İlaç Sınıfı Beşeri İthal İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması VINCRISTINE-KOCAK
Birim Miktarı 1
ATC Kodu L01CA02
ATC Açıklaması Vinkristin
NFC Kodu PC
NFC Açıklaması Parenteral IV Flakonlar
Kamu Kodu A10323
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 25,13 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 22,44 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 0 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E235A

İlaç Etken Maddeleri

  • vinkristin sülfat (1 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Ürün hatasız bir şekilde uygulandığında, bugüne kadar hiçbir doz aşımı vakası bildirilmemiştir.Voltaren % 1 Flaster’in uygun olmayan bir şekilde kullanılmasından veya kaza sonucu (örneğin çocuklarda) gerçekleşen doz aşımından sonra ciddi sistemik etkilerin ortaya çıktığı dikkati çekerse; nonsteroidal antienflamatuvar ilaçların yol açtığı entoksikasyonlarda başvurulan karşı önlemlerin alınması önerilir.

Endikasyonlar

Semptomik diz osteoartritinin (gonartroz)akut lokal tedavisi Tendon, ligament, kas ve eklem travmalarının neden olduğu enflamasyonların lokal tedavsi; burkulmalardan, kontüzyonlardan ve kas incinmelerinden sonra.

Farmakodinamik Özellikler

Voltaren %1 Flaster’deki etken madde antienflamatuvar ve analjezik özellikleri bulunan nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlar grubuna mensup bir fenilasetik asit türevi olan diklofenaktır. Prostaglandin biyosentezinin diklofenak tarafından, deneysel çalışmalarda gösterilen inhibisyonu, diklofenakın etki mekanizmasında önemli bir faktör olaak kabul edilmektedir. Prostaglandinler enflamasyonların, ağrının ve ateşin başlamasında belirgin rol oynar.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim: Voltaren %1 Flaster’in lokal olarak uygulanmasından sonra, etken madde emilerek deriden geçer. Dağılım: Karalı düzeylerdeki plazma diklofenak konsantrasyonları incelendiğinde; flasterin uygulanmasından sonra maksimal konsantrasyonların ikinci-on ikinci saatler arasında (Tmax) devam ettiği, ortalama maksimal konsatrasyonların (Cmax) 17.4 ± 13.5 ng/ml olduğu ve bu düzeylere ortalama 5.4 ± 3.7 saatte ulaşıldığı (Tmax) görülmüştür. Diklofenak yüksek oranda plazma proteinlerine bağlanır.(%99) Metabolizma ve Eliminasyon: Lokal uygulama sonrası diklofenak metabolizma mekanizması ve eliminasyon kinetiği, oral uygulama sonrasından farklı değildir. Diklofenakın metabolizması, kısmen esas molakülün, glukuronidasyonu, fakat esas olarak, glukuronid konjugatlarına dönüşen, çeşitli fenolik metabolitlerin elde edildiği, tek veya multipl hidroksilasyon ve metoksilasyon ile olur. diklofenak ve metabolitleri başlıca idrarla atılır.

Farmasötik Şekli

Flaster

Formülü

100 g jel, 1 g diklofenak (%1)’a eş değer diklofenak epolamin ve diğer yardımcı maddeler yanında ağır kaolin, titanyum, dioksit, metil parahidroksibenzoat, propil parahidroksibenzoat içerir. 10 cm x 14 cm ebatındaki herbir flaster 14 g jel içermektedir.

İlaç Etkileşmeleri

Bugüne kadar hiçbir etkileşim bildirilmemiştir.

Kontraendikasyonlar

Diklofenak, asetilsalisilikasit veya diğer nonsterodial antienflamatuvar ilaçlara, flaster komponentlerinden herhangi birine karşı bilinen aşırı duyarlılık. Voltaren %1 Flaster, açık yaralarda (kesik, çizik, yanık gibi) veya deri bütünlüğünün bozulduğu durumlarda (egzema, eritem vs.) uygulanmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Yapışkan flaster, tedavi edilecek bölgeye, sabahve akşam olmak üzere günde 2 defa uygulanır.Tedavi kürünün süresi, endikasyonlara ve semptomların şiddetine bağlıdır, fakat 14 günü aşma-malıdır.Diz osteoartritinin (gonartroz) tedavisinde Voltaren% 1 Flaster kullanılması, hastalığın semptomatikdönemiyle sınırlı olduğundan; 2 haftalık uygulamadan sonra tedavinin yeniden değerlendirilmesiönerilir. Çocuklar: Voltaren % 1 Flaster’in çocuklardakikullanımı ve güvenliliği, sistematik olarak testedilmemiştir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Voltaren 25 mg Tablet; blister ambalajda 30 ve 60tablet, Voltaren 50 mg Tablet; blister ambalajda 20 tablet, Voltaren SR 75 Tablet; blister ambalajda 20 tablet, Voltaren 100 mg Retard Tablet; blister ambalajda 10 ve 30 tablet, Voltaren 100 mg Süpozituvar; 5 ve 10 süpozituvar, Voltaren 75 mg/3 ml Ampul; 4 ve 10 ampul, Voltaren Emulgel; 50 gramlık tüpte.

Saklama Koşulları

Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceğiyerlerde ve ambalajında saklayınız. 25 °C’ nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Voltaren % 1 Flaster; 2 ve 5 flaster içeren poşetler ile karton kutularda.

Uyarılar/Önlemler

Voltaren %1 Flasterin osteoartritinin kronik tedavisinde kullanılması önerilmez. Voltaren %1 Flaster gözler ve mukozolarla temas etmemelidir. Uzun süreli kullanım konusunda tecrübe mevcut olmadığından, Voltaren %1 Flaster ile tadevi kürü 14 günle sınırlıdır. Emilmeye uygun pansuman ile birlikte kullanılmamalıdır. Flaster uygulandıktan sonra deride kızarıklık görülürse, flaster hemen çıkarılmalı ve tedavi sonlandırılmalıdır. Fotosensitivite riskini azaltmak amacıyla çok fazla güneş ışığına maruz kalınmamalıdır. Voltaren %1 Flaster bileşimindeki yardımcı maddelere bağlı olarak deri reaksiyonları ya da alerjik reaksiyonların görülme olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır. Hamilelik ve Emzirme: Hamilelik kategorisi: Birinci ve ikinci trimesterde kategori B, üçüncü trimesterde kategori D’dir. Voltaren %1 Flaster hamileliğin birinci ve ikinci trimesterlerinde ihtiyatla kullanılmalıdır. Ductus arteriosus’un zamanından önce kapanma veya inertia urteri riskleri ve maternal kanama riskiyle yenidoğanda kanama riskinin artmış olması nedeniyle Voltaren %1 Flaster, hamileliğin son 3 aylık döneminde kullanılmamamlıdır. Nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlar anne sütüne geçtiğinden, Voltaren %1 Flaster’in emzirme sırasında kullanılmaması tavsiye olunur. Araç ve Makine Kullanma Yeteneği Üzerine Etki: Voltaren %1 Flaster’in araç ve makine kullanımı üzerine herhangi bir etkisi bildirilmemiştir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Genel reaksiyonlar ve uygulama yerindeki lokal reaksiyonlar: Sıklıkla bildirilen yan etkiler; uygulama yeri reaksiyonları, kontakt dermatit, eritem(kızarıklık),kaşıntı, deri döküntüsü gibi lokal deri reaksiyonlarıdır.Asetilsalisilik asidi veya diğer yardımcı maddeleritolere edemeyen, özellikle de intrensek astımıveya kronik ürtikeri olan hastalarda aşırı duyarlılıkreaksiyonları (Örn: ürtiker, astım, anjiyoödem,anafilaktik reaksiyonlar, fotosensitivite) nadirenbildirilmiştir.Voltaren % 1 Flaster geniş bölgelere ve uzuncabir süre uygulandığında, sistemik reaksiyonlarıngelişme olasılığı göz ardı edilemez. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

NSAİ ilaçlarla akut zehirlenmenin tedavisi, esas olarak  destekleyici ve semptomatik tedbirlerden ibarettir. Voltaren’ in aşırı dozuna bağlı tipik bir klinik tablo yoktur. Aşırı doz durumunda aşağıdaki terapötik önlemler alınmalıdır :   Oral yoldan aşırı doz alınmasından sonra en kısa zamanda mideyi yıkamak ve aktif kömür vermek suretiyle absorpsiyon önlenmelidir.   Hipotansiyon, böbrek yetmezliği,  konvülsiyonlar, gastrointestinal iritasyon ve solunum depresyonu gibi komplikasyonlara karşı destekleyici ve semptomatik tedavi uygulanır.   Proteinlere yüksek oranda bağlanmaları ve yaygın metabolizmaları nedeniyle NSAİ ilaçların eliminasyonunda zorlu diürez, diyaliz veya hemoperfüzyon yardımcı değildir.

Endikasyonlar

Romatizmanın enflamatuvar ve dejeneratif şekilleri : romatoid artrit, ankilosan spondilit, osteoartrit ve spondilartrit, vertebral kolonun ağrılı sendromları, eklem-dışı romatizma. Travma sonrası ve postoperatif ağrı, enflamasyon ve şişlik; örneğin dental veya ortopedik ameliyatı takiben. Jinekolojide ağrılı ve/veya enflamatuvar durumlar; örneğin primer dismenore veya adneksit.

Farmakodinamik Özellikler

Voltaren SR 75 mg film tablet, antiromatizmal, antienflamatuvar, analjezik ve antipiretik özelliklere sahip, steroid yapıda olmayan diklofenak sodyum içerir. Deneysel olarak da gösterildiği üzere, prostaglandin biyosentezinin inhibisyonu diklofenakın etki mekanizması için esas kabul edilmektedir. Prostaglandinler enflamasyon, ağrı ve ateş oluşumunda majör rol oynarlar.   Diklofenak sodyum, invitro olarak, insan vücudunda erişilenlere eşdeğer konsantrasyonlarda, kıkırdakta proteoglikan biyosentezini baskılamaz.   Diklofenak, romatizmal hastalıklarda kullanıldığında, antienflamatuvar ve analjezik özellikleriyle dinlenme sırasında ve hareket halinde ortaya çıkan ağrı, sabah sertliği ve eklemlerde şişme gibi semptom ve belirtileri belirgin bir şekilde ortadan kaldırır ve aynı zamanda fonksiyonda düzelme sağlar.   Voltaren SR 75 mg film tablet, özellikle günde 75 mg doz kullanması gereken hastalar için uygundur. Günde bir defa alınması, özellikle uzun süreli tedaviyi kolaylaştırır ve muhtemel dozaj hatalarını önlemeye yardım eder. Voltaren SR 75 mg film tablet, günlük maksimum 150 mg dozun dengeli bir şekilde, günde iki defada verilmesine olanak sağlar.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim Değişmemiş diklofenak ve hidroksillenmiş metabolitlerinin idrardaki miktarlarından edinilen bilgilere göre, Voltaren SR 75 mg film tabletlerden ve mide suyuna dayanıklı tabletlerden salınan ve emilen diklofenak miktarı aynıdır.   Bununla birlikte diklofenakın Voltaren SR tabletlerden sistemik yararlanımı, aynı dozdaki mide suyuna dayanıklı tabletlerle elde edilenin ortalama % 82’sidir (muhtemelen “ilk geçiş” metabolizmasına bağımlı salınma oranından dolayı).   Voltaren SR tabletlerden aktif maddenin daha yavaş salınmasının bir sonucu olarak, ulaşılan doruk konsantrasyonlar mide suyuna dayanıklı tabletlerin verilmesinden sonra elde edilenlerden daha düşüktür.   100 mg veya 75 mg’lık yavaş salıveren (SR) bir tabletin alınmasından ortalama 4 saat sonra 0.5 mg/ml veya 0.4 mg/ml (1.6 veya 1.25 mmol/L) olan ortalama doruk plazma konsantrasyonlarına erişilir.Voltaren SR 75’in sistemik yararlanımı ve emilimi üzerine yiyeceklerin klinik olarak önemli bir etkisi yoktur.   Diğer taraftan, Voltaren SR 75 alındıktan 16 saat sonra 13 ng/ml (40 nmol/L) olan ortalama plazma konsantrasyonları saptanabilir. Emilen miktar doz ile lineer olarak ilişkilidir.   Karaciğerden ilk geçişinde (“ilk geçiş” etkisi) diklofenakın yaklaşık yarısı metabolize edildiği için, oral veya rektal verilmesini takiben konsantrasyon eğrisinin altında kalan alan, aynı dozun parenteral yolla verilmesini takiben elde edilenin yaklaşık yarısıdır. Tekrar eden dozlarda verildikten sonra farmakokinetik davranışı değişmez. Tavsiye edilen doz aralıklarına uyulduğu takdirde bir birikim meydana gelmez. Günde 1 defa Voltaren Retard 100 veya günde 2 defa Voltaren SR 75 mg ile yapılan tedavi esnasında elde edilen konsantrasyonlar 22 ng/ml veya 25 ng/ml (70 nmol/L veya 80 nmol/L) civarındadır.   Dağılım Diklofenak başlıca serum albumini olmak üzere (% 99.4), serum proteinlerine % 99.7 oranında bağlanır. Zahiri dağılım hacmi 0.12-0.17 L/kg’ dır.   Diklofenak sinovyal sıvıya geçer. Plazmada doruk konsantrasyona ulaştıktan 2-4 saat sonra sinovyal sıvıda maksimum konsantrasyonlara erişir. Sinovyal sıvıdan eliminasyon yarı ömrü 3-6 saattir. Doruk plazma düzeylerine eriştikten 2 saat sonra, sinovyal sıvıda aktif madde konsantrasyonları plazmadakinden daha yüksek düzeye ulaşır ve 12 saat boyunca plazmadakinden daha yüksek kalır.   Biyotransformasyon Diklofenakın biyotransformasyonu, kısmen esas molekülün glukuronidasyonu, fakat esas olarak, çoğu glukuronid konjugatlarına dönüşen, çeşitli fenolik metabolitlerin (3’-hidroksi-, 4’-hidroksi-,5-hidroksi-, 4’,5-dihidroksi- ve 3’ hidroksi-  4’-metoksi-diklofenak) elde edildiği, tek veya multipl hidroksilasyonu ve metoksilasyonu ile olur. Bu fenolik metabolitlerin ikisi biyolojik olarak, fakat diklofenaktan çok daha az derecede aktiftir.   Eliminasyon Diklofenakın plazmadan total sistemik klirensi  263 ± 56 ml/dak.’ dır. Plazmadaki terminal yarı ömrü 1-2 saattir. Metabolitlerin 4’ ü (2 tane aktif olanı da dahil) 1-3 saat olan kısa plazma yarı ömrüne sahiptir. Bir metabolitin (3’-hidroksi-4’-metoksi-diklofenak) plazma yarı ömrü çok daha uzundur. Ancak, bu metabolit hemen hemen etkisizdir.   Verilen dozun yaklaşık % 60’ ı esas molekülün glukuronid konjugatı şeklinde ve çoğu glukuronid konjugatlarına dönüşen metabolitleri halinde idrarla atılır. %1’ inden daha azı değişmemiş ilaç şeklinde atılır. Dozun geri kalan kısmı, metabolitleri halinde safra  yoluyla feçese atılır.   Özel Klinik Durumlarda Kinetiği İlacın absorpsiyonu, metabolizması ve atılımında yaşa bağımlı herhangi bir farklılık gözlenmemiştir.   Renal yetersizliği olan hastalarda, mutat dozlarda  uygulandığında, tek doz kinetiğine göre diklofenakın birikmediği gösterilmiştir. Kreatinin klirensi <10 ml/dak. olduğunda, hidroksi metabolitlerin hesaplanmış kararlı durum plazma düzeyleri normal kişilerdekinden yaklaşık 4 kat daha fazladır. Bununla  beraber, metabolitler safra vasıtasıyla temizlenirler.   Kronik hepatiti veya non-dekompanse sirozu olan hastalarda, diklofenakın kinetiği ve metabolizması karaciğer hastalığı olmayan hastalardaki ile aynıdır.

Farmasötik Şekli

Tablet

Formülü

Yavaş salıveren her bir tablet 75 mg diklofenak sodyum, ayrıca boyar madde olarak kırmızı demir oksit ve titanyum dioksit içermektedir.

İlaç Etkileşmeleri

Lityum, digoksin : Voltaren lityum ve digoksinin plazma konsantrasyonlarını yükseltir.   Diüretikler : Diğer NSAİ ilaçlar gibi, Voltaren de diüretiklerin aktivitesini inhibe edebilir. Potasyum tutucu diüretiklerle birlikte kullanıldığında, serum potasyum düzeylerinde artış olabilir. Bu nedenle, serum potasyum düzeyleri sık sık izlenmelidir.   NSAİ İlaçlar : Voltaren’in sistemik nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlarla birlikte kullanımı, yan etkilerin görülme sıklığını artırabilir.   Antikoagülanlar : Klinik çalışmalarda Voltaren’in antikoagülanların etkisi üzerinde bir tesiri olmadığı gösterilmiş olmasına rağmen, Voltaren ve antikoagülanları birlikte alan hastalarda, çok ender durumlarda kanama riskinin arttığı bildirilmiştir. Bu nedenle böyle hastaların dikkatle izlenmesi tavsiye edilir.   Antidiyabetikler : Klinik çalışmalar Voltaren’in oral antidiyabetik ilaçlarla birlikte, onların klinik etkilerini etkilemeksizin verilebileceğini göstermiştir. Ancak, çok ender olarak Voltaren ile tedavi sırasında antidiyabetik ilacın dozunu ayarlamayı gerektirecek hipoglisemik ve hiperglisemik etkiler bildirilmiştir.   Metotreksat : NSAİ ilaçların metotreksat ile tedaviden 24 saatten daha az bir zaman önce veya sonra verilmesine dikkat edilmelidir. Çünkü, metotreksatın kandaki konsantrasyonları yükselebilir ve toksisitesi artabilir.   Siklosporin : NSAİ ilaçların renal prostaglandinler üzerine etkileri siklosporinin nefrotoksisitesini artırabilir.   Kinolon türevi antibakteriyel ilaçlar : Çok ender olarak, NSAİ ilaçlarla kinolonların birlikte kullanılmalarına bağlı olabilecek konvülsiyonlar bildirilmiştir.

Kontraendikasyonlar

Gastrik veya intestinal ülser. Etken maddeye ve yardımcı maddelere karşı bilinen aşırı duyarlığı olan kişilerde kullanılmamalıdır.   Diğer non-steroidal antienflamatuvar (NSAİ) ilaçlar gibi, Voltaren SR 75 mg de asetilsalisilik asit veya diğer prostaglandin sentetaz enzimini inhibe eden ilaçlar tarafından astım krizleri, ürtikerleri ve akut nezleleri alevlendirilen hastalarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktora danışmadan kullanılmamalıdır. Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde aşağıdaki dozlar uygulanır.   Erişkinler Tavsiye edilen başlangıç günlük dozu 100-150 mg’ dır (günde 2 tablet Voltaren SR 75 mg verilir).   Daha hafif vakalarda, uzun süreli tedavide olduğu gibi, günde 1 tablet Voltaren SR 75 mg verilmesi genellikle yeterlidir.   Semptomlar gece veya sabah en belirgin duruma geldiğinde, Voltaren SR 75 mg  tercihen akşam verilmelidir.   Tabletler sıvı ile, bütün olarak, tercihen yemekle birlikte alınmalıdır. Hızlı analjezi gerektiren ağrılı durumlarda tedaviye çabuk etki gösteren bir form ile başlanması tavsiye edilir.   Çocuklar Voltaren SR 75 mg film tablet çocuklar için uygun değildir.  

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Voltaren 25 mg Enterik Kaplı Tablet; blister ambalajda 30 ve 60 tablet Voltaren 50 mg Enterik Kaplı Tablet; blister ambalajda 20 tablet Voltaren 100 mg Retard Tablet; blister ambalajda 10 ve 30 tablet Voltaren 100 mg Supozituvar; 5 ve 10 supozituvar Voltaren 75 mg/3 ml Ampul; 5 ve 10 ampul Voltaren Emulgel; 50 gram tüpte. Voltaren Ophta Steril Göz Damlası; 5 ml

Ruhsat Sahibi

NOVARTIS Ürünleri 34912 Kurtköy – İstanbul

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

18.07.1997 – 183 /78

Saklama Koşulları

Rutubetten koruyunuz, oda sıcaklığında (30 °C’ nin altında) saklayınız . Çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. Kutu üzerinde yazılı son kullanma tarihinden sonra kullanmayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Voltaren SR 75; 20 ve 10 tabletlik blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Gastrointestinal kanama veya ülserasyon / delinme, tedavi sırasında  herhangi bir zamanda uyarıcı bir belirti ile veya belirtisiz olarak veya daha önce böyle hikayesi olanlarda veya olmayanlarda görülebilir. Bunlar genellikle yaşlı hastalarda daha ciddi sonuçlar  verir. Voltaren SR 75 mg alan hastalarda nadiren gastrointestinal kanama veya ülserasyon görüldüğünde ilaç kesilmelidir.   Diğer nonsteroidal antienflamatuvar (NSAİ) ilaçlarla olduğu gibi, ender vakalarda, ilaca daha önce maruz kalmaksızın, anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar dahil alerjik reaksiyonlar görülebilir.   Diğer NSAİ ilaçlar gibi, Voltaren SR 75 mg de farmakodinamik özelliklerinden dolayı, enfeksiyonun semptom ve belirtilerini maskeleyebilir.   Gastrointestinal hastalık belirtileri gösteren veya geçmişinde gastrik veya intestinal ülserasyonu düşündüren bir hikayesi olan hastalarda, ülseratif kolit veya Crohn hastalığı olan ve karaciğer fonksiyon yetmezliği olan hastalarda yakın medikal takip zorunludur.   Diğer NSAİ ilaçlar ile olduğu gibi, Voltaren SR 75 mg de karaciğer enzimlerinden bir veya daha fazlasını yükseltebilir. Voltaren SR 75 mg ile uzun süreli tedavi sırasında, bir ihtiyat tedbiri olarak, hepatik fonksiyonun izlenmesi gerekir. Anormal karaciğer fonksiyon testleri sürer veya kötüleşirse, karaciğer hastalığına uygun klinik belirtiler veya semptomlar gelişirse veya diğer belirtiler (örneğin eozinofili, deri döküntüleri vs.) görülürse Voltaren SR 75 mg ile tedavi kesilmelidir. Prodromal semptomlar olmaksızın hepatit görülebilir. Hepatik porfirisi olan hastalarda Voltaren SR 75 mg kullanılırken dikkatli olmalıdır, çünkü madde bir atağı başlatabilir.   Renal kan akımının sürdürülmesinde prostaglandinlerin önemi nedeniyle kardiyak veya renal fonksiyon yetersizliği olan, yaşlı, diüretiklerle tedavi edilmekte olan ve herhangi bir nedenle örneğin; büyük bir ameliyat öncesi veya sonrasında olduğu gibi önemli ekstraselüler hacim eksikliği olan hastalarda özel bir dikkat gereklidir. Böyle vakalarda Voltaren SR 75 mg film tablet kullanıldığında, ihtiyat tedbiri olarak, renal fonksiyonun izlenmesi tavsiye edilir. Genellikle tedavi kesildikten sonra tedavi öncesi duruma dönülür.   Diğer NSAİ ilaçlar ile olduğu gibi, Voltaren ile de uzun süreli tedavi sırasında kan sayımları yapılması  tavsiye edilir. Diğer NSAİ ilaçlar gibi, Voltaren SR 75 mg de trombosit agregasyonunu geçici olarak inhibe edebilir. Hemostaz defektleri  olan hastalar dikkatle izlenmelidir.   Yaşlı hastalarda, temel tıbbi esaslara dikkat edilmelidir. Özellikle, zayıf veya vücut ağırlığı düşük olan yaşlı hastalara etkili en düşük doz verilmesi tavsiye edilir.   Hamilelik ve Emzirme : Hamilelikte kullanım kategorisi C’dir.   Voltaren SR 75 mg film tablet, hamilelik esnasında, sadece mecbur kalınan durumlarda ve etkili en düşük dozunda uygulanmalıdır. Bu durum diğer prostaglandin sentetaz inhibitörlerinde olduğu gibi, Voltaren SR 75 mg film tablet için de hamileliğin özellikle son 3 ayı için geçerlidir (uterus tembelliği ve/veya duktus arteriosusun erken kapanması olasılığından dolayı).   Günde 3 defa verilen 50 mg’ lık oral dozları takiben, etken madde süte geçer, fakat bebekte istenmeyen etki oluşturmayacak kadar küçük miktarlardadır.   Araba ve alet kullanma üzerine etkileri : Görme bozuklukları da dahil olmak üzere, baş dönmesi veya diğer santral sinir sistemi bozuklukları görülen hastalar araba veya makine kullanmamalıdırlar.

Üretim Yeri

NOVARTIS Ürünleri 34912 Kurtköy – İstanbul

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Gastrointestinal sistem Bazen epigastrik ağrı, bulantı, kusma, diyare, abdominal kramplar, dispepsi, gaz, anoreksi; ender olarak gastrointestinal kanama (hematemez, melena, kanlı diyare), kanamalı veya kanamasız-perforasyon ile veya perforasyon olmaksızın gastrik veya intestinal ülser; çok ender olarak aftöz stomatit, glossit, özofagus lezyonları, diyafram benzeri intestinal striktür, spesifik olmayan hemorajik kolit, ülseratif kolit veya Crohn hastalığının alevlenmesi gibi bağırsakların alt bölümüne ait rahatsızlıklar, kabızlık, pankreatit.   Santral sinir sistemi Bazen baş ağrısı, baş dönmesi, sersemlik; ender olarak uyuşukluk; çok ender olarak parestezi de dahil duyusal bozukluklar, hafıza bozuklukları, çevreye uyumsuzluk, uykusuzluk, iritabilite, konvülsiyonlar, depresyon, anksiyete, kabuslar, titreme, psikotik reaksiyonlar, aseptik menenjit.   Özel duyular Çok ender olarak görme bozuklukları (bulanık görme, çift görme), işitmede zayıflama, kulak çınlaması, tat bozuklukları.   Deri Bazen deri döküntüleri; ender olarak ürtiker; çok ender olarak büllöz erüpsiyonlar, egzema, mültiform eritem, Stevens-Johnson sendromu, Lyell sendromu (akut toksik epidermoliz), eritroderma (eksfolyatif dermatit), saç dökülmesi, ışığa duyarlık reaksiyonu, purpura (alerjik purpura da dahil).   Böbrek Ender olarak ödem; çok ender olarak akut böbrek yetmezliği, hematüri ve proteinüri gibi üriner anormallikler, interstisiyel nefrit, nefrotik sendrom, papillar nekroz.   Karaciğer Bazen serum aminotransferaz enzimlerinde yükselme; ender olarak sarılıkla birlikte veya sarılık görülmeksizin hepatit; çok ender olarak fulminan hepatit.   Kan Çok ender olarak trombositopeni, lökopeni, hemolitik anemi, aplastik anemi, agranülositoz.   Aşırı duyarlık reaksiyonları Ender olarak astım gibi aşırı duyarlık reaksiyonları, sistemik anafilaktik/ anafilaktoid reaksiyonlar (hipotansiyon dahil); çok ender olarak vaskülit, pnömonit.   Kardiyovasküler sistem Çok ender olarak palpitasyon, göğüs ağrısı, hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Aşırı dozda kullanımına dair hiçbir olgu kaydedilmemiştir.

Endikasyonlar

Kronik venöz yetmezliğe eşlik eden ödem ve semptomlar (ağrılı, yorgun, şiş, ağır bacaklar, kramplar, parestezi), Postflebitik sendrom, beslenme bozuklukları, varikoz dermatitler ve varikoz ülserler, Skleroterapi ve varis egzersizinde yardımcı ilaç olarak, Hemoroid semptomları (ağrı, eksudasyon, kaşıntı ve kanama) ve komplikasyonları, Gebeliğin 4. ayından itibaren olmak üzere, gebelik sırasında görülebilen venöz yetmezlik ve hemoroidler, Radyoterapiyi izleyen damar ve mukoza lezyonlarının önlenmesi ve hafifletilmesi, Diyabete, hipertansiyona ve ateroskleroza eşlik eden retinopatilerde yardımcı tedavi olarak ve amaurosis fugax ataklarının önlenmesinde kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Okserutinin primer farmakolojik etkisi, kapiler damarlardan suyun filtrasyon hızını ve proteinler karşısındaki mikrovasküler geçirgenliği azaltmaktır. Bu özellik, çeşitli deney hayvanlarında ve ayrıca da kronik venöz yetmezlik, idiyopatik ödem, karaciğer sirozu ve diyabetik retinopati gibi çeşitli klinik endikasyonlarda gösterilmiştir. Mikrovasküler fonksiyon üzerindeki bu etki, endotel hücreleri arasındaki yarıkların azalmasıyla, endotel hücreleri arasındaki lif matriksinde değişiklik meydana gelmesiyle ve endotel hücrelerinin mikrovasküler duvara daha fazla yapışmasıyla açıklanabilir.

Farmakokinetik Özellikler

Karbon-14 ile işaretlenmiş okserutinin, insanlara oral yoldan verildikten sonra, dozunun yaklaşık % 10-15’i emilir. Maksimal plazma konsantrasyonlarına 1-9 saat arasında ulaşılır ve plazmadaki konsantrasyonlar, 120 saat boyunca ölçülebilir değerlerde kalır. Plazma düzeyleri, bi-eksponansiyel olarak azalır. Verilen radyoaktivitenin % 3-6 kadarı, uygulamadan sonraki 48 saat içerisinde idrarla vücuttan atılır. Eliminasyon yarı ömrü, 10-15 saat arasında değişir ama her bireyde nispeten sabittir. Okserutin ve glukronat metabolitleri, vücuttan öncelikle safra yoluyla uzaklaştırılmaktadır.

Farmasötik Şekli

Tablet

Formülü

Her bir tablet 500 mg okserutin içermektedir.

İlaç Etkileşmeleri

Şimdiye kadar hiçbir ilaç etkileşimi kaydedilmemiştir. Okserutinin varfarin grubu antikoagülanlarla etkileşime girmediği gösterilmiştir.

Kontraendikasyonlar

Venoruton forte’un aktif maddesi olan okserutine veya diğer rutozitlere karşı aşırı duyarlı olanlarda ve ayrıca hamileliğin ilk 3 ayında kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktora danışmadan kullanmayınız. Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde aşağıdaki dozlarda kullanılır: Venöz bozuklukların tedavisi: Yemeklerle birlikte günde 2 defa 1 Venoruton forte tablet. Semptomlar genellikle 2 hafta içerisinde düzelir. Bu dozaja, semptomlar ve ödem tamamen kayboluncaya kadar devam edilmesi önerilir. Daha sonra tedaviye ara verilebilir (sağlanmış olan düzelme, tedavi durdurulduktan sonra en az 4 hafta devam eder) ve semptomlar tekrarlayacak olursa, yukarıda belirtilen dozlar yeniden uygulanır. Radyoterapinin sekonder etkileri: Radyoterapi boyunca, semptomlar ortadan kalkıncaya kadar, yemeklerle birlikte günde 2 defa 1 tablet. Retinal damar hastalıkları: En iyi sonuçlar, günde 1-2 g’a kadar yükselebilen, yemeklerle birlikte günde 2 defa 1 veya 2 tablet Venoruton forte’a eşdeğer dozlarla alınmıştır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Venoruton Fort 500 Mg 30 Tablet

Saklama Koşulları

Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. Kutu üzerinde yazılı son kullanma tarihinden sonra kullanmayınız. Rutubetten koruyunuz. 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Venoruton forte tablet; 500 mg : 30 ve 60 tabletlik blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Renal veya hepatik yetmezliği olan hastalarda veya yaşlılarda yapılan özel tolerabilite çalışmalarında, önemli bir intolerans bulgusuna rastlanmamıştır. Hamilelik ve Emzirme: Hamilelik kategorisi: B Venoruton, hamile kadınlarda yapılan klinik çalışmalarda incelenmiş fakat hamileliğin ilk 3 aylık dönemi içerisinde değerlendirilmemiştir. Hayvanlardaki üreme çalışmaları ne teratojenik potansiyel, ne de fetus üzerinde başka bir advers etki göstermiştir. Sonuç olarak ve iyi tıbbi uygulamalar uyarınca Venoruton’un hamilelerde yalnızca 4. aydan sonra ve kullanılması zorunlu olduğu takdirde reçete edilmesi önerilir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Ender olarak yalnızca minör yan etkiler bildirilmiştir: Deri döküntüsü, hafif gastrointestinal bozukluklar (karında şişkinlik, diyare, mide ağrısı, midede iritasyon gibi), başağrısı, baş dönmesi, yorgunluk, kaşıntı ve deride kızarma bildirilmiştir. Bu belirtiler, tedavi kesildiğinde hızla kaybolur. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Terapötik dozun 10 katında ölüm olayları bildirilmiştir. Aşırı dozlama (bir defada 4 mg/m2 ve daha yukarısı) durumlarında aşağıda belirtilen destek tedavinin yapılması uygundur. Uygunsuz antidiüretik hormon salgılanmasına bağlı yan etkilerin önlenmesi (alınan sıvı hacminin kısıtlanması, henle kıvrımı ve distal tübülü etkileyen bir diüretik uygulanması). Antikonvülzan uygulanması. İleusa karşı lavman ve katartik uygulanması (bazı durumlarda gastrointestinal sistemin dekompresyonu gerekebilir). Kardiyovasküler sistemin kontrolü. Transfüzyon gereksinimini belirlemek için günlük tam sayımları yapılması. Bazı olgu raporları folinik asidin vinkristin ile aşırı dozda tedavi edilen bireylerde yararlı olabileceğini göstermiştir. 100 mg folinik asidin intravenöz olarak 24 saat süreyle her 3 saatte bir, daha sonra en az 48 saat süreyle her 6 saatte bir uygulanması önerilmektedir. Vinkristinin teorik doku düzeylerinin en az 72 saat önemli ölçüde yüksek olacağı belirtilmektedir. Ancak folinik asit uygulanması yukarıda belirtilen destek tedavi gereksinimini ortadan kaldırmamaktadır. Vinkristinin aşırı dozunda hemodiyalizin bir yararı olmamaktadır. Safra itrahı azaltmış karaciğer yetmezliği olan hastalarda yan etkilerin ciddiyeti artar.

Endikasyonlar

Akut lösemi de endikedir.   Hodgkin’s, non-Hodgkin’s malign lenfoma (lenfositik, mikst hücresi, histiositik indifransiyel, nodüler ve diffüz tipleri), rabdomyosarkon, nöroblastom, Wilms tümörü, ostejenik sarkom, mikozis fungoidez, Ewing sarkoma, meme kanseri, habis melanoma, küçük hücreli akciğer kanseri ve çocukluk çağı jenital tümörlerinde de kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Vinkristin sülfat, Vinca rosea adlı bitkiden izole edilen bir antineoplastik alkaloiddir.   Etki mekanizması tam olarak aydınlatılmamış olmasına rağmen; Vinkristin, hücrede mitoz bölünmenin metafaz safhasında mikrotübüllerden ibaret olan mitoz iğciklerinin oluşumunu engelleyerek, mikrotübüllerin yapı taşı olan tübülin moleküllerine bağlanarak mikrotübülleri oluşturmak üzere bir araya gelmelerini bozarak, ayrıca DNA bağımlı RNA ya etkiyle RNA sentezini inhibe ederek  hücrede mitoz bölünmeyi metafaz aşamasında durdurarak sitotoksik etki gösterir.   Vinkristinin hücre içine girişi enerji gerektiren aktif transport mekanizma ile olur. Sitotoksik etkisi ilacın hücre içindeki konsantrasyonu ile ilgilidir. Vinkristine karşı direnç, tübülinlerde mutasyon gelişmesi ve mikrotübül oluşmasınına inhibe edilmesi şeklinde gelişir. Ayrıca spesifik P-glikoprotein vinkristin rezistansından sorumlu tutulmuştur. P-glikoproteinler bir çok kanser tipinde (over, böbrek, yumuşak doku kanseri, lösemi ve bazı lenfomalar) gösterilmiş olmakla birlikte rezistans gelişimindeki etki mekanizması bilinmemektedir.

Farmakokinetik Özellikler

Absorbsiyon: Vinkristin, gastrointestinal sistemden de emilir. Ancak emilin oranı tam belirlenmemiştir. Karaciğer ve böbrek fonksiyonu normal hastalarda 20 mg dozda hızlı I.V. enjeksiyon şeklinde doruk plazma konsantrasyonları yaklaşık olarak 0.19 – 0.89 µM civarındadır. Doruk plazma seviyesine ulaştıktan hemen sonra plazmada trifazik olarak kaybolur.   Eşit dozlar verilerek serum vinkristin konsantrasyon zaman eğrisi altındaki alan incelendiğinde ilacın I.V. infüzyon şeklinde uygulanmasının I.V. hızlı enjeksiyona göre daha fazla biyoyararlılık gösterdiği anlaşılmıştır.   Dağılım: Vinkristin ve metabolitlerinin vücut doku ve sıvılarına dağılımının karakteristik özellikleri tam belirlenememiştir. Ancak I.V. olarak uygulandığında hızlı ve oldukça yaygın bir şekilde dağılır. Plazma proteinlerine % 75 oranında bağlanır. Vinkristin ve metabolitleri I.V. olarak kullanıldığında safraya geniş olarak dağılır ve biliyer doruk konsantrasyonlara 2-4 saat içinde ulaşır. Vinkristin ve metabolitleri beyin omurilik sıvısına oldukça zayıf oranda geçer. Genellikle beyin omurilik sıvısında terapötik konsantrasyonlara ulaşamaz.   Eliminasyon: I.V. hızlı enjeksiyondan sonra trifazik olarak azalır. Vinkristinin yetişkinlerde ve böbrek ile karaciğer fonksiyonları normal kişilerde terminal yarı ömrü 10.5 – 37.5 saat arasındadır. Vinkristinin metabolik özellikleri henüz net olarak anlaşılmamıştır. Vinkristin büyük ölçüde karaciğerde metabolize olur. Vinkristin ve metabolitleri çoğunlukla safra yoluyla feçesle atılır.   Enjekte edilen dozun yaklaşık %80’ i feçesle atılırken, %10-20’ si idrarla atılır. 24 saat içinde ilacın %30’ u 72 saatte %70’ i feçesle atılır. Karaciğer yetmezliğinin eliminasyon üzerine etkileri netleşmemekle birlikte karaciğer yetmezliğinin eliminasyonu bozacağı belirtilmiştir.  

Farmasötik Şekli

Flakon (enjeksiyonluk solüsyon)

Formülü

Her ml’ de: Vinkristin sülfat            1 mg Mannitol                     100 mg Enjeksiyonluk su k.m.    1 ml bulunur. Koruyucu madde içermez

İlaç Etkileşmeleri

Vinkristin CYP3A4’ü inhibe eder.   Vinkristin nörotoksisitesi, asparaginaz, izoniazid ve diğer periferik sinir sistemine etkili ilaçlarla additif etki gösterebilir.   Doksorubisin, vinkristin ve prednisolon ile beraber kullanımı miyelosupresyonu artırır ve bu kombinasyonun kullanılmaması önerilir.   Vinkristin içeren antineoplastik kombinasyonları ve fenitoinin intravenöz ya da oral olarak aynı anda kullanılması ile antikonvülzanların kan düzeylerinin azaldığı ve konvülziyon aktivitesinin arttığı bildirilmiştir. Doz, kan düzeylerine göre ayarlanmalıdır. Etkileşim, fenitoin absopsiyonunun azalması ve metabolizma ile eliminasyon hızının artmasından dolayı olabilir.   Digoksin plazma düzeyleri de vinkristin tedavisi sırasında düşer.   Vinkristin sülfat ile itrakonazolun aynı anda kullanılmasının ciddi nöromüsküler yan etkilerin şiddetlenmesine neden olduğu bildirilmiştir.   Vinkristin tedavisi ile normal savunma mekanizmaları suprese olduğu için tedavi sonrası canlı virüs aşısı yapılırsa aşı virüsünün replikasyonu potansiyelize olur, aşının yan etkileri artabilir ve/veya hastanın aşıya karşı antikor yanıtı azalabilir. Hastanın ölü virüs aşılarına karşı antikor yanıtı da azalabilir. Vinkristin tedavisi alan ya da almış olan hastaların immunizasyonu, ancak hastaların hematolojik durumlarının çok iyi değerlendirilmesi ve vinkristin tedavisinden sorumlu doktorun görüşleri alınarak çok dikkatli şekilde yapılmalıdır. İmmunosupresyona neden olan tedavi bitimi ve hastanın aşılara yanıt verebilme yeteneğinin düzelmesi arasındaki süre bir çok faktöre bağlıdır ve 3 aydan 1 yıla kadar değiştiği düşünülmektedir. St. John’s  Wort vinkristin düzeylerini azaltır.   GEÇİMSİZLİK   Vincristine – Koçak solüsyonu, 3.5 ile 5.5 aralığında olan solüsyon pH’sını düşürecek ya da yükseltecek solüsyonlarla seyreltilmemelidir. Glukoz ya da serum fizyolojik dışındaki solüsyonlarla karıştırılmamalıdır.   

Kontraendikasyonlar

Vinkristine hassas kişilerde ve Charcor-Marie Tooth sendromlularda kullanılmaz. Karaciğeri kapsayan radyasyon terapisi gören hastalarda vinkristin kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Vincristine – Koçak ile tedavi haftalık periyodlarla yapılmalıdır. Yüksek doz ciddi veya fatal sonuçlar doğurabileceğinden ve nörotik etki nedeniyle doz hesabı dikkatli yapılarak uygulanmalıdır. Çocuklar için genel doz, 1.5 – 2 mg/m2’dir. 10 kg ya da daha hafif çocuklarda başlangıç dozu 0.05 mg/kg/hafta’dır.   Yetişkinler için doz, 1.4 mg/m2’dir. Serum biluribin değerleri > 3 mg/100 ml olanlarda doz   % 50 oranında azaltılmalıdır.   Vincristine – Koçak flakon, vinkristin sülfat uygulamasında tecrübeli kişiler tarafından sadece INTRAVENÖZ olarak kullanılır. İNTRATEKAL KULLANIMI ÖLÜMCÜLDÜR.   Vincristine – Koçak flakon, steril iğne ya da katater yardımıyla intravenöz olarak ya da % 0.9 sodyum klorür ya da % 5 glukoz içinde infüzyon şeklinde kullanılır. Enjeksiyon 1 dakikada tamamlanır.   Uygulamada ilaç damar dışı çevre dokulara sızarsa irritasyona neden olabilir. Damar dışına kaçış olduğunda uygulama bırakılır ve başka damardan uygulamaya başlanır. Hyaluronidazın lokal enjeksiyonu ve ilaç bulaşan bölgenin hafifçe ısıtılması ilacın dağılmasına yardım eder, ağrıyı ve selülit oluşumunu bir miktar azaltabilir. Soğuk ya da hidrokortizon uygulanımı kontrendikedir.     Kullandıktan sonra kalanını atınız

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Vincristine-Koçak 2 mg/2 ml I.V. Enjeksiyonluk Solüsyon İçeren 1 Flakon

Ruhsat Sahibi

KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş. Bağlarbaşı, Gazi Cad. No: 64-66 Üsküdar / İSTANBUL

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

20.07.2005-206/15

Saklama Koşulları

2 – 8 o C arasında (buzdolabında) ve ışıktan koruyarak muhafaza ediniz. Dondurmayınız. ÇOCUKLARIN GÖREMEYECEĞİ, ERİŞEMEYECEĞİ YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Vincristine-Koçak flakon, 1 ml’sinde 1 mg Vinkristin sülfat içeren 1 ml’lik flakon içeren ambalajlarda piyasaya sunulmuştur.

Uyarılar/Önlemler

Vincristine – Koçak, sadece intravenöz yoldan kullanılmalıdır, diğer yollarla kullanımı fatal olabilir.   Vinkristin kullanılmasıyla akut ürik asit nefropatisi görülebilir. Bu nedenle tedavinin ilk haftalarında sık sık ürik asit seviyeleri izlenmelidir. Gerekirse, nefropatiyi önlemek için allopurinol verilir. Nörotoksik etkiler doz kısıtlayıcı olduğundan doz arttırmak gerektiğinde klinik incelemeler yapılmalıdır. Vinkristinle tedavi sırasında santral sinir sistemi lösemisi görülürse tedaviye diğer kemoterapötik ajanlar eklenmelidir. Çünkü vinkristin kan beyin engelini yeterli miktarda geçemez.   Nörotoksik yan etkili ilaç kullananlar ve daha önce nöromüsküler hastalığı olanlarda vinkristin dikkatli uygulanmalıdır. Vinkristin ve diğer vinka alkaloidleri ile akut nefes darlığı ve şiddetli bronkospazm görüldüğü belirtilmiştir. Özellikle mitomisin C ile kombinasyonlardan sonra bu semptomlar daha sık görülür ve özellikle daha önceden pulmoner hastalığı olan hastalarda yoğun tedavi gerektirir. Bu reaksiyonların başlaması mitomisin dozundan 2 hafta sonraya kadar gecikebilir. Kronik tedavi gerektiren progresif dispne gelişebilir.   Vinkristin kullanırken ilacın göze temas etmemesi sağlanmalıdır. Temas durumunda göz hemen yıkanmalıdır, çünkü korneada ülser oluşabilir.   Bazı hastalarda eritrosit ve trombosit sayılarında ani düşmeler görülebilir, bu nedenle her uygulamadan önce tam kan sayımı yapılmalıdır.   Vinkristin in-vivo ve in-vitro incelemelerde mutajenik etkisi saptanmamıştır. Erkeklerde azospermi, kadınlarda amenore yaptığına dair çalışmalar vardır ancak bu durum ilaç bırakıldığında geçer.   Karaciğer fonksiyon bozukluğu durumlarında doz ayarlanmalıdır.   Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanım (kategori D): Gebe kadınlar üzerinde yapılmış yeterli ve kontrollü çalışma yoktur. Ancak, fetüs üzerine zararlı etkilerinden dolayı gebelikte kullanılmaz. Ayrıca gebe kalma potansiyeli olan kadınlara etkilerinden dolayı gebelikte kullanılmaz. Ayrıca gebe kalma potansiyeli olan kadınlara gebelikten korunması için kontraseptif kullanması tavsiye edilmelidir.   Vinkristin anne sütüne geçmektedir. İlaç kullanılırken emzirmeye ara verilmelidir.

Üretim Yeri

KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş. Organize Sanayi Bölgesi Çerkezköy / TEKİRDAĞ  

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Vincristine – Koçak’ ın yan etkileri genel olarak doza bağlıdır. İlaç kullanılmadan önce hasta ve yakınları ilacın muhtemel yan etkileri yönünden bilgilendirilmelidir.   En yaygın yan etki saç dökülmesidir (görülme sıklığı % 20-70). En şiddetli ızdırap verici yan etki ise nöromüsküler kaynaklıdır.   Haftada tek doz olarak kullanıldığında lökopeni, nörotik ağrı ve kabızlık gibi yan etkiler görülür. Bu etkiler kısa sürer (örn. 7 günden az), doz azaltıldığında azalır ya da kaybolur. Saç dökülmesi, his kaybı, parestezi, yürüme güçlüğü, spastik yürüyüş ve derin tendon refleks kaybı gibi yan etkiler tedavi sürdükçe devam eder. Generalize duyusal motor disfonksiyonu tedavi devam ettikçe daha şiddetli halde ilerleyebilir. Ancak bu yan etkilerin çoğu tedaviden 6 hafta sonra kaybolur. Bazı nöromüsküler bozukluklar uzun süre devam edebilir. İdame tedavisi sırasında saçlar tekrar uzayabilir.   Aşağıdaki yan etkiler bildirilmiştir.   Aşırı duyarlılık: Vinkristinli kemoterapi kombinasyonlarında nadir olarak anaflaksi, kızarıklık, ödem gibi alerjik reaksiyonlar görülebilir.   Gastrointestinal sistem: Kabızlık, kilo kaybı, bulantı, kusma, oral ülser, diyare, paralitik ileus, intestinal nekroz ya da perforasyon, anoreksi, metalik tat duyumsanması görülmüştür. Kabızlık daha çok üst kolonda olduğundan muayenede rektum boş sanılarak doktoru şaşırtabilir. Hastalar kabızlığa karşı uyarılarak rutin tedbirler alınır ve lavman ya da herhangi bir laksatif kullanılabilir. Paralitik ileus, özellikle pediatrik hastalarda görülür. İleus, tedavinin kesilmesinden sonra kendiliğinden geçer, ilacın nörolojik toksisitesinden kaynaklanır.   Genitoüriner sistem: Üriner retansiyon, poliüri, disüri, mesane atonisi, mesane atrofisi görülebilir. Üriner retansiyon oluşturduğu bilinen diğer ilaçlar, özellikle yaşlılarda vinkristin uygulanmasından sonraki birkaç gün içinde kullanılmamalıdır.    Kardiyovasküler sistem: Hipertansiyon, hipotansiyon, ortostatik hiper ve hipotansiyon  görülebilir.   Nörolojik: Önce sadece duyum azalması ve parestezi oluşur. Tedaviye devam edildikçe nörotik ağrı, motor güçlükler ortaya çıkar. Tedavinin devam etmesi, derin tendon refleksi kaybı “düşük ayak”, ataksi ve paralizi oluşturabilir. Kraniyel sinire ait belirtiler gözlenebilir; en çok ekstra oküler ve laringeal kaslar etkilenir. Çene, farenks, parotid bezi, kemik, sırt, kol, bacak ve kas ağrıları şikayetleri bildirilmiştir. Bir çok hastada genellikle hipertansiyonla birlikte konvülziyon görülmüştür. Bazı çocuklarda konvülziyonları koma hali izlemiştir. Geçici kortikal körlük ve optik atrofi belirtilmiştir. Emetik potansiyeli düşüktür (< % 10).   Solunum sistemi: Özellikle mitomisin C ile kombine kullanıldığında akut nefes darlığı ve ciddi bronkospazm görülebilir.   Endokrin sistem: Hiperürisemi, nadiren uygunsuz antidiüretik hormon sekresyonu tespit edilmiştir. Hiponatremi mevcudiyetinde yüksek üriner sodyum itrahı oluşmuştur. Sıvı alımının kısıtlanması ile hiponatremide ve sodyumun renal kaybında düzelme görülür.   Hematolojik: Vinkristinin eritrosin ve trombositler üzerine belirli bir etkisi yoktur. Bazı hastalarda anemi, lökopeni, trombositopeni görülmüştür. Trombositopeni vinkristin tedavisine başlandığında mevcut ise düzelmesi kemik iliği remisyonundan daha önce olur.   Deri: Alopesi ve kızarıklık bildirilmiştir.   Diğer: Ateş, baş ağrısı, lokal flebit görülmüştür.   “BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.”  
(Visited 2 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window