İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması CHOLVAST
Birim Miktarı 30
ATC Kodu C10AA05
ATC Açıklaması Atorvastatin
NFC Kodu BC
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Film Kaplı Tabletler
Kamu Kodu A09792
Orijinal / Jenerik Türü Jenerik
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 21,45 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 19,16 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 14,85 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E008A
Başlıklar
  1. İlaç Etken Maddeleri
  2. İlaç Prospektüsü
    1. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    2. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    3. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    4. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    5. İlaç Nasıl Kullanılır
    6. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    7. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    8. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    9. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    10. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    11. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    12. Etkin Maddeler
    13. Farmakodinamik Özellikler
    14. Farmakokinetik Özellikler
    15. Farmasötik Form
    16. Gebelik Ve Laktasyon
    17. Geçimsizlikler
    18. İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi
    19. İstenmeyen Etkiler
    20. Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim
    21. Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri
    22. Kontrendikasyonlar
    23. Kullanım Yolu
    24. Küb’ Ün Yenileme Tarihi
    25. Müstahzar Adı
    26. Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri
    27. Pozoloji Ve Uygulama Şekli
    28. Raf Ömrü
    29. Ruhsat Numarası(Ları)
    30. Ruhsat Sahibi
    31. Ruhsat Sahibi
    32. Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler
    33. Terapötik Endikasyonlar
    34. Üretici Bilgileri
    35. Yardımcı Maddeler
    36. Yardımcı Maddelerin Listesi
    37. Doz Aşımı
    38. Endikasyonlar
    39. Farmakodinamik Özellikler
    40. Farmakokinetik Özellikler
    41. Farmasötik Şekli
    42. Formülü
    43. İlaç Etkileşmeleri
    44. Kontraendikasyonlar
    45. Kullanım Şekli Ve Dozu
    46. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    47. Saklama Koşulları
    48. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    49. Uyarılar/Önlemler
    50. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    51. Doz Aşımı
    52. Endikasyonlar
    53. Farmakodinamik Özellikler
    54. Farmakokinetik Özellikler
    55. Farmasötik Şekli
    56. Formülü
    57. İlaç Etkileşmeleri
    58. Kontraendikasyonlar
    59. Kullanım Şekli Ve Dozu
    60. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    61. Doz Aşımı
    62. Endikasyonlar
    63. Farmakodinamik Özellikler
    64. Farmakokinetik Özellikler
    65. Farmasötik Şekli
    66. Formülü
    67. İlaç Etkileşmeleri
    68. Kontraendikasyonlar
    69. Kullanım Şekli Ve Dozu
    70. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    71. Saklama Koşulları
    72. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    73. Uyarılar/Önlemler
    74. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    75. Doz Aşımı
    76. Endikasyonlar
    77. Farmakodinamik Özellikler
    78. Farmakokinetik Özellikler
    79. Farmasötik Şekli
    80. Formülü
    81. İlaç Etkileşmeleri
    82. Kontraendikasyonlar
    83. Kullanım Şekli Ve Dozu
    84. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    85. Saklama Koşulları
    86. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    87. Uyarılar/Önlemler
    88. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    89. Doz Aşımı
    90. Endikasyonlar
    91. Farmakodinamik Özellikler
    92. Farmakokinetik Özellikler
    93. Farmasötik Şekli
    94. Formülü
    95. İlaç Etkileşmeleri
    96. Kontraendikasyonlar
    97. Kullanım Şekli Ve Dozu
    98. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    99. Saklama Koşulları
    100. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    101. Uyarılar/Önlemler
    102. Yan Etkileri / Advers Etkiler

İlaç Etken Maddeleri

  • atorvastatin kalsiyum (10 mg)

İlaç Prospektüsü

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

Her karton kutuda, bromobutil kauçuk tıpa ve ‘flip off’ aluminyum kapsül ile kapatılmış, bir adet, tek kullanımlık amber renkli tip I cam flakon vardır.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

Karboplatin araç ve makine kullanma yeteneğini dolaylı şekilde etkileyen bulantı ve kusmaya neden olabilir.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

CARBODEX’ i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ Eğer: Karboplatin veya platin içeren diğer ilaçlara karşı aşırı duyarlılığınız (alerjiniz) varsa, Hamileyseniz, Bebeğinizi emziriyorsanız, Şiddetli böbrek sorunlarınız varsa (glomerüler filtrasyon hızı <30 ml/dakika), Kemik iliği fonksiyonunuz bozulmuşsa, Kanamalı tümörleriniz varsa, CARBODEX çocuklarda kullanılmamalıdır. CARBODEX’ i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ Eğer: Böbrek fonksiyonunuz yetersizse dikkatli kullanınız. CARBODEX’ in hematopoietik (kan yapımı) sistemi üzerindeki etkisi, böbrek fonksiyonu normal olan hastalara kıyasla böbrek yetmezliği olan hastalarda daha uzun süreli ve daha belirgindir. Bu riskli hasta grubundaysanız CARBODEX tedavisi özellikle dikkatli şekilde uygulanmalıdır. Yüksek dozlarda karaciğer enzimlerinde ciddi anormallikler yapabileceğinden bu tür hastalarda ilgili testlerin sıklıkla izlenmesi gerekmektedir. Gerektiğinde dozaj ayarlaması yapılması amacıyla, özellikle diğer myelosüpresif (kemik iliği fonksiyonlarını baskılayan) ilaçlarla kombinasyon tedavisinde tedavi uygulanmayan aralıkta platelet (kanın pıhtılaşmasını sağlayan kan hücresi)  ve kan sayımı parametrelerinin dikkatli izlenmesi gereklidir. Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız. CARBODEX’ in yiyecek ve içecek ile kullanılması: CARBODEX yiyecek ve içeceklerle birlikte kullanılabilir. Hamilelik: İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. CARBODEX, genetik materyale zarar vererek anne karnındaki çocuğu etkileyebilir ve çeşitli sakatlıklara neden olabilir. Bu nedenle CARBODEX hamile kadınlarda kullanılmamalıdır. Tedavi sırasında hamile kalırsanız genetik konularında danışmanlık almalısınız. Hamileyseniz ve başka bir tedavi seçeneği mümkün değilse, bu tedavinin anne karnındaki çocuk için zararlı etkilere ilişkin riskleri hakkında tıbbi danışmanlık almalısınız. Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.  Emzirme: İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. CARBODEX’in anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Tedavi sırasında bebeğinizi emzirmemelisiniz. Tedavi gerekliyse emzirmeyi kesmelisiniz. Doktorunuz size güvenli olduğunu söyleyene kadar bebeğinizi emzirmeye yeniden başlamayınız. Erkek hastalar: CARBODEX genetik materyale zarar vererek anne karnındaki çocuğu etkileyebilir ve çeşitli sakatlıklara neden olabilir. CARBODEX uygulanan üreme çağındaki erkek hastalara, tedavi sırasında ve tedaviden sonraki altı aylık sürede çocuk sahibi olmamaları önerilmektedir. CARBODEX tedavisinin üreme yeteneği üzerindeki kalıcı etki olasılığı nedeniyle tedaviye başlanmadan önce erkek hastalara ayrıca spermlerin korunmasına yönelik danışmanlık hizmeti almaları önerilmektedir. Tedavi sırasında etkin doğum kontrol yöntemleri kullanılması veya cinsel ilişkiye girilmemesi önerilmektedir. Araç ve makine kullanımı  CARBODEX bulantı ve kusmaya neden olarak dolaylı yoldan araç ve makine kullanma yeteneğinizi etkileyebilir. CARBODEX’ in içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler Bulunmamaktadır. Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı CARBODEX’ i; Kemik iliğine zarar veren diğer ilaçlarla birlikte kullandığınızda, CARBODEX ve/veya diğer ilaçların kemik iliği üzerindeki etkisi artabilir. CARBODEX tedavisi sırasında, böbrekler ve/veya kulaklara zarar verebilen ilaçlar (aminoglikozit türü antibiyotikler, kıvrım idrar söktürücüler) kullanıldığında bu ilaçların toksik (zehirli) etkileri artabilir. Karboplatin ve fenitoin’in birlikte kullanımı ile serumdaki fenitoin (antiepileptik (sara tedavisinde etkili)-nöbet tedavisinde kullanılan bir ilaç) düzeylerinde, nöbet nüksüne (iyileşme döneminden hemen sonra hastalığın belirtilerinin tekrar ortaya çıkması) neden olan ve daha yüksek fenitoin dozları uygulanmasını gerektiren bir düşüş meydana gelmiştir. Bu nedenle fenitoin dozunun zamanında ayarlanması için tedavi sırasında düzenli olarak serum fenitoin düzeyleri izlenmelidir. Gerekirse fenitoin dozu tedavinin kesilmesinden sonra yeniden ayarlanmalıdır. Teorik olarak CARBODEX’ in antikanser aktivitesinde bir düşüşe neden olabileceğinden, karboplatin ve kompleks oluşturan ilaçların birlikte kullanımından kaçınılmalıdır. Karboplatin alüminyumla reaksiyona girdiğinden alüminyum içeren infüzyon malzemeleri, enjektörler ve enjeksiyon iğneleri ile kullanılmamalıdır. Kullanıldığı takdirde çökelmeye neden olduğundan antikanser aktivitenin azalmasına yol açmaktadır.  CARBODEX birlikte alınan ilaçların tesirini etkileyebilir. Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı su anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

Tüm ilaçlar gibi, CARBODEX’ in içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir. Aşağıdaki yan etkiler, CARBODEX kullanıyorsanız görülebilir ve bu nedenle belirli önlemlere ve tedavilere ihtiyaç duyabilirsiniz. Yan etkilerin tahmin edilen görülme sıklıkları: çok yaygın % 10 + (10’da 1’den fazla) yaygın ≥ % 1 ve < % 10 ( 10’da 1’den az, fakat 100’de 1’den fazla) yaygın değil % 0,1’den % 1’e ( 100’de 1’den az, fakat 1000’de 1’den fazla) seyrek % 0,001’den % 0,1’e ( 1000’de 1’den az, fakat 10,000’de 1’den fazla ) çok seyrek % 0,01’e kadar (10,000’de 1’den az) bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilmiyor) Çok yaygın yan etkiler; Alopesi (saç dökülmesi) Hipomagnezemi (kanda magnezyum seviyelerinin düşük olması), hipokalemi (kanda potasyum seviyelerinin düşük olması), hiponatremi (kanda sodyum seviyelerinin düşük olması), hipokalsemi (kanda kalsiyum seviyelerinin düşük olması), miyelosupresyon (kemik iliğinin baskılanması sonucu kan hücrelerinin üretilmemesi), trombositopeni (trombosit-kan pulcuğu sayısında azalma), nötropeni (kanda nötrofil denilen kan hücresinin eksik olması), lökopeni (kanda beyaz kan hücresinin eksik olması), anemi ( kansızlık), infeksiyon, kanama ,transfüzyon (kan ve kan ürünleri nakil gereksinimi), Bulantı, kusma, anoreksi (iştahsızlık) ve mide-bağırsak yan etkiler, Bilirubin (safra pigmenti), AST (özellikle kalp, karaciğer ve iskelet kasında bulunan bir enzim) ve alkalen fosfatazda (bir hidrolaz enzimi) artış yüksek doz CARBODEX uygulamasını takiben bir vakada akut ve fulminan hepatik nekroz (karaciğer dokusunun ölümcül olabilen harabiyeti) serum kreatinin ve kan üre artışları, hiperürisemi(kanda ürik asit düzeyinin artması) yüksek frekanslarda duyma kaybı, duyma keskinliğinde azalma bildirilmiştir.   Yaygın yan etkiler; İshal, anoreksi (iştahsızlık), enjeksiyon yerinde ağrı, periferik nöropati (periferik sinir sisteminde meydana gelen tüm hastalıklar) (%4-%6, yaşlı hasta ve/veya daha önce tedavi almış hastalarda %10’a çıkan), ototoksisite (kulağa olan toksik etkiler)   Yaygın olmayan yan etkiler; Aşırı duyarlılığı olan hastalarda platin içeren diğer maddelerle bildirilen reaksiyonlara benzer kızarıklık, ürtiker (kurdeşen), eritem (kızarıklık), kaşıntı ve ender olarak bronkospazm (nefes darlığı oluşturan bronşların ani spazmı) ve hipotansiyon (düşük tansiyon) ve anafilaktik şok (şoka kadar ilerlemiş aşırı duyarlılık durumu) gözlenmiştir Ateş, titreme, asteni (dermansızlık, vücudun zindeliğini yitirmesi), halsizlik, tat değişiklikleri, hemolitik üremik sendrom (hemolitik anemi(kansızlık), trombositopeni (kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücrelerin kanda düşük olması) ve akut böbrek yetmezliği ile karakterize klinik bir tablodur) kardiyovaskuler (kalp ve damarlarla ilgili) yetmezlik ve bir vakada serebrovasküler olay(beyin damarlarıyla ilgili olay), nörotoksisite(sinir sisteminde zararlı etki oluşması), hipertansiyon(yüksek tansiyon), nefrotoksisite (sık olmayan, böbrek üzerine toksik(zehirli) etkiler), sekonder malignensiler (ikincil oluşan kanserler)   Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile kar­şılaş­ırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

İlaç Nasıl Kullanılır

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar: Doktorunuz hastalığınıza bağlı olarak ilacınızın dozunu belirleyecek ve size uygulayacaktır. Daha önce myelosüpresif (kan hücresi üretimini engelleyen) tedavi ve/veya radyoterapi uygulanması veya anlamlı ölçüde düşük performans durumu gibi risk faktörleri olan hastalar için başlangıç CARBODEX dozunun 300‑320 mg/m² vücut yüzey alanına düşürülmesi önerilmektedir.   Erişkinlerde kullanımı: Böbrek fonksiyonu normal olan ve daha önce tedavi uygulanmayan hastalar için önerilen CARBODEX dozu kısa süreli infüzyonla (15 ila 60 dakika) damardan tek doz şeklinde uygulanan,  vücut yüzey alanına göre 400 mg/m2 CARBODEX dozudur.  Alternatif olarak Calvert formülü denilen özel bir formüle göre doz belirlenebilir. Calvert formülü ile toplam CARBODEX dozu mg/m2 cinsinden değil mg olarak hesaplanmaktadır. 400 mg/m² vücut yüzey alanı CARBODEX dozu yalnızca kan yapım sistemi, böbrekler ve sinir sistemi fonksiyonları normal olan hastalarda veya bu organların fonksiyonunun normale çekilmesinden sonra uygulanmalı veya tekrarlanmalıdır.  Tedavi kürleri bir önceki kürle en az 4 hafta arayla uygulanmalı ve/veya trombosit (kanın pıhtılaşmasını sağlayan kan hücresi) sayımı ³ 100.000/µl ve beyaz kan hücresi sayımı ³ 4.000/µl düzeyine gelene kadar uygulanmamalıdır.    Uygulama yolu ve metodu: CARBODEX, size uzman bir doktor tarafından, ven(toplardamar) içine uygulama yolu ile verilecektir.    Değişik yaş grupları:   Yaşlılarda kullanımı: 65 yaşın üstündeki hastalarda hastanın fiziksel durumuna bağlı olarak ilk ve sonraki tedavi kürleri sırasında dozaj ayarlaması gerekebilir.   Çocuklarda kullanımı: Spesifik dozaj önerilerinin yapılabilmesi için çocuklarda yeterli miktarda CARBODEX kullanılmamıştır. Sınırlı kullanım deneyimi nedeniyle çocuklarda CARBODEX kullanımı önerilmemektedir.   Özel kullanım durumları:    Böbrek yetmezliği: Böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi < 60 ml/dak) CARBODEX dozu azaltılmalı ve glomerüler filtrasyon hızına (her iki böbrekten 1 dakikada meydana gelen atılım ) göre ayarlanmalıdır. Temelde karaciğer ve böbrek fonksiyonu, kan sayımları, elektrolit ve trombosit parametrelerinin sıklıkla izlenmesi gerekmektedir. 30-60 ml/dak glomerüler filtrasyon hızında ilk trombosit sayımına bağlı olarak CARBODEX dozu ayarlanmalıdır: 30 ml/dak düzeyinin altındaki glomerüler filtrasyon hızında CARBODEX kullanılmamalıdır. Doktorunuz ayrı bir tavsiyede bulunmadıkça, bu talimatları takip ediniz   Kombinasyon kemoterapisi: Diğer miyelosüpresif (kan hücresi üretimini engelleyen) maddelerle kombinasyon halinde en uygun  kullanımı, seçilen rejim ve dozlam planına göre dozaj ayarlamaları gerektirmektedir.  CARBODEX tedavisi için genel bir uygulama süresi için sınır söz konusu değildir. Tümör tedaviye yanıt vermezse, hastalık ilerlerse ve/veya tolere edilemeyen yan etkiler meydana gelirse tedavi kesilmelidir.   Karaciğer yetmezliği: Yüksek dozlarda karaciğer enzimlerinde ciddi anormallikler yapabileceğinden bu tür hastalarda  karaciğer  fonksiyonları  ile ilgili parametrelerinin sıklıkla izlenmesi gerekmektedir. Doktorunuz ayrı bir tavsiyede bulunmadıkça, bu talimatları takip ediniz. İlacınızı zamanında almayı unutmayınız. Doktorunuz  CARBODEX ile tedavinizin ne kadar süreceğini size bildirecektir. Tedaviyi erken kesmeyiniz çünkü istenen sonucu alamazsınız.  Eğer CARBODEX’in etkisinin çok güçlü veya zayıf olduğuna dair bir izleniminiz varsa doktorunuz veya eczacınız ile konuşunuz.   Kullanmanız gerekenden daha fazla CARBODEX kullandıysanız: Damardan uygulanan 1.600 mg/m2 vücut yüzey alanı CARBODEX dozuna kadar granülositopeni (kandaki beyaz kan hücrelerinin azalması), trombositopeni (kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücrelerin azalması) ve anemi (kansızlık) ile yaşamı tehdit eden hematolojik (kanla ilgili) yan etkiler gözlenmiştir.  En düşük granülosit (beyaz kan hücreleri), trombosit ve hemoglobin düzeyleri 9 ve 25. günler arasında (ortalama 12 ve 17. günler arasında) gözlenmiştir. 8-14 gün sonra (ortalama 11 gün) granülosit ve 3-8 gün sonra (ortalama 7 gün) trombosit değerleri sırasıyla ³ 500/µl ve ³ 25,000/µl düzeyine çıkmıştır.  Ayrıca aşağıdaki hematolojik (kan sistemi) olmayan yan etkiler meydana gelmiştir:  Baş ağrısı, eritem (kızarıklık) ve şiddetli enfeksiyonlarla birlikte glomerüler filtrasyon hızının %50 düşmesi, ototoksisite (işitme sinirinde oluşan toksik etkiler), görme kaybı, hiperbilirubinemi (kandaki billirubin denilen maddenin artması), mukozit (mukoz zarların iltihabı), ishal, bulantı ve kusma ile birlikte böbrek yetmezliği gözlenmiştir. Vakaların büyük bir kısmında duyma bozukluğu geçici ve geri dönüşlü nitelikteydi.  CARBODEX için özel bir antidot yoktur.  Hematolojik (kan sistemi) yan etkilerde kemik iliği nakli ve kan ve trombosit transfüzyonları (nakil) uygun tedavi yöntemleri olabilir.  CARBODEX’den kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmışsanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.    CARBODEX’i kullanmayı unutursanız Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.   CARBODEX ile tedavi sonlandırıldığındaki oluşabilecek etkiler CARBODEX ile tedavi sonlandırıldığında oluşabilecek etkiler konusunda detaylı bilgi için doktorunuza danışınız.  

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

CARBODEX karboplatin adı verilen etkin madde içeren bir ilaçtır. CARBODEX bir cam flakon içerisinde renksiz – açık sarı renkli, berrak bir çözelti olarak takdim edilmektedir. CARBODEX ambalajı, 45 ml’lik enjeksiyonluk çözelti içeren 1 adet flakon şeklindedir. Her bir CARBODEX flakonu, etkin madde olarak 450 mg karboplatin içermektedir. CARBODEX antineoplastik (kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar) ağır metal kompleksleri grubuna ait, sitostatik (hücre bölünmesini durduran) olan bir antineoplastik (antikanser) ilaçtır. CARBODEX tek başına veya diğer kanser ilaçlarıyla birlikte uygulanabilir. Bu ilaç yumurtalık, küçük hücreli akciğer kanseri ve baş ve boyunda skuamöz hücreli kansere (bir cilt kanseri tipi) karşı kullanılmaktadır. CARBODEX ayrıca lokal nüks (iyileşme döneminden sonra hastalığın belirtilerinin tekrar ortaya çıkması) veya uzak metastaz (Bir kanserin lokal belirtilerinin bulunduğu yerden, doğrudan bağlantılı olmadığı vücudun başka bölgelerine taşınması-yayılması) durumunda rahim ağzı kanserinin hafifletici (palyatif) tedavisinde de kullanılmaktadır.  

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

CARBODEX’i çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. Kabın açılmasından sonraki raf ömrü ve kullanıma hazır infüzyonluk çözeltinin hazırlanması:  Bu işlem aseptik koşullarda yapıldığında aşağıdaki stabilite verileri geçerlidir: 0.4‑2 mg/ml konsantrasyonda %5 glukoz çözeltisi ile seyreltilen infüzyonluk çözeltiler, oda sıcaklığında ve ışıktan korunarak saklandığında 72 saat süreyle fiziksel ve kimyasal açıdan stabildir.  0.4‑2 mg/ml konsantrasyonda %0.9 sodyum klorür çözeltisi ile seyreltilen çözeltiler, oda sıcaklığında ve ışıktan korunarak saklandığında 24 saat süreyle fiziksel ve kimyasal açıdan stabildir. Bununla birlikte %0.9 sodyum klorür çözeltisi ile seyreltilen çözeltinin seyreltildikten hemen sonra kullanılması önerilmektedir. Flakonu ışıktan korumak için dış ambalajı içerisinde saklayınız. 25ºC’nin altındaki oda sıcaklıklarında saklayınız. İlaçlar atık su veya çöplerle birlikte atılmamalıdır. Artık kullanmanıza gerek olmayan ilaçları nasıl atacağınızı eczacınıza danışın. Bu önlemler çevrenin korunmasına yardımcı olacaktır.  Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız. Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra CARBODEX’ i kullanmayınız. (Son kullanma tarihinin ilk iki rakamı ayı, son dört rakamı yılı gösterir.) Eğer ambalajların hasar gördüğünü fark ederseniz CARBODEX’ i kullanmayınız.  

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Hazırlama talimatları: CARBODEX ve diğer sitotoksik ilaçların hamile kadınlarla temasından ve hamile personel tarafından uygulanmasından, taşınmasından sakınılmalıdır.   İnfüzyon solüsyonunun hazırlanmasında ve atılmasında sitotoksik ilaçların kullanımı konusunda eğitimli sağlık görevlileri görev almalıdır. Uygulama için özel bir hazırlama alanı ayrılmalıdır. Bu alanda sigara içmek, yemek ve içmek yasaklanmalıdır. Personel için uygun hazırlama materyali, uzun kollu önlük, maske, koruyucu gözlük, kep, steril eldiven, çalışma alanı için özel örtüler, atıklar için atık torbası ve keskin objeler (iğne,  şırınga, flakon vb.) için de atık kutuları temin edilmelidir. Atık maddelerin imhasından ve toplanmasından sorumlu personel, bu atık maddelerin tehlikeli madde içerdiği konusunda uyarılmalıdırlar. Çözeltinin göz yada cilt ile teması halinde hemen bol su ile yıkanmalıdır.   İmha etme talimatları: CARBODEX infüzyon çözeltisinin hazırlanmasında ve hem  artan tıbbi ürünün hem de artan diğer çözücü ve solüsyonların tamamının atılmasında sitotoksik  ilaçlar için kullanılan standart prosedürler ve zararlı atıkların imha edilmesi için yürürlükte olan yasal gereklilikler göz önünde tutulmalıdır ve bu gerekliliklere uygun olarak imha edilmelidirler. Kontamine atıklar uygun işaretlenmiş sert kaplarda yakılarak imha edilmelidirler. Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi ürünlerin kontrolü yönetmeliği” ve “Ambalaj atıklarının kontrolü yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.   Ürünün seyreltimesine ilişkin talimatlar: CARBODEX seyreltilmeden kullanılmamalıdır.  Çözelti %5 glukoz çözeltisi veya %0.9 sodyum klorür çözeltisi ile seyreltilebilir. Mikrobiyolojik açıdan, seyreltilen çözelti derhal kullanılmalıdır. Hemen kullanılması planlanmıyorsa çözeltinin uygun şekilde saklanmasından kullanıcı sorumludur (seyreltme kontrollü ve valide edilmiş aseptik koşullarda yapılmadığı sürece 2-8ºC’de en fazla 24 saat süreyle saklanmalıdır). Bu işlem aseptik koşullarda yapıldığında aşağıdaki stabilite verileri (fiziksel ve kimyasal) seyreltilmiş çözelti için geçerlidir:     Taşıyıcı çözelti Karboplatin Konsantrasyonu(mg/ml) Koşullar Stabilite Süresi (saat) %5 glukoz çözeltisi 0.4-2 Oda sıcaklığı/ ışıktan koruyunuz 72 %0.9 sodyum klorür çözeltisi 2 2-8 °C/ ışıktan koruyunuz 24      Bununla birlikte %0.9 sodyum klorür çözeltisi ile seyreltilen infüzyonluk çözeltinin seyreltildikten hemen sonra kullanılması önerilmektedir. Karboplatin sadece intravenöz yolla kullanıma yöneliktir. Çözelti kısa süreli (15 ila 60 dakika) intravenöz infüzyonla uygulanmalıdır. Karboplatin alüminyumla reaksiyona girdiğinden alüminyum içeren infüzyon malzemeleri, enjektörler ve enjeksiyon iğneleri ile kullanılmamalıdır. Kullanıldığı takdirde çökelmeye neden olduğundan antineoplastik aktivitenin azalmasına yol açmaktadır.  

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

CARBODEX 450 mg/45 ml iv infüzyon çözeltisi içeren flakon

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

Karboplatin ile diğer miyelosüpresif bileşikler birlikte uygulanırken karboplatin ve/veya diğer bileşiklerin miyelosüpresif etkisi artabilir. Karboplatin tedavisi sırasında nefrotoksik ve/veya ototoksik ilaçların (örn, aminoglikozidler, kıvrım diüretikler) uygulanması bu ilaçların organ toksisitesini artırabilir. Karboplatin ve fenitoin’in eşzamanlı kullanımı ile serum fenitoin düzeylerinde, nöbet nüksüne neden olan ve daha yüksek fenitoin dozları uygulanmasını gerektiren bir düşüş meydana gelmiştir. Bu nedenle fenitoin dozunun zamanında ayarlanması ile nöbet nüksünün önlenmesi için, serum fenitoin düzeyleri tedavi sırasında düzenli olarak izlenmelidir. Gerekirse fenitoin dozu tedavinin kesilmesinden sonra yeniden ayarlanmalıdır. Teorik olarak karboplatin’in antineoplastik aktivitesinde bir düşüşe neden olabileceğinden, karboplatin ve kompleks oluşturan maddelerin eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır. Bununla birlikte hayvan deneylerinde veya klinik çalışmalarda dietilditiyokarbamat ile karboplatin’in antineoplastik aktivitesi değişmemiştir.   

Doz Aşımı Ve Tedavisi

İntravenöz yolla uygulanan 1.600 mg/m2 vücut yüzey alanı karboplatin dozuna kadar granülositopeni, trombositopeni ve anemi ile yaşamı tehdit eden hematolojik yan etkiler gözlenmiştir. Ayrıca aşağıdaki non-hematolojik yan etkiler meydana gelmiştir: Baş ağrısı, eritem ve şiddetli enfeksiyonlarla birlikte glomerüler filtrasyon hızının %50’ye  düşmesi,  nöropati, ototoksisite, görme kaybı, hiperbilirubinemi, mukozit, diyare, bulantı ve kusma ile birlikte böbrek yetmezliği gözlenmiştir. Vakaların büyük bir kısmında duyma bozukluğu geçici ve reversibl nitelikteydi. Karboplatin için spesifik bir antidot yoktur. Hematolojik yan etkilerde kemik iliği nakli ve transfüzyonlar (platelet, kan) uygun tedavi yöntemleri olabilir.  

Etkin Maddeler

Her 1 ml’sinde 10 mg karboplatin

Farmakodinamik Özellikler

Farmakoterapötik grup: Antineoplastik ilaçlar (Platin Bileşikleri) ATC kodu: L01XA02 Karboplatin ağır metal kompleksleri grubuna ait bir platin türevi olan antineoplastik ve sitotoksik bir maddedir. Karboplatin’in sitotoksik etkisi DNA’nın matris fonksiyonunu etkileyecek şekilde platin bağlanması aracılığıyla tek ve çift sarmallı DNA çapraz bağlarının oluşumundan kaynaklanmaktadır.

Farmakokinetik Özellikler

Genel özellikler Karboplatin’in insanlardaki kinetik özellikleri 2 kompartmanlı açık birinci derece modelle açıklanabilir.   Emilim:Uygulama yeri açısından (intravenöz) ilaç direkt kana karışır.   Dağılım:  Karboplatin plazma proteinlerine bağlanmaz. Ancak uygulamadan sonraki ilk 4 saat dozun %20-25’ ine kadar olan kısmı platin şeklinde proteine bağlanır ve 24 saat sonra proteine bağlanma oranı >%90’dır. Beş gün üzerinde kısa süreli intravenöz infüzyonla çoklu karboplatin uygulaması şeklinde yapılan tekrarlı dozlamlarda plazmada platin birikimi gözlenmemiştir. Uygulamanın 1. günündeki farmakokinetik parametreler temelde 2. ve 5. günlerdeki parametrelerle aynıdır.   Biyotransformasyon: Karboplatin’in kısa süreli infüzyonla (<1 saat) intravenöz yolla uygulanmasından sonra plazma düzeyi bifazik şekilde katlanarak düşmüştür. t1/2a  süresi değişmemiş karboplatin ve filtre edilebilen platin için 90 dakika ve platin için 100 dakikadır. t1/2b süresi filtre edilebilen platin için 6 saat ve platin için 24-40 saattir.   Eliminasyon: Karboplatin temelde böbrek yoluyla elimine edilmektedir. Uygulanan platin dozunun 24 saat sonra %60-80’i idrarda geri kazanılmaktadır. Karboplatin için filtre edilebilen platin’in total vücut klirensi, renal klirensi ve idrarla atılım düzeyi kreatinin klirensi ile korelasyon göstermektedir. Dolayısıyla karboplatin eliminasyonu temelde glomerüler filtrasyon hızına bağlıdır.   Doğrusallık/doğrusal olmayan durum: Karboplatin doğrusal farmakokinetik profil göstermektedir.   Hastalardaki karakteristik özellikler   Böbrek yetmezliği: Karboplatin’in miyelosüpresif etkisi filtre edilen platin’in konsantrasyon-zaman eğrisi altındaki alanına bağlı olduğundan, böbrek yetmezliği olan hastalara azalan klirense göre daha düşük bir doz verilmelidir.

Farmasötik Form

45ml infüzyon çözeltisi içeren flakon Renksiz-açık sarı renkli, berrak çözelti.

Gebelik Ve Laktasyon

Genel tavsiye Gebelik kategorisi D’ dir.   Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü(Kontrasepsiyon) Karboplatin’ in gebelik ve/veya fetüs/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır. Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar tedavi sırasında hamile kalmamaları konusunda uyarılmalıdırlar. CARBODEX, gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.   Gebelik dönemi İnsanlarda embriyotoksik ve teratojenik etkilere ilişkin deneyim mevcut değildir. Tedavi sırasında gebe kalan kadınlar için genetik danışmanlık sağlanmalıdır. Gebelik sırasında tedavi uygulanması açık bir biçimde gerekliyse, karboplatin tedavisinin fetüs üzerindeki zararlı etkilerine ilişkin tıbbi danışmanlık sağlanmalıdır.   Laktasyon dönemi Karboplatin’in anne sütüne geçip geçmediğine ilişkin herhangi bir çalışma yapılmadığından karboplatin tedavisi sırasında bebeklerin emzirilmesi kontrendikedir.   Üreme yeteneği / Fertilite Karboplatin tedavisi uygulanan üreme çağındaki erkek hastalara, tedavi sırasında ve tedaviden sonra en az altı ay süreyle çocuk sahibi olmamaları önerilmelidir. Erkek hastalara ayrıca, karboplatin tedavisinin fertilite üzerinde irreversibl etki yaratma olasılığı nedeniyle tedaviye başlamadan önce spermlerin korunmasına yönelik danışmanlık alması önerilmelidir Etkin kontrasepsiyon ve seksüel sakınma önerilmektedir. Doğurganlık çağındaki kadınlara karboplatin tedavisi sırasında gebelikten korunmaları gerektiği belirtilmelidir.

Geçimsizlikler

Alüminyum içeren tıbbi malzeme ile birlikte kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3 Uygulama şekli)

İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi

İlk ruhsat tarihi: 24.06.2010 Ruhsat yenileme tarihi:

İstenmeyen Etkiler

Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).    Kan ve lenf sistemi hastalıkları Çok yaygın: Lökopeni, trobositopeni, anemi, nötropeni.   Bağışıklık sistemi hastalıkları Yaygın:  Döküntü, ürtiker, prürit, ateş gibi alerjik reaksiyonlar Seyrek: Anaflaktik şok, bronkospazm, hipotansiyonun eşlik ettiği aşırı duyarlılık reaksiyonları    Metabolizma ve beslenme hastalıkları Çok sık: Hiponatremi   Sinir sistemi hastalıkları Yaygın: Periferik polinöropati , iğnelenme hissi,uyuşukluk ve/ veya derin tendon refleksleri Yaygı olmayan: Disgözi, merkezi sinir sistemi semptomları   Göz hastalıkları Seyrek: Görme kaybının eşlik ettiği geçici görme bozuklukları   Kulak ve iç kulak hastalıkları  Çok yaygın: standart odyogram ile belirlenen yüksek frekansta (4,000- 8,000 Hz) duyma kaybı, konuşma frekansı aralığının dışında duyma keskinliğinde bir azalma. Yaygın: Tinnitus (kulak çınlaması)   Gastrointestinal hastalıkları Çok yaygın: Bulantı, kusma, gastrointestinal bozukluklar Yaygın: Konstipasyon, diyare, abdominal ağrı Bilinmiyor: Anoreksi   Hepato-bilier hastalıkları Çok yaygın: Karaciğer enzimlerinde geçici artışlar, alkalen fosfotaz artışı, aspartat aminotransferaz artışı. Yaygın: Serum bilirubin   Deri ve deri altı doku hastalıkları Yaygın: Alopesi   Böbrek ve idrar hastalıkları Çok yaygın: Azalmış kreatinin klerensi, artmış kan üre azotu ve artmış ürik asit. Yaygın: Artmış serum kreatinin   Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları Çok yaygın: Asteni Yaygın: Enjeksiyon yeri reaksiyonları, yanma hissi, ağrı, eritem, ürtiker, şişme

Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim

Etkin madde: Her 1 ml’ sinde 10 mg karboplatin Yardımcı madde(ler): Yardımcı maddeler için 6.1’ e bakınız.

Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri

Akut ve kronik toksisite Beş günlük  aşan sürede  intravenöz yolla tek ve çoklu doz uygulamadan sonra farelerdeki letal dozlar aşağıdaki tabloda özet halinde sunulmaktadır:   İntravenöz yolla tekli doz /kg (mg/m2) vücut yüzey alanı İntravenöz yolla günlük uygulama 5 günlük sürede mg /kg ( mg /m2) vücut yüzey alanı LD10 123 369 37.7 113 LD50 149 448 40.3 139 LD90 182 542 56.9 171 Letal dozların uygulanmasından sonra fare ve sıçanlarda kilo kaybı, bağırsak mukozasında enflamasyonun eşlik ettiği kanlı diyare, nazofarengeal kanama, gözlerde şişme ve letarji gözlenmiştir. LD50 düzeyinde karboplatin fare ve sıçanlarda lökosit ve granülosit sayısında azalma ile birlikte anemiye neden olmuştur. Sıçanlarda kemik iliğinde miyelosit düzeyinde bir artışla miyelosit/eritrosit oranında bir değişiklik tespit edilmiştir. LD50 dozunun uygulanmasından sonra fare ve sıçanlarda serum üre azot düzeyinde %248 ve %48’lik bir artış gözlenmiştir. Bunun aksine LD50 dozunun %75’inde farelerde serum üre azot düzeyinde herhangi bir artış meydana gelmemiştir. LD50 dozunun uygulanmasından sonra sıçan böbreklerinde histopatolojik değişiklikler tespit edilmemiştir. Sıçanlarda ve anestezi altındaki köpeklerde sırasıyla 300 mg/m2 vücut yüzey alanı ve 400 mg/m2 vücut yüzey alanı dozunda intravenöz yolla tek doz şekilde uygulanan karboplatin MSS ve kardiyovasküler sistemde herhangi bir değişikliğe neden olmamıştır.  Köpeklerde karboplatin için aşağıdaki toksik ve toksik olmayan dozlar gösterilmiştir:  Günlük intravenöz uygulama 5 günü aşan sürelerde mg/kg vücut yüzey alanı mg /m2 body vücut yüzey alanı Toksik olmayan en yüksek doz ( HTND) 1,5 30 Düşük toksik doz (TDL) 3 60 Yüksek toksik doz ( TDH ) 6 120 Letal doz ( LD ) 12 240 Köpeklerde letal karboplatin dozu anoreksi, kusma, şiddetli bağırsak kanaması ve kanlı diyareye neden olmuştur. TDH dozunun uygulanmasından sonra aynı ancak daha az şiddetli yan etkiler gözlenmiştir. TDH dozunda karboplatin uygulanmasından sonraki 16 ila 23. günler arasında reverzibl lökositopeni, retikülositopeni ve trombositopeni meydana gelmiştir. Uygulamadan 30 gün sonra hematolojik parametrelerin ilk değerlerine yeniden erişilmiştir. Ayrıca hemoglobin, eritrosit ve hematokrit düzeylerinde önemsiz bir azalma tespit edilmiştir. LD dozunun uygulanmasından sonra karboplatin’in miyelosüpresif etkisi benzerdi veya daha belirgindi. TDH dozunda karboplatin AP ve SGPT düzeylerinde reversibl bir artışa neden olmuştur. Bu enzimlerdeki artışın yanı sıra LD uygulamasını takiben serum kreatinin ve serum üre nitrojen düzeylerinde artış ve ayrıca plazma elektrolitlerinde (K+, Mg++) bir azalma belirlenmiştir. LD dozunda karboplatin böbreklerde (nefroz) ve kemik iliğinde (hipersellülarite) histopatolojik değişikliklere neden olmuştur. Karaciğerde TDH uygulamasından sonra hepatosit değişiklikleri gözlenmiştir. Dişi köpeklerde LD dozunda karboplatin uygulamasından sonra overlerde atrofi gözlenmiştir. Karboplatin için en düşük emetik doz günde 120 mg/m2 vücut yüzey alanı şeklindedir.  Kobaylarda 21 günlük bir çalışmada sırasıyla 28 ve 56 mg/m2 vücut yüzey alanı karboplatin dozu ile yapılan bir çalışmada, Preyer refleksinde azalma ve ototoksisite belirtisi olarak herhangi bir histolojik korelasyon görülmemiştir. Bununla birlikte klinik çalışmalar sırasında ototoksisite belirtileri gözlenmiştir Mutajenik etki ve tümorijenik potansiyel Hücre kültüründe mutajenik etkiler ve kromozomal aberasyon tespit edilmiştir. Bu verilere göre karboplatin’in genotip değişikliğine neden olduğu ve karsinojenik etkileri olduğu düşünülmelidir. Karsinojenisiteye ilişkin uzun süreli çalışma yapılmamıştır.    Üreme toksisitesi Karboplatin gebeliğin 6-15. günleri arasında 25 sıçana intravenöz yolla 12, 24, 36 veya 48 mg/m² vücut yüzey alanı dozlarında uygulanmıştır. Aynı sayıda bir kontrol grubunda vücut ağırlığına göre 2 ml/kg fizyolojik sodyum klorür çözeltisi uygulanmıştır. 21 günlük inceleme periyodu sırasında tedavi grubunda veya kontrol grubundaki hayvanların hiçbirisinde mortalite gözlenmemiştir.  Ardışık 9 günde günlük 36 mg/m² vücut yüzey alanı ve 48 mg/m² vücut yüzey alanı dozlarında karboplatin uygulanan hayvanlardan oluşan gruplarda düşük oranı sırasıyla %14 ve %87 idi. Yem tüketimi ve kilo artışı daha düşük dozlar uygulanan sıçanlar ve kontrol grubundaki sıçanlara kıyasla 36 mg/m2 vücut yüzey alanı ve 48 mg/m2 vücut yüzey alanı dozlarında karboplatin uygulanan dişi sıçanlarda daha az  belirgindi. Tedavi grubunda fetüslerin internal ve eksternal organlarında anomaliler gözlenmiştir. Serebral ventrikül boyutunda artış, abdominal kavitede hernia ve tümör ve kalpte dislokasyon tespit edilmiştir. Bu değişiklikler 24 mg/m2 vücut yüzey alanı dozunun uygulandığı hayvanlardaki fetüslerde yaygın olmayan şekilde gözlenmiş olup ikinci en yüksek doz düzeyinin uygulandığı grupta daha sık meydana gelmiştir. En yüksek karboplatin dozunun uygulandığı sıçanlardan oluşan grupta sadece üç fetüs incelenebilmiş ve herhangi bir anomali tespit edilmemiştir.  İskelette deformiteler ve gelişim bozuklukları ve ayrıca eksik osifikasyon/ osifikasyonun oluşmadığı gözlenmiştir. Bu anomaliler büyük oranda sternumda gözlenmiş olup kafatası, omurga ve kaburgalarda daha düşük sıklıkta meydana gelmiştir. İskelet anomalileri 24, 36 ve 48 mg/m² vücut yüzey alanı dozlarında karboplatin uygulanan gruplarda daha sık meydana gelmiş olup diğer sıçan gruplarından daha şiddetliydi. Sıçanlarda günlük > 24 mg/m² vücut yüzey alanı dozlarında intravenöz yolla organogenez sırasında uygulandığında karboplatin embriyotoksik ve teratojenik etkilere neden olmuştur.

Kontrendikasyonlar

CARBODEX aşağıdaki durumlarda kontrendikedir. Karboplatin ve/veya platin içeren bileşiklere ve ilacın içerdiği herhangi bir maddeye karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda, Şiddetli miyelosüpresyonlu hastalarda, Öncesinde mevcut olan şiddetli böbrek yetmezliği (glomerüler filtrasyon hızı <30 ml/dak) olan hastalarda, Gebe kadınlarda, Emzirme döneminde, Kanamalı tümörleri olan hastalarda,  Çocuklarda. Hafif böbrek yetmezliği vakalarında doz ayarlaması ile kullanım sağlanabilir. (bkz. Bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli)  

Kullanım Yolu

Damar içine uygulanır

Küb’ Ün Yenileme Tarihi

Müstahzar Adı

CARBODEX 450 mg/45 ml iv infüzyon çözeltisi içeren flakon

Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri

Tedaviye başlamadan ve her tedavi küründen önce kan sayımı yapılmalı ve elektrolit, platelet ve ayrıca karaciğer ve böbrek fonksiyonu kontrol edilmelidir. Gerektiğinde dozaj ayarlaması yapılması amacıyla, özellikle diğer miyelosüpresif ilaçlarla kombinasyon tedavisinde tedavi uygulanmayan aralıkta platelet ve kan sayımı parametrelerinin yakından izlenmesi önerilmektedir. Düzenli aralıklarla böbrek fonksiyonu kontrol edilmeli ve nörolojik değerlendirmeler yapılmalıdır. CARBODEX’ in hematopoietik sistem üzerindeki etkileri böbrek fonksiyonu normal olanlara kıyasla böbrek yetmezliği olan hastalarda daha belirgin ve daha uzun sürelidir. Bu riskli grupta karboplatin tedavisi özellikle dikkatli şekilde uygulanmalıdır. Anafilaksi dahil alerjik reaksiyon riski, daha önce platin içeren diğer ilaçlarla tedavi uygulanan hastalarda artmaktadır (bkz: Bölüm 4.8         İstenmeyen etkiler). Yaşlı hastalarda böbrek fonksiyonu azalmış olabilir. Gerektiğinde dozun belirlenmesi için bu durum dikkate alınmalıdır (bkz: 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli). Karboplatin yalnızca kanser ilaçlarıyla tedavi konusunda deneyimli hekimler tarafından uygulanmalıdır. Karboplatin mutajenik ve potansiyel olarak karsinojenik bir maddedir. Seyreltme ve uygulama için tehlikeli maddelerin güvenli kullanımına ilişkin önlemler alınmalıdır. Seyreltme uygun koruyucu giysiler, tek kullanımlık laboratuar önlüğü ve maskeler kullanan eğitimli personel tarafından yapılmalıdır.

Pozoloji Ve Uygulama Şekli

Pozoloji / uygulama sıklığı ve süresi: Yetişkinlerde Böbrek fonksiyonu normal olan ve daha önce tedavi uygulanmamış erişkin hastalar için önerilen karboplatin dozu, kısa süreli infüzyonla (15 ila 60 dakika) intravenöz yolla tek doz şeklinde uygulanan karboplatin 400 mg/m² vücut yüzey alanı şeklindedir. Alternatif olarak, bu dozu belirlemede aşağıda verilen Calvert formülü kullanılabilir. Calvert formülü: Total doz (mg) = (hedef EAA *) x (GFR {glomerüler filtrasyon hızı} + 25) Hedef EAA Planlanan Kemoterapi Hasta Tedavi Durumu 5‑7 mg/ml dak Monoterapi olarak karboplatin Daha önce tedavi uygulanmamış 4‑6 mg/ml dak Monoterapi olarak karboplatin Daha önce tedavi uygulanmış 4‑6 mg/ml dak Karboplatin +Siklofosfamid Daha önce tedavi uygulanmamış Not: Calvert formülü ile toplam karboplatin dozu mg/  cinsinden değil, mg olarak hesaplanmaktadır. Aşağıdaki rejimlerle daha önce yoğun tedavi uygulanan hastalarda Calvert formülü kullanılmamalıdır: Mitomisin C, Nitrozüre, Doksorubisin/ siklofosfamid/ cisplatin ile kombinasyon tedavisi, 5 veya daha fazla farklı etkin madde ile kemoterapi, 20 x 20 veya birden fazla alana odaklanan ³ 4,500 rad radyoterapi. 400 mg/m² vücut yüzey alanı karboplatin dozu yalnızca hematopoietik sistem, böbrekler ve sinir sistemi fonksiyonları normal olan hastalarda veya bu organların fonksiyonunun normale çekilmesinden sonra uygulanmalı veya tekrarlanmalıdır. Tedavi kürleri bir önceki kürle en az 4 hafta arayla ve/veya platelet sayımı ³ 100,000/µl ve lökosit sayımı ³ 4,000/µl düzeyine gelene kadar uygulanmamalıdır. Daha önce miyelosüpresif tedavi ve/veya radyoterapi uygulanması veya anlamlı ölçüde düşük performans durumu gibi risk faktörleri olan hastalar için, başlangıç karboplatin dozunun 300‑320 mg/m² vücut yüzey alanına düşürülmesi önerilmektedir. Kombinasyon kemoterapisi Diğer miyelosüpresif maddelerle kombinasyon halinde optimal karboplatin kullanımı seçilen rejim ve dozlam planına göre dozaj ayarlamaları gerektirmektedir.  Uygulama şekli: Karboplatin sadece intravenöz yolla kullanıma yöneliktir. Çözelti kısa süreli (15 ila 60 dakika) intravenöz infüzyonla uygulanmalıdır. Çözelti %5 glukoz çözeltisi veya %0.9 sodyum klorür çözeltisi ile seyreltilebilir. Mikrobiyolojik açıdan, seyreltilen çözelti derhal kullanılmalıdır. Hemen kullanılması planlanmıyorsa çözeltinin uygun şekilde saklanmasından kullanıcı sorumludur (seyreltme kontrollü ve valide edilmiş aseptik koşullarda yapılmadığı sürece 2-8ºC’de en fazla 24 saat süreyle saklanmalıdır).  Bu işlem aseptik koşullarda yapıldığında aşağıdaki stabilite verileri (fiziksel ve kimyasal) seyreltilmiş çözelti için geçerlidir:   Taşıyıcı çözelti  Karboplatin Konsantrasyonu(mg/ml)  Koşullar  Stabilite Süresi (saat)  %5 glukoz çözeltisi  0.4-2  Oda sıcaklığı/ ışıktan koruyunuz 72 %0.9 sodyum klorür çözeltisi 2 2-8 °C/ ışıktan koruyunuz 24 Bununla birlikte %0.9 sodyum klorür çözeltisi ile seyreltilen infüzyonluk çözeltinin seyreltildikten hemen sonra kullanılması önerilmektedir. Karboplatin alüminyumla reaksiyona girdiğinden alüminyum içeren infüzyon malzemeleri, enjektörler ve enjeksiyon iğneleri ile kullanılmamalıdır. Kullanıldığı takdirde çökelmeye neden olduğundan antineoplastik aktivitenin azalmasına yol açmaktadır.  Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek yetmezliği: Böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi < 60 ml/dak) karboplatin dozu azaltılmalı ve glomerüler filtrasyon hızına göre ayarlanmalıdır. Temelde karaciğer ve böbrek fonksiyonu, kan sayımları, elektrolit ve platelet parametrelerinin sıklıkla izlenmesi gerekmektedir.  30-60 ml/dak glomerüler filtrasyon hızında ilk platelet sayımına bağlı olarak karboplatin aşağıdaki doza ayarlanmalıdır:  Başlangıç platelet sayımı               Toplam Karboplatin Dozu > 200.000/µl                                        450 mg 100.000-200.000/µl                                300 mg 30 ml/dak düzeyinin altındaki glomerüler filtrasyon hızında CARBODEX kullanılmamalıdır. Yukarıda belirtilen başlangıç dozuna alternatif olarak, böbrek fonksiyonunun dikkate alındığı Calvert formülü aracılığıyla da dozaj belirlenebilir. Bu yöntem böbrek fonksiyonundaki bireysel farklılıklar nedeniyle doz aşımı veya yetersiz doz riskini düşürmektedir. Karaciğer yetmezliği: Yüksek dozlarda karaciğer enzimlerinde ciddi anormallikler yapabileceğinden bu tür hastalarda  karaciğer fonksiyonları  ile ilgili parametrelerinin sıklıkla izlenmesi gerekmektedir.   Pediyatrik popülasyon: Çocuklarda spesifik dozaj önerilerinin yapılabilmesi için yeterli deneyim yoktur.   Geriyatrik popülasyon: 65 yaşın üstündeki hastalarda, hastanın fiziksel durumuna bağlı olarak ilk ve sonraki tedavi kürleri sırasında dozaj ayarlaması

Raf Ömrü

24 ay

Ruhsat Numarası(Ları)

225/33

Ruhsat Sahibi

Deva Holding A.Ş., Halkalı Merkez Mah.Basın Ekspres Cad. No: 1  34303 Küçükçekmece – İstanbul Tel: 0 212 692 92 92 Fax: 0 212 697 00 24 e-mail: deva@devaholding.com.tr  

Ruhsat Sahibi

Deva Holding A.Ş., Halkalı Merkez Mah.Basın Ekspres Cad. No: 1  34303 Küçükçekmece – İstanbul Tel: 0 212 692 92 92 Fax: 0 212 697 00 24 e-mail: deva@devaholding.com.tr  

Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler

25°C’ nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır. Işıktan korumak için orijinal ambalajında saklanmalıdır.

Terapötik Endikasyonlar

CARBODEX infüzyonluk çözelti tek başına veya diğer antineoplastik ilaçlarla aşağıdaki malign tümörlerin tedavisinde endikedir: Epitelyal kaynaklı over kanseri, Küçük hücreli akciğer kanseri, Skuamöz hücreli baş-boyun kanseri, Lokal nüks veya uzak metastaz varlığında serviks kanserinde palyatif tedavisinde.

Üretici Bilgileri

Deva İlaç San. ve Tic. A.Ş. Davutpaşa Cad. Cebe Ali Bey Sok. No: 12   34020  Topkapı/İSTANBUL

Yardımcı Maddeler

Enjeksiyonluk su

Yardımcı Maddelerin Listesi

Enjeksiyonluk su

Doz Aşımı

Karboplatin doz aşımı için bilinen bir antidot yoktur. Doz aşımı ile beklenen komplikasyonlar kemik iliği supresyonu ve/veya hepatik toksisitedir.

Endikasyonlar

İlerlemiş over kanserinin başlangıç tedavisi: Karboplatin ilerlemiş over kanserinin başlangıç tedavisinde diğer uygun kemoterapi ilaçları ile saptanmış bir kombinasyonda endikedir. Böyle kabul görmüş bir kombinasyon rejimi karboplatin ile siklofosfamidden oluşmaktadır. İlerlemiş over kanserinin sekonder tedavisi: Daha önce sisplatin uygulanmış hastalar da dahil ilk kemoterapiden sonra nükseden over kanseri bulunan hastaların palyatif tedavisinde karboplatin endikedir. Karboplatin ayrıca küçük hücreli akciğer kanserinde de endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Karboplatin, antineoplastik olarak kullanılan bir platinyum bileşiğidir ve sisplatine benzer şekilde, DNA-protein çapraz-bağlanmadan ziyade belirgin olarak zincirler-arası DNA çapraz-bağlanma oluşturarak DNA’nın fonksiyonunu bozar. Bu hücre siklusuna spesifik olmayan bir etkidir.

Farmakokinetik Özellikler

Kreatinin klerensi yaklaşık 60 mL/dakika ya da üstünde olan hastalarda 300-500 mg/m² karboplatinin 30 dakika süreli intravenöz infüzyonundan sonra değişmemiş karboplatin plazma düzeyleri bifazik şekilde azalmaktadır. Başlangıç plazma yarı ömrü (alfa) 1.1 – 2 saat ve dağılım-sonrası plazma yarı ömrü (beta) 2.6 – 5.9 saat olarak saptanmıştır. Karboplatinin total vücut klerensi, sanal dağılım hacmi ve ortalama vücutta kalma süresi, sırasıyla, 4.4 L/saat, 16 L ve 3.5 saattir. Karboplatin çalışılan doz aralığında (300-500 mg/m²) doğrusal farmakokinetik göstermektedir. Karboplatin plazma proteinlerine bağlanmaz. Bununla beraber, karboplatinden oluşan platin geri dönüşümsüz olarak %30 oranında plazma proteinlerine bağlanır ve minimum yarı-ömrü 5 gün olacak şekilde vücuttan oldukça yavaş elimine olur. Karboplatinin başlıca eliminasyon yolu böbreklerdir. Kreatinin klerensi yaklaşık 60 mL/dakika ya da üstünde olan hastalarda dozun % 65’i 12 saat ve %71’i 24 saat içinde idrarla atılmıştır. 24 saatlik idrardaki platinin tamamı karboplatin olarak bulunmuştur. Uygulanan platinin sadece % 3-5’i, 24 ile 96 saat içinde idrarla atılmıştır.

Farmasötik Şekli

CARMEN 50 mg/5 mL İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Flakon

Formülü

Her bir flakon 10 mg/mL konsantrasyonda olacak şekilde 50 mg karboplatin ve enjeksiyonluk su k.m. 5 mL içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Karboplatin, nefrotoksik ve ototoksik bileşiklerin toksik etkilerini artırabilir. Platin türevleri (karboplatin, sisplatin) ardışık infüzyon olarak uygulandığında gözlemsel araştırmalar taksan grubu bileşiklerden önce verildiğinde (dosetaksel, paklitaksel) toksisitede artış olasılığı göstermiştir. Östrojen bağımlı tümörlerde karayılan otu, dong quai gibi bitkisel ürün etkileşimlerinden kaçınılmalıdır.

Kontraendikasyonlar

CARMEN, ürünün bileşimindeki herhangi bir maddeye, sisplatin ya da diğer platin içeren bileşiklere aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir. CARMEN, şiddetli kemik iliği supresyonu ya da anlamlı derecede kanaması olan hastalarda kullanılmamalıdır. CARMEN, hamilelik ve laktasyon döneminde kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Karboplatin uzman hekim kontrolünde deneyimli personel tarafından kullanılmalıdır. Aluminyum karboplatin ile reaksiyona girerek çökelti oluşumuna ve potens kaybına neden olur. Bu nedenle, karboplatin hazırlanmasında ya da uygulanmasında, ilaç ile temas edebilecek aluminyum içeren iğne ya da intravenöz uygulama setleri kullanılmamalıdır. Monoterapi: Tek ilaç olarak karboplatinin reküran over kanseri bulunan hastalarda 4 haftada bir, 1. günde İ.V. yoldan 360 mg/m² dozda etkilidir. Siklofosfamid ile kombine tedavi: İlerlemiş over kanseri kemoterapisinde daha önce tedavi uygulanmamış hastalar için etkili bir kombinasyon tedavisi şöyledir: Karboplatin – 300 mg/m² İ.V. yoldan, her 4 haftada bir, 1. günde, altı siklüs       Siklofosfamid – 600 mg/m² İ.V. yoldan, her 4 haftada bir, 1. günde, altı siklüs Gerek monoterapi ve gerekse kombine tedavinin aralıklı kürleri, nötrofil sayısı en az 2,000 ve trombosit sayısı en az 100,000 oluncaya kadar tekrarlanmamalıdır. Doz ayarı: Daha önce tedavi uygulanmış hastalarda tedavi-öncesi trombosit sayısı ve performans durumu, miyelosupresyonun şiddetini anlamak için önemli prognostik faktörlerdir. Monoterapi ya da kombine tedavi için aşağıdaki tabloda gösterilen doz ayarlamaları over kanseri bulunan ve daha önce tedavi uygulanmış ya da uygulanmamış hastalarda yapılmış kontrollü çalışmalardan alınmıştır. Kan sayımları her hafta yapılmıştır ve önerilerde tedavi-öncesi en düşük trombosit ya da nötrofil değerleri esas alınmıştır.   Karboplatin genelde 15 dakika veya daha uzun sürede infüzyon ile uygulanır. Tedavi öncesi veya tedavi sonrası hidratasyon veya zorlu diüreze gerek yoktur. Böbrek Yetmezliği: Kreatinin klerens değeri 60 mL/dakika’nın altında olan hastalarda ciddi kemik iliği supresyonu riski yüksektir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda tek başına ve aşağıdaki doz tablosuna göre uygulandığında ciddi lökopeni, nötropeni, trombositopeni insidansı %25 olmuştur.   Başlangıç Kreatinin Klerens Değeri 1. Günde Önerilen Doz 41-59 mL/dakika 250 mg/m² 16-40 mL/dakika 200 mg/m² Ciddi böbrek yetmezliği bulunan hastalar (kreatinin klerensi 15 mL/dakika’nın altında) için eldeki veriler, tedavi önerisi yapmak için yeterli değildir. Bu doz önerileri ilk tedavi kürü için geçerlidir. Sonraki dozlar kemik iliği supresyonu derecesine bağlı olarak hastanın toleransına göre ayarlanmalıdır. Formül Dozlaması: Karboplatinin ilk dozunun saptanması için diğer bir yöntem de hastanın daha önceki böbrek fonksiyonu veya böbrek fonksiyonu ve istenilen en düşük trombosit düzeyine dayanan bir formülün kullanılmasıdır. Calvert çalışmasında hastanın glomerüler filtrasyon hızı (mL/dakika olarak GFR) ve konsantrasyona karşı zaman eğrisi altındaki karboplatin hedef alanı (mg/mL.dakika olarak EAA) esas alınarak dozun hesaplandığı basit bir formül önerilmiştir. Toplam doz (mg)=(hedef EAA) X (GFR + 25) Not: Calvert formülü ile toplam karboplatin dozu mg/m² olarak değil, mg olarak hesaplanmıştır. Hedef EAA değeri karboplatin monoterapisinde 4-6 mg/mL.dakika’dır ve daha önce tedavi uygulanmış hastalarda en uygun doz aralığını verir.    Yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekebilir. Seyreltme: Karboplatin, enjeksiyonluk %5 dekstroz veya enjeksiyonluk % 0.9 sodyum klorür ile 0.5 mg/mL gibi düşük konsantrasyonlara kadar seyreltilebilir. Stabilite: Tarif edildiği şekilde hazırlanan karboplatin solüsyonları oda ısısında (25ºC) 8 saat süreyle stabildir. Formülasyon antibakteriyel koruyucu içermediğinden, karboplatin solüsyonlarının sulandırıldıktan 8 saat sonra atılmaları önerilmektedir. Parenteral ilaç ürünleri uygulamadan önce partikül ve renk kontrolü için gözle incelenmelidir. İlacın Kullanımına İlişkin Güvenlik Önlemleri: Parenteral ilaçların hazırlanması ve seyreltilmesi sırasında bir biyolojik çalışma kabini kullanılmalı ve atılabilir cerrahi eldiven ve maskeler giyilmelidir. İlacın çalışma alanının ve sağlık personelinin ilacın uygulanmasında kontaminasyonunu önlemek için uygun teknikler kullanılmalıdır. Ayrıca iğne, şırınga, flakon, ampul ve kullanılmayan ilaçlar dikkatle ve doğru olarak atılmalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CARMEN 150 mg/15 mL İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Flakon, 1 flakonluk ambalajda CARMEN 450 mg/45 mL İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Flakon, 1 flakonluk ambalajda

Saklama Koşulları

CARMEN’i, 25° C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız, ışıktan koruyunuz. Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. CARMEN, seyreltildikten sonra 25° C’nin altındaki oda sıcaklığında 8 saat stabil kalır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

CARMEN 50 mg/5 mL İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Flakon, koruyucu blister içinde 1 flakon içeren karton kutuda ambalajlanır.

Uyarılar/Önlemler

Karboplatin antikanser kemoterapisi uygulaması konusunda uzman ünitelerde ve mutlaka antikanser kemoterapisi konusunda uzman bir hekimin gözetiminde uygulanmalıdır. Kemik iliği supresyonu (lökopeni, nötropeni ve trombositopeni) doza bağlıdır ve aynı zamanda doz kısıtlayıcı toksisitedir. Karboplatin tedavisi sırasında ve düzelme sağlanıncaya kadar kan sayımı sık kontrol edilmelidir. Genelde karboplatinin aralıklı monoterapi kürleri lökosit, nötrofil ve trombosit sayıları normale dönünceye kadar tekrarlanmamalıdır. Anemi kümülatif olduğundan, karboplatin tedavisi sırasında, özellikle uzun süreli tedavi uygulanan hastalarda transfüzyon gerekebilir. Özellikle sisplatin içeren rejimler ile olmak üzere daha önce tedavi uygulanmış olan hastalarda kemik iliği supresyonu artmaktadır. Böbrek fonksiyonu bozuk olan hastalarda da kemik iliği supresyonu artmaktadır. Karboplatinin nefrotoksisite potansiyeli sınırlıdır fakat aminoglikozidlerle eşzamanlı kullanımı nefrotoksisite ve/veya ototoksisitenin artmasına neden olmuştur. Bu iki ilaç bir hastaya birlikte verilecekse dikkatli olunması gerekir. Karboplatin, önceden emetojenik tedavi uygulanmış olan hastalarda daha ciddi kusmaya neden olabilir. Önceden antiemetik tedavi uygulanması ile kusmanın insidans ve şiddeti azalmaktadır. Periferik nörotoksisite sık olmamakla beraber, 65 yaşın üstündeki hastalar ve daha önce sisplatin uygulanmış hastalarda bu insidans artmaktadır. Prospektüste önerilenden yüksek dozlarda uygulanan karboplatinden sonra, ışığa ve renklere karşı tam olabilen, görme kaybı bildirilmiştir. Diğer platin koordinasyon bileşiklerinde olduğu gibi, karboplatine alerjik reaksiyonlar bildirilmiştir. Bunlar uygulamadan sonraki dakikalar içinde meydana gelebilir ve uygun destek tedavisi ile kontrol altına alınmalıdır. Daha önce platin tedavisine maruz kalmış hastalarda, anafilaksi de dahil olmak üzere, alerjik reaksiyon riski yüksektir. Karboplatinin yüksek dozları (önerilen dozun 4 katının üstünde) karaciğer fonksiyon testlerinde anormalliklere neden olmuştur. Karboplatinin hazırlanması ya da uygulanmasında ilaç ile temas edebilecek aluminyum kısımlar içeren iğne ya da intravenöz uygulama setleri kullanılmamalıdır. Aluminyum, karboplatin ile reaksiyona girebilir, çökelti oluşmasına ve potens kaybına neden olabilir. Pediyatrik kullanım: Çocuklarda etkinliği ve güvenilirliği kanıtlanmamıştır. Geriyatrik kullanım: Yaşlılarda böbrek fonksiyonları azaldığından doz ayarlamasına dikkat edilmelidir. Araç ve makina kullanma yeteneği üzerine etkisi: Merkezi sinir sistemi ve duyusal fonksiyonlar üzerine olan yan etkileri nedeniyle araç ve makina kullanımını etkileyebilir. Gebelikte kullanım: Gebelik kategorisi D’dir. Karboplatin gebe kadınlara uygulandığında fötusta hasara neden olabilir. Gebe kalma olasılığı bulunan kadınlar karboplatin tedavisi uygulanmakta iken hamile kalmamaları konusunda uyarılmalıdır. Emziren annelerde kullanım: Karboplatinin süte geçip geçmediği bilinmemektedir. Anneye karboplatin tedavisi uygulanıyorsa emzirmenin durdurulması önerilmektedir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Karboplatinin over kanserinin başlangıç tedavisinde siklofosfamid ile kombine halde veya over kanserinin sekonder tedavisinde tek ilaç olarak uygulandığında görülen advers olaylar aşağıda belirtilmiştir.   Çok yaygın (≥1/10); yaygın ≥1/100, <1/10); yaygın olmayan(≥1/1000, <1/100); seyrek (≥1/10.000, <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor). Kan ve lenf sistemi hastalıkları: Çok Yaygın: Trombositopeni, nötropeni, lökopeni, anemi, infeksiyon. Yaygın: Kanama. Gastrointestinal hastalıklar: Çok Yaygın: Bulantı, kusma ve diğer gastrointestinal yan etkiler Yaygın: Kabızlık, diyare, stomatit Sinir sistemi hastalıkları: Çok yaygın: Merkezi nörotoksisite, periferal nöropati, ototoksisite. Yaygın: Diğer duyusal yan etkiler, görmede bozukluk Böbrek ve idrar hastalıkları: Çok yaygın: Kan üre değerlerinde yükselmeler. Yaygın: Serum kreatinin değerlerinde yükselmeler, genitoüriner. Hepato-bilier hastalıkları: Çok yaygın: SGOT ve alkalin fosfotaz artışı Yaygın: Bilirubin artışı Deri ve deri altı doku hastalıkları: Çok yaygın:Alopesi Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar: Çok yaygın:Ağrı,asteni, kardiyovasküler Yaygın: Mukozit Araştırmalar Çok yaygın: Sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum elektrolit kaybı Aşağıdaki advers olayların insidansı, çeşitli tiplerde tümör bulunan ve monoterapi olarak karboplatin uygulanan hastalardan elde edilen verilere dayalıdır. Hematolojik Toksisite: Hastalarda trombositopeni, nötropeni ve lökopeni görülmüştür. Monoterapi uygulamasında çukur düzey genelde 21. günde meydana gelmiştir. 28. günde hastaların çoğunda trombosit sayısının 100,000/mm³, nötrofil sayısının 2,000/mm³, lökosit sayısının 4,000/mm³ ’ün üzerine çıktığı bildirilmiştir. Kemik iliği supresyonu böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda genelde daha ciddi derecededir. Hematolojik etkiler genelde geri dönüşümlü olsa da karboplatin tedavisi uygulanan hastaların % 5’inde infeksiyöz ya da hemorajik komplikasyonlara neden olmuştur. Nötropenik hastalarda ateş de bildirilmiştir. Tedavinin başlangıcında hemoglobin düzeyi 11 g/dL’nin üzerinde olan hastalarda bu düzeyin altına düşen değerler ile anemi görülmüştür. Anemi insidansı karboplatine maruziyet arttıkça yükselir. Karboplatin diğer kemik iliği supresyonu meydana getiren ilaçlarla veya radyoterapi ile birlikte uygulandığında kemik iliği supresyonu daha ciddi olabilir. Gastrointestinal Toksisite: Hastalarda kusma meydana gelmiştir ve bunların bazıları ciddi derecededir. Monoterapi veya kombine olarak uygulanan karboplatin, sisplatine göre anlamlı derecede daha az emetojeniktir. Bulantı ve kusma genelde tedavinin ilk 24 saati içinde kesilir ve çoğunlukla antiemetik tedaviye cevap verir. Karboplatinin kesin etkinlik verileri bulunmamakla beraber, tek intravenöz uygulama süresinin 24 saate uzatılması ya da toplam dozun 5’e bölünerek ardışık 5 gün içinde uygulanmasının, tek doz aralıklı uygulamaya göre daha az oranda şiddetli kusmaya neden olduğu bildirilmiştir. Sık görülen diğer gastrointestinal etkiler ağrı, diyare ve konstipasyondur. Nörotoksisite: Karboplatin uygulanan hastalarda periferik nöropatiler görülmüştür. En sık görülen ise hafif parestezidir. Karboplatin, sisplatin’e göre çok daha az nörolojik yan etkiler oluşturmaktadır. Bununla beraber, yaşları 65 ve üstünde olan ve/veya daha önce sisplatin uygulanmış hastalarda periferik nöropati riskinin arttığı görülmektedir. Nadiren ototoksisite, görme bozukluğu ve tat almada değişiklik gibi diğer duyusal anormallikler bildirilmiştir. Nefrotoksisite: Sisplatinin aksine karboplatinin genelde yüksek hacimli sıvı hidratasyonu ve/veya zorlu diürez olmaksızın uygulanmasına rağmen, anormal böbrek fonksiyonu testlerinin görülmesi sık değildir. Bildirilen anormal böbrek fonksiyon testi insidansı serum kreatinin için % 6 ve kan üre azotu için % 14’tür. Hepatik Toksisite: Başlangıç değerleri normal olan hastalarda anormal karaciğer fonksiyon testi insidansları; total bilirubin % 5, SGOT % 15 ve alkalen fosfataz % 24 olarak bildirilmiştir. Bu anormallikler olguların yaklaşık yarısında genelde hafif derecede ve geri dönüşümlü olmuştur. Elektrolit Değişiklikleri: Hastaların bazılarında serum sodyum, potasyum, kalsiyum ve magnezyum seviyelerinde anormal derecede düşmeler bildirilmiştir. Alerjik Reaksiyonlar: Karboplatine aşırı duyarlılık hastaların % 2’sinde bildirilmiştir. Bu alerjik reaksiyonların türü ve ciddiyeti diğer platin içeren bileşikler ile bildirilenlere benzerdir. Enjeksiyon Bölgesi Reaksiyonları: Pazarlama sonrası izlemelerde kızarma, şişme ve ağrıyı içeren enjeksiyon bölgesi reaksiyonları bildirilmiştir. Diğer Olaylar: Çeşitli advers etkilerden en sık bildirilenler ağrı ve astenidir. Bu yan etkilerin tümör ve anemi ile bağlantılı olma ihtimalleri vardır. Alopesi bildirilmiştir (% 3). Hastaların % 6 veya daha azında kardiyovasküler, genitoüriner, solunum ve mukoza ile ilgili yan etkiler bildirilmiştir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

İnsanlarda aşırı doz ile ilgili yeterli kanıtlar yoktur. Aşırı doz alımı durumunda kusturma ve/veya gastrik lavaj yapılmalıdır. Yeterli miktarda sıvı verilmelidir. Şiddetli toksisite belirtileri ortaya çıkarsa hemodiyaliz veya peritoneal diyaliz faydalı olur.

Endikasyonlar

Oral alımından 1-2 saat sonra maksimum serum konsantrasyonuna çıkar. Alındıktan 12 saat sonra 250, 500 ve 750 mg. için ortalama serum konsantrasyonları sırası ile 0.1, 0.2 ve 0.4 mcg/ml’dir. Normal böbrek fonksiyonu olanlarda serum eliminasyon yarı ömrü 4 saattir.

Farmakodinamik Özellikler

Tablet

Farmakokinetik Özellikler

Siprofloksasin HCl Monohidrat 582 mg (500 mg Siprofloksasin’e eşdeğer) (Boyar madde: Titanyum dioksit) içerir.

Farmasötik Şekli

Siprofloksasin teofilinle birlikte alındığında plazmadaki teofilin seviyesi yükselmekte ve eliminasyon yarı ömrü uzamaktadır. β – Laktam antibiyotikleri sinerjizm gösterir. Eritromisin, Kloramfenikol ve Tetrasiklin ile antagonizm gösterir. Mg ve Al hidroksit ihtiva eden antiasitlerle beraber kullanıldığında ve yemekle beraber alındığında siprofloksasin’in absorpsiyonu azalmaktadır.

Formülü

Gebelerde, süt veren annelerde, çocuklarda ve gelişmesini tamamlamamış gençlerde kullanılmamalıdır. Ayrıca kinolon türevlerine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.

İlaç Etkileşmeleri

Kontraendikasyonlar

25.11.1991 – 158/39

Kullanım Şekli Ve Dozu

25°C’nin altındaki oda sıcaklığında, ışıktan koruyarak saklanmalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Serebral ve S.S.S. bozukluğu olan hastalarda (şiddetli serebral arteroskleroz, epilepsi v.b.) dikkatli kullanılmalıdır. Siprofloksasin alan hastaların fazla ultra viyole ışığa maruz kalmamaları tavsiye edilir. Siprofloksasin hastaların aktivitelerinde değişiklik yapabilir ve alkol bu tesiri artırır. Araba kullananlar ve makine operatörleri uyarılmalıdır. Siprofloksasin %50-70 oranında böbrek yolundan atılarak elimine olur. Ciddi böbrek bozukluğunda idrardan atılımı azalabileceğinden doz ayarlaması yapılmalıdır. Yaşlı hastalarda ilacın yarı ömrü uzayabildiğinden kreatinin klirensinin tayin edilmesi uygundur. Kristalüri riski nedeniyle aşırı alkali idrardan kaçınmalı ve hasta iyi hidrate edilmelidir.

Doz Aşımı

Beta laktam antibiyotiklerin beyin omurilik sıvısında yüksek seviyelere ulaşması sonucu, konvülsiyonları içeren, nörolojik yan etkiler oluşabilir. Sulbaktam ve ampisilin hemodializle uzaklaştırılabilir.

Endikasyonlar

Combicid duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu aşağıdaki enfeksiyonlarda endikedir: Alt ve üst solunum yolları enfeksiyonları; sinüzit, otitis media, epiglottit, bakteriyel pnömoni, İdrar yolları enfeksiyonları ve piyelonefrit, İntraabdominal enfeksiyonlar; peritonit, kolesistit, endometrit, pelvik sellülit, Bakteriyel septisemi, Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları, Kemik ve eklem enfeksiyonları, Gonokok enfeksiyonları. Combicid IM/IV ile başlangıç tedavisinden sonra sulbaktam/ampisilin idame tedavisi gerektiren hastalarda da sultamisilin kullanılabilir.

Farmakodinamik Özellikler

Sultamisilin, ampisilin ve beta-laktamaz inhibitörü sulbaktamın metilen grubu vasıtasıyla ester bağıyla bağlandığı bir moleküldür. Kimyasal olarak sultamisilin, ampisilinin oksimetilpenisilinat sülfon esteridir ve molekül ağırlığı 594.7’dir. Sulbaktamın penisiline dirençli organizmalarda oluşan çeşitli beta laktamazların irreverzibl inhibitörü olduğu gösterilmiştir. Antibakteriyel aktivitesi değerlendirildiğinde, sulbaktamın Moraxella catarrhalis, Pseudomonas cepacia, Neisseriaceae, Acinetobacter calcoaceticus ve bakteroides türlerine karşı etkin olduğu gösterilmiştir. Sulbaktam sodyum dirençli organizmalar tarafından penisilin ve sefalosporinlerin tahrip edilmesini önler. Ayrıca penisilinlerle ve sefalosporinlerle beraber verildiğinde belirgin sinerjik etki gösterir. Sulbaktam bazı penisilin bağlayan proteinlere bağlandığından, bazı hassas suşlar tek başına beta-laktam antibiyotiğe göre kombinasyona daha duyarlı kılınmışlardır. Ampisilin bu kombinasyonda bakterisid eleman olup hücre duvarı mukopeptidi biyosentezini inhibe ederek aktif çoğalma döneminde bulunan duyarlı organizmalara karşı etkili olur. Oral uygulamadan sonra absorpsiyon sırasında sultamisilin hidrolize olur ve sistemik dolaşımda 1:1 molar oranda sulbaktam ve ampisilin sağlar. Oral dozun biyoyararlılığı, sulbaktam ve ampisilinin aynı miktardaki intravenöz dozunun % 80’idir. Gıdalardan sonra alınması sultamisilinin sistemik bioyararlılığını etkilemez. Sultamisilin alınmasını müteakip ampisilin doruk serum seviyeleri, eşit dozdaki oral ampisilinin takriben iki katıdır. Hem sulbaktam hem de ampisilinin yarı ömürleri yaklaşık olarak bir saattir ve % 50-75’i değişmemiş olarak idrarla atılır. Sultamisilin Staphylococcus aureus ve epidermidis (penisiline dirençli ve bazı metisiline dirençli suşlar dahil), Streptococcus pneumoniae, Streptococcus faecalis ve diğer streptokok türleri, Haemophilus influenzae ve parainfluenzae (hem beta-laktamaz pozitif hem de negatif suşlar), Moraxella catarrhalis, Bakteroides fragilis ve bununla ilgili türler dahil anaeroblar, Escherichia coli, klebsiella türleri, proteus türleri (hem indol pozitif hem indol negatif), Morganella morganii, citrobakter türleri, enterobakter türleri, Neisseria meningitidis ve Neisseria gonorrhoeae başta dahil olmak üzere geniş bir spektrumdaki gram (+) gram (-) bakterilere etkilidir.

Farmakokinetik Özellikler

Sultamisilin, ampisilin ve beta-laktamaz inhibitörü sulbaktamın metilen grubu vasıtasıyla ester bağıyla bağlandığı bir moleküldür. Kimyasal olarak sultamisilin, ampisilinin oksimetilpenisilinat sülfon esteridir ve molekül ağırlığı 594.7’dir. Sulbaktamın penisiline dirençli organizmalarda oluşan çeşitli beta laktamazların irreverzibl inhibitörü olduğu gösterilmiştir. Antibakteriyel aktivitesi değerlendirildiğinde, sulbaktamın Moraxella catarrhalis, Pseudomonas cepacia, Neisseriaceae, Acinetobacter calcoaceticus ve bakteroides türlerine karşı etkin olduğu gösterilmiştir. Sulbaktam sodyum dirençli organizmalar tarafından penisilin ve sefalosporinlerin tahrip edilmesini önler. Ayrıca penisilinlerle ve sefalosporinlerle beraber verildiğinde belirgin sinerjik etki gösterir. Sulbaktam bazı penisilin bağlayan proteinlere bağlandığından, bazı hassas suşlar tek başına beta-laktam antibiyotiğe göre kombinasyona daha duyarlı kılınmışlardır. Ampisilin bu kombinasyonda bakterisid eleman olup hücre duvarı mukopeptidi biyosentezini inhibe ederek aktif çoğalma döneminde bulunan duyarlı organizmalara karşı etkili olur. Oral uygulamadan sonra absorpsiyon sırasında sultamisilin hidrolize olur ve sistemik dolaşımda 1:1 molar oranda sulbaktam ve ampisilin sağlar. Oral dozun biyoyararlılığı, sulbaktam ve ampisilinin aynı miktardaki intravenöz dozunun % 80’idir. Gıdalardan sonra alınması sultamisilinin sistemik bioyararlılığını etkilemez. Sultamisilin alınmasını müteakip ampisilin doruk serum seviyeleri, eşit dozdaki oral ampisilinin takriben iki katıdır. Hem sulbaktam hem de ampisilinin yarı ömürleri yaklaşık olarak bir saattir ve % 50-75’i değişmemiş olarak idrarla atılır. Sultamisilin Staphylococcus aureus ve epidermidis (penisiline dirençli ve bazı metisiline dirençli suşlar dahil), Streptococcus pneumoniae, Streptococcus faecalis ve diğer streptokok türleri, Haemophilus influenzae ve parainfluenzae (hem beta-laktamaz pozitif hem de negatif suşlar), Moraxella catarrhalis, Bakteroides fragilis ve bununla ilgili türler dahil anaeroblar, Escherichia coli, klebsiella türleri, proteus türleri (hem indol pozitif hem indol negatif), Morganella morganii, citrobakter türleri, enterobakter türleri, Neisseria meningitidis ve Neisseria gonorrhoeae başta dahil olmak üzere geniş bir spektrumdaki gram (+) gram (-) bakterilere etkilidir.

Farmasötik Şekli

Film Tablet

Formülü

Her film tablet; 750 mg Sultamisilin (440 mg ampisilin + 294 mg sulbaktam)’e eşdeğer sultamisilin tosilat ve boyar madde olarak titanyum dioksit içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Ampisilin ve allopurinolün birlikte kullanımı, hastalarda deri döküntüsü insidansını, yalnız ampisilin alanlara göre, önemli derecede arttırır. Ancak Combicid ve allopurinolün birlikte kullanımı ile ilgili veri bulunmamaktadır.

Kontraendikasyonlar

Penisilin allerjisi bulunan kişilerde kullanılması kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktor tarafından başka bir şekilde tavsiye edilmediği takdirde; Erişkinlerde tavsiye edilen sultamisilin dozu (yaşlı hastalar dahil) günde iki kez 375-750 mg’dır. 30 kg’ın üstündeki çocuklarda erişkin dozu uygulanır. 30 kg’ın altındaki çocuklarda ise iki eşit doz halinde verilmek üzere 25-50 mg/kg/gün uygulanabilir. Yemeklerden önce ya da sonra alınabilir. Tedavi genellikle ateş düştükten ve hastalık belirtileri kaybolduktan 48 saat sonraya kadar sürdürülür. Tedavi normal süresi 5-14 gün arası değişir, ancak gerekirse bu süre uzatılabilir. Tablet yutamayan hastalarda ve bebeklerde oral süspansiyon şekli tercih edilmelidir. Komplikasyonsuz gonorede sultamisilin 2.25 g’lık (3 tane 750 mg tablet) tek doz halinde verilir. Akut eklem romatizması ve glomerulonefriti önlemek amacıyla hemolitik streptokoklara bağlı her türlü enfeksiyonun tedavisine en az 10 gün süreyle devam edilmesi tavsiye edilir.  Ciddi renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klirensi <30 ml/dak.) sulbaktam ve ampisilin eliminasyon kinetiği birbirine benzer şekilde etkilenmekte ve birinin diğerine plazma oranları değişmeden kalmaktadır. Böbrek yetmezliğinde doz aralığı, genel ampisilin uygulanmasında olduğu gibi, uzatılır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Yalnız IM kullanılmak üzere lidokainli çözücü içeren formlar: Combicid 250 mg IM (250 mg ampisilin + 125 mg sulbaktam) enjektabl flakon. Combicid 500 mg IM (500 mg ampisilin + 250 mg sulbaktam) enjektabl flakon. Combicid 1 g IM (1000 mg ampisilin + 500 mg sulbaktam) enjektabl flakon.   IM ve IV kullanılmak üzere steril enjeksiyonluk su içeren formlar: Combicid 250 mg IM/IV (250 mg ampisilin + 125 mg sulbaktam) enjektabl flakon. Combicid 500 mg IM/IV (500 mg ampisilin + 250 mg sulbaktam) enjektabl flakon. Combicid 1g IM/IV (1000 mg ampisilin + 500 mg sulbaktam) enjektabl flakon.   Oral kullanılan formlar: Combicid 70 ml oral süspansiyon hazırlamak için kuru toz (sulandırıldıktan sonra her 5 ml’de 250 mg sultamisilin içermektedir). Combicid 40 ml oral süspansiyon hazırlamak için kuru toz. (Pediatrik kullanım için) (sulandırıldıktan sonra her 5 ml’de 250 mg sultamisilin içermektedir. Combicid 375 mg Film Tablet, 10 film tabletlik Al/Al blister ambalajlarda.

Saklama Koşulları

25oC’nin altında, oda sıcaklığında saklayınız. Çocukların ulaşamayacakları yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Combicid 750 mg film tablet, 10 tabletlik Al/Al blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Geçmişinde penisilin ve/veya birçok allerjene aşırı hassasiyeti olan kişilerde penisilin kullanımına bağlı, bazen fatal, aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir. Bu yüzden penisilin tedavisinden önce geçmişteki penisilin, sefalosporin ve diğer allerjenlere duyarlılık reaksiyonları olup olmadığı dikkatle soruşturulmalıdır. Allerjik bir reaksiyon oluşursa ilaç kesilmeli hemen uygun tedaviye başlanmalıdır. Ciddi anafilaktik reaksiyonlarda adrenalin kullanılmalıdır. Ayrıca oksijen, intravenöz steroidler ve entübasyon dahil hava yollarının açık tutulması sağlanmalıdır. Diğer antibiyotiklerin kullanımında olduğu gibi, mantarlar dahil duyarlı olmayan mikroorganizmaların aşırı üreme belirtileri için devamlı gözlem gereklidir. Süperenfeksiyon görüldüğünde ilaç kesilmeli ve uygun tedavi uygulanmalıdır. Uzun süre kullanımında böbrek, karaciğer ve hematopoetik sistemlerin periyodik olarak kontrolü tavsiye edilir. Bu yenidoğanlarda, özellikle prematürelerde önemlidir.   Gebelik ve Laktasyonda Kullanımı: Hayvan çalışmalarında sulbaktam ya da ampisilinin fertilite üzerine ya da fetüse zararlı bir etkisi saptanmamıştır. Ancak insanlarda hamilelik ve süt verme döneminde kullanım emniyeti henüz tespit edilmemiştir.  

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Genellikle sultamisilin iyi tolere edilir. Çok sık olmamakla birlikte bulantı, kusma, diyare, deri döküntüsü, kaşıntı, anemi, trombositopeni, eozinofili ve lökopeni görülebilir. Bu belirtiler geçici olup ilaç kesilince kaybolurlar ve duyarlılık reaksiyonları olarak kabul edilirler. Ayrıca karaciğer enzimlerinde yükselmeler olabilir.   Gastrointestinal sistem: Ampisilin/sulbaktam veya sultamisilin kullanımına bağlı olarak bulantı ve diyare bildirilmiştir. Nadiren psödomembranöz kolit bildirilmiştir.   Deri: Ampisilin/sulbaktamın klinik çalışmalarında deri döküntüsü bildirilmiştir. Ayrıca içerdiği ampisiline bağlı olarak agranülositoz, hipotrombinemi, nötropeni, trombositopeni, nöbetler, psödomembranöz kolit, tat bozukluğu, süperenfeksiyonlar, renal bozukluk, adult respiratuar distress sendromu, pemfigus vulgaris, deri döküntüleri, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroz, anaflaksi, ototoksisite görülebilir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.  

Doz Aşımı

Bazı durumlarda akut, aşırı doz belirtisi olarak reversibl renal toksisite bildirilmiştir. Bu nedenle rutin acil önlemlerin dışında renal fonksiyonun izlenmesi ve siprofloksasin absorbsiyonunun azalması için magnezyum veya kalsiyum içeren antasitlerin verilmesi önerilir.  Hemodiyaliz veya peritonal diyaliz ile sadece az miktarda (< % 10) siprofloksasin uzaklaştırılabilir.  

Endikasyonlar

Yetişkinler Siprofloksasine duyarlı patojenlerin neden olduğu komplike ve komplike olmayan enfeksiyonları Solunum yolu enfeksiyonları: Klebsiella, Enterobacter, Proteus, E.coli, Pseudomonas, Haemophilus, Branhamella, Legionella ve Staphylococcus’ un neden olduğu pnömonilerin tedavisinde endikedir, ancak pnömokoklara bağlı gelişen pnömoninin ayakta tedavisinde ilk seçilecek ilaç olarak önerilmemektedir. Özellikle Pseudomonas dahil gram negatif organizmaların ya da Staphylococcus’un neden olduğu orta kulak enfeksiyonları (otitis media) ve paranazal sinüslerin enfeksiyonlarında (sinüzit) endikedir. Akut tonsillit (angina tonsilaris) tedavisinde endike değildir. Göz enfeksiyonlarında (bakteriyel endoftalmitis tedavisi ve profilaksisinde ) Böbrek ve/veya idrar yolları enfeksiyonlarında Adneksitis, gonore, prostatit dahil genital organların enfeksiyonlarında Gastrointestinal sistem, safra yolları enfeksiyonları, peritonit gibi karın boşluğu enfeksiyonlarında Cilt ve yumuşak doku enfeksiyonlarında Kemik ve eklem enfeksiyonlarında Septisemide İmmün sistemi zayıflamış hastaların enfeksiyonlarında (örneğin immünosupresiflerle tedavi gören veya nötropenik hastalarda) veya enfeksiyon riskinin yüksek olduğu durumlarda profilaktik olarak. İmmün sistemi baskılanmış hastaların selektif intestinal dekontaminasyonunda In vitro araştırmalarda aşağıdaki patojenler siprofloksasine duyarlı bulunmuştur: E.coli, Shigella, Salmonella, Citrobacter, Klebsiella, Enterobacter, Serratia, Hafnia, Edwardsiella, Proteus (indol pozitif ve negatif), Providencia, Morganella, Yersinia, Vibrio, Aeromonas, Plesiomonas, Pasteurella, Haemophilus, Campylobacter, Pseudomonas, Legionella, Moraxella, Acinetobacter, Brucella, Staphylococcus, Listeria, Corynebacterium, Chlamydia. Aşağıdaki patojenler değişik derecede duyarlılık gösterir: Neisseria, Gardnerella, Flavobacterium, Alcaligenes, Streptococcus agalactiae, Enterecoccus faecalis, Streptococcus pyogenes, Streptococcus pneumoniae, Viridans grubu streptococci, Mycoplasma hominis, Mycobacterium tuberculosis, Mycobacterium fortuitum. Aşağıdaki patojenler genellikle dirençlidir: Enterococcus faecium, Ureaplasma urealyticum, Nocardia asteroides. Anaerobların duyarlılığı, bazı istisnalar dışında, orta derecede duyarlı (örn. Peptococcus, Peptostreptococcus ) ile dirençli (örn. Bacteroides) olmak arasında değişmektedir. Siprofloksasin Treponema pallidum’a karşı etkili değildir. Çocuklar Siprofloksasin 1-17 yaş aralığındaki çocuklarda ve adolesanlarda, komplike üriner sistem enfeksiyonları ve piyelonefritin 2. ve 3. basamak tedavisinde kullanılabilir. Siprofloksasinin komplike üriner sistem enfeksiyonları ve piyelonefriti olan pediatrik hastalardaki kullanımı, antimikrobiyal duyarlılık verilerine göre sadece siprofloksasine duyarlı organizmaların neden olduğu enfeksiyonlar ile kısıtlanmalıdır. Siprofloksasin çocuklarda, kistik fibrozisin P.aeruginosa enfeksiyonuna bağlı akut pulmoner alevlenmesinin tedavisinde (klinik çalışmalardaki yaş aralığı: 5-17 yaş) kullanılabilir.  Tedaviye, eklemler ve/veya çevre dokularla ilgili olası istenmeyen etkilerden dolayı, dikkatli bir risk/yarar değerlendirilmesinden sonra başlanmalıdır. Çocuklardaki klinik çalışmalar sadece yukarıda bahsedilen endikasyonlar için mevcuttur. Diğer endikasyonlar için yeterli veri mevcut değildir

Farmakodinamik Özellikler

Siprofloksasin, kinolon grubundan bir aktif maddedir. Bu grup maddeler, DNA-giraz enzimini inhibe ederler. Siprofloksasin geniş bir bakteri spektrumuna karşı güçlü bir antibakteriyel etkiye sahiptir. Siprofloksasin bakterinin normal metabolizması için gerekli enformasyonun kromozomdan okunmasını engelleyerek çoğalma kapasitesinde hızlı bir düşüşe neden olur. Ayrıca siprofloksasin, bu özel etki mekanizmasından dolayı giraz inhibitörleri dışında kalan antibiyotiklere genel olarak paralel rezistans göstermemesi ile de karakterizedir. Bundan dolayı siprofloksasin, beta- laktam antibiyotikler, aminoglikozidler, tetrasiklinler, makrolid ve peptid antibiyotikler, sulfonamidler, trimetoprim, nitrofurantoin türevlerine dirençli bakterilere de yüksek derecede etkilidir

Farmakokinetik Özellikler

Absorbsiyon: Siprofloksasinin mutlak biyoyararlılığı %70-80 civarındadır. Oral uygulamadan sonra hızla ve büyük oranda ince barsaktan emilerek, maksimum serum konsantrasyonlarına 60 ila 120 dakika içerisinde ulaşılır. Maksimum serum konsantrasyonu (Cmax) ve serum konsantrasyon-zaman eğrisi altında kalan toplam alan dozla orantılı olarak artar. Yarılanma ömrü 4-6 saattir.   Dağılım: Siprofloksasin proteinlere düşük oranda (% 20-30) bağlanır ve plazmada büyük ölçüde non-iyonize formda bulunur. Ekstravasküler boşluğa kolayca difüze olur. Kararlı durumda dağılım hacmi büyük olup (2-3 L/kg) serum düzeyini aşan konsantrasyonda dokulara geçer.   Metabolizma: Düşük konsantrasyonda 4 metaboliti olduğu bildirilmiştir. Bu metabolitler desetilensiprofloksasin (M1), sulfosiprofloksasin (M2), oksosiprofloksasin (M3) ve formilsiprofloksasin (M4) olup; M1 ve M3’ün antibakteriyel aktivitesinalidiksikasitle karşılaştırılabilir nitelikte ya da daha azdır. Daha az miktarda bulunan M4’ün antimikrobik aktivitesi ise norfloksasine eşdeğerdir.   Eliminasyon: Siprofloksasin büyük ölçüde renal yolla değişmemiş halde atılır. Daha küçük oranda ise renal yol dışından, özellikle feçesle atılır. Siprofloksasinin renal klerensi 0.18-0.3 L/saat/kg’dır. Renal yol dışı klerensi, metabolizma kadar aktif transintestinal sekresyona da bağlıdır. Dozun %1’i safra yoluyla atılır. Siprofloksasin safrada yüksek konsantrasyonlarda bulunur.

Farmasötik Şekli

Film kaplı tablet

Formülü

Bir film kaplı tablet 750 mg siprofloksasine eşdeğer 873 mg siprofloksasin hidroklorür monohidrat ve boyar madde olarak titanyum dioksit içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Oral yolla siprofloksasin ile birlikte demir, sukralfat veya antasitler ve kuvvetli tamponlanmış ilaçlar (antiretroviral ilaçlar) ile magnezyum, aluminyum veya kalsiyum içeren ilaçlar ve sevelamer gibi polimerik fosfat bağlayıcılar alındığında siprofloksasin absorbsiyonu azalır. Birlikte kullanımı gerektiğinde siprofloksasin diğer ilaçlardan 1-2 saat önce veya en az 4 saat sonra verilmelidir. Bu sınırlama H2 reseptör blokör sınıfı antasit ilaçlar için geçerli değildir. Siprofloksasin ile süt ürünleri veya mineral katkılı içeceklerin aynı anda kullanılması, siprofloksasinin absorpsiyonunu azaltabilir. Bu yüzden, siprofloksasinin bu şekilde kullanımından kaçınılmalıdır. Bununla birlikte, öğün sırasında alınan kalsiyum, siprofloksasinin absorpsiyonunu anlamlı derecede etkilemez. Siprofloksasin ile omeprazolün birlikte uygulanması, siprofloksasinin Cmax ve AUC değerlerinde hafif bir düşüşe yol açab Siprofloksasin ve teofilinin tekrarlanmış uygulamaları serum teofilin düzeyinde arzu edilmeyen artışa yol açabilir. Bu durumda teofiline ait yan etkiler ortaya çıkabilir ve nadiren bu etkiler hayati veya öldürücü olabilir. Eğer iki ürünün tekrarlanmış şekilde kullanımı gerekiyorsa serum teofilin düzeyi izlenmeli ve teofilin dozu uygun şekilde azaltılmalıdır.    Hayvan çalışmalarında çok yüksek dozlarda kinolonların (giraz inhibitörleri) ve bazı steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçların (asetilsalisilik asit hariç) kombine kullanımının tetiklediği görülmüştür. Eş zamanlı siprofloksasin ve siklosporin verildiğinde serum kreatinin düzeyinde geçici yükselme gözlenmiştir. Bu nedenle bu hastaların serum kreatinin düzeyleri haftada iki kere kontrol edilmelidir. Varfarin ile siprofloksasinin birlikte kullanımı varfarinin etkisini arttırabilir.   Özel vakalarda siprofloksasin ile glibenklamidin birlikte kullanımı, glibenklamidin etkisini (hipoglisemi) arttırabilir. Probenesid, siprofloksasinin renal atılımını engeller. Birlikte kullanımı siprofloksasinin serum konsantrasyonunun yükselmesine yol açar. Siprofloksasin ile metotreksatın aynı anda uygulanması, metotreksatın renal tübüllerden transportunu inhibe ederek metotreksatın plazma düzeylerinde artışa yol açabilir. Bu, metotreksat ile bağlantılı toksik reaksiyonların riskini arttırabilir. Bu yüzden, metotreksat ile tedavi gören hastalar, aynı anda siprofloksasin tedavisi endike olduğunda dikkatle izlenmelidir. Metoklopramid, oral siprofloksasinin absorbsiyonunu hızlandırır ve maksimum kan düzeyine daha kısa sürede ulaşmasına neden olur. Ancak siprofloksasinin biyoyararlanımı üzerine etkisi yoktur. Sağlıklı bireylerde yapılan bir klinik çalışmada, tizanidin serum konsantrasyonlarında siprofloksasin ile birlikte verildiğinde bir artış görülmüştür (Cmax artışı: 7 kat, aralık: 4-21 kat, AUC artışı: 10 kat, aralık: 6-24 kat). Artan serum konsantrasyonlarına bağlı hipotansif ve sedatif etkiler artmıştır. Tizanidin, siprofloksasinle birlikte uygulanmamalıdır. (Ayrıca “Kontrendikasyonlar” bölümüne bakınız.) Klinik çalışmalar duloksetinin fluvoksamin gibi güçlü CYP450 1A2 izoenzim inhibitörleri ile eş zamanlı kullanımının, duloksetinin AUC ve Cmax değerlerinde artışa yol açabileceğini göstermiştir. Siprofloksasin ile olası bir etkileşime ait hiçbir klinik veri olmamasına rağmen, eş zamanlı kullanımda benzer etkiler beklenebilir. Oral yolla siprofloksasin ile birlikte demir, sukralfat veya antasitler ve kuvvetli tamponlanmış ilaçlar (antiretroviral ilaçlar) ile magnezyum, aluminyum veya kalsiyum içeren ilaçlar ve sevelamer gibi polimerik fosfat bağlayıcılar alındığında siprofloksasin absorbsiyonu azalır. Birlikte kullanımı gerektiğinde siprofloksasin diğer ilaçlardan 1-2 saat önce veya en az 4 saat sonra verilmelidir. Bu sınırlama H2 reseptör blokör sınıfı antasit ilaçlar için geçerli değildir. Siprofloksasin ile süt ürünleri veya mineral katkılı içeceklerin aynı anda kullanılması, siprofloksasinin absorpsiyonunu azaltabilir. Bu yüzden, siprofloksasinin bu şekilde kullanımından kaçınılmalıdır. Bununla birlikte, öğün sırasında alınan kalsiyum, siprofloksasinin absorpsiyonunu anlamlı derecede etkilemez. Siprofloksasin ile omeprazolün birlikte uygulanması, siprofloksasinin Cmax ve AUC değerlerinde hafif bir düşüşe yol açabilir Siprofloksasin ve teofilinin tekrarlanmış uygulamaları serum teofilin düzeyinde arzu edilmeyen artışa yol açabilir. Bu durumda teofiline ait yan etkiler ortaya çıkabilir ve nadiren bu etkiler hayati veya öldürücü olabilir. Eğer iki ürünün tekrarlanmış şekilde kullanımı gerekiyorsa serum teofilin düzeyi izlenmeli ve teofilin dozu uygun şekilde azaltılmalıdır.   Hayvan çalışmalarında çok yüksek dozlarda kinolonların (giraz inhibitörleri) ve bazı steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçların (asetilsalisilik asit hariç) kombine kullanımının tetiklediği görülmüştür. Eş zamanlı siprofloksasin ve siklosporin verildiğinde serum kreatinin düzeyinde geçici yükselme gözlenmiştir. Bu nedenle bu hastaların serum kreatinin düzeyleri haftada iki kere kontrol edilmelidir. Varfarin ile siprofloksasinin birlikte kullanımı varfarinin etkisini arttırabilir.  Özel vakalarda siprofloksasin ile glibenklamidin birlikte kullanımı, glibenklamidin etkisini (hipoglisemi) arttırabilir. Probenesid, siprofloksasinin renal atılımını engeller. Birlikte kullanımı siprofloksasinin serum konsantrasyonunun yükselmesine yol açar. Siprofloksasin ile metotreksatın aynı anda uygulanması, metotreksatın renal tübüllerden transportunu inhibe ederek metotreksatın plazma düzeylerinde artışa yol açabilir. Bu, metotreksat ile bağlantılı toksik reaksiyonların riskini arttırabilir. Bu yüzden, metotreksat ile tedavi gören hastalar, aynı anda siprofloksasin tedavisi endike olduğunda dikkatle izlenmelidir. Metoklopramid, oral siprofloksasinin absorbsiyonunu hızlandırır ve maksimum kan düzeyine daha kısa sürede ulaşmasına neden olur. Ancak siprofloksasinin biyoyararlanımı üzerine etkisi yoktur. Sağlıklı bireylerde yapılan bir klinik çalışmada, tizanidin serum konsantrasyonlarında siprofloksasin ile birlikte verildiğinde bir artış görülmüştür (Cmax artışı: 7 kat, aralık: 4-21 kat, AUC artışı: 10 kat, aralık: 6-24 kat). Artan serum konsantrasyonlarına bağlı hipotansif ve sedatif etkiler artmıştır. Tizanidin, siprofloksasinle birlikte uygulanmamalıdır. (Ayrıca “Kontrendikasyonlar” bölümüne bakınız.) Klinik çalışmalar duloksetinin fluvoksamin gibi güçlü CYP450 1A2 izoenzim inhibitörleri ile eş zamanlı kullanımının, duloksetinin AUC ve Cmax değerlerinde artışa yol açabileceğini göstermiştir. Siprofloksasin ile olası bir etkileşime ait hiçbir klinik veri olmamasına rağmen, eş zamanlı kullanımda benzer etkiler beklenebilir. 

Kontraendikasyonlar

Ciproxin, siprofloksasin veya diğer kinolon türü kemoterapötiklere ya da ürünün herhangi bir bileşenine aşırı duyarlılık gösteren kişilerde kullanılmamalıdır.  Siprofloksasin ve tizanidinin birlikte kullanılması, serum tizanidin konsantrasyonlarındaki istenmeyen bir artış sonucu, klinik olarak tizanidine bağlı yan etkiler (hipotansiyon, uyku hali, sersemlik) görülebileceğinden kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Hekim tarafından başka şekilde önerilmediği takdirde, endike olduğu tüm hastalıkların tedavisinde, günde 2 defa (12 saat ara ile 1 tablet) 750 mg kullanılmalıdır. Yaşı ilerlemiş hastalar, hastalığın şiddeti ve kreatinin klerensi göz önüne alınarak mümkün olduğunca düşük dozlar almalıdırlar. Şayet hasta, hastalığın ciddiyeti veya başka bir nedenle tablet alamıyorsa, tedaviye intravenöz Ciproxin ile başlanması önerilir. Çocuklar Kistik fibrozis 5-17 yaşlarındaki pediatrik hastalarda, kistik fibrozisin P. aeruginosa enfeksiyonuna bağlı akutpulmoner alevlenmesinin tedavisinde elde edilen klinik ve farmakokinetik veriler, oral yolla günde iki defa 20 mg/kg dozunda (maksimum günlük doz 1500 mg) veya günde üç defa intravenöz 10 mg/kg dozunda (maksimum doz 1200 mg) kullanımının uygun olduğunu göstermiştir. Komplike üriner sistem enfeksiyonları ve piyelonefrit Komplike üriner sistem enfeksiyonları veya piyelonefrit için önerilen doz, 8 saatte bir intravenöz 6-10 mg/kg ( maksimum doz 400 mg) veya 12 saatte bir oral yolla 10-20 mg/kg (maksimum doz 750 mg)’dır. Renal ve hepatik bozukluk 1.   Renal fonksiyon bozukluğu 1.1. Kreatinin klerensinin 31 ve 60 ml/dak/1.73 m2 veya serum kreatinin konsantrasyonunun 1.4 ve 1.9 mg / 100 ml olduğu durumlarda maksimum günlük doz oral 1000 mg/gün veya i.v. 800 mg/gün olmalıdır. 1.2. Kreatinin klerensinin 30 ml/dak./1.73 m2’ye eşit veya daha az veya serum kreatinin konsantrasyonunun 2.0 mg/100 ml’ye eşit veya daha yüksek olduğu durumlarda maksimum günlük doz oral 500 mg/gün veya i.v. 400 mg/gün olmalıdır. 2.     Renal fonksiyon bozukluğu + hemodiyaliz : 1.2. de belirtilen doz uygulanır. Ancak diyaliz günlerinde, ilaç diyalizden sonra verilmelidir. 3. Renal fonksiyon bozukluğu + CAPD: a) Diyalizata siprofloksasin intravenöz infüzyon çözeltisi ilavesi (intraperitonyal):  Diyalizatın her litresi için 50 mg siprofloksasin olup 6 saatte bir, günde 4 kez uygulanır. b) Oral olarak 1×500 mg Ciproxin Film Kaplı Tablet veya 2×250 mg Ciproxin Film Kaplı Tablet verilir. 4. Karaciğer fonksiyon bozukluğu: Herhangi bir doz ayarlaması gerekmez. 5. Renal ve hepatik bozukluk ile birlikte: Doz ayarlaması1.1 ve 1.2 deki gibi. Çocuklar: Renal ve/veya hepatik bozukluğu olan çocuklarda doz çalışması yapılmamıştır.   Uygulama şekli: Tabletler bir miktar sıvı ile yutulmalıdır. Ciproxin yemeklere bağımlı olmaksızın alınabilir, ancak mide boşken alınması absorbsiyonu çabuklaştırır.   Tedavi süresi: Tedavi süresi, hastalığın ciddiyetine, klinik seyrine ve mikrobiyolojik sonuçlara bağlıdır. Esasen, tedaviye ateşin düşmesi veya klinik semptomların kaybolmasından sonra 3 gün daha devam edilmelidir. Ciproxin 750 mg Film Kaplı Tablet son kullanma tarihinden sonra kullanılmamalıdır.   Ortalama tedavi süreleri: Böbrek, idrar yolları ve karın içi enfeksiyonlarında 7 güne kadar; immun sistemi zayıflamış hastalarda tüm nötropenik dönem boyunca; ostoemiyelitte maksimum 2 ay ve diğer enfeksiyonlarda 7 – 14 gündür. Chlamydia ve geç komplikasyon riskinden ötürü Streptococcus enfeksiyonlarında tedavi en az 10 gün sürmelidir. Çocuklar Kistik fibrozis 5-17 yaşlarındaki pediyatrik hastalarda, kistik fibrozisin P. aeruginosa enfeksiyonuna bağlı akut pulmoner alevlenmesinde tedavi süresi, 10-14 gündür. Komplike üriner sistem enfeksiyonları ve piyelonefrit E.coli’den kaynaklanan komplike üriner sistem enfeksiyonları ve piyelonefritte tedavi süresi, 10-21 gündür.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Ciproxin enfüzyon 100 mg / 50 ml i.v. infüzyon solüsyonu  Ciproxin enfüzyon 200 mg / 100 ml i.v. infüzyon solüsyonu  Ciproxin enfüzyon 400 mg / 200 ml i.v. infüzyon solüsyonu   Ciproxin XR 1000 mg modifiye salım tableti Ciproxin 500 mg film kaplı tablet

Saklama Koşulları

30°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Her tablette 750 mg siprofloksasine eşdeğer 873 mg siprofloksasin hidroklorür monohidrat içeren 10 tabletlik blister ambalajlarda. 

Uyarılar/Önlemler

Pediyatrik kullanım Çoğunluğu kistik fibrozis olan 18 yaşından küçük hastalarda siprofloksasin kullanımı ile ilgili güvenlik verilerinin analizinde ilaca bağlı kıkırdak hasarı veya artiküler hasar görülmemiştir.  Pediyatrik hastalarda, kistik fibrozisin P. aeruginosa enfeksiyonuna bağlı akut pulmoner alevlenmesi(5-17 yaş), E.coli’den kaynaklanan komplike üriner sistem enfeksiyonları ve piyelonefrit (1-17 yaş) ve solunum yoluyla geçen (Bacillus anthracis’e maruz kalmasonrası görülen) şarbondışındaki endikasyonlarda çalışma yapılmamıştır. Diğer endikasyonlar için klinik deneyim sınırlıdır. P. aeruginosa enfeksiyon tedavisinde kullanım P. aeruginosa kolayca direnç kazandığından, periyodik olarak kültür takibi yapılmalıdır. Sitokrom P450: Siprofloksasin, CYP 450 1A2 enzimlerinin orta derecede bir inhibitörü olarak bilinmektedir. Aynı enzimatik yolu kullanarak metabolize olan diğer ilaçlarla (ör. teofilin, metilksantinler, kafein, duloksetin…vb) birlikte uygulandığında dikkatli olunmalıdır. Metabolik klirenslerinin siprofloksasin tarafından inhibisyonuna bağlı olarak artan plazma konsantrasyonları ile ilişkili ilaç spesifik yan etkiler gözlenebilir. (Ayrıca “Diğer ilaçlarla etkileşim ve diğer etkileşim türleri” bölümüne bakınız). Gastrointestinal sistem  Tedavi sırasında veya daha sonra ciddi ve inatçı diyare görüldüğünde, bu belirti ciddi intestinal hastalığı gizleyebileceğinden (ölümle sonuçlanabilen hayati pseudomembranöz kolit) ve hemen tedavi edilmesi gerekeceğinden hekime başvurulmalıdır. Bu gibi durumlarda siprofloksasin kesilmeli ve uygun tedaviye geçilmelidir (oral 4 x 250 mg/gün vankomisin). Peristaltik hareketi inhibe eden ilaçlar ise bu durumda kontrendikedir. Bilhassa önceden karaciğer hasarı olmuş hastalarda transaminaz, alkalen fosfataz ve kolestatik sarılık geçici olarakartabilir. Sinir sistemi Siprofloksasin epileptik hastalarda daha önce santral sinir sistemi bozukluğu olan (örn. Serebral ateroskleroz, düşük konvülsiyon eşiği, anamnezde konvülsiyon, azalmış serebral kan akımı, beyinde strüktürel değişim veya inme) hastalarda olası santral sinir sistemi yan etkileri nedeniyle, ancak tedavinin fayda/ risk oranı gözetilerek kullanılmalıdır.  SSS reaksiyonları bazı durumlarda ilk uygulamadan hemen sonra ortaya çıkabilir. Nadir vakalarda depresyon veya psikoz hastanın kendisi için tehlikeli olacak şekilde ilerleyebilir. Bu gibi durumlarda siprofloksasin kesilmeli ve derhal hekim bilgilendirilmelidir. Aşırı duyarlılık Bazı durumlarda ilk uygulamadan sonra aşırı duyarlılık ve alerjik reaksiyonlar hemen ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda derhal hekime bilgi verilmelidir.  Anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar çok ender olarak hayati şok durumuna kadar ilerleyebilir. Bu olay bazı durumlarda ilk uygulamadan sonra görülebilir. Bu gibi durumlarda siprofloksasin kesilmeli ve tıbbi tedaviye (şok tedavisi) geçilmelidir.                            Kas-iskelet sistemi Tendinit belirtisi (ağrılı şişkinlik) ortaya çıktığında siprofloksasin kesilmeli, fiziksel hareket önlenmeli ve hekime başvurulmalıdır. Önceden glukokortikoid ilaçlarla sistemik tedavi gören yaşlılarda tendon yırtılması (özellikle aşil tendonu) bildirilmiştir. Cilt Siprofloksasinin ışık duyarlılığı reaksiyonlarına neden olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle siprofloksasin alan hastalar doğrudan gün ışığına veya UV ışığına maruz bırakılmamalı ve ışık duyarlılığı reaksiyonları (güneş yanığına benzer cilt reaksiyonları) ortaya çıktığında tedavi kesilmelidir.  Uzun QT sendromu / Torsades de Pointes’e neden olabilen ilaçlar ile birlikte kullanıldığında uzun QT sendromu veya Torsades de Pointes oluşma oranını ciddi olarak yükseltebilirler. Bu nedenle bu tür ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır. Gebelik ve laktasyonda kullanımı Hamilelik kategorisi: C Gebelerde ve emziren kadınlarda ilacın güvenliği açısından yeterli veri bulunmadığından kullanılmamalıdır.  Araç ve makine kullanımına etkisi Önerilen şekilde kullanıldığında dahi taşıt sürme ve makine kullanma durumunda reaksiyon hızını olumsuz etkileyebilir. Bu durum özellikle alkolle birlikte alındığında görülür. Yaşlı hastalarda renal fonksiyon azaldığı için doz ayarlamasına dikkat edilmelidir. Hepatik fonksiyon bozukluğunda doz ayarlamasına gerek yoktur. Renal ve hepatik fonksiyon bozukluğu birlikte olduğunda doz azaltılmasına dikkat edilmelidir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Klinik çalışmalarda en sık görülen advers reaksiyonlar aşağıda belirtilmiştir: Sıklık: % 1 – 10 Bulantı, diyare Sıklık: % 0.1 – 1 Kandida enfeksiyonları, eozinofili, anoreksi, psikomotor hiperaktivite/ajitasyon, baş ağrısı, baş dönmesi, uyku bozuklukları, tat bozuklukları, kusma, gastrointestinal ve abdominal ağrı, dispepsi, , gaz şişkinliği, transaminaz seviyelerinde geçici artış, bilirubin artışı, döküntü, kaşıntı, ürtiker, artralji (eklem ağrısı), renal bozukluk, spesifik omayan ağrı, rahatsızlık hissi, ateş, alkalen fosfataz düzeyinde geçici artış Sıklık: % 0.01 – 0.1 Antibiyotik kaynaklı kolit (çok nadiren ölümle sonuçlanabilen), lökopeni (granülositopeni), anemi, nötropeni, lökositoz, trombositopeni, trombositemi, alerjik reaksiyon, alerjik ödem/anjiyoödem, hiperglisemi, konfüzyon ve oryantasyon bozukluğu, anksiyete reaksiyonları, anormal rüyalar (kabus), depresyon, halüsinasyon, parestezi (periferik paraljezi) ve disestezi, hipoestezi, tremor (titreme), konvülsiyonlar, vertigo, görsel bozukluk, kulak çınlaması, işitme kaybı, taşikardi, vazodilatasyon, hipotansiyon, senkop, dispne (astımla ilgili durumlar dahil), geçici hepatik yetmezlik, sarılık, hepatit (enfektif olmayan), ışık duyarlılığı reaksiyonları, spesifik olmayan veziküller, miyalji, artrit, kas tonusunda artış ve kramp, renal yetmezlik, hematüri, kristalüri, tübülointerstisyel nefrit, ödem, terleme (hiperhidrozis), anormal protrombin seviyesi, amilaz artışı Sıklık: < % 0.01 Hemolitik anemi, agranülositoz, pansitopeni (hayatı tehdit eden), kemik iliği depresyonu (hayatı tehdit eden), anafilaktik reaksiyon, anafilaktik şok (hayatı tehdit eden), serum hastalığı benzeri reaksiyon, psikotik reaksiyonlar, migren, koordinasyon bozukluğu, koku bozuklukları, hiperestezi, intrakraniyal hipertansiyon, görsel renk bozuklukları, işitme azalması, vaskülit, pankreatit, karaciğer nekrozu (çok nadiren hayatı tehdit eden karaciğer yetmezliğine ilerleyebilir), peteşi, eritema multiforme minör, eritema nodosum, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz, kas güçsüzlüğü, tendinit, tendon rüptürü (çoğunlukla aşil tendonu), myastenia gravis semptomlarının alevlenmesi, yürüyüş bozukluğu   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ

Doz Aşımı

Atorvastatinin doz aşımı için spesifik tedavi bulunmamaktadır. Doz aşımı durumunda semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanır. Atorvastatinin plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanması nedeniyle hemodiyalizin atorvastatin klirensini anlamlı oranda arttırması beklenmez.

Endikasyonlar

CHOLVAST aşağıdaki hastalıkların tedavisinde endikedir :   1-     Heterozigot ailesel ve ailesel olmayan primer hiperkolesterolemi ve kompleks dislipidemi (Fredrickson Tip IIa ve IIb) hastalarında yükselmiş olan total-K, LDL-K, Apo B ve trigliseridleri düşürmek ve HDL-K’yı yükseltmek için diyet tedavisine yardımcı olarak.   2-    Yükselmiş olan serum trigliserid düzeylerini (Fredrickson Tip IV) düşürmek için diyet tedavisine yardımcı olarak.     3-     Diyet tedavisine yeterli cevap vermeyen primer disbetalipoproteinemi (Fredrickson Tip III) vakalarının tedavisi için.   4-     Diğer lipid düşürücü tedavilerle birlikte ya da bu tedavilerin bulunmadığı durumlarda homozigot ailesel hiperkolesterolemi hastalarında total-K ve LDL-K’yı düşürmek için.

Farmakodinamik Özellikler

Atorvastatin; 3-hidroksi-3-metil-glutaril-koenzim A’nın (HMG-CoA) mevalonata dönüşümünü sağlayan HMG-CoA redüktaz enziminin selektif, kompetitif inhibitörüdür. Atorvastatin heterozigot ve homozigot ailesel hiperkolesterolemi (FH) ve kompleks dislipidemi hastalarında total kolesterol (total-K), düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol (LDL-K) ve LDL-K membran kompleksi olan apolipoprotein (apo B)’yi düşürür. Atorvastatin ayrıca çok düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol (VLDL-K) ve trigliseridleri (TG) düşürür; yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterol (HDL-K) ve apolipoprotein A-1’de değişik ölçülerde yükselmeler sağlar. İzole hipertrigliseridemisi olan hastalarda atorvastatin total-K, LDL-K, apo B, TG ve non-HDL-K’yı düşürür ve HDL-K’yı yükseltir, disbetalipoproteinemia’da atorvastatin ara yoğunluklu lipoprotein kolesterol’ü (IDL-K) düşürür. Atorvastatin ayrıca homozigot ailesel hiperkolesterolemi (FH) hastalarının bir kısmında LDL kolesterolü düşürür. Bu hastalar diğer kolesterol düşürücü ilaçlara ancak nadiren yanıt verir. Total LDL-K, VLDL-K ve IDL-K yükselmesi ateroskleroz riskini arttırır, HDL-K yükselmesi ise azaltır, izole olarak TG düşürülmesinin veya HDL-K’nın yükseltilmesinin ateroskleroz üzerindeki etkisi belirlenmiş değildir. Atorvastatin ve onun bazı metabolitleri insanlarda farmakolojik olarak aktiftir. İlacın etki yeri kolesterol sentezinin ve LDL-K klirensinin merkezi olan karaciğerdir.

Farmakokinetik Özellikler

Absorpsiyon   Oral yolla verilen atorvastatin çabuk absorbe olur ve 1-2 saatte maksimum plazma konsantrasyonlarına erişir. Atorvastatinin (ana molekül) mutlak biyoyararlanımı yaklaşık % 14, HMG-CoA redüktaz inhibitör etkisinin sistemik biyoyararlanımı ise yaklaşık % 30’dur. İlacın düşük sistemik yararlılığı gastrointestinal mukozada presistemik klirense ve hepatik ilk geçiş metabolizmasına bağlanmaktadır. Her ne kadar besinler ilacın absorpsiyon hızını yaklaşık % 25, absorbe olan miktarı yaklaşık % 9 azaltırsa da LDL-K düşürücü etkisini değiştirmez. İlaç akşam verilirse plazma konsantrasyonları daha düşük olur. Ancak ilacın LDL-K düşürücü etkisi sabah veya akşam kullanılmasıyla değişmez.   Dağılım   Atorvastatinin ortalama dağılım hacmi yaklaşık 381 L’dir. Plazma proteinlerine % 98’in üstündeki oranda bağlanır. Kan/plazma oranı yaklaşık 0.25 olup bu oran ilacın alyuvarlara girişinin zayıf olduğunu gösterir. Deneysel araştırmalar atorvastatinin süte geçme olasılığının yüksek olduğunu göstermiştir.   Metabolizma   Atorvastatin sitokrom P450 3A4 enzimiyle metabolize olur. Atorvastatin geniş ölçüde orto- ve parahidroksi türevlerine ve çeşitli beta-oksidasyon ürünlerine metabolize olur. İn vitro olarak        HMG-CoA redüktazın orto- ve parahidroksilat metabolitleri yoluyla inhibisyonu atorvastatin ile aynı derecededir.   Dolaşımdaki HMG-CoA redüktaz enzimini inhibe edici etkinin yaklaşık % 70’i aktif metabolitlerden kaynaklanır. İnsanlarda bu enzimin bilinen bir inhibitörü olan eritromisinin atorvastatin ile birlikte verilmesi durumunda atorvastatinin plazma konsantrasyonu yükselir.   Atılım   Atorvastatin ve metabolitleri hepatik ve/veya ekstrahepatik metabolizmadan sonra başlıca safra yolu ile atılır. Bununla beraber ilaç anlamlı bir entero-hepatik döngüye uğramamaktadır. Atorvastatinin ortalama eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 14 saat, HMG-CoA redüktaz inhibitör etkisinin yarı ömrü yaklaşık 30 saattir. Bunda aktif metabolitlerin katkısı vardır. Oral yolla verilen atorvastatinin ancak % 2’si idrar yoluyla vücuttan atılır.   Özel Hasta Grupları :   Geriatrik hastalar : Sağlıklı yaşlı hastalarda (yaş ³ 65) atorvastatinin plazma konsantrasyonları gençlere göre daha yüksektir. (Maksimum plazma konsantrasyonu (Cmax) yaklaşık % 40, eğrinin altındaki alan (EAA) yaklaşık % 30 daha yüksektir.) Klinik araştırmalara göre atorvastatinin her dozu için LDL-K düşürücü etki yaşlılarda gençlere göre daha yüksektir.   Pediatrik hastalar : Atorvastatin farmakokinetiği pediatrik hastalarda araştırılmamıştır.   Cinsiyet : Atorvastatinin plazma konsantrasyonları kadın ve erkeklerde farklıdır. Kadınlarda Cmax yaklaşık % 20 daha yüksek, EAA ise yaklaşık % 10 daha düşüktür. Bununla beraber ilacın lipid düşürücü etkisi kadın ve erkeklerde aynıdır.   Böbrek yetmezliği : Böbrek yetmezliği atorvastatinin plazma konsantrasyonlarını ve LDL-K düşürücü etkisini değiştirmez. Böbrek fonksiyonu azalmış hastalarda doz ayarlaması gerekmez.   Hemodiyaliz : Her ne kadar böbrek hastalığının son devresindeki hastalarda araştırma yapılmamışsa da atorvastatin yüksek oranda plazma proteinlerine bağlı olduğundan hemodiyalizin atorvastatinin klirensini klinikte anlamlı olabilecek ölçüde etkilemesi beklenmez.   Karaciğer hastalığı :Kronik alkolizme bağlı karaciğer hastalığında atorvastatinin plazma konsantrasyonları belirgin olarak yükselir. Child Pugh A hepatik yetmezliği olanlarda Cmax ve EAA 4 kat artar. Child-Pugh B hepatik yetmezliği olanlarda Cmax 16 kat, EAA 11 kat artar (Bkz. Kontrendikasyonlar).  

Farmasötik Şekli

FİLM TABLET

Formülü

Her film tablet ; 10 mg Atorvastatin’e eşdeğer Atorvastatin kalsiyum içerir. Boyar madde olarak Titanyum dioksit kullanılmıştır.

İlaç Etkileşmeleri

Bu gruptaki ilaçlarla tedavi sırasında ; siklosporin, fibrik asit türevleri (gemfibrozil ve fenofibrat gibi), eritromisin, azol antifungalleri veya niasinin birlikte uygulanmasıyla miyopati riski artar.   Antasidler :Atorvastatin ile birlikte magnezyum ve alüminyum hidroksit süspansiyonu verildiğinde atorvastatinin plazma konsantrasyonları yaklaşık % 35 azalmıştır. Ancak LDL-K düşürücü etkisi değişmemiştir.   Antipirin : Atorvastatin antipirin farmakokinetiğini etkilemediğinden aynı sitokrom sistemi tarafından metabolize olan ilaçlarla etkileşime girmesi beklenmez.   Kolestipol :Atorvastatin ile kolestipol birlikte verilirse atorvastatinin plazma konsantrasyonları yaklaşık % 25 azalır. Bununla beraber bu iki ilaç birlikte verildiğinde LDL-K düşürücü etki artar.   Simetidin :Atorvastatinin plazma konsantrasyonları ve LDL-K düşürücü etkisi simetidinden etkilenmez.   Digoksin :Atorvastatin ve digoksin yinelenen dozlarda birlikte verilirse digoksinin kararlı durum konsantrasyonlarında yaklaşık % 20 artış görülür. Digoksin alan hastalarda plazma konsantrasyonları izlenmelidir.   Eritromisin : Eritromisin sitokrom P450 3A4 enziminin inhibitörüdür. Atorvastatin ile birlikte verildiğinde atorvastatinin plazma konsantrasyonları yaklaşık % 40 artar.   Oral kontraseptifler :Atorvastatin ile birlikte verildiğinde noretindron EAA’sını % 30, etinilestradiol EAA’sını yaklaşık % 40 arttırır. Atorvastatin alan kadınlarda oral kontraseptif seçilirken bu durum dikkate alınmalıdır.   Varfarin :Kronik varfarin tedavisi gören hastalara atorvastatin verildiğinde protrombin zamanı değişmez. Ancak varfarin kullanan hastaların tedavisine atorvastatin eklendiğinde hastalar yakından izlenmelidir.   Endokrin fonksiyonlar :HMG-CoA redüktaz inhibitörleri steroidlerin ana maddesi olan kolesterol sentezini inhibe ettiğinden teorik olarak endojen steroid yapımını azaltabilir.   Bununla beraber plazma kortisol düzeylerinde ve adrenal korteks rezervlerinde azalma görülmemiştir. Ancak yine de atorvastatin steroid sentezini inhibe eden ketokonazol, spironolakton ve simetidin gibi maddelerle birlikte kullanıldığında dikkatli olunmalıdır.   Klopidogrel : Atorvastatin ve diğer lipofilik statinler CYP3A4 izoformunun substratı olduklarından bu enzim tarafından aktive edilen klopidogrelin antiagregan etkisini azaltırlar.   Midazolam : Atorvastatin ve midazolam aynı sitokrom izozimi CYP3A4 tarafından metabolize olduklarından birlikte kullanılmaları halinde midazolam klirensi azalır, EAA artar.   CYP3A4 inhibitörleri : Atorvastatin sitokrom P450 3A4 tarafından metabolize olduğundan bu enzimi inhibe eden makrolidler, antifungal ilaçlar, proteaz inhibitörleri, kalsiyum kanal blokörleri, amiodaron ve greyfurt suyu ile etkileşim riski vardır.   St. John’s Wort :St. John’s Wort atorvastatin plazma konsantrasyonunda düşmeye neden olabilir.

Kontraendikasyonlar

CHOLVAST tabletteki maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda, aktif karaciğer hastalığında, nedeni bilinmeyen serum transaminaz düzeyinin sürekli yüksek (normal üst sınırın 3 katından fazla) olduğu durumlarda, gebelik ve laktasyonda kontrendikedir. CHOLVAST çocuk doğurabilecek yaştaki kadınlarda ancak gebe kalma olasılığı çok düşükse ve kendilerine böyle bir durumda fetusun maruz kalacağı tehlikeler anlatıldıktan sonra kullanılmalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Atorvastatin tedavisine başlamadan önce hastaya kolesterol düşürücü bir diyet, egzersiz, aktif yaşam şekli, obezite (varsa) tedavisi uygulanmalı ve tedavi süresince bu tedbirler sürdürülmelidir. Heterozigot ailesel ve ailesel olmayan hiperkolesterolemi ve kompleks dislipidemi (Fredrickson Tip IIa ve IIb) : Tedaviye başlangıç dozu günde bir kez 10-20 mg’dır. Eğer LDL-K’da % 45 veya daha çok düşme isteniyorsa tedaviye günde 40 mg ile başlanabilir. Doz aralığı günde bir defa 10-80 mg’dır.   Dozlar günün herhangi bir saatinde yemeklerle birlikte veya yemek saatleri dışında verilebilir. Başlangıç ve idame dozları tedavinin amacına ve hastanın tedaviye verdiği yanıta göre ayarlanır. Tedavinin başlamasından 2-4 hafta sonra lipid düzeyleri incelenmeli ve doz ayarlaması gerekiyorsa yapılmalıdır.   Tedavinin amacı LDL-K’yı düşürmek olduğundan tedavinin gidişi LDL-K değerleri ile izlenir. Bunlar yoksa Total-K değerleri kullanılabilir. NCEP (Ulusal Kolesterol Eğitim Programı) tarafından hedef olarak önerilen LDL-K değerleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir :   Tanımlanmış aterosklerotik hastalık a Diğer risk faktörleri 2 veya daha fazla b   LDL-K mg/dL LDL-C mg/dL Başlangıç düzeyi Minimum hedef Yok Hayır ³ 190 < 160 Yok Evet ³ 160 < 130 Var Evet / Hayır ³ 130 c < 100   a)      Koroner kalp hastalığı, diabetes mellitus, periferik damar hastalığı (semptomatik karotid hastalığı ve abdominal aort anevrizmasını da içerir).   b)      Koroner kalp hastalığı için risk faktörleri : Yaşın erkekte 45’in, kadında 55’in üstünde olması, ailede erken koroner hastalığı olması, östrojen replasman tedavisi olmadan erken menopoz, sigara kullanılıyor olması, hipertansiyon, diabetes mellitus, HDL-K’nın 40 mg/dL’nin altında olması (HDL-K ³ 60 mg/dL ise bir risk faktörü düşünüz).   c)      LDL-K düzeyi 100-129 mg/dL arasında ise atorvastatin tedavisine başlanıp başlanmayacağına hekim karar verir.   İkiden fazla risk faktörü olanlarda 10 yıllık koroner kalp hastalığı riski ³ % 20 ise LDL-K için tedavi hedefi £ 100 mg/dL olmalıdır.   Pediatrik Hastalarda (10-17 yaş arası) Heterozigot Ailesel Hiperkolesterolemi : Atorvastatinin önerilen başlangıç dozu 10 mg, önerilen maksimum dozu ise günde 20 mg’dır. (Günde 20 mg’ın üzerinde olan dozlar ise bu hasta grubunda araştırılmamıştır). Önerilen tedavi amacına göre dozlar bireysel olarak düzenlenmelidir (Bkz. Tablo). 4 hafta veya daha fazla sürelerle ayarlama yapılmalıdır.   Homozigot Ailesel Hiperkolesterolemi : Bu hastalarda atorvastatin dozu günde bir kez 10-80 mg’dır. Atorvastatin diğer lipid düşürücü tedavilere ek olarak ya da onlar bulunmadığı zaman kullanılır.   Kombine Tedavi : Atorvastatin safra asidi bağlayıcı reçinelerle (kolestipol, kolestiramin) birlikte kullanılabilir. Bu takdirde iki ilacın etkisi birbirine eklenir.   Atorvastatin rabdomiyoliz riskini arttıran ilaçlarla (gemfibrozil ve fenofibrat gibi fibratlar, nikotinik asit, makrolid antibiyotikler, azol antifungaller) birlikte kullanılmamalıdır.   Geriatrik Hastalar : Atorvastatinin yaşlı hastalarda (yaş ³ 65) etkileri ve yan etkileri gençlerdekinden (yaş £ 65) farklı değildir.   Böbrek Yetmezliği : Atorvastatinin % 1’den azı böbrek yoluyla vücuttan atıldığından böbrek fonksiyonu azalmış hastalarda doz ayarlaması gerekmez. Karaciğer Hastalığı : Atorvastatin aktif karaciğer hastalığı olanlarda ve serum transaminaz düzeyleri normalin 3 katından fazla olanlarda kontrendikedir. Alkol kullananlarda ve karaciğer hastalığı geçirmiş olanlarda dikkatle ve azaltılmış dozda kullanılmalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CHOLVAST 20 mg Film Tablet, 30 tablet ve 90 tablet içeren blister ambalajlarda/karton kutuda CHOLVAST 40 mg Film Tablet, 30 tablet ve 90 tablet içeren blister ambalajlarda/karton kutuda CHOLVAST 80 mg Film Tablet, 30 tablet ve 90 tablet içeren blister ambalajlarda/karton kutuda

Saklama Koşulları

Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

CHOLVAST 10 mg Film Tablet, 30 tablet ve 90 tablet içeren blister ambalajlarda/karton kutuda

Uyarılar/Önlemler

UYARILAR   Karaciğer fonksiyon bozukluğu :   HMG-CoA redüktaz inhibitörleri diğer bazı lipid düşürücü ilaçlarda olduğu gibi karaciğer fonksiyonunda biyokimyasal anomalilere yol açabilir. Atorvastatin ile yapılan klinik araştırmalarda hastaların % 0.7’sinde serum transaminazlarında normal üst sınırın 3 katı veya daha fazla yükselme görülmüştür.   Bu hastalardan biri dışında hiç birinde sarılık veya herhangi bir semptom gözlenmemiştir. Dozun azaltılması, tedaviye ara verilmesi ya da ilacın kesilmesi ile bulgular normale ya da normale yakın değerlere dönmüştür. 30 hastadan 18’i ise azaltılmış dozda atorvastatin tedavisine devam etmiştir.   Tedaviye başlamadan önce, başladıktan 12 hafta sonra ve ayrıca her doz artışında karaciğer fonksiyon testleri yapılmalıdır. Eğer transaminaz düzeyleri yükselmişse bunlar normale dönene kadar izlenmelidir. Eğer ALT ve AST düzeyleri normal üst sınırın 3 katı ve fazlası düzeyinde sürüyorsa atorvastatin dozu azaltılmalı veya ilaç kesilmelidir.   Çizgili kaslar :   Atorvastatin ve grubundaki ilaçlarla nadir olarak rabdomiyoliz ve miyoglobinüri sonucu böbrek yetmezliği bildirilmiştir. Atorvastatin tedavisi sırasında kas ağrıları görülebilir. Ancak kas ağrısı, kuvvetsizlik, ateş ve serum kreatin fosfokinazının normal üst sınırın 10 katından fazla yükselmesi rabdomiyoliz bulunduğunu gösterir. Bu durumda atorvastatin tedavisi kesilmelidir.   HMG-CoA redüktaz inhibitörlerinin yanı sıra siklosporin, fibrik asit türevleri (gemfibrozil ve fenofibrat gibi), eritromisin, niasin veya azol antifungallerinin verilmesi miyopati riskini arttırır.   Atorvastatin ile bu ilaçlardan herhangi birinin kombinasyonu düşünüldüğünde risk/fayda oranı dikkatle değerlendirilmeli ve tedavi sırasında kaslarda ağrı, kuvvetsizlik ve hassasiyet ortaya çıkıp çıkmadığı gözlenmelidir. Böyle hastalar serum kreatin fosfokinaz tayinleriyle izlenebilir. Ancak bu durum rabdomiyoliz oluşumunu engelleyecek bir önlem değildir.   Miyopati belirtileri gösteren akut ve ciddi durumlarda ve rabdomiyoliz sonucu böbrek yetmezliği riski yüksek bütün hastalarda (ağır akut enfeksiyon, hipotansiyon, önemli cerrahi müdahale, travma, ağır metabolik, endokrin ve elektrolit bozukluğu ve kontrol edilemeyen konvülsiyon) atorvastatin tedavisi ya durdurulmalı ya da kesilmelidir.   ÖNLEMLER   CHOLVAST tedavisine başlamadan önce hiperkolesteroleminin uygun bir diyet, egzersiz ve obez hastalarında kilo ile kontrol edilmesi ve bunlara sebep olan diğer medikal sorunların düzeltilmesi gerekmektedir.   Hastanın bilgilendirilmesi :Özellikle halsizlik veya ateş ile beraber görülen, belirli bir nedeni olmayan kas ağrısı, hassasiyeti ve kuvvetsizliği olması durumunda, hastalar durumu derhal bildirmeleri konusunda uyarılmalıdır.   Diğer ilaçlarla etkileşim :Siklosporin, fibrik asit türevleri (gemfibrozil ve fenofibrat gibi), niasin, eritromisin ve azol antifungal ilaçları atorvastatin ile birlikte verilirse rabdomiyoliz riski artar.   Endokrin fonksiyon :Atorvastatin steroid yapımının ana maddesi olan kolesterol sentezini inhibe ettiğinden ketokonazol, spironolakton ve simetidin gibi steroid sentezini inhibe edici maddelerle birlikte dikkatle kullanılmalıdır.   Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanım :   Gebelikte kullanım : Gebelik kategorisi X.   Atorvastatinin deneysel olarak fetus ve embriyo üzerinde zararlı etkileri gözlenmiştir.        HMG-CoA redüktaz inhibitörleri kullanımı ile ilgili olarak nadiren konjenital malformasyonlar bildirilmiştir. CHOLVAST gebelikte kontrendikedir. Gebe kalma potansiyeli olan kadın hastalar atorvastatin aldıkları sürece kontrasepsiyon konusunda uyarılmalıdır. Eğer hasta ilacı kullanırken hamile kalmışsa kendisine fetus için olası riskler konusunda bilgi verilmelidir.   Emzirme Döneminde kullanım : Atorvastatinin süte ve süt yoluyla da bebeğe geçtiği gösterilmiştir. Emzirilen çocuk için potansiyel riskleri nedeniyle atorvastatin kullanan anneler emzirmeden kaçınmaalıdır.   Pediatride kullanım :Atorvastatin homozigot ailesel hiperkolesterolemisi olan 8 hastada 80 mg/gün dozunda 1 yıl kullanılmıştır. Bu hastalarda atorvastatine bağlanabilecek klinik veya biyokimyasal hiçbir anormallik bildirilmemiştir. Bu hastaların hiçbiri 9 yaşın altında değildir.   Geriatride kulanım :Atorvastatinin güvenli kullanımı yaşları 65’in üstünde olan 835 geriatrik hastada günde 80 mg’a kadar çıkan dozlarda araştırılmıştır. Atorvastatinin bu yaş grubunda güvence ve etkinliği yaşları 65’in altında olanlardan farklı bulunmamıştır.     Araç ve Makine Kullanmaya Etkisi :   Atorvastatinin araç veya makine kullanmayı etkileyebilecek bir farmakodinamik etkisi bildirilmemiştir.  

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Atorvastatin genelde iyi tolere edilir. Advers reaksiyonlar hafif ve geçicidir. 2502 hastayı kapsayan kontrollü klinik araştırmalarda hastaların % 2’sinden azı atorvastatinle ilişkilendirilebilecek yan etkiler nedeniyle tedaviyi bırakmıştır. Atorvastatinin neden olduğu düşünülen en sık görülen yan etkiler; konstipasyon, flatulans, dispepsi ve karın ağrısıdır.   Klinikte gözlenen advers olaylar :   Plasebo kontrollü klinik araştırmalarda ³ % 2 sıklıkta gözlenen ve atorvastatinle nedensel bir ilişkisi belirlenmemiş advers etkiler :   Tüm vücut:Enfeksiyon, baş ağrısı, kaza sonucu yaralanma, soğuk algınlığı, karın ağrısı, sırt ağrısı, alerjik reaksiyon, asteni. Sindirim sistemi :Konstipasyon, diyare, dispepsi, flatulans, bulantı Solunum sistemi :Sinüzit, farenjit Deri :Erüpsiyon Kas/iskelet sistemi :Artralji, miyalji   Klinik araştırmalarda ³ % 2 sıklıkta görülen ve atorvastatinle nedensel bir ilişkisi belirlenmemiş yan etkiler şunlardır : Göğüs ağrısı, bulantı, bronşit, rinit, uykusuzluk, baş dönmesi, artrit, idrar yolları enfeksiyonu, periferik ödem.   Klinik araştırmalarda % £ 2 sıklıkta bildirilen ve atorvastatinle nedensel bir ilişkisi belirlenmemiş yan etkiler şunlardır :   Tüm vücut : Yüz ödemi, ateş, ense sertliği, halsizlik, fotosensitivite reaksiyonu, yaygın ödem. Sindirim sistemi : Gastroenterit, karaciğer fonksiyon test anormallikleri, kolit, kusma, gastrit, ağız kuruluğu, rektal kanama, özofajit, geğirme, glossit, ağız ülserasyonu, anoreksi, iştah artışı, stomatit, biliyer ağrı, keilit, duodenal ülser, disfaji, enterit, melena, diş eti kanaması, mide ülseri, tenesmus, ülseratif stomatit, hepatit, pankreatit, kolestatik sarılık.  Solunum sistemi : Pnömoni, dispne, astım, burun kanaması, bronşit, rinit Sinir sistemi : Parestezi, uyuklama, amnezi, anormal rüyalar, libido azalması, duygusal değişkenlik, koordinasyon bozukluğu, periferik nöropati, tortikollis, yüz felci, hiperkinezi, depresyon, hiperestezi, hipertoni. Kas/İskelet sistemi : Bacak krampları, bursit, tenosinovit, miyasteni, tendon kontraktürü, miyozit. Deri ve ekleri : Kaşıntı, kontakt dermatiti, alopesi, deri kuruluğu, terleme, akne, ürtiker, egzama, sebore, deri ülseri. Urogenital sistem : İdrara çıkmada artış, sistit, hematüri, impotans, disüri, böbrek taşı, noktüri, epididimit, fibrokistik meme hastalığı, vajinal kanama, albuminüri, meme büyümesi, metroraji, nefrit, inkontinans, idrar retansiyonu, idrara çıkma hissi, anormal ejakülasyon, uterus kanaması. Duyu organları : Ambliyopi, tinnitus, göz kuruluğu, refraksiyon hastalığı, sağırlık, glokom, parosmi, tat duyusunun kaybı, tat duyusunun değişmesi. Kardiyovasküler sistem : Çarpıntı, vazodilatasyon, senkop, migren, postüral hipotansiyon, flebit, aritmi, angina pektoris, hipertanisyon. Metabolik ve nütrisyonel hastalıklar : Hiperglisemi, kreatin fosfokinaz artışı, gut, kilo alma, hipoglisemi. Kemik ve lenfatik sistem : Ekimoz, anemi, lenfadenopati, trombositopeni, peteşi.   Pazarlama sonrası bildirilen yan etkiler : Nedensel bir ilişkisi belirlenmemiş, yukarıda belirtilmeyen pazarlama sonrası bildirilen yan etkiler şunlardır : anafilaksi, anjiyonörotik ödem, büllöz erüpsiyonlar (Eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz) ve rabdomiyoliz.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 3 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window