İlaç Sınıfı Beşeri İthal İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması FORADIL
Birim Miktarı 60
ATC Kodu R03AK07
ATC Açıklaması Formoterol ve Tıkayıcı Havayolu Hastalıklarında Kullanılan Diğer İlaçlar
NFC Kodu CT
NFC Açıklaması Akciğerlere Uygulanan İnhalasyon Kapsülleri
Kamu Kodu A03150
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 70,48 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 62,9 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 43,34 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !

İlaç Etken Maddeleri

  • formoterol fumarat (12 µg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

FRAGMİN®’in aşırı dozda uygulanması hemorajik komplikasyonlara yol açabilir. Bu komplikasyonlar protamin sülfatın %1’lik solüsyonunun yavaş intravenöz enjeksiyonu ile genellikle durdurulabilir. Protamin dozu, uygulanan her 100 anti-faktör Xa IU FRAGMİN® için 1 mg’dır. Eğer APTT süresi ilk enfüzyondan 2 – 4 saat sonra da uzun bulunursa, protamin sülfatın her 100 anti-faktör Xa IU FRAGMİN® için 0.5 mg’lık ikinci bir enfüzyonu uygulanabilir. Uygulanan ek protamin dozlarına karşın APTT değerleri, bilinen heparinin uygulanmasını takiben genellikle görülen sürelerden daha uzun kalabilir.   Dalteparin sodyum ile uyarılan antikoagülan etki protamin ile inhibe edilebilir. 1 mg protamin 100 anti-faktör Xa IU dalteparin sodyumun etkisini inhibe eder. Pıhtılaşma zamanındaki uzama tamamıyla nötralize edilebilirken, Anti-faktör Xa aktivitesinin %25-50’si nötralize edilemeden kalır. Protaminin primer hemostaz üzerine inhibitör etkisi mevcuttur ve ancak acil hallerde kullanılmalıdır.

Endikasyonlar

FRAGMİN® Akut derin ven trombozu tedavisinde; Akciğer embolisinin tedavisinde; Akut veya kronik böbrek yetersizliği ile ilişkili olarak, hemodiyaliz ve hemofiltrasyon sırasında ekstrakorporeal sistemdeki pıhtılaşmanın önlenmesinde; Kararsız angina ve Q dalgasız miyokard enfarktüsünde; Cerrahi ile bağlantılı tromboprofilakside;        *Tromboembolik risk tasıyan genel cerrahi hastalarında        *Kalça  replasman ameliyatlarında; Medikal tedavi gören ve hastalıkları nedeniyle hareketleri kısıtlanmış olan hastalarda DVT profilaksisinde; Venöz tromboemboli geçirmiş kanserli hastaların venöz tromboemboli tedavisinde ve uzun dönem profilaksisinde

Farmakodinamik Özellikler

Dalteparin antitrombotik özellikleri olan düşük molekül ağırlıklı bir heparindir. Etkisini antitrombinin, faktör Xa ve trombini inhibe edici etkisini arttırarak gösterir. Dalteparin seçici bir şekilde koagülaz faktör Xa’nın inhibisyonunu güçlendirirken, pıhtılaşma zamanını (örneğin; aktive parsiyel tromboplastin zamanını – APTZ) hafifçe etkiler.  FRAGMİN®’in sağlıklı kişilere tek doz 10000 anti-faktör Xa IU dozlarına kadar veya 12 saat ara ile 2 kez 5000 IU cilt altı uygulanması; trombosit agregasyonunda, fibrinolizde veya protrombin zamanı (PZ), trombin zamanı (TZ) ve APTZ gibi yaygın olarak kullanılan pıhtılaşma testlerinde belirgin bir değişiklik oluşturmamıştır. FRAGMİN®’in günde iki kez 5000 IU dozlarının abdominal operasyona girecek olan hastalara birbirini takip eden 7 gün süresince cilt altı uygulanması, APTZ, trombosit faktör 4 (TF4) veya lipoprotein lipaz üzerinde belirgin bir etki göstermemiştir.

Farmakokinetik Özellikler

Cilt altına tek doz uygulanan 2500, 5000 ve 10000 IU dozlarını takiben, ortalama doruk plazma düzeyleri sırasıyla 0.19 ± 0.04, 0.41 ± 0.07 ve 0.82 ± 0.10 IU/mL olmuştur. Bu konsantrasyonlara, uygulama yapılan kişilerin çoğunda 4 saat içinde ulaşılmıştır. Sağlıklı gönüllülerde anti-faktör Xa aktivitesi olarak ölçülen mutlak biyoyararlanım, % 87 ± 6 olarak bulunmuştur. Dozun 2500’den 10000 IU’ye yükseltilmesi, anti-faktör Xa eğri altında kalan alanında (EAA) yaklaşık 1/3 oranında artış ile sonuçlanmıştır. Doruk anti-faktör Xa aktivitesi aynı doz aralığında, doz ile az-çok doğrusal olan bir artış gösterir. Günde iki kez 100 IU/kg dozunun 7 gün süreyle cilt altı uygulanmasından sonra, anti-faktör Xa aktivitesinin farkedilebilir bir birikimi gözlenmemiştir. Dalteparin anti-faktör Xa aktivitesinin dağılım hacmi 40 ila 60 mL/kg’dır. Dalteparin anti-faktör Xa aktivitesinin ortalama plazma klerensi, normal gönüllülerde tek doz 30 ve 120 anti-faktör Xa IU/kg dozunda intravenöz bolus uygulamadan sonra sırasıyla 24.6 ± 5.4 ve 15.6 ± 2.4 mL/saat/kg’dır. Bu değere ilişkin ortalama dağılım yarı-ömürleri sırasıyla 1.47 ± 0.3 ve 2.5 ± 0.3 saattir. İntravenöz 40 ve 60 IU/kg dozlarının uygulanmasından sonra, ortalama terminal yarı-ömür sırasıyla 2.1 ± 0.3 ve 2.3 ± 0.4 saattir. Daha uzun görünen (3 ila 5 saat) terminal yarı ömürler cilt altı uygulamadan sonra, muhtemelen geçikmiş emilim nedeniyle gözlenmiştir. Hemodiyaliz gerektiren kronik böbrek yetersizliği olan hastalarda, anti-faktör Xa aktivitesinin ortalama terminal yarı-ömrü, tek doz intravenöz 5000 IU FRAGMİN® uygulanmasından sonra 5.7 ± 2.0 saat, yani, sağlıklı gönüllülerde gözlenen değerlerden belirgin derecede yüksek bulunmuştur. Bu nedenle, bu hastalarda ilacın daha yüksek değerlerde birikimi beklenebilir.

Formülü

1 mililitre enjeksiyon solüsyonunda; – Dalteparin sodyum                            2500 IU – Sodyum klorür                                  0 – 1.5 mg – Enjeksiyonluk su                               0.2 ml ‘ye tamamlayacak şekilde içerir. Dalteparin sodyum’un etkinliği; 1. Uluslararası Düşük Molekül Ağırlıklı Heparin Standartlarına göre, 1 uluslararası anti-faktör Xa ünitesi (IU) olarak ifade edilir.

İlaç Etkileşmeleri

Hemostazı etkileyen trombotik ajanlar, antitrombotikler (aspirin, dipridamol), K vitamini antagonistleri ve diğer antikoagülan ilaçlar, nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar (indometasin vb), sitostatikler, dekstran, sülfinpirazon, probenesid ve etakrinik asit gibi ilaçlarla birlikte kullanıldığında antikoagülan etkide artış olabilir.Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ve asetilsalisilik asitin analjezik/ antiinflamatuar dozları, vazodilatör prostoglandinlerin üretimini, ve bu nedenle renal kan akışı ve renal atılımı azaltırlar; Renal yetersizliği olan hastalara NSAİİ’ler veya yüksek doz asetilsalisilik asit ile birlikte dalterapin uygulanırken özel dikkat gösterilmelidir. Antihistaminikler, kardiyak glikozitler, tetrasiklinler ve askorbik asitle birlikte kullanıldığında antikoagülan etki azalabilir.

Kontraendikasyonlar

Dalterapine diğer düşük molekül ağırlıklı heparinlere ve/veya heparinlere karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda, Daha önceden var olanBilenen veya şüphelenilen immünolojik kaynaklı heparinin indüklediği trombositopeni (tip II) hikayesi, Aktif, klinik olarak anlamlı kanama (gastrointestinal ülser, kanama, bilinen hemorajik diyatez,  veya serebral kanama) Ciddi koagülasyon bozuklukları, Septik endokardit, Merkezi sinir sistemi, göz veya kulak ile ilgili travmalar ve/veya cerrahi girişimler, Spinal yada epidural anestezi veya benzeri spinal ponksiyon gerektiren işlemler  uygulanacak hastalarda, yüksek doz FRAGMİN® tedavisi (örn. Akut derin ven trombozu, pulmoner emboli ve kararsız koroner arter hastalığı tedavisi için gerekli dozlar), yüksek kanama riski nedeniyle kontrendikedir. Profilaksi yerine tedavi için FRAGMİN® alan hastalarda, elektif cerrahi prosedürlerde lokal ve/veya bölgesel anestezi kontrendikedir. Dalteparin, sistemik emboliden kaynaklanmıyorsa, yakın zamanda (3 ay içinde) inme geçiren hastalarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Hemodiyaliz ve hemofiltrasyonda koagülasyona karşı Kanama riski olmayan kronik böbrek yetersizliği olan hastalarda Kısa süreli (4 saate kadar) hemodiyaliz ve hemofiltrasyon: Aşağıdaki dozaj şeması uygulanabilir veya tek doz 5000 IU intravenöz bolus tarzında uygulanır.   Uzun süreli (4 saati aşan) hemodiyaliz ve hemofiltrasyon: 30-40 IU/kg intravenöz bolus şeklinde verilir. Daha sonra 10-15 IU/kg/saat dozunda intravenöz infüzyon şeklinde uygulanır.   Hem uzun ve hem de kısa süreli hemodiyaliz ve hemofiltrasyon sırasında plazma anti-faktör Xa seviyeleri 0.5-1.0 IU/ml arasında olmalıdır.   Yüksek kanama riski taşıyan akut böbrek yetersizliği olan hastalar 5-10 IU/kg intravenöz bolus enjeksiyon şeklinde uygulanır. Tedavi daha sonra 4-5 lU/kg/saat dozunda intravenöz infüzyon şeklinde sürdürülür. Plazma anti-faktör Xa seviyeleri 0.2-0.4 lU/ml arasında olmalıdır.   Akut derin ven trombozu tedavisinde   Günde bir kez uygulama Cilt altı uygulama yolu ile verilen FRAGMİN, 200 IU/kg vücüt ağırlığı oranında verilir. FRAGMİN®’in (anti-faktör Xa) plazma aktivitesinin izlenmesi gerekli değildir. Maksimum tek doz, vücut ağırlığı 90 kg dan fazla olan hastalarda gereken miktar olan 18000 IU’yu geçmemelidir.   Günde iki kez uygulama Komplike trombotik hastalığı olan ve artmış hemoraji riski olan hastalarda günde iki kez cilt altı uygulama ile 100 IU/kg olacak şekilde kullanılabilir. Plazma aktivitesinin izlenmesi genellikle gerekli değildir, ancak gerektiğinde FRAGMİN® aktivitesi anti-faktör Xa’ya ilişkin fonksiyonel yöntem ile takip edilebilir. Uygulama sonrası maksimum plazma seviyesine 3-4 saat sonra ulaşılır. Anti-faktör Xa tayini için kan örnekleri bu sırada alınmalıdır. Günde iki kez uygulamada önerilen plazma düzeyleri 0.5 ve 1.0 anti-faktör Xa/ml arasındadır. Kural olarak Vit K antagonistleri tedaviyle eş zamanlı olarak alınır. FRAGMİN® tedavisine, protrombin kompleks faktörlerinin düzeyleri (Faktör II,VII,IX,ve X) terapötik bir seviyeye inene kadar devam edilmelidir. Genellikle en az 5 günlük bir kombine tedavi gereklidir.   Pulmoner Emboli Tedavisi FRAGMİN®, derin ven trombozu tedavisine ilişkin uygulamalara göre günde bir veya iki kez cilt altı uygulama ile verilir. Günde iki kez uygulamada doz; 100-120 IU/kg/12saat olacak şekilde verilir. Doz seçimi ve uygulama derin ven trombozunun şiddetine ve olası hemoraji risk faktörlerini dikkate alarak yapılmalıdır. Plazma aktivitesinin izlenmesi genellikle gerekli değildir.   Kararsız  angina ve Q-dalgasız miyokard enfarktüsü Kararsız anjina ve Q-dalgasız miyokard enfarktüsü olan hastalarda FRAGMİN®’in önerilen dozu, cilt altına 12 saatte bir uygulanan 120 IU/kg’dir. Doz, 10000 IU/12saat’i aşmamalıdır. Tedavi, hasta klinik olarak stabilize olana kadar sürdürülmelidir. Uygulama süresi genellikle 5-8 gündür. Kontrendike olmadıkça, 75-165 mg/gün dozunda, asetilsalisilik asit birlikte kullanilmalıdır. Revaskülarizasyon(CABG, PTCA) uygulanacak hastalara operasyon gününe kadar FRAGMİN® verilir. Günde iki kez 120 IU/kg dozu ile sağlanan stabilizasyon sonrası idame dozu olarak 5000 IU günde iki kez (kadın<80 kg, Erkek<70 kg) veya 7500 IU günde iki kez (kadın≥80 kg, Erkek≥70 kg) uygulanır. Toplam tedavi süresi 45 günü geçmemelidir   Cerrahi ile birlikte tromboprofilaksi Tromboembolik komplikasyon riski bulunan genel cerrahi girişimleri; Cerrahi girişimden 1-2 saat önce cilt altına 2500 IU uygulanır. Hasta mobilize oluncaya kadar, genellikle 5 ila 7 gün veya daha uzun süre, her sabah cilt altına 2500 IU uygulanır.                                                İlave risk faktörleri ile birlikte olabilen genel cerrahi ve kalça eklemi cerrahi girişimleri; Cerrahi girişimden önceki akşam cilt altına 5000 IU uygulanır ve izleyen akşamlarda tedavi 5000 IU ile sürdürülür. Tedaviye hasta mobilize oluncaya kadar, genellikle 5 ila 7 gün veya operasyon sonrasında 35 güne kadar kadar devam edilir. Alternatif olarak; operasyondan 1-2 saat önce 2500 IU cilt altına uygulanır. Tedavi 8-12 saat sonra 2500 IU ve izleyen günlerde her sabah 5000 IU cilt altına uygulama şeklinde sürdürülür.   Medikal tedavi gören ve hastalıkları nedeniyle hareketleri kısıtlanmış olan hastalarda DVT profilaksisinde Tıbbi tedavi gören ve akut hastalıkları sırasında hareketlerinde şiddetli kısıtlamaları olan hastalar için FRAGMİN®’in önerilen dozu, cilt altına günde tek doz uygulanan 5000 IU’dir. Genellikle uygulama süresi 12 – 14 gündür.   Venöz tromboemboli geçirmiş kanserli hastaların VTE tedavisinde ve uzun dönem profilaksisinde  Kullanım şekli 1. ve 30. günler arasında 200 IU/kg cilt altı enjeksiyonu şeklinde; 2. ayın başlangıcından 6. ay sonuna kadar yaklaşık 150 IU/kg cilt altı enjeksiyonu şeklinde uygulanır. 2-6 ay arasında doz hastanın kilosuna göre aşağıdaki tablodaki gibi ayarlanmalıdır.   Vucut ağırlığı (kg) Dalteparin sodyum doz (IU) ≤ 56 kg altı 7500 IU 57-68 kg arası 10000 IU 69-82 kg arası 12500 IU 83-98 kg arası 15000 IU ≥99 kg üstü 18000 IU     Uygulama FRAGMİN® cilt altına enjekte edilerek uygulanır. İntramüsküler olarak uygulanmamalıdır.   Cilt altı enjeksiyon tekniği Hasta oturur ya da yatar konumda olmalıdır. FRAGMİN® derin cilt altı enjeksiyonu ile uygulanır. FRAGMİN® göbek çevresine, uyluğun ve kalçanın üst-dış kısmına  uygulanabilir. Enjeksiyon yeri hergün değiştirilmelidir. Göbek çevresi veya uyluğa enjeksiyon yaparken baş parmak ve işaret parmağı ile bir deri katı kaldırılır ve enjeksiyon bu bölgeye yapılır. Tüm iğne uzunluğunun, deriye 45-90 derecelik bir açı ile sokulması gerekir. Bütün parenteral ilaçlar, uygulanmadan önce, solüsyon ve şişesinin elverdiği ölçüde, partikül veya renk değişikliği açısından görsel olarak incelenmelidir.   Böbrek Yetmezliği: Ciddi böbrek yetmezliğinde (kreatinin seviyesi> normal değerin 3 katı), FRAGMİN® dozu, anti-faktör Xa terapötik seviyesi 1 IU/mL (0.5 – 1.5   IU/mL) olacak şekilde ayarlanmalıdır (anti-faktör Xa ölçümü FRAGMİN® enjeksiyonundan 4 – 6 saat sonra yapılmalıdır). Eğer anti-faktör Xa seviyesi   terapötik aralığın altında veya üstündeyse, FRAGMİN® dozu sırasıyla bir enjektör artırılmalı veya azaltılmalıdır, 3 – 4 yeni doz uygulamasından sonra   anti-faktör Xa ölçümü tekrarlanmalıdır. Terapötik anti-faktör Xa seviyesi yakalanana kadar bu doz ayarlamasına devam edilmelidir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

FRAGMİN® 2500 IU (Anti-Xa)ml IV Enjeksiyonluk İnfüzyon Solüsyonu, 4 ml Ampul × 10 adetlik ambalajlarda FRAGMİN® 5000 IU/0.2 ml (Anti-Xa) SC Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Tek Doz Enjektör ×10 adetlik ambalajlarda FRAGMİN® 7500 IU/0.3 ml SC Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Tek Doz Enjektör ×10 adetlik ambalajlarda FRAGMİN® 10000 IU/ml IV Enjeksiyonluk İnfüzyon Çözeltisi İçeren Ampul, 1ml Ampul × 10 adetlik ambalajlarda

Ruhsat Sahibi

Pfizer İlaçları Ltd. Şti., 34347 Ortaköy-İstanbul

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

18.12.1997 – 103/38

Saklama Koşulları

25°C ‘nin altında oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

FRAGMİN® 2500 IU (Anti-Xa) 0.2ml SC Enjeksiyonluk Solüsyon İçeren Tek Dozluk Enjektör, × 10 adetlik ambalajlarda

Uyarılar/Önlemler

FRAGMİN® intramüsküler olarak uygulanmamalıdır. Diğer antikoagulanlarda olduğu gibi, kanama, FRAGMİN® tedavisi sırasında da herhangi bir bölgede görülebilir. Hematokrit değerinde vaya kan basıncında beklenmedik bir düşme, kanama bölgesi için bir araştırma yapılmasına yönlendirmelidir. Yirmi dört saatlik FRAGMİN® dozu 5000 IU’den yüksekse, hematom riski nedeniyle, diğer ilaçların intramüsküler enjeksiyon yoluyla uygulanmasından kaçınılmalıdır. Epidural veya spinal anestezi Düşük molekül ağırlıklı heparinler ve heparinoidlerin kullanımı, spinal anestezi sırasında spinal kanala iğne ile girilmesi sonucunda ortaya çıkabilecek ve kalıcı felçlere yol açabilecek spinal veya epidural kanamalara yol açabilir. Epidural/spinal anestezi ya da spinal ponksiyon uygulandığında, tromboembolik komplikasyonlara karşı önlem amacıyla, düşük molekül ağırlıklı heparin veya heparinoidler ile antikoagülan tedavisi altında olan ya da antikoagülan tedavi uygulanması düşünülen hastalar, uzun süreli ya da kalıcı felce neden olabilecek epidural ya da spinal hematom gelişmesi riski altındadır. Analjezi uygulaması için yerleştirilen epidural kateterlerin kullanılması ya da nonsteroid antienflamatuvar ilaçlar (NSAİ ilaçlar), trombosit inhibitörleri veya diğer antikoagülanlar gibi hemostazı etkileyen ilaçların kullanılması bu vakalardaki hematom riskini artırır. Ayrıca, travmatik ya da tekrarlanan epidural ya da spinal ponksiyon ile de bu riskin arttığı görülmüştür. (bkz. Kontrendikasyonları). Hekim, tromboprofilaksi için antikoagülan alan hastalarda, epidural/spinal anesteziden önce yarar/risk oranını iyi değerlendirmelidir. Hekimin, klinik karar doğrultusunda, peridural veya spinal anestezi uygulanan hastaya antikoagülasyon uygulamaya karar vermesi halinde, sırt ağrısı, duyusal veya motor bozukluklar (alt ekstremitelerde uyuşukluk veya güçsüzlük) ve bağırsak veya mesane disfonksiyonu gibi nörolojik bozukluğa ilişkin belirti ve semptomları saptamak üzere son derece dikkatli olunmalı ve sıklıkla takip yapılmalıdır. Hemşireler, bu belirti ve semptomları saptamak üzere eğitilmelidir. Hastalara, bunlardan herhangi birini kendilerinde fark etmeleri halinde, durumu derhal bir hemşire veya klinisyene bildirmeleri yönünde talimat verilmelidir. Epidural veya spinal hematom belirti veya semptomlarından şüphelenilmesi durumunda, acil tanı ve tedavi omurilik dekompresyonunu içerebilir.  FRAGMİN®’in profilaktik dozlarda son uygulaması ile anesteziye yönelik peridural veya spinal kateterin yerleştirilmesi veya çıkarılması arasındaki aralıkla ilgili karar verme sırasında ürün özellikleri ve hasta profili dikkate alınmalıdır. FRAGMİN®’in yeniden uygulanması, cerrahi prosedür tamamlandıktan sonra en az dört saat ertelenmelidir.  Kanama riski FRAGMİN® diğer antikoagulanlarda olduğu gibi, şiddetli ve kontrol edilemeyen hipertansiyon, bakteriyel endokardit, konjenital veya edinilmiş kanama rahatsızlığı gibi kanama açısından risk altında olan hastalarda çok dikkatli kullanılmalıdır. Ameliyat veya travma, kanama diyatezi, hemorajik felç, ciddi böbrek veya karaciğer yetersizliği trombositopeni ve trombosit fonksiyon bozukluğu bulunan, kontrol altına alınmamış hipertansiyonu, hipertansif veya diyabetik retinopatisi olan, aynı zamanda antikoagulan/ antiplatelet ajan kullananan hastalarda FRAGMİN® kullanımında dikkatli olunması önerilir. Akut derin ven trombozu, pulmoner emboli veya kararsız koroner arter hastalığı gibi durumlarda, yeni cerrahi operasyon geçiren hastalarda yüksek doz FRAGMİN® tedavisi uygulanırken dikkatli olunmalıdır.   Trombositopeni   FRAGMİN® heparine bağlı trombositopeni öyküsü olan hastalara çok dikkatli uygulanmalıdır. Trombositopeni, hangi şiddette olursa olsun, yakından izlenmelidir. Heparin nedenli trombositopeni, FRAGMİN® uygulaması sırasında da görülebilir. Bu komplikasyonun görülme sıklığı henüz bilinmemektedir. Dalteparin profilaksisine rağmen bir tromboembolik olay görülürse, FRAGMİN® tedavisi sonlandırılmalı ve uygun tedaviye başlanmalıdır. FRAGMİN® tedavisine başlamadan önce trombosit sayımının yapılması ve tedavi süresince düzenli olarak takip edilmesi önerilir. FRAGMİN® uygulaması sırasında, hızla gelişen trombositopeni ve ciddi trombositopeni (< 100,000/µL veya mm3) gelişmesi açısından dikkatli olunmalıdır. Her iki durumda, FRAGMİN® ya da diğer düşük molekül ağırlıklı heparinler ve/veya heparinlerin mevcudiyetinde, in vitro antitrombosit antikor testinin yapılması önerilir. Bu testin pozitif ya da anlaşılmayan sonuçlar vermesi veya test yapılmaması durumunda FRAGMİN® kullanımı durdurulmalıdır (bkz. Kontrendikasyonları).  Kararsız koroner arter hastalığı  Kararsız koroner arter hastalığı (örneğin kararsız angina ve Q-dalgasız miyokard enfarktüsü) olan hastalarda miyokard enfarktüsü ortaya çıktığında, trombolitik tedavi gerekli görülebilir. Bu durum, FRAGMİN® ile yapılan tedavinin kesilmesini gerektirmez, ancak kanama riskini arttırabilir. Kararsız koroner arter hastalığının uzun süreli tedavisinde (örneğin revaskülarizasyon öncesinde), azalmış böbrek fonksiyonu söz konusuysa (S-kreatinin > 150 mmol/l), dozun azaltılması düşünülmelidir. Pulmoner emboli ile birlikte genel dolaşım bozukluğu, hipotansiyon ve şok tablosu bulunan hastalarda FRAGMİN® tedavisi ile ilgili klinik deneyim yoktur.   Prostetik kalp kapakları olan hastalarda, kapak trombozunu önlemede, FRAGMİN® kullanımının güvenililiği ve etkinliğini değerlendirmek için yeterli çalışma mevcut değildir. FRAGMİN®in profilaktik dozları, prostetik kalp kapakları olan hastalarda kapak trombozunu önlemek için yeterli değildir. FRAGMİN® kullanımı, bu amaç için önerilmemektedir. Özellikle kontrendike olduğu belirtilmedikçe, kararsız koroner damar hastalığı (örneğin kararsız angina ve Q-dalgasız miyokard enfarktüsü) olan hastalara düşük doz asetilsalisilik asit oral yoldan verilmelidir.  Anti-faktör Xa seviyelerinin takibi Antikoagülan etkinin takibi genellikle gerekli değildir, ancak özel popülasyonlarda (örn. çocuklarda, böbrek yetmezliği bulunan hastalarda, çok zayıflarda veya morbid obezlerde, hamile kadınlarda, kanama riski olanlarda veya tromboz tekrarlama riski bulunan hastalarda) düşünülmelidir. Anti-faktör Xa seviyelerinin ölçümü için kromojenik substrat kullanılan laboratuvar testleri tercih edilir. Etkin Parsiyel Tromboplastin Zamanı (APTT) veya trombin zamanı kullanılmamalıdır, zira bu testler dalteparin aktivitesine göreceli olarak duyarsızdır. APTT’yi uzatmak için FRAGMİN® dozunu artırmak kanama ve doz aşımı ile sonuçlanabilir. Bu nedenle, APTT’yi uzatmak sadece doz aşımı testi olarak kullanılmalıdır. (bkz. Doz aşımı ve Tedavisi) FRAGMİN® ile kronik hemodiyalize giren hastalarda, genellikle daha az oranda doz ayarlanmasına ve buna bağlı olarak anti-faktör Xa düzeylerinin daha az kontrol edilmesine gerek duyulmaktadır. Akut hemodiyalize giren hastalar ise, daha dar bir terapötik doz aralığına sahip olduklarından, anti-faktör Xa seviyeleri daha dikkatli izlenmelidir. Karaciğer fonksiyonunda şiddetli bozulma olan hastalar için dozajda azaltma gerekebilir ve hastalar buna uygun olarak izlenmelidir. Diğer antikoagülanlarla değiştirilebilme   FRAGMİN®; fraksiyone olmayan heparin, diğer düşük molekül ağırlıklı heparinler veya sentetik polisakkaritler ile (üniteleri denk gelecek şekilde) değişimli olarak kullanılamaz. Bütün bu ilaçların ham maddeleri, üretim süreçleri, fizikokimyasal, biyolojik ve klinik özellikleri farklıdır; bu sebeple biyokimyasal özellikleri, dozajları, ve muhtemelen klinik etkililikleri ve güvenlilikleri farklı olmaktadır. Bu ilaçların hepsi kendine hastır ve ayrı ayrı kullanım talimatları vardır.           Heparin özellikle diabetes mellitus, kronik böbrek yetmezliği, önceden var olan metabolik asidoz ve plazma potasyumunda artış olan veya potasyum tutucu ilaçlar alan hastalarda, aldosteronun adrenal sekresyonunu baskılayarak hiperkalemiye yol açabilir. Hiperkalemi riskinin tedavi boyunca arttığı, fakat genelde tersine çevrilebilir olduğu görülmektedir. Plazma potasyumu, heparin tedavisine başlamadan önce risk altındaki hastalarda ölçülmeli ve daha sonra özellikle tedavi yaklaşık 7 günden fazla uzatıldıysa, düzenli olarak izlenmelidir.  Osteoporoz  Heparin ile uzun süre tedavi, osteoporoz riski ile ilişkilendirilmiştir. Dalterapin ile gözlenmemiş olsa da; osteoporoz riski göz önünde bulundurulmalıdır. Laboratuvar testleri Periyodik olarak, trombosit sayımını da içeren tam kan sayımı ve dışkıda gizli kan testlerinin yapılması, FRAGMİN® tedavisi süresince önerilmektedir. Pıhtılaşma zamanı (örneğin; APTT ) testleri ile özel bir izleme gerekli değildir. Bu tıbbi ürün her dozunda 0- 1.5 mg sodyum ihtiva eder. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır. Gebelik ve laktasyonda kullanımı Gebelik kategorisi B  Gebe kadınlar üzerinde yapılmış yeterli ve iyi nitelikte kontrollu çalışma mevcut değildir.   Eğer, gebelik sırasında FRAGMİN® kullanılırsa, fetal zarar oluşması uzak bir ihtimaldir, bununla beraber, zarar ihtimalinin tamamen ekarte edilememesi yüzünden gebelik sırasında FRAGMİN® ancak gerçekten gerekli ise kullanılmalıdır .  Düşük moleküler ağırlıklı heparinin tam antikoagülan dozlarını alan, prostetik kalp kapakları olan hamile kadınlarda terapötik başarısızlıklar rapor edilmiştir. Bu durumla ilgili doz, etlilik ve güvenlilik bilgisinin net olmadığı göz önüne alındığında, FRAGMİN® kullanımı, prostetik kalp kapakları olan hamile kadınlarda önerilmemektedir.  FRAGMİN®’in anne sütüne geçip geçmediği konusunda yeterli bilgi mevcut değildir. Emzirilme dönemindeki çocuklara ilişkin risk göz ardı edilemez. Emzirmeye devam etme/bırakma veya FRAGMİN®’le tedaviye devam etme/bırakma ile ilgili karar, emzirmenin çocuğa faydası ve FRAGMİN® tedavisinin anneye faydası dikkate alınarak verilmelidir. Çocuklarda kullanım Çocuklarda tedavi ile ilgili klinik deneyim sınırlıdır. Çocuklar için tavsiye edilmez. Bu hasta grubunda FRAGMİN® kullanımı gerekirse, anti-faktör Xa seviyeleri takip edilmelidir. Yaşlılarda kullanım Etkinlik açısından yaşlı hastalar ile genç hastalar arasında genel olarak bir fark gözlenmemiştir. Bazı çalışmalar kanama riskinin yaş ile arttığını göstermiştir. Yaşlı hastalar (özellikle seksen yaş ve üzeri hastalar) terapötik doz aralıklarında kanama komplikasyonları için artmış risk altında olabilirler. Dikkatli klinik izleme önerilmektedir.Doz aralıkları için ve birlikte kullanılan ilaçlar (özellikle anti-trombositer ilaçlar) açısından, özellikle vücut ağırlığı düşük (45 kg’den az) ve bunlar arasında böbrek fonksiyonlarında azalma olduğu bilinen hastalar için özel bir dikkat gösterilmesi önerilir. Geçimlilik FRAGMİN® özel geçimlilik verileri desteklemedikçe, diğer enjeksiyon veya enfüzyonlar ile karıştırılarak uygulanmamalıdır. Araç ve Makine Kullanmaya Etkisi FRAGMİN®’in araç ve makine kullanma yeteneği üzerine etkileri sistematik olarak değerlendirilmemiştir. FRAGMİN®’in taşıt araçları ve makine kullanmaya bir etkisi olması beklenmez.

Üretim Yeri

Vetter Pharma Fertigung GmbH/Almanya

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Malign hastalığı olan ve abdominal operasyon geçiren hastalarda FRAGMİN® 2500 IU veya düşük doz heparin ile; FRAGMİN® 5000 IU kıyaslandığında, kanama sıklığı açısından anlamlı bir artış gözlenmemiştir.   Advers reaksiyonlar sistem organ sınıfı ve sıklık gruplandırma (çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10 000 ila <1/1 000); çok seyrek (<1/10 000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)) açısından aşağıda listelenmiştir:   Her frekans grubunda, yan etkiler azalan ciddiyet sırasına göre listelenmiştir.   FRAGMİN® tedavisi ile ilgili yan etkiler kontrollü klinik çalışmaya katılan hastalarda şu şekilde gözlenmiştir:   Kan ve lenf sistemi bozuklukları: Yaygın: geri dönüşlü immünolojik olmayan trombositopeni (tip I) Seyrek: immunolojik nedenle ortaya çıkan heparine bağlı trombositopeni (tip II, eşlik eden trombotik komplikasyonlar -arteriyel ve/veya venöz tromboz ya da tromboemboli- ile birlikte ya da değil)   Bağışıklık sitemi bozuklukları: Yaygın olmayan: Alerjik reaksiyonlar   Endokrin bozuklukları: Yaygın olmayan: Hiperkalemi   Vasküler bozuklukları: Yaygın: Kanama (herhangi bir bölgede kanama)   Hepato-bilier bozukluklar: Yaygın: Karaciğer transaminazlarında (AST, ALT) hafif yada orta derecede geçici yükselmeler   Deri ve deri altı doku bozuklukları: Yaygın olmayan: Ürtiker, kaşıntı Seyrek: Deri nekrozu   Kas-iskelet bozukluklar ve bağ doku ve kemik hastalıkları: Yaygın olmayan: Osteoporoz   Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları Yaygın: Enjeksiyon alanında  hematom Yaygın olmayan: Enjeksiyon alanında ağrı   Pazarlama sonrası deneyimde aşağıdaki istenmeyen etkiler bildirilmiştir.    Bağışıklık sistemi bozuklukları: Anafilaktik reaksiyonlar   Endokrin bozuklukları: Hipoaldesteronizm   Sinir sistemi bozuklukları: Bazıları ölümcül olabilen intrakraniyal kanamalar raporlanmıştır.   Vasküler bozukluklar: hemaroji (herhangi bir bölgede kanama), rapor edilen bazı vakalar ölümcül olmuştur.   Gastrointestinal bozukluklar: Bazıları ölümcül olabilen retroperitoniyal kanamalar raporlanmıştır.   Deri ve deri altı bozuklukları: Alopesi   Yaralanma ve zehirlenme: Spinal veya epidural hematom (bkz. Kontrendikasyonları ve Uyarılar / Önlemler)

Doz Aşımı

FORADİL Belirtiler: Foradil’in aşırı dozuna bağlı olarak  b2-adrenerjik uyarıcıların tipik etkilerinin görülmesi beklenir: bulantı, kusma, baş ağrısı, tremor, uykusuzluk, palpitasyonlar, taşikardi, ventriküler aritmiler, metabolik asidoz, hipokalemi, hiperglisemi.   Tedavi: Destekleyici ve semptomatik tedavi uygulanır. Ciddi vakalar hastanede tedavi edilmelidir.   Kardiyoselektif beta-blokerlerin kullanılması düşünülebilir, fakat  b-adrenerjik bloker kullanımı bronkospazma neden olabileceğinden çok dikkatli olmalıdır.   MİFLONİDE   Akut: Budesonidin akut toksisitesi düşük düzeydedir.  Kısa bir süre içerisinde yüksek miktarlarda ilacın inhalasyonunu takiben oluşan en büyük zararlı etki hipotalamik-pitüiter-adrenal (HPA) fonksiyonlarının baskılanmasıdır. Bu durumda özel acil bir tedaviye gerek yoktur. Astımı kontrol etmek için önerilen dozda Miflonide tedavisine devam edilmelidir.

Endikasyonlar

Foradil bronşiyal astım gibi reversibl obstrüktif hava yolları hastalığı olan hastalarda bronkokonstriksiyonun önlenmesi ve tedavisi; teneffüs edilen alerjenler, soğuk hava veya egzersizin neden olduğu bronkospazmın profilaksisi.   Kronik bronşit ve anfizem dahil, reversibl kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan hastalarda bronkokonstriksiyonun önlenmesi ve tedavisi. Foradil’ in KOAH hastalarında yaşam kalitesini geliştirdiği gösterilmiştir.   İnhalasyondan 12 saat sonra Foradil, hala önemli derecede bronkodilatör etki  gösterdiğinden, günde iki defa uygulama şeklindeki idame tedavisi, kronik durumlarla ilişkili gündüz ve gece görülen bronkokonstriksiyonu çoğunlukla kontrol eder.   Miflonide bronşiyal astım tedavisinde endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Formoterol Formoterol güçlü, seçici bir b2-adrenerjik uyarıcıdır. Geriye dönüşümlü solunum yolu tıkanmaları olan hastalarda bronş genişletici bir etki gösterir. Etkisi çabuk (1-3 dakika içinde)  başlar ve inhalasyondan 12 saat sonrada hala belirgindir. Terapötik dozlarda kardiyovasküler etkileri önemsizdir ve arasıra görülür.   Formoterol, pasif olarak duyarlı hale getirilen insan akciğerlerinden lökotrienlerin ve histaminin salıverilmesini inhibe eder.   İnsanda inhale edilen alerjenlerin, egzersizin, soğuk hava, histamin veya metakolinin neden olduğu bronkospazmı önlemede  Foradil’in etkili olduğu gösterilmiştir.   Aerolizer inhaler ile günde iki defa 12 mcg ve günde iki defa 24 mcg dozlarda inhale edilen formoterolün, stabil kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan hastalarda hızlı etki ile bronkodilatasyon sağladığı, etkisinin en az 12 saat sürdüğü ve “Saint George Solunum Yolları Anketi” sonucuna göre yaşam kalitesi açısından kişisel faydayı beraberinde getirdiği gösterilmiştir.   Budesonid Budesonid insanlarda belirgin topikal etki göstermekle birlikte önemli bir sistemik etkisi olmayan bir kortikosteroiddir. Kortikosteroid tedavisinden fayda gören hastalarda inhalasyon tozu olarak kullanıldığında, genellikle tedaviye başlandıktan sonra 10 gün içerisinde astımı kontrol altına alabilmektedir. Budesonid düzenli kullanıldığında astımlı akciğerlerdeki kronik inflamasyonu azaltmaktadır. Budesonid ayrıca akciğer fonksiyonlarını arttırmakta ve astım semptomlarının ve bronşiyal hiperaktivitenin azalmasını sağlamakta ve astım ataklarını önlemektedir.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim – Formoterol İnhale edilen diğer ilaçlarda bildirildiği gibi, bir inhalatörden verilen formoterolün de yaklaşık % 90’ının yutulması ve sonra gastrointestinal kanaldan emilmesi muhtemeldir. Bu da oral formülasyonun farmakokinetik özelliklerinin inhalasyon tozu için de büyük ölçüde geçerli olması demektir.   Formoterol fumaratın 300 mcg’a kadar oral dozları gastrointestinal kanaldan emilir. Uygulanmasından 0.5-1 saat sonra değişikliğe uğramamış maddenin plazmada doruk konsantrasyonlarına ulaşılır. 80 mcg’lık oral dozun % 65’i veya daha fazlası emilir.   İncelenen oral doz aralığında, yani 20-300 mcg, formoterolün farmakokinetiğinin lineer olduğu görülmüştür. Tekrarlanan uygulamalarla günde 40-160 mcg oral dozlar ilacın önemli derecede birikimine yol açmaz.   Terapötik dozların inhalasyonunu takiben, formoterol bilinen analiz metodlarıyla plazmada tespit edilemez. İdrarla atılma hızlarının analizi teneffüs edilen formoterolün hızla emildiğini düşündürmektedir, 12-96 mcg’ın inhalasyonundan sonra 1-2 saat içerisinde itrah oranı maksimuma erişir.  Terapötik dozdan daha yüksek dozlarda (tek doz 120 mcg), inhalasyondan 5 dakika sonra plazmada doruk konsantrasyon (266 pmol/L) gözlenir. Günde iki defa 12 veya 24 mcg formoterol fumarat ile 12 hafta tedavi edilen KOAH hastalarında, inhalasyondan 10 dakika, 2 saat ve 6 saat sonra formoterolün plazma konsantrasyonları sırasıyla 11.5 ila 25.7 pmol/L ve 23.3 ila 50.3 pmol/L arasında bulunmuştur.   İnhaler  kapsülün (12 – 24 mcg) ve  iki  farklı  aerosol  formülasyonunun (12 – 96 mcg) uygulanmasından sonra formoterolün kümülatif üriner itrahı, dolaşımdaki formoterol miktarının doz ile orantılı olarak arttığını göstermiştir.   Emilim – Budesonid Akciğerlerde biriken budesonid miktarı hızlı bir şekilde ve tamamen emilmektedir. Uygulamadan hemen sonra plazmada en yüksek konsantrasyona ulaşılmaktadır. Orofarenkste biriken doz için gerekli düzeltme yapıldıktan sonra mutlak biyoyararlanım %73 oranındadır. Ağız yolundan verilen budesonid için mutlak biyoyararlanım ±%10 oranındadır.   Dağılım – Formoterol Formoterolün % 61-64’ü (% 34’ü başlıca albümine) plazma proteinlerine bağlanır. Terapötik dozlar ile erişilen konsantrasyon aralığında bağlanma yerlerinde doyma olmaz.   Dağılım – Budesonid Budesonidin dağılım hacmi ± 300 litredir. Yapılan hayvan deneylerinde dalak ve lenf bezlerinde, timusda, adrenal kortekste, üreme organlarında ve bronşlarda yüksek konsantrasyonlar gözlenmiştir. Budesonid farelerde plasenta bariyerini aşmaktadır. Budesonidin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir.   Biyotransformasyon – Formoterol Formoterol başlıca metabolizma ile elimine edilir; doğrudan glukuronidasyon biyotransformasyonun ana yoludur. Glukuronidasyonun izlediği O-demetilasyon, diğer bir biyotransformasyon yoludur.   Biyotransformasyon – Budesonid Budesonid akciğerlerde metabolize olmaz. Emilimini takiben budesonid karaciğerde yıkıma uğrar ve 6 b-hidroksibudesonid ve 16 a-hidroksiprednizolon dahil olmak üzere bir dizi inaktif metabolit elde edilir. Klirensi hızlıdır: 84 L/saat ve plazmadaki yarılanma ömrü kısadır: 2.8 saat.   Itrah – Formoterol Formoterolün dolaşımdan eliminasyonunun polifazik olduğu görülmektedir; görünür yarı ömrü, söz konusu edilen zaman aralığına bağlıdır. Oral verilişten 6, 8 veya 12 saat sonraya kadar plazma veya kan konsantrasyonları esas alınarak, eliminasyon yarı ömrü 2-3 saat olarak tayin edilmiştir. İnhalasyondan sonra 3-16 saat arasında üriner itrah oranlarından 5 saatlik bir yarı ömür hesaplanmıştır.   İlaç ve metabolitleri vücuttan tamamen atılırlar; bir oral dozun yaklaşık 2/3’si idrarda ve 1/3’i feçeste görülür. İnhalasyondan sonra dozun ortalama % 6-9’u değişmeksizin idrarla itrah edilir. Formoterolün renal klirensi 150 ml/dakikadır.   Itrah – Budesonid İnhalasyonu takiben emilen dozun %32’si idrarda ve %15’i dışkıda tespit edilebilmektedir.

Farmasötik Şekli

İnhaler Kapsül

Formülü

Bir Foradil İnhaler kapsül 12 mikrogram (mcg) formoterol fumarat içerir. Yardımcı madde: Laktoz. Bir Miflonide 400 mcg İnhaler kapsül 400 mcg budesonid içerir. Yardımcı madde: Laktoz

İlaç Etkileşmeleri

Kinidin, dizopiramid, prokainamid, fenotiyazinler, antihistaminikler ve trisiklik antidepresanlar gibi ilaçlar QT aralığının uzaması ve artmış ventriküler aritmi riski ile ilişkili olabilirler.   Diğer sempatomimetik maddelerin birlikte verilmesi, Foradil’in istenmeyen etkilerini güçlendirebilir.   Monoamin oksidaz inhibitörleri veya trisiklik antidepresanlar ile tedavi edilmekte olan hastalara Foradil dikkatle verilmelidir, çünkü b2-adrenerjik uyarıcıların kardiyovasküler sistem üzerine etkileri güçlenebilir.   Ksantin türevleri, steroidler veya diüretikler ile birlikte tedavi  b2-agonistlerin muhtemel hipokalemik etkisini kuvvetlendirebilir. Hipokalemi dijital ile tedavi edilen hastalarda kardiyak aritmilere duyarlılığı artırabilir (bkz: Uyarılar/Önlemler).   b-adrenerjik blokerler Foradil’in etkisini zayıflatabilirler veya antagonize edebilirler. Bu yüzden Foradil, zorunlu olmadıkça, b-adrenerjik blokerler (göz damlaları dahil) ile birlikte verilmemelidir.   Miflonide için  ilaç etkileşimi ve diğer etkileşimler  bilinmemektedir.

Kontraendikasyonlar

Budesonide veya preparatta bulunan diğer maddelere karşı aşırı hassasiyet gösteren hastalarda ve aktif seyreden akciğer tüberkülozlu hastalarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

    1.Kapağı çekip çıkarınız   2. İnhalerin tabanını sıkıca tutup, ağızlığı ok yönünde döndürerek açınız.   3.Kapsülü, kapsül şeklindeki boşluğa yerleştiriniz. Kapsülü kullanmadan hemen önce ambalajından çıkarınız.           4.Ağızlığı kapalı duruma döndürünüz.   5.İnhaleri dik tutup SADECE BİR KEZ sıkıca mavi düğmelere basınız. Sonra düğmeleri  bırakınız.   Not : Kapsül bu aşamada parçalanabilir ve küçük jelatin parçacıkları ağzınıza veya boğazınıza gelebilir. Jelatin yutulabilir ve bu yüzden zararlı değildir. Kapsülün parçalanma eğilimi, kapsülü bir defadan fazla delmeyerek, saklama şartlarına uyarak ve kapsülü ambalajından kullanmadan hemen önce çıkarmak suretiyle minimuma indirilebilir.   6. Nefesinizi olabildiğince veriniz. 7. Ağızlığı ağzınıza  yerleştiriniz ve başınızı hafifçe geriye doğru eğiniz. Dudaklarınızla ağızlık etrafını sıkıca sarınız ve hızla ve alabildiğiniz kadar derin soluk alınız. Kapsülün aletin odacığında dönmesinden, tozun dağılmasından kaynaklanan vızıldama sesini duymalısınız. Eğer bu vızıldama sesini duymadıysanız, kapsül odacıkta sıkışmış olabilir; bu durumda inhaleri açınız ve kapsülü odacıkta sıkışmış olduğu yerden kurtarınız. Kapsülü kurtarmak için mavi düğmelere tekrar tekrar BASMAYINIZ.   8.Vızıldama sesini duyduğunuzda, nefesinizi rahatsız olmayacak şekilde, tutabildiğiniz kadar tutunuz ve inhaleri ağzınızdan çıkarınız. Sonra nefes veriniz. İnhaleri açınız ve kapsülde toz kalıp kalmadığını kontrol ediniz. Eğer kalmış ise 6-8 dk işlemleri tekrarlayınız.   9.Kullandıktan sonra inhaleri açınız, boş kapsülü çıkarınız, ağızlığı kapatınız ve kapağı tekrar kapatınız. İnhalerin temizlenmesi Tozları uzaklaştırmak için ağızlık ve kapsül yuvasını kuru bir bez veya temiz, yumuşak bir fırça ile siliniz.  FORADİL Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde; erişkinlerde ve 5 yaşındaki ve daha büyük çocuklarda aşağıdaki gibi kullanılır.   Erişkinler Kronik obstrüktif akciğer hastalığı Düzenli idame tedavisi için, günde iki defa 1-2 inhaler kapsül (12-24 mcg).  Reversibl obstrüktif hava yolları hastalığı Düzenli idame tedavisi için, günde iki defa 1-2 inhaler kapsül (12-24 mcg). Gerekirse idame tedavisi için gerekli doza ek olarak belirtilerin hafifletilmesi için her gün 1-2 kapsül ilave edilebilir. Haftada iki günden fazla ilave dozlara ihtiyaç olduğu takdirde doktora danışılmalı ve tedavi yeniden değerlendirilmelidir, çünkü bu durum hastalığın ağırlaştığının belirtisi olabilir.   Egzersizin neden olduğu bronkospazma karşı profilaksi veya bilinen kaçınılamaz bir alerjen ile temastan önce: Söz konusu durumdan 15 dakika önce 1 inhaler kapsül (12 mcg) inhale edilmelidir. Ciddi astım hastalarında 2 inhaler kapsül (24 mcg) gerekli olabilir.   5 yaşındaki ve daha büyük çocuklar Reversibl obstrüktif hava yolları hastalığı Düzenli idame tedavisi için, günde iki defa 1 inhaler kapsül (12 mcg). Gerekirse idame tedavisi için gerekli doza ek olarak belirtilerin hafifletilmesi için her gün 1-2 kapsül ilave edilebilir. Haftada iki günden fazla ilave dozlara ihtiyaç olduğu takdirde doktora danışılmalı ve tedavi yeniden değerlendirilmelidir, çünkü bu durum hastalığın ağırlaştığının belirtisi olabilir.   Egzersizin neden olduğu bronkospazma karşı profilaksi veya bilinen kaçınılamaz bir alerjen ile temastan önce: Söz konusu durumdan 15 dakika önce 1 inhaler kapsül (12 mcg) inhale edilmelidir.  Foradil 5 yaşından küçük çocuklara tavsiye edilmez.   İlacın uygun kullanımından emin olmak için inhalerin kullanılması doktor veya eczacı tarafından hastaya gösterilmelidir. Jelatin kapsülün parçalanabileceği ve inhalasyondan sonra ağıza veya boğaza küçük jelatin parçacıklarının ulaşabileceği hastaya anlatılmalıdır. Bu durumun meydana gelme olasılığı kapsülü bir defadan fazla delmeyerek minimuma indirilmiştir. Kapsüller blister ambalajından kullanımdan hemen önce çıkarılmalıdır.   MİFLONİDE   Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği taktirde, astımın kontrol edilmesi için gereken en düşük düzey elde edilecek şekilde doz kişiye göre ayarlanmalıdır.  Astımın kontrol edilebilmesi için budesonid düzenli olarak her gün alınmalıdır. Muhtemel candida enfeksiyonu riskini azaltmak için her uygulamadan sonra ağzın su ile iyice çalkalanması ve suyun tükürülmesi önerilmektedir. Miflonide sadece oral inhalasyon içindir ve sadece Aerolizer™ ile tatbik edilmelidir.   Erişkinler Normal idame dozu günde iki defa 200-400 mikrogramdır. Şiddetli astım nöbetleri sırasında, hasta oral kortikosteroid tedavisinden budesonid inhalasyon tedavisine geçirilirken veya oral kortikosteroid tedavi dozu azaltıldığında günlük doz (2-4’e bölünerek) 400-1600 mikrograma kadar  yükseltilebilir.  Bölünmüş dozlar halinde ve 400 mikrogramdan daha az doz kullanılması gereken durumlarda bu ilaç kullanılmaz.   Çocuklar (6 yaşında ve daha büyük) Normal idame dozu günde iki defa 100-200 mikrogramdır.  Maksimum günlük doz 800 mikrogramdır. Miflonide erişkinlerin denetimi altında kullanılmalıdır. Aerolizer™’in kullanımı, çocuğun inhaleri doğru bir şekilde kullanabilmesine bağlıdır. 6 yaşın altındaki yaş grubunda klinik deneyim olmadığından, Miflonide 6 yaşın altındaki çocuklarda önerilmemektedir.  Bölünmüş dozlar halinde ve 400 mikrogramdan daha az doz kullanılması gereken durumlarda bu ilaç kullanılmaz. İlacın akciğerlerdeki hedef bölgelere ulaşabilmesi için kullanım talimatına uygun olarak Aerolizer™’in nasıl kullanılacağı hastalara öğretilmelidir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Foradil 12 mcg İnhaler Kapsül Foradil Combi 12 mcg – 200 mcg İnhaler Kapsül

Saklama Koşulları

25 ºC’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Foradil Combi : Foradil 12 mcg 60 inhaler kapsül, Miflonide 400 mcg 60 inhaler kapsül ve 1 aerolizer içerir.

Uyarılar/Önlemler

FORADİL Antiinflamatuvar tedavi : Genellikle, bir b2 agonisti ile düzenli tedaviye ihtiyacı olan hastalara, aynı zamanda düzenli ve yeterli dozlarda inhalasyon yolu ile bir antiinflamatuvar (örneğin kortikosteroidler ve/veya çocuklarda sodyum kromoglikat) veya oral kortikosteroidler de verilmelidir. Foradil reçete edildiğinde hastalar aldıkları antiinflamatuvar tedavinin yeterliliği açısından değerlendirilmelidirler. Hastalara, Foradil almaya başladıktan sonra, belirtilerde düzelme olduğunda bile, antiinflamatuvar tedaviye değişiklik yapmaksızın devam etmeleri öğütlenmelidir. Belirtilerin devam etmesi veya belirtilerin kontrolu için Foradil dozlarını artırmak gereği, hastalığın kötüleşmesinin belirtisidir ve doktorun astım tedavisini yeniden değerlendirmesi gerekir.   Eşlik eden şartlar : Foradil kullanan hastalarda aşağıdaki durumların varlığında, özellikle doz sınırları konusunda olmak üzere, özel dikkat ve denetleme gereklidir: İskemik kalp hastalığı, kardiyak aritmiler, özellikle üçüncü derece atriyoventriküler blok, şiddetli kardiyak dekompansasyon, idyopatik subvalvüler aortik stenoz, hipertrofik obstrüktif kardiyomiyopati, tirotoksikoz, QT aralığında bilinen veya şüphe edilen uzama (QTc > 0.44 saniye; bkz: İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler). b2 uyarıcıların hiperglisemik etkileri nedeniyle, diyabetik hastalarda Foradil tedavisi başlatıldığında ek kan glikoz kontrolleri tavsiye edilir.   Hipokalemi : b2-agonist tedavisi sonucunda ciddi hipokalemi olabilir. Hipoksi ve birlikte uygulanan tedavi bu etkiyi şiddetlendirebileceğinden, şiddetli astımda özel bir dikkat önerilir (bkz: İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler). Böyle durumlarda serum potasyum düzeylerinin izlenmesi tavsiye edilir.   Paradoksal bronkospazm : Diğer inhalasyon tedavilerinde olduğu gibi paradoksal bronkospazm ihtimali akılda tutulmalıdır. Böyle bir durum görüldüğünde, Foradil tedavisi derhal kesilmeli ve alternatif tedavi başlatılmalıdır.   Gebelik ve emzirme döneminde kullanımı Gebelik kategorisi B’dir. Foradil’in gebelik ve emzirme döneminde emniyeti henüz tespit edilmemiştir. Daha güvenli bir alternatif olduğu takdirde gebelik döneminde kullanımından kaçınılmalıdır. Diğer b2-adrenerjik uyarıcılar gibi formoterol de, uterus düz kası üzerine gevşetici etkisi nedeniyle, doğuma engel olabilir.   Formoterolün anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Foradil kullanan anneler emzirmemelidir.   MİFLONİDE Hastalara inhale edilen budesonid tedavisinin profilaktik niteliği ve semptomları olmadığında bile düzenli olarak almaları gerektiği anlatılmalıdır. Budesonid bir bronkodilatör olmadığı için akut bronkospazmda fayda sağlamadığı gibi status asthmaticus veya diğer akut astım nöbetlerinde uygulanması gereken öncelikli tedavi de değildir. İnhale edilen bir bronkodilatör ile birlikte kullanıldığında, kullanmadan önce 10 dakika beklenmelidir.   Klinik belirti vermeyen akciğer tüberkülozlu veya  solunum yollarında fungal ve viral enfeksiyonu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Bronşiyal ektazi ve pnömokonioz gibi akciğer hastalıklarında fungal enfeksiyonlar oluşabileceğinden dikkatli olunması gerekmektedir. Astımın akut nöbet durumunda Miflonide dozunda artışa veya kısa süreli oral kortikosteroidlerle ve/veya eğer bir enfeksiyon varsa antibiyotikle ilave bir tedaviye gereksinim duyulabilir. Miflonide adrenokortikal fonksiyonu genellikle etkilemez. Fakat, tavsiye edilen günlük dozla uzun süreli tedaviden sonra hastaların küçük bir kısmında bazı sistemik etkiler görülebilir.   Steroid kullanmayan hastalarda önlemler Terapötik etki genellikle 10 gün içerisinde elde edilmektedir. Bronşlarında aşırı mukus sekresyonu olan hastalarda, tedavinin başlangıcında yaklaşık 2 hafta gibi kısa bir süre oral kortikosteroid tedavisi tedaviye eklenebilir.   Steroid kullanan hastalarda önlemler Oral steroidlerden budesonide geçilirken, hasta nispeten kararlı bir fazda tutulmalıdır. Yaklaşık 10 gün boyunca daha önceden kullanılan oral steroidle birlikte yüksek doz budesonid kombinasyonu verilir. Daha sonra oral  doz kademeli olarak azaltılarak (örneğin her ay 2.5 mg prednizolon veya eşdeğeri oranında) mümkün olan en düşük düzeye indirilmelidir. Supleman sistemik kortikosteroidler veya budesonid ile tedavi birdenbire kesilmemelidir.   Travma, cerrahi veya ağır enfeksiyonlar gibi özel kriz durumlarında hastanın adrenokortikal rezervinin yeterli düzeyde olduğundan emin olmak için sistemik kortikosteroidlerden budesonide geçilen ilk aylar boyunca özellikle dikkatli olunmalıdır. Hipotalamik-pitüiter-adrenal (HPA) ekseni fonksiyonları düzenli olarak izlenmelidir. Bazı hastalar bu gibi durumlarda ekstra kortikosteroid desteğine ihtiyaç duymaktadır; bu gibi hastaların potansiyel tehlike teşkil eden durumlarını bildiren bir uyarı kartını yanlarında taşımaları tavsiye  edilmektedir.    Sistemik kortikosteroidler yerine budesonide geçilmesi daha önce sistemik kortikosteroidler tarafından baskılanmış alerjik rinit veya egzema gibi alerjilerin ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu alerjiler lokal antihistaminikler veya kortikosteroidlerle uygun bir şekilde tedavi edilmelidirler.   Gebelik ve Emzirme Döneminde kullanımı Gebelik kategorisi B’dir. Kesin gerekli olmadıkca gebelik sırasında kullanılmamalıdır. Gebelik sırasında glukokortikosteroid tedavisi kaçınılmazsa, oral glukokortikosteroidlerin eşit güçteki anti-astım dozlarına kıyasla daha düşük sistemik etkileri olduğundan inhale glukokortikosteroidler tercih edilmelidir. Budesonidin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir.   Araç ve makine kullanımı üzerine etkileri Bu ilacın makine ve araç kullanımı üzerindeki etkilerine ilişkin veriler mevcut olmamakla birlikte bu tür bir etkinin görülmesi beklenmemektedir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

FORADİL Kas-iskelet sistemi : Bazen tremor; ender olarak kas krampları, kas ağrısı. Kardiyovasküler sistem : Bazen palpitasyonlar; ender olarak taşikardi. Merkezi sinir sistemi : Bazen baş ağrısı; ender olarak ajitasyon, baş dönmesi,anksiyete, sinirlilik, uykusuzluk. Solunum sistemi : Ender olarak bronkospazmda şiddetlenme. Lokal iritasyon : Ender olarak orofaringeal iritasyon. Diğerleri : Çok ender olarak şiddetli hipotansiyon, ürtiker, anjiyoödem, kaşıntı, egzantem gibi aşırı duyarlık reaksiyonları. Periferal ödem, tat alma bozukluğu, bulantı.   MİFLONİDE Boğazda hafif iritasyon. Orofarenks bölgesinde candida enfeksiyonu oluşabilir. Hastaya her uygulamadan sonra ağzını su ile yıkaması önerilmelidir. Bu durum çoğunlukla Miflonide tedavisinin kesilmesine gerek kalmaksızın topikal antifungal tedaviye yanıt vermektedir. Ses kısıklığı meydana gelebilir. Bu rahatsızlık geçicidir ve tedavi kesildikten veya azaltıldıktan sonra ve/veya ses dinlendirildiğinde ortadan kalkmaktadır. Nadir durumlarda döküntü tarzında cilt reaksiyonları meydana gelebilir. Diğer inhalasyon tedavilerinde olduğu gibi, paradoksal bronkospazm olasıdır. Eğer oluşursa budesonid tedavisi derhal bırakılmalı ve alternatif bir tedaviye geçilmelidir. Paradoksal bronkospazm hızlı etkili inhalasyon bronkodilatörlere cevap vermektedir. Çocuklarda davranış bozukluklarının görüldüğü bildirilmiştir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 23 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window