İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması VALENDE
Birim Miktarı 84
ATC Kodu C07AB12
ATC Açıklaması Nebivolol
NFC Kodu AA
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Tabletler
Orijinal / Jenerik Türü Jenerik
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 87,43 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 78,09 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Başlıklar
  1. İlaç Etken Maddeleri
  2. İlaç Prospektüsü
    1. Doz Aşımı
    2. Endikasyonlar
    3. Farmakodinamik Özellikler
    4. Farmakokinetik Özellikler
    5. Farmasötik Şekli
    6. Formülü
    7. İlaç Etkileşmeleri
    8. Kontraendikasyonlar
    9. Kullanım Şekli Ve Dozu
    10. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    11. Saklama Koşulları
    12. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    13. Uyarılar/Önlemler
    14. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    15. Doz Aşımı
    16. Endikasyonlar
    17. Farmakodinamik Özellikler
    18. Farmakokinetik Özellikler
    19. Farmasötik Şekli
    20. Formülü
    21. İlaç Etkileşmeleri
    22. Kontraendikasyonlar
    23. Kullanım Şekli Ve Dozu
    24. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    25. Ruhsat Sahibi
    26. Ruhsat Tarihi Ve Numarası
    27. Saklama Koşulları
    28. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    29. Uyarılar/Önlemler
    30. Üretim Yeri
    31. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    32. Doz Aşımı
    33. Endikasyonlar
    34. Farmakodinamik Özellikler
    35. Farmakokinetik Özellikler
    36. Farmasötik Şekli
    37. Formülü
    38. İlaç Etkileşmeleri
    39. Kontraendikasyonlar
    40. Kullanım Şekli Ve Dozu
    41. Ruhsat Sahibi
    42. Ruhsat Tarihi Ve Numarası
    43. Saklama Koşulları
    44. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    45. Uyarılar/Önlemler
    46. Üretim Yeri
    47. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    48. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    49. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    50. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    51. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    52. İlaç Nasıl Kullanılır
    53. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    54. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    55. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    56. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    57. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    58. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    59. Etkin Maddeler
    60. Farmakodinamik Özellikler
    61. Farmakokinetik Özellikler
    62. Farmasötik Form

İlaç Etken Maddeleri

  • nebivolol hidroklorür (10 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Doz aşımı halinde destekleyici tedavi önerilir, glomerül filtrasyonu devam ettirilmelidir.  Vankomisin kandan hemodiyaliz ya da peritoneal diyaliz ile temizlenmez Amberlit rezin XAD-4 ile hemoperfüzyonun yararının kısıtlı olduğu bildirilmiştir.

Endikasyonlar

Penisilinler ve sefalosporinler dahil olmak üzere  daha az toksik antibiyotiklerle tedavi edilemeyen  ve potansiyel olarak hayatı tehdit eden enfeksiyonların tedavisinde kullanılır.   Vankomisin hidroklorür, stafilokok (metisiline dirençli stafilokoklar dahil) enfeksiyonlarının ve streptokok enfeksiyonlarının tedavisinde endikedir.   Vancomycin HCl DBL Enjektabl Streptococcus viridans veya Streptococcus bovis endokarditinde, tek başına ya da bir aminoglikozid antibiyotikle beraber etkili olur.  Vankomisin hidroklorür difteri endokarditinde de etkilidir.  Vancomycin HCl DBL Enjektabl rifampisin ya da bir aminoglikozid veya her ikisi ile beraber  Staphylococcus epidermidis veya difteri prospataik  kapak endokarditinin erken dönemlerinde kullanılabilir. Stafilokoksik enterokolit ve antibiyotiğe ilişkin psödomembranöz kolitte (C. Difficile ile ) vankomisin hidroklorür intravenöz infüzyon oral olarak alınmalıdır, bu durumda parenteral olarak uygulanmaz.  Diğer enfeksiyonlarda  vankomisin oral yoldan etkili değildir.  Oral uygulamada parenteral formül kullanılabilir.  Psödomembranöz kolitli hastalarda ve stafilokoksik enterokoliti olan hastalarda  oral uygulama sonrası bir miktar sistemik absorbsiyon görülebilir.  Toplam günlük doz 2 g’ı geçmemelidir.

Farmakodinamik Özellikler

Mikrobiyoloji Vankomisin, stafilokok, streptokok, korinebakteriyum ve klostridyumlar gibi birçok gram pozitif mikroorganizmaya karşı etkilidir. Gram pozitif bakterilerin birçok suşu vankomisinin 0.5-5 µg/ml konsantrasyonlarına duyarlıdır. Bazı Staphylococcus aureus suşları 10-20 µg/ml’lik konsantrasyonlara gerek duyarlar. Kirby- Bauer ile disk duyarlılık testi ile 30 µg’lık vankomisin diskinin 11 mm’lik bir zon oluşturması gerekmektedir. Test detayları için NCCLS kılavuzuna bakınız   Vankomisin, Streptomyces orientalis’in belirli suşlarının üretilmesiyle elde edilen amfoterik glikopeptid antimikrobiyal bir maddedir. Bir çok gram- pozitif organizmaya karşı bakterisit etkilidir.   Vankomisin, bakteri hücre duvarı nukleopeptid üretimini inhibe ederek etki yapar, bu şekilde hücre duvarı sentezinin hemen durmasına  ve sekonder plazma membranı hasarına neden olur.  Vankomisin günümüzde kullanılan antimikrobiyal ajanlarla kimyasal olarak bir ilişkisi yoktur.  Vankomisin hidroklorür intravenöz infüzyon için sulandırılarak kullanılan liyofilize bir tozdur.  Suyla sulandırıldığında pH’sı 2.8-4.5 arasında berrak bir solüsyondur.

Farmakokinetik Özellikler

Vankomisin  oral yoldan alındığında az emilir.  Sistemik enfeksiyonların tedavisinde intravenöz yoldan kullanılır.  Böbrek fonksiyonu normal hastalar üzerinde yapılan bir çalışmada 1g doz 60 dakikanın üzerinde verilmiş, 60. dakikada  plazma düzeyi yaklaşık 63 µg/ml olmuş, Multipl intravenöz dozları takiben, infüzyon tamamlandıktan 2 saat sonra pik serum konsantrasyonları 18-26 mg /Litre olarak ölçülmüştür. Böbrek fonksiyonu normal kişilerde vankomisinin ortalama eliminasyon yarılanma ömrü 4-6 saattir.  İlk 24 saat içinde uygulanan dozun  yaklaşık %75’i glomerül filtrasyon yoluyla idrarla atılır.  Ortalama plazma  klerensi yaklaşık 0.06 L/kg/saat, ortalama renal klerensi 0.05 L/kg/ saattir.    Böbrek fonksiyon bozukluğu vankomisin atılımını yavaşlatır.  Anefrik hastalarda ortalama eliminasyon yarılanma ömrü  7.5 gündür.  Dağılım katsayısı 0.3- 0.69 L/kg arasındadır. Vankomisin , hemodiyaliz veya peritoneal diyaliz ile etkili olarak temizlenmez. Yaşlılarda vankomisinin total sistemik ve renal klerensi azalır. Proteine bağlanma,  10 -100 µg/ml vankomisin serum konsantrasyonlarında yaklaşık %55 olarak hesaplanmıştır.  Klinik olarak etkili konsantrasyonları  genellikle intravenöz infüzyon yoluyla sağlanabilir.  Ayrıca, inhibitör konsantrasyonları plevra, perikardiyal, ascit ve sinovya sıvılarında, idrarda, ve atrial apendiks dokusunda gösterilmiştir.  Serebrospinal sıvıyla meninkslere kolayca difüze olmaz.

Farmasötik Şekli

Liyofilize Toz

Formülü

Bir flakon 500 mg ( 500,000 IU) vankomisin aktivitesine eşdeğer miktarda vankomisin hidroklorür içerir.  Liyofilize toz steril ve apirojendir.

İlaç Etkileşmeleri

Kimyasal olarak, deksametazon sodyum fosfat, heparin sodyum, metisilin sodyum, sodyum bikarbonat ile  geçimsizdir.   Vankomisin solüsyonunun pH’sı düşüktür bu nedenle başka bileşiklerle karıştırıldığında  kimyasal ve fiziksel geçimsizlik olur.   Diğer ototoksik ve nefrotoksik ilaçlarla birlikte toksisite artışı olur. Nöromüsküler blokaj yapan ajanlarla birlikte verilirse, nöromüsküler blokaj artışı olur.  

Kontraendikasyonlar

İlaca aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir.  Ağır işitme kaybı olan hastalarda kullanmayınız.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Erişkinler    İntravenöz Genel erişkin intravenöz dozu, her 6 saatte bir 500 mg ya da 12 saatte bir 1 g’dır.  Doz intravenöz infüzyon şeklinde uygulanmalıdır; infüzyon hızı 10 mg /dakikadan  fazla olmamalıdır.  Eğer daha kısa sürede ya da daha yüksek dozda  verilecek olursa, tromboflebite ek olarak  belirgin hipotansiyon  olma ihtimali vardır. Hızlı  uygulama ayrıca  yüzde kızarma omuz ve boyunda geçici deri döküntüsü yapabilir. Stafilokok enfeksiyonları 48-72 saat içinde cevap verirler.  Tedavinin süresi enfeksiyonun tipine ve şiddetine ve hastanın yanıtına göre  değişir. Bakteriyel endokarditte, genel doz 500 mg vankomisindir; intravenöz olarak  her 6 saatte bir,  tek başına veya başka antibiyotiklerle beraber minimum 3 hafta uygulanır.   Serum düzeylerinin terapötik sınırı Multipl intravenöz dozları takiben, infüzyon tamamlandıktan 2 saat sonra ölçüldüğünde  18 -26 mg /litredir.  Bir sonraki dozdan önce ölçülen  düzeyler, 5 – 10 mg/litre olmalıdır. 80 -100 mg /litre serum ilaç düzeylerinde  ototoksisite görülmüştür, ama serum düzeyleri 30 mg / litre ve altında tutulduğu sürece bu duruma sık rastlanmamaktadır.   Oral 6 saatte bir 125 mg veya bölünmüş dozlar halinde, günde 500 mg önerilmektedir, buna rağmen ağır vakalarda günde 2 g.a kadar  dozlar kullanılmıştır.  Toplam günlük doz 2 g.ı geçmemelidir.  Vankomisin  psödomembranöz kolit ve stafilokoksik enterokolit dışında  başka hiçbir endikasyonda oral yoldan etkili değildir.   Çocuklar   İntravenöz Genel intravenöz doz, her 6 saatte bir, 10 mg / kg’dir ( toplam günlük doz, 40 mg/kg).  Her doz  en az 60 dakikalık bir süre içinde  uygulanmalıdır.  Yeni doğanlarda ve  bebeklerde, günlük doz daha düşük olabilir.  Başlangıç dozu olarak, 15 mg / kg önerilir.  Daha sonra  hayatın ilk haftasında her 12 saatte bir 10 mg /kg ve  bir aylık olana kadar daha sonra , her 8 saatte bir, 10 mg/kg uygulanması önerilir.  Bu hastalarda serum vankomisin düzeylerinin yakından denetlenmesi  şarttır.Toplam günlük doz 2 g.’ı geçmemelidir.   Oral 7-10 gün süreyle, bölünmüş dozlar halinde,  günde 40 mg / kg dozda uygulanabilir.  Toplam günlük doz 2 g’ı aşmamalıdır.   Yaşlılar Ototoksisite ve nefrotoksisite nedeniyle vankomisin önceden işitme kaybı ve böbrek yetmezliği olan hastalarda  dikkatle kullanılmalıdır.  Bu hastalarda kan düzeyleri kontrol edilmeli ve böbrek fonksiyon testleri yapılmalıdır.  60 yaşın üzerindekilere işitme testleri düzenli olarak yapılmalıdır.   Böbrek fonksiyon bozukluğu olanlar Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda, vankomisinin dozu böbrekteki bozukluğa, enfeksiyonun şiddetine, enfeksiyon nedeni mikroorganizmanın duyarlılığına ve ilacın serumdaki yoğunluğuna    göre ayarlanmalıdır.  Böbrek fonksiyonu bozuk olan hastalara önerilen başlangıç dozu 15 mg / kg’dır, bundan sonraki dozlar, böbrek fonksiyonuna ve ilacın serum yoğunluğuna göre ayarlanmalıdır. İlacın birikmesi uzun süreli tedavi sonucu oluşabilir, serum düzeyleri devamlı kontrol edilmelidir.  Aşağıdaki tablo  kılavuz olarak kullanılmalıdır.  Diyalizde olan anefrik hastalarda bu tablo kullanılmaz. ________________________________________________________ Kreatinin klerensi                  Vankomisin dozu ml/ dakika / kg                     mg / kg / 24 saat _________________________________________________________   2.0                                                                         30.9 1.5                                                                         23.2 1.0                                                                         15.4 0.5                                                                           7.7 0.2                                                                           3.1 _________________________________________________________ Anefrik hastalarda 15 mg /kg’lık yükleme dozu verilir, sonra 1.9 mg /kg / saat dozu uygulanmalıdır. Belirgin böbrek bozukluğu olan hastalara 250 mg – 1 g’lık kişisel idame dozları vermek kolay olduğu için  günlük doz vermektense,  birkaç günde bir , bir doz verilebilir.  Anüride, 7-10 günde bir 1 g’lık doz önerilir. Hemodiyaliz gören hastalarda, ilaç hemodiyalizle temizlenmez.  Her 7 günde bir, 1 g vankomisin dozu etkili kan düzeyleri sağlar.  İlaç birikimini ve buna bağlı toksisiteyi önlemek için serum ilaç düzeyleri kontrol edilmelidir.  Serum yarı ömrü  120 – 216 saat arasında değişir. Peritoneal diyaliz gören hastalarda, vankomisinin yarı ömrü , yaklaşık 18 saat olarak bildirilmiştir.  Peritoneal diyaliz sırasında  serum düzeylerinin  çok düşmesini engellemek için, ilaveten 25 mcg/ml yoğunluğunda vankomisin dializata eklenebilir.   Enjeksiyonluk solüsyonun hazırlanması   Vancomycin HCl DBL  Liyofilize Toz İçeren  500 mg flakona kullanmadan önce 10 ml steril Enjeksiyonluk Su ekleyiniz, 1 g flakona ise 20 ml steril Enjeksiyonluk Su ekleyiniz. Bu şekilde hazırlanan flakonda, 50 mg / ml solüsyon meydana gelir. Kahverengi ya da pembe rengindeki solüsyonlar kullanılmamalı, atılmalıdır.   Entermitan (kesikli) infüzyon ( tercih edilen uygulama yöntemi) Hazırlanan ve 500 mg  vankomisin içeren flakon en az 100 ml çözücü ile seyreltilmelidir .  Yukarda anlatıldığı gibi hazırlanmış olan1 g vankomisin en az 200 ml  çözücü ile seyreltilmelidir.  Çözücü olarak,  %0.9 Sodyum Klorür Enjeksiyonu ya da %5 Enjeksiyonluk Su  kullanılmalıdır. Sürekli infüzyon ( entermitan infüzyon yapılamayan durumlarda kullanılmalıdır) 1 g ya da 2 g Vancomycin HCl DBL  Liyofilize Toz , 24 saat süreyle infüzyon yapılabilecek şekilde, %0.09 Sodyum Klorür solüsyonuna ya da  % 5 Dekstroz Sudaki solüsyonuna  eklenerek infüzyon yapılır.   Oral Flakonun ilk terkibinden sonra , 250 mg ( 5 ml)  ya da 125 mg’lık ( 2.5 ml) doz, 30 ml suda seyreltilir ve hastaya içirilir veya  seyreltilmiş ilaç nazogastrik  tüple hastaya verilir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Vancomycin HCl DBL Enjektabl 1 g Liyofilize Toz İçeren  İV Enjektabl Flakon, 1 flakonluk ambalajda.

Saklama Koşulları

25oC’nin altında oda sıcaklığında saklayınız. 2-8oC’da 4 gün süreyle sulandırılan flakonun kimyasal ve fiziksel stabilitesini koruduğu gösterilmiştir.  Mikrobiyolojik açıdan eğer aseptik koşullarda  hazırlanmamışsa,  ilaç hemen kullanılmalıdır, eğer hemen kullanılamıyorsa, en fazla 24 saat  2-8oC’da saklanabilir.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Vancomycin HCl DBL  500 mg Liyofilize Toz içeren İV Enjektabl Flakon, 1 flakonluk ambalajda.

Uyarılar/Önlemler

Hızlı bolus uygulamada  (birkaç dakika içinde) şok dahil  hızla gelişen hipotansiyon, nadiren kardiyak arest rapor edilmiştir.  Histamine benzer yanıtlar, makülopapüler ya da eritematöz deri döküntüsü, “ kırmızı surat ya da boyun sendromu” şeklinde adlandırılan etkilerin  infüzyon hızına bağlı olduğu düşünülmektedir.  Vankomisin  dilüe bir solüsyon içinde  dakikada 10 mg’dan daha hızlı olmayacak şekilde,  infüzyon şeklinde uygulanmalıdır, bu şekilde hızlı infüzyona bağlı reaksiyonlar engellenebilir.  İnfüzyonun durdurulması reaksiyonların hemen kesilmesiyle sonuçlanır.  Çocuklara ve bebeklere bir saat zarfında verilen yavaş infüzyonlar önerilir.   Toksisitesi ve nefrotoksisitesi nedeniyle vankomisin  böbrek bozukluğu olan hastalarda  dikkatle kullanılmalıdır.  Toksisite riski  yüksek kan konsantrasyonları ya da uzayan tedavilerde artar.  Dolayısıyla bu tür hastalarda  vankomisini kullanmak gerektiğinde kan düzeyleri devamlı kontrol edilmelidir.   Diğer nefrotoksik ilaçların birlikte ya da peş peşe kullanımı  dikkatli kontrol gerektirir, mümkünse bu uygulamalardan kaçınılmalıdır.   Vankomisin  mümkünse, işitme kaybı olan hastalarda kullanılmamalıdır. 60 yaşın üzerindeki hastalarda işitme fonksiyonu kontrol edilmelidir.  Eğer kullanılacaksa,  ilacın kan konsantrasyonlarını  kontrol ederek,  dozu ayarlanması çok önemlidir.  Sağırlık öncesi kulak çınlaması görülebilir.  Diğer antibiyotiklerle olan deneyim , ilacın kesilmesine rağmen sağırlığın  devam edebileceğini göstermektedir.   Vankomisin, dokuları tahriş eder, dolayısıyla intramüsküler olarak uygulanırsa, nekroz görülebilir; nadiren  şiddetli olabilen ağrı ve tromboflabit görülebilir . Eğer ilaç, %5 dekstroz ya da %0.9 Sodyum Klorür solüsyonu içinde dilüe solüsyon ( 2.5 – 5 mg/ml) olarak uygulanırsa  ve enjeksiyon bölgesi sık sık değiştirilirse tromboflebit oluşum sıklığı  ve şiddeti azaltılabilir.   Anestetikle indüklenen miyokard depresyonu  vankomisin ile artabilir.  Anestezi sırasında , dozlar seyreltilmeli ve  yakın kardiyak kontrol altında  yavaş uygulanmalıdır.  Postüral uyumun olması için  infüzyon tamamlanana kadar  pozisyon değişikliği  yapılmamalıdır.   Yaşlı hastalarda kullanım:   Ototoksisite ve nefrotoksisite  nedeniyle vankomisin  işitme kaybı bulunan  ve böbrek yetmezliği olan hastalarda  dikkatle kullanılmalıdır.  Özellikle yaşlılar risk altındadır.  Dozlar, serum düzeylerine göre ayarlanmalıdır.  Yaşlılar bilhassa işitme hasarına karşı duyarlıdırlar, dolayısıyla 60 yaşın üzerinde olanlara  işitme fonksiyon testleri yapılmalıdır.  Birlikte ya da peş peşe  nörotoksik ilaç kullanımından kaçınılmalıdır (Uyarılar / Önlemler Bölümüne bakınız).   Gebelik ve emzirme döneminde kullanım:   Gebelik kategorisi C’dir.  Potansiyel yararı zararından daha fazla olmadığı sürece gebelerde kullanılmamalıdır. Vankomisin anne sütüne geçer ama  yeni doğanda zararlı olup olmadığı bilinmemektedir.  Dolayısıyla emziren annelerde kullanılmaması önerilir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

% 10’un üzerinde görülen oral yoldan alınmaya bağlı yan etkiler:  acı lezzet, bulantı ve kusma. %1 -% 10 arası görülen yan etkiler: Merkezi sinir sistemi:  Titreme,  ilaç ateşi. Hematolojik:  Eozinofili, reversibl nötropeni Dermatolojik:  Deri döküntüsü, ifüzyon hızına bağlı  eritematöz döküntü ( kırmızı adam, ya da boyun sendromu), yüzde kızarma. Kardiyovasküler:  Hipotansiyon, aynı zamanda yüzde kızarma. İlaveten, nefrotoksisite , kulak çınlaması, ototoksisite, şok, enjeksiyon bölgesinde nekroz, tromboflebit görülebilir.

Doz Aşımı

NSAİ ilaçlarla akut zehirlenmenin tedavisi, esas olarak  destekleyici ve semptomatik tedbirlerden ibarettir. Voltaren’ in aşırı dozuna bağlı tipik bir klinik tablo yoktur. Aşırı doz durumunda aşağıdaki terapötik önlemler alınmalıdır :   Oral yoldan aşırı doz alınmasından sonra en kısa zamanda mideyi yıkamak ve aktif kömür vermek suretiyle absorpsiyon önlenmelidir.   Hipotansiyon, böbrek yetmezliği,  konvülsiyonlar, gastrointestinal iritasyon ve solunum depresyonu gibi komplikasyonlara karşı destekleyici ve semptomatik tedavi uygulanır.   Proteinlere yüksek oranda bağlanmaları ve yaygın metabolizmaları nedeniyle NSAİ ilaçların eliminasyonunda zorlu diürez, diyaliz veya hemoperfüzyon yardımcı değildir.

Endikasyonlar

Romatizmanın enflamatuvar ve dejeneratif şekilleri : romatoid artrit, ankilosan spondilit, osteoartrit ve spondilartrit, vertebral kolonun ağrılı sendromları, eklem-dışı romatizma. Travma sonrası ve postoperatif ağrı, enflamasyon ve şişlik; örneğin dental veya ortopedik ameliyatı takiben. Jinekolojide ağrılı ve/veya enflamatuvar durumlar; örneğin primer dismenore veya adneksit.

Farmakodinamik Özellikler

Voltaren SR 75 mg film tablet, antiromatizmal, antienflamatuvar, analjezik ve antipiretik özelliklere sahip, steroid yapıda olmayan diklofenak sodyum içerir. Deneysel olarak da gösterildiği üzere, prostaglandin biyosentezinin inhibisyonu diklofenakın etki mekanizması için esas kabul edilmektedir. Prostaglandinler enflamasyon, ağrı ve ateş oluşumunda majör rol oynarlar.   Diklofenak sodyum, invitro olarak, insan vücudunda erişilenlere eşdeğer konsantrasyonlarda, kıkırdakta proteoglikan biyosentezini baskılamaz.   Diklofenak, romatizmal hastalıklarda kullanıldığında, antienflamatuvar ve analjezik özellikleriyle dinlenme sırasında ve hareket halinde ortaya çıkan ağrı, sabah sertliği ve eklemlerde şişme gibi semptom ve belirtileri belirgin bir şekilde ortadan kaldırır ve aynı zamanda fonksiyonda düzelme sağlar.   Voltaren SR 75 mg film tablet, özellikle günde 75 mg doz kullanması gereken hastalar için uygundur. Günde bir defa alınması, özellikle uzun süreli tedaviyi kolaylaştırır ve muhtemel dozaj hatalarını önlemeye yardım eder. Voltaren SR 75 mg film tablet, günlük maksimum 150 mg dozun dengeli bir şekilde, günde iki defada verilmesine olanak sağlar.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim Değişmemiş diklofenak ve hidroksillenmiş metabolitlerinin idrardaki miktarlarından edinilen bilgilere göre, Voltaren SR 75 mg film tabletlerden ve mide suyuna dayanıklı tabletlerden salınan ve emilen diklofenak miktarı aynıdır.   Bununla birlikte diklofenakın Voltaren SR tabletlerden sistemik yararlanımı, aynı dozdaki mide suyuna dayanıklı tabletlerle elde edilenin ortalama % 82’sidir (muhtemelen “ilk geçiş” metabolizmasına bağımlı salınma oranından dolayı).   Voltaren SR tabletlerden aktif maddenin daha yavaş salınmasının bir sonucu olarak, ulaşılan doruk konsantrasyonlar mide suyuna dayanıklı tabletlerin verilmesinden sonra elde edilenlerden daha düşüktür.   100 mg veya 75 mg’lık yavaş salıveren (SR) bir tabletin alınmasından ortalama 4 saat sonra 0.5 mg/ml veya 0.4 mg/ml (1.6 veya 1.25 mmol/L) olan ortalama doruk plazma konsantrasyonlarına erişilir.Voltaren SR 75’in sistemik yararlanımı ve emilimi üzerine yiyeceklerin klinik olarak önemli bir etkisi yoktur.   Diğer taraftan, Voltaren SR 75 alındıktan 16 saat sonra 13 ng/ml (40 nmol/L) olan ortalama plazma konsantrasyonları saptanabilir. Emilen miktar doz ile lineer olarak ilişkilidir.   Karaciğerden ilk geçişinde (“ilk geçiş” etkisi) diklofenakın yaklaşık yarısı metabolize edildiği için, oral veya rektal verilmesini takiben konsantrasyon eğrisinin altında kalan alan, aynı dozun parenteral yolla verilmesini takiben elde edilenin yaklaşık yarısıdır. Tekrar eden dozlarda verildikten sonra farmakokinetik davranışı değişmez. Tavsiye edilen doz aralıklarına uyulduğu takdirde bir birikim meydana gelmez. Günde 1 defa Voltaren Retard 100 veya günde 2 defa Voltaren SR 75 mg ile yapılan tedavi esnasında elde edilen konsantrasyonlar 22 ng/ml veya 25 ng/ml (70 nmol/L veya 80 nmol/L) civarındadır.   Dağılım Diklofenak başlıca serum albumini olmak üzere (% 99.4), serum proteinlerine % 99.7 oranında bağlanır. Zahiri dağılım hacmi 0.12-0.17 L/kg’ dır.   Diklofenak sinovyal sıvıya geçer. Plazmada doruk konsantrasyona ulaştıktan 2-4 saat sonra sinovyal sıvıda maksimum konsantrasyonlara erişir. Sinovyal sıvıdan eliminasyon yarı ömrü 3-6 saattir. Doruk plazma düzeylerine eriştikten 2 saat sonra, sinovyal sıvıda aktif madde konsantrasyonları plazmadakinden daha yüksek düzeye ulaşır ve 12 saat boyunca plazmadakinden daha yüksek kalır.   Biyotransformasyon Diklofenakın biyotransformasyonu, kısmen esas molekülün glukuronidasyonu, fakat esas olarak, çoğu glukuronid konjugatlarına dönüşen, çeşitli fenolik metabolitlerin (3’-hidroksi-, 4’-hidroksi-,5-hidroksi-, 4’,5-dihidroksi- ve 3’ hidroksi-  4’-metoksi-diklofenak) elde edildiği, tek veya multipl hidroksilasyonu ve metoksilasyonu ile olur. Bu fenolik metabolitlerin ikisi biyolojik olarak, fakat diklofenaktan çok daha az derecede aktiftir.   Eliminasyon Diklofenakın plazmadan total sistemik klirensi  263 ± 56 ml/dak.’ dır. Plazmadaki terminal yarı ömrü 1-2 saattir. Metabolitlerin 4’ ü (2 tane aktif olanı da dahil) 1-3 saat olan kısa plazma yarı ömrüne sahiptir. Bir metabolitin (3’-hidroksi-4’-metoksi-diklofenak) plazma yarı ömrü çok daha uzundur. Ancak, bu metabolit hemen hemen etkisizdir.   Verilen dozun yaklaşık % 60’ ı esas molekülün glukuronid konjugatı şeklinde ve çoğu glukuronid konjugatlarına dönüşen metabolitleri halinde idrarla atılır. %1’ inden daha azı değişmemiş ilaç şeklinde atılır. Dozun geri kalan kısmı, metabolitleri halinde safra  yoluyla feçese atılır.   Özel Klinik Durumlarda Kinetiği İlacın absorpsiyonu, metabolizması ve atılımında yaşa bağımlı herhangi bir farklılık gözlenmemiştir.   Renal yetersizliği olan hastalarda, mutat dozlarda  uygulandığında, tek doz kinetiğine göre diklofenakın birikmediği gösterilmiştir. Kreatinin klirensi <10 ml/dak. olduğunda, hidroksi metabolitlerin hesaplanmış kararlı durum plazma düzeyleri normal kişilerdekinden yaklaşık 4 kat daha fazladır. Bununla  beraber, metabolitler safra vasıtasıyla temizlenirler.   Kronik hepatiti veya non-dekompanse sirozu olan hastalarda, diklofenakın kinetiği ve metabolizması karaciğer hastalığı olmayan hastalardaki ile aynıdır.

Farmasötik Şekli

Tablet

Formülü

Yavaş salıveren her bir tablet 75 mg diklofenak sodyum, ayrıca boyar madde olarak kırmızı demir oksit ve titanyum dioksit içermektedir.

İlaç Etkileşmeleri

Lityum, digoksin : Voltaren lityum ve digoksinin plazma konsantrasyonlarını yükseltir.   Diüretikler : Diğer NSAİ ilaçlar gibi, Voltaren de diüretiklerin aktivitesini inhibe edebilir. Potasyum tutucu diüretiklerle birlikte kullanıldığında, serum potasyum düzeylerinde artış olabilir. Bu nedenle, serum potasyum düzeyleri sık sık izlenmelidir.   NSAİ İlaçlar : Voltaren’in sistemik nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlarla birlikte kullanımı, yan etkilerin görülme sıklığını artırabilir.   Antikoagülanlar : Klinik çalışmalarda Voltaren’in antikoagülanların etkisi üzerinde bir tesiri olmadığı gösterilmiş olmasına rağmen, Voltaren ve antikoagülanları birlikte alan hastalarda, çok ender durumlarda kanama riskinin arttığı bildirilmiştir. Bu nedenle böyle hastaların dikkatle izlenmesi tavsiye edilir.   Antidiyabetikler : Klinik çalışmalar Voltaren’in oral antidiyabetik ilaçlarla birlikte, onların klinik etkilerini etkilemeksizin verilebileceğini göstermiştir. Ancak, çok ender olarak Voltaren ile tedavi sırasında antidiyabetik ilacın dozunu ayarlamayı gerektirecek hipoglisemik ve hiperglisemik etkiler bildirilmiştir.   Metotreksat : NSAİ ilaçların metotreksat ile tedaviden 24 saatten daha az bir zaman önce veya sonra verilmesine dikkat edilmelidir. Çünkü, metotreksatın kandaki konsantrasyonları yükselebilir ve toksisitesi artabilir.   Siklosporin : NSAİ ilaçların renal prostaglandinler üzerine etkileri siklosporinin nefrotoksisitesini artırabilir.   Kinolon türevi antibakteriyel ilaçlar : Çok ender olarak, NSAİ ilaçlarla kinolonların birlikte kullanılmalarına bağlı olabilecek konvülsiyonlar bildirilmiştir.

Kontraendikasyonlar

Gastrik veya intestinal ülser. Etken maddeye ve yardımcı maddelere karşı bilinen aşırı duyarlığı olan kişilerde kullanılmamalıdır.   Diğer non-steroidal antienflamatuvar (NSAİ) ilaçlar gibi, Voltaren SR 75 mg de asetilsalisilik asit veya diğer prostaglandin sentetaz enzimini inhibe eden ilaçlar tarafından astım krizleri, ürtikerleri ve akut nezleleri alevlendirilen hastalarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktora danışmadan kullanılmamalıdır. Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde aşağıdaki dozlar uygulanır.   Erişkinler Tavsiye edilen başlangıç günlük dozu 100-150 mg’ dır (günde 2 tablet Voltaren SR 75 mg verilir).   Daha hafif vakalarda, uzun süreli tedavide olduğu gibi, günde 1 tablet Voltaren SR 75 mg verilmesi genellikle yeterlidir.   Semptomlar gece veya sabah en belirgin duruma geldiğinde, Voltaren SR 75 mg  tercihen akşam verilmelidir.   Tabletler sıvı ile, bütün olarak, tercihen yemekle birlikte alınmalıdır. Hızlı analjezi gerektiren ağrılı durumlarda tedaviye çabuk etki gösteren bir form ile başlanması tavsiye edilir.   Çocuklar Voltaren SR 75 mg film tablet çocuklar için uygun değildir.  

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Voltaren 25 mg Enterik Kaplı Tablet; blister ambalajda 30 ve 60 tablet Voltaren 50 mg Enterik Kaplı Tablet; blister ambalajda 20 tablet Voltaren 100 mg Retard Tablet; blister ambalajda 10 ve 30 tablet Voltaren 100 mg Supozituvar; 5 ve 10 supozituvar Voltaren 75 mg/3 ml Ampul; 5 ve 10 ampul Voltaren Emulgel; 50 gram tüpte. Voltaren Ophta Steril Göz Damlası; 5 ml

Ruhsat Sahibi

NOVARTIS Ürünleri 34912 Kurtköy – İstanbul

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

18.07.1997 – 183 /78

Saklama Koşulları

Rutubetten koruyunuz, oda sıcaklığında (30 °C’ nin altında) saklayınız . Çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. Kutu üzerinde yazılı son kullanma tarihinden sonra kullanmayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Voltaren SR 75; 20 ve 10 tabletlik blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Gastrointestinal kanama veya ülserasyon / delinme, tedavi sırasında  herhangi bir zamanda uyarıcı bir belirti ile veya belirtisiz olarak veya daha önce böyle hikayesi olanlarda veya olmayanlarda görülebilir. Bunlar genellikle yaşlı hastalarda daha ciddi sonuçlar  verir. Voltaren SR 75 mg alan hastalarda nadiren gastrointestinal kanama veya ülserasyon görüldüğünde ilaç kesilmelidir.   Diğer nonsteroidal antienflamatuvar (NSAİ) ilaçlarla olduğu gibi, ender vakalarda, ilaca daha önce maruz kalmaksızın, anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar dahil alerjik reaksiyonlar görülebilir.   Diğer NSAİ ilaçlar gibi, Voltaren SR 75 mg de farmakodinamik özelliklerinden dolayı, enfeksiyonun semptom ve belirtilerini maskeleyebilir.   Gastrointestinal hastalık belirtileri gösteren veya geçmişinde gastrik veya intestinal ülserasyonu düşündüren bir hikayesi olan hastalarda, ülseratif kolit veya Crohn hastalığı olan ve karaciğer fonksiyon yetmezliği olan hastalarda yakın medikal takip zorunludur.   Diğer NSAİ ilaçlar ile olduğu gibi, Voltaren SR 75 mg de karaciğer enzimlerinden bir veya daha fazlasını yükseltebilir. Voltaren SR 75 mg ile uzun süreli tedavi sırasında, bir ihtiyat tedbiri olarak, hepatik fonksiyonun izlenmesi gerekir. Anormal karaciğer fonksiyon testleri sürer veya kötüleşirse, karaciğer hastalığına uygun klinik belirtiler veya semptomlar gelişirse veya diğer belirtiler (örneğin eozinofili, deri döküntüleri vs.) görülürse Voltaren SR 75 mg ile tedavi kesilmelidir. Prodromal semptomlar olmaksızın hepatit görülebilir. Hepatik porfirisi olan hastalarda Voltaren SR 75 mg kullanılırken dikkatli olmalıdır, çünkü madde bir atağı başlatabilir.   Renal kan akımının sürdürülmesinde prostaglandinlerin önemi nedeniyle kardiyak veya renal fonksiyon yetersizliği olan, yaşlı, diüretiklerle tedavi edilmekte olan ve herhangi bir nedenle örneğin; büyük bir ameliyat öncesi veya sonrasında olduğu gibi önemli ekstraselüler hacim eksikliği olan hastalarda özel bir dikkat gereklidir. Böyle vakalarda Voltaren SR 75 mg film tablet kullanıldığında, ihtiyat tedbiri olarak, renal fonksiyonun izlenmesi tavsiye edilir. Genellikle tedavi kesildikten sonra tedavi öncesi duruma dönülür.   Diğer NSAİ ilaçlar ile olduğu gibi, Voltaren ile de uzun süreli tedavi sırasında kan sayımları yapılması  tavsiye edilir. Diğer NSAİ ilaçlar gibi, Voltaren SR 75 mg de trombosit agregasyonunu geçici olarak inhibe edebilir. Hemostaz defektleri  olan hastalar dikkatle izlenmelidir.   Yaşlı hastalarda, temel tıbbi esaslara dikkat edilmelidir. Özellikle, zayıf veya vücut ağırlığı düşük olan yaşlı hastalara etkili en düşük doz verilmesi tavsiye edilir.   Hamilelik ve Emzirme : Hamilelikte kullanım kategorisi C’dir.   Voltaren SR 75 mg film tablet, hamilelik esnasında, sadece mecbur kalınan durumlarda ve etkili en düşük dozunda uygulanmalıdır. Bu durum diğer prostaglandin sentetaz inhibitörlerinde olduğu gibi, Voltaren SR 75 mg film tablet için de hamileliğin özellikle son 3 ayı için geçerlidir (uterus tembelliği ve/veya duktus arteriosusun erken kapanması olasılığından dolayı).   Günde 3 defa verilen 50 mg’ lık oral dozları takiben, etken madde süte geçer, fakat bebekte istenmeyen etki oluşturmayacak kadar küçük miktarlardadır.   Araba ve alet kullanma üzerine etkileri : Görme bozuklukları da dahil olmak üzere, baş dönmesi veya diğer santral sinir sistemi bozuklukları görülen hastalar araba veya makine kullanmamalıdırlar.

Üretim Yeri

NOVARTIS Ürünleri 34912 Kurtköy – İstanbul

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Gastrointestinal sistem Bazen epigastrik ağrı, bulantı, kusma, diyare, abdominal kramplar, dispepsi, gaz, anoreksi; ender olarak gastrointestinal kanama (hematemez, melena, kanlı diyare), kanamalı veya kanamasız-perforasyon ile veya perforasyon olmaksızın gastrik veya intestinal ülser; çok ender olarak aftöz stomatit, glossit, özofagus lezyonları, diyafram benzeri intestinal striktür, spesifik olmayan hemorajik kolit, ülseratif kolit veya Crohn hastalığının alevlenmesi gibi bağırsakların alt bölümüne ait rahatsızlıklar, kabızlık, pankreatit.   Santral sinir sistemi Bazen baş ağrısı, baş dönmesi, sersemlik; ender olarak uyuşukluk; çok ender olarak parestezi de dahil duyusal bozukluklar, hafıza bozuklukları, çevreye uyumsuzluk, uykusuzluk, iritabilite, konvülsiyonlar, depresyon, anksiyete, kabuslar, titreme, psikotik reaksiyonlar, aseptik menenjit.   Özel duyular Çok ender olarak görme bozuklukları (bulanık görme, çift görme), işitmede zayıflama, kulak çınlaması, tat bozuklukları.   Deri Bazen deri döküntüleri; ender olarak ürtiker; çok ender olarak büllöz erüpsiyonlar, egzema, mültiform eritem, Stevens-Johnson sendromu, Lyell sendromu (akut toksik epidermoliz), eritroderma (eksfolyatif dermatit), saç dökülmesi, ışığa duyarlık reaksiyonu, purpura (alerjik purpura da dahil).   Böbrek Ender olarak ödem; çok ender olarak akut böbrek yetmezliği, hematüri ve proteinüri gibi üriner anormallikler, interstisiyel nefrit, nefrotik sendrom, papillar nekroz.   Karaciğer Bazen serum aminotransferaz enzimlerinde yükselme; ender olarak sarılıkla birlikte veya sarılık görülmeksizin hepatit; çok ender olarak fulminan hepatit.   Kan Çok ender olarak trombositopeni, lökopeni, hemolitik anemi, aplastik anemi, agranülositoz.   Aşırı duyarlık reaksiyonları Ender olarak astım gibi aşırı duyarlık reaksiyonları, sistemik anafilaktik/ anafilaktoid reaksiyonlar (hipotansiyon dahil); çok ender olarak vaskülit, pnömonit.   Kardiyovasküler sistem Çok ender olarak palpitasyon, göğüs ağrısı, hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Doz aşımı halinde desferroksamin veya kalsiyum disodyum EDTA kullanımı önerilmektedir. Desferroksamin teratojenik etkiye sahiptir.

Endikasyonlar

Özellikle demir eksikliği anemisi başta olmak üzere tüm latent ve manifest demir eksikliklerinin tedavisinde kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Demir vücutta bütün hücrelerde bulunur ve hayati işlevlere sahiptir. İyonik demir enerji transferinde rol oynayan enzimlerin (sitokrom oksidaz, ksantin oksidaz, süksinik dehidrojenaz gibi) bir komponentidir. Demir ayrıca oksijen transferinde ve kullanımında gerekli olan organik bileşiklerin (hemoglobin, miyoglobin gibi) yapısında mevcuttur. Demir eksikliği durumunda bu hayati işlevlerin eksiklikleri ortaya çıkmaktadır. VEGAFERON oral solüsyon uygulanması demir eksikliğinin neden olduğu anemilerde eritropoietik anormallikleri düzeltmektedir.   Demir için önerilen günlük alım miktarları (RDA) : 0-6 ay 6   mg 6-12 ay 10 mg 1-3 yaş 10 mg 4-6 yaş 10 mg 7-10 yaş 10 mg. 11 yaş üzeri 12-15 mg Hamileler 30 mg Emziren anneler 15 mg  

Farmakokinetik Özellikler

Demir III hidroksit polimaltoz kompleksi molekülünde, demir III hidroksit çekirdekleri yüzeysel olarak nonkovalent bağlanmış polimaltoz molekülleri ile sarılmıştır. Bu şekilde fizyolojik ortamda iyonik demir salınmaz ve aktif şekilde absorbe olması sağlanır. Demir barsaklardan duodenum ve proksimal jejunumdan emilir. Barsaklardan demirin absorbsiyonu kişiden kişiye ve demir eksikliği ve ihtiyacı miktarına bağlı olarak değişmektedir. Normal yetişkin bir insanın günlük demir ihtiyacı 0,5-1mg’ dır. Bu oran menstürasyon sırasında kadınlarda günlük 1-2 mg’ a kadar yükselmektedir. Demirin normal yetişkinlerdeki dağılımı : toplam vücut demirinin % 70’ i kırmızı kan hücreleri içinde hemoglobin şeklinde, % 10-20’ si ferritin ve hemosiderin halinde depolanmış olarak, % 10 kadarı da myoglobin içinde bulunur. % 1 den daha az bir kısmı eser miktarlarda sitokromlar ve diğer demir içeren enzimlerde bulunur. Demirin emilmeyen kısmı dışkı ile atılır.

Farmasötik Şekli

Çözelti

Formülü

Her bir 5 ml’lik oral flakon, 100 mg elementel demire eşdeğer demir (III) hidroksit polimaltoz kompleksi içerir. Tatlandırıcı olarak sakkaroz, sorbitol ve krem esansı, koruyucu olarak sodyum metil paraben ve sodyum propil paraben içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Demir III hidroksit polimaltoz kompleksindeki demir III iyonu kompleks bir iyon olduğundan besinler ve birlikte uygulanan ilaçlarla (tetrasiklinler, antasitler v.b.) iyonik etkileşme görülmez.

Kontraendikasyonlar

Demir yüklenmesi (hemokromatozis, kronik hemolizis), demire karşı aşırı duyarlılık, demir kullanımı bozukluğu (kurşun anemisi, sidero-akrestik anemi) ve talasemi, demir eksikliğinin neden olmadığı anemi (hemolitik anemi) durumları, düzenli olarak devamlı kan transfüzyonları yapılan hastalarda kullanılmamalıdır. HIV infeksiyonlu hastalarda demir eksikliğine bağlı anemisi klinik olarak belgelenmemiş hastalarda günlük demir desteği tedavisi yapılmamalıdır.    

Kullanım Şekli Ve Dozu

12 yaş üstü çocuklar, erişkin ve yaşlılarda potansiyel demir eksikliği durumlarında günde 50 mg veya 100 mg (1/2 flakon  – 1 flakon ) ciddi demir eksikliği tedavilerinde günde 2-3 defa bir flakon  (200-300 mg) verilebilir. Tedavi süresi demir metabolizmasının durumuna ve eritrosit sayısının düzelmesine bağlıdır. Ciddi demir eksikliklerinde tedavi 3-5 ay sürebilir. Potansiyel demir eksikliği tedavisinde ise 1-2 aylık bir tedavi söz konusu olabilir. Hemoglobin konsantrasyonlarının düzelmesinden sonra vücuttaki demir depolarının normalleşmesi için 2-3 ay süreyle günde 100 mg (1 flakon) ile destekleyici tedavi yapılması gerekebilir.

Ruhsat Sahibi

FARMAKO ECZACILIK A.Ş. Bağlarbaşı, Gazi  cd. Görümce sok .No:6 Üsküdar / İSTANBUL

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

17.07.2006 – 208/48

Saklama Koşulları

25oC nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

10 ve 20 adet 5 ml’lik oral flakon içeren ambalajlar.

Uyarılar/Önlemler

Mide ve barsak ülseri olanlarda dikkatle kullanılmalıdır. Yemeklerle birlikte veya yemeklerden sonra alınması tavsiye edilmektedir. Oral yoldan demir uygulanması ile dışkının rengi koyulaşabilir, bu durum normaldir ve bir önlem gerektirmez. Dışkı renginin koyulaşması dışkıda gizli kan aranması durumunda yanılgıya neden olmaz.   Gebelik ve laktasyonda kullanımı : Gebelik kategorisi B Demir (III) polimaltoz kompleksi ile yapılan hayvan çalışmalarında ilk üç ayda fetus üzerine olumsuz bir etki gözlenmemiştir ancak insanlarda yapılmış bir çalışma yoktur. Yapılan çalışmalarda ilk üç aydan sonra kullanımında bebek üzerinde olumsuz bir etkisinin olmadığı bildirilmektedir. Bu nedenlerle gebelik süresince dikkatli kullanılması önerilmektedir.   Demir anne sütüne geçer. Bu nedenle emzirme süresince bebeğe olası etkileri göz önüne alınarak dikkatli kullanılmalıdır.

Üretim Yeri

KOÇAK FARMA İLAÇ VE KİMYA SANAYİ A.Ş. Organize Sanayi Bölgesi,  Çerkezköy / TEKİRDAĞ

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Demir III hidroksit polimaltoz kompleksindeki demir non iyonik olduğundan diğer oral iyonik demir tuzu içeren ilaçlardan çok daha hafif ve nadir olarak gastro intestinal yan etkiler (gastrointestinal irritasyon, bulantı, ishal, kabızlık gibi) görülebilir.   Demir III hidroksit polimaltoz, iki değerlikli iyonize demir tuzu içeren ilaçlarla oluşan diş boyanması ve ağızda metalik tad oluşması gibi istenmeyen yan etkilere neden olmaz.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

28 ve 84 tabletlik blister ambalajlarda.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

VALENDE’nin araç kullanma üzerine etkileri ile ilgili bir çalışma yoktur. Farmakodinamik çalışmalar nebivolol’ün psikomotor fonksiyonu etkilemediğini göstermiştir. Araç veya makine kullanırken bazen baş dönmesi ve yorgunluk hissinin oluşabileceği dikkate alınmalıdır.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

VALENDE 10 mg tablet

İlaç Nasıl Kullanılır

Nebivolol hidroklorür.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

Bildirilmemiştir.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

Bildirilmemiştir.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Ağızdan alınır.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

VALENDE 10 mg tablet

Doz Aşımı Ve Tedavisi

24 ay

Etkin Maddeler

233/63

Farmakodinamik Özellikler

25 0C’nin altında oda sıcaklığında saklayınız.

Farmakokinetik Özellikler

VALENDE, 70 yaş ve üzerindeki hastalarda standart tedavilere ilave olarak stabil hafif ve orta şidetteki kronik kalp yetersizliği tedavisinde endikedir.

Farmasötik Form

Laktoz monohidrat, prejelatinize nişasta, mikrokristalin selüloz, kroskarmeloz sodyum, hidroksipropilmetilselüloz, polisorbat 80, kolloidal silikon dioksit, magnezyum stearat
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window