İlaç Sınıfı Beşeri İthal İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması THILOMAXINE
Birim Miktarı 1
ATC Kodu S01AA12
ATC Açıklaması Tobramisin
NFC Kodu GB
NFC Açıklaması Oftalmik Damlalar
Kamu Kodu A07871
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 7,97 TL (21 Mayıs 2012)
Önceki Satış Fiyatı 7,97 TL (1 Mart 2012)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !

İlaç Etken Maddeleri

  • tobramisin (15 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Yanlışlıkla aşırı dozlar uygulanmış pediyatrik hastalar bildirilmiştir. Bunların birinde, i.v. olarak 400 mg (95 mg/kg) verilen 29 günlük bir yenidoğanda ajitasyon ortaya çıktığı bildirilmiştir. Diğer vakalarda, Targocid® ile ilişkili hiçbir semptom veya laboratuvar değerlerinde bozukluğa rastlanmamıştır.   Doz aşımında semptomatik tedavi uygulanmalıdır. Targocid® hemodiyaliz ile uzaklaştırılamamaktadır.

Endikasyonlar

Targocid®, diğer antibiyotiklere (metisilin ve sefalosporinler gibi) dirençli olanlar da dahil olmak üzere, duyarlı Gram-pozitif bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde endikedir: endokardit, septisemi, kemik ve eklem enfeksiyonları, solunum yolları enfeksiyonları, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları, idrar yolları enfeksiyonları ve kronik ayaktan periton diyalizi ile ilişkili peritonit. Targocid®, penisilinler ya da sefalosporinlere karşı alerjisi bulunan hastalardaki enfeksiyonların tedavisinde de endikedir.   Targocid® Gram-pozitif bakterilere bağlı enfeksiyonların risk oluşturacağı hastalarda (örneğin, dental veya ortopedik cerrahiye  gerek duyulan hastalar) profilaksi amacıyla kullanılabilir.   Targocid®, Clostridium difficile’nin neden olduğu antibiyotikle ilişkili ishal tedavisinde ağız yoluyla kullanılabilir.

Farmakodinamik Özellikler

Teikoplanin, aerop ve anaerop Gram-pozitif mikroorganizmalara karşı bakterisid etkinliğe sahip yeni bir parenteral glikopeptid antibiyotiktir. Günde bir kez intravenöz ya da intramüsküler yoldan uygulanabilir.   Genel olarak teikoplanine duyarlı bakteri türleri şunlardır: stafilokoklar (metisilin’e ve beta-laktam antibiyotiklere dirençli olanlar dahil), streptokoklar, enterokoklar, Listeria monocytogenes, mikrokoklar, JK grubu korinebakteriler ve Clostridium difficile ile peptokoklar dahil olmak üzere Gram-pozitif anaeroplar.   Etki mekanizması nedeniyle, teikoplanine dirençli suşların ortaya çıkma olasılığı düşüktür. Penisilin ve sefalosporinlere, makrolidler, tetrasiklin ve kloramfenikole, aminoglikozidler ya da rifampisine direnç gösteren Gram-pozitif bakteriler, teikoplanin’e karşı duyarlıdır. Teikoplanin diğer sınıflardan olan antibiyotiklerle çapraz direnç göstermez. Enterokoklarda teikoplanin ile vankomisin arasında bazı çapraz dirençler gözlenebilir.

Farmakokinetik Özellikler

İntravenöz ve intramüsküler yoldan uygulamayı takiben, teikoplanin vücut dokularına geniş ölçüde dağılır.   Eliminasyon hızı yavaş olup plazma terminal yarılanma ömrü yaklaşık 150 saattir; atılımı böbrekler yoluyla gerçekleşir.   Teikoplanin oral yoldan uygulandığı zaman absorbe edilmez.

Farmasötik Şekli

Enjektabl Flakon

Formülü

Her flakon 200mg liyofilize teikoplanin ve 24mg sodyum klorür, her çözücü ampul 3ml distile su içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Klinik çalışmalar sırasında, Targocid® ‘in, diğer antibiyotikler,  antihipertansifler, anestetik ajanlar, kardiyak ilaçlar ve antidiyabetik ajanlar da dahil olmak üzere farklı ilaç sınıfları ile birlikte uygulanmasında etkileşim ile ilgili herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.   Artmış advers etkilere yönelik potansiyel nedeniyle, aminoglikozidler, amfoterisin B, siklosporin ve furosemid gibi nefrotoksik veya ototoksik özellikleri olan ilaçların birlikte kullanılmasının söz konusu olduğu hastalarda Targocid® dikkatle uygulanmalıdır.   Ancak, Targocid® ile kombinasyonların sinerjistik toksisiteye neden olduğuna ilişkin kanıt bulunmamaktadır.

Kontraendikasyonlar

Daha önceden Targocid®’e karşı aşırı duyarlık gösteren hastalarda Targocid® kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Hazırlama şekli: Bir enjektör ile ampulün içindeki suyun tamamını çekiniz. Flakonun sarı renkli plastik kapağını yukarıya doğru hafifçe iterek çıkarınız. Suyun tamamını yavaşca flakonun içine enjekte ediniz; enjektörün içinde yaklaşık 0.2 ml kadar su kalacaktır. İçindeki toz tamamen çözününceye kadar flakonu iki elinizin arasında hafifçe döndürünüz; köpük oluşumunu engellemek için dikkatli davranınız. Tüm tozun, hatta kapak lastiğinin çevresinde olanların dahi tamamen çözündüğünden emin olunmalıdır. İğneyi kapak lastiğinin tam ortasına yerleştirerek ve Targocid® solüsyonunun çoğunu almaya çalışarak solüsyonu flakondan yavaşça çekiniz. Dikkatle hazırlanmış bir solüsyonun konsantrasyonu, 1.5 ml’de 100 mg (200 mg’lık flakon) ve 3 ml’de 400 mg (400 mg’lık flakon) olacaktır. Bu solüsyonu sallamak, beklenen hacmin alınmasını güçleştirecek biçimde köpük oluşumuna yol açacaktır. Bununla birlikte, Targocid® tam olarak çözünmüşse, köpük solüsyonun konsantrasyonunu değiştirmez ve 1.5 ml için 100 mg’lık (200 mg’lık flakon) ya da 3 ml için 400 mg’lık konsantrasyon elde edilir. Eğer solüsyonda köpük oluşursa, 15 dakika beklemek gereklidir. Solüsyonun doğru olarak hazırlanması ve enjektöre dikkatle çekilmesi önemlidir. Dikkatle hazırlanmamış preparatlar ile yapılan uygulamalar, dozların %50’sinden azının verilmesine yol açar. Nihai solüsyon pH’ı 7.5 olan izotonik bir solüsyondur. Sulandırılmış solüsyon ya direkt olarak ya da aşağıdakilerle seyreltilerek enjekte edilebilir:            %0.9’luk sodyum klorür enjeksiyonu          Sodyum laktat bileşik enjeksiyonu (Ringer Laktat solüsyonu, Hartmanns solüsyonu)          %5 Dextroz enjeksiyonu          %0.18 sodyum klorür ve %4 Dekstroz enjeksiyonu          %1.36 ya da %0.86 dekstroz içeren peritoneal diyaliz solüzyonları.            Targocid® ve aminoglikozid solüsyonları doğrudan karıştırıldığında geçimli değildir, enjeksiyondan önce karıştırılmamalıdır. Distile su ile çözünen flakon içeriği 2-8oC’de buzdolabında 24 saat süre ile bekletilir, dondurulmamalıdır. 24 saatten uzun süre bekletilen solüsyonlar kullanılmamalıdır. Doz ve uygulama :   Sulandırılmış Targocid® enjeksiyonu intravenöz ya da intramüsküler yoldan uygulanabilir. İntravenöz dozlar, 3-5 dakika içinde yapılan hızlı enjeksiyonla ya da 30 dakika içinde yapılan yavaş enfüzyonla uygulanabilir. Yenidoğanlarda sadece enfüzyon tekniği kullanılmalıdır.     Çoğu Gram-pozitif enfeksiyon için: 12 saat arayla üç kez uygulanan 400 mg’lık i.v. yükleme dozundan sonra günde tek doz i.m. veya i.v. 400 mg’lık idame dozu. 400 mg’lık standart doz yaklaşık olarak 6 mg/kg’a eşittir. Vücut ağırlığı 85 kg’ın üzerinde olan hastalarda, 6 mg/kg’lık doz kullanılmalıdır.   Bazı klinik durumlarda daha yüksek dozlar gerekli olabilir.   Cerrahi proflaksi: Anestezi indüksiyonu sırasında i.v. olarak uygulanan tek doz 400 mg (veya vücut ağırlığı 85 kg’ın üzerinde ise, 6 mg/kg).   Clostridium difficile’nin neden olduğu antibiyotikle ilişkili ishal: Günde iki kez 200 mg’lık dozlar.   Çocuklar:   2 aydan büyük ve 16 yaşından küçük çocuklarda: Çoğu Gram-pozitif enfeksiyon için önerilen doz, ilk üç uygulama için 10 mg/kg’lık intravenöz dozun 12 saatte bir uygulanmasıdır. Daha sonra uygulamaya, günde 6 mg/kg’lık tek dozla intravenöz ya da intramüsküler yoldan devam edilir.   Şiddetli enfeksiyonlarda ve nötropenik hastalardaki enfeksiyonlarda: 12 saat arayla üç kez i.v. olarak uygulanan 10 mg/kg’lık yükleme dozundan sonra günde tek doz 10 mg/kg’lık i.v. uygulama önerilir.   2 aylıktan küçük bebeklerde: Önerilen dozaj, tedavinin ilk günü için 16 mg/kg’lık tek yükleme dozudur. Daha sonraki günlerde idame dozu olarak günde bir kez 8 mg/kg’lık uygulamalar yapılır. Dozlar 30 dakika içinde uygulanan intravenöz enfüzyon yoluyla verilmelidir.   Yaşlı hastalar   Yaşlı hastalarda, böbrek bozukluğu yoksa, doz ayarlaması gerekli değildir (Özel hasta gruplarına bakınız).   Özel hasta grupları   Böbrek Yetersizliği: Targocid® tedavisinin dördüncü gününe kadar doz ayarlaması gerekli olmayıp daha sonra en az 10 mg/l’lik bir serum çukur konsantrasyonu elde edilecek şekilde doz yarlaması yapılmalıdır.   Tedavinin 4’üncü gününden sonra:   Orta dereceli böbrek yetersizliğinde (kreatinin klirensi 40 ile 60 ml/ dakika arasında):önerilen normal doz 2 günde bir kez ya da bu dozun yarısı günde bir kez uygulanarak idame dozu yarıya düşürülmelidir.   Şiddetli böbrek yetersizliğinde (kreatinin klirensi 40 ml/dakika’nın altında) ve hemodiyaliz uygulanan hastalarda: önerilen normal doz 3 günde bir kez ya da bu dozun üçte biri günde bir kez uygulanarak idame dozu önerilenin üçte birine düşürülmelidir.   Targocid® hemodiyaliz ile uzaklaştırılamaz.   Sürekli ayaktan periton diyalizi uygulanan hastalardaki peritonit için: i.v. olarak uygulanan 400 mg’lık tek bir yükleme dozundan sonra ilk hafta için her torbada 20 mg/l, ikinci hafta için iki torbada bir 20 mg/l ve üçüncü hafta gece boyunca uygulamada kalan torba için 20 mg/l’dir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Targocid® 400 mg; liyofilize teikoplanin içeren 1 flakon ve 3ml enjeksiyonluk su içeren bir ampul

Saklama Koşulları

Çocukların ulaşamayacakları yerlerde, ambalajında ve 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Her biri 200 mg liyofilize teikoplanin içeren flakonlar halinde, 3ml enjeksiyonluk su içeren ampuller ile birlikte sunulmaktadır.

Uyarılar/Önlemler

Çapraz duyarlılık görülebileceğinden, vankomisine karşı aşırı duyarlı olduğu bilinen hastalara Targocid® verilmemelidir.   Targocid® ile işitsel, hematolojik, hepatik ve renal toksisiteler bildirilmiştir. Özellikle böbrek yetersizliği bulunan, uzun süreli tedavi uygulanan ve birlikte ototoksik ya da nefrotoksik ilaçlar alan hastalarda ("İlaç etkileşmeleri" bölümüne bakınız) işitme, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarına yönelik uygun izleme yapılmalıdır.   Süperenfeksiyon: Diğer antibiyotiklerle olduğu gibi, Targocid® kullanımı, özellikle uzun süreli ise, duyarlı olmayan mikroorganizmaların aşırı üremesiyle sonuçlanabilir. Hastanın durumunun yinelenerek değerlendirilmesi gereklidir. Tedavi sırasında süperenfeksiyon gelişirse, uygun önlemler alınmalıdır.   Gebelik/laktasyon sırasında kullanım   Hayvan üreme çalışmalarında teratojenik etki görülmemesine karşın, Targocid® kesinleşmiş ya da olası gebelik durumlarında, hekim, potansiyel yararların olası risklere ağır basacağını düşünmedikçe uygulanmamalıdır.   Targocid®’in süte geçişine ilişkin bilgi yoktur. Bu nedenle, hekim, potansiyel yararların olası risklere ağır basacağını düşünmedikçe Targocid® laktasyon sırasında kullanılmamalıdır.   KESİNLİKLE DOKTOR KONTROLÜ ALTINDA KULLANILIR.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Targocid® genellikle iyi tolere edilmektedir. Yan etkiler nedeniyle tedavinin kesilmesi nadirdir ve ortaya çıkan yan etkiler genellikle hafif ve geçicidir.  Ciddi yan etki nadiren ortaya çıkmaktadır. Bildirilen advers reaksiyonlar aşağıda belirtilmiştir.   Lokal reaksiyon:  eritem, lokal ağrı, tromboflebit, i.m. uygulama ile enjeksiyon yerinde abse.   Aşırı duyarlık:  deri döküntüsü, kaşıntı, ateş, titreme, bronkospazm, anafilaktik reaksiyonlar, anafilaktik şok, ürtiker, anjiyoödem, nadir olarak da eksfoliyatif dermatit, toksik epidermal nekroliz ve Stevens-Johnson sendromu dahil olmak üzere eritema multiforme.   Gastrointestinal:  bulantı, kusma, diyare.   Kan: nadir vakalarda geri dönüşümlü agranülositoz, lökopeni, nötropeni, trombositopeni, eozinofili.   Karaciğer fonksiyonları:  artmış serum transaminazları ve/veya alkalen fosfataz.   Böbrek fonksiyonları:  serum kreatinininde geçici yükselmeler, böbrek yetersizliği.   Merkezi sinir sistemi:  sersemlik, başağrısı ve intraventriküler uygulama ile nöbetler.   İşitme/denge:  işitme kaybı, tinnitus ve vestibüler bozukluk.   Diğer:  süperenfeksiyon (duyarlı olmayan mikroorganizmaların aşırı üremesi).   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Tofranil’in aşırı dozlarda alınmasının belirti ve semptomları, diğer trisiklik antidepresanlarda görülenlere benzerdir. Kardiyak anormallikler ve nörolojik bozukluklar, başlıca komplikasyonlardır. Çocuklarda ne miktarda olursa olsun kazara Tofranil alınması, ağır ve ölümle sonuçlanabilecek bir olay olarak değerlendirilmelidir.   Belirti ve semptomlar : Semptomlar, aşırı dozun alınmasını izleyen 4 saat içerisinde gözükür ve 24 saat sonra maksimal şiddet derecesine ulaşır. Emilimdeki gecikme (aşırı doza bağlı antikolinerjik etkinin artması), yarılanma ömrünün uzun olması ve ilacın enterohepatik dolaşıma girmesi hasta riskinin 4-6 gün kadar devam etmesine yol açabilir.   Şu semptomlar ve belirtiler görülebilir :   Merkezi sinir sistemi : Uyuşukluk, stupor, koma, ataksi, huzursuzluk, ajitasyon, reflekslerde şiddetlenme, kaslarda rijidite ve koreoatetoid hareketler, konvülsiyonlar.   Kardiyovasküler sistem : Hipotansiyon, taşikardi, aritmiler, iletim bozuklukları, şok, kalp yetmezliği, çok ender olarak dolaşım durması.   Diğer : Solunum depresyonu, siyanoz, kusma, ateş, midriyasis, terleme, oligüri veya anüri oluşabilir.   Tedavi : Spesifik antidot mevcut olmadığından tedavi temelde semptomatik ve destek tedavisi şeklindedir.   Aşırı doz Tofranil alındığından şüphe edilen herhangi bir kişi ve özellikle de çocuk hastaneye yatırılmalı ve en az 72 saat boyunca yakın gözetim altında tutulmalıdır.   Hastanın bilinci tam olarak yerindeyse, mümkün olan en kısa zamanda midesi yıkanmalı veya kusturulmalıdır. Hastanın bilinci yerinde değilse hava yolu, lavaja başlamadan önce balonlu bir endotrakeal tüple güvence altına alınmalı ve hasta kusturulmamalıdır. İlacın antikolinerjik etkileri midenin boşalmasını geciktirebileceğinden, bu önlemlerin aşırı dozun alınmasından sonra 12 saate kadar hatta daha uzun süre devam ettirilmesi gerekir. Aktif kömür verilmesi, ilacın emilimini azaltabilir.   Semptomların tedavisinde modern yoğun bakım yöntemleri kullanılır; kalp fonksiyonu, kan gazları ve elektrolitler aralıksız izlenir; gerekirse antikonvülsif tedavi, suni solunum, geçici olarak kalp pili takılması, plazma hacminin genişletilmesi, intravenöz damla yöntemiyle dopamin veya dobutamin kullanılması ve reanimasyon önlemleri gibi acil önlemler alınır. Fizostigminin şiddetli bradikardi, asistol ve nöbetler yapabildiği bildirildiğinden, aşırı doz Tofranil alındığında bunun kullanılması önerilmez. Tofranil plazma konsantrasyonlarının düşük olması nedeniyle hemodiyaliz ve periton diyalizi etkisizdir.

Endikasyonlar

Depresyonun tüm şekilleri; endojen, organik ve psikojenik şekiller ve kişilik bozuklukları veya kronik alkolizme eşlik eden depresyon dahil; Panik ataklar; Kronik ağrılı durumlar; Gece korkusu; Enurezis nokturna (sadece 5 yaşındaki veya daha büyük çocuklarda ve sadece organik nedenlerin olmadığı durumlarda).

Farmakodinamik Özellikler

Etki mekanizması İmipramin bir trisiklik antidepresan olup alfa-adrenolitik, antihistaminik, antikolinerjik ve 5-HT-reseptör blokajı gibi çeşitli farmakolojik özelliklere sahiptir. Ancak başlıca terapötik aktivitenin nöronlardaki noradrenalin ve serotonin (5-HT) geri-alımının inhibisyonu şeklinde olduğuna inanılmaktadır.   İmipramin “karma” bir geri-alım inhibitörüdür; örn. noradrenalin ve serotonin geri-alımını aynı derecede inhibe eder.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim İmipramin hidroklorür, gastrointestinal kanaldan hızla ve hemen hemen tamamen emilir. Besinler, emilimi veya biyoyararlanımı etkilemez. Oral yoldan alınan imipramin karaciğerden ilk geçişi sırasında kısmen, yine antidepresif aktiviteye sahip bir metabolit olan desmetilimipramine dönüşür. 10 gün boyunca günde 3 defa 50 mg kullanılmasından sonra imipramin ve desmetilimipraminin ortalama kararlı durum plazma konsantrasyonları, sırasıyla 33-85 ng/ml ve 43-109 ng/ml olarak bulunmuştur.   Dağılım İmipraminin % 86 kadarı plazma proteinlerine bağlanır. Beyin-omurilik sıvısındaki ve plazmadaki imipramin konsantrasyonları arasında yakın bağlantı vardır. İmipraminin sanal dağılım hacmi, 21 litre/kg civarındadır.   İmipramin ve metaboliti desmetilimipramin, plazmada bulunanla benzer konsantrasyonlarda anne sütüne geçer.   Biyotransformasyon İmipramin, karaciğerde geniş kapsamlı olarak metabolize edilir. Metabolizması daha çok demetilasyon, daha az olarak da hidroksilasyon yoluyladır. Her iki metabolik yol da genetik kontrol altındadır.   Eliminasyon İmipramin plazmadan, ortalama yarı-ömrü 19 saat olacak şekilde uzaklaştırılır. Verilen dozun % 80’ i idrarla ve %20’si dışkıyla, inaktif metabolitler şeklinde vücuttan atılır. İdrardaki değişmemiş imipramin ve aktif metaboliti olan desmetilimipramin oranları, dozun yaklaşık sırasıyla % 5 ve % 6’sı kadardır. Sadece küçük miktarlar feçesle atılır.   Özel hasta grupları Yaşlı hastalardaki imipramin plazma konsantrasyonları, metabolik klirensin azalmış olması nedeniyle gençlerdekinden daha yüksektir.   Çocuklardaki ortalama klirens ve eliminasyon yarı-ömrü, erişkin kontrollerdekinden anlamlı şekilde farklı değildir ama bu bakımdan hastadan hastaya büyük değişiklikler gösterir. İleri derecede böbrek bozukluğu olan hastalarda imipramin ve konjuge olmayan, aktif metabolitlerinin idrara çıkarılmasında değişiklik olmaz. Ancak, biyolojik bakımdan inaktif oldukları kabul edilen konjuge metabolitlerin kararlı durum plazma konsantrasyonları yükselir. Bu bilginin klinik önemi bilinmemektedir.

Farmasötik Şekli

Draje

Formülü

Bir draje 10 mg imipramin hidroklorür içerir. Yardımcı maddeler: Titan dioksit, kırmızı demir oksit, şeker.

İlaç Etkileşmeleri

MAO inhibitörleri : Tofranil, MAO inhibitörü tedavisinin kesilmesinden en az 2 hafta sonra verilmelidir (hipertansif kriz, hiperpireksi, miyoklonus, ajitasyon, nöbetler, delirium ve koma riski nedeniyle). Tofranil tedavisinden sonra MAO inhibitörü kullanmaya başlamadan önce de aradan aynı süre geçmelidir.Her iki durumda da Tofranil veya MAO inhibitörü başlangıçta düşük dozlarda kullanılmalı ve dozlar yavaş yavaş artırılarak etkileri izlenmelidir. Trisiklik antidepresanların, moklobemid gibi reversibl MAO-A inhibitörü tedavisinin sona ermesinden 24 saat sonra verilebileceği izlenimini doğuran kanıtlar vardır ama trisiklik bir antidepresandan sonra MAO-A inhibitörü kullanılacaksa, arada en az 2 haftalık bir ilaçtan arınma dönemi bırakılmalıdır.   Selektif serotonin geri-alım inhibitörleri : Bunların birlikte kullanılması, serotonerjik sistemde aditif etkilere yol açabilir. Fluoksetin ve fluvoksamin ayrıca, imipraminin plazma konsantrasyonlarını artırabilir ve buna bağlı advers etkilere neden olabilir.   Merkezi sinir sistemi depresanları : Trisiklik antidepresanlar alkolün ve merkezi sinir sisteminde depresyon yapan ilaçların (örn : barbitüratlar, benzodiazepinler veya genel anestetikler) etkilerini güçlendirebilir.   Nöroleptikler : Nöroleptiklerin birlikte alınması, trisiklik antidepresanların plazma düzeylerini yükseltebilir, konvülsiyon eşiğini düşürebilir ve nöbetlere neden olabilir. Tiyoridazinle birlikte kullanım, şiddetli kardiyak aritmilerle sonuçlanabilir.   Adrenerjik nöron blokerleri : Tofranil guanetidin, betanidin, rezerpin, klonidin ve alfa-metildopa gibi adrenerjik nöron blokerlerinin antihipertansif etkisini azaltabilir veya tamamen ortadan kaldırabilir. Hipertansiyon nedeniyle ilaç kullanılması gereken ve Tofranil alan depresyon vakalarında, farklı bir tip antihipertansif (diüretik, vazodilatör veya beta bloker) kulanılmalıdır.   Antikoagülanlar : Trisiklik antidepresanlar kumarin grubu ilaçların antikoagülan etkilerini, bu ilaçların karaciğerdeki metabolizmalarını inhibe ederek artırabilir. Bu nedenle plazma trombin düzeyinin dikkatle izlenmesi önerilir.   Antikolinerjik ilaçlar : Trisiklik antidepresanlar fenotiyazin, antiparkinson ilaçlar, antihistaminler, atropin ve biperiden gibi antikolinerjik ilaçların gözdeki, merkezi sinir sistemindeki, barsaktaki ve mesanedeki etkilerini artırabilir.   Sempatomimetik ilaçlar : Tofranil adrenalin, noradrenalin, izoprenalin, efedrin ve fenilefrin (örneğin lokal anestetikler) gibi ilaçların kardiyovasküler etkilerini şiddetlendirebilir.   Kinidin : Trisiklik antidepresanlar, kinidin tipi antiaritmiklerle birlikte kullanılmamalıdır.   Karaciğer enzim indüksiyonuna yol açan ilaçlar : Karaciğerdeki mono-oksijenaz sistemini aktive eden barbitüratlar, karbamazepin, fenitoin, nikotin ve doğum kontrol hapları gibi ilaçlar imipramin metabolizmasını hızlandırıp plazma düzeylerini azaltarak etki azalmasına yol açabilir. Plazmadaki fenitoin ve karbamazepin düzeyleri yükselebilir ve buna bağlı advers etkiler görülebilir. Bu ilaçların dozajının ayarlanmasına ihtiyaç duyulabilir.   Simetidin, metilfenidat : Bu ilaçlar trisiklik antidepresanların plazma konsantrasyonlarını yükseltebildiğinden, söz konusu antidepresanların dozlarını azaltmak gerekir.   Estrojenler : Estrojenlerin bazen Tofranil’in etkisini çelişkili olarak azalttığını, ancak bazen de Tofranil toksisitesine neden olduğunu gösteren kanıtlar vardır.

Kontraendikasyonlar

İmipramin veya içerdiği herhangi bir maddeye karşı aşırı duyarlık veya dibenzazepin grubu trisiklik antidepresanlara karşı çapraz duyarlık. Tofranil, bir MAO inhibitörüyle birlikte veya MAO inhibitörü tedavisinden 14 gün önce veya sonra kullanılmamalıdır (bkz. “İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler”). Moklobemid gibi selektif, reversibl MAO-A inhibitörüyle birlikte de kullanılmamalıdır. Yakın zamanda geçirilmiş miyokard enfarktüsü.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Dozaj ve uygulama yöntemi, her hastanın durumuna göre düzenlenmelidir. Amaç, mümkün olan en düşük dozlarla optimal etki elde etmek ve doz artırımını, özellikle Tofranil’e, orta yaş gruplarına kıyasla daha güçlü tepki gösteren adolesans çağındaki gençlerde ve yaşlılarda olmak üzere dikkatle gerçekleştirmektir.   Doktor tarafından başka bir şekilde tavsiye edilmediği takdirde aşağıdaki dozlar uygulanır:   Depresyon ve depresif sendromlar : Ayakta tedavi gören hastalarda : Tedaviye günde 1-3 defa 25 mg’la başlanır. Günlük dozajı yavaş yavaş 150-200 mg’a yükseltilir. Bu dozaja ilk haftanın sonunda ulaşılmalı ve belirgin düzelme sağlanıncaya kadar kullanılmalıdır. Dozun dikkatle azaltılması yoluyla her hastada ayrı ayrı belirlenmesi gereken idame dozu, genellikle günde 50 -100 mg arasındadır.   Hastanede tedavi gören hastalarda : Tedaviye günde 3 defa 25 mg ile başlanır. Dozaj her gün 25 mg artırarak günlük doz 200 mg’a çıkıncaya kadar artırılır ve bu dozaja, hastanın durumu düzelinceye kadar devam edilir. Ağır vakalarda doz, günde 3 defa 100 mg’a yükseltilebilir. Açıkça düzelme elde edildikten sonra idame dozu, hastanın gereksinimine göre belirlenmelidir (genellikle günde 100 mg).   Panik ataklar : Başlangıçta hergün 10 mg’lık 1 tablet, olasılıkla benzodiazepinle birlikte kullanılır (bkz. “Uyarılar/Önlemler”). Tolere edilme durumuna göre dozaj, istenilen cevap alınıncaya kadar yükseltilir ve benzodiazepin kullanımına yavaş yavaş son verilir. İhtiyaç duyulan günlük dozaj, hastadan hastaya büyük değişiklikler gösterebilir ve 75-150 mg arasında değişebilir. Gerekirse 200 mg’a yükseltilebilir. Tedavinin 6 ay devam ettirilmesi önerilir. Bu zaman içerisinde idame dozu yavaş yavaş azaltılmalıdır.   Kronik ağrılı durumlar : Doz hastaya göre ayarlanmalıdır (günde 25 – 300 mg). Günde 25-75 mg, genellikle yeterli olmaktadır.   Yaşlı hastalar : Tedaviye günde 1 defa 10 mg’lık tabletle başlanır. Daha sonra bu dozaj, 10 gün içerisinde yavaş yavaş artırılarak optimal düzey olan günde   30 – 50 mg’ a yükseltilir ve tedavinin sonuna kadar bu dozaj kullanılır.   Çocuklar : Tedaviye günde 1 defa 10 mg’lık tabletle başlanır. Daha sonra günlük dozaj 10 gün içerisinde, 5-8 yaşındaki çocuklarda 2 tablete, 9-14 yaşındaki çocuklarda 20-50 mg’a ve 14 yaşından büyük çocuklarda 50-80 mg’a yükseltilir. Çocuklardaki olası kardiyotoksik etkilere karşı korunmak amacıyla günlük dozaj, 2.5 mg/kg’ı aşmamalıdır.   Enürezis nokturna (sadece 5 yaşındaki veya daha büyük çocuklarda): Önerilen doz, günde 1.7 mg/kg’dır. Başlangıç dozları 5-8 yaşındaki çocuklarda günde 10 mg’lık 2-3 tablet, 9 -12 yaşındaki çocuklarda günde 25 mg’lık 1-2 tablet, daha büyük çocuklarda günde 1-3 defa 25 mg’lık tablet şeklindedir. Daha yüksek dozlar, tedaviye 1 hafta içerisinde tam cevap alınamayan hastalarda kullanılır. Tabletler akşam yemeğinden sonra tek bir doz şeklinde alınmalıdır, ama geceleri yatağını erken ıslatan çocuklarda dozun bir bölümü daha erken saatlerde (öğleden sonra saat 4’te) verilir. İstenilen cevap alındıktan sonra tedaviye 1-3 ay devam edilmeli ve doz yavaş yavaş idame dozuna düşürülmelidir.   5 yaşından küçük çocuklarda bu konuda deneyim yoktur.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Tofranil 25 mg 50 draje, blister ambalajda.

Saklama Koşulları

30 °C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Nemden koruyunuz.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Tofranil 10 mg 50 draje, blister ambalajda.

Uyarılar/Önlemler

Trisiklik antidepresanların konvülsiyon eşiğini düşürdükleri bilinmektedir ve bu nedenle Tofranil, epilepsi hastalarında veya konvülsiyonlara zemin hazırladığı bilinen diğer faktörlerin bulunduğu hastalarda, örneğin çeşitli etiyolojilere bağlı beyin hasarı olanlarda, nöroleptiklerle birlikte kullanıldığı durumlarda, alkolün veya antikonvülsif özelliklere sahip ilaçların (örneğin benzodiazepinler) kullanılmasına son verildiği durumlarda son derece dikkatle kullanılmalıdır. Nöbetlerin ortaya çıkması, doza bağımlı gözükmektedir. Bu nedenle, önerilen toplam günlük Tofranil dozu aşılmamalıdır.   Kardiyovasküler bozukluğu olan hastalarda ve özellikle de kardiyovasküler yetmezliği, iletim bozuklukları (örneğin I-III derece atrioventriküler blok) veya aritmileri olanlarda dikkat etmek gerekir. Bu gibi hastalarda ve ayrıca da ileri yaştaki hastalarda kalp fonksiyonu ve EKG izlenmelidir.   Antikolinerjik özellikleri nedeniyle Tofranil, geçmişlerinde göz-içi basıncının yükselmesi, dar-açılı glokom veya idrar retansiyonu (örneğin prostat hastalıkları) bulunan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.   Trisiklik antidepresanların ileri derecede karaciğer veya böbrek hastalığı olan hastalara ve hipertansif krizlere neden olabileceğinden adrenal medulla tümörleri (feokromositoma, nöroblastoma) olan hastalara verilmesi sırasında dikkatli olmak gerekir.   Panik hastalığı olan birçok hastada trisiklik antidepresan tedavisinin başlangıcında daha belirgin bir anksiyete görülür (bkz. “Kullanım Şekli ve Dozu”). Anksiyete düzeyindeki bu yanıltıcı artış en çok, tedavinin ilk birkaç günü görülür ve 2 hafta içerisinde genellikle ortadan kalkar.   Trisiklik antidepresanlar alan bazı şizofrenik hastalarında psikozun aktif duruma geçebildiği gözlenmiştir.   Bipolar etkili hastalıkların depresif fazında trisiklik antidepresan kullanan hastalarda mani veya hipomani atakları da bildirilmiştir. Bu gibi vakalarda; Tofranil dozajının azaltılması veya Tofranil kullanımına son vererek antipsikotik bir ilaç verilmesi gerekebilir. Bu tür ataklar yatıştıktan sonra gerekirse, düşük doz Tofranil tedavisine tekrar başlanabilir.   İntihar riski, ağır depresyonun ayrılmaz bir özelliğidir ve anlamlı bir remisyon elde edilinceye kadar devam edebilir. Tedavi başlangıcında benzodiazepinlerle veya nöroleptiklerle birlikte kombinasyon tedavisine ihtiyaç duyulabilir (bkz. “Uyarılar/Önlemler” ve “İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler”).   Postüral hipotansiyonu veya labil bir dolaşımı olan hastalarda kan basıncı düşebileceğinden, Tofranil tedavisine başlanmadan önce kan basıncının kontrol edilmesi önerilir.   İstenmeyen kardiyak etki olasılığı nedeniyle hipertiroidizmi olanlarda veya tiroid preparatlarını kullananlarda dikkatli olmak gerekir.   Karaciğer hastalığı olan hastalarda karaciğer enzim düzeylerinin belirli aralıklarla izlenmesi önerilir.   Tofranil ile sadece çok ender vakalarda lökosit sayısında değişiklikler bildirilmiş olmasına rağmen, özellikle tedavinin ilk birkaç ayı boyunca ve uzun süreli tedaviler sırasında belirli aralıklarla kan sayımı yapılmalı ve hasta ateş, boğaz ağrısı gibi semptomlar açısından izlenmelidir.   Benzer trisiklik antidepresanlar gibi, Tofranil de elektrokonvülsif tedaviyle birlikte ancak dikkatli bir gözetim altında uygulanmalıdır.   Durumları elverişli olan hastalar ve ileri yaştaki hastalarda, trisiklik antidepresanlar özellikle geceleri olmak üzere farmakojenik (delirium tipi) psikozlara neden olabilir. Bunlar, ilacın kesilmesinden sonraki birkaç gün içerisinde kaybolur.   Kronik kabızlık vakalarında dikkatli olmak gerekir. Trisiklik antidepresanlar, özellikle yaşlılarda ve yatalak hastalarda olmak üzere paralitik ileusa yol açabilir.   Genel veya lokal anestezi öncesinde anestezi uzmanı, hastanın Tofranil kullanmakta olduğu konusunda uyarılmalıdır (bkz. “İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler”).   Uzun süreli trisiklik antidepresan tedavisi sırasında diş çürüklerinde artış bildirilmiştir. Bu nedenle, uzun süreli tedaviler sırasında düzenli aralıklarla diş kontrolleri yapılmalıdır.   Trisiklik antidepresanların antikolinerjik etkisi nedeniyle gözyaşı miktarının azalması ve mükoid salgıların birikmesi, kontakt lens takan hastaların kornea epitelinde hasar meydana gelmesine yol açabilir.   Olası advers reaksiyonlar nedeniyle tedavi birdenbire sona erdirilmemelidir (bkz. “Yan Etkiler/Advers Etkiler”).   Gebelik ve Emzirme Trisiklik antidepresanların kullanılmasıyla fetustaki advers etkiler (gelişme kusurları) arasında olası bir bağlantı kuran ender raporlar olduğundan, beklenen faydaların fetusta meydana gelebilecek zararlarından açıkça daha fazla olmadığı sürece gebelik sırasında Tofranil kullanılmamalıdır.   Anneleri doğuma kadar trisiklik antidepresan kullanmış olan yenidoğanlarda doğumu izleyen ilk birkaç saat veya gün boyunca dispne, letarji, kolik, iritabilite, hipotansiyon veya hipertansiyon ve tremor veya spazmlar gibi ilaç bırakma semptomları görüldüğü bildirilmiştir. Bu gibi semptomlara meydan vermemek için hesaplanan doğum tarihinden en az 7 hafta önce Tofranil tedavisine, eğer mümkünse son verilmelidir.   İmipramin ve metaboliti desmetilimipramin anne sütüne az miktarda geçtiğinden, bebeğini emziren annelerde Tofranil tedavisine yavaş yavaş son verilmeli ya da bebeğin anne sütüyle beslenmesinden vazgeçilmelidir.   Araç ve makine kullanma yeteneği üzerine etkileri Tofranil kullanan hastalar bulanık görme, uyuşukluk ve diğer merkezi sinir sistemi semptomlarının (bkz. “Yan Etkiler/Advers Etkiler”) görülebileceği konusunda uyarılmalı ve kendilerine bu durumda araç ya da makine kullanmamaları, dikkat ve uyanıklık gerektiren herhangi bir iş yapmamaları söylenmelidir. Alkolün veya diğer ilaçların bu gibi etkileri şiddetlendirebileceği, hastalara anlatılmalıdır (bkz. “İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler”).

Yan Etkileri / Advers Etkiler

İstenmeyen etkiler genellikle hafif ve geçici olup, tedaviye devam edildiğinde ya da dozajın azaltılmasıyla ortadan kalkar. Bunlar, plazmadaki ilaç düzeyleriyle veya dozla her zaman bağlantılı değildir. İstenmeyen belirli etkilerin yorgunluk, uyku bozuklukları, ajitasyon, anksiyete, kabızlık ve ağız kuruması gibi depresyon semptomlarından ayırt edilmesi çoğu zaman zordur.   Şiddetli nörolojik veya psişik reaksiyonlar gelişirse, Tofranil tedavisi durdurulmalıdır.   İleri yaştaki hastalar antikolinerjik, nörolojik, psişik ve kardiyovasküler etkilere karşı özellikle duyarlıdır. Bu hastaların ilacı metabolize etme ve vücuttan uzaklaştırma yeteneklerinin azalmış olması, plazma konsantrasyonlarının terapötik dozlarda yükselmesi şeklinde bir risk yaratır. Sıklık skalası: Sık sık > %10, Bazen > % 1-10, Ender > %0.001-1, Çok ender    < %0.001   Merkezi Sinir Sistemi   Psişik etkiler: Bazen uyuşukluk, yorgunluk, huzursuzluk, konfüzyon, delirium, disoriyentasyon, hallüsinasyonlar (özellikle yaşlılarda ve Parkinson hastalarında), anksiyete artışı, ajitasyon, uyku bozuklukları, depresyondan hipomani veya maniye geçiş; ender olarak psikotik semptomların aktivasyonu; çok ender olarak saldırganlık.   Nörolojik etkiler: Sık sık  tremor; bazen sersemlik, baş ağrısı, paresteziler; ender olarak epilepsi nöbetleri; çok ender olarak EEG değişiklikleri, miyoklonus, dermansızlık, ekstrapiramidal semptomlar, ataksi, konuşma bozuklukları, ilaca bağlı ateş.   Antikolinerjik etkiler:Sık sık ağız kuruması, terleme, kabızlık, gözde akomodasyon bozuklukları, bulanık görme, sıcak basmaları; bazen miktürisyon sorunları; çok ender olarak midriyasis, glokom, paralitik ileus.   Kardiyovasküler sistem Sık sık kalpleri normal olan hastalarda sinüs taşikardisi, postüral hipotansiyon, klinikte önemsiz EKG değişiklikleri (örn: ST ve T değişiklikleri); bazen: Aritmiler, iletim bozuklukları (örneğin QRS kompleksinin genişlemesi, PQ değişiklikleri, dal bloku), palpitasyonlar; çok ender olarak kan basıncının yükselmesi, kardiyak dekompansasyon, periferik vazospastik reaksiyonlar.   Gastrointestinal kanal Bazen bulantı, kusma, iştahsızlık; çok ender stomatit dil lezyonları, abdominal hastalıkları.   Karaciğer Bazen transaminazlarda yükselme; çok ender olarak sarılıkla birlikte veya yalnız başına hepatit.   Deri Bazen alerjik deri reaksiyonları (deri döküntüsü, ürtiker); çok ender olarak lokal veya yaygın ödem, ışığa duyarlılık, kaşıntı, peteşiler, saç dökülmesi.   Endokrin sistem ve metabolizma Sık sık kilo artışı; bazen libido ve potens sorunları; çok ender olarak galaktore, memelerde büyüme, uygunsuz antidiüretik hormon salgılanması sendromu, kan şekerinde azalma veya artma, kilo kaybı.   Aşırı duyarlık Çok ender olarak eozinofiliyle birlikte veya eozinofili olmaksızın alerjik alveolit (pnömonit), hipotansiyon dahil sistemik anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar.   Kan Çok ender olarak lökopeni, agranülositoz, trombositopeni, eozinofili, purpura.   Duyu organları Çok ender olarak kulak çınlaması.   Diğer Kullanımın birdenbire sona erdirilmesi veya dozun birdenbire azaltılması sonucu bazen şu semptomlar görülebilir: Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, uykusuzluk, baş ağrısı, sinirlilik ve anksiyete.    BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Doz aşımı durumunda klinik olarak görülebilecek belirti ve bulgular (punktat keratit, eritem, lakrimasyon artışı, ödem ve göz kapaklarında kaşınma), bazı vakalarda görülen yan etkilere benzer olabilir. İlacın kesilmesi ile semptomlar ortadan kalkar.

Endikasyonlar

Thilomaxine göz ve ilintili dokularda, özellikle diğer antibiyotiklere dirençli tobramisine duyarlı bakterilerin oluşturduğu eksternal enfeksiyonların tedavisinde endike, topikal olarak uygulanabilen bir antibiyotikdir. Thilomaxine ile yapılan tedavi sırasında klinik cevap dikkatle izlenmelidir. Ayrıca, klinik çalışmalar tobramisinin çocuklarda kullanımının güvenli ve etkili olduğunu göstermiştir.

Farmakodinamik Özellikler

Tobramisin, suda eriyebilen, geniş spektrumlu, aminoglikozid grubu bir antibiyotikdir. Bakterisid etki gösterir. Bakteri ribozomlarının 30S alt birimlerine irreversibl bir şekilde bağlanarak ribozomlarda protein sentezini inhibe eder ve mRNA’nın taşıdığı genetik kodun yanlış uygulanmasına ve sentezin tamamlanamadan sona ermesine neden olur. Ek olarak 50S alt birimine de bağlanır.   Tobramisin, aşağıdaki yaygın bakteriyel göz patojenlerine karşı etkilidir: Pseudomonas aeruginosa, E. Coli, Klebsiella pneumonia, Enterobakter aerogenes, Proteus mirabilis, Morganella morgani, çoğu Proteus vulgaris suşları, Haemophilus influenza ve H. aegyptius, Moraxella lacunata ve Acinobacter türleri ve bazı Neisseria türleri; S. aureus ve S. epidermidis dahil Stafilokoklar Bakteriyel duyarlılık çalışmaları, bazı vakalardaki gentamisine dirençli mikroorganizmaların, tobramisine duyarlı kaldığını göstermiştir

Farmakokinetik Özellikler

Topikal oküler uygulamayı takiben, sadece küçük bir miktar tobramisin korneal barıyeri geçmektedir.

Farmasötik Şekli

Göz damlası

Formülü

Formül: (1 ml için)   Aktif madde: Tobramisin                               3.00 mg   Diğer maddeler: Borik asit                                 12.40 mg Sodyum sülfat                           1.52 mg Sodyum klorür                           2.78 mg Tyloxapol                                 1.00 mg Benzalkonyum klorür                   0.10 mg Saf su   k.m.                             1.00 mL

İlaç Etkileşmeleri

Kontraendikasyonlar

Thilomaxine’in içerdiği maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinenler vakalarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Hafif veya orta derecedeki vakalarda hasta göze (gözlere) her dört saatte bir 1 veya 2 damla damlatılır. Ciddi enfeksiyonlarda ise hasta göze (gözlere) saat başı, iyileşme sağlanıncaya kadar ikişer damla uygulanmalıdır. İyileşmeden sonra doz azaltılarak kesilmelidir. Şişe açıldıktan sonra 4 hafta içinde kullanılmalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Steril göz pomadı %0.3; 3.5 g’lık tüplerde.

Saklama Koşulları

Damlalıklı şişenin ağzı her kullanımdan sonra sıkıca kapatılmalıdır. 30 ºC’nin altında oda sıcaklığında saklanmalıdır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Steril göz damlası %0.3; 5 ml’lik damlalıklı şişelerde.

Uyarılar/Önlemler

Göz içine enjeksiyon için değildir. Bazı hastalarda topikal olarak uygulanan aminoglikozidlere aşırı duyarlık oluşabilmektedir. Bu tür bir reaksiyon oluşması halinde Thilomaxine kesilir. Kullanımdan önce kontakt lensler çıkarılmalıdır.   Diğer antibiyotiklerle olduğu gibi, uzun süreli tobramisin kullanımı mantarlar dahil tedaviye duyarlı olmayan mikroorganizmaların aşırı üremesi ile sonuçlanabilir. Süperenfeksiyon oluşması halinde, uygun bir tedavi hemen başlatılmalıdır.   Diğer aminoglikozid antibiyotiklere çapraz-duyarlılık ortaya çıkabilir, eğer aşırıduyarlılık gelişirse, bu ilacın kullanımı kesilir ve uygun tedavi başlatılır.   Damlalığın ucu herhangi bir yere değdirilmemelidir, ilacın sterilliğinin bozulmasına neden olabilir.   Gebelikte uygulama: Gebelik kategorisi B: Yapılan araştırmalar, tobramisinin üreme ve fetus üzerine herhangi bir zarara neden olmadığını göstermiştir. Ancak gebe kadınlarda yapılmış yeterli sayıda ve iyi kontrollü çalışma yoktur. Thilomaxine gebelerde muhakkak gerekli ise uygulanmalıdır.   Emziren annelerde uygulama: Thilomaxine kullanımı ile anne sütü alan bebeklerde ortaya çıkabilecek yan etkiler nedeniyle, Thilomaxine’nin anne sağlığı yönünden tedavinin önemi göz önüne alınarak, ilacın mı yoksa emzirmenin mi kesilmesi gerektiği yönünde bir karar verilmelidir.   Araç ve makine kullanmaya etkisi: Görme keskinliği geçici olarak etkilenebileceğinden, uygulamadan sonra araba veya bir makinenin kullanımı sırasında hastalar dikkatli olmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Thilomaxine Göz Damlası’nın en sık görülen yan etkisi, göz kapaklarında kaşınma ve şişme, konjunktival eritem gibi lokal oküler toksisite ve aşırı duyarlık reksiyonlarıdır. Bu reaksiyonlar Thilomaxine ile tedavi edilen hastalarda %3’ten daha seyrek olarak görülmektedir. Ancak diğer topikal uygulanan aminoglikozid antibiyotiklerle de benzer reaksiyonlar oluşabilmektedir.   Thilomaxine Göz Damlası ile başka bir yan etki bildirilmemiştir.   Topikal uygulanan tobramisin ile birlikte sistemik aminoglikozid uygulanması halinde, toplam serum aminoglikozid konsantrasyonlarının izlenmesi tavsiye edilir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 2 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window