İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Serum Fiyat Listesi
İlaç Firması POLIDEKS
Birim Miktarı 1
ATC Kodu B05BB02
ATC Açıklaması Karbonhidratlı Elektrolitler
NFC Kodu QC
NFC Açıklaması Parenteral İnfüzyon Flakonları/Şişeleri
Kamu Kodu A09758
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 9,5 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 8,49 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E321F

İlaç Etken Maddeleri

  • dekstroz monohidrat

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Kronik dozaşımında adrenal supresyon ihtimali düşünülmelidir. Tedavi semptomatik ve destekleyici olmalıdır. Metilprednisolon diyalize edilebilir.  

Endikasyonlar

Romatizmal hastalıklar: romatoid artrit, (düşük doz uygulamaları ile juvenil romatizmal artrit dahil) psöriatik artrit, ankilozan spondilit, akut gut artriti, post-travmatik osteoartrit, akut non-spesifik tendosinovit, akut/subakut bursit ve epikondilit.   Kollojen doku hastalıkları: sistemik lupus eritematosus, sistemik dermatomiyosit ve akut romatoid kardit.   Deri hastalıkları: pemfigus, eritema multiform (Stevens-Johnson sendromu) eksfolyatif dermatit, büllü dermatitis herpetiformis, ağır seyreden psoriasis, seboreik dermatit ve mikozis fungoides.   Göz hastalıkları: herpes zoster oftalmikus, iritis, iridosiklitis korioretinitis, yaygın posterior uveitis ve koroiditis, optik nevrit, sempatetik oftalmi, ön segment enflamasyonu, alerjik konjonktivit, alerjik korneal marjinal ülser ve keratit.   Alerjik reaksiyonlar: bronşiyal astım, kontakt dermatit, atopik dermatit, serum hastalığı, mevsimsel ya da uzun süreli alerjik rinit, aşırı ilaç duyarlılığı, ürtikeriyel transfüzyon reaksiyonları ve akut non-enfeksiyöz larenks ödemi.   Solunum sistemi hastalıkları: semptomatik sarkoidoz, berilliosis, tedavi edilemeyen Löffler sendromu, aspirasyon pnömonisi ve gerekli anti-tüberküloz tedavi ile birlikte fülmine ya da dissemine pulmoner tüberküloz.   Hematolojik hastalıklar: kazanılmış (otoimmun) hemolitik anemi, erişkinlerdeki sekonder trombositopeni, eritroblastopeni, konjenital hipoplastik anemi.   Sinir sistemi hastalıkları: multipl skleroz.   Sindirim sistemi hastalıkları: ülseratif kolit ve rejyonel enterit.   Standart akut şok tedavisine cevap vermeyen şoklarda: kardiyojenik şok, septik şok, anafilaktik şok, hipovolemik şok; karışık şok durumlarında: travma, yanıklar, çeşitli etyolojik nedenli geç şoklar.

Farmakodinamik Özellikler

Sentetik ve fluorsuz bir kortikosteroiddir. Yarılanma süresi hidrokortizondan uzun prednisolon ile aynı düzeydedir.   Metilprednisolon da tüm kortikosteroidler gibi belirli dokulardaki hücrelerin protein sentezini kontrol altında tutar; antienflamatuar ve antialerjik etki gösterir. Aynı zamanda enflamasyon bölgesindeki nötrofil ve monosit makrofajlarının gelişmesini inhibe eder; bağ dokusundaki fibroblast sayısını , etkisini ve proliferasyonunu azaltır; immun sistemi baskı altında tutar. Metilprednisolon hücre ve organel membranlarını stabilize eder; kinin bradikinin oluşumunu yavaşlatır, aynı zamanda histamin ve histamin benzeri maddeleri hücre içinde bloke eder.   Metilprednisolonun sodyum süksinat esteri olan PREDNOL-L özellikle çok kısa zamanda yüksek kan seviyelerinin istendiği durumlarda intravenöz olarak küçük hacimlerde uygulanabilen ve yüksek derecede eriyebilme kabiliyeti olan bir preparattır. Prednisolondan daha az sodyum ve tuz retansiyonu sağlar, bundan dolayı acil durumlarda yüksek sodyum retansiyonu olan hastalarda emniyetle kullanılabilir.   Hayatı tehdit edici durumlarda ve bilhassa çeşitli şok durumlarında PREDNOL-L ile alınan neticeler çok başarılıdır. Son senelerdeki çeşitli klinik çalışmalar şok gibi akut durumlarda yüksek dozda kortikosteroid uygulamasını kanıtlamaktadır. Arzu edilen kısa sürede ani etki ancak yüksek dozda steroid tedavisiyle sağlanmaktadır. (Lillehei). Hatta bu durumlarda saptanan dozlar günde 500-1000 mg a kadar çıkabilmektedir.   Uygulamadan 2 ila 5 dakika sonra:   a. Periferik vasküler direncin düştüğü b. Venöz dönüşün arttığı c. Kardiak output’un yükseldiği d. Mikrosirkülasyonun arttığı görülmüştür.                                                                          Ayrıca: vazopressörlerin aktivasyonu, lizozomların stabilizasyonu adrenerjik blokaj ve periferik yataklarda biriken laktik asidin metabolize olması da sağlanmış olur. Modern şok tedavisinde, bilhassa septik ve kardiyojenik şoklarda ilk başta vazopressörlerin uygulanması hata olarak kabul edilmekte ve bunun yerine yüksek dozda metilprednisolon ile beraber diğer tedbirler düşünülmektedir. Masiv kortikosteroid uygulamasında, kullanış kolaylığı açısından 250 mg lık farmasötik şeklin önemi de büyüktür.

Farmakokinetik Özellikler

Prednol aktif maddesi metilprednisolon oral yoldan alındıktan sonra sindirim kanalından süratle ve hemen hemen tamamen absorbe edilir. Maksimal serum konsantrasyonu ortalama 60 dakika (1-2 saat) içinde, oluşmakta ve etki süresi 1.25-1.5 gün arasında değişmektedir. Metilprednisolon’un proteinlere bağlanma oranı %40-60 arasında değişmektedir. Metilprednisolon’un plazma yarılanma süresi ortalama 3.5 saat olup, biyolojik (doku) yarılanma süresi 18-36 saat arasında değişmektedir. Kortikosteroidler çeşitli dokularda yavaş bir tempo ile metabolize edilir. Bu tempo karaciğer, böbrek, kolon ve parotis de daha hızlıdır. Total vücut kleransı ortalama 33.6 mL/dak/kg ve dağılım hacmi 1.4 L/kg dır. Metilprednisolon inaktif metabolitler şeklinde idrar ile atılır; safra ve feçes ile atılım önemli miktarda değildir.

Farmasötik Şekli

PREDNOL-L 250 mg Liyofilize Enjektabl Ampul (Steril Apirojen)

Formülü

Her liyofilize ampulde 250 mg metilprednisolona eşdeğer metilprednisolon sodyum süksinat, 7 mg sodyum fosfat dibazik (anhidr), 2 mg sodyum klorür, bulunmaktadır. Her eritici ampul 4 ml enjeksiyonluk distile su içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Rifampisin, fenobarbital ve fenitoin gibi enzim salgılanmasını kamçılayan ajanlar kortikosteroidlerin hepatik bağlanması ve safradan atılmasını hızlandırdığından aktif metilprednisolon düzeylerini düşürür; antikoagülanlara cevap azalabilir. Özellikle erkeklerde salisilatların metabolizmasını hızlandırır.

Kontraendikasyonlar

PREDNOL-L sistemik fungal enfeksiyonlar, sistemik viral infeksiyonlar, metilprednisolona ve formülasyondaki diğer maddelere aşırı duyarlı olanlarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Damar içine ve derin kas arasına enjekte edilir. Perfüzyon sıvılarına ilave edilerek de verilebilir. Damar içine ağır verilmelidir. Kas için enjeksiyonları derin olmalıdır. Perfüzyon izotonik mahlüllerde yapılmalıdır (serum fizyolojik veya glukoz).. Büyükler için günlük genel doz vakanın şiddetine göre 20-40 mg arasında değişir. Elde edilen sonuca göre bu doz günde 2-3 defa tekrarlanabilir.  Çocuklar için günlük genel doz 1-3 mg/kg olup yaklaşık olarak 5 yaşından küçüklere 10 mg; 5-10 yaş arası 20-40 mg 10 yaş veya  üstü büyük dozu. Sulandırıldıktan sonra bekletilmeden kullanılmalıdır. Özellikle çocuklarda uygulama, etkili en düşük doz ve etkili en kısa sürede yapılmalıdır.  

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

PREDNOL-L 20 mg Liyofilize Enjektabl Ampul PREDNOL-L 40 mg Liyofilize Enjektabl Ampul PREDNOL Tablet 4 mg PREDNOL Tablet 16 mg

Ruhsat Sahibi

Mustafa Nevzat İlaç Sanayii A.Ş.

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

23.06.1976-124/27

Saklama Koşulları

Kronik dozaşımında adrenal supresyon ihtimali düşünülmelidir. Tedavi semptomatik ve destekleyici olmalıdır. Metilprednisolon diyalize edilebilir.  

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Prednol-L 250 mg Liyofilize Enjektabl Ampul, 1 liyofilize ampul ve sulandırıcı ampul ihtiva eden kutuda prospektüsüyle birlikte.  

Uyarılar/Önlemler

Kortikosteroidler kullanım sırasında enfeksiyon belirtilerini maskeleyebileceğinden Prednol-L uygulanan hastalar enfeksiyon oluşması yönünden yakinen izlenmeli ve gerektiğinde uygun antibiyotik tedavisi yapılmalıdır.   Septik artritte uygun antibiyotik ile birlikte kullanılmalıdır. Daha önce enfekte olmuş eklem içine direkt uygulama yapılmamalıdır.   Akut enfeksiyonlu hastalarda intraartriküler, intrabursal ve intratendonal uygulamalar yapılmamalıdır.   Uzun süreli kortikosteroid kullanımı posterior subkapsüler katarakt ve glakom oluşturabilir; optik sinir zedelenmesi ya da fungal veya viral enfeksiyon oluşumu kolaylaşabilir.   Tedavi sırasında su çiçeği aşısı ve diğer bağışıklık yöntemleri uygulanmamalıdır.   Aktif tüberkülozda ancak akut  ve yaygın vakalarda uygun tüberkülostatik ajanlarla birlikte kullanılmalıdır.   Uzun süreli tedavilerde bebek ve küçük çocukların büyüme ve gelişmeleri dikkatle izlenmelidir.   Hiperprotrombinemide aspirin ve diğer NSAİ ile birlikte çok dikkatli kullanılmalıdır.   Yüksek doz kortikosteroid uygulanması arteryel tansiyon yükselmesine, su ve tuz tutulmasına ve potasyum itrahına neden olabilir. Bu gibi durumlarda hastalar yakinen izlenmeli ve/veya gerekli diyet uygulaması yapılmalıdır. Oküler simpleksli hastalarda korneal perferasyon olasılığı gözönünde bulundurularak uygulama  çok dikkatli yapılmalıdır.   Siroz ve hipotroid durumlarında kortikosteroid uygulaması hastalığın seyrini hızlandırabilir.   Non-spesifik ülseratif kolit bulunanlarda kullanıldığında perferasyon, abse ve piyojenik enfeksiyon yönünden hasta dikkatle izlenmelidir. Diyabet, oküler herpes simplex, glokom, epilepsi, kronik  psişik reaksiyon, diverküllit, barsakta yeni oluşmuş anastomoz, aktif ya da gizli peptik ülser, böbrek yetmezliği, hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, osteoporoz, miyastenia gravisli hastalarda mutlaka gerekli önlemler alınarak ve sürekli kontrol altında kullanılmalıdır.   Adrenal yetmezlik tablosu gözönünde bulundurularak tedavinin sonlandırılması doz kademeli olarak azaltılarak yapılmalıdır.   Tekrarlanan yüksek doz IV Prednol-L uygulamasını takiben kardiyak aritmi sirkülasyon kolapsı, bradikardi görülebilme olasılığı gözönünde bulundurulmalıdır (10 dakikadan daha az bir periyodda 0.5 g dan fazla).   Gebelikte Döneminde Kullanımı: Gebelikte kullanım kategorisi C’dir. Hamilelerde ve emziren annelerde kullanım emniyeti kanıtlanmamıştır. Tıbbi gerekçe olmadıkça hamilelerde kullanılmamalıdır. Kortikosteroidler plasentaya geçer. Kortikosteroidler plasental yetmezlik, düşük kilo ve ölü doğuma neden olabilir. Hamilelik süresinde kortikosteroid tedavi uygulanan annelerin bebekleri, hipoadrenalizm yönünden dikkatle izlenmeli ve gerekli takviye tedavisi uygulanmalıdır.   Emzirme Döneminde Kullanımı: Prednizon anne sütüne geçmektedir ancak metilprednisolon sodyumsüksinat ile ilgili yeterli bilgi yoktur. Emziren annelerde kullanılırken dikkatli olunmalıdır.   Araç ve Makina Kullanmaya Etkisi: Prednol L Enjektabl uygulamasının araç ve makina kullanılması üzerine bir etkisi söz konusu değildir.  

Üretim Yeri

Mustafa Nevzat İlaç Sanayii A.Ş.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

İskelet ve kas sistemi: miyopati, adale güçsüzlüğü, osteoporoz, patolojik uzun kemik kırılmaları.   Su ve elektrolit dengesi sodyum ve su retansiyonu, potasyum kaybı, hipokalemik alkaloz  hipertansiyon ve duyarlı kişilerde konjestif kalp yetmezliği.   Sindirim sistemi: peptik ülser, ülser perferasyonu, melena, hematemez, pankreatit.   Sinir sistemi: konvülsiyon, vertigo, baş ağrısı, intrakraniyel basınç yükselmesi papille ödemi.   Kortikosteroid tedavisi sırasında öfori, insomnia, şahsiyet değişikliği, depresyon gibi çeşitli psişik bozukluklar gelişebilir.   Endokrin sistem: menstrual bozukluk, Cushing sendromu, çocuklarda büyüme yavaşlaması latent diabetes mellitus belirtisi ve diabetli hastalarda insülin ya da oral glisemiklere gereksinimin artması.   Dermatolojik: yaraların iyileşmesinde gecikme, derinin incelmesi ve kolayca çatlaması, ekimoz ve peteşi, fasyal eritem, aşırı terleme.   Oftalmolojik: posterior subkapsüler katarakt, intra-oküler basınçta artma, glokom, eksoftalmi.   Ayrıca protein katabolizması nedeniyle azot dengesinde negatifleşme alerjik reaksiyonlar  çok ender de olsa anafilaktoid reaksiyonlar, ürtiker ve hiperpigmantasyon oluşabilir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Karbonhidratlı sodyum klorür solüsyonlarının dozu,hastanın yaşına,ağırlığına ve klinik durumuna bağlı olarak değişir. Büyüklerde doz günde 1-3 litredir. Çocuklarda doz,çocuğun büyüklüğüne sıvı ve enerji ihtiyacına göre değişir. Süt çocuklarında doz 100-1000 mL,küçük çocuklarda 200-2000 mL arasında değişebilir. Uzun süreli idame tedavilerinde çoklu elektrolit solüsyonları tercih edilmelidir.   HEKİM TARAFINDAN BAŞKA SEKİLDE TAVSİYE EDİLMEDİĞİ TAKDİRDE;   Uygulama Hızı : Büyüklerde saatte 400 mL,sodyum kaybına bağlı şoklarda daha hızlı verilir.   Uygulama Yolu: Polifleks 1/3 Polideks ( %3,33 Dekstroz-% 0,3 Sodyum Klorür ) Solüsyonu , intravenöz yoldan uygulanır.

Endikasyonlar

Polifleks 1/3 Polideks ( % 3,33 dekstroz-% 0,3 sodyum klorür solüsyonu aşağıdaki durumlarda endikedir: 1)    Organizmanın sıvı elektrolit eksikleri ile birlikte kalori ihtiyacının bir bölümünü karşılamak amacıyla 2)    Terleme ,kusma,mide aspirasyonu gibi nedenlerle klorür kaybının sodyum kaybına eşit ya da daha fazla olduğu durumlarda. 3)    Kan transfüzyonu ile birlikte ayrıca sıvı verilmesi istenen hastalarda. 4)    Ameliyat öncesi ve sonrası bakımında,ekstrasellüler sıvı kayıplarını karşılayarak,böbrek fonksiyonlarını karşılayabilecek ilk hidrasyon solüsyonu olarak.

Farmakodinamik Özellikler

Karbonhidratlı sodyum klorür çözeltileri, vücudun sıvı ve elektrolit eksiklikleri ile birlikte kalori ihtiyacının bir bölümünü karşılamak amacıyla hazırlanmıştır.Bu çözeltiler terleme, kusma, mide aspirasyonu gibi nedenlerle klorür kaybının sodyuma eşit yada daha fazla olduğu durumlarda yararlı sonuç verirler. Ayrıca hastalar Y tipinde intravenöz bir infüzyon cihazıyla bir yandan kan,diğer yandan elektrolitsiz ( sudaki ) dekstroz çözeltilerinin uygulanması sırasında entrositlerde psödoaglütinasyonlar meydana gelmektedir. Bunlar hemoliz ile sonuçlanmasa bile transfüzyon reaksiyonlarına yol açabilirler. Kan ile sudaki dekstroz çözeltileri arasındaki bu geçimsizliği ortadan kaldırmak için, dekstrozlu çözeltilere eser miktarda elektrolit katılması gerekmektedir. %0,2 yada % 0,45 oranında sodyum klorür ihtiva eden % 5 dekstroz çözeltileri kanla birlikte aynı anda verilebilirler. Ameliyat öncesi ve sonrası bakımında, potasyumlu çözeltiler verilmeden önce hastalardaki böbrek fonksiyonlarının başlaması gerekmektedir. Ekstrasellüler sıvı kayıplarını karşılayarak böbrek fonksiyonlarını başlatabilecek ilk hidrasyon çözeltisi olarak içinde % 0,2 yada % 0,3 sodyum klorür dekstroz çözeltileri büyük bir değer taşır.   Ameliyatlı Hastalarda Sıvı Tedavisi :   Ameliyattan Önce : Ameliyatlardan önce,hastalarda görülebilen en önemli sıvı ve elektrolit metabolizması komplikasyonu, ekstrasellüler sıvı kaybına bağlı dehidratasyondur. Bu durum, kusma, diyare, mide-bağırsak drenajı, tıkanmış bağırsak bölümleri içine sıvı dolması yada travmaya uğramış dokularda sıvıların damar dışına sızması gibi nedenlerle meydana gelebilir. Ayrıca bulantı ve iştahsızlıkta,genel olarak sıvı alımı azalmıştır. Hastalığın neden olduğu katobolizma reaksiyonları ve beslenmeme hali çok defa dokulardan sıvı ve potasyum kaybına yol açar. Bu durum, açlık katobolizması ve ketozu ile daha da şiddetlenir. Ağır intrasellüler dehidratasyon, kan dolaşımındaki sıvı hacmini öylesine azaltabilir ki ,belirgin bir kanama yada plazma kaybı olmadığı halde,hastalarda hipovolemik şok meydana gelebilir. Böyle hastaların etkin bir parenteral tedavi ile ameliyata hazırlanmaları gerekir. Böbrek fonksiyonlarını başlatabilmek için ilk olarak,% 0,3 sodyum klorür( ağır intrasellüler sıvı kayıplarında % 0,18 sodyum klorür ) dekstrozlu bir hidrasyon çözeltisi 45 dakika içinde verilir.   Hasta idrara çıkmaz ya da sonda ile alınan idrar yeterli miktarda bulunmazsa,çözeltinin hızı dörtte bire indirilerek bir saat daha devam edilir. Bu sürenin sonunda da idrar gelmezse,hastanın böbrek fonksiyonları ileri derecede bozulmuş demektir;klinik durum yeniden gözden geçirilmelidir. Hasta idrar yapmaya başladıktan sonra,vücut ağırlığına,serumdaki elektrolit düzeylerine ve anamneze dayanılarak sıvı ve elektrolit kayıpları hesaplanır. Diğer ekstrasellüler kayıpların karşılanmasında, çoklu ekstrasellüler elektrolit çözeltileri kullanılır.   Ağır asidozda sodyum laktat,bikarbonat yada asetat verilmelidir. Hücre içi potasyum eksikliğini karşılamak için ,bu sıvılara ayrıca potasyum klorür,asetat veya fosfat konmalıdır. Hastaların sıvı ve elektrolit kayıpları yerine konduktan sonra,günlük sıvı ve elektrolit ihtiyaçlarının karşılanması çoklu elektrolit çözeltileri ile sağlanır. Beslenmesi ileri derece bozulmuş hastalarda, hipertonik dekstroz çözeltileriyle kalori ve aminoasit çözeltileri ile protein sentezi için gerekli aminoasitler ve elektrolitler sağlanır. Kan kolloidlerinin kaybına bağlı hipovolemide, dekstran ,albümin ya da tam kan kullanılmalıdır.   Ameliyattan sonra : Postoperatif dönemdeki parenteral sıvı ihtiyacı, hastanın ameliyattan önceki sıvı elektrolit dengesine ve yapılan ameliyata göre değişir. Hasta ameliyata iyi hazırlanmış ise daha önceki bütün kayıpları karşılanmıştır. Ameliyattan sonra yapılacak sıvı tedavisi,günlük sıvı kayıplarını yerine koymak, gastrointestinal drenaj vb. nedenlerle olan kayıpları karşılamak amacını güder. Postoperatif dönemde daima biraz su ve tuz retansiyonu vardır. Ayrıca yağların ve dokularının katabolizmasına bağlı olarak bir miktar sıvı serbestleşmesi olur. Bu nedenle,ameliyattan hemen sonra,stres reaksiyonu geçinceye kadar,verilen sıvı hacmi az olmalıdır.   Genel olarak postoperatif sıvı tedavisi aşağıdaki şekilde özetlenebilir.   1) Komplike olmamış nekahat dönemi :   a) Vücut sıvıları dengede ,iyi beslenmiş ,böbrek fonksiyonları normal,elektif endikasyonlarla orta derecede cerrahi travmaya maruz kalmış hastalarda: Parenteral sıvı tedavisi programı : Ortalama 1,5 Litre çoklu elektrolit çözeltisi, ilk postoperatif günün ihtiyacını karşılar bundan sonra oral beslenmeye geçilir.   b) Yukarıdakinin aynı fakat postoperatif drenaj ya da aspirasyona tabi tutulan hastalar,ameliyattan sonra uzunca bir süre,yerine koyma ve idame tedavisine ihtiyaç gösterir. Parenteral sıvı tedavisi programı : İlk postoperatif gün için idame sıvı tedavisi yukarıdakinin ( a) aynıdır. Buna yarıca drenaj ve aspirasyonla olan sıvı ve spesifik elektrolit kayıpları katılmalıdır.

Farmakokinetik Özellikler

Farmasötik Şekli

CAM ŞİŞE

Formülü

Her 100 ml’lik solüsyonda   DEKSTROZ MONOHİDRAT…………………. ..3.33 g SODYUM KLORÜR ……………………………….0.3    g ENJEKSİYONLUK SU…………………………….k.m.   Elektrolit konsantrasyonları(mEq/L)                                                                                     Sodyum………………………………..51.3 Klorür…………………………………..51.3   TOTAL OSMOLARİTE: 270.6 mOsm/L

İlaç Etkileşmeleri

Solüsyon içine başka bir ilacın enjeksiyonu zorunlu olmadıkça önerilmez. Zorunlu bir ilave sırasında eklenen ilacın solüsyonun pH’sında stabil olmasına,solüsyonda bulunan maddelerle geçimli olmasına dikkat edilmeli ve bu karar doktor tarafından  verilmelidir.                                                                

Kontraendikasyonlar

1)Böbrek yetmezliği 2)Kalp,böbrek yada karaciğer hastalığına bağlı ödemli hastalar

Kullanım Şekli Ve Dozu

Karbonhidratlı sodyum klorür solüsyonlarının dozu,hastanın yaşına,ağırlığına ve klinik durumuna bağlı olarak değişir. Büyüklerde doz günde 1-3 litredir. Çocuklarda doz,çocuğun büyüklüğüne sıvı ve enerji ihtiyacına göre değişir. Süt çocuklarında doz 100-1000 mL,küçük çocuklarda 200-2000 mL arasında değişebilir. Uzun süreli idame tedavilerinde çoklu elektrolit solüsyonları tercih edilmelidir.   HEKİM TARAFINDAN BAŞKA SEKİLDE TAVSİYE EDİLMEDİĞİ TAKDİRDE;   Uygulama Hızı : Büyüklerde saatte 400 mL,sodyum kaybına bağlı şoklarda daha hızlı verilir.   Uygulama Yolu: Polifleks 1/3 Polideks ( %3,33 Dekstroz-% 0,3 Sodyum Klorür ) Solüsyonu , intravenöz yoldan uygulanır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

PVC TORBA

Saklama Koşulları

25°C‘nin altında oda sıcaklığında saklayınız. Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.  

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

500ml ve 1000ml’lik vakumlu cam şişeler

Uyarılar/Önlemler

Sıvı dengesindeki değişiklikler,elektrolit konsantrasyonları ve asit-baz dengesi, 1/3 Polideks solüsyonu ile uzatılmış tedavi gören ve durumları böyle bir tedaviyi gerektiren hastalarda,periyodik laboratuvar tahlilleri ile klinik olarak değerlendirilmelidir. Bu dengelerdeki önemli değişiklikler,ilave elektrolit takviyesi veya daha değişik bir tedavi yöntemini gerektirebilir. İlerlemiş nazogastrik suksiyonlar,kusma,diyare veya gastrointestinal fistül drenajı nedeni ile önemli miktarlarda su kaybına uğrayan hastalarda da ilave elektrolit takviyesi gerekebilir. 1/3 Polideks solüsyonu diyabetik,herhangi bir nedenle karbonhidratlara intölerans gösteren,geriatrik ve post-operatif hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. 1/3 Polideks intravenöz infüzyonun uygulanması aşırı sıvı yüklenmesine neden olduğundan serum elektrolit konsantrasyonlarının düşmesine,aşırı hidratasyona,konjestif durumlara veya pulmoner ödemlere neden olabilir. Bu seyrelme riski,uygulanan elektrolit konsantrasyonu ile ters orantılı,sıvı yüklemesi ve bunun sonucu meydana gelen periferal ve/veya pulmoner ödemli konjestif durumlar ise,uygulanan elektrolit konsantrasyonu ile doğru orantılıdır. Gerekli hallerde bu elektrolitler ( Ca++,Mg++,PO4-,K+) ayrıca verilmelidir. Tedavi hipokalemi,hipofosfatemi ve hipomagnezimi ile sonuçlanabilir. Uzun süreli infüzyon hücre dışı sıvısının artmasına ve su entoksikasyonuna neden olabilir. Hipernatremi ve hiperosmolariteyi süratle normale döndürme çabaları verilen suyun hipertonik durumdaki beyine girerek beyin ödemi yapmasına yol açabilir. Normalizasyon için en az 48-72 saat süre ayrılmalıdır. 1/3 Polideks solüsyonu ile yapılan uzun süreli parenteral beslenmeler,insülin salgılanmasını ters olarak etkiler. Bunu önlemek,hiperglisemiyi ve bundan kaynaklanan glikozüriyi en aza indirgemek için,infüzyon çözeltisine insülin ilavesi gerekebilir. Bu gibi durumlarda kan ve idrarda bulunan glikoz miktarı periyodik olarak izlenmelidir. 1/3 Polideks solüsyonu uygulama hacmi ve hastanın klinik durumuna göre diürez başlatabilir.   GEBELİK VE LAKTASYONDA KULLANIMI Hamilelik Kategorisi C  : Polifleks 1/3 Polideks ( % 3,33 dekstroz-%0,3 sodyum klorür) solüsyonları ile hayvanlarda üreme çalışmaları yapılmamıştır. Hamile bir kadına verildiğinde fetüse zarar verip vermeyeceği veya üreme kapasitesini etkileyip etkilemeyeceği bilinmemektedir.  

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Endikasyonları ve dozu gözetilerek kullanıldığında 1/3 Polideks’e bağlı yan etkilerin görülme ihtimali çok azdır. Çözeltiden ( örneğin: kontaminasyon ) ve uygulama yönteminden kaynaklanan reaksiyonlar,ateş, injeksiyon alanının enfeksiyonu ve buradan yayılan damar trombozu,flebit veya ekstra vazasyon meydana gelebilir. Hiperglisemi ve glukozüri,uygulama hızından veya metabolik yetersizlikten kaynaklanır. Eğer tespit ve tedavi edilmez ise dehidrasyon, hiperozmolar koma ve ölüm meydana gelebilir. Hipervolemi ve çözeltide mevcut bir veya daha fazla iyonun azlığından veya çokluğundan kaynaklanan semptomlarda görülebilir. Yüksek miktarlarda uygulanması hipernatremiye neden olur ve fazla miktarda klorür varlığı da bikarbonat etkisini azalttığı gibi asitliği de arttırır. Glukoz dayanıksızlığı olan hastalarda glukozun her 25 g’ı için 1-2,5 ünite kristalize çinko insülin verilmelidir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 41 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window