İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması CYCLO-PROGYNOVA
Birim Miktarı 21
ATC Kodu G03FB01
ATC Açıklaması Norgestrel ve östrojen
NFC Kodu BA
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Kaplı Tabletler
Kamu Kodu A02066
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 9,63 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 9,63 TL (2 Mart 2020)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu NULL
Başlıklar
  1. İlaç Etken Maddeleri
  2. İlaç Prospektüsü
    1. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    2. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    3. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    4. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    5. İlaç Nasıl Kullanılır
    6. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    7. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    8. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    9. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    10. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    11. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    12. Etkin Maddeler
    13. Farmakodinamik Özellikler
    14. Farmakokinetik Özellikler
    15. Doz Aşımı
    16. Endikasyonlar
    17. Farmakodinamik Özellikler
    18. Farmakokinetik Özellikler
    19. Farmasötik Şekli
    20. Formülü
    21. İlaç Etkileşmeleri
    22. Kontraendikasyonlar
    23. Kullanım Şekli Ve Dozu
    24. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    25. Saklama Koşulları
    26. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    27. Uyarılar/Önlemler
    28. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    29. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    30. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    31. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    32. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    33. İlaç Nasıl Kullanılır
    34. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    35. Doz Aşımı
    36. Endikasyonlar
    37. Farmakodinamik Özellikler
    38. Farmasötik Şekli
    39. Formülü
    40. İlaç Etkileşmeleri
    41. Kontraendikasyonlar
    42. Kullanım Şekli Ve Dozu
    43. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    44. Saklama Koşulları
    45. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    46. Uyarılar/Önlemler
    47. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    48. Doz Aşımı
    49. Endikasyonlar
    50. Farmakodinamik Özellikler
    51. Farmakokinetik Özellikler
    52. Farmasötik Şekli
    53. Formülü
    54. İlaç Etkileşmeleri
    55. Kontraendikasyonlar
    56. Kullanım Şekli Ve Dozu
    57. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    58. Saklama Koşulları
    59. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    60. Uyarılar/Önlemler
    61. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    62. Doz Aşımı
    63. Endikasyonlar
    64. Farmakodinamik Özellikler
    65. Farmakokinetik Özellikler
    66. Farmasötik Şekli
    67. Formülü
    68. İlaç Etkileşmeleri
    69. Kontraendikasyonlar
    70. Kullanım Şekli Ve Dozu
    71. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    72. Saklama Koşulları
    73. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    74. Uyarılar/Önlemler
    75. Yan Etkileri / Advers Etkiler

İlaç Etken Maddeleri

  • estradiol valerat (2 mg)

İlaç Prospektüsü

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

10 ml’lik cam şişelerde.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

CONTRAMAL uyuşukluk, baş dönmesi ve bulanık görmeye neden olabilir ve bu şekilde sürücülerin veya makine kullanıcıların reaksiyonlarını bozabilir. CONTRAMAL kullanırken araba ve makine kullanılmamalıdır.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

CONTRAMAL damla 100 mg/ml

İlaç Nasıl Kullanılır

Her ml damla 100 mg tramadol hidroklorür içerir.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

Bildirilmemiştir.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

Ağızdan alınır.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

CONTRAMAL damla 100 mg/ml

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

36 ay

Doz Aşımı Ve Tedavisi

181/13

Etkin Maddeler

25°C’nin altında oda sıcaklığında ve ışıktan koruyarak saklayınız.

Farmakodinamik Özellikler

Orta veya şiddetli ağrıların tedavisinde endikedir.

Farmakokinetik Özellikler

Potasyum sorbat, sukroz, sodyum siklamat, sodyum sakkarin, nane yağı, yapay anason, gliserol, propilen glikol.

Doz Aşımı

Endikasyonlar

Vulva, vestibular ve vajinal halkanın atrofik bozukluklarında kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Promestrien alt genital bölgede mukoza üzerine lokal östrojenik etkiye sahiptir ve bu etkisi ile trofisite onarılmaktadır.

Farmakokinetik Özellikler

Promestrien alt genital bölgede mukoza üzerine lokal östrojenik etkiye sahiptir ve bu etkisi ile trofisite onarılmaktadır. Promestrien sadece lokal olarak kullanılmalıdır, böylece uterus, memeler ve hipofiz başta olmak üzere uzak bölgelerde östrojenik etkiler ortaya çıkmayacaktır. Lokal olarak uygulandığında insanlarda 3 farklı etki gözlemlenir. ·   Dokuda birikimi olmaz ve biyolojik yarı ömrü 24 saatten daha az zamanda sona erer. ·   Deriye uygulandığında promestrienin %1’den azı sisteme geçer. ·    Vajinal uygulamalarda başta özellikle vajinadan uzakta bulunan östrojene hassas organlarda olmak üzere sistemik hormonal bir etki hiçbir zaman görülmemiştir. Promestrien feçesle atılır.

Farmasötik Şekli

Vajinal Krem

Formülü

Her bir 30g’lık tüpte; etken madde olarak 0.300 g promestrien (INN) bulunur. Eksipiyenler Sodyum metil para hidroksi benzoat (koruyucu), sodyum propil para hidroksi benzoat (koruyucu).

İlaç Etkileşmeleri

Lokal Colpotrophine® %1 Vajinal Krem tedavisi altındaki menopozal kadınlarda, LH ve FSH’ın plazma düzeylerindeki değişmeler görülebilir. Promestrien’in, vajinal menopozlu kadınların plazmasında proteinler üzerinde etkisi yoktur.

Kontraendikasyonlar

Her ne kadar ilacın kullanımını takiben herhangi bir sistemik etki gözlemlenmemişse de, yine de östrojene bağımlı kanser hikayesi olanlarda kullanılmamalı ve hastada herhangi bir östrojen uygulanabilirliği ölçülmelidir. Aynı zamanda, Promestrien veya ilacın içinde bulunan maddelere aşırı duyarlılığı olan kişilerde kontrendikedir.Colpotrophine® %1 Vajinal Krem hamilelerde ve spermisit ürünlerle birlikte kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Yeterli miktardaki krem günde 1-2 kez uygulanır, takibinde hafif masaj yapılır. İdame tedavinin gerekliliğini doktor belirler.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Colpotrophine® Vajinal Yumuşak Kapsül

Saklama Koşulları

25°C’yi geçmeyen oda sıcaklığında, aşırı ısı ve ışık değişimlerinden uzakta, ambalajı içinde, serin ve kuru bir yerde saklanmalıdır. Doktora danışmadan kullanılmamalıdır. Çocukların ulaşamayacakları yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Colpotrophine® %1 Vajinal Krem, 30 g krem içerir, içi epoksi fenolik vernikli alüminyum-Darex tüpler içinde mevcuttur.

Uyarılar/Önlemler

Colpotrophine® %1 Vajinal Krem uygulanmasını takiben hafifçe masaj yapılmalıdır. Hastaya uygulanacak yüzeyi kaplayacak kadar, yeterli miktarda krem uygulaması gerektiği belirtilmelidir. Eğer, sebep menopoz, kastrasyon, östroprojestif tedavi gibi kalıcıysa ya da etkileri irridasyonlar gibi kalıcılık gösteriyorsa Colpotrophine® %1 Vajinal Krem ile idame tedaviler gerekir. Araç ve makina kullanımı üzerine etkisi Colpotrophine® %1 Vajinal Krem’in araç ve makine kullanımı üzerine etkisi değerlendirilmemiştir. Hamilelik ve laktasyonda kullanımı Hamilelik kategorisi X Colpotrophine® %1 Vajinal Krem’in hamilelikte kullanımı üzerine güvenirlilik verileri yoktur. Bu nedenle, Colpotrophine® %1 Vajinal Krem  hamile bayanlarda kullanılmamalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Colpotrophine® %1 Vajinal Krem, lokal etkilidir; sistemik dolaşıma %1 oranında geçer. Bu nedenle, istenmeyen etkiler bildirilmemiştir. Çalışılan deneysel modeller, Promestrien’in zayıf bir östrojen olduğunu göstermektedir. Vajinal ya da kütanoz kullanımda, Promestrien uterus kanaması, abdomino-pelvik gerginlik, mastodini ya da meme konjestiyonu gibi başka dokularda östrojenik uyarılarda bulunmaz, yanlızca hedef dokularda vajinal östrojenik semptomlar görülmüştür. Diğer sistemik östrojenlerin neden olduğu, endoservikal bezlerin stimülasyonu; Promestrien ile gözlemlenmemiştir. Promestrien’in kendisinin aktivitesinin olmaması ve vajinada çok düşük dozlarda kullanılması herhangi bir yan etkisinin olmadığını doğrulamaktadır. Sık olmamakla birlikte uygulama yerinde irritasyon, kaşıntı ve allerji meydana gelebilir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

28 veya 84 Film Tablet Alüminyum / Alüminyum Blister içerisinde ambalajlanmıştır.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

Geçerli değil.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

24 ay

İlaç Nasıl Kullanılır

239/97

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

25°C'nin altında oda sıcaklığında saklanmalıdır.

Doz Aşımı

Semptomlar   Doz aşımında beklenen semptomlar, öncelikle salbutamol kaynaklıdır. Bu semptomlar aşırı beta-adrenerjik stimülasyon sonucu olup en çok taşikardi, palpitasyon, tremor, hipertansiyon, hipotansiyon, nabız basıncının genişlemesi, anginal ağrı, aritmiler ve deride kızarma şeklinde görülür.   Ağız kuruluğu, gözde akomodasyon bozukluğu gibi aşırı ipratropium bromür dozunda beklenen semptomlar, teropatik pencerenin genişliği ve topikal kullanım gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda hafif ve geçicidir.   Tedavi   Sedatifler ve trankilizanlar verilir; ağır vakalarda yoğun bakım uygulanır. Beta-reseptor blokerleri, tercihen beta1-selektif olanları, spesifik antidotlar olarak uygundurlar; ancak, bronşiyal obstrüksiyonda muhtemel bir artış dikkate alınmalıdır ve doz, bronşiyal astımı olan hastalarda dikkatle ayarlanmalıdır.

Endikasyonlar

Combivent® Tek Dozluk Flakon, birden fazla bronkodilatöre ihtiyaç gösteren orta ve ileri şiddetteki kronik obstrüktif akciğer hastalığı vakalarında bronkodilatör olarak endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

İpratropium bromür, antikolinerjik (parasempatolitik) özellikleri olan bir kuvaterner amonyum bileşiğidir. Klinik öncesi çalışmalarda, vagus aracılığıyla gerçekleşen refleksleri, vagus sinirinin salıverdiği nörotransmiter olan asetilkolin etkisinin antagonize edilmesi yoluyla inhibe edern bir bilerşik olarak gözükmüştür. Antikolinerjikler, asetilkolinin bronş düz kaslarındaki muskarinik reseptörlerle etkileşimi sonucu intrasellüler siklik guanozin monofosfat c-GMP) konsantrasyonunda meydana gelen artışlarını engeller.   İpratropium bromür inhalasyonunu izleyen bronkodilatasyon, esas olarak lokal ve akciğere özgüdür ve sistemik yapıda değildir.   Salbutamol sülfat, hava yollarındaki düz kaslara etki ederek, gevşemelerine yol açan bir beta2-adrenerjik ajandır. Trakeadan terminal bronşiyollere kadar olan bütün düz kasları gevşetir ve bunları her çeşit bronkokonstriksiyona uyarana karşı korur.   Combivent® Tek Dozluk Flakon, ipratropium bromürle salbutamol sülfatın eşzamanlı olarak salıverilmesi sonucu akciğerdeki muskarinik ve beta2-adrenerjik reseptörlerin her ikisi üzerinde aditif etki yaratarak, bunlardan herbirinin tek başına sağladığından daha üstün bir bronkodilatasyon elde edilmesine olanak verir.   Orta-ileri derecede şiddetli kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) vakaları üzerinde kontrol gruplarında yer verilerek yapılan çalışmalar, Combivent® Tek Dozluk Flakonun, komponentlerinden herbirine kıyasla daha fazla bronkodilatasyon sağladığını ve advers etkilerde herhangi bir artışın söz konusu olmadığını göstermiştir.

Farmasötik Şekli

Nebülizasyon İçin İnhalasyon Solüsyonu

Formülü

Her bir tek dozluk flakon inhalasyon solüsyonu ( 2.5 ml ):   0.50 mg ipratropium bromür anhidr’e eşdeğer 0.52 mg ipratropium bromür monohidrat ve 2.5 mg salbutamol baza eşdeğer 3.01 mg salbutamol sülfat içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Ksantin türevlerinin, diğer beta-adrenerjiklerin ve antikolinerjiklerin birlikte uygulanması yan etkileri artırabilir.   Beta-agonistlerin indüklediği hipokalemi, ksantin türevleri, steroidlerin ve diüretiklerin kullanılması durumunda ile artabilir. Bu durum özellikle şiddetli havayolu obstrüksiyonu olan hastalarda göz önünde tutulmalıdır.   Hipokalemi, digoksin almakta olan hastaların aritmiler konusunda daha duyarlı duruma geçmesiyle sonuçlanabilir.   Bu gibi durumlarda serum potasyum düzeylerinin izlenmesi önerilir.   Birlikte Beta-blokerler kullanılması durumunda büyük ihtimalle bronkodilatör etkide ciddi azalma görülür.   Monoamin oksidaz (MAO ) inhibitörleri veya trisiklik antidepresanlarla tedavi edilmekte olan hastalarda beta-adrenerjik agonistler, etkilerin şiddetlenebilmesi nedeniyle dikkatli kullanılmalıdır.   Halotan, trikloroetilen ve enfluran gibi halojenli hidrokarbon anestetiklerin inhalasyonu, beta-agonistlerin kardiyovasküler etkilerine karşı duyarlılığı artırabilir.

Kontraendikasyonlar

Hipertrofik obstrüktif kardiyomiyopati, taşiaritmi tablolarında ve ilacın bileşenlerinden herhangi birine, atropine veya türevlerine karşı aşırı duyarlılık.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Hekim tarafınından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde, aşağıdaki dozların kullanılması uygundur; Tek dozluk flakonlardaki Combivent inhalasyon solüsyonu uygun bir nebülizatörle veya intermittan pozitif basınçlı bir ventilatörle verilebilir.   Önerilen doz:   Erişkinler (yaşlı hastalar dahil) ve 12 yaşından büyük gençlerde : Günde 3 ya da 4 defa 1 flakon. 12 yaşından küçük çocuklarda: Combivent tek dozluk flakonun 12 yaşından küçük çocuklarda kullanılması konusunda herhangi bir deneyim yoktur. Kullanım talimatı Tek dozluk flakonlar yalnızca, uygun nebülizatör cihazları ile inhalasyon şeklinde kullanılmak içindir ve oral yoldan kullanılmalıdır.    1. Nebülizatörü, imalatçısının ya da hekimin talimatları doğrultusunda kullanıma hazırlayınız. 2. Tek dozluk bir flakonu şeritten koparınız. ( bkz şekil 1 )   3. Tek dozluk flakonu, uç kısmını sertçe bükerek açınız. ( bkz şekil 2 )   4. Tek dozluk flakonun içeriğini, nebülizatörün rezervuarına (depo kısmına) sıkarak boşaltınız. ( bkz şekil 3 )     5. Nebülizatörün parçalarını birleştirip, inhale ediniz. 6. Kullandıktan sonra, rezervuarda kalmış olabilecek solüsyonu atınız ve nebülizatörü, imalatçısının talimatına göre temizleyiniz.   Tek dozluk flakonlar koruyucu madde içermediğinden, mikroplarla bulaşmayı önlemek amacıyla, flakonun açıldıktan hemen sonra kullanılması ve her uygulamada yeni bir flakonun açılması önemlidir. Kısmen kullanılmış, açılmış veya hasar görmüş tek dozluk flakonlar atılmalıdır. Combivent® Tek Dozluk Flakon’nun, aynı nebülizatör içinde diğer ilaçlarla karıştırılmaması özellikle önerilir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Combivent® Ölçülü Doz İnhalatörlü Aerosol.

Saklama Koşulları

25°C’nin altında, oda sıcaklığında saklayınız.   Işıktan koruyunuz.   ÇOCUKLARIN ULAŞAMAYACAKLARI YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

10’luk şeritler halinde 20 adet tek dozluk flakon içeren karton kutularda.

Uyarılar/Önlemler

DOKTORA DANIŞMADAN KULLANMAYINIZ.   Sadece inhalasyon içindir.   Oküler komplikasyonlar   Aerosol şeklindeki ipratropium bromür tek başına veya bir adrenerjik beta2-agonist ile kombine halde göze kaçtığında, oküler komplikasyonlar (midriyazis, göz içi basıncında artış, dar-açılı glokom, göz ağrısı) geliştiği bildirilen izole vakalar vardır.   Konjonktivadaki ve korneadaki konjesyon sonucu gelişen göz kızarmasıyla birlikte gözde ağrı veya rahatsızlık hissi, bulanık görme, haleler veya renkli görüntüler görme, akut dar açılı glokom belirtileri olabilir. Bu semptomlar herhangi bir kombinasyon şeklinde gelişirse, miyotik damlalar ile tedaviye başlanmalı ve hemen bir uzman hekimin görüşü alınmalıdır.   Combivent® Tek Dozluk flakonların hatasız şekilde nasıl kullanılacağı hastalara öğretilmelidir. Combivent solüsyonunun veya aerosolünün göze temas etmemesi için dikkatli olmak gerekir. İnhalasyon Solüsyonu’nun bir ağızlık parçası aracılığıyla kullanılması önerilir. Eğer ağızlık parçası yoksa ve nebülizatörün maskesi kullanılacaksa, bu maskenin hastanın yüzüne tam olarak oturması gereklidir. Glokoma karşı predispozisyon gösterebilecek hastalar, gözlerini korumaları konusunda özel olarak uyarılmalıdır.   Aşağıdaki durumlarda,Combivent® Tek Dozluk Flakon özellikle önerilenden daha yüksek dozlar kullanılacağı zamanlarda olmak üzere dikkatli bir risk/fayda değerlendirilmesi yapıldıktan sonra kullanılmalıdır:   Yeterince kontrol altında olmayan diabetes mellitus, yakınlarda geçirilmiş miyokard enfarktüsü, şiddetli organik kalp veya damar hastalıkları, hipertiroidizm, feokromositoma, dar açılı glokom riski, prostat hipertrofisi ya da mesane boynunda obstrüksiyon.   Beta2-agonist tedavisi, potansiyel olarak ağır bir hipokalemi ile sonuçlanabilir. Ayrıca hipoksi, hipokaleminin kalp ritmi üzerindeki etkilerini şiddetlendirebilir.   Kistik fibrozlu hastalar, gastrointestinal motilite bozukluklarına daha yatkın olabilirler.   Akut, hızla kötüleşen dispne (solunum zorluğu) durumunda hemen bir doktora danışılması gereklidir.   Semptomların kontrol altına alınabilmesi için önerilenden daha yüksek Combivent® Tek Dozluk Flakon dozlarına ihtiyaç duyuluyorsa, hastanın tedavi planı bir doktor tarafından yeniden gözden geçirilmelidir   GEBELİK VE LAKTASYON Combivent® Tek Dozluk Flakon’nun, gebe kadınlardaki ilaç emniyeti belirlenmemiş değildir. Özellikle ilk 3 aylık dönemde olmak üzere gebelik sırasında ilaç kullanımıyla ilgili genel önlemler alınmalıdır.   Combivent® Tek Dozluk Flakon’nun uterus kontraksiyonları üzerindeki inhibitör etkisi göz önünde bulundurulmalıdır.   Salbutamol sülfat ve ipratropium bromür muhtemelen süte geçerler ve bunların yeni doğan üzerindeki etkileri bilinmemektedir. Yağda erimeyen kuvaterner bazlar anne sütüne geçmekle birlikte ipratropium bromürün, özellikle de inhalasyon yoluyla alındığında, bebekte önemli düzeylere ulaşabilme olasılığı çok uzaktır. Ancak birçok ilaç anne sütüne geçtiğinden, bebeğini emziren bir anneye Combivent® Tek Dozluk Flakon verilirken dikkatli olmak gerekir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Baş ağrısı, göz kararmsı, sinirlilik, taşikardi, iskelet kaslarında ince tremor ve özellkle duyarlı kişilerde olmak üzere palpitasyonlar; beta-agonisti içeren diğer ürünlerde olduğu gibiCombivent kullanımına da en sık eşlik eden yan etkilerdir.   Beta2-agonist tedavisi, potansiyel olarak ağır bir hipokalemiyle yol açabilir.   Diğer inhalasyon tedavilerindeki gibi öksürük, lokal irritasyon ve daha seyrek olarak da, inhalasyonun indüklediği bronkospazm görülebilir.   Diğer beta-mimetiklerle olduğu gibi, bulantı, kusma, terleme, kaslarda halsizlik ve miyalji/kas krampları meydana gelebilir. Ender vakalarda, diyastolik basıncınta azalma, sistolik basınçta yükselme ve özellikle yüksek dozlardan sonra aritmiler görülebilir.   Ender vakalarda, özellikle aşırı duyarlılığı olan hastalarda deri reaksiyonları veya alerjik reaksiyonlar bildirilmiştir. Beta-mimetiklerle inhalasyon tedavisi altında, bazı vakalarda psikolojik değişiklikler bildirilmiştir.   Aerosol şeklindeki ipratropium bromür tek başına veya bir adrenerjik beta2-agonistiyle birlikte kullanıldığı göze kaçması sonucu oküler komplikasyonlar (mydriasis, göz içi basıncının yükselmesi, dar-açılı glokom, göz ağrısı) geliştiği bildirilen vakalar vardır.   Oküler yan etkiler, gastrointestinal motilite bozuklukları ve idrar retansiyonu ender vakalarda görülebilir ve reversibldır. (bkz Özel Önlemler ).   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Aşırı dozda böbrek veya karaciğer hasarına ya da miyelosupresyona neden olabilir ve destekleyici önlemler alınmalıdır. Doz aşımında spesifik bir antidotu yoktur. Kemik iliği transplantasyonu ve transfüzyonu hematolojik yan etkileri hafifletebilir.

Endikasyonlar

Epitelyal kaynaklı ilerlemiş over kanserlerinde birinci sıra terapi ikinci sıra terapi; diğer tedaviler yetersizse. Akciğer kanserlerinde

Farmakodinamik Özellikler

Karboplatin antineoplastik ve sitotoksik ajan olarak etki gösterir. Sitotoksik etkisi, platinizasyon yoluyla DNA zincirinde tekli ve çiftli çapraz bağlanmalar oluşturmasından ileri gelir, DNA matriks fonksiyonu bozulur. Sisplatin ile çapraz direnç mümkündür.

Farmakokinetik Özellikler

IV uygulamadan sonra, değişmemiş karboplatinin, ultrafiltre edilen platinin ve toplam platinin en yüksek plazma seviyeleri ve EAA değerleri uygulanan dozla lineer orantılıdır. Kısa süreli ( <1 saat ) enfüzyon şeklinde IV uygulanmadan sonra plazma düzeyi bifazik olarak logaritmik azalır. Değişmemiş karboplatin ve filtre edilmiş platin için  t1/2 a  90 dakika, toplam platin için 100 dakikadır. T1/2 b  ise filtre edilmiş platin için  6 saat,  toplam platin için ise >24-40 saattir.   Tekrarlanan uygulamalardan sonra (karboplatinin 5 gün kısa süreli IV şeklinde uygulanması) plazmada platinin kümülatif bir etkisi bulunmamıştır. Uygulamanın birinci günündeki farmakokinetik parametreler, uygulamanın 2-5. günlerindekilerle hemen hemen aynıdır. Karboplatinin plazma proteinlerine bağlanma oranı 4 saatten sonra % 20-25  ve 24 saatten sonra > %90’ dır.  Karboplatin en çok böbrekler yoluyla elimine edilir, uygulanan dozun % 60-80’i uygulamadan 24 saat sonra idrarda bulunur. Karboplatinin total klerensi, idrarda filtre edilen platinin renal klerensi ve eliminasyonu, kreatinin klerensi ile ilişkilidir. Karboplatinin eliminasyonu daha çok glomerüler filtrasyona bağlıdır. Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda, karboplatin dozajı azalmış klerense göre ayarlanmalıdır.

Farmasötik Şekli

Carboplatin “Ebewe”   150 mg/15 ml IV infüzyon için konsantre çözelti içeren flakon

Formülü

Karboplatin                            150  mg Sodyum dihidrojen fosfat           18  mg Sodyum hidroksit                      k.m. İnjeksiyonluk su                       14914.5 mg

İlaç Etkileşmeleri

Karboplatinin diğer miyelosupresif ilaçlarla birlikte kullanılması, karboplatinin ve/veya birlikte kullanıldığı ilacın miyelotoksisitesini artırabilir. Ototoksik ve /veya nefrotoksik ilaçlarla  kombine kullanılması  durumunda da aynı olay görülebilir. Antineoplastik etkisi teorik olarak azalacağından, karboplatin şelatlayıcı ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır.   Hayvan deneylerinde, karboplatin etopozid ve vindesin ile sinerjistik etki göstermiştir. İn vitro olarak, karboplatin hipoksik hücreleri radyasyona karşı duyarlılaştırmış ve in vivo olarak deneysel tümörlere karşı radyasyonun etkilerini güçlendirmiştir.   Karboplatin sisplatinden daha stabil bir kompleks olmasına rağmen aluminyum içeren iğnelerle uygulanmamalıdır. Sisplatin uygulamasının aluminyum iğnelerle yapılması halinde, sisplatinin antineoplastik aktivitesinde bir azalma gözlenmiştir.  

Kontraendikasyonlar

·         İlacın içerdiği maddelere ve diğer platin komplekslerine karşı aşırı duyarlık ·         Hamilelik ve laktasyon döneminde ·         Ağır miyelosupresyon ·         Böbrek yetmezliği (glomerüler filtrasyon hızı < 20 ml/dk) ·         Kanamalı tümörler ·         İşitme bozukluğu olan kişilerde

Kullanım Şekli Ve Dozu

Karboplatin kemoterapötik ajanları kullanmada deneyimli doktorların gözetiminde uygulanmalıdır. Sadece IV kullanılır. Karboplatin çözeltisi hazırlandıktan sonra kısa süreli enfüzyon şeklinde 15-60 dakikada uygulanır. Flakon içeriği %5’lik glukoz ya da %0.9’luk NaCl çözeltisi ile konsantrasyonu 0.5 mg/ml olacak şekilde seyreltilebilir. Hazırlanan bu çözelti oda sıcaklığında 8 saat, buzdolabında 24 saat stabildir. Karboplatin prezervan madde içermez; çözelti belirtilen süreden sonra kullanılmamalıdır.   Karboplatin, antineoplastik aktivitesindeki potansiyel teorik azalma nedeniyle aluminyum içeren enfüzyon setleriyle kullanılmamalıdır.   Daha önce tedavi edilmemiş, renal fonksiyonları normal olan yetişkinlere 400 mg/m2 dozunda kısa süreli enfüzyon şeklinde (15-60 dak.) verilir. Terapi siklusları 4 haftalık aralarla tekrarlanır. Riskli hastalar (daha önce miyelosupresif etkili ilaçlarla tedavi edilmiş ve/veya radyasyon tedavisi görmüş ya da genel sağlığı bozuk) 300-320 mg/m2 ’lık başlangıç dozu ile tedavi edilmelidir. 65 yaşın üzerindeki hastalarda karboplatin dozu hastaların genel durumuna göre ayarlanmalıdır.   Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klerensi < 60 ml/dak) karboplatin dozu azaltılmalı ve glomerüler filtrasyon hızına göre ayarlanmalıdır. Kan tablosu, trombositler ve renal fonksiyonlar sürekli takip edilmelidir.   Karboplatinin doz ayarlaması:   Glomerüler filtrasyon Hızı              Trombositler            maksimum total doz                            ( ml/ dak )                              (hücre/ mm3 )                             (mg)  > 100                                       > 200,000                                900      80-100                                     > 200,000                                750  60-80                                       > 200,000                                600  > 50                                    100,000-200,000                           450  30-60                                       > 200,000                                450  30-60                                  100,000-200,000                            300  < 30                                         <100,000                             kontrendike     Çocuklarda kullanımı ile ilgili yeterli deneyim olmadığından spesifik bir doz şeması belirtilmemiştir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

50 mg, 450 mg karboplatin içeren 5 ml ve 45 ml’lik flakon içeren ambalajlarda.

Saklama Koşulları

Oda sıcaklığında, 25o C ‘nin altında, ışıktan koruyarak saklayınız. Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.  

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

150 mg karboplatin içeren 15 ml’lik flakon ambalajlarda

Uyarılar/Önlemler

Karboplatin kemoterapi deneyimi olan doktorların gözetiminde uygulanmalıdır. Tedaviye başlamadan önce ve her yeni tedavi siklusundan önce kan sayımı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir. Myelosupresif etkisi renal klerens ile yakından ilişkili olduğu için böbrek fonksiyonları bozuk olan veya nefrotoksik etkili diğer ilaçlarla birlikte tedavi olan hastalarda böbrek fonksiyonları dikkatle takip edilmelidir.   Özellikle miyelosupresif ajanlarla kombine kullanımda, tedavi kürleri arasında tam kan sayımı (özellikle trombositler) izlenmelidir. Ayrıca bu gibi durumlarda dozaj ayarlaması da gerekmektedir.   Düzenli olarak nörolojik testler yapılmalıdır (odiyometrik olanlar da dahil).   Karboplatin tedavisi sadece kemik iliği, böbrek ve sinir fonksiyonları normal olan hastalarda uygulanmalı ve bu fonksiyonlar normale döndükten sonra tedavi titizlikle ele alınmalı ve gerekli önlemler alınarak sürdürülmelidir.   Diğer bütün sitotoksik ilaçların kullanımında dikkat edilecek konulara, karboplatin kullanımında da dikkat edilmelidir. Terapi öncesinde ve sonrasında hamilelikten kaçınılmalıdır. Hamile hastalar karboplatin ile tedavi edilmemelidir. Normal koşullarda 1 aydan önce tekrar kullanılmamalıdır. Karboplatin, konsantrasyon kapasitesini, araba ve makine kullanabilme yeteneğini azaltabilir.   Yalnızca yeni hazırlanmış ve berrak çözeltileri kullanınız.   Sadece tek kullanımlıktır.   Hamilelik ve Emzirme döneminde kullanımı: Gebelik kategorisi X. Hamile kadınlara uygulandığında fetusa zarar verebilir. Hamilelerde ve emziren annelerde karboplatin kullanılımı önerilmemektedir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Hematopoietik sistem: Miyelosupresyon doz kısıtlamasına sebep olur. Düşük dozlarda trombopeni nadiren görülür (< 200mg/m2 ) En yüksek doz aralığında, hastaların yaklaşık olarak % 30’unda trombositlerin 50,000/mm3’ün altına, granülositlerin 1,000 /mm3’ün, lökositlerin de 2,000 /mm3’ün altına düştüğü gözlemlenmiştir. En düşük düzeye genellikle 21.günde ulaşır. Karboplatin tedavisi kesildikten 4-6 hafta sonra bu değerler normale dönmektedir. Ancak %5 oranında enfeksiyon ve hemorajik komplikasyonlar gelişebilir. Karboplatin tedavisine ancak trombosit değerleri 100,000/ mm3‘e lökosit değerleri de 4,000/ mm3’e ulaştığında devam edilebilir. Hemoglobin 9.5 g/100ml‘nin altına düşebilir. Daha önce kemoterapötiklerle tedavi olmuş kimselerde, 65 yaşın üzerindeki hastalarda ya da böbrek yetmezliği olanlarda ağır myelosupresyon ortaya çıkabilir.   Böbrekler: Böbrek fonksiyonlarındaki bozukluklar genelde doz kısıtlayıcı yan etkiler değildir ve zorlu diürez, sıvı yüklemesi gibi önlemlere gerek kalmaz. Hastaların %15’inde BUN ya da serum kreatinin düzeylerinde reversibl bir artış ile böbrek fonksiyon bozukluğuna yol açar. Reversibl olarak kreatinin klerensinin 60 ml/dak ‘nın altına düştüğü de gözlemlenmiştir. Nefrotoksisitenin sıklığı ve ciddiyeti Carboplatin “Ebewe” tedavisinden önce böbrek fonksiyonu bozuk olan hastalarda artabilir. Uygun bir hidratasyon programının böyle bir etkinin üstesinden gelip gelemeyeceği açık değildir, ancak böbrek fonksiyon testlerinin ciddi bir şekilde değiştiği durumlarda dozaj azaltılması veya tedavinin kesilmesi gerekir. Böbrek toksisitesi oluşumunu artırıcı etki açısından herhangi bir klinik bulgu toplanmamasına rağmen, aminoglikozidlerle veya diğer nefrotoksik bileşiklerle Carboplatin “Ebewe” kombinasyonu önerilmemektedir. Hematüri ve ödem oluşumu gözlenmiştir.   Hiperürisemi: Hastaların % 25’inde görülmüştür. Allopurinol uygulanması yükselmiş serum ürik asit değerini düşürebilir.   Plazma elektrolit: Magnezyum, potasyum ve kalsiyum konsantrasyonlarında bir azalma olasıdır. Elektrolit düzeylerindeki bu azalma çok azdır ve hiçbir klinik belirti görülmemiştir.   İşitme sistemi : Yüksek frekans aralığında ( 4000-8000 Hz ) sınırlı işitme bozuklukları, karboplatin ile tedavi edilen hastaların %15’inde görülmüştür: %1’inde ise kulak çınlaması gözlenmiştir. Daha önce sisplatin tedavisi nedeniyle işitme bozukluğu oluşmuş hastalarda işitme problemleri daha sık görülür.   Nöroloji: Parestezi, karıncalanma ve/veya tendon reflekslerinde azalma semptomları gibi periferik nöropatiler hastaların %6’sında belirtilmiştir. Daha önce sisplatin ile tedavi edilmiş hastalarda bu yan etkiler daha sıktır. Halusinasyon ve anksiyete de görülebilir.   Karaciğer: Karboplatin ile tedavi edilen hastaların % 15-36’sında karaciğer enzimlerinde artış görülmüştür. Genellikle reversibldır ve tedavinin kesilmesini gerektirmez.   Gastrointestinal : Hastaların % 25’inde kusma olmaksızın anoreksia ve bulantı bildirilmiştir, %53’ünde ise kusma ile birliktedir ( %17’sinde ağır kusma ) Semptomlar antiemetik ilaçlar ile kontrol altına alınabilir ya da azaltılabilir ve genellikle karboplatinin uygulanmasından 24 saat sonra kaybolur. Diyare ve/veya kabızlık hastaların % 6 ila 4’ünde görülmüştür.   Allerjik reaksiyonlar: Ateş, kaşıntı, eritem gibi allerjik reaksiyonlar hastaların % 2’sinden azında görülmüştür. Bronkospazm ve hipotansiyon görülmesi halinde antihistaminik, glukokortikoid ve adrenalin ile tedavi gerekebilir.   Lokal reaksiyonlar: Enjeksiyon bölgesinde eritem ve ağrı görülebilir.   Diğer seyrek görülen yan etkiler : Alopesi, ateş, titreme, baş ağrısı, tad almada bozukluk hastaların % 2’sinden azında görülmüştür. Körlüğe kadar gidebilen görme bozuklukları tek tük vakalar şeklinde bildirilmiştir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Akut toksisite çalışmaları, günlük terapötik dozun yanlışlıkla bir kaç kez alınması halinde dahi akut toksisite riskinin beklenmediğini göstermiştir.

Endikasyonlar

Uterusu olan kadınlarda doğal menopoz veya hipogonadizm, kastrasyon veya primer ovaryan yetmezliğe bağlı estrogen eksiklik belirti ve semptomları için hormon replasman tedavisi (HRT); Postmenopozal osteoporozun önlenmesi; Düzensiz menstrüel siklüslerin kontrolu; Primer veya sekonder amenorenin tedavisi.

Farmakodinamik Özellikler

Cyclo-Progynova’nın estrogen içeriği olan estradiol valerat, doğal insan 17β- estradiolunun prodrogudur. Beraberindeki norgestrel ise sentetik bir progestogendir. Kullanımı süresince 11 günlük monofazik estrogen, 10 günlük estrogen progestogen kombinasyonu alımına ve 7 günlük tedavisiz döneme uyulduğu taktirde Cyclo- Progynova içeriği ve siklik yapısıyla uterusu olan kadınlarda menstrüel kanamayı sağlar. Cyclo-Progynova kullanımı sırasında ovulasyon baskılanmaz ve endogen hormon üretimi nadiren etkilenir. Ürün daha genç kadınlarda siklus başlatmak ya da düzenlemek için kullanılabileceği gibi perimenopozal kadınlarda düzensiz uterus kanamalarını tedavi etmek amacıyla uygulanabilir. Klimakterik dönemde ovaryum kökenli estradiolun azalması ve sonuçta kesilmesi termoregülasyonun instabilitesine yol açar ve bu da uyku düzensizliği ve aşırı terleme ile birlikte görülen sıcak basmalarına ve vaginal kuruluk, disparoni ve üriner inkontinans bulguları ile ürogenital atrofiye neden olur. Anjinal yakınmalar, çarpıntı, irritabilite, sinirlilik, enerji ve konsantrasyon yetersizliği, unutkanlık, libido kaybı ve eklem – kas ağrıları gibi semptomlar daha az spesifik olmakla beraber sıklıkla klimakterik sendromun içinde tanımlanmaktadır. Hormon replasman tedavisi (HRT) menopozal kadınlardaki bu semptomların çoğuna etki gösterir. Cyclo-Progynova’da olduğu gibi yeterli estrogen dozu ile HRT uygulanması kemik rezorpsiyonunu azaltır ve postmenopozal kemik kaybını yavaşlatır veya durdurur. Uzun dönem HRT tedavisinin, postmenopozal kadınlarda periferik kırık riskini azalttığı gösterilmiştir. HRT kesildiğinde kemik kitlesi postmenopozal dönemdeki ile karşılaştırılabilir bir hızla azalır. HRT’nin kemik kitlesini premenopozal devredeki düzeylere getirdiği yolunda bir kanıt yoktur. HRT’nin aynı zamanda deri kollagen içeriği ve deri kalınlığı üzerinde olumlu etkileri vardır ve derinin kırışma sürecini yavaşlatabilir.HRT lipid profilini değiştirir. Total kolesterol ve LDL-kolesterolu azaltır ve HDLkolesterol ve trigliserid düzeylerini yükseltebilir. Metabolik etkiler, Cyclo- Progynova’daki gibi bir progestogenin eklenmesi sonucu bir dereceye kadar azalabilir. Cyclo-Progynova’da olduğu gibi estrogen replasmanına siklus başına en az 10 gün progestogen eklenmesi, uterusu olan kadınlarda endometrial hiperplazi ve bununla ilişkili olarak adenokarsinom riskini azaltır. Estrogen replasman tedavisine eklenen bir progestogenin, estrogenin onaylanmış endikasyonlarına ilişkin etkinliği ile etkileştiği gösterilememiştir. Gözlemsel çalışmalarda ve geniş kapsamlı bir klinik çalışmada HRT alan postmenopozal kadınlarda kolon kanseri morbiditesinde azalma gösterilmiştir. Mekanizma bilinmemektedir

Farmakokinetik Özellikler

Estradiol valerat Estradiol valerat hızla ve tam olarak absorbe edilir. Absorbsiyon ve ilk karaciğer geçişi sırasında, steroid ester, estradiol ve valerik aside ayrılır. Bu sırada, estradiol estron, estriol ve estron sulfat gibi diğer metabolik ürünlere ayrılır. Plazmada maksimum estradiol konsantrasyonları olan yaklaşık 30 pg / ml’ye genellikle tablet alımından 4-9 saat içinde ulaşılır. Cyclo-Progynova tedavisinin kesilmesini takip eden 24 saat içerisinde estradiol serum düzeyleri yaklaşık 15 pg / ml düzeyine geriler. Estradiol albumin ve seks hormon bağlayıcı globuline (SHBG) bağlanır. Eksojen olarak uygulanan estradiol valeratın esteri ayrışmasından sonra, ilacın metabolizması endojen estradiolün biyotransformasyon yolunu izler. Estradiol esas olarak karaciğerde metabolize olur. Estradiol’ün metabolitleri esas olarak sülfatlar ve glukuronidleri şeklinde böbrekler yoluyla atılırlar. Norgestrel Oral alımı takiben norgestrel hızla ve tam olarak absorbe edilir. Rasemat norgestrelin aktif bileşeni olan levonorgestrel, norgestrel dozunun yaklaşık yarısını meydana getirir ve rasemattan tam olarak biyoyararlanır hale geçer. Cyclo-Progynova’nın tek doz uygulamasından sonra, 1-1.5 saat içinde plazmada maksimum levonorgestrel konsantrasyonu ortalama 7-8 ng / ml olur. Levonorgestrel albumin ve SHBG’e bağlanır. Norgestrel tam olarak metabolize olur. Yaklaşık olarak 1 günlük yarılanma ömrüyle, yaklaşık benzer oranlarda metabolitler idrar ve safra ile atılır. Etkin madde levonorgestrelin biyotransformasyonu steroid metabolizmasının bilinen yollarını takip eder. Farmakolojik olarak aktif metabolitleri bilinmemektedir.

Farmasötik Şekli

Draje

Formülü

Cyclo-Progynova ambalajında, beherinde 2 mg estradiol valerat içeren 11 beyaz renkli draje; ve beherinde 2 mg estradiolvalerat ve 0.5 mg norgestrel içeren 10 açık kahverengi draje bulunur. Yardımcı maddeler: Şeker Demir oksid pigmenti (E 172) Titanyum dioksid (E 171)

İlaç Etkileşmeleri

HRT başlandığında hormonal kontrasepsiyon kesilmeli ve eğer gerekiyorsa hastanın hormonal olmayan kontraseptif önlemler alması önerilmelidir. Karaciğer enzimleri ile etkileşen ilaçlarla (Bir çok antikonvülzan ve antibiyotik) uzun süreli tedavi seks hormonlarının klerensini artırabilir ve klinik etkinliğini azaltabilir. Bu tür karaciğer enzimi ile etkileşme özelliği hidantoinler, barbitüratlar, primidon, karbamazepin ve rifampisinde gösterilmiştir ve okskarbazepin, topiramat, felbamat ve griseofulvin için de kuşkular vardır. Maksimal enzim indüksiyonu genellikle 2-3 haftadan önce görülmez ancak tedavi kesildikten sonra en az 4 hafta sürebilir. Nadir olguda, eş zamanlı olarak belli antibiyotiklerin (örn. penisilinler ve tetrasiklin) kullanılması durumunda estradiol düzeylerinde düşme gözlenmiştir. Konjugasyona uğrayan maddeler (örn. parasetamol) emilim sırasında konjugasyon sisteminin kompetetif inhibisyonu ile estradiolun biyoyararlılığının artmasına yol açabilirler.   Alkolle etkileşim   HRT kullanımı sırasında akut alkol alınması dolaşan estradiol düzeylerinde yükselmelere yol açabilir. Laboratuvar Testleri Seks steroidlerinin kullanılması, karaciğer, tiroid, adrenal ve renal fonksiyonların biyokimyasal parametrelerini, kortikosteroid bağlayıcı protein ve lipid / lipoprotein fraksiyonları gibi (taşıyıcı) proteinlerin plazma düzeylerini ve karbonhidrat metabolizması, koagulasyon ve fibrinoliz parametrelerini içeren bir grup laboratuvar testinin sonuçlarını etkileyebilir.

Kontraendikasyonlar

Aşağıdaki koşullardan herhangi birinin varlığında HRT’ye başlanmamalıdır. HRT kullanımı sırasında bu koşullardan herhangi birinin ortaya çıkması durumunda tedavi derhal kesilmelidir: Gebelik ve laktasyon Tanı konmamış vajinal kanama Meme kanseri ya da şüphesi Seks hormonlarından etkileniyorsa pre-malign durumlar veya maligniteler ya da şüphesi Karaciğer tümörü varlığı ya da öyküsü (benign veya malign) Şiddetli karaciğer hastalığı Akut arteriyal tromboembolizm (Ör. miyokard enfarktüsü, inme) Aktif derin ven trombozu, tromboembolik bozukluklar veya bunlara ilişkin belgelendirilmiş öykü Şiddetli hipertrigliseridemi Cyclo-Progynova’nın bileşenlerinden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık.

Kullanım Şekli Ve Dozu

HRT kullanımına tekrar başlayacak ya da yeni başlayacak olanların “Kontrendikasyonlar” ve “Uyarılar/Önlemler” bölümleri dikkate alınarak anamnezi tam olarak alınmalı ve fizik muayenesi yapılmalı, ve periyodik olarak tekrarlanmalıdır. Bu değerlendirmelerin sıklığı ve içeriği genel deneyime bağlıdır her kadın için farklılılar gösterebilir ancak genel olarak rutin servikal sitoloji dahil olmak üzere pelvik organları, batını, memeleri ve kan basıncını içermelidir. Eğer hastada halen menstrüel kanama mevcutsa tedavi siklusun beşinci günü başlamalıdır (Menstrüel kanamanın birinci günü = siklusun birinci günü). Amenoresi veya seyrek kanamaları olan kadınlarda veya postmenopozal olanlar, gebeliğin ekarte edilmesi şartıyla herhangi bir zaman başlayabilirler (bkz: gebelik ve laktasyon).   Doz İlk 11 gün boyunca hergün bir beyaz tablet alınır. Bunu izleyen 10 gün boyunca hergün bir açık kahverengi tablet alınır. 21 günlük tedaviyi 7 günlük tablet alınmayan bir dönem izleyecektir.   Uygulama Her kutu 21 günlük tedavi sağlar. Yeni bir kutu Cyclo-Progynova’ya 7 günlük tabletsiz dönemi takiben, bir önceki hafta başlanan gün başlanmalıdır. Tabletler bir miktar su ile tamamen yutulmalıdır. Hastanın tableti günün hangi saatinde aldığı önemli değildir, ancak bir kez belirli bir zaman seçildikten sonra her gün aynı saatte alınmalıdır. Herhangi bir tablet hergün alınan zamanda alınamazsa izleyen 12-24 saat içinde alınabilir. Tedavi daha uzun süre kesintiye uğrarsa düzensiz kanama görülebilir. Kanama sıklıkla 7 günlük tabletsiz dönem sırasında, son tablet alındıktan birkaç gün sonra başlar. Akut toksisite çalışmaları, günlük terapötik dozun yanlışlıkla bir kaç kez alınması halinde dahi akut toksisite riskinin beklenmediğini göstermiştir. 

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Saklama Koşulları

25 °C’nin altında oda sıcaklığında saklanmalıdır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

21 drajelik orijinal takvimli ambalajlar

Uyarılar/Önlemler

Cyclo-Progynova kontraseptif olarak kullanılamaz. Gerektiğinde kontrasepsiyon için, (takvim ya da temperatür yöntemleri dışında) hormonal olmayan yöntemler uygulanmalıdır. Gebelik oluştuğuna ilişkin bir şüphenin varlığında, ilaca olasılık ekarte edilene kadar ara verilmelidir (Bakınız: Gebelik ve laktasyon). Venöz tromboemboli Hem randomize-kontrollu hem de epidemiyolojik çalışmalar, HRT’nin venöz tromboembolizm (VTE; derin ven trombozu veya pulmoner emboli) gelişmesine ilişkin relatif bir risk artışı oluşturabileceğini işaret etmektedir. Venöz tromboemboli riski taşıyan kadınlarda HRT tedavisi uygulaması önerilirken yarar-risk oranı dikkatle değerlendirilmelidir.  VTE için genellikle tanımlanan risk faktörleri, aile öyküsü (yakın akrabada nisbeten erken yaşlarda ortaya çıkan VTE, genetik bir dispozisyona işaret edebilmektedir) ve aşırı şişmanlıktır. VTE riski yaşla birlikte de artmaktadır. VTE’de variköz venlerin olası rolü ile ilgili bir görüş bulunmamaktadır. VTE riski uzun süreli immobilizasyon, majör elektif veya travma sonrası cerrahi girişim ya da majör travma ile geçici olarak artabilir. Olayın durumuna ve immobilizasyonun süresine bağlı olarak HRT uygulamasına geçici olarak ara verilebilir. Trombotik bir olaya ilişkin bulgular ya da şüphesi söz konusu olduğunda tedavi derhal durdurulmalıdır. Arteriyel tromboemboli Sürekli kombine konjuge estrogen ve MPA (Medroksiprogesteron asetat) ile yapılan randomize kontrollu çalışmalarda kardiyovasküler yarara ilişkin bir kanıt gösterilememiştir. Bu kombinasyonla yapılan geniş klinik çalışmalar, kullanımın ilk yılında koroner kalp hastalığı riskinde olası bir artışı göstermiş, sonraki yıllarda ise herhangi bir yarar gösterilememiştir. Sekonder bir sonuç olarak inme riskinde bir artış gözlenmiştir. Diğer HRT ürünlerinin kardiyovasküler mortalite ve morbiditedeki yararlarının gösterilmesi için yapılmış uzun süreli randomize kontrollu çalışmalar mevcut değildir. Bu nedenle, artmış riskin diğer estrogen ve progestogenleri içeren HRT ürünleri için de geçerli olup olmadığı bilinmemektedir. Endometrium kanseri Uzun süre karşılanmamış estrogen etkisi endometrial hiperplazi veya karsinom gelişmesi riskini artırır. Çalışmalar tedaviye progestogenlerin uygun bir şekilde eklenmesinin endometrial hiperplazi veya kanser riskini azalttığını göstermiştir. Meme kanseri Klinik ve gözlemsel çalışmalarda uzun süre HRT kullanmış kadınlarda meme kanseri tanısı konma riskinde artma bildirilmiştir. Bulgular, erken tanıya, HRT’nin biyolojik etkilerine ya da her ikisinin kombinasyonuna bağlı olabilir. Tedavinin süresiyle birlikte (her kullanım yılına göre %2.3) göreceli risk artmaktadır. Bu, doğal menopozun geciktiği kadınlarda her yıl için saptanan meme kanseri riski artışı ile karşılaştırılabilir (gecikme yılı başına %2.8). Artmış risk oranı, HRT’nin kesilmesini izleyen ilk 5 yıl süresince dereceli olarak ortadan kalkar. HRT kullanan kadınlarda • Karaciğer tümörü HRT ürünlerinin içerdiğine benzer hormonal etkili maddelerin kullanımı sonucu nadir olgularda iyi huylu, çok nadiren de habis karaciğer tümörleri gözlemlenmiştir. Sınırlı olguda bu tümörler yaşamı tehdit eden batın içi kanamalara yol açar. Şiddetli üst abdominal ağrı, karaciğerde büyüme veya batın içi kanama bulguları ortaya çıkması durumunda ayırıcı tanıda bir karaciğer tümörü göz önüne alınmalıdır. Safra kesesi Estrogenlerin safranın litojenitesini artırdığı bilinir. Bazı kadınlar estrogen tedavisi sırasında safra kesesi hastalığına predispozedir. Diğer durumlar Migrenöz veya sık ve alışılmadık şiddetli başağrıları ilk kez ortaya çıkarsa veya bir serebrovasküler oklüzyonun olası bulguları olabilecek semptomlar mevcutsa tedavi derhal durdurulmalıdır. HRT kullanımı ve klinik hipertansiyon gelişimi arasında genel bir ilişki gösterilmemiştir. HRT alan kadınlarda kan basıncında küçük artışlar bildirilmiştir. Klinikle ilişkili artışlar nadirdir. Ancak HRT kullanımı sırasında klinik olarak anlamlı uzamış hipertansiyon görülen olgularda HRT’nin kesilmesi göz önüne alınmalıdır. Dubin-Johnson sendromu veya Rotor sendromu gibi hiperbilirübinemiler dahil olmak üzere karaciğer fonksiyonlarının şiddetli olmayan bozukluklarında, yakın takip ve karaciğer fonksiyonlarının periyodik olarak kontrol edilmesi gerekmektedir. Karaciğer fonksiyon testlerinin kötüleşmesi durumunda HRT kullanımı durdurulmalıdır. İlk kez gebelik sırasında veya daha önce seks steroidleri kullanımı sırasında ortaya çıkmış olan kolestatik sarılığın veya kolestatik pruritusun tekrar ortaya çıkması, HRT’nin derhal kesilmesini gerektirir. Trigliserid düzeyleri orta derecede yüksek kadınlarda yakın takip gerekir. Bu kadınlarda HRT, trigliserid düzeylerinin akut pankreatit riskine neden olabilecek yükselmeler göstermesine yol açabilir. HRT’nin periferik insülin direnci ve glukoz toleransı üzerinde etkisi olabilirse de, HRT kullanan diabetiklerde genellikle tedavi tablosunda bir değişikliğe gerek yoktur. Ancak diabetik kadınlar HRT kullanımı sırasında dikkatle izlenmelidir.  HRT kullanımı sırasında bazı hastalarda estrogenik stimülasyonun anormal uterus kanaması gibi istenmeyen belirtileri gelişebilir. Tedavi sırasında sık tekrarlayan ya da inatçı anormal uterus kanamaları endometrial değerlendirme için bir endikasyondur. Genç kadınlardaki düzensiz kanamaların tedavisi başarısız olursa, uygun tanısal yöntemlerle organik hastalıklar ekarte edilmelidir. Estrogen etkisi altında uterus myomları büyüyebilir. Bu gözlemlenirse tedavi kesilmelidir. Tedavi sırasında endometriozisin reaktive olması durumunda tedavinin kesilmesi önerilir. Prolaktinoma şüphesi olan durumlarda, tedaviye başlamadan önce bu olasılık ekarte edilmelidir. Özellikle kloazma gravidarum öyküsü olan kadınlarda kloazma bazen gelişebilir. Kloazmaya eğilimi olan kadınlar HRT kullanımı sırasında güneş ışığından veya ultraviyole ışınlarından sakınmalıdır. Aşağıda belirtilen durumların HRT kullanımı sırasında ortaya çıktığı ya da kötüleştiği bildirilmiştir. HRT kullanımı ile ilişkisi hakkında herhangi bir kanıt olmasa da, bu yakınmaları olan ve HRT alan kadınlar dikkatle izlenmelidir: Epilepsi Benign meme hastalığı Astım Migren Porfiri Otoskleroz Sistemik lupus eritematozus Korea minör Gebelik ve laktasyon Gebelik kategorisi X’tir. HRT’nin gebelik veya laktasyon sırasında kullanımı endike değildir. Kontrasepsiyon ve hormon replasman tedavisi için kullanılan steroid hormonlarla yapılmış yaygın epidemiyolojik çalışmalar ne gebeliğinden önce bu tür hormonları kullanmış olan kadınların çocuklarında doğumsal defekt riskinde herhangi bir artışı, ne de erken gebeliği süresince yanlışlıkla seks hormonu kullanıldığında oluşan bir teratojenik etkiyi göstermemiştir. Düşük miktarlarda seks hormonu insan sütüne geçebilmektedir. Araç ve makina kullanımına etkisi Yoktur.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Üreme sistemi ve meme hastalıkları:Vajinal kanama paterninde değişiklikler ve anormal kanama veya akıntı, ara kanamaları, lekelenme (kanama düzensizlikleri genellikle tedavinin sürmesi sonucu ortadan kalkar), dismenore, vajinal salgıda değişiklikler, premenstrüel-benzeri sendrom, meme ağrısı, hassasiyeti veya büyümesi. Gastrointestinal bozukluklar :Dispepsi, şişkinlik, bulantı, kusma, abdominal ağrı Deri ve ciltaltı dokusunda bozukluklar :Kızarıklıklar, çeşitli deri rahatsızlıkları (kaşıntı, ekzema, ürtiker, akne, hirsutizm, saç dökülmesi, eritema nodozum gibi) Sinir sistemi bozuklukları : Başağrısı, migren, baş dönmesi, anksiyete/depresif semptomlar, yorgunluk. Çeşitli : Çarpıntı, ödem, kas krampları, vücut ağırlığında değişiklikler, artmış iştah, libidoda değişiklikler, görme bozuklukları, kontakt lenslere intolerans, aşırı duyarlılık reaksiyonu. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.      
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window