İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması CALCIUM
Birim Miktarı 1
ATC Kodu V03AF03
ATC Açıklaması Kalsiyum folinat
NFC Kodu PA
NFC Açıklaması Parenteral Flakonlar
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 31,81 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 28,4 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E102A

İlaç Etken Maddeleri

  • kalsiyum folinat

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Semptomlar: Somnolans, koma, ekstrapiramidal semptomlar, konvülsiyonlar, şok, hiper veya hipotermi. Kalbi etkilediği bilinen ilaçlarla beraber fazla dozda alındığında elektrokardiyografide değişiklikler rapor edilmiştir. Tedavi: Tedavi semptomatik ve destekleyicidir. Solunum ve kardiyovasküler sistemleri destekleyici önlemler alınmalıdır. Kan basıncı daha da düşebileceğinden epinefrin (adrenalin) kullanılmamalıdır. Konvülsiyonlar diazepamla ve ekstrapiramidal semptomlar biperidenle tedavi edilebilir.

Endikasyonlar

Akut ve kronik şizofreni ile özellikle halüsinasyonlar, delüzyonlar ve düşünce bozuklukları ile birlikte ajitasyon, huzursuzluk, düşmanlık duyguları ve saldırganlık gibi semptomlarla kendini gösteren diğer psikozlarda endikedir. Manik depresif hastalığın manik fazında endikedir.   Psikomotor hiperaktivite, ajitasyon, şiddet ve diğer davranış bozukluklarının eşlik ettiği mental gerilikte endikedir.   Paranoid fikirler, konfüzyon ve/veya dezoryantasyon ya da senil demansların eşlik ettiği davranış bozukluklarında da endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Etki mekanizması: Zuklopentiksol tioksanten grubundan bir nöroleptiktir. Nöroleptiklerin antipsikotik etkisi dopamin reseptörlerini bloke edişleriyle etkileriyle ilintilidir, ayrıca 5-HT (5-hidroksitriptamin) reseptörlerini bloke ederek bu etkiye katkıda bulunmaları da olasıdır.   İn vitro: Zuklopentiksolün D1 ve D2 dopamin reseptörlerine, a1-adrenoseptörlerine ve 5-HT2 reseptörlerine afinitesi yüksektir ancak kolinerjik müskarin reseptörlerine afinitesi yoktur. Histamin (H1) reseptör afinitesi düşüktür, a2-adrenoseptörlerini bloke edici aktiviteye sahip değildir.   İn vivo: D2 bağlanma yerlerine afinitesi, D1 reseptörlerine afinitesinden yüksektir. Zuklopentiksolün nöroleptik (dopamin reseptörlerini bloke edici) aktivitesi için yapılan tüm davranış çalışmalarında kuvvetli bir nöroleptik olduğu gösterilmiştir. İn vivo test modellerinde, D2 dopamin bağlanma yerlerine (in vitro) afinitesi ve günlük ortalama oral antipsikotik dozları arasında korelasyon saptanmıştır. Lokomotor aktivitesinin inhibisyonu ve alkol ile barbitüratın endüklediği uyuma zamanının uzaması, zuklopentiksolün sedatif etkisine işaret etmektedir. Diğer çoğu nöroleptikler gibi, zuklopentiksol serum prolaktin seviyesini arttırır. Klinik kullanım: Zuklopentiksol; akut ve kronik psikozların tedavisi, hiperaktif ve yıkıcı davranışları olan mental handikaplı hastalar ile paranoid fikirleri ve davranış bozuklukları olan senil demanslı hastaların idaresi amacıyla kullanılmaktadır. Halüsinasyonlar, delüzyonlar ve düşünce bozuklukları gibi şizofreninin nükleer semptomlarının önemli ölçüde azaltılması veya tamamıyla giderilmesinin yanında zuklopentiksolün; düşmanlık duyguları, kuşkuculuk, ajitasyon ve saldırganlık gibi eşlik eden semptomlar üzerinde de belirgin etkisi bulunmaktadır. Zuklopentiksol geçici ve doza bağımlı bir sedasyon oluşturabilir ancak bu tür bir başlangıç sedasyonu hastalığın akut fazında yararlı olabilmektedir. Özgün olmayan sedatif etkiye karşı tolerans çabuk gelişmektedir.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim: İntramüsküler enjeksiyon sonrası maksimum serum konsantrasyonuna 0.25-2 saat arasında ulaşılmıştır. Oral alımından sonra maksimum serum seviyelerine yaklaşık 4 saatte ulaşılmıştır. Zuklopentiksol gıdadan bağımsız olarak alınabilir. Oral biyoyararlanımı yaklaşık % 44’tür. Dağılım:   Görünür dağılım hacmi (Vd)b yaklaşık 20 l/kg’dir. Plazma proteinine bağlanması yaklaşık % 98-99’dur.   Biyotransformasyon:   Zuklopentiksol metabolizması üç ana yoldan etki eder – sülfoksidasyon, yan zincir N-dealkilasyonu ve glüküronik asit konjügasyonu. Metabolitlerinin psikofarmakolojik aktivitesi yoktur. Zuklopentiksol beyin ve diğer dokulardaki metabolitlere üstünlük sağlar.   Eliminasyon:   Zuklopentiksolün eliminasyon yarı ömrü (t1/2b) yaklaşık 20 saattir ve ortalama sistemik klirensi (Cls) yaklaşık 0.86 l/dakikadır. Zuklopentiksol genellikle feçesle ve bir kısmı da (yaklaşık % 10) idrarla atılır. Dozun sadece yaklaşık % 0.1’i değişmeden idrarla atılır, böbreklerdeki ilaç yükü azdır.   Emziren annelerde zuklopentiksol az miktarda anne sütüyle atılır. Sabit halde; oral olarak veya dekanoatla tedavi gören kadınlarda doz öncesi ortalama süt konsantrasyonu / serum konsantrasyonu oranı yaklaşık 0.29’dur.   Doğrusallık:   Kinetiği doğrusaldır. Sabit halde plazma seviyelerine yaklaşık 3-5 günde erişilir. Günde tek doz 20 mg oral zuklopentiksole eşdeğer ortalama minimum sabit hal seviyesi yaklaşık 25 n/mol’dür. Yaşlı hastalar:   Farmakokinetik parametreler hastaların yaşından oldukça bağımsızdır.   Azalmış böbrek işlevi:   Yukarıda verilen eliminasyon özellikleri gözönüne alındığında, azalmış böbrek işlevinin ana drogun serum seviyeleri üzerinde çok fazla etkisi olmadığı farz edilebilir.   Azalmış karaciğer işlevi:   Veri yoktur.   Polimorfizm:   Bir in vivo araştırma, metabolizma yollarının bir kısmının spartein/debrisokin oksidasyonu (CYP2D6) genetik polimorfizmine maruz olduğunu göstermiştir.   Farmakokinetik/Farmakodinamik ilişki:   Hastalık derecesi az veya orta olan şizofren hastalarda idame tedavisine rehber olarak 2.8 – 12 ng/ml (7-30 nmol/l) minimum (hemen doz alımı öncesi ölçülen konsantrasyon) serum konsantrasyonu önerilir.

Farmasötik Şekli

Damla

Formülü

Etkin madde: Her 1 ml (20 damla), 20 mg Zuklopentiksol’e eşdeğer Zuklopentiksol dihidroklorür içerir. Yardımcı madde: Etil alkol.

İlaç Etkileşmeleri

Kullanımda önlem gerektiren kombinasyonlar: Zuklopentiksol, alkolün sedatif etkisini ve barbitüratlarla diğer merkezi sinir sistemi ilaçlarının etkilerini arttırabilir. Nöroleptikler antihipertansif ilaçların etkilerini arttırabilir veya düşürebilir; guanetidin ve benzer etkili maddelerin antihipertansif etkisi azalır. Nöroleptiklerin lityum ile beraber kullanımı nörotoksisite riskini arttırır. Trisiklik antidepresanlar ve nöroleptikler karşılıklı olarak birbirlerinin metabolizmasını inhibe ederler. Zuklopentiksol, levodopa ve adrenerjik ilaçların etkilerini azaltabilir. Metoklopramid ve piperazinin beraber kullanımı ekstrapiramidal semptomların riskini arttırır. Zuklopentiksol CYP2D6 tarafından kısmen metabolize edildiğinden, bu enzimi inhibe ettiği bilinen ilaçların beraber kullanımı zuklopentiksol klirensinin azalmasına sebep olabilir. Ortostatik hipotansiyona neden olan diğer ilaçlarla birlikte verildiğinde dozaj ayarlaması yapılması gerekli olabilir. Ekstrapiramidal etkileri ortadan kaldırmak için verilen trisiklik antidepresanların ve antimuskarinik antiparkinson ilaçların antimuskarinik etkisini arttırabilir. Antipsikotik ilaçlar, QT aralığını uzatan ilaçlarla (örn. antiaritmikler, antihistaminikler, antimalaryaller ve sisaprid) beraber kullanıldıklarında aritmi riskini arttırırlar. Geçimsizlik: Sadece su, portakal suyu veya elma suyuyla beraber alınabilir.

Kontraendikasyonlar

Dolaşım yetersizliğinin sebep olduğu kollaps, herhangi bir sebepten (mesela alkol, barbitürat veya opiat entoksikasyonu) merkezi sinir sistemi depresyonu, koma durumları, kan diskrazileri, faokromositom. Clopixol® , bileşenlerinin herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Erişkinler: Dozaj, hastanın koşullarına göre bireysel olarak ayarlanmalıdır. Genel olarak, ilk başta küçük dozlarla başlanmalı ve terapötik cevaba göre mümkün olan en kısa sürede optimal etkin seviyeye yükseltilmelidir. İdame dozu genellikle tek doz olarak yatmadan önce verilebilir.  Akut şizofreni ve diğer akut psikozlar. Ciddi akut ajitasyon halleri.Mani: Genellikle günde 10-50 mg (10-50 damla). Orta ve şiddetli vakalarda ilk başta 20 mg/gün (20 damla/gün). Gerektiğinde, her 2-3 günde bir 10-20 mg (10-20 damla) arttırılarak günde 75 mg (75 damla) veya daha fazla doza çıkılır. Maksimum günlük doz 150 mg’dir (150 damla). Kronik şizofreni ve diğer kronik psikozlar: İdame dozu genellikle günde 20-40 mg’dir (20-40 damla). Mental geriliğe sahip hastalarda ajitasyon: Günde 6-20 mg (6-20 damla). Gerektiğinde, günde 25-40 mg’ye (25-40 damla) çıkılır. Senil hastalarda ajitasyon ve konfüzyon: Günde 2-6 mg (2-6 damla) (tercihen günün geç saatlerinde verilmelidir). Gerektiğinde, günde 10-20 mg’ye (10-20 damla) çıkılır. Azalmış böbrek işlevi: Zuklopentiksol, böbrek işlevi azalmış hastalara olağan dozlarda verilebilir. Azalmış karaciğer işlevi: Doza dikkat edilmelidir ve mümkünse serum seviye tespiti tavsiye edilir. Kullanım yöntemi: Damla; su, portakal suyu veya elma suyuyla kolayca alınabilir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

50 film tabletlik ambalajlarda, ‘Clopixol® 2 mg film tablet’ 50 film tabletlik ambalajlarda, ‘Clopixol® 10 mg film tablet’   50 film tabletlik ambalajlarda, ‘Clopixol® 25 mg film tablet’   1 ml 1 ampullük ambalajlarda, ‘Clopixol® Acuphase 50 mg/ml IM enjektabl  solüsyon’   1 ml 1 ampullük ambalajlarda, ‘Clopixol® Depot 200 mg/ml IM enjektabl solüsyon’

Saklama Koşulları

Clopixol® damla, 2-8°C arasında saklanmalıdır. İlk açıldıktan sonra oda sıcaklığında 3 ay saklanabilir. ÇOCUKLARIN ULAŞABİLECEKLERİ YERLERDEN UZAK TUTUNUZ.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Kutuda; vidalı kapaklı ve damlalıklı kahverengi cam şişede 20 ml.

Uyarılar/Önlemler

Uyarılar: Nöroleptik malign sendrom (hipertermi, rijidite, dalgalanmalı bilinç durumu, otonom sinir sisteminin kararsızlığı) gelişme olasılığı her nöroleptikte vardır. Bu risk, daha kuvvetli ilaçlarda daha fazla olabilir. Ölümlü vakalar arasında geçmişinde organik beyin sendromu, mental gerilik, opiat ve alkol bağımlılığı olan hastalar daha fazladır.   Tedavi: Nöroleptiğin kesilmesi. Semptomatik tedavi ve genel destekleyici önlemlerin kullanılması.   Dantrolen ve bromokriptin kullanılabilir.  Semptomlar, oral nöroleptikler kesildikten sonra bir haftadan fazla ve depo formları kesildikten sonra daha da fazla sürebilir.   Önlemler:   Diğer nöroleptikler gibi zuklopentiksol; organik beyin sendromu, konvülsif bozukluklar ile ileri hepatik ve kardiyovasküler hastalıklar, aritmi, ciddi solunum yolları hastalığı, böbrek yetmezliği, epilepsi, Parkinson hastalığı, dar açılı glokom, prostatik hipertrofi, hipotroidizm, hipertroidizm ve myasthenia gravis’i olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.    Diğer psikotroplar için geçerli olduğu gibi zuklopentiksol; diyabetik hastalarda antidiyabetik tedavi ayarlaması için gerekli insülin ve glükoz seviyelerini değiştirebilir.   Çocuklarda kullanım:   Klinik tecrübe olmadığından önerilmez. Hamilelik ve emzirme döneminde kullanımı Gebelik kategorisi ‘C’dir Hamilelik: Hastaya olan yararı fetüse olabilecek zararından fazla değilse; zuklopentiksol hamilelikte kullanılmamalıdır. Hamileliğin geç döneminde veya çalışırken nöroleptiklerle tedavi gören annelerin bebekleri; letarji, tremor ve fazla uyarılabilme gibi entoksikasyon belirtileri gösterebilirler ve apgar skorları düşük olabilir. Emzirme: Zuklopentiksol anne sütünde düşük konsantrasyonlarda bulunduğundan, terapötik dozlarda kullanıldığında bebeği etkilemez. Bebek tarafından alınan doz, ağırlığa bağlı anne dozunun (mg/kg) % 1’inden daha azdır. Klinik açıdan önemli görüldüğünde zuklopentiksol tedavisi sırasında emzirmeye devam edilebilir ancak özellikle doğumdan sonraki ilk 4 hafta olmak üzere bebeğin gözlemlenmesi önerilir. Araba veya diğer makineleri kullanma yeteneğine etkileri : Zuklopentiksol sedatif bir ilaçtır. Psikotrop tedavisi gören hastaların genel dikkat ve konsantrasyon seviyelerinde bozukluk görülebilir; bu nedenle, araba veya diğer makineleri kullanma yetenekleri hakkında uyarılmaları gerekir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

İstenmeyen etkilerin çoğu doza bağımlıdır. Bu etkilerin sıklığı ve ciddiyeti tedavinin erken evresinde daha çok görülür ve tedavinin devamında azalır. Klinik çalışmalar: Klinik çalışmalarda (N=635) görülen başlıca yan etkiler şöyledir:  Deri ve apandaj bozuklukları Yaygın (>1/100, <1/10):     Yaygın değil (>1/1000, <1/100): Terleme artışı, ışığa karşı duyarlılık, sebore, kaşıntı, deri bozukluğu   İsilik Merkezi ve periferal sinir sistemi bozuklukları Çok yaygın (>1/10):   Yaygın (>1/100, <1/10): Yaygın değil (>1/1000, <1/100): Ekstrapiramidal bozukluklar*, baş dönmesi Baş ağrısı Konvülsiyonlar, konuşma bozukluğu, ataksi Görme bozuklukları Yaygın (>1/100, <1/10):   Yaygın değil (>1/1000, <1/100): Göz merceğinde ayarlama bozukluğu, görme bozukluğu   Midriazis Psikiyatrik bozukluklar Çok yaygın (>1/10):     Yaygın (>1/100, <1/10):         Yaygın değil (>1/1000, <1/100): Somnolans, uykusuzluk, konsantrasyon bozukluğu, depresyon Anksiyete, sinirlilik, ajitasyon, sersemlik, apati, amnezi, rüya görme bozukluğu, libido azalması, anoreksi, halüsinasyon, konfüzyon İştah artışı, libido artışı, melankoli, paronirya Gastro-intestinal sistem bozukluklar Çok yaygın (>1/10): Yaygın (>1/100, <1/10):   Yaygın değil (>1/1000, <1/100): Ağız kuruluğu Salya artışı, kabızlık, kusma, ishal, bulantı Karın ağrısı, karaciğer fonksiyon testlerinde anormallikler. Metabolizma ve beslenme bozuklukları Yaygın (>1/100, <1/10):   Yaygın değil (>1/1000, <1/100): Kilo artışı, kilo azalması   Susama Genel kardiyovasküler bozukluklar Yaygın (>1/100, <1/10): Postüral hipotansiyon, hipotansiyon Kalp hızı ve ritim bozuklukları Yaygın (>1/100, <1/10): Taşikardi/palpitasyon Solunum sistemi bozuklukları Yaygın değil (>1/1000, <1/100): Nazal konjesyon, nefes darlığı İdrar sistemi bozuklukları Yaygın (>1/100, <1/10): İşeme bozuklukları Erkek üreme sistemi bozuklukları Yaygın (>1/100, <1/10):   Yaygın değil (>1/1000, <1/100): Boşalma bozukluğu, erektil disfonksiyon Jinekomasti Kadın üreme sistemi bozuklukları Yaygın (>1/100, <1/10): Yaygın değil (>1/1000, <1/100): Adet bozukluğu Lohusalık harici süt salgılanması, vajina kuruluğu, anorgazmi Genel olarak vücut Çok yaygın (>1/10): Yaygın (>1/100, <1/10): Yaygın değil (>1/1000, <1/100): Asteni Malez, ağrı Senkop, yorgunluk, kızarıklıklar, alerjik reaksiyon Karaciğer üzerine etkiler: Karaciğer işlev testlerinde geçici hafif değişiklikler görülmüştür. Özellikle tedavinin erken evresinde ekstrapiramidal bozukluklar görülebilir. Çoğu durumda bu yan etkiler, dozun azaltılması ve/veya antiparkinson ilaçlarla kontrol altına alınabilir. Antiparkinson ilaçlarının rutin olarak profilaktik kullanımı önerilmez. Israrlı akatizide, bir benzodiazepin veya propanolol kullanılabilir. Uzun dönemli tedavide bazı hastalarda tardif diskinezi görülebilir. Antiparkinson ilaçları bu semptomları azaltmaz, hatta alevlendirebilir. Dozun azaltılması veya mümkünse, tedavinin sonlandırılması önerilir. Şu ekstrapiramidal semptomlar rapor edilmiştir: Tremor ve hipertoni, hiperkinezi, hipokinezi, distoni, tardif diskinezi, yürüme bozukluğu, akut diskinezi ve istemdışı göz hareketleri. Pazarlama sonrası raporlar: Nöroleptik malign sendrom rapor edilmiştir. Sık olmasa da, karaciğer işlev testlerinde geçici hafif değişiklikler görülmüştür. Zuklopentiksolün sebep olmuş olabileceği istisnai hepatit ve/veya sarılık vakalarına rastlanmıştır. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE, DOKTORUNUZA  BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Klinik çalışmalarda, ketiapin doz aşımı konusundaki deneyimler sınırlıdır. Tahminen 20 g’a kadar ketiapin dozları alan hastalar olmuş, ancak bunlardan hiçbiri ölümle sonuçlanmamış ve hastalar herhangi bir sekel kalmadan iyileşmişlerdir.   Rapor edilen belirti ve semptomlar genel olarak, ilacın bilinen farmakolojik etkilerinin (uyuşukluk, sedasyon, taşikardi ve hipotansiyon) abartılması biçiminde ortaya çıkan durumlardır.   Ketiapin’in spesifik bir antidotu yoktur. Ağır zehirlenme vakalarında hastanın aynı anda başka ilaçlar kullanmış olabileceği de düşünülmeli ve hava yolunun açık olmasının sağlanması ve devam ettirilmesi, yeterli oksijenasyon ve ventilasyon sağlanması, kardiyovasküler sistemin izlenmesi ve desteklenmesini de kapsayan yoğun bakım uygulanmalıdır.   Hasta iyileşene kadar, yakın tıbbi gözetim altında tutulmalı ve izlenmelidir.

Endikasyonlar

CEDRİNA şizofreni tedavisinde         Yetişkinlerde         Adolesanlarda (13-17 yaş), Bipolar bozuklukların eşlik ettiği mani ataklarının tedavisinde         Yetişkinlerde,          Çocuklarda ve adolesanlarda (10-17 yaş) ve Bipolar bozukluktaki orta-ileri derecede şiddette depresif atakların akut (8 hafta) tedavisinde endikedir.   Bipolar depresyonda, 8 haftadan daha uzun süreli tedaviyle ilişkili herhangi bir veri yoktur.   Bipolar bozukluğun idame tedavisinde endikedir.   Pediyatrik şizofreni ve bipolar bozukluk için tıbbi tedaviye, sadece diagnostik bir değerlendirme yapıldıktan ve tıbbi tedavi ile ilişkilendirilmiş riskler dikkatlice düşünüldükten sonra başlanılması tavsiye edilir. Pediyatrik şizofreni ve bipolar bozukluk için tıbbi tedavi, psikolojik, eğitimsel ve sosyal müdahaleleri içeren bütün bir tedavi programının bir parçası olarak endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Farmakoterapötik grubu: Antipsikotik,  ATC kodu: N05AH04 Ketiapin çok sayıda nörotransmiter reseptörünün antagonisti atipik bir antipsikotik ajandır. Ketiapin’in beyindeki serotonin (5HT2) reseptörlerine afinitesi, dopamin D1 ve D2 reseptörlerine afinitesine oranla daha yüksektir. D2 reseptörlerine nispetle 5HT2 reseptörlerine karşı daha yüksek seçicilik gösteren antagonistik etki kombinasyonunun Ketiapin’in antipsikotik özelliklerine ve düşük ekstrapiramidal yan etkilere sahip olmasına katkıda bulunduğuna inanılmaktadır.   Ayrıca ketiapin’in histaminerjik (H1) ve alfa-1 adrenerjik reseptör afinitesi yüksek, alfa-2 adrenerjik reseptör afinitesi ise düşüktür ama kolinerjik, muskarinik veya benzodiazepin reseptörü afinitesi hemen hemen hiç yoktur. Ketiapin, koşullandırılmış sakınma gibi antipsikotik aktivite testlerinde aktiftir. Ayrıca davranışsal veya elektrofizyolojik yöntemlerle ölçülen dopamin agonistlerinin etkilerini bloke eder ve D2 reseptör blokojının nörokimyasal bir göstergesi olarak dopamin metabolitlerinin konsantrasyonlarını yükseltir.   Ekstrapiramidal sistem duyarlılığını ölçen hayvan çalışmalarının sonuçları, ketiapin’in, standart antipsikotiklerden farklı olduğunu ve atipik profile sahip olduğunu göstermektedir.Kronik uygulama sonrası ketiapin, dopamin D2 reseptör aşırı duyarlılığı oluşturmaz, sadece dopamin D2 reseptörlerini bloke eden dozlarda zayıf bir katalepsiye neden olur.Kronik uygulamayı takiben ketiapin A10 mezolimbik nöronlarda depolarizasyon blokajı oluşturarak limbik sistem üzerindeki seçiciliği göstermektedir, ancak dopamin içeren A9 nigrostriatal nöronlar üzerinde bu etki görülmez.Haloperidol’e duyarlı duruma getirilmiş veya daha önce haloperidol’e maruz kalmamış olan Cebus maymunlarında akut veya kronik uygulama sonrası ketiapin’in minimal distoniye yol açtığı gösterilmiştir. Bu test sonuçları Ketiapin’in minimal ekstrapiradimal semptomlara sahip olması gerektiğini düşündürmekte ve düşük ekstrapiradimal semptomlara sahip olan ajanların daha düşük oranda tardif diskinezi oluşturabileceği varsayılmaktadır.   Klinik Etkinlik   Günde 75-750 mg aralığında değişen ketiapin dozlarının kullanıldığı, plasebo kontrollü 3 klinik çalışmanın sonuçları, ekstrapiramidal semptom sıklığı veya eşlik eden antikolinerjik kullanımına duyulan ihtiyaç bakımından ketiapin ve plasebo arasında bir fark göstermemiştir.   Ekstrapiradimal semptomlara neden olmamanın atipik antipsikotiklerin bir özelliği olduğu düşünülmektedir.   Ketiapin’in bipolar bozuklukların eşlik ettiği mani tedavisinde günlük 800 mg’a kadar dozlarının değerlendirildiği ikisi monoterapi diğer ikisi ise lityum veya valproat semisodyum’a ilave tedavi olarak yürütülen plasebo kontrollü dört klinik çalışma sonuçları, ketiapin ve plasebo arasında ekstrapiramidal semptom insidansı ve eş zamanlı antikolinerjik kullanım açısından hiçbir fark olmadığını göstermektedir.   Klinik çalışmalar, bipolar bozukluğu olan manik hastalarda ketiapin’in monoterapi veya ilave tedavi olarak mani belirtilerinin iyileştirilmesinde etkin olduğunu göstermektedir. Ketiapin tedavisine yanıt veren hastaların son hafta içerisinde kullandığı ortanca ketiapin dozu yaklaşık olarak günlük 600 mg’dır ve tedaviye yanıt veren hastaların % 85’inin kullandığı günlük dozlar yaklaşık olarak günlük 400 ile 800 mg arasında değişmiştir.   Ketiapin prolaktin seviyelerinin sürekli yüksek kalmasına neden olmaz. Çok sayıda sabit doz kullanılan bir klinik çalışmada, önerilen dozlarda ketiapin ve plasebo kullanan hastalar arasında prolaktin seviyeleri arasında bir fark görülmemiştir.   Klinik çalışmalarda ketiapin’in, şizofrenideki hem negatif hem de pozitif semptomlar üzerinde etkili olduğu gösterilmiştir. Klorpromazine karşı yapılan bir ve haloperidole karşı yapılan iki çalışmada ketiapin kısa dönemde benzer etkinlik göstermiştir.

Farmakokinetik Özellikler

Ketiapin, oral kullanımı takiben iyi emilen ve geniş ölçüde metabolize edilen bir ilaçtır. İnsan plazmasındaki başlıca metabolitleri önemli bir farmakolojik aktiviteye sahip değildir.   Yemeklerle birlikte alınması ketiapin’in biyoyararlanımını önemli ölçüde etkilemez. Ketiapin’in eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık 7 saattir. Ketiapin, plazma proteinlerine yaklaşık %83 oranında bağlanır.   Klinik çalışmalar, ketiapin’in günde iki kez verildiğinde etkili olduğunu göstermektedir. Ketiapin’in 5HT2 ve D2 reseptörlerine bağlı kalmasının dozdan 12 saat sonrasına kadar devam ettiğini gösteren bir pozitron emisyon tomografisi (PET) çalışmasının verileri de bu durumu desteklemektedir. Günlük 800 mg’dan fazla dozların güvenilirliği ve etkinliği saptanmamıştır.   Ketiapin’in farmakokinetiği doğrusaldır ve kadın ya da erkeklerde farklılık göstermez.   Çocuklarda ve adolesanlarda (10-17 yaş) ana bileşenin kararlı durum farmakokinetiği yetişkinlerinkine benzerdi. Bununla birlikte, doz ve kiloya göre ayarlandığında, ana bileşenin AUC ve Cmax’ı  çocuklar ve adelosanlarda sırasıyla % 41 ve % 39 olarak yetişkinlerden daha düşüktü.   Yaşlılarda ortalama ketiapin oral klerensi, 18-65 yaş arasındaki yetişkinlere oranla yaklaşık %30-50 arasında azalmaktadır.   Ketiapin’in ortalama plazma klerensi, ileri derecede böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi 30 ml/dak/1.73m2’den daha az) olan hastalarda yaklaşık %25 azalmıştır, ancak bireysel klerens değerleri normal insanlardaki sınırlar arasındadır.   Ketiapin geniş ölçüde karaciğerde metabolize edilir. Radyoaktif olarak işaretli ketiapin verilmesinden sonra idrarla değişmemiş olarak çıkan miktar, dozun %5’inden daha azdır. Radyoaktivitenin yaklaşık %73’ü idrarla, %21’i feçesle vücuttan uzaklaştırılır. Ketiapin’in ortalama plazma klerensi bilinen karaciğer yetmezliği (stabil alkolik siroz) olan hastalarda yaklaşık %25 azalmıştır. Karaciğer bozukluğu olan kişilerde plazma seviyelerinde yükselme beklendiğinden bu grup hastada doz ayarlaması gerekebilir. (Bknz. Kullanım Şekli ve Dozu)   İn vitro çalışmalarda ketiapin’in sitokrom P450 aracılığıyla oluşan metabolizmasından sorumlu başlıca enzimin CYP3A4 olduğu gösterilmiştir.   Ketiapin’in ve birçok metabolitinin insan sitokrom P450 1A2, 2C9, 2C19, 2D6 ve 3A4 aktivitelerinin zayıf inhibitörleri olduğu bulunmuştur. Ancak bu inhibitör etki yalnızca, insanlardaki günlük etkili doz sınırları olan 300-450 mg’ın 10-50 katı daha yüksek dozlarda kendini göstermektedir. Bu in vitro çalışmalar baz alındığında, ketiapin’in diğer ilaçlarla birlikte kullanılmasının, sitokrom P450 sistemi aracılığıyla metabolize edilen diğer ilaçların metabolizmasını klinik olarak önemli derecede inhibe etmesi olası değildir.

Farmasötik Şekli

Film Tablet

Formülü

Her film tablet 100 mg ketiapin’e eşdeğer ketiapin fumarat içerir. Yardımcı maddeler: Titanyum dioksit, sarı demir oksit, Ponceau 4R, FD&C Blue No 2, laktoz monohidrat.

İlaç Etkileşmeleri

Ketiapin öncelikle santral sinir sisteminde etkili bir ilaç olduğundan, Cedrina 300 mg Film Tablet yine santral sinir sistemini etkileyen diğer ilaçlarla ve alkolle birlikte dikkatle kullanılmalıdır.   Ketiapin ile birlikte verilmesi, lityumun farmakokinetik parametreleri üzerinde değişikliğe neden olmamıştır.   Divalproeks sodyum adıyla da bilinen valproat semisodyum ile ketiapin’in birlikte kullanılması, valproik asit ile ketiapin farmakokinetiklerinde klinik öneme sahip değişikliklere neden olmamıştır. Valproat semisodyum, 1:1 molar sodyum valproat ve valproik asitten oluşan stabil bir bileşiktir.   Antipsikotik ilaçlar olan risperidon veya haloperidol ile birlikte verilmesi ketiapinin farmakokinetiğinde anlamlı bir değişikliğe neden olmamıştır. Bununla birlikte, tiyoridazin ile birlikte kullanımı ketiapin klerensinin yükselmesine neden olmuştur.   Ketiapin, antipirin metabolizmasında rol alan hepatik enzim sistemlerinde indüksiyona neden olmamıştır. Bununla birlikte, ketiapinin farmakokinetiğini değerlendirmek üzere yapılan çok dozlu bir çalışmada, hastalara ketiapinin tedaviden önce ve tedavi boyunca  bilinen hepatik enzim indüktörü olan karbamazepin ile verilmesi, ketiapinin klerensini önemli ölçüde yükseltmiştir. Klerensteki bu yükselmenin sistemik ketiapin maruz kalmasını, bazı hastalarda daha büyük etkiler görülmesine rağmen, yalnız ketiapin uygulamasına oranla ortalama %13 düşürdüğü görülmüştür. Bu etkileşim sonucunda daha düşük plazma konsantrasyonları oluşabilir. Bu nedenle, her hasta için daha yüksek bir  ketiaipin dozu klinik yanıta bağlı olarak dikkatlice uygulanabilir. Ancak, tavsiye edilen en yüksek günlük dozun şizofreni tedavisinde 750 mg, bipolar bozuklukların eşlik ettiği mani ataklarının tedavisinde ise 800 mg olduğu unutulmamalı; ve daha yüksek dozlarda sürdürülecek bir tedavi için, hastaya özel fayda-risk değerlendirmesi yapılmalıdır.   Başka bir mikrozomal enzim indüktörü olan fenitoin ile birlikte verilmesi, ketiapin klerensinde artışlara neden olmuştur. Ketiapinin fenitoin ve karaciğerde enzim indiksiyonu yapan barbitüratlar, rifampisin gibi diğer ilaçlarla birlikte verilmesi durumunda ketiapin dozlarının arttırılması gerekebilir. Fenitoin veya karbamazepin ya da diğer karaciğer enzim indüktörlerinin bırakılması ve enzim indüksiyonu yapmayan bir ilaca (sodyum vaproat gibi) geçilmesi durumunda ketiapin dozunun azaltılması gerekebilir.   CYP3A4, ketiapinin sitokrom P450 aracılığıyla oluşan metabolizması için başlıca sorumlu enzimdir. Ketiapinin farmakokinetiğini değerlendirmek üzere sağlıklı gönüllüler ile yapılan çok dozlu bir çalışmada, hastalara ketiapinin tedaviden önce ve tedavi boyunca  ketakonazol ile verilmesi, ketiapinin ortalama doruk plazma konsantrasyonu (Cmax) değerinde %235  ve eğri altındaki alan (EAA) değerinde %522 oranında yükselmeye; bununla beraber ortalama oral klerenste %84 düşüşe neden olmuştur. Ketiapinin ortalama yarıömrü 2.6 saatten 6.8 saate yükselmiştir; fakat ortalama tmax aynı kalmıştır. Potansiyel etkileşimden dolayı, ketiapin dozu, güçlü CYP3A4 inhibitörleriyle (örneğin azol antifungal ve makrolid antibiyotiklerle) birlikte verildiğinde azaltılmalıdır.   P450 enzim inhibitörü olduğu bilinen simetidin ile verilmesinden sonra ketiapinin farmakokinetiği değişmemiştir.   Ketiapin günde 750 mg’lık dozda verildiğinde lorazepam’ın tek doz farmakokinetiğini etkilemez.   Bilinen bir CYP2D6 inhibitörü olan imipramin ve yine CYP2D6 ve CYP3A4 inhibitörü olan fluoksetin ile birlikte kullanılmasından sonra ketiapinin farmakokinetiğinde anlamlı değişiklikler oluşmamıştır.

Kontraendikasyonlar

Cedrina 100 mg Film Tablet, bu ürünün herhangi bir bileşenine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Cedrina Film Tablet, aç veya tok karnına alınabilir.   Şizofreni tedavisinde:   Yetişkinlerde kullanımı   CEDRİNA günde 2 defa alınmalıdır.Tedavinin ilk 4 gününde alınacak toplam günlük dozlar 1. gün 50 mg, 2. gün 100 mg, 3. gün 200 mg ve 4. gün 300 mg’dır.   4. günden sonra doz, genellikle etkili doz sınırları olan günde 300-450 mg arasında olacak şekilde titre edilmelidir. Klinik cevaba ve hastanın toleransına bağlı olarak doz, günde 150-750 mg arasında değişebilir.   Adolesanlarda (13-17 yaş) kullanımı   CEDRİNA günde 2 defa alınmalıdır. Bununla birlikte, gerektiğinde klinik cevaba ve hastanın toleransına bağlı olarak günde üç kez uygulanabilir.   Tedavinin ilk 5 gününde alınacak toplam günlük dozlar 1. gün 50 mg, 2. gün 100 mg, 3. gün 200 mg ve 4. gün 300 mg ve 5. gün 400 mg’dır.   5. günden sonra, klinik cevaba ve hastanın toleransına bağlı olarak doz, önerilen doz aralığı olan günde 400-800 mg arasında olacak şekilde ayarlanmalıdır. Dozaj ayarlamaları, artışlar günde 100 mg’ı geçmeyecek şekilde olmalıdır. Ketiapin ile etkinlik hem 400 mg ve hem de 800 mg’da gösterilmiş olmakla birlikte, 800 mg grubunda ilave bir yarar gözlenmemiştir.   Bipolar bozukluklara eşlik eden mani ataklarının tedavisinde mono terapi olarak veya duygu durum dengeleyicilerle birlikte kullanım:   Yetişkinlerde kullanımı   CEDRİNA günde 2 defa alınmalıdır. Tedavinin ilk 4 gününde alınacak toplam günlük dozlar 1. gün 100 mg, 2. gün 200 mg, 3. gün 300 mg ve 4. gün 400 mg’dır. Dozun 6. gün’de 800 mg’a yükseltilmesi için yapılacak ayarlamalarda günlük artışlar 200 mg’ı aşmamalıdır.Hastanın klinik cevabına ve toleransına bağlı olarak doz, günde 200-800 mg arasında değişebilir. Etkili doz genellikle günlük 400 mg ile 800 mg arasındadır.   Çocuklarda ve adolesanlarda (10-17 yaş) kullanımı (mono terapi)   CEDRİNA günde 2 defa alınmalıdır. Bununla birlikte, gerektiğinde klinik cevaba ve hastanın toleransına bağlı olarak günde üç kez uygulanabilir.   Tedavinin ilk 5 gününde alınacak toplam günlük dozlar 1. gün 50 mg, 2. gün 100 mg, 3. gün 200 mg ve 4. gün 300 mg ve 5. gün 400 mg’dır.   5. günden sonra, klinik cevaba ve hastanın toleransına bağlı olarak doz, önerilen doz aralığı olan günde 400-600 mg arasında olacak şekilde ayarlanmalıdır. Dozaj ayarlamaları, artışlar günde 100 mg’ı geçmeyecek şekilde olmalıdır. Ketiapin ile etkinlik hem 400 mg ve hem de 600 mg’da gösterilmiş olmakla birlikte, 600 mg grubunda ilave bir yarar gözlenmemiştir.   Bipolar bozukluktaki depresif atakların akut tedavisinde: CEDRİNA günde 1 defa yatarken alınmalıdır. Tedavinin ilk 4 gününde alınacak toplam günlük dozlar 1. gün 50 mg, 2. gün 100 mg, 3. gün 200 mg ve 4. gün 300 mg’dır. 600 mg alan hastalarda doz 5. gün 400 mg’a ve 8. gün 600 mg’a artırılmıştır (1. Hafta). Antidepresan etkinlik hem 300 mg hem de 600 mg’da gösterilmiş olmakla birlikte, 600 mg grubunda ilave bir yarar gözlenmemiştir.   Bipolar bozukluğun idame tedavisinde duygu durum dengeleyicilerle birlikte kullanım: CEDRİNA toplam günlük doz 400 – 800 mg’a ulaşılacak şekilde günde 2 defa alınmalıdır.   İdame fazında hastalar genellikle stabilizasyon fazı esnasında stabilize oldukları dozun aynısını almaya devam etmişlerdir.   Yaşlılarda kullanımı   Diğer antipsikotikler gibi Cedrina Film Tablet de yaşlılarda, özellikle de başlangıçtaki doz döneminde dikkatle kullanılmalıdır. Yaşlı hastalarda tedaviye, günde 25 mg ile başlamak gerekir. Daha sonra doz, her gün 25-50 mg kadar arttırılmalı ve sonunda, genç hastalardakinden daha düşük olması muhtemel etkili doz bulunmalıdır. Genç hastalarla karşılaştırıldığında, yaşlılarda ortalama ketiapin klerensi %30-50 arasında azalmıştır.   Çocuklar ve adolesanlarda kullanımı   Ketiapinin güvenilirlik ve etkinliği 10 yaşın altındaki çocuklarda belirlenmemiştir.   Böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanımı   Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir.   Karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanımı   Ketiapin, geniş kapsamlı olarak karaciğerde metabolize edildiğinden, bilinen karaciğer yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.   Karaciğer yetmezliği olan hastalarda tedaviye günde 25 mg ile başlamak gerekir. Daha sonra doz, günde 25-50 mg arttırılarak etkili doz bulunur.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CEDRİNA 25 mg, 30 ve 60 Film Tablet CEDRİNA 200 mg, 30 ve 60 Film Tablet CEDRİNA 300 mg, 30 ve 60 Film Tablet

Saklama Koşulları

25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

30 ve 60 film tabletlik blister ambalajlarda

Uyarılar/Önlemler

Diğer yeni nesil (atipik) antipsikotik ilaçlarda olduğu gibi bu ilaç da demansı olan yaşlı hastaların psikozlarında kullanıldığında serebrovasküler olaylar, enfeksiyon, kalp yetmezliği ile ani ölüm vb. nedenlerle ölüm riskinin artışına neden olma olasılığı taşımaktadır.   Uzun QT sendromu / Torsades de Pointes’e neden olabilir. Bu nedenle tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointes hastalarında kullanılmamalıdır.   Antidepresan ilaçların çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımlarının intihar düşünce ya da davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında, ilaç dozunun arttırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşırı hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedavi edicilerce yakinen izlenmesi gereklidir.   Kardiyovasküler Hastalıklar   Ketiapin, bilinen kardiyovasküler veya serebrovasküler hastalığı ya da hipotansiyona sebep olabilecek kondüsyonları olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.   Ketiapin, özellikle başlangıç doz titrasyon döneminde, ortostatik hipotansiyona neden olabilir. Bu durum yaşlı hastalarda, genç hastalara göre daha sık görülmektedir.   Antipsikotik İlaçlar   Seyrek olarak venöz tromboembolik olay (VTE) riskine neden olabilir.   Konvülsiyonlar   Kontrollü klinik çalışmalarda, ketiapin ve plaseboyla tedavi edilen hastalarda konvülsiyon sıklığı bakımından bir fark görülmemiştir. Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi, konvülsiyon geçmişi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.   Tardif Diskinezi   Plasebo kontrollü klinik çalışmalarda ekstrapiramidal semptomların sıklığı bakımından önerilen doz aralığında ketiapin ile plasebo arasında hiçbir fark görülmemiştir.   Eğer tardif diskinezi semptom veya belirtileri ortaya çıkarsa ketiapin dozunun azaltılması veya kullanımına son verilmesi düşünülmelidir.   Nöroleptik Habis Sendrom   Antipsikotik tedaviye, nöroleptik habis sendromun eşlik edebildiği bilinmektedir. Hipertermi, mental durum değişikliği, kas rijiditesi, otonomik instabilite ve kreatin fosfokinaz artışı, bu sendromun klinik belirtilerindendir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında, ketiapin kullanımı durdurulmalı ve gerekli tıbbi tedavi yapılmalıdır.   Akut Geri Çekilme reaksiyonları   Bulantı, kusma, uykusuzluk gibi akut geri çekilme semptomları, yüksek dozlarda kullanılan antipsikotik ilaç tedavilerinin birdenbire durdurulmasından sonra nadiren bildirilmiştir. Tedavi bu şekilde durdurulduğunda, psikoz semptomları da tekrarlayabilir, ayrıca akatizi, distoni ve diskinezi gibi istem dışı hareket bozuklukları da bildirilmiştir. Bu nedenle tedavinin aşamalı olarak sona erdirilmesi önerilir.   Hamilelik döneminde kullanımı:   Hamilelik kategorisi C’dir. Hamile kadınlarda Cedrina 300 mg Film Tablet’in güvenilirliği ve etkinliği saptanmamıştır. Bu nedenle, hasta için beklenen faydalar, risklerden açıkça üstün olduğu takdirde kullanılmalıdır.   Emziren anneler: Cedrina 300 mg Film Tablet’in anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Bu nedenle, emziren annelerin ketiapin kullandıkları süre boyunca emzirmemeleri tavsiye edilir.   Araç ve Makine kullanma yeteneği üzerindeki etkisi:   Merkezi sinir sistemi üzerindeki primer etkilerinden dolayı ketiapin mental dikkatin gerekli olduğu aktiviteleri engelleyebilir. Bu sebeplerden hastalar makinelerin ve motorlu araçların kullanılmaması konusunda uyarılmalıdır.   Tabletler laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği yada glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Ketiapin kullanımında en sık bildirilen advers ilaç reaksiyonları somnolans, baş dönmesi, ağız kuruluğu, hafif asteni, kabızlık, taşikardi, ortostatik hipotansiyon ve dispepsi’dir.   Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi, ketiapin kullanımına senkop, nöroleptik habis sendrom, lökopeni, nötropeni ve periferik ödem eşlik edebilir.   Ketiapin tedavisine eşlik eden olası advers ilaç reaksiyonlarının sıklığı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.   Sıklık Sistem Organ Sınıfı Olay Çok sık ( ≥ % 10) Sinir Sistemi Baş dönmesi 1,6 Somnolans 2 Sık ( ≥ % 1 – < % 10) Kan ve lenf sistemi Lökopeni 3 Kalp Taşikardi 1,6 Sindirim sistemi Ağız kuruluğu Kabızlık Dispepsi Genel bozukluklar ve uygulama bölgesi durumları Hafif asteni Periferik ödem Tetkikler Kilo artışı 4 Serum transaminaz (ALT, AST) seviyelerinde yükselme 5 Sinir Sistemi Senkop 1,6 Solunum, göğüsle ilgili ve mediastinal Rinit Vasküler Ortostatik hipotansiyon 1,6 Seyrek ( ≥ % 0.1 – < % 1) Kan ve lenf sistemi Eozinofili Bağışıklık sistemi Aşırı duyarlılık Tetkikler Gamma- GT seviyelerinde yükselme 5 Tok karnına ölçülen serum trigliserid seviyelerinde yükselme Toplam kolesterolde yükselme   Sinir Sistemi Konvülsiyon 1 Nadir ( % 0.01 – < % 0.1) Genel bozukluklar ve uygulama bölgesi durumları Nöroleptik Habis Sendrom 1   Üreme sistemi ve meme Priapizm Çok Nadir ( < % 0.01) Kan ve lenf sistemi Nötropeni 3

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

Kalsiyum folinatın araç ve makine kullanımı üzerinde olumsuz herhangi bir etkisi gözlenmemiştir.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

CALCIUM FOLINATE-KOÇAK 50 mg/5 ml Enjektabl Solüsyon

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

1ml enjeksiyonluk çözelti, 10 mg folinik aside eşdeğer  12.7065 mg kalsiyum folinat pentahidrat içerir.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

Damar içine ve kas içine uygulanır.

İlaç Nasıl Kullanılır

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

CALCIUM FOLINATE-KOÇAK 50 mg/5 ml Enjektabl Solüsyon

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

Yüksek doz (>100 mg/m2) metotreksat, trimetoprim, primetamin gibi folik asit antagonistlerinin akut toksik etkilerinin nötralizasyonu; kolorektal kanser tedavisinde 5-fluorourasil ile birlikte sitotoksisitenin artırılması ve megaloblastik anemi tedavisinde endikedir.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Sodyum klorür, enjeksiyonluk su.
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window