İlaç Sınıfı Beşeri İthal İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması MIXTARD
Birim Miktarı 1
ATC Kodu A10AD01
ATC Açıklaması İnsülin (insan)
NFC Kodu PE
NFC Açıklaması Parenteral SC Flakonlar
Kamu Kodu A05067
Orijinal / Jenerik Türü Orjinal
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 56,93 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 50,81 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu NULL

İlaç Etken Maddeleri

  • insülin regüler, insan rDNA kökenli (30 Ünite(IU))

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Montelukast ile doz aşımının tedavisi hakkında spesifik bir bilgi yoktur. Kronik astım çalışmalarında, hastalara 22 hafta süreyle 200 mg/gün ve kısa dönem çalışmalarda yaklaşık 1 hafta süreyle 900 mg/gün dozuna kadar montelukast uygulanmış ve klinik açıdan önemli herhangi bir istenmeyen olay gözlenmemiştir. Doz aşımı durumunda genel destek tedbirlerinin (gastrointestinal traktustan emilmeyen materyalin uzaklaştırılması, klinik gözlem gibi) alınması uygundur. Pazarlama sonrası deneyimde ve klinik çalışmalarda, günde en az 150 mg dozlarda montelukast ile çocuklarda doz aşımı raporları vardır. Gözlenen klinik ve laboratuvar bulgular erişkinlerdeki ve daha büyük çocuklardaki güvenilirlik profilleri ile uyumludur. Doz aşımı raporlarının çoğunda bildirilen istenmeyen etki yoktur. En sık gözlemlenen advers deneyimler susuzluk, uyku hali, midriyazis, hiperkinezi ve karın ağrısıdır. Montelukastın periton diyalizi veya hemodiyaliz yoluyla diyalize edilip edilmediği bilinmemektedir.

Endikasyonlar

MONAX ·         2 yaş ve üzeri  hastalarda, astımın profilaktik ve kronik tedavisinde, ·        2 yaş ve üzeri hastalarda, alerjik rinitin (mevsimsel ve pereniyal) semptomlarının giderilmesinde endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Sisteinil lökotrienler (LTC4, LTD4, LTE4) mast hücresi ve eozinofiller dahil çeşitli hücrelerden salınan güçlü araşidonik asit metabolizması ürünleridir. Bunlar, sisteinil lökotrien (CysLT) reseptörlerine bağlanır. CysLT tip 1 (CysLT1) reseptörü, solunum yolu düz kas hücreleri ve hava yolu makrofajları da dahil olmak üzere insan solunum yolunda ve diğer proinflamatuvar hücrelerde (eozinofiller ve bazı miyeloid kök hücreler de dahil) bulunur. Astım ve alerjik rinit patofizyolojisi ile sisteinil lökotrienler arasında ilişki vardır. Astımda lökotrien aracılı etkilere bağlı olarak bronkokonstriksiyon, müköz sekresyon, vasküler geçirgenlik ve eozinofil birikimi gerçeklesir. Alerjen maruziyeti sonrası erken ve geç dönem reaksiyonları sırasında nazal mukozadan salınan CysLT’ler  alerjik rinit semptomlarının gelişiminde rol oynar. CysLT’lerin intranazal olarak uygulanmasının nazal hava yolu direncini ve nazal tıkanıklığa bağlı semptomları arttırdığı gösterilmiştir.   Montelukast sodyum, CysLT1 reseptörüne (prostanoid, kolinerjik veya β- adrenerjik reseptör gibi farmakolojik açıdan önemli diğer reseptörlerle kıyaslandığında) yüksek afinite ve seçicilikle bağlanan, oral yoldan etkili bir lökotrien reseptör antagonistidir. Montelukast herhangi bir agonist etki göstermeksizin CysLT1 reseptöründe LTC4, LTD4 ve LTE4’ün fizyolojik etkilerini inhibe eder.

Farmakokinetik Özellikler

4 mg’lık çiğneme tableti alan 2-5 yaş arası ve 5 mg’lık çiğneme tableti alan 6-14 yaş arası çocuklar ile 10 mg film kaplı tablet alan erişkin hastalardaki ortalama sistemik maruziyet benzerdir. Emilim Oral uygulamadan sonra montelukast hızla ve tama yakın emilir. 10 mg film kaplı tableti aç karnına alan erişkinlerde ortalama doruk plazma konsantrasyonuna (Cmax ) 3-4 saat sonra ulaşılır. Ortalama oral biyoyararlanım %64’tür. Oral biyoyararlanım ve Cmax sabah alınan standart bir öğün sonrası değişmez. 5 mg çiğneme tabletini aç karnına alan erişkinlerde ortalama Cmax değerine 2-2,5 saatte ulaşılır. Oral biyoyararlanım montelukast aç karnına alındığında %73’ken, tok karnına alındığında %63’e düşer. 2-5 yaş arası hastalarda, aç karnına 4 mg’lık çiğneme tableti alındıktan 2 saat sonra Cmax ‘a ulaşılır. Montelukastın astımlı hastalarda etkinliği ve güvenilirliği, 10 mg film tablet ve 4 ve 5 mg çiğneme tabletlerinin yemek alım zamanından bağımsız olarak alındığı klinik çalışmalarda kanıtlanmıştır.Dağılım Montelukastın %99’dan fazlası plazma proteinlerine bağlanır. Montelukastın sabit durum dağılım hacmi yaklaşık olarak 8-11 litredir. Biyotransformasyon Montelukast kapsamlı bir şekilde metabolize olur. Terapötik dozlarla yapılan çalışmalarda, erişkin ve çocuk hastalarda, montelukast metabolitlerinin kararlı durum plazma konsantrasyonları saptanamaz düzeydedir. İnsan karaciğer mikrozomlarının kullanıldığı in vitro çalışmalar, sitokrom P450 3A4 ve 2C9’un montelukast metabolizmasında rol oynadığını göstermektedir. Bilinen sitokrom P450 3A4 inhibitörleri (ör: ketokonazol,eritromisin) ve 2C9 inhibitörlerinin (ör: flukonazol) montelukast farmakokinetiği üzerine etkileri araştırılmamıştır. In vitro çalışmalarda, terapötik plazma konsantrasyonlarındaki montelukast sitokrom P450 3A4, 2C9,1A2, 2A6, 2C19 veya 2D6’yi inhibe etmemiştir. Eliminasyon Sağlıklı erişkinlerde montelukastın plazma klirensi ortalama 45 mL/dakikadır. Montelukast ve metabolitleri hemen tamamen safra yoluyla atılır.

Farmasötik Şekli

Film Tablet

Formülü

Her film tablette 10 mg montelukasta eşdeğer montelukast sodyum içerir. Boyar maddeler: Titanyum dioksit, Sarı demir oksit, Kırmızı demir oksit  q

İlaç Etkileşmeleri

Montelukast astımın profilaktik ve kronik tedavisinde rutin olarak kullanılan diğer tedavilerle birlikte uygulanabilir. İlaç etkileşim çalışmalarında, montelukastın önerilen klinik dozunun aşağıdaki ilaçların farmakokinetiği üzerinde klinik açıdan önemli bir etkisi saptanmamıştır: Teofilin, prednizon, prednizolon, oral kontraseptifler (etinil östradiyol/noretindron 35/1), digoksin ve varfarin. Fenobarbital hepatik metabolizmayı indükleyerek, tek doz montelukast 10 mg tablet alınmasını takiben montelukasta ait plazma konsantrasyon eğrisi altında kalan alanı (AUC) yaklaşık %40 azaltmıştır. Ancak montelukast için doz ayarlaması önerilmemektedir. Montelukast hepatik sitokrom P450 3A4 ile metabolize olduğundan fenitoin, fenobarbital, rifampisin ve St John’s Wort (Sarı kantaron) gibi bu enzimin indükleyicisi olan maddeler ile beraber verildiğinde plazma değerinde gözle görülür bir azalma olur.

Kontraendikasyonlar

Ürüne veya bileşiminde bulunan diğer maddelere karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen kişilerde kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

2 – 5 yaş arası astımlı ve/veya alerjik rinitli çocuklar için günlük doz; yatmadan önce alınan 4 mg’lık bir çiğneme tabletidir. 6 – 14 yaş arası astımlı ve/veya alerjik rinitli çocuklar için günlük doz; yatmadan önce alınan 5 mg’lık bir çiğneme tabletidir. 15 yaş üzeri astımlı ve/veya alerjik rinitli adolesanlar ve erişkinler için günlük doz; yatmadan önce alınan 10 mg’lık bir film tablettir. Genel Öneriler MONAX’ın astımın kontrolündeki kontrol parametreleri üzerindeki terapötik etkisi bir gün içinde ortaya çıkar. Aç ya da tok karnına alınabilir. Hastalara, astımın şiddetlendiği dönemlerin yanı sıra, astım kontrol altındayken de MONAX’ı almaya devam etmeleri öğütlenmelidir. Yaşlılar, böbrek yetmezliği olan hastalarda ya da hafif-orta şiddette karaciğer bozukluğu olan ya da her iki cinsiyetten hastalarda dozun ayarlanması gerekmez. Diğer Astım Tedavileri ile Birlikte MONAX Tedavisi: MONAX hastanın mevcut tedavi rejimine eklenebilir. Birlikte Uygulanan Tedavilerde Dozun Azaltılması Bronkodilatör TedavilerTek bronkodilatör kullanımı ile yeterli düzeyde kontrol altına alınamayan hastaların tedavi rejimine MONAX eklenebilir. Klinik yanıt alındığında (genellikle ilk dozdan sonra), hastanın bronkodilatör tedavisi tolere edildiği oranda azaltılabilir. İnhale Kortikosteroidlerİnhale kortikosteroidlerle tedavi edilen hastalarda MONAX tedavisi ek klinik yarar sağlar. Kortikosteroid dozu tolere edildiği oranda azaltılabilir. Doz, tıbbi denetim altında kademeli olarak azaltılmalıdır. Bazı hastalarda inhale kortikosteroidlerin yerine hemen MONAX tedavisi başlanmamalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

MONAX 5 mg Çiğneme Tableti, her çiğneme tabletinde 5 mg montelukasta eşdeğer montelukast sodyum içeren 28 ve 90 çiğneme tabletlik ambalajlarda. MONAX 4 mg Çiğneme Tableti, her çiğneme tabletinde 4 mg montelukasta eşdeğer montelukast sodyum içeren 28 ve 90 çiğneme tabletlik ambalajlarda.

Saklama Koşulları

25°C’nin altındaki oda sıcaklığında, nem ve ışıktan koruyarak saklanmalıdır. Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Her film tablette 10 mg montelukasta eşdeğer montelukast sodyum içeren, 28 ve 90 tabletlik ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Akut astım ataklarının tedavisindeki etkinliği kanıtlanmamıştır. Bu nedenle akut astım ataklarını tedavi etmek için kullanılmamalı; hastalara mevcut olan uygun ilaçlarla tedavi önerilmelidir. Akut alevlenmeler sırasında MONAX tedavisine devam edilebilir. Birlikte verilen inhale kortikosteroidin dozu tıbbi denetim altında kademeli olarak azaltılabilirse de, oral veya inhale kortikosteroid tedavisi aniden kesilerek yerine montelukast başlanmamalıdır. Nadir olarak, montelukast tedavisi gören hastalarda, sistemik eozinofili ve bazen de sistemik kortikosteroidlerle tedavi edilen bir vaskülit türü olan Churg-Strauss Sendromu ile uyumlu klinik bulgular görülebilir. Bu durum, genellikle, sistemik kortikosteroid dozunun azaltılması ile ilişkilidir. Hekimler, hastalarda görülebilecek eozinofili, vaskülitik döküntü, pulmoner semptomlarda kötüleşme, kardiyak komplikasyonlar ve/veya nöropati açısından dikkatli olmalıdır. Montelukast kullanımı ile tanımlanan şartlar arasında nedensel bir ilişki saptanmamış olmakla birlikte, montelukast alan hastalarda sistemik kortikosteroidlerin azaltılması sırasında dikkatli olunması ve uygun klinik gözlem önerilir. Egzersize bağlı astımın tedavisinde monoterapi olarak kullanılmamalıdır. Egzersiz sonrası astım alevlenmesi olan hastalar profilaktik olarak aldıkları β2-agonist tedavisini sürdürmeli ve gereğinde kurtarıcı ilaç olarak kısa etkili β2-agonist kullanmalıdır.   Montelukastın aspirine bağlı astımı olanlarda solunum fonksiyonlarını düzeltici etkisi olmasına rağmen, bu hastalarda aspirin ve diğer nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçların neden olduğu bronkokonstriktör yanıtı kestiği gösterilmemiştir. Bu nedenle, aspirin duyarlılığı olan hastalar, montelukast kullansalar bile, aspirin ve diğer nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçların kullanımından kaçınmalıdırlar.   10 mg film tabletin 15 yaş altındaki hastalarda güvenilirliği ve etkinliği saptanmamıştır. Gebelikte ve emzirme döneminde kullanım Gebelik Kategorisi: B Gebelik Montelukast gebe kadınlarda araştırılmamıştır. Kesin olarak gerekmedikçe gebelik sırasında kullanılmamalıdır. Emzirme Montelukastın insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Pek çok ilaç insan sütüne geçtiğinden, emziren kadınlara montelukast verilirken dikkat edilmelidir. Araç ve makine kullanmaya etkisi Araç veya makine kullanma yeteneği üzerine bir etkisi beklenmemekle birlikte çok nadir olguda uyku hali gözlenmiştir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Montelukastın güvenilirliği 15 yaş ve üzeri 2600 astım hastasında yapılan klinik çalışmalarda değerlendirilmiştir. Plasebo kontrollü çalışmalarda, montelukast kullanan hastalarda, nedensel ilişkiye bakılmaksızın, %1’den daha sık ve plaseboya oranla daha yüksek insidansta görülen yan etkiler asteni, halsizlik, karın ağrısı, dispepsi, gastroenterit, baş dönmesi, baş ağrısı, öksürük, influenza, döküntü, serum transaminazlarında (ALT, AST) yükselme olmuştur. Kümülatif olarak, 15 yaş ve üzeri 569 astım hastası en az 6 ay, 480 hasta 1 yıl ve 49 hasta 2 yıl süre ile montelukast ile tedavi edilmiştir. Uzun süreli tedavide advers etki profilinde belirgin değişiklik olmamıştır. Montelukastın güvenilirliği, 15 yaş ve üzeri 2199 alerjik rinit hastasında yapılan klinik çalışmalarda değerlendirilmiştir. Sabah veya akşam tek doz olarak uygulanan montelukast tedavisi genel olarak iyi tolere edilmiştir ve yan etki profili plaseboya benzer bulunmuştur. Plasebo kontrollü çalışmalarda, montelukast kullanan hastalarda, nedensel ilişkiye bakılmaksızın, %1’den daha sık ve plaseboya oranla daha yüksek insidansta görülen tek yan etki üst solunum yolu infeksiyonudur. Montelukast kullanan hastalarda intihar düşüncesi ve davranışı, davranış değişiklikleri gözlenebilir. Pazarlama sonrası dönemde çok nadir olarak bildirilen yan etkiler: asteni, halsizlik, ödem, hipersensitivite reaksiyonları (anafilaksi, anjiyoödem, ürtiker, kaşıntı, döküntü ve izole bir olguda hepatik eozinofilik infiltrasyon), baş dönmesi, halüsinasyon, uykusuzluk, parestezi/ hipoestezi, iritabilite, ajitasyon, bayılma, artralji, miyalji, kramp, diyare, ağız kuruluğu, dispepsi, bulantı, kusma, serum transaminazlarında (ALT, AST) yükselme, kolestatik hepatit, kanama eğiliminde artış, morluk, palpitasyon. Montelukast tedavisi alan astımlı hastalarda çok nadir olarak Churg-Strauss Sendromu bildirilmiştir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Klaritromisin aşırı dozda alındığında gastrointestinal semptomlar görülebilir. Aşırı doza eşlik eden allerjik reaksiyonlar, mide boşaltılarak ve destekleyici tedavi uygulanarak kontrol altına alınmalıdır. Hemodializ ve peritonal dializ yarar sağlamaz.  

Endikasyonlar

Maxiclar 500 mg Filmtablet klaritromisine duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu ; Üst solunum yolu enfeksiyonları : Streptococcus pyogenes’in sebep olduğu farenjit/tonsillit, H.influenzae, M.catarrhalis, S.pneumoniae’ye bağlı meydana gelen akut maksiller sinüzit ve otitis media tedavisinde, Alt solunum yolu enfeksiyonlarında :  H.influenzae, M. catarhalis veya S. pneumoniae’nin sebep olduğu kronik bronşitin bakteriyel alevlenmeleri ; Chlamydia pneumoniae, Mycoplasma pneumoniae veya S. pneumoniae’nin sebep olduğu toplumdan edinilmiş pnömoni tedavisinde. Staphylococcus aureus veya Streptococcus pyogenes’e bağlı komplike olmayan deri ve yumuşak doku enfeksiyonlarında, (abseler genellikle cerrahi drenaj gerektirir) Mycobacterium avium veya M. intracellulare’ye bağlı yaygın veya lokal mikobakteriyel enfeksiyonların ve Mycobacterium chelonae, Mycobacterium fortuitium ve Mycobacterium kansasii’ye bağlı lokal enfeksiyonların tedavisinde endikedir. HIV enfeksiyonlu immun yetmezliğine sahip hastalardaki yaygın Mycobacterium avium kompleks enfeksiyonun profilaksisinde Asid supresyon varlığında H.pylori eradikasyonunda endike olup Peptik ülser nükslerini azaltmak için kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Klaritromisin, makrolid sınıfından semi-sentetik bir antibiyotiktir.   Mikrobiyolojisi : Klaritromisin, hassas mikroorganizmaların 50S ribozom alt ünitelerine bağlanarak ve protein sentezini inhibe ederek antibakteriyel etki gösterir. Klaritromisin in-vitro olarak birçok aerob ve anaerob gram pozitif ve gram negatif mikroorganizmaya karşı etkilidir. H.pylori’ye karşı da bakterisid etki gösteren Klaritromisin, bu etkisini asit pH’ya nazaran nötr pH’da daha güçlü gösterir. Ayrıca ana metaboliti 14-OH Klaritromisin de önemli ölçüde antimikrobik etkiye sahiptir. Haemophilus influenza’ya karşı 14-OH Klaritromisin, Klaritromisin’e göre 2 kat daha etkilidir. Klaritromisin, aşağıda yer alan mikroorganizmaların hemen bütün suşlarına karşı hem in-vitro hem de klinik enfeksiyonlarda etkilidir.   Gram pozitif aeroblar Staphylococcus aureus Streptococcus pneumoniae Streptococcus pyogenes   Gram negatif aeroblar Haemophilus influenzae Moraxella (Branhamella) catarrhalis   Diğer aeroblar Mycoplasma pneumoniae Mycobacteriumlar Mycobacterium avium ve intrasellüler Mycobacterium avium kompleksi (MAC) Mycobacterium leprae Mycobacterium chelonae   Beta-laktamaz üretimi Klaritromisin’in aktivitesini etkilemez. Not : Metisilin’e ve Oksasilin’e dirençli stafilokok suşlarının çoğu Klaritromisin’e dirençlidir. Klaritromisin aşağıda yer alan mikroorganizmaların çoğu suşlarına karşı in-vitro olarak etkilidir, fakat klinik önemi bilinmemektedir.   Gram pozitif aeroblar Streptococcus agalactiae Streptococci (C, F,G grubu) Viridans grubu streptococci   Gram negatif aeroblar Bordetella pertussis Legionella pneumophila Pasteurella multocida    Gram pozitif anaeroblar Clostridium perfringens Peptococcus niger Propionibacterium acnes   Gram negatif anaeroblar Bacteroides melaninogenicus

Farmakokinetik Özellikler

Klaritromisin oral yoldan alındığında süratle absorbe olur. 250 mg’lık bir tabletin mutlak biyoyararlılığı yaklaşık % 50’dir. Klaritromisin’in yemekle beraber alınması absorbsiyonunu ve antimikrobik aktiviteye sahip ana metaboliti 14-OH Klaritromisin’in oluşmasını önemsiz ölçüde geciktirirse de biyoyararlılığını etkilemez. Bu nedenle müstahzar aç veya tok olarak kullanılabilir. Oral olarak verilen Klaritromisin, sağlıklı ve aç gönüllülerde 2 saat içinde maksimum plazma konsantrasyonlarına ulaşır. 2-3 gün süre ile 12 saatte bir 250 mg’lık dozlar uygulandığında 1 mcg/ml, 12 saatte bir 500 mg’lık dozlar uygulandığında ise 2-3 mcg/ml’lik kararlı doruk serum konsantrasyonlarına ulaşır. Eliminasyon yarı ömrü 12 saatte bir 250 mg olarak verildiğinde 3-4 saat, 12 saatte bir 500 mg olarak verildiğinde ise 5-7 saattir. Klaritromisin 12 saatte bir 250 ve 500 mg olarak uygulandığında ana metaboliti olan 14-OH Klaritromisin’in ulaştığı kararlı doruk konsantrasyon uygulanan doza göre sırası ile 0.6 mcg/ml ve 1 mcg/ml; eliminasyon yarı ömrü ise yine sırası ile 5-6 saat ve 7 saattir. Metabolitin yukarıda belirtilen kararlı doruk konsantrasyonlara ulaşması için her iki dozla da (250 ve 500 mg) tedavinin 2-3 gün sürdürülmesi gereklidir.   Klaritromisin ve 14-OH Klaritromisin (ana metabolit) vücut doku ve sıvılarına kolaylıkla yayılır. Klaritromisin’in serebrospinal sıvıya penetrasyonu ile ilgili bilgi mevcut değildir. Hücrelerde yüksek konsantrasyonlara ulaşması nedeni ile doku konsantrasyonları serum konsantrasyonlarından yüksektir. Ör : Bademciklerde 1.6 mcg/ml’lik bir konsantrasyona ulaştığında serum konsantrasyonu 0.8 mcg/ml ; Akciğerlerde 8.8 mcg/ml’lik bir konsantrasyona ulaştığında serum konsantrasyonu 1.7 mcg/ml olmaktadır. Klaritromisin gastrik mukozaya da nüfuz eder. Omeprazol ile birlikte uygulandığında, gastrik mukus ve gastrik mukozadaki Klaritromisin düzeyleri, Klaritromisin tek başına uygulandığında sağlanan düzeylerden yüksektir.   Klaritromisin yetişkinlere 12 saatte bir 250 mg olarak verildiğinde % 20, 12 saatte bir 500 mg olarak verildiğinde ise % 30 oranında idrarla itrah edilir. Belirtilen bu miktarlara ek olarak her iki doz uygulanmasından sonra ana metabolit olan 14-OH Klaritromisin de % 10-15 oranında idrarla atılır. Klaritromisin’in renal klirensi büyük ölçüde uygulanan dozdan bağımsız olup normal glomerüler filtrasyon hızına yaklaşır. Karaciğer fonksiyonları bozuk olan şahıslarda Klaritromisin’in kararlı konsantrasyonları normal şahıslardan farklılık göstermez ancak 14-OH Klaritromisin konsantrasyonları daha düşük olur. Bu şahıslarda renal klirens normal şahıslara oranla artmakta ve böylece bir ölçüde denkleşme sağlanmaktadır. Renal fonksiyon bozukluğunda klaritromisin’in farmakokinetiği değişikliğe uğrar. (UYARILAR / ÖNLEMLER’e bakınız).  

Farmasötik Şekli

Film kaplı tablet

Formülü

Beher filmtablette ; Klaritromisin…………..500 mg Boyar madde : Kinolin sarısı-Aluminyum Lake (E 104) ve titanyumdioksit ihtiva eder.

İlaç Etkileşmeleri

Klinik çalışmalar, Teofilin ve Karbamazepin’in Klaritromisinle birlikte uygulanması sonucunda, kanda bu ilaçların seviyelerinde orta derecede ama istatistiksel olarak anlamlı   (p £ 0.05) bir artış olduğunu göstermiştir. Diğer makrolid antibiyotiklerle olduğu gibi hastalarda sitokrom p-450 sistemi ile metabolize edilen (Karbamazepin, Varfarin, Ergot alkaloidleri (örn. Bromokriptin), Triazolam, Alprazolam, Midazolam, Diazepam,Lovastatin, Simvastatin, Kinidin ya da Dizopiramid, Fenitoin, Tacrolimus, Alfentanil, Rifabutin, Metilprednisolon, Silostazol, Bromokriptin, Buspiron, Felodipin, Verapamil, Klozapin, Delavirdin, İndinavir, Loratadin, oral kontraseptifler, Valproik asit, Sildenafil, Teofilin, Siklosporin ve Zidovudin gibi) ilaçlarla birlikte Klaritromisin kullanılması, bu diğer ilaçların serum seviyelerinde artmaya neden olabilir.   Klaritromisin ve Digoksin’i birlikte kullanan hastalarda Digoksin’in serum konsantrasyonlarının yükselebileceği rapor edilmiştir. Beraber kullanımlarda serum Digoksin seviyeleri kontrol edilmelidir.   Makrolidlerin, kalp hastalığı olanlarda görülen QT aralığı genişlemesi, ventriküler taşikardi, ventriküler fibrilasyon ve “torsade de pointes” gibi kardiyak aritmilere yol açabileceği bildirilmiştir. Benzer etkiler Astemizole ve diğer makrolidlerle de görülebildiği bildirilmektedir. Önemli aritmi riski, bazı kinolon antibiyotiklerle (Sparfloksasin, gatifloksasin ya da moksifloksasin) artabilir ve birlikte kullanımı kontrendikedir.   HIV-enfeksiyonlu yetişkinlere sürekli olarak oral Klaritromisin ve Zidovudin uygulanması, Zidovudin’in kararlı durum plazma seviyelerinde düşüşe sebep olabilir. Çocuklarda böyle bir reaksiyon rapor edilmemiştir. Klaritromisin ile birlikte Ritonavir kullanıldığında Klaritromisin plazma konsantrasyonu önemli derecede yükselebilir. Klaritromisinin yan etkilerinde (diyare, bulantı, hazımsızlık) artış meydana gelir. Böbrek fonksiyonu normal olan hastalar Ritonavir kullanırken, Klaritromisin aldığında dozda değişiklik yapmaya gerek yoktur. Bununla beraber kreatinin klirensi 30-60 ml/dk olan hastalarda, Klaritromisin dozu % 50, kreatinin klirensi 30 ml/dk’nın altındaki hastalarda % 75 azaltılmalıdır. Klaritromisin ile birlikte Ritonavir kullanan hastalarda böbrek fonksiyonları izlenmelidir.                1 g/günden daha yüksek Klaritromisin dozları Ritonavir ile uygulanmamalıdır.   Her 8 saatte bir 500 mg klaritromisin ile beraber günde 40 mg omeprazol kombinasyonu verilen sağlıklı yetişkinlerde omeprazolün kararlı durum plazma konsantrasyonlarının(Cmaks., AUC0-24 ve T1/2, sırasıyla % 30, % 89 ve % 34 ) yükseldiği görülmüştür. Ortalama 24 saatlik gastrik pH, omeprazol tek başına verildiğinde 5.2 iken klaritromisin ile beraber uygulandığında 5.7 olarak bulunmuştur. Klaritromisin ile beraber ranitidin bizmut sitratın uygulanması, ranitidin plazma konsantrasyonunun (% 57), bizmut plazma konsantrasyonunun (% 48) ve 14-hidroksi-klaritromisin plazma konsantrasyonunun (% 31) yükselmesi ile sonuçlanmıştır. Bu etkilerin genellikle klinik bir önemi yoktur. Klaritromisin ile didanosinin birlikte HIV-enfekte hastaya uygulanması didanosinin farmakokinetiğini önemli derecede değiştirmemiştir. Günde 200 mg flukonazol ile beraber günde 2 defa 500 mg klaritromisinin sağlıklı gönüllüye uygulanması, klaritromisinin ortalama kararlı durum Cmin ve AUC’ sinde sırasıyla % 33 ve  % 18’lik artışlara neden olmuştur. 14-hidroksi klaritromisinin kararlı durum konsantrasyonları, flukonazolle beraber uygulanmasından etkilenmemiştir. Diğer makrolid antibiyotikler gibi, klaritromisin ile HMG-CoA redüktaz inhibitörü (statin)antilipemik(örn. simvastatin, lovastatin) ajanların aynı anda uygulanmasının plazma konsantrasyonlarını artırdığı bildirilmiştir.   Klaritromisinin ergotamin ya da dihidroergotamin ile beraber kullanılması ciddi periferal vazospazm ve hissizlik ile karakterize akut ergot toksisitesine neden olabilir. Eritromisinin Sildenafilin sistemik etkisini artırdığı bildirilmiştir. Benzer etkileşim klaritromisin ile de görülebilir; sildenafil dozunun azaltılmasına dikkat edilmelidir. Klaritromisin ve St. John’s Wort beraber çok dikkatli kullanılmalıdır. St. John’s Wort, klaritromisin’in kan düzeylerini azaltabilir.

Kontraendikasyonlar

Klaritromisine, Eritromisine veya makrolid grubundan herhangi bir antibiyotiğe karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir. Pimozid, astemizol, sisaprid ile beraber kullanımı kontrendikedir. Akut porfiri geçmişi olan veya kreatinin klirensi 25 ml/dakikanın altında olan hastalarda, klaritromisin ile ranitidin bizmut subsitrat beraber kullanılmamalıdır. Bazı kinolon antibiyotiklerle (sparfloksasin, gatifloksasin ya da moksifloksasin) ile birlikte kullanımı kontrendikedir. Uzun QT sendromu / Torsades de Pointes’e neden olabilir. Bu nedenle tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointes hastalarında kesinlikle kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Klaritromisin aç veya tok olarak kullanılabilir. Erişkinlerde, çeşitli enfeksiyonlarda uygulanması tavsiye edilen dozlar şunlardır :   Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları : 12 saatte bir 250 – 500 mg arasında 10-14 gün uygulanabilir. Farenjit ve tonsillitte 10 gün süre ile 12 saatte bir 250 mg Akut maksiller sinüzitte 7-14 gün süre ile 12 saatte bir 500 mg olarak verilmesi tavsiye edilir.   Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları : 12 saatte bir 250 – 500 mg olarak 7-14 gün uygulanabilir. Kronik bronşitin S.pneumoniae’den kaynaklanan akut alevlenmelerinde 7-14 gün süre ile 12 saatte bir 250 mg Kronik bronşitin M.catarrhalis’den kaynaklanan akut alevlenmelerinde  7-14 gün süre ile 12 saatte bir 250 mg Kronik bronşitin H.influenzae’den kaynaklanan akut alevlenmelerinde 7-14 gün süre ile 12 saatte bir 500 mg S.pneumoniae ve M.pneumoniae’den kaynaklanan pnömonide; 7-14 gün süre ile 12 saatte bir 250 mg olarak verilmesi tavsiye edilir.   Komplikasyonsuz  Deri ve Yumuşak Doku Enfeksiyonlarında : 7-14 gün süre ile 12 saatte bir 250 mg olarak verilmesi tavsiye edilir.   Mikobakteriyel Enfeksiyonlarda : Önerilen başlangıç dozu günde 2 defa 500 mg’dır. 3-4 hafta içinde klinik ve bakteriyolojik cevap sağlanamaması halinde doz günde 2 defa 1000 mg’a çıkarılabilir. Tedavi yaygın enfeksiyonlarda klinik ve mikrobiyolojik yarar sağlanana kadar sürdürülebilir. Klaritromisin diğer antimikobakteriyeller ile kombinasyon şeklinde uygulanmalıdır. Tüberküloz dışındaki mikobakteriyel enfeksiyonların tedavi süresi doktor tarafından tespit edilmelidir.   Peptik Ülserle Bağlantılı H.pylori Eradikasyonu : MAXİCLAR Tablet, bir asid inhibitörü ile birlikte kullanılmalı ve 14 gün süre ile günde 3 defa 500 mg olarak verilmelidir. Asid inhibitörü olarak Omeprazol 28 gün süre ile 40 mg olarak verilmelidir.

Ruhsat Sahibi

KOÇAK FARMA İLAÇ VE KİMYA SANAYİ  A.Ş. Bağlarbaşı Gazi Cad.  64-66 Üsküdar /İSTANBUL

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

13.06.2005 – 205/98

Saklama Koşulları

Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde, ambalajında ve 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Işıktan koruyunuz.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

MAXİCLAR  (Klaritromisin) 500 mg, 14 Filmtablet, blister ambalajda

Uyarılar/Önlemler

Bu ilaç QT aralığında uzama ile ölümcül ventriküler taşikardiye neden olabilir.   Klaritromisin, hiçbir uygun alternatif tedavi bulunmayan klinik durumlar hariç, hamilelerde kullanılmamalıdır. Klaritromisin kullanımı esnasında hamile kalındığında, hastaya fetusun uğraması muhtemel zarar konusunda bilgi verilmelidir. insanda maksimum doz uygulanması ile sağlanan serum düzeylerinin 2-17 katı; deneysel çalışmalarda hamileliği ve/veya embriyo/fetus gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.   Makrolidler dahil hemen hemen tüm antibakteriyellerin kullanımı ile, hafiften ciddi düzeye kadar değişen şiddetlerde psödomembranöz kolit görülebilmektedir. Bu nedenle bir antibakteriyel kullanımını takiben diyare görülen hastalarda bu ihtimal akılda tutulmalıdır. Antibakteriyeller ile tedavi barsak florasında değişikliğe ve Clostridium türlerinin aşırı üremesine yol açmaktadır. Araştırmalar antibiyotiğe bağlı kolitin Clostridium difficile’nin ürettiği bir toksinden kaynaklandığını göstermektedir. Hafif psödomembranöz kolit vakaları genellikle ilaç kesildiğinde düzelmektedir. Orta ve ağır durumlarda sıvı ve elektrolit dengesinin sağlanması, protein takviyesi ve Clostridium difficile’ye karşı etkili bir antibakteriyel ile tedavi gerekebilir.   Makrolidler seyrek olarak ventriküler aritmilere neden olabilir.   Klaritromisin esas olarak karaciğer ve böbrekler vasıtası ile itrah edilir. Böbrek fonksiyonları normal ancak karaciğer fonksiyonları bozuk olan şahıslarda doz ayarlaması gerekmez. Ancak şiddetli böbrek fonksiyon bozukluklarında (karaciğer fonksiyonları dikkate alınmaksızın) ya doz azaltılmalı veya doz araları uzatılmalıdır. Klaritromisin ile makrolid grubu diğer antibiyotikler arasında çapraz rezistans olabileceği göz önünde tutulmalıdır. Kreatinin klirensi 25 ml/dakikanın altında olan hastalarda ranitidin bizmut subsitratla beraber kullanılmamalıdır.   Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanımı :   Gebelik kategorisi C’dir. Hamile bayanlarda yapılmış yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar yoktur. Klaritromisin ve aktif metaboliti anne sütü ile atılabildiğinden gerekli görülmedikçe süt veren annelerde kullanılmamalıdır.   Pediatrik Kullanım : 6 aydan küçük çocuklarda kullanımının güvenliği ve etkinliği ile ilgili çalışma yoktur.   Geriatrik Kullanım : Ciddi renal bozukluğu olan yaşlı hastalarda dozun azaltılması gerekebilir.  

Üretim Yeri

KOÇAK FARMA İLAÇ VE KİMYA SANAYİ  A.Ş. Organize Sanayi Bölgesi Çerkezköy / Tekirdağ

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Klinik çalışmalarda gözlenen yan etkilerin büyük çoğunluğu hafif ve geçici türden olup klasik makrolidlere göre gastrointestinal yan etkiye daha az rastlanmaktadır. İlaca bağlı yan etkilerden dolayı tedaviyi bırakan hastalar % 3’den daha azdır. Gözlenen yan etkilerin çoğunluğu gastrointestinal sistemle ilgili olup diyare, kusma, abdominal ağrı, dispepsi ve bulantıdır. Diğer yan etkiler, baş ağrısı, tat değişikliği ve karaciğer enzimlerindeki geçici yükselmelerdir. Genellikle tat alma bozukluğu ile birlikte koku alma duyusunda değişiklik rapor edilmiştir. Klaritromisin ile tedavi olan hastalarda diş renginde bozulma görülmüştür. Renk bozukluğu profesyonel diş temizliği ile giderilmiştir. Bazıları, hipoglisemik ajan veya insülin tedavisi gören hastalarda görülmek üzere nadir olarak hipoglisemi vakaları bildirilmiştir. İzole trombositopeni vakaları rapor edilmiştir. Diğer makrolidlerle olduğu gibi, klaritromisin ile seyrek olarak; karaciğer enzimlerinde artış ve sarılıkla veya sarılıksız seyreden hepatoselüler ve/veya kolestatik hepatik disfonksiyon rapor edilmiştir. Bu hepatik disfonksiyon şiddetli olabilir ve genellikle reversibldir. Çok çok nadir durumlarda letal sonuçlanan hepatik yetmezlik rapor edilmiştir ve genellikle altta yatan ciddi hastalıklarla ve/veya aynı anda kullanılan ilaçlarla ilgilidir. Klaritromisin ve Omeprazol’ün birlikte uygulandığı klinik çalışmalarda dilde geçici renk değişikliği görülmüştür.   Oral olarak uygulanan Klaritromisin ile ürtiker ve orta derecede deri erüpsiyonundan, anaflaksi ve Stevens-Johnson sendromuna kadar uzanan allerjik reaksiyonlar oluşmuştur. Oral Klaritromisin ile endişe, baş dönmesi, uykusuzluk, kötü rüyalardan, konfüzyon, halüsinasyonlardan psikoza kadar uzanan geçici santral sistemi yan etkileri rapor edilmiştir, fakat sebep ve etki bağlantısı belirtilmemiştir. Klaritromisin tedavisi sırasında, ilacın bırakılması ile ortadan kalkan işitme kaybı görülebilir. QT aralığı genişlemesi olan kişilerde Eritromisin ve Klaritromisin’in, ventriküler taşikardi dahil ventriküler aritmi ve “torsade de pointes” e yol açabileceği bildirilmiştir. Klaritromisin tedavisi ile glosit, stomatit ve oral moniliyazis rapor edilmiştir. Bağışıklık sistemi bozulmuş hastalardaki advers etkiler : Mikrobakteriyel enfeksiyonlar için uzun süre Klaritromisin’in yüksek dozları ile tedavi edilen bağışıklık sistemi bozuk hastalarda, Klaritromisin uygulamasıyla bağlantılı olabilecek advers etkileri, HIV hastalığının veya seyir eden hastalığın altta yatan belirtilerinden ayırt etmek genellikle zordur.   Laboratuvar Bulgularında Değişiklikler : Maxiclar 500 mg Filmtablet kullananların bazı laboratuvar testlerinden hatalı sonuçlar alınabilir. Bunların başlıcaları aşağıda yer almaktadır.   Karaciğer fonksiyon testleri : ALT, AST, GGT, alkalen fosfotaz, LDH, total bilirubin sonuçları olduğundan daha yüksek çıkabilir ancak sapma % 1’in altındadır.   Kan : Lökosit sayısı olduğundan düşük (% 1’in altında sapma), protrombin zamanı olduğundan yüksek (% 1 sapma) çıkabilir. Böbrek : BUN (% 4 sapma) ve serum kreatinin değerleri (% 1’in altında sapma) olduğundan yüksek çıkabilir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

İnsülin için spesifik bir yüksek doz belirlenemez. Ancak hipoglisemi, çeşitli evrelerde gelişebilir: Hafif hipoglisemi atakları oral yoldan glukoz veya şekerli gıdalar alınarak tedavi edilebilir. Bu nedenle diyabetli hastaların beraberlerinde bir miktar şeker, bisküvi veya şekerli meyve suyu bulundurmaları önerilmektedir.   Hastanın bilincini kaybettiği şiddetli hipoglisemi atakları, eğitimli bir kişi tarafından kas içi veya deri altı (0.5–1 mg) glukagon enjekte edilerek veya tıbbi personel tarafından damar içi glukoz verilerek tedavi edilebilir. Hasta glukagon enjeksiyonuna 10–15 dakika içinde yanıt vermezse, inravenöz/ven içi glukoz da verilmelidir.      Hipoglisemik atağın tekrarının önlenmesi amacıyla hastanın bilinci yerine geldiğinde oral yolla karbonhidrat verilmelidir.   Glukagon enjeksiyonu sonrası, ciddi hipoglisemi sebebinin bulunması ve benzer atakların önlenmesi amacıyla hasta hastanede takip edilmelidir.

Endikasyonlar

Diabetes mellitus tedavisi

Farmakodinamik Özellikler

İnsülin kan şekerini düşürücü etkisini, kas ve yağ hücrelerindeki reseptörlere bağlanarak glukozun hücre içine girişini kolaylaştırarak ve eş zamanlı olarak karaciğerden glukoz açığa çıkmasını da inhibe ederek gösterir.

Farmakokinetik Özellikler

Mixtard® ikili etkili bir insülindir. Etkisi ½ saat içerisinde başlar, maksimum etkinliğe 2-8 saat içerisinde ulaşır ve etki süresi yaklaşık 24 saattir. Kan dolaşımındaki insülinin yarılanma süresi birkaç dakikadır. Bu nedenle insülin preparatlarının zaman-etki profilleri, sadece absorpsiyon özelliklerine göre belirlenebilir.   Absorpsiyon birkaç faktörden etkilenir (ör. insülin dozu, enjeksiyon yolu ve yeri, cilt altı yağ dokusunun kalınlığı ve diyabet tipi, gibi). İnsülinin farmakokinetiği hastanın kendisinden kaynaklanan ya da hastadan hastaya değişebilen birçok faktörden de etkilenir.   Absorpsiyon Absorpsiyon profili, insülin karışımı olan bir ürün olmasından dolayı sırasıyla hızlı ve uzatılmış absorpsiyondur. Deri altı uygulama sonrası maksimum insülin plazma konsantrasyonuna 1.5-2.5 saat sonra ulaşılır.   Dağılım Sirküle olan insülin antikorları (eğer varsa) dışında, plazma proteinlerine büyük oranda bağlanmaz.   Metabolizma İnsan insülininin, insülin proteaz veya insülin-bozucu enzimler ve muhtemelen protein disülfid izomeraz  ile bozulduğu bildirilmiştir. İnsan insülini molekülünde bir seri ayrılma (hidroliz) bölümleri bildirilmiştir, ancak bölünmeyi takiben hiçbir metabolit aktif değildir.   Eliminasyon Terminal yarılanma ömrü deri altı dokudan absorpsiyon oranına bağlıdır. Bu nedenle terminal yarılanma ömrü (t½), insülinin plazmadan atılımına karşın (kan dolaşımı içindeki insülinin t½’si birkaç dakikadır), absorbe olan miktarının ölçümüdür. Çalışmalar 5-10 saat civarında bir t½ göstermektedir.

Farmasötik Şekli

100 IU/ml Mixtard® 30 HM 10 ml Biyosentetik insan insülini Flakon içinde enjeksiyonluk süspansiyon  DİKKAT: YALNIZ 100 IU ENJEKTÖRLE KULLANILMALIDIR. Farmasötik şekli Deri altı enjeksiyon için bifazik izofan insülin süspansiyonu (%30 çözünmüş-regüler ve %70 NPH-izofan insülin olarak)   

Formülü

Etkin madde: Biyosentetik insan insülini (Saccharomyces cerevisiae içinde üretilen rekombinant DNA orijinli) …………………………………………………………………………….100 IU/ml Diğer maddeler: Protamin sülfat………………………………………………………………yeterli miktarda (0.25 mg) Çinko klorür……………………………………………………………………..yeterli miktarda (15 µg) Gliserol……………………………………………………………………………………….16 mg Metakrezol………………………………………………………………………………….1.5 mg Fenol ……………………………………………………………………………………….0.65 mg Disodyum fosfat, dihidrat ……………………………………………………………..2.4 mg Sodyum hidroksit ………………………………………………………………………yeterli miktarda Hidroklorik asit ………………………………………………………………………….yeterli miktarda Enjeksiyonluk su …………………………………………………………………..yeterli miktarda 1 ml içerir. Bir IU (İnternasyonel Ünite) 0.035 mg anhidröz insan insülinine karşılık gelmektedir.

İlaç Etkileşmeleri

Bazı ilaçların glukoz metabolizması ile etkileşime girdiği bilinmektedir. Muhtemel etkileşimler doktor tarafından dikkate alınmalı ve hastalara herhangi bir tıbbi ürün alımı öncesi doktorlarına danışmaları gerektiği bildirilmelidir.   Aşağıdaki maddeler hastanın insülin ihtiyacını azaltabilir: Oral hipoglisemik ajanlar (OHA), monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOİ), non-selektif beta-blokörler, anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri, salisilatlar ve alkol.   Aşağıdaki maddeler hastanın insülin ihtiyacını artırabilir: Tiyazidler, glukokortikoidler, tiroid hormonları ve beta-sempatomimetikler, büyüme hormonu ve danazol.   Beta-blokörler, hipoglisemi semptomlarını maskeleyebilir ve semptomların iyileşmesini geciktirebilirler. Oktreotid/lanreotid insülin ihtiyacını hem azaltabilir, hem de artırabilir. Alkol insülinin hipoglisemik etkisini artırabilir ve süresini uzatabilir.   Geçimsizlik   İnsülin süspansiyonları, infüzyon sıvılarına eklenmemelidir. İnsülin süspansiyonuna eklenen tıbbi ürünler insülinin parçalanmasına sebep olabilir (ör. tiyol veya sülfit içeren ilaçlar).

Kontraendikasyonlar

Hipoglisemi İnsan insülinine veya içeriğindeki yardımcı maddelerin herhangi birine aşırı duyarlılık.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Mixtard® ikili etkili bir insülindir. Hızlı etkili ve uzun etkili insülin içeren bifazik formülasyondur.   Daha uzun bir etki ile birlikte hızlı bir başlangıç etki istenirse, önceden karıştırılmış insülinler genellikle günde bir veya iki kez verilir.   Doz bireye özgüdür ve hastanın gereksinimlerine göre doktor tarafından belirlenir. Tip I diyabetik hastaların insülin ihtiyaçlarını karşılayacak tedavide günlük total doz aralığı ortalama 0.5 ve 1.0 IU/kg arasındadır. Puberte öncesi çocuklarda bu değerler genellikle 0.7 ila 1.0 IU/kg arasında değişmektedir. Kısmi gerileme süreci sırasında insülin ihtiyacı çok daha düşük olabilir, oysa insülin direncinin arttığı durumlarda; örneğin puberte veya obezite durumunda günlük insülin ihtiyacı belirgin olarak artabilir.   Tip 2 diyabetikler için başlangıç dozları, genellikle daha düşüktür. Örneğin. 0.3 -0.6 IU/kg/gün.   Diabetes mellitus’lu hastalarda, uygun glisemik kontrol, diyabetin geç komplikasyonlarının başlangıcını geciktirmekte ve ilerlemesini yavaşlatmada etkilidir. Bu nedenle kan glukozunun izlenmesi önerilmektedir.   Enjeksiyonu takiben 30 dakika içinde karbonhidrat içeren bir öğün yenmelidir.   Eşlik eden hastalıklar, özellikle enfeksiyonlar ve ateşli hastalıklar, genellikle hastanın insülin ihtiyacını artırır.   Böbrek veya karaciğer bozuklukları insülin ihtiyacını azaltabilir.   Hastaların fiziksel aktiviteleri veya her zamanki diyetleri değiştiğinde doz ayarlaması gerekebilir. Hastaların bir insülin preparatından diğerine transferi sırasında da doz ayarlaması gerekli olabilir (bakınız Uyarılar/Önlemler).   Mixtard® 30 HM, deri altı kullanım içindir. Mixtard® genellikle uyluk bölgesinde deri altına veya karın duvarına deri altı olarak uygulanır. Eğer elverişli ise gluteal veya deltoid bölge de kullanılabilir.   Karın duvarına yapılan deri altı enjeksiyon, diğer bölgelere yapılan enjeksiyonlara kıyasla daha hızlı bir emilime uğrayacaktır.   Derinin parmaklar arasında sıkıştırılmasıyla oluşturulan bir deri kıvrımına enjeksiyonun yapılması kas içi enjeksiyon riskini azaltır. Dozun tamamının enjekte edildiğinden emin olmak için iğne ucu cilt altında en az 6 saniye kalmalıdır. Lipodistrofiyi engellemek için enjeksiyon yeri, aynı anatomik bölge içinde değiştirilmelidir.   İnsülin süspansiyonları kesinlikle intravenöz/ven içi kullanılmamalıdır.   Mixtard®, uyulması gerekli kullanım talimatlarının bulunduğu detaylı bir prospektüs ile sunulmaktadır.   Flakonlar, karşılık gelen ünitelerin işaretlendiği insülin enjektörleri ile kullanım içindir. Donmuş insülin preparatları kullanılmamalıdır. Kutu üzerindeki son kullanma tarihi geçmiş insülinler kullanılmamalıdır. Karıştırıldıktan sonra tamamıyla beyaz ve bulanık hale gelmeyen insülin süspansiyonları kullanılmamalıdır.    Enjeksiyon tekniği   Enjeksiyona başlamadan önce şişe, insülin süspansiyonu eşit olarak beyaz ve bulanık görününceye kadar iki elin arasında yuvarlanır. Kullanılacak insülin miktarı kadar hava enjektöre çekilir Çekilen hava insülin şişesinin içine verilir: iğne lastik tıpadan içeri doğru batırılır ve piston ileri doğru itilir. Enjektör ve şişe baş aşağı çevrilir. Doğru miktarda insülin enjektöre çekilir. İğne şişeden çıkarılır. Enjektörde hava kalıp kalmadığı kontrol edilir: iğne yukarı doğru tutularak hava dışarı çıkarılır. Dozun doğruluğu kontrol edilir. Enjeksiyon yapılır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Mixtard® 30 HM Penfill® 100 IU/ml, 5 adet 3 ml’lik Penfill kartuş

Saklama Koşulları

Kullanılmayan Mixtard® 30 HM buzdolabında, 2–8 °C’de dondurucu kısmın uzağında saklanmalıdır. Dondurulmamalıdır.   Kullanılmakta olan Mixtard® 30 HM buzdolabına konulmamalıdır. 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında 6 hafta saklanabilir. Aşırı ısı ve güneş ışığından korunmalıdır. Mixtard® 30 HM’yi çocukların ulaşamayacağı yerlerde ve ambalajında saklayınız.   Preparatın raf ömrü 2- 8 °C’de saklandığında 30 aydır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

10 ml’lik flakon camdan yapılmıştır ve lastik bir tıpa ve dirence dayanıklı koruyucu bir plastik kapak ile kapatılmıştır.   Karton kutunun içinde 1 adet 10 ml’lik Mixtard® 30 HM, 100IU/ml içeren flakon bulunur.

Uyarılar/Önlemler

Hastalık ya da enfeksiyon sırasında insülin gereksiniminin artması, diyete uyulmaması, insülin enjeksiyonlarının atlanması, yetersiz dozda kullanımı, tedavinin bırakılması (veya ara verilmesi), özellikle Tip 1 diyabette, hiperglisemi ve diyabetik ketoasidoza yol açabilir.   Hipergliseminin ilk semptomları genellikle saatler veya günler içinde ortaya çıkabilir. Bu semptomlar susuzluk, sık idrara çıkma, bulantı, kusma, uyku hali, deride kızarıklık ve kuruluk, ağız kuruluğu, iştah kaybı ve nefeste aseton kokusudur (bakınız Yan Etkiler/Advers Etkiler).   Tip I diyabette, tedavi edilmeyen hiperglisemik olaylar ölümcül potansiyele sahip olan diyabetik ketoasidoza yol açabilir.   Hipoglisemi insülin dozunun, insülin ihtiyacından çok daha fazla olması durumunda ortaya çıkabilir. Hemen karbonhidrat alınmasıyla, hipoglisemi genellikle düzeltilebilir. Hemen tedbir alınabilmesi için, hastaların her zaman glukoz taşımaları (birkaç adet kesme şeker veya şekerli bir gıda) gerekmektedir.   Gereğinden fazla insülin alınması, öğün atlanması veya planlanmamış ağır fiziksel egzersiz hipoglisemiye yol açabilir. Hipogliseminin belirtileri soğuk terleme, çarpıntı, sinirlilik, titremedir ve birden bire başlayabilir.   Kan glukoz kontrolü büyük ölçüde iyileşen; örneğin, intensif insülin tedavisi uygulanan hastalarda, alıştıkları uyarıcı semptomlarda değişiklik olabileceği kendilerine uygun biçimde anlatılmalıdır (bakınız Yan Etkiler/Advers Etkiler).   Uzun süreli diyabeti olan hastalarda alışılmış uyarıcı semptomlar görülmeyebilir.   Hastaların yeni bir çeşit veya marka insüline transfer edilmesi mutlaka bir doktor denetiminde yapılmalıdır. Dozaj, marka (üretici), tip (hızlı etkili, bifazik, uzun etkili insülin gibi), tür (hayvan, insan veya analog insülin) ve/veya üretim metodundaki (hayvan kaynaklı insüline karşı rekombinant DNA insülini) değişiklikler doz değişikliklerine neden olabilir.   Hastalar Mixtard®’a transfer edildiğinde eğer doz ayarlaması gerekiyorsa, bu bazen ilk dozda bazen de ilk birkaç hafta veya ay içinde yapılabilir.   Hayvan kaynaklı insülinden transfer edildikten sonra hipoglisemik reaksiyon yaşayan bazı hastalar, hipogliseminin erken uyarıcı semptomlarının söylenenden daha hafif olduğunu veya daha önce kullandıkları insülin ile yaşadıklarından farklı olduğunu bildirmişlerdir.   Farklı saat dilimleri arasındaki seyahat öncesi, insülin ve öğünlerin farklı zamanlarda alınması gerekebileceğinden hastaya doktoruna başvurması önerilmelidir.   İnsülin süspansiyonları insülin infüzyon pompalarında kullanılmamalıdır.   Mixtard®, alerjik reaksiyonlara sebep olabilecek metakrezol içermektedir.   Araç ve makine kullanmaya etkisi Hastanın konsantre olma ve reaksiyon gösterme becerisi, hipoglisemi sebebiyle bozulabilir. Bu durum bu becerilerin özel önem gösterdiği koşullarda risk oluşturabilir (örn. araba veya makine kullanma).   Hastalar araba kullanımı esnasında hipoglisemiye girmemeleri için gerekli önlemleri almaları konusunda uyarılmalıdır. Bu durum özellikle hipogliseminin uyarıcı semptomlarını az olarak fark eden veya hiç fark etmeyen kişiler için ya da sık sık hipoglisemi atağı geçiren hastalar için önemlidir. Bu durumlarda araba ve makine kullanımı önerilmemektedir.   Gebelik ve Laktasyonda Kullanımı Gebelik kategorisi: B’dir.   İnsülinin plasenta engelinden geçişi yoktur. Ancak metabolik kontrolün sağlanamadığı diyabet tedavisinde, hem hipoglisemi hem de hiperglisemi, malformasyon ve rahim içi ölüm riskini artırır. Bu nedenle gebe kalmayı planlayan veya gebe diyabetli kadının gebeliği boyunca yoğun kontrolü önerilir.    İlk trimesterde insülin gereksinimi genellikle düşerken, iki ve üçüncü trimesterde artar. Doğum sonrası, insülin ihtiyacı hızlı bir şekilde hamilelik öncesi değerlere döner.   İnsülin anne sütüne geçmez. Bununla birlikte Mixtard® dozunun anne sağlığı için ayarlanması gerekebilir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Kan glukoz seviyelerindeki değişimler, insülin ile tedavi gören hastalarda en sık görülen istenmeyen etkidir.   Tedavisinde yardım gerektiren majör hipogliseminin, iyi-kontrollü hastaların yaklaşık %20’sinde oluştuğu klinik araştırmaların sonuçlarından bilinmektedir.   Ürünün pazara verilmesi sonrası hipoglisemiyi de içeren istenmeyen ilaç reaksiyonları nadiren bildirilmiştir (>1/10,000 <1/1000). Aşağıda listelenenlerin tümü pazar sonrası tecrübelere ve hastaların bildirimlerine dayandığından bu açıdan değerlendirilmelidir.   Nadiren bildirilen yan etkiler (>1/10,000 <1/1,000)   Metabolizma ve beslenme bozuklukları Kan glukozu değişiklikleri   Hipoglisemi: Hipoglisemi semptomları genellikle aniden gelişir. Bu semptomlar; soğuk terleme, soğuk solgun deri, halsizlik, sinirlilik veya titreme, endişe duygusu, olağan dışı yorgunluk ve güçsüzlük, konfüzyon, konsantrasyon güçlüğü, uyku hali, aşırı açlık hissi, görme bozuklukları, başağrısı, bulantı ve çarpıntı. Ciddi hipoglisemi durumunda şuur kaybı ve/veya konvülziyon oluşabilir ve beyin fonksiyonlarında geçici veya kalıcı hasarlar, hatta ölümle sonuçlanabilir.   Hiperglisemi: Hipergliseminin ilk semptomları genellikle saatler veya günler içinde ortaya çıkabilir. Bu semptomlar susuzluk, sık idrara çıkma, bulantı, kusma, uyku hali, deride kızarıklık ve kuruluk, ağız kuruluğu, iştah kaybı ve nefeste aseton kokusudur. Tip 1 diyabette, tedavi edilmeyen hiperglisemi durumları ölümcül potansiyele sahip olan diyabetik ketoasidoza yol açar (Bakınız uyarılar/önlemler).   Nadiren Bildirilen Yan Etkiler (<1/10,000)   Göz bozuklukları Kırılma anomalileri insülin tedavisinin başlangıcında oluşabilir. Bu semptomlar genellikle geçicidir.   Genel ve uygulama yeri ile ilgili sorunlar İnsülin tedavisi sırasında, lokal aşırı duyarlılık reaksiyonları (enjeksiyon yerinde kızarıklık, şişme ve kaşıntı) görülebilir. Bu reaksiyonlar da, genellikle geçici karakterdedir ve tedavi sürdürüldükçe kaybolur. Aynı bölge içinde enjeksiyon yerlerinin değiştirilmemesine bağlı olarak enjeksiyon bölgesinde lipodistrofi oluşabilir. Genel aşırı duyarlılık reaksiyonları; yaygın cilt döküntüleri, kaşıntı, terleme, gastrointestinal bozukluklar, anjiyonörotik ödem, soluma zorluğu, çarpıntı ve kan basıncında düşme ile ortaya çıkar. Genel aşırı duyarlılık reaksiyonları hayatı tehdit edici potansiyel taşımaktadır.   Ödem insülin tedavisinin başlangıcında oluşabilir. Bu semptomlar genellikle geçicidir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 2 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window