İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması DIAFREE
Birim Miktarı 90
ATC Kodu A10BX02
ATC Açıklaması Repaglinide
NFC Kodu AA
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Tabletler
Kamu Kodu A11505
Orijinal / Jenerik Türü Jenerik
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 25,62 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 22,87 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 9,53 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !

İlaç Etken Maddeleri

  • repaglinid (2 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Klinik araştırmalarda repaglinid günde 80 mg’a kadar dozda 14 gün kullanılmıştır. Kanda glukoz düzeyinde azalma dışında yan etki görülmemiştir. Bu yüksek dozlarla birlikte yemekte verildiğinde hipoglisemi görülmemiştir. Bilinç kaybı veya nörolojik belirtiler olmadan hipoglisemi semptomları görülürse bunlar oral glukoz, ilaç dozunun ve yemek zamanlarının ayarlanması ile enerjik bir şekilde tedavi edilmelidir. Doktor tehlikenin geçtiğine kanaat getirene kadar hasta yakından izlenmelidir. İzleme süresi en az 24-48 saat olmalıdır, çünkü hasta iyileşmiş gibi görünürken hipoglisemi tekrar belirebilir. Repaglinid hemodiyalizle uzaklaştırılamaz. Koma, konvülsiyon ve diğer nörolojik belirtilerle birlikte olan ağır hipoglisemik reaksiyonlar nadir olmakla birlikte acil müdahaleyi ve hastanın derhal hospitalizasyonunu gerektirir. Eğer hipoglisemik koma teşhis edilmişse veya şüphesi varsa hastaya intravenöz olarak % 50 glukoz solüsyonu bolus injeksiyonu şeklinde verilir. Arkasından % 10’luk glukoz infüzyonuna başlanır. Verme hızı kanda glukozu 100 mg/dl’nin üstünde tutacak kadar olmalıdır.

Endikasyonlar

DİAFREE®, hiperglisemisi diyet, kilo kaybı ve egzersizle yeterli oranda kontrol edilemeyen Tip-2 diyabet hastalarında (NIDDM, insüline bağımlı olmayan diabetes mellitus), monoterapi olarak kullanılır. DİAFREE®, hiperglisemisi diyet, kilo kaybı, egzersiz ve tek başına metformin, sulfonilüre, repaglinid veya tiyazolidindion (rosiglitazon, pioglitazon) gibi antidiyabetik bir ajanla kontrol edilemeyen Tip-2 diyabet hastalarında, metformin veya tiyazolidindionlarla kombine olarak kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Repaglinid, meglitinid sınıfından bir oral antidiyabetik ilaç olup pankreası stimüle ederek insulin salınmasını arttırır ve bu yolla kanda glukoz düzeyini düşürür. Bu etkinin gerçekleşebilmesi için pankreasın Langerhans adacıklarındaki beta hücrelerinin fonksiyonel olması gereklidir. İnsulin salınması glukoz konsantrasyonuna bağlıdır, glukoz azaldıkça insulin salınması da azalır. Repaglinid beta hücre membranında belirli yerlere bağlanarak ATP-ye bağımlı potasyum kanallarını bloke eder. Bunun sonucu beta hücreleri depolarize olur ve voltaja bağımlı kalsiyum kanalları açılır. Kalsiyumun hücre içine akımı ile insulin salgısı gerçekleşir.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim :Oral yolla verildiğinde repaglinid sindirim kanalından çabuk ve tam olarak emilir. Sağlıklı kimselerde ve hastalarda tek ve yinelenen dozlarda verildiğinde doruk plazma düzeyleri (Cmaks) 1 saat içinde oluşur (Tmaks). Repaglinid dolaşımdan hızla elimine edilir, yaklaşık yarı ömrü 1 saattir. Ortalama mutlak biyoyararlanımı % 56’dır. Besinlerle birlikte verildiğinde ortalama Tmaks değişmez fakat ortalama Cmaks % 20, EAA (zaman/plazma konsantrasyonları eğrisinin altındaki alan) % 12,4 azalır.   Dağılım :Repaglinidin sağlıklı kimselere intravenöz yolla verilmesinden sonra kararlı durumda dağılım hacmi (Vss) 31 L ve total vücut klirensi (CL) 38 L/saat’dir. Proteinlere ve insan serum albuminine bağlanma oranı % 98’in üstündedir.   Metabolizma :Repaglinid, oral veya intravenöz yolla verildikten sonra oksidatif biyotransformasyonla ve glukuronik asitle direkt konjugasyonla tamamen metabolize olur. Başlıca metabolitleri bir okside dikarboksilik asit (M2), aromatik amin (M1) ve asil glukuronid’dir (M7). Sitokrom P-450 enzim sisteminin, özellikle 3A4’ün repaglinidin M2’ye dealkilasyonunda ve sonra da M1’e oksidasyonunda rolü olduğu gösterilmiştir. Metabolitlerin glukoz düşürücü etkisi yoktur.   Atılım :14C-repaglinidin tek doz, oral yoldan verilmesinden sonra 96 saat içinde radyoaktif işareti taşıyan maddelerin % 90’ı feçesden ve yaklaşık % 8’i idrardan elde edilmiştir. Verilen dozun sadece % 0.1’i idrarla ana molekül olarak çıkar. Ana metabolit (M2) verilen dozun % 60’ını oluşturur. Verilen bir dozun % 2’den azı değişmemiş molekül olarak idrarla çıkar.  

Farmasötik Şekli

TABLET

Formülü

Her tablet; 2 mg Repaglinid içerir. Boyar madde olarak kırmızı demir oksit ve koruyucu olarak sorbik asit kullanılmıştır.

İlaç Etkileşmeleri

Sağlıklı gönüllülerde yapılan ilaç etkileşim araştırmaları repaglinidin digoksin, teofilin veya varfarinin farmakokinetiği üzerinde klinikte önemli olabilecek bir etkisi olmadığını göstermiştir. Simetidin beraber verildiğinde repaglinidin emilim ve metabolizmasını etkilemez. Ayrıca aşağıdaki ilaçların repaglinid ile etkileşimleri de incelenmiştir :   Ketokonazol : 200 mg ketokonazol ile 2 mg repaglinid birlikte verildiğinde repaglinidin EAA’sı % 15, Cmaks’ı % 16 artar. Bu artışlar Cmaks için 20,2 ng/ml’den 23,5 ng/ml’ye, EAA için 38,9 ng/ml*saat’den 44,9 ng/ml*saat’dir.   Rifampin :600 mg rifampin ve 4 mg repaglinidin birlikte verilmesinden sonra repaglinidin EAA’sı % 32, Cmaks’ı % 26 azalır. Azalmalar Cmaks için 40,4 ng/ml’den 29,7 ng/ml’ye, EAA için 56,8 ng/ml*saat’den 38,7 ng/ml*saat’dir.   Levonorgestrel / Etinil estradiol :0,15 mg Levonorgestrel ve 0,03 mg etinil estradiol kombinasyon tableti günde bir kere 21 gün süre ile verilmesi sırasında 2 mg repaglinid 4 gün süre ile günde 3 kez ve 5’nci gün tek doz olarak verildiğinde repaglinid, levonorgestrel ve etinil estradiolun Cmaks’ı % 20 artmıştır. Repaglinid Cmaks’ındaki artış 40,5 mg/ml’den 47,4 ng/ml’yedir. Etinil estradiyolun EAA parametreleri % 20 artmıştır, repaglinid ve levonorgestrelin EAA parametreleri değişmemiştir.   Simvastatin :20 mg Simvastatin ile 2 mg repaglinidin birlikte verilmesi repaglinidin Cmaks’ında 23,6 ng/ml ile 29,7 ng/ml arasında % 26’lık bir artışa neden olmuştur.   Nifedipin :10 mg Nifedipin ile 2 mg repaglinid birlikte verildiğinde her ikiilacın da EAA ve Cmaks değerlerinde değişme görülmemiştir.   Klaritromisin : 250 mg. klaritromisin ile 0,25 mg repaglinidin birlikte verilmesi sonucu repaglinidin EAA’sı % 40 ve Cmaks’ı % 67 artmıştır. EAA’daki artış 5,3 ng/ml*saat ile 7,5 ng/ml*saat arasında, Cmaks’taki artış 4,4 ng/ml ile         7,3 ng/ml arasında gerçekleşmiştir. (*-çarpım anlamına gelmektedir.)   Glukoz metabolizmasına etkili birçok ilaç olduğundan olası bir etkileşim açısından aşağıdaki ilaçlar hekim tarafından ayrıntılı değerlendirilmelidir:   Hipoglisemik etkiyi güçlendirebilecek ilaçlar: diğer antidiyabetik ilaçlar, mono-amin oksidaz inhibitörleri (MAOİ), selektif olmayan beta-bloker ilaçlar, angiotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri, salisilatlar, steroid olmayan anti-enflamatuvar ilaçlar (NSAİİ), alkol ve anabolizan steroidler.   Hipoglisemik etkiyi azaltabilecek ilaçlar: oral kontraseptifler, tiyazid grubu diüretikler, kortikosteroidler, tiroid hormonları, danazol ve sempatomimetik ilaçlar.  

Kontraendikasyonlar

DİAFREE® şu durumlarda kontrendikedir.   1.        Koma ile birlikte olan veya olmayan diyabetik ketoasidoz. Bu durumda hasta, insulin ile tedavi edilmelidir. 2.        Tip-1 diyabet 3.        İlaca veya tabletteki maddelerin herhangi birine karşı aşırı duyarlılık. 4.        12 yaşın altındaki çocuklar

Kullanım Şekli Ve Dozu

Tip-2 diyabetli hastaların DİAFREE® ile tedavisi için sabit bir doz şeması yoktur. Hastanın kanındaki glukoz düzeyi periyodik olarak ölçülmelidir. Bu şekilde primer başarısızlık (önerilen maksimum doz verildiği halde kan şekerinin yeterli düşmemesi) ve sekonder başarısızlıklar (başlangıçta ilaç etkili olduğu halde sonradan hipoglisemik etkinin azalması) tespit edilebilir. Hastanın uzun sürede tedaviye yanıtının değerlendirilmesi için glukozlu hemoglobin düzeylerinin ölçülmesi değer taşır. Diyet tedavisi ile diyabetleri iyi kontrol edilebilen hastalarda kontrolün geçici olarak kaybolması durumunda DİAFREE® ile kısa süreli bir tedavi yeterli olabilir. DİAFREE® genelde yemeklerden 15 dakika önce alınır. Ancak bu süre yemeklerden hemen önce ile yemeklerden 30 dakika önce arasında değişebilir. Başlangıç dozu : Önceden tedavi görmeyen ve HbAIC değerleri < % 8 olan hastalarda başlangıç dozu her yemekte alınmak üzere 0,5 mg olmalıdır. Daha önce hipoglisemik ilaçlarla tedavi gören veya HbAIC değerleri ≥ % 8 olan hastalarda başlangıç dozu her yemekten önce alınmak üzere 1-2 mg’dır. Doz ayarlaması :Doz ayarlamaları kanda glukozun, özellikle açlık kan glukozunun tedaviye verdiği yanıta göre yapılır. Yemek öncesi glukoz düzeyleri yeterli olup da, bütünüyle glisemik kontrolleri (HbAIC) yetersiz olan hastalarda yemek sonrası kanda glukoz ölçümü faydalı olabilir. Yeterli kan şekeri kontrolü sağlanana kadar her yemekten önceki doz katlanarak 4 mg’a kadar arttırılmalıdır. Bu arttırmalar en az 1 hafta ara ile yapılmalıdır. Böylece doz artırımına alınan yanıt değerlendirilebilir. Önerilen doz aralığı 0,5 mg – 4,0 mg’dır. Her yemekten önce bir doz alınmalıdır. Hastanın günlük yemek programına göre DİAFREE® günde 2, 3 veya 4 kere alınabilir. Önerilen maksimum günlük doz toplam16 mg’dır. Hastanın yönlendirilmesi :Uzun dönemli etkinlik yaklaşık her 3 ayda bir HbAIC düzeylerinin ölçülmesiyle izlenmelidir. Belirlenen bir doz rejimine uyulmaması hipoglisemi veya hiperglisemiye neden olabilir. Belirlenen ilaç ve diyet rejimlerine uymayan hastaların tedaviye verdikleri yanıt yetersiz kalır ve hipoglisemi sık görülür. DİAFREE® ile kombinasyon şeklinde bir tiagzolidin veya metformin alan hastalarda hipoglisemi görülürse DİAFREE® dozu azaltılmalıdır. Başka hipoglisemik ilaç alan hastalar: Başka bir hipoglisemik ilaç alan hastalarda DİAFREE® tedavisine geçmek için hipoglisemik ilacın son dozunun verildiği günün ertesi günü DİAFREE® tedavisine başlanır. Hastalar bu geçiş döneminde iki ilacın etkilerinin üst üste binmesi sonucu hipoglisemiye girmemeleri için yakından izlenmelidir. Eğer uzun yarı ömrü olan bir ilaçtan (klorpropamid) repaglinide geçiliyorsa bu izleme süresi 1 hafta veya daha uzun olmalıdır. Kombinasyon tedavisi :Eğer DİAFREE® monoterapisi yeterli glisemik kontrol sağlayamıyorsa yanına bir metformin veya tiyazolidindion tedavisi eklenebilir. Eğer bir metformin veya tiyazolidindion monoterapisi yeterli glisemik kontrol sağlayamıyorsa yanına DİAFREE® tedavisi eklenebilir. Kombinasyon tedavisinde uygulanacak DİAFREE® başlangıç dozu ve doz ayarlaması, monoterapi ile aynıdır.  İstenen farmakolojik etkiyi elde edecek gerekli minimal dozu bulabilmek için her ilacın dozu dikkatle ayarlanmalıdır. Bu yapılmazsa hipoglisemik reaksiyonlarda artış görülebilir. Açlık kan şekeri ve HbAIC ölçümleri yapılarak hastanın gereksiz yere aşırı ilaç yüklenmesine veya sekonder başarısızlık olasılığının artmasına engel olunmalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

DİAFREE® 0,5 mg TABLET, 30 ve 90 tabletlik blister ambalajında, karton kutuda DİAFREE® 1 mg TABLET, 30 ve 90 tabletlik blister ambalajında, karton kutuda

Saklama Koşulları

Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

DİAFREE® 2 mg TABLET, 30 ve 90 tabletlik blister ambalajında, karton kutuda

Uyarılar/Önlemler

Genel Tedavi İlkeleri: Tip-2 diyabet tedavisine başlarken diyet ve egzersiz primer tedavi olarak uygulanmalıdır. Obez diyabetik hastalarda kalori kısıtlaması, ağırlık kaybı ve egzersiz gereklidir. Doğru uygulanan diyet ve egzersiz programı yalnız başına kan şekerini ve hiperglisemi semptomlarını kontrol için etkili olabilir. Ayrıca kardiyovasküler risk faktörleri araştırılmalı ve giderilmesi mümkün olanlar giderilmelidir.   Diyet, egzersiz ve obez hastalarda kalori kısıtlaması ve ağırlık kaybı diyabet semptomlarını ve kan şekerini azaltmıyorsa bir oral antidiyabetik ilaç veya insulin kullanılması düşünülür, DİAFREE® diyet ve egzersiz yerine değil onlara ek olarak düşünülmeli ve DİAFREE®’ye diyetten kurtulmak için bir çare olarak bakılmamalıdır. Ayrıca diyet yaparken glisemik kontrolün kaybolması geçici olabilir. Bu durumda kısa bir süre DİAFREE® kullanılması yeterli olacaktır.   İyileşmeyi sürdürme programında eğer artık kan şekeri yeterince kontrol edilemiyorsa DİAFREE® kesilmelidir.   Tip-2 diyabette kanda glukoz kontrolünün uzun sürede diyabetin kardiyovasküler komplikasyonlarını önleyebileceği kesinleşmiş değildir. Ancak Tip-1 diyabette HbAIC açlık glukoz düzeyleri normalde tutulursa vetinopati, nöropati ve nefropati gibi diyabet komplikasyonları azalmaktadır.   Kombinasyon ilaç tedavisi ile glisemik kontrol sağlanamazsa bu ilaçlar kesilerek insülin tedavisine geçilmelidir.   Hipoglisemi : Bütün oral antidiyabetik ilaçlar hipoglisemiye neden olabilir. Karaciğer yetmezliği repaglinidin kan düzeylerini yükselterek ve glukoneogenetik kapasiteyi azaltarak ciddi hipoglisemik reaksiyon riskini artırır. Yaşlı, debil ve malnütrisyonlu hastalar ve adrenal hipofizer, hepatik ve ağır böbrek yetmezliği olanlar antidiyabetik ilaçların hipoglisemik etkilerine özellikle duyarlıdır.   Yaşlılarda ve beta-blokör ilaç alanlarda hipogliseminin tanınması zordur. Kalori alımı yetersizse, uzun ve ağır egzersizden sonra alkol alındığında ve birden fazla hipoglisemik ilaç alanlarda hipoglisemi riski daha yüksektir.   Hipoglisemi sıklığı, daha önce oral hipoglisemik ilaç kullanmamış olanlarda ve HbAIC’si        % 8’in altında olanlarda daha yüksektir. Hipoglisemi riskini azaltmak için DİAFREE® her zaman yemeklerle birlikte verilmelidir.   Kan-glukoz kontrolünün kaybı : Bir diyabet rejimi ile kan şekeri stabilize edilmiş bir hasta ateş, travma, enfeksiyon veya operasyon gibi bir stresle karşılaşırsa glisemik kontrol kaybolabilir. Böyle durumlarda DİAFREE®’nin kesilerek insülin verilmesi gerekebilir. Antidiyabetik rejimlerin etkisi birçok hastalarda zamanla azalır. Bu diyabetin ilerlemesinden ya da ilacın etkisinin azalmasından kaynaklanır. Bu fenomen, sekonder başarısızlık olarak bilinir. Primer başarısızlık daha başlangıçta ilacın etkisiz kalmasıdır.   Ancak sekonder başarısızlık tanısı konmadan önce ilaç dozunun iyi ayarlanmış olup olmadığı ve hastanın diyete uyup uymadığı kontrol edilmelidir.   Hastanın bilgilendirilmesi :   Hasta DİAFREE®’nin potansiyel risk ve avantajları konusunda ve alternatif tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirilmelidir. Ayrıca diyete bağlı kalmanın, düzenli egzersiz programının, kanda glukoz ve HbAIC ölçümlerinin önemi kendisine açıklanmalıdır. Hipoglisemi riskleri, semptomları ve tedavisi ve antidiyabetik ilaçların birlikte kullanımı konularında kendisine ve ailenin sorumlu kişilerine bilgi verilmelidir.   Hastaya DİAFREE®’yi yemeklerden önce (günde 2, 3 veya 4 kez yemek öncesi) alması bildirilmelidir. Dozlar yemeklerden 15 dakika önce alınmalıdır. Ancak bu zaman yemeklerden hemen önce ile yemeklerden 30 dakika önce arasında değişebilir. Bir öğün yemek yenmezse o yemek için ayrılan doz alınmamalı, bir öğün fazla yemek yenirse o öğün için bir fazla doz alınmalıdır.   Laboratuvar testleri : Bütün diyabet tedavilerine gösterilen yanıt periyodik olarak açlık kan glukozu ve glukoz ile hemoglobin düzeylerini ölçerek izlenmelidir. Amaç bu düzeyleri normale indirmektir. Doz ayarlamalarında açlık kan glukozuyla terapötik yanıt izlenebilir. Daha sonra hem glukoz hem glikoz ile hemoglobin izlenmelidir. Uzun süreli glisemik kontrolün izlenmesinde glikoz ile hemoglobin özellikle faydalıdır. Yemek öncesi glukoz düzeyleri normal olup da total glisemi kontrolü (HbAIC) yetersiz olan hastalarda postprandial glukoz düzeylerinin ölçülmesi faydalı olabilir.   Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanımı :   Gebelikte kullanımı : Gebelik Kategorisi C   Deneysel araştırmalarda repaglinidin teratojenik etkisi görülmemiştir. Hamile kadınlarda yapılmış yeterli ve iyi kontrollü araştırmalar bulunmamaktadır. DİAFREE® gebelikte ancak önemli bir endikasyon varsa kullanılmalıdır.   Emzirme döneminde kullanım :   Emziren anneler ya DİAFREE® tedavisini kesmeli ya da emzirmeye ara vermelidir. Eğer DİAFREE® kesildikten sonra diyet tedavisi kanda glukoz düzeyini kontrolde yetersizse insülin tedavisi düşünülmelidir.   Araç ve Makine Kullanımı Üzerine Etkisi : Repaglinidin, hipoglisemik potansiyeli nedeniyle araç ve makine kullanımı üzerine olumsuz etkileri olabilir. Özellikle, alınmasından sonraki 1-3 saat içinde hipoglisemi riski daha fazla olduğundan, oral kullanımını takiben birkaç saat araç ve makine kullanımı önerilmemektedir.   Özel hasta grupları :   Pediatrik hastalar :   Pediatrik hastalarda repaglinid araştırması yapılmamıştır.   Geriatrik : Her yemekten önce 2 mg repaglinid verilen sağlıklı gönüllülerde 65 yaşın üstündeki ve altındaki gruplar arasında farmakokinetik farklılıklar görülmemiştir.   Böbrek yetmezliği : Böbrek fonksiyonu hafif ve orta derecede azalmış hastalarda repaglinid başlangıç dozunun ayarlanması gerekmez. Böbrek fonksiyonu ileri derecede azalmış Tip-2 diyabetik hastalarda DİAFREE® tedavisine 0,5 mg. dozla başlamalı ve ardından hasta dikkatle titre edilmelidir.   Karaciğer yetmezliği : DİAFREE® karaciğer fonksiyonu azalmış hastalarda dikkatle kullanılmalı, doz ayarlamaları daha uzun aralıklarla yapılarak tedaviye yanıtın tam olarak değerlendirilmesine olasılık sağlanmalıdır.    

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Hipoglisemi : UYARILAR / ÖNLEMLER ve DOZ AŞIMI bölümlerine bakınız.   Tip-2 diyabetli hastaların repaglinid ile tedavi edildiği 1 yıla kadar süren kontrollü araştırmalarda repaglinid alan hastaların % 13’ü, sulfonilüre alan hastaların % 14’ü tedaviyi yarıda kesmiştir. En sık görülen bırakma nedeni hipoglisemi, hiperglisemi ve bunlarla ilgili semptomlardır. Hafif ve orta derecede hipoglisemi repaglinid alan hastaların % 16’sında, gliburid alanların % 20’sinde ve glipizid alanların % 19’unda görülmüştür. Aşağıda repaglinidin sulfonilüre ilaçları ile karşılaştırıldığı araştırmada % 2 ve daha fazla sıklıkta görülen ve sıklığı plasebo grubundakine eşit veya daha fazla olan yan etkiler gösterilmiştir.   Metabolik: Hipoglisemi % 16   Solunum : Üst solunum yolları enfeksiyonu % 10, sinüzit % 3, rinit % 7, bronşit % 6   Gastrointestinal : Bulantı % 3, diyare % 4, konstipasyon % 2, kusma % 2, dispepsi % 4   Muskuloskeletal : Artralji % 3, sırt ağrısı % 6   Diğerleri : Baş ağrısı % 9, parestezi % 2, göğüs ağrısı % 2, idrar yolları enfeksiyonu % 3, diş hastalığı < % 1, alerji % 1.   Tip-2 diyabetli hastalarda kardiyovasküler olaylar sıkça görülür. Karşılaştırmalı araştırmalarda repaglinid ile ilgili olarak görülen kardiyovasküler olayların sıklığı % 1’in altındadır. Sadece göğüs ağrısı % 1, 8 ve angina pektoris % 1,8 sıklıkta görülmüştür.   Diğerlerinin (hipertansiyon, anormal EKG miyokard enfarktüsü, aritmiler ve çarpıntı) % 1 veya daha az olup sulfonilüreler ile görülenlerden farklı değildir.   Ciddi kardiyovasküler olayların toplam olarak sıklığı (iskemi dahil) repaglinidle (% 4) sulfonilüre ilaçlarına göre (% 3) biraz daha yüksektir. 1 yıllık karşılaştırmalı araştırmalarda repaglinid tedavisi sırasında görülen mortalite (% 0,5) sulfonilüre ilaçlarıyla görülenden (% 0,4) farklı değildir.   Seyrek görülen advers etkiler (< % 1) karaciğer enzimlerinde yükselme, trombositopeni, lökopeni ve anafilaktoid reaksiyonlardır (1 hasta).   Tiyazolidindionlarla kombine tedavi :   24 hafta süren repaglinid-rosiglitazon ve repaglinid-pioglitazon kombinasyon tedavilerinde kombinasyon tedavisi hastalarında % 7, repaglinid monoterapisinde % 7 ve tiyazolidindion monoterapisinde % 2 oranında hipoglisemi (kanda glukoz < 50 mg/dl) görülmüştür.   Periferik ödem 250 repaglinid – tiyazolidindion kombinasyon tedavisi alan hastanın 12’sinde, 124 tiyazolidindion monoterapisi gören hastaların 3’ünde görülmüştür. Repaglinid monoterapisi gören hastaların hiçbirinde görülmemiştir. Repaglinid-tiyazolidindion grubunda    2 hastada (% 0,8) periferik ödem konjestif kalp yetmezliği ile beraberdir. Bu hastalar önceden koroner hastası olup diüretik tedavisi ile iyileşmişlerdir. Repaglinid-tiyazolidindion tedavisi gören hasta grubunda ortalama 4,9 kg’lık bir ağırlık artışı bildirilmiştir. Bu grupta karaciğer enzimlerinde artış gözlenmemiştir.   Her ne kadar nedensellik ilişkisi belli değilse de pazarlama sonrası devresinde şu nadir yan etkiler bildirilmiştir: alopesi, hemolitik anemi, pankreatit, Stevens-Johnson sendromu ve ağır karaciğer fonksiyon bozukluğu.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window