İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması KUIFLEX
Birim Miktarı 40
ATC Kodu M03BA51
ATC Açıklaması Psikoleptikler hariç Fenprobamat kombinasyonları
NFC Kodu BC
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Film Kaplı Tabletler
Kamu Kodu A04447
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 13,71 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 12,24 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 3,67 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E042A
Başlıklar
  1. İlaç Etken Maddeleri
  2. İlaç Prospektüsü
    1. Doz Aşımı
    2. Endikasyonlar
    3. Farmakodinamik Özellikler
    4. Farmakokinetik Özellikler
    5. Farmasötik Şekli
    6. Formülü
    7. İlaç Etkileşmeleri
    8. Kontraendikasyonlar
    9. Kullanım Şekli Ve Dozu
    10. Saklama Koşulları
    11. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    12. Uyarılar/Önlemler
    13. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    14. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    15. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    16. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    17. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    18. İlaç Nasıl Kullanılır
    19. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    20. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    21. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    22. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    23. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    24. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    25. Etkin Maddeler
    26. Farmakodinamik Özellikler
    27. Farmakokinetik Özellikler
    28. Farmasötik Form
    29. Gebelik Ve Laktasyon
    30. Doz Aşımı
    31. Endikasyonlar
    32. Farmakodinamik Özellikler
    33. Farmakokinetik Özellikler
    34. Farmasötik Şekli
    35. Formülü
    36. İlaç Etkileşmeleri
    37. Kontraendikasyonlar
    38. Kullanım Şekli Ve Dozu
    39. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    40. Saklama Koşulları
    41. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    42. Uyarılar/Önlemler
    43. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    44. Doz Aşımı
    45. Endikasyonlar
    46. Farmakodinamik Özellikler
    47. Farmakokinetik Özellikler
    48. Farmasötik Şekli
    49. Formülü
    50. İlaç Etkileşmeleri
    51. Kontraendikasyonlar
    52. Kullanım Şekli Ve Dozu
    53. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    54. Saklama Koşulları
    55. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    56. Uyarılar/Önlemler
    57. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    58. Doz Aşımı
    59. Endikasyonlar
    60. Farmakodinamik Özellikler
    61. Farmakokinetik Özellikler
    62. Farmasötik Şekli
    63. Formülü
    64. İlaç Etkileşmeleri
    65. Kontraendikasyonlar
    66. Kullanım Şekli Ve Dozu
    67. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    68. Saklama Koşulları
    69. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    70. Uyarılar/Önlemler
    71. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    72. Doz Aşımı
    73. Endikasyonlar
    74. Farmakodinamik Özellikler
    75. Farmakokinetik Özellikler
    76. Farmasötik Şekli
    77. Formülü
    78. İlaç Etkileşmeleri
    79. Kontraendikasyonlar
    80. Kullanım Şekli Ve Dozu

İlaç Etken Maddeleri

  • fenprobamat (200 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Klindamisin kandan diyaliz veya periton diyalizi yoluyla uzaklaştırılamaz.   Doz aşımı durumunda spesifik tedavi yoktur. Semptomatik tedavi uygulanır.

Endikasyonlar

Klindamisin duyarlı anaerob mikroorganizmaların neden olduğu şiddetli enfeksiyonların tedavisinde kullanılır.   Klindan ayrıca, streptokokların, pnömokokların ve stafilokokların duyarlı suşlarının neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Klindan, penisiline alerjisi olanlarda ya da penisilin kullanımının uygun olmadığı hastalarda kullanılabilir.   Anaeroblar: Ampiyem, anaerobik pnömoni ve akciğer absesi gibi şiddetli solunum sistemi enfeksiyonları; şiddetli deri ve yumuşak doku enfeksiyonları; septisemi; peritonit ve intraabdominal abse (tipik olarak gastrointestinal florada bulunan anaerobik mikroorganizmalar nedeniyle gelişirler) gibi intra-abdominal enfeksiyonlar; endometrit, nongonokokal tüp-yumurtalık abseleri, pelvik selülit ve postoperatif vajinal kaf enfeksiyonu gibi jinekolojik enfeksiyonlar. Streptokoklar: Şiddetli solunum yolu, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları. Stafilokoklar: Şiddetli solunum yolu, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları. Pnömokoklar: Şiddetli solunum sistemi enfeksiyonları.

Farmakodinamik Özellikler

Klindamisin linkomisinin de yer aldığı linkozamidler sınıfından bir antibiyotiktir.   Klindamisin duyarlı bakterilerde 50 S ribozomal alt ünitelerine bağlanarak peptid zincirleri sentezini inhibe eder ve bakteriyostatik etki gösterir.   Klindamisin, aşağıdaki mikroorganizmalara karşı in vitro aktivite gösterir: o      Aerob gram pozitif koklar: Penisilinaz üreten ve üretmeyenStaphylococcus aureus, Staphylococcus epidermidis, Streptococcus türleri (S.faecalis hariç), Pneumococcus türleri. o      Anaerob gram negatif basiller: Bacteroides türleri, Fusobacterium türleri. o      Anaerob gram pozitif spor oluşturmayan basiller: Propionibacterium, Eubacterium, Actinomyces türleri. o      Anaerob ve mikroaerofilik gram pozitif koklar: Peptococcus türleri, Peptostreptococcus türleri, Mikroaerofilik streptokoklar.   Clostridia türleri klindamisine anaerobların çoğundan daha dirençlidir. Clostridium perfringens türlerinin çoğu duyarlıdır, ancak Clostridium sporogenes ve Clostridium tertium gibi diğer türler genellikle klindamisine dirençlidir. Bu nedenle tedavi duyarlılık testleriyle yönlendirilmelidir.   Klindamisin ve linkomisin arasında çapraz direnç ve klindamisin ile eritromisin arasında antagonizma gösterilmiştir.

Farmakokinetik Özellikler

Klindamisin ağız yoluyla uygulamadan sonra hızla absorbe olur. 45 dakika içinde ortalama 2,50 mcg/mL’lik bir konsantrasyona ulaşır. 3. saatte 1,51 mcg/mL ve 6. saatte 0,70 mcg/mL’lik konsantrasyonlar elde edilir. Ağız yoluyla alınan dozun emilimi tama yakındır (%90) ve besinlerle birlikte uygulanması serum konsantrasyonlarında önemli bir değişikliğe neden olmaz. Serum seviyeleri uniformdur ve kişiden kişiye değişmez.14 güne kadar tekrarlayan dozlarda klindamisin HCl uygulamasıyla yapılan serum seviyesi çalışmalarında ilacın birikimine veya metabolizmasının değiştiğine dair bir bulguya rastlanmamıştır. Böbrek fonksiyonlarında belirgin azalma olan hastalarda klindamisinin yarı ömrü hafifçe uzar. Hemodiyaliz ve peritoneal diyaliz klindamisinin serumdan uzaklaştırılması için etkili yöntemler değildir. Serumdaki klindamisin konsantrasyonu artan dozla birlikte doğrusal bir artış gösterir. Önerilen dozlarda uygulamadan sonra en az altı saat süreyle duyarlı mikoorganizmaların MİK değerlerinin üzerinde bir serum seviyesi elde edilir. Klindamisin vücut sıvı ve dokularına (kemikler de dahil olmak üzere) iyi dağılır. Ortalama biyolojik yarı ömrü 2,4 saattir. Değişmemiş ilacın yaklaşık %10’u idrarla ve %3,6’sı feçesle atılır. İlacın geri kalanı biyolojik olarak inaktif metabolitler halinde atılır. 14 gün süreyle 2 grama varan dozlarda uygulanan klindamisinin sağlıklı gönüllülerce iyi tolere edildiği görülmüştür. Ancak yüksek doz uygulamalarında gastrointestinal yan etki insidansı artar. Klindamisin, beyin-omurilik sıvısında, meninkslerin enflamasyonu halinde bile, anlamlı bir seviyeye ulaşmaz. Klindamisin fosfatın veniçi uygulamasıyla yaşlı gönüllülerde (61-79 yaşları arası) ve genç yetişkinlerde (18-39 yaşları arası) yapılan farmakokinetik çalışmalar, tek başına yaşın ilacın farmakokinetiğini değiştirmediğini göstermiştir (klirens, eliminasyon yarı ömrü, dağılım hacmi ve serum konsantrasyon eğrisi altında kalan alan). Klindamisinin ağız yoluyla uygulamasından sonra eliminasyon yarı ömrünün genç yetişkinlerde 3,2 saatken (2,1 – 4,2 saat), yaşlılarda artarak yaklaşık 4,0 saate (3,4 – 5,1 saat) çıktığı görülmüştür. Bununla beraber, emilim oranı yaşla birlikte değişmemektedir ve normal karaciğer fonksiyonları ve normal (yaşa göre) böbrek fonksiyonları olan yaşlılarda doz ayarlaması gerekmemektedir.

Farmasötik Şekli

Kapsül

Formülü

Her kapsül 150 mg klindamisine eşdeğer klindamisin hidroklorür içerir.   Boyar madde olarak; Eritrosin (E 127), İndigotin (E 132), Titanyum dioksit (E 171) bulunur.

İlaç Etkileşmeleri

Klidamisinin nöromuskuler blok yapıcı ajanların etkisini artırabilecek nöromusküler blok yapıcı özelliği olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle, bu tür ilaçlarla bir arada kullanıldığında dikkat edilmelidir. Klindamisin ve eritomisin arasında antagonizma bulunduğu in vitro olarak gösterilmiştir. Olası klinik anlamı nedeniyle, bu iki ilaç birlikte kullanılmamalıdır. Ayrıca klindamisin ve linkomisin arasında çapraz direnç görülebilir.

Kontraendikasyonlar

Klindan; klindamisin ya da linkomisin içeren preparatlara ve preparatın bileşiminde bulunan herhangi bir maddeye karşı aşırı duyarlık gösteren hastalarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Erişkinlerde: Çeşitli enfeksiyonlarda: 6 saatte bir 150-300 mg (1-2 kapsül).  Daha şiddetli enfeksiyonlarda 6 saatte bir 300-450 mg (2-3 kapsül).   Anaerob bakterilerin neden olduğu şiddetli enfeksiyonlarda Klindan Ampul kullanımı tercih edilir. Bununla beraber; bu enfeksiyonların tedavisine Klindan Kapsül ile devam edilebilir.   b-hemolitik streptokokların neden olduğu enfeksiyonlarda tedaviye en az 10 gün süreyle devam edilmelidir.

Saklama Koşulları

30oC’nin altında, oda sıcaklığında saklayınız. Çocukların ulaşamayacakları yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

16 kapsüllük blister ambalajda.

Uyarılar/Önlemler

Klindamisin de dahil olmak üzere hemen bütün antibakteriyel ajanların kullanımıyla nadiren psödomembranöz kolit gelişimi bildirilmiştir. Psödomembranöz kolit hafif bir klinik tablo şeklinde ya da hayatı tehdit eden bir enfeksiyon olarak ortaya çıkabilir. Bu nedenle antibiyotik kullanımının ardından diyare nedeniyle başvuran hastalarda bu hastalığı ekarte etmek önemlidir.   Antibiyotik tedavisi normal barsak florasını bozar ve Clostridia türlerinin aşırı çoğalmasına neden olabilir. Yapılan çalışmalar Clostridium difficile tarafından üretilen bir toksinin antibiyotikle ilişkili diyarenin en önemli nedeni olduğunu göstermiştir.   Psödomembranöz kolit tanısı konduktan sonra uygun tedaviye başlanmalıdır. Hastalığın hafif formları genellikle ilacın kesilmesiyle geriler. Orta veya şiddetli vakalarda ise sıvı elektrolit ve protein suplemantasyonu ve bunlara ek olarak C. difficile’e karşı etkili bir antibiyotik kullanımına başlanmalıdır.   Deneyimler enfeksiyonla birlikte şiddetli bir hastalığı olan yaşlıların diyareyi daha zayıf tolere edebileceğini göstermiştir. Bu hastalarda klindamisin kullanımında barsak hareketlerinin sıklığındaki değişiklikler dikkatle izlenmelidir.   Klindamisin HCl, başta kolit olmak üzere, gastrointestinal hastalık hikayesi olan kişilerde dikkatle kullanılmalıdır.   Diğer ilaçlara ve alerjenlere aşırı duyarlılık hikayesi dikkatle sorgulanmalıdır. Atopik kişilere dikkatle önerilmelidir. Ağır anafilaktik reaksiyonlar adrenalin ile acil tedavi gerektirir. Gerektiğinde oksijen ve damar içi kortikosteroid tedavisi de uygulanabilir.   Klindamisin HCl tedavisi nadiren, başta mayalar olmak üzere, duyarlı olmayan mikroorganizmaların aşırı üremesine neden olabilir. Eğer süperenfeksiyon ortaya çıkarsa, klinik durumun gerektirdiği uygun tedaviye başlanmalıdır.   Böbrek hastalığı olanlarda klindamisinin doz ayarlamasını yapmak gerekmeyebilir. Orta veya şiddetli karaciğer hastalığı olanlarda klindamisinin yarı ömrünün uzadığı bulunmuştur. Bununla beraber, yapılan çalışmalar 8 saat arayla uygulama yapıldığında, nadiren birikim olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, karaciğer hastalığı olan hastalarda da doz ayarlaması gerekmeyebilir. Ancak şiddetli karaciğer hastalığı olan hastaların tedavisinde karaciğer enzimleri düzenli olarak kontrol edilmelidir.   Uzun süreli tedavilerde periyodik böbrek ve karaciğer testleri ve kan sayımı yapılmalıdır.   Klindan, beyin-omurilik sıvısına yeterli miktarda geçmediği için menenjitte kullanılmamalıdır.   Yaşlı hastalarda kullanım: 65 yaş ve üzerindeki hastaların ilaca yanıtlarının daha genç hastalardan farklı olup olmadığını değerlendiren klinik çalışmalara yeterli sayıda hasta dahil edilmemiştir. Bununla beraber, bildirilen diğer klinik deneyimler birçok antibiyotiğin kullanımıyla gelişebilen antibiyotiğe bağlı kolit ve diyarenin yaşlı hastalarda (> 60 yaş) daha sık ortaya çıktığını ve daha şiddetli seyredebileceğini göstermiştir. Bu hastalar diyare gelişimi yönünden dikkatle izlenmelidir.   Klindamisin ile yapılan farmakokinetik çalışmalar, ağız yoluyla veya veniçi uygulamadan sonra genç denekler ile normal karaciğer fonksiyonları ve normal (yaşa göre) böbrek fonksiyonları olan yaşlı denekler arasında klinik olarak önemli bir fark olmadığını göstermiştir.   Gebelikte kullanımı: Gebelik kategorisi:B Gebelikte kullanım emniyeti tayin edilmemiştir.   Emziren annelerde kullanımı: Anne sütünde 0.7-3.8 mcg/ml oranında bulunabilir. Tedavi sırasında emzirme kesilmelidir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Gastrointestinal: Karın ağrısı, psödomembranöz kolit, özofajit, bulantı, kusma ve diyare görülebilir. Psödomembranöz kolit semptomları antibakteriyel tedavi sırasında veya sonrasında ortaya çıkabilir.   Aşırı duyarlık reaksiyonları: Jeneralize makülopapüler deri döküntüleri en sık rapor edilen advers reaksiyonlardır. Tedavi sırasında vezikülobüllöz deri döküntüleri ve ürtiker bildirilmiştir. Çok nadiren bazıları Stevens-Johnson sendromuna benzeyen eritema multiforme vakaları ve birkaç anafilaktik reaksiyon vakası rapor edilmiştir.   Deri ve mukus membranlar: Kaşıntı, vajinit ve nadiren eksfoliyatif dermatit görülmüştür.   Karaciğer: Karaciğer fonksiyon testlerinde değişiklik ve sarılık gözlenmiştir.   Böbrek: Klindamisin ile böbrek hasarı arasında direkt bir ilişki saptanmamış olmasına rağmen, nadiren azotemi, oligüri ve/veya proteinüri ile seyreden böbrek fonksiyon bozukluğu görülmüştür.   Hematopoetik: Geçici nötropeni (lökopeni) ve eozinofili bildirilmiştir. Agranülositoz ve trombositopeni rapor edilmiştir. Bunların klindamisin tedavisi ile ilişkisiyle ilgili olarak direkt bir etiolojik ilişki saptanmamıştır.   Muskuloskeletal: Nadiren poliartrit bildirilmiştir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDEN DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

100 ml’lik bal rengi cam şişede, 1.25, 2.5 ve 5 ml’ye işaretli 1 adet 5 ml’lik kaşık ölçek ile beraber.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

KREVAL FORTE uyku haline neden olabilir. KREVAL FORTE kullanan hastaların, araç veya makine kullanımı gibi uyanık kalmalarını gerektiren faaliyetler esnasında dikkatli olmaları gerekmektedir.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Ürünlerin Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

KREVAL FORTE 15 mg / 5 ml şurup

İlaç Nasıl Kullanılır

Etkileşimler ile ilgili spesifik bir çalışma bulunmamaktadır.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

Her 5 ml şurup, 15 mg butamirat sitrat (3 mg/ml) içerir.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Akut ve kronik toksisite, üreme toksisitesi ve butamiratın mutajenitesi üzerine yapılan hayvan çalışmalarında veya in vitro deneylerde, ürünün terapötik kullanımı ile ilgili olabilecek herhangi bir güvenlik riskine dair kanıt sağlanmamıştır.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

KREVAL FORTE, butamirat sitrata ya da ürünün bileşenlerinden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen kişilerde kontrendikedir.

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

Ağız yoluyla alınır.

Doz Aşımı Ve Tedavisi

Etkin Maddeler

KREVAL FORTE 15 mg/5 ml Şurup

Farmakodinamik Özellikler

04.06.2012

Farmakokinetik Özellikler

24 ay

Farmasötik Form

242/95

Gebelik Ve Laktasyon

25ºC’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Doz Aşımı

Aşırı dozda Keppra alımını takiben somnolans, ajitasyon, agresyon, bilinç bulanıklığı, solunum depresyonu ve koma bildirilmiştir. Akut doz aşımından sonra, gastrik lavajla veya kusturarak mide boşaltılabilir. Levetirasetamın spesifik antidotu yoktur. Doz aşımı tedavisi semptomatik olmalıdır. Hemodiyaliz uygulanabilir. Diyaliz ekstraksiyon etkinliği levetirasetam için %60 ve primer metabolit için %74’tür. Doktora danışılmadan kullanılmamalıdır. Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Endikasyonlar

Keppra, yeni epilepsi tanısı konmuş 16 yaş ve üzerindeki hastalarda, ikincil jeneralize olan veya olmayan parsiyel başlangıç nöbetlerinin tedavisinde monoterapi olarak kullanılır.   Keppra aşağıda belirtilen durumlarda ek-tedavi endikasyonuna sahiptir: Yutma zorluğu olan yaşlı hastalarda ve 4 yaştan itibaren çocuklarda, sekonder ve jeneralize veya parsiyel başlangıçlı nöbetlerin tedavisinde, 12 yaşın üstündeki Juvenil Myoklonik Epilepsili adölesan ve erişkin hastalarda miyoklonik nöbetlerin tedavisinde, İdiyopatik jeneralize epilepsili 4 yaş ve üzeri çocuklarda ve erişkinlerde primer jeneralize tonik-klonik nöbetlerin tedavisinde.  

Farmakodinamik Özellikler

Levetirasetam bir pirolidon türevidir (a-etil-2-okso-1-pirolidin asetamidin S-enansiyomeri) ve bilinen antiepileptik ilaçlarla kimyasal benzerliği bulunmamaktadır. Levetirasetam’ın etki mekanizmasının hala tam olarak açığa kavuşturulamamış olmasına rağmen mevcut antiepileptik ilaçların etki mekanizmasından farklı olduğu ortaya çıkmıştır. İn vitro ve in vivo çalışmalar, levetirasetamın temel hücre karakteristiklerini ve santral sinir sisteminin normal nörotransmisyonunu değiştirmediğini göstermektedir.    In vitro çalışmalar levetirasetam’ın intranöral Ca+2 seviyelerini, N tipi Ca+2 akımını kısmi olarak inhibe ederek ve intranöral depolardan Ca+2 salınımını azaltarak etkilediğini göstermiştir. Ek olarak, çinko ve β-karbolinler ile indüklenen GABA- ve glisin-kapılı akımlardaki azalmayı kısmen tersine çevirmektedir. Ayrıca, in vitro çalışmalar levetirasetamın kemirgenlerin beyin dokusunda spesifik bir bölgeye bağlandığını göstermiştir. Bu bağlanma bölgesi, vezikül birleşmesi ve nörotransmitter ekzositozu ile ilgili olduğuna inanılan sinaptik vezikül proteini 2A’dır. Epilepsinin fare odyojenik modelinde, levetirasetam ve ilişkin analoglarının, sinaptik vezikül proteini 2A’ya bağlanma afiniteleri ile nöbete karşı koruma potansiyelleri arasında ilişki mevcuttur. Bu bulgular, levetirasetam ve sinaptik vezikül proteini 2A arasındaki etkileşimin, ilacın antiepileptik etki mekanizmasına katkıda bulunduğunu göstermektedir.   Parsiyel ve birincil jeneralize nöbetli hayvan modellerinde yapılan çok sayıda çalışma ile levetirasetamın prokonvülzan etkileri olmaksızın epilepsi nöbetlerine karşı korunmayı arttırdığı gösterilmiştir. İlacın primer metaboliti aktif değildir. İnsanlarda, hem parsiyel, hem de jeneralize epilepsilerdeki etkinliği ile (epileptiform boşalım / fotoparoksismal yanıt) klinik öncesi farmakolojik profilin geniş spektrumu doğrulanmıştır.  

Farmakokinetik Özellikler

Çözünürlüğü ve permeabilitesi yüksek bir madde olan levetirasetamın farmakokinetik profili doğrusal ve zamandan bağımsız olup, bireysel ya da bireyler arası değişkenliği düşüktür. Tekrarlanan dozlarda, klerensinde bir değişiklik olmaz. Geçerli herhangi bir cinsiyet, ırk veya sirkadiyen değişkenlik kanıtı yoktur. Farmakokinetik profili sağlıklı gönüllüler ile epilepsili hastalar arasında karşılaştırılabilir düzeydedir. Tam ve doğrusal emilimi sayesinde, levetirasetamın plazma seviyesi, mg/kg vücut ağırlığı ile ifade edilen oral dozundan öngörülebilir. Bu nedenle, plazma seviyesi takibine gerek yoktur.   Yetişkinlerde ve çocuklarda tükürük ve plazma konsantrasyonları arasında belirgin bir bağlantı olduğu görülmektedir (Oral çözeltinin alınmasından 4 saat sonra ve oral tablet için tükürük/ plazma konsantrasyon oranları 1 ila 1.7 arasında değişmektedir).   Erişkinler ve adölesanlar   Absorpsiyon Levetirasetam oral yolla alındıktan sonra gastrointestinal kanaldan hızla emilir ve biyoyararlanımı %100’e yakındır. Doruk plazma konsantrasyonuna (Cmax) 1,3 saat sonra ulaşır. İki gün boyunca günde iki defa uygulamanın ardından kararlı duruma geçilmiştir. 1000 mg’lık tek dozun ve günde iki defa tekrarlanan 1000 mg’lık dozun uygulanmasını takiben saptanan doruk konsantrasyonları (Cmax) sırasıyla 31 ve 43 μg/ml’dir. Emilimi dozdan bağımsızdır ve gıdalarla değişmez.   Dağılım İnsanlarda doku dağılımına ait bir bilgi bulunmamaktadır. Levetirasetam ve primer metaboliti plazma proteinlerine %10’dan düşük oranda bağlanır. Levetirasetamın dağılım hacmi yaklaşık olarak 0,5 – 0,7 l/kg’dır (toplam vücut su hacmine yakın bir değerdir).   Biyotransformasyon Levetirasetam, insanlarda yaygın bir biçimde metabolize olmamaktadır. Major metabolik yolağı (dozun % 24’ü), asetamid grubunun enzimatik hidrolizidir. Primer metaboliti ucb L057’nin açığa çıkarılmasında, insan karaciğer sitokrom P450 izoformları rol oynamamaktadır. Asetamid grubunun hidrolizi, kan hücreleri dahil çok sayıda dokuda ölçülebilir düzeydedir. Ucb L057 farmakolojik olarak aktif değildir.   Ayrıca iki minör metaboliti tanımlanmıştır. Biri, pirolidon halkasının hidroksilasyonu (dozun % 1.6’sı) ve diğeri ise pirolidon halkasının açılması (dozun % 0.9’u) ile elde edilmiştir. Diğer tanımlanmamış bileşikler sadece dozun % 0.6’sını oluşturmaktadır.   İn vivo çalışmalarda Levetirasetam veya primer metaboliti için, enantiyomerik bir dönüşüm kanıtlanmamıştır.    İn vitro çalışmalarda, levetirasetamın ve primer metabolitinin major insan karaciğer sitokrom P450 izoformlarının, glukuronil transferaz ve epoksid hidroksilaz aktivitelerini inhibe etmediği gösterilmiştir. Ayrıca levetirasetam, valproik asidin in vitro glukuronidasyonuna etki etmez. Levetirasetam, insan karaciğer hücre kültürlerinde etinilestradiol konjugasyonu veya CYP1A1/2 aktivitesi üzerine çok az etkilidir veya hiç etkili değildir. Levetirasetam yüksek konsantrasyonlarda (680μg/ml), CYP2B6 ve CYP3A4’ün hafif indüksiyonuna neden olmuştur, ancak, levetirasetamın günde iki kez yinelenen 1500 mg doz uygulamasını takiben Cmaks’a yaklaşan konsantrasyonlarında, etkilerin biyolojik olarak ilişkili olmadığı düşünülmektedir.   Bu nedenle, Keppra’nın diğer ilaçlarla ya da diğer ilaçlarla enzim indüksiyonu bakımından Keppra ile etkileşimi beklenmemektedir.   Eliminasyon Plazmadaki yarılanma ömrü yetişkinlerde 7±1 saattir ve doz, uygulama yolu veya tekrarlanan uygulamalarla değişmez. Ortalama toplam vücut klerensi 0,96 ml/dak/kg’dır. Verilen dozun %95’i vücuttan idrar yoluyla atılır (yaklaşık olarak dozun %93’ü 48 saat içinde atılır). Dozun sadece % 0.3’ü dışkı yolu ile atılır. Levetirasetam ve birincil metabolitinin idrar yolu ile kümülatif atılımı, ilk 48 saat boyunca sırasıyla dozun % 66 ve % 24’üne tekabül eder. Levetirasetam ve ucb L057’nin renal klerensi sırasıyla 0.6 ve 4.2 ml/dak/kg’dır. Bu durum, levetirasetamın glomerüler filtrasyon ve sonrasında tübüler reabsorpsiyon ile ; birincil metabolitinin de glomerular filtrasyona ek olarak aktif tübüler sekresyon ile atıldığını göstermektedir. Levetirasetam eliminasyonu kreatinin klerensi ile ilişkilidir.   Yaşlılar Yaşlılarda yarılanma ömrü, bu popülasyondaki böbrek fonksiyonlarının azalmasına bağlı olarak % 40 artmakta ve 10-11 saate çıkmaktadır.   4-12 yaş çocuklar: 6-12 yaş aralığındaki epileptik çocuklara 20 mg/kg tek doz verilmesini takiben, levetirasetamın plazma yarılanma ömrü 6 saat olmuştur. İlacın vücut klerensi epileptik yetişkinlere göre %30 daha yüksektir.   4-12 yaş aralığındaki epileptik çocuklara 20 ila 60 mg/kg/gün tekrarlanan oral dozda verilmesini takiben, levetirasetam gastrointestinal sistemden hızla emilir. Doruk plazma konsantrasyonuna 0.5 ila 1.0 saat sonra ulaşır. Eğrinin altındaki alan ve doruk plazma konsantrasyonları için doz orantılı ve doğrusal artışlar gözlenmiştir. Eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 5 saattir. Vücut klerensi 1.1 ml/dak/kg’dır.   Böbrek yetmezliği Hem levetirasetam hem onun birincil metabolitinin vücut klerensi, kreatinin klerensi ile ilişkilidir. Bu nedenle orta ve ağır böbrek yetmezliğine sahip hastalarda, kreatinin klerensi baz alınarak Keppra’nın günlük idame doz ayarının yapılması tavsiye edilmektedir. Anürik son devre böbrek yetmezliğine sahip erişkin hastalarda yarılanma ömrü diyaliz arasındaki ve diyalizdeki dönemlerde sırasıyla yaklaşık 25 ve 3.1 saat’dir. Tipik 4 saatlik bir diyalizde levetirasetamın fraksiyonel uzaklaştırılması % 51’dir.   Karaciğer yetmezliği Hafif ve orta derecede karaciğer yetmezliğine sahip hastalarda levetirasetamın klerensi ile ilgili bir değişiklik yoktur. Ağır karaciğer yetmezliğine sahip hastaların çoğunda, eş zamanlı böbrek yetmezliğine bağlı olarak levetirasetam klerensi, %50’den fazla bir azalma göstermiştir.

Farmasötik Şekli

ORAL ÇÖZELTİ

Formülü

Etken Madde : Her bir ml’de 100 mg Levetirasetam Yardımcı maddeler: Metil p-hidroksibenzoat (E218) propil p-hidroksi benzoat (E216) maltitol (E 965)

İlaç Etkileşmeleri

Yetişkinlerde yürütülen klinik çalışmalardan elde edilen veriler, Keppra’nın diğer antiepileptik ilaçların (fenitoin, karbamazepin, valproik asid, fenobarbital, lamotrijin, gabapentin ve pirimidon) serum konsantrasyonlarını ve bu ilaçların da Keppra’nın farmakokinetiğini etkilemediklerini göstermektedir.   Yetişkinlerde gerçekleştirilen resmi farmakokinetik çalışmalar ile uyumlu olarak, 60 mg/kg/gün’e kadar dozlarla tedavi edilen pediyatrik hastalarda klinik olarak belirgin bir ilaç etkileşimi bulunmamıştır.   Çocuk ve adölesan (4 ila 17 yaş) epilepsi hastalarında retrospektif bir farmakokinetik etkileşim değerlendirmesi, levetirasetam ile ek tedavi uygulanmasının, beraberinde uygulanan karbamazepin ve valporik asidin dengeli-durum serum konsantrasyonlarını etkilemediğini doğrulamıştır. Ancak veriler enzim indükleyen antiepileptik tıbbi ürünlerin, levetirasetam klerensini, % 22 oranında arttırdığını göstermiştir. Doz ayarlaması gerekmemektedir.   Böbrek tübüllerinin salgısını bloke eden bir ajan olan probenesid’in (Günde 4 kere 500 mg) levetirasetamın değil ama primer metabolitinin renal klerensini inhibe ettiği gösterilmiştir. Buna rağmen bu metabolitin konsantrasyonu düşük kalır. Aynı zamanda aktif tubüler sekresyonla atılan ilaçlarında metabolitin renal klerensini düşürmesi umulur.   Levetirasetamın probenesid üzerindeki etkisi çalışılmamıştır ve levetirasetamın diğer aktif olarak sekrete edilen steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar, sulfonamidler ve metotreksat gibi ilaçlar üzerindeki etkisi bilinmemektedir.   Levetirasetamın günlük 1000 mg’lık dozu, oral kontraseptiflerin (etinil-östradiol, levonorgestrel) farmakokinetiklerini ve endokrin parametreleri (lüteinizan hormon ve progesteron) değiştirmemektedir. Digoksin, oral kontraseptifler ve varfarin’in birlikte kullanımının levetirasetamın farmakokinetiğine etkisi yoktur. Levetirasetam 2000mg/gün digoksin ve varfarinin farmakokinetiğini etkilememiştir. Protrombin zamanı değişmemiştir. Antasidlerin levetirasetamın emilimi üzerine etkisi saptanamamıştır. Gıdalar, levetirasetamın emilim miktarını etkilememektedirler, ancak emilim hızı hafifçe azalmaktadır. Levetirasetamın alkol ile etkileşimine yönelik bir veri bulunmamaktadır

Kontraendikasyonlar

Levetirasetam, diğer pirolidon türevleri veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Keppra 100 mg / ml oral çözelti bir bardak su ile seyreltilerek alınmalıdır.Yemeklerle birlikte ve yemek harici alınabilir. Günlük doz iki eşit miktarda verilmelidir.   Kullanma Klavuzu:   Şişeyi açınız: Kapağı bastırınız ve çevirerek kilidi açınız (Şekil 1). Enjektörü alarak, şişeye koyunuz (Şekil 2). Doktorun reçetelediği mg miktara eşdeğer işarete kadar pistonu çekerek enjektörü doldurun (Şekil 3). Enjektörü şişeden çıkarın (Şekil 4). Pistonu ittirerek çözeltiyi su dolu bardağın içine boşaltın (Şekil 5). Bardaktaki sıvının tamamını için.   Enjektörü su ile yıkayın (Şekil 6). Şişeyi plastik kapak ile kapatın.   Monoterapi   Yetişkinlerde ve 16 yaş üzeri adölesanlarda Tavsiye edilen başlangıç tedavi dozu günde iki kere 250 mg’dır. 2 haftadan sonra başlangıç tedavi dozu günde iki kere 500 mg olacak şekilde arttırılmalıdır. Klinik cevaba göre doz, iki haftada bir günde iki kez 250 mg’lık artışlarla arttırılabilir. Maksimum doz günde iki kere 1500 mg’dır.   Ek-tedavi   Yetişkinlerde (≥18) ve 50 kg veya üzerindeki adelösanlarda (12-17 yaş): Başlangıçtaki tedavi dozu günde iki kere 500 mg’dır. Bu doza tedavinin ilk gününden itibaren başlanabilir. Klinik cevap ve tolerabiliteye göre doz günde iki kez 1500 mg’a kadar çıkartılabilir. Doz değişimleri 2 – 4 haftada bir, günde iki kere 500 mg olmak üzere arttırılabilir veya azaltılabilir. Yaşlılarda (65 yaş üstü kişilerde): Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dozun ayarlanması tavsiye edilmektedir  ("Böbrek yetmezliği Olan Hastalar" bölümüne bakınız).   4-11 yaş arası çocuklarda ve 50 kg’ın altındaki adölesanlarda (12-17 yaş): Başlangıçtaki tedavi dozu günde iki kere 10 mg/kg’dır. Klinik cevap ve toleransa göre, doz günde iki kez 30 mg/kg’a çıkartılabilir. Doz değişimleri 2 haftada bir, günde iki kere 10 mg/kg’ı geçmemek şartıyla arttırılabilir veya azaltılabilir. 50 kg üzerindeki çocuklarda dozaj yetişkinler ile aynıdır. Hekim ağırlık ve doza göre en uygun farmasötik şekli ve dozu reçetelemelidir. Çocuklar ve adölesanlar için tavsiye edilen dozaj Ağırlık Başlangıç dozu Günde iki kere 10 mg/kg Maksimum doz Günde iki kere 30 mg/kg 15 kg(1) Günde iki kere 150 mg Günde iki kere 450 mg 20 kg(1) Günde iki kere 200 mg Günde iki kere 600 mg 25 kg Günde iki kere 250 mg Günde iki kere 750 mg 50 kg üzeri(2) Günde iki kere 500 mg Günde iki kere 1500 mg (1) 20 kg ve bu ağırlığın altındaki çocukların, tedaviye Keppra 100 mg/ml oral çözelti ile başlaması tavsiye edilir. (2) 50 kg veya üzeri ağırlığa sahip çocuklarda dozaj yetişkinler ile aynıdır. Dereceli oral enjektör 1000 mg levetirasetam (10 ml’ye) alabilir. Derecelendirme her 25 mg (0.25 ml)’dadır.   Yeni doğan ve 4 yaşından küçük çocuklarda: Keppra’nın 4 yaşın altındaki çocuklarda, güvenlilik ve etkinlik ile ilgili yeterli veri bulunmaması sebebiyle kullanılması önerilmez   Böbrek Yetmezliği Olan Hastalarda: Günlük doz kişinin böbrek fonksiyonlarına göre ayarlanır. Yetişkin hastalar için bu tablo kullanılır ve tabloda belirtildiği şekilde doz ayarlaması yapılır. Bu tabloyu kullanabilmek için hastanın kreatinin klerensi (CLcr) ml/dak. hesaplanmalıdır. CLcr ml/dak. değeri aşağıdaki formülü kullanarak serum kreatinin (mg/dl) üzerinden saptanabilir.                               [ 140-yaş (yıl) ] x ağırlık (kg) CLcr (ml/dak)= —————————————  (kadınlar için 0.85 ile çarpılır)                             72 x serum kreatinin (mg/dl)   CLcr Vücut Yüzey Alanı (BSA) için aşağıda belirtildiği şekilde ayarlanmıştır:                                                              CLcr (ml/dak) CLcr (ml/dak/1.73m2)= ————————————————1.73                                                            BSA (m2)     Böbrek Fonksiyon Bozukluğunda yetişkin hastalarda doz ayarlaması GRUP   KREATİNİN KLERENSİ (ml/dak//1.73 m2) DOZ VE DOZ SIKLIĞI Normal > 80 Günde iki kere   500-1500 mg Hafif 50 – 79 Günde iki kere   500-1000 mg  Orta 30 – 49 Günde iki kere     250-750 mg  Ağır < 30 Günde iki kere     250-500 mg Böbrek yetmezliğinin son evresinde olan ve diyalize giren hastalarda (1) – Günde bir kere(2) 500-1000 mg  (1) Levetirasetam tedavisinin ilk gününde 750 mg’lık yükleme dozu önerilmektedir. (2) Diyalizi takiben 250 – 500 mg’lık ek doz önerilmektedir.  

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

KEPPRA® 250 mg Film Tablet (50 tablet), KEPPRA® 500 mg Film Tablet (50 tablet), KEPPRA® 1000 mg Film Tablet (50 tablet), KEPPRA® 500 mg/5 ml Konsantre İnfüzyon Çözelti İçeren Flakon (10 flakon).

Saklama Koşulları

25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Şişe açıldıktan sonra 25°C’de saklanmalı ve 2 ay içinde kullanılmalıdır. Işığa hassasiyetinden dolayı orijinal ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

KEPPRA® 100 mg/ml Oral Çözelti 300 ml bal rengi cam şişede (dereceli oral enjektör içeren karton kutuda)

Uyarılar/Önlemler

Mevcut klinik deneyimlere göre, Keppra tedavisinin kademeli bir doz azaltımı ile sonlandırılması önerilmektedir (Örn: yetişkinlerde 2- haftada bir 2 x 500 mg/gün; çocuklarda 2 haftada bir 2 x 10 mg/kg/gün’ü geçmemek şartıyla azaltarak).   Çocuklarla ilgili eldeki veriler, ergenlik ve büyümeye etkisinin olmadığını göstermektedir. Bununla birlikte çocuklarda, öğrenme, zeka, büyüme, endokrin fonksiyonu, ergenlik ve çocuk doğurma potansiyeli üzerindeki uzun süreli etkileri bilinmemektedir.    Parsiyel başlangıçlı nöbetleri olan levetirasetam tedavisindeki yetişkin ve çocuk hastaların %14’ünde epilepsi nöbeti sıklığında %25’in üzerinde artış bildirilirken bu artış plasebo alan yetişkin ve çocuk hastaların sırası ile % 26 ve %21’nde bildirilmiştir. Keppra, idiyopatik jeneralize epilepsili yetişkinlerde ve adölesanlarda primer jeneralize tonik-klonik nöbetlerin tedavisinde kullanıldığında absansların sıklığında değişiklik olmamıştır.   Böbrek yetmezliği olanlarda doz ayarlaması gerekebilir. Bu nedenle böbrek yetmezliği olan hastalara verilecek dozun tespitinden önce böbrek fonksiyonlarının takibi önerilmektedir (bakınız bölüm "Kullanım şekli ve Dozu").   Bu ilaçla tedavi edilen hastalarda intihar düşüncesi ve davranışı bildirilmiştir. Bu nedenle hastalar intihar düşüncesi ve davranışı açısından yakından izlenmelidir. İntihar düşüncesi ve davranışı ortaya çıktığında hasta ve hasta yakınının tıbbi destek alması önerilmelidir.   Keppra 100 mg/ml oral çözelti metil p-hidroksi benzoat (E218) ve propil p-hidroksi benzoat (E216) içerdiğinden alerji yapabilir (muhtemelen gecikmiş). Ayrıca maltitol içerir, nadir kalıtsal fruktoz intolerans problemli hastalarda bu ilaç kullanılmamalıdır.      Gebelik ve Emzirme Döneminde kullanım:   Gebelik kategorisi “C”. Hamile kadınlarda levetirasetam kullanımına yönelik yeterli veri bulunmamaktadır. Hayvan çalışmalarında, üreme toksisitesi olduğu gösterilmiştir İnsanlar için potansiyel risk bilinmemektedir. Keppra hamilelik boyunca çok gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır. Antiepileptik tedavilerin kesilmesi sonucunda hastalık daha kötüleşebilir, anneye ve fetusa zarar verecek durumlar ortaya çıkabilir. Levetirasetam anne sütüne geçmektedir. Bu nedenle, ilaç kullanırken anne sütü ile besleme önerilmemektedir.   Araç ve Makine Kullanma Yeteneği Üzerindeki Etkiler   Araç ve makina kullanımı gibi dikkat gerektiren durumlara yönelik etkisine ait bir çalışma yapılmamıştır. Bu nedenle, kişiden kişiye değişen hassasiyete bağlı olarak tedavinin başlangıcında veya doz artışlarında, uyuklama hali veya diğer santral sinir sistemi ile ilişkili semptomlar görülebilir. Bundan dolayı bu tür görevleri yapacak kişilerin, araç sürücülerinin ve makina operatörlerinin dikkatli olması gereklidir. Bu tür aktiviteleri gerçekleştirecek hastaların yeteneklerinin etkilenmediği kanıtlanıncaya dek araç veya makine kullanması tavsiye edilmemektedir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Keppra oral formülasyonlar ile parsiyel başlangıçlı nöbetlerin görüldüğü erişkin hastalarda yürütülen klinik çalışmalardan elde edilen güvenilirlik verilerine göre; Keppra grubunda hastaların %46.4’ü; plasebo grubunda ise hastaların %42.2’sinde istenmeyen etkiler gözlenmiştir. Ciddi istenmeyen etkiler, Keppra grubunda hastaların %2.4’ünde, plasebo gruplarında hastaların %2’sinde görülmüştür. En sık bildirilen istenmeyen etkiler; somnolans, asteni ve başdönmesi’dir. Güvenilirlik analizinde, belirgin bir doz-cevap ilişkisi bulunmamaktadır fakat santral sinir sistemine bağlı istenmeyen etkilerin görülme sıklığı ve şiddeti zaman içinde azalmaktadır.   Parsiyel başlangıçlı nöbetlerin görüldüğü 16 yaş ve üzeri adelösan ve erişkinlerde yürütülen monoterapi çalışmasında, hastaların %49.8’inde en az bir ilaca bağlı istenmeyen etki görülmüştür. En sık bildirilen istenmeyen etkiler, yorgunluk ve somnolans’dır.   Parsiyel başlangıçlı nöbetlerin görüldüğü pediyatrik hastalarda (4 ila 16 yaş) gerçekleştirilen bir çalışma, Keppra ve plasebo ile tedavi edilen pediyatrik hastalarda istenmeyen etki görülme sıklığının sırasıyla %55.4 ve % 40.2, ciddi istenmeyen etki görülme sıklığının ise sırasıyla %0.0 ve % 1.0 olduğunu göstermiştir. Pediyatrik popülasyonda en sık bildirilen istenmeyen etkiler; somnolans, saldırganlık, sinirlilik, duygusal dalgalanmalar, ajitasyon, anoreksi, asteni ve başağrısı’dır. Pediyatrik hastalarda gerçekleştirilen güvenlik çalışmaları, davranışsal ve psikiyatrik istenmeyen etkilerin yetişkinlere oranla çocuklarda daha sık görülmesi dışında (%38.6’ya karşılık %18.6), yetişkinlerde levetirasetamın güvenlik profili ile uyum içindedir. Bununla birlikte, yetişkinler ile karşılaştırıldığında nisbi risk çocuklarda ve yetişkinlerde benzerdir.   Primer jeneralize tonik-klonik nöbetler ile idiyopatik jeneralize epilepsili çocuklar (4-65 yaş) ve erişkinlerde yürütülen bir çalışmaya göre; Keppra grubunda hastaların %39.2’sinde ve plasebo grubunda hastaların %29.8’inde tedaviye bağlı istenmeyen etkiler gözlenmiştir. En sık bildirilen istenmeyen etki yorgunluk’tur. Myoklonik nöbetlerin görüldüğü erişkin ve adölesanlarda (12-65 yaş) yürütülen bir çalışmaya göre; Keppra grubunda hastaların %33.3’ünde ve plasebo grubunda hastaların %30’unda istenmeyen etkiler gözlenmiştir. En sık bildirilen istenmeyen etki başağrısı ve somnolansdır. Güvenilirlik sonuçları, myoklonik nöbetli hastalarda, parsiyel başlangıçlı nöbetlerin görüldüğü erişkin hastalara göre, levetirasetam ile daha az sıklıkta istenmeyen etkilerin görüldüğünü göstermiştir (%33.3’e karşı % 46.4).    Klinik çalışmalardan (erişkinler ve çocuklar) veya ilacın pazara çıkmasının ardından kazanılan deneyimden elde edilen Keppra ile muhtemelen ilişkili olduğu kabul edilmiş istenmeyen etkiler ve bunların dağılımı şu şekildedir:   Çok yaygın (≥ 1/10 ); yaygın (≥ 1/100, <1/10 ); yaygın olmayan (≥ 1/1000, < 1/100 ); seyrek (≥1/10000, < 1/1000 ); çok seyrek (< 1/10000 ) (istisnai raporlar dahildir). Pazar-sonrası deneyimden elde edilen veriler, tedavi edilen popülasyonda istenmeyen etkilerin görülme sıklığı ile ilgili bir kestirim yapmak için yetersizdir. Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar Çok yaygın: asteni / yorgunluk    Sinir sistemi bozuklukları Çok yaygın: somnolans Yaygın: amnezi, ataksi, konvülsiyon, sersemlik hissi, baş ağrısı, hiperkinezi, tremor, denge bozukluğu, dikkat dağınıklığı, hafıza yetmezliği Pazarlama sonrası deneyim: parestezi   Psikiyatrik bozukluklar Yaygın: ajitasyon, depresyon, duygusal labilite/duygudurum dalgalanmaları, düşmanca davranış/ saldırganlık, insomni, sinirlilik/irritabilite, kişilik bozuklukları, anormal düşünceler Pazarlama sonrası deneyim: davranış bozuklukları, kızgınlık, anksiyete, konfüzyon, hallüsinasyon, psikotik bozukluklar, intihar, intihar girişimi ve intihar düşüncesi.   Gastrointestinal bozukluklar Yaygın: abdominal ağrı, ishal, dispepsi, bulantı, kusma Pazarlama sonrası deneyim: pankreatit   Hepatobiliar bozukluklar Pazarlama sonrası deneyim: karaciğer yetmezliği, hepatit, karaciğer fonksiyon test bozukluğu    Metabolizma ve beslenme bozuklukları Yaygın: anoreksi (anoreksi riski levetirasetam topiramat ile birlikte uygulandığında daha yüksektir), kilo artışı Pazarlama sonrası deneyim: kilo kaybı   Kulak ve labirentbozuklukları Yaygın: vertigo   Göz bozuklukları Yaygın: çift görme, bulanık görme   İskelet-kas ve bağ dokusu bozuklukları Yaygın: kas ağrısı   Yaralanma, zehirlenme ve prosedural komplikasyonlar Yaygın: kazaya bağlı yaralanmalar   Enfeksiyonlar ve enfastasyonlar Yaygın: enfeksiyon, nazofarenjit   Solunum, göğüs ve mediastinal bozukluklar Yaygın: öksürük artışı   Deri ve subkutanöz doku bozuklukları Yaygın: eritemli deri döküntüsü, ekzema, kaşıntı Pazarlama sonrası deneyim: alopesi; bir çok vakada Keppra tedavisi kesildiğinde iyileşme gözlenmiştir.   Kan ve lenfatik system bozuklukları Yaygın: trombositopeni Pazarlama sonrası deneyim: Lökopeni, nötropeni, pansitopeni (bazı vakalarda tanımlanan kemik iliği supresyonu ile beraber)   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ

Doz Aşımı

Endikasyonlar

Aşağıdaki durumlarda meydana gelen tromboembolik komplikasyonların profilaksi ve tedavisinde; Antitrombin III’ün kalıtımsal eksikliği Antitrombin III’ün edinsel eksikliği

Farmakodinamik Özellikler

Farmakoteropetik Grup:Antitrombotik ajanlar, heparin grup ATC Kodu: B01AB02 Antithrombin III (AT-III), moleküler ağırlığı 58,000 olan alpha2- glikoproteindir ve insan plazmasında yaklaşık 12.5 mg/dL konsantrasyonunda bulunmaktadır. Antithrombin III trombinin başlıca plazma inhibitörüdür. Trombinin, antitrombin III ile inaktivasyonu kovalent bağ oluşumuyla gerçekleşir. Bu kovalent bağın oluşumuda inaktif 1:1 sitokiyometri kompleksi içerisindeki Antitrombin III üzerindeki arjinin reaktif bölgesi ile aktif serin trombinin etkileşimi ile sonuçlanır.AT III ayrıca diğer pıhtılaşma kaskadındaki bileşikleri de, faktör IXa, Xa, XIa, ve XIIa inaktive edebilir. AT III ile serine proteazın nötralizasyonu heparin yokluğunda yavaş olurken, heparin varlığında ise hızlanır. Heparin tarafından daha da hızlandırılan geniş inhibitör etkisinden dolayı AT III, hemostaz dengesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. AT III’ ün kalıtımsal eksikliği genel popülasyonda 2000 ila 5000 de 1 kişide olduğu tahmin edilir. Kalıtımsal model otozomal olarak baskındır. Etkilenmiş kişilerde, spontan trombosis ve pulmoner embolizm %40-%60 normal seviyedeki AT III ile ilişkilidir.Bu olay genelde 20 yaşından sonra görülür ve yaşla, hamilelik faktörü ve ameliyatla artar.Hamilelik süresince kalıtımsal AT III eksikliğinde, tromboembolik olayların frekansı %70 olarak bildirilmiştir. Kalıtımsal eksikliği olan kadınlarda hamilelik süresince insan antitrombin III konsantratlarının kullanımının yararlı olduğu görülmüştür. Buna rağmen, birçok vakada da venöz trombosiz ve pulmoner embolizme katkıda bulunmadığı gözlenmiştir. Kalıtımsal antitrombin III eksikliği olan %85’ den daha fazla insanda da 50 yaşından sonra en az bir kez trombotik olayla karşılaştığı görülmüştür.Bazı kişilerde de oral antikoagülasyonların kullanımı antitrombin III’ün endojen seviyesinde artışa neden olduğunu göstermiştir ve ATIII’ ün endojen seviyesinde ki artışta kişilerde trombosiz oluşumunu önlemiştir.

Farmakokinetik Özellikler

Kybernin P’ nin intravenöz alınması hızlı etki ettiğini ve biyoyararlanımının alınan doz ile orantılı olduğunu gösterir. Ortalama in vivo geri kazanım test edilen 5 sağlıklı insanda %65 ( tmax=1.15 saat’te) olarak bulundu. Kybernin P’ nin dağılımı ve metabolizması fizyolojik inhibitör ile aynı şekildedir. Biyolojik yarılanma ömrü 2.5 gündür ancak akut tüketim şartlarında bu süre saatlere inebilir. Bu tür hastalarda AT III aktivitesinin günde birkaç defa kontrol edilmesi gerekir. Bu amaçla kromojenik substrat kullanılarak yapılan analizler uygundur.

Farmasötik Şekli

I.V. İnfüzyon İçin Liyofilize Toz İçeren Flakon

Formülü

Etken madde: İnsan Antitrombin III 500 IU (50 IU/1mL) Kuru madde ( insan plazma fraksiyonu) 309 mg Toplam protein 95 mg   Yardımcı maddeler: Aminoasetik asit (glisin) 100mg Sodyum Klorür 80mg Sodyum Sitrat 30mg Enjeksiyonluk su (çözücü) 10 mL

İlaç Etkileşmeleri

Antitrombin III’ün koagülasyonu inhibe edici etkisi, heparin ile büyük ölçüde artmaktadır. Bu durum AT III’ün yarılanma ömrünü önemli miktarda azaltabilir.Hastaların antitrombin III aktivitesini normalize etme sırasında heparin tedavisi uygulaması kanama riskini artırır. Aynı zamanda heparin uygulanması kanama riski yüksek olan hastalarda dikkatle yürütülmelidir.Eğer heparin kullanılırsa,sadece düşük bir doz standart heparin uygulanmalıdır (saatte <500 IU standart heparin).Antitrombin III aktivitesinin koagülasyon parametreleri üzerindeki etkisi yakından takip edilmelidir. AT III ile diğer kaoagülasyonu inhibe edici faktörlerin birlikte kullanılmasında (Örn; aktive protein C) kanama riskinin artmasına karşı, hasta tıbbi gözetim altında tutulmalıdır.

Kontraendikasyonlar

Preparatın içeriğine karşı bilinen alerjik reaksiyonu olan kişilerde dikkatli kullanılmalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doz: Replasman tedavisinin dozu ve süresi, hastalığın şiddetine ve klinik tabloya bağlıdır. Uygulanacak doz ve veriliş sıklığı, her hastada klinik etkiye ve laboratuar sonuçlarına göre ayarlanmalıdır. AT III’ ün 1 uluslararası ünitesi (IU) 1 mL normal sitrat ile toplanmış insan plazmasında bulunan antitrombin III’e karşılık gelir.Bu konsantrasyon % 100 adlandırılır. Vücut ağırlığının her kg’ı başına 1 IU Kybernin P verilmesi, antitrombin III aktivitesini yaklaşık % 1,5 arttırır.   Başlangıç dozu aşağıdaki formül kullanılarak belirlenir: Gerekli ünite = Vücut ağırlığı (kg) x ( 100- gerçek antitrombin aktivitesi [%]) x 2/3   AT III aktivitesi başlangıçta hedef seviye olan %100’ e yükseltilmelidir.Daha sonra tedavi boyunca % 80’ nin üzerinde tutulmalıdır. Doz antitrombin III aktivitesinin labaratuvar ölçümleri ışığında belirlenmelidir. Bu ölçümler, hasta stabilize edilene kadar günde en az iki kere bundan sonra da günde bir kere ve sonra Kybernin P uygulamadan hemen önce yapılmalıdır. Antitrombin III’ün yarılanma ömrünün dissemine intravasküler koagülasyon gibi bazı klinik durumlarda önemli miktarda kısalabileceği akılda tutulmalıdır.   Yenidoğanda, bebekte ve çocukta dozlar : Koagülasyon durumuna bağlı olarak, vücut ağırlığı başına günde 40 –60 IU/kg’a kadar yükseltilebilir.Klinik şartlar nedeniyle kişilerde daha yüksek dozlar gerekebilir.Bu tür vakalarda antitrombin III seviyesi % 120’ i aşmamalı ve AT III aktivitesi sık sık izlenmelidir.   Kullanım şekli: Kuru madde steril şartlarda 10 mL enjeksiyon su içinde tamamen eritilir. Berrak ya da hafif opak bir solüsyon elde edilir (bkz. Saklama koşulları). Solüsyon yavaşca intravenöz yolla enjekte edilir veya infüze edilir ( maksimum 4 mL / dakika).   Kullanım Süresi: Semptomlar kaybolana kadar ve antitrombin III seviyeleri normale dönene kadar kullanılmalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Saklama Koşulları

Kybernin P +25 ºC’de saklanmalıdır, dondurulmamalıdır. Donmuş ürünler çözülüp kullanılmamalıdır. Kullanıma hazırlandıktan sonra fizikokimyasal stabilite sonuçlarına göre maksimum 25ºC olan oda sıcaklığında 8 saat süre ile saklanabilir. Mikrobiyolojik açıdan bakıldığında Kybernin P gibi koruyucu içermeyen ürünler hazırlandıktan sonra hemen kullanılmalıdır. Eğer hemen kullanılmayacaksa en fazla 25ºC’ de oda sıcaklığında 8 saat süre ile bekletilebilir.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

1 adet toz bulunan flakon 1 adet 10 mL enjeksiyonluk su içeren flakon ­1 adet transfer seti

Uyarılar/Önlemler

Yalnızca intravenöz yolla kullanılmalıdır. Klinik değerlendirmelere dayanarak, prematüre yeni doğan bebeklerde RDS ( yenidoğan respiratuar distres sendromu) tedavisi için AT III kullanımı tavsiye edilmemektedir.   Kybernin P kullanımında, alerjik tip aşırı duyarlılık reaksiyonları ve anafilaktik reaksiyonların oluşması halinde, infüzyon hemen durdurulmalı ve şok tedavisi için güncel standart tedaviler uygulanmalıdır. Gerektiğinde, aşağıdaki ek tedavilere başvurulabilir:   1. Orta şiddetteki reaksiyonlarda: Kortikostereoid ve antihistaminik tedavisi uygulanmalıdır. 2. Ciddi veya hayatı tehdit eden reaksiyonlarda (örn; anafilaktik şok) , reaksiyonun ciddiyetine bağlı olarak; Derhal yavaşca i.v. adrenalin enjekte edilmelidir. buna ek olarak yavaşca yüksek dozda i.v. kortikosteroid enjeksiyonu; gerekiyorsa replasman tedavisi, oksijen. Virüs güvenirliliği İnsan kanı veya plazmasından hazırlanan tıbbi ürünlerin kullanımından kaynaklanan enfeksiyonların önüne geçmek için alınan standart önlemler, vericilerin seçilmesini, münferit bağışların ve plazma havuzlarının belli enfeksiyon belirteçleri için izlenmesini ve virüslerin etkisizleştirilmesi/uzaklaştırılması için etkili üretim basamaklarını kapsamaktadır. Buna karşın, insan kanı veya plazmasından hazırlanan ürünler uygulandığında, enfeksiyona neden olacak ajanların geçişi olasılığı yok edilememektedir. Bu durum bilinmeyen veya gelişmekte olan virüsler ve diğer patojenler için de geçerlidir.   Bu ilacın üretiminde kullanılan plazmalar Creutzfeldt Jacob (deli dana) ve new variant Creutzfeldt Jacob hastalıklarına karşı teorik enfeksiyon riskini minimize edebilmek için hazırlanmış prosedüre uygun olarak seçilen donörlerden alınmıştır. Yine de virüsler ve teorik olarak Creutzfeldt-Jacob hastalığı (CJD) ajanı taşıyabilme riski bulunmaktadır.   Bazı virüsler örneğin; hepatit A virüsü ve parvovirus B19 gibi virüsleri inaktivite etmek özellikle zordur. Parvovirus B19 enfeksiyonu, gebelerde (fetusun enfeksiyonu) ve bağışıklık sistemi yetersiz veya eritropoiesis artışı görülen hastalarda (örn. hemolitik anemi) ciddi seyredebilmektedir.   Kybernin P ile enfeksiyon ajanlarının geçiş riskini azaltmak için donörlerin seçiminde sıkı kontroller alınmaktadır. Kybernin P’ nin üretim prosesinde virüsleri etkisiz hale getirmek için aşağıdaki önlemler alınmaktadır: Kybernin P, HbsAg antiHCV, antiHIV-1 ve antiHIV-2 için negatif olan sağlıklı donörlerin plazmalarından üretilmiştir. Aynı zamanda Kybernin P üretiminde nükleik asit amplifikasyon teknolojisi (örneğin; Polimeraz Zincir reaksiyonu) ile HIV-1, HCV, HBV virüs genetik materyalleri kadar HBs antijeni için ve HIV-1, HIV-2 antikorları için plazma havuzları test edilir. Kybernin P’ nin üretim prosesi virüslerin yok edilmesi ve etkisiz hale getirilmesini sağlayan adımları içerir. Hazırlanan sulu solüsyon 10 saat boyunca 60o C ısıya maruz bırakılarak virüslerin inaktivite edilmesi sağlanır. Düzenli/tekrarlanan plazma kaynaklı antitrombin III ürünlerini alan hastalar için uygun aşılama düşünülmelidir (Hepatit A ve Hepatit B). Hasta ile ürün serisi arasındaki bağıntıyı koruyabilmek amacı ile, hastaya her Kybernin P uygulandığında ürünün ismi ve seri numarasının kayıt edilmesi önemle tavsiye edilmektedir. Hekim ürünün reçeteye yazılmasından ve hastaya uygulanmasından önce, ürünün riskleri ve yararları konusunda hastayı bilgilendirmelidir.   Çocuklarda kullanım: Kybernin P’nin çocuklarda kullanımının etkinliği ve güvenirliliği belirlenmemiştir.Kalıtımsal AT III eksikliği olan ailelerin yeni doğan çocuklarında doğumdan hemen sonra AT III seviyeleri ölçülmelidir.   Gebelik ve Laktasyonda Kullanımı:   Gebelik kategorisi C ’dir. Hamilelik ve emzirmede Kybernin P ürününün kullanım güvenirliliğine dair kontrollü klinik çalışmalar yapılmamıştır. Deneysel hayvan çalışmaları, embriyo ve fetus büyüme ve gelişimindeki güvenirliliğin değerlendirilebilmesi için yetersizdir.Bundan dolayı, AT III gebelik ve laktasyon döneminde, mutlak zorunlu görülmesi halinde kullanılmalıdır.   Araç ve Makine Kullanmaya Etkisi: Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkisi gözlenmemiştir.  

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Aşırı duyarlılığı olan veya alerjik reaksiyonları bulunan hastalarda anjiyonörotik ödem, yanıklar ve infüzyonlu dokularda yanma, üşüme hissi, yüzde kızarma, genel ürtiker, baş ağrısı, düşük tansiyon, uyuşukluk, bulantı, huzursuzluk, taşikardi, göğüste sıkışma, vücutta karıncalanma, kusma, solunumda güçlük, hırıltılı solluk alıp verme gibi yan etiler seyrek olarak gözlenmiştir. Bazı olaylar şiddetli anafilaksiye (şok içeren) ilerleyebilir. Çok ender olarak vücut sıcaklığında yükselme gözlenmiştir. Ayrıca bazı vakalarda da mide bulantısı, bağırsak dolgunluğu, bayılma hissi, kötü tat, kramplar, halsizlik, hematom oluşumu gözlenmiştir. Bu semptomlar görüldüğü takdirde hastaya ilacın kullanımı derhal kesmesi ve doktoruna başvurması gerektiği söylenmelidir. Virüs güvenirliliği için bkz. Uyarılar/Önlemler. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Endikasyonlar

Romatizmal ağrılar, adale ağrısı, burkulma, nevralji, boyun tutulması, bel ağrısı gibi hafif ağrılar ile benzer rahatsızlıkların neden olduğu ağrıların semptomatik tedavisinde kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Antinevraljik ve analjezik olan KAMFOLİN ağrıyan yere sürüldüğünde kan toplayarak ve sirkülasyonu süratlendirerek etki gösterir. Ağrıyı azaltır.

Farmakokinetik Özellikler

Deriden süratle nüfuz ederek tesirini hemen gösterir. KAMFOLİN yağsız olarak hazırlanmış olduğundan su ile kolaylıkla yıkanıp temizlenir ve leke yapmaz. Böylece kullanışı kolaydır.

Farmasötik Şekli

Merhem

Formülü

Metil Salisilat 7,50 g. Mentol 5,00 g.

İlaç Etkileşmeleri

Kontraendikasyonlar

Formülde yer alan herhangi bir maddeye karşı aşırı hassasiyeti olan kişilerde kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde Kamfolin pomat günde birkaç defa (3-4 defa), ağrıyan bölgenin genişliğine göre 2 g’a kadar (fındık büyüklüğünde), tüpün özel başlığı ile deriye yayarak uygulanır.    Kamfolin pomat tüpünün özel masaj başlığı ile kullanımı şu şekildedir. Tüpün kapağını açınız. Gerekli miktardaki pomadı kullanılacak bölgeye sıkınız. Şekilde görüldüğü gibi tüpü cilde dik olarak tutup, hafif basınç uygulayarak, dairesel hareketlerle Kamfolin pomadı ağrılı bölgeye yediriniz. Tüpün kapağını kapatınız. Kamfolin pomadın mukoza ve göz ile temasından kaçınınız. Pomadı sürdükten sonra elleri su ve sabun ile yıkayınız. Yaralı, dermatozu ve enfekte cilde sürülmemelidir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Saklama Koşulları

Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Doktorunuza danışmadan kullanmayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

50 g. Tüpte

Uyarılar/Önlemler

KAMFOLİN yalnızca haricen tatbik edilir. Göz ve ağıza değdirilmemeli, çatlak, iltihaplı, yaralı kısımlara sürülmemelidir. Hassasiyeti olanlar dikkatle kullanmalıdır. Tedavi esnasında ciltte tahriş görülürse tedaviyi kesmek gerekir. Ağrı 10 günden fazla devam eder veya kırmızılık görülürse hemen bir doktora danışılmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Salisilatlara hassas kişilerde deri reaksiyonları görülebilir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Herhangi bir nedenle fazla miktarda alındığında gastrik lavaj yapılır ve destekleyici tedavi uygulanır.

Endikasyonlar

Tablet

Farmakodinamik Özellikler

Bir tablet; 200 mg Fenprobamat ve 200 mg Parasetamol (etkin maddeler), Ouinoline Yellow Lake, Titanyum dioksit, FD&C Yellow# 6/Sunset yellow FCF lake, Ponceau 4R lake (Boyar maddeler) içerir.

Farmakokinetik Özellikler

Kuiflex Film Tablet alkol, santral sinir sistemi depresanları ve psikotrop ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır.

Farmasötik Şekli

Formülde yer alan maddelerden herhangi birine aşırı duyarlılığı bulunanlarda, hamile ve emziren kadınlarda ve myastenia graviste kullanılmamalıdır.

Formülü

İlaç Etkileşmeleri

03.02.1989 -147/36

Kontraendikasyonlar

30°C'nin altında, oda sıcaklığında saklayınız.

Kullanım Şekli Ve Dozu

40 tabletlik blister ambalajlarda.
(Visited 35 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window