İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması CALBICOR
Birim Miktarı 30
ATC Kodu C07AG02
ATC Açıklaması Karvedilol
NFC Kodu AA
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Tabletler
Kamu Kodu A10395
Orijinal / Jenerik Türü Jenerik
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 10,12 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 9,03 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 4,46 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E340A

İlaç Etken Maddeleri

  • karvedilol (6,25 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Celestoderm-V krem, ekzema (atopik, infantil, nümüler), kontakt dermatit, seboreik dermatit, nörodermatit, güneş dermatiti, eksfoliyatif dermatit, staz dermatiti, radyasyona bağlı dermatit, intertrigo, otitis eksterna, sedef, senil pruritus gibi kortikosteroid tedavisine yanıt veren dermatozların enflamatuvar semptomlarının tedavisinde endikedir.

Endikasyonlar

Krem

Farmakodinamik Özellikler

Farmakokinetik Özellikler

Celestoderm-V krem’e aşırı duyarlı olan kişilerde, rosacea, akne vulgaris ve perioral dermatitlerde, primer viral cilt enfeksiyonlarında (herpes simpleks gibi) kullanılmamalıdır.

Farmasötik Şekli

Formülü

15 gramlık tüplerde.

Doz Aşımı

Ciddi kemik iliği depresyonu, gastrointestinal toksisite ve kusma beklenen semptomlar arasındadır. Doz aşımında Cytarabine tedavisi kesilmeli ve destekleyici tedavi başlanmalıdır. Gerekirse, tam kan ya da trombosit transfüzyonu ve antibiyotik uygulaması yapılabilir.

Endikasyonlar

Cytarabine tek başına veya diğer anti-neoplastik ilaçlarla kombine olarak aşağıdaki vakalarda kullanılır: Akut miyeloid lösemi Akut non lenfoblastik lösemi Akut lenfoblastik lösemi Eritrolösemi Kronik miyeloid lösemi Non Hodgkin lenfomalar Meningeal lösemi Meningeal neoplazmalar

Farmakodinamik Özellikler

Cytarabine DBL intraselüler olarak arabinositozin trifosfata (ARA-CTP) dönüşür. ARA-CTP kompetitif olarak DNA polimerazı ve bazı asit kinaz enzimlerini inhibe eder. Bir nukleosid gibi hareket eder ve sitidin nukleotidin deoksisitidine dönüşmesinde rol oynayan enzimlerle ve aynı zamanda DNA’ya geçişte yarışır. Cytarabine’nin etkisi hücre döngüsüne spesifik bir anti- neoplastik ilaçtır.

Farmakokinetik Özellikler

Cytarabine oral yoldan etkili değildir. Sitidin deaminaz karaciğerde toplanır ve intravenöz dozlar bifazik atılma gösterir. Dağılım ve eliminasyon yarılanma ömürleri, sırasıyla yaklaşık 10 dakika ve 1-3 saattir. 24 saat sonra dozun %80’i inaktif metaboliti olarak ya da değişmeden çoğunlukla idrarla bir miktar da safrayla atılır. Cytarabine hızla dokulara dağılır. Kan- beyin bariyerini ve plasentayı geçer.

Farmasötik Şekli

Enjektabl solüsyon

Formülü

10 ml’lik flakonda:   Cytarabine              1000 mg Enjeksiyonluk su k.m.     10 ml Solüsyon antimikrobiyal koruyucu içermez

İlaç Etkileşmeleri

Kardiyak glikozidler: Oral digoksin tabletlerinin mide-barsakta emilimi kombinasyon kemoterapisi (Cytarabine dahil) gören hastalarda azalabilir. Kısıtlı veriler digitoksinin mide- barsak sisteminden emiliminin kombine kemoterapi ile etkilenmediğini göstermektedir. Anti-infektif ilaçlar: Bir in vitro çalışmada Cytarabine’in gentamisinin Klebsiella pneumoniae’ya etkisini antagonize ettiği görülmüştür. Eldeki kısıtlı verilere göre, Cytarabine flusitozinin anti infektif etkisini inhibe edebilir. Metotreksat, Cytarabine’den önce alındığında Cytarabine’nin etkinliğini ve toksisitesini artırabilir. DİĞER ETKİLEŞMELER Cytarabine solüsyonları çeşitli ilaçlarla farmasötik açıdan geçimsizdir, bunlar karbenisilin sodyum , sefalotin sodyum, fluorourasil, gentamisin sülfat, heparin sodyum, hidrokortizon sodyum suksinat, insulin , metilprednizolon sodyum suksinat, nafsilin sodyum, oksasiilin sodyum, penisilin G sodyum. Bununla birlikte, geçimsizlik bazı etkenlere bağlıdır, ilacın yoğunluğu, kullanılan çözücüler, pH, ısı gibi.

Kontraendikasyonlar

Cytarabine ilaca karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir. İlaçla indüklenmiş kemik iliği süpresyonu mevcut olan hastalara hekim tarafından ilacın yararının zararından daha fazla olacağına karar verilmedikçe, Cytarabine tedavisi yapılmaz.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Cytarabine Enjektabl Solüsyon intravenöz ve subkütan yollardan uygulanabilir. Hafif hipertonik olduğu için intratekal yoldan kullanılmaz.   İnfüzyon için seyreltim Cytarabine Enjektabl Solüsyon I.V. infüzyonu için Glükoz solüsyonu veya %0.9 Sodyum Klorür Solüsyonu ile seyreltilebilir.  Bu çözücülerde hazırlanan I.V. infüzyonlar hemen uygulanmalıdır. 24 saat sonra kullanılmadan kalan kısım atılmalıdır.  Cytarabine dozu tedaviye göre değişir. Cytarabine hızlı intravenöz enjeksiyon ya d a infüzyon şeklinde verilebilir.   Erişkinler Sürekli uygulama: Lösemide genel doz 2 mg / kg’dir, 10 gün süreyle, hergün hızlı intravenöz enjeksiyon şeklinde uygulanır. Eğer 10 gün sonra ne terapötik yanıt ne de toksisite görülmezse doz, 4 mg /kg’ye artırılabilir. Günlük kan sayımları yapılmalıdır.   Alternatif olarak, 10 gün süreyle, 1-24 saat içinde, hergün, 0.5 – 1 mg/kg infüzyon yapılabilir. Daha sonra günde 2mg /kg, iyileşme ya da toksisite görülene kadar uygulanabilir. Bir saatlik infüzyon sonuçları çoğu hasta için yeterlidir.   Aralıklı uygulama: Cytarabine 5 gün peş peşe, günde 3-5 mg/kg dozda aralıklı olarak verilebilir. 2-9 gün ara verildikten sonra tedavi kürü tekrarlanabilir.   Kemik iliğinde düzelme tedaviye başlandıktan 7-64 gün içinde bildirilmiştir. Bir hasta genelde ne iyileşme ne de toksisite gösteriyorsa daha yüksek dozlar uygulanabilir.   Akut lösemide remisyonun başlatılması için tek ilaç Cytarabine, 200 mg/m2 dozunda sürekli I.V. infüzyonu şeklinde 5 gün boyunca, yaklaşık 2 haftalık aralarla uygulanmıştır.   İdame tedavisi: Remisyonu devam ettirmek için 1-1.5 mg/kg dozları intravenöz ya da subkütan olarak haftada bir ya da iki kez uygulanabilir.   Lösemik menenjit: Menenjitte çeşitli dozlar uygulanmaktadır ama tavsiye edilen günlük doz 100 mg’ı aşmamalı ve metotreksat ile dönüşümlü olarak sistemik yoldan verilmelidir. Hipertonik olduğu için intratekal olarak kullanılmaz.   Miyelosupresyon, anemi ve trombositopeni günlük infüzyon ve enjeksiyon şeklinde uygulama yapılan hemen hemen tüm hastalarda meydana gelir. Miyelosupresyon çift fazlıdır; 7-9 ve 15-24. günler arasında en aza iner. Kemik iliğinin düzelmesi tedaviye başlandıktan sonra 7 -64 (ortalama 28) günleri arasında beklenmelidir.   Çocuklar: Çocuklar yüksek dozları büyüklerden daha iyi tolere etmektedirler, bu nedenle çocuklara yüksek doz verilebilir.   Yaşlılar: Yaşlılarda dozun ayarlanması gerektiğini gösteren veri bulunmamaktadır. Bununla birlikte, yaşlılar toksik reaksiyonlara daha duyarlı olduklarından ilaca bağlı lökopeni, trombositopeni ve anemiye dikkat edilmelidir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Cytarabine DBL 100mg / ml Enjektabl Solüsyon, 10 flakonluk ambalajlarda.

Saklama Koşulları

25°C’nin altında oda sıcaklığında saklayınız. Çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Cytarabine DBL 1 g / 10 ml Enjektabl Solüsyon 1 flakonluk ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Cytarabine güçlü bir kemik iliği supresanıdır. Bu ilacı kullanan hastalar yakın tıbbi denetim altında bulundurulmalıdır. Lökosit ve trombosit sayımı başlangıçta her gün ve daha sonra sık sık yapılmalıdır. Periferik kandan blast hücreler kaybolduktan sonra sık kemik iliği muayenesi yapılmalıdır. Kemik iliği supresyonuna bağlı komplikasyonları (granülositopeni ve başka savunma mekanizması bozuklukları sonucunda enfeksiyon, trombositopeniye bağlı kanama) kontrol altında tutmak için gereken her şey hazır bulundurulmalıdır. İntravenöz uygulamanın hemen ardından akut kardiyopulmoner arestle sonuçlanan bir anaflaksi vakası bildirilmiştir. Cytarabine sitotoksik ilaç ile tedavide deneyimli hekimlerin kontrolü altında uygulanmalıdır. Cytarabine alan hastalarda hiperürisemi görülebilir bu nedenle serum ürik asit konsantrasyonları kontrol edilmelidir. Karaciğer ve böbrek fonksiyonları düzenli olarak kontrol edilmelidir. Böbrek bozukluğu olanlarda dozun azaltılması gerekmez. Sık trombosit ve lökosit sayımı yapılmalıdır. Polimorfonükleer sayım 1000/mm3 ün altına düşerse ya da trombosit sayımı 50 000’in altına inerse, doz değiştirilmeli ya da tedavi kesilmelidir. Tedavi durdurulduktan sonra da sayımlar düşmeye devam edebilir ve beş , yedi gün sonra en düşük değerlere inebilir. Kemik iliği düzelmeye başladığında tedavi tekrar başlatılabilir. Tedaviye başlamak için normal kan değerlerinin oluşması beklenmemelidir. İntravenöz dozlar hızla verildiği zaman bulantı ve kusma görülebilir, infüzyondan sonra buna daha seyrek rastlanır. Cytarabine DBL Enjektabl Solüsyon formül hafif hipertonik olduğu için intratekal olarak kullanılmamalıdır.   Karaciğer fonksiyon bozukluğu: Karaciğer bozukluğu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Uygulanan dozun bir kısmını insan karaciğeri detoksifiye etmektedir. Karaciğer fonksiyonu bozulmuş hastalarda doz azaltılmalı ve tedbirli olunmalıdır.   Gebelikte kullanım Gebelik kategorisi D’dir. Cytarabine bazı hayvan türlerinde teratojeniktir. Gebe kadınlarda kullanılmamalıdır. Gebe kalma potansiyeli olan kadınlarda yararı zararından daha ağır basmadıkça kullanılmamalıdır. Cytarabine tedavisi sırasında gebe kalan kadınlara riskler anlatılmalıdır.   Laktasyonda kullanım Cytarabine’nin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir, emziren annelere uygulanmamalıdır.  

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Hematolojik : Cytarabine’nin en önemli yan etkisi hematolojik toksisitedir. Miyelosupresyon, megaloblastozis, retikülositopeni ve anemi şeklinde olabilir. Yüksek dozlardan sonra ve sürekli infüzyonlardan sonra bunlar daha çok görülür. Şiddeti, verilen doza ve uygulama şekline göre değişir.   Mide-Barsak Sistemi : Bulantı ve kusma görülür ve hızlı IV uygulamadan sonra daha sık oluşur. Diare, anoreksi, oral ve anal iltihap ve yaralar ve daha ender karın ağrısı, boğaz ağrısı, özofajit, özofagus ülserleri ve mide-barsak kanaması oluşabilir.   Diğer:  Diğer bildirilen yan etkiler ateş, deri döküntüsü, alopesi, deride yaralar, konjonktivit, göğüs ağrısı, idrar tutulması, baş dönmesi, nevrit ve ağrı, enjeksiyon bölgesinde selülit veya tromboflebit. Cytarabine ile bazı hastalarda böbrek disfonksiyonu, karaciğer disfonksiyonu ve sarılık görülmüştür. Ayrıca, sepsis, enjeksiyon bölgesinde sepsis, mukozada kanama, eklem ağrısı, retikülosit sayısında azalma bildirilmiştir. Bir Cytarabine reaksiyonu vardır ve ateş, miyalji, kemik ağrısı, makülopapüler döküntü, konjonktivit ve kırıklık ile kendini gösterir. Genellikle uygulamadan 6-12 saat sonra ortaya çıkar. Bu sendromu tedavi etmede ya da önlemede kortikosteroidler etkilidir. Bu sendrom çok şiddetli olduğunda tedavi kesilmeli ya da kortikosteroid kullanımı düşünülmelidir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

İntoksikasyon semptomları   Doz aşımı durumunda ağır hipotansiyon, bradikardi, kalp yetmezliği, kardiyojenik şok ve kalp durması görülebilir. Ayrıca solunum problemleri, bronkospazm, kusma, bilinç bozukluğu ve jeneralize nöbetler de görülebilir.   İntoksikasyon tedavisi   Genel prosedürlerin yanısıra, gerekirse yoğun bakım şartlarında, yaşamsal parametreler izlenmeli ve düzeltilmelidir. Aşağıdaki destekleyici tedaviler de uygulanabilir:   Hasta yatar pozisyonda olmalıdır. Atropin: 0,5-2 mg i.v. (aşırı bradikardi için). Glukagon: Başlangıçta 1-10 mg i.v., sonra uzun süreli infüzyon olarak 2-5 mg/saat (kardiyovasküler fonksiyonu desteklemek amacıyla). Vücut ağırlığına ve etkilerine bağlı olarak kullanılabilecek sempatomimetikler: dobutamin, izoprenalin, orsiprenalin ya da adrenalin. Pozitif inotropik etki gerekiyorsa, milrinon gibi fosfodiesteraz inhibitörleri kullanılması düşünülmelidir. İntoksikasyon profilinde periferik vazodilatasyon öne çıkıyorsa dolaşım koşulları sürekli izlenerek norfenefrin ya da noradrenalin verilebilir. İlaca dirençli bradikardi durumunda “pacemaker” uygulanmalıdır. Bronkospazm tedavisi Bronkospazm durumunda, b-sempatomimetikler (aerosol veya i.v.) ya da aminofilin i.v. verilmelidir.   Nöbet tedavisi   Nöbetlerde, diazepam ya da klonazepamın yavaş i.v. enjeksiyonu önerilir.   Önemli not   Şok semptomları görülen ağır intoksikasyonda, yeterince uzun bir süre destekleyici tedaviye devam edilmelidir, çünkü karvedilolün eliminasyon yarı ömrünün uzaması ve daha derin kompartmanlardan yeniden dağılımı beklenebilir. Destekleyici/antidot tedavisinin süresi aşırı dozun şiddetine bağlıdır. Hastanın durumu stabilize olana kadar destekleyici tedavi sürdürülmelidir.

Endikasyonlar

Hipertansiyon Karvedilol, öncelikle esansiyel hipertansiyon tedavisinde endikedir. Tek başına  ya da diğer antihipertansif ajanlarla (kalsiyum kanal blokörleri ve diüretikler; özellikle tiyazid diüretikleri) birlikte kullanılabilir.   Koroner kalp hastalığı Karvedilolün, koroner kalp hastalığında klinik etkinliği kanıtlanmıştır. Sessiz miyokard iskemisi ve unstabil (kararsız) anjinası olan hastalarda güvenilirliği ve etkinliği gösterilmiştir.   Kronik kalp yetmezliği Karvedilol, iskemik ya da iskemik kökenli olmayan stabil, hafif, orta ve ağır kronik kalp yetmezliği tedavisinde endikedir. Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) inhibitörleri, diüretikler ve opsiyonel olarak dijitallerle (standart tedavi) birlikte karvedilol; kronik kalp yetmezliği tedavisinde morbidite ve mortaliteyi azaltırken aynı zamanda hastalık ilerleyişini de geciktirir.   Karvedilol, standart terapiye ek olarak kullanılabileceği gibi dijital, hidralazin ve nitrat tedavisi görmeyen hastalarda da kullanılabilir.

Farmakodinamik Özellikler

Karvedilol, a1, b1 ve b2 adrenerjik reseptör blokajı özelliği olan bir adrenerjik reseptör blokörüdür. Karvedilolün organ koruyucu etkileri olduğu gösterilmiştir. Karvedilol etkili bir antioksidandır ve reaktif oksijen radikallerini ortadan kaldırır. Karvedilol rasemiktir ve hem R(+), hem S(-) izomerlerinin a1 adrenerjik reseptör blokajı ve antioksidan özellikleri vardır. Karvedilolün insan damar düz kas hücreleri üzerine antiproliferatif etkisi vardır. Yürütülen klinik çalışmalarda kronik karvedilol tedavisi süresince çeşitli parametrelerle ölçülerek oksidatif streste bir azalma olduğu gösterilmiştir. b-adrenerjik reseptör blokaj özelliği, b1 ve b2 adrenoseptörleri için non-selektif olup karvedilolün S(-) enantiomeriyle ilişkilidir. Karvedilolün intrinsik sempatomimetik aktivitesi yoktur ve propranolol gibi membranı stabilize edici özelliklere sahiptir. Karvedilol, renin salıverilmesini azaltan b-blokör etkisiyle renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini baskılar; dolayısıyla sıvı retansiyonu nadiren görülür. Karvedilol, selektif a1 blokajı etkisine bağlı olarak periferik damar direncini azaltır. Karvedilol bir a1 adrenoreseptör agonisti olan fenilefrinin neden olduğu kan basıncındaki artışı azaltırken anjiyotensin II’nin neden olduğu artışı azaltmaz. Karvedilolün lipid profili üzerine olumsuz etkisi yoktur. Yüksek yoğunluklu lipoproteinlerle düşük yoğunluklu lipoproteinler arasındaki oran (HDL/LDL) korunur.   Klinik çalışmalarda elde edilen sonuçlara göre etkinlik;   Hipertansiyon   Karvedilol, hipertansif hastalarda b-blokör etkisi ile birlikte a1 aracılığıyla gerçekleşen vazodilatör etkisiyle kan basıncını düşürür. b-blokör ajanlarla gözlendiği gibi, kan basıncında sağlanan düşüşe, birlikte gözlenen total  periferik direnç artışı eşlik etmez. Kalp hızı hafifçe düşer. Hipertansiyon hastalarında renal kan akımı ve renal fonksiyon korunur. Karvedilolün atım hacmini koruduğu ve total periferik direnci azalttığı gösterilmiştir. Böbrek, iskelet kası, önkol, bacak, deri, beyin veya karotid arterler dahil olmak üzere belirli organ ve damar yataklarına gelen kan miktarı karvedilol tarafından olumsuz etkilenmez. Ekstremitelerde soğukluk ve fiziksel aktivite sırasında erken yorgunluk görülme sıklığı azalmıştır. Karvedilolün hipertansiyon üzerindeki uzun süreli etkisi çift-kör kontrollü çalışmalarda gösterilmiştir.   Koroner kalp hastalığı   Koroner kalp hastalığı olanlarda karvedilol, uzun süreli tedavi boyunca kalıcı anti-iskemik (total egzersiz zamanında, 1 mm ST segment depresyonuna kadar olan sürede ve anjinaya kadar olan sürede iyileşme) ve anti-anjinal etkiler göstermiştir. Akut hemodinamik çalışmalar karvedilolün anlamlı ölçüde miyokard oksijen ihtiyacını ve sempatik aşırı aktiviteyi azalttığını göstermiştir. Ayrıca, karvedilol, miyokard ön yük (pulmoner arter basıncı ve pulmoner kapiller wedge basıncı) ve ard yükü (total periferik direnç) azaltır.   Kronik kalp yetmezliği   Karvedilol, tüm nedenlere bağlı mortaliteyi ve kardiyovasküler nedenli hastane tedavisi ihtiyacını anlamlı oranda azaltır. Karvedilol, ayrıca, ejeksiyon fraksiyonunu artırır. İskemik ya da iskemik kökenli olmayan kronik kalp yetmezliği hastalarının semptomlarını iyileştirir. Karvedilolün bu etkisi doza bağımlıdır.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim   Oral uygulama sonrasında, karvedilol hızla emilir. Sağlıklı gönüllülerde yaklaşık 1 saat sonra maksimum plazma konsantrasyonuna ulaşılır. İnsanlarda karvedilolün mutlak biyoyararlanımı, yaklaşık %25’tir.   Dağılım   Karvedilol, yüksek oranda lipofilik bir bileşiktir; yaklaşık %98-99’u plazma proteinlerine bağlanır. Dağılım hacmi, yaklaşık 2 L/kg’dır.   Metabolizma   Karvedilolün büyük kısmı, temel olarak safrayla elimine edilen çeşitli metabolitlere dönüşür. Oral uygulamadan sonra ilk-geçiş etkisi ortalama %60-75 civarındadır. Karvedilol, büyük ölçüde karaciğerde metabolize olur ve temel reaksiyonlardan biri glukuronidasyondur. Fenol halkasının demetilasyon ve hidroksilasyonu ile b-reseptör blokörü aktivitesine sahip 3 metabolit ortaya çıkar. Klinik öncesi çalışmalara göre, 4’-hidroksifenol metaboliti karvedilolden 13 kat daha güçlü b-blokör etkiye sahiptir. Karvedilolle karşılaştırıldığında üç aktif metaboliti zayıf vazodilatör aktivite gösterir. İnsanda üç aktif metabolitin konsantrasyonları ana maddeden 10 kat daha düşüktür. Karvedilolün hidroksi-karbazol metabolitlerinden ikisi karvedilolden 30-80 kat daha güçlü olan aşırı potent antioksidanlardır.   Eliminasyon   Karvedilolün ortalama eliminasyon yarı-ömrü, yaklaşık 6 saattir. Plazma klerensi, yaklaşık 500-700 mL/dakika’dır. Ana atılım yolu feçesledir. Eliminasyon daha çok safra yoluyla olur. Küçük bir bölümü böbrekler yoluyla değişik metabolitler biçiminde elimine edilir.   Özel gruplarda farmakokinetik   Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar: Karvedilol ile kronik tedavi sırasında otoregülatör kan akımı korunur ve glomerüler filtrasyon değişmez. Hipertansiyon ve böbrek yetmezliği olan hastalarda, plazma seviyesi-zaman eğrisi altındaki alan, eliminasyon yarı ömrü ve maksimum plazma konsantrasyonu önemli derecede değişmez. Değişmemiş haldeki ilacın renal atılımı renal yetersizlik hastalarında azalır; ancak farmakokinetik parametrelerdeki değişiklikler fazla değildir. Yapılan açık çalışmalar, karvedilolün renal hipertansiyon hastalarında etkili bir ajan olduğunu göstermiştir. Aynı etkinlik, kronik böbrek bozukluğu olan veya hemodiyaliz altındaki veya renal transplantasyon sonrası hastalar için de geçerlidir. Karvedilol kan basıncında gerek diyaliz günlerinde gerekse diyaliz olmayan günlerde kademeli bir düşüşe yol açar ve kan basıncını düşürme etkisi renal fonksiyonları normal olan hastalarda gözlenenle karşılaştırılabilir düzeydedir. Karvedilol, muhtemelen plazma proteinlerine yüksek derecede bağlanması nedeniyle diyaliz membranını geçemediğinden diyaliz sırasında elimine olmaz.  Hemodiyaliz uygulanan hastalar üzerinde gerçekleştirilen karşılaştırmalı çalışmalardan elde edilen sonuçlara dayanarak karvedilolün kalsiyum kanalı  blokörlerinden daha etkili olduğu ve daha iyi tolere edildiği sonucuna varılmıştır.   Karaciğer yetmezliği olan hastalar: Karaciğer sirozu hastalarında, ilacın sistemik yararlanımı ilk-geçiş etkisindeki azalmadan dolayı %80’e kadar bir artış göstermiştir. Bu yüzden, karvedilol klinik olarak belirgin karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir (“KONTRENDİKASYONLARI” bölümüne bakınız).   Geriyatrik kullanım: Karvedilolün hipertansif hastalardaki farmakokinetiği yaştan etkilenmez. Yaşlı hipertansif hastalarda yapılan bir çalışma, advers olay profilinde bir fark olmadığını göstermiştir. Koroner kalp hastalığı olan yaşlı hastaların katıldığı bir başka çalışma, bildirilen advers olaylarda bir fark göstermemiştir.   Pediyatrik kullanım: 18 yaş altı kişilerde farmakokinetiği hakkında veri sınırlıdır.   Diyabetik hastalar: İnsüline bağımlı olmayan diyabetli hipertansiyon hastalarında karvedilolün açlık veya post-prandiyal kan glukoz konsantrasyonu, glikollenmiş hemoglobin A1 veya antidiyabetik ajanların doz değişimi ihtiyacı üzerinde bir etkisi görülmemiştir.   İnsüline bağımlı olmayan diyabet hastalarında karvedilolün glukoz tolerans testi üzerinde istatistiksel açıdan önemli bir etkisi olmamıştır. İnsülin duyarlılığı  azalmış (Sendrom X) olan hipertansif, diyabetik olmayan hastalarda, karvedilol insülin duyarlılığını iyileştirmiştir. Aynı sonuçlar, insüline bağımlı olmayan diyabetli hipertansiyon hastalarında da bulunmuştur.       

Farmasötik Şekli

Tablet

Formülü

Her tablette etkin madde olarak 6,25 mg karvedilol; boyar madde olarak sarı demir oksit bulunur.

İlaç Etkileşmeleri

“UYARILAR/ÖNLEMLER” bölümüne bakınız.   Farmakokinetik etkileşmeler   Digoksin Digoksin ve karvedilolün birlikte uygulanmasında digoksinin konsantrasyonları %15 kadar artar. Hem karvedilol hem de kalp glikozidleri AV iletimini yavaşlatır. Karvedilole başlandığında, doz ayarlandığında ya da tedavi kesildiğinde digoksin düzeylerinin daha dikkatle izlenmesi önerilir.   İnsülin ve oral hipoglisemikler b-blokör etkili ilaçlar, insülin ve oral hipoglisemiklerin kan şekerini düşürücü etkisini artırabilirler. Hipoglisemi belirtileri maskelenebilir veya azalabilir (özellikle taşikardi). Bu nedenle insülin ya da oral hipoglisemik kullanan hastaların kan glukozunun düzenli olarak izlenmesi önerilir.   Karaciğer metabolizması indükleyici ve inhibitörleri Rifampisin karvedilol plazma konsantrasyonlarını yaklaşık %70 azaltır. Simetidin EAA’ı yaklaşık %30 artırır fakat maksimum konsantrasyonda (Cmaks) değişikliğe yol açmaz. Rifampisin gibi karma fonksiyonlu oksidaz indükleyici alan hastalarda karvedilolün serum düzeyleri azalabileceğinden ve simetidin gibi karma fonksiyonlu inhibitörleri alanların serum düzeyleri artabileceğinden bu hastalar dikkatle izlenmelidir. Simetidinin karvedilol düzeyleri üzerindeki etkisi düşük olduğundan herhangi bir klinik etkileşme olasılığı minimumdur.   Katekolamin-deplesyonuna neden olan ilaçlar b-blokör özellikleri olan ilaçlarla birlikte katekolamin deplesyonuna neden olan bir ilaç (örneğin; rezerpin ve/veya monoamin oksidaz inhibitörleri) alan hastalar hipotansiyon ve/veya şiddetli bradikardi belirtileri açısından yakından izlenmelidir.   Siklosporin Kronik vasküler rejeksiyon görülen 21 böbrek transplant hastası üzerinde karvedilol tedavisi sonrası ortalama siklosporin konsantrasyonlarında  hafif artışlar gözlenmiştir. Hastaların yaklaşık %30’unda, siklosporin konsantrasyonlarını terapötik aralıkta tutmak amacıyla siklosporin dozunun azaltılması gerekirken diğer hastalarda herhangi bir ayarlama gerekmemiştir. Ortalamada, bu hastalarda siklosporinin dozu yaklaşık %20 azaltılmıştır. Gereken doz ayarlamasının kişiden kişiye geniş ölçüde değişkenlik göstermesi nedeniyle, siklosporin konsantrasyonlarının karvedilol tedavisine başlanmasından sonra yakından izlenmesi ve siklosporin dozunun uygun şekilde ayarlanması önerilir.   Verapamil, diltiazem ve diğer antiaritmikler Karvedilolle kombinasyon halinde AV iletim bozuklukları riskini artırabilirler (“UYARILAR/ÖNLEMLER” bölümüne bakınız).

Kontraendikasyonlar

Karvedilol, aşağıdaki hastalarda kullanılmamalıdır: Karvedilol veya ilacın içerdiği diğer yardımcı bileşenlere aşırı duyarlılık Stabil olmayan/dekompanse kalp yetmezliği Klinik olarak belirgin karaciğer disfonksiyonu Diğer b-blokörlerle olduğu gibi, karvedilol şu hastalarda kullanılmamalıdır: 2. ve 3. derece AV blok (kalıcı pacemaker yerleştirilmediyse) Ağır bradikardi (< 50 atım/dakika) Hasta sinüs sendromu (sino-atriyal blok dahil) Ağır hipotansiyon (sistolik kan basıncı < 85 mmHg) Kardiyojenik şok Bronkospazm ya da astım öyküsü olan hastalar

Kullanım Şekli Ve Dozu

Tedavi süresi   Karvedilol tedavisi uzun süreli bir tedavidir. Tedavi birdenbire kesilmemeli; haftalar içinde gittikçe azaltılarak kesilmelidir. Bu durum özellikle aynı zamanda koroner arter hastalığı olan hastalar için önemlidir.   Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;   Esansiyel hipertansiyon   Tedavinin başlangıcında ilk 2 gün için önerilen doz günde bir kez 12,5 mg’dır. Bundan sonrası için önerilen doz günde bir kez 25 mg’dır. Gerekirse doz, en az 2 haftalık aralıklarla artırılarak günde bir kez ya da ikiye bölünerek günlük maksimum doz olan 50 mg’a çıkarılabilir.   Koroner kalp hastalığı   Tedavinin başlangıcında ilk 2 gün için önerilen doz günde iki kez 12,5 mg’dır. Bundan sonrası için önerilen doz günde iki kez 25 mg’dır. Gerekirse doz, en az 2 haftalık aralıklarla artırılarak günlük maksimum doz olan 100 mg’a çıkarılabilir (günde iki kez).   Semptomatik, stabil, kronik kalp yetmezliği   Dozaj kişiye göre ayarlanmalı ve dozun artırılması sırasında bir doktor tarafından yakından izlenmelidir. Dijital, diüretik ve Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) inhibitörleri kullanan hastalarda karvedilol tedavisine başlamadan önce bu ilaçların dozları stabilize edilmelidir. Tedavi başlangıcında önerilen doz, 2 hafta boyunca günde iki kez 3,125 mg’dır. Bu doz tolere ediliyorsa doz, en az iki haftalık aralıklarla önce günde iki kez 6,25 mg, sonra günde iki kez 12,5 mg ve sonra da günde iki kez 25 mg’a çıkarılabilir. Doz, hastanın tolere edebildiği en yüksek düzeye kadar artırılmalıdır. Hafif, orta ya da ağır kronik kalp yetmezliği olan 85 kg’ın altındaki hastalarda önerilen maksimum doz günde iki kez 25 mg’dır. Hafif ya da orta şiddette kalp yetmezliği olan 85 kg’ın üzerindeki hastalarda önerilen maksimum doz ise günde iki kez 50 mg’dır. Her doz artırımından önce hasta, ağırlaşan kalp yetmezliği ya da vazodilatasyon semptomları açısından bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Kalp yetmezliğinde geçici kötüleşme veya sıvı retansiyonu diüretik dozu artırılarak tedavi edilmelidir; nadiren karvedilolün dozunu azaltmak ya da geçici olarak karvedilol tedavisini durdurmak gerekebilir. Karvedilol tedavisine bir haftadan uzun bir süre ara verilmişse, tedaviye günde iki kez daha düşük dozla başlanması ve yukarıda belirtilen doz artırımının uygulanması önerilir.  Karvedilol tedavisine iki haftadan uzun bir süre ara verilmişse, tedaviye günde iki kez 3,125 mg ile başlanması ve yukarıda belirtilen doz artırımının uygulanması önerilir. Vazodilatasyon semptomlarının tedavisinde başlangıç olarak, diüretiklerin dozu azaltılmalıdır. Semptomlar devam ederse, Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) inhibitörü (eğer kullanılıyorsa) dozu düşürülebilir, bunun devamında da gerekirse karvedilol dozu azaltılabilir. Bu şartlar altında, ağırlaşan kalp yetmezliği ya da vazodilatasyon semptomları stabilize oluncaya kadar karvedilol dozu artırılmamalıdır.   Özel doz talimatları   Böbrek yetmezliği Değişik derecelerde böbrek disfonksiyonu (böbrek yetmezliği dahil) olan hastalarla ilgili mevcut farmakokinetik verilere göre, orta ve ağır şiddette böbrek yetmezliği olan hastalarda karvedilol doz şemasında değişiklik önerilmez.   Karaciğer yetmezliği Karvedilol karaciğer disfonksiyonu klinik olarak belirgin olan hastalarda kontrendikedir(

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Calbicor® 12,5 mg Tablet; 30 tabletlik blister ambalajlarda. Calbicor® 25 mg Tablet; 30 tabletlik blister ambalajlarda.

Saklama Koşulları

25°C’nin altındaki oda sıcaklığında, ışıktan ve nemden koruyarak, çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Calbicor® 6,25 mg Tablet; 30 tabletlik blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Kronik konjestif kalp yetmezliği: Konjestif kalp yetmezliği olan hastalarda, karvedilolün doz artırımı sırasında kalp yetmezliğinde kötüleşme ya da sıvı retansiyonu görülebilir. Bu durumda, diüretikler artırılmalı, klinik denge oluşuncaya kadar karvedilol dozu artırılmamalıdır. Bazen karvedilol dozunu azaltmak ya da nadir olarak ilacın kullanımını geçici olarak durdurmak da gerekebilir. Bu tür dönemler, karvedilolün sonradan başarıyla uygulanmasını engellemez. Her iki ilacın da AV iletiyi yavaşlatması nedeniyle, karvedilol dijital glikozidleri ile kombine olarak kullanıldığında dikkat edilmelidir. Konjestif kalp yetmezliğinde böbrek fonksiyonu: Konjestif kalp yetmezliği ile birlikte düşük kan basıncı (sistolik KB < 100 mmHg), iskemik kalp hastalığı ve yaygın damar hastalığı ve/veya altta yatan böbrek yetmezliği olan hastalarda karvedilol tedavisiyle renal fonksiyonlarda geri dönüşlü kötüleşme saptanmıştır.   Kronik obstrüktif akciğer hastalığı: Bronkospazm gözlenen kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) bulunan ve oral ya da inhalasyon yolu ile ilaç almayan hastalarda karvedilol ancak potansiyel yarar potansiyel riskten daha fazlaysa kullanılmalıdır. Bronkospazm eğilimi olan hastalarda, solunum yolundaki olası bir direnç artışı nedeniyle solunum distresi gözlenebilir. Karvedilole başlangıç aşamasında ve doz artırımı sırasında hastalar yakından izlenmeli ve tedavi sırasında bronkospazm görülürse karvedilol dozu azaltılmalıdır.   Diyabet: Akut hipogliseminin erken belirti ve semptomlarının maskelenebilmesi ya da azalabilmesi nedeniyle diabetes mellitus hastalarında karvedilol kullanımında dikkatli olunmalıdır. Kronik kalp yetmezliği bulunan diyabetli hastalarda, karvedilol kullanımı kan glukozunun kontrolünü güçleştirebilir. İlacın b-blokör özellikleri nedeniyle latent diabetes mellitus belirginleşebilir, belirgin diyabet kötüleşebilir ve kan glukoz regülasyonu inhibe olabilir.   Periferik damar hastalığı: b-blokörler arteriyel yetmezlik semptomlarını hızlandırabileceği ya da şiddetlendirebileceğinden, periferik damar hastalığı olanlarda karvedilol dikkatli kullanılmalıdır.   Raynaud fenomeni: Periferik dolaşım bozukluğu olan hastalarda semptomlar şiddetlenebileceğinden karvedilol dikkatli kullanılmalıdır.   Tirotoksikoz: b-blokör özelliği olan diğer ajanlarda olduğu gibi karvedilol de tirotoksikoz semptomlarını gizleyebilir.   Anestezi ve genel cerrahi: Genel cerrahi uygulanan hastalarda, karvedilol ve anestezik ilaçların sinerjistik negatif inotrop etkileri nedeniyle dikkatli olunmalıdır.   Bradikardi: Karvedilol, bradikardiye neden olabilir. Nabız dakikada 55 atımın altına düşerse karvedilol dozu azaltılmalıdır.   Aşırı duyarlılık: b-blokörlerin alerjenlere duyarlılığı ve anaflaktik reaksiyonların derecesini artırabilmesi nedeniyle ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonu öyküsü olan ve desensitizasyon (duyarsızlaştırma) tedavisi uygulanan hastalarda karvedilol dikkatle kullanılmalıdır.   Psöriyazis: b-blokörlerle tedaviye bağlı psöriyazis öyküsü olan hastalarda karvedilol ancak yarar-risk oranı dikkate alınarak kullanılmalıdır.   Kalsiyum kanal blokörleriyle birlikte kullanım: Verapamil ya da diltiazem türü kalsiyum kanal blokörleriyle veya diğer antiaritmik ilaçlarla birlikte karvedilol tedavisi uygulanan hastalarda, EKG ve kan basıncının dikkatle izlenmesi gerekir.   Feokromositoma: Feokromositomalı hastalarda, b-blokör kullanılmadan önce bir a-blokör uygulamasına başlanmalıdır. Karvedilol, hem a-blokör, hem b-blokör farmakolojik aktivite göstermesine rağmen, bu koşullarda kullanımıyla ilgili deneyim yoktur. Bu nedenle, feokromositomadan kuşkulanılan hastalarda karvedilol uygulamasında dikkatli olunmalıdır.   Prinzmetal varyant anjina: Prinzmetal varyant anjinası bulunan hastalarda non-selektif b-blokör aktivite göğüs ağrısına neden olabilir. Karvedilolün a-blokör aktivitesi bu tür semptomları önleyebilse de, böyle hastalarda karvedilol kullanımıyla ilgili klinik deneyim yoktur. Yine de, Prinzmetal varyant anjinasından şüphelenilen hastalarda karvedilol dikkatle kullanılmalıdır.   Kontakt lens: Kontakt lens kullananlar gözyaşında azalma riskini göz önünde bulundurmalıdır.   Kesilme sendromu: Özellikle iskemik kalp hastalığı olanlarda, karvedilol tedavisi birdenbire kesilmemelidir. Bu hastalarda karvedilolün kesilmesi aşamalı olmalıdır (2 haftalık süre içinde).   GEBELİKTE ve LAKTASYON DÖNEMİNDE KULLANIMI   Gebelerde kullanımı   Gebelikte kullanım kategorisi, C’dir. 2. ve 3. trimestirde D’dir. b-blokörler plasentanın perfüzyonunu azaltarak intrauterin fetal ölüm veya immatür ya da prematür doğumlara yol açabilir. Ek olarak, fetus ve yenidoğanda istenmeyen etkiler (özellikle hipoglisemi ve bradikardi) görülebilir. Yenidoğanda postnatal dönemde kardiyak ve pulmoner komplikasyon riski artabilir. Karvedilolün gebe kadınlarda kullanımıyla ilgili yeterli deneyim yoktur. Karvedilol gebelik sırasında, ancak potansiyel yarar potansiyel riskten fazla ise kullanılmalıdır.   Emzirenlerde kullanımı   Karvedilolün insanlarda anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Bu nedenle, karvedilol uygulanması sırasında emzirme tavsiye edilmez.   ARAÇ ve MAKİNE KULLANMA YETENEĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ   Karvedilolün hastaların araç ya da makine kullanma yeteneği üzerindeki etkisi konusunda hiçbir çalışma yapılmamıştır. Kişiden kişiye değişiklik gösteren reaksiyonlar (baş dönmesi, yorgunluk) nedeniyle araç ve makine kullanma ya da yardımsız çalışma yeteneği bozulabilir. Bu durum özellikle tedavinin başlangıcı, doz artımı sonrası, ilaç değişimi ve birlikte alkol kullanıldığı zamanlar için geçerlidir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Yan etki sıklığı   Yan etki görülme sıklığı ³ %10 ise çok sık,   Yan etki görülme sıklığı ³ %1 ve < %10 ise sık,   Yan etki görülme sıklığı ³ %0,1 ve < %1 ise seyrek olarak,   Yan etki görülme sıklığı ³ % 0,01 ve < %0,1 ise nadir,   Yan etki görülme sıklığı < %0,01 ise çok nadir olarak tanımlanır ve izole olguları da içerir.   Yan etkilerin sıklığı baş dönmesi dışında doza bağımlı değildir.
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window