ışığa duyarlık, kaşıntı, ürtiker, kızarıklık ve serum hastalığı benzeri sendromu. Bunlara ek olarak poliarteritis nodosa ve sistemik lupus eritematöz de bildirilmiştir.   Nörolojik: Aseptik menenjit, konvülsiyonlar, periferal nörit, ataksi, baş dönmesi, kulak çınlaması ve baş ağrısı.   Gastrointestinal: Hepatit serum transaminaz ve bilirubinin artması, psödomembranöz enterokolit, stomatit, bulantı, kusma, diyare, karın ağrısı, pankreatit, glossit ve iştahsızlık.   Ürogenital: Böbrek yetmezliği, interstisiyel nefrit, BUN ve serum kreatininin yükselmesi, oligüri ve anürili toksik nefroz ve kristalüri.   Diğer reaksiyonlar: Artralji, miyalji, yorgunluk ve uykusuzluk. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Doz aşımı halinde hastaya erken dönemde gastrik lavaj aktif kömür verilebilir. Daha geç durumlarda ise hastanede gözlem altında ozmotik diürez uygulanmalıdır.

Endikasyonlar

Topikal tedaviye yanıt vermeyen dermatomikoz, onikomikoz gibi enfeksiyonlar Sistemik enfeksiyonlar (kandidiyazis, parakoksidioidomikozis, koksidioidomikozis, kronik mukokutanöz kandidiazis, blastomikozis, histoplazmozis) Sindirim sisteminin maya enfeksiyonlarında

Farmakodinamik Özellikler

Ketokonazol, imidazol grubundan bir antifungaldir. Mantar hücre duvarının yapısında bulunan ergosterolün sentezini inhibe ederek etki göstermektedir. Etki spektrumunda bulunan duyarlı mikroorganizmalar: Kandida, torulopsis, kriptokokus, pitirosporum, blastomiçes, histoplasma, koksidioides, parakoksidioides, geotrişum, Drekslera longirostrata, epidermofiton, subkutan mikoz etkenleri (Petriellidium boydii, Hendersonula toruloidea, madurella, Basidiobolus ranarum, Fonsecaea pedrosoi).

Farmakokinetik Özellikler

Ketokonazol’ün emilimi, yemekle birlikte alındığında, molekülün lipofilik özelliği nedeniyle artmaktadır. Oral yoldan 200 mg ketokonazol uygulanmasının ardından maksimum serum konsantrasyonuna 2 saat sonra ulaşılmaktadır. Günlük 200 mg’lık dozların tekrarlanması ile 3-4 mg/ml ortalama plazma düzeyine erişilir. Eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 8 saattir. Plazma proteinlerine % 99 oranında bağlanır.   Ketokonazol, imidazol çekirdeğinin oksidasyonu ve oksid bileşenlerin degradasyonu ile veya oksidatif O-dealkilasyonu veya piperazin halkasının oksidatif degradasyonu ile metabolize edilmektedir.   Eliminasyon idrar ve dışkı ile 4 günde olmaktadır. Yaklaşık % 13’ü idrarla ve % 57’si dışkı ile atılmaktadır.   Beyin omurilik sıvısına geçen ketokonazol miktarı ihmal edilebilir düzeydedir. Zayıf dibazik madde olduğundan çözünmesi ve emilmesi için mide asidi gereklidir. Aklorhidrik hastalarda asit arttırıcı içeceklerle alındığında emilimi artırılabilir.

Farmasötik Şekli

Tablet

Formülü

Her tablette; Ketokonazol 200 mg ve tatlandırıcı olarak şeker bulunur.

İlaç Etkileşmeleri

Ketokonazol, özellikle sitokrom 3A sınıfı olmak üzere bazı karaciğer P-450 grubu enzimleri inhibe ettiğinden aynı anda kullanılan, metabolizması bu enzimlere bağlı olan ilaçların eliminasyonu azaltabilir. Ketokonazolle birlikte kullanılan bu ilaçların kan düzeylerinin yükselmesinin, yan etkiler de dahil olmak üzere bu ilaçların etkilerinin artması ve/veya uzaması ile ilgili olduğu görülmüştür.   Astemizol ve terfenadin: Ventriküler ritm bozukluklarına neden olabilmektedir.   Sisaprid, triazolam, midazolam: Ventrikuler ritim bozukluklarına neden olabilmektedir.   Bu belirtilerin tamamı birkaç saat içinde düzelmiştir. Midazolam IV yoldan uygulanıyorsa sedatif etki uzayabileceğinden özel önlem alınmalıdır.   Antikoagulanlar: Antikoagülan etki artabilir.   İzoniazid: Ketokonazol’ün plazma düzeyi azalır.   Rifampisin: Her iki antienfeksiyöz ajanın plazma düzeyleri ve barsaklardan emilimleri azalır.   Siklosporin: Dolaşımdaki siklosporin düzeyi yükselir. Kreatininemi ortaya çıkabilir.   Busulfan, takrolimus: Bu ilaçların düzeylerinde artış olabileceğinden gerekli görüldüğünde azaltılmalıdır.   Didanozin: Ketokonazolün sindirim sisteminden emilimi azalmaktadır.   Metilprednizolon: Metilprednizolonun atılımı azalmaktadır.   Alkol: Disülfiram (taşikardi, kızarma, sıcaklık, kusma) benzeri etki ortaya çıkabilir.   Ketokonazol alımından 2 saat öncesine kadar, antiasit, mide sekresyonunu düzenleyici (H2 reseptör antagonisti, antikolinerjik), gastrik pH’yı yükseltici ilaç kullanımı olursa emilim azalmaktadır.

Kontraendikasyonlar

Ketokonazol ve/veya imidazol grubu antifungallere karşı aşırı duyarlığı olanlarda kontrendikedir. Terfenadin, astemizol, sisaprid ve triazolam ile birlikte alınması kontrendikedir. Ketoral akut veya kronik karaciğer hastalığı olanlarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Erişkinlerde   Ortalama günlük doz 200 mg (1 tablet), yemekler ile birlikte alınması önerilir.Ciddi derin enfeksiyonlarda bu doz 400 mg’a (2 tablet) çıkartılabilir.   Vaginal kandidiyazis: Günlük doz 400 mg (2 tablet).Yemekler ile birlikte alınması önerilir.   Çocuklarda   2 yaşın üzerindeki az sayıda çocukta 3.3 – 6.6 mg/kg tek bir günlük doz olarak kullanılmıştır. 2 yaşın altındaki çocuklarda denenmemiştir.   Bütün belirtiler kaybolduktan sonra en az 3 hafta daha ve tüm kültürlerde negatif sonuç alınana kadar tedaviye kesintisiz devam edilmelidir.   Tedavi Süreleri   Dermatofit enfeksiyonları: Yaklaşık 4 hafta   Pityriasis versicolor: 10 gün   Vaginal kandidiyazis: 5 gün   Kandidaların neden olduğu ağız ve deri mikozları: 2-3 hafta   Sistemik kandidiyazis: 1-2 ay   Saç enfeksiyonları: 1-2 ay   Tırnak enfeksiyonları: 6-12 ay   Parakoksidioidomikozis, histoplazmozis, koksidioidomikozis için önerilen tedavi süresi: 3-6 aydır.   Bağışıklık Sistemi Yetersiz Olan Hastalarda Profilaktik Kullanım   Erişkinlerde: Günde 2 tablet (400 mg)

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Ketoral Deri Kremi: % 2 Ketokonazol içeren 40 gramlık tüplerde. Ketoral Medikal Şampuan: 20 mg/ml Ketokonazol içeren 100 ml’lik plastik şişelerde. Ketoral Vajinal Suppozituar: 400 mg Ketokonazol içeren 3 vajinal supozituvar.

Saklama Koşulları

30°C’nin altında, oda sıcaklığında, çocukların erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklanmalıdır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

10 ve 30 tablet içeren blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Ketokonazol tedavisi sırasında, semptomatik veya nonsemptomatik hepatosellüler tipte karaciğer hasarı olabilmektedir. Bu hasarın immüno-alerjik kökenli olduğu sanılmaktadır. Hepatotoksisite insidansı 1/10.000 olarak bildirilmiştir. Tedaviye başlamadan önce ve başladıktan sonra sık aralıklarla karaciğer fonksiyon testleri yapılmalıdır. Ayrıca, özellikle 1 aydan uzun süren tedavilerde, transaminazlar ve alkalen fosfataz düzeyleri, düzenli olarak izlenmelidir. Bazen transaminaz ya da alkali fosfatazlarda hafif geçici asemptomatik yükselme görülebilir. Bu semptomatik reaksiyon zararsız olup tedavinin kesilmesine gerek yoktur, ancak bu hastalar yakından izlenmelidir. Karaciğer hastalığı bulguları saptanırsa tedavi sonlandırılmalıdır. Seyrek olarak ilk dozdan sonra anafilaksi geliştiği bildirilmiştir.   Yüksek dozlarda kullanıldığında (800 mg/kg üstü) adrenal kortikosteroid sekresyonunu suprese eder. Bu nedenle surrenal yetmezliği olan ve uzun süre stres altında olan hastalarda (büyük operasyon geçiren, yoğun bakımda olan hastalar) surrenal fonksiyonları kontrol edilmelidir.   Hamilelerde Kullanımı   Hayvan deneylerinde, teratojenik etkisi görüldüğünden, hamile veya hamilelik şüphesi olanlarda kontrendikedir.   Süt Veren Annelerde Kullanım   Ketokonazol, anne sütüne geçtiğinden, Ketoral kullanan anneler süt vermemelidir.   Pediyatrik Kullanım   2 yaş altında kullanımı önerilmemektedir.   Araç ve Makina Kullanmak Gibi Dikkat Gerektiren İşler Üzerinde   Herhangi bir etkisi gözlenmemiştir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Hepatotoksisite, çok nadiren jinekomasti, bulantı, kusma, diare, kaşıntı, deri döküntüsü, ürtiker, baş ağrısı, baş dönmesi bildirilmiştir. Çok nadiren bildirilen yan etkiler ise, Trombositeponi, alopesi, impotans ve kafa içi basınçta reversibl artıştır (papilla ödemi gibi). BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Atorvastatin doz aşımının spesifik bir tedavisi yoktur. Doz aşımı durumunda semptomatik tedavi uygulanmalı ve gereken destekleyici önlemler alınmalıdır. Karaciğer fonksiyon testleri ve serum CPK düzeyi izlenmelidir. Plazma proteinlerine yüksek oranda bağlandığından, hemodiyalizin atorvastatinin klerensini anlamlı olarak artırması beklenmemektedir.

Endikasyonlar

Kolestor, diyet ya da diğer farmakolojik olmayan önlemlerin yetersiz kaldığı primer hiperkolesterolemi, heterozigot ailesel hiperkolesterolemi ya da kombine (karma) hiperlipidemili hastalarda, yüksek total kolesterol, LDL-kolesterol, apolipoprotein B ve trigliserit düzeylerinin düşürülmesinde diyete ek olarak kullanılır.   Kolestor, aynı zamanda, diyet ya da diyet dışı önlemlerin yetersiz kaldığı homozigot ailesel hiperkolesterolemili hastalarda yüksek total kolesterol, LDL-kolesterol ve apolipoprotein B düzeyinin düşürülmesinde diğer önlemlere ek olarak kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Atorvastatin, 3-hidroksi-3metil-glutaril-koenzim A’nın, mevalonata dönüştürülmesinden sorumlu hız sınırlayıcı bir enzim olan HMG-CoA redüktazın selektif, kompetitif inhibitörüdür. Mevalonat, kolesterol dahil sterollerin bir prekürsörüdür. Trigliseritler ve kolesterol karaciğerde Çok Düşük Dansiteli Lipoproteine (VLDL) katılır ve periferik dokulara iletilmek üzere plazmaya salınır. Düşük dansiteli lipoprotein (LDL), VLDL’den oluşur ve temel olarak yüksek afiniteli LDL reseptörleriyle katabolize olurlar.   Atorvastatin, HMG-CoA redüktazı ve karaciğerde kolesterol sentezini inhibe ederek plazma kolesterol ve lipoprotein düzeylerini düşürür. Hücre yüzeylerindeki hepatik LDL reseptörlerinin sayısını artırarak, LDL’nin hücre içine geçişini ve katabolizmasını hızlandırır.   Atorvastatin, LDL yapımını ve LDL partikül sayısını azaltır. LDL reseptör aktivitesinin belirgin ve uzun süreli olarak artması yanında, dolaşımdaki LDL kalitesinde de yararlı değişiklikler sağlar.   Dolaşımdaki HMG-CoA redüktaz inhibitör aktivitesinin yaklaşık %70’i aktif metabolitlere bağlıdır.   Atorvastatinin total kolesterol, LDL-kolesterol, apolipoprotein B ve trigliserit düzeyini azaltırken, HDL-kolesterol düzeyini doza bağlı olarak, aşağıdaki tabloda gösterildiği şekilde, değişen derecelerde yükselttiği gösterilmiştir.   Primer hiperkolesterolemili hastalarda doz yanıtı Atorvastatin dozu (mg) N Total kolesterol LDL kolesterol Apo B Trigliserit HDL kolesterol Plasebo 10 20 40 80 12 11 10 11 11 5 -30 -35 -38 -46 8 -41 -44 -50 -61 6 -34 -36 -41 -50 -1 -14 -33 -25 -27 -2 4 12 -3 3 Başlangıç değerlerine göre, düzeltilmiş ortalama değişiklik (%)   Bu sonuçlar, heterozigot ailesel hiperkolesterolemi, ailesel olmayan formlardaki hiperkolesterolemi ve insüline bağlı olmayan diabetes mellitus’lu hastaları da içeren karma hiperlipidemili hastalarda da geçerlidir.   Atorvastatin, apolipoprotein A-I’de değişken ancak az miktarda artış oluşturmuştur. Bununla birlikte, açık bir doz yanıt etkisi saptanamamıştır.   Atorvastatin, lipit düşürücü ilaçlara genellikle yanıt vermeyen homozigot ailesel hiperkolesterolemili hastalardaki LDL kolesterol düzeyinin düşürülmesinde de etkilidir. Bir çalışmada, daha önceki en yüksek kombinasyon dozlarında LDL-kolesterol düzeyinde %15 ya da daha az düşme sağlanan, yaşları 6-51 arasında değişen, homozigot ailesel hiperkolesterolemili ya da ağır hiperkolesterolemili  41 hastayada günde 40-80 mg atorvastatin uygulanmıştır. Homozigot ailesel hiperkolesterolemili 24 hastaya 80 mg atorvastatin verilmiştir. Bu 24 hastanın 19’unda LDL kolesterol düzeyinde %15’ten fazla (ortalama %26, %18-%42 arasında) azalma elde edilmiştir.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim: Atorvastatin oral yoldan alındıktan sonra hızla emilir. En yüksek plazma konsantrasyonuna 1-2 saat içinde ulaşır. Dozla orantılı olarak emilim miktarı artar. Atorvastatinin mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %12, HMG-CoA redüktaz inhibitör aktivitesinin sistemik yararlanımı yaklaşık %30’dur. Sistemik yararlanımın düşük oluşu, sindirim sistemi mukozasındaki presistemik klerensine ve/veya karaciğerdeki ilk geçiş metabolizmasına bağlıdır.   Dağılım: Atorvastatinin ortalama dağılım hacmi yaklaşık 381 litredir. Plazma proteinlerine > %98 oranında bağlanır.   Metabolizma: Atorvastatin, sitokrom P450 3A4 ile metabolize olarak orto- ve parahidroksi türevlerine ve çeşitli beta-oksidasyon ürünlerine dönüşür. In vitro koşullarda, orto- ve parahidroksi metabolitlerinin HMG-CoA redüktaz inhibisyonu, atorvastatininkine eştir. Dolaşımdaki HMG-CoA redüktaz inhibitör aktivitesinin yaklaşık %70’i aktif metabolitlerine bağlıdır.   Atılım: Atorvastatin, karaciğer ve/veya karaciğer dışındaki metabolizmayı takiben temel olarak safra ile atılır. Bununla birlikte, belirgin bir enterohepatik sirkülasyon göstermez. Atorvastatinin insanlardaki ortalama plazma eliminasyon yarılanma süresi yaklaşık 14 saattir. Aktif metabolitlerin de katkıları nedeniyle, HMG-CoA redüktaz inhibitör aktivitesinin yarılanma süresi yaklaşık 20-30 saattir.   Yaşlı hastalar: Lipitler üzerindeki etkileri benzer olmakla birlikte, atorvastatinin yaşlılardaki (> 65) plazma konsantrasyonu, genç erişkinlerdekinden yüksektir.   Çocuklar: Atorvastatinin çocuklardaki farmakokinetiği ile ilgili bilgi yoktur.   Cinsiyet: Atorvastatinin kadınlardaki konsantrasyonu erkeklerdekinden farklıdır (Cmax yaklaşık %20 yüksek, AUC yaklaşık %10 düşük). Bu fark klinik açıdan anlamsızdır. Erkekler ve kadınlarda, lipitler üzerindeki etkileri açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır.   Böbrek yetmezliği: Böbrek hastalığı, atorvastatinin plazma konsantrasyonu ya da lipitler üzerindeki etkilerini değiştirmez.   Karaciğer yetmezliği: Kronik alkolik karaciğer hastalığı bulunanlarda, atorvastatinin plazma konsantrasyonları belirgin olarak  artar. Childs Pugh A hastalığı olanlarda Cmax ve AUC 4 kat artarken, Childs-Pugh B hastalığında Cmax yaklaşık 16 kat, AUC yaklaşık 11 kat artar.

Farmasötik Şekli

Film Tablet

Formülü

Her film tablette 10 mg atorvastatin (kalsiyum olarak) bulunur. Boyar madde: Titanyum dioksit

İlaç Etkileşmeleri

Atorvastatin ile aynı gruptaki diğer ilaçların siklosporin, fibrik asit türevleri, makrolid türevi antibiyotikler, HIV proteaz inhibitörleri,  eritromisin, azol grubu antifungal ilaçlar veya niasin ile birlikte kullanılması, miyopati riskini ve nadiren miyoglobinüriye bağlı ikincil renal bozuklukla beraber rabdomiyoliz riskini artırır. Tedavinin yararları ve riskleri, bu ilaçları atorvastatin ile birlikte kullanmaya başlamadan önce gözden geçirilmelidir. Atorvastatinin plazma değerini arttıran ilaçlarla beraber kullanılması durumunda, başlangıç dozu günde 10 mg olmalıdır. Siklosporin, klaritromisin, itrakonazol ile beraber kullanılımında daha düşük bir maksimum doz kullanılmalıdır. Lipid değerleri, gerekli en düşük dozun uygulandığını görmek için izlenmelidir. Atorvastatin ve atorvastatin metabolitleri OATP1B1 taşıyıcısının substratlarıdır. Atorvastatin 10 mg ve siklosporin günde 5.2 mg/kg beraber kullanımı, atorvastatinin EAA değerlerinin 8.7 kat artmasına sebep olmuştur. Atorvastatin ile siklosprin beraber kullanılacaksa atorvastatin dozu günde 10 mg’ı geçmemelidir. Fenazon (antipirin), karaciğer mikrozomal enzim sistemiyle ilaç metabolizmasının incelemesinde kullanılan nonspesifik bir modeldir. Sağlıklı gönüllülere fenozonla birlikte atorvastatin multipl dozlarda uygulanmış, fenozonun farmakokinetiğinde saptanamayacak ölçüde ya da çok az değişiklik gözlenmiştir (fenozonun klerensinde değişiklik olmamış, ancak 4-hidroksifenozonun formasyon klerensi %20, norfenazonun ise %8 artış göstermiştir).   İnsan karaciğer mikrozomları ve insan sitokrom P450 izoenzim ekspresyonu sağlayan hücrelerle yapılan daha spesifik in vitro araştırmalar, diğer HMG-CoA redüktaz inhibitörleri gibi atorvastatinin de sitokrom P450 3A4 ile metabolize edildiğini, bu enzim sistemi ile metabolize edilen diğer ilaçlarla etkileşim olasılığının bulunduğunu göstermiştir. Atorvastatin, bu izoenzim sistemi substratı olan diğer ilaçlarla (immünmodülatörler, birçok antiaritmik ilaç, bazı kalsiyum kanal antagonistleri ve bazı benzodiyazepinler gibi) kombine edileceğinde, iki ilacın da plazma düzeyininde değişiklik olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Atorvastatinin antihipertansif ilaçlarla (ACE inhibitörleri, beta-blokerler, kalsiyum kanal antagonistleri ve diüretikler dahil) veya hipoglisemik ilaçlarla birlikte kullanıldığı klinik çalışmalarda, klinik açıdan anlamlı bir etkileşim gözlenmemiştir.   Klaritromisin: Klaritromisin sitokrom P450 3A4 izoenziminin bilinen inhibitörlerindendir.  10 mg günlük atorvastatin ile 500 mg/BID klaritromisin kullanımı, atorvastatin EAA değerini 4.4 kat arttırmıştır. Beraber kullanılmalarının gerekli olduğu durumlarda, atorvastatinin idame dozu günde 20 mg’ı geçmemelidir. Günde 40 veya 80 mg atorvastatin kullanan hastalarda ya klaritromisin dozu düşürülmeli veya (kısa süreli antibiyotik tedavisinde) atorvastatin tedavisine kısa süreli ara verilmelidir. Azitromisin: Günlük 10 mg atorvastatin ile günlük azitromisin 500 mg beraber kullanımında, atorvastatinin plazma konsantrasyonunda bir değişiklik gözlenmemiştir. İtrakonazol: Atorvastatin 20 ve 40 mg ile günlük itrakonazol 200 mg uygulanması, atorvastatin EAA’nın 2.5 ile 3.3 oranında artmasına sebep olmuştur.  Beraber kullanılmalarının gerekli olduğu durumlarda, atorvastatinin idame dozu günde 40 mg’ı geçmemelidir. Günde 80 mg atorvastatin kullananan hastalarda ya itrakonazol dozu düşürülmeli veya (kısa süreli antibiyotik tedavisinde) atorvastatin tedavisine kısa süreli ara verilmelidir. Proteaz inhibitörleri: Atorvastatinin proteaz inhibitörleri ile ve sitokrom P450 3A4 izoenziminin bilinen inhibitörleri ile beraber kullanımında atorvastatinin EAA değeri yaklaşık 2 kat artmıştır. Lipid değerleri, gerekli en düşük dozun uygulandığını görmek için izlenmelidir. Sitokrom P450 3A4 inhibitörleri: Sitokrom P450 3A4 inhibitörleri (örn. efavirenz, rifampisin, St. John’s Worth) ile birlikte uygulanması, atorvastatin plazma seviyesini azaltabilir. Rifampisinin dual etkileşim mekanizmasından dolayı (Sitokrom P450 3A4 indüksiyonu ve hepatosit geri alım taşıyıcısı OATP1B1 inhibisyonu) atorvastatinin rifampisin ile eş zamanlı uygulanması önerilmez. Atorvastatinin rifampisin uygulamasından sonra gecikmeli olarak uygulanmasıyla, atorvastatin plazma seviyesinde belirgin bir azalma gözlenir.    Diğer HMG-CoA redüktaz inhibitörlerinden edinilen deneyimlere göre, atorvastatin, sitokrom P450 3A4 inhibitörleri (bazı makrolit antibiyotikler ve azol antifungaller) ile birlikte uygulanırken dikkatli olunmalıdır. Sitokrom P450 3A4 indüksiyonuna yol açan ilaçların (rifampisin ve fenitoin gibi) atorvastatin üzerindeki etkileri bilinmemektedir.   Digoksin: Atorvastatin ve digoksinin multipl dozlarda birlikte kullanıldığı hastalarda, digoksinin kararlı durum plazma konsantrasyonunun yaklaşık %20 yükseldiği görülmüştür. Digoksin kullanan hastalar uygun şekilde izlenmelidir. Diltiazem hidroklorür: Atorvastatin 40mg ile diltiazem 240 mg beraber kullanımı atorvastatin EAA değerinin %  51 artmasına sebep olmuştur. Diltiazem ile beraber tedaviye başlandıktan sonra, lipid değerleri, gerekli en düşük dozun uygulandığını görmek için izlenmelidir. Ezetimib: Ezetimib tek başına miyopatiye sebep olabilir. Bu yüzden atorvastatin ile beraber kullanımında miyopati riski artabilir.   Verapamil ve Amiodaron: Etkileşim çalışmaları bu grup için yapılmamıştır.  Verapamil ve atorvastatin CYP3A4 inhibitörüdür ve atorvastatin ile beraber kullanımı, atorvastatin miktarını arttırabilir.  Lipid değerleri, gerekli en düşük dozun uygulandığını görmek için izlenmelidir. Gemfibrozil/fibratlar: Fibratların tek başına kullanımı bazen miyopati oluşumuna sebep olabilir. Atorvastatine bağlı miyopati riski fibratlarla beraber kullanıldığında artabilir. Gemfibrozil 600 mg/BID kullanımı atorvastatin EAA değerinin % 24 artmasına sebep olmuştur. Amlodipin: Sağlıklı kişilerde yapılan etkileşim çalışmasında atorvastatin 80 mg ve amlodipin 10 mg beraber kullanımı, atorvastatinin EAA değerinin % 18 artmasına sebep olmuştur.   Eritromisin: Atorvastatinin sitokrom P450 3A4 inhibitörü olduğu bilinen eritromisin (günde 4 defa 500 mg) ile birlikte kullanılması, atorvastatinin plazma konsantrasyonunun yükselmesine neden olmuştur.   Oral kontraseptifler: Atorvastatin, noretisteron ve etinil östradiol içeren bir oral kontraseptifle birlikte kullanıldığında, noretisteron ve etinil östradiolün plazma konsantrasyonu yükselmiştir. Oral kontraseptif dozunu seçerken, bu konsantrasyon artışı göz önünde bulundurulmalıdır.   Kolestipol: Kolestipol ve atorvastatin birlikte kullanıldığında, atorvastatinin plazma konsantrasyonu yaklaşık %25 oranında azalmış, ancak lipit düzeyi üzerindeki etki, her iki ilacın ayrı ayrı kullanılmasına göre daha fazla olmuştur.   Antasitler: Magnezyum ve aluminyum hidroksit içeren bir oral antasit süspansiyonu ile birlikte kullanıldığında, atorvastatinin plazma konsantrasyonu yaklaşık %35 azalmış, ancak LDL-C düzeyindeki azalmada değişme olmamıştır.   Varfarin: Varfarin ile günde 80 mg atorvastatin birlikte kullanıldığında, ilk 4 gün içinde protrombin zamanında minimum bir azalma (1.7 ± 0.4 saniye) meydana gelmiştir. Uygulamaya 15 gün devam edilmiş ve atorvastatin tedavisinin sonunda protrombin zamanı normale dönmüştür. Herşeye rağmen, varfarin kullanan hastaların tedavisine atorvastatin ilave edildiğinde, hastalar yakından izlenmelidir.   Simetidin: Yapılan etkileşim araştırmasında, simetidin ve atorvastatin arasında etkileşim saptanmamıştır.   Greyfurt suyu: Sitokrom CYP3A4 ile metabolize olan ilaçların plazma konsantrasyonunu arttırabilir. 240 ml greyfurt içilmesi atorvastatin EAA değerinin % 37 oranında artmasına ve ortohidroksi metabolitinin EAA değerinin % 20.4 oranında azalmasına sebep olur. Fakat çok miktarda greyfurt suyu tüketimi (günde 1.2 litre 5 gün boyunca) atorvastatin EAA değerinin 2.5 katı artmasına ve aktif (atorvastatin ve metabolitlerinin) HMG-CoA redüktaz inhibitörlerinin EAA değerlerinin 1.3 oranında artmasına sebep olmuştur. Bu yüzden fazla miktarda greyfurt alımı ile atorvastatinin beraber kullanılması önerilmez

Kontraendikasyonlar

Atorvastatine ya da bileşiminde bulunan diğer maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlı olanlarda, aktif karaciğer hastalığı bulunanlarda ya da açıklanamayan bir nedenle serum transaminaz düzeylerinin sürekli olarak normalin üst değerinin üç katından yüksek olduğu hastalarda, gebelik döneminde, emziren annelerde ve yeterli kontrasepsiyon önlemlerinin alınmadığı gebe kalma olasılığı bulunan hastalarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Kolestor tedavisine başlamadan önce, hasta standart kolesterol düşürücü diyete alınmalı ve tedavi sırasında da bu diyete devam edilmelidir.   Kolestor’un önerilen başlangıç tedavi dozu, günde bir defa 10 veya 20 mg’lık bir tablettir. Başlangıç ve idame dozları, hastaların hedef  LDL-C düzeylerine (bkz. NCEP-tedavi kılavuzu) ve tedaviden alınan yanıta göre belirlenmelidir. %45 veya üzeri LDL düşüşü hedeflenen hastalarda önerilen idame dozu, 40 mg’lık bir tablettir. Doz ayarlamaları 4 hafta ya da daha uzun aralıklarla yapılmalıdır. En yüksek doz, günde bir defa 80 mg’dır. Tabletler günün herhangi bir zamanında, yemeklerle veya aç karnına alınabilir.   Primer Hiperkolesterolemi ve Kombine (Karma) Hiperlipidemi Hastaların çoğunda günde bir defa 10 mg ile kontrol sağlanır. Tedaviye başladıktan sonra iki hafta içinde terapötik etki ortaya çıkar ve genellikle 4 hafta içinde en yüksek etki elde edilir. Uzun süreli tedavilerde etkide azalma görülmez.   Tedavi hedefinin belirlenmesinde aşağıdaki tablodan yararlanılabilir.   NCEP ATP-III (National Cholesterole Education Programme – Adult Treatment Panel – III) Tedavi Kılavuzu ve LDL-Hedefleri Hasta grubu LDL Hedef düzeyi YBD** gerektiren LDL düzeyi İlaç tedavisi gerektiren LDL düzeyi   mg/dl   mg/dl KKH* veya KKH eşdeğeri (10 yıllık riski >%20) < 100 > 100 > 130 Risk faktörü sayısı 2 veya daha fazla ise (10-yıllık riski < %20) < 130 > 130 > 160 Risk faktörü yok veya bir tane ise ***   < 160 > 160 > 190 *     KKH=Koroner Kalp Hastalığı **   YBD = Yaşam Biçimi Değişikliği *** 10 yıllık risk saptanması gereksizdir.   Heterozigot Ailesel Hiperkolesterolemi Tedaviye günde bir defa 10 veya 20 mg ile başlanmalıdır. Dozlar hastanın durumuna göre belirlenmeli, günde 40 mg’a ulaşılana kadar 4 haftada bir ayarlanmalıdır. Daha sonra, doz günde en fazla 80 mg’a kadar yükseltilebilir ya da günde 40 mg atorvastatin bir safra asit sekestranı (kolestipol gibi) ile kombine olarak kullanılabilir.   Homozigot Ailesel Hiperkolesterolemi   Erişkinler: Homozigot ailesel hiperkolesterolemili hastaların çoğunda günde 80 mg atorvastatin ile yanıt alınmıştır.   Çocuklar: Çocuklarda günde 80 mg’a kadar olan dozların kullanımı ile ilgili deneyim sınırlıdır.   Yaşlı hastalarda kullanım 70 yaş ve üstü hastalarda, günde 80 mg’a kadar atorvastatin kullanımı ile ilgili yeterli deneyim mevcuttur. Önerilen dozlarda, yaşlı hastalardaki etkililiği ve güvenliliği, genel popülasyondakine benzerdir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

KOLESTOR 20 mg Film Tablet 30 ve 90 tabletlik blister ambalajlarda, KOLESTOR 40 mg Film Tablet 30 ve 90 tabletlik blister ambalajlarda ve KOLESTOR 80 mg Film Tablet 30 ve 90 tabletlik blister ambalajlarda bulunur.

Saklama Koşulları

30°C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır. Çocukların göremeyeceği,erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Her film tablette 10 mg atorvastatin içeren 30 ve 90 tabletlik blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Atorvastatin kullanımından önce hiperkolesteroleminin tedavisi için uygun diyet, egzersiz ve obez hastaların kilo vermesi ve altta yatan medikal nedenlerin düzenlenmesine yönelik tedaviler başlatılmalıdır.   Atorvastatinin fibrik asit türevleri (gemfibrozil ve fenofibrat gibi) ile kullanımı  miyopati riskini artırır.   Karaciğer üzerindeki etkileri Karaciğer işlevlerinin uygun değerlendirilebilmesi için, tedaviye başlama anında ve 12 haftalık tedavi süresinden sonra karaciğer fonksiyon testlerinin yapılıp, her 6 ayda bir tekrarlanması önerilir. Karaciğer hasarını düşündüren bulgu ve belirtilerin ortaya çıktığı hastalarda karaciğer fonksiyon testleri yapılmalıdır. Transaminaz düzeylerinin yükseldiği saptanan hastalar, bu yükselme kaybolana kadar izlenmelidir. AST veya ALT düzeylerinin, normalin üst sınırının üç katından fazla olarak seyretmeye devam etmesi durumunda, dozun azaltılması ya da tedavinin kesilmesi önerilir.   Fazla miktarda alkol kullananlarda ya da karaciğer hastalığı öyküsü bulunanlarda dikkatle kullanılmalıdır.   Kolesterol seviyesindeki  agresif düşme ile  inme (strok) riskinden korunma (SPARCL) Konjestif kalp rahatsızlığı olmadan  yakın zamanda inme veya geçici iskemik atak geçiren hastalarda 80 mg atorvastatin ile plasebo tedavisi karşılaştırıldığında, 80 mg atorvastatin kullanan hastalarda hemorajik inme riskinin daha fazla olduğu gözlenmiştir. Görülme riski özellikle daha önce hemorajik inme deneyimi olan hastalarda ve laküner infarkt hastalarında daha fazladır. Bu hastalarda, atorvastatin 80 mg’ın potansiyel faydası ve riskleri tam bilinmediği için tedaviye başlanmadan önce hemorajik inme riski dikkatle değerlendirilmelidir.   İskelet kasları üzerine etkileri Atorvastatin tedavisi uygulanan hastalarda komplikasyonsuz miyalji bildirilmiştir. CPK düzeylerinin belirgin olarak yükselmesi ile birlikte miyopati tanısı konur veya miyopatiden kuşkulanılırsa, atorvastatin tedavisi kesilmelidir. Miyopatiyi düşündüren bulgu ve belirtilerin ortaya çıktığı hastalarda CPK düzeyi ölçülmelidir. CPK düzeyindeki belirgin yükselmenin devam etmesi durumunda dozun azaltılması ya da atorvastatin tedavisinin kesilmesi önerilir.   Göğüs ağrısının ayırıcı tanısında miyokard enfarktüsü olasılığını değerlendirirken, bu CPK yükselmeleri göz önünde bulundurulmalıdır.   Bu gruptaki diğer ilaçlarda olduğu gibi, seyrek olarak rabdomiyoliz ile birlikte akut böbrek yetmezliği ve miyoglobinüriye yol açtığı bildirilmiştir.   Kreatinin fosfokinaz (CPK) ölçümü CPK değerleri, ağır egzersiz sonrasında ve diğer CPK değerlerini arttıracak durumlarda ölçülmemelidir. Eğer CPK değerleri taban seviyesinde belirgin bir şekilde (normal değerlerin üst limitinin 5 katı ve fazlası) artarsa, değerler 5 ile 7 gün içerisinde tekrar değerlendirilmelidir.    Tedavi öncesi Diğer statinlerle olduğu gibi, atorvastatin rabdomiyoliz riski olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. CPK seviyeleri aşağıdaki durumlarda tedaviye başlamadan önce kontrol edilmelidir;    Böbrek yetmezliği Hipotiroidizm Kişisel veya kalıtımsal kas hastalığı hikayesi Statin veya fibratlara karşı musküler toksisite hikayesi Karaciğer hastalığı hikayesi ve/veya fazla miktarda alkol kullanılması   Yaşlılarda (70 yaş üstü) rabdomiyolize neden olan diğer faktörler de göz önünde bulundurularak bu ölçümlerin gerekliliğine karar verilmelidir.   Bu gibi durumlarda tedavi riski ve olası faydaların değerlendirilmesi ve klinik gözlem önerilir. Eğer CPK seviyesi belirgin olarak artarsa (normal değerlerin üst limitinin 5 katı ve fazlası), tedaviye tekrardan başlanmamalıdır.   Tedavi süresince Eğer tedavi süresince kas ağrısı, zayıflık, kramp gözlenirse CPK seviyleri ölçülmelidir. Eğer bu değerler belirgin olarak artmış ise (normal değerlerin üst limitinin 5 katı ve fazlası), tedaviye son verilmelidir.   Eğer kas ağrıları ileri boyuttaysa veya gün içinde rahatsızlık yaratıyorsa, CPK seviyeleri normalin üst seviyenin 5 katından daha az bile olsa (≤5 katı ) tedavinin kesilmesi düşünülmelidir.   Eğer semptomlar azalırsa ve CPK seviyeleri normale dönerse, atorvastatin veya diğer statinlerin düşük dozlarda ve sıkı gözlem altında tekrar uygulaması düşünülebilir.   Bu CPK yükselmeleri, göğüs ağrısının ayırıcı tanısında miyokart enfarktüsü olasılığının da değerlendirilmesini gerektirir.   Bu grupta olan diğer ilaçlarda olduğu gibi,  akut renal yetmezlikle birlikte rabdomiyoliz de gözlenmiştir.   10-17 yaş arası çocuklar 18 yaşından küçük hastalarda atorvastatinin güvenirliliği 52 haftanın üstünde incelenmemiştir. Bu yüzden uzun süreli kullanımda kardiyovasküler sonuçlar bilinmemektedir.   Atorvastatinin 10 yaş altı çocuklardaki ve premenstrüel kız çocuklarındaki etkisi araştırılmamıştır.   Uzun süreli kullanımın, kognitif gelişme, büyüme ve pubertal olgunlaşma üzerine etkisi bilinmemektedir.   Atorvastatinin plazma düzeyini arttıran ilaçlarla beraber kullanımı (örneğin siklosporin, eritromisin, klaritromisin, itrakonazol, ketokonazol, nefazodon, niasin, gemfibrozil, diğer fibratlar, HIV proteaz inhibitorleri) rabdomiyoliz dahil olmak üzere yan etkilerin görülme ihtimalini arttırır.  Ezetimib ile beraber kullanımı miyopati riskini arttırabilir. Bu ilaçlar yerine diğer alternatif ilaçlar kullanılabilir.   Eğer bu ilaçlarla atorvastatinin kullanımı birkaç gün gerekli ise, atorvastatinin dozunun azaltılması veya kullanımının geçici olarak durdurulması gerekebilir.   Eğer atorvastatin ile etkileşime girecek ilaçların kullanımı kesinlikle gerekli ise, atorvastatinin başlangıç dozu günlük 10 mg olmalıdır. Eğer siklosporin, klaritromisin, itrakonazol kullanılacaksa, en düşük maksimum dozda atorvastatin kullanılmalıdır. Lipid değerleri, gerekli en düşük dozun uygulandığını görmek için izlenmelidir.   Kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz eksikliği ve glukoz-galaktoz malabsorbsiyonu olan hastalar atorvastatini kullanmamalıdır.   Hastaya verilmesi gereken bilgiler Hastalara, beklenmeyen kas güçlüğü, kas gerginliği veya güç kaybı durumunda derhal hekime başvurmaları gerektiği uyarısı yapılmalıdır.   Gebelik ve Emzirme Gebelik Kategorisi X Atorvastatin gebelik ve emzirme döneminde kullanılmamalıdır. Gebe kalma olasılığı bulunan kadınlarda uygun kontrasepsiyon önlemleri alınmalıdır. Gebelik planlanıyorsa, atorvastatin tedavisi kesildikten sonra en az bir aylık bir sürenin geçmesi beklenmelidir.   Araç ve Makine Kullanımına Etkisi Atorvastatin kullanan hastaların araç ve makine kullanma yeteneğinde azalmaya yol açabileceğini düşündüren hiçbir istenmeyen etkisi bildirilmemiştir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Atorvastatin genellikle iyi tolere edilir. İstenmeyen etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Klinik araştırmalarda, 2502 hastanın sadece %2’sinden azında atorvastatine bağlı yan etkiler nedeniyle tedavi kesilmiştir.   Kontrollü klinik çalışmalarda, en sık (≥%1) görülen atorvastatine bağlı istenmeyen etkiler aşağıda sıralanmıştır;   Vücut genelinde: Gögüs ağrısı, nadiren baş ağrısı, grip benzeri semptomlar, karın ağrısı, sırt ağrısı, alerjik reaksiyonlar ve asteni Sindirim sistemi: Bulantı, nadiren kabızlık, diyare, dispepsi ve meteorizm Solunum sistemi: Bronşit, rinit, nadiren sinüzit ve farenjit Deri: Döküntü, nadiren kaşıntı, alopesi ve cilt kuruluğu Kas-iskelet sistemi: Artrit, nadiren miyalji, artralji Sinir sistemi: Uykusuzluk ve sersemleme   Atorvastatin kullanan hastaların %1.3’ünde serum ALT düzeyinin yükseldiği bildirilmiştir. Atorvastatin kullanan 2483 hastanın 19’unda (%0.8), serum ALT düzeyinin klinik açıdan anlamlı derecede (normal üst sınırın üç katından fazla) yükselmiştir. Bu yükselme, hastaların hepsinde doza bağlı olarak ortaya çıkmış ve düzelmiştir. On vakada, ilk yükselme tedaviye başlandıktan sonraki ilk 12 hafta içinde ortaya çıkmıştır. ALT düzeyi, sadece bir hastada 36 hafta sonra yükselmiş ve bir hastada hepatiti düşündüren semptomlar görülmüştür. Bu 19 hastanın sadece 9’unda tedavi kesilmiştir.   Klinik araştırmalarda, atorvastatin kullanan 2452 hastanın 62’sinde (%2.5), diğer HMG-CoA redüktaz inhibitörlerini kullanan hastaların ise %3.1’inde serum CPK düzeyinin yükseldiği (normal üst sınır değerin 3 katından fazla) görülmüştür. Serum CPK düzeyi, atorvastatin uygulanan hastaların sadece 11’inde (%0.4) normal üst sınır değerin 10 katından fazlasına yükselmiştir. Bu 11 hastanın sadece 3’ünde (%0.1) kas ağrısı, hassasiyet ya da güçsüzlük birlikte görülmüştür.   Atorvastatinle yapılan klinik çalışmalarda aşağıdaki istenmeyen etkiler de bildirilmiştir. Ancak, bunların tümünün atorvastatinle ilişkili olup olmadığı bilinmemektedir. Anjiyonörotik ödem, kas krampları, miyozit, miyopati, parestezi, periferik nöropati, pankreatit, hepatit, kolestatik sarılık, iştahsızlık, kusma, alopesi, kaşıntı, deri döküntüsü, empotans, hiperglisemi ve hipoglisemi. İzole vakalarda göğüs ağrısı, sersemlik, anjina ve alerjik reaksiyonlar bildirilmiştir. Trombositopeni ve tinnitus nadir olarak (≥ %0.1 ve  < 1%) gözlenmiştir. Çok seyrek olarak (< % 0.001) bülloz cilt döküntüsü (eritema mültiforme, Stevens Johnson Sendromu, toksik epidermal nekroliz dahil olmak üzere) ve duyma kaybı gözlenmiştir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Hasta erken görülmüşse kusturulur veya midesi yıkanır. Küçük çocuklarda aspirasyon tehlikesine karşı tedbirli olmalıdır. Katartik verilmesi faydalı olabilir. Daha sonra vakanın seyrine göre genel destekleyici ve semptomatik tedavi (i.v. sıvılar, oksijen) uygulanır. Hipotansiyon varsa vazopressörler kullanılabilir. Ancak adrenalin verilmemelidir. Tansiyonu daha da düşürür. Analeptikler kullanılmamalıdır, konvülsiyonlara sebep olabilir. Oral N-asetilsistein parasetamolun spesifik antidotudur. Asetilsisteinin başlangıç dozu 140 mg/kg olup daha sonra her 4 saatte bir 70 mg/kg dozunda total olarak 17 doz verilir. Her bir doz alkolsüz bir içecekle % 5’lik solüsyon şeklinde verilmelidir. Asetilsistein tedavisi için en etkili uygulama doz aşımından sonraki 10-12 saat içindedir, ancak 24 saat içinde verilmesi de fayda sağlayabilir.

Endikasyonlar

KATARİN PEDİATRİK ŞURUP ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak üst solunum yollarının akut enfeksiyonlarında semptomatik tedavi için endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Parasetamol : Analjezik ve antipiretik etkileri olan bir maddedir. Analjezik etkisi başlıca merkezi sinir sisteminde prostaglandin sentezini inhibe etmesi sonucudur. Daha az ölçüde periferide ağrı impulsu doğuşunu inhibe etmesiyle olur. Bu da periferik ağrı reseptörlerinin mekanik ve kimyasal uyarılara karşı duyarlılığını arttıran prostaglandinlerin ve başka maddelerin sentezini veya etkisini inhibe etmesi ile olur.   Parasetamol’ün antipiretik etkisi hipotalamusun preoptik bölgesindeki termoregülasyon merkezi üzerinde uyarıcı etki gösteren prostaglandin E2 sentezini inhibisyonu yoluyladır. Bunun sonucu periferik vazodilatasyonla deriye giden kan akımı ve terleme fazlalaşır, ısı kaybı artar.   Klorfeniramin maleat : Antihistaminik ve antikolinerjik etkileri olan bir maddedir. Antikolinerjik etkisini burun mukozasının salgı bezlerindeki muskarinik (M3) reseptörlerde asetilkolin etkisini antagonize ederek gösterir. Bu şekilde burun akıntısını keser ve burun mukozasında kuruluk hasıl eder. Klorfeniramin histamin H1 reseptörlerinde histamin etkisini kompetitif olarak antagonize eder ve allerji semptomlarını iyileştirmede etkilidir. İlacın sedatif etkisi ise merkezi sinir sisteminde histamin-N-metiltransferazı inhibe etmesi ve santral histaminerjik reseptörleri bloke etmesi sonucudur.   Oksolamin sitrat : Öksürük kesici etkisi akciğer ve bronşlardaki öksürük refleksini başlatan reseptörleri inhibe etmesi sonucudur. Doğrudan öksürük merkezinin uyarılmasıyla başlatılan öksürüklere karşı etkisi daha azdır. Oksolamin bronş epiteline zararlı etkenlerle azalmış siliyer aktiviteyi arttırır. Oksolaminin ayrıca deneysel olarak antiinflamatuar ve antispazmodik etkileri gösterilmiştir.

Farmakokinetik Özellikler

Absorpsiyon :   Parasetamol : Oral yolla çabuk ve hemen hemen bütünüyle absorbe olur. Plazmada doruk konsantrasyonlar 1/2-2 saatte oluşur ve 650 mg’a kadar oral dozlardan sonra 5-20 mcg/ml arasındadır. Analjezik etki 30 dakika içinde başlar, 1-3 saatte maksimuma varır ve 3-4 saat sürer. Karbonhidrattan zengin bir yemek absorpsiyonu azaltır.   Klorfeniramin maleat : Ağız yoluyla iyi absorbe olur. İlk geçiş etkisi nedeniyle ancak % 35-60’ı sistemik dolaşıma erişir. Solüsyon şeklinde 4 mg’lık bir dozdan sonra ortalama doruk konsantrasyon 5.9 ng/ml kadar olup 2-6 saat arasında oluşur. Antihistaminik etki 6 saat içinde görülür ve 24 saat sürer.   Oksolamin sitrat : Ağız yoluyla verildiğinde absorpsiyondan sonra antitüssif etkisini 1 saat içinde gösterir ve bu etki 3-4 saat sürer.   Dağılım :   Parasetamol : Vücut dokularının çoğuna üniform biçimde dağılır. Anne sütüne geçer. Proteine bağlanma oranı ortalama % 25 olup kandaki konsantrasyona göre % 20-50 arasında değişir. Dağılım hacmi 0.95 L/kg’dır.   Klorfeniramin maleat : Yaygın olarak dokulara dağılır. Kararlı durum dağılım hacmi (VDSS) erişkinlerde 2.5 – 3.2 L/kg, çocuklarda 3.8 L/kg’dır, in vitro proteine bağlanma oranı % 69 – 72’dir.   Oksolamin sitrat : Oral yolla verildiğinde absorpsiyondan sonra vücut dokularına dağılır. Özellikle bronş mukozasına nüfuz ederek afferent sinir uçlarında anestezi oluşur ve impuls iletimini azaltır.   Metabolizma :   Parasetamol : Verilen bir dozun % 90-95’i karaciğerde metabolize olarak 24 saat içinde metabolitler şeklinde idrarla atılır. Verilen dozun sadece % 3’ü değişmemiş molekül olarak çıkar. Başlıca metabolitleri sülfat ve glukuronid konjugeleridir. Pek azı toksik bir ara ürün olan              N-asetilimidokinona dönüşür. Bu normalde glutathion’a bağlanarak elimine edilir. Ancak bu mekanizma satüre olduğunda ara ürün hücre proteinlerine bağlanarak karaciğer nekrozuna neden olur. Akut doz aşımında, karaciğer hastalığında, açlıkta klerensin azaldığı ve yarı ömrün uzadığı yeni doğan ve bebeklerde detoksifikasyon mekanizması yetersiz kalabilir ve karaciğer nekrozu riski belirir. Parasetamol dozu dikkatle ayarlanmalı ve önerilen doz limitleri aşılmamalıdır.   Klorfeniramin maleat : Barsak mukozasından ve karaciğerden geçişi sırasında yoğun biçimde metabolize olur. Verilen bir dozun % 20’si değişmeden, kalanı metabolitler şeklinde idrarla çıkar.   Oksolamin sitrat : Hidrolitik ayrışımla dietilamin ve nötral bir türeve metabolize olur. İlacın bir kısmı değişmemiş molekül olarak vücuttan atılır.   Atılım :   Parasetamol : Yarı ömrü 1-4 saat (ortalama 2-7 saat)’dir. Böbrek yetmezliğinde değişmez, akut doz aşımında, karaciğer hastalığında prematüre ve yeni doğanlarda, yaşlılarda uzayabilir, çocuklarda ise daha kısadır. Renal klerensi 5 mg/dk’dır. Parasetamol diyalizle çekilebilir.   Klorfeniramin maleat : Terminal eliminasyon yarı ömrü erişkinlerde 12-13 saat, çocuklarda 9.6 – 13.1 saattir. İdrar pH’sında artma (alkalen idrar) ve idrar akımında azalma klorfeniramin ve onun dealkilasyon metabolitlerinin eliminasyonunu geciktirir.   Oksolamin sitrat : İdrarla vücuttan atılan ilacın % 10’u değişmemiş molekül şeklindedir, % 0.6’sı ise nötral türevler ve hidrolizle oluşan dietilamin şeklindedir.

Farmasötik Şekli

KATARİN PEDİATRİK ŞURUP

Formülü

Her 5 ml (1 ölçek) ; 120 mg Parasetamol, 50 mg Oksolamin sitrat ve 1 mg Klorfeniramin maleat içerir. Yardımcı madde olarak; Sodyum benzoat, Sodyum siklamat, Sakkarin sodyum, Ponsa 4R, Çilek ve Muz aroması kullanılmıştır.

İlaç Etkileşmeleri

1)      Alkol, fenoltiazinler, trisiklik antidepressanlar klorfeniramin ile karşılıklı olarak merkezi sinir sistemi üzerindeki depressan etkiyi arttırırlar. 2)      Klorfeniraminin antimuskarinik etkisi atropin, amantadin, haloperidol, fenotiazinler, prokainamid, kinidin tarafından arttırılır. 3)      MAO inhibitörleri klorfeniramin’in antimuskarinik ve MSS depressan etkisini artırır. 4)      Klorfeniramin sisplatin, paramomisin, salisilatlar ve vankomisin’in ototoksik etkisini maskeleyebilir. 5)      Kronik alkolizm ve hepatotoksik ilaç alanlarda parasetamol’un hepatotoksisite riski artabilir. 6)      Karaciğer enzim indüktörleri (barbituratlar, primidon) parasetamol metabolizmasını hızlandırarak klinik etkinliğini azaltabilir. 7)      Levodopa ile birlikte kullanıldığında kalpte aritmi riski artabilir.   DİAGNOSTİK TEST ETKİLEŞİMLERİ :   Parasetamol alanlarda : Kan şekeri : Glukoz oksidaz/peroksidaz metoduyla olduğundan düşük gözükür. Hekzokinaz/glukoz-6-fosfat dehidrogenaz metoduyla olduğunun aynı gözükür. Serumda ürik asid : Fosfotungstat metoduyla olduğundan yüksek gözükür. Bendiromid testi sonuçları geçersizdir. Çünkü hem parasetamol hem bentiromid arilamin bileşiğine metabolize olarak bulunan p-aminobenzoik asid miktarını etkiler. Nitrosonaftol reaktifi ile yapılan idrarda kalitatif 5-hidroksiindolasetik asit (5 HIAA) testi yalancı pozitif sonuç verir. Kantitatif test etkilenmez. Klorfeniramin allergenlerle yapılan deri histamin testini etkileyerek yalancı negatif sonuç alınmasına yol açar. Test yapılacaksa Katarin 72 saat önceden kesilmelidir.

Kontraendikasyonlar

KATARİN PEDİATRİK ŞURUP içindeki maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.   İçerdiği klorfeniramin nedeniyle dar açılı glaukoma, akut astma, prostat hipertrofisi, mesane çıkışında tıkanma, pilor stenozu olanlarda ve MAOİ alanlarda kontrendikedir. Yeni doğanlarda, prematürelerde ve 6 aylıktan küçük bebeklerde kullanılmamalıdır.   İçerdiği parasetamol nedeniyle kronik alkolizmde, viral hepatitte, karaciğer hastalığı olanlarda (Child Plough A/C) ve G6PD eksikliği olanlarda kontrendikedir.   KATARİN PEDİATRİK ŞURUP içindeki aktif maddeler anne sütüne geçtiğinden emziren annelerde kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Yetişkinler ve 12 yaşından büyük çocuklar için mutad doz: bir defada 1-2 ölçek (5-10 ml)’dir. Bu doz 6-8 saatlik aralarla günde 3-4 kere tekrarlanabilir. 24 saat için maksimum doz 8 ölçektir.   Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2 gramı aşmaması gerekir.   6-12 yaş arası çocuklar için mutad doz : Bir defada 1/2-1 ölçek (2.5-5 ml)’dir. Bu doz 6-8 saatlik aralarla günde 3-4 kere tekrarlanabilir. 24 saatte verilebilecek maksimum doz 4 ölçektir.   2-6 yaş arası çocuklar için mutad doz bir defada 1/2 ölçek (2.5 ml)’dir. Bu doz 6-8 saatlik aralarla günde 3-4 kere tekrarlanabilir. 24 saat için maksimum doz 2 ölçektir.   2 yaşın altındaki çocuklarda zorunlu tıbbi gerekçe olmadan kullanılmamalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

KATARİN KAPSÜL, 15/30 Kapsül Al/PVC blisterlerde KATARİN FORTE TABLET, 20 tablet Al/PVC blisterlerde

Saklama Koşulları

Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.Açıldıktan sonra buzdolabında muhafaza ediniz.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

KATARİN PEDİATRİK ŞURUP, 100 ml’lik şişede, 5 ml’lik ölçü kaşığı ile birlikte.

Uyarılar/Önlemler

 Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2 gramı aşmaması gerekir. KATARİN PEDİATRİK ŞURUP böbrek ve karaciğer fonksiyonları bozuk olanlarda dikkatle kullanılmalıdır. Pediatrik hastalarda kullanım : Klorfeniramin özellikle önerilen doz aşıldığında, bebeklerde ve küçük yaştaki çocuklarda sedasyon, uyuklama ve paradoksal olarak eksitasyon, hallüsinasyon ve konvülsiyon yapabilir. Bu nedenle 2 yaşın altındaki çocuklarda zorunlu tıbbi gerekçe olmadan kullanılmamalıdır.  Geriatrik hastalarda kullanım : Yaşlılarda (> 60 yaş) klorfeniraminin sedasyon, baş dönmesi ve hipotansiyon yapma riski daha yüksektir. Gebelikte kullanım : Gebelik kategorisi C’dir. KATARİN’in gebelikte kullanımı söz konusu olduğunda anneye sağlayacağı faydalarla fetus için potansiyel riskler tartılmalıdır. Emzirme Döneminde kullanım : Emziren anneler ya emzirmeye ya da KATARİN kullanımına son vermelidir. Araç ve makine kullanmaya etkisi : KATARİN’in içindeki klorfeniramin maleat merkezi sinir sistemini etkileyerek uyuklama, bulanık görme, ataksi yapabilir, hastalar bu yönden uyarılmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Uyuklama, çarpıntı, görmede bulanıklık, idrar yapma zorluğu, ağız kuruluğu, anoreksi, irritabilite, deri allerjisi, terleme, taşikardi, kulak çınlaması, mide yanması, fotosensitivite.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.  

Doz Aşımı

Atorvastatin doz aşımının spesifik bir tedavisi yoktur. Doz aşımı durumunda semptomatik tedavi uygulanmalı ve gereken destekleyici önlemler alınmalıdır. Karaciğer fonksiyon testleri ve serum CPK düzeyi izlenmelidir. Plazma proteinlerine yüksek oranda bağlandığından, hemodiyalizin atorvastatinin klerensini anlamlı olarak artırması beklenmemektedir.

Endikasyonlar

Kolestor, diyet ya da diğer farmakolojik olmayan önlemlerin yetersiz kaldığı primer hiperkolesterolemi, heterozigot ailesel hiperkolesterolemi ya da kombine (karma) hiperlipidemili hastalarda, yüksek total kolesterol, LDL-kolesterol, apolipoprotein B ve trigliserit düzeylerinin düşürülmesinde diyete ek olarak kullanılır. Kolestor, aynı zamanda, diyet ya da diyet dışı önlemlerin yetersiz kaldığı homozigot ailesel hiperkolesterolemili hastalarda yüksek total kolesterol, LDL-kolesterol ve apolipoprotein B düzeyinin düşürülmesinde diğer önlemlere ek olarak kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Atorvastatin, 3-hidroksi-3metil-glutaril-koenzim A’nın, mevalonata dönüştürülmesinden sorumlu hız sınırlayıcı bir enzim olan HMG-CoA redüktazın selektif, kompetitif inhibitörüdür. Mevalonat, kolesterol dahil sterollerin bir prekürsörüdür. Trigliseritler ve kolesterol karaciğerde Çok Düşük Dansiteli Lipoproteine (VLDL) katılır ve periferik dokulara iletilmek üzere plazmaya salınır. Düşük Dansiteli Lipoprotein (LDL), VLDL’den oluşur ve temel olarak yüksek afiniteli LDL reseptörleriyle katabolize olurlar. Atorvastatin, HMG-CoA redüktazı ve karaciğerde kolesterol sentezini inhibe ederek plazma kolesterol ve lipoprotein düzeylerini düşürür. Hücre yüzeylerindeki hepatik LDL reseptörlerinin sayısını artırarak, LDL’nin hücre içine geçişini ve katabolizmasını hızlandırır. Atorvastatin, LDL yapımını ve LDL partikül sayısını azaltır. LDL reseptör aktivitesinin belirgin ve uzun süreli olarak artması yanında, dolaşımdaki LDL kalitesinde de yararlı değişiklikler sağlar. Dolaşımdaki HMG-CoA redüktaz inhibitör aktivitesinin yaklaşık % 70’i aktif metabolitlere bağlıdır. Atorvastatinin total kolesterol, LDL-kolesterol, apolipoprotein B ve trigliserit düzeyini azaltırken, HDL-kolesterol düzeyini doza bağlı olarak, aşağıdaki tabloda gösterildiği şekilde, değişen derecelerde yükselttiği gösterilmiştir. Primer hiperkolesterolemili hastalarda doz yanıtı Atorvastatin dozu (mg) N Total kolesterol LDL kolesterol Apo B Trigliserit HDL kolesterol Plasebo 10 20 40 80 12 11 10 11 11 5 -30 -35 -38 -46 8 -41 -44 -50 -61 6 -34 -36 -41 -50 -1 -14 -33 -25 -27 -2 4 12 -3 3 Başlangıç değerlerine göre, düzeltilmiş ortalama değişiklik ( % ) Bu sonuçlar, heterozigot ailesel hiperkolesterolemi, ailesel olmayan formlardaki hiperkolesterolemi ve insüline bağımlı olmayan diabetes mellitus’lu hastaları da içeren karma hiperlipidemili hastalarda da geçerlidir. Atorvastatin, apolipoprotein AI’de değişken ancak az miktarda artış oluşturmuştur. Bununla birlikte, açık bir doz yanıt etkisi saptanamamıştır. Atorvastatin, lipit düşürücü ilaçlara genellikle yanıt vermeyen homozigot ailesel hiperkolesterolemili hastalardaki LDL kolesterol düzeyinin düşürülmesinde de etkilidir. Bir çalışmada, daha önceki en yüksek kombinasyon dozlarında LDL-kolesterol düzeyinde % 15 ya da daha az düşme sağlanan, yaşları 6-51 arasında değişen, homozigot ailesel hiperkolesterolemili ya da ağır hiperkolesterolemili 41 hastaya da günde 40-80 mg atorvastatin uygulanmıştır. Homozigot ailesel hiperkolesterolemili 24 hastaya 80 mg atorvastatin verilmiştir. Bu 24 hastanın 19’unda LDL kolesterol düzeyinde % 15’ten fazla (ortalama % 26, % 18- % 42 arasında) azalma elde edilmiştir.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim: Atorvastatin oral yoldan alındıktan sonra hızla emilir. En yüksek plazma konsantrasyonuna 1-2 saat içinde ulaşır. Dozla orantılı olarak emilim miktarı artar. Atorvastatinin mutlak biyoyararlanımı yaklaşık % 12, HMG-CoA redüktaz inhibitör aktivitesinin sistemik yararlanımı yaklaşık % 30’dur. Sistemik yararlanımın düşük oluşu, sindirim sistemi mukozasındaki presistemik klerensine ve/veya karaciğerdeki ilk geçiş metabolizmasına bağlıdır. Dağılım: Atorvastatinin ortalama dağılım hacmi yaklaşık 381 litredir. Plazma proteinlerine > % 98 oranında bağlanır. Metabolizma: Atorvastatin, sitokrom P450 3A4 ile metabolize olarak orto- ve parahidroksi türevlerine ve çeşitli beta-oksidasyon ürünlerine dönüşür. In vitro koşullarda, orto- ve parahidroksi metabolitlerinin HMG-CoA redüktaz inhibisyonu, atorvastatininkine eştir. Dolaşımdaki HMG-CoA redüktaz inhibitör aktivitesinin yaklaşık % 70’i aktif metabolitlerine bağlıdır. Atılım: Atorvastatin, karaciğer ve/veya karaciğer dışındaki metabolizmayı takiben temel olarak safra ile atılır. Bununla birlikte, belirgin bir enterohepatik sirkülasyon göstermez. Atorvastatinin insanlardaki ortalama plazma eliminasyon yarılanma süresi yaklaşık 14 saattir. Aktif metabolitlerin de katkıları nedeniyle, HMG-CoA redüktaz inhibitör aktivitesinin yarılanma süresi yaklaşık 20-30 saattir. Yaşlı hastalar: Lipitler üzerindeki etkileri benzer olmakla birlikte, atorvastatinin yaşlılardaki ( > 65) plazma konsantrasyonu genç erişkinlerdekinden yüksektir. Çocuklar: Atorvastatinin çocuklardaki farmakokinetiği ile ilgili bilgi yoktur. Cinsiyet: Atorvastatinin kadınlardaki konsantrasyonu erkeklerdekinden farklıdır (Cmax yaklaşık % 20 yüksek, AUC yaklaşık % 10 düşük). Bu fark klinik açıdan anlamsızdır. Erkekler ve kadınlarda, lipitler üzerindeki etkileri açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır. Böbrek yetmezliği: Böbrek hastalığı, atorvastatinin plazma konsantrasyonu ya da lipitler üzerindeki etkilerini değiştirmez. Karaciğer yetmezliği: Kronik alkolik karaciğer hastalığı bulunanlarda, atorvastatinin plazma konsantrasyonları belirgin olarak artar. Childs-Pugh A hastalığı olanlarda Cmax ve AUC 4 kat artarken, Childs-Pugh B hastalığında Cmax yaklaşık 16 kat, AUC yaklaşık 11 kat artar.

Farmasötik Şekli

Film Tablet

Formülü

Her film tablette 40 mg atorvastatin (kalsiyum olarak) bulunur. Boyar madde: Titanyum dioksit

İlaç Etkileşmeleri

Atorvastatin ile aynı gruptaki diğer ilaçların siklosporin, fibrik asit türevleri, eritromisin, azol grubu antifungal ilaçlar veya niasin ile birlikte kullanılması, miyopati riskini artırır. Bu ilaçların atorvastatin ile kombine kullanılması durumunda da miyopati riski artabilir. Fenazon (antipirin), karaciğer mikrozomal enzim sistemiyle ilaç metabolizmasının incelemesinde kullanılan nonspesifik bir modeldir. Sağlıklı gönüllülere fenozonla birlikte atorvastatin multipl dozlarda uygulanmış, fenozonun farmakokinetiğinde saptanamayacak ölçüde ya da çok az değişiklik gözlenmiştir (fenozonun klerensinde değişiklik olmamış, ancak 4-hidroksifenozonun formasyon klerensi % 20, norfenazonun ise % 8 artış göstermiştir). İnsan karaciğer mikrozomları ve insan sitokrom P450 izoenzim ekspresyonu sağlayan hücrelerle yapılan daha spesifik in vitro araştırmalar, diğer HMG-CoA redüktaz inhibitörleri gibi atorvastatinin de sitokrom P450 3A4 ile metabolize edildiğini, bu enzim sistemi ile metabolize edilen diğer ilaçlarla etkileşim olasılığının bulunduğunu göstermiştir. Atorvastatin, bu izoenzim sistemin substratı olan diğer ilaçlarla (immünmodülatörler, birçok antiaritmik ilaç, bazı kalsiyum kanal antagonistleri ve bazı benzodiyazepinler gibi) kombine edileceğinde, iki ilacın da plazma düzeyinde değişiklik olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Atorvastatinin antihipertansif ilaçlarla (ADE inhibitörleri, beta-blokerler, kalsiyum kanal antagonistleri ve diüretikler dahil) veya hipoglisemik ilaçlarla birlikte kullanıldığı klinik çalışmalarda, klinik açıdan anlamlı bir etkileşim gözlenmemiştir. Diğer HMG-CoA redüktaz inhibitörlerinden edinilen deneyimlere göre, atorvastatin, sitokrom P450 3A4 inhibitörleri (bazı makrolit antibiyotikler ve azol antifungaller) ile birlikte uygulanırken dikkatli olunmalıdır. Sitokrom P450 3A4 indüksiyonuna yol açan ilaçların (rifampisin ve fenitoin gibi) atorvastatin üzerindeki etkileri bilinmemektedir. Digoksin: Atorvastatin ve digoksinin multipl dozlarda birlikte kullanıldığı hastalarda, digoksinin kararlı durum plazma konsantrasyonunun yaklaşık % 20 yükseldiği görülmüştür. Digoksin kullanan hastalar uygun şekilde izlenmelidir. Eritromisin: Atorvastatinin sitokrom P450 3A4 inhibitörü olduğu bilinen eritromisin (günde 4 defa 500 mg) ile birlikte kullanılması, atorvastatinin plazma konsantrasyonunun yükselmesine neden olmuştur. Oral kontraseptifler: Atorvastatin, noretisteron ve etinil östradiol içeren bir oral kontraseptifle birlikte kullanıldığında, noretisteron ve etinil östradiolün plazma konsantrasyonu yükselmiştir. Oral kontraseptif dozunu seçerken, bu konsantrasyon artışı göz önünde bulundurulmalıdır. Kolestipol: Kolestipol ve atorvastatin birlikte kullanıldığında, atorvastatinin plazma konsantrasyonu yaklaşık % 25 oranında azalmış, ancak lipit düzeyi üzerindeki etki, her iki ilacın ayrı kullanılmasına göre daha fazla olmuştur. Antasitler: Magnezyum ve aluminyum hidroksit içeren bir oral antasit süspansiyonu ile birlikte kullanıldığında, atorvastatinin plazma konsantrasyonu yaklaşık % 35 azalmış, ancak LDL-C düzeyindeki azalmada değişme olmamıştır. Varfarin: Varfarin ile günde 80 mg atorvastatinin birlikte kullanıldığında, ilk 4 gün içinde protrombin zamanında minimum bir azalma (1.7 ± 0.4 saniye) meydana gelmiştir. Uygulamaya 15 gün devam edilmiş ve atorvastatin tedavisinin sonunda protrombin zamanı normale dönmüştür. Her şeye rağmen, varfarin kullanan hastaların tedavisine atorvastatin ilave edildiğinde, hastalar yakından izlenmelidir. Simetidin: Yapılan etkileşim araştırmasında, simetidin ve atorvastatin arasında etkileşim saptanmamıştır. St.John’s Wort : St. Jonh’s Wort, atorvastatin plazma konsantrasyonunda düşmeye neden olabilir. Greyfurt suyu: Greyfurt suyu, CYP-3A4 enzimini inhibe eden bir veya birkaç bileşik içerir. Ortalama bir günlük tüketimde (250 ml/gün), plazma HMG-CoA redüktaz etkinliğinde hafif ve klinik anlamı olmayan bir artışa yol açabilmesine karşın, fazla miktarda (1 litre/günün üzerinde) greyfurt suyu tüketiminde atorvastatinin etkinliğinde klinik açıdan anlamlı bir artış olabileceği gösterilmiştir. Bu nedenle fazla miktarda greyfurt suyu ile atorvastatinin birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.

Kontraendikasyonlar

Atorvastatine ya da bileşiminde bulunan diğer maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlı olanlarda, aktif karaciğer hastalığı bulunanlarda ya da açıklanamayan bir nedenle serum transaminaz düzeylerinin sürekli olarak normalin üst değerinin üç katından yüksek olduğu hastalarda, gebelik döneminde, emziren annelerde ve yeterli kontrasepsiyon önlemlerinin alınmadığı gebe kalma olasılığı bulunan hastalarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Kolestor tedavisine başlamadan önce, hasta standart kolesterol düşürücü diyete alınmalı ve tedavi sırasında da bu diyete devam edilmelidir. Kolestor’un önerilen başlangıç tedavi dozu, günde bir defa 10 veya 20 mg’lık bir tablettir. Başlangıç ve idame dozları, hastaların hedef LDL-C düzeylerine (bkz. NCEP-tedavi kılavuzu) ve tedaviden alınan yanıta göre belirlenmelidir. % 45 veya üzeri LDL düşüşü hedeflenen hastalarda önerilen idame dozu, 40 mg’lık bir tablettir. Doz ayarlamaları 4 hafta ya da daha uzun aralıklarla yapılmalıdır. En yüksek doz, günde bir defa 80 mg’dır. Tabletler günün herhangi bir zamanında, yemeklerle veya aç karnına alınabilir.  Primer Hiperkolesterolemi ve Kombine (Karma) Hiperlipidemi Hastaların çoğunda günde bir defa 10 mg ile kontrol sağlanır. Tedaviye başladıktan sonra iki hafta içinde terapötik etki ortaya çıkar ve genellikle 4 hafta içinde en yüksek etki elde edilir. Uzun süreli tedavilerde etkide azalma görülmez. Tedavi hedefinin belirlenmesinde aşağıdaki tablodan yararlanılabilir. NCEP ATP-III (National Cholesterole Education Programme – Adult Treatment Panel – III) Tedavi Kılavuzu ve LDL-Hedefleri Hasta grubu LDL Hedef düzeyi YBD** gerektiren LDL düzeyi İlaç tedavisi gerektiren LDL düzeyi   mg/dl   mg/dl KKH* veya KKH eşdeğeri (10 yıllık riski > % 20) < 100 > 100 > 130 Risk faktörü sayısı 2 veya daha fazla ise (10-yıllık riski < % 20) < 130 > 130 > 160 Risk faktörü yok veya bir tane ise ***   < 160 > 160 > 190 *     KKH=Koroner Kalp Hastalığı **   YBD = Yaşam Biçimi Değişikliği *** 10 yıllık risk saptanması gereksizdir. Heterozigot Ailesel Hiperkolesterolemi Tedaviye günde bir defa 10 veya 20 mg ile başlanmalıdır. Dozlar hastanın durumuna göre belirlenmeli, günde 40 mg’a ulaşılana kadar 4 haftada bir ayarlanmalıdır. Daha sonra, doz günde en fazla 80 mg’a kadar yükseltilebilir ya da günde 40 mg atorvastatin bir safra asit sekestranı (kolestipol gibi) ile kombine olarak kullanılabilir. Homozigot Ailesel Hiperkolesterolemi Erişkinler: Homozigot ailesel hiperkolesterolemili hastaların çoğunda günde 80 mg atorvastatin ile yanıt alınmıştır. Çocuklar: Çocuklarda günde 80 mg’a kadar olan dozların kullanımı ile ilgili deneyim sınırlıdır. Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz Böbrek hastalığı, atorvastatinin plazma konsantrasyonunu ve lipit düzeyleri üzerindeki etkilerini değiştirmediğinden, doz ayarlaması gerekli değildir. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz Orta ve ağır karaciğer yetmezliği olan hastalarda, terapötik yanıt değişmemekle birlikte, ilaca maruz kalma çok fazla artmaktadır. Cmax yaklaşık 16 kat, AUC0-24 yaklaşık 11 kat artar. Bu nedenle, fazla miktarda alkol kullananlarda ve/veya karaciğer hastalığı öyküsü bulunanlarda dikkatli olunmalıdır. Yaşlı hastalarda kullanım 70 yaş ve üstü hastalarda, günde 80 mg’a kadar atorvastatin kullanımı ile ilgili yeterli deneyim mevcuttur. Önerilen dozlarda, yaşlı hastalardaki etkililiği ve güvenliliği, genel popülasyondakine benzerdir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

KOLESTOR 10 mg Film Tablet 30 ve 90 tabletlik blister ambalajlarda, KOLESTOR 20 mg Film Tablet 30 ve 90 tabletlik blister ambalajlarda ve KOLESTOR 80 mg Film Tablet 30 ve 90 tabletlik blister ambalajlarda bulunur.

Saklama Koşulları

30°C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır. Çocukların göremeyeceği,erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Her tablette 40 mg atorvastatin içeren 30 ve 90 tabletlik blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Atorvastatin kullanımından önce hiperkolesteroleminin tedavisi için uygun diyet, egzersiz ve obez hastaların kilo vermesi ve altta yatan medikal nedenlerin düzenlenmesine yönelik tedaviler başlatılmalıdır. Atorvastatinin fibrik asit türevleri (gemfibrozil ve fenofibrat gibi) ile kullanımı miyopati riskini artırır. Karaciğer üzerindeki etkileri Karaciğer işlevlerinin uygun değerlendirilebilmesi için, tedaviye başlama anında ve 12 haftalık tedavi süresinden sonra karaciğer fonksiyon testlerinin yapılıp, her 6 ayda bir tekrarlanması önerilir. Karaciğer hasarını düşündüren bulgu ve belirtilerin ortaya çıktığı hastalarda karaciğer fonksiyon testleri yapılmalıdır. Transaminaz düzeylerinin yükseldiği saptanan hastalar, bu yükselme kaybolana kadar izlenmelidir. AST veya ALT düzeylerinin, normalin üst sınırının üç katından fazla olarak seyretmeye devam etmesi durumunda, dozun azaltılması ya da tedavinin kesilmesi önerilir  Fazla miktarda alkol kullananlarda ya da karaciğer hastalığı öyküsü bulunanlarda dikkatle kullanılmalıdır. İskelet kasları üzerine etkileri Atorvastatin tedavisi uygulanan hastalarda komplikasyonsuz miyalji bildirilmiştir. CPK düzeylerinin belirgin olarak yükselmesi ile birlikte miyopati tanısı konur veya miyopatiden kuşkulanılırsa, atorvastatin tedavisi kesilmelidir. Miyopatiyi düşündüren bulgu ve belirtilerin ortaya çıktığı hastalarda CPK düzeyi ölçülmelidir. CPK düzeyindeki belirgin yükselmenin devam etmesi durumunda dozun azaltılması ya da atorvastatin tedavisinin kesilmesi önerilir  Göğüs ağrısının ayırıcı tanısında miyokard enfarktüsü olasılığını değerlendirirken, bu CPK yükselmeleri göz önünde bulundurulmalıdır. Bu gruptaki diğer ilaçlarda olduğu gibi, seyrek olarak rabdomiyoliz ile birlikte akut böbrek yetmezliği ve miyoglobinüriye yol açtığı bildirilmiştir.  Hastaya verilmesi gereken bilgiler Hastalara, beklenmeyen kas güçlüğü, kas gerginliği veya güç kaybı durumunda derhal hekime başvurmaları gerektiği uyarısı yapılmalıdır. Gebelik ve Emzirme Gebelik Kategorisi X Atorvastatin gebelik ve emzirme döneminde kullanılmamalıdır. Gebe kalma olasılığı bulunan kadınlarda uygun kontrasepsiyon önlemleri alınmalıdır. Gebelik planlanıyorsa, atorvastatin tedavisi kesildikten sonra en az bir aylık bir sürenin geçmesi beklenmelidir.  Araç ve Makine Kullanımına Etkisi Atorvastatin kullanan hastaların araç ve makine kullanma yeteneğinde azalmaya yol açabileceğini düşündüren hiçbir istenmeyen etkisi bildirilmemiştir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Atorvastatin genellikle iyi tolere edilir. İstenmeyen etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Klinik araştırmalarda, 2502 hastanın sadece % 2’sinden azında atorvastatine bağlı yan etkiler nedeniyle tedavi kesilmiştir. Kontrollü klinik çalışmalarda, en sık ( ≥ %1) görülen atorvastatine bağlı istenmeyen etkiler aşağıda sıralanmıştır; Vücut genelinde: Gögüs ağrısı, nadiren baş ağrısı ( % 3-17 vakada), grip benzeri semptomlar, karın ağrısı, sırt ağrısı, alerjik reaksiyonlar ve asteni Sindirim sistemi: Bulantı, nadiren kabızlık, diyare, dispepsi ve meteorizm Solunum sistemi: Bronşit, rinit, nadiren sinüzit ve farenjit Deri: Döküntü, nadiren kaşıntı, alopesi ve cilt kuruluğu Kas-iskelet sistemi: Artrit, nadiren miyalji, artralji Sinir sistemi: Uykusuzluk ve sersemleme Atorvastatin kullanan hastaların % 1.3’ünde serum ALT düzeyinin yükseldiği bildirilmiştir. Atorvastatin kullanan 2483 hastanın 19’unda ( % 0.8), serum ALT düzeyi klinik açıdan anlamlı derecede (normal üst sınırın üç katından fazla) yükselmiştir. Bu yükselme, hastaların hepsinde doza bağlı olarak ortaya çıkmış ve düzelmiştir. On vakada, ilk yükselme tedaviye başlandıktan sonraki ilk 12 hafta içinde ortaya çıkmıştır. ALT düzeyi, sadece bir hastada 36 hafta sonra yükselmiş ve bir hastada hepatiti düşündüren semptomlar görülmüştür. Bu 19 hastanın sadece 9’unda tedavi kesilmiştir. Klinik araştırmalarda, atorvastatin kullanan 2452 hastanın 62’sinde ( % 2.5), diğer HMG-CoA redüktaz inhibitörlerini kullanan hastaların ise % 3.1’inde serum CPK düzeyinin yükseldiği (normal üst sınır değerin 3 katından fazla) görülmüştür. Serum CPK düzeyi, atorvastatin uygulanan hastaların sadece 11’inde ( % 0.4) normal üst sınır değerin 10 katından fazlasına yükselmiştir. Bu 11 hastanın sadece 3’ünde ( % 0.1) kas ağrısı, hassasiyet ya da güçsüzlük birlikte görülmüştür. Atorvastatinle yapılan klinik çalışmalarda aşağıdaki istenmeyen etkiler de bildirilmiştir. Ancak, bunların tümünün atorvastatinle ilişkili olup olmadığı bilinmemektedir. Anjiyonörotik ödem, kas krampları, miyozit, miyopati, parestezi, periferik nöropati, pankreatit, hepatit, kolestatik sarılık, iştahsızlık, kusma, alopesi, kaşıntı, deri döküntüsü, empotans, hiperglisemi ve hipoglisemi. İzole vakalarda göğüs ağrısı, sersemlik, anjina, alerjik reaksiyonlar fotosensitivite, Stevens-Johnson Sendromu ve postüral hipotansiyon bildirilmiştir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window