İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması CIPRASID
Birim Miktarı 14
ATC Kodu J01MA02
ATC Açıklaması Siprofloksasin
NFC Kodu BC
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Film Kaplı Tabletler
Kamu Kodu A09200
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 27,48 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 24,54 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 8,48 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E067A

İlaç Etken Maddeleri

  • siprofloksasin hidroklorür (750 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Bugüne kadar Siprofloksasin ile zehirlenme vakası bildirilmemiştir. Aşırı doz alımında mide yıkanır ve arkasından aktif kömür verilir. Tedavisi semptomatik ve destekleyicidir. Özel antidotu yoktur. Hemodiyaliz veya peritoneal diyalizle kandaki Siprofloksasin’in ancak %10’u temizlenebilir.

Endikasyonlar

CİPRO® İ.V. aşağıdaki mikroorganizmaların duyarlı suşlarının neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde endikedir.   Yetişkin hastalarda :   Üriner sistem enfeksiyonları : Escherichia coli (İkincil bakteriyemiyi içeren vakalar), Klebsiella pneumoniae ssp pneumoniae, Enterobacter cloaceae, Serratia marcescens, Proteus mirabilis, Providencia rettgeri, Morganella morganii, Citrobacter diversus, Citrobacter freundii, Pseudomonas aeruginosa, metisiline duyarlı Staphylococcus epidermidis, Staphylococcus saprophyticus ve Enterococcus faecalis’in etken olduğu idrar yolu enfeksiyonlarında.   Bakteriyel prostatit : Escherichia coli veya Proteus mirabilis’in etken olduğu kronik bakteriyel prostatitte   Alt solunum yolu enfeksiyonları : Escherichia coli, Klebsiella pneumoniae ssp pneumoniae, Enterobacter cloacae, Proteus mirabilis, Pseudomonas aeruginosa, Haemophilus influenzae, Haemophilus parainfluenzae ve penisiline duyarlı Streptococcus pneumoniae’nın etken olduğu alt solunum yolu enfeksiyonlarında.   Ayrıca Moraxella catarrhalis’in etken olduğu kronik bronşitin akut alevlenmelerinde.   (Not : Klinik çalışmalarda etkili olmasına rağmen, Streptococcus pneumoniae’nın yol açtığı şüpheli yada teşhis edilmiş pnömoni tedavisinde ilk seçenek değildir.)   Nozokomiyal pnömoni :Haemophilus influenzae veya Klebsiella pneumoniae’nın neden olduğu.   Akut sinüzit : Haemophilus influenzae, penisiline duyarlı Streptococcus pneumoniae suşları veya Moraxella catarrhalis’in neden olduğu.   Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları : Escherichia coli, Klebsiella pneumoniae ssp pneumoniae, Enterobacter cloaceae, Proteus mirabilis, Proteus vulgaris, Providencia stuartii, Morganella morganii, Citrobacter freundii, Pseudomonas aeruginosa, metisiline duyarlı Staphylococcus aureus, metisiline duyarlı Staphylococcus epidermidis ve Streptococcus pyogenes’in etken olduğu deri ve yumuşak doku enfeksiyonlarında.   Kemik ve eklem enfeksiyonları : Enterobacter cloaceae, Serratia marcescens, Pseudomonas aeruginosa’nın etken olduğu enfeksiyonlarda.   Karın içi enfeksiyonlar (Metronidazol ile birlikte kullanılır) : E.coli, Pseudomonas aeruginosa, Proteus mirabilis, Klebsiella pneumoniae veya Bacteroides fragilis’in etken olduğu karın içi enfeksiyonlarda   İmmün sistemi zayıflamış hastaların profilaksisinde : İmmünosupresiflerle tedavi görenlerde, nötropenik hastalarda veya enfeksiyon riskinin yüksek olduğu durumlarda profilaktik olarak.   Pediatrik hastalarda (1–17 yaş):   Komplike üriner sistem enfeksiyoları ve Piyelonefrit : Escherichia coli’nin neden olduğu.   Yetişkinler ve pediatrik hastalarda:   Akciğer Şarbonu (Maruz kalma sonrası) : Havaya dağılmış Bacillus anthracis’e maruz kalmayı takiben hastalığın ortaya çıkışını azaltmak veya ilerlemesini yavaşlatmak için endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Siprofloksasin sentetik bir fluorokinolon derivesi olup kuvvetli bir bakterisid etkiye sahiptir. Etki mekanizması bakterilerin, bakteriyel replikasyonu, transkripsiyonu, onarımı ve rekombinasyon için gerekli olan  topoizomeraz II (DNAgiraz) ve topoizomeraz IV enzimlerini inhibe etmesi yoluyladır. Siprofloksasin bakterilerin hem yavaş (stasyoner) hem de çabuk (logaritmik) bölünme ve büyüme fazlarında etkilidir. Siprofloksasin diğer antibiyotiklerle kombine edilirse additif etki ve sinerjik etki (özellikle beta-laktam antibiyotikleriyle) gözlenir. Siprofloksasin’i de içeren florokinolon grubu antibiyotiklerin etki mekanizması penisilinler, sefalosporinler, aminoglikozitler, makrolidler ve tetrasiklinlerden farklıdır. Bu nedenle bu sınıftaki antibiyotiklere dirençli olan mikroorganizmalar Siprofloksasin ve diğer kinolonlara karşı duyarlıdır. Siprofloksasin ve diğer sınıftaki antibiyotikler arasında bilinen bir çapraz rezistans yoktur. İn vitro Siprofloksasin rezistansı çok basamaklı mutasyonlarla yavaş yavaş gelişir.   Mikrobiyoloji :   Siprofloksasin aşağıdaki mikroorganizmaların çoğu suşuna gerek in vitro, gerekse klinik enfeksiyonlarda etkilidir (Bkz. ENDİKASYONLAR).   Aerobik gram-pozitif mikroorganizmalar :   Enterococcus faecalis (Birçok suşlar orta derecede duyarlıdır) Staphylococcus aureus (Sadece metisiline duyarlı suşları) Staphylococcus epidermidis (Sadece metisiline duyarlı suşları) Staphylococcus saprophyticus Streptococcus pneumoniae (Penisiline duyarlı suşları) Streptococcus pyogenes   Aerobik gram-negatif mikroorganizmalar :   Citrobacter diversus Citrobacter freundii Enterobacter cloacae Escherichia coli Haemophilus influenzae Haemophilus parainfluenzae Klebsiella pneumoniae Moraxella catarrhalis Morganella morganii Proteus mirabilis Proteus vulgaris Providencia stuartii Pseudomonas aeruginosa Serratia marcescens   İn vitro olarak Siprofloksasin aşağıdaki mikroorganizmalara karşı aktivite gösterir. Bununla beraber Siprofloksasin’in bu mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonların tedavisindeki güvenilirliği ve etkinliği yeterli ve iyi kontrol edilmiş araştırmalarla belirlenmiş değildir.   Aerobik gram-pozitif mikroorganizmalar :   Staphylococcus haemolyticus Staphylococcus hominis Streptococcus pneumoniae (Penisiline duyarlı suşları)   Aerobik gram-negatif mikroorganizmalar :   Acinetobacter iwoffi Aeromonas hydrophila Campylobacter jejuni Edwardsiella tarda Enterobacter aerogenes Klebsiella oxytoca Legionella pneumophila Neisseria gonorrhoeae Pasteurella multocida Salmonella enteritidis Salmonella typhi Shigella boydii Shigella dysenteriae Shigella flexneri Shigella sonnei Vibrio cholerae Vibrio parahaemolyticus Vibrio vulnificus Yersinia enterocolitica   Burkholderia cepacia’nın çoğu suşları ve Bacterium fragilis’i de içeren anaerobik bakteriler ve Clostridium difficile Siprofloksasin’e dirençlidir. Ayrıca Stenotrophomonas maltophilia’nın bazı suşları da ilaca dirençlidir.

Farmakokinetik Özellikler

Absorbsiyon :   Sağlıklı gönüllülere 60 dakika süren intravenöz infüzyonla 200 mg Siprofloksasin verilmesinden sonra ortalama maksimum serum konsantrasyonu 2.1 µg/ml, 12 saat sonunda ise 0.1 µg/ml olarak bulunmuştur. 400 mg’lık dozla ortalama maksimum konsantrasyon 4.6 µg/ml, 12 saat sonunda 0.2 µg/ml’dir.   12 saatte bir 60 dakika süren intravenöz infüzyonla Siprofloksasin verilmesinden sonra serumda kararlı durum (steady-state) konsantrasyonları (µg/ml) İnfüzyonun başlamasından sonra geçen süre Doz 30 dakika 1 saat 3 saat 6 saat 8 saat 12 saat 200 mg 1.7 2.1 0.6 0.3 0.2 0.1 400 mg 3.7 4.6 1.3 0.7 0.5 0.2   İntravenöz olarak verilen Siprofloksasin’in farmakokinetiği 200-400 mg doz aralığında doğrusaldır. Oral Siprofloksasin’in mutlak biyoyararlılığı %70-%80 kadardır. İntravenöz infüzyonla verilen Siprofloksasin’de ise ilk geçiş etkisiyle kayıp görülmez. Eğri Altındaki Alanlar (EAA) karşılaştırıldığında 12 saatte bir verilen 500 mg’lık oral dozla, 12 saatte bir verilen 400 mg’lık intravenöz dozun biyoeşdeğer olduğu görülür. 60 dakikada i.v. infüzyonla verilen 400 mg Siprofloksasin’in Cmaks (maksimum plazma konsantrasyonu)’ı oral yolla verilen 750 mg dozla görülene yakındır. 12 saatte bir verilen 200 mg’lık i.v. dozla görülen EAA oral yolla verilen 250 mg’ın eğrisiyle aynıdır.   İlaç hemen hemen bütün doku ve sıvılara geçer. Serebrospinal sıvıdaki konsantrasyonları serumdakinin % 10’undan daha azdır.   Metabolizma :   Siprofloksasin’in i.v. olarak verilmesinden sonra idrardan 3 metabolit elde edilmiştir. Bunlar verilen dozun % 10’u kadardır. Siprofloksasin serum proteinlerine %20-%40 oranında bağlanır.   Atılım :   Serum eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 5-6 saat, total klerensi 35 L/saat’tir. İntravenöz uygulamadan sonra verilen dozun %50-%70’i değişmeden idrarla atılır. Bu şekilde verilen 200 mg’lık bir dozdan sonra idrar konsantrasyonları 0-2 saat aralığında yaklaşık 200 µg/ml’dir. 8-12 saat aralığında 15 µg/ml’nin üstündedir. 400 mg’lık bir dozun i.v. olarak verilmesinden sonra ise idrar konsantrasyonları 0-2 saat aralığında 400 µg/ml’nin üstünde,8-12 saat aralığında 30 µg/ml’nin üstündedir. Renal klerens 22 L/saat’tir Bir dozdan sonra, genelde Siprofloksasin’in idrarla atılması 24 saatte sonlanır.   Özel hasta grupları :   Geriatrik hastalar :   Siprofloksasin’in oral (tek doz) ve intravenöz (tek ve çoklu doz) formlarıyla yapılan farmakokinetik çalışmalar, genç yetişkinlerle karşılaştırıldığında yaşlı hastalarda (>65 yaş) Siprofloksasin’in plazma konsantrasyonunun daha yüksek olduğunu göstermektedir. Cmaks %16-40 artmış olmasına karşın, EAA’daki ortalama artış yaklaşık %30’dur. Bu durum yaşlılarda renal klerensin azalmasına bağlanabilir. Yaşlılarda eliminasyon yarı ömrü hafifçe uzar (yaklaşık %20). Bu farklılıklar klinik açıdan önemli olarak değerlendirilmemektedir.   Pediatrik hastalar :   Yaşları 4 ay ve 7 yaş arasında değişen 16 pediatrik hastaya 10 mg/kg dozda tek doz oral Siprofloksasin süspansiyonu verilmesinden sonra ortalama Cmaks değeri 2.4 µg/ml (1.5-3.4 µg/ml aralığında) ve ortalama EAA 9.2 µgxsaat/ml (5.8-14.9 µgxsaat/ml aralığında) olarak bulunmuştur. Aşikar bir yaşa bağımlılık yoktur ve çoklu dozlamaya bağlı (10 mg/kg, günde 3 defa) Cmaks ve EAA değerlerinde önemli bir yükselme olmamıştır. İntravenöz Siprofloksasin verilen (10 mg/kg, 1 saat süreli infüzyon) ağır sepsisi olan pediatrik hastalarda, 1 yaşından küçük 10 hastada ortalama Cmaks değeri 6.1 µg/ml (4.6-8.3 µg/ml aralığında), EAA değeri 17.4 µgxsaat/ml (11.8-32.0 µgxsaat/ml aralığında); yaşları 1-5 arasında değişen 10 hastada ortalama Cmaks değeri 7.2 µg/ml (4.7-11.8 µg/ml aralığında), EAA değeri 16.5 µgxsaat/ml (11.0-23.8 µgxsaat/ml aralığında) olarak bulunmuştur. Bu değerler yetişkinler için belirlenen terapötik doz aralığındadır. Çeşitli enfeksiyonları olan pediatrik hastalarda yapılan popülasyon farmakokinetik analizlerine göre, ilacın pediatrik hastalardaki öngörülen ortalama yarı ömrü 4-5 saattir ve oral süspansiyonun biyoyararlanımı yaklaşık %60’tır.   Böbrek hastalığı :   Böbrek fonksiyonu azalan hastalarda Siprofloksasin’in yarı ömrü hafifçe uzar ve doz ayarlaması gerekebilir.   Karaciğer hastalığı :   Yapılan çalışmalarda stabil kronik karaciğer sirozu olan hastalarda Siprofloksasin’in farmakokinetiğinde anlamlı bir değişiklik gözlenmemiştir; ancak, akut hepatit yetmezliği olan hastalarda Siprofloksasin’in farmakokinetiği tam olarak belli değildir.

Farmasötik Şekli

CİPRO® 400mg / 200ml İ.V. İnfüzyon İçin Çözelti İçeren Flakon

Formülü

Her 200 ml infüzyon çözeltisi; 400 mg Siprofloksasin’e eşdeğer Siprofloksasin Laktat içerir. Yardımcı madde olarak; 24,6 mg Laktik asit, 1800 mg Sodyum klorür ve k.m. Enjeksiyonluk su 200 ml içerir.

İlaç Etkileşmeleri

1)      Siprofoksasin ile birlikte kullanıldığında teofilinin serum konsantrasyonları yükselebilir ve eliminasyon yarı ömrü uzayabilir. Bu da teofilinin toksisite riskini arttırır. Bu nedenle iki ilacı birlikte kullanmaktan kaçınılmalıdır. İki ilacın beraber kullanılması halinde ise serum teofilin konsantrasyonları yakından takip edilmelidir.   2)      Siprofloksasin kafein metabolizmasını etkileyerek kafeinin klerensini azaltabilir ve yarı ömrünü uzatabilir.   3)      Siklosporin tedavisi gören hastalarda Siprofloksasin geçici kreatinin yükselmesine neden olabilir.   4)      Fluorokinolonlar varfarin ve derivelerinin antikoagülan etkisini arttırabileceğinden, Siprofloksasin’i bir oral antikoagülan ile birlikte alan hastalarda protrombin zamanı dikkatle izlenmelidir.   5)      Probenesid, Siprofloksasin’in renal tübüler sekresyonunu inhibe ederek plasma seviyelerini yükseltebilir.   6)      Siprofloksasin ile fenitoini birlikte kullanan bazı hastalarda serum fenitoin düzeyinde değişmeler (artma veya azalma) bildirilmiştir.   7)      Sülfonilüre sınıfından bir antidiyabetik olan gliburid ile Siprofloksasin’in birlikte kullanılması nadiren ağır hipoglisemi ile sonuçlanabilir.   8)      Magnezyum, alüminyum veya kalsiyum içeren antasidler; sukralfat, didanosin, demir, kalsiyum, çinko gibi divalen ve trivalen katyonlar birlikte alındıklarında Siprofloksasin’in absorpsiyonunu azaltırlar. Bu sebepten dolayı sözkonusu maddeleri içeren ilaçlar Siprofloksasin’den 2 saat sonra veya 6 saat önce alınmalıdırlar.   9)      Siprofloksasin süt veya yoğurtla birlikte alınırsa absorpsiyonu önemli derecede azalır.   10) Yapılan bir farmakokinetik çalışmada, Siprofloksasin’in (500 mg, günde iki kez, 3 gün süreyle) tizanidin (4 mg’lık tek doz) ile birlikte kullanıldığında; tizanidinin serum konsatrasyonlarında önemli derecede yükselmiş olması (EAA değerinin 10 kat, Cmaks değerinin 7 kat artması) ve tizanidinin sedatif ve hipotansif etkilerini kuvvetlendirmesi nedeniyle tizanidin, Siprofloksasin ile birlikte kullanılmamalıdır.   11) Siprofloksasin ile metronidazol birlikte kullanıldığında, her iki ilacın da serum konsantrasyonları değişmemiştir.   12) Siprofloksasin ile metotreksatın aynı anda uygulanması, metotreksatın renal tübüllerden geçişini inhibe ederek metotreksatın plazma düzeylerinde artışa neden olabilir. Bu, metotreksat ile bağlantılı toksik reaksiyonların riskini artırabilir. Bu yüzden, metotreksat ile tedavi gören hastalar, aynı anda Siprofloksasin tedavisi de endike olduğunda dikkatle izlenmelidir.   13) Preklinik çalışmalar, non-steroidal antiinflamatuvar ilaçların (asetil salisilik asit hariç) çok yüksek dozlardaki kinolonlarla kombinasyonlarının konvülsiyonları provoke ettiğini göstermiştir.   14) Siprofloksosin’in 400 mg dozda her 8 saatte bir i.v. infüzyon şeklinde, 50 mg/kg dozda her 4 saatte bir i.v. piperasilin sodyum ile kombine uygulanmasından sonra, ortalama Siprofloksasin konsantrasyonları 30 dakika sonra 3.02 µg/ml ve 6-8. saat arasında 1.18 µg/ml olarak ölçülmüştür.

Kontraendikasyonlar

CİPRO® İ.V., Siprofloksasin’e, kinolon derivelerine veya ürünün içerdiği maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık gösteren kimselerde kullanılmamalıdır. Tizanidin ile birlikte kullanımı kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Yetişkinlerde dozaj ve kullanım :   CİPRO® İ.V. erişkinlere 60 dakika süreli intravenöz infüzyonla dozaj tablosunda gösterilen dozlarda verilmelidir. Seyreltilmiş bir çözeltinin büyük bir ven içerisine yavaş infüzyonu hastanın rahatsızlığını ve ven’de görülebilecek irritasyon riskini azaltır.   Bir hasta için dozu tayin ederken enfeksiyonun cinsi ve şiddeti, mikroorganizmanın duyarlılığı, hastanın immün sisteminin sağlamlığı ve hepatik, renal fonksiyonlarının durumu dikkate alınmalıdır.   Aşağıdaki tablo doz belirlenmesinde yardımcı olabilir :   YETİŞKİNLER İÇİN DOZ ŞEMASI Enfeksiyon*** Tip ve Ağırlık Birim Doz Doz Aralığı Tedavi Süresi Üriner sistem Hafif/Orta 200 mg 12 saat 7-14 gün Ağır/Komplike 400 mg 12 saat 7-14 gün Kronik bakteriyel prostatit Hafif/Orta 400 mg 12 saat 28 gün Alt solunum yolu Hafif/Orta 400 mg 12 saat 7-14 gün Ağır/Komplike 400 mg 8 saat 7-14 gün Nozokomiyal pnömoni Hafif/Orta/Ağır 400 mg 8 saat 10-14 gün Akut sinüzit Hafif/Orta 400 12 saat 10 gün Deri ve yumuşak doku Hafif/Orta 400 mg 12 saat 7-14 gün Ağır/Komplike 400 mg 8 saat 7-14 gün Kemik ve eklem Hafif/Orta 400 mg 12 saat En az 4-6 hafta Ağır/Komplike 400 mg 8 saat En az 4-6 hafta Karın içi** Komplikasyonlu 400 mg 12 saat 7-14 gün   Febril nötropenik hastaların ampirik tedavisi

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CİPRO® 200 mg/100 ml İ.V. İnfüzyon İçin Çözelti İçeren Flakon CİPRO® 250 mg 14 Film Tablet, blister ambalaj CİPRO® 500 mg 14 Film Tablet, blister ambalaj CİPRO® 750 mg 14 Film Tablet, blister ambalaj CİPRO® %0.3 Göz damlası

Saklama Koşulları

Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

CİPRO® 400 mg/200 ml İ.V. İnfüzyon İçin Çözelti İçeren Flakon

Uyarılar/Önlemler

SİPROFLOKSASİN’İN GÜVENİLİRLİĞİ VE ETKİNLİĞİ HAMİLE KADINLARDA VE SÜT VEREN ANNELERDE BELİRLENMİŞ DEĞİLDİR.   Siprofloksasin henüz gelişmesini tamamlamamış deney hayvanlarına oral yolla verildiğinde topallığa yol açmıştır. Ağırlık taşıyan eklemlerin histopatolojik incelenmesinde kıkırdak dokusunda kalıcı lezyonlar bulunmuştur. Diğer fluorokinolon bileşikleri de çeşitli hayvan türlerinin henüz gelişmesini tamamlamamış yavrularında kıkırdak lezyonlarına ve artropatiye neden olmuştur.  İdrarın alkalinizasyonu kristalüriye neden olabilir. Siprofloksasin alan hastalar bol su içmeli, alkali idrardan kaçınmalıdırlar.  Siprofloksasin tedavisi sırasında süperenfeksiyonlar görülebilir. Özellikle enterokolit vakalarında dışkı kültürü ve duyarlılık testleri yapılmalıdır. Antidiyareik ilaçlar kullanılmamalıdır.   Yaşlılarda böbrek fonksiyonları azalmış olduğundan Siprofloksasin dikkatle kullanılmalı, gerekirse doz azaltılmalıdır. Merkezi sinir sistemi bozuklukları :Siprofloksasin ve diğer kinolonlarla tedavi sırasında konvülsiyonlar, intrakraniyal basınç artışı ve toksik psikozlar bildirilmiştir. Ayrıca baş dönmesi, konfüzyon, tremor, halüsinasyon ve depresyon görülebilir. Bu etkiler ilk dozdan sonra ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda ilaç kesilmeli ve uygun tedavi yöntemleri uygulanmalıdır. Siprofloksasin konvülsiyona yatkın olanlarda (serebrovasküler hastalık, epilepsi) dikkatle kullanılmalıdır.   Teofilin :Siprofloksasin ile birlikte teofilin alanlarda ciddi ve ölümcül reaksiyonlar bildirilmiştir. Bunlar kalp durması, konvülsiyonlar, solunum yetmezliği ve status epileptikustur. İki ilacın birlikte kullanımından kaçınılmalıdır. Bu mümkün olmazsa teofilinin serum konsantrasyonları izlenmeli ve gerektiğinde doz ayarlaması yapılmalıdır.   Aşırı duyarlılık reaksiyonları :Kinolon tedavisi sırasında nadiren ölümcül olarak sonlanabilen ciddi hipersensitivite (anafilaktik) reaksiyonları bildirilmiştir. Bu reaksiyonlara kardiyovasküler kollaps, bilinç kaybı, vücutta karıncalanma hissi, farinkste veya yüzde ödem, dispne, ürtiker ve kaşıntı gibi belirtiler eşlik edebilir. Bunlar ilk dozdan sonra görülebilir. Tedavi için adrenalin, i.v. kortikosteroidler, oksijen kullanılır, entübasyon gerekebilir.   Psödomembranöz kolit :Bütün antibiyotiklerde olduğu gibi Siprofloksasin tedavisi sırasında da Clostridium difficile üremesine bağlı olarak psödomembranöz enterokolit görülebilir. Hafif vakalarda ilacın kesilmesi yeterlidir. Ağır vakalarda sıvı ve elektrolitler, vitamin, ek protein ve C. difficile’ye karşı etkili bir antibiyotik gerekebilir.   Cilt :Kinolon antibiyotikleri kullananlarda fotosensitivite reaksiyonları bildirilmiştir. Siprofloksasin kullanan hastalar doğrudan güneş ışığında kalmaktan kaçınmalıdır.   Tendon üzerine etkisi :Siprofloksasin ve diğer kinolonlarla tedavi görenlerde aşil tendonu kopması bildirilmiştir. Siprofloksasin tedavisi sırasında hasta, bir tendonda ağrı, iltihap veya kopmadan şikayet ederse tedavi kesilmelidir.   Böbrek yetmezliği :Siprofloksasin böbrek fonksiyonu azalmış hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. İlerlemiş böbrek yetmezliğinde doz ayarlaması gereklidir (Bkz. KULLANIM ŞEKLİ ve DOZU) Uzun süren tedavilerde periyodik olarak renal, hepatik ve hematopoetik sistem fonksiyonları uygun testlerle kontrol edilmelidir.   Sitokrom P450 (CYP450) :Siprofloksasin hepatik CYP1A2 enzimlerinin inhibitörüdür. Siprofloksasin’in; başlıca CYP1A2 enzimleriyle metabolize olan diğer ilaçlarla birlikte verilmesi durumunda (teofilin, metilksantin, tizanidin gibi) bu ilaçların plazma konsantrasyonlarında yükselmeye yol açar ve Siprofloksasin ile birlikte kullanılan bu ilaçların klinik olarak önemli farmakodinamik yan etkilerinin görülmesine sebep olabilir.   Periferal nöropati :Siprofloksasin veya diğer kinolonları kullanan hastalarda parestezi, hipoestezi, disestesi ve zayıflığa neden olan küçük ve/veya büyük aksonları etkileyen nadir duyusal veya sensimotor aksonal polinöropati olguları rapor edilmiştir. Eğer hastada ağrı, yanma hissi, vücutta karıncalanma hissi, uyuşukluk ve/veya zayıflık gibi nöropati semptomları görülürse veya hastada hafif dokunma, ağrı, sıcaklık, pozisyon algılama, kemik duyarlığı ve/veya motor kuvvet hissinde azalma olduğu düşünülüyorsa, geridönüşümsüz bir durumu önlemek amacıyla Siprofloksasin tedavisi sonlandırılmalıdır.   Gebelikte ve Emzirme Döneminde Kullanımı :   Gebelikte kullanımı : Gebelik kategorisi C’dir. Hamile kadınlarda yapılmış yeterli ve kontrollü araştırmalar bulunmamaktadır. Siprofloksasin gebelikte ancak umulan faydaları fetus için olası risklere üstünse kullanılmalıdır.   Emzirme Döneminde kullanımı : Siprofloksasin anne sütüne geçer. Emzirilen bebeklerde ciddi advers etkilere neden olabileceğinden ya emzirmeye ya da Siprofloksasin tedavisine son verilmelidir.   Araç ve Makine kullanmaya etkisi : Siprofloksasin merkezi sinir sisteminde baş dönmesi, konfüzyon, tremor, halüsinasyon, ajitasyon gibi yan etkilere neden olabilir. Hastalar bu yönde uyarılmalıdır.  

Yan Etkileri / Advers Etkiler

İlaçla ilgili olarak en sık bildirilen yan etkiler bulantı (%2.5), diyare (%1.6), anormal karaciğer fonksiyon testleri (%1.3), kusma (%1.0) ve kaşıntı (%1.0)’dır.   Hastaların %1’inden azında bildirilen diğer yan etkiler ise şunlardır :   Tüm beden : Abdominal ağrı ve rahatsızlık, ayaklarda ağrı, ekstremitelerde ağrı, ağrı.   Kardiyovasküler Sistem : Kardiyovasküler kollaps, aritmi, taşikardi, kardiyak üfürüm, çarpıntı, atrial flutter, ventriküler ektopi, senkop, hipertansiyon, hipotansiyon, anjina pektoris, miyokard enfarktüsü, kalp ve solunum durması, serebral tromboz, (trombo) flebit, vazodilatasyon, migren.   Merkezi Sinir Sistemi : Baş dönmesi, uykusuzluk, kabus görme, halüsinasyon, manik reaksiyon, irritabilite, titreme, ataksi, konvülsiyon, letarji, uyuklama, kuvvetsizlik, sersemlik, kırıklık, anoreksi, fobi, kişilik kaybı, depresyon, parestezi, paranoya, toksik psikoz, disfazi, konfüzyon, başta hoşluk, huzursuzluk ve endişe hali.   Gastrointestinal Sistem : Ağız mukozasında ağrı ve ülser oluşması, ağızda kandida enfeksiyonu, ağzda kuruluk, gastrointestinal kanama, hepatit, bağırsak tıkanması, ikter, C.difficile kaynaklı diyare, psödomembranöz kolit, pankreatit, hepatik nekroz, bağırsak delinmesi, dispepsi, epigastrik ağrı, kabızlık, anoreksi, disfaji, gaz.   Hematolojik/Lenfatik : Agranülositoz, protrombin zamanının uzaması, peteşi, lenfadenopati.   Metabolik/Nütrisyonel : Amilaz ve lipaz yükselmesi.   Kas/Eklem : Artralji, eklem sertliği, boyun ve göğüs ağrısı; çene, kol veya sırt ağrısı, eklemlerde sertleşme, gut krizi, myastenia gravis.   Renal/Ürogenital : İnterstisyel nefrit, nefrit, renal yetmezlik, böbrek taşı oluşumu, poliüri, idrar retansiyonu, üretral kanama, vajinit, asidoz, hemorajik sistit, sık idrara çıkma, asidoz, jinekomasti, göğüs ağrısı, kristalüri, silendirüri, kandidüri, hematüri ve albuminüri.   Solunum Sistemi : Solunum durması, dispne, epistaksis, larinks veya akciğer ödemi, hıçkırık, hemoptizi, bronkospazm, akciğer embolisi, solunumda güçlük, plevral dökülme, burun kanaması.   Deri/Hipersensitivite : Eritema multiforme/Stevens-Johnson sendromu, eksfolyatif dermatit, toksik epidermal nekroliz, vaskülit, kaşıntı, ürtiker, fotosensitivite, yüzde kızarma (flushing), ateş, titreme, anjiyoödem; yüz, boyun, dudak, konjunktiva, el veya alt ekstremite ödemi, purpura, deri kandidiazis’i, hiperpigmentasyon, eritema nodosum, vezikül, terlemede artış, tromboflebit, yanma hissi, parestezi, eritem, şişme, anafilaktik şoka kadar gidebilen alerjik reaksiyonlar.   Duyu Organları : Görmede bulanıklık, bozulma (ışıkların yanıp sönmesi, renk algılamada değişiklik, ışıkların aşırı parlaklığı, diplopi, kromatopsi), göz ağrısı, nistagmus; kulak çınlaması, işitme kaybı; koku alma hissinin azalması, kaybolması; ağızda kötü tat. Bildirilen yan etkilerin çoğu hafif ve orta derecede olup ilacın kesilmesiyle tedaviye gerek kalmadan geçmiştir.   Laboratuvar Test Anomalileri : İlaçla ilgileri belirsiz olarak aşağıdaki laboratuvar test değişmeleri bildirilmiştir :   Hepatik            : ALT (SGPT), AST (SGOT), alkalen fosfataz, LDH, bilirubin yükselmeleri Hematolojik     : Eozinofili, lökopeni, trombositopeni, trombositoz, pansitopeni Renal               : Serum kreatinin ve BUN’de yükselme, kristalüri, silendirüri, hematüri   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Sitalopramın tek başına veya diğer ilaçlar/alkol ile birlikte doz aşımında sıklıkla görülen semptomlar: sersemlik, terleme, bulantı, tremor, somnolans ve sinüs taşikardisidir. Daha nadir olarak; amnezi, konfüzyon, koma, konvülsiyonlar, hiperventilasyon, siyanoz, rabdomiyoliz ve EKG değişiklikleridir (QTc aralığında uzama, düğüm ritmi, ventrikül aritmisi ve olası bir Torsade de pointes vakası) ortaya çıkabilir. Doz aşımının tedavisinde yeterli ventilasyon ve oksijenasyon sağlamak için havayolu açılmalı ve açık kalması sağlanmalıdır. Gastrik lavaj ve aktif kömür uygulanması düşünülebilir. Genel semptomatik ve destek tedavi ile birlikte kardiyak ve vital bulgu monitorizasyonu önerilmektedir. Sitalopramın geniş dağılım hacmi nedeniyle, zorlu diürez, diyaliz, hemoperfüzyon ve değişim transfüzyonundan fayda görülmesi olası görünmemektedir. Sitaloprama spesifik bir antidot yoktur. Tedavide multipl ilaç alımı olasılığı unutulmamalıdır

Endikasyonlar

CİTARA, depresyon tedavisinde ve relaps ya da rekürrensin önlenmesinde endikedir. Sitalopram, DSM-III ve DSM-IIIR’a göre depresif duygudurum bozukluklarının tedavisinde kullanılır. Tedaviye cevap veren hastalarda ilaca devam edilmesi depresyon nüksünü önlemede etkilidir. Sitalopram ayrıca; agorafobili veya agorafobisiz panik bozukluk ile obsesif kompulsif bozukluğun (OKB) tedavisinde de kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Sitalopram HBr oral yoldan uygulanan bir selektif serotonin geri-alım inhibitörüdür (SSRİ). Kimyasal yapısı diğer SSRİ’lerden, trisiklik, tetrasiklik ve mevcut diğer antidepresanlardan farklıdır. Sitalopramın antidepresan etkisinin; santral sinir sisteminde (SSS) nöronal serotonin (5-HT) geri alımının inhibisyonu yoluyla oluşan serotonerjik aktivite artışı ile ortaya çıktığı düşünülmektedir. Sitalopramın noradrenalin (NE) ve dopamin (DA) geri alımını minimal etkilediği ve yüksek seçiciliğe sahip bir SSRİ olduğu belirlenmiştir. Sitalopramın 5-HT1A, 5-HT2A, dopamin D1 ve D2, alfa1, alfa2, beta-adrenerjik reseptörler, histamin H1, gama-aminobütirik-asit (GABA), muskarinik, kolinerjik ve benzodiyazepin reseptörlerine minimal afinitesi vardır veya hiç afinitesi yoktur.

Farmakokinetik Özellikler

Sitalopramın 10-60 mg/gün doz aralığında tek ve multipl doz farmakokinetiği lineer ve dozla orantılıdır. İlacın biyotransformasyonu esas olarak karaciğer yoluyladır ve ortalama terminal yarı-ömrü 35 saattir. Günde tek doz uygulama ile kararlı durum plazma konsantrasyonlarına yaklaşık bir haftada ulaşılır. Yarı-ömrüne bağlı olarak, kararlı durumdaki plazma akümülasyon miktarı, tek doz uygulamadan sonraki plazma konsantrasyonlarının 2,5 katıdır. Emilim ve Dağılım: Tek bir oral sitalopram dozunun (40 mg tablet) ardından zirve kan düzeylerine yaklaşık 4 saatte ulaşılır. Sitalopramın biyoyararlanımı yaklaşık % 80 olup, emilimi besinlerden etkilenmemektedir. Dağılım hacmi yaklaşık 12 L/kg’dır. Sitalopram ve metabolitleri plazma proteinlerine yaklaşık % 80 oranında bağlanırlar. Metabolizma ve Eliminasyon: Sitalopram; demetilsitalopram (DCT), didemetilsitalopram (DDCT), sitalopram n-oksit ve deamine edilmiş bir propiyonik asit türevine metabolize olur. İn vitro çalışmalarda; sitalopramın N-demetilasyonundan esas olarak CYP3A4 ve CYP2C19 izoenzimlerinin sorumlu oldukları saptanmıştır. İnsanlarda plazmadaki ana bileşik, değişmemiş sitalopramdır. Sitalopramın, serotonin geri-alımını metabolitlerine göre en az 8 kat daha güçlü inhibe ettiği, dolayısı ile sözü geçen metabolitlerin ilacın antidepresan etkisinden anlamlı olarak sorumlu olmadıkları gösterilmiştir. Sistemik sitalopram klirensi 330 mL/dak olup, yaklaşık % 20’si renal mekanizmalar yoluyladır.     Karaciğer fonksiyon bozukluğunda farmakokinetiği: Sağlıklı kişilerle kıyaslandığında, karaciğer fonksiyon bozukluğu olanlarda oral sitalopram klirensinin % 37 azaldığı, yarı-ömrünün iki kat arttığı gözlenmiştir. Karaciğer fonksiyon bozukluğu olan çoğu hastada önerilen doz 20 mg’dır. Böbrek fonksiyon bozukluğunda farmakokinetiği: Hafif ve orta dereceli böbrek yetmezliği olanlarda sitalopramın oral klirensi sağlıklı kişilere göre % 17 oranında azalmıştır. Bu hastalarda doz ayarlaması gerekmemektedir. Ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi < 20 mL/dak.) sitalopramın farmakokinetiği ile ilgili bilgi bulunmamaktadır.

Farmasötik Şekli

Film Tablet

Formülü

Her bir film tablet; 10 mg sitaloprama eşdeğer sitalopram hidrobromür ve boyar madde olarak titanyum dioksit içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Sitalopram metabolizmasında rol alan ana enzim inhibitörü olan ketokonazol, itrakonazol ve makrolid antibiyotikler ve omeprazol gibi ilaçlar sitalopramın klirensini azaltabilir. Ancak bu ilaçlarla eşzamanlı uygulamada, sitalopram metabolizmasının klinik olarak anlamlı bir biçimde etkilenmesi beklenmemektedir. SSS ilaçları: Primer SSS etkileri nedeniyle, sitalopramın santral etkili diğer ilaçlarla kombine kullanımı sırasında dikkatli olunmalıdır. Alkol:Bir klinik çalışmada sitalopramın alkolün kognitif ve motor etkilerini artırmadığı saptanmışsa da, diğer psikotrop ilaçlarda olduğu gibi, sitalopram kullanan depresif hastalarda da alkol kullanımı önerilmemektedir.Monoamin Oksidaz İnhibitörleri (MAOİ): Bkz. KONTRENDİKASYONLARI,UYARILAR ÖNLEMLER Simetidin: Eşzamanlı sitalopram (21 gün süre ile, günde 40 mg/gün dozda) ve simetidin  (8 gün süre ile günde 400 mg/gün dozda) uygulanması ile sitalopramın EAA ve Cmax değerlerinde sırasıyla % 43 ve % 39 artış saptanmıştır. Bu bulguların klinik önemi bilinmemektedir. Lityum: Sitalopram ve lityumun eşzamanlı uygulanması, her iki ilacın farmakokinetiği üzerinde anlamlı bir etkiye yol açmamıştır. Bununla birlikte, standart klinik uygulamalara paralel olarak, plazma lityum düzeyleri takip edilmeli ve gerektiğinde lityum dozu ayarlanmalıdır. Lityum sitalopramın serotonerjik etkilerini artırabileceğinden, eşzamanlı uygulamada dikkatli olunmalıdır. Sumatriptan:Bir SSRİ ile eşzamanlı sumatriptan kullanan hastalarda güçsüzlük, hiperrefleksi ve inkoordinasyon geliştiği bildirilmiştir. Bu nedenle; sumatriptan ile bir SSRİ’nin (flouksetin, fluvoksamin, paroksetin, sertralin ve sitalopram) eşzamanlı kullanılması gereken hastalar uygun şekilde takip edilmelidirler. Karbamazepin:Sitalopram ile eşzamanlı uygulanması, karbamazepinin farmakokinetiğini anlamlı olarak değiştirmemiştir. Eşzamanlı uygulamada sitalopram klirensinin artabileceği unutulmamalıdır. Metoprolol: Sitalopramın 22 gün süreyle 40 mg/gün dozda uygulanması beta-adrenerjik reseptör blokeri metoprololün plazma düzeylerini iki kat artırmıştır. Metoprolol plazma düzeylerinin artması, kardiyoselektivitenin azalması ile ilişkili bulunmuştur. İmipramin ve diğer Trisiklik Antidepresanlar (TSA): Trisiklik antidepresanların sitalopram ile eşzamanlı uygulanmasında dikkatli olunmalıdır. Elektrokonvülsif tedavi:Elektrokonvülsif tedavi ile sitalopramın kombine uygulanması ile ilgili klinik araştırma yapılmamıştır.

Kontraendikasyonlar

Sitalopramın monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOİ) ile eşzamanlı kullanılması kontrendikedir. Ayrıca CİTARA, sitaloprama veya ilacın içerdiği maddelerden herhangi birine aşırı duyarlılığı olan hastalarda kullanılmaz.

Kullanım Şekli Ve Dozu

CİTARA; günde bir kez, sabah veya akşam, aç veya tok karnına uygulanabilir. Doktor tarafından başka şekilde önerilmediği takdirde mutad dozları 20-40 mg/gün’dür. Doz artırımları en az birer hafta ara ile 20 mg’lık artırımlar şeklinde uygulanmalıdır. Günlük doz maksimum 60 mg’dır. Depresyon: Sitalopramın başlangıç dozu günde bir kez 20 mg’dır ve bu doz 60 mg/gün’e yükseltilebilir. Panik bozukluk: Sitalopram tedavisine günde bir kez 10 mg ile başlanır  ve günlük doz 60 mg’a yükseltilebilir. Obsessif kompulsif bozukluk: Önerilen başlangıç dozu günde 20 mg’dır. Gerekirse bu doz 60 mg/gün’e yükseltilebilir. Yaşlılarda ve karaciğer yetmezliği olanlarda dozaj: Birçok yaşlı hasta ile karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda önerilen doz; 20 mg/gün’dür. Tedaviye cevap vermeyen hastalarda dozaj, 40 mg/gün’e çıkartılabilir. Böbrek yetmezliğinde dozaj: Hafif veya orta şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez. Ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda sitalopram dikkatle kullanılmalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Preparatın ayrıca, CİTARA 20 ve 40 mg Film Tablet isimli formları da mevcuttur.

Ruhsat Sahibi

FAKO İLAÇLARI A.Ş. Levent /İSTANBUL

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

05.03.2004-204/2

Saklama Koşulları

25° C’nin altındaki oda sıcaklığında muhafaza ediniz.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

CİTARA 10 mg film tablet, her biri 10 mg sitaloprama eşdeğer sitalopram HBr içeren 14 ve 28 film tabletlik blister ambalajlardadır.

Uyarılar/Önlemler

Antidepresan ilaçların özellikle çocuk ve gençlerdeki kullanımlarının intihar düşünce ve davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında, ilaç dozunun artırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk ya da aşırı hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle gerek aile gerekse hastanın hekimi tarafından yakınen izlenmelidir. MAO inhibitörleri ile etkileşim potansiyeli: Bir MAOİ ile serotonin geri-alım inhibitörlerinin kombine kullanımında hipertermi, rijidite, miyoklonus, vital bulgulardaki olası hızlı dalgalanmalarla seyreden otonom instabilite ile deliryum ve komaya ilerleyebilen ajitasyonu içeren mental durum değişiklikleri gibi ciddi ve bazen fatal olabilen reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu tür reaksiyonlar, yakın geçmişte SSRİ tedavisini bırakıp bir MAOİ ile tedaviye başlayan hastalarda da görülebilmektedir. Bu nedenle sitalopramın bir MAOİ ile kombine veya bir MAOİ ile tedavinin bırakılmasından sonraki 14 gün içerisinde kullanılmaması önerilmektedir. Benzer şekilde, sitalopram tedavisinden bir MAOİ ile tedaviye geçileceğinde de en az 14 gün ara verilmelidir. Hiponatremi: Sitalopram tedavisi ile ilişkili olarak çok sayıda hiponatremi ve UAHSS (Uygunsuz Antidiüretik Hormon Salınım Sendromu) vakası bildirilmiştir. Bu tür problemleri olan hastalar, ilacın bırakılması ve/veya tıbbi girişimlerle iyileşmişlerdir. Mani/Hipomani aktivasyonu: Bir kısım bipolar bozukluk vakalarını da içeren plasebo kontrollü çalışmalarda, sitalopram uygulanan 1063 hastada % 0.2 oranında mani/hipomani aktivasyonu saptanmıştır. Diğer tüm antidepresanlarla olduğu gibi sitalopram da mani hikayesi olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Konvülsiyonlar: Sitalopram, konvülsiyon hikayesi olan hastalarda sistemik olarak değerlendirilmemiştir. Diğer antidepresanlarda olduğu gibi, sitalopram da nöbet hikayesi olan hastalarda dikkatle uygulanmalıdır. İntihar: Depresif hastalarda intihar girişimi olasılığı her zaman vardır ve bu olasılık anlamlı remisyon görülünceye kadar devam eder. Yüksek riski olan hastalar ilaç tedavisinin başlangıcında yakından takip edilmelidir. Araç ve makine kullanımı üzerine etkisi: Psikoaktif ilaçlar; karar verme, düşünme ve motor yetileri etkileyebileceğinden, otomobil de dahil olmak üzere, dikkat isteyen araçları kullananlar, sitalopram tedavisinin bu tür yetileri olumsuz etkilemediğinden emin oluncaya kadar dikkatli olmaları konusunda uyarılmalıdırlar. Eşzamanlı hastalığı olanlarda uygulama: Sistemik hastalığı olanlarda sitalopram kullanımı ile ilgili klinik deneyim sınırlıdır. Metabolizma veya hemodinamik cevabı etkileyen hastalığı veya durumu olan kişilerde sitalopram dikkatle uygulanmalıdır. Sitalopramın yakın zamanda miyokard enfarktüsü geçirmiş veya stabil olmayan kalp hastalığı olanlarda kullanımı sistematik olarak değerlendirilmemiştir. Bununla birlikte, ilacın anlamlı EKG değişiklikleri ile ilişkili olmadığı yönünde veriler elde edilmiştir. Karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda sitalopram klirensi azalmış ve plazma konsantrasyonları artmıştır. Karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda sitalopram dikkatle kullanılmalı ve maksimum dozajı düşük tutulmalıdır.        Sitalopram yüksek oranda metabolize edildiğinden, değişmemiş ilacın idrarla atılımı minör bir eliminasyon yoludur. Kronik sitalopram tedavisi uygulanan yeterli sayıda ağır böbrek yetmezliği hastasının sonuçları değerlendirilmedikçe, ilaç bu tür hastalarda dikkatle uygulanmalıdır. Pediatrik kullanım: Sitalopramın pediatrik hastalardaki etkinliği ve güvenilirliği ortaya konulmamıştır. Geriatrik kullanım: Klinik çalışmalarda ilaca cevap bakımından yaşlı ve genç hastalar arasında bir fark saptanmamakla birlikte, bazı yaşlı hastaların ilaca daha duyarlı olabileceği unutulmamalıdır. Klinik çalışmalarda sitalopram ile tedavi edilmiş yaşlı hastaların çoğuna uygulanan doz 20 ve 40 mg/gün’dür. Gebelikte kullanım: Gebelik kategorisi C’dir. Gebe kadınlarla yapılmış yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar yoktur. Bu nedenle gebelikte sitalopram yalnızca, anneye sağlaması beklenen yararı fetus üzerindeki olası risklerden fazla olduğunda kullanılmalıdır. Emziren annelerde kullanım: Diğer birçok ilaçta olduğu gibi, sitalopram da anne sütüne geçer. Emziren annelerde emzirmenin mi, sitalopram tedavisinin mi kesileceğine karar verirken, ilacın bebekte yol açacağı riskler ile birlikte anneye sağlayacağı faydalar gözönüne alınmalıdır. Gerek yetişkin gerekse çocuklarda kullanımında tedavinin özellikle ilk haftalarında ajitasyon şeklinde zarar verici davranış değişikliklerine neden olabilir. Ani kesilmesinde “kesilme belirtileri”ne neden olabileceğinden doz azaltılarak ilaç kullanımına son verilmesi uygun olacaktır.

Üretim Yeri

FAKO İLAÇLARI A.Ş. Levent /İSTANBUL

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Sitalopram bir SSRİ olarak yüksek seçicilik gösterdiğinden, diğer nörotransmiterler üzerinde etkisiz ya da çok az etkilidir. Bu nedenle genellikle iyi tolere edilir. Plasebo kontrollü klinik çalışmalarda sitalopram grubunda > % 2 oranında ve plasebo grubundan daha sık gözlenen yan etkiler; ağız kuruluğu, terlemede artış, tremor, bulantı, diyare, dispepsi, kusma, karın ağrısı, halsizlik, ateş, artralji, miyalji, somnolans, insomnia, anksiyete, anoreksi, ajitasyon, dismenore, libido azalması, esneme, üst solunum yolu enfeksiyonu, rinit, sinüzit, ejakülasyon bozukluğu ve empotanstır. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Bilinen bir antidotu yoktur. Aşırı doz alımı durumunda kusturma ve/veya gastrik lavaj yapılmalıdır. Yeterli miktarda su verilmelidir. Şiddetli toksisite belirtileri ortaya çıkarsa hemodiyaliz ve peritoneal diyaliz faydalı olur.

Endikasyonlar

Tablet

Farmakodinamik Özellikler

CİPRASİD 750, siprofloksasin’ e ya da kinolon türevi antibakteriyel ilaçlardan herhangi birine karşi aşırı duyarlılığı bulunan kişilerde kontrendikedir. Tizanidin ile birlikte uygulanması kontrendikedir.

Farmakokinetik Özellikler

Ciprasid 500mg Film Tablet, 14 film tabletlik blister ambalajlarda

Farmasötik Şekli

30.12.2005-207/32

Formülü

14 film tabletlik blister ambalajlarda
(Visited 41 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window