İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması PROTINUM
Birim Miktarı 28
ATC Kodu A02BC02
ATC Açıklaması Pantoprazol
NFC Kodu BD
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Enterik Kaplı Tabletler
Kamu Kodu A10746
Orijinal / Jenerik Türü Jenerik
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 10,12 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 9,03 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 8,88 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E267B

İlaç Etken Maddeleri

  • pantoprazol sodyum seskihidrat (20 mg)

İlaç Prospektüsü

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

PVC/Al folyo blisterler içinde 28 ve 56 film tablet, kutuda

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

Klinik deneyimler PAXİL ile tedavinin blişsel ve psikomotor fonksiyon bozukluğu ile ilişkili olmadığını göstermiştir. Ancak, tüm psikoaktif ilaçlarda olduğu gibi, hastalar araç ve diğer makineleri kullanma yeterlilikleri konusunda uyarılmalıdır.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Antidepresan ilaçların özellikle çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımlarının intihar düşünce ya da davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinizin başlangıcı ve ilk aylarında veya ilaç dozunuzun artırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde sizde ortaya çıkabilecek huzursuzluk, aşırı hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişikliklerine ya da intihar olasılığına karşı doktorunuz sizi yakından takip edecektir. Durumunuzda herhangi bir kötüleşme olursa, intihar düşüncesi veya davranışı ya da kendinize zarar verme düşüncesi ortaya çıkarsa en kısa zamanda doktorunuzu arayınız.   PAXIL’i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ   ·         Eğer PAXIL’in içerdiklerinden herhangi birine karşı alerjiniz varsa (aşırı duyarlılık) veya daha önce bunlardan birine karşı kötü reaksiyon verdiyseniz. ·        Eğer monoaminoksidaz (MAO) inhibitörleri adı verilen başka antidepresan ilaçlar kullanıyorsanız veya yakın zamanda kullandıysanız (son 2 hafta içinde) Örn: Aurorix veya Lobem ·         Eğer Tioridazin (Mellerettes, Melleril) adlı ilacı kullanıyorsanız. ·         Eğer Pimozid (Nörofren) adlı ilacı kullanıyorsanız PAXIL’i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ ·         Eğer böbrek, karaciğer veya kalp hastasıysanız ·         Eğer manik atak (kontrol edilemeyen heyecan ve aşırı hareketlilik) geçirdiyseniz ·         Eğer epilepsiniz (sara hastalığı) varsa veya geçmişte nöbet geçirdiyseniz ·         Eğer glokom (gözde yüksek tansiyon) hastası iseniz ·         Eğer vücudunuzda kolayca çürük oluşuyorsa, kolayca kanamanız oluyorsa, kanamanız kolayca durmuyorsa veya kanamayı artırabilecek başka bir ilaç (Aspirin gibi) kullanıyorsanız ·         Eğer hamileyseniz, hamile olma ihtimaliniz varsa, hamile kalmayı planlıyorsanız veya emziriyorsanız (bkz. Hamilelik, Emzirme) ·         Eğer başka bir antidepresan tedavisi görüyorsanız ·         Eğer size şizofreni tanısı konduysa ve bu durumun tedavisi için ilaç kullanıyorsanız ·         Yaşınız 65’in üstünde ise PAXIL’i özel dikkat göstererek kullanınız: PAXIL kanda sodyum miktarının azalmasına neden olur, bu da uykusuzluk ve kas zayıflığına neden olur. Eğer bu belirtileri görürseniz, olabildiğince çabuk doktorunuza danışınız. Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa, sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.   PAXIL’in yiyecek ve içecek ile kullanılması PAXIL tercihen yemekle beraber alınır.Birçok ilaçta olduğu gibi, PAXIL kullanırken alkol alınması önerilmez.   Hamilelik İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. PAXIL’i hamilelik sırasında kullanırsanız karşılaşabileceğiniz olası riskler şunlardır: Bazı çalışmalarda hamileliğin ilk birkaç ayında PAXIL kullanan annelerin bebeklerinde doğuştan gelen kusurlar ve özellikle kalp kusuru riskinde artış olduğu bildirilmiştir. Gebeliğin 20. haftasından sonra anneleri SSRI kullanan bebeklerde özel bir doğum komplikasyonu (PPHN: Yeni doğanların inatçı akciğer hipertansiyonu) görülmüştür.       PAXIL kullanımına bağlı olup olmadığı bilinmemekle beraber, kullanıldığı vakalarda erken doğumlar bildirilmiştir Eğer PAXIL doğuma kadar kullanılırsa, kullanımına bağlı olup olmadığı bilinmemekle beraber, doğumdan hemen sonra veya daha sonraki zamanlarda bildirilen belirtiler şunlardır:    Uyumada zorluk, sinirlilik, sürekli ağlama, hassasiyet, beslenmede zorluk, aşırı uyku, titreme, kusma, düşük kan şekeri, nefes almada güçlük, deride koyu mavi veya mor renk değişimleri, nöbetler, gergin veya tamamen gevşemiş kaslar veya vücut sıcaklığını düzenlemede zorluk.   Normalde bu belirtiler zamanla düzelir, bununla birlikte bu belirtilerden herhangi birini bebeğinizde fark ederseniz olabildiğince çabuk doktorunuza başvurunuz.   Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya  eczacınıza danışınız.     Emzirme İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.   PAXIL’in anneye sağlaması beklenen yararları, bebeğe olan potansiyel riskinden fazla değilse emzirme döneminde kullanılmamalıdır.   Araç ve makine kullanımı PAXIL araç ve makine kullanma yeteneğinizi etkilememektedir. Ancak PAXIL sizi yorgun veya uykulu hissettiriyorsa bu tür eylemlerden kaçınmalısınız.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

Tüm ilaçlar gibi PAXIL’in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.   Aşağıdakilerden biri olursa, PAXIL’i kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:   ·         Göz kapaklarınızda, yüzünüzde, dudaklarınızda veya dilinizde şişme ·         Vücudunuzun herhangi bir yerinde yumrulu deri döküntüsü veya kurdeşen ·         Yaygın kaşıntılar ·         Nefes almada veya yutkunmada güçlük   Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir   Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.   Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:   ·         Vücudunuzda kolayca çürük oluşması veya alışılmadık kanamalar ·         Zihin bulanıklığı ·         Halüsinasyonlar (Gerçek olmayan görüntüler, hayaller görme ya da gerçek olmayan sesler duyma) ·         Yüz dahil bütün vücutta kontrol edilemeyen hareketler ·         Göz bebeğinin büyümesi ·         Kalp atışınızın (nabız) hızlanması  ·         Kan basıncında (tansiyonda) geçici artış veya azalma ·         Deride döküntülü kızarıklık ·         İdrarını yapamama ·         İdrar tutamama (Kontrol edilemeyen idrar kaçırma) ·         Sıkıntı ve huzursuzluğun yanı sıra devamlı hareket etme hissi ·         Kontrol edilemeyen heyecan, davranış veya abartılı hareketlilik (manik atak) ·         Gözde basınç ve ağrı hissi ·         Kol/bacaklarda şişme ·         Mide kanaması ·         Ciltte gün ışığına karşı hassasiyet ·         Emzirme döneminde olmadığı halde göğüsten süt gelmesi ·         Huzursuzluk, sersemlik hali, terleme, halüsinasyonlar, reflekslerde artış, kas spazmları, ürperme, kalp ritminde artış, titreme ve sallanma belirtilerinin olduğu “Serotonin Sendromu” ·         Bulantı, kusma, iştah kaybı, halsizlik, ateş, kaşınma, cilt ve gözlerin sararması, idrarın koyu renk alması gibi karaciğer bozukluğu belirtileri   Bunların hepsi ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahale gerekebilir.   Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, doktorunuza söyleyiniz:   ·         Bulantı hissi (ilacın sabah kahvaltısı ile birlikte alınması, bu durumun ortaya çıkma olasılığının azalmasına yardımcı olabilir) ·         Normal cinsel faaliyetlerde değişim (Ör: İktidarsızlık, erken boşalma) ·         İştah azalması ·         Uyuklama ·         Uyuyamama ·         Sersemlik hali ·         Huzursuzluk hissi ·         Titreme ·         Bulanık görme ·         Esneme ·         Kabızlık ·         İshal ·         Ağızda kuruluk ·         Terleme ·         Zayıflama ·         Vücut ağırlığında artış ·         Baş ağrısı   Bunlar PAXIL’in hafif yan etkileridir.   Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

İlaç Nasıl Kullanılır

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar: Tavsiye edilen günlük doz 20 mg ve 50 mg arasında olmakla birlikte, doktorunuz size daha farklı bir doz reçete edebilir veya dozu daha sonra kademeli olarak artırabilir. Doktorunuz, panik atak veya obsesyon (saplantı) ve kompülsiyon (kontrol edilemeyen saplantılı davranış) tedaviniz için size günde 60 mg’a kadar PAXIL önerebilir. PAXIL’i her zaman doktorunuzun size söylediği şekilde kullanınız. İlacınızı nasıl kullanacağınızdan emin değilseniz, doktorunuza veya eczacınıza danışınız. Uygulama yolu ve metodu PAXIL’i tercihen yemekle beraber (örneğin sabah kahvaltı ile) alınız. Tabletleri bir miktar su ile alınız ve çiğnemeden yutunuz. Değişik yaş grupları: Çocuklarda kullanımı: PAXIL’in 18 yaş altındaki çocuk ve ergenlerde kullanımı tavsiye edilmemektedir. 18 yaşın altındaki çocuklar antidepresanilaçlar ile tedavi edildiklerinde, intihar düşüncesi ve intihar davranış riski artar.   Depresyonda olan, saplantılı ve kontrol edilemeyen davranışlar gösteren (obsesif kompülsif bozukluk)  veya toplum önüne çıkması gereken durumlarda aşırı endişe ve gerginlik yaşayan (sosyal endişe), 18 yaşın altındaki çocuklarda PAXIL ile yapılan çalışmalarda yetişkinlerde görülen yan etkilere ek olarak aşağıdaki istenmeyen etkiler görülmüştür:   ·         Kendine zarar verme teşebbüsü, intihar düşüncesi, intihar teşebbüsü, ağlama gibi duygusal değişimler ·         Saldırgan ve düşmanca davranışlar ·         İştahta azalma ·         Kontrol edilemeyen titreme ·         Terleme ·         Aşırı hareketlilik (hiperaktivite) ·         Aşırı üzüntü ve heyecan İstenmeyen etkiler çocuklarda PAXIL tedavisi bitirildiğinde de görülür. Bu etkiler yetişkinlerde görülenler ile oldukça benzerdir (bkz. Olası yan etkileri nelerdir, PAXIL ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler). Bunlara ek olarak, çocuklar duygusal değişimler (intihar düşüncesi, intihar girişimi , ruhsal değişimler ve ağlamaklı olma hali), karında ağrı ve sinirlilik hissi de yaşarlar. Yaşlılarda kullanımı: Eğer yaşınız 65 veya üzerinde ise, doktorunuz tedavinizi en düşük doz ile başlatabilir ve dozu zamanla en yüksek doz olan 40 mg’a kadar artırabilir. Özel kullanım durumları: Böbrek/Karaciğer yetmezliği:          Eğer şiddetli böbrek veya karaciğer hastasıysanız, tavsiye edilen doz 20 mg’dır.   Eğer PAXIL’in etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz. Kullanmanız gerekenden daha fazla PAXIL kullandıysanız: PAXIL’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz. PAXIL’i kullanmayı unutursanız PAXIL kullanmayı unutursanız, bekleyiniz ve bir sonraki dozunuzu normal zamanında alınız. Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız. PAXIL ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler Aşağıdaki istenmeyen etkilerin tedavi sonlandırıldıktan sonraki ilk birkaç gün içinde veya seyrek olarak bir dozu almayı unuttuğunuzda görülme olasılığı vardır. Ancak, PAXIL alımını birden kestiğinizde görülme olasılığı daha yüksektir. ·         Sersemlik hali ·         Duyusal bozuklular (Ör: iğnelenme hissi, yanma hissi, kulak uğultusu) ·         Uyku bozuklukları, kabuslar ·         Aşırı huzursuzluk ve endişe ·         Sallanma ve titremeler ·         Zihin bulanıklığı ·         Terleme ·         Baş ağrısı ·         İshal ·         Hasta hissetme   Bu nedenle genel olarak tedavinin aniden kesilmesinden kaçınılmalıdır. Doktorunuz, tedavinizi sonlandırırken dozu kademeli olarak azaltabilir. Kendinizi iyi hissetseniz dahi, doktorunuza danışmadan aldığınız dozu azaltmayınız veya kesmeyiniz.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

PAXIL,  SSRI (Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörleri) adı verilen bir ilaç grubuna dahildir.   PAXIL, blister ambalajlarda sunulmaktadır ve her kutuda 28 veya 56  tablet bulunur.   PAXIL, aşağıdakilerden herhangi birinden şikayeti olan YETİŞKİNLERE reçete edilebilir:   ·         Depresyon ·         Obsesif (saplantılı) ve kompülsif (kontrol edilemeyen) davranışlar ·         Kişinin toplum önüne çıkması gereken durumlarda yaşadığı aşırı endişe ve gerginlik ·         Travmatik olayları, örneğin trafik kazası, fiziksel saldırı, sel veya deprem gibi doğal felaketleri takip eden aşırı endişe ·         Açık alan korkusundan (agorafobi) kaynaklananlar dahil çeşitli korkulardan kaynaklanan panik ataklar ·         Genel endişe ve gerginlik hali   Yukarıdaki durumlar beyinde serotonin adı verilen kimyasal maddenin seviyesinde azalma olduğunda ortaya çıkabilir. PAXIL, tedavinin ilk birkaç haftasında beyindeki serotonin seviyesini arttırarak etki eder.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

PAXIL’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 30°C’nin altında, oda sıcaklığında saklayınız ve kuru bir yerde saklayınız. Kullanım süresi dolmuş veya artık kullanmadığınız ilaçlarınızı imha ediniz. İlaçlarınızı, doktor veya eczacınızın önerdiği biçimde imha ediniz. Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız. Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra PAXIL’i kullanmayınız. Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz PAXIL’i kullanmayınız.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği” ve “Ambalaj ve ambalaj atıklarının kontrolü yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

PAXİL 20 mg film tablet

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

Serotonerjik ilaçlar: Diğer SSRI’larda olduğu gibi, serotonerjik ilaçlarla birlikte uygulanması 5-HT’ye bağlı etkilerin ortaya çıkmasına yol açabilir (Serotonin sendromu: bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).   Eğer serotonerjik ilaçlar (L-triptofan, triptanlar, tramadol, SSRI’lar, lityum ve St. John’s Wort-Hypericum Perforatum preparatları gibi) paroksetin ile kombine edilirse, dikkatli olunması tavsiye edilmeli ve daha yakın bir klinik gözlem yapılmalıdır. Paroksetin ve MAO inhibitörlerinin (seçici olmayan geri dönüşlü MAO inhibitörü bir antibiyotik olan linezolidi de kapsayan) birbirine eşlik eden kullanımları kontrendikedir. (bkz. Kontrendikasyonlar)   Pimozid: Tek düşük doz pimozidin (2 mg) paroksetin ile birlikte verildiği bir çalışmada pimozid düzeylerinin arttığı gösterilmiştir. Bu olay paroksetinin bilinen CYP2D6 inhibitör özellikleri ile açıklanmaktadır. Pimozidin dar terapötik indeksinden ötürü ve QT aralığını uzattığı bilindiğinden, PAXİL ile pimozidin birlikte kullanımı kontrendikedir (bkz. Kontrendikasyonlar).   İlaç metabolize eden enzimler: PAXİL’in metabolizması ve farmakokinetiği ilaç metabolize eden enzimleri indükleyen veya inhibe eden ilaçlardan etkilenebilir. PAXİL bilinen bir ilaç metabolize eden enzim inhibitörü ile beraber verilecekse, doz aralığının alt sınırındaki dozlarda verilmesine dikkat edilmelidir. Bilinen bir ilaç metabolize eden enzim indükleyicisi (ör. karbamazepin, rifampisin, fenobarbital, fenitoin) ile beraber verilirken PAXİL için herhangi bir başlangıç dozu ayarlamasına gerek yoktur. Sonradan yapılacak herhangi bir doz ayarlaması klinik etki (tolerabilite ve etkililik) ile yönlendirilmelidir.   Fosamprenavir/ritonavir:  Fosamprenavir/ritonavir ile paroksetinin birlikte verilmesi paroksetin plazma düzeylerini anlamlı derecede azaltır. Herhangi bir doz ayarlaması klinik etki (tolerabilite ve etkililik) ile yönlendirilmelidir.   Prosiklidin: Paroksetinin günlük uygulaması prosiklidin plazma düzeylerini anlamlı ölçüde artırır. Eğer antikolinerjik etkiler görülürse prosiklidin dozu azaltılmalıdır.   Antikonvülzanlar: Karbamazepin, fenitoin, sodyum valproat Bunların epileptik hastalarda PAXİL ile birlikte kullanımı, farmakokinetik/farmakodinamik profilde herhangi bir etki yapmamıştır.   Paroksetinin CYP2D6 inhibitör potensi: SSRI’ları da içeren diğer antidepresanlarda olduğu gibi, paroksetin hepatik sitokrom P450 enzimi CYP2D6’yı inhibe eder. CYP2D6 inhibisyonu, birlikte uygulanan ve bu enzim ile metabolize olan ilaçların plazma konsantrasyonlarının artmasına yol açabilir. Bunlar, bazı trisiklik antidepresanlar (ör. amitriptilin, nortriptilin, imipramin ve desipramin), fenotiyazin grubu nöroleptikler (ör. perfenazin ve tiyoridazin), risperidon, atomoksetin, bazı Tip1c grubu antiaritmikler (ör. propafenon ve flekainid) ve metoprololdur.   Tamoksifen, CYP2D6 vasıtasıyla metabolik aktivasyona ihtiyaç duyan bir ön ilaçtır. CYP2D6’nın paroksetin ile inhibisyonu tamoksifenin aktif metabolitlerinin plazma konsantrasyonlarının azalmasına neden olabilir ve bundan dolayı etkililiğini azaltabilir.   CYP3A4 Paroksetin ve sitokrom CYP3A4 için substrat olan terfenadinin kararlı durum koşullarında birlikte uygulandığı bir in vivo etkileşim çalışmasında,  paroksetinin terfenadin farmakokinetiği üzerine etkisinin olmadığı gösterilmiştir.  Benzer bir in vivo etkileşim çalışması ise, paroksetinin alprazolam farmakokinetiği üzerine etkisi olmadığını göstermiştir. Paroksetinin terfenadin, alprazolam ve CYP3A4 substratı olan diğer ilaçlarla birlikte uygulanmasının herhangi bir tehlike yaratması beklenmemektedir.   Klinik çalışmalar, paroksetinin emilim ve farmakokinetiğinin besinler, antasidler, digoksin ve propranololdan etkilenmediği veya sadece marjinal düzeyde (ör: doz rejiminde hiçbir değişiklik gerektirmeyecek düzeyde) etkilendiğini göstermiştir:   Alkol: Paroksetin alkolün yol açtığı zihinsel ve motor becerilerdeki bozukluğu artırmaz, ancak PAXİL ve alkolün birlikte kullanılması tavsiye edilmemektedir. Tedavi edici dozun üzerinde (toksik düzeyde) alkol ile birlikte kullanıldığında koma veya EKG değişiklikleri gibi olaylar zaman zaman bildirilmiştir ve çok seyrek olarak ölümle sonuçlanmıştır.                 Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Etkileşim çalışması yapılmamıştır.   Pediyatrik popülasyon Etkileşim çalışması yapılmamıştır.

Doz Aşımı Ve Tedavisi

PAXİL’in geniş bir güvenlilik aralığı olduğu mevcut verilerle kanıtlanmıştır.   Paroksetinin aşırı dozda alındığında görülen semptomlar, istenmeyen etkiler başlığı altında bildirilen semptomlara ilaveten; kusma, ateş, kan basıncında değişimler, istemsiz kas kontraksiyonları, anksiyete ve taşikardidir.   Tek başına 2000mg’a kadar paroksetin alan hastalarda dahi genel olarak ciddi sekeller olmaksızın düzelme meydana gelmiştir.   Koma veya EKG değişiklikleri gibi olaylar zaman zaman bildirilmiştir ve çok seyrek olarak ölümle sonuçlanmıştır, fakat bu olaylar genellikle PAXİL’in alkol ile birlikte veya alkol olmadan diğer psikotropik ilaçlarla beraber alındığında meydana gelmiştir.   Bilinen özel bir antidotu yoktur.   Tedavi, herhangi bir antidepresanın aşırı dozda alınması durumunda alınacak tedbirlerden oluşmaktadır. Eğer mümkünse mide lavajla boşaltılmalıdır. Boşaltımı takiben alımdan sonraki ilk 24 saat içinde her 4 ila 6 saatte bir 20 ila 30 g aktif karbon uygulanmalıdır. Hayati belirtiler sıkça kontrol edilerek destekleyici tedbirler alınmalı ve dikkatli gözlem yapılmalıdır.  

Etkin Maddeler

Her tablet 20 mg paroksetine eşdeğer 22,8 mg paroksetin hidroklorür içerir.  

Farmakodinamik Özellikler

Farmakoterapötik grup: Selektif Serotonin Re-uptake İnhibitörleri ATC kodu: N06AB05   Etki mekanizması: Paroksetin, güçlü ve selektif bir 5-hidroksitriptamin (5-HT, serotonin) geri alım inhibitörüdür. Antidepresan etkisinin, Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) tedavisindeki ve panik bozukluk tedavisindeki etkisinin, beyin nöronlarındaki serotoninin geri alımına uyguladığı spesifik inhibisyonla ilişkili olduğu düşünülmektedir.   Paroksetinin kimyasal açıdan trisiklik, tetrasiklik ve mevcut diğer antidepresanlarla ilgisi yoktur.    Paroksetinin muskarinik kolinerjik reseptör afinitesi düşüktür. Hayvan deneyleri sadece zayıf antikolinerjik özelliklerine işaret eder. Bu selektif etkiye göre in vitro çalışmalar trisiklik antidepresanlardan farklı olarak paroksetinin alfa1, alfa2, beta-adrenoseptör, dopamin (D2), 5-HT1 benzeri , 5-HT2 ve histamin (H1) reseptörlerine afinitesinin az olduğunu göstermiştir. Bu in vitro çalışmalarda post-sinaptik reseptörlerde etkileşme olmaması, in vivo çalışmalarda MSS depresan ve hipotansif özelliklerinin olmaması ile de desteklenmiştir.   Farmakodinamik etkiler: Paroksetin psikomotor fonksiyonları bozmaz, etanolün depresan etkisini artırmaz. Paroksetin, önceden monoaminooksidaz (MAO) inhibitörleri veya triptofan verilen hayvanlara uygulandığında diğer seçici 5-HT geri alım inhibitörleri gibi aşırı 5-HT reseptör stimulasyonuna bağlı  semptomlara sebep olur.   Paroksetinin, 5-HT geri alımını inhibe etmek için gerekli olanın üzerindeki dozlarda zayıf aktivasyon gösterdiği, davranışsal ve EEG çalışmalarında görülmüştür. Aktivasyon özellikleri ‘amfetamin benzeri’ tabiatta değildir. Hayvan çalışmaları, paroksetinin kardiyovasküler sistemde iyi tolere edildiğini göstermiştir.   Paroksetin sağlıklı kişilere uygulandığında kan basıncı, kalp hızı ve EKG’de klinik olarak belirgin değişiklikler göstermemiştir.   Çalışmalar, noradrenalin geri alımını inhibe eden diğer antidepresanlardan farklı olarak paroksetinin, guanetidinin antihipertansif etkisini daha düşük oranda inhibe ettiğini göstermektedir.   Paroksetinin ilk metabolitleri, hızla gerçekleşen oksidasyon ve metilasyon reaksiyonları sonucu oluşan polar ve konjuge ürünlerdir. Rölatif farmakolojik aktivite eksiklikleri nedeniyle PAXİL’in terapötik etkisine katkıları mümkün değildir.   Paroksetin ile uzun süreli tedavi, antidepresan etkinin en az bir yıl kadar devam ettiğini göstermiştir.   Plasebo kontrollü bir çalışmada, paroksetinin panik bozukluğu tedavisindeki etkililiği en az bir yıl devam etmiştir.

Farmakokinetik Özellikler

Genel özellikler: Emilim: Paroksetin oral yolla alındıktan sonra iyi emilir ve ilk geçiş metabolizmasına maruz kalır. İlk geçiş metabolizmasından ötürü sistemik dolaşıma ulaşan paroksetin miktarı gastrointestinal kanalda emilen miktardan daha azdır. Daha yüksek tek dozlar ve çoklu dozlama ile vücudun maruz kaldığı yük arttıkça ilk geçiş etkisi kısmi olarak doyurulur ve plazma klerensi azalır. Dağılım: Paroksetin dokulara yaygın olarak dağılır ve farmakokinetik hesaplamaların gösterdiğine göre vücuttaki paroksetinin sadece %1’i plazmada bulunur. Terapötik konsantrasyonlarda plazmada mevcut paroksetinin yaklaşık %95’i proteine bağlıdır. Paroksetin plazma konsantrasyonlarıyla klinik etki (advers etkiler ve etkililik) arasında ilişki bulunmamıştır. İnsan sütüne ve laboratuvar hayvanlarının fetüslerine geçişi küçük miktarlarda gerçekleşir. Biyotransformasyon:Paroksetinin başlıca metabolitleri hızla atılan polar ve konjüge oksidasyon ve metilasyon ürünleridir. Bunların farmakolojik aktivitesi olmadığından, paroksetinin terapötik etkilerine katkıda bulundukları söylenemez. Metabolizma paroksetinin nöronal 5-HT geri alımı üzerindeki seçici etkisini bozmaz. Eliminasyon: İdrarla dozun %2’sinden azı değişmeden, %64’ü metabolitleri şeklinde atılır.   Feçesten atılan dozun %36’sı safra yolu iledir ki, fekal atılım içinde değişmemiş paroksetin dozun %1’inden azdır.   Böylece paroksetinin eliminasyonunun hemen hemen tamamı metabolizma ile olur. Metabolik itrah iki fazlıdır; başlangıçta ilk geçiş metabolizmasının sonucunda ve daha sonra paroksetinin sistemik eliminasyonu ile kontrol edilir. Eliminasyon yarı ömrü değişken olmakla birlikte genelde yaklaşık 1 gündür. Doğrusallık/doğrusal olmayan durum: Paroksetinin plazma konsantrasyonları emilime bağlı olarak orantısız olarak artmaktadır, bu nedenle farmakokinetik parametreler sabit değildir ve doğrusal olmayan kinetik gösterir. Tedaviye başladıktan sonra 7–14 gün içerisinde sistemik dolaşımda kararlı durum seviyelerine ulaşılır ve uzun süreli tedavi sırasında farmakokinetikte değişme görülmez.   Hastalardaki karakteristik özellikler   Yaşlılar ve Böbrek/Karaciğer Yetmezliği: Yaşlılarda, şiddetli böbrek yetmezliğinde ve karaciğer yetmezliğinde plazma konsantrasyonlarında artış olur, fakat plazma konsantrasyonlarının aralığı sağlıklı erişkin bireylerle örtüşür.

Farmasötik Form

Film tablet Bir tarafında

Gebelik Ve Laktasyon

Genel tavsiye Gebelik kategorisi: D   Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Paroksetin’in gebelik ve/veya fetüs/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır.   PAXİL gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.   İlk trimesterde antidepresan ilaç kullanımına maruz kalmayı takiben gebelik sonuçlarının araştırıldığı son epidemiyolojik çalışmalarda; paroksetin kullanımı ile ilişkili konjenital  malformasyonların, özellikle de kardiyovasküler olanların (ör. ventriküler ve atriyal septal defektler) riskinde artış bildirilmiştir. Veriler maternal paroksetine maruz kalmayı takiben, kardiyovasküler kusuru olan bebek sahibi olma riskinin yaklaşık 1/50 olduğunu göstermektedir. Genel popülasyon ile karşılaştırıldığında böyle kusurlar için beklenen oran yaklaşık 1/100’dür.   İlacı reçete edecek hekimler, gebe kadınlar veya gebe kalmayı planlayan kadınlarda alternatif tedavi seçeneğini değerlendirmeli ve sadece potansiyel faydası olası riskten fazla ise PAXİL tedavisini vermelidir. Gebe bir kadında PAXİL tedavisine son verme kararı alınmışsa, ilacı veren hekim, “Pozoloji ve uygulama şekli – PAXİL tedavisinin kesilmesi ve Özel kullanım uyarıları ve önlemleri –  Yetişkinlerde paroksetin tedavisinin kesilmesi ile görülen semptomlar”  bölümlerine başvurmalıdır.   Gebelik dönemi Paroksetin veya diğer SSRI’lara maruz kalan gebe kadınlarda erken doğum bildirilmiştir; ancak ilaç tedavisiyle aralarında neden-sonuç ilişkisi saptanmamıştır.   Gebeliğin son safhalarına kadar paroksetin kullanılmış ise yeni doğanlar gözlem altında tutulmalıdır; çünkü gebeliğin üçüncü trimesterinin sonunda paroksetine veya diğer SSRI’lara maruz kalan yeni doğanlarda komplikasyonlar bildirilmiştir. Ancak, ilaç tedavisi ile neden-sonuç ilişkisi saptanmamıştır. Bildirilen klinik bulgular şunlardır: solunum güçlüğü, siyanoz, apne, nöbetler, sıcaklık dengesizliği, beslenmede zorluk, kusma, hipoglisemi, hipertoni, hipotoni, hiperrefleksi, titreme, sinirlilik, irritabilite, letarji, devamlı ağlama ve uyuklama hali. Bazı olgularda bildirilen semptomlar neonatal kesilme sendromu olarak tanımlanmıştır. Olguların çoğunda komplikasyonlar doğumdan hemen sonra veya doğumu takip eden 24 saat içinde ortaya çıkmıştır.   Bir epidemiyolojik çalışmada, gebeliğin ilk 20 haftasından sonra SSRI’ların (paroksetin dahil) kullanımı, yeni doğanların inatçı pulmoner hipertansiyon (PPHN) riskindeki artışla ilişkili bulunmuştur. Mutlak risk oranı genel popülasyonda 1000 kadında 1–2 iken, gebeliğin geç dönemlerinde SSRI’ları kullanan kadınlarda 1000’de 6–12 olarak bildirilmiştir.   Laktasyon dönemi  Paroksetinin az bir miktarı anne sütü ile atılmaktadır. Yayınlanmış çalışmalarda emzirilen bebeklerin serum konsantrasyonlarında paroksetin tayin edilebilir düzeyin altında (<2ng/ml) veya çok düşüktür (<4ng/ml). Bu bebeklerde ilaç etkisi gözlenmemiştir.   Yine de, PAXİL’in anneye sağlaması beklenen yararları, bebeğe olan potansiyel riskinden fazla değilse, emzirme döneminde kullanılmamalıdır.

Geçimsizlikler

Bildirilmemiştir.

İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi

İlk ruhsat tarihi: 09.04.2003

İstenmeyen Etkiler

Aşağıdaki belirtilen istenmeyen etkilerin bazılarının sıklık ve şiddetinde, tedavinin devamı ile azalma görülebilir ve genellikle tedavinin kesilmesine yol açmaz. Listelenen advers etkiler organ sistemlerine ve sıklıklarına göredir.   Sıklıklar şu şekilde tanımlanmaktadır:   Çok yaygın (³1/10), yaygın (³1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (³1/1000 ila <1/100), seyrek (³ 1/10.000 ila <1/1000), çok seyrek (<1/10.000) ve bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)   Yaygın ve yaygın olmayan olayların sıklığı genel olarak klinik çalışmalarda PAXİL kullanan 8000’den fazla hastadan elde edilen toplu güvenlilik verilerinden alınmış olup, plasebonun üstünde bir sıklıkla belirlenmiştir. Seyrek ve çok seyrek olaylar genellikle pazarlama sonrası verilerden saptanmış olup, gerçek sıklıktan çok, bildirilme oranını gösterir.   Kan ve lenf sistemi hastalıkları Yaygın olmayan: Deri ve mukoz membranlarda anormal kanama (çoğunlukla ekimoz). Çok seyrek: Trombositopeni.   Bağışıklık sistemi bozuklukları Çok seyrek: Alerjik reaksiyonlar (ürtiker ve anjiyoödem dahil).   Endokrin bozuklukları Çok seyrek: Uygun olmayan antidiüretik hormon salınım sendromu (SIADH).   Metabolizma ve beslenme bozuklukları Yaygın: Kolesterol seviyelerinde artış, iştah azalması. Seyrek: Hiponatremi.   Hiponatremi genel olarak yaşlılarda bildirilmiştir ve uygun olmayan antidiüretik hormon salınım sendromuna bağlıdır (SIADH).   Psikiyatrik bozukluklar Yaygın: Uyuklama hali, uykusuzluk, ajitasyon Yaygın olmayan: Konfüzyon, halüsinasyonlar. Seyrek: Manik reaksiyonlar.   Bu semptomlar altta yatan hastalıkla ilgili olabilir.   Sinir sistemi bozuklukları Yaygın: Sersemlik hali, titreme, baş ağrısı. Yaygın olmayan: Ekstrapiramidal bozukluklar. Seyrek: Konvülsiyonlar, akatizi. Çok seyrek: Serotonin sendromu (semptomlar şunları içerebilir: ajitasyon, konfüzyon, aşırı terleme, halüsinasyonlar, hiperrefleksi, miyoklonus, taşikardi, ürperti ve titreme).   Altta yatan hareket bozukluğu olan hastaların veya nöroleptik ilaçlar kullanan hastalarda bazen oro-fasiyel distoniyi de içeren ekstrapiramidal bozukluklar bildirilmiştir.   Göz bozuklukları Yaygın: Bulanık görme. Yaygın olmayan: Midriyazis Çok seyrek: Akut glokom.   Kardiyak bozukluklar Yaygın olmayan: Sinüs taşikardisi.   Vasküler bozukluklar Yaygın olmayan: Postural hipotansiyon   Solunum, göğüs ve mediastinal bozukluklar Yaygın: Esneme   Gastrointestinal bozukluklar Çok yaygın: Bulantı Yaygın: Konstipasyon, diyare, ağız kuruluğu Çok seyrek: Gastrointestinal kanama   Hepato-bilier bozukluklar Seyrek: Karaciğer enzimlerinde artış. Çok seyrek: Hepatik olaylar (örn. bazen sarılık ve/veya karaciğer yetmezliği ile ilişkili olan hepatit).   Karaciğer enzimlerinde artış bildirilmiştir. Pazarlama sonrası elde edilen raporlarda da çok seyrek olarak hepatik olaylar (örn. bazen sarılık ve/veya karaciğer yetmezliği ile ilişkili olan hepatit) bildirilmiştir. Karaciğer fonksiyon test sonuçlarında uzun süreli bir yükselme durumunda PAXİL tedavisinin kesilmesi düşünülmelidir.   Deri ve deri altı doku ile ilgili bozukluklar Yaygın: Terleme Yaygın olmayan: Deri döküntüleri Çok seyrek: Fotosensitivite reaksiyonları.   Böbrek ve idrarla ilgili bozukluklar Yaygın olmayan: İdrar retansiyonu, idrar tutamama.   Üreme sistemi ve meme ile ilgili bozukluklar Çok yaygın: Cinsel disfonksiyon. Seyrek: hiperprolaktinemi/galaktore.   Genel bozukluklar Yaygın: Güçsüzlük, vücut ağırlığında artış. Çok seyrek: Periferik ödem.   PAXİL tedavisinin kesilmesi ile görülen semptomlar Yaygın: Sersemlik hali, duyusal bozukluklar, uyku bozuklukları, anksiyete, baş ağrısı. Yaygın olmayan: Ajitasyon, bulantı, titreme, konfüzyon, terleme, diyare.   Pek çok psikoaktif ilaçta olduğu gibi, PAXİL tedavisinin özellikle ani kesilmesi sersemlik hali, duyusal rahatsızlıklar (parestezi ve elektrik çarpması hissi ve kulak çınlaması dahil), uyku bozuklukları (kabuslar içeren), ajitasyon veya anksiyete, bulantı, baş ağrısı, titreme, konfüzyon, diyare ve terleme gibi semptomlara neden olabilir. Hastaların çoğunda bu olaylar hafif ve orta şiddette olup, sınırlıdır. Hiçbir özel hasta grubu bu semptomlar için daha yüksek risk altında olmamakla beraber, PAXİL tedavisine daha fazla devam etmek gerekmediğinde, doz kademeli olarak azaltılarak kesilmelidir (bkz. Pozoloji ve uygulama şekli, Özel kullanım uyarıları ve önlemleri ).   Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:   Pediyatrik popülasyon: Aşağıda belirtilen yan etkiler pediyatrik klinik çalışmalarda sıklık olarak hastaların en az %2’sinde ve plaseboya göre iki katı oranda görülmüştür:   Duygusal dengesizlik (kendine zarar verme, intihar düşüncesi, intihar teşebbüsü, ağlama ve duygu durum değişiklikleri içeren), kızgınlık, iştah azalması, titreme, terleme, hiperkinezi ve ajitasyon. Majör Depresif Bozukluğu olan adolesanlarda yapılan klinik çalışmalarda intihar düşüncesi ve intihara teşebbüs gözlenmiştir. Kızgınlık, obsesif kompülsif bozukluğu olan çocuklara özgüdür ve özellikle 12 yaşından küçük çocuklarda görülmüştür.   Doz azaltımı rejiminin kullanıldığı çalışmalarda (günlük doz, haftalık aralıklarla 10 mg/gün olmak üzere azaltılarak, haftalık 10 mg/gün doza kadar indirilmiştir) doz azaltımı veya PAXİL tedavisinin kesilmesi esnasında görülen aşağıdaki semptomlara hastaların en az %2’sinde ve plaseboya göre iki katı oranda rastlanmıştır: Duygusal dengesizlik, sinirlilik, sersemlik hali, bulantı ve abdominal ağrı. (bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri ).

Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim

Etkin madde: Her tablet 20 mg paroksetine eşdeğerde 22,8 mg paroksetin hidroklorür içerir.   Yardımcı maddeler: Yardımcı maddeler için 6.1’e bakınız

Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri

Rhesus maymunlarında ve albino sıçanlarda toksikoloji çalışmaları yapılmıştır. Her ikisinde de metabolik yol insanlardaki ile aynıdır. Trisiklik antidepresanlar dahil lipofilik aminlerden beklendiği gibi, sıçanlarda fosfolipidoz gelişmiştir.   Önerilen klinik dozların 6 katı fazlası ile 1 yıla kadar yapılan çalışmalarda primatlarda fosfolipidoz gözlenmemiştir.   Karsinogenez: Fare ve sıçanlarda yapılan 2 yıllık çalışmalarda paroksetin tümörojenik etki göstermemiştir.   Genotoksisite: In vitro ve in vivo testlerde genotoksisite gözlenmemiştir.

Kontrendikasyonlar

Paroksetine veya ilacın bileşimindeki maddelerden herhangi birine aşırı duyarlılığı olanlarda kullanılmamalıdır. PAXİL, monoaminoksidaz (MAO) inhibitörleri (seçici olmayan geri dönüşlü MAO inhibitörü bir antibiyotik olan linezolidi de kapsayan) ile birlikte veya MAO inhibitör tedavisinin kesilmesini takip eden 2 hafta içinde kullanılmamalıdır. Benzer şekilde,  PAXİL ile tedavinin kesilmesini takip eden 2 hafta içinde MAO inhibitörü kullanılmamalıdır (bkz. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri ). PAXİL tiyoridazin ile birlikte kullanılmamalıdır; çünkü CYP450 2D6 hepatik enzimini inhibe eden diğer ilaçlarda olduğu gibi paroksetin, tiyoridazinin plazma düzeylerini yükseltebilir (bkz. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri). Tiyoridazin tek başına kullanıldığında, ‘torsades de pointes’ gibi ciddi ventriküler aritminin eşlik ettiği QT aralığının uzamasına ve ani ölüme yol açabilir. PAXİL, pimozid ile kombinasyon şeklinde kullanılmamalıdır (bkz. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri).

Kullanım Yolu

Ağızdan alınır

Küb’ Ün Yenileme Tarihi

Müstahzar Adı

PAXILTM 20 mg film tablet

Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri

Antidepresan ilaçların çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki  kullanımlarının, intihar düşünce ya da davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında, ilaç dozunun artırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşırı hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedavi edicilerce yakinen izlenmesi gereklidir. Paxil’in çocuklar ve 18 yaş altındaki adolesanlarda kullanımı endike değildir   Çocuklar ve adolesanlar (18 yaş altı): Antidepresanlarla tedavi, Majör Depresif Bozukluğu (MDB) ve diğer psikiyatrik bozuklukları olan çocuklar ve adolesanlarda, intihar düşüncesi ve davranışı riskinde artış ile ilişkilidir.  Çocuklar ve adolesanlarda PAXİL ile yapılan klinik çalışmalarda, intihara ilişkin advers olaylar (intihar teşebbüsü ve intihar düşüncesi) ve düşmanca duygular (başlıca; agresyon, ters davranış ve öfke) plaseboya nazaran paroksetin ile tedavi edilen hastalarda daha sıklıkla gözlenmiştir (bkz. İstenmeyen etkiler).   Çocuklar ve adolesanlarda büyüme, olgunlaşma, bilişsel ve davranışsal gelişimle ilgili uzun süreli güvenlilik verileri yoktur.   Yetişkinlerde klinik kötüleşme ve intihar riski: Özellikle MDB’si olan genç yetişkinler, PAXİL tedavisi süresince intihar davranışı açısından artan risk altındadırlar. Psikiyatrik bozukluğu olan yetişkinlerde yapılan plasebo kontrollü çalışmaların analizleri, paroksetin ile tedavi edilen genç yetişkinlerde (18-24 yaşlarındakileri tanımlar) plaseboya kıyasla, daha yüksek intihar davranışı sıklığı göstermektedir (17/776 [%2.19]’a karşı 5/542 [%0.92]), ancak bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı değildir. Daha büyük yaş gruplarında (25–64 yaş arası ve yaş ³ 65) böyle bir artış görülmemiştir. MDB’li yetişkinlerde (her yaş) paroksetin ile tedavi edilen hastalarda,  plaseboya kıyasla intihar davranışı sıklığında istatistiksel olarak anlamlı artış vardır (11/3455 [%0.32]’ye karşı 1/1978 [%0.05]; tümü intihar girişimi vakasıdır). Bununla birlikte, bu girişimlerin büyük çoğunluğu 18–30 yaş arası daha genç yetişkinlerde gerçekleşmiştir (11’in 8’i). Bu MDB verileri, diğer tüm psikiyatrik bozukluğa karşılık daha genç yaştaki yetişkin popülasyonda gözlenen sıklık artışının 24 yaşın ötesine uzayabileceğini göstermektedir.   Depresyondaki hastalarda antidepresan tedavi alıp almadığından bağımsız olarak depresif semptomlarının kötüleşmesi ve/veya intihar düşüncesi ve davranışları (intihar eğilimi) ortaya çıkabilir. Bu risk anlamlı bir iyileşme oluncaya kadar devam eder. Genel klinik pratik, tüm antidepresan tedavilerinde iyileşmenin erken dönemlerinde intihar riskinin artabileceğini göstermiştir. Paroksetinin kullanıldığı diğer psikiyatrik durumlar da intihar davranış riskinde artış ile ilişkilidir ve bu durumlar MDB ile birlikte de bulunabilir. Bununla birlikte hikayesinde intihar davranışı veya düşüncesi olan hastalar, genç erişkinler, tedavi başlamadan önce belirli derecede intihar düşüncesi taşıyan hastalar intihar düşüncesi ve intihar teşebbüsü bakımından daha fazla risk taşırlar. Bütün hastalar tedavi süresince, özellikle de tedavi sürecinin başlangıcında veya doz değişim artış ya da azalma zamanlarında klinik kötüleşme (yeni semptomların gelişimi dahil) ve intihar yönünden gözlenmelidir.   Hastalar (ve hasta ile ilgilenen bakıcılar), durumlarında herhangi bir kötüleşme olup olmadığı (yeni semptomların gelişmesi dahil) ve/veya intihar fikri/davranışı veya kendine zarar verme düşüncesi ortaya çıkıp çıkmadığı konusunda izlenmeleri gerektiği ve bu semptomlar varsa hemen tıbbi yardım aramaları konusunda uyarılmalıdır. Ajitasyon, akatizi veya mani gibi semptomların altta yatan hastalık veya ilaç tedavisiyle ilişkili olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır (bkz. Akatizi, Mani ve Bipolar Hastalık, İstenmeyen etkiler).   Klinik olarak kötüleşen (yeni semptomların gelişmesi dahil) ve/veya intihar düşüncesi/davranışı ortaya çıkan hastalarda ve özellikle bu semptomlar şiddetliyse, aniden başlamışsa veya hastanın mevcut semptomlarının bir parçası değilse, ilacı kesme olasılığı da dahil tedavi rejiminin değiştirilmesi düşünülmelidir.   Akatizi: Nadiren, paroksetin veya diğer SSRI’ların kullanımı, akatizi gelişimi ile ilişkilidir; bu, içten gelen bir huzursuzluk duygusu ve sübjektif huzursuzluğa eşlik eden yerinde oturamama veya ayakta hareketsiz duramama gibi psikomotor ajitasyon ile karakterizedir. Tedavinin ilk bir kaç haftasında daha fazla görülmektedir.   Serotonin Sendromu/Nöroleptik Malign Sendrom: Ender durumlarda serotonin sendromu gelişimi veya nöroleptik malign sendrom benzeri olaylar paroksetin tedavisiyle ilişkili olarak, özellikle diğer serotonerjik ve/veya nöroleptik ilaçlarla kombinasyon şeklinde kullanıldığında görülebilir. Bu sendromlar potansiyel olarak yaşamı tehdit edici durumlara yol açabileceğinden, eğer bu gibi durumlar (hipertermi, rijidite, myoklonüs, vital bulguların olası hızlı dalgalanmalarıyla birlikte seyreden otonomik dengesizlik, konfüzyon, irritabilite, deliryum ve komaya ilerleyen aşırı ajitasyonu içeren mental durum değişiklikleri gibi semptom kümeleriyle karakterize) oluşursa paroksetin ile tedavi kesilmeli, destekleyici semptomatik tedavi başlanmalıdır. Serotonerjik sendrom riskinden ötürü paroksetin serotonin öncü maddeleri (L-triptofan, oksitriptan gibi) ile kombinasyon şeklinde kullanılmamalıdır (bkz. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri).   Mani ve Bipolar Bozukluk: Majör depresif epizot bipolar bozukluğun ilk şekli olabilir.  Genel olarak (kontrollü çalışmalarda saptanmamışsa da) bu epizotların yalnız başına antidepresan ile tedavisinin bipolar bozukluk riski altındaki hastalarda karma/manik epizotun ortaya çıkma olasılığını artırabildiği düşünülmektedir.  Antidepresan ile tedaviye başlamadan önce hastalar bipolar bozukluk riski altında olup olmadıkları bakımından uygun şekilde taranmalıdır. Bu taramalar aile öyküsünde intihar, bipolar bozukluk ve depresyon dahil hastanın ayrıntılı psikiyatrik öyküsünü içermelidir. Paroksetinin bipolar depresyon tedavisinde kullanımı onaylanmamıştır.   Tüm antidepresanlarda olduğu gibi, paroksetin mani hikayesi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.   Monoaminoksidaz İnhibitörleri: Paroksetin ile tedaviye MAO inhibitörleriyle tedavinin kesilmesinden en az 2 hafta sonra dikkatle başlanmalıdır ve paroksetin dozu optimal yanıta ulaşıncaya kadar aşamalı olarak artırılmalıdır (bkz. Diğer Tıbbi Ürünler ile Etkileşimler ve Diğer Etkileşim Şekilleri).   Böbrek/karaciğer yetmezliği: Şiddetli böbrek yetmezliği veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır (bkz. Pozoloji ve uygulama şekli).   Epilepsi: Diğer antidepresanlarda olduğu gibi, epilepsi hastalarında PAXİL kullanılırken dikkatli olunmalıdır.   Nöbetler: PAXİL ile tedavi edilen hastalarda nöbetlerin meydana gelme sıklığı % 0.1’den azdır. Nöbet gelişen hastalarda PAXİL kullanımı kesilmelidir.   Glokom: Diğer SSRI’larda olduğu gibi, PAXİL midriyazise neden olabilir ve dar açılı glokom hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.   Elektrokonvülsif tedavi (EKT): PAXİL’in EKT ile birlikte uygulanması hakkında klinik deneyim kısıtlıdır.   Hiponatremi: Hiponatremi, başlıca yaşlılarda olmak üzere nadiren rapor edilmiştir. Paroksetinin kesilmesinden sonra ise genelde geriye dönmüştür.   Kanama: PAXİL tedavisini takiben deri ve mukoz membran kanamaları (gastrointestinal kanamalar dahil) bildirilmiştir. Bu nedenle kanamaya eğilimi olduğu bilinen veya predispozan faktörleri olan hastalarda PAXİL, kanama riskini artıran ilaçlarla birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır.   Kardiyak bozukluklar: Kardiyak hastalıkları olan hastaların tedavisinde dikkatli olunmalıdır.   Uzun QT sendromu/Torsades de Pointes’e neden olabilen ilaçlar ile birlikte kullanıldığında uzun QT sendromu  veya Torsades de Pointes oluşma riskini arttırabilir. Bu nedenle bu tür ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır.   Yetişkinlerde paroksetin tedavisinin kesilmesi ile görülen semptomlar: Yetişkinlerdeki klinik çalışmalarda; paroksetin ile tedavi edilen hastaların %30’unda ve plasebo ile tedavi edilen hastaların %20’sinde tedavinin kesilmesi ile birlikte advers etkiler meydana gelmiştir. Kesilme semptomlarının oluşumu, bağımlılık yapan ilaçlar veya suistimal edilen maddelerde olduğu gibi değildir.   Sersemlik hali, duyusal rahatsızlıklar (parestezi ve elektrik şoku duygusu ve kulak çınlaması dahil), uyku bozuklukları (yoğun rüyalar dahil), ajitasyon veya anksiyete, bulantı, titreme, konfüzyon, terleme, baş ağrısı ve diyare bildirilmiştir. Bunlar genellikle hafif veya orta şiddettedir, ancak bazı hastalarda şiddetli olabilir. Semptomlar genellikle tedavinin kesilmesini takiben ilk birkaç günde görülür; çok nadiren yanlışlıkla bir dozu kaçıran hastalarda da böyle semptomlar bildirilmiştir. Genellikle kendiliğinden ve iki hafta içinde düzelirse de bazı kişilerde daha uzun sürebilir (2–3 ay veya daha uzun). Bu nedenle paroksetin tedavisi kesilirken doz, yavaş yavaş, hastanın gereksinmesine göre birkaç hafta veya aylık sürelerde azaltılmalıdır (bkz. Pozoloji ve Uygulama Şekli; PAXİL tedavisinin kesilmesi).   Çocuklar ve adolesanlarda paroksetin tedavisinin kesilmesi ile görülen semptomlar: Çocuklar ve adolesanlardaki klinik çalışmalarda; paroksetin ile tedavi edilen hastaların %32’sinde ve plasebo ile tedavi edilen hastaların % 24’ünde tedavinin kesilmesi ile advers etkiler meydana gelmiştir. Paroksetin kesilmesi ile birlikte hastaların en az %2’sinde bildirilen ve plasebo ile bildirilenin en az iki katı oranda gelişen olaylar şunlardır: Emosyonel dengesizlik (intihar fikri, intihara teşebbüs, duygu durum değişiklikleri ve ağlamaklı olma hali dahil), sinirlilik, baş dönmesi, bulantı ve karın ağrısı (bkz. İstenmeyen Etkiler).

Pozoloji Ve Uygulama Şekli

Pozoloji: Depresyon: Tavsiye edilen günlük doz 20 mg’dır. Bazı hastalarda dozu artırmak gerekebilir. Doz, hastanın cevabına göre, kademeli olarak günde 10 mg’lık artışlar ile günde maksimum 50 mg’a yükseltilebilir. Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB): Tavsiye edilen günlük doz 40 mg’dır. Hastalarda tedaviye günde 20 mg ile başlanmalıdır ve doz haftada bir 10 mg/gün şeklinde artışlar ile yükseltilebilir. Bazı hastalar günlük dozun maksimum 60 mg olana kadar artırılmasından fayda sağlar. Panik Bozukluk: Tavsiye edilen günlük doz 40 mg’dır. Hastalarda tedaviye günde 10 mg ile başlanmalıdır ve doz hastanın cevabına göre haftada bir 10 mg/gün şeklinde artışlar ile yükseltilebilir. Bazı hastalar günlük dozun günde maksimum 60 mg olana kadar artırılmasından fayda sağlar. Genelde bilindiği üzere, panik bozukluğun tedavisinin erken dönemlerinde panik semptomatolojisinin kötüleşme potansiyeli vardır; bu yüzden başlangıç dozunun düşük olması tavsiye edilmektedir. Sosyal Anksiyete Bozukluğu/Sosyal Fobi: Tavsiye edilen günlük doz 20 mg’dır. 20 mg’lık doza cevap vermeyen hastalarda gerektiğinde 10 mg’lık doz artırımları yararlı olabilir; günlük doz maksimum 50 mg olana kadar artırılabilir. Doz değişiklikleri en az 1 haftalık aralıklarla yapılmalıdır. Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Tavsiye edilen günlük doz 20 mg’dır. 20 mg’lık doza cevap vermeyen hastalarda gerektiğinde 10 mg’lık doz artırımları yararlı olabilir; doz, hastanın yanıtına göre maksimum günde 50 mg’a kadar artırılabilir. Post Travmatik Stres Bozukluğu: Tavsiye edilen günlük doz 20 mg’dır. 20 mg’lık doza cevap vermeyen hastalarda gerektiğinde 10 mg’lık doz artırımları yararlı olabilir; doz, hastanın yanıtına göre günde maksimum 50 mg’a kadar artırılabilir. Uygulama sıklığı ve süresi: Tüm antidepresan ilaçlarda olduğu gibi, doz tedaviye başlanmasından sonraki ilk iki ila üç hafta içinde gözden geçirilmeli ve daha sonrasında klinik olarak uygun görüldüğü şekilde ayarlanmalıdır. Hastalar semptomlardan kurtulduklarından emin olana dek yeterli bir süre tedaviye devam etmelidir. Bu süre depresyon için aylarca, obsesif kompülsif bozukluk (OKB) ve panik bozukluk için daha da uzun olabilir. Birçok psikoaktif ilaçta olduğu gibi, ilacın ani kesilmesinden kaçınılmalıdır (bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri ve İstenmeyen etkiler). PAXİL tedavisinin kesilmesi: Diğer psikoaktif ilaçlarda da olduğu gibi, genel olarak tedavinin aniden kesilmesinden kaçınılmalıdır (bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri ve İstenmeyen etkiler). Azaltılan doz rejimi ile ilgili son klinik çalışmalar, 1 hafta aralıklarla günde 10 mg’lık doz azaltılmasını içermektedir. 20 mg/gün dozuna ulaşıldığında, hastalar tedavinin kesilmesinden önce 1 hafta bu dozla devam etmiştir. Eğer doz azaltımı veya tedavinin sonlandırılmasına bağlı tolere edilmeyen semptomlar görülürse, önceden reçete edilen doza geri dönülmesi düşünülebilir. Sonrasında, doktor doz azaltımına daha kademeli olarak devam edebilir. Uygulama şekli: Oral kullanım içindir. PAXİL’in günde bir defa sabahları yemekle birlikte alınması tavsiye edilir. Tabletler çiğnenmeden yutulmalıdır. Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek/Karaciğer yetmezliği: Şiddetli böbrek bozukluğu (kreatinin klerensi <30 ml/dak) veya karaciğer bozukluğu olan hastalarda paroksetinin plazma konsantrasyonunda artışlar meydana gelebilir. Tavsiye edilen günlük doz 20 mg’dır. Doz artırımı gerekliyse aralığın alt sınırına kadar olmalıdır. Pediyatrik popülasyon: PAXİL 18 yaş altındaki çocuklar ve adolesanlarda endike değildir (bkz. Özel Kullanım Uyarıları ve Önlemleri ). Geriyatrik popülasyon: Yaşlı hastalarda paroksetinin plazma konsantrasyonunda artış görülür. Tedaviye yetişkinler için saptanan başlangıç dozunda başlanmalıdır ve haftada bir 10 mg/gün şeklinde artışlar halinde hastanın cevabına göre günde maksimum 40 mg’a kadar artırılabilir.

Raf Ömrü

36 ay

Ruhsat Numarası(Ları)

09.04.2003 – 113/89

Ruhsat Sahibi

GlaxoSmithKline İlaçları San. ve Tic. A.Ş.   Büyükdere Cad. No.173, 1.Levent Plaza, B Blok 34394 1.Levent/İstanbul  Tel:   (212) 339 44 00  Faks: (212) 339 45 00

Ruhsat Sahibi

GlaxoSmithKline İlaçları San. ve Tic. A.Ş. , Büyükdere Cad. No:173 1.Levent Plaza B Blok , 34394 1.Levent/İstanbul

Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler

30°C’nin altındaki oda sıcaklığında kuru bir yerde ve çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği bir şekilde saklayınız.

Terapötik Endikasyonlar

Yetişkinler   Depresyon:   Tepkisel ve şiddetli depresyon ve anksiyetenin eşlik ettiği depresyon dahil olmak üzere tüm  depresyon tiplerine ait semptomların tedavisinde endikedir. Başlangıçta yeterli cevap alınmasını takiben Paxil ile tedaviye yeterli süre devam edilmesi depresyonun tekrarlamasını önlemede etkilidir.   Anksiyete Bozuklukları:   Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) semptomlarının tedavisi ve tekrarlamasının önlenmesi.   Agorafobi ile birlikte veya agorafobi olmaksızın Panik Bozukluğu semptomlarının tedavisi ve tekrarlamasının önlenmesi.   Sosyal Anksiyete Bozukluğu/Sosyal Fobi tedavisi.   Yaygın Anksiyete Bozukluğu semptomlarının tedavisi ve tekrarlamasının önlenmesi.   Post Travmatik Stres Bozukluğu tedavisi. 

Üretici Bilgileri

SmithKline Beecham Pharmaceuticals, İngiltere

Yardımcı Maddeler

Kalsiyum fosfat, hidroksipropil metilselüloz, sodyum nişasta glikolat, magnezyum stearat, titanyum dioksit, polietilen glikol, polisorbat

Yardımcı Maddelerin Listesi

Kalsiyum fosfat (E341) Hidroksipropil metilselüloz (E464) Sodyum nişasta glikolat                                           Magnezyumstearat (E572)                                                                                                                                                                                      Titanyum dioksit (E171) Polietilen glikol Polisorbat 80 (E433)                             Beyaz Opadry® YS-1R-7003*                                                                  * Teminatçı adı ve kodlama sistemi değişebilir.

Doz Aşımı

Pantoprazolun spesifik bir antidotu yoktur. Yoğun bir şekilde proteine bağlanır, diyaliz ile vücuttan uzaklaştırılamaz. Doz aşımı durumunda semptomatik tedavi uygulanır. İnsanlar üzerinde aşırı dozajdan kaynaklanan semptomlar bilinmemektedir. Klinik olarak zehirlenme belirtisi gösteren aşırı dozaj hallerinde, genel zehirlenme tedavisi kuralları geçerlidir.

Endikasyonlar

Hafif dereceli gastroözofageal reflü hastalığı ve hastalığa bağlı semptomların tedavisi Reflü özofajitin uzun dönem tedavisi Reflü özofajitin idame tedavisi Sürekli NSAİİ tedavisi gören risk grubundaki hastalarda non-selektif NSAİİ’lerin neden olduğu gastroduodenal ülserlerin önlenmesi

Farmakodinamik Özellikler

Pantoprazol pariyetal hücrelerdeki H+, K+ ATPaz enzimini inhibe ederek gastrik asit salgılanmasını son aşamasında baskılayan selektif bir proton pompa inhibitörüdür. Pantoprazol, uyarının niteliğine bağlı olmadan hem bazal hem de sitimüle gastrik asit salgılanmasını 24 saatten uzun süre inhibe eder.

Farmakokinetik Özellikler

Protinum Enterik Tablet barsakta çözünecek şekilde hazırlanmıştır. Etken madde pantoprazol, enterik tablet mideyi terk ettiğinde serbestleşir. Enterik tabletten açığa çıkan pantoprazol hızla emilir. Pantoprazol oral olarak alındıktan 2,5 saat sonra maksimum plazma konsantrasyonlarına C max. (2-3 mcg/ml) ulaşır. Tekrarlayan dozlardan sonra bu düzey sabit kalır. Tabletin mutlak biyoyararlanımı % 77’dir. Besinlerle birlikte alınması eğri altında kalan alan (AUC) değerini, doruk serum konsantrasyonunu ve sonuçta biyayararlanımını etkilemez. Besinlerle birlikte alınması sadece maksimum konsantrasyona ulaşma süresini geciktirir.   Pantoprazol %98 oranında plazma proteinlerine bağlanır. Dağılım hacmi yaklaşık 0.15 L/kg, klirensi ise yaklaşık 0.1 L/kg’dır. Plazma yarılanma ömrü yaklaşık 1 saattir. Tek ve tekrarlayan dozlardan sonra farmakokinetiği değişmez. Doz sınırı 10-80 mg olup bu dozlar arasındaki plazma kinetiği doğrusaldır.   Tamamına yakın kısmı karaciğerde sitokrom P450 enzim sistemi ile metabolize olur. Serum ve idrarda bulunan başlıca metaboliti sülfat ile konjuge olan desmetilpantoprazoldür. Bu metabolitin yarı ömrü pantoprazol yarı ömründen çok fazla değildir (yaklaşık 1.5 saat).   Pantoprazol metabolitlerinin %80’i idrarla, geri kalanı safra ve dışkıyla atılır.

Farmasötik Şekli

Enterik Tablet

Formülü

Her bir enterik kaplı tablet, 20mg pantoprazole eşdeğer, 22.55 mg pantoprazol sodyum seskihidrat içerir. Boyar maddeler: Titanyum dioksit ve kinolin sarısı.

İlaç Etkileşmeleri

Pantoprazol sitokrom P450 enzim sistemi ile metabolize olmasına karşın aynı enzim sistemi üzerinden metabolize edilen, karbamazepin, kafein, diazepam, diklofenak, digoksin, etanol, midazolam, sisaprid, antipirin, gliburid, glibenklamid, metoprolol, nifedipin, fenprokumon, fenitoin, veofilin, varfarin veya oral kontraseptiflerle kullanıldığında doz ayarlaması gerekmez.   İlgili antibiyotiklerle de (klaritromisin, metronidazol, amoksisilin) klinik olarak kayda değer bir etkileşim gözlenmemiştir.   Pantoprazol antasitlerle birlikte verildiğinde herhangi bir etkileşim gözlenmemiştir. Pantoprazol gastrik asit salgılanmasını uzun süre inhibe ettiğinden dolayı, ketokanazol, ampisilin esterleri ve demir tuzları gibi biyoyararlanımı gastrik pH’a bağlı ilaçların emilimini azaltabilir.

Kontraendikasyonlar

Pantoprazole ve içerdiği diğer maddelere karşı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktor tarafından başka şekilde önerilmediği takdirde Protinum 20 mg enterik tabletler çiğnenmeden ve bölünmeden sabah kahvaltısından 1 saat önce alınmalıdır.   Hafif dereceli gastroözofageal reflü hastalığı ve hastalığa bağlı semptomların tedavisinde: Günde 1 adet Protinum 20 mg enterik tablet önerilir. Semptomlar genellikle 2-4 haftada azalmaya başlar. Bu sürenin yeterli olmadığı durumlarda 4 haftalık ek süre ile iyileşme sağlanır.   Reflü özofajitin uzun dönem tedavisi / idame tedavisi: Günde 1 adet Protinum 20 mg enterik tablet önerilir. Tekrarlayan olgularda 40 mg’a çıkılsa da yakınmaların azalması ile doz tekrar 20 mg’a indirilir.   Sürekli NSAİİ tedavisi gören risk grubundaki hastalarda non-selektif NSAİİ’lerin neden olduğu gastroduodenal ülserlerin önlenmesi : Günde 1 adet Protinum 20 mg enterik tablet önerilir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Protinum 40 mg 14 ve 28 Enterik Tablet

Saklama Koşulları

25ºC’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

28 enterik tabletlik kutularda

Uyarılar/Önlemler

Pantoprazol tedavisi malign ülser semptomlarını hafifleterek teşhisi geciktirebileceğinden, tedaviden önce gastrik ülserin malingnitesi veya malign özofagus hastalığı olasılığı bertaraf edilmelidir. Uzun süreli deneysel çalışmalarda pantoprazolün karsinojenik olduğu ve nadir tipteki gastrointestinal tümörlere yol açtığı gösterilmiştir. Ancak deneysel çalışmalarda elde edilen bu veriler ile insanlar arasındaki bağlantı bilinmemektedir.   Çocuklarda etki ve güvenliği tam olarak bilinmemektedir.   Yaşlı hastalarda, böbrek fonksiyonları kısıtlı olan ve yaşlı hastalarda ve hafif veya şiddetli karaciğer yetmezliği bulunan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur.   Günlük dozun önerilen dozu aşmamasına dikkat edilmelidir.    Gebelerde ve emziren kadınlarda kullanımı: Gebelik kategorisi B dir. Hamile kadınlar üzerinde elde edilen klinik tecrübeler sınırlıdır. Pantoprazolun anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Pantoprazol, anne için avantajın embriyo veya yeni doğacak çocuk için oluşabilecek potansiyel riskten daha yüksek olması halinde kullanılmalıdır.   Araç/Makine kullanımına etkisi: Araç ve makine kullanımına ilişkin herhangi bir etkisi bildirilmemiştir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Pantoprazol yapılan çalışmalarda genellikle iyi tolere edilmiştir. Yan etkilerin insidansı doza bağlı değildir.   Pantoprazol tedavisi sırasında; Baş ağrısı, diyare, flatulans, abdominal ağrı, döküntü, insomnia, hiperglisemi, karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik, mide bulantısı ve kusma görülebilir.    BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 10 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window