İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması CISSOR
Birim Miktarı 100
ATC Kodu N06DX01
ATC Açıklaması Memantin
NFC Kodu BC
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Film Kaplı Tabletler
Kamu Kodu A13006
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 203,69 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 183,33 TL (5 Şubat 2020)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 102,46 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Başlıklar
  1. İlaç Etken Maddeleri
  2. İlaç Prospektüsü
    1. Doz Aşımı
    2. Endikasyonlar
    3. Farmakodinamik Özellikler
    4. Farmakokinetik Özellikler
    5. Farmasötik Şekli
    6. Formülü
    7. İlaç Etkileşmeleri
    8. Kontraendikasyonlar
    9. Kullanım Şekli Ve Dozu
    10. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    11. Saklama Koşulları
    12. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    13. Uyarılar/Önlemler
    14. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    15. Doz Aşımı
    16. Endikasyonlar
    17. Farmakodinamik Özellikler
    18. Farmakokinetik Özellikler
    19. Farmasötik Şekli
    20. Formülü
    21. İlaç Etkileşmeleri
    22. Kontraendikasyonlar
    23. Kullanım Şekli Ve Dozu
    24. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    25. Saklama Koşulları
    26. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    27. Uyarılar/Önlemler
    28. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    29. Doz Aşımı
    30. Endikasyonlar
    31. Farmakodinamik Özellikler
    32. Farmakokinetik Özellikler
    33. Farmasötik Şekli
    34. Formülü
    35. İlaç Etkileşmeleri
    36. Kontraendikasyonlar
    37. Kullanım Şekli Ve Dozu
    38. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    39. Saklama Koşulları
    40. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    41. Uyarılar/Önlemler
    42. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    43. Doz Aşımı
    44. Doz Aşımı
    45. Endikasyonlar
    46. Endikasyonlar
    47. Farmakodinamik Özellikler
    48. Farmakodinamik Özellikler
    49. Farmakokinetik Özellikler
    50. Farmakokinetik Özellikler
    51. Farmasötik Şekli
    52. Farmasötik Şekli
    53. Formülü
    54. Formülü
    55. İlaç Etkileşmeleri
    56. İlaç Etkileşmeleri
    57. Kontraendikasyonlar
    58. Kontraendikasyonlar
    59. Kullanım Şekli Ve Dozu
    60. Kullanım Şekli Ve Dozu
    61. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    62. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    63. Saklama Koşulları
    64. Saklama Koşulları
    65. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    66. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    67. Uyarılar/Önlemler
    68. Uyarılar/Önlemler
    69. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    70. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    71. Doz Aşımı
    72. Endikasyonlar
    73. Farmakodinamik Özellikler
    74. Farmakokinetik Özellikler
    75. Farmasötik Şekli
    76. Formülü
    77. İlaç Etkileşmeleri
    78. Kontraendikasyonlar
    79. Kullanım Şekli Ve Dozu
    80. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    81. Saklama Koşulları
    82. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    83. Uyarılar/Önlemler
    84. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    85. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    86. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    87. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    88. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    89. İlaç Nasıl Kullanılır
    90. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    91. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    92. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    93. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    94. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    95. Doz Aşımı Ve Tedavisi

İlaç Etken Maddeleri

  • memantin hidroklorür (10 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Aşırı dozda alınan parasetamol bazı hastalarda hepatik toksisiteye neden olabilir. Parasetamolün aşırı dozunda doza bağlı bir komplikasyondur. 12 – 48 saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir. Ancak klinik semptomlar dozun alınmasından sonra 1 – 6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir. 10 g’ın üzerinde alınması durumunda toksisite görülmesi muhtemeldir. Potansiyel hepatotoksik aşırı dozu takiben görülen ilk semptomlar; mide bulantısı, kusma, diyaforez ve genel vücut kırıklığıdır. Antidotu metionin veya asetil sistein olup, gerekirse gastrik lavaj yapılabilir. Ayrıca semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanır.

Endikasyonlar

Corsal Kapsül; gripal enfeksiyonlar, nezle ve soğuk algınlığının proflaksisi ve semptomatik tedavisinde endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Corsal Kapsül; soğuk algınlığı, nezle ve gripal enfeksiyonlarda ortaya çıkan burun akıntısı, ateş, ağrı ve kırıklık gibi semptomları gideren analjezik-antipiretik, dekonjestan ve antihistaminik etkili bir preparattır.   Parasetamol, salisilat olmayan bir ağrı giderici ve ateş düşürücüdür. Analjezik ve antipiretik etkinliği aspirine eşdeğer olmasına rağmen aspirin alımına bağlı olarak görülen yan etkileri meydana getirmez. Soğuk algınlığı ve gripal enfeksiyonların yol açtığı kırıklığı giderir, ateşi düşürür.   Sentetik bir sempatomimetik olan fenilpropanolamin hidroklorür, efedrine nazaran daha güçlü ve daha uzun süreli vazokonstrüktif etkiye sahiptir. Bu özelliği ile burunda konjestiyonu ve sızıntıyı azaltarak klorfeniramin maleatın etkisini potansiyelize eder.   Bir antihistaminik olan klorfeniramin maleat ise soğuk algınlığı ve gripal enfeksiyonlarda alerjik reaksiyonları ortadan kaldırır; burun akıntısını önler, aksırık ya da sulanan gözlerde geçici iyileşme sağlayarak hastanın iyileşme sürecinde hastayı rahatlatır.

Farmakokinetik Özellikler

Parasetamolün terapötik etkisi yarım saat içinde başlar ve 4 saat devam eder. Oral biyoyararlanımı % 60 – 70 arasındadır. Eliminasyon yarı ömrü 2 – 4 saattir. Yüksek oranda hepatik metabolizma gösterir. Değişmemiş ilaç atılımı idrarla % 1 – 4 ve safra ile % 2.6’dır. Fenilpropanolaminin oral yoldan emilimi % 100’dür. Eliminasyon yarı ömrü 4.6 – 6.6 saattir. Hepatik metabolizasyonla aktif metaboliti olan norefedrin meydana gelir. Değişmemiş ilacın idrarla atılımı % 80 – 90 arasında tesbit edilmiştir. Klorfeniraminin oral emilimi iyidir ve uygulamadan 2 saat sonra pik serum seviyelerine ulaşılır. Antihistaminik etki 48 saate kadar devam edebilir. Eliminasyon yarı ömrü 20 saattir. Karaciğerde yüksek oranda metabolize edilir. İdrarla atılan değişmemiş ilaç oranı % 3-6’dır.

Farmasötik Şekli

Corsal KAPSÜL

Formülü

Beher kapsül; 300 mg parasetamol, 25 mg fenilpropanolamin hidroklorür, 4 mg klorfeniramin maleat ve kapsül boyası olarak eritrosin, tartrazin ve titandioksit içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Alkol, Corsal Kapsül’ün uyuşukluk yapıcı etkisini artırabilir. Parasetamol’ün yüksek dozlarda antikoagülanların etkisini artırdığı bildirilmiştir. Parasetamolün salisilatlarla uzun süre kullanımı önerilmemektedir. Bromokriptin kullanan hastalarda fenilpropanolamin (sempatomimetik ajanlar) bromokriptinin neden olduğu advers etkileri artırabilir. Furazolidin gibi MAO inhibitör aktivite gösteren ilaçlar şiddetli hipertansiyon riski nedeniyle sempatomimetiklerle eş zamanlı kullanılmamalıdır. Trisiklik antidepresanların antihistaminik ilaçlarla birlikte kullanımı antikolinerjik aktivitede artışa neden olabilir.

Kontraendikasyonlar

İçerdiği maddelere karşı aşırı duyarlılığı bilinen kişilerde kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktor tarafından başka şekilde önerilmediği takdirde; Büyüklerde yemeklerden sonra günde 3 defa 1’er kapsül bol su ile alınır. Günde 4 kapsülden fazla alınmamalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Saklama Koşulları

30°C’nin altında oda sıcaklığında saklayınız. Işıktan koruyunuz. Çocukların ulaşamayacakları yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

30 kapsüllük blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Astım, glokom, amfizem, kronik karaciğer hastalığı, nefes darlığı olanlarda, MAO inhibitörü kullananlarda, nefes almada zorluk çekenlerde, yüksek tansiyonlularda, kalp rahatsızlığı, diyabet veya tiroidi olanlarda, karaciğer ve böbrek yetmezliği, prostat hipertrofisine bağlı idrar retansiyonu gibi durumlarda dikkatli kullanılmalıdır.   Klorfeniramin maleat, sedatif etkisi nedeniyle dikkat gerektiren makinalarla çalışanlarda, tehlikeli ve/veya yüksek yerlerde çalışanlarda veya vasıta kullananlarda kazaya neden olabileceğinden dikkatli kullanılmalı ve hasta bu konuda uyarılmalıdır. Alkolle birlikte alınması bu sedatif etkiyi artırabilir.   Preparat, kapsül boyası olarak tartrazin içerdiğinden alerjik reaksiyonlar görülebilir. Erişkinlerde 7 günden, çocuklarda 5 günden, ateşli durumlarda ise 3 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır. Belirtiler 7 gün içinde kaybolmaz veya bunlara yüksek ateş ve devamlı öksürük eşlik ederse ilaca devam etmeden önce doktora danışılmalıdır. 6 yaşından küçük çocuklara verilmemelidir.   Hamilelerde ve emziren annelerde kullanımı: Doktor tavsiyesi dışında hamilelerde ve emziren annelerde kullanılmaması önerilir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Corsal Kapsül duyarlı kişilerde uyuklama ve uyuşukluğa neden olabilir. Ayrıca huzursuzluk, heyecan ve uykusuzluk, özellikle yüksek dozlarda kullanıldığında ve aşırı duyarlılığı bulunanlarda baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı, kusma, kabızlık, deri döküntüsü, terleme, çarpıntı, iştah kaybı, idrar zorluğu, bulanık görme ve karın ağrısına yol açabilir. Bu durumlarda doz azaltılmalıdır. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Karboplatin doz aşımı için bilinen bir antidot yoktur. Doz aşımı ile beklenen komplikasyonlar kemik iliği supresyonu ve/veya hepatik toksisitedir.

Endikasyonlar

İlerlemiş over kanserinin başlangıç tedavisi: Karboplatin ilerlemiş over kanserinin başlangıç tedavisinde diğer uygun kemoterapi ilaçları ile saptanmış bir kombinasyonda endikedir. Böyle kabul görmüş bir kombinasyon rejimi karboplatin ile siklofosfamidden oluşmaktadır. İlerlemiş over kanserinin sekonder tedavisi: Daha önce sisplatin uygulanmış hastalar da dahil ilk kemoterapiden sonra nükseden over kanseri bulunan hastaların palyatif tedavisinde karboplatin endikedir. Karboplatin ayrıca küçük hücreli akciğer kanserinde de endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Karboplatin, antineoplastik olarak kullanılan bir platinyum bileşiğidir ve sisplatine benzer şekilde, DNA-protein çapraz-bağlanmadan ziyade belirgin olarak zincirler-arası DNA çapraz-bağlanma oluşturarak DNA’ nın fonksiyonunu bozar. Bu hücre siklusuna spesifik olmayan bir etkidir.

Farmakokinetik Özellikler

Kreatinin klerensi yaklaşık 60 mL/dakika ya da üstünde olan hastalarda 300-500 mg/m² karboplatinin 30 dakika süreli intravenöz infüzyonundan sonra değişmemiş karboplatin plazma düzeyleri bifazik şekilde azalmaktadır. Başlangıç plazma yarı ömrü (alfa) 1.1 – 2 saat ve dağılım-sonrası plazma yarı ömrü (beta) 2.6 – 5.9 saat olarak saptanmıştır. Karboplatinin total vücut klerensi, sanal dağılım hacmi ve ortalama vücutta kalma süresi, sırasıyla, 4.4 L/saat, 16 L ve 3.5 saattir. Karboplatin çalışılan doz aralığında (300-500 mg/m²) doğrusal farmakokinetik göstermektedir. Karboplatin plazma proteinlerine bağlanmaz. Bununla beraber, karboplatinden oluşan platin geri dönüşümsüz olarak % 30 oranında plazma proteinlerine bağlanır ve minimum yarı-ömrü 5 gün olacak şekilde vücuttan oldukça yavaş elimine olur. Karboplatinin başlıca eliminasyon yolu böbreklerdir. Kreatinin klerensi yaklaşık 60 mL/dakika ya da üstünde olan hastalarda dozun % 65’i 12 saat ve %71’i 24 saat içinde idrarla atılmıştır. 24 saatlik idrardaki platinin tamamı karboplatin olarak bulunmuştur. Uygulanan platinin sadece % 3-5’i, 24 ile 96 saat içinde idrarla atılmıştır.

Farmasötik Şekli

CARMEN 450 mg/45 mL İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Flakon

Formülü

Her bir flakon 10 mg/mL konsantrasyonda olacak şekilde 450 mg karboplatin ve enjeksiyonluk su k.m. 45 mL içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Karboplatin, nefrotoksik ve ototoksik bileşiklerin toksik etkilerini artırabilir. Platin türevleri (karboplatin, sisplatin) ardışık infüzyon olarak uygulandığında gözlemsel araştırmalar taksan grubu bileşiklerden önce verildiğinde (dosetaksel, paklitaksel) toksisitede artış olasılığı göstermiştir. Östrojen bağımlı tümörlerde karayılan otu, dong quai gibi bitkisel ürün etkileşimlerinden kaçınılmalıdır.

Kontraendikasyonlar

CARMEN, ürünün bileşimindeki herhangi bir maddeye, sisplatin ya da diğer platin içeren bileşiklere aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir. CARMEN, şiddetli kemik iliği supresyonu ya da anlamlı derecede kanaması olan hastalarda kullanılmamalıdır. CARMEN, hamilelik ve laktasyon döneminde kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Karboplatin uzman hekim kontrolünde deneyimli personel tarafından kullanılmalıdır. Aluminyum karboplatin ile reaksiyona girerek çökelti oluşumuna ve potens kaybına neden olur. Bu nedenle, karboplatin hazırlanmasında ya da uygulanmasında, ilaç ile temas edebilecek aluminyum içeren iğne ya da intravenöz uygulama setleri kullanılmamalıdır. Monoterapi: Tek ilaç olarak karboplatinin reküran over kanseri bulunan hastalarda 4 haftada bir, 1. günde İ.V. yoldan 360 mg/m² dozda etkilidir. Siklofosfamid ile kombine tedavi: İlerlemiş over kanseri kemoterapisinde daha önce tedavi uygulanmamış hastalar için etkili bir kombinasyon tedavisi şöyledir: Karboplatin – 300 mg/m² İ.V. yoldan, her 4 haftada bir, 1. günde, altı siklüs       Siklofosfamid – 600 mg/m² İ.V. yoldan, her 4 haftada bir, 1. günde, altı siklüs Gerek monoterapi ve gerekse kombine tedavinin aralıklı kürleri, nötrofil sayısı en az 2,000 ve trombosit sayısı en az 100,000 oluncaya kadar tekrarlanmamalıdır. Doz ayarı: Daha önce tedavi uygulanmış hastalarda tedavi-öncesi trombosit sayısı ve performans durumu, miyelosupresyonun şiddetini anlamak için önemli prognostik faktörlerdir. Monoterapi ya da kombine tedavi için aşağıdaki tabloda gösterilen doz ayarlamaları over kanseri bulunan ve daha önce tedavi uygulanmış ya da uygulanmamış hastalarda yapılmış kontrollü çalışmalardan alınmıştır. Kan sayımları her hafta yapılmıştır ve önerilerde tedavi-öncesi en düşük trombosit ya da nötrofil değerleri esas alınmıştır.  Trombositler Nötrofiller Ayarlanmış Doz* (Önceki Kürden) >100,000 >2,000 % 125 50-100,000 500-2,000 Ayarlama yok <50,000 <500 % 75 *Yüzdeler hem monoterapi hem de siklofosfamid kombinasyonu için geçerlidir. Kontrollü çalışmalarda ciddi miyelosüpresyon vakalarında doz daha düşük bir düzeye ayarlanmıştır (% 50-60). Bu çalışmalarda % 125’in üstündeki doz yükseltmeleri önerilmemiştir. Karboplatin genelde 15 dakika veya daha uzun sürede infüzyon ile uygulanır. Tedavi öncesi veya tedavi sonrası hidratasyon veya zorlu diüreze gerek yoktur. Böbrek Yetmezliği: Kreatinin klerens değeri 60 mL/dakika’nın altında olan hastalarda ciddi kemik iliği supresyonu riski yüksektir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda tek başına ve aşağıdaki doz tablosuna göre uygulandığında ciddi lökopeni, nötropeni, trombositopeni insidansı %25 olmuştur.   Başlangıç Kreatinin Klerens Değeri 1. Günde Önerilen Doz 41-59 mL/dakika 250 mg/m² 16-40 mL/dakika 200 mg/m² Ciddi böbrek yetmezliği bulunan hastalar (kreatinin klerensi 15 mL/dakika’nın altında) için eldeki veriler, tedavi önerisi yapmak için yeterli değildir. Bu doz önerileri ilk tedavi kürü için geçerlidir. Sonraki dozlar kemik iliği supresyonu derecesine bağlı olarak hastanın toleransına göre ayarlanmalıdır. Formül Dozlaması: Karboplatinin ilk dozunun saptanması için diğer bir yöntem de hastanın daha önceki böbrek fonksiyonu veya böbrek fonksiyonu ve istenilen en düşük trombosit düzeyine dayanan bir formülün kullanılmasıdır. Calvert çalışmasında hastanın glomerüler filtrasyon hızı (mL/dakika olarak GFR) ve konsantrasyona karşı zaman eğrisi altındaki karboplatin hedef alanı (mg/mL.dakika olarak EAA) esas alınarak dozun hesaplandığı basit bir formül önerilmiştir. Toplam doz (mg)=(hedef EAA) X (GFR + 25) Not: Calvert formülü ile toplam karboplatin dozu mg/m² olarak değil, mg olarak hesaplanmıştır. Hedef EAA değeri karboplatin monoterapisinde 4-6 mg/mL.dakika’dır ve daha önce tedavi uygulanmış hastalarda en uygun doz aralığını verir.   Daha Önce Tedavi Uygulanmış Hastalarda Gerçek Toksisite Yüzdesi EAA (mg/mL.dakika) Gr 3 ya da Gr 4 Trombositopeni Gr 3 ya da Gr 4 Lökopeni 4-5 %16 %13 6-7 %33 %34 Yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekebilir. Seyreltme: Karboplatin, enjeksiyonluk %5 dekstroz veya enjeksiyonluk % 0.9 sodyum klorür ile 0.5 mg/mL gibi düşük konsantrasyonlara kadar seyreltilebilir. Stabilite: Tarif edildiği şekilde hazırlanan karboplatin solüsyonları oda ısısında (25ºC) 8 saat süreyle stabildir. Formülasyon antibakteriyel koruyucu içermediğinden, karboplatin solüsyonlarının sulandırıldıktan 8 saat sonra atılmaları önerilmektedir. Parenteral ilaç ürünleri uygulamadan önce partikül ve renk kontrolü için gözle incelenmelidir. İlacın Kullanımına İlişkin Güvenlik Önlemleri: Parenteral ilaçların hazırlanması ve seyreltilmesi sırasında bir biyolojik çalışma kabini kullanılmalı ve atılabilir cerrahi eldiven ve maskeler giyilmelidir. İlacın çalışma alanının ve sağlık personelinin ilacın uygulanmasında kontaminasyonunu önlemek için uygun teknikler kullanılmalıdır. Ayrıca iğne, şırınga, flakon, ampul ve kullanılmayan ilaçlar dikkatle ve doğru olarak atılmalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CARMEN 50 mg/5 mL İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Flakon, 1 flakonluk ambalajda CARMEN 150 mg/15 mL İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Flakon, 1 flakonluk ambalajda

Saklama Koşulları

CARMEN’i, 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız, ışıktan koruyunuz. Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. CARMEN, seyreltildikten sonra 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında 8 saat stabil kalır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

CARMEN 450 mg/45 mL İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Flakon, koruyucu blister içinde 1 flakon içeren karton kutuda ambalajlanır.

Uyarılar/Önlemler

Karboplatin antikanser kemoterapisi uygulaması konusunda uzman ünitelerde ve mutlaka antikanser kemoterapisi konusunda uzman bir hekimin gözetiminde uygulanmalıdır. Kemik iliği supresyonu (lökopeni, nötropeni ve trombositopeni) doza bağlıdır ve aynı zamanda doz kısıtlayıcı toksisitedir. Karboplatin tedavisi sırasında ve düzelme sağlanıncaya kadar kan sayımı sık kontrol edilmelidir. Genelde karboplatinin aralıklı monoterapi kürleri lökosit, nötrofil ve trombosit sayıları normale dönünceye kadar tekrarlanmamalıdır. Anemi kümülatif olduğundan, karboplatin tedavisi sırasında, özellikle uzun süreli tedavi uygulanan hastalarda transfüzyon gerekebilir. Özellikle sisplatin içeren rejimler ile olmak üzere daha önce tedavi uygulanmış olan hastalarda kemik iliği supresyonu artmaktadır. Böbrek fonksiyonu bozuk olan hastalarda da kemik iliği supresyonu artmaktadır. Karboplatinin nefrotoksisite potansiyeli sınırlıdır fakat aminoglikozidlerle eşzamanlı kullanımı nefrotoksisite ve/veya ototoksisitenin artmasına neden olmuştur. Bu iki ilaç bir hastaya birlikte verilecekse dikkatli olunması gerekir. Karboplatin, önceden emetojenik tedavi uygulanmış olan hastalarda daha ciddi kusmaya neden olabilir. Önceden antiemetik tedavi uygulanması ile kusmanın insidans ve şiddeti azalmaktadır. Periferik nörotoksisite sık olmamakla beraber, 65 yaşın üstündeki hastalar ve daha önce sisplatin uygulanmış hastalarda bu insidans artmaktadır. Prospektüste önerilenden yüksek dozlarda uygulanan karboplatinden sonra, ışığa ve renklere karşı tam olabilen, görme kaybı bildirilmiştir. Diğer platin koordinasyon bileşiklerinde olduğu gibi, karboplatine alerjik reaksiyonlar bildirilmiştir. Bunlar uygulamadan sonraki dakikalar içinde meydana gelebilir ve uygun destek tedavisi ile kontrol altına alınmalıdır. Daha önce platin tedavisine maruz kalmış hastalarda, anafilaksi de dahil olmak üzere, alerjik reaksiyon riski yüksektir. Karboplatinin yüksek dozları (önerilen dozun 4 katının üstünde) karaciğer fonksiyon testlerinde anormalliklere neden olmuştur. Karboplatinin hazırlanması ya da uygulanmasında ilaç ile temas edebilecek aluminyum kısımlar içeren iğne ya da intravenöz uygulama setleri kullanılmamalıdır. Aluminyum, karboplatin ile reaksiyona girebilir, çökelti oluşmasına ve potens kaybına neden olabilir. Pediyatrik kullanım: Çocuklarda etkinliği ve güvenilirliği kanıtlanmamıştır. Geriyatrik kullanım: Yaşlılarda böbrek fonksiyonları azaldığından doz ayarlamasına dikkat edilmelidir. Araç ve makina kullanma yeteneği üzerine etkisi: Merkezi sinir sistemi ve duyusal fonksiyonlar üzerine olan yan etkileri nedeniyle araç ve makina kullanımını etkiliyebilir. Gebelikte kullanım: Gebelik kategorisi D’dir. Karboplatin gebe kadınlara uygulandığında fötusta hasara neden olabilir. Gebe kalma olasılığı bulunan kadınlar karboplatin tedavisi uygulanmakta iken hamile kalmamaları konusunda uyarılmalıdır. Emziren annelerde kullanım: Karboplatinin süte geçip geçmediği bilinmemektedir. Anneye karboplatin tedavisi uygulanıyorsa emzirmenin durdurulması önerilmektedir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Karboplatinin over kanserinin başlangıç tedavisinde siklofosfamid ile kombine halde veya over kanserinin sekonder tedavisinde tek ilaç olarak uygulandığında görülen advers olaylar aşağıda belirtilmiştir. Çok yaygın (≥1/10); yaygın ≥1/100, <1/10); yaygın olmayan(≥1/1000, <1/100); seyrek (≥1/10.000, <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor). Kan ve lenf sistemi hastalıkları: Çok Yaygın: Trombositopeni, nötropeni, lökopeni, anemi, infeksiyon. Yaygın: Kanama. Gastrointestinal hastalıklar: Çok Yaygın: Bulantı, kusma ve diğer gastrointestinal yan etkiler Yaygın: Kabızlık, diyare, stomatit Sinir sistemi hastalıkları: Çok yaygın: Merkezi nörotoksisite, periferal nöropati, ototoksisite. Yaygın: Diğer duyusal yan etkiler, görmede bozukluk Böbrek ve idrar hastalıkları: Çok yaygın: Kan üre değerlerinde yükselmeler. Yaygın: Serum kreatinin değerlerinde yükselmeler, genitoüriner. Hepato-bilier hastalıkları: Çok yaygın: SGOT ve alkalin fosfotaz artışı Yaygın: Bilirubin artışı Deri ve deri altı doku hastalıkları: Çok yaygın:Alopesi Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar: Çok yaygın:Ağrı,asteni, kardiyovasküler Yaygın: Mukozit Araştırmalar Çok yaygın: Sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum elektrolit kaybı Aşağıdaki advers olayların insidansı, çeşitli tiplerde tümör bulunan ve monoterapi olarak karboplatin uygulanan hastalardan elde edilen verilere dayalıdır. Hematolojik Toksisite: Hastalarda trombositopeni, nötropeni ve lökopeni görülmüştür. Monoterapi uygulamasında çukur düzey genelde 21. günde meydana gelmiştir. 28. günde hastaların çoğunda trombosit sayısının 100,000/mm³, nötrofil sayısının 2,000/mm³, lökosit sayısının 4,000/mm³ ’ün üzerine çıktığı bildirilmiştir. Kemik iliği supresyonu böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda genelde daha ciddi derecededir. Hematolojik etkiler genelde geri dönüşümlü olsa da karboplatin tedavisi uygulanan hastaların % 5’inde infeksiyöz ya da hemorajik komplikasyonlara neden olmuştur. Nötropenik hastalarda ateş de bildirilmiştir. Tedavinin başlangıcında hemoglobin düzeyi 11 g/dL’nin üzerinde olan hastalarda bu düzeyin altına düşen değerler ile anemi görülmüştür. Anemi insidansı karboplatine maruziyet arttıkça yükselir. Karboplatin diğer kemik iliği supresyonu meydana getiren ilaçlarla veya radyoterapi ile birlikte uygulandığında kemik iliği supresyonu daha ciddi olabilir. Gastrointestinal Toksisite: Hastalarda kusma meydana gelmiştir ve bunların bazıları ciddi derecededir. Monoterapi veya kombine olarak uygulanan karboplatin, sisplatine göre anlamlı derecede daha az emetojeniktir. Bulantı ve kusma genelde tedavinin ilk 24 saati içinde kesilir ve çoğunlukla antiemetik tedaviye cevap verir. Karboplatinin kesin etkinlik verileri bulunmamakla beraber, tek intravenöz uygulama süresinin 24 saate uzatılması ya da toplam dozun 5’e bölünerek ardışık 5 gün içinde uygulanmasının, tek doz aralıklı uygulamaya göre daha az oranda şiddetli kusmaya neden olduğu bildirilmiştir. Sık görülen diğer gastrointestinal etkiler ağrı, diyare ve konstipasyondur. Nörotoksisite: Karboplatin uygulanan hastalarda periferik nöropatiler görülmüştür. En sık görülen ise hafif parestezidir. Karboplatin, sisplatin’e göre çok daha az nörolojik yan etkiler oluşturmaktadır. Bununla beraber, yaşları 65 ve üstünde olan ve/veya daha önce sisplatin uygulanmış hastalarda periferik nöropati riskinin arttığı görülmektedir. Nadiren ototoksisite, görme bozukluğu ve tat almada değişiklik gibi diğer duyusal anormallikler bildirilmiştir. Nefrotoksisite: Sisplatinin aksine karboplatinin genelde yüksek hacimli sıvı hidratasyonu ve/veya zorlu diürez olmaksızın uygulanmasına rağmen, anormal böbrek fonksiyonu testlerinin görülmesi sık değildir. Bildirilen anormal böbrek fonksiyon testi insidansı serum kreatinin için % 6 ve kan üre azotu için % 14’tür. Hepatik Toksisite: Başlangıç değerleri normal olan hastalarda anormal karaciğer fonksiyon testi insidansları; total bilirubin % 5, SGOT % 15 ve alkalen fosfataz % 24 olarak bildirilmiştir. Bu anormallikler olguların yaklaşık yarısında genelde hafif derecede ve geri dönüşümlü olmuştur. Elektrolit Değişiklikleri: Hastaların bazılarında serum sodyum, potasyum, kalsiyum ve magnezyum seviyelerinde anormal derecede düşmeler bildirilmiştir. Alerjik Reaksiyonlar: Karboplatine aşırı duyarlılık hastaların % 2’sinde bildirilmiştir. Bu alerjik reaksiyonların türü ve ciddiyeti diğer platin içeren bileşikler ile bildirilenlere benzerdir. Enjeksiyon Bölgesi Reaksiyonları: Pazarlama sonrası izlemelerde kızarma, şişme ve ağrıyı içeren enjeksiyon bölgesi reaksiyonları bildirilmiştir. Diğer Olaylar: Çeşitli advers etkilerden en sık bildirilenler ağrı ve astenidir. Bu yan etkilerin tümör ve anemi ile bağlantılı olma ihtimalleri vardır. Alopesi bildirilmiştir (% 3). Hastaların % 6 veya daha azında kardiyovasküler, genitoüriner, solunum ve mukoza ile ilgili yan etkiler bildirilmiştir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Aşırı dozda alınan parasetamol bazı hastalarda hepatik toksisiteye neden olabilir. Potansiyel hepatotoksik aşırı dozu takiben görülen ilk semptomlar; mide bulantısı, kusma, diyaforez ve genel vücut kırıklığıdır. Antidotu metionin veya asetilsistein olup, gerekirse gastrik lavaj yapılabilir. Ayrıca semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanır.

Endikasyonlar

Gripal enfeksiyonlar, nezle ve soğuk algınlığının semptomatik tedavisinde, belirtilerin geçici olarak giderilmesinde endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

CORSAL ŞURUP; soğuk algınlığı, nezle ve gripal enfeksiyonlarda ortaya çıkan burun akıntısı, ateş, ağrı ve kırıklık gibi semptomları gideren analjezik-antipiretik, dekonjestan ve antihistaminik etkili bir preparattır. Parasetamol ağrı eşiğinin yükseltilmesi ile ağrı kesici ve hipotalamustaki ısı-regüle edici merkezi etkileyerek ateş düşürücü etki sağlamaktadır. Bir antihistaminik olan klorfeniramin maleat ise soğuk algınlığı ve gripal enfeksiyonlarda alerjik reaksiyonları ortadan kaldırır; burun akıntısını önler, aksırık ya da sulanan gözlerde geçici iyileşme sağlayarak hastanın iyileşme sürecinde hastayı rahatlatır. Fenilefrin hidroklorür, adrenerjik reseptörler üzerine etkisi olan bir sempatomimetiktir. Bir nazal dekonjestan olarak üst solunum yolu mukozalarındaki şişkinliği giderir. Vazokonstriktör etkisi ile burun ve sinüslerdeki tıkanıklıkları hafifletir.

Farmakokinetik Özellikler

Parasetamolün oral biyoyararlanımı % 60-70 arasındadır. Uygulamadan sonra 40-60 dakika arasında pik serum konsantrasyonlarına ulaşılır. Eliminasyon yarı ömrü 2-4 saat arasındadır. Karaciğerde metobolize edilir ve değişmemiş halde % 1-4 oranında idrarla, % 2.6 oranında safra ile atılır. Klorfeniramin uygulamadan sonraki 2. saat içinde pik konsantrasyonlar sağlar. Antihistaminik etki gösterebilmek için yeterli emilim özelliğine sahiptir. Santral sinir sistemi de dahil olmak üzere vücutta dağılımı geniştir. Eliminasyon yarı ömrü 20 saattir ve karaciğerde hızla metobolize olmaktadır. Değişmemiş halde % 3-18 oranında idrarla atılmaktadır. Fenilefrin hidroklorür, karaciğer ve bağırsaklarda MAO ile ilk geçiş eliminasyonuna uğrar. Eliminasyon yarı ömrü 2-3 saattir. % 80-86 oranıında böbrekler yoluyla itrah edilir.

Farmasötik Şekli

CORSAL ŞURUP

Formülü

Her bir ölçek (5 mL); 5 mg fenilefrin hidroklorür, 2 mg klorfeniramin maleat, 120 mg parasetamol, sorbitol, sodyum sakkarin, FD&C Sunset Yellow No.6, metilparaben sodyum, propilparaben, etanol ve kayısı, portakal, ananas esansları içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Parasetamolün yüksek dozlarda antikoagülanların etkisini artırdığı bildirilmiştir. Parasetamolün salisilatlarla uzun süre kullanımı önerilmemektedir. Furazolidin gibi MAO inhibitör aktivite gösteren ilaçlar şiddetli hipertansiyon riski nedeniyle sempatomimetiklerle eş zamanlı kullanılmamalıdır. Klorfeniramin maleatın, sedatif etkiye sahip diğer ilaçlar (örn. MSS depresanları, trankilizanlar, alkol) ile birlikte kullanılması halinde sinerjik etki görülebilir.

Kontraendikasyonlar

CORSAL ŞURUP, içerdiği maddelere karşı aşırı duyarlığı bilinen kişilerde kontrendikedir. MAO inhibitörleri ile birlikte kullanılmamalıdır. Doktor tarafından aksi belirtilmedikçe amfizem veya kronik bronşit gibi nefes alma problemine sahip olanlar, glokomu olanlar veya prostat büyümesi nedeniyle idrara çıkma güçlüğü olanlar bu ürünü kullanmamalıdırlar. Keza kalp hastalığı, yüksek tansiyonu, tiroid hastalığı veya diyabeti olanların hekim tavsiyesi dışında bu ilacı kullanmamaları önerilir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktor tarafından başka şekilde önerilmediği takdirde CORSAL ŞURUP genellikle aşağıdaki dozlarda kullanılır: 1-2 yaş: Günde 2 defa 2.5 mL (1/2 ölçek) 2-5 yaş: : 4-6 saatte bir 2.5 mL (1/2 ölçek) 6-12 yaş: 4-6 saatte bir 5 mL (1 ölçek) Yetişkinlerde: 4-6 saatte bir 10 mL (2 ölçek)

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CORSAL KAPSÜL

Saklama Koşulları

25°C’nin altında oda sıcaklığında saklayınız. Doktora danışılmadan kullanılmamalıdır. Çocukların ulaşamayacakları yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

120 mL’lik şişelerde 5 mL’lik ölçek ve prospektüsü ile birlikte.

Uyarılar/Önlemler

Doktor tarafından gerekli görülmedikçe ateş düşürücü olarak 3 günden daha uzun süreli kullanımı önerilmez. Eğer şiddetli boğaz ağrısı, tedavi ve dinlenmeye rağmen 2 günden daha uzun süre ile devam ediyorsa ve beraberinde veya devam eden günlerde hastada ayrıca ateş, baş ağrısı, kızarıklar, bulantı veya kusma görülürse doktora danışılmalıdır. Yüksek dozlarda asabi duruma, halsizlik veya uykusuzluğa neden olabileceğinden önerilen dozların aşılmaması önerilir. Karaciğer, böbrek fonksiyon bozukluğu olanlarda ve kalp, akciğer hastalarıyla daha önce anemisi olanlarda mutlaka doktor kontrolü altında kullanılmalıdır. Karaciğer yetmezliği olanlarda aşırı dozda alınması halinde (alınan doza bağlı olarak) hepatik nekroz görülebilir;    12-48 saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir. Araç ve makina kullanımı üzerine etkisi: Uyku haline neden olabileceğinden motorlu taşıt ve makina kullananlarda dikkatli olunmalıdır. Beraberinde alkolün, sedatif veya trankilizan ilaçların kullanımı bu uyku halini artırabilir. Hamilelerde ve emziren annelerde kullanımı: Hamilelik kategorisi C: Doktor tavsiyesi dışında hamilelerin ve süt veren annelerin bu ilacı kullanmamaları önerilir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Bazı kişilerde uyuklama ve uyuşukluğa neden olabilir. Ayrıca huzursuzluk, heyecan ve uykusuzluk görüldüğü takdirde doz azaltılmalıdır. Nadiren kan tablosu bozuklukları, bulantı, kusma, kabızlık, ağız kuruluğu terleme, baş dönmesi görülebilir. İçerdiği etken maddelerden parasetamol nedeniyle aşırı dozda alınması halinde; alınan doza bağlı olarak değişen derecelerde hepatik toksisiteye yol açabilir (bkz. Doz Aşımı ve Tedavisi; Uyarılar/Önlemler Bölümleri). BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Bu solüsyonla ilgili acil doz aşımı vakaları raporlanmamıştır.   Periton boşluğundaki diyaliz solüsyonunun fazlası kolaylıkla drenaj torbasına çekilebilir.   Torba değişimin unutulması durumunda sonraki değişimin bekleme süresinin daha az tutulması önerilir böylece 24 saatlik toplam diyalizat dozuna (örn. 4x 2000 ml) erişilebilir.   Solüsyonun yanlış uygulanması hiperhidrasyon veya dehidrasyon ve elektrolit denge bozukluklarına sebep olabilir.   CAPD 3 stay safe ile doz aşımında dehidrasyonun görülme ihtimali büyüktür. Gerekenden düşük doz kullanılırsa veya tedaviye devam edilmezse hayatı tehdit edici periferal ödem ve kardiyak dekompansasyon ve/veya üreminin diğer semptomlarının eşlik ettiği hiperhidrasyon gelişebilir.   Acil ve yoğun bakımla ilgili genel kurallar geçerlidir. Hastaya acilen hemodiyaliz uygulanması gerekebilir.

Doz Aşımı

Bu solüsyonla ilgili acil doz aşımı vakaları raporlanmamıştır.   Periton boşluğundaki diyaliz solüsyonunun fazlası kolaylıkla drenaj torbasına çekilebilir.   Torba değişimin unutulması durumunda sonraki değişimin bekleme süresinin daha az tutulması önerilir böylece 24 saatlik toplam diyalizat dozuna (örn. 4x 2000 ml) erişilebilir.   Solüsyonun yanlış uygulanması hiperhidrasyon veya dehidrasyon ve elektrolit denge bozukluklarına sebep olabilir.   CAPD 3 stay safe ile doz aşımında dehidrasyonun görülme ihtimali büyüktür. Gerekenden düşük doz kullanılırsa veya tedaviye devam edilmezse hayatı tehdit edici periferal ödem ve kardiyak dekompansasyon ve/veya üreminin diğer semptomlarının eşlik ettiği hiperhidrasyon gelişebilir.   Acil ve yoğun bakımla ilgili genel kurallar geçerlidir. Hastaya acilen hemodiyaliz uygulanması gerekebilir.

Endikasyonlar

Periton Diyalizi ile tedavi edilebilen, herhangi bir nedenden kaynaklanan son dönem (dekompanse) kronik böbrek yetmezliğinde kullanılır.

Endikasyonlar

Periton Diyalizi ile tedavi edilebilen, herhangi bir nedenden kaynaklanan son dönem (dekompanse) kronik böbrek yetmezliğinde kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Sürekli ayaktan periton diyalizinin (CAPD) karakteristiği, günde 3-5 kez taze solüsyon ile değiştirilen ve genellikle 2 litre olan diyaliz solüsyonunun periton boşluğunda sürekli bulunuşudur.   Her periton diyalizi tekniğinin arkasındaki temel prensip, kan ve diyaliz solüsyonu arasında fizikokimyasal özelliklerine bağlı olarak difüzyon ve konveksiyon ile su ve solütlerin değişimine izin veren yarı geçirgen bir zar olarak peritoneum’un kullanılmasıdır. Solüsyonun elektrolit profili temelde serum fizyolojik ile aynı olmakla birlikte üremik hastalarda intraperitoneal yoldan madde ve sıvı değişimi ile yapılan renal replasman terapisinde kullanılmak üzere adapte edilmiştir (örn. potasyum içeriği). Normalde idrarla atılan üre, kreatinin, inorganik fosfat, ürik asit, diğer solütler ve su gibi maddeler vücuttan diyaliz solüsyonuna geçer. Benzer şekilde, kullanılan ilaçların da diyaliz esnasında atılabileceği ve bir doz ayarlamasının gerekebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.   Bireysel parametreler ( hasta boyutu, vücut ağırlığı, laboratuar parametreleri, residüel renal fonksiyonlar, ultrafiltrasyon) değişik osmolarite (glukoz içeriği), potasyum, sodyum ve kalsiyum konsantrasyonlarındaki solüsyonun kombinasyonu ve dozunu belirlemek için kullanılmalıdır. Terapinin etkinliği bu parametrelere dayanarak düzenli olarak izlenmelidir.

Farmakodinamik Özellikler

Sürekli ayaktan periton diyalizinin (CAPD) karakteristiği, günde 3-5 kez taze solüsyon ile değiştirilen ve genellikle 2 litre olan diyaliz solüsyonunun periton boşluğunda sürekli bulunuşudur.   Her periton diyalizi tekniğinin arkasındaki temel prensip, kan ve diyaliz solüsyonu arasında fizikokimyasal özelliklerine bağlı olarak difüzyon ve konveksiyon ile su ve solütlerin değişimine izin veren yarı geçirgen bir zar olarak peritoneum’un kullanılmasıdır. Solüsyonun elektrolit profili temelde serum fizyolojik ile aynı olmakla birlikte üremik hastalarda intraperitoneal yoldan madde ve sıvı değişimi ile yapılan renal replasman terapisinde kullanılmak üzere adapte edilmiştir (örn. potasyum içeriği). Normalde idrarla atılan üre, kreatinin, inorganik fosfat, ürik asit, diğer solütler ve su gibi maddeler vücuttan diyaliz solüsyonuna geçer. Benzer şekilde, kullanılan ilaçların da diyaliz esnasında atılabileceği ve bir doz ayarlamasının gerekebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.   Bireysel parametreler ( hasta boyutu, vücut ağırlığı, laboratuar parametreleri, residüel renal fonksiyonlar, ultrafiltrasyon) değişik osmolarite (glukoz içeriği), potasyum, sodyum ve kalsiyum konsantrasyonlarındaki solüsyonun kombinasyonu ve dozunu belirlemek için kullanılmalıdır. Terapinin etkinliği bu parametrelere dayanarak düzenli olarak izlenmelidir.

Farmakokinetik Özellikler

Sürekli Ayaktan Periton Diyalizinde (SAPD) peritoneum kandan substrat ve suyun eliminasyonunu sağlayan difüz bir membran olarak rol oynar.   Solüsyonlardaki sodyum normal fizyolojik seviyelere yakın olmakla birlikte altındadır, bu durum günlük net bir kayba yol açar. Renal hastalar yaklaşık olarak günlük 150 mmol sodyum içeren düşük sodyumlu bir diyet uygulamaları için eğitilmektedir.   Potasyum seviyeleri 2 mmol/l’dir veya solüsyon potasyum içermemektedir. Bu durum hekimin serum potasyum seviyelerini izleyebilmesine ve son dönem böbrek yetmezliği hastalarında sıklıkla görülen hiperkalemiyi önlemek için potasyum seviyesini ayarlamasına olanak verir. Magnezyum konsantrasyonu, bu solüsyonlarda eksikliği önlemek için 0.5 mmol olarak sabit tutulmuştur.   Dekstroz bu solüsyonlarda osmolariteyi ayarlamak için kullanılır, osmolarite yaklaşık olarak 350 mosmol/kg (CAPD 2  solüsyonunda) ile 525 mosmol/kg (CAPD 3K  solüsyonunda) arasında değişmektedir.   Sodyum laktat, solüsyonları pH 5.5 değerinde tutmak için tampon olarak kullanılır. MSS’ye etkisinin olduğu gösterilen alüminyumun ise miktarı EEC kılavuzlarına uygun olarak  10ug/litre olarak sınırlandırılmıştır.

Farmakokinetik Özellikler

Sürekli Ayaktan Periton Diyalizinde (SAPD) peritoneum kandan substrat ve suyun eliminasyonunu sağlayan difüz bir membran olarak rol oynar.   Solüsyonlardaki sodyum normal fizyolojik seviyelere yakın olmakla birlikte altındadır, bu durum günlük net bir kayba yol açar. Renal hastalar yaklaşık olarak günlük 150 mmol sodyum içeren düşük sodyumlu bir diyet uygulamaları için eğitilmektedir.   Potasyum seviyeleri 2 mmol/l’dir veya solüsyon potasyum içermemektedir. Bu durum hekimin serum potasyum seviyelerini izleyebilmesine ve son dönem böbrek yetmezliği hastalarında sıklıkla görülen hiperkalemiyi önlemek için potasyum seviyesini ayarlamasına olanak verir. Magnezyum konsantrasyonu, bu solüsyonlarda eksikliği önlemek için 0.5 mmol olarak sabit tutulmuştur.   Dekstroz bu solüsyonlarda osmolariteyi ayarlamak için kullanılır, osmolarite yaklaşık olarak 350 mosmol/kg (CAPD 2  solüsyonunda) ile 525 mosmol/kg (CAPD 3K  solüsyonunda) arasında değişmektedir.   Sodyum laktat, solüsyonları pH 5.5 değerinde tutmak için tampon olarak kullanılır. MSS’ye etkisinin olduğu gösterilen alüminyumun ise miktarı EEC kılavuzlarına uygun olarak  10ug/litre olarak sınırlandırılmıştır.

Farmasötik Şekli

Periton Diyaliz Solüsyonu Berrak, renksiz-hafif sarı renkli solüsyon

Farmasötik Şekli

Periton Diyaliz Solüsyonu Berrak, renksiz-hafif sarı renkli solüsyon

Formülü

1 litre içinde:   Sodyum klorür                                                       5.786 g Sodyum-(L)-laktat solüsyonu                                   7.85 g 3.925 g sodyum-(L)-laktat’a eşdeğer Kalsiyum klorür x 2 H2O                                           0.2573 g Magnezyum klorür x 6 H2O                                       0.1017 g Glukoz monohidrat                                                  46.75 g 42.5 g/l anhidröz glukoza eşdeğer   Na+                                     134 mmol/l Ca++                                   1.75 mmol/l Mg++                                   0.5 mmol/l Cl-                                      103.5 mmol/l (S)-laktat                             35 mmol/l   Teorik osmolarite                   511 mOsm/l pH ~ 5.5

Formülü

1 litre içinde:   Sodyum klorür                                                       5.786 g Sodyum-(L)-laktat solüsyonu                                   7.85 g 3.925 g sodyum-(L)-laktat’a eşdeğer Kalsiyum klorür x 2 H2O                                           0.2573 g Magnezyum klorür x 6 H2O                                       0.1017 g Glukoz monohidrat                                                  46.75 g 42.5 g/l anhidröz glukoza eşdeğer   Na+                                     134 mmol/l Ca++                                   1.75 mmol/l Mg++                                   0.5 mmol/l Cl-                                      103.5 mmol/l (S)-laktat                             35 mmol/l   Teorik osmolarite                   511 mOsm/l pH ~ 5.5

İlaç Etkileşmeleri

Genel bir prensip olarak, eşzamanlı kullanılan ilaçların periton diyaliz solüsyonuna geçebileceği ve vücuttan böylece atılabileceği göz önünde bulundurulmalı ve dozaj ayarlaması yapılmalıdır.   Eşzamanlı olarak kalsiyum bileşenleri veya D vitamini kullanılıyorsa hiperkalsemi riski düşünülmelidir.   Diüretik ajanların eşzamanlı kullanımı böbreklerden residüel atılıma yardımcı olabilir, fakat aynı zamanda su ve elektrolit dengesizliklerine sebep olabilir. Eşzamanlı digitalis tedavisi yapılıyorsa serum potasyum seviyeleri yakından takip edilmelidir, hipokalemisi olan hastalarda bu ilaçlara sensitivite artmaktadır.   Geçimsizlikler Geçimsizlik ve kontaminasyon riski bulunmasından dolayı, ilaçlar ancak bir hekim tarafından reçete edilmiş olduğunda eklenmelidir. Periton diyaliz solüsyonu tam olarak karıştırıldıktan ve bulanıklık olmadığından emin olunduktan sonra derhal kullanılmalıdır (saklanmamalıdır).

İlaç Etkileşmeleri

Genel bir prensip olarak, eşzamanlı kullanılan ilaçların periton diyaliz solüsyonuna geçebileceği ve vücuttan böylece atılabileceği göz önünde bulundurulmalı ve dozaj ayarlaması yapılmalıdır.   Eşzamanlı olarak kalsiyum bileşenleri veya D vitamini kullanılıyorsa hiperkalsemi riski düşünülmelidir.   Diüretik ajanların eşzamanlı kullanımı böbreklerden residüel atılıma yardımcı olabilir, fakat aynı zamanda su ve elektrolit dengesizliklerine sebep olabilir. Eşzamanlı digitalis tedavisi yapılıyorsa serum potasyum seviyeleri yakından takip edilmelidir, hipokalemisi olan hastalarda bu ilaçlara sensitivite artmaktadır.   Geçimsizlikler Geçimsizlik ve kontaminasyon riski bulunmasından dolayı, ilaçlar ancak bir hekim tarafından reçete edilmiş olduğunda eklenmelidir. Periton diyaliz solüsyonu tam olarak karıştırıldıktan ve bulanıklık olmadığından emin olunduktan sonra derhal kullanılmalıdır (saklanmamalıdır).

Kontraendikasyonlar

Bu periton diyaliz solüsyonuna spesifik olarak Hipokalemi, hiperkalsemi   Periton diyaliz tedavisi ile ilgili genel olarak ·         Abdominal duvar veya periton boşluğunun bütünlüğü üzerinde etkisi olabilecek hastalıklar: son dönemlerde geçirilmiş abdominal yaralanma, abdominal yanıklar, kateter çıkış yeri bölgesindeki abdominal derinin geniş çapta enflamasyonu (dermatit), peritonit; abdominal perforasyon; fibröz adezyonlu abdominal operasyon hikayesi; enflamatuar barsak hastalıkları (Crohn’s hastalığı, ülseratif kolit, divertikülit) intra-abdominal tümörler, son dönemlerde geçirilmiş abdominal cerrahi, ileus, abdominal herniler, internal veya eksternal abdominal fistüller; ·         Akciğer hastalıkları, özellikle pnömoni; ·         Sepsis, ·         Laktasidozis ·         Kaşeksi ve yetersiz beslenme nedeniyle aşırı kilo kaybı ·         Periton diyalizi ile kontrol altına alınamayan nadir üremi vakaları ·         Şiddetli hiperlipidemi ·         Hastanın fiziksel veya zihinsel olarak, Periton Diyalizini hekim tarafından öğretildiği şekilde uygulayamayacak durumda olması

Kontraendikasyonlar

Bu periton diyaliz solüsyonuna spesifik olarak Hipokalemi, hiperkalsemi   Periton diyaliz tedavisi ile ilgili genel olarak ·         Abdominal duvar veya periton boşluğunun bütünlüğü üzerinde etkisi olabilecek hastalıklar: son dönemlerde geçirilmiş abdominal yaralanma, abdominal yanıklar, kateter çıkış yeri bölgesindeki abdominal derinin geniş çapta enflamasyonu (dermatit), peritonit; abdominal perforasyon; fibröz adezyonlu abdominal operasyon hikayesi; enflamatuar barsak hastalıkları (Crohn’s hastalığı, ülseratif kolit, divertikülit) intra-abdominal tümörler, son dönemlerde geçirilmiş abdominal cerrahi, ileus, abdominal herniler, internal veya eksternal abdominal fistüller; ·         Akciğer hastalıkları, özellikle pnömoni; ·         Sepsis, ·         Laktasidozis ·         Kaşeksi ve yetersiz beslenme nedeniyle aşırı kilo kaybı ·         Periton diyalizi ile kontrol altına alınamayan nadir üremi vakaları ·         Şiddetli hiperlipidemi ·         Hastanın fiziksel veya zihinsel olarak, Periton Diyalizini hekim tarafından öğretildiği şekilde uygulayamayacak durumda olması

Kullanım Şekli Ve Dozu

CAPD 3 stay safe intraperitoneal olarak kullanılır.   Tedavi modu, uygulama sıklığı ve bekleme süresi ilgili hekim tarafından belirlenir.   Dozaj Farklı şekilde reçete edilmediği sürece değişim başına 2000 ml solüsyon verilmedir. Periton diyalizinin başlangıcında karındaki şişmeye bağlı olarak ağrı oluşursa, tedavide değişim başına solüsyon hacmi geçici olarak 500-1500 ml’ye düşürülebilir.   Çocuklarda yaş, boy ve vücut ağırlığına bağlı olarak, değişim başına 500-1500 ml doz (30-40 ml/kg vücut ağırlığı) önerilmektedir.   İri yapılı hastalarda veya daha fazla hacimlerde solüsyon uygulanabilen hastalarda değişim başına 2500-3000 ml hacimde solüsyon verilebilir. Aralıklı veya sürekli periton diyalizi için cihaz kullanılıyorsa, daha büyük hacimlerde torba kullanılması tavsiye edilir.   Uygulama Metodu ve Süresi Bekleme süresi 4-8 saattir, 24 saat içinde dört kez olmak üzere 2000 ml solüsyon uygulanabilir (toplamda 8000 ml). Bu doz fikir vermesi açısından verilmiştir. Dozaj hastaya göre belirlenmelidir, daha yüksek veya daha düşük olarak da uygulanabilir.   Kullanıma hazır solüsyon ısıtılarak vücut sıcaklığına getirilir ve gerekli doz, periton diyaliz kateteri vasıtası ile 5-20 dakikalık bir sürede periton boşluğuna yavaşça verilir. Doktorun talimatlarına uygun olarak, solüsyon 4-8 saatlik bir bekleme süresi sonunda boşaltılmalı ve tekrar taze solüsyon verilmelidir.   Sıvı durumu ve kan elektrolit konsantrasyonlarına bağlı olarak CAPD 3 daha düşük glukoz içeriğine sahip (örneğin daha düşük osmolaritedekiler) veya diğer potasyum ve sodyum konsantrasyonlarındaki periton diyaliz solüsyonları ile birlikte kullanılabilir.   Reçete edilen dozlarda diyaliz, günlük olarak gerçekleştirilmelidir. Renal replasman tedavisi gerektiği sürece diyalize devam edilmelidir.   Kullanma talimatları:   Önce solüsyon torbası vücut sıcaklığına ısıtılır. Bu işlem uygun bir ısıtıcı aparat kullanarak yapılır. 2000 ml bir torba için 22ºC başlangıç ısısı ile ısıtma süresi yaklaşık 120 dakikadır. Bölgesel olarak fazla ısıtmaya sebep olabileceği için bu amaçla mikrodalga fırın kullanılmamalıdır. Solüsyonun ısıtılma işlemi tamamlandıktan sonra torba değişimine başlanır.     1.     Solüsyonun hazırlanması   ·          Isıtılmış solüsyon torbasını kontrol ediniz (etiket, son kullanma tarihi. solüsyonun berraklığı, torba ve dış ambalajın hasar görüp görmediği ve lambda dikişlerinin bütünlüğü) ·          Torbayı sert bir zemine koyunuz ·          Torbanın dış ambalajını ve dezenfeksiyon işlevli koruma kapağının ambalajını açınız. ·          Ellerinizi antimikrobiyel bir yıkama losyonu ile yıkayınız. ·          Solüsyonun berraklığını ve sızıntı olup olmadığını kontrol ediniz.   2.              Torba değişiminin hazırlanması   ·      Torbayı serum askısının üst kısmına asınız, solüsyon torbasının tüp hattını açarak uzatın ve DİSK’i organizere yerleştiriniz. Tüp hattını drenaj torbasına doğru açarak uzattıktan sonra, drenaj torbasını serum askısının alt kısmına asınız ve dezenfeksiyon işlevli koruma kapağını organizere yerleştiriniz.    ·      Kateter adaptörünü organizere yerleştiriniz. ·      Ellerinizi dezenfekte ediniz ve DİSK’in koruma kapağını çıkarınız. ·      Kateter adaptörünü DİSK’e bağlayınız.   3.     Boşaltım   ·      Kateter klempini açınız. Boşaltım başlar. →   Pozisyon (   4.     Yıkama   ·           Boşaltım tamamlandıktan sonra solüsyon torbası ile DISK arasındaki hattı, drenaj torbasına taze solüsyon akıtarak (yaklaşık 5 saniye boyunca) tamamen sıvı ile dolu hale getiriniz. →   Pozisyon ((   5.   Dolum   ·         Kontrol düğmesini çevirerek dolumu başlatınız. →   Pozisyon *)(    6.     Güvenlik adımı   ·         PIN ile kateter adaptörünün ve kateter ekstensiyonunun kapatılması →  Pozisyon “((((”   7.     Bağlantının kapatılması    

Kullanım Şekli Ve Dozu

CAPD 3 stay safe intraperitoneal olarak kullanılır.   Tedavi modu, uygulama sıklığı ve bekleme süresi ilgili hekim tarafından belirlenir.   Dozaj Farklı şekilde reçete edilmediği sürece değişim başına 2000 ml solüsyon verilmedir. Periton diyalizinin başlangıcında karındaki şişmeye bağlı olarak ağrı oluşursa, tedavide değişim başına solüsyon hacmi geçici olarak 500-1500 ml’ye düşürülebilir.   Çocuklarda yaş, boy ve vücut ağırlığına bağlı olarak, değişim başına 500-1500 ml doz (30-40 ml/kg vücut ağırlığı) önerilmektedir.   İri yapılı hastalarda veya daha fazla hacimlerde solüsyon uygulanabilen hastalarda değişim başına 2500-3000 ml hacimde solüsyon verilebilir. Aralıklı veya sürekli periton diyalizi için cihaz kullanılıyorsa, daha büyük hacimlerde torba kullanılması tavsiye edilir.   Uygulama Metodu ve Süresi Bekleme süresi 4-8 saattir, 24 saat içinde dört kez olmak üzere 2000 ml solüsyon uygulanabilir (toplamda 8000 ml). Bu doz fikir vermesi açısından verilmiştir. Dozaj hastaya göre belirlenmelidir, daha yüksek veya daha düşük olarak da uygulanabilir.   Kullanıma hazır solüsyon ısıtılarak vücut sıcaklığına getirilir ve gerekli doz, periton diyaliz kateteri vasıtası ile 5-20 dakikalık bir sürede periton boşluğuna yavaşça verilir. Doktorun talimatlarına uygun olarak, solüsyon 4-8 saatlik bir bekleme süresi sonunda boşaltılmalı ve tekrar taze solüsyon verilmelidir.   Sıvı durumu ve kan elektrolit konsantrasyonlarına bağlı olarak CAPD 3 daha düşük glukoz içeriğine sahip (örneğin daha düşük osmolaritedekiler) veya diğer potasyum ve sodyum konsantrasyonlarındaki periton diyaliz solüsyonları ile birlikte kullanılabilir.   Reçete edilen dozlarda diyaliz, günlük olarak gerçekleştirilmelidir. Renal replasman tedavisi gerektiği sürece diyalize devam edilmelidir.   Kullanma talimatları:   Önce solüsyon torbası vücut sıcaklığına ısıtılır. Bu işlem uygun bir ısıtıcı aparat kullanarak yapılır. 2000 ml bir torba için 22ºC başlangıç ısısı ile ısıtma süresi yaklaşık 120 dakikadır. Bölgesel olarak fazla ısıtmaya sebep olabileceği için bu amaçla mikrodalga fırın kullanılmamalıdır. Solüsyonun ısıtılma işlemi tamamlandıktan sonra torba değişimine başlanır.     1.     Solüsyonun hazırlanması   ·          Isıtılmış solüsyon torbasını kontrol ediniz (etiket, son kullanma tarihi. solüsyonun berraklığı, torba ve dış ambalajın hasar görüp görmediği ve lambda dikişlerinin bütünlüğü) ·          Torbayı sert bir zemine koyunuz ·          Torbanın dış ambalajını ve dezenfeksiyon işlevli koruma kapağının ambalajını açınız. ·          Ellerinizi antimikrobiyel bir yıkama losyonu ile yıkayınız. ·          Solüsyonun berraklığını ve sızıntı olup olmadığını kontrol ediniz.   2.              Torba değişiminin hazırlanması   ·      Torbayı serum askısının üst kısmına asınız, solüsyon torbasının tüp hattını açarak uzatın ve DİSK’i organizere yerleştiriniz. Tüp hattını drenaj torbasına doğru açarak uzattıktan sonra, drenaj torbasını serum askısının alt kısmına asınız ve dezenfeksiyon işlevli koruma kapağını organizere yerleştiriniz.    ·      Kateter adaptörünü organizere yerleştiriniz. ·      Ellerinizi dezenfekte ediniz ve DİSK’in koruma kapağını çıkarınız. ·      Kateter adaptörünü DİSK’e bağlayınız.   3.     Boşaltım   ·      Kateter klempini açınız. Boşaltım başlar. →   Pozisyon (   4.     Yıkama   ·           Boşaltım tamamlandıktan sonra solüsyon torbası ile DISK arasındaki hattı, drenaj torbasına taze solüsyon akıtarak (yaklaşık 5 saniye boyunca) tamamen sıvı ile dolu hale getiriniz. →   Pozisyon ((   5.   Dolum   ·         Kontrol düğmesini çevirerek dolumu başlatınız. →   Pozisyon *)(    6.     Güvenlik adımı   ·         PIN ile kateter adaptörünün ve kateter ekstensiyonunun kapatılması →  Pozisyon “((((”   7.     Bağlantının kapatılması    

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CAPD 2  Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 1500 ml CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 1500 ml CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml   CAPD 17 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml CAPD 17 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml CAPD 18 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml CAPD 18 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml CAPD 19 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml CAPD 19 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CAPD 2  Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 1500 ml CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 1500 ml CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml   CAPD 17 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml CAPD 17 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml CAPD 18 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml CAPD 18 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml CAPD 19 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml CAPD 19 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml

Saklama Koşulları

25º C’nin üzerindeki sıcaklıklarda saklamayınız. Buzdolabına koymayınız, dondurmayınız.   ÇOCUKLARIN GÖREMEYECEĞİ, ERİŞEMEYECEĞİ YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Saklama Koşulları

25º C’nin üzerindeki sıcaklıklarda saklamayınız. Buzdolabına koymayınız, dondurmayınız.   ÇOCUKLARIN GÖREMEYECEĞİ, ERİŞEMEYECEĞİ YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

CAPD 3 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml CAPD 3 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

CAPD 3 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml CAPD 3 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml

Uyarılar/Önlemler

Kusma veya ishale bağlı ciddi elektrolit kaybı varsa bu durumda bir süre için potasyum içeren periton diyaliz solüsyonuna geçilmesi gerekebilir.   Hiperkalsemi, örneğin kalsiyum içeren fosfat bağlayıcıların ve/veya D vitamininin yüksek dozlarda kullanımının bir sonucu olarak meydana gelebilir ve geçici bir süre için veya sürekli düşük kalsiyum içeriğine sahip bir solüsyon kullanılmasını gerektirebilir.   Çocuklarda diyalizat hacmi yaş, boyut ve vücut ağırlığına uygun olarak azaltılmalıdır (bakınız “Pozoloji”). Periton diyalizine başlamadan önce yaşlı hastalarda artmış herni insidansı göz önünde bulundurulmalıdır.   Dehidrasyon veya hiperhidrasyon gibi hayatı tehdit edebilecek sonuçlara sebep olabilecek durumların engellenebilmesi için sıvı dengesi ve vücut ağırlığı ile ilgili değerler kaydedilmeli ve saklanmalıdır. Fiziksel bulgular, elektrolitler, kreatinin ve üre konsantrasyonları, serum proteini, kan şeker seviyesi ve gerekirse diğer laboratuar parametrelerinin (örn. kan gazları, asit-baz dengesi) düzenli olarak izlenmesi önemlidir.   Tedavi rejiminin dehidrasyon durumu ve/ veya kan elektrolit içeriği bozuklukları (elektrolit dengesizliği meydana gelebilir) dikkate alınarak ayarlanması önemlidir.   Diyabetiklerde artmış glukoz alımını ayarlamak için günlük insulin dozu ayarlanmalıdır. Bu nedenle kan şekerinin düzenli olarak kontrol edilmesi önemlidir.   Diyalizat torbasının değişimi sırasında enfeksiyon riskini azaltmak için aseptik koşullar sağlanmalıdır.   Plastik ambalajlar nakliye veya depolama esnasında hasar görebilir. Bunun neticesinde kontaminasyon ve diyaliz solüsyonunda mikroorganizmaların çoğalması meydana gelebilir. Bu nedenle periton diyalizi için solüsyonun kullanılmasından önce torba dikkatli bir şekilde incelenmelidir. Torbanın kapanış yerleri, birleşim yerleri veya köşelerindeki herhangi bir  hasar ufak da olsa solüsyonun kontaminasyonuna karşı değerlendirilmelidir.   Bulanık içeriği olan torbalar asla kullanılmamalıdır. Sadece torba ve kapanış yerleri hasar görmemişse periton diyaliz solüsyonu kullanılmalıdır. Gerekirse torba bakteriyolojik inceleme için saklanmalıdır.   CAPD 3 stay safe yalnızca solüsyon berrak ve ambalaj hasar görmemişse kullanılmalıdır. Artan solüsyon imha edilmelidir. CAPD 3 stay safe periton diyaliz solüsyonu intravenöz infüzyon için kullanılmamalıdır.   Gebelik ve Laktasyonda Kullanım Gebelik Kategorisi C. Periton diyaliz tedavisi gebeliğin son safhalarında yalnızca fayda ve risklerin dikkatlice değerlendirilmesinin ardından sürdürülmelidir.   Araç ve Makine Kullanımına Etkisi Reçetelendiği şekilde kullanıldığında CAPD 3 stay safe’in araç ve makine kullanabilme üzerine herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

Uyarılar/Önlemler

Kusma veya ishale bağlı ciddi elektrolit kaybı varsa bu durumda bir süre için potasyum içeren periton diyaliz solüsyonuna geçilmesi gerekebilir.   Hiperkalsemi, örneğin kalsiyum içeren fosfat bağlayıcıların ve/veya D vitamininin yüksek dozlarda kullanımının bir sonucu olarak meydana gelebilir ve geçici bir süre için veya sürekli düşük kalsiyum içeriğine sahip bir solüsyon kullanılmasını gerektirebilir.   Çocuklarda diyalizat hacmi yaş, boyut ve vücut ağırlığına uygun olarak azaltılmalıdır (bakınız “Pozoloji”). Periton diyalizine başlamadan önce yaşlı hastalarda artmış herni insidansı göz önünde bulundurulmalıdır.   Dehidrasyon veya hiperhidrasyon gibi hayatı tehdit edebilecek sonuçlara sebep olabilecek durumların engellenebilmesi için sıvı dengesi ve vücut ağırlığı ile ilgili değerler kaydedilmeli ve saklanmalıdır. Fiziksel bulgular, elektrolitler, kreatinin ve üre konsantrasyonları, serum proteini, kan şeker seviyesi ve gerekirse diğer laboratuar parametrelerinin (örn. kan gazları, asit-baz dengesi) düzenli olarak izlenmesi önemlidir.   Tedavi rejiminin dehidrasyon durumu ve/ veya kan elektrolit içeriği bozuklukları (elektrolit dengesizliği meydana gelebilir) dikkate alınarak ayarlanması önemlidir.   Diyabetiklerde artmış glukoz alımını ayarlamak için günlük insulin dozu ayarlanmalıdır. Bu nedenle kan şekerinin düzenli olarak kontrol edilmesi önemlidir.   Diyalizat torbasının değişimi sırasında enfeksiyon riskini azaltmak için aseptik koşullar sağlanmalıdır.   Plastik ambalajlar nakliye veya depolama esnasında hasar görebilir. Bunun neticesinde kontaminasyon ve diyaliz solüsyonunda mikroorganizmaların çoğalması meydana gelebilir. Bu nedenle periton diyalizi için solüsyonun kullanılmasından önce torba dikkatli bir şekilde incelenmelidir. Torbanın kapanış yerleri, birleşim yerleri veya köşelerindeki herhangi bir  hasar ufak da olsa solüsyonun kontaminasyonuna karşı değerlendirilmelidir.   Bulanık içeriği olan torbalar asla kullanılmamalıdır. Sadece torba ve kapanış yerleri hasar görmemişse periton diyaliz solüsyonu kullanılmalıdır. Gerekirse torba bakteriyolojik inceleme için saklanmalıdır.   CAPD 3 stay safe yalnızca solüsyon berrak ve ambalaj hasar görmemişse kullanılmalıdır. Artan solüsyon imha edilmelidir. CAPD 3 stay safe periton diyaliz solüsyonu intravenöz infüzyon için kullanılmamalıdır.   Gebelik ve Laktasyonda Kullanım Gebelik Kategorisi C. Periton diyaliz tedavisi gebeliğin son safhalarında yalnızca fayda ve risklerin dikkatlice değerlendirilmesinin ardından sürdürülmelidir.   Araç ve Makine Kullanımına Etkisi Reçetelendiği şekilde kullanıldığında CAPD 3 stay safe’in araç ve makine kullanabilme üzerine herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

CAPD 3 stay safe,  insan kanında bulunan elektrolitlere benzeyen içerikte bir solüsyondur. Olası yan etkiler periton diyaliz tekniğinin kendisinden kaynaklanabilir veya solüsyon tarafından indüklenebilir.   Periton Diyaliz Tekniğinden Kaynaklanan İstenmeyen Etkiler: CAPD 3 stay safe ile yapılan tedavi de dahil olmak üzere, tüm periton diyaliz tedavilerinde en sık rastlanan yan etkiler peritonit ve kateter çıkış yeri ile tünelde enfeksiyondur. Tedavi edilmeyen peritonit sepsise neden olabilir. Boşaltılan diyalizatın bulanık olması, karın ağrısı ve ateş peritonitin işaretleridir.   Diyalizatta patojenler ve beyaz kan hücrelerine bakılmalıdır; lökositlerde yükselme olmamasına rağmen diğer semptomlar var ise peritonit ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Belirlenen patojen için intraperitoneal veya sistemik olarak gerekli tedavinin vakit kaybedilmeden yapılması önemlidir. Kültür sonuçları alındığında uygulanan tedavide gereken değişiklikler yapılabilir.   Periton diyalizi esnasında protein (5-15 g/gün), aminoasit (1.2- 3.4 g/gün) ve suda çözünen vitaminlerin göreceli olarak kaybı genel olarak kaçınılmazdır. Eksiklikleri önlemek için , uygun bir diyet uygulanmalıdır.   Protein kaybını dengelemek için protein alımı gerçekleşmezse hipoproteinemi meydana gelebilir.   Peritoneal membranın geçirgenlik özelliği uzun dönem periton diyalizi tedavisi sırasında değişkenlik gösterebilir bu durum ilk olarak ultrafiltrasyonda kayıp ile kendini gösterir. Ciddi vakalarda periton diyalizi durdurulmalı ve hemodiyalize başlanmalıdır.   Periton diyalizi tedavisinin diğer potansiyel yan etkileri karında gerginlik, şişkinlik hissi (abdominal şikayetler), diyaliz solüsyonunun akış bozuklukları, herni, omuzda ağrı, diyaframın yükselmesi nedeniyle solunumda zorluk, diyare ve konstipasyondur.     Periton diyaliz solüsyonunun istenmeyen etkileri: Diyaliz solüsyonu hipokalemi gibi elektrolit dengesi  bozukluklarına veya sıvı dengesi bozukluklarına sebep olabilir.   Artan bir kalsiyum alımı ile birlikte, örn. kalsiyum içeren fosfat bağlayıcıların uygulanması  ile hiperkalsemi gelişebilir. Bu elektrolit dengesi bozuklukları diğer periton diyaliz solüsyonlarına geçilerek(hiperkalsemide) veya  diyette değişiklik yapılarak(hipokalemide) düzeltilebilir.   Sıvı dengesizliklerinde, dehidrasyon veya hiperhidrasyon gelişebilir. Ciddi su kaybı; (özellikle yüksek glukoz konsantrasyonundaki solüsyonlarla tedavi sırasında) düşük kan basıncı, artmış kalp hızı, baş dönmesi ve kas krampları ile; aksi olan aşırı sıvı yükü ise artmış vücut ağırlığı, yüksek kan basıncı, bacaklarda şişme ve nefes darlığı ile kendini gösterir.   Lipid metabolizması bozuklukları (dislipoproteinemi ve hiperlipidemi) meydana gelebilir veya şiddetlenebilir.   Diyaliz solüsyonundan sürekli glukoz alımı nedeniyle hastanın diyeti artmış kalori yüküne göre adapte edilmezse nadiren obezite görülebilir.     BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

CAPD 3 stay safe,  insan kanında bulunan elektrolitlere benzeyen içerikte bir solüsyondur. Olası yan etkiler periton diyaliz tekniğinin kendisinden kaynaklanabilir veya solüsyon tarafından indüklenebilir.   Periton Diyaliz Tekniğinden Kaynaklanan İstenmeyen Etkiler: CAPD 3 stay safe ile yapılan tedavi de dahil olmak üzere, tüm periton diyaliz tedavilerinde en sık rastlanan yan etkiler peritonit ve kateter çıkış yeri ile tünelde enfeksiyondur. Tedavi edilmeyen peritonit sepsise neden olabilir. Boşaltılan diyalizatın bulanık olması, karın ağrısı ve ateş peritonitin işaretleridir.   Diyalizatta patojenler ve beyaz kan hücrelerine bakılmalıdır; lökositlerde yükselme olmamasına rağmen diğer semptomlar var ise peritonit ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Belirlenen patojen için intraperitoneal veya sistemik olarak gerekli tedavinin vakit kaybedilmeden yapılması önemlidir. Kültür sonuçları alındığında uygulanan tedavide gereken değişiklikler yapılabilir.   Periton diyalizi esnasında protein (5-15 g/gün), aminoasit (1.2- 3.4 g/gün) ve suda çözünen vitaminlerin göreceli olarak kaybı genel olarak kaçınılmazdır. Eksiklikleri önlemek için , uygun bir diyet uygulanmalıdır.   Protein kaybını dengelemek için protein alımı gerçekleşmezse hipoproteinemi meydana gelebilir.   Peritoneal membranın geçirgenlik özelliği uzun dönem periton diyalizi tedavisi sırasında değişkenlik gösterebilir bu durum ilk olarak ultrafiltrasyonda kayıp ile kendini gösterir. Ciddi vakalarda periton diyalizi durdurulmalı ve hemodiyalize başlanmalıdır.   Periton diyalizi tedavisinin diğer potansiyel yan etkileri karında gerginlik, şişkinlik hissi (abdominal şikayetler), diyaliz solüsyonunun akış bozuklukları, herni, omuzda ağrı, diyaframın yükselmesi nedeniyle solunumda zorluk, diyare ve konstipasyondur.     Periton diyaliz solüsyonunun istenmeyen etkileri: Diyaliz solüsyonu hipokalemi gibi elektrolit dengesi  bozukluklarına veya sıvı dengesi bozukluklarına sebep olabilir.   Artan bir kalsiyum alımı ile birlikte, örn. kalsiyum içeren fosfat bağlayıcıların uygulanması  ile hiperkalsemi gelişebilir. Bu elektrolit dengesi bozuklukları diğer periton diyaliz solüsyonlarına geçilerek(hiperkalsemide) veya  diyette değişiklik yapılarak(hipokalemide) düzeltilebilir.   Sıvı dengesizliklerinde, dehidrasyon veya hiperhidrasyon gelişebilir. Ciddi su kaybı; (özellikle yüksek glukoz konsantrasyonundaki solüsyonlarla tedavi sırasında) düşük kan basıncı, artmış kalp hızı, baş dönmesi ve kas krampları ile; aksi olan aşırı sıvı yükü ise artmış vücut ağırlığı, yüksek kan basıncı, bacaklarda şişme ve nefes darlığı ile kendini gösterir.   Lipid metabolizması bozuklukları (dislipoproteinemi ve hiperlipidemi) meydana gelebilir veya şiddetlenebilir.   Diyaliz solüsyonundan sürekli glukoz alımı nedeniyle hastanın diyeti artmış kalori yüküne göre adapte edilmezse nadiren obezite görülebilir.     BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Bulgu ve belirtiler: Parenteral sefalosporinlerin çok yüksek dozlarda kullanılması, göz kararması, parestezi ve baş ağrısına neden olabilir. Özellikle akümülasyon riskinin bulunduğu böbrek yetmezlikli hastalarda bazı sefalosporinler konvülsiyonlara neden olabilir. Laboratuvar testlerinde kreatinin, BUN, karaciğer enzimleri, bilirubin düzeyinde yükselme, Coombs testi pozitifliği, trombositoz, trombositopeni, eozinofili, lökopeni ve protrombin zamanında uzama görülebilir.   Tedavi: Ağır doz aşımında destekleyici tedavi uygulanır. Hematolojik, renal ve hepatik fonksiyonlar ile pıhtılaşma, hasta stabil olana kadar izlenmelidir. Konvülsiyon görülürse tedavi derhal kesilmelidir. Antikonvülsan tedavi gerekli olabilir.   Destekleyici veriler olmamakla birlikte, özellikle böbrek yetmezliği bulunan ağır doz aşımı vakalarında, hemodiyaliz ve hemoperfüzyon uygulanabilir.

Endikasyonlar

Cefamezin, duyarlı mikroorganizmaların yol açtığı aşağıdaki enfeksiyonların tedavisinde endikedir: ·                Solunum yolu enfeksiyonları ·                İdrar yolu enfeksiyonları ·                Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları ·                Safra yolu enfeksiyonları ·                Kemik ve eklem enfeksiyonları ·                Genital enfeksiyonlar ·                Septisemi ·                Endokardit ·                Perioperatif profilaksi

Farmakodinamik Özellikler

Sefazolin, Gram negatif ve Gram pozitif bakterilerin bakteri hücre duvarı sentezinin son aşamasını etkileyen, bakterisit etkili sefalosporin grubu bir antibiyotiktir.

Farmakokinetik Özellikler

Sağlıklı gönüllülerde, 500 mg sefazolinin intramusküler yoldan uygulanmasından 1 ve 8 saat sonra, sırasıyla 37 µg/ml ve 3 µg/ml’lik ortalama serum konsantrasyonları, 1 gramlık dozun uygulanmasından 1 ve 8 saat sonra ise ortalama 64 µg/ml ve 7 µg/ml’lik serum konsantrasyonları elde edilmiştir. İntravenöz yoldan 1 gram dozunda uygulanmasından sonra en yüksek serum konsantrasyonu, sağlıklı gönüllülerde yaklaşık 185 µg/ml’ye ulaşmış ve 8 saat sonra ise yaklaşık 4 µg/ml olarak bulunmuştur. Sefazolinin serum yarılanma süresi intravenöz uygulamadan sonra yaklaşık 1.8 saat, intramusküler uygulamadan sonra ise yaklaşık 2.0 saattir. Sağlıklı gönüllülerde bir saat süreyle 3.5 mg/kg (yaklaşık 250 mg) ve bunu izleyen 2 saat içinde 1.5 mg/kg (yaklaşık 100 mg) dozunda sefazolinin intravenöz yoldan sabit infüzyon şeklinde uygulanması sırasında, üçüncü saatte ulaşılan sabit serum düzeyi yaklaşık 28 µg/ml’dir. Enfeksiyon nedeni ile hastaneye yatırılan hastalar üzerinde yapılan araştırmalar, elde edilen ortalama en yüksek serum düzeylerinin, sağlıklı gönüllülerde elde edilene benzer olduğunu göstermiştir. ObStrüktif safra yolu hastalığı bulunmayanlarda, safradaki sefazolin düzeyi serum düzeyine ya da beş kat daha yüksek değerlere ulaşabilirse de, obstrüktif safra yolu hastalığı bulunan hastaların safrasındaki düzeyi serumdaki düzeyin altındadır (<1.0 µg/ml). Sinoviyal sıvıdaki sefazolin konsantrasyonu, ilacın uygulanmasından 4 saat sonraki serum konsantrasyonu ile kıyaslanabilir düzeydedir. Kordon kanında yapılan araştırmalar, sefazolinin plasentadan kolaylıkla geçtiğini göstermektedir. Sefazolin, insanlarda anne sütüne çok düşük konsantrasyonlarda geçmektedir. Sefazolin, idrarla değişmeden atılır. İlk 6 saat içinde, ilacın yaklaşık %60’ı idrarla atılır ve bu oran 24 saatte %70-%80’e ulaşır. İntramusküler yoldan 500 mg ve 1 gram dozunda uygulandıktan sonra, idrardaki en yüksek sefazolin konsantrasyonları sırasıyla yaklaşık 2400 µg/ml ve 4000 µg/ml’dir. Periton diyalizi uygulanan hastalarda (2 l/saat), 50 mg/l ve 150 mg/l sefazolin içeren diyaliz solüsyonlarının 24 saatlik instilasyonu sonunda sırasıyla yaklaşık 10 ve 30 µg/ml’lik ortalama serum konsantrasyonları elde edilmiştir. 50 mg/l ile ortalama 29 µg/ml’lik (13‑44 µg/ml) en yüksek serum düzeyi ve 150 mg/l ile ortalama 72 µg/ml’lik (26-142 µg/ml) en yüksek serum düzeyi elde edilmiştir. Mikrobiyolojik özellikleri  In vitro araştırmalar, sefalosporinlerin bakterisit etkisinin, hücre duvarı sentezinin inhibisyonuna bağlı olduğunu göstermektedir. Sefazolin, aşağıdaki organizmalara karşı in vitro koşullarda ve klinik enfeksiyonlarda etkilidir: Staphylococcus aureus (penisilinaz yapan türler dahil), Staphylococcus epidermidis (metisiline dirençli stafilokoklar, sefazoline de dirençlidir), A grubu beta-hemolitik streptokoklar ve diğer streptokok türleri (enterokokların çoğu dirençlidir), Streptococcus pneumoniae, Escherichia coli, Proteus mirabilis, Klebsiella türleri, Enterobacter aerogenes, Haemophilus influenzae. İndol pozitif Proteus suşlarının çoğu (Proteus vulgaris), Enterobacter cloacae, Morganella morganii ve Providencia rettgeri, Serratia, Pseudomonas, Mima, Heralla türleri sefazoline dirençlidir.

Farmasötik Şekli

Enjektabl toz içeren flakon

Formülü

Her flakonda 250 mg sefazolin (sodyum olarak) bulunur. Her çözücü ampul 2 ml %0.5 lidokain hidroklorür içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Probenesid, birlikte kullanılması durumunda sefalosporinlerin renal tübüler atılımını azaltarak, sefalosporinlerin kan düzeylerinin daha yüksek olmasına ve daha uzun süre devam etmesine yol açar.   Laboratuvar testleri ile etkileşim Benedict ve Fehling solüsyonları ya da Clinitest tabletleri ile yapılan idrarda glukoz arama testlerinde yalancı pozitif reaksiyona neden olabilirse de, enzime dayalı testlerde yalancı pozitif reaksiyona neden olmaz.   Direkt ve indirekt antiglobulin (Coombs) testinde pozitif sonuçlara yol açabilir. Doğumdan önce annelerine sefalosporin uygulanan yenidoğanlarda da Coombs testinde pozitiflik görülebilir.

Kontraendikasyonlar

Sefalosporin grubu antibiyotiklere aşırı duyarlı olduğu bilinen hastalarda kullanılmamalıdır. Ayrıca, çözücüsünde lidokain hidroklorür bulunması nedeniyle, lokal anestezik maddelere aşırı duyarlı olanlarda, kalp bloğu olanlarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Dozaj ve uygulama yolu, hastanın yaşı ve vücut ağırlığı, enfeksiyonun türü ve enfeksiyona yol açan organizmanın duyarlılığı göz önüne alınarak belirlenmelidir. İntratekal yoldan kullanılmamalıdır.   Cefamezin’in %0.5 lidokain hidroklorür kullanılarak hazırlanan çözeltileri asla intravenöz yoldan kullanılmamalıdır.   İntravenöz enjeksiyon veya intravenöz infüzyon için Cefamezin’in çözücü ampul olarak enjeksiyonluk su içeren IM/IV formları kullanılmalıdır.   Erişkinler Enfeksiyonun türü Doz Uygulama sıklığı Orta-ağır enfeksiyonlar 500 mg-1 gram 6-8 saatte bir Duyarlı Gram pozitif kokların yol açtığı hafif enfeksiyonlar 250-500 mg 8 saatte bir Akut, komplikasyonsuz idrar yolu enfeksiyonları 1 gram 12 saatte bir Pnömokoksik pnömoni 500 mg 12 saatte bir Ağır, hayatı tehdit eden enfeksiyonlar (endokardit, septisemi gibi)* 1 gram- 1.5 gram 6 saatte bir *Nadir durumlarda günde 12 grama kadar kullanılmıştır.   Perioperatif profilaktik kullanım Kontaminasyonlu ya da kontaminasyon riski bulunan cerrahi girişimlerde, postoperatif enfeksiyonları önlemek için aşağıdaki dozlar önerilir: a.      Ameliyat başlamadan ½‑1 saat önce, intravenöz ya da intramusküler yoldan 1 gram uygulanır. b.      Uzun süreli cerrahi girişimlerde (örneğin 2 saat ya da daha uzun), ameliyat sırasında intravenöz ya da intramusküler yoldan 500 mg‑1 gram uygulanır (uygulama cerrahi girişimin süresine göre ayarlanır). c.      Ameliyattan sonra 24 saatlik sürede her 6-8 saatte bir intravenöz ya da intramusküler yoldan 500 mg‑1 gram uygulanır. Preoperatif dozun ameliyat başlangıcından tam 1/2 saat – 1 saat önce verilmesi dokularda ve serumda ilk cerrahi insizyonun yapıldığı anda yeterli antibiyotik düzeylerinin sağlanması açısından önemlidir. Ayrıca, Cefamezin gerekirse enfektif mikroorganizmalara en çok maruz kalınacak anlarda yeterli antibiyotik düzeyi sağlamak için ameliyat sırasında uygun aralıklarla uygulanır. Açık kalp ameliyatı ve protez takılması gibi enfeksiyon oluşmasının ciddi bir sorun oluşturabileceği cerrahi girişimlerde, profilaktik tedaviye operasyondan sonra 3-5 gün boyunca devam edilebilir.   Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz Böbrek yetmezliği olan hastalarda, enfeksiyonun ağırlığına uygun ilk yükleme dozundan sonra aşağıda belirtildiği şekilde dozaj ayarlanabilir. Kreatinin klerensi 55 ml/dakika ya da daha yüksek veya serum kreatinini 1.5 mg/dl ya da daha az olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur. Kreatinin klerensi, 35-54 ml/dakika ya da serum kreatinini 1.6-3.0 mg/dl olan hastalara da tam doz uygulanabilir, ancak dozlar en az 8 saatlik aralıklarla uygulanmalıdır. Kreatinin klerensi 11-34 ml/dakika ya da serum kreatinini 3.1-4.5 mg/dl olan hastalara, normal dozun yarısı 12 saatte bir verilmelidir. Kreatinin klerensi 10 ml/dakika ya da daha düşük olanlarda veya serum kreatinini 4.6 mg/dl ya da daha yüksek olan hastalara, normal dozun yarısı 18-24 saatlik aralarla verilmelidir.   Pediatrik hastalarda kullanım Çocuklarda hafif ve orta şiddetteki enfeksiyonların çoğunda günde toplam 25-50 mg/kg’lık doz etkilidir. Bu doz üç ya da dört eşit doza bölünerek uygulanır. Ağır enfeksiyonlarda günlük toplam doz 100 mg/kg’a yükseltilebilir. Prematürler ve bir aylıktan küçük bebeklerde etkinliği ve güvenilirliği henüz gösterilmediğinden, bu hastalarda kullanılması önerilmez. Pediatrik hastalarda, aşağıdaki dozaj tablolarından yararlanılabilir.   25 mg/kg/gün Vücut ağırlığı 8 saatte bir ortalama doz 6 saatte bir ortalama doz 4.5 kg 40 mg 30 mg 9.0 kg 75 mg 55 mg 13.6 kg 115 mg 85 mg 18.1 kg 150 mg 115 mg 22.7 kg 190 mg 140 mg   50 mg/kg/gün Vücut ağırlığı 8 saatte bir ortalama doz 6 saatte bir ortalama doz 4.5 kg

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Cefamezin 1000 mg IM/IV Enjektabl Toz İçeren Flakon: 1000 mg sefazolin (sodyum olarak) içeren 1 flakon ve 4 ml enjeksiyonluk su içeren 1 çözücü ampul bulunan ambalajlarda.   Cefamezin 1000 mg IM Enjektabl Toz İçeren Flakon: 1000 mg sefazolin (sodyum olarak) içeren 1 flakon ve 3 ml %0.5 lidokain hidroklorür solüsyonu içeren 1 çözücü ampul bulunan ambalajlarda   Cefamezin 500 mg IM/IV Enjektabl Toz İçeren Flakon: 500 mg sefazolin (sodyum olarak) içeren 1 flakon ve 4 ml enjeksiyonluk su içeren 1 çözücü ampul bulunan ambalajlarda.   Cefamezin 500 mg IM Enjektabl Toz İçeren  Flakon: 500 mg sefazolin (sodyum olarak) içeren 1 flakon ve 2 ml %0.5 lidokain hidroklorür solüsyonu içeren 1 çözücü ampul bulunan ambalajlarda   Cefamezin 250 mg IM/IV Enjektabl Toz İçeren Flakon: 250 mg sefazolin (sodyum olarak) içeren 1 flakon ve 4 ml enjeksiyonluk su içeren 1 çözücü ampul bulunan ambalajlarda

Saklama Koşulları

30°C altındaki oda sıcaklığında, ışıktan korunarak saklanmalıdır.   Çözücüsü ile çözdürüldükten sonra oda sıcaklığında 24 saat, buzdolabında (5°C) 10 gün süreyle stabildir.   ÇOCUKLARIN GÖREMEYECEĞİ, ERİŞEMEYECEĞİ YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

250 mg sefazolin (sodyum olarak) içeren 1 flakon ve 2 ml %0.5 lidokain hidroklorür içeren 1 çözücü ampul bulunan ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

CEFAMEZİN TEDAVİSİNE BAŞLAMADAN ÖNCE, HASTALARIN DAHA ÖNCE SEFAZOLİNE, SEFALOSPORİNLERE, PENİSİLİNLERE YA DA DİĞER İLAÇLARA KARŞI AŞIRI DUYARLILIK REAKSİYONU GÖSTERİP GÖSTERMEDİKLERİ DİKKATLE ARAŞTIRILMALIDIR. BETA-LAKTAM ANTİBİYOTİKLER ARASINDA ÇAPRAZ AŞIRI DUYARLILIK BULUNDUĞUNDAN VE PENİSİLİN ALERJİSİ ÖYKÜSÜ BULUNANLARIN %10’UNDA AŞIRI DUYARLILIK REAKSİYONU ORTAYA ÇIKABİLDİĞİNDEN, CEFAMEZİN PENİSİLİNE DUYARLI HASTALARA UYGULANACAĞINDA DİKKATLİ OLUNMALIDIR. ALERJİK BİR REAKSİYON GÖRÜLÜRSE, CEFAMEZİN TEDAVİSİ DURDURULMALIDIR. AĞIR AKUT AŞIRI DUYARLILIK REAKSİYONLARINDA, ADRENALİN TEDAVİSİ VE OKSİJEN, İNTRAVENÖZ SIVI, İNTRAVENÖZ ANTİHİSTAMİNİK, KORTİKOSTEROİD, PRESÖR AMİN UYGULANMASI VE SOLUNUM YOLLARININ AÇIK TUTULMASI DAHİL, KLİNİK DURUMA GÖRE DİĞER ACİL TEDAVİLERİN DE UYGULANMASI GEREKEBİLİR. Sefazolin dahil, hemen hemen tüm antibiyotiklerin psödomembranöz kolite neden olabildikleri bildirilmiştir. Bu nedenle, antibakteriyel ilaç tedavisi sırasında ya da sonrasında diyare gelişen hastalarda psödomembranöz kolit olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır. Psödomembranöz kolit saptanırsa, gerekli terapötik önlemler alınmalıdır. Hafif vakalarda, kullanılan antibiyotiğin kesilmesi genellikle yeterLİ olurken, orta şiddetli veya şiddetli psödomembranöz vakalarında, sıvı-elektrolit tedavisi, protein suplemantasyonu ve Clostridium difficile’ye karşı etkili bir oral antibiyotik tedavisine başlanmalıdır. Uzun süreli sefazolin tedavileri sırasında duyarlı olmayan organizmalarda aşırı çoğalma görülebileceğinden dikkatli olunmalıdır. Sefazolin, böbrek fonksiyonlarındaki azalma sonucunda idrar miktarı azalan hastalarda daha düşük dozlarda kullanılmalıdır (“Kullanım Şekli ve Dozu” bölümüne bakınız). Diğer beta-laktam antibiyotik tedavilerinde olduğu gibi, böbrek yetmezliği olan hastalarda çok yüksek dozlarda kullanılması durumunda konvülsiyona neden olabilir (“Kullanım Şekli ve Dozu” bölümüne bakınız). Sefazolin, başta kolit olmak üzere gastrointestinal hastalık öyküsü bulunan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Sefalosporinler protrombin aktivitesi üzerinde bozukluğa neden olabilmektedir. Böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalar, beslenme güçlüğü çeken hastalar ile uzatılmış antimikrobiyal tedavi gören hastalar ve antikoagülan tedavisi almış hastalar risk altındadır. Risk altındaki ve ekzojen vitamin K verilen hastalarda protrombin zamanı takip edilmelidir. Pediatrik kullanım Sefazolinin prematürler ve yenidoğanlarda etkinliği ve güvenilirliği henüz saptanmamıştır. Bir aylıktan büyük bebeklerde kullanımı için “Kullanım Şekli ve Dozu” bölümüne bakınız. Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanım Gebelik kategorisi: B Gebe kadınlarda yapılmış yeterli miktarda iyi kontrollü çalışma bulunmadığından, gebelikte zorunlu olmadıkça kullanılmamalıdır. Sefazolin, sezaryan öncesi uygulandığında, kordon kanındaki ilaç düzeyi, anne kanındaki düzeyin yaklaşık dörtte biri ile üçte biri arasındadır. Ancak, sefazolinin fetüs üzerinde hiçbir advers etkisi saptanmamıştır. Sefazolin, anne sütüne düşük miktarda geçer. Bu nedenle, emziren annelerde kullanılırken dikkatli olunmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Gastrointestinal: Diyare, oral kandidoz, kusma, bulantı, mide krampı, iştahsızlık ve psödomembranöz kolit. Psödomembranöz kolit belirtileri, antibiyotik tedavisi sırasında veya sonrasında başlayabilir (“Uyarılar/Önlemler” bölümüne bakınız). Bulantı ve kusma enderdir.   Alerjik reaksiyonlar: Anafilaksi, eozinofili, kaşıntı, ilaç ateşi, deri döküntüsü, Stevens Johnson sendromu.   Hepatik ve renal etkiler: Klinik olarak böbrek ve karaciğer yetmezliği belirtileri olmadan, ALT, AST, BUN ve alkalen fosfataz düzeyinde geçici yükselmeler gözlenmiştir.   Lokal reaksiyonlar: İntramusküler enjeksiyon bölgesinde ağrı ve endurasyon görülebilir.   Diğer reaksiyonlar: Genital ve anal kaşıntı (vulva kaşıntısı, genital monoliyaz ve vajinit dahil).   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

Kutuda, PVC/PVDC-Al blisterde 50 ve 100 film tablet.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

Orta ve şiddetli Alzheimer hastalığı genellikle araba kullanma performansının veya makine kullanma yeteneğinin azalmasına neden olur. Buna ilave olarak, memantinin araba ve makine kullanma yeteneğine az veya orta derecede etkisi vardır. Bu nedenle ayaktan tedavi gören hastaların dikkatli olmaları konusunda uyarılmaları gerekmektedir.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Özel bir gereklilik yoktur.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

Yoktur.

İlaç Nasıl Kullanılır

Etkin madde veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

Ağızdan alınır.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

*

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

CİSSOR 10 mg film tablet

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

36 ay

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

235/94

Doz Aşımı Ve Tedavisi

Orta ve şiddetli evre Alzheimer hastalığı tedavisinde kullanılır.
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window