İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması TADLIS
Birim Miktarı 4
ATC Kodu G04BE08
ATC Açıklaması Tadalafil
NFC Kodu AH
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Efervesan Tabletler
Orijinal / Jenerik Türü Jenerik
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 149,87 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 134,23 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Başlıklar
  1. İlaç Etken Maddeleri
  2. İlaç Prospektüsü
    1. Doz Aşımı
    2. Endikasyonlar
    3. Farmakodinamik Özellikler
    4. Farmakokinetik Özellikler
    5. Farmasötik Şekli
    6. Formülü
    7. İlaç Etkileşmeleri
    8. Kontraendikasyonlar
    9. Kullanım Şekli Ve Dozu
    10. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    11. Ruhsat Sahibi
    12. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    13. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    14. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    15. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    16. İlaç Nasıl Kullanılır
    17. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    18. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    19. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    20. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    21. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    22. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    23. Etkin Maddeler
    24. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    25. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    26. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    27. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    28. İlaç Nasıl Kullanılır
    29. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    30. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    31. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    32. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    33. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    34. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    35. Etkin Maddeler
    36. Farmakodinamik Özellikler
    37. Farmakokinetik Özellikler
    38. Farmasötik Form
    39. Gebelik Ve Laktasyon
    40. Geçimsizlikler
    41. İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi
    42. İstenmeyen Etkiler
    43. Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim
    44. Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri
    45. Kontrendikasyonlar
    46. Kullanım Yolu
    47. Küb’ Ün Yenileme Tarihi
    48. Müstahzar Adı
    49. Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri
    50. Pozoloji Ve Uygulama Şekli
    51. Raf Ömrü
    52. Ruhsat Numarası(Ları)
    53. Ruhsat Sahibi
    54. Ruhsat Sahibi
    55. Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler
    56. Terapötik Endikasyonlar
    57. Üretici Bilgileri
    58. Yardımcı Maddeler
    59. Yardımcı Maddelerin Listesi
    60. Doz Aşımı
    61. Endikasyonlar
    62. Farmakodinamik Özellikler
    63. Farmakokinetik Özellikler
    64. Farmasötik Şekli
    65. Formülü
    66. İlaç Etkileşmeleri
    67. Kontraendikasyonlar
    68. Kullanım Şekli Ve Dozu
    69. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    70. Saklama Koşulları
    71. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    72. Uyarılar/Önlemler
    73. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    74. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    75. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    76. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    77. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    78. İlaç Nasıl Kullanılır
    79. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    80. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    81. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    82. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    83. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    84. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    85. Etkin Maddeler
    86. Farmakodinamik Özellikler
    87. Farmakokinetik Özellikler
    88. Farmasötik Form
    89. Gebelik Ve Laktasyon
    90. Geçimsizlikler
    91. İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi
    92. İstenmeyen Etkiler
    93. Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim
    94. Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri
    95. Kontrendikasyonlar
    96. Kullanım Yolu
    97. Küb’ Ün Yenileme Tarihi
    98. Müstahzar Adı
    99. Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri
    100. Pozoloji Ve Uygulama Şekli
    101. Raf Ömrü
    102. Ruhsat Numarası(Ları)
    103. Ruhsat Sahibi
    104. Ruhsat Sahibi
    105. Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler
    106. Terapötik Endikasyonlar
    107. Üretici Bilgileri
    108. Yardımcı Maddeler
    109. Yardımcı Maddelerin Listesi
    110. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    111. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    112. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    113. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    114. İlaç Nasıl Kullanılır
    115. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    116. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    117. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    118. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    119. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    120. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    121. Etkin Maddeler
    122. Farmakodinamik Özellikler
    123. Farmakokinetik Özellikler
    124. Farmasötik Form
    125. Gebelik Ve Laktasyon
    126. Geçimsizlikler
    127. İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi
    128. İstenmeyen Etkiler
    129. Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim
    130. Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri
    131. Kontrendikasyonlar
    132. Kullanım Yolu
    133. Küb’ Ün Yenileme Tarihi
    134. Müstahzar Adı
    135. Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri
    136. Pozoloji Ve Uygulama Şekli
    137. Raf Ömrü
    138. Ruhsat Numarası(Ları)
    139. Ruhsat Sahibi
    140. Ruhsat Sahibi
    141. Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler
    142. Terapötik Endikasyonlar
    143. Üretici Bilgileri
    144. Yardımcı Maddeler
    145. Yardımcı Maddelerin Listesi
    146. Doz Aşımı
    147. Endikasyonlar
    148. Farmakodinamik Özellikler
    149. Farmakokinetik Özellikler
    150. Farmasötik Şekli
    151. Formülü
    152. İlaç Etkileşmeleri
    153. Kontraendikasyonlar
    154. Kullanım Şekli Ve Dozu
    155. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    156. Saklama Koşulları
    157. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    158. Uyarılar/Önlemler
    159. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    160. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    161. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    162. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    163. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    164. İlaç Nasıl Kullanılır
    165. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    166. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    167. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    168. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    169. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    170. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    171. Etkin Maddeler
    172. Farmakodinamik Özellikler
    173. Farmakokinetik Özellikler
    174. Farmasötik Form
    175. Gebelik Ve Laktasyon
    176. Geçimsizlikler
    177. İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi
    178. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    179. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    180. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    181. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    182. İlaç Nasıl Kullanılır
    183. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    184. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    185. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    186. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    187. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    188. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    189. Etkin Maddeler
    190. Farmakodinamik Özellikler
    191. Farmakokinetik Özellikler
    192. Farmasötik Form
    193. Gebelik Ve Laktasyon
    194. Geçimsizlikler
    195. İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi
    196. İstenmeyen Etkiler
    197. Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim
    198. Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri
    199. Kontrendikasyonlar
    200. Kullanım Yolu
    201. Küb’ Ün Yenileme Tarihi
    202. Müstahzar Adı
    203. Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri
    204. Pozoloji Ve Uygulama Şekli
    205. Raf Ömrü
    206. Ruhsat Numarası(Ları)
    207. Ruhsat Sahibi
    208. Ruhsat Sahibi
    209. Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler
    210. Terapötik Endikasyonlar
    211. Üretici Bilgileri
    212. Yardımcı Maddeler
    213. Yardımcı Maddelerin Listesi
    214. Doz Aşımı
    215. Endikasyonlar
    216. Farmakodinamik Özellikler
    217. Farmakokinetik Özellikler
    218. Farmasötik Şekli
    219. Formülü
    220. İlaç Etkileşmeleri
    221. Kontraendikasyonlar
    222. Kullanım Şekli Ve Dozu
    223. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    224. Ruhsat Sahibi
    225. Ruhsat Tarihi Ve Numarası
    226. Saklama Koşulları
    227. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    228. Uyarılar/Önlemler
    229. Üretim Yeri
    230. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    231. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    232. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    233. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    234. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    235. İlaç Nasıl Kullanılır
    236. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    237. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    238. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    239. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    240. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    241. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    242. Etkin Maddeler
    243. Farmakodinamik Özellikler

İlaç Etken Maddeleri

  • tadalafil (10 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Endikasyonlar

Konjoktivit, blefarit, arpacık, şalasiyon, göz kapağı yara ve yanıkları, mikrobik göz enfeksiyonlarında kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Thiocilline Göz Pomadı, steril olarak hazırlanmış Basitrasin ve Neomisin içeren geniş spektrumlu bir antibiyotik kombinasyonudur. Basitrasin’in gram pozitif mikroorganizmalara karşı olan etkisinin, Neomisin’in özellikle gram negatif mikroorganizmalara karşı olan etkisi ile birleşmesi sonucu göz enfeksiyonlarında sık görülen patojenlere karşı kullanılır. Thiocilline Göz Pomadı, bakterisid etkisi sayesinde enfeksiyona neden olan hassas mikroorganizmaların temizlenmesini sağlar.

Farmakokinetik Özellikler

Topikal oküler uygulama sonrasında, sistemik emiliminin önemli olduğuna dair bir veri bulunmamaktadır.

Farmasötik Şekli

Göz Pomadı

Formülü

İlaç Etkileşmeleri

Basitrasin ve Neomisin’e duyarlılığı bilinen hastalarda kullanılmamalıdır.

Kontraendikasyonlar

Günde 3-4 defa göze uygulanır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

25°C'nin altındaki oda sıcaklığında serin bir yerde saklayınız.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

5 g’lık özel kanüllü tüplerde.

Ruhsat Sahibi

 Uzun süreli kullanımlarda kızarma, kaşıntı, şişme gibi yan etkiler görülebilir. İlacın kesilmesiyle bu bulgular kaybolur.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

Kutuda, dosetaksel içeren 1 adet tip I saydam cam flakon ve beraberinde çözücü içeren renksiz flakondan müteşekkil ambalajlardadır.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

Dosetakselin araç ve makine kullanımı üzerine etkisi ile ilgili çalışma yapılmamıştır. Ancak bu tıbbi üründeki alkol miktarı araba sürmenizi ve diğer makineleri kullanmanızı etkileyebilir.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

TADOCEL 80 mg/2 ml İ.V. İnfüzyon İçin Konsantre Çözelti İçeren Flakon

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

Dosetaksel (Her bir flakon 80 mg dosetaksel içeren konsantre çözelti içerir)

İlaç Nasıl Kullanılır

İnfüzyon için Konsatre Çözelti, berrak görünümlü, yağlı, sarı renkli bir çözeltidir. Çözücü, etanol ve saf su içeren berrak, renksiz bir çözeltidir.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

TADOCEL, bölüm 6.6'da belirtilenler dışında diğer tıbbi ürünler ile karıştırılmamalıdır.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

Damar içine uygulanır.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

TADOCEL 80 mg/2 ml İ.V. İnfüzyon İçin Konsantre Çözelti İçeren Flakon

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

131/79

Doz Aşımı Ve Tedavisi

Açılmamış flakonları 25°C'nin altındaki oda sıcaklığında, ambalajında ve ışıktan koruyarak saklayınız.

Etkin Maddeler

Polisorbat 80, susuz sitrik asit, saf etanol ve enjeksiyonluk su içerir.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

10 kapsül, tripleks blisterde (PVC/PE/PVDC)

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

TAMIFLU’nun araç ve makine kullanımı üzerine herhangi bir etkisi yoktur.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

TAMIFLU’yu aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ Eğer oseltamivire veya ilacın içerdiği maddelerin herhangi birine karşı alerjik (aşırı duyarlı) iseniz TAMIFLU’yu aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ Eğer; Diğer ilaçlara alerjiniz varsa, Böbreklerinizle ilgili sorunlarınız varsa, TAMIFLU’yu kullanmadan önce reçete eden doktorunuzu yukarıdaki durumlarda bilgilendiriniz.  Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.   TAMIFLU’nun yiyecek ve içecek ile kullanılması TAMIFLU aç veya tok karnına kullanılabilir. TAMIFLU’nun yiyeceklerle birlikte alınması, mide bulantısı ve kusma olasılığını azaltmak amacıyla tavsiye edilmektedir.  Hamilelik İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. TAMIFLU’nun doğmamış çocuklar üstündeki yan etkileri bilinmemektedir. Eğer hamileyseniz, hamile olduğunuzu düşünüyorsanız veya hamile kalmaya çalışıyorsanız doktorunuzu bilgilendiriniz. Doktorunuz TAMIFLU’nun sizin için doğru bir tercih olup olmadığı konusunda karar verecektir. Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.   Emzirme İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. Emzirilen bebekler üstündeki etkisi bilinmemektedir. Eğer bebeğinizi emziriyorsanız doktorunuzu bilgilendiriniz. Doktorunuz TAMIFLU’nun sizin için doğru bir tercih olup olmadığı konusunda karar verecektir. Araç ve makine kullanımı TAMIFLU’nun araç ve makine kullanımı üzerine etkisi yoktur.   TAMIFLU’nun içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler Kroskarmeloz sodyum ve sodyum stearil fumarat: Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan az sodyum ihtiva eder. Sodyuma bağlı herhangi bir olumsuz etki beklenmemektedir.   Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı TAMIFLU parasetamol, ibuprofen veya asetilsalisilik asit (Aspirin) ile birlikte kullanılabilir. TAMIFLU grip aşılarının yerine kullanılmaz. TAMIFLU grip aşılarının etkisini değiştirmez. Grip aşısı olmuş olsanız bile doktorunuz size TAMIFLU reçete edebilir.  Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

Tüm ilaçlar gibi, TAMIFLU’nun içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.   Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır:   Çok yaygın           : 10 hastanın en az 1’inde görülebilir. Yaygın                   : 10 hastanın 1’inden az, fakat 100 hastanın 1’inden fazla görülebilir. Yaygın olmayan  : 100 hastanın 1’inden az, fakat 1000 hastanın 1’inden fazla görülebilir. Seyrek                : 1000 hastanın 1’inden az, fakat 10.000 hastanın 1’inden fazla görülebilir. Çok seyrek           : 10.000 hastanın 1’inden az görülebilir. Sıklığı bilinmeyen: Eldeki veriler ile belirlenemeyecek kadar az hastada görülebilir.   Yaygın: bulantı kusma ishal karın ağrısı baş ağrısı  Bu yan etkiler sıklıkla ilacın ilk dozundan sonra ortaya çıkar ve genellikle tedavi sürerken kesilir. Bu etkilerin görülme sıklığı, ilaç yiyeceklerle birlikte alındığında azalır.   Yaygın olmayan:   Yetişkinler ve ergenler (13 yaş ve üstü çocuklar): Grip sebebiyle de meydana gelebilecek yaygın olmayan yan etkiler; üst karında şişkinlik mide-barsak kanalında kanama bronşlarda iltihaplanma (bronşit) üst solunum yolu enfeksiyonları sersemlik yorgunluk uyumada zorluk deri reaksiyonları orta ile ciddi karaciğer fonksiyon bozuklukları görme bozuklukları kalp ritminde bozukluklar grip, hayal görme, huzursuzluk, taşkınlık, hezeyan gibi belirti gösteren ani geçici bilinç bozukluğu, anormal davranış gibi olayları içeren, bazı vakalarda ölümcül sonuçları olabilen, çeşitli sinir sistemi ile ilgili (nörolojik) ve davranışsal belirtilerle ilişkili olabilir. Bu olaylar, beyni etkileyen birer hastalık olan ensefalit veya ensefalopati durumunda meydana gelebilir, ancak belli bir ciddi hastalık görülmeksizin de olabilir. Bilinç seviyesinde azalma, zihin karışıklığı, anormal davranış, sanrılar, hayal görme, huzursuzluk, endişe, kabuslar gibi belirtileri içeren havale (konvülsiyon) ve huzursuzluk, taşkınlık, hezeyan gibi belirti gösteren ani geçici bilinç bozukluğu (deliryum). Bu davranışlar, birkaç vakada kaza ile yaralanmalara yol açmıştır ve bu kaza ile yaralanmaların bazıları ölümle sonuçlanmıştır. Bu olaylar özellikle çocuklarda ve ergenlerde rapor edilmiştir ve sıklıkla birdenbire başlayıp süratle düzelen olaylardır. TAMIFLU’nun bu olaylara katkısı bilinmemektedir. Bu tip nöropsikiyatrik olaylar TAMIFLU almayan grip hastalarında da raporlanmıştır. Çocuklar (1 – 12 yaş arasındakiler):  Grip sebebiyle de meydana gelebilecek yaygın olmayan yan etkiler; kulaklarda iltihaplanma, kulak rahatsızlıkları akciğerlerde iltihaplanma sinüs iltihabı (sinüzit) bronşit daha önceden var olan astımın şiddetlenmesi burun kanaması deride iltihaplanma lenf bezlerinin şişmesi göz akı iltihaplanması (konjunktivit) görme bozuklukları kalp ritminde bozukluklar Çocuklar (6-12 aylık arasındakiler):  6-12 aylık çocuklarda grip tedavisinde kullanılan Tamiflu’nun raporlanan yan etkileri daha büyük çocuklarda (1 yaş ve üzeri) raporlanan yan etkilerle benzerdir. Bilgi için lütfen yukarıdaki bölümü okuyunuz.   Eğer siz veya çocuğunuz sıklıkla hasta oluyorsanız doktorunuzu bilgilendirmelisiniz. Eğer grip belirtileri kötüye gider veya ateş sürerse de doktorunuzu bilgilendirmelisiniz.   Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

İlaç Nasıl Kullanılır

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar: TAMIFLU size reçete edildikten sonra en kısa sürede ilacı kullanmaya başlayınız; bu, grip virüsünün vücudunuzda yayılmasını yavaşlatmaya yardımcı olacaktır.   Grip hastalığının tedavisinde kullanımı   Ergenlerde (13-17 yaş) ve yetişkinlerde kullanım: Yetişkinler ve ergenler tarafından 75 mg kapsüle alternatif olarak bir adet 30 mg kapsül ile bir adet 45 mg kapsül kullanılabilir. Sabah akşam günde iki kez 75 mg (bir adet 30 mg kapsül ile bir adet 45 mg kapsül), 5 gün süre ile kullanınız. Grip tedavisi için ilaç size reçete edildikten sonra en kısa sürede ilacınızı alınız. Kısa sürede kendinizi iyi hissetmeye başlasanız bile, 5 günlük tedaviyi tamamlayınız.   1 yaş ve üstü bebeklerle 2-12 yaş arası çocuklarda kullanım: Kapsül yerine TAMIFLU oral süspansiyon tozu kullanılabilir. 40 kg’dan fazla ve kapsül yutabilen çocuklar 5 gün boyunca günde iki defa TAMIFLU 75 mg kapsül kullanabilirler.   Doktorunuz tarafından reçete edilen miktarda kapsülü çocuğunuza vermelisiniz. Çocuklarda grip tedavisi için uygulanan TAMIFLU dozu çocuğun vücut ağırlığıyla orantılıdır (aşağıdaki tabloya bakınız).   Vücut ağırlığı 5 gün boyunca tavsiye edilen doz (hastalığın tedavisinde) 15 kg ve 15 kg’den hafif olanlar Günde iki kez bir adet 30 mg kapsül 15 kg ile 23 kg arası olanlar Günde iki kez bir adet 45 mg kapsül 23 kg ile 40 kg arası olanlar          Günde iki kez 60 mg (60 mg kullanmak için iki adet 30 mg kapsül alınız) 40 kg’den ağır olanlar          Günde iki kez 75 mg (75 mg kullanmak için bir adet 30 mg ve bir adet 45 mg kapsül alınız) 1 yaşından küçük çocuklarda kullanımı: Doktorunuz tarafından reçete edilen miktarda kapsülü çocuğunuza vermelisiniz. Doktorunuz gerekli TAMIFLU dozunu çocuğunuzun vücut ağırlığıyla orantılı olarak belirliyecektir (aşağıdaki tabloya bakınız).   Yaş 5 gün boyunca tavsiye edilen tedavi dozu <1 yaş Günde iki kez 2 mg/kg-3mg/kg  Grip hastalığının önlenmesinde kullanımı   TAMIFLU aynı zamanda gribi önlemek amacıyla da kullanılabilir.   Ergenlerde (13-17 yaş) ve yetişkinlerde kullanım: Yetişkinler ve ergenler tarafından 75 mg kapsüle alternatif olarak 1 adet 30 mg kapsül ile 1 adet 45 mg kapsül kullanılabilir. TAMIFLU 10 gün boyunca, günde bir defa alınmalıdır. Bu dozu sabah kahvaltısıyla birlikte almak en uygun yoldur.   1 yaş ve üstü bebeklerle 2-12 yaş arası çocuklarda kullanım: Kapsül yerine TAMIFLU oral süspansiyon tozu kullanılabilir.   Çocuklarda gribi önlemek için uygulanan TAMIFLU dozu çocuğun vücut ağırlığıyla orantılıdır (aşağıdaki tabloya bakınız).  Vücut ağırlığı 10 gün boyunca tavsiye edilen doz (hastalığın önlenmesinde) 15 kg ve 15 kg’den hafif olanlar Günde bir kez bir adet 30 mg kapsül 15 ile 23 kg arası olanlar Günde bir kez bir adet 45 mg kapsül 23 kg ile 40 kg arası olanlar          Günde bir kez 60 mg (60 mg kullanmak için iki adet 30 mg kapsül alabilirsiniz) 40 kg’den ağır olanlar          Günde bir kez 75 mg (75 mg kullanmak için bir adet 30 mg ve bir adet 45 mg kapsül alabilirsiniz) 1 yaşından küçük çocuklarda kullanımı: Doktorunuz tarafından reçete edilen miktarda kapsülü çocuğunuza vermelisiniz. Doktorunuz gerekli TAMIFLU dozunu çocuğunuzun vücut ağırlığıyla orantılı olarak belirliyecektir (aşağıdaki tabloya bakınız). Yaş 10 gün boyunca tavsiye edilen profilaksi dozu <1 yaş Günde bir kez 2 mg/kg-3mg/kg Eğer TAMIFLU gribi önlemek amacıyla reçete edildiyse, doktorunuz ilacı almaya devam etmeniz gereken süre hakkında size tavsiyede bulunacaktır.   Uygulama yolu ve metodu: TAMIFLU kapsülleri bütün olarak su ile yutunuz. TAMIFLU kapsülleri bölmeyiniz ve çiğnemeyiniz.   Tamiflu oral süspansiyon bulunmadığı zaman   Kapsül yutamayan yetişkinler, ergenler veya çocuklar, Tamiflu oral süspansiyonun bulunmadığı durumlarda, kapsülleri açıp, acı tadı maskelemek için uygun bir tatlandırılmış gıdanın az bir miktarı (en fazla bir çay kaşığı) içine kapsül içindeki tozu boşaltarak uygun Tamiflu dozunu alabilirler (bkz. Kullanma Talimatı). Tatlandırılmış gıda olarak normal veya şekersiz çikolata şurubu, bal (sadece 2 yaşındaki ve daha büyük çocuklarda), esmer veya normal şeker ile tatlandırılmış su, tatlı gıdalar, tatlandırılmış teksif edilmiş süt, elma sosu veya yoğurt gibi ürünler kullanılabilir. Kapsül içindeki toz tatlandırılmış ürün içinde karıştırılmalı ve karışımın tamamı hastaya verilmelidir. Karışım hazırlandıktan hemen sonra yutulmalıdır.   Uygun dozu almak için lütfen aşağıdaki talimatları takip edin.   Bu şekilde bir karışım hazırlamak için ihtiyacınız olan kapsül sayısını belirleyin.  Vücut ağırlığı* 5 günlük tedavi için tavsiye edilen dozları almak için gerekli kapsül sayısı 10 gün boyunca hastalığın önlenmesi için tavsiye edilen dozları almak için gerekli kapsül sayısı 15 kg ve 15 kg’den hafif olanlar Günde iki kez bir adet 30 mg kapsül Günde bir kez bir adet 30 mg kapsül 15 ile 23 kg arası olanlar Günde iki kez bir adet 45 mg kapsül Günde bir kez bir adet 45 mg kapsül 23 kg ile 40 kg arası olanlar Günde iki kez iki adet 30 mg kapsül Günde bir kez iki adet 30 mg kapsül   *40 kg’den ağır olan çocuklar tedavi amaçlı olarak 5 gün boyunca günde iki kez, önleme amaçlı olarak 10 gün boyunca günde bir kez yetişkin dozu olan Tamiflu 75 mg kapsül kullanabilirler.   Doğru miktarda doz kullandığınızı yukarıda yer alan tablodan kontrol edin. Kapsülleri bir kabın üzerinde tutun, kapsülleri çekerek dikkatlice açın ve kapsül içindeki tüm tozu kaba dökün. Acı tadı maskelemek için az miktarda (en fazla 1 çay kaşığı) tatlandırılmış gıda ekleyin ve iyice karıştırın. Karışımı karıştırın ve kaptaki karışımın tamamını hastaya verin. Karışım hazırlandıktan hemen sonra yutulmalıdır. Eğer kapta biraz karışım kalırsa, az miktar su ile çalkalayın ve hastanın bu kalan karışımı da içmesini sağlayın. Her ilaç almanız gerektiğinde bu prosedürü tekrarlayın.  

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

TAMIFLU’nun etkin maddesi oseltamivir’dir.   TAMIFLU “nöraminidaz inhibitörleri” denen bir ilaç grubuna dahildir. Bu ilaçlar grip virüsünün vücudun içinde yayılmasını engeller ve bu sayede grip virüsü enfeksiyonu nedeniyle oluşacak belirtileri dindirir veya engeller.   Opak açık sarı renkli kapsülün gövde kısmında mavi renkli “ROCHE” baskısı ve kapak kısmında mavi renkli“30 mg” baskısı bulunur.   TAMIFLU 30 mg kapsüller 10 kapsül içeren ambalajlarda piyasaya sunulmaktadır.   TAMIFLU size gribi tedavi etmek veya önlemek amacıyla reçete edilmiştir.   Grip, influenza (grip) virüsünün neden olduğu bir enfeksiyondur. Gribin belirtileri ateşin ani yükselmesi (>37.8oC), öksürük, burun akıntısı veya tıkanıklığı, baş ağrısı, kas ağrıları ve sıklıkla aşırı bitkinliktir. Bu belirtiler aynı zamanda grip dışı hastalıklar nedeniyle de oluşabilir. Gerçek grip enfeksiyonları yalnızca toplumda grip virüslerinin dolaştığı yıllık salgın dönemlerinde ortaya çıkar. Bu salgın dönemi dışında, bu belirtiler, genellikle başka enfeksiyonlar veya hastalıklar nedeniyle oluşacaktır.   TAMIFLU, 1 yaşından küçük çocukların grip tedavisinde veya gribi önlemek amacıyla, sadece, geçici süreyle, salgın esnasında, bir doktor önerisiyle veya bir doktorun gözetiminde kullanılması şartıyla kullanılır.  

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

TAMIFLU’yu çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız. Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra TAMIFLU’yu kullanmayınız.  Çevreyi korumak amacıyla kullanmadığınız TAMIFLU’yu şehir suyuna veya çöpe atmayınız. Bu konuda eczacınıza danışınız.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

TAMIFLU kapsüller ve TAMIFLU süspansiyon biyoeşdeğer formüllerdir. 75 mg’lık doz bir 75 mg kapsül veya bir 30 mg kapsül ile bir 45 mg kapsül veya bir 30 mg kapsül ile 45 mg dozunda süspansiyon olarak kullanılabilir. Kapsül yutamayan yetişkinler, adolesanlar veya çocuklar (>40 kg) uygun dozda TAMIFLU süspansiyon kullanabilirler.   Kapsül yutamayan yetişkinler, adolesanlar veya çocuklar, TAMIFLU oral süspansiyonun bulunmadığı durumlarda, kapsülleri açıp, acı tadı maskelemek için uygun bir tatlandırılmış gıdanın az bir miktarı (en fazla bir çay kaşığı) içine kapsül içindeki tozu boşaltarak uygun TAMIFLU dozunu alabilirler (bkz. Kullanma Talimatı). Tatlandırılmış gıda olarak normal veya şekersiz çikolata şurubu, bal (sadece 2 yaşındaki ve daha büyük çocuklarda), esmer veya normal şeker ile tatlandırılmış su, tatlı gıdalar, tatlandırılmış teksif edilmiş süt, elma sosu veya yoğurt gibi ürünler kullanılabilir. Kapsül içindeki toz tatlandırılmış ürün içinde karıştırılmalı ve karışımın tamamı hastaya verilmelidir. Karışım hazırlandıktan hemen sonra yutulmalıdır. Dağılmayan beyaz toz etkisiz (inert) olduğundan kullanılması zorunlu değildir.   Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller ‘Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği’ ve ‘Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü yönetmelikleri’ne uygun olarak imha edilmelidir.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

TAMIFLU® 30 mg 10 sert jelatin kapsül

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

Farmakolojik ve farmakokinetik çalışmalardan edinilen bilgilere göre, oseltamivir fosfatla klinik olarak anlamlı ilaç etkileşimleri görülme olasılığı azdır.   Oseltamivir fosfat, çoğunlukla karaciğerde bulunan esterazlarla, büyük oranda aktif metabolitine dönüştürülür. Esterazlar için yarışmayı da kapsayan ilaç etkileşmeleri, literatürde geniş olarak bildirilmemiştir. Oseltamivir ve aktif metabolitinin plazma proteinlerine düşük oranda bağlanması, ilaç etkileşmeleri açısından herhangi bir problem yaratmayacağını gösterir.   In vitro çalışmalar, oseltamivir fosfat veya aktif metabolitinin, mikrozomal P450 sitokrom enzimleri ve glukuronil transferazlar için iyi bir substrat olmadığını göstermiştir (bkz. bölüm 5.2). Oral kontraseptiflerle etkileştiğine dair bulgu yoktur.   Sitokrom P450 izoformlarının non-spesifik inhibitörü olan ve bazik veya katyonik ilaçların renal tübüler sekresyonu için yarışan simetidinin, oseltamivir veya aktif metabolitinin plazma seviyelerine hiçbir etkisi yoktur.   Renal tübüler sekresyon için yarışmayı içeren klinik olarak önemli ilaç etkileşmeleri, bu ilaçların bilinen güvenlilik sınırı, aktif metabolitin eliminasyon karakteristikleri (glomerüler filtrasyon ve anyonik tübüler sekresyon) ve bu yolakların atılım kapasitelerine bağlı olarak, olası değildir. Böbrekte aktif tübüler sekresyonun azalmasından dolayı, probenesid ile birlikte kullanım sonucunda aktif metabolit konsantrasyonu yaklaşık 2 kat artar. Ancak, aktif metabolitin geniş güvenlilik sınırına bağlı olarak, probenesid ile birlikte kullanım sırasında renal fonksiyonları normal olanlarda doz ayarlaması gerekli değildir.   Amoksisilin ile birlikte kullanım, anyonik sekresyon yolakları için yarışmanın zayıflığına bağlı olarak, her iki bileşiğin plazma seviyelerini değiştirmez.   Parasetamol ile birlikte kullanım, oseltamivirin, aktif metabolitinin veya parasetamolun plazma seviyelerini etkilemez.   Parasetamol, asetik salisilik asit, simetidin veya antiasitler (Magnezyum ve alüminyum hidroksitler ve kalsiyum karbonatlar) ile birlikte kullanıldığında oseltamivir veya majör metaboliti arasında hiçbir farmakokinetik etkileşim görülmemektedir.   Faz III tedavi ve profilaksi klinik çalışmalarında TAMIFLU, ACE-inhibitörleri (enalapril, kaptopril), tiazid diüretikleri (bendrofluazid), antibiyotikler (penisilin, sefalosporin, azitromisin, eritromisin, doksisiklin), H2-reseptör blokörleri (ranitidin, simetidin), beta blokörler (propranolol), ksantinler (teofilin), sempatomimetikler (psödoefedrin), opioidler (kodein), kortikosteroidler, inhale bronkodilatörler ve analjezikler (aspirin, ibuprofen ve parasetamol) gibi sık kullanılan ilaçlarla uygulanmıştır. TAMIFLU’nun bu bileşiklerle birlikte uygulanması sonucu advers olay profilinde veya sıklığında herhangi bir değişiklik gözlenmemiştir.   Aynı yolla atılan ve dar terapötik aralığı olan ilaçlar (örneğin, klorpropamid, metotreksat, fenilbutazon) kullanan olgulara oseltamivir reçetelenirken dikkatli olunmalıdır.   Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler  Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.   Pediyatrik popülasyon: Pediyatrik popülasyona ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.  

Doz Aşımı Ve Tedavisi

Doz aşımı ile ilgili deneyim bulunmamaktadır. Ancak, akut doz aşımının beklenen belirtiler; kusma olmadan veya kusmanın eşlik ettiği bulantı ve sersemliktir. Hastalar doz aşımı durumunda tedaviye devam etmemelidir. Bilinen spesifik bir antidotu bulunmamaktadır.

Etkin Maddeler

Her bir kapsül 30 mg oseltamivire eşdeğer 39.4 mg oseltamivir fosfat içerir

Farmakodinamik Özellikler

Farmakoterapötik grubu: Antiviral ATC kodu: J05AH02   Oseltamivir fosfat, aktif metabolitin (oseltamivir karboksilatın) bir ön ilacıdır. Aktif metabolit, viriyon yüzeyinde bulunan glikoproteinler olan influenza virüsü nöraminidaz enzimlerinin selektif bir inhibitörüdür. Viral nöraminidaz enzim aktivitesi, hem enfekte olmamış hücrelere viral giriş için, hem de enfekte olmuş hücrelerden yeni oluşmuş virüs partiküllerinin salınımı ve bulaşıcı virüsün vücutta daha fazla yayılmasında önemlidir.   Oseltamivir karboksilat, influenza A ve B virüslerinin nöraminidaz enzimlerini in vitro olarak bloke eder. Oseltamivir fosfat, influenza virüsü enfeksiyonunu ve replikasyonunu in vitro olarak inhibe eder. Oral olarak verilen oseltamivir, antiviral etkisindeki influenza enfeksiyonu hayvan modellerinde, influenza A ve B virüs replikasyonunu ve patojenliğini in vivo olarak inhibe etmektedir ve bu etki günde iki kere 75 mg ile insanlarda elde edilene benzerdir.   Oseltamivirin antiviral etkinliği, sağlıklı gönüllülerdeki deneysel çalışmalarla influenza A ve B için desteklenmiştir.   Oseltamivirin nöroaminidaz enzim IC50 değerleri klinik olarak izole edilen influenza A için 0.1 nM ila 1.3 nM arasındadır, influenza B için 2.6 nM’dir. İnfluenza B için yüksek IC50 değerleri (ortalama 8.5 nM) yayınlanmış çalışmalarda gözlenmiştir.   Viral nöraminidazın azalan duyarlılığı Hastalığa maruziyet sonrası (7 gün), ev halkı gruplarında maruziyet sonrası (10 gün) ve mevsimsel olarak (42 gün) influenza koruması açısından bugüne dek yapılan klinik çalışmalarda TAMIFLU kullanımı ile ilişkili ilaç direncine dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.   Oseltamivire azalan duyarlılık veya artan direnç kazanan influenza virüslerinin ortaya çıkma riski Roche’un yürüttüğü klinik çalışmalarda araştırılmıştır. Oseltamivire dirençli virüs taşıyan tüm hastalar virüsü normal olarak temizlemiş ve herhangi bir klinik kötüleşme yaşamamıştır.   Hasta popülasyonu Dirençli mutasyonları olan hastalar (%) Fenotipleme* Geno- ve Fenotipleme * Yetişkin ve adolesanlar 4/1245 (%0.32) 5/1245 (%0.4) Çocuklar (1-12 yaş) 19/464 (%4.1) 25/464 (%5.4) * Tam genotipleme tüm çalışmalarda gerçekleştirilmemiştir.   Direnç oranı genç hasta gruplarında ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde daha yüksek olabilir. Oseltamivir ile tedavi edilen hastalardan izole edilen oseltamivire dirençli virüsler ve influenza virüsünün oseltamivire dirençli laboratuar suşları, N1 ve N2 nöraminidazlarda mutasyonlar içermektedir. Direnç mutasyonları viral alt tipine özgü olmaya eğilimindedir (H5N1 varyantlarındakiler dahil).   Doğal olarak ortaya çıkan influenza A/H1N1 virüs mutasyonları, in vitro olarak oseltamivire azalan duyarlılık ile ilişkilidir ve bildirilen verilere dayanılarak, oseltamivir kullanmamış hastalarda saptanmıştır. Oseltamivire duyarlılığın azalma oranı ve bu virüslerin prevalansı mevsimsel ve coğrafik olarak değişmektedir.   İnfluenza enfeksiyonunun tedavisi Oseltamivir sadece influenza virüsünün yol açtığı hastalıklara karşı etkilidir. Bu sebeple, istatistiksel analiz sadece influenza ile enfekte olan denekler için sunulmuştur. Hem influenza-pozitif, hem de influenza-negatif denekleri içeren havuzlanmış tedavi çalışma popülasyonunda (ITT), primer etkinlik influenza negatif kişilerin sayısı ile orantılı olarak düşmüştür. Toplam tedavi popülasyonunda influenza enfeksiyonu çalışmaya alınan hastaların %67’sinde (aralık %46 ila %74) doğrulanmıştır. Yaşlı hastaların %64’ü influenza pozitiftir ve kronik kardiyak ve/veya solunum hastalığı olanların %62’si influenza pozitiftir. Tüm faz III tedavi çalışmalarında, hastalar sadece influenzanın yerel toplulukta yayıldığı dönemde çalışmaya alınmıştır.   Yetişkinler ve 13 yaşındaki ve 13 yaşın üzerindeki adolesanlar: Hastalar, 36 saat içinde belirtilerinin başladığını bildirenler arasından, ateşleri ³ 37.8 °C olan ve en az bir solunumsal semptom (öksürük, nazal semptomlar veya boğaz ağrısı) ve en az bir sistemik semptom (miyalji, titreme/terleme, bitkinlik, yorgunluk veya baş ağrısı) eşlik edenlerden seçilmiştir. Tedavi çalışmalarına katılan tüm influenza pozitif yetişkin ve adolesanların (N = 2413) toplu analizinde, beş gün boyunca günde iki kez uygulanan 75 mg oseltamivir, influenza hastalığının ortalama süresini 1 gün azaltarak 4.2 güne (%95 GA (güven aralığı) 4.0 – 4.4 gün; p ≤ 0.0001) düşürmüştür; plasebo grubunda bu rakam 5.2 gündür (%95 GA 4.9 – 5.5 gün).   Antibiyotiklerle tedavi edilen alt solunum yolu komplikasyonları (bilhassa bronşit) gelişen deneklerin oranı, plasebo grubunda %12.7 (135/1063) iken oseltamivir ile tedavi edilen popülasyonda %8.6’ya (116/1350) düşmüştür (p = 0.0012).   Yüksek risk popülasyonlarında influenzanın tedavisi: Beş gün boyunca günde iki kez 75 mg oseltamivir alan yaşlı hastalarda (≥ 65 yaş) ve kronik kardiyak ve/veya solunum hastalığı olan olgularda influenza hastalığının ortalama süresi anlamlı ölçüde düşmemiştir. Ateşin toplam süresi oseltamivir grubunda bir gün azalmıştır. İnfluenza-pozitif yaşlılarda, alt solunum yolu komplikasyonlarının (bilhassa bronşit) insidansı antibiyotiklerle tedavi edilen plasebo grubunda %19 (52/268) iken oseltamivir ile tedavi edilen popülasyonda %12’ye (29/250) düşmüştür (p = 0.0156).   Kronik kardiyak ve/veya solunum hastalığı olan influenza-pozitif hastalarda, antibiyotiklerle tedavi edilen alt solunum yolu komplikasyonlarının (bilhassa bronşit) kombine insidansı, plasebo grubunda %17 (22/133) iken oseltamivir ile tedavi edilen popülasyonda %14 (16/118) olmuştur (p = 0.5976).   Çocuklarda influenzanın tedavisi: Ateşi (³ 37.8 °C) ve öksürüğü veya nezlesi olan 1 ila 12 yaşlarındaki (ortalama yaş 5.3) sağlıklı çocuklarda (%65 influenza-pozitif) yapılan bir çalışmada influenza-pozitif hastaların %67’si influenza A ve %33’ü influenza B ile enfekte olmuştur. Oseltamivir tedavisi belirtilerin başlamasından sonraki 48 saat içinde başlamıştır ve hastalıktan iyileşme süresini (normal sağlığa ve aktiviteye geri dönüş, ateş, öksürük ve nezlenin hafiflemesi) anlamlı ölçüde, plaseboya nazaran yaklaşık 1.5 gün düşmüştür (%95 GA 0.6 – 2.2 gün; p < 0.0001). Oseltamivir, akut otitis media insidansını, plasebo grubunda görülen %26.5’tan (53/200), oseltamivir ile tedavi edilen çocuklarda %16’ya (29/183) düşürmüştür (p = 0.013).   İkinci çalışma, %53.6’sı influenza-pozitif olan, 6 ila 12 yaşlarındaki 334 astımlı çocukta tamamlanmıştır. Oseltamivir ile tedavi edilen grupta ortalama hastalık süresi anlamlı ölçüde düşmemiştir. 6. günden itibaren (tedavinin son günü), ZEV1 (zorlu ekspiratuvar volüm), plasebo kolunda %4.7 iken, oseltamivir ile tedavi edilen grupta %10.8’e yükselmiştir (p = 0.0148).   İnfluenza B enfeksiyonunun tedavisi: Toplam olarak, influenza-pozitif popülasyonun %15’i influenza B ile enfekte olmuştur; çalışmalardaki oranlar %1 ila 33 arasındadır. İnfluenza B ile enfekte olan olgularda ortalama hastalık süresi tedavi grupları arasında anlamlı ölçüde değişiklik göstermemiştir. Analiz için tüm çalışmalardan alınan İnfluenza B ile enfekte olmuş 504 olgunun verileri toplanmıştır. Oseltamivir tüm semptomların hafifleme süresini 0.7 gün (%95 GA 0.1 – 1.6 gün; p = 0.022), öksürük, ateş (³ 37.8 °C) ve nezlenin süresini ise bir gün azaltmıştır (%95 GA 0.4 – 1.7 gün; p < 0.001).   İnfluenzanın önlenmesi: Doğal olarak ortaya çıkan influenza hastalığının önlenmesinde oseltamivirin etkinliği evlerdeki maruziyet sonrası önleme çalışmasında ve iki mevsimsel önleme çalışmasında gösterilmiştir. Tüm bu çalışmalar için primer etkinlik parametresi laboratuvar tarafından doğrulanmış influenzanın insidansıdır. İnfluenza epidemisinin virülansı öngörülemez ve bölgeye ve mevsime göre değişir. Bu sebeple, bir influenza hastalığı vakasını önlemek için tedavi edilmesi gereken kişi sayısı da değişir.   Maruziyet sonrası önleme: Bir indeks influenza vakası ile temasta olan kişilerde (%12.6 influenzaya karşı aşılanmış) yapılan bir çalışmada, indeks influenza vakasında semptomların başlamasından sonraki 2 gün içinde, günde bir kez 75 mg oseltamivir uygulamasına başlanmış ve 7 gün devam edilmiştir. 377 indeks vakanın 163’ünde influenza doğrulanmıştır. Oseltamivir, doğrulanmış influenza vakaları ile temasta olan kişilerde görülen klinik influenza insidansını anlamlı ölçüde düşürmüştür; plasebo grubunda 24/200 (%12) iken oseltamivir grubunda 2/205 (%1) olmuştur (%92 düşüş [%95 GA 6 – 16; p ≤ 0.0001]). Gerçek influenza vakaları ile temasta olan kişilerde tedavi edilmesi gereken kişi sayısı 10 (%95 GA 9 – 12) ve indeks vakasındaki enfeksiyon durumundan bağımsız olarak tüm popülasyonda (ITT) 16 (%95 GA 15 – 19) olmuştur.   Doğal olarak ortaya çıkan influenza hastalığını önlemede oseltamivirin etkinliği, yetişkin, adolesan ve 1-12 yaş çocukların dahil edildiği evlerdeki maruziyet sonrası önleme çalışmasında hem indeks vaka hem de aile temas kişileri olarak gösterilmiştir. Bu çalışmada primer etkinlik parametresi, evlerdeki laboratuvar tarafından doğrulanmış klinik influenza insidansıdır. Oseltamivir profilaksisi 10 gün sürmüştür. Toplam popülasyonda, evlerdeki laboratuvar tarafından doğrulanmış klinik influenza insidansı düşmüştür; önleme almayanlarda %20 (27/136) iken önleme alanlarda %7 (10/135) olmuştur (%62.7 düşüş [%95 GA 26.0 – 81.2; p = 0.0042]). Evlerdeki influenza ile enfekte indeks vakalarda, influenza insidansı önleme almayanlarda %26 (23/89) iken önleme alanlarda %11’e (9/84) düşmüştür (% 58.5 düşüş [ %95 GA 15.6 – 79.6; p = 0.0114]). 1 ila 12 yaşlarındaki çocukların alt grup analizine göre, çocuklarda laboratuvar tarafından doğrulanmış klinik influenza insidansı anlamlı ölçüde düşmüştür; önleme almayanlarda %19 (21/111) iken önleme alanlarda %7 (7/104) olmuştur (%64.4 düşüş [%95 GA 15.8 – 85.0; p = 0.0188]). Başlangıçta virüs yaymayan çocuklarda laboratuvar ile doğrulanmış klinik influenza insidansı düşmüştür; önleme almayanlarda %21 (15/70) iken önleme alanlarda %4 (2/47) olmuştur (%80.1 düşüş [%95 GA 22.0 – 94.9; p = 0.0206]). Total pediatrik popülasyon için tedavi edilmesi gereken kişi sayısı tüm popülasyonda (ITT) ve enfekte indeks vakaların temas ettiği pediyatrik kişilerde (ITTII) sırasıyla 9 (%95 GA 7 – 24) ve 8’dir (%95 GA 6, üst limit belli değil).   Toplulukta influenza epidemisi sırasında önleme: İnfluenza salgını esnasında, aşı olmamış ve sağlıklı yetişkinlerde yapılan iki çalışmanın toplu analizinde, 6 hafta boyunca günde bir kez verilen 75 mg oseltamivir klinik influenza hastalığı insidansını anlamlı ölçüde azaltmıştır; plasebo grupta 25/519 (%4.8) iken oseltamivir grubunda 6/520 (%1.2) olmuştur (%76 düşüş [%95 GA 1.6 – 5.7; p = 0.0006]). Bu çalışmadaki tedavi gereken kişi sayısı 28 (%95 GA 24 – 50) olmuştur. Huzurevinde bakılan yaşlılarla yapılan bir çalışmada katılımcıların %80’i çalışma döneminde aşılanmıştır ve 6 hafta boyunca günde bir kere oseltamivir 75 mg verilmiştir; klinik influenza hastalığı insidansı anlamlı ölçüde azalmıştır. Plasebo grubunda 12/272 (%4.4) iken oseltamivir grubunda 1/276 (%0.4) olmuştur (%92 düşüş [%95 GA 1.5 – 6.6; p = 0.0015]). Bu çalışmadaki  tedavi gereken hasta sayısı 25’tir (%95 GA 23 – 62).   Komplikasyon riskinin düşüşünü değerlendirmek için spesifik çalışmalar yapılmamıştır.

Farmakokinetik Özellikler

Genel özellikler   Emilim: Oseltamivir, oseltamivir fosfatın (ön ilaç) oral uygulamasının ardından gastrointestinal sistemden hızla emilmekte ve esasen hepatik esterazlarla büyük oranda aktif metabolitine (oseltamivir karboksilat) dönüşmektedir. Oral dozun en az %75’i aktif metabolit olarak sistemik dolaşıma ulaşır. Ön ilaca maruziyet aktif metabolitin %5’inden azıdır. Ön ilaç ve aktif metabolitin plazma konsantrasyonları dozla orantılıdır ve ilacın yiyecekle birlikte verilmesinden etkilenmemektedir.   Dağılım: Oseltamivir karboksilatın kararlı haldeki ortalama dağılım hacmi insanlarda yaklaşık 23 litredir. Bu hacim hücre dışı vücut sıvısına eşdeğerdir. Nöraminidaz aktivitesi hücre dışında olduğundan, oseltamivir karboksilat influenza virüsünün yayıldığı tüm bölgelere dağılmaktadır.   Oseltamivir karboksilatın insan plazma proteinine bağlanması ihmal edilebilir (yaklaşık olarak %3).   Biyotransformasyon: Oseltamivir, çoğunlukla karaciğerde yerleşmiş olan esterazlarla, büyük ölçüde oseltamivir karboksilata dönüşmektedir. İn vitro çalışmalar oseltamivirin ve aktif metabolitinin, ana sitokrom P450 izoformlarının substratı veya inhibitörü olmadığını göstermiştir. İn vivo olarak her iki bileşiğin faz 2 konjugatı bulunmamaktadır.   Eliminasyon: Emilen oseltamivir başlıca olarak (> %90) oseltamivir karboksilata dönüşerek atılır. Aktif metabolit daha ileri metabolizmaya uğramadan idrarla atılır. Oseltamivir karboksilatın pik plazma konsantrasyonları pek çok olguda 6 ila 10 saatlik yarılanma ömrü ile azalmaktadır. Aktif metabolit renal yolla tamamen atılır. Renal klerens (18.8 L/saat), glomerüler filtrasyon hızını (7.5 L/saat) aşmaktadır ve bu da glomerüler filtrasyonunun yanı sıra tübüler sekresyonun da olduğunu göstermektedir. Radyasyonla işaretlenmiş oral dozun %20’den azı feçesle atılmaktadır.   Doğrusallık/doğrusal olmayan durum: Aktif metabolitin plazma konsantrasyonları dozla doğru orantılıdır ve ilaç yiyeceklerle birlikte alındığında değişmez .   Hastalardaki karakteristik özellikler   Böbrek yetmezliği: Farklı seviyelerde böbrek yetmezliği olan hastalara 5 gün boyunca günde iki kez 100 mg TAMIFLU uygulaması, aktif metabolit konsantrasyonu ile renal fonksiyon bozukluğunun ters orantılı olduğunu göstermiştir .    Karaciğer yetmezliği: In vitro çalışmalar, karaciğer yetmezliği olan hastalarda ne oseltamivire maruziyette belirgin bir artış veya ne de aktif metabolitine maruziyette belirgin bir düşüş beklenmediği sonucuna varmıştır.    Geriyatrik hastalar: Yaşlı hastalar (65-78 yaş arası) ile karşılaştırılabilir dozlarda TAMIFLU verilen genç yetişkinler karşılaştırıldığında, yaşlı hastalarda kararlı durumdaki aktif metabolit konsantrasyonunun % 25-35 daha fazla olduğu görülmüştür. Yaşlı hastalarda ilacın yarılanma süreleri, genç yetişkinlerle yaklaşık aynı değerlerde bulunmuştur. İlaca maruziyet ve tolerans açısından, yaşlı hastalarda, ciddi renal yetmezlik kanıtı bulunmadıkça (kreatinin klerensi 30 mL/dak’ın altında değilse), doz ayarlamasına gerek yoktur .   Pediyatrik hastalar:   1 yaşındaki ve 1 yaşından büyük çocuklar Oseltamivirin farmakokinetiği 1-16 yaşındaki çocuklarda yapılan tek doz farmakokinetik çalışmalarında değerlendirilmiştir. Çoklu doz farmakokinetiği az sayıda çocuğun katıldığı bir klinik etkinlik çalışmasında çalışılmıştır. Verilen mg/kg doz için küçük çocukların, daha düşük maruziyete neden olacak şekilde, ön ilacı ve aktif metaboliti, yetişkinlere göre daha hızlı elimine ettiği görülmüştür. 2 mg/kg’lık doz verilen çocuklar ile 75 mg’lık (yaklaşık 1 mg/kg) tek kapsül alan yetişkinler karşılaştırıldığında, karşılaştırılabilir oseltamivir karboksilat konsantrasyonları gözlenmiştir. 12 yaşın üstündeki çocuklarda oseltamivirin farmakokinetiği, yetişkinlerde gözlenen ile benzerdir.   6 ila 12 aylık çocuklar İnfluenza ile enfekte olan 2 yaşın altındaki çocuklarda yapılan farmakodinamik, farmakokinetik ve güvenlilik çalışmalardan elde edilen 6 ila 12 aylık çocuklarla ilgili kısıtlı maruziyet verilerine göre, 6 ila 12 aylık çocukların çoğunda 3 mg/kg doz sonrası maruziyet, onaylı dozu kullanan daha büyük çocuklar ve yetişkinlerde görülen maruziyete benzerdir.

Farmasötik Form

Sert jelatin kapsül  Opak açık sarı renkli kapsülün, gövde kısmında mavi renkli “ROCHE” baskısı ve kapak kısmında mavi renkli “30 mg” baskısı bulunur

Gebelik Ve Laktasyon

Genel tavsiye Gebelik kategorisi: C   Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda ve doğum kontrolü (kontrasepsiyon) uygulayanlarda ilacın kullanımı yönünden bir öneri bulunmamaktadır.   Gebelik dönemi Oseltamivir’in gebe kadınlarda kullanıma ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik/embriyonal/fetal gelişim/doğum ya da doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. Hastaya yönelik potansiyel yarar, fetusa yönelik potansiyel riskten fazla olmadıkça, gebe kadınlarda TAMIFLU kullanılmamalıdır.   Laktasyon dönemi Oseltamivir’in insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalısmalar, oseltamivir’in sütle atıldığını göstermektedir. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da TAMIFLU tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına ilişkin karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası ve TAMIFLU tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.   Üreme yeteneği/Fertilite Klinik dışı çalışmalarda, TAMIFLU verildiğinde, üreme performansı, doğurganlık ve sperm değerlendirme parametreleri etkilenmemiştir. Üreme toksisitesi çalışmalarına dayalı klinik dışı veriler insanlara yönelik potansiyel bir risk ortaya koymamaktadır.  

Geçimsizlikler

Geçerli değil.

İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi

İlk ruhsat tarihi: 25.09.2009 Ruhsat yenileme tarihi: –

İstenmeyen Etkiler

TAMIFLU’nun güvenlilik profili, klinik çalışmalarda, influenzanın tedavisi için TAMIFLU alan 2107 yetişkin ve 1032 pediyatrik hasta ile influenzanın profilaksisi için TAMIFLU alan 2914 yetişkin ve 99 pediyatrik hastanın verilerine dayanmaktadır.   Yetişkinlerde, en sık raporlanan advers etkiler tedavi çalışmalarında kusma ve mide bulantısı, önleme çalışmalarında mide bulantısı ve baş ağrısıdır. Bu advers etkilerin çoğunluğu ilk dozun kullanımı üzerine ilk veya ikinci tedavi gününde raporlanmış ve spontan olarak 1-2 gün içinde çözülmüştür. Çocuklarda, en sık raporlanan advers etki kusmadır.   Advers ilaç reaksiyonları aşağıda tanımlanan sıklığa göre listelenmiştir: Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ile <1/10), yaygın olmayan (≥1/1.000 ile <1/100); seyrek (≥1/10.000 ile <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor). Advers etkiler klinik çalışmalardan havuzlanmış analizlere göre tablolarda uygun kategorilere eklenmiştir. Her bir sıklık grubunda advers etkiler azalan ciddiyet sırasıyla listelenmiştir.   Yetişkin ve adolesanlarda influenzanın tedavisi ve önlenmesinde:  Yetişkin ve adolesanlarda influenzanın tedavisi ve önlenmesini araştıran çalışmalarda en sık görülen (oseltamivir grubunda ≥%1) advers ilaç reaksiyonları veya pazarlama sonrası deneyiminden gelenler   Sistem Organ Sınıfı Sıklık kategorisi Advers Etki Advers etki yaşayan hastaların yüzdesi Tedavi Profilaksi Oseltamivir 75 mg b.i.d. n=1057 Plasebo n=1050 Oseltamivir 75 mg o.d. n=1480 Plasebo n=1434   Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar Yaygın: Bronşit Akut bronşit Üst solunum yolu enfeksiyonları   Psikiyatrik hastalıklar Yaygın olmayan: Halüsinasyona       %4 %1 %0       <%1       %5 %1 %0       %0       %1 %0 %8       <%1       %1 <%1 %8       %0     Sistem Organ Sınıfı Sıklık kategorisi Advers Etki Advers etki yaşayan hastaların yüzdesi Tedavi Profilaksi Oseltamivir 75 mg b.i.d. n=1057 Plasebo n=1050 Oseltamivir 75 mg o.d. n=1480 Plasebo n=1434   Sinir sistemi hastalıkları Çok yaygın: Baş ağrısı Yaygın: Uykusuzluk Yaygın olmayan: Konvülsiyona   Kulak ve iç kulak hastalıkları Yaygın: Baş dönmesi   Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları Çok yaygın: Öksürük Rinore   Gastrointestinal hastalıklar Çok yaygın: Bulantıb,c Yaygın: Kusmac Karın ağrısı Diyare Dispepsi   Deri ve deri altı doku hastalıkları Yaygın olmayan: Dermatita Döküntüa Ürtikera Egzemaa   Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar Yaygın: Sersemlik Yorgunluk Ağrı     %2   %1   <%1       %1         %1 <%1       %11   %8 %2 %6 %1       <%1 <%1 <%1 <%1         %2 %1 <%1     %2   %1   %0       %1         %1 %0       %7   %3 %2 %8 %1       <%1 <%1 <%1 %0         %3

Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim

Etkin madde: Oseltamivir fosfat     39.4 mg (30 mg oseltamivir’e eşdeğer)   Yardımcı madde(ler): Kroskarmeloz sodyum      1.36 mg Sodyum stearil fumarat    0.68 mg Yardımcı maddeler için, 6.1’e bakınız

Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri

Preklinik veriler, gerçekleştirilen klasik güvenlik farmakolojisi, tekrarlı doz toksisitesi ve genotoksisite çalışmaları baz alındığında insanlar için herhangi bir tehlike ortaya koymamaktadır. Konvansiyonel rodent (kemirgen) karsinojenisite çalışmalarının bulgularına göre, kullanılan rodent türleri için tipik olan bazı tümörlerin insidansında doza bağlı bir artış eğilimi vardır. Bu bulgular, maruziyet sınırları insanda kullanımda beklenen maruziyetle bağlantılı olarak dikkate alındığında, benimsenen terapötik endikasyonlarda TAMIFLU’nun fayda-riskini değiştirmemektedir.   Sıçanlarda ve tavşanlarda sırasıyla maksimum 1500 mg/kg/gün ve 500 mg/kg/gün dozlarında teratoloji çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Fetal gelişim üzerinde herhangi bir etki gözlenmemiştir. Maksimum 1500 mg/kg/gün dozu ile sıçanlar üzerinde gerçekleştirilen bir fertilite çalışmasında her iki cinsiyet için de herhangi bir advers etki ortaya konmamıştır. Prenatal ve postnatal sıçan çalışmalarında, 1500 mg/kg/gün dozunda doğumlarda gecikme kaydedilmiştir: İnsan maruziyeti ve sıçanlardaki maksimum etki görülmeyen doz (500 mg/kg/gün) arasındaki güvenlik sınırı sırasıyla oseltamivir için 480 katı ve aktif metabolit için 44 katıdır. Sıçanlardaki ve tavşanlardaki fetal maruziyet anne sıçan maruziyetinin yaklaşık %15 ila 20’sini teşkil etmiştir.   Emziren sıçanlarda oseltamivir ve aktif metabolit süte geçmiştir. Oseltamivirin veya aktif metabolitinin insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Hayvanlara ait verilerin ekstrapolasyonu, ilgili bileşikler için sırasıyla 0.01 mg/gün ve 0.3 mg/gün’lük tahminler ortaya koymaktadır.   Kobaylarda gerçekleştirilen bir

Kontrendikasyonlar

Oseltamivir fosfat veya ilacın içerdiği maddelerin herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen kişilerde kontrendikedir

Kullanım Yolu

Ağızdan alınır.

Küb’ Ün Yenileme Tarihi

26.11.2009

Müstahzar Adı

TAMIFLU® 30 mg 10 sert jelatin kapsül

Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri

TAMIFLU ile influenza tedavisi gören hastalarda, özellikle çocuklarda ve adolesanlarda,  konvülsiyon ve deliryum gibi nöropsikiyatrik olaylar bildirilmiştir. Nadir vakalarda bu olaylar kaza ile yaralanmalara yol açmıştır. TAMIFLU’nun bu olaylara katkısı bilinmemektedir. Nöropsikiyatrik olaylar TAMIFLU kullanmayan influenza hastalarında da raporlanmıştır (bkz. bölüm 4.8).   Hastalar, özellikle çocuklar ve adolesanlar, anormal davranış belirtileri açısından dikkatle izlenmelidirler.   TAMIFLU’nun influenza A ve B virüsleri dışında, diğer ajanların neden olduğu hastalıklarda etkili olduğuna dair bir kanıt bulunmamaktadır.   Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalardaki güvenliliği ve etkinliği kanıtlanmamıştır.   Kronik kalp yetmezliği ve/veya solunum yolu hastalığı olan olguların tedavisinde oseltamivirin etkinliği kanıtlanmamıştır. Bu popülasyondaki tedavi ve plasebo grupları arasında komplikasyon insidansında bir farklılık gözlenmemiştir (bkz. bölüm 5.1).   TAMIFLU influenza aşısı yerine kullanılmaz. TAMIFLU’nun, bireylerin yıllık influenza aşılaması için değerlendirilmesini etkilemesi beklenmez. İnfluenzaya karşı koruma TAMIFLU verilinceye kadar sürer. Güvenilir epidemiyolojik veriler toplumda influenza virüsünün dolaştığını gösterdiği taktirde TAMIFLU influenza tedavisinde ve önlenmesinde kullanılabilir.   İnfluenzanın tedavisi ve profilaksisi sırasında doz ayarlaması, kreatinin klerensi 10-30 mL/dak olan hastalar için önerilmektedir. Rutin hemodiyaliz ve sürekli peritoneal diyaliz tedavisi gören, son evre renal hastalığı olan kişiler ve kreatinin klerensi £10 mL/dak olan hastalar için tavsiye edilen bir doz bulunmamaktadır (bkz. bölüm 4.2 ve bölüm 5.2).   Kroskarmeloz sodyum ve sodyum stearil fumarat: Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan az sodyum ihtiva eder. Sodyuma bağlı herhangi bir olumsuz etki beklenmemektedir.   TAMIFLU, sadece, geçici süreyle, salgın esnasında, bir doktor önerisiyle veya bir doktorun gözetiminde kullanılması şartıyla, 1 yaşından küçük çocukların influenza tedavisinde kullanılabilir (bkz. bölüm 5.3).

Pozoloji Ve Uygulama Şekli

Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:   İnfluenza tedavisi için standart doz  İnfluenza semptomlarının görüldüğü ilk veya ikinci günde tedaviye başlanmalıdır.   Yetişkinler ve adolesanlar (13-17 yaşındakiler):  Yetişkinler ve ≥13 yaşındaki adolesanlarda tavsiye edilen doz, 5 gün boyunca günde iki kez 75 mg kapsül veya birer adet 30 mg kapsül ve 45 mg kapsül ile tedavi edilebilirler. Kapsülleri yutamayan yetişkinler ve ≥13 yaşındaki adolesanlar, 5 gün boyunca günde iki kez 75 mg TAMIFLU süspansiyon alabilir. Çocuklar (1 yaş ve üstü bebekler ile 2-12 yaşındaki çocuklar)  Tavsiye edilen TAMIFLU süspansiyon dozlarına alternatif olarak, kapsül yutmada zorluk çekmeyen >40 kg ağırlığındaki çocuklar, günde iki kez 75 mg kapsül veya birer adet 30 mg kapsül ve 45 mg kapsül ile tedavi edilebilirler.   ≥1 yaşındaki çocuklar için tavsiye edilen tedavi amaçlı oral TAMIFLU dozları:   Vücut ağırlığı 5 gün boyunca tavsiye edilen tedavi dozu ≤ 15 kg           2 x 30 mg 2 x 45 mg 2 x 60 mg 2 x 75 mg > 15 – 23 kg > 23 – 40 kg > 40 kg   1 yaşından küçük çocuklar için tavsiye edilen tedavi amaçlı oral TAMIFLU dozları:  İnfluenza salgını esnasında, çocukta meydana gelebilecek muhtemel risklere karşı ilaç tedavisinden göreceği fayda doktor tarafından dikkatlice değerlendirildikten sonra reçeteleme kararı alındığında, bir yaşından küçük çocuklarda tavsiye edilen oral doz günde iki kez 2 mg/kg-3 mg/kg arasındadır.   Yaş 5 gün boyunca tavsiye edilen tedavi dozu <1 yaş Günde iki kez 2 mg/kg-3mg/kg   İnfluenza profilaksisi için standart doz   Yetişkinler ve adolesanlar (13-17 yaşındakiler):  Enfekte kişilerle yakın teması takiben, influenzanın profilaksisi için tavsiye edilen oral TAMIFLU dozu 10 gün boyunca, günde bir kez 75 mg kapsül veya birer adet 30 mg kapsül ve 45 mg kapsül ile tedavi edilebilirler. Yakın temas sonrası iki gün içinde tedaviye başlanmalıdır. Toplumda görülen influenza salgını sırasında profilaksi için tavsiye edilen doz günlük 75 mg’dır. Altı haftalık süre içerisinde TAMIFLU’nun güvenlilik ve etkinliği kanıtlanmıştır. İlaç kullanmaya devam edildiği sürece koruma devam eder.   Çocuklar (1 yaş ve üstü bebekler ile 2-12 yaşındaki çocuklar)  Tavsiye edilen TAMIFLU süspansiyon dozlarına alternatif olarak, kapsül yutmada zorluk çekmeyen >40 kg ağırlığındaki çocuklar, profilaktik olarak 10 gün boyunca, günde bir kez 75 mg kapsül veya birer adet 30 mg kapsül ve 45 mg kapsül alabilirler.   ≥1 yaşındaki çocuklar için tavsiye edilen profilaktik oral TAMIFLU dozları:   Vücut ağırlığı 10 gün boyunca tavsiye edilen profilaksi dozu ≤ 15 kg           günde bir kez 30 mg > 15 – 23 kg günde bir kez 45 mg > 23 – 40 kg günde bir kez 60 mg > 40 kg günde bir kez 75 mg   1 yaşından küçük çocuklar için tavsiye edilen maruziyet sonrası profilaksi amaçlı oral TAMIFLU dozları:  İnfluenza salgını esnasında, çocukta meydana gelebilecek muhtemel risklere karşı ilaç tedavisinden göreceği fayda doktor tarafından dikkatlice değerlendirildikten sonra koruma (önleme) için reçeteleme kararı alındığında, bir yaşından küçük çocuklarda tavsiye edilen oral doz günde bir kez 2 mg/kg-3 mg/kg arasındadır.   Yaş 10 gün boyunca tavsiye edilen profilaksi dozu <1 yaş Günde bir kez 2 mg/kg-3mg/kg   Uygulama şekli: Oral yoldan bir miktar su ile yutularak kullanılır.  TAMIFLU tek başına veya yiyeceklerle birlikte alınabilir (bkz. bölüm 5.2). Yiyeceklerle birlikte alınan TAMIFLU bazı hastalarda toleransı artırabilir.   Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:   Böbrek yetmezliği:   İnfluenza tedavisi için kullanılırken: Kreatinin klerensi 30 mL/dak’nın üzerinde olan hastalar için doz ayarlaması gerekli değildir; günde iki kez 75 mg kullanmaya devam edilebilir. Kreatinin klerensi 10-30 mL/dak olan hastalarda, dozun 5 gün süreyle, günde 1 kez 75 mg veya günde iki kez 30 mg süspansiyon veya günde iki kez 30 mg kapsül TAMIFLU’ya düşürülmesi önerilmektedir. Rutin hemodiyaliz veya sürekli peritoneal diyalize giren son evre renal hastalığı olan kişilerde ve kreatinin klerensi ≤10 mL/dak olan hastalarda, tavsiye edilen bir doz bulunmamaktadır (bkz. bölüm 5.2 ve bölüm 4.4).   İnfluenza profilaksisi için kullanılırken: Kreatinin klerensi 30 mL/dak’nın üzerinde ol

Raf Ömrü

84 ay

Ruhsat Numarası(Ları)

129/16

Ruhsat Sahibi

Roche Müstahzarları Sanayi Anonim Şirketi, Eski Büyükdere Asfaltı No: 17/A 34398 Maslak/İstanbul Tel: (0 212) 366 90 00 Faks: (0 212) 285 22 00

Ruhsat Sahibi

F. Hoffmann – La Roche Ltd., Basel, İsviçre lisansı ile Roche Müstahzarları Sanayi Anonim Şirketi Eski Büyükdere Asfaltı No:17/A Maslak/İstanbul Tel: (0 212) 366 90 00 Faks: (0 212) 285 22 00

Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler

25oC’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır

Terapötik Endikasyonlar

TAMIFLU, 1 (bir) yaşından büyük çocuklarda ve yetişkinlerde influenza ve avian influenza profilaksisinde ve tedavisinde endikedir (bkz. bölüm 4.4 ve bölüm 5.3).   TAMIFLU, geçici süreyle, salgın esnasında, bir doktor önerisiyle veya bir doktorun gözetiminde kullanılması şartıyla, 1 yaşından küçük çocukların influenza profilaksisinde ve tedavisinde endikedir.

Üretici Bilgileri

F. Hoffmann-La Roche Ltd. Grenzacherstrasse CH-4070 Basel/İsviçre

Yardımcı Maddeler

Pre-jelatinize nişasta, povidon K30, kroskarmeloz sodyum, talk ve sodyum stearil fumarat, demir oksit kırmızı (E172), demir oksit sarı (E172), titanyum dioksit (E171), jelatin, şellak ve FDC Mavi 2 (E132) içerir.

Yardımcı Maddelerin Listesi

Pre-jelatinize nişasta Povidon K30 Kroskarmeloz sodyum Talk Sodyum stearil fumarat Demir oksit kırmızı (E172) Demir oksit sarı (E172) Titanyum dioksit (E171) Jelatin Şellak FDC Mavi 2 (E132)

Doz Aşımı

Semptomlar Parasetamolün aşırı dozlarının alınımı 24-48 saatlik bir latent süreyle toksisite bulgularına neden olur. Karaciğer hücre nekrozundan dolayı hepatik disfonksiyon gelişebilir ve hepatik koma da oluşabilir. Bu fenomene bağlı olmadan, tübüler nekrozdan dolayı renal lezyonlar da tanımlanmıştır.   Parasetamol intoksikasyonunun bu semptomları birkaç fazda gelişir. İlk fazda (1. Gün) belirtiler, bulantı, kusma, terleme, uykusuzluk ve genel olarak hasta hissetmedir. İkinci fazda geçici bir düzelme görülebilir. Üçüncü ve dördüncü günlerde, transaminaz değerlerinde artış, sarılık, hipoglisemi, pıhtılaşma yetersizliği ve hepatik komaya geçiş görülür.   Akut asetil salisilik asit toksisitesinin hafif semptomları: uzun ve derin soluma, kulak çınlaması, bulantı, kusma, görme ve duymada azalma, baş dönmesi. Ciddi zehirlenme vakalarında; sayıklama, tremor, konvülziyonlar, dispne, terleme, kanamalar, dehidrasyon, plazma elektrolit bileşimi ve asit- baz değerlerinde karışıklıklar, hipertermi ve koma görülebilir.   Akut kafein zehirlenmesinin en erken semptomları, genellikle titreme ve aşırı hareketliliktir. Bunları, bulantı, kusma, taşikardi ve konfüzyon izler. Ciddi intoksikasyonla, sayıklama, nöbetler, supraventriküler ve ventriküler taşiaritmiler, hipokalemi ve hiperglisemi oluşur.   Tedavi Tedavi genel önlemlerle başlamalıdır (örn. aktif kömür, gastrik lavaj). Asetil salisilik asit aşırı doz tedavisi başlıca, asit- baz ve elektrolit dengesi düzeltilirken, zorlu alkali diürez ile atılımını artırmak yönünde olmalıdır. Sodyum bikarbonat ve potasyum klorid solüsyonlarının infüzyonları verilebilir. Parasetamolün sitotoksik metaboliti, asetil sistein gibi SH gruplarına bağlanır. Bu nedenle, intravenöz olarak ve eğer mümkünse, intoksikasyon sonrası ilk 8-12 saat içinde asetil sistein verilmelidir. Genellikle, asetil sistein gecikme olmadan verilmiş olmalıdır. Parasetamolün seri plazma konsantrasyon tayinleri ve karaciğer fonksiyon testlerinin yapılması önerilir.   Asetil salisilik asit ve parsetamolün plazma konsantrasyonları dializ ile azaltılabilir.

Endikasyonlar

Thomapyrin® Tablet, baş ağrısı, diş ağrısı ya da dismenore gibi, hafif ve orta derecede seyreden ağrılar; romatizma; inflamasyon; ateş ve genel soğuk algınlıklarında endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Asetil salisilik asit Asetil salisilik asit, analjezik, antipiretik ve antienflamatuvar etkilidir. Bu etkileri ilacın prostaglandin biyosentezi üzerine etkisinden dolayıdır. Asetil salisilik asit, en çok periferik bölgeye spesifik etkisiyle ağrıyı hafifletir. Asetil salisilik asitin antipiretik etkisi ise, beyindeki sıcaklık kontrol merkezi üzerine etkisi aracılığı ile olmaktadır. Asetil salisilik asit aynı zamanda trombositlerin siklooksijenazı üzerine inhibitör etkisiyle platelet agregasyonunu da inhibe eder.   Parasetamol Parasetamol, direkt antipiretik etki göstermesi yanında, santral analjezik etkisiyle de bilinmektedir.   Kafein Kafein hafif bir uyarıcıdır ve analjezik özelliği vardır.   Kombinasyon Asetil salisilik asit ve parasetamol kombinasyonu aditif bir analjezik etkileşme gösterir. Kafeninin bu kombinasyona eklenmesi, asetil salisilik asit/ parasetamol analjezik etkisini, yaklaşık % 40 artırır.

Farmakokinetik Özellikler

Asetil salisilik asit  Non-iyonize asetil salisilik asitin absorbsiyonu, oral kullanımı takiben mide ve bağırsakta oluşur. Asetil salisilik asitin bir kısmı bağırsak/ mide duvarında salisilik aside hidrolize olur. Absorbsiyon sonrası, asetil salisilik asit hızlıca salisilata çevrilir ama, oral kullanımı takiben ilk 20 dakika boyunca, plazmada ilacın predominant formu bulunur. Asetil salisilik asit plazma proteinlerine bağlanır ve geniş oranda dağılır. Plazma asetil salisilik asit konsantrasyonları hızla azalırken, plazma salisilat konsantrasyonları artar.   Asetil salisilik asitin plazma yarı ömrü yaklaşık 15 dakikadır; düşük dozlarda salisilat için 2-3 saattir. Salisilatlar, plazma proteinlerine geniş oranlarda bağlanırlar ve vücudun tüm kısımlarına hızla dağılırlar.   Salisilatlar anne sütüne ve plasentaya geçerler.   Asetil salisilik asitin yakılmasıyla hızla oluşan salisilatlar başlıca karaciğer metabolizmasıyla atılırlar. Metabolitler arasında; salisilürik asit, salisil fenolik glukuronid, salisilik açil glukuronid, gentisik asit ve gentisürik asit bulunur. Majör metabolitleri olan; salisilurik asit ve salisilik fenolik glukuronidi kolayca doyurulurlar ve Michaelis- Menten kinetiğini izlerler; diğer metabolik yollar ilk- geçiş işlemleridir. Sonuç olarak, karalı plazma salisilat konsantrasyonu dozla ilişkili olmadan artar. 325 mg’ lık asetil salisilik asit dozunu takiben, eliminasyon ilk- geçiş etkisiyledir ve serum- salisilat yarı ömrü yaklaşık 2-3 saattir; yüksek asetil salisilik asit dozlarında plazma yarı ömrü 15-30 saate artar.    250 mg’ lık asetil salisilik asit dozunu takiben plazma yarı- ömrü yaklaşık 2.8 saattir. 1 g’ lık dozda yarılanma ömrü, 5 saat’ e artar. 2 g’ lık dozda ise, yarı ömrü 9 saat’e çıkar. Salisilatlar, aynı zamanda değişmemiş olarak idrarda da atılırlar. Bu yol ile atılan miktar doz artışıyla artar ve idrar pH’ sına da bağımlıdır: asidik idrarda % 2’ lik dozla kıyaslandığında, alkali idrarla dozun % 30 ‘ u atılır.   Parasetamol Parasetamolün oral uygulanımı sonrası, sindirimden yaklaşık 0.5- 2 saat içinde oluşan plazma pik konsantrasyonlarıyla ince bağırsaktan hızlıca ve hemen hemen tamamen absorbe olur. İlaç hızlıca ve hemen dokulara dağılır, kan- beyin bariyerini geçer. % 65 ve % 89 arasındaki mutlak biyoyararlınım aralığı, yaklaşık % 20- % 40 ilk geçiş etkisini gösterir. Açlık absorbsiyonu artırır ama, biyoyararlınım üzerine etkisi yoktur.   Parasetamol, 24 saat içerisinde idrarla tam olarak atılan glukuronik (yaklaşık % 60) ve sülfürik asit (yaklaşık % 3.5) inaktif konjugatlarına geniş olarak, başlıca karaciğerde metabolize olur. Dozun % 5’ den daha azı, değişmemiş ana bileşik olarak atılır. Total klerens yaklaşık 350 ml/ dakikadır.   Plazma yarı ömrü terapötik dozlarda 1.5- 3 saattir. Küçük çocuklarda yarılanma ömrü uzar ve sülfat konjugasyonu dominant metabolik yoldur. Plazma parasetamol yarılanma ömrü, kronik karaciğer hastalığında da uzar. Plazma protein bağlanması terapötik dozlarda düşüktür (yaklaşık % 5).   Kafein Kafein, yaklaşık 10 dakikalık bir absorbsiyon yarılanma ömrü ile hızlıca ve tamamen absorbe olur. Pik konsantrasyonlarına yaklaşık 30-40 dakika sonra ulaşır. Kafein pek çok dokulara yayılır, kan- beyin bariyeri ve plasentayı geçer. Anne sütünde bulunur. Protein bağlanması relatif olarak düşüktür (%30-%40). Eliminasyon yarılanma ömrü, relatif olarak değişkendir (3-10 saat). Kafein ve metabolitleri (ksantin ve ürik asit türevleri) başlıca renal yolla atılır (48 saat içinde dozun %86’ sı).   Kombinasyon  Üç etkin maddenin kombinasyonundan dolayı, her bir bileşiğin miktarı düşüktür. Bu nedenle, toksisite ya da uzamış yarılanma ömrü riskleri eliminasyon işlemlerininde saturasyon görülmez. Tüm bileşenlerin absorbsiyonu hızlıdır ve farmakokinetik özelliklerine uygundur. Etkileşimler gözlenmemiştir.

Farmasötik Şekli

Tablet

Formülü

Her bir tablet, 250 mg asetilsalisilik asit, 200 mg parasetamol ve 50 mg kafein içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Thomapyrin® Tablet bileşenlerinden asetil salisilik asit, antikoagülanların (örn. kumarin türevleri ve heparin) etkisini, diğer NSAİ ilaçlarla veya kortikosteroidlerle birlikte kullanıldığında artırabilir ve gastrointestinal yan etkilerin riski çoğalabilir. Hipoglisemik ajanların etkisi ve metotreksat toksisitesi asetil salisilik asit ile beraber kullanımda artabilir.   Thomapyrin® Tablet, spironalaktonun natriüretik etkisini azaltabilir ve ürikozürik ajanların etkisini (örn. probenesid, sülfinpirazon) inhibe edebilir. Parasetamolün diğer zararsız dozları, rifampisin yanında antiepileptikler (örn. glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin) ve bazı hipnotikler gibi, enzim indüksiyonunu uyaran ilaçlarla birlikte alındığında, karaciğer hasarına neden olabilir. Alkol kötüye kullanımı da aynı sonuca götürür.   Propantelinde görüldüğü gibi, gastrik boşalmanın yavaşladığı durumlarda parasetamolün absorbsiyon hızı azalabilir ve bunun sonucu olarak, etkisinde gecikme oluşur.   Gastrik boşalmanın hızlandırılması (örn. metaklopramid kullanımı sonrası) absorbsiyon oranında artışa neden olur.   Kloramfenikol ile kombinasyon kloramfenikolün yarı ömrünü uzatırken, toksisite riskini de artırır.   Parasetamol ve varfarin ya da kumarin türevleri arasındaki etkileşimler klinik olarak değerlendirilmemiştir. Bu nedenle, oral antikoagülanlar ile tedavi gören hastalarda parasetamol sadece, tıbbi denetim altında uzun süre kullanılabilir. Parasetamol ve Zidovudin’ in birlikte kullanımları, lökosit sayısında azalma (nötropeni) eğilimini artırır. Bu nedenle, Thomapyrin® Tablet sadece doktor önerisiyle birlikte kullanılmalıdır.   Kafein, bazı ilaçların (örn. barbitüratlar, antihistaminikler) sedatif etkisini antagonize eder. Ayrıca, diğer ilaçların neden olduğu taşikardiyi artırabilir (örn. sempatomimetikler, tiroksin). Oral kontraseptifler, simetidin ve disülfiram karaciğerde kafein metabolizmasını düşürürken, barbitüratlar ve sigara içimi artırır. Kafein, teofilin atılımını azaltır. Analjeziklerle birlikte kullanımı onların potent etkilerini artırmaz.   Kinolon grubu antibiyotiklerin kullanımı kafein eliminasyonunu geciktirir.

Kontraendikasyonlar

Thomapyrin® Tablet, salisilatlar, parasetamol ya da ilacın diğer bileşenlerine karşı aşırı duyarlılığı olan ya da kanama buzukluğu (örn. hemofili) bulunan hastalar ile aktif gastrik ya da duedonal ülserli vakalarda kullanılmamalıdır.   Ayrıca, hamileliğin son üç aylık döneminde kullanılmamalıdır.   Reye’s sendromu riski nedeniyle, Thomapyrin® Tablet su çiçeği ya da influenza enfeksiyonu olan adelosanlarda ya da çocuklarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktor tarafından başka bir şekilde tavsiye edilmediği takdirde aşağıdaki dozlar önerilir: 14 yaşın üzeri adelosan ve yetişkinlerde; günde 1-2 tabletten maksimum 6 tablete kadar, 10-14 yaş arası çocuklarda; günde ½ – 1 tabletten maksimum 3 tablete kadar, 7-10 yaş arası çocuklarda ise; günde ½ tabletten maksimum 3 tablete kadar kullanılabilir. Thomapyrin® Tablet, bir bardak su ile alınmalıdır. Thomapyrin® Tablet, doktora danışılmadan, ağrılı durumlarda 10 günden fazla süreyle veya ateşli durumlarda 3 günden fazla süreyle kullanılmamalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Saklama Koşulları

30°C’nin altında oda sıcaklığında, serin ve kuru bir yerde, ışıktan koruyarak saklayınız.   ÇOCUKLARIN ULAŞAMAYACAKLARI YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Thomapyrin® Tablet, Alu/PVC blister ambalajlarda ve 20 tablet içeren karton kutularda, prospektüsü ile birlikte.

Uyarılar/Önlemler

Thomapyrin® Tablet, şu durumlarda sadece doktor tavsiyesi üzerine kullanılabilir: Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliği, Astım, alerjik rinit ve nazal polipler, Kronik ya da tekrarlayan gastrik/ duedonal hastalıklar, Non- steroidal antienflamatuvar ilaçlara karşı aşırı duyarlılık, Hepatik disfonksiyon (örn. kronik alkol kullanımından dolayı, hepatit), Renal fonksiyon yetersizliği, Gilbert’s sendromu. Doktor tarafından aksi önerilmedikçe, Thomapyrin® Tablet ağrılarda 10 günden fazla ve ya ateşlenmelerde 3 günden fazla süreyle kullanılmamalıdır. Eğer, ağrı ya da ateş devam ediyor ya da daha kötüleşiyorsa; yeni semptomlar görülüyor ya da kızarıklık/ şişkinlik gözlenirse, bu belirtilerin ciddi bir durumun habercisi olması nedeniyle doktora danışılmalıdır.   Thomapyrin® Tablet, adelosan ve çocuklardaki ateşli hastalık durumlarında, doktor tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.   Gebelik ve Emzirme:  Asetil salisilik asitin hafif dozlarının insanlarda fötal hasara neden olduğuna ilişkin kanıtlar yoktur. Bununla birlikte, hamilelikte asetil salisilik asit kullanımıyla, doğum ağırlığında azalma, hamileliğin ve doğumun uzaması, doğum öncesi/ sonrası hemorajiler bildirilmiştir.   Thomapyrin® Tablet, ilk ve ikinci üç aylık dönemlerde dikkatle kullanılmalıdır; üçüncü üç aylık dönemde ise kontrendikedir.   Yüksek miktar ve uzun süre kafein alınması, hamile kadınlarda spontan düşük ya da prematüre doğuma götürebilir. Parasetamol ve salisilatlar anne sütüne geçer. Kafein de anne sütüne geçer ve bebeğin durum ya da davranışlarını etkileyebilir.   Eğer, laktasyon sırasında düzenli ve yüksek doz asetil salisilik asit tedavisi gerekiyorsa, emzirme bırakılmalıdır.   Gebelik kategorisi: C   DOKTORA DANIŞMADAN KULLANMAYINIZ.   ARAÇ VE MAKİNE KULLANIMINA ETKİSİ   Araç ve makine kullanımı üzerine etkisi bildirilmemiştir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Asetil salisilik asit, ciddi gastrointestinal kanamaya kadar götürebilen, epigastrik sıkıntı, bulantı, kusma, gastro- duedonal ülserler ve erozif gastritlere neden olabilir. Bu yan etkiler, yüksek dozlarda kullanımda oluştuğu gibi, düşük dozlarda kullanıldığında da görülebilir.   Demir eksikliği anemisi, asetil salisilik asit içeren ürünler uzun süre kullanıldığında gastrointestinal kanamanın bir sonucu olarak oluşabilir.   Sık olmamakla birlikte, allerjik reaksiyonlar (bronkokonstrüksiyon, deri reaksiyonları) oluşabilir.   Thomapyrin® Tabletin bileşenlerinden parasetamol, nadiren deri kızarıklıkları, daha nadiren ekzantemle görülen deri reaksiyonları, çok nadir vakalarda ise, lökosit sayısında azalma (lökopeni) ya da allerjik platelet eksikliğine (trombositopeni) neden olabilir. Kanda granülosit azalması (agranülositoz) ve hücresel kan elementlerinde azalma (pansitopeni) parasetamol ile ilgili olarak, bazı izole vakalarda tanımlanmıştır.   Nadir vakalarda parasetamolü takiben aşırı duyarlılık reaksiyonları (Quincke’s ödemi, dispne, terleme, bulantı, kan basıncında düşme, şok dahil) tanımlanmıştır.   İzole vakalarda, özellikle, bronşial astım ya da allerji hikayesi olan predispoze hastalarda, bronkospazm oluşabilir.   Kafein bir santral sinir sistemi uyarıcısıdır ve aşırı aktiflik, uykusuzluk, titreme, dispeptik semptomlar ve taşikardiye neden olabilir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

Steril toz içeren tek flakonluk ambalajlarda.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

TIENAM I.V. genellikle araç ve makine kullanımı ile ilgili bir probleme yol açmaz. Ancak bazı kişilerde baş dönmesi veya sersemlik yapabilir (bkz. İstenmeyen etkiler). Bu nedenle hastalar uyarılmalıdır.   # Hastanın vücut yüzey alanına (1.6 m2) göre (ağırlık= 60 kg).

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

TIENAM I.V.’yi aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ: İlacın içerdiği maddelerden herhangi birine karşı alerjikseniz (aşırı duyarlılığınız varsa) Hamileyseniz veya hamile olduğunuzdan şüpheleniyorsanız Hamile kalmayı planlıyorsanız Bebeğinizi emziriyorsanız Geçmişte bu ilaca veya benzer antibiyotiklere (penisilin veya sefalosporin dahil) veya herhangi bir bileşenine karşı kötü bir reaksiyon vermişseniz. TIENAM I.V.’yi aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ:   Aşağıdaki rahatsızlıklar geçmişte veya şimdi sizde mevcutsa mutlaka doktorunuza bildiriniz. Geçmişte kriz veya nöbet geçirdiyseniz Beyin hastalığı Böbrek hastalığı Peritoneal diyaliz veya hemodiyaliz oluyorsanız Barsak problemleri Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerli ise lütfen doktorunuza danışın.   Hamilelik İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.   Hamilelik boyunca TIENAM I.V. kullanımı önerilmemektedir. TIENAM I.V. hamilelik döneminde ancak potansiyel yararı bebeğiniz üzerindeki potansiyel riskten üstünse veya doktorunuzun kararı doğrultusunda kullanılabilir.    Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza danışınız.   Emzirme İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. Emziriyor veya emzirmeyi planlıyorsanız TIENAM I.V. ile tedavi durdurulmalı veya emzirmeye son verilmelidir.   Araç ve makine kullanımı TIENAM I.V. genellikle araç ve makine kullanımı ile ilgili bir probleme yol açmaz. Ancak bazı kişilerde baş dönmesi veya sersemlik yapabilir. Araç ve makine kullanmadan önce TIENAM I.V.’ye karşı nasıl tepki gösterdiğinizden emin olun.   Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı TIENAM I.V. diğer ilaçlar veya antibiyotiklerle eş zamanlı kullanılabilir, ancak diğer antibiyotiklerle karıştırılmamalı ya da fiziksel olarak eklenmemelidir. Viral enfeksiyonlarınızın tedavisi için gansiklovir adlı bir ilaç verildiyse veya verilmek üzere ise TIENAM I.V. verilmeden önce bunu mutlaka doktorunuza veya sağlık personeline söyleyiniz.   Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınızsa lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

Tüm ilaçlar gibi TIENAM I.V.’nin içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.   Aşağıdakilerden biri olursa, TIENAM I.V.’yi kullanmayı durdurun ve DERHAL doktorunuza bildirin veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:   Yüksek ateş Nöbet Titreme, kasılma Ellerde ve ayaklarda uyuşma Hızlı veya düzensiz kalp atışları, çarpıntı İdrara çok az çıkma veya hiç çıkamama Deride ve gözlerde sararma belirtileri, sarılık  Döküntü veya kaşıntı gibi deri problemleri İşitme kaybı Şiddetli karın veya mide krampları Sulu ve şiddetli ishal (kanlı olabilir) Bu çok ciddi yan etkilerin hepsi oldukça seyrek görülür.   Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:   Baş dönmesi, sersemlik, bayılma Yüzde, dudakta, dilde, ağızda veya boğazda nefes almayı veya yutkunmayı zorlaştırabilecek şişme Nefes daralması Kaşıntılı deri döküntüsü Deride pembemsi, kaşıntılı şişkinlikler Deride kırmızı veya kırmızı-mor lekeler Normale göre daha kolay morluk oluşması Ateş, şiddetli titreme, boğaz ağrısı veya ağızda yaralar gibi kaygı verici enfeksiyonlar Yorgunluk, nefes darlığı, solgun görünüm gibi anemi belirtileri Bunların hepsi ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahale gerekebilir. Ciddi yan etkiler çok seyrek görülür.   Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, doktorunuza söyleyiniz:   Enjeksiyon bölgesinde ağrı, şişkinlik veya kaşıntı. Bulantı, kusma İshal Dişte ve dilde lekelenme İdrarda renk değişikliği Bunlar TIENAM I.V.’nin hafif yan etkileridir.   Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

İlaç Nasıl Kullanılır

Uygun kullanım ve doz/ uygulama sıklığı için talimatlar: Enfeksiyonun tipine, şiddetine ve vücut ağırlığına bağlı olarak sizin veya çocuğunuzun ihtiyacı olan doza doktorunuz karar verecektir.   Maksimum günlük doz 4 g’ı aşmamalıdır.   Uygulama yolu ve metodu: Bu ilaç sadece toplardamar yoluyla ve sağlık personeli tarafından uygulanmalıdır (toplardamar içi enjeksiyon).   Değişik yaş grupları: Çocuklarda kullanım: TIENAM I.V. yenidoğan -16 yaş arası hastalarda kullanılabilir. Çocuğunuz için uygun olan dozu doktorunuz belirleyecektir.   Yaşlılarda kullanım: Yaşlı hastalarda böbrek fonksiyonu azalmış olabileceğinden, doz seçiminde dikkatli olunmalı ve böbrek fonksiyonları yakından takip edilmelidir.   Böbrek/Karaciğer yetmezliği: Böbrek yetmezliği olan hastalara özel doz ayarlaması yapılmalıdır. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda TIENAM I.V. kullanımı ile ilgili bir bilgi mevcut değildir.   Eğer TIENAM I.V.’nin etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.   Kullanmanız gerekenden fazla TIENAM I.V.  kullandıysanız: Dozaj programı durumunuza ve tedaviye verdiğiniz yanıta göre doktorunuz tarafından ayarlanacaktır. Ancak size çok fazla dozda TIENAM I.V. verildiğini düşünüyorsanız doktorunuzla veya diğer sağlık personeliyle temasa geçiniz.   TIENAM I.V. ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler: TIENAM I.V. ile tedaviniz sonlandırıldıktan birkaç hafta sonra aşağıdaki yan etkilerden birini fark ederseniz hemen doktorunuza danışınız.   Şiddetli karın veya mide krampları Sulu ve şiddetli ishal (kanlı olabilir) Ateş Bunlar ciddi yan etkilerdir. Barsaklarınızı etkileyen ciddi durumlar olabilir ve acil tedavi gerektirebilir. Doktorunuz tarafından muayene edilmeden önce herhangi bir ishal ilacı almayınız.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

TIENAM I.V. damar içine enjeksiyon için uygun seyreltici ile karıştırılabilen kuru toz halinde bir antibiyotiktir. TIENAM I.V. etkin maddeler olarak imipenem monohidrat ve silastatin sodyum içerir. TIENAM I.V. bakterilerin (mikropların) neden olduğu ciddi enfeksiyonların tedavisinde kullanılan bir antibiyotiktir. Bu enfeksiyonlar vücudun farklı bölümlerinde görülebilir. TIENAM I.V., bazen diğer antibiyotiklere ilave olarak da kullanılabilir. TIENAM  I.V., enfeksiyonlara neden olan bakterilerin öldürülmesini sağlar.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

TIENAM I.V.’Yİ ÇOCUKLARIN GÖREMEYECEĞI, ERIŞEMEYECEĞI YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ. 25oC’nin altındaki oda sıcaklığında, ışıktan koruyarak saklayınız. Hazırlanan solüsyonu dondurmayınız. Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız. TIENAM I.V.’yi ambalajındaki son kullanma tarihinden (Son Kull. Ta.) sonra kullanmayınız. Bu tarihte ilk iki rakam ayı, son dört rakam yılı gösterir.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

TIENAM I.V. steril toz Tablo IV’de görüldüğü şekilde hazırlanmalıdır. Berrak bir solüsyon elde edilene kadar çalkalanmalıdır. Rengin, sarıya doğru çeşitlilik göstermesi, ilacın potensini etkilemez.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

TIENAM® 500 mg I.V. enjektabl flakon

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

Gansiklovir ve TIENAM I.V.’yi birlikte alan hastalarda yaygın (jeneralize) nöbet (seizure) bildirilmiştir.  Bu ilaçlar potansiyel yararları, riskinden fazla olmadıkça birlikte kullanılmamalıdır.   TIENAM I.V. ve probenesidin eş zamanlı uygulanması imipenemin plazma düzeylerinde ve plazma yarı-ömründe sadece minimal artışlara yol açtığından, probenesidin TIENAM I.V. ile birlikte verilmesi önerilmez.   TIENAM I.V. diğer antibiyotiklerle karıştırılmamalı veya fiziksel olarak diğer antibiyotiklere eklenmemelidir. Bununla birlikte TIENAM I.V. aminoglikozidler gibi başka antibiyotiklerle eş zamanlı olarak uygulanabilir.

Doz Aşımı Ve Tedavisi

TIENAM I.V. ile doz aşımının tedavisi ile ilgili bilgi bulunmamaktadır.   İmipenem – silastatin sodyum hemodiyalize tabi tutulabilir. Ancak bunun doz aşımı tedavisindeki değeri bilinmemektedir.  Tüm doz aşımı olgularında TIENAM I.V. kesilmeli semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanmalıdır.

Etkin Maddeler

Her bir flakon steril olarak 500 mg imipenem (imipenem monohidrat olarak) ve 500 mg silastatin (silastatin sodyum olarak) içerir.

Farmakodinamik Özellikler

Farmakoterapötik grubu: Sistemik kullanım için antibakteriyeller ATC kodu: J01DH51   Etki mekanizması İmipenem bakterilerde hücre duvarı sentezinin güçlü bir inhibitörüdür ve penisiline bağlanan proteine karşı yüksek düzeyde reaksiyon gösterir. İmipenem incelenen diğer antibiyotiklere göre bakterisit etki yönünden daha güçlüdür. İmipenem degradasyona yol açan bakteriyel beta-laktamazlara karşı da mükemmel dayanıklılık sağlar. Dolayısıyla imipenem diğer beta-laktam antibiyotiklere dirençli olan organizmaların yüksek bir oranına karşı etkilidir.    Silastatin sodyum, imipenemi metabolize ederek inaktif hale getiren dehidropeptidaz-I adlı böbrek enziminin yarışmalı, geri dönüşlü ve spesifik bir inhibitörüdür. Silastatin sodyumun kendi antibakteriyel aktivitesi yoktur ve imipenemin antibakteriyel aktivitesini etkilemez.    Mikrobiyolojisi İmipenemin bakterisit aktivitesi hücre duvarı sentezinin inhibisyonundan kaynaklanır. En fazla afiniteyi Escherichia coli’nin penisilin bağlayan proteinleri (PBP’ler) 1A, 1B, 2, 4, 5 ve 6 ve Pseudomonas aeruginosa’nın PBP 1A, 1B, 2, 4 ve 5’ine karşı gösterir. Ölümcül etki PBP 2 ve PBP 1B’ye bağlanmayla ilişkilidir.   İmipenem beta-laktamazların (gram-negatif ve gram-pozitif bakteriler tarafından üretilen penisilinazlar ve sefalosporinazlar) varlığında yüksek düzeyde stabiliteye sahiptir. Beta-laktam antibiyotiklerin çoğuna yapıları gereği dirençli olan belirli gram-negatif bakteriler (örn., Pseudomonas aeruginosa, Serratia türleri, ve Enterobacter türleri) tarafından üretilen beta-laktamazların güçlü bir inhibitörüdür.   İmipenem geniş bir yelpazedeki gram-pozitif ve gram-negatif organizmalara karşı in vitro etkinliğe sahiptir. 4.2. Terapötik endikasyonlar bölümünde belirtildiği gibi, imipenem-silastatin sodyumun intravenöz formülasyonu ile tedavi edilen klinik enfeksiyonlarda ve in vitro koşullarda imipenemin aşağıdaki mikroorganizmaların çoğu suşuna karşı etkin olduğu gösterilmiştir:   Gram-pozitif aeroblar: Enterococcus faecalis (S. faecalis),   NOT: İmipenem in vitro olarak Enterococcus faecium (S. faecium)’e karşı inaktiftir.   Staphylococcus aureus penisilinaz üreten suşlar dahil, Staphylococcus epidermidis penisilinaz üreten suşlar dahil,   NOT: Metisiline dirençli stafilokokların imipeneme karşı da dirençli olabileceği bildirilmiştir.   Streptococcus agalactiae (Grup B streptococci), Streptococcus pneumoniae, Streptococcus pyogenes.       Gram-negatif  aeroblar: Acinetobacter türleri, Citrobacter türleri, Enterobacter türleri, Escherichia coli, Gardnerella vaginalis, Haemophilus influenzae, Haemophilus parainfluenzae, Klebsiella türleri, Morganella morganii, Proteus vulgaris, Providencia rettgeri, Pseudomonas aeruginosa, S. marcescens dahil Serratia türleri.   NOT: Imipenem in vitro olarak Xanthomonas (Pseudomonas) maltophilia ve P. cepacia’nin bazı suşlarına inaktiftir.   Gram-pozitif  anaeroblar: Bifidobacterium türleri, Clostridium türleri, Eubacterium türleri, Peptococcus türleri, Peptostreptococcus türleri, Propionibacterium türleri.   Gram-negatif anaeroblar: B. fragilis dahil Bacteroides türleri, Fusobacterium türleri.   Aşağıdaki veriler in vitro ortamda geçerli olup, klinik olarak anlamlı olup olmadığı bilinmemektedir.   İmipenem aşağıdaki organizmaların çoğuna (≥%90) karşı 4 µg/ml veya daha düşük in vitro minimum inhibitör konsantrasyonlar (MIC’ler) gösterir; ancak imipenemin bu mikroorganizmalardan kaynaklanan klinik enfeksiyonların tedavisindeki etkililik ve güvenliliği iyi kontrol edilmiş, uygun klinik çalışmalarla belirlenmemiştir.   Gram-pozitif aeroblar: Bacillus türleri, Listeria monocytogenes, Nocardia türleri, Staphylococcus saprophyticus, Grup C streptokok, Grup G streptokok, Viridans grubu streptokok.   Gram-negatif  aeroblar: Aeromonas hydrophila, Alcaligenes türleri, Capnocytophaga türleri, Haemophilus ducreyi, Neisseria gonorrhoeae penisilinaz üreten suşlar dahil, Pasteurella türleri, Providencia stuartii.   Gram-negatif  anaeroblar: Prevotella bivia, Prevotella disiens, Prevotella melaninogenica, Veillonella türleri.   In vitro testler imipenemin Pseudomonas aeruginosa’nın bazı suşlarına karşı aminoglikozid antibiyotikler ile sinerjik davrandığını göstermiştir.   Duyarlılık Testleri: Bazı enfeksiyonlarda tedaviyi yönlendirmek için MIC veya minimum bakterisit konsantrasyonun (MBC) ve ulaşılan antimikrobiyal bileşik konsantrasyonlarının ölçülmesi uygun olabilir.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim: Normal gönüllülerde 20 dakikada verilen TIENAM I.V. intravenöz infüzyonu ile en yüksek imipenem plazma düzeyleri, 250 mg doz ile 14-24 µg/ml ve 500 mg doz ile 21- 58 µg/ml, ve 1000 mg doz ile 41-83 µg/ml olmuştur. Bu dozlarda, imipenemin antibakteriyel aktivite plazma düzeyleri, 4- 6 saat içinde 1 µg/ml ‘nin altına düşer.   TIENAM I.V.’nin 20 dakikalık intravenöz infüzyonundan sonra silastatinin pik plazma düzeyleri 250 mg dozu için 15 – 25 µg/ml, 500 mg dozu için 31 – 49 µg/ml ve 1000 mg dozu için 56 – 88 µg/ml arasındadır.   Yaşlı sağlıklı gönüllülerde (yaşlarına göre böbrek fonksiyonu normal olan 65- 75 yaş arası kişiler) 20 dakika içinde intravenöz yolla uygulanan imipenem 500 mg ve silastatin 500 mg’nin tekli bir dozunun farmakokinetikleri, dozaj ayarlamasının gerekli olmadığı hafif böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda beklenenler ile uyumludur. İmipenem ve silastatinin plazma yarı-ömürleri sırasıyla 91 ± 7.0 dakika ve 69 ± 15 dakikadır. Çoklu doz uygulanması imipenem veya silastatinin farmakokinetiklerini etkilemez ve imipenem/silastatin birikimi gözlenmez.   Dağılım: Her bileşenin plazma yarı-ömrü yaklaşık 1 saattir. İmipenemin insan serum proteinlerine bağlanma oranı yaklaşık %20 ve silastatinin bağlanma oranı yaklaşık %40’dır.   Biyotransformasyon: Tek başına uygulandığında imipenem böbreklerde dehidropeptidaz- I ile metabolize edilir ve bu, idrarda görece düşük düzeylere yol açar. Bu enzimin bir inhibitörü olan silastatin sodyum imipenemin renal metabolizmasını etkin biçimde önler; böylelikle imipenem ve silastatin birlikte verildiğinde idrarda imipenemin tam olarak yeterli antibakteriyel düzeylerine ulaşılır.    Eliminasyon: Uygulanan imipenemin yaklaşık %70’i 10 saat içinde idrarda saptanır ve 10 saatten sonra idrarla atılım gerçekleşmez. İmipenemin 10 µg/ml üzerindeki idrar konsantrasyonları TIENAM I.V.’nin 500 mg dozuyla 8 saate kadar korunabilir. Silastatin sodyum dozunun yaklaşık %70’i TIENAM I.V. uygulandıktan sonraki 10 saat içinde idrarda saptanır.    Böbrek fonksiyonu normal hastalarda sık uygulanan rejimlerle (6 saatte bir gibi) imipenem/silastatinin plazmada veya idrarda biriktiği gözlenmemiştir.

Farmasötik Form

İnfüzyon solüsyonu için toz

Gebelik Ve Laktasyon

Genel tavsiye Gebelik kategorisi :C TIENAM I.V.’nin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.   Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) TIENAM I.V. için gebeliklerde maruz kalmaya ilişkin yeterli klinik veri mevcut değildir.   Gebelik dönemi TIENAM I.V.’nin gebe kadınlarda kullanımı ile ilgili olarak yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar bulunmamaktadır. Bu nedenle, TIENAM I.V. gebelik döneminde ancak potansiyel yarar, fetus üzerindeki potansiyel riskten üstünse kullanılabilir.   Tavşanlara intravenöz yolla günde 30, 100 ve 300 mg/kg dozlarında ve sıçanlara subkutan yolla günde 40, 200 ve 1000 mg/kg dozlarında (bu iki türde imipenem-silastatin sodyumun (50 mg/kg/gün) intravenöz formülasyonunun insanlarda önerilen maksimum günlük dozunun sırasıyla yaklaşık 1.9 ve 3.2 katına# karşılık gelir [mg/m2 vücut yüzey alanı temelinde]) uygulanan silastatin sodyum ile yapılan teratoloji çalışmaları fetus üzerinde istenmeyen etkilere ilişkin hiçbir kanıt ortaya koymamıştır. Tavşanlara günde 15, 30 veya 60 mg/kg intravenöz dozlarda ve sıçanlarda günde 225, 450 veya 900 mg/kg intravenöz dozlarda (bu iki türde insanlarda önerilen maksimum günlük dozun sırasıyla yaklaşık 0.4 ve 2.9 katına# karşılık gelir [mg/m2 vücut yüzey alanı temelinde]) verilen imipenem ile teratojenite bulguları gözlenmemiştir.   İmipenem-silastatin sodyum sıçanlara gestasyonun geç dönemlerinde subkutan yolla günde 320 mg/kg’a kadar dozlarda (insanlarda önerilen en yüksek doza yaklaşık olarak eşit [mg/m2 vücut yüzey alanı temelinde] uygulandığında fetus veya emzirme üzerinde istenmeyen etkiler gözlenmemiştir.   Laktasyon dönemi İmipenem-silastatin sodyumun anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Pek çok ilaç anne sütüne geçtiğinden, emziren kadınlara TIENAM I.V. uygulanırken dikkatli olunmalıdır.   Üreme yeteneği /Fertilite Erkek ve dişi sıçanlarda günde 80 mg/kg’a kadar intravenöz dozlarda ve günde 320 mg/kg subkutan dozda imipenem-silastatin sodyum uygulanarak üreme testleri yapılmıştır; bu dozlar intravenöz formülasyon için insanlarda önerilen en yüksek doza mg/m2 vücut yüzey alanı temelinde yaklaşık olarak eşittir. Fetus vücut ağırlığında hafif artışlar en yüksek doz düzeyiyle sınırlıydı. Doğurganlık, üreme performansı, fetus sağkalımı ve yavruların büyüme veya doğum sonrası gelişimi üzerinde başka istenmeyen etkiler gözlenmemiştir.

Geçimsizlikler

TIENAM I.V. kimyasal olarak laktatla geçimsizdir, laktatlı çözücülerle hazırlanmamalıdır. TIENAM I.V. laktat solüsyonunun infüze edildiği bir sistemden uygulanabilir. TIENAM I.V. diğer antibiyotiklerle karıştırılmamalı ya da fiziksel olarak eklenmemelidir. Ancak TIENAM I.V. aminoglikozidler gibi diğer antibiyotiklerle de eş zamanlı kullanılabilir.

İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi

İlk ruhsat tarihi : 10.06.2009 Ruhsat yenileme tarihi :

İstenmeyen Etkiler

Erişkin TIENAM I.V. genellikle iyi tolere edilir. Yan etkiler nadiren tedavinin durdurulmasını gerektirir, bunlar genellikle hafif ve geçicidir. En sık rastlanan yan etkiler lokal klinik reaksiyonlardır.    Kan ve lenf sistemi hastalıkları: Pansitopeni, kemik iliği depresyonu, trombositopeni, nötropeni, lökopeni, hemolitik anemi, eozinofili, beyaz kan hücreleri ve platelet seviyesinde artış, agranülositoz, monosit, lenfosit ve bazofillerde artış, hemoglobin ve hematokritte düşüş ve protrombin süresinde uzama bildirilmiştir. Bazı kişilerde pozitif direkt Coombs testi gelişebilir.   Elektrolitler; serum sodyum düzeylerinde düşüş, potasyum ve klorür düzeylerinde artış.   Sinir sistemi/psikiyatrik hastalıkları: Nöbet hali, ensefalopati, tremor, konfüzyon, miyoklonik aktivite, parestezi, vertigo, baş ağrısı, halüsinasyon  dahil psişik bozukluklar.   Kulak ve iç kulak hastalıkları: İşitme kaybı, tinnitus   Kardiyak hastalıkları: Hipotansiyon, palpitasyon, taşikardi.   Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları: Göğüste rahatsızlık, dispne, hiperventilasyon, torasik ağrı.   Gastrointestinal hastalıkları: Bulantı, kusma, diyare, midede yanma, gastroenterit, farenkste ağrı, abdominal ağrı, hemorajik kolit. Diğer geniş spektrumlu antibiyotiklerle de görülen psödomembranöz kolit  bildirilmiştir.   Hepato-biliyer bozukluklar: Karaciğer yetmezliği, sarılık, fulminan hepatit dahil hepatit, ALT (SGPT), AST (SGOT), alkalen fosfataz, bilirubin ve LDH yükselmeleri bildirilmiştir.   Deri ve deri altı doku hastalıkları: Pruritus, ürtiker, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz,  eritema multiforme, anjiyonörotik ödem, kızarma, siyanoz, hiperhidroz, deri dokusunun yapısında değişme, kandidiyazis, vulvada kaşıntı.   Böbrek ve idrar yolu hastalıkları: Akut böbrek yetmezliği, oligüri/anüri, poliüri, idrarda renk değişikliği. Pre-renal azotemi ya da böbrek fonksiyonunun bozulmasına yol açabilecek faktörlerin çoğu zaman bulunması nedeniyle, TIENAM I.V.’nin böbrek fonksiyon değişikliklerindeki rolünün değerlendirilmesi zor olmaktadır.   Serum kreatinin ve kan üre azotu (BUN)  yükselmeleri görülmüştür.   İdrarda protein, kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri, kast, bilirubin, ürobilinojen görülmesi.   Genel ve uygulama bölgesine ilişkin bozukluklar: Flebit/tromboflebit, enjeksiyon bölgesinde ağrı, eritem, damar endurasyonu, infüzyon yapılan damarda enfeksiyon, poliartralji, yorgunluk, halsizlik, ateş (ilaca bağlı ateş dahil), dişte, dilde lekelenme, tat alma bozukluğu, tükrük salgısında artış, glossit (dil iltihaplanması), dil papillalarında hipertrofi.   Pediyatrik hastalar ≥3 aylık 178 pediyatrik hastada yapılan çalışmalar sonucu aşağıdaki yan etkiler görülmüştür (> %1 sıklıkla görülenler). İlaç ilişkisine bakılmaksızın en sık görülen klinik istenmeyen etkiler Kardiyak hastalıkları: Flebit Gastrointestinal hastalıkları: Diyare Gastroenterit Kusma Deri ve deri altı doku hastalıkları: Kızarıklık, döküntü Enjeksiyon bölgesinde iritasyon Böbrek ve idrar yolu hastalıkları: İdrarda renk değişikliği   Yenidoğan ile 3 aylık yaş arasındaki 135 pediyatrik hastada yapılan çalışmalar sonucu aşağıdaki yan etkiler görülmüştür (>%1 sıklıkla görülenler). İlaç ilişkisine bakılmaksızın en sık görülen klinik istenmeyen etkiler Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar: Oral Kandidiyazis Sinir sistemi bozuklukları: Konvülsiyonlar Kardiyak bozukluklar: Taşikardi Gastrointestinal bozukluklar: Diyare Deri ve deri altı doku bozuklukları: Kızarıklık, döküntü Böbrek ve idrar yolu bozuklukları: Oligüri/anüri   Tedaviden önce normal ancak tedavi esnasında normal olmayan laboratuvar değerlerine sahip ≥3 aylık hastalar Laboratuvar parametreleri Anormallik Hemoglobin   Hematokrit   Nötrofil Eosinofil Platelet sayısı Üre proteini Serum Kreatinin BUN AST (SGOT) ALT (SGPT) < 5 aylık:                          < %10 gm    6 aylık-12 yaş:               < %11.5 gm     < 5 aylık:                          < %30 vol                                           6 aylık-12 yaş:              < %34.5 vol                       ≤ 1000/mm3                        ≥ %7                       ≥ 500 000/mm3                       ≥1                       > 1.2 mg/dl                       > 22 mg/dl                       >36 IU/L                       >30 IU/L   Tedaviden önce normal ancak tedavi esnasında normal olmayan laboratuvar değerlerine sahip    < 3 aylık hastalarda eozinofil sayısı, serum kreatinin, AST (SGOT), ALT (SGPT) ve serum alkalen fosfatazın arttığı görülürken, hematokrit, platelet sayısı ve bilirubinin bazı hastalarda yükselip bazı hastalarda düştüğü görülmüştür.   Granülositopenik hastalar TIENAM I.V. ile tedavi edilen granülositopenik hastalarda, ilaca bağlı bulantı ve / veya kusma, non-granülositopenik hastalara oranla daha sık görülmektedir.

Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim

Etkin maddeler: Her bir flakon steril olarak 500 mg imipenem anhidr’e eşdeğer imipenem monohidrat ve 500 mg silastatine eşdeğer silastatin sodyum içerir.

Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri

Herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Kontrendikasyonlar

TIENAM I.V. bileşimindeki maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.

Kullanım Yolu

Damar içine uygulanır.

Küb’ Ün Yenileme Tarihi

10.06.2009

Müstahzar Adı

TIENAM® 500 mg I.V. enjektabl flakon

Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri

Beta-laktamlar ile tedavi edilen hastalarda ciddi ve bazen ölümle sonuçlanan aşırı duyarlılık (anafilaksi) reaksiyonları bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar çoklu alerjenlere karşı duyarlılık öyküsü olan kişilerde daha fazla ortaya çıkma eğilimi gösterir.   Penisiline karşı aşırı duyarlılık öyküsü olan ve başka bir beta-laktam ile tedavi edildiklerinde şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonları yaşayan hastalarla ilgili bildirimler alınmıştır. TIENAM I.V. ile tedaviye başlanmadan önce penisilinler, sefalosporinler, diğer beta-laktamlar ve diğer alerjenlere karşı geçmişteki aşırı duyarlılık reaksiyonları dikkatle araştırılmalıdır. Alerjik bir reaksiyon geliştiğinde TIENAM I.V. kesilmelidir.   Ciddi anaflaktik reaksiyonlar adrenalin ile derhal acil tedavi gerektirir. Oksijen, intravenöz steroidler ve solunum yolu müdahalesi (entübasyon dahil) uygun şekilde uygulanabilir.   TIENAM I.V. tedavisi sırasında nöbetler ve MSS ile ilgili diğer istenmeyen olaylar (örn., konfüzyon durumları ve miyoklonik aktivite) bildirilmiştir.   Clostridium difficile kaynaklı diyare (CDKD), TIENAM I.V. dahil olmak üzere neredeyse tüm antibakteriyel ajanların kullanımı sırasında bildirilmiştir ve hafif diyareden ölümcül kolite kadar farklı şiddetlerde ortaya çıkabilir.  Antibakteriyel ajanlarla tedavi kolonun normal florasını değiştirerek C. difficile’nin aşırı üremesine neden olabilir.   C. difficile CDKD gelişimine katkıda bulunan A ve B toksinlerini üretir.   C. difficile’nin hipertoksin üreten suşları artmış morbidite ve mortaliteye yol açar çünkü bu enfeksiyonlar antimikrobiyal tedaviye yanıt vermeyebilir ve kolektomi gerektirebilir. Antibiyotik kullanımından sonra diyare ile başvuran tüm hastalarda CDKD düşünülmelidir. CDKD’nin antibakteriyel ajanlar uygulandıktan sonra iki ayı aşkın sürede ortaya çıktığı bildirildiğinden tıbbi öykünün dikkatle alınması gerekir.   CDKD’den kuşkulanılırsa veya doğrulanırsa, C. difficile’yi hedeflemeyen (devam eden) antibiyotik kullanımının bırakılması gerekebilir. Uygun sıvı ve elektrolit müdahalesi, protein desteği, C. difficile’yi hedefleyen antibiyotik tedavisi ve cerrahi değerlendirme klinik yönden uygun şekilde uygulanmalıdır.   Genel önlemler TIENAM I.V. tedavisi sırasında, özellikle de önerilen dozlar aşıldığında konfüzyon, miyoklonik aktivite ve nöbetler gibi MSS ile ilişkili istenmeyen olaylar bildirilmiştir. Bu olaylar en sık MSS bozuklukları (örn., beyin lezyonları veya nöbet öyküsü) olan hastalarda ve/veya böbrek fonksiyonu bozulmuş hastalarda görülmüştür. Bununla birlikte, fark edilen veya belgelenmiş bir MSS bozukluğu olmayan veya böbrek fonksiyonu bozulmamış hastalarda da MSS ile ilişkili istenmeyen olaylar bildirilmiştir.    Önerilen dozlar aşıldığında, kreatinin klerensleri ≤20 ml/dak/1.73 m2 olan erişkin hastalarda (hemodiyalize giren veya girmeyen) nöbet geçirme riski böbrek fonksiyonu bozulmamış hastalara göre daha yüksektir. Bu nedenle, bu hastalarda dozaj önerilerine tam uyulması önerilmektedir (bkz.Pozoloji ve uygulama şekli).   Kreatinin klerensi, 5 ml/dak./1.73 m2 ya da daha düşük olan hastalara 48 saat içinde hemodiyaliz başlatılamayacaksa  TIENAM I.V. verilmemelidir.  Hemodiyaliz hastalarında, tedavinin yararı potansiyel nöbet riskinden fazla olmadıkça TIENAM I.V.  kullanılmamalıdır.   Özellikle konvülsif aktiviteye zemin hazırladığı bilinen faktörlerin bulunduğu hastalarda önerilen dozaja ve dozaj takvimlerine tam uyulması önerilir. Nöbet bozuklukları olduğu bilinen hastalarda antikonvülsan tedaviye devam edilmelidir. Fokal tremorlar, miyoklonus veya nöbetler ortaya çıkarsa hastalar nörolojik yönden değerlendirilmeli, henüz başlanmamışsa antikonvülsan tedavi başlatılmalı ve TIENAM I.V. dozunda azaltma yapılması veya antibiyotiğin tamamen bırakılması gerekip gerekmediğini belirlemek için ilacın dozajı yeniden gözden geçirilmelidir.   Diğer antibiyotiklerde olduğu gibi, uzun süreli TIENAM I.V. kullanımı duyarsız organizmaların aşırı üremesine yol açabilir. Hastanın durumunun tekrarlı olarak değerlendirilmesi zorunludur. Tedavi sırasında süperenfeksiyon gelişirse uygun önlemler alınmalıdır.   Kanıtlanmış veya kuvvetle kuşkulanılan bir bakteri enfeksiyonu veya profilaktik endikasyon olmadıkça TIENAM I.V. reçetelenmesi hastaya yarar sağlamayacak ve ilaca dirençli bakterilerin gelişme riskini artıracaktır.   Biyolojik test ile etkileşimler TIENAM I.V. beta-laktam grubu antibiyotiklerin karakteristik düşük toksisitesine sahip olsa da, uzun süreli tedavi sırasında böbrek, karaciğer ve hematopoetik sistem dahil olmak üzere organ sistem fonksiyonlarının periyodik olarak değerlendirilmesi önerilir.

Pozoloji Ve Uygulama Şekli

Erişkin TIENAM I.V.’nin dozaj önerileri uygulanacak imipenem miktarını temsil eder. Solüsyonda eşdeğer miktarda silastatin de bulunmaktadır. Her 125 mg, 250 mg veya 500 mg doz 20-30 dakika içinde intravenöz uygulamayla verilmelidir. Her 750 mg veya 1000 mg doz 40-60 dakika boyunca infüzyonla verilmelidir. İnfüzyon sırasında bulantısı olan hastalarda infüzyon hızı yavaşlatılabilir.   TIENAM I.V.’nin toplam günlük dozu enfeksiyonun tipine veya şiddetine göre belirlenmeli ve patojen(ler)in duyarlılık derecesi, böbrek fonksiyonu ve vücut ağırlığı dikkate alınarak eşit bölünmüş dozlar halinde verilmelidir. Böbrek fonksiyon bozukluğu olan erişkinlerde (kreatinin klerensi ≤70 ml/dak/1.73 m2) bu metnin bir sonraki bölümünde tarif edilen dozaj ayarlaması gerekir.   Böbrek Fonksiyonu Normal ve Vücut Ağırlığı ≥70 kg olan Erişkinlerde İntravenöz Dozaj Şeması   Tablo I’de gösterilen dozlar böbrek fonksiyonları normal ve vücut ağırlığı 70 kg olan bir hastayı esas alır. Bu dozlar kreatinin klerensi ≥71 ml/dak/1.73 m2 ve vücut ağırlığı ≥70 kg olan hastalarda kullanılmalıdır. Kreatinin klerensi ≤70 ml/dak/1.73 m2 ve/veya vücut ağırlığı 70 kg’ın altında olan hastalarda doz azaltılmalıdır (bkz. Tablo II ve III).   Tablo I’in A sütununda yer alan doz rejimleri, patojen türlerin büyük kısmını oluşturan tam duyarlı organizmalardan kaynaklanan enfeksiyonlar için önerilmektedir. Tablo I’in B sütununda yer alan doz rejimleri, imipeneme orta düzeyde duyarlı organizmalardan kaynaklanan enfeksiyonlar için önerilir (esas olarak bazı P. aeruginosa suşları).   TABLO I BÖBREK FONKSİYONU NORMAL OLAN VE VÜCUT AĞIRLIĞI ≥70 kg OLAN ERİŞKİNLERDE İNTRAVENÖZ DOZAJ ŞEMASI Enfeksiyonun Tipi veya Şiddeti A Gram-pozitif ve gram-negatif aeroblar ve anaeroblar dahil olmak üzere tam duyarlı organizmalar B Orta düzeyde duyarlı organizmalar, esas olarak bazı P. aeruginosa suşları   Hafif   6 saatte bir  250 mg (TOPLAM GÜNLÜK DOZ = 1.0g)   6 saatte bir 500 mg (TOPLAM GÜNLÜK DOZ = 2.0g)   Orta   8 saatte bir  500 mg (TOPLAM GÜNLÜK DOZ = 1.5g) veya 6 saatte bir 500 mg (TOPLAM GÜNLÜK DOZ = 2.0g)   6 saatte bir 500 mg (TOPLAM GÜNLÜK DOZ = 2.0g) veya 8 saatte bir 1 g (TOPLAM GÜNLÜK DOZ = 3.0g)   Şiddetli, sadece yaşamı tehdit eden   6 saatte bir 500 mg (TOPLAM GÜNLÜK DOZ = 2.0g)   8 saatte bir 1 g (TOPLAM GÜNLÜK DOZ = 3.0g) veya 6 saatte bir 1 g (TOPLAM GÜNLÜK DOZ = 4.0g) Komplikasyonsuz idrar yolu enfeksiyonu   6 saatte bir 250 mg (TOPLAM GÜNLÜK DOZ = 1.0g)   6 saatte bir 250 mg (TOPLAM GÜNLÜK DOZ = 1.0g)   Komplikasyonlu idrar yolu enfeksiyonu   6 saatte bir 500 mg (TOPLAM GÜNLÜK DOZ = 2.0g)   6 saatte bir 500 mg (TOPLAM GÜNLÜK DOZ = 2.0g)   TIENAM I.V.’nin yüksek antimikrobiyal etkinliği nedeniyle, maksimum günlük toplam dozun günde 50 mg/kg veya günde 4.0 g’ı aşmaması (hangisi daha düşükse) önerilir. Daha yüksek dozların daha fazla etkinlik sağladığı yönünde bir kanıt yoktur. Ancak böbrek fonksiyonu normal, 12 yaş üzeri kistik fibrozlu hastalar bölünmüş dozlar halinde günde 90 mg/kg’a kadar TIENAM I.V. dozlarıyla tedavi edilmiştir ve günde 4.0 g aşılmamıştır.   Böbrek Fonksiyon Bozukluğu olan ve/veya Vücut Ağırlığı < 70 kg olan Erişkinlerde Azaltılmış İntravenöz Dozaj Şeması Aşağıdaki tablolarda gösterildiği gibi, kreatinin klerensi ≤70 ml/dak/1.73 m2 ve/veya vücut ağırlığı 70 kg’ın altında olan hastalarda TIENAM I.V. dozunun azaltılması gerekir. Kreatinin klerensi aşağıdaki denklemle serum kreatinin konsantrasyonundan hesaplanabilir:   Tkk (Erkekler) = (kg cinsinden ağırlık) (140 – yaş)     (72) (mg/dl cinsinden kreatinin) Tkk (Kadınlar) = 0.85 ´ üstteki değer Böbrek fonksiyonu bozulmuş ve/veya vücut ağırlığı düşük erişkinlerde dozu belirlemek için:   1. Enfeksiyon özelliklerine göre Tablo I’den toplam günlük dozu seçin.   2. a) Toplam günlük doz 1.0 g, 1.5 g veya 2.0 g ise, Tablo II’nin uygun alt bölümünü kullanın ve 3. basamağa ilerleyin.

Raf Ömrü

24 ay

Ruhsat Numarası(Ları)

10.06.2009 – 127/92

Ruhsat Sahibi

Merck Sharp Dohme İlaçları Ltd. Şti. Balabandere Cad. No: 2-4 34460 İstinye – İSTANBUL Tel :   0 212 365 53  00 Faks : 0 212 277 89 70 E-posta: msdturkeyinfo@merck.com 

Ruhsat Sahibi

Merck Sharp Dohme İlaçları Ltd. Şti. Balabandere Cad. No: 2-4 34460 İstinye – İSTANBUL Tel :   0 212 365 53  00 Faks : 0 212 277 89 70 E-posta: msdturkeyinfo@merck.com 

Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler

TIENAM I.V. flakonu (kuru toz) 25oC’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.  İnfüzyon solüsyonuyla hazırlandıktan sonra buzdolabında ya da oda sıcaklığında tutulduğunda stabilitesi aşağıdaki tabloda görülmektedir.   Hazırlanan solüsyonu dondurmayınız.   HAZIRLANAN TIENAM I.V. SOLÜSYONUNUN STABİLİTESİ Seyreltici                                 Oda sıcaklığı (25oC)                            Buzdolabı (4o C)   İzotonik sodyum klorür             4 saat                                  24 saat % 5 Dekstroz, suda                 4 saat                                  24 saat % 10 Dekstroz, suda               4 saat                                  24 saat % 5 Dekstroz ve %0.9 NaCl      4 saat                                  24 saat % 5 Dekstroz ve %0.45 NaCl     4 saat                                 24 saat % 5 Dekstroz ve % 0.225 NaCl  4 saat                                  24 saat % 5 Dekstroz ve %0.15 KCl       4 saat                                 24 saat Mannitol % 5 ve %10                 4 saat                               24 saat

Terapötik Endikasyonlar

TIENAM I.V., aşağıdaki mikroorganizmaların duyarlı suşlarının neden olduğu ciddi enfeksiyonların tedavisinde endikedir: Alt solunum yolu enfeksiyonları: Staphylococcus aureus (penisilinaz üreten suşlar), Acinetobacter türleri, Enterobacter türleri, Escherichia coli, Haemophilus influenzae, Haemophilus parainfluenzae*, Klebsiella türleri, Serratia marcescens. Üriner sistem enfeksiyonları (komplikasyonlu ve komplikasyonsuz): Enterococcus faecalis, Staphylococcus aureus (penisilinaz üreten suşlar)*, Enterobacter türleri, Escherichia coli, Klebsiella türleri, Morganella morganii*, Proteus vulgaris*, Providencia rettgeri*, Pseudomonas aeruginosa. İntra-abdominal enfeksiyonlar: Enterococcus faecalis, Staphylococcus aureus (penisilinaz üreten suşlar)*, Staphylococcus epidermidis, Citrobacter türleri, Enterobacter türleri, Escherichia coli, Klebsiella türleri, Morganella morganii*, Proteus türleri, Pseudomonas aeruginosa, Bifidobacterium türleri, Clostridium türleri, Eubacterium türleri, Peptococcus türleri, Peptostreptococcus türleri, Propionibacterium türleri*, B. fragilis dahil Bacteroides türleri, Fusobacterium türleri. Jinekolojik enfeksiyonlar: Enterococcus faecalis, Staphylococcus aureus (penisilinaz üreten suşlar)*, Staphylococcus epidermidis, Streptococcus agalactiae (Grup B streptococci), Enterobacter türleri*, Escherichia coli, Gardnerella vaginalis, Klebsiella türleri*, Proteus türleri, Bifidobacterium türleri*, Peptococcus türleri*, Peptostreptococcus türleri, Propionibacterium türleri*, B. fragilis dahil Bacteroides türleri*. Bakteriyal septisemi: Enterococcus faecalis, Staphylococcus aureus (penisilinaz üreten suşlar), Enterobacter türleri, Escherichia coli, Klebsiella türleri, Pseudomonas aeruginosa, Serratia türleri*, B. fragilis dahil Bacteroides türleri*. Kemik ve eklem enfeksiyonları: Enterococcus faecalis, Staphylococcus aureus (penisilinaz üreten suşlar), Staphylococcus epidermidis, Enterobacter türleri, Pseudomonas aeruginosa. Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları: Enterococcus faecalis, Staphylococcus aureus (penisilinaz üreten suşlar), Staphylococcus epidermidis, Acinetobacter türleri, Citrobacter türleri, Enterobacter türleri, Escherichia coli, Klebsiella türleri, Morganella morganii, Proteus vulgaris, Providencia rettgeri*, Pseudomonas aeruginosa, Serratia türleri, Peptococcus türleri, Peptostreptococcus türleri, B. fragilis dahil Bacteroides türleri, Fusobacterium türleri*. Endokardit: Staphylococcus aureus (penisilinaz üreten suşlar) Polimikrobik enfeksiyonlar: TIENAM I.V.; S. pneumoniae (pnömoni, septisemi), S. pyogenes (deri ve yumuşak doku) veya penisilinaz üretmeyen S. aureus dahil polimikrobik enfeksiyonlarda endikedir. Ancak bu organizmaların neden olduğu monobakteriyel enfeksiyonların tedavisinde genellikle penisilin G gibi daha dar spektrumlu antibiyotikler kullanılmaktadır. *  Bu organizmaların bu organ sistemlerindeki etkinliği 10’dan az enfeksiyonda çalışılmıştır.   TIENAM I.V. menenjit tedavisinde endike değildir.   Pediyatrik kullanım için bkz.Kullanım için özel uyarılar ve özel önlemler ve Pozoloji ve uygulama şekli.   TIENAM I.V. gram-pozitif ve gram-negatif aerob ve anaerob bakterilere karşı geniş spektrumlu bakterisit etkisi olduğundan karışık enfeksiyonların tedavisinde ve neden olan organizmaların belirlenmesinden önce ampirik tedavide kullanılır.   Pseudomonas aeruginosa’dan kaynaklanan kistik fibroz, kronik akciğer hastalığı ve alt solunum yolu enfeksiyonları olan hastalarda klinik iyileşme gözlenmiş olmasına karşın, bakteriyel eradikasyon her zaman sağlanamayabilir.   Diğer beta-laktam antibiyotiklerde olduğu gibi, bazı Pseudomonas aeruginosa suşları TIENAM I.V. tedavisi sırasında oldukça hızlı direnç geliştirebilmektedir. Pseudomonas aeruginosa enfeksiyonlarının tedavisi sırasında, klinik yönden uygun olduğunda periyodik duyarlılık testleri yapılmalıdır.   Diğer antibiyotiklere (örn., sefalosporinler, penisilin ve aminoglikozidler) dirençli enfeksiyonların TIENAM I.V. tedavisine yanıt verdiği gösterilmiştir.   İlaca dirençli bakterilerin gelişimini azaltmak ve TIENAM I.V. ve diğer antibakteriyel ilaçların etkinliğini korumak amacıyla TIENAM I.V. yalnızca duyarlı bakterilerden kaynaklandığı kanıtlanmış veya bu yönde kuvvetli kuşkular olan enfeksiyonları tedavi etmek veya önlemek için kullanılmalıdır. Antibakteriyel tedavi seçilirken veya değiştirilirken kültür ve duyarlılık testi sonuçları dikkate alınmalıdır. Bu tip verilerin yokluğunda, yerel epidemiyoloji ve duyarlılık modelleri tedavinin ampirik seçimine yardımcı olabilir. 

Üretici Bilgileri

Laboratoires Merck Sharp & Dohme-Chibret

Yardımcı Maddeler

Sodyum bikarbonat’tır.

Yardımcı Maddelerin Listesi

TIENAM I.V.’deki tek yardımcı madde sodyum bikarbonattır.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

Kutuda, PVC-Alüminyum blister ambalajlarda.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

Etodolak baş dönmesi veya sersemliğe neden olabilir. Alkol veya belli ilaçlarla beraber alındığında bu etkiler daha kötü olabilir. Etodolak, dikkatle kullanılmalı, nasıl tepki gösterileceğini öğrenene kadar araba kullanılmamalı veya diğer muhtemelen güvensiz işler yapılmamalıdır.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

TİLAC’ ı aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ.   Eğer,   ·        TİLAC’ın herhangi bir bileşenine alerjiniz varsa,   ·        Aspirin veya TİLAC’ın dahil olduğu ilaç grubundan herhangi bir ilaca (örn: ibuprofen, celecoxib ) karşı şiddetli alerjik reaksiyon yaşadıysanız (örn: şiddetli deri döküntüsü, kurdeşen, nefes zorluğu, burunda büyüme, baş dönmesi),   ·        Ciddi bazen ölümcül kalp ve kan damar sorunları (örn: kalp krizi, kriz ) için yüksek riske neden olabilir. Kalp sorunları yaşıyorsanız, kalp yetmezliği şikayetiniz varsa veya uzun süredir TİLAC alıyorsanız risk daha yüksek olabilir. Son zamanlarda baypas kalp ameliyatı geçirdiyseniz veya yakında geçirecekseniz,   ·        Fenilbutazon içeren bir ilaç alıyorsanız,   ·        Hamileliğinizin son 3 ayındaysanız,   ·        Mide ülseriniz varsa ya da geçmişte mide ülseri geçirmiş iseniz.   TİLAC’ ı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ.   Aşağıdaki hastalıklardan herhangi birinden şikayetçiyseniz, doktorunuza söyleyiniz.   Eğer,   ·             Kanama, ülserasyon ve perforasyon şikayetleri olduğunda ilacın kullanımını kesiniz   ·             Hamileyseniz veya hamile kalmayı planlıyorsanız veya emziriyorsanız,   ·             Herhangi bir reçeteli veya reçetesiz ilaç, bitkisel ürün veya diyet tamamlayıcı ve idrar söktürücü başka bir ilaç alıyorsanız,   ·             İlaçlara, besinlere veya diğer maddelere karşı alerjiniz varsa,   ·             Böbrek veya karaciğer hastalığı, şeker hastalığı (diyabet) veya mide veya bağırsak sorunları geçmişiniz varsa,   ·             Şişkinlik veya sıvı takviye, burun ve yanaklardaki deri hastalığı (lupus), astma veya burunda büyüme ( nazal polipler ), veya ağızda iltihaplanma varsa,   ·            Yüksek tansiyon, kan rahatsızlıkları, kanama veya pıhtılaşma sorunları, kalp sorunları (örn; kalp yetmezliği) veya kan damar hastalığı yaşıyorsanız veya bu hastalıklardan herhangi birinin riskini taşıyorsanız,   ·             Sağlığınız bozuksa, su kaybı (dehidrasyon) veya düşük sıvı hacmi veya düşük kan sodyum düzeyiniz varsa, alkol alıyorsanız veya alkol suistimal geçmişiniz varsa,   ·             Astım veya soluma güçlüğü gibi sorunlarınız varsa   Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.   TİLAC’ ın yiyecek ve içecek ile kullanılması   TİLAC’ı alkol ile birlikte almayınız, gastrik mukoza irritasyonu artabilir. TİLAC’ı besinle veya besinsiz kullanabilirsiniz.   Hamilelik   İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.   TİLAC fetusa zarar verebilir. Hamile iseniz, hamilelik planlıyorsanız ve hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız TİLAC’ı kullanmayınız, doktorunuzla temas kurunuz.   Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza danışınız.   Emzirme   İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız.   TİLAC’ın anne sütünde bulunup bulunmadığı bilinmemektedir, TİLAC alırken emzirmeyiniz.   Araç ve makine kullanımı   TİLAC baş dönmesi veya sersemliğe neden olabilir. Alkol veya belli ilaçlarla beraber alındığında bu etkiler daha kötü olabilir. TİLAC’ı dikkatle kullanınız. Nasıl tepki göstereceğinizi öğrenene kadar araba kullanmayınız veya diğer muhtemelen güvensiz işleri yapmayınız.   TİLAC’ ın içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler   Eğer daha önce TİLAC veya içeriğindeki herhangi bir maddeye karşı bir tepkime (reaksiyon) yaşadıysanız, bu ilacı kullanmayınız.   TİLAC, 266.400 mg laktoz monohidrat içerir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerleri tolere edemediğiniz söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.   Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı   Herhangi bir ilaç alıyorsanız özellikle de aşağıdakilerden herhangi birini alıyorsanız, doktorunuza bildiriniz. ·        Kan akışını önleyen veya geciktiren ilaçlar (Antikoagülanlar (örnek, varfarin içeren ilaçlar)), aspirin, kortikosteroidler (örnek, prednison içeren ilaçlar), fluoksetin içeren ilaçlar (heparin veya seçici serotonin reuptake inhibitörleri (SSRI’ler) ) çünkü mide kanaması riski artabilir.   ·        Fenilbutazon veya probenesid içeren ilaçlar kullanıldığında TİLAC’ın yan etki riski artabilir.   ·        TİLAC ile birlikte kullanıldığında etkileri artabilecek ilaçlar ve gruplar şöyledir; Siklosporin, digoksin, lityum, metotreksat, kinolonlar (örnek, siprofloksasin içeren ilaçlar) veya sülfonilüreler (örnek, glipizid içeren ilaçlar),   ·        TİLAC’la kullanıldığında etkileri azalabilecek grup ve ilaçlar Anjiotensin-dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri (örnek, enalapril içeren ilaçlar) veya diüretikler (örnek, furosemid, hidroklorotiazit içeren ilaçlar).   ·        TİLAC kullanırken doktorunuz söylemediği sürece aspirin almayınız.   Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

 Tüm ilaçlar gibi TİLAC’ ın içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.   Aşağıdakilerden biri olursa, TİLAC’ı kullanmayı durdurunuz ve DERHAL doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:   TİLAC kullanımıyla ciddi mide ülserleri veya kanaması oluşabilir. Yüksek dozlarda veya uzun süre almak, sigara içmek veya alkol almak bu yan etkilerin oluşum riskini arttırır. TİLAC’ı yemekle beraber almak bu etkilerin oluşum riskini azaltmaz. Şiddetli mide veya sırt ağrınız; siyah dışkınız(melena) varsa; kan veya kahve tanecikleri gibi kusuyorsanız; veya olağandışı bir şekilde kilo alıyor veya şişkinlik yaşıyorsanız doktorunuzla veya acil odasıyla derhal temas kurunuz.   Şiddetli alerjik reaksiyonlar (deri döküntüsü; kurdeşen; kaşınma; nefes zorluğu; göğüs darlığı; ağız, yüz, dudaklar veya dil şişliği).   Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir.   Eğer bunlardan biri sizde mevcut ise, sizin TİLAC’ a karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir.   Bu çok ciddi yan etkilerin hepsi oldukça seyrek görülür.   Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz:   Kanlı veya siyah dışkı (melena); idrar miktarında değişiklik; göğüs ağrısı; akıl karışıklığı; koyu renkte idrar; depresyon; bayılma; hızlı veya düzensiz kalp atışı; ateş, üşüme veya uzun süren (persistant) boğaz ağrısı; akılsal veya davranış değişiklikleri; kol veya bacak uyuşukluğu; tek taraflı güçsüzlük; kırmızı, şişmiş, kabarık, veya soyulmuş deri; kulaklarda çınlama; krizler; şiddetli baş ağrısı veya baş dönmesi; şiddetli veya uzun süreli (persistant) karın ağrısı veya mide bulantısı; şiddetli kusma; nefes darlığı; ani veya açıklanamayan kilo alımı; eller, bacaklar veya ayakların şişmesi; olağandışı berelenme veya kanama; olağandışı eklem veya kas ağrısı; olağandışı yorgunluk veya güçsüzlük; görme veya konuşma değişiklikleri; kahve tanecikleri gibi kusma; derinin veya gözlerin sararması, böbrek yetmezliği veya toksisite belirtisi olarak yüksek kan basıncı, kanlı idrar, bazı alerjik belirtiler.   Bunların hepsi ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahale gerekebilir.   Ciddi yan etkiler çok seyrek görülür.   Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, doktorunuza söyleyiniz:   Kabızlık, ishal, baş dönmesi, gaz, baş ağrısı, mide yanması, mide bulantısı, mide rahatsızlığı, tıkalı burun, güçsüzlük.   Bunlar TİLAC’ın hafif yan etkileridir.   Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

İlaç Nasıl Kullanılır

Uygun kullanım ve doz /uygulama sıklığı için talimatlar:   Tavsiye edilen dozdan daha fazla almayın ve doktorunuzun tavsiyesinden daha uzun kullanmayın.   Uygulama yolu ve metodu:   TİLAC tamamen dolu bir bardak su ile birlikte ağızdan alınır, doktorunuzun talimatlarına uygun şekilde alınız.   Değişik yaş grupları:   Çocuklarda kullanım:   TİLAC 18 yaşından küçük çocuklarda büyük dikkatle kullanılmalıdır, bu çocuklarda güvenlik ve etkililiği doğrulanmamıştır.   Yaşlılarda kullanım:   TİLAC yaşlı hastalarda dikkatlice kullanılmalıdır; mide kanaması ve böbrek sorunlarına karşı daha duyarlı olabilirler.   Özel kullanım durumları:   TİLAC’ın özel kullanım durumu yoktur.   Eğer TİLAC’ın etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.   Kullanmanız gerekenden daha fazla TİLAC kullandıysanız:   TİLAC’dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.   Belirtiler (semptomlar); azalan idrar çıkarma, bilinç kaybı, krizler, şiddetli baş dönmesi veya sersemlik, şiddetli mide bulantısı veya karın ağrısı, yavaş veya sorunlu nefes alma, olağandışı kanama veya berelenme, kahve taneciği gibi kusma gibi belirtiler içerebilir.    TİLAC’ ı kullanmayı unutursanız   Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.   Bir TİLAC dozu kaçırdıysanız ve düzenli olarak alıyorsanız, mümkün olan en kısa zamanda kaçırdığınız dozu alın. Bir sonraki doz zamanı neredeyse gelmişse, kaçırılan dozu atlayın. Sonra düzenli almaya devam edin.   TİLAC ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler   TİLAC tedavisi sonlandırıldığında herhangi bir yoksunluk belirtisi bildirilmemiştir.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

TİLAC, etkin madde olarak etodolak içeren film kaplı tablettir. TİLAC iltihapla oluşan karakterize durumların tedavisinde kullanılan (steorid içermeyen antiinflamatuvar) ilaç grubundandır.   TİLAC, eklemlerde yapısal ve biçimsel bozulmaların olmasına sebep olan işlevsel bozuklukları, bir çeşit eklem hastalığı olan osteoartriti veya hafif-orta derecede ağrıyı tedavi etmek için kullanılır.   TİLAC, iltihaplanmaya (inflamasyon) bağlı vücuttaki belli maddeleri bloke ederek ağrı ve iltihaplanma belirtilerini tedavi eder. Bu belirtilere neden olan hastalığı tedavi etmez.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

TİLAC’ı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.   25 ºC nin altında oda sıcaklığında saklayınız.   Son kullanma tarihiyle uyumlu kullanınız.   Etiketin veya ambalajın üzerinde belirtilen son kullanma tarihinden sonra TİLAC’ ı kullanmayınız.   Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz TİLAC’ ı kullanmayınız.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Kullanılmamış olan ürünler ya da artık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği” ne uygun olarak imha edilmelidir.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

TİLAC® 400 mg film kaplı tablet

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

Antikoagülanlar (örnek, varfarin), aspirin, kortikosteroidler (örnek, prednison), heparin veya seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’ler) (örnek, fluoksetin) ile birlikte kullanıldığında mide kanaması riski artabilir.   Fenilbutazon veya probenesid, Etodolak’ın yan etki riskini arttırabilirler.   Siklosporin, digoksin, lityum, metotreksat, kinolonlar (örnek, siprofloksasin) veya sülfonilüreler (örnek, glipizid), yan etki riskleri TİLAC ile artabilir. Anjiotensin-dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri (örnek, enalapril) veya diüretiklerin (örnek, furosemid, hidroklorotiazit), etkililikleri Etodolak ile azalabilir.   Etodolak kullanırken aspirin dikkatli kullanılmalıdır.   İdrarda Etodolak’ın fenolik metabolitlerinin bulunmasına bağlı olarak, idrarda bilirubin tayini yanlış pozitif sonuç verebilir.   Etololak, birlikte kullanıldığında kinolonların konvülziyon yan etkilerinin görülme riskini arttırabilir.   Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler   Irka bağlı farmakokinetik farklılıklar saptanmamıştır. Farklı ırkları kapsayan klinik çalışmalar yapılmış ve tüm ırkların ilaca cevabı benzer olmuştur.   İlacın güvenlik ve etkinliği için yapılan klinik çalışmalarda yaşlı ve genç guruplar arasında fark gözlenmemiştir. Farmakokinetik çalışmalarda, Etodolak yarılanma ömrü ve proteine bağlanmasında yaşa bağlı fark saptanmamış ve beklenen ilaç birikiminde değişiklik olmamıştır. Bu nedenle yaşlılarda doz ayarlamaya gerek yoktur.   Pediyatrik popülasyon:   18 yaş altı çocuklarda, Etodolak için güvenlik ve etkinlik çalışmaları yapılmadığı için, bu ilacın çocuklarda kullanımı önerilmez.

Doz Aşımı Ve Tedavisi

Semptomlar azalan ürinasyon; bilinç kaybı; krizler; şiddetli baş dönmesi veya sersemlik; şiddetli mide bulantısı veya karın ağrısı; yavaş veya sorunlu nefes alma; olağandışı kanama veya berelenme; kahve taneciği gibi kusma gibi belirtileri içerebilir.   Doz aşımında, standart mide yıkama, aktif kömür ve destekleyici tedaviler uygulanabilir.

Etkin Maddeler

Her film kaplı tablette 400 mg Etodolak

Farmakodinamik Özellikler

Farmakoterapötik grup: Non-steroidal antiinflamatuvar   ATC Kodu: M01AB08   Etodolak indol türevi, yeni bir non-steroidal antiinflamatuvar ilaçtır. Etodolak antiinflamatuvar, analjezik ve antipiretik özellikler gösterir. Etodolak inflamasyonlu dokuda prostaglandin sentezini inhibe eder. Böylece ağrı reseptörlerinin, inflamasyonun mediatörleri olan histamin, serotonin ve kininlere karşı duyarlığını azaltır, önler.

Farmakokinetik Özellikler

Farmakokinetik özelliklerin yaşlı ve gençlerde farklılık göstermediği çalışmalar ile gösterilmiştir. Yaşlılarda doz ayarlaması yapmaya gerek yoktur.   Emilim:   Etodolak oral yoldan alındığında iyi absorbe olur. Oral Etodolak alımı takiben yaklaşık 1 saat içinde 10-18 mg/ml pik plazma konsantrasyonuna ulaşır. Terapötik doz sınırlarında tekrarlayan   Etodolak alımında, plazma Etodolak konsantrasyonu tek doz ilaç alımındaki plazma konsantrasyondan ihmal edilecek derecede daha yüksek bulunur.   Dağılım:   İlaç yüksek oranda proteinlere bağlanır, serbest fraksiyon ise % 1.2 – % 4.7 arasında değişir. Biyoyararlığı 68 mg/ml/saat, ortalama yarı ömrü 7 saat, dağılım hacmi 0.4 lt/kg, plazma klerensi 41 ml/saat/kg’dır. Etodolak’ın biyoyararlığı gıda ve antiasitlerle değişmez.   Biyotransformasyon:   Etodolak, Karaciğerde metabolize edilir.   Eliminasyon:   Alınan dozun yaklaşık %72’si, inaktif metabolit olarak idrarla atılır. Dozun %16’sı feçesle salınır.   Etodolak plazma yarılanma ömrü, 6-7.4 saat.

Farmasötik Form

Film Kaplı Tablet

Gebelik Ve Laktasyon

Gebe kadınlarda ve laktasyon döneminde yapılmış kontrollü klinik çalışmalar mevcut olmadığı için etodolak gebelerde ve laktasyonda kullanılmamalıdır.   Genel tavsiye   Gebelik kategori C’dir (Gebeliğin 3. Trimesterinde D’dir).   Kronik nonsteroidal anti-inflamatuvar tedavi alan hastalarda, beklenmeyen kanama, ülser ve perforasyon gibi ciddi gastrointestinal toksik etkiler yaratabilir. Gastrointestinal kanama belirtisi görüldüğü an acil olarak etodolak kullanımı kesilmelidir.   Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)   Hamile olabileceğinizi düşünüyorsanız, doktorunuzla temas kurunuz.   Gebelik dönemi   Etodolak fötusa zarar verebilir. Hamileliğin son 3 ayında kullanılmamalıdır.   Laktasyon dönemi   Etodolak’ın anne sütünde bulunup bulunmadığı bilinmemektedir, TİLAC alırken emzirmemelidir.   Üreme yeteneği / Fertilite   Deneysel çalışmalar ile erkek ve dişi sıçanlarda 16 mg/kg (94 mg/m2)’a kadar Etodolak dozu ile fertilitenin etkilenmediği saptanmıştır. Fakat yine hayvan deneyleri ile fertilize yumurtanın implantasyonunda azalma 8 mg/kg dozda saptanmıştır.

Geçimsizlikler

Herhangi bir geçimsizlik bildirilmemiştir.

İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi

İlk ruhsat tarihi           :  21.07.2009   Ruhsat yenileme tarihi   :  —

İstenmeyen Etkiler

Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (≥1/1000 ila < 1/100); seyrek (≥1/10000 ila < 1/1000); çok seyrek (<1/10000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)   Sinir sistemi hastalıkları   Yaygın: Baş dönmesi, depresyon, sinirlilik.   Yaygın olmayan: Uykusuzluk ve uyku bozuklukları, akılsal veya davranış değişiklikleri; kol veya bacak uyuşukluğu; tek taraflı güçsüzlük kulaklarda çınlama; krizler; şiddetli baş ağrısı veya baş dönmesi.   Gastrointestinal hastalıklar   Çok yaygın: Hazımsızlık.   Yaygın: Karın ağrısı, kabızlık, diyare, gaz, şişkinlik, gastrit. Şiddetli veya kalıcı karın ağrısı veya mide bulantısı; şiddetli kusma; nefes darlığı; ani veya açıklanamayan kilo alımı; eller, bacaklar veya ayakların şişmesi. Etodolak kullanımıyla ciddi mide ülserleri veya kanaması oluşabilir. Yüksek dozlarda veya uzun süre almak, sigara içmek veya alkol almak bu yan etkilerin oluşum riskini arttırır. Etodolak’ı yemekle beraber almak bu etkilerin oluşum riskini azaltmaz.   Etodolak idrarda bilirubin gibi belli laboratuvar testlerle etkileşime geçebilir.   Yaygın olmayan: Susuzluk hissi, ağız ülserleri, ağızda kuruluk, karaciğer enzimlerinde artma, sarılık, pankreatit, hepatit.   Deri ve deri altı doku hastalıkları   Yaygın: Kaşıntı, ciltte kızarıklık.   Yaygın olmayan: Şiddetli alerjik reaksiyonlar (deri döküntüsü, nefes almada zorluk, ağız, yüz, dudaklar veya dilde şişlik).   Böbrek ve idrar hastalıkları   Yaygın: Ağrılı idrar yapma, sık idrara çıkma.   Diğer genel belirtiler   Yaygın: Titreme, ateş, göz kararması, kulak çınlaması.

Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim

Etkin madde: Etodolak 400 mg Yardımcı maddeler: Laktoz monohidrat 266.400 mg Sodyum nişasta glikolat 13.320 mg

Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri

NSAID’lere bağlı zehirlenmeler, primer olarak gastrointestinal bozukluklar ve hemorajiyle ve böbrek bozukluklarıyla kendini gösterir. (Kore,1990)   Etodolağın farmakolojik ve toksikolojik özellikleri iyi bilinmektedir. Etodolak’ın karsinojenik veya mutajenik potansiyeli bulunmamaktadır. Embriyojenik veya teratojenik etkileri de yoktur. Ancak 2-14 mg/kg/gün alan sıçanlarda uzuv gelişiminde izole değişiklikler meydana gelmiştir (Electronic Medicines Compendium, Etodolac SPC ).   Karsinojenez, Mutajenez ve Üreme Bozukluğu   Sırasıyla 2 yıldan az bir dönem için veya 18 ay boyunca 15 mg/kg/gün oral doz alan fareler veya sıçanlarda (45 – 89 mg/m2, sırasıyla) Etodolak’ın karsinojen etkisi görülmemiştir. S. typhimurium ve fare lenfoma hücreleri ile gerçekleştirilen in vitro testlerde ve in vivo fare mikronükleus testinde Etodolak mutajenik değildir. Ancak, in vitro insan periferik lenfosit verileri Etodolak eklenmiş kültürlerde (50 – 200 µg/mL) negatif kontrollere kıyasla (%2.0) lekesiz-temiz bölge sayısında bir artış göstermiştir (kromatidde yer değişimi olmadan %3.0 – 5.3 lekesiz-temiz bölge); kontroller ve ilaç-tedavisi gören gruplar arasında başka bir fark görülmemiştir. Etodolak 16 mg/kg oral dozlarına kadar, erkek ve kadın sıçanlarda üreme bozukluğu görülmemiştir (94 mg/m2). Ancak, 8 mg/kg grubunda fertilize olan yumurtaların implantasyonu azalmıştır.

Kontrendikasyonlar

·   TİLAC’ın herhangi bir bileşenine karşı daha önceden tespit edilmiş alerjisi olan hastalarda kullanılmamalıdır.   ·   TİLAC, ciddi kalp yetmezliği olan hastalarda, bypas ve kalp ameliyatından hemen önce veya sonra kullanılmamalıdır.   ·   TİLAC, aktif peptik ülserli ya da peptik ülser hastalığı hikayesi olan hastalarda (diğer nonsteroidal anti-inflamatuvar ilaçların sebep olduğu gastrointestinal hemoraji de dahil) kullanılmamalıdır.   ·   TİLAC, olası çapraz ilaç reaksiyonlarından dolayı aspirin, ya da diğer nonsteroidal anti-inflamatuvar ilaçlar ile tedavi sırasında alerjik reaksiyonlar gelişen hastalarda kullanılmamalı, ya da akut astım, rinit, ürtiker hikayesi olan hastalarda kullanılmamalıdır.   ·   Yardımcı madde olarak laktoz monohidrat içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorbsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

Kullanım Yolu

Ağızdan alınır.

Küb’ Ün Yenileme Tarihi

Müstahzar Adı

TİLAC® 400 mg film kaplı tablet

Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri

TİLAC’ın özel kullanım durumu yoktur.   TİLAC 18 yaşından küçük çocuklarda kullanımı önerilmemektedir, bu çocuklarda güvenlik ve etkililiği doğrulanmamıştır.   TİLAC, yaşlı hastalarda, mide kanaması ve böbrek sorunlarına karşı daha duyarlı olabilecekleri için gençlere göre daha dikkatli kullanılmalıdır; uzun süreli Etodolak kullanımında, özellikle yaşlı hastalar potansiyel yan etki gelişimine karşı, monitörize edilerek takip edilmeli ve doz gerekirse azaltılmalıdır.   Diğer nonsteroidal anti-inflamatuvar ilaçlarda olduğu gibi böbrek, kardiyak ya da hepatik yetmezliğe karşı dikkatli kullanılmalıdır çünkü böbrek fonksiyon bozukluğu gelişebilir. Doz düşük olmalı ve böbrek fonksiyonları monitörize edilmelidir. Uzun süreli Etodolak kullanan hastalarda karaciğer, böbrek fonksiyonları ve hematolojik parametreler düzenli gözden geçirilmelidir.   Bronşial astım hikayesi olan, ya da bronşial astımlı hastalarda, non-steroidal anti-inflamatuvar kullanımı ile bronkospazm gelişimi bildirildiği için, bu tip hastalarda Etodolak dikkatli kullanılmalıdır.   Etodolak, sıvı retansiyonu olan, hipertansiyon şikayeti olan yada kalp yetmezlikli hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.   Prostaglandin biyosentezini inhibe eden tüm bu tip ilaçlar, trombosit fonksiyonunu bozabilirler. Hastalar trombosit fonksiyon inhibisyonu ile oluşabilecek yan etkilere karşı dikkatle gözlenmelidir.   İstenmeyen etkiler, semptomları kontrol etmek için gereken en düşük etkin dozu, en kısa süre ile kullanarak azaltılabilir.   Etodolak non-steroidal antiinflamatuvar bir ilaçtır (NSAID). Ciddi ve bazen ölümcül kalp ve kan damarsorunları (örn; kalp krizi, kriz) için yüksek riske neden olabilir. Zaten kalp sorunları yaşıyorsanız veya uzun süredir Etodolak alıyorsanız risk daha yüksek olabilir.   Etodolak ciddi ve bazen ölümcül mide ülseri ve kanamasında yüksek risklere sebep olabilir. Yaşlı hastalar en büyük risk altında olabilirler. Bu durum uyarı sinyalleri olmaksızın oluşur.   Ciddi bazen ölümcül kalp ve kan damar sorunları ( örn: kalp krizi, kriz ) için yüksek riske neden olabilir. Zaten kalp sorunları yaşıyorsanız veya uzun süredir TİLAC alıyorsanız risk daha yüksek olabilir.   Fenilbutazon içeren bir ilaç alıyorsanız kullanımı riskli olabilir.

Pozoloji Ve Uygulama Şekli

Pozoloji:   Erişkin dozu, 400 mg / gün, iki eşit doza bölerek ya da tek doz olarak alınabilir.   Çocuklarda kullanımı önerilmemektedir.   Yaşlılarda doz ayarlamaya gerek yoktur.   Uygulama sıklığı ve süresi:   Bir Etodolak dozu kaçırdıysanız ve düzenli olarak alıyorsanız, mümkün olan en kısa zamanda kaçırdığınız dozu alınız. Bir sonraki doz zamanı neredeyse gelmişse, kaçırılan dozu atlayın. Sonra düzenli dozlama programınıza dönünüz. 2 dozu aynı anda almayınız.   Uygulama şekli:   Etodolak ağızdan besinle veya besinsiz alınabilir. Midenizi rahatsız ediyorsa besinle birlikte alınabilir. Besinle beraber almak mide veya bağırsak sorunları riskini azaltmayabilir (örn; kanama, ülser). Persistant mide rahatsızlığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.   Etodolak’ı tamamen dolu bir bardak su (240 mL) ile birlikte alınız.   Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:   Böbrek yetmezliği: Hafif ve orta şiddette böbrek yetmezliği olan hastalarda, normalden farklı farmakokinetik saptanmamıştır. Terapötik dozlarda etodolak alımından 4 hafta sonra, serum ürik asit seviyesi %1-2 mg düşer.   Karaciğer yetmezliği: Etodolak klirensi karaciğere bağlı olduğu olduğu için ciddi karaciğer yetmezlikli hastalarda klirens azalabilir.   Pediyatrik popülasyon: Çocuklarda kullanımı önerilmemektedir.   Geriyatrik popülasyon: Yaşlılarda doz ayarlamasına gerek yoktur. En düşük etkin dozu, semptomları kontrol için gereken en kısa sürede kullanarak istenmeyen etkiler en aza indirilebilir.

Raf Ömrü

24 AY

Ruhsat Numarası(Ları)

220/9 

Ruhsat Sahibi

Bilim İlaç San. ve Tic. A.Ş. 34398 Maslak / İstanbul

Ruhsat Sahibi

Bilim İlaç San. ve Tic. A.Ş.   34398 Maslak / İstanbul

Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler

25oC nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.   Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Terapötik Endikasyonlar

Romatoid artrit, osteoartrit veya hafif – orta derece ağrıyı tedavi etmek için kullanılabilir.   Etodolak bir NSAID’dir. Kesin olarak etki mekanizması aydınlatılamamıştır. Siklooksijenaz enzimini inhibe ederek prostoglandin sentezini inhibe edebilir. TİLAC, akut kas iskelet sistemi ağrıları, diş ağrıları ve dental cerrahi girişim sonrası ağrıları ve dismenore tedavisinde endikedir. NSAID’ler ağrı ve inflamasyon semptomlarını tedavi eder. Semptomlara neden olan hastalığı tedavi etmezler.

Üretici Bilgileri

Bilim İlaç San. ve Tic. A.Ş.   GOSB 41480 Gebze / Kocaeli

Yardımcı Maddeler

Laktoz monohidrat, Mikrokristalin selüloz, Sodyum nişasta glikolat, PVP K-30, Kolloidal silikon dioksit, Magnezyum stearat, HPMC 15cp, Demiroksit (sarı-siyah-kırmızı), Methocel E15, polietilen glikol ve titanyum dioksit.

Yardımcı Maddelerin Listesi

Laktoz monohidrat   Mikrokristalin selüloz   Sodyum nişasta glikolat   PVP K-30   Kolloidal silikon dioksit   Magnezyum stearat   Opadry II Tan 31F27008 (Siyah demir oksit, Sarı demir oksit, Kırmızı demir oksit, HPMC 15cp, Methocel E15, Laktoz monohidrat, Titanyum dioksit, Polietilen glikol)

Doz Aşımı

Yanlışlıkla aşırı dozlar uygulanmış pediyatrik hastalar bildirilmiştir. Bunların birinde, i.v. olarak 400 mg (95 mg/kg) verilen 29 günlük bir yenidoğanda ajitasyon ortaya çıktığı bildirilmiştir. Diğer vakalarda, Targocid® ile ilişkili hiçbir semptom veya laboratuvar değerlerinde bozukluğa rastlanmamıştır.   Doz aşımında semptomatik tedavi uygulanmalıdır. Targocid® hemodiyaliz ile uzaklaştırılamamaktadır.

Endikasyonlar

Targocid®, diğer antibiyotiklere (metisilin ve sefalosporinler gibi) dirençli olanlar da dahil olmak üzere, duyarlı Gram-pozitif bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde endikedir: endokardit, septisemi, kemik ve eklem enfeksiyonları, solunum yolları enfeksiyonları, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları, idrar yolları enfeksiyonları ve kronik ayaktan periton diyalizi ile ilişkili peritonit.   Targocid®, penisilinler ya da sefalosporinlere karşı alerjisi bulunan hastalardaki enfeksiyonların tedavisinde de endikedir.   Targocid® Gram-pozitif bakterilere bağlı enfeksiyonların risk oluşturacağı hastalarda (örneğin, dental veya ortopedik cerrahiye  gerek duyulan hastalar) profilaksi amacıyla kullanılabilir.   Targocid®, Clostridium difficile’nin neden olduğu antibiyotikle ilişkili ishal tedavisinde ağız yoluyla kullanılabilir.

Farmakodinamik Özellikler

Teikoplanin, aerop ve anaerop Gram-pozitif mikroorganizmalara karşı bakterisid etkinliğe sahip yeni bir parenteral glikopeptid antibiyotiktir. Günde bir kez intravenöz ya da intramüsküler yoldan uygulanabilir.   Genel olarak teikoplanine duyarlı bakteri türleri şunlardır: stafilokoklar (metisilin’e ve beta-laktam antibiyotiklere dirençli olanlar dahil), streptokoklar, enterokoklar, Listeria monocytogenes, mikrokoklar, JK grubu korinebakteriler ve Clostridium difficile ile peptokoklar dahil olmak üzere Gram-pozitif anaeroplar.   Etki mekanizması nedeniyle, teikoplanine dirençli suşların ortaya çıkma olasılığı düşüktür. Penisilin ve sefalosporinlere, makrolidler, tetrasiklin ve kloramfenikole, aminoglikozidler ya da rifampisine direnç gösteren Gram-pozitif bakteriler, teikoplanin’e karşı duyarlıdır. Teikoplanin diğer sınıflardan olan antibiyotiklerle çapraz direnç göstermez. Enterokoklarda teikoplanin ile vankomisin arasında bazı çapraz dirençler gözlenebilir.

Farmakokinetik Özellikler

İntravenöz ve intramüsküler yoldan uygulamayı takiben, teikoplanin vücut dokularına geniş ölçüde dağılır.   Eliminasyon hızı yavaş olup plazma terminal yarılanma ömrü yaklaşık 150 saattir; atılımı böbrekler yoluyla gerçekleşir.   Teikoplanin oral yoldan uygulandığı zaman absorbe edilmez.

Farmasötik Şekli

Enjektabl flakon

Formülü

Her flakon 400mg liyofilize teikoplanin ve 24.8 mg sodyum klorür, her çözücü ampul 3ml enjeksiyonluk su içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Klinik çalışmalar sırasında, Targocid® ‘in, diğer antibiyotikler,  antihipertansifler, anestetik ajanlar, kardiyak ilaçlar ve antidiyabetik ajanlar da dahil olmak üzere farklı ilaç sınıfları ile birlikte uygulanmasında etkileşim ile ilgili herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.   Artmış advers etkilere yönelik potansiyel nedeniyle, aminoglikozidler, amfoterisin B, siklosporin ve furosemid gibi nefrotoksik veya ototoksik özellikleri olan ilaçların birlikte kullanılmasının söz konusu olduğu hastalarda Targocid® dikkatle uygulanmalıdır.   Ancak, Targocid® ile kombinasyonların sinerjistik toksisiteye neden olduğuna ilişkin kanıt bulunmamaktadır.

Kontraendikasyonlar

Daha önceden Targocid®’e karşı aşırı duyarlık gösteren hastalarda Targocid® kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Hazırlama şekli: Bir enjektör ile ampulün içindeki suyun tamamını çekiniz. Flakonun sarı renkli plastik kapağını yukarıya doğru hafifçe iterek çıkarınız. Suyun tamamını yavaşca flakonun içine enjekte ediniz; enjektörün içinde yaklaşık 0.2 ml kadar su kalacaktır. İçindeki toz tamamen çözününceye kadar flakonu iki elinizin arasında hafifçe döndürünüz; köpük oluşumunu engellemek için dikkatli davranınız. Tüm tozun, hatta kapak lastiğinin çevresinde olanların dahi tamamen çözündüğünden emin olunmalıdır. İğneyi kapak lastiğinin tam ortasına yerleştirerek ve Targocid® solüsyonunun çoğunu almaya çalışarak solüsyonu flakondan yavaşça çekiniz. Dikkatle hazırlanmış bir solüsyonun konsantrasyonu, 1.5 ml’de 100 mg (200 mg’lık flakon) ve 3 ml’de 400 mg (400 mg’lık flakon) olacaktır. Bu solüsyonu sallamak, beklenen hacmin alınmasını güçleştirecek biçimde köpük oluşumuna yol açacaktır. Bununla birlikte, Targocid® tam olarak çözünmüşse, köpük solüsyonun konsantrasyonunu değiştirmez ve 1.5 ml için 100 mg’lık (200 mg’lık flakon) ya da 3 ml için 400 mg’lık konsantrasyon elde edilir. Eğer solüsyonda köpük oluşursa, 15 dakika beklemek gereklidir. Solüsyonun doğru olarak hazırlanması ve enjektöre dikkatle çekilmesi önemlidir. Dikkatle hazırlanmamış preparatlar ile yapılan uygulamalar, dozların %50’sinden azının verilmesine yol açar. Nihai solüsyon pH’ı 7.5 olan izotonik bir solüsyondur. Sulandırılmış solüsyon ya direkt olarak ya da aşağıdakilerle seyreltilerek enjekte edilebilir:            %0.9’luk sodyum klorür enjeksiyonu          Sodyum laktat bileşik enjeksiyonu (Ringer Laktat solüsyonu, Hartmanns solüsyonu)          %5 Dextroz enjeksiyonu          %0.18 sodyum klorür ve %4 Dekstroz enjeksiyonu          %1.36 ya da %0.86 dekstroz içeren peritoneal diyaliz solüzyonları.            Targocid® ve aminoglikozid solüsyonları doğrudan karıştırıldığında geçimli değildir, enjeksiyondan önce karıştırılmamalıdır. Distile su ile çözünen flakon içeriği 2-8oC’de buzdolabında 24 saat süre ile bekletilir, dondurulmamalıdır. 24 saatten uzun süre bekletilen solüsyonlar kullanılmamalıdır. Doz ve uygulama :   Sulandırılmış Targocid® enjeksiyonu intravenöz ya da intramüsküler yoldan uygulanabilir. İntravenöz dozlar, 3-5 dakika içinde yapılan hızlı enjeksiyonla ya da 30 dakika içinde yapılan yavaş enfüzyonla uygulanabilir. Yenidoğanlarda sadece enfüzyon tekniği kullanılmalıdır.     Çoğu Gram-pozitif enfeksiyon için: 12 saat arayla üç kez uygulanan 400 mg’lık i.v. yükleme dozundan sonra günde tek doz i.m. veya i.v. 400 mg’lık idame dozu. 400 mg’lık standart doz yaklaşık olarak 6 mg/kg’a eşittir. Vücut ağırlığı 85 kg’ın üzerinde olan hastalarda, 6 mg/kg’lık doz kullanılmalıdır.   Bazı klinik durumlarda daha yüksek dozlar gerekli olabilir.   Cerrahi proflaksi: Anestezi indüksiyonu sırasında i.v. olarak uygulanan tek doz 400 mg (veya vücut ağırlığı 85 kg’ın üzerinde ise, 6 mg/kg).   Clostridium difficile’nin neden olduğu antibiyotikle ilişkili ishal: Günde iki kez 200 mg’lık dozlar.   Çocuklar:   2 aydan büyük ve 16 yaşından küçük çocuklarda: Çoğu Gram-pozitif enfeksiyon için önerilen doz, ilk üç uygulama için 10 mg/kg’lık intravenöz dozun 12 saatte bir uygulanmasıdır. Daha sonra uygulamaya, günde 6 mg/kg’lık tek dozla intravenöz ya da intramüsküler yoldan devam edilir.   Şiddetli enfeksiyonlarda ve nötropenik hastalardaki enfeksiyonlarda: 12 saat arayla üç kez i.v. olarak uygulanan 10 mg/kg’lık yükleme dozundan sonra günde tek doz 10 mg/kg’lık i.v. uygulama önerilir.   2 aylıktan küçük bebeklerde: Önerilen dozaj, tedavinin ilk günü için 16 mg/kg’lık tek yükleme dozudur. Daha sonraki günlerde idame dozu olarak günde bir kez 8 mg/kg’lık uygulamalar yapılır. Dozlar 30 dakika içinde uygulanan intravenöz enfüzyon yoluyla verilmelidir.   Yaşlı hastalar   Yaşlı hastalarda, böbrek bozukluğu yoksa, doz ayarlaması gerekli değildir (Özel hasta gruplarına bakınız).   Özel hasta grupları   Böbrek Yetersizliği: Targocid® tedavisinin dördüncü gününe kadar doz ayarlaması gerekli olmayıp daha sonra en az 10 mg/l’lik bir serum çukur konsantrasyonu elde edilecek şekilde doz yarlaması yapılmalıdır.   Tedavinin 4’üncü gününden sonra:   Orta dereceli böbrek yetersizliğinde (kreatinin klirensi 40 ile 60 ml/ dakika arasında):önerilen normal doz 2 günde bir kez ya da bu dozun yarısı günde bir kez uygulanarak idame dozu yarıya düşürülmelidir.   Şiddetli böbrek yetersizliğinde (kreatinin klirensi 40 ml/dakika’nın altında) ve hemodiyaliz uygulanan hastalarda: önerilen normal doz 3 günde bir kez ya da bu dozun üçte biri günde bir kez uygulanarak idame dozu önerilenin üçte birine düşürülmelidir.   Targocid® hemodiyaliz ile uzaklaştırılamaz.   Sürekli ayaktan periton diyalizi uygulanan hastalardaki peritonit için: i.v. olarak uygulanan 400 mg’lık tek bir yükleme dozundan sonra ilk hafta için her torbada 20 mg/l, ikinci hafta için iki torbada bir 20 mg/l ve üçüncü hafta gece boyunca uygulamada kalan torba için 20 mg/l’dir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Targocid® 200 mg; liyofilize teikoplanin içeren 1 flakon ve 3ml enjeksiyonluk su içeren bir ampul

Saklama Koşulları

Çocukların ulaşamayacakları yerlerde, ambalajında ve 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Her biri 400 mg liyofilize teikoplanin içeren flakonlar halinde, 3ml enjeksiyonluk su içeren ampuller ile birlikte sunulmaktadır.

Uyarılar/Önlemler

Çapraz duyarlılık görülebileceğinden, vankomisine karşı aşırı duyarlı olduğu bilinen hastalara Targocid® verilmemelidir.   Targocid® ile işitsel, hematolojik, hepatik ve renal toksisiteler bildirilmiştir. Özellikle böbrek yetersizliği bulunan, uzun süreli tedavi uygulanan ve birlikte ototoksik ya da nefrotoksik ilaçlar alan hastalarda ("İlaç etkileşmeleri" bölümüne bakınız) işitme, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarına yönelik uygun izleme yapılmalıdır.   Süperenfeksiyon: Diğer antibiyotiklerle olduğu gibi, Targocid® kullanımı, özellikle uzun süreli ise, duyarlı olmayan mikroorganizmaların aşırı üremesiyle sonuçlanabilir. Hastanın durumunun yinelenerek değerlendirilmesi gereklidir. Tedavi sırasında süperenfeksiyon gelişirse, uygun önlemler alınmalıdır.   Gebelik/laktasyon sırasında kullanım   Hayvan üreme çalışmalarında teratojenik etki görülmemesine karşın, Targocid® kesinleşmiş ya da olası gebelik durumlarında, hekim, potansiyel yararların olası risklere ağır basacağını düşünmedikçe uygulanmamalıdır.   Targocid®’in süte geçişine ilişkin bilgi yoktur. Bu nedenle, hekim, potansiyel yararların olası risklere ağır basacağını düşünmedikçe Targocid® laktasyon sırasında kullanılmamalıdır.   KESİNLİKLE DOKTOR KONTROLÜ ALTINDA KULLANILIR.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Targocid® genellikle iyi tolere edilmektedir. Yan etkiler nedeniyle tedavinin kesilmesi nadirdir ve ortaya çıkan yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir.  Ciddi yan etki nadiren ortaya çıkmaktadır. Bildirilen advers reaksiyonlar aşağıda belirtilmiştir.   Lokal reaksiyon:  eritem, lokal ağrı, tromboflebit, i.m. uygulama ile enjeksiyon yerinde abse.   Aşırı duyarlık:  deri döküntüsü, kaşıntı, ateş, titreme, bronkospazm, anafilaktik reaksiyonlar, anafilaktik şok, ürtiker, anjiyoödem, nadir olarak da eksfoliyatif dermatit, toksik epidermal nekroliz ve Stevens-Johnson sendromu dahil olmak üzere eritema multiforme.   Gastrointestinal:  bulantı, kusma, diyare.   Kan: nadir vakalarda geri dönüşümlü agranülositoz, lökopeni, nötropeni, trombositopeni, eozinofili.   Karaciğer fonksiyonları:  artmış serum transaminazları ve/veya alkalen fosfataz.   Böbrek fonksiyonları:  serum kreatinininde geçici yükselmeler, böbrek yetersizliği.   Merkezi sinir sistemi:  sersemlik, başağrısı ve intraventriküler uygulama ile nöbetler.   İşitme/denge:  işitme kaybı, tinnitus ve vestibüler bozukluk.   Diğer:  süperenfeksiyon (duyarlı olmayan mikroorganizmaların aşırı üremesi).   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

TERRAMYCIN® deri merhemi 14.2 g’lık beyaz plastik kapaklı laklı aluminyum tüplerde satışa sunulmuştur.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

Topikal oksitetrasiklin preparatlarının araç ve makine kullanımı üzerinde etkili olması beklenmemektedir.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

TERRAMYCIN® deri merhemi

İlaç Nasıl Kullanılır

Oksitetrasiklinin topikal kullanımında, doz aşımına dair olgu bildirilmemiştir. Uygun, spesifik bir antidotu mevcut değildir. Doz aşımı durumlarında; ilaca devam edilmemeli, semptomatik tedaviye başlanmalı ve destekleyici önlemler başlatılmalıdır.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

Her 1 gram merhemde 30 mg oksitetrasiklin’e eşdeğer oksitetrasiklin hidroklorür ve 10.000 ünite polimiksin B’ye eşdeğer polimiksin B sülfat bulunur.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

Mevcut değildir.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Mevcut değildir.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

TERRAMYCIN® deri merhemi daha önce bileşimindeki ajanlara karşı aşırı hassasiyet göstermiş kişilerde kontrendikedir.

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

Deriye lokal olarak uygulanır.

Doz Aşımı Ve Tedavisi

Etkin Maddeler

TERRAMYCIN® deri merhemi

Farmakodinamik Özellikler

13.06.2012

Farmakokinetik Özellikler

24 ay

Farmasötik Form

47/10

Gebelik Ve Laktasyon

30°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Geçimsizlikler

TERRAMYCIN® duyarlı mikroorganizmaların oluşturduğu piyoderma, püstüler dermatit gibi lokal cilt enfeksiyonlarının ve enfekte olmuş küçük yara ve yanıkların profilaksi ve lokal tedavisinde endikedir.

İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi

Sıvı petrolatum, beyaz petrolatum.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

PVC/PVDC/Aluminyum folyo blister ambalaj; Blister şeritler içinde 14, 28, 56 tabletlik kutular.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

Araç ve makine kullanma becerisi üzerinde bir etkisi olmadığı saptanırken, Tarka® bitkinlik ve baş dönmesine sebep olabileceği için uyanıklığın azalması bütünüyle yok sayılamaz.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

TARKA® Forte’yi aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ:   Eğer; Trandolapril, verapamil veya ilacın içindeki diğer bileşenlerden herhangi birine karşı alerjik (aşırıduyarlı) iseniz. Bu maddeler kullanım talimatının başında verilmektedir. Eğer sizde böyle bir durum varsa, TARKA® Forte almaya başlamadan önce sizi tedavi eden doktorunuza bildiriniz, Daha önce başka bir ADE inhibitörüne karşı şiddetli bir alerjik reaksiyon geçirdiyseniz, Doktorunuz sizde herediter/idiyopatik anjiyonörotik ödem adı verilen bir hastalığın bulunduğunu söylediyse, Yakınlarda kalp kaynaklı şok geçirdiyseniz, Yakınlarda sorunlu bir kalp krizi (miyokard enfarktüsü) geçirdiyseniz, Doktorunuz sizde ikinci ya da üçüncü derecede kalp bloğu veya hasta sinus sendromu olduğunu söylediyse ve kalbinizde pil takılı değilse, Doktorunuz sizde sinoatriyal blok denilen bir kalp hastalığı bulunduğunu söylediyse, Ağır kalp yetmezliği veya ağır kapakçık hastalığınız varsa. Wolff-Parkinson-White (WPW) sendromu denilen hastalık gibi bir kalp sorununuz varsa, Ağır böbrek bozukluğunuz varsa, Diyalize giriyorsanız, Karaciğer sirozu ve karnınızda sıvı varsa, Doktorunuz sizde primer aldosteronizm denilen bir hastalığın bulunduğunu söylediyse, Hamile iseniz, hamilelik planlıyorsanız veya bebeğinizi emziriyorsanız, 18 yaşın altında iseniz. Hipertrofik kardiyomiyopatiniz varsa (Kalp kasında büyüme ve gevşeklik), Primer aldosteronizm (aldosteron hormonu hastalığı) varsa, Enjeksiyonluk beta-blokörle tedavi görüyorsanız (yoğun bakım durumu haricinde), Aşırı tansiyon düşmesi var ise. TARKA® Forte’yı aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ:  Eğer; 65 yaşın üzerinde iseniz, Diyabet hastası iseniz, Karaciğer ve böbreklerinizde bozukluk varsa veya yakın bir zamanda böbrek nakli geçirdiyseniz; Kalp krizi veya inme geçirdiyseniz, Nöromuskuler hastalıklar (kas-sinir sistemi hastalığı) varsa, Lityum kullanıyorsanız (Mania tedavisinde kullanılan ilaç) Aşırı miktarlarda kusuyorsanız veya ishal iseniz; İdrar söktürücü (diüretik) ilaçlar ile yoğun bir tedavi görüyorsanız; Az tuzlu bir diyet takip ediyorsanız; Doktorunuz sizde kalp yetmezliği, birinci derecede kalp bloğu, sol ventrikül fonksiyon bozukluğu, aort stenozu veya çıkış obstrüksiyonu (kalpten çıkan damarda darlık ya da kalp çıkışında tıkanma) gibi kalp sorunları olduğunu söylediyse; Kan basıncınız düşükse veya kalp atışlarınız yavaş ya da düzensiz ise; TARKA® Forte kullandıktan sonra şiddetli alerjik reaksiyonlar gelişirse. Bu reaksiyonlar siyah ırkta daha sıktır ve yüz, dil ya da boğazda şişmeye yol açabilir. Eğer böyle bir durum olursa, TARKA® Forte almayı bırakınız ve derhal doktorunuza veya en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz; Lupus veya skleroderma adı verilen bir bağışıklık sistemi hastalığınız varsa, ya da TARKA® Forte ile birlikte örn. siklosporin gibi bağışıklık sistemini etkileyen ilaçlar almaktaysanız, kanınızdaki akyuvarlarda ya da kan pulcuklarında azalma riski yükselebilir; Potasyum destekleyici ilaçlar kullanıyorsanız; Ameliyat geçirecekseniz veya herhangi bir nedenle vücudunuz uyuşturulacaksa, doktorunuza daha öncesinden, TARKA® Forte kullanmakta olduğunuzu haber veriniz; Doktorunuz sizde Goldflam hastalığı gibi sinir-kas iletisini etkileyen bir hastalık bulunduğunu söylediyse; Bazı şekerlere karşı toleransınız düşük ise (laktoz veya galaktoz gibi), Hayvan zehirlerine karşı duyarsızlaştırma tedavisi görüyorsanız; LDL aferezi denilen işlem uygulanıyorsa ADE inhibitörleri grubundaki ilaçlarla tedavi sırasında kuru bir öksürük ortaya çıkabilir; ilaç bırakılınca kaybolur. İlk kez TARKA® Forte almaya başladığınızda veya doktorunuz kullandığınız dozu yükselttiğinde, kan basıncınız normalin altına düşebilir. Kan basıncı okumalarınızı, her zaman için bir sonraki dozdan önce yapınız.   Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışın.   TARKA® Forte’nin yiyecek ve içecek ile kullanılması: TARKA®’nın her gün aynı saatte ve ideal olarak kahvaltıdan en az yarım saat önce alınması önerilir. TARKA® Forte aç ya da tok karına veya yiyeceklerle birlikte alınabilir. TARKA® Forte kullanırken alkol almaktan kaçınınız. Alkolden normalde olduğundan daha fazla etkilenebilirsiniz. TARKA® Forte kullanıyorken greyfurt suyu içmeyiniz. Bu, TARKA® Forte’nin yan etkilerinin ortaya çıkma riskini arttırabilir.   Hamilelik İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. TARKA® Forte hamilelik süresince kullanılmamalıdır. TARKA® Forte’nin içindeki ilaçlar bebeğinizi etkileyebilir. Eğer TARKA® Forte kullanıyorken hamilelik planlarsanız veya hamile kalırsanız, doktorunuza başvurunuz. Planlanmış bir hamilelikten önce, uygun başka bir alternatif tedaviye geçilmelidir. Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz, hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.   Emzirme İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. TARKA® Forte alıyorsanız bebeğinizi emzirmeyiniz. Eğer bebeği olan veya bebek doğuracak olan bir kadınsanız, bebeğinizi beslemenin en iyi yolu konusunda doktorunuzla konuşunuz. TARKA® Forte’nin içindeki ilaçların sütünüze geçebileceğini bilmelisiniz.   Araç ve makine kullanımı Özellikle ilk kez TARKA® Forte kullanmaya başladığınızda, güvenli bir şekilde araç kullanma veya ağır makineleri işletme beceriniz etkilenebilir. Kendinizi uykulu hissedebilirsiniz. TARKA® Forte’nin sizi nasıl etkilediğini anlayıncaya kadar araç kullanmamalı veya tehlikeli aletleri ya da büyük makineleri çalıştırmamalısınız.   TARKA® Forte’nin içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler TARKA® Forte laktoz içermektedir. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı tahammülsüzlüğünüz (intolerans) olduğu söylenmişse, bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz. TARKA® Forte aynı zamanda tablet başına 1.49 mmol (or 34.3 mg) sodyum içermektedir. Sodyumu kontrol altında olan bir diyet uyguluyor iseniz, bu durumu dikkate almalısınız.   Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı TARKA® Forte ile birlikte başka tansiyon ilaçları ve idrar söktürücüler alınıyorsa, kan basıncında aşırı düşmelere karşı dikkatli olunmalıdır. Özellikle aşağıdaki ilaçların herhangi birini kullanıyorsanız, bunu doktorunuza bildirmelisiniz: Digoksin ya da digitoksin gibi dijital ilaçları. Diüretikler (su hapları), tuz ikamesi ve potasyum hapları Kalp atışını ve kan basıncını kontrol etmek için kullanılan ilaçlar. Kan basıncınızın çok düşmesine veya kalp atışınızın çok yavaşlamasına sebep olabilirler. Depresyon veya psikoz tedavisinde kullanılan ilaçlar; imipramin, midazolam, buspiron gibi. Organ transplantlarının reddini önlemek için kullanılan ilaçlar: siklosporin, takrolimus gibi. Antiinflamatuvar ilaçlar veya ağrı kesiciler ( naproksen, ibuprofen, aspirin veya opiod) Hazımsızlık veya mide ülseri tedavisinde kullanılan ilaçlar: antasid ve simetidin gibi. Karbamazepin ve fenitoin gibi epilepsi ve nöbetleri kontrol altına almak için kullanılan ilaçlar. Lityum, fenobarbital, midazolam, buspiron veya imipramin gibi depresyon veya anksiyeteyi kontrol altına almak için kullanılan ilaçlar. Teofilin gibi astımın kontrol altına alınması için kullanılan ilaçlar. Prazosin, terazosin gibi kan basıncını kontrol etmek için kullanılan ilaçlar. Siklosporin gibi bağışıklık sisteminizi baskılamak için kullanılan ilaçlar. Almotriptan gibi migren baş ağrılarını kontrol altına almak için kullanılan ilaçlar. Kolesterol seviyesini düşürmek için kullanılan belirli ilaçlar (“statinler”) örn.simvastatin. Bazı kas gevşetici ilaçlar. Eritromisin, telitromisin ya da rifampin gibi enfeksiyon ve tüberküloz tedavisinde kullanılan antibiyotik türü ilaçlar. Allopurinol gibi gut tedavisinde veya önlemek için kullanılan ilaçlar. Ameliyatta kullanılan ilaçlar: TARKA® anestetik gazlar veya kas gevşetici ilaçlar veya diğer ameliyat esnasında proseslerde kullanılan ilaçlar ile etkileşim gösterebileceğinden operasyon öncesi TARKA® aldığınızı cerrahınıza bildiriniz. Simetidin, glibürid, sülfinpirazon, doksorubisin veya St. John bitkisel ilacı. AIDS ya da HIV tedavisinde kullanılan ilaçlar. Steroidler (prednizon veya kortizon gibi). İdrar söktürücü ilaçlar. Kalp ritm bozukluklarında kullanılan ilaçlar. Şeker hastalığı ilaçları: insulin ve ağız yoluyla alınan diabet ilaçları gibi. ADE inhibitörleri grubundan bir ilaç ile tedavi edilen hastalarda, kanın makine ile temizlenmesinde (hemodiyaliz) kullanılan yüksek akımlı poliakrilonitril membranlarla şiddetli allerjik reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu kimyasal sınıftan olan diğer tansiyon düşürücü ilaçlar ile olduğu gibi, diyalize girmekte olan böbrek hastalarında bu kombinasyondan kaçınılmalıdır. Diğer tüm tansiyon ilaçlarında olduğu gibi trandolaprilin kan basıncını azaltıcı etkisi, non-steroid antienflamatuar grubu ilaçlar (NSAİİ – aspirin gibi ağrı kesici ve iltihap giderici etkisi olan ilaçlar) birlikte verilmesiyle azalabilir. Trandolapril tedavisindeki hastalara bu türlü ilaçlar ilave edildiği veya kesildiği zaman kan basıncı izlemesi arttırılmalıdır. Gaz anestezisi ile bir ameliyat geçirecekseniz, TARKA® Forte almakta olduğunuzu cerrahınıza söyleyiniz. Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınızsa, lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

Tüm ilaçlar gibi, TARKA® Forte’nin içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.  Aşağıdakilerden biri olursa TARKA® Forte’yi kullanmayı durdurun ve DERHAL doktorunuza bildirin veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz: Yüz, göz kapakları, dil veya boğazınızda şişme,  ve bunlara eşlik edebilecek oluk alıp vermede güçlük ile birlikte olabilen şiddetli alerjik reaksiyonlar; Bunların hepsi çok ciddi yan etkilerdir. Eğer bunlardan sizde mevcut ise, sizin TARKA® Forte’ye karşı ciddi alerjiniz var demektir. Acil tıbbi müdahaleye veya hastaneye yatırılmanıza gerek olabilir. Bu çok ciddi yan etkilerin hepsi oldukça seyrek görülür.   Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, hemen doktorunuza bildiriniz veya size en yakın hastanenin acil bölümüne başvurunuz: Deri veya gözünüzün sarı renk alması veya karnınızda hassasiyet; Başınız dönüyor ve baygınlık hissediyorsanız ya da kan basıncınız çok düşükse; Deride kurdeşen veya yaraların oluştuğu bir allerjik reaksiyon. Nedeni belli olmayan ateş, sık sık ateşli hastalık geçirme, vücut direncinde düşme (belirli kan hücrelerinde azalmanın işareti olabilir); Karnın üst orta bölümünde şiddeti giderek artan ağrı ve buna eşlik eden kusma (pankreas iltihabı belirtisi olabilir); Bunların hepsi ciddi yan etkilerdir. Acil tıbbi müdahale gerekebilir. Ciddi yan etkiler çok seyrek görülür.   Aşağıdakilerden herhangi birini fark ederseniz, doktorunuza söyleyiniz:   TARKA® Forte ile sık olarak bildirilen (10 kişide 1’den az, 100 kişide 1’den fazla kişiyi etkileyen) yan etkiler şunlardır: Baş ağrısı, baş dönmesi, öksürük, kabızlık, halsizlik hissi, sıcak basması.   TARKA® Forte ile seyrek olarak bildirilen (100 kişide 1’den az, 1000 kişide 1’den fazla kişiyi etkileyen) yan etkiler şunlardır: Allerjik reaksiyonlar, kan yağlarında artış, uykululuk hali, vücutta seğrimeler, kalbin elektrik faaliyetinde bozukluk, kalp atışlarınızın farkına varma (çarpıntı),  karın ağrısı, ishal, bulantı, yüzde şişme, kaşıntı, döküntü, fazla terleme, sık idrara çıkma, göğüs ağrısı, karaciğer testlerinde bozukluk.   TARKA® Forte ile ender ve çok ender olarak bildirilen (1000 kişide 1’den az kişiyi etkileyen) yan etkiler ise şunlardır: İştahsızlık, kanda potasyum fazlalığı, saldırgan hal, korku ve endişe hali, ruhsal çöküntü hali, sinirlilik, kanın vücutta birikerek beyne az gitmesi, dengenizi korumada sorunlar, uykusuzluk, deride karıncalanma hissi, baygınlık, bilinç kaybı, bulanık görme gibi göz sorunları, göğüste kalp kaynaklı ağrı, kalp atışlarında yavaşlama ya da hızlanma, kalp atışlarının durması, kalp yetmezliği, beyin kanamasi, vücudun değişik yerlerinde şişmeler, kan basıncında düşme, astım, bronşit, nefes darlığı, sinüs boşluklarında doluluk, ağız kuruması, kusma, safra bozuklukları, saç dökülmesi, çeşitli döküntüler, sedef hastalığı benzeri döküntüler, kurdeşen, eklem ağrısı, kas ağrısı, ani böbrek yetmezliği, erkeklerde meme büyümesi, iktidarsızlık, bitkinlik, olağan dışı halsizlik, bazı kan testlerinde bozukluklar.   Bazı yan etkiler TARKA® Forte ile görülmemiş, ancak TARKA® Forte içindeki ilaçlardan biri ile görülmüş olabilir: Bu gibi yan etkiler şunlardır: Kan hücrelerinde azalma, kandaki oksijen taşıyan molekülde azalma, zihin karmaşası, uyku bozuklukları, denge sorunları, kulak çınlaması, kalp ritminde bozulmalar, kalp krizi, kalp durması, kalp yetmezliği, beyinde kansızlık nöbetleri, sinüs iltihabı, burun iltihabı, dil iltihabı, bronşlarda kasılmalar, hazımsızlık, bağırsak tıkanması, sarılık, çeşitli alerjik deri hastalıkları, Parkinson hastalığı benzeri belirtiler, diş etlerinde büyümeler, memelerden süt gelmesi, ateş.   Bunlar TARKA® Forte’nin hafif yan etkileridir.   Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız, doktorunuzu ya da eczacınızı bilgilendiriniz.  

İlaç Nasıl Kullanılır

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar Erişkinler TARKA® Forte’yi her zaman için tam olarak doktorunuzun söylediği şekilde alınız. Eğer kuşkuluysanız, doktor veya eczacınıza sorarak emin olunuz.   Olağan doz günde bir tablettir.   Uygulama yolu ve metodu Tabletler bir bardak su ile, bütün olarak içilmelidir; emilmemeli, çiğnenmemeli ya da ezilmemelidir. Tercihen sabahları kahvaltıdan yarım saat önce alınmalıdır.   Değişik yaş gruplarında kullanımı TARKA® Forte’nin çocuklarda kullanımı: TARKA® Forte çocuklarda ve ergenlerde (<18 yaş) kullanılmamalıdır.   TARKA® Forte’nin yaşlılarda kullanımı: Bazı yaşlı hastalarda kan basıncını azaltıcı etki diğerlerindekinden daha güçlü olabilir ve daha düşük dozlara ihtiyaç duyulabilir. Tedavi başlangıcında böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi önerilmektedir.   Özel kullanım durumları Böbrek yetmezliği: Böbrek bozukluğu olan hastalarda doz uyarlaması önerilmektedir. Orta dereceli böbrek bozukluğu olan hastalarda böbrek fonksiyonları izlenmelidir. Ağır böbrek bozukluğunda ise kullanılmamalıdır. Karaciğer yetmezliği: Karaciğer yetmezliği olan hastalarda daha düşük dozlar gündeme getirilmelidir. Karaciğer bozukluğu olan hastalarda özel bir dikkat ve yakından gözlem gereklidir. Ağır karaciğer bozukluğunda kullanılması önerilmemektedir ve karaciğer sirozu ile birlikte karnında sıvı birikimi olan olan hastalarda ise kesinlikle kullanılmamalıdır.   Eğer TARKA® Forte’iın etkisinin çok güçlü ya da çok zayıf olduğuna dair bir izleniminiz var ise doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz. Kullanmanız gerekenden daha fazla TARKA® Forte kullandıysanız  TARKA® Forte’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız, bir doktor veya eczacı ile konuşunuz. Doktorunuzun reçete ettiği dozun takip edilmesi önem taşımaktadır. Eğer kazaen daha fazla TARKA® Forte alırsanız, kan basıncınızdaki aşırı düşme ve kalp atışlarınızın yavaşlaması nedeniyle kendinizi uykulu hissedebilirsiniz ya da başınız dönebilir. Eğer böyle bir durum ortaya çıkarsa derhal en yakın acil sağlık merkezine başvurunuz, çünkü tedavi görmeniz gerekebilir.   TARKA® Forte kullanmayı unutursanız  Günlük TARKA® Forte dozunuzu almayı unutmamanıza yardımcı olmak üzere, ilacınızı her gün, günün aynı saatinde içiniz. Eğer ilacınızı almayı unutursanız, bu dozu aynı gün içerisinde hatırlar hatırlamaz alınız. Eğer ertesi gün hatırlarsanız, unutulan dozu almayınız ve ilacı normalde olduğu şekilde kullanmaya devam ediniz. Aynı gün içerisinde iki doz almayınız. Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.   TARKA® Forte tedavisi ne zaman durdurulacak? Hipertansiyon süreğen (kronik) bir hastalıktır. Kan basıncınızı kontrol altında tutmak için, doktorunuz reçete ettiği sürece, her gün TARKA® Forte almayı sürdürmelisiniz. TARKA® Forte kullanmayı kesmeden önce mutlaka doktorunuzla konuşunuz. TARKA® Forte ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler TARKA® Forte kullanmayı bıraktığınızda kan basıncınız, tedavi öncesi düzeylerine dönecektir.   Bu ilacın kullanımıyla ilgili başka sorularınız olursa, doktorunuza sorunuz.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

TARKA® Forte Film Tablet, modifiye salım formülasyonuyla hazırlanmış kırmızı/kahverengi renkte oval film kaplı tabletler şeklindedir. TARKA® Forte Film Tablet, 14, 28 ve 56 tablet içeren blister ambalajlarda piyasaya sunulmaktadır. TARKA® Forte iki değişik türden etkin madde içeren bir kombinasyon ilacıdır; verapamil, kalsiyum kanal blokerleri adı verilen bir ilaç grubunun üyesidir; trandolapril ise anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri denilen bir ilaç grubuna aittir.Kalsiyum kanal blokerleri, kalbiniz ve kan damarlarınızdaki kas hücrelerinin içine giren kalsiyum miktarını değiştirirler. Bunun sonucunda kalp atışlarınızın kuvveti ve hızı değişir. Aynı zamanda kan damarlarınızın duvarlarındaki kaslar da gevşer. Böylelikle kan basıncınızın azalmasına yardımcı olur ve kanın vücudunuza daha kolay pompalanmasını sağlarlar.ADE inhibitörleri ise başka bir mekanizma ile kan damarlarınızın duvarlarındaki kasları gevşeterek etki gösterirler ve kan basıncınızın azalmasına yardımcı olurlar. TARKA® Forte hipertansiyon (yüksek kan basıncı, yüksek tansiyon) tedavisinde kullanılmak içindir. Tek ilaç ile yapılan tedavinin yeterli olmadığı durumlarda, iki etkin maddeli kombinasyon tedavisi olarak kullanılır. Yüksek kan basıncı (hipertansiyon) süreğen (kronik) bir hastalıktır ve kalp, böbrekler, beyin ve gözler gibi çeşitli organlarda zaman içerisinde harabiyete yol açabilir. Hipertansiyon, TARKA® Forte gibi ilaçlar ile kontrol altına alınabilir. Doktorunuz ilaç tedavisine yardımcı olmak üzere, size bazı yaşam tarzı değişiklikleri de önermiş olabilir.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

TARKA® Forte’yi çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25 oC’nın altındaki oda sıcaklığında saklayınız.  Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız. Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra TARKA® Forte’yı kullanmayınız.  Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz TARKA® Forte’yı  kullanmayınız.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Madde 4.2’ye bakınız.  Özel bir önlem gerekmemektedir.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

Tarka® Forte 240/4 mg Film Tablet

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

Verapamil hidroklorür, sitokrom P450 CYP3A4, CYP1A2, CYP2C8, CYP2C9 ve CYP2C18 tarafından metabolize edilir. Verapamilin CYP3A4 enzimlerinin inhibitörü olduğu gösterilmiştir. Bu enzimin inhibitörleriyle plazma verapamil düzeylerinde artış, indükleyicileriyle ise azalmaya yol açan, klinik olarak önemli etkileşimler bildirilmiştir; bu nedenle hastalar ilaç etkileşimleri yönüyle izlenmelidir. Önerilmeyen Birlikte Kullanımlar:   Potasyum tutucu diüretikler ya da potasyum destek preparatları: ADE inhibitörleri diüretiklerin indüklediği potasyum kaybını azaltırlar. Potasyum tutucu diüretikler örneğin, spironolakton, triamteren ya da amilorid, potasyum destek preparatları veya potasyum içeren tuz ikame preparatları, özellikle de böbrek fonksiyon bozukluğu varlığında, serum potasyumunda anlamlı artışlara yol açabilir. Hipokalemi varlığı kanıtlandığı için birlikte kullanım endike olduğunda, bunlar dikkatle ve serum potasyumu sık aralıklarla izlenerek kullanılmalıdır.   Dantrolen: Verapamil’in dantrolen ile eş-zamanlı kullanımı önerilmemektedir.   Kullanım Sırasındaki Önlemler:   Antihipertansif ajanlar: Tarka® Forte’nin hipotansif etkisinde artış.   Diüretikler: Diüretik almakta olan hastalar ve özellikle hacim ve/veya tuz tükenmişliği gösterenleri, bir ADE inhibitörü ile tedavi başlatıldıktan sonra kan basınçlarında aşırı bir azalma gösterebilirler. Hipotansif etkilerin ortaya çıkma olasılığı diüretiğe son verilerek, doz uygulanmazdan önce alınan sıvı hacmi ya da tuz artırılarak ve tedavi düşük dozlarda başlatılarak azaltılabilir. Daha sonraki doz artırımları dikkatle yapılmalıdır.   Trandolapril, tiyazid türevi diüretiklerin yol açtığı potasyum kaybını hafifletebilir.   Lityum: Verapamil ile birlikte kullanılan lityumun etkilerinde hem artış hem de azalmanın bildirildiği raporlar bulunmaktadır. ADE inhibitörlerinin lityum ile eşzamanlı uygulanmaları lityum atılımını azaltabilir. Serum lityum düzeyleri sık aralarla izlenmelidir.   Anestezik ilaçlar: Tarka® Forte belirli anestezik ilaçların hipotansif etkilerini artırabilir.   Narkotik ilaçlar/antipsikotikler: Postural hipotansiyon ortaya çıkabilir.   Allopurinol, sitostatik ya da immünosupresif ajanlar, sistemik kortikosteroidler ve prokainamid: ADE inhibitörleriyle eşzamanlı uygulama lökopeni riskinde artmaya yol açabilir.   Kardiyodepresif ilaçlar: Verapamil ve kardiyodepresif ilaçların, başka bir deyişle kalpte impuls oluşumu ve iletimini inhibe eden ilaçlar (örn. beta-adrenerjik bloke edici ajanlar, antiaritmik ilaçlar, inhalasyon anestetikleri), birlikte kullanımı istenmeyen ek etkiler oluşturabilir.   Kinidin: Kinidin ve oral verapamilin hipertrofik (obstrüktif) kardiyomiyopatili hastalarda birlikte kullanımı, olguların küçük bir kısmında hipotansiyon ve pulmoner ödem ile sonuçlanmıştır.   Digoksin: Digoksin ve verapamilin eşzamanlı kullanılmasının plazma digoksin konsantrasyonlarında, digoksin dozajının azaltılmasını gerektiren %50-75 oranında artışla sonuçlandığı bildirilmiştir.   Kas gevşeticiler: Kas gevşeticilerin etkisi kuvvetlenebilir. Trankilizanlar/antidepresan ajanlar: Bütün antihipertansif ilaçlarla olduğu gibi, Tarka® Forte ile majör trankilizanlar ya da imipramin içeren antidepresan ilaçlar kombine edildiğinde, ortostatik hipotansiyon riski artmaktadır.   Dikkate Alınması Gereken Noktalar:   Non-steroid antiinflamatuar ilaçlar: Bir non-steroid anti­inflamatuar (NSAİ) ajanın uygulanması ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltabilir. Bundan başka NSAİ’ler ve ADE inhibitörlerinin serum potasyum artışı üzerinde ek bir etki gösterdikleri, diğer taraftan renal fonksiyonun azalabileceği tanımlanmıştır. Bu etkiler prensip olarak geri dönüşümlüdür, ve özellikle böbrek fonksiyonları kısıtlanmış hastalarda ortaya çıkar.   Trandolapril ile tedavi edilen bir hastada herhangi bir NSAİ ajan başlandığında ya da sonlandırıldığında, kan basıncı daha sık aralarla izlenmelidir.   Antasitler: ADE inhibitörlerinin biyoyararlanımlarında azalmayı indüklerler.   Sempatomimetikler: ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkilerini azaltabilirler; hasta, istenilen etkinin elde edildiğinin doğrulanması amacıyla, dikkatle izlenmelidir.   Alkol: Hipotansif etkiyi kuvvetlendirir. Plazma etanol düzeyi yükselir.   Verapamil karbamazepin, siklosporin ve teofilinin plazma konsantrasyonlarını artırabilir; böylelikle bu bileşiklerde toksisite riskini artırır.   Rifampin, fenitoin ve fenobarbital, verapamil etkinliğini azaltırken, simetidin verapamil’in etkisini artırabilir.   Antidiyabetikler: Bütün ADE inhibitörleriyle olduğu gibi, özellikle tedavi başlangıcında, kan glukozundaki düşmenin fazlalaşması nedeniyle, antidiyabetiklerin (insülin veya oral antidiyabetikler) ya da Tarka® Forte dozunun ayarlanması gerekli olabilir.   Greyfurt suyu: Tarka® Forte’nin bir bileşeni olan verapamil’in plazma düzeylerini yükselttiği gösterilmiştir. Greyfurt suyu bu nedenle Tarka® Forte ile birlikte alınmamalıdır.   Prazosin: Prazosin plazma düzeylerinde yükselme.   Midazolam: Midazolam plazma düzeylerinde yükselme.   Simvastatin/lovastatin: Bu ajanların verapamil hidroklorür ile eşzamanlı kullanılmaları, simvastatin veya lovastatin serum düzeylerini artırabilir.   Aspirin (asetilsalisilik asit): Kanama eğiliminde artış.   Nöromüsküler  bloklerler: Nöromusküler bloke edici ajanların etkisi potansiyalize olabilir.   Antiaritmikler, beta-blokerler: Kardiyovasküler etkilerin karşılıklı olarak potansiyalize olması (daha yüksek dereceli AV blok, kalp hızında daha yüksek derecelerde azalma, kalp yetmezliğinin körüklenmesi ve hipotansiyonun potansiyalize olması).   Serotonin reseptör agonistleri: Verapamil, almotriptan düzeylerini artırabilir.   Ürikozürikler: Sülfinpirazon, verapamil biyoyararlanımını azaltırken, oral klirensini arttırır. Böylelikle verapamilin kan basıncını düşürücü etkisi azalabilir.   St. John bitkisi: Verapamil plazma düzeyleri azalır.   HIV antiviral ajanlar: Ritonavir gibi bazı HIV antiviral ajanların metabolik inhibitör potansiyeline bağlı olarak, plazma verapamil konsantrasyonları artabilir. Dikkatli olunmalı ve gerekirse verapamil dozu düşürülmelidir.   Doksorubisin: Küçük hücreli akciğer kanseri hastalarında oral verapamil ile birlikte kullanımda doksorubisinin eğri altı değeri ve doruk plazma düzeyi artar; ancak ilerlemiş neoplazmaları olan hastalara uygulanan intravenöz verapamil, doksorubisin farmakokinetiğinde önemli değişikliklere neden olmaz.   Diğer: ADE inhibitörleriyle tedavi edilen hastalarda, hemodiyalizde kullanılan yüksek akışlı poliakrilonitril membranlara karşı anaflaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu kimyasal sınıftaki diğer antihipertansiflerle olduğu gibi, diyalizdeki böbrek hastalarına ADE inhibitörleri reçete edilirken böyle bir kombinasyondan sakınılmalıdır.   Belirli inhalasyon anestetiklerinin hipotansif etkileri, ADE inhibitörleri ile kuvvetlenebilir.

Doz Aşımı Ve Tedavisi

Yapılan çalışmalarda kullanılan en yüksek doz 16 mg trandolapril olmuştur. Bu doz hiçbir intolerans bulgu ya da belirtisine yol açmamıştır. Tarka® Forte ile doz aşımı sırasında, ADE inhibitörü bileşenine bağlı olarak şiddetli hipotansiyon, şok, stupor, bradikardi, elektrolit bozukluğu ve böbrek yetmezliği ortaya çıkabilir. Belirgin bir doz aşımından sonra beklenebilecek en önemli belirti hipotansiyondur. Böyle bir durumda normal fizyolojik serum çözeltisi uygulaması önerilmektedir.   Verapamil doz aşımının en önemli bulgu ve belirtileri ilacın kardiyovasküler sistemdeki farmakolojik aktivitelerine bağlıdır ve periferik vazodilatasyondan kaynaklanan hipotansiyon ve bir negatif inotropik etki, sinüs düğümünde impuls üretiminin baskılanması ve sinüzal bradikardi, sinüs arresti, AV blok ve asistoli ile sonuçlanabilecek kardiyak impuls iletim bozukluklarıdır. Doz aşımı sonucunda ölümler görülmüştür.   Verapamil doz aşımı sonrasında, hasta bir yoğun bakım ortamında izlenmeli ve tedavi edilmelidir. Doz aşımı tedavisinde verapamil’in gastrointestinal kanaldan daha fazla emilmesinin engellenmesi, toksik etkilere yönelik semptomatik tedavi ve bu ilacın kalsiyum-antagonistik etkilerinin kompanse edilmesi amaçlanmalıdır. Verapamil’in gastrointestinal kanaldan daha fazla emilmesi, mide lavajı, adsorban materyal (aktif tıbbi kömür) ve bir katartik (sodyum sülfat) uygulanarak engellenebilir. Şiddetli hipotansiyona (şok derecesinde) karşı yanıt olarak alınan genel destekleyici önlemlerin (başka bir deyişle plazma ya da plazma genişleticileri uygulanarak dolaşımda yeterli bir kan hacmi sağlanması) dışında, kalp kasının dopamin, dobutamin ya da izoproterenol gibi pozitif inotropik ilaçlar ile uyarılması gerekli olabilir. Geciktirilmiş salınımlı ürünün gecikmiş absorpsiyon potansiyeli nedeniyle, hastalarda 48 saate kadar gözlem ve hospitalizasyon gerekebilir. Verapamil hidroklorür hemodiyaliz yoluyla uzaklaştırılamaz.   Atropin (ya da metilatropin) sinüzal bradikardi tedavisinde yararlı olabilir. AV blok sempatomimetik ilaçlar (izoproterenol ya da metaproterenol) veya bir pacemaker ile tedavi edilmelidir. Asistoli durumunda kardiyopulmoner resüssitasyon, kardiyak pacing, vb. gibi olağan yöntemler kullanılmalıdır. Kalsiyum antagonistik etki, parenteral kalsiyum uygulaması, -örn. kalsiyum glukonat gibi, ile dengelenebilir.  

Etkin Maddeler

Her film tablet, 240 mg sürekli salım formunda verapamil hidroklorür ve 4 mg trandolapril içerir.

Farmakodinamik Özellikler

Tarka® Forte 240/4 mg Film Tablet, trandolapril ve sürekli salım formunda verapamil hidroklorür içeren bir kombinasyon ilacıdır. Trandolapril, sülfidril içermeyen bir ADE (Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim) inhibitörü olan trandolaprilat’ın etil ester ön-ilacıdır. Trandolaprilin kimyasal ismi (2S,3aR,7aS)-1-[(S)-N-[(S)-1-Karboksi-3-fenilpropil]alanil] heksahidro-2-indolinkarboksilik asit, 1-etil ester’dir. Trandolapril kloroform, diklorometan ve metanolde çözünen (>100 mg/mL) renksiz, kristalize bir maddedir. Molekül ağırlığı 430.54 ve moleküler formülü C24H34N2O5’tir. Verapamil hidroklorür kalsiyum iyonu giriş inhibitörüdür (yavaş kanal blokeri ya da kalsiyum iyon antagonisti). Verapamil hidroklorür hemen hemen beyaz, kristalize bir tozdur; kokusuz ve tadı acıdır. Verapamil suda çözünür, kloroformda kolay çözünür, alkolde kısmen çözünür ve eterde pratik olarak çözünmez. Verapamil hidroklorür’ün kimyasal ismi benzenasetonitril, a-[3-[{2-(3,4-dimetoksifenil)etil}metilaminol] propil]-3,4-dimetoksi- a-(1-metiletil) hidroklorür’dür. Molekül ağırlığı 491.07 ve moleküler formülü C27H38N2O4 · HCl’dir.   Farmakoterapötik grup: Verapamil, kombinasyonlar ATC kodu: C08DA51   Tarka® Forte, kalp-hızı düşürücü bir kalsiyum antagonisti olan verapamil ve ADE (Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim) inhibitörü trandolapril’in sabit bir kombinasyonudur.   Verapamil: Verapamil’in farmakolojik aktivitesi, vasküler düz kas hücreleri ve kalpteki iletici ve kontraktil hücrelerin membranlarındaki yavaş kanallar yoluyla kalsiyum iyonları girişinin inhibisyonuna bağlıdır. Verapamil’in etki mekanizması aşağıdaki sonuçları sağlar: 1. Arteriyel vazodilatasyon: Verapamil periferik arteriyolleri dilate ederek gerek dinlenme durumunda gerekse belirli bir egzersiz düzeyinde, arteriyel basıncı düşürür. Total periferik dirençteki (ön-yük) bu düşme miyokardın oksijen gereksinimini ve enerji tüketimini azaltır. 2. Miyokard kontraktilitesinde azalma: Verapamilin negatif inotropik aktivitesi, total periferik dirençteki azalma ile kompanse edilebilir. Kardiyak indeks, önceden var olan sol ventriküler disfonksiyonlu hastalar dışında azalmaz. Verapamil beta-adrenerjik reseptörleri bloke etmediği için, kalbin sempatik düzenlemesi ile etkileşmez. Spastik bronşit ve benzeri tablolar, bu nedenle, verapamil için kontrendikasyon oluşturmaz.   Trandolapril:  Trandolapril plazma renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini (RAS) baskılar. Renin böbrekler tarafından sentezlenerek dolaşıma verilen bir endojen enzimdir. Dolaşım içinde anjiyotensinojeni göreceli olarak inaktif bir dekapeptid olan anjiyotensin I’e dönüştürür. Anjiyotensin I daha sonra, bir peptidildipeptidaz olan anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) tarafından anjiyotensin II’ye dönüştürülür. Anjiyotensin II güçlü bir vazokonstriktördür; arteriyel vazokonstriksiyon ve kan basıncı artışından, aynı zamanda adrenal bezin aldosteron salgılamak üzere uyarılmasından sorumludur. ADE’nin inhibe edilmesi plazmada anjiyotensin II miktarının azalması, bu ise vazopressör aktivitede azalma ve azalmış aldosteron salgılaması ile sonuçlanır. Aldosteron salgılamasındaki azalma küçük olmakla birlikte, sodyum ve sıvı kaybının yanı sıra serum potasyum konsantrasyonlarında küçük artışlar ortaya çıkabilir. Anjiyotensin II’nin renin salgılanması üzerindeki negatif geri-bildiriminin kesilmesi, plazma renin aktivitesinde artış ile sonuçlanır.   Dönüştürücü enzimin başka bir fonksiyonu, güçlü bir vazodilatör kinin peptidi olan bradikinini inaktif metabolitlerine parçalamaktır. Bu nedenle ADE inhibisyonu, dolaşımdaki ve lokal kallikrein-kinin sisteminin aktivitesinde artış ile sonuçlanır; bu sistem prostaglandin sistemini aktive ederek periferik vazodilatasyona katkıda bulunmaktadır. Bu mekanizmanın ADE inhibitörlerinin hipotansif etkilerinde yer alması ve belirli yan etkilerinden sorumlu olması muhtemeldir. Hipertansiyonu olan hastalarda ADE inhibitörü uygulaması, kalp hızında telafi edici artışlar olmaksızın, sırtüstü ve ayaktaki kan basınçlarında hemen hemen aynı boyutlarda bir azalma ile sonuçlanır. Periferik arteriyel direnç azalmasının yanı sıra kalp debisi değişmez ya da artış gösterir. Renal kan akımında artış vardır ve glomerüler filtrasyon hızı genellikle değişmez. Kan basıncında optimal azalmanın sağlanması, bazı hastalarda birkaç haftalık bir tedaviyi gerektirebilir. Antihipertansif etkiler uzun dönemli tedavi sırasında kalıcıdır. Tedaviye aniden son verilmesi, kan basıncında hızlı bir yükselme ile birlikte değildir. Trandolapril’in antihipertansif etkisi dozdan sonraki bir saat içinde ortaya çıkar ve en az 24 saat sürer, ama trandolapril sirkadiyen kan basıncı düzenini etkilemez.   Tarka® Forte: Ne hayvan çalışmaları ne de sağlıklı gönüllülerde yapılan çalışmalarda verapamil ve trandolapril arasında farmakokinetik ya da RAS etkileşimleri ortaya konulmamıştır. Bu iki ilaçta gözlenen sinerjik aktivite, bu nedenle, bütünleyici farmakokinetik aktivitelerine bağlıdır.   Klinik araştırmalarda Tarka® Forte, yüksek kan basıncının azaltılmasında tek başına kullanılan her iki ilaçtan daha etkili olmuştur. Uzun dönemli araştırmalarda Tarka® Forte’nin güvenli olduğu ve iyi tolere edildiği kanıtlanmıştır.

Farmakokinetik Özellikler

Verapamil:   Emilim: Uygulanan verapamil’in yaklaşık %90’ı ince bağırsaktan emilir. Ortalama sistemik yararlanım, yoğun hepatik ilk-geçiş etkisi nedeniyle %22 gibi düşüktür ve büyük değişkenlik gösterir (%10-35). Tekrarlı uygulamalar sonrasında ortalama biyoyararlanım %30’a yükselebilir. Yiyeceklerin verapamil biyoyararlanımı üzerinde etkisi yoktur.   Dağılım ve Biyotransformasyon: Doruk plazma konsantrasyonuna ulaşım süresi 4 saattir. Norverapamilin doruk plazma konsantrasyonu, dozdan 6 saat kadar sonra elde edilir. Tekrarlı günde bir kez doz uygulama rejiminde kararlı duruma 3-4 gün­ sonra ulaşılır. Verapamilin plazma proteinlerine bağlanması %90 civarındadır.   Atılım: Tekrarlı uygulamalardan sonraki ortalama eliminasyon yarı ömrü 8 saattir. Dozun %3-4’ü böbreklerden değişmemiş ilaç olarak atılır. Metabolitlerin atılımı idrar (%70) ve feçes (%16) yoluyla olmaktadır. Norverapamil idrarda tanımlanan 12 metabolitten biridir, verapamildeki farmakolojik aktivitenin %10-20’sine sahiptir, ve atılan ilacın %6’sını oluşturur. Norverapamil ve verapamilin kararlı durum plazma konsantrasyonları benzer niteliktedir.   Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler   Böbrek yetmezliği: Verapamil kinetiği böbrek fonksiyon bozukluğundan etkilenmez. Böbrek fonksiyonunun verapamil atılımı üzerinde etkisi yoktur.   Karaciğer yetmezliği: Verapamil’in biyoyararlanımı ve eliminasyon yarı ömrü karaciğer sirozu olan hastalarda artar. Verapamil kinetiği, bununla birlikte, kompanse hepatik disfonksiyonlu hastalarda değişmez.   Trandolapril: Emilim: Oral yoldan uygulanan trandolapril hızla emilir. Absorpsiyonu %40-60 arasında ve yiyeceklerden bağımsızdır. Doruk plazma konsantrasyonuna ulaşma süresi 30 dakika civarındadır.   Dağılım ve Biyotransformasyon: Trandolapril plazmadan çok hızlı bir şekilde kaybolur ve yarı ömrü bir saatin altındadır. Trandolapril plazmada, spesifik bir anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörü olan trandolaprilat oluşturmak üzere hidrolize olur. Oluşan trandolaprilat miktarı, alınan besinlerden bağımsızdır. Trandolaprilatın doruk plazma konsantrasyonuna ulaşma süresi 4-6 saattir. Trandolaprilatın plazma proteinlerine bağlanması %80’nin üzerindedir. Trandolaprilat ADE’ye yüksek bir afiniteyle bağlanır ve bu doyurulabilir bir süreçtir. Dolaşımdaki trandolaprilatın çoğunluğu albumine doyurulabilir olmayan bir süreç ile bağlanır. Tekrarlı günde bir kez uygulama rejimiyle kararlı duruma, sağlıklı gönüllülerde ve yanı sıra genç ve yaşlı hipertansif hastalarda yaklaşık 4 gün sonra ulaşılır. Birikimlerden hesaplanan efektif yarı ömrü 16-24 saattir.   Atılım: Uygulanan trandolapril dozunun %10-15’i idrarla değişmemiş trandolaprilat olarak atılır. Radyoaktif işaretli trandolaprilin oral yoldan uygulamasından sonra, radyoaktivitenin üçte biri idrarda ve üçte ikisi feçeste saptanmıştır. Trandolaprilatın renal klirensi, kreatinin klirensi ile doğrusal bir bağıntı gösterir.   Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler   Böbrek yetmezliği: Trandolaprilatın plazma konsantrasyonu, kreatinin klirensi ≤ 30 ml/dk olan hastalarda anlamlı ölçüde yüksektir. Bununla birlikte kronik renal disfonksiyonlu hastalara tekrarlı uygulamalar sonrasında, kararlı duruma, yine dört gün sonra ve böbrek fonksiyon bozukluğunun derecesinden bağımsız olarak ulaşılır. Böbrek bozukluğu olan hastalarda doz uyarlaması önerilmektedir.   Karaciğer yetmezliği: Trandolapril plazma konsantrasyonu karaciğer sirozu olan hastalarda sağlıklı gönüllülerde olduğundan 10 kat daha yüksek olabilir. Trandolaprilatın plazma konsantrasyonu ve renal atılımı, daha az boyutlarda olmakla birlikte, sirotik hastalarda da yükselir. Trandolapril ve trandolaprilatın kinetik özellikleri kompanse hepatik disfonksiyonu olan hastalarda değişiklik göstermez. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda daha düşük dozlar gündeme getirilmelidir.   Pediyatrik popülasyon: Trandolapril farmakokinetiği 18 yaşın altındaki hastalarda incelenememiştir.   Geriyatrik popülasyon ve cinsiyet: Trandolapril farmakokinetiği yaşlılarda (65 yaşın üzeri) ve her iki cinste incelenmiştir. Trandolapril plazma konsantrasyonu yaşlı hipertansif hastalarda artar, ama plazma trandolaprilat konsantrasyonu ve ADE aktivitesinin inhibisyonu, yaşlı ve genç hipertansif hastalarda benzer durumdadır. Trandolapril ve trandolaprilat farmakokinetiği ve ADE aktivitesinin inhibisyonu, erkek ve kadın yaşlı hipertansif hastalarda benzerdir.   Irk: Değişik ırklardaki farmakokinetik farklılıklar araştırılmamıştır.    Tarka® Forte: Verapamil ve trandolapril ya da trandolaprilat arasında bilinen bir kinetik etkileşim bulunmadığından, bu iki ilacın tek-ajan kinetik parametreleri aynı zamanda kombinasyon ilacı için de geçerlidir.  

Farmasötik Form

Film kaplı tablet, kızıl kahverengi

Gebelik Ve Laktasyon

Genel tavsiye: Gebelik Kategorisi: C (birinci üç-ay) ve D (ikinci ve üçüncü üç-aylar). Gebelikte kullanımı kontrendikerdir. (Bkz. 4.3 Kontrendikasyonlar)   Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (kontrasepsiyon): Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar, tedavi süresince tıbben etkili olduğu kabul edilen doğum kontrol yöntemleri kullanmalıdır. Doktorlar çocuk doğurma potansiyeline sahip kadınlara ADE inhibitörü reçete etmeden önce gerekli bilgileri vermelidir.   Gebelik: Tarka® Forte’nin gebe kadınlarda güvenli kullanımı üzerinde yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte, fetuslar ADE inhibitörleriyle temas ettikten sonra; gelişen neonatal akciğer hipoplazisi, intra-uterin büyüme geriliği, patent duktus arteriyozus ve kranyal hipoplazi şeklinde anekdotal raporlar bulunmaktadır. Buna ek olarak, ADE inhibitörlerinin farmakolojik aktivitesi fetal hipotansiyon olasılığı ile uyumludur, bu durum fetal/neonatal oligüri/anüri ve oligohidramniyos ile ilişkili olabilir. Bu nedenle ACE inhibitörleri gebelikte kullanılmamalı ve gebelik teşhis edildiğinde tedavi derhal kesilmelidir.   Laktasyon dönemi: Tarka® Forte emzirme sırasında kontrendikedir. Kullanılmamalıdır.

Geçimsizlikler

Geçerli değildir.

İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi

İlk ruhsatlandırma tarihi:  22.03.2006 Son yenileme tarihi: —

İstenmeyen Etkiler

Tarka® Forte ile görülen advers ilaç reaksiyonları, ilacın bileşenleri ya da ilişkili ilaç sınıfları için bilinenler ile uyumludur. En sık olarak bildirilen advers ilaç reaksiyonları öksürük, baş ağrısı, konstipasyon, vertigo, baş dönmesi ve sıcak basması olmuştur.  Spontan olarak bildirilen ya da klinik çalışmalarda gözlenen yan etkiler aşağıda verilmektedir. Advers ilaç reaksiyonları, her sistem-organ sınıfı içerisinde, belirtilen sıklık dereceleri kullanılarak, sıklık derecesi başlıkları altında sıralanmıştır.   Sıklık dereceleri: Yaygın (≥1/100, ≤1/10), yaygın olmayan (≥1/1,000, ≤1/100), seyrek (≥1/10,000, ≤1/1.000), çok seyrek (≤ 1/10,000), izole raporlar dahil.    Sistem-Organ Sınıfı Sıklık Derecesi İstenmeyen Etki Kan ve lenfatik sistem bozuklukları:  Çok seyrek Lökopeni, pansitopeni, trombositopeni       İmmün sistem bozuklukları Yaygın olmayan Spesifiye edilmemiş allerjik reaksiyon   Çok seyrek Gammaglobulin artışı, spesifiye edilmemiş aşırı duyarlılık,       Metabolizma ve beslenme bozuklukları Yaygın olmayan Hiperlipidemi   Seyrek Anoreksi   Çok seyrek Hiperkalemi       Psikiyatrik bozukluklar Yaygın olmayan Somnolans   Çok seyrek Agresyon, anksiyete, depresyon, sinirlilik       Sinir sistemi bozuklukları Yaygın Baş dönmesi, vertigo   Yaygın olmayan Tremor   Seyrek Kollaps   Çok seyrek Denge bozukluğu, uykusuzluk, parestezi veya hiperestezi, senkop ya da bilinç kaybı ile birlikte olan akut dolaşım yetmezlikleri, tat duyusunda sapmalar, halsizlik Göz bozuklukları Çok seyrek Anormal/ bulanık görme       Kulak ve labirent bozuklukları Yaygın Vertigo       Kardiyak bozukluklar / Vasküler bozukluklar Yaygın Sıcak basması   Yaygın olmayan Birinci derece AV blok, çarpıntı   Çok seyrek Anjina pektoris, atriyal fibrilasyon, tam AV blok, spesifiye edilmemiş AV blok, bradikardi, kardiyak arrest, serebral hemoraji, periferik ödem, spesifiye edilmemiş ödem, yüz ve boyunda kızarmalar, kalp yetmezliği, ortostaz ya da kan basıncında dalgalanmalar dahil hipotansiyon, taşikardi       Respiratuar, torasik ve mediyastinal bozukluklar Yaygın Öksürük   Çok seyrek Astım, bronşit, dispne, sinüslerde konjesyon  

Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim

Etkin maddeler: Her film tablet, 240 mg sürekli salım formunda verapamil hidroklorür ve 4 mg trandolapril içerir.   Yardımcı maddeler: Mısır nişastası 74.30 mg, laktoz monohidrat 110.37 mg, povidon 53.33 mg, hipromelloz 4.00 mg, sodyum stearil fumarat 2.00 mg, mikrokristalize selüloz 78.80 mg, sodyum aljinat 320.00 mg, magnezyum stearat 3.20 mg   Film kaplama maddeleri: Hipromelloz (Viskozite 6 mPa•s) 58.044 mg, hipromelloz (Viskozite 15 mPa•s) 5.76 mg, hidroksi propil selüloz 5.76 mg, polietilen glikol 400 9.00 mg, polietilen glikol 6000 1.61 mg, talk 4.10 mg, kolloidal anhidr silika 0.15 mg, dokusat sodyum 0.15 mg, titanyum dioksit (E171) 10.285 mg, kırmızı demir oksit (E172) 4.799 mg, sarı demir oksit (E172) 0.326 mg, siyah demir oksit (E172) 0.016 mg   İçerikte bulunan laktoz ve sodyum hakkında uyarı için, ayrıca Bkz: 4.4.

Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri

Hayvanlarda genel toksisite etkileri yalnızca, insanlardaki herhangi bir güvenilirlik kaygısına ihmal edilebilecek nitelik kazandıran, maksimum insan temasından yeterince yüksek temas derecelerinde gözlenmiştir. Genotoksisite incelemelerinde insanlar için herhangi bir özel tehlike açığa çıkarılmamıştır. Hayvan çalışmalarında ADE inhibitörlerinin geç fetal gelişim üzerinde, fetal ölüm ve özellikle kafatasında konjenital anomaliler ile sonuçlanan advers etki gösterme eğilimde oldukları gösterilmiştir. Söz konusu kranyal anomalilerin bu ilaçların farmakolojik aktivitesi nedeniyle oluştuğu ve ADE inhibitörü-indüksiyonlu oligohidramniyosa bağlı oldukları düşünülmektedir.

Kontrendikasyonlar

Tarka® Forte 240/4 mg Film Tablet kullanımı aşağıdaki durumlarda kontrendikedir: Trandolapril ya da herhangi başka bir ADE inhibitörü ve/veya verapamile karşı, ayrıca ilacın içinde bulunan yardımcı maddelere karşı bilinen aşırı duyarlılık, Daha önce bir ADE inhibitör tedavisiyle ilişkili anjiyonörotik ödem öyküsü, Herediter/idiyopatik anjiyonörotik ödem, Kardiyojenik şok, Yakın geçmişte komplikasyonlu miyokard enfarktüsü, Pacemaker olmaksızın ikinci ya da üçüncü derece AV blok, SA blok, Pacemaker olmaksızın hasta sinüs sendromu, Konjestif kalp yetmezliği, Bir aksesuar iletim yolu ile ilişkili atriyal fibrilasyon/flatter (örn. WPW sendromu), Ağır böbrek bozukluğu (kreatinin klirensi < 10 ml/dk), Diyaliz, Karaciğer sirozu ile birlikte assit, Aort ya da mitral stenozu, obstrüktif hipertrofik kardiyomiyopati, Primer aldosteronizm, Gebelik, Laktasyon, Çocuklarda kullanım (< 18 yaş).

Kullanım Yolu

Ağız yoluyla alınır.

Küb’ Ün Yenileme Tarihi

10.10.2008

Müstahzar Adı

TARKA Forte 240/4 mg Film Tablet

Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri

Semptomatik hipotansiyon: Tarka® Forte, belirli koşullar altında zaman zaman semptomatik hipotansiyona yol açabilir. Bu risk uyarılmış bir renin-anjiyotensin-aldosteron sistemine sahip (örn. diüretik kullanımı, düşük sodyumlu diyet, diyaliz, diyare veya kusmaya bağlı hacim ya da tuz eksikliği; sol ventrikül fonksiyonlarında azalma, renovasküler hipertansiyon) olan hastalarda yüksektir. Bu gibi hastalarda öncelikle hacim ya da tuz eksikliğinin düzeltilmesi gerekir ve tedavi tercihen bir hastane ortamında başlatılmalıdır. Titrasyon sırasında hipotansiyon geçiren hastalar sırt üstü yatırılmalıdır; bu gibi hastalarda oral sıvı desteği ya da intravenöz fizyolojik serum uygulamasıyla hacim genişletilmesine gerek duyulabilir. Kan hacmi ve basıncı etkili bir şekilde düzeltildikten sonra Tarka® Forte tedavisine genellikle devam edilebilir.   Kalp yetmezliği: Verapamil bileşeninden dolayı Tarka® Forte, ciddi ventriküler bozukluğu (örn. ejeksiyon fraksiyonu %30’un altında, pulmoner wedge basıncı 20 mm Hg’dan yüksek, ya da şiddetli kalp yetmezliği belirtileri) olan hastalarda, ayrıca herhangi bir derecede ventrikül fonksiyon bozukluğu bulunan ve beta adrenerjik bloker almakta olan hastalarda kullanılmamalıdır.   Böbrek fonksiyon bozukluğu: Orta dereceli renal bozukluğu olan hastalarda böbrek fonksiyonları izlenmelidir (bkz. Kontrendikasyonlar). Tarka® Forte  renal disfonksiyonlu hastalarda hiperkalemi oluşturabilir. Özellikle önceden beri böbrek fonksiyon bozukluğu ya da konjestif kalp yetmezliği olan hastaların böbrek fonksiyonlarında akut kötüleşme (akut böbrek yetmezliği) ortaya çıkabilir.   Tarka® Forte ile sekonder hipertansiyon ve özellikle renovasküler hipertansiyon tablolarında yeterli deneyim bulunmamaktadır. Bu nedenle, özellikle bilateral renal arter stenozu olan hastalar ya da işlevsel tek böbreklerinde unilateral renal arter stenozu olan kişiler (örn. böbrek transplantasyonu hastaları) böbrek fonksiyonlarının akut olarak kaybedilmesi tehlikesi altında olduğundan, bu gibi hastalara Tarka® Forte  uygulanmamalıdır.   Önceden belirgin bir böbrek hastalığı olmayan bazı hipertansif hastalarda trandolapril bir diüretik ile birlikte verildiğinde kan üre azotu ve serum kreatinin değerlerinde yükselme görülebilir.   Proteinüri: Özellikle böbrek fonksiyon bozukluğu olan veya göreceli olarak yüksek dozlarda ADE inhibitörleri almakta olan hastalarda proteinüri ortaya çıkabilir.   Karaciğer fonksiyon bozukluğu: Trandolapril aktif formuna karaciğerde metabolize olan bir ön-ilaç olduğu için, karaciğer bozukluğu olan hastalarda özel bir dikkat ve yakından gözlem gereklidir.   Ağır karaciğer fonksiyon bozukluğu: Bu hastalarda yeterli terapötik deneyim bulunmaması nedeniyle, Tarka® Forte kullanılması önerilemez. Tarka® Forte  karaciğer sirozu ile birlikte asidi olan hastalarda kontrendikedir.   Anjiyonörotik ödem: ADE inhibitörleri (örn. trandolapril gibi) ender olarak, yüz, ekstremiteler, dil, glottis ve/veya larinksin şişmesini içeren anjiyonörotik ödeme neden olabilir. Anjiyonörotik ödem geçirmekte olan hastalarda trandolapril tedavisi derhal durdurulmalı ve bu hastalar ödem geçinceye kadar izlenmelidir.   Yüz ile sınırlı anjiyonörotik ödem sıklıkla kendiliğinden iyileşir. Sadece yüzü değil ama aynı zamanda glottisi de tutan ödem, havayolu obstrüksiyonu riski nedeniyle, hayatı tehdit edici nitelikte olabilir.   Siyah olmayan hastalara kıyasla, ADE inhibitörleriyle tedavi edilen siyah hastalarda daha yüksek bir anjiyoödem sıklığı bildirilmiştir.   Dil, glottis ya da larinksi tutan anjiyonörotik ödem tablosu, diğer uygun terapötik önlemler ile birlikte, 0.3-0.5 ml epinefrin çözeltisinin (1:1000) subkütan yoldan derhal uygulanmasını gerektirir.   İdiyopatik anjiyonörotik ödem öyküsü olan hastalarda dikkatli olunmalıdır, ve anjiyonörotik ödem bir ADE inhibitörüne karşı advers reaksiyon olarak gelişmiş ise Tarka® Forte  kontrendikedir (bkz. Kontrendikasyonlar).   Nötropeni/Agranülositoz: Nötropeni riski doz ve tip ile ilişkili gibi görünmektedir ve hastanın klinik durumuna bağlıdır. Komplike olmayan hastalarda ender olarak görülür, ama belli bir derecede böbrek bozukluğu olan, ve özellikle böbrek bozukluğu örneğin sistemik lupus eritematozus, skleroderma gibi kollajen vasküler hastalıklar ile ilişkili olan, ayrıca immünosupresif ajanlar ile tedavi gören hastalarda ortaya çıkabilir. ADE inhibitörüne son verildikten sonra geri dönüşümlüdür.   Öksürük: ADE inhibitörleriyle tedavi sırasında prodüktif olmayan, kuru bir öksürük ortaya çıkabilir; ilaç bırakıldıktan sonra kaybolur.   Hiperkalemi: ADE inhibitörleriyle tedavi sırasında, özellikle böbrek yetmezliği ve/veya kalp yetmezliği varlığında, hiperkalemi ortaya çıkabilir. Potasyum destek preparatları ya da potasyum tutucu diüretikler, plazma potasyumunda belirgin artışlara yol açabilecekleri için, genel olarak önerilmemektedir. Sözü edilen ajanların birlikte kullanımı uygun görülüyorsa, serum potasyumu sık aralarla izlenerek kullanılmalıdır.   Yaşlılar: Tarka® Forte sadece kısıtlı sayıda yaşlı hipertansif hasta üzerinde incelenmiştir. Farmakokinetik veriler Tarka® Forte’nin sistemik yararlanımının, genç hipertansiflere kıyasla yaşlılarda daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bazı yaşlı hastalarda kan basıncını azaltıcı etki diğerlerindekinden daha güçlü olabilir. Tedavi başlangıcında böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi önerilmektedir.   Cerrahi hastaları: Genel anestezi gerektiren majör cerrahi geçirecek hastalarda, ADE inhibitörleri hipotansiyon oluşturabilir; bu durum plazma hacim genişleticiler ile düzeltilebilir.   İleti bozuklukları: Birinci derece atriyoventriküler bloğu olan hastalarda ilaçlar dikkatle kullanılmalıdır (bkz. Kontrendikasyonlar).   Bradikardi: Tarka® Forte bradikardili hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Nöromusküler iletiyi etkileyen hastalıklar: Tarka® Forte nöromusküler iletiyi etkileyen hastalıkları (miyastenia gravis, Lambert-Eaton sendromu, ilerlemiş Duchenne musküler distrofisi) olan kişilerde dikkatle kullanılmalıdır.   Hemodiyaliz hastaları: Eş-zamanlı olarak ADE inhibitör tedavisi gören ve poliakrilonitril metalil sulfonat yüksek akışlı membranlar (örn. “AN 69”) ile hemodiyalize giren hastalarda anaflaktoid reaksiyonlar görülmüştür. Bu nedenle böyle hastalarda bu gibi membranlar kullanılmamalıdır (Bkz. Kontrendikasyonlar).   Desensitizasyon: ADE inhibitör tedavisi almakta olan ve yanı sıra hayvan zehirlerine karşı desensitizasyon uygulanan hastalarda anaflaktoid reaksiyonlar (bazı durumlarda hayatı tehdit edici) gelişebilir.   LDL aferezi: LDL aferezindeki hastalar aynı zamanda ADE inhibitörleri de aldıklarında hayatı tehdit edici anaflaktoid reaksiyonlar kaydedilmiştir.   Çocuklar: Tarka® Forte çocuklarda incelenmemiştir, dolayısıyla bu yaş grubunda kullanılması önerilmemektedir.   Genel: Halen diüretik tedavi almakta olan bazı hastalarda, özellikle de bu tedavi yakın bir zamanda başlatılmışsa, trandolapril tedavisinin başlatılmasıyla kan basıncındaki düşme aşırı olabilir.   Tarka® Forte, aort stenozu ya da çıkış obstrüksiyonu olan hastalarda kullanılmamalıdır.   Hastalarda yapılacak değerlendirmeler, tedavi başlatılmadan önce ve tedavi sırasında böbrek fonksiyonu incelemelerini de içermelidir.   Tarka® Forte’ye karşı alınan terapötik yanıtın değerlendirilmesine yönelik kan basıncı okumaları her zaman için bir sonraki dozdan önce yapılmalıdır.   Laktoz Tarka® Forte Tablet laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.   Sodyum Bu ürün doz başına 1.49 mmol (or 34.3 mg) sodyum içerir. Sodyumu kontrol altında bir diyet uygulayan hastaların bu durumu dikkate almaları gereklidir.

Pozoloji Ve Uygulama Şekli

Yetişkinler:  Pozoloji Önerilen doz, günde bir kez, sabahları kahvaltıdan önce, kahvaltıyla birlikte ya da kahvaltıdan sonra alınan bir Tarka® Forte  240/4 mg Film Tablet’tir.  Uygulama sıklığı Günde bir kez.  Uygulama süresi  Hipertansiyon kronik bir hastalık olduğu için, Tarka® Forte genellikle uzun süreler reçete edilen bir ilaçtır ve kullanım süresi tedavi eden doktorun görüşüne bağlıdır. Uygulama şekli  Tarka® Forte Film Tablet bütün olarak yutulmalıdır.   Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler   Böbrek yetmezliği: Böbrek bozukluğu olan hastalarda doz uyarlaması önerilmektedir. Orta dereceli renal bozukluğu olan hastalarda böbrek fonksiyonları izlenmelidir. Ağır böbrek bozukluğunda ise kontrendikedir  (bkz. Kontrendikasyonlar ve Özel kullanım uyarıları ve önlemleri). Karaciğer yetmezliği: Karaciğer yetmezliği olan hastalarda daha düşük dozlar gündeme getirilmelidir. Karaciğer bozukluğu olan hastalarda özel bir dikkat ve yakından gözlem gereklidir. Ağır karaciğer bozukluğunda kullanılması önerilmemektedir ve karaciğer sirozu ile birlikte asidi olan hastalarda kontrendikedir  (bkz. Kontrendikasyonlar ve Özel kullanım uyarıları ve önlemleri). Pediyatrik popülasyon:Tarka® Forte çocuklarda ve ergenlerde (<18 yaş) kontrendikedir. Geriyatrik popülasyon:Tarka® Forte sadece kısıtlı sayıda yaşlı hipertansif hasta üzerinde incelenmiştir. Farmakokinetik veriler Tarka® Forte’nin sistemik yararlanımının, genç hipertansiflere kıyasla yaşlılarda daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bazı yaşlı hastalarda kan basıncını azaltıcı etki diğerlerindekinden daha güçlü olabilir. Tedavi başlangıcında böbrek fonksiyonlarının değerlendirilmesi önerilmektedir (bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

Raf Ömrü

3 yıl

Ruhsat Numarası(Ları)

119/52

Ruhsat Sahibi

ABBOTT Laboratuarları İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti. Ekinciler Cad. No: 3, Hedef Plaza  34810- Kavacık-Beykoz İSTANBUL  Tel:    0216 538 74 00                Faks:  0216 425 85 37

Ruhsat Sahibi

ABBOTT Laboratuarları İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti. Ekinciler Cad. No: 3, Hedef Plaza  34810- Kavacık-Beykoz İSTANBUL  Tel:    0216 538 74 00                Faks:  0216 425 85 37

Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler

25 °C’nin altında, oda sıcaklığında saklanmalıdır.  Çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklanmalıdır.

Terapötik Endikasyonlar

Tarka® Forte 240/4 mg Film Tablet hipertansiyon tedavisinde endikedir. Monoterapinin yeterli olmadığı durumlarda kombinasyon tedavisi olarak kullanılabilir.  

Üretici Bilgileri

ABBOTT GmbH & Co, KG Ludwigshafen, Almanya

Yardımcı Maddeler

Mısır nişastası, laktoz monohidrat, povidon, hipromelloz, sodyum stearil fumarat, mikrokristalize selüloz, sodyum aljinat, magnezyum stearat Film kaplama maddeleri: Hipromelloz, hidroksi propil selüloz, polietilen glikol 400, polietilen glikol 6000, talk, kolloidal anhidr silika, dokusat sodyum, titanyum dioksit (E171), kırmızı demir oksit (E172), sarı demir oksit (E172), siyah demir oksit (E172).

Yardımcı Maddelerin Listesi

Yardımcı maddeler: Mısır nişastası, laktoz monohidrat, povidon, hipromelloz, sodyum stearil fumarat, mikrokristalize selüloz, sodyum aljinat, magnezyum stearat   Film kaplama maddeleri: Hipromelloz (Viskozite 6 mPa•s), hipromelloz (Viskozite 15 mPa•s), hidroksi propil selüloz, polietilen glikol 400, polietilen glikol 6000, talk, kolloidal anhidr silika, dokusat sodyum, titanyum dioksit (E171), kırmızı demir oksit (E172), sarı demir oksit (E172), siyah demir oksit (E172)

Doz Aşımı

Bu reaksiyonlar önceden tahmin edilemeyeceği için acil resüsitasyon donanımı daima hazır bulundurulmalıdır.   I-Advers reaksiyonlar: Hafif ve orta derece reaksiyonlar: Enjeksiyonu durdurun Nabzı ve kan basıncını kontrol edin Mümkünse antihistaminik veya kortikositeroid başlayın Mümkünse oksijen tedavisi uygulayın. Bu belirtiler genellikle hafif seyreder ve hızla düzelir.   Ciddi reaksiyonlar: Enjeksiyonu durdurun solunum ve kardiyovasküler takibine başlayın: a) Kardiyovasküler bozukluklar: İnceleme boyunca venöz yolun açık tutulması yüksek dozlarda kortikosteroid (1-2 gr hidrokortizon) infüzyonuna olanak tanır. Eş zamanlı olarak oksijen tedavisi uygulanmalıdır; vazopressörler ve plazma elektrolitleri hemodinamik profile bağlı olarak uygulanabilir. Semptomların kötüleşmesi halinde ayrı bir ortamda yoğun bakım uygulanmalıdır   b) Solunum bozuklukları: İnspiratuar bradipne pratikte laringeal ödem ile aynı anlama gelir ve yüksek doz kortikosteroide ilave olarak endotrakeal intübasyonu gerektirir. Astım atakları intravenöz kortikosteroid ve/veya bronkodilatatör enjeksiyonunu gerektirir.   c) Nörolojik bozukluklar: Tetani atakları genel olarak kapalı devre solunumu ve kalsiyum glukonat enjeksiyonuna bağlı olarak düzelir. Konvülsiyonlar IM diazepam ile kontrol altına alınabilir. Bu belirtilerin bazıları daha geç dönemde ortaya çıkabilir (24-48 sa).   II-Renal bozukluklar: Rehidratasyon veya diğer uygun tedavilerin etkisiz olması halinde oligüri ve anürinin düzeltilmesi için diyaliz gerekebilir.

Endikasyonlar

Bilgisayarlı tomografi İntravenöz ürografi Dijital substraksiyon anjiyografisi Anjiyokardiyografi (ventrikülografi, koroner anjiyografi)

Farmakodinamik Özellikler

Kan damarlarının, kalp boşluklarının ve üriner sistemin incelenmesi için kontrast ajan. Bu preparatın içerdiği sodyum miktarı fizyolojik plazma sodyum seviyelerine çok yakın olduğu için (148 mEq/l) için bu endikasyonlarda kullanımı kanıtlanmıştır. İyot içeriği: %35 m/v

Farmakokinetik Özellikler

Metabolize edilmez ve glomerüler filtrasyon yoluyla değişmeksizin hızla elimine edilir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda safra yolu ile ve daha az oranlarda tükrük, ter ve kolon aracılığıyla  heterotopik eliminasyon meydana gelir.

Farmasötik Şekli

Enjeksiyonluk solüsyon

Formülü

1 ml’de                      100 ml’de   Meglumin iyoksitalamat                  650,9 mg                   65,09 g Sodyum iyoksitalamat                    96,6 mg                      9,66 g   Yardımcı maddeler: Sodyum kalsiyum edetat, sodyum dihidrojen fosfat, dihidrat, enjeksiyonluk su.  

İlaç Etkileşmeleri

Kullanımı için özel önlem alınması gereken kombinasyonlar   Beta-blokerler İyotlu kontrast ajanlara bağlı şok veya hipotansiyon durumlarında kompansatuar kardiyovasküler reaksiyonların beta-blokerlerle azaltılması. Mümkünse radyolojik incelemeden önce betablokör tedavisi kesilmelidir. Tedaviye devam edilmesi şart ise gerekli resüsitasyon donanımı hazır bulundurulmalıdır.   Diüretikler Diüretik kaynaklı dehidratasyon durumlarında, özellikle yüksek dozda iyotlu kontrast ajan kullanımında akut böbrek riski artar. İyotlu kontrast ajan uygulamasından önce rehidratasyon.   Metformin Diyabetik hastalarda radyolojik incelemenin neden olduğu fonksiyonel böbrek yetersizliğinin başlattığı laktik asidoz.   Metformin tedavisi incelemeden 48 saat önce kesilmeli ve tedaviye radyolojik incelemeden 2 gün sonra tekrar başlanmalıdır.   Dikkat edilmesi gereken kombinasyonlar   İnterlökin II İnterlökin II ile yapılan daha önceki tedavilerde (IV yol) kontrast ajanlara karşı reaksiyon riskinin vurgulanması: deri döküntüsü veya daha seyrek olarak hipotansiyon, oligüri veya böbrek yetmezliği.

Kontraendikasyonlar

Tek kesin kontrendikasyon miyelografidir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Ventrikülografi: Enjeksiyon başına ortalama 40 ml. Koroner anjiyografi: Enjeksiyon başına 4-8 ml.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Telebrix 35/100 Ml.

Ruhsat Sahibi

Guerbet İlaç Tıbbi Malzeme ve Cihazlar Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Kısıklı Cad. Haluk Türksoy Sok. No.4 K.2 Altunizade – Üsküdar – 34662 – İstanbul Tel. (216) 651 47 44 Pbx

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

27.12.1996 – 100/98

Saklama Koşulları

Oda sıcaklığında ( 20 – 25oC arasında) ve  ışıktan uzak bir ortamda saklanmalıdır. Solüsyonun berraklığını kontrol ediniz. Herhangi bir bulanıklık veya beyaz bir çökelti gördüğünüz takdirde o şişeyi kullanmayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

50 ml’lik cam şişe + steril şırınga (polipropilen) + kelebek seti 100 ml’lik cam şişe.

Uyarılar/Önlemler

Uyarılar:  Tri-iyotlu kontrast ajanlar ciddi veya fatal advers reaksiyonlara yol açabilirler. Bu reaksiyonlar önceden tahmin edilemez fakat bu ajanlardan herhangi biri ile daha önce yapılan enjeksiyonu takiben reaksiyon gözlenmiş veya alerji hikayesi bulunan (besin veya ilaç alerjisi, astım, egzema, saman nezlesi) hastalarda daha sık gözlenir.  Bu reaksiyonlar iyot testleri ile önceden anlaşılmaz; söz konusu testler değersiz olmalarının yanı sıra tehlikeli bile olabilirler.   Hastanın sorgulanması ile ortaya çıkarılması gereken bu koşullar altında premedikasyon tercih edilir ve genel olarak etkilidir (her ne kadar şiddetli reaksiyonları her zaman önlemeyebilirse de). Premedikasyon genellikle antihistaminik, kortikosteroid ve bazı hastalarda fibrinoliz inhibitörlerinden (epsilon-aminokaproik asit) oluşur.   Günümüzde advers reaksiyonların oranı nispeten düşük olduğu için tüm hastalarda premedikasyon düşünülmez.   Bununla birlikte riskli durumlar nedeniyle inceleme sırasında, hekim tarafından sürekli tıbbi takibin yapılması (özellikle nabız ve kan basıncı takibi), herhangi bir advers reaksiyon durumunda acil tedavi için venöz yolun açık tutulması çok önemlidir. Gebelik sırasında herhangi bir fetal toksisite vakası bildirilmemiştir fakat, yenidoğanlarda bir kaç tiroid fonksiyon bozukluğu vakası gözlenmiştir.   Bilinen ya da şüpheli feokromasitoma durumlarında gerekli acil müdahale donanımının intravasküler enjeksiyondan önce hazır bulundurulması gerekir.   Tiroid fonksiyon testleri: bu testler eğer gerekli ise anjiyografik incelemeden sonra yapılmalıdır; çünkü tiroid iyot klirensinin ve radyoaktif iyot alımının en az bir hafta boyunca azalmasına neden olan geçici ve yoğun iyot yüklenmesi söz konusudur.   Güçlü bir asit kullanılarak idrar proteinlerinin değerlendirilmesi tri-iyotlu suda çözünür ajanların kullanımını takiben yalancı pozitif sonuçların elde edilmesine neden olabilir.   Kullanım ile ilgili özel önlemler:   Genel önlemler: Ağır hepatik yetersizliği, konjestif kalp yetmezliği, majör solunum yetmezliği veya iyoda karşı alerji ya da hipersensitivite hikayesi olan hastalara dikkat edilmesi önerilir. Hastaların dehidratasyonu ve böbrek fonksiyonu ile ilgili önlemler: Bu ürünlerin osmotik benzeri etkisi dehidratasyonu ağırlaştırabilir. Kronik böbrek yetmezliği, diyabet, multipl miyelom, hiperürisemi hastalarında ve dehidrate bebeklerde oligüri ve anüri ortaya çıkabilir. Bu nedenle bu kişilerde inceleme öncesi su alımının kısıtlanması ve bol diürezin sürdürülmesi önerilir. Konjestif kalp yetmezliği bulunan hastalarda yüksek doz kontrast ajanın yüksek enjeksiyon hızlarında uygulanması dolaşımda geçici bir osmotik yüklenmeye yol açar. Bu nedenle gecikmiş hemodinamik bozuklukları ortaya çıkarmak için bu hastaların bir kaç saat takip edilmesi gerekir. 

Üretim Yeri

Guerbet BP 57400 95943 Roissy CDG Cedex FRANSA  

Yan Etkileri / Advers Etkiler

I – Yan Etkiler:   Yan etkiler erken dönemde ortaya çıkabileceği gibi geç olarak da ortaya çıkabilirler. Bu reaksiyonlar benign, ciddi hatta ölümcül olabilirler.   a) Hafif veya orta dereceli reaksiyonlar, majör kardiyovasküler değişikliklerin hiçbiri olmaksızın tek başlarına veya bağlantılı olarak ani biçimde ortaya çıkan aşağıdaki bozukluklar ile karakterizedir: Solunum bozuklukları: öksürük, göğüste daralma, Gastrointestinal bozukluklar: bulantı, kusma Nörosensoryal bozukluklar: sıcaklık artışı, anksiyete, ajitasyon, başağrısı, Deri bozuklukları: kaşıntı, lokalize veya genel ürtiker, deri döküntüsü, palpebral ödem. Bu ilk reaksiyonlar genellikle hafif seyreder ve hızla düzelir. Fakat ciddi advers reaksiyonların ilk belirtileri de olabilirler.   b)Ciddi veya ölümcül reaksiyonlar (1/20 bin-1/120 bin) aşağıdaki bozuklukların ani ortaya çıkışıyla karakterizedir: Kardiyovasküler bozukluklar: karın ağrısı, aritmi, lipotimi, yüz ve ekstremitelerde aşırı terleme, solgunluk, kardiyovasküler kollaps veya dolaşım yetmezliği nedenli ŞOK başlangıcı öncesi ortaya çıkabilen siyanoz, veya ölümle sonuçlanabilen akut akciğer yetmezliği, Solunum bozuklukları: dispne, laringeal ödem, astım, bronkospazm, Nörolojik bozukluklar: tetani, konvülsiyonlar, serebral ödem, koma. Bu belirtilerin bazıları geç dönemde ortaya çıkabilir (24-48 saate kadar).   c)Bu ciddi reaksiyonlar, uygulanan kontrast ajanın dozu ile veya enjeksiyon hızı ile ilişkili değildir.   II-Nefrotoksisite   Bu advers reaksiyonlar, dehidrate hastalarda aşırı dozların uygulanmasına veya özellikle anjiyografik incelemeler sırasında art arda enjeksiyonlar sonrası yüksek total doz enjeksiyonuna (test enjeksiyonlarında kullanılan miktarlar da göz önünde bulundurulmalıdır) bağlıdır. Tüm vakalarda oligüri veya anüri ile bağlantılı olarak akut böbrek yetmezliği ortaya çıkabilir.     BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.  

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

4 efervesan tablet, strip ambalaj ile ambalajlanmıştır.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler için hiç bir çalışma yapılmamıştır. Her ne kadar klinik çalışmaların plasebo ve tadalafil kollarındaki baş dönmesi vakalarının sıklığı benzer olsa da, hastalar, araç ya da makine kullanımından önce TADLİS'e nasıl bir tepki verdiklerinin farkında olmalıdırlar.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller 'Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği' ve 'Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri'ne uygun olarak imha edilmelidir.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

TADLİS 10 mg efervesan tablet

İlaç Nasıl Kullanılır

Her efervesan tablet 10 mg tadalafil içerir.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

Geçerli değil.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

Ağızdan alınır.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

TADLİS 10 mg efervesan tablet

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

24 ay.

Doz Aşımı Ve Tedavisi

232/25

Etkin Maddeler

25°C'nin altındaki oda sıcaklığında ve kuru yerde saklayınız.

Farmakodinamik Özellikler

Sitrik asit anhydrus, sodyum bikarbonat, PVPK 30, sorbitol (E420), aspartam (E 951), peg 6000, böğürtlen aroması, simetikon, betakaroten %1 CWS içerir.
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window