İlaç Sınıfı Beşeri İthal İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması VISUDYNE
Birim Miktarı 1
ATC Kodu S01LA01
ATC Açıklaması Verteporfin
NFC Kodu QB
NFC Açıklaması Parenteral İnfüzyon İçin Kuru Ampüller
Kamu Kodu A08450
Orijinal / Jenerik Türü Orjinal
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 4558,88 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 4069,96 TL (5 Şubat 2020)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu NULL

İlaç Etken Maddeleri

  • verteporfin (15 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

İlacın ve/veya ışığın aşırı dozu normal retina damarlarının ciddi görme azalması olasılığıyla nonselektif nonperfüzyonu ile sonuçlanabilir.   İlacın doz aşımı ışığa duyarlı hastanın tedavisinin uzatılması sonucu ortaya çıkabilir. Böyle vak’alarda hasta direkt güneş ışığı ve parlak oda ışığından tedavi süresince cilt ve gözlerini daha uzun süre korumalıdır.

Endikasyonlar

Yaşa bağlı makula dejenerasyonuna bağlı predominan klasik subfoveal korodial neovaskülarizasyon Yaşa bağlı makula dejenerasyonuna bağlı okült (gizli) subfoveal korodial neovaskülarizasyon Patolojik miyopiye bağlı, subfoveal korodial neovaskülarizasyon tedavilerinde endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Farmakoterapötik grup: Fotodinamik tedavide kullanılan ajanlar ATC kodu: L01 XD 02.   Verteporfin, benzoporfirin türevi monoasit (BPD-MA) olarak tanımlanmış olup;BPD-MAC ve BPD-MAD aktif regioizomerlerinin eşit olarak 1:1 oranında karışımından oluşur. Işık ile aktive olan bir ilaç olarak (fotosensitiser) kullanılmaktadır.    Verteporfinin klinik olarak önerilen dozu sitotoksik değildir. Yalnızca oksijen varlığında ışık ile aktive edildiği zaman sitotoksik ajanlar meydana gelir. Enerji porfirin tarafından absorbe edildiği zaman oksijene transfer edilir, yüksek reaktiviteye sahip kısa ömürlü singlet oksijen meydana gelir. Singlet oksijen difüzyon aralığında, lokal vasküler oklüzyona, hücre hasarına yol açarak biyolojik yapılara zarar verir ve belli koşullarda hücre ölümüne yol açar.   Verteporfinin koroidal neovaskülatür endotelini içine alan hızlı proliferasyon yapıcı hücreler tarafından selektif ve hızlı alımı ve retensiyonunda,  lokal ışığa maruziyete ilaveten,  fotodinamik tedavinin ( PDT) verteporfin kullanılarak sağlanan selektivitesi de temel teşkil eder.   Ağırlıklı olarak klasik subfoveal lezyonlar ile ortaya çıkan yaşa bağlı makula dejenerasyonu   Visudyne çok merkezli randomize plasebo-kontrollü, randomize çift-kör olarak çalışılmıştır (BPD OCR 002 A ve B). 609 hastanın tamamı kaydedilmiştir (402 Visudyne, 207 plasebo). Amaç, verteporfin ile yapılan Fotodinamik Tedavinin fotodinamik tedavi (PDT), yaşa bağlı makula dejenerasyonuna (YBMD) bağlı olarak ortaya çıkan subfoveal koroidal neovaskülarizasyon (KNV) hastalarında görme keskinliğinin azalmasını sınırlandırmadaki uzun dönem etkinlik ve güvenilirliğini göstermektir.   İlacın primer etkinliğinin saptanmasında, 3 sıradan daha az (15 harften az) görme keskinliği kaybı yaşayan hastaların oranı dikkate alınmıştır.Görme keskinliği, tedavi başlangıcında ve 12 ay sonunda ETDRS tablosu ile ölçülmüştür.   Tedavi kriterleri:    50 yaşın üzerindeki hastalar, YBMD’ye bağlı KNV varlığı KNV’de klasik komponent varlığı  (Anjiografide sınırlarını belirgin hiperfloresans alan olarak  tanımlanır) KNV’nin subfoveal olması (Foveal Avasküler alanın geometrik merkezi de dahil olmak üzere) Klasik ve okült lezyon alanlarının toplamlarının total lezyon alanının en az %50’sini oluşturması Tüm lezyon alanının en geniş çapının (GLD) 9 MPS’dan (Macular Photocoaculation Study-Disk alanı) küçük olması Tedavi edilecek gözde düzeltilmiş en iyi görme keskinliği skorunun 34 ila 73 harf arasında olması (yaklaşık 20/40 ila 20/200 arasında) Lezyonlar anjiografide iyi sınırlandırılmamış hiperfloresans alan ile tanımlanan okült komponent içerebilir 12 ayda alınan sonuçlar, tedaviye yanıt veren hastalarda istatistiksel olarak Visudyne’in plaseboya üstünlüğünü ortaya koymaktadır. Çalışmalarda, 12. ay sonunda tedavi grupları arasında Visudyne lehine % 15’lik bir fark saptanmıştır (Visudyne grubu % 61; plasebo grubu % 46;  p < 0.001, ITT analizi). Bu fark,  24 ay sonunda da aynı kalmıştır  (Visudyne grubu % 53; plasebo grubu % 38  p < 0.001). Predominan klasik KNV lezyonlu hasta grubunun ( N=242, Visudyne 159,      plasebo 84) tedaviden daha fazla fayda sağladığı gösterilmiştir. 12 ay sonra, tedavi grupları arasında     % 28’lik fark saptanmıştır (Visudyne grubu % 67;  plasebo grubu % 39   p < 0.001); fayda 24 ay devam etmiştir (Visudyne grubu % 59 ; plasebo grubu % 31 , p < 0.001). Ciddi görme kaybı (6 sıra ve daha fazla görme keskinliği kaybı) Visudyne ile tedavi edilen hastaların 12 ay sonunda yalnızca % 12’sinde, plasebo alan hastaların ise %33’ünde , 24 ay sonunda ise Visudyne ile tedavi edilen hastaların sadece %15’inde, plasebo alan hastaların %36’sında gözlemlenmiştir.    Açık etiketli, kontrolsüz (TAP A+B uzatma çalışması) çalışmaya dahil olan, 24 aydan sonra Visudyne tedavisi almaya devam eden hastalar takip edilmiş ve elde edilen verilere göre tedavinin 24 aylık sonuçlarının 5 yıl boyunca devam edebileceği ileri sürülmüştür.  Uzatma çalışmasında  güvenlilik konusunda farklı bir sonuç elde edilmemiştir.   Tüm lezyon tiplerinde yapılan TAP çalışmasında, yıllık ortalama tedavi sayısı tanıdan sonraki ilk yıl 3.5, randomize plasebo-kontrollü faz için ikinci yılda 2.4, üçüncü yıl 1.3, dördüncü yıl 0.4 ve açık-etiketli uzatma fazı için beşinci yılda 0.1’dir.   Klasik komponenti olmayan okült subfoveal lezyonlar ile ortaya çıkan yaşa bağlı makula dejenerasyonu   Diğer randomize, plasebo-kontrollü, çift kör, çok merkezli 24 aylık bir çalışmada (BPD OCR 003 YBMD). YBMD’ye bağlı düzeltilmiş en iyi görme keskinliği skoru > 70 harf (20/40 ve daha iyi) olan klasik komponent içeren subfoveal KNV’li hastalar ve YBMD’ye bağlı düzeltilmiş en iyi görme keskinliği skoru >50 harf (20/100 ve daha iyi) olan klasik komponenti olmayan subfoveal okült KNV’li hastalar üzerinde yapılmıştır.   Okült KNV’si olan hastalar için lezyonun kan içermesi veya randomizasyondan önceki 3 ay içinde hastalığın ilerlemiş olması şartı konulmuştur.   Hastalığın ilerlemesi, ETDRS tablosu kullanılarak ölçülen düzeltilmiş en iyi görme keskinliğindeki en az 6 harf kayıp veya lezyonun en geniş çapının son 3 ay içinde en az %10’u kadar büyümüş olması olarak tanımlanmaktadır. Bu çalışmada 339 hasta (225 Verteporfin, 114 plasebo) kaydedilmiştir. Etkinlik parametresi BPD OCR 002 ile aynıdır.   Çalışma 12 ayda primer etkinlik parametresi bakımından istatistiksel olarak önemli bir bir sonuç göstermemiştir (% 45.6’e % 49.3 karşı  p=0.517). 24 ayda Visudyne’ın plaseboya karşı üstünlüğü istatistiksel olarak anlamlı olup; Visudyne lehine % 12.9’luk bir farktır     (% 33.3’e karşı % 46.2, p= 0.023). Klasik komponenti olmayan okült subfoveal lezyonlu hasta grubunda (n=28) Visudyne’ın plaseboya karşı üstünlüğü istatistiksel olarak anlamlı olup; Visudyne lehine % 13.7 farktır (% 31.5’a karşı % 45.2, p= 0.032).   Yapılan alt grup analizlerine göre tedavinin yararının klasik komponent içermeyen küçük (<4 MPS DA) okült veya görmesi düşük (<65 harf) okült lezyonları olan hastalarda daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Plasebo ile karşılaştırıldığında bu gruptaki tedaviye cevap verme oranı %26.2 Visudyne lehine olmuştur (24 ay sonunda %51.2’ye karşın %25, p<0.001)   Patolojik miyopi   Patolojik miyopinin neden olduğu subfoveal koroidal neovaskülarizasyon hastalarında çok merkezli, çift-kör, plasebo kontrollü, randomize bir çalışma     (BPD OCR 003 PM) yapılmıştır. Çalışmada 120 hastanın tamamı (81 Visudyne,   39 plasebo) kaydedilmiştir. Pozoloji ve tedavi tekrarları YBMD çalışmalarındakinin aynısıdır. Çalışmayı tamamlayan hastalarda (tüm hastaların % 96’sı) 12 ay boyunca güvenilirlik ve etkinlik analizleri yapılmıştır.    Visudyne tedavisi gören hastalar, görme keskinliği açısından değerlendirilmiş ve 12 ay sonunda istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar elde edilmiştir. Primer etkinlik kriteri (3 sıradan az görme keskinliği kaybı yaşayan hastaların oranı) dikkate alındığında, Visudyne tedavisi gören hastalar ile plasebo grubu arasında    % 20’lik bir fark saptanmıştır (Visudyne grubu % 86, plasebo grubu  % 67, p = 0.011). 1.5 sıradan daha az görme kaybı yaşayan hastaların oranında ise Visudyne tedavisi gören hastalar ile plasebo grubu arasında % 28’lik fark saptanmıştır (Visudyne grubu % 72, plasebo grubu % 44  p = 0.003).   24 ayda 3 sıradan az görme keskinliği kaybı olan Visudyne hastalarının oranı % 79’dur ve plasebo hastalarının oranı ise % 7 farklı olup % 72’dir (p=0.381). 1.5 sıradan daha az kaybı olan plasebo hastaları ile Visudyne hastaları arasındaki fark % 16’dır (Visudyne için % 64, plasebo için % 49, p=0.106). Visudyne ile tedavi edilen 32 hasta (%40) 1 sıradan fazla, bu gruptan 10 hasta ise 3 sıradan fazla görme keskinliği kazanmıştır. Karşılaştırmada, plasebo verilen hastaların 5’inde (% 13) 1 sıra veya daha fazla görme artışı izlenmiş, hiçbirinde ise 3 sıra veya daha fazla görme artışı izlenememiştir. Açık etiketli, kontrolsüz (VIP-PM uzatma çalışması) çalışmaya dahil olan, 24 aydan sonra Visudyne tedavisi almaya devam eden hastalar takip edilmiş ve elde edilen verilere göre tedavinin 24 aylık sonuçlarının 5 yıl boyunca devam edebileceği ileri sürülmüştür.  Uzatma çalışmasında  güvenlilik konusunda farklı bir sonuç elde edilmemiştir.   Patolojik miyopi için yapılan VIP-PM çalışmasında, yıllık ortalama tedavi sayısı tanıdan sonraki ilk yıl 3.5, randomize plasebo-kontrollü faz için ikinci yılda 1.8, üçüncü yıl 0.4, dördüncü yıl 0.2 ve açık-etiketli uzatma fazı için beşinci yılda 0.1’dir.

Farmakokinetik Özellikler

Dağılım 6 ve 12 mg/m2 vücut yüzey alanının infüzyonundan 10 dakika sonra Cmax yaklaşık sırasıyla 1.5 ve 3.5 µg/ml ‘dir. Bu değerler genç sağlıklı gönüllülerde gözlenenden  biraz daha yüksektir (6 mg/m2 önerilen doz için % 26) ve daha fazla maruziyete neden olabilir. Hedef popülasyonda risk/fayda değerlendirmesi olumlu bulunduğundan, yaşa bağlı bu farklılığın klinik olarak anlamı bulunmamaktadır. Herbir Visudyne dozu uygulaması için, Cmax plazma konsantrasyonlarında (infüzyonun bitişinden hemen sonra) ve ışık uygulama zamanında bireyler arası maksimum 2 katı bir değişkenlik bulunmuştur.   Proteine bağlanma İnsan plazmasında verteporfinin % 90’ı plazma lipoprotein fraksiyonları ile birlikte, % 6’sı ise albumin ile birlikte bulunur.   Metabolizma Verteporfinin ester grubu plazma ve hepatik esterazlar ile hidrolize olarak benzoporfirin  türevi diasit (BPD-DA) oluşumuna yol açar. BPD-DA ayrıca ışığa duyarlılaştırıcı bir madde olmakla birlikte sistemik maruziyeti düşüktür (verteporfine maruziyet % 5-10 olup, ilacın büyük kısmının değişmeden atıldığını gösterir). In vitro çalışmalar sitokrom P450 enzimleri tarafından gerçekleştirilen oksidatif metabolizmanın kayda değer bir bağlantı göstermediğini ortaya koymuştur.   Eliminasyon İntravenöz infüzyonu takiben, verteporfin bi-eksponansiyel eliminasyon gösterir. Maruziyet süresi ve maksimum plazma konsantrasyonu 6 ve 20 mg/m2 arasındaki doz ile orantılıdır. Verilen dozda, farmakokinetik parametreler cinsiyetten önemli ölçüde etkilenmemektedir. Verteporfin için plazma eliminasyon yarı ömrü değerleri yaklaşık 5-6 saattir. Hafif şiddette karaciğer disfonksiyonu olan kişilerde (başlangıçta karaciğer fonksiyon testinin iki kez anormal olarak tespit edilmesi olarak tanımlanmıştır)  ortalama eğri altı değerleri (AUC) ve Cmax, kontrol grubundan önemli bir farklılık göstermezken, yarı ömür yaklaşık % 20 oranında uzamıştır.   Verteporfin ve BPD-DA’nın kombine insan idrarında atılımının  % 1’den az olması,  safra  ile atılımı düşündürmektedir.

Farmasötik Şekli

İnfüzyon solüsyonu için toz

Formülü

Her bir flakon: Verteporfin                              15.0 mg Bütilat hidroksitoluen              0.015 mg L-askorbik asit 6-palmitat        0.15 mg Yumurta fosfatidilgliserol         48.75 mg Dimiristol fosfatidilgliserolü       70.5 mg Laktoz                                 690.0 mg içermektedir.

İlaç Etkileşmeleri

İnsanda spesifik bir ilaç-ilaç etkileşimi çalışması yapılmamıştır Işığa duyarlılığa sebep olan bazı ajanların (örn.:tetrasiklinler, sülfonamidler, fenotiyazinler, sülfonilüre, hipoglisemik ajanlar, tiazid diüretikleri ve griseofulvin) birarada kullanımı fotosensitivite reaksiyonu potansiyelini artırabilir.

Kontraendikasyonlar

Visudyne porfiri hastalarında, verteporfine ya da bileşenlerden herhangi birine aşırı duyarlı olduğu bilinen kişilerde ve ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Visudyne 2.0 mg/ml  dozda 7.5 ml solüsyon elde etmek için 7.0 ml enjeksiyonluk suda rekonstitüe edilir. 6 mg/m2 yüzey alanı doz için Visudyne solüsyonun gerekli miktarı % 5 dekstroz içinde dilüe edilerek 30 ml’lik son hacme getirilir. Salin solüsyonu kullanılmaz. Por büyüklüğü  1.2 µm’den daha küçük olmayan hidrofilik membranlı (polietersülfon gibi) standart bir  infüzyon filtresi kullanılması tavsiye edilir.   Eğer materyal dökülmüş ise, ıslak bir bez ile temizlenir. Göz ve cilt ile temas etmemelidir. Kauçuk eldiven kullanımı ve göz koruması tavsiye edilir. Tüm materyaller uygun şekilde kullanılmalıdır.   Visudyne, yalnızca yaşa bağlı makula dejenerasyonu veya patolojik miyopi hastalarının tedavisinde tecrübeli göz hekimleri tarafından kullanılmalıdır.   Visudyne tedavisi iki basamakta uygulanır:   Birinci basamak 30 ml infüzyon solüsyonunda dilüe edilmiş 6 mg/m2 vücut yüzey alanı dozda Visudyne’ın  10 dakikalık intravenöz infüzyonudur.   İkinci basamak Visudyne’in infüzyona başladıktan 15 dakika sonra ışık aktivasyonudur.  Bunun için, non-termal kırmızı ışık (689 nm ± 3 nm) dalga boyunda) sağlayan bir diod lazer fiber optik cihaz yerleştirilmiş bir slit lamp vasıtasıyla ve uygun bir kontakt lens kullanılarak uygulanır.  Daha sonra 83 saniye süren ışık uygulamasına başlanır (Işık yoğunluğu 600 mW/cm2, ışık dozu 50 J/cm2).   Koroidal neovasküler lezyonun en geniş yerinin çapı fluoressein anjiografi ve fundus fotoğrafı kullanılarak tayin edilir. Büyütme gücü 2.4-2.6X olan fundus kameraları tavsiye edilir. Tedavi noktası tüm neovaskülatür, kan ve/veya bloke fluoressein içine almalıdır. Belirlenen lezyon sınırlarının tedavisini  garanti altına almak için görülen lezyonun her iki tarafına 500’er µm ek marjin ilave edilmelidir. Tedavi noktasının nazal ucu, optik diskin temporal ucundan en az 200 µm uzakta olmalıdır. Klinik çalışmalarda ilk tedavi için kullanılan maksimum spot boyutu  6600 µm’dir. Maksimum tedavi spot boyutundan daha geniş lezyonların tedavisi için, aktif lezyonun mümkün olan en geniş alanına ışın uygulanır.   Optimal tedavi etkisini sağlamak için bu önerilere uyulması gerekmektedir.Hastalar her 3 ayda bir kontrol edilmelidir. KNV sızıntılarının tekrarlaması durumunda Visudyne tedavisi yılda 4 defa yapılabilir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Saklama Koşulları

25 °C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız  Flakonu ışıktan korumak için karton kutusunda saklayınız.  Rekonstitüsyon ve dilüsyondan sonra kullanılıncaya kadar ışıktan koruyunuz ve maksimum 4 saat içinde kullanınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Aluminyum kapaklı bütil tıpa ile mühürlenmiş 1 adet cam flakon

Uyarılar/Önlemler

Visudyne uygulanan hastalar, infüzyondan sonraki ilk 48 saat içinde ışığa duyarlı hale geleceklerdir. Bu peryot süresince hastalar ciltlerini, gözlerini ve vücutlarının diğer kısımlarını direkt güneş ışığı veya parlak halojen ışığı, cerrahi müdahale odası ya da diş doktoru muayenehanesindeki yüksek güçte ışıklar gibi parlak oda ışığı ile korumasız temastan kaçınmalıdırlar. Eğer hastalar tedaviden sonraki ilk 48 saat içinde gün ışığına çıkmak zorunda kalırlarsa, ciltlerini ve gözlerini koruyucu kıyafetler ve koyu renk camlı güneş gözlükleri ile korumalıdırlar. UV güneş perdeleri fotosensitivite (ışığa duyarlılık) reaksiyonlarından korunmada etkin değildir.   Normal oda ışığı emniyetlidir. Hastalar karanlıkta kalmamalı ve normal oda ışığında kalarak ilacın vücuttan photobleaching adı verilen proses ile hızla uzaklaştırılması sağlanmalıdır.   Visudyne tedavisi orta şiddette karaciğer yetmezliği veya safra yolu tıkanması olan hastalarda, bu hastalarda edinilmiş hiç bir tecrübe bulunmadığından, dikkatle uygulanmalıdır.   Tedaviden sonraki bir hafta içinde ciddi görme azalması olan hastalar (4 sıra veya daha fazlaya eşdeğer) en azından görmeleri tedaviden önceki düzeyine tamamen ulaşıncaya kadar  tekrar tedavi edilmemelidirler ve potansiyel risk ve fayda, tedaviyi uygulayan hekim tarafından dikkatle değerlendirilmelidir.   Visudyne’in ekstravazasyonu (çevre dokulara sızması) şiddetli ağrıya, enflamasyona, şişkinlik ve enjeksiyon bölgesinde renk değişikliğine neden olabilir. Ağrının giderilmesi için analjezik tedavisi gerekebilir. Visudyne çevre dokulara sızdığı takdirde infüzyon derhal kesilmelidir. Şişkinlik ve renk değişikliği kayboluncaya kadar etkilenen bölge parlak ışıktan korunmalıdır ve enjeksiyon bölgesine soğuk kompres yapılmalıdır. Ekstravazasyonu önlemek için Visudyne infüzyonundan önce serbest akışlı bir damar yolu açılmalı ve monitorize edilmelidir. En geniş olan kol veni, tercihan antekübital ven, infüzyon için kullanılmalıdır ve elin arka tarafında bulunan küçük venlere uygulama yapılmamalıdır.   Nadir durumlarda ciddi olabilen göğüs ağrısı, vazo-vagal reaksiyonlar (uygulamaya bağlı) ve hipersensitivite reaksiyonları bildirilmiştir. Hem vazo-vagal hem de  hipersensitivite reaksiyonları, senkop, terleme, sersemlik, deride kızarıklık, dispne, flushing, kan basıncı ve kalp atışında değişiklikler gibi genel semptomlar ile bir arada ortaya çıkar. Hastalar, Visudyne infüzyonu süresince sıkı tıbbi gözetim altında tutulmalıdırlar.   Visudyne’ın anestezi altındaki hastalarda kullanımına dair klinik veriler mevcut değildir. Anestezi veya sedasyon altındaki domuzlara, hastalarda önerilen dozun çok üzerinde verilen Visudyne bolus dozları, muhtemelen komplement aktivasyonunun bir sonucu olarak, ölümü de içine alan ciddi hemodinamik etkilere neden olmuştur. Difenhidraminin verilmesi ile histaminin rol oynadığı düşünülen bu mekanizmada, bahsedilen etkiler azalır veya ortadan kalkar. Bu etki anestezi altında olmayan domuzda ve insanı da kapsayan diğer canlılarda gözlenmemiştir. Tedavi gören hastalarda, beklenen maksimum plazma konsantrasyonunun 5 katından daha fazlası, insan kanında in vitro olarak düşük seviyede bir komplement aktivasyonuna neden olmuştur. Klinik çalışmalarda komplement aktivasyonuna bağlı durumlar bildirilmemiştir fakat, pazarlama sonrası advers etki takibinde anaflaktik reaksiyonlar bildirilmiştir. Hastalar, Visudyne infüzyonu süresince sıkı tıbbi gözetim altında tutulmalıdırlar ve genel anestezi altında Visudyne tedavisi dikkatle yapılmalıdır.   İki gözün aynı anda tedavisini destekleyen klinik data bulunmamaktadır. Bununla birlikte, diğer gözün tedavisinin gerekli olduğu düşünülüyorsa, infüzyonun başlangıcından sonra 20 dakika geçmeden diğer göze de lazer tatbik edilmelidir. Her iki gözünde de ilk defa uygun lezyonlar olan, daha once Visudyne tedavisi görmemiş hastalarda, ilk seferde sadece bir gözü (daha ilerlemiş lezyonu olan) tedavi etmek ihtiyatlı olur. İlk tedaviden bir hafta sonra, önemli sayılabilecek bir yan etki olmaması halinde, ikinci göz de aynı şekilde tedavi edilebilir. Tedaviden yaklaşık 3 ay sonra her iki göz birden değerlendirilir, lezyonlarda sızıntı tespit edilmesi halinde yeni bir Visudyne tedavisine başlanabilir.   Visudyne’ın ışık ile aktivasyonu için gerekli özellikleri sağlamayan, uygun olmayan lazer kullanımı, Visudyne’ın kısmi aktivasyonuna veya aşırı aktivasyonuna yol açabilir ya da çevredeki sağlıklı dokuların tahrip olmasına neden olabilir.   Stabil olmayan kalp hastalığı (class III veya IV) ve kontrol edilemeyen arteriyal hipertansiyonu olan hastalarda yapılmış klinik çalışmalar mevcut değildir.   Gebelik: Gebelik kategorisi: C Visudyne ile hamile kadınlarda yapılmış çalışmalar mevcut değildir. Yapılan teratojenite çalışmalarında, insana önerilen dozun 70 kat daha fazlası dozlar  (AUC esas alınarak) sıçanlara verilmiş ve anoftalmi / mikroftalmi, yüzen kaburgalar (wavy ribs) ve fetal değişikliklerin insidansındaki artış incelenmiştir.   Bu nedenle Visudyne, ancak tedaviden beklenen fayda, fetüs üzerindeki potansiyel riskten aðýr basıyor ise hamile kadınlarda kullanılmalıdır.   Laktasyon: Verteporfin ve diasit metaboliti insan sütünde bulunmuştur. 6 mg/m2 olan dozun uygulamasını takiben, verteporfinin anne sütündeki seviyeleri plazma konsantrasyonunun % 66’sına kadar yükselmiştir, 12 saat sonra ise tespit edilemeyecek düzeylere düşmüştür. Diasit metabolite daha düşük pik konsantrasyonu göstermiştir fakat varlığı en az 48 saat devam etmiştir. Verteporfin ve metabolitinin yeni doğmuş bebekler üzerindeki etkileri bilinmediğinden, emzirmeye ara verilmeli veya tedavinin gecikmesinin anne açısından riski göz önüne alınarak tedavi ertelenmelidir. Anne sütündeki diasit metabolit konsantrasyonunun 48 saat kadar kaldığı temel alınarak, kadınlar Visudyne tedavisinden 96 saat sonrasına kadar emzirmemelidir.   Araç ve makina kullanma yeteneğine etkisi: Visudyne tedavisini takiben hastalarda araba ve makina kullanmayı etkileyen anormal görme, görme azalması gibi geçici görme rahatsızlıkları veya görme alanı defektleri gelişebilir. Bu semptomların görüldüğü hastalar, semptomlar devam ettiği sürece araba ve makina kullanmamalıdırlar. Çocuklarda ve yaşlı hastalarda kullanımında dikkatli olunmalıdır.   Kullanmadan önce prospektüsü okuyunuz.  Çocukların ulaşamayacakları yerlerde ve ambalajında saklayınız.  Hekime danışmadan kullanmayınız.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Plasebo kontrollü klinik çalışmalarda, aşağıda belirtilen advers etkilerin, yaşa bağlı makula dejenerasyonuna bağlı subfoveal korodial neovaskülarizasyon hastalarında potansiyel olarak Visudyne tedavisine bağlı olduğu düşünülmüştür. Yan etkilerin çoğu hafiften orta şiddete doğrudur ve geçicidir. Patolojik miyopili hastalar için bildirilen istenmeyen etkiler, YBMD’li hastalar için bildirilenler ile aynıdır. Oküler yan etkiler: Sık görülen etkiler ( % 1-10): Bulanık, puslu anormal görüntü veya parlayan ışık görüntüsü, görmede azalma,  gri ya da koyu renk haleler gibi görme alanı defektleri, skotom ve siyah noktalar . Plasebo kontrollü oküler faz III klinik çalışmalarda verteporfin ile tedavi edilen hastaların % 2.1’inde ve kontrol edilmeyen klinik çalışmalardaki hastaların  % 1’inden daha azında, 7 gün içinde 4 sıra veya daha fazlaya eşdeğer ciddi görüş azalması bildirilmiştir. Bu olay başlıca yalnızca okült veya YBMD’li hastaların minimal klasik KNV lezyonlarında ortaya çıkmıştır ve plasebo grubundaki hastalarda bildirilmemiştir. Bu hastaların çoğunda  görmenin temel değerlere doğru kısmi veya tamamen iyileşmesi incelenmiştir. Sık görülmeyen etkiler ( % 0.1-1): Retina dekolmanı (nonregmatojenöz), subretinal hemoraji, vitreus hemorajisi, katarakt. Enjeksiyon bölgesindeki yan etkiler: Sık görülen etkiler ( % 1-10):  Ağrı, ödem, enflamasyon, ekstravazasyon Sık görülmeyen etkiler ( % 0.1-1): Hemorraji, diskolorasyon ve hipersensitivite Sistemik yan etkiler: Sık görülen etkiler ( % 1-10): Başlangıçta sırt ağrısı olarak ortaya çıkan fakat daha sonra pelvis, omuz kemeri veya göğüs kafesi gibi alanlara yayılan infüzyona bağlı ağrı, bulantı, fotosensitivite reaksiyonları, asteni, prurit ve hiperkolesteremi. Fotosensitivite reaksiyonları (hastaların % 2.2’sinde ve Visudyne uygulamalarının % 1’inden azında) genellikle Visudyne tedavisinden sonra 24 saat içinde güneş ışığına maruziyeti takiben güneş yanığı formunda ortaya çıkar. Visudyne infüzyonu süresince sırt ağrısı insidansının yüksek oluşu hemoliz veya allerjik reaksiyonlar ile ilgili olmayıp genellikle infüzyon bittikten sonra ortadan kalkmaktadır. Sık görülmeyen etkiler ( % 0.1-1): Ağrı, hipertansiyon, hipestezi, ateş Klinik çalışmalardaki veya pazarlama sonrası yan etki takibinde bildirilen nadir istenmeyen etkiler (< % 0.1) : Oküler yan etkiler: Retinal veya koroidal damar nonperfüzyonu Enjeksiyon bölgesindeki yan etkiler: Kabarcık Sistemik yan etkiler: Göğüs ağrısı, vazo-vagal reaksiyonlar (uygulamaya bağlı) ve nadir durumlarda ciddi olabilen hipersensitivite reaksiyonları bildirilmiştir. Genel semptomlar, baş ağrısı, huzursuzluk, senkop, terleme, sersemlik, deride kızarıklık, ürtiker, kaşıntı, dispne, flushing, kan basıncı veya kalp atışında değişiklik, anemi, atriyal fibrilasyon, karaciğer  enzim düzeylerinde yükselme, işitme kaybı, vertigo, lökopeni ve lökositozu kapsayabilir. İnfüzyona bağlı sırt ve göğüs ağrısı, pelvisi de kapsayan ancak pelvis, omuz veya göğüs kafesi ile sınırlı olmayan alanlara da yayılabilir.  BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 79 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window