İlaç Sınıfı Beşeri İthal İlaç
İlaç Alt Sınıfı İthalatı Yapılan Özel Amaçlı Tıbbi Besinler (EK-2/E)
İlaç Firması NEOCATE
Birim Miktarı 1
ATC Kodu V06DX
ATC Açıklaması Besleyicilerin Diğer Kombinasyonları
NFC Kodu YH
NFC Açıklaması Yenmeye Hazır Olmayan Yiyecek
Kamu Kodu A10371
Orijinal / Jenerik Türü Orjinal
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 180,13 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 162,31 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu NULL

İlaç Etken Maddeleri

  • protein

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Akut sistemik toksisite Sistemik toksik reaksiyonlar öncelikle merkezi sinir sisteminde ve kardiyovasküler sistemde kendini gösterir. Yanlışlıkla damar içine enjeksiyon, doz aşımı ya da kan damarlarından zengin bölgelerde kullanılan anesteziğin hızla emilmesinden dolayı yükselen kan konsantrasyonları, bu gibi reaksiyonların nedenidir (Bkz. Özel Uyarılar ve Özel Kullanım Tedbirleri). Merkezi sinir sistemi reaksiyonları, amid türü bütün lokal anesteziklerde birbirine benzerken kardiyovasküler reaksiyonlar, hem kalitatif hem de kantitatif bakımdan ilaca daha fazla bağlıdır. Lokal anesteziklerin yanlışlıkla damar içerisine verilmesi, hızla (birkaç saniye/birkaç dakika içerisinde) sistemik toksik etkilere yol açabilir. Doz aşımında görülen sistemik toksisite ise, lokal anesteziğin kan konsantrasyonunun daha yavaş yükselmesine bağlı olarak daha geç (enjeksiyondan 15-60 dakika sonra) kendini gösterir. Merkezi sinir sistemi toksisitesi, bulgu ve belirtilerin giderek ağırlaştığı bir tablodur. İlk görülen semptomlar genellikle sersemlik, ağız çevresinde parestezi, dilde his kaybı, hiperakuzi, kulak çınlaması ve görme bozuklukları şeklindedir. Dizartri, kas seyirmesi veya tremor, çok daha ciddi olup bunları yaygın konvülsiyonlar izler. Bu belirtiler nörotik davranışlar şeklinde algılanmamalıdır. Bunları, birkaç saniye ya da birkaç dakika sürebilen bilinç kaybı ve grand mal konvülsiyonlar izleyebilir. Konvülsiyonlar sırasında kas aktivitesinin artması ve solunumun engellenmesi nedeniyle hızla hipoksi ve hiperkarbi ortaya çıkar. Ağır vakalarda apne gelişebilir. Asidoz, lokal anesteziklerin toksik etkilerini güçlendirir ve uzamasına neden olur. İyileşme, lokal anestezik ilacın merkezi sinir sisteminden yeniden dağılımını ve metabolize edilerek atılmasını izler. İyileşme, verilen ilaç miktarı çok fazla olmadığı sürece hızla gerçekleşebilir. Kardiyovasküler toksisite, daha ciddi bir durumun belirtisidir. Hastaya genel anestezi uygulanmamış ya da benzodiazepinler veya barbitüratlarla ağır sedasyon sağlanmamışsa, kardiyovasküler toksik etkilerden önce genellikle merkezi sinir sistemine ait toksisite belirtileri ortaya çıkar. Lokal anesteziklerin sistemik konsantrasyonlarının yüksek düzeylere ulaşması sonucu hipotansiyon, bradikardi, aritmi ve hatta kardiyak arest görülebilir. İntratekal uygulamayı takiben, kullanılan dozun düşük olması nedeniyle sistemik toksisite gelişmesi beklenmez. Tedavi Akut sistemik toksisite belirtileri veya total spinal blok gelişirse, lokal anestezik enjeksiyonuna derhal son verilmelidir. Konvülsiyon görülen hastalarda tedaviye ihtiyaç vardır. Tedavinin amacı oksijenizasyonun devamını sağlamak, konvülsiyonları durdurmak ve dolaşımı desteklemektir. Hastaya mutlaka oksijen verilmeli ve gerektiğinde maske/ambu ile veya entübasyonla asiste ventilasyon uygulanmalıdır. Konvülsiyonlar 15-20 saniye içerisinde kendiliğinden durmazsa, intravenöz olarak bir antikonvülsan verilmelidir. 1-3 mg/kg dozunda intravenöz tiopental sodyum, konvülsiyonları hızla durdurur. Etkisi yavaş olmakla birlikte başka bir seçenek de 0.1 mg/kg diazepamın intravenöz yoldan uygulanmasıdır. Uzun süren konvülsiyonlar, hastanın ventilasyonunu ve oksijenlenmesini bozabilir. Böyle bir durum karşısında bir kas gevşeticisinin (örneğin 1 mg/kg süksinilkolin) uygulanması, konvülsiyonları hızla durdurur ve ventilasyonun/oksijenlenmenin kontrol altına alınmasını sağlar. Bu gibi durumlarda endotrakeal entübasyon düşünülmelidir. Hipotansiyon, bradikardi gibi kardiyovasküler depresyon kanıtları varsa, 5-10 mg intravenöz efedrin uygulanmalı ve gerekiyorsa 2-3 dakika sonra bu doz tekrarlanmalıdır.  Dolaşım durursa, hemen kardiyopulmoner resüsitasyon uygulanmalıdır. En iyi düzeyde oksijenlenme ve ventilasyon, ayrıca dolaşım desteğinin sağlanması ve asidozun düzeltilmesi, yaşamsal önem taşır. Kardiyak arrest oluşursa, başarılı bir sonuç elde etme adına, uzun süreli resüsitasyona gerek duyulabilir. 

Endikasyonlar

Cerrahi anestezi Sezaryen girişimi dahil cerrahi amaçlı epidural anestezi İntratekal anestezi Majör sinir bloğu  Alan bloğu  Akut ağrı tedavisi Sürekli epidural infüzyon veya aralıklı bolus tarzı uygulama; postoperatif ağrı veya doğum ağrılarında  Alan bloğu İntra-artiküler enjeksiyon  Sürekli periferik sinir bloğu infüzyonu veya aralıklı enjeksiyonlar; postoperatif ağrı tedavisinde 

Farmakodinamik Özellikler

Farmakoterapötik grup (ATC Kodu): N01BB09Ropivakain, hem anestezik hem analjezik etkileri olan, uzun etkili, amid grubu bir lokal anesteziktir. Yüksek dozlarda cerrahi anestezi sağlarken, düşük dozlarda sınırlı ve ilerleyici olmayan motor blok ile duyusal blok (analjezi) sağlar. Naropin’in lokal anestezik etkisinin başlaması için geçen süre ve etki süresi, kullanılan doza ve uygulama yerine bağlıdır. Bir vazokonstriktör (örneğin adrenalin) kullanılıyorsa bunun etkisi, olsa bile çok azdır. Diğer lokal anestezikler gibi ropivakain de, sinir liflerindeki hücre membranlarından sodyum iyonlarının içeri girişini önleyerek, sinir liflerinde uyarıların iletilmesini geri dönüşümlü olarak bloke eder.   Lokal anestezikler, diğer uyarılabilen membranlarda da, örneğin miyokard ve beyinde de benzer etkilere yol açabilir. Eğer ilaç sistemik dolaşıma büyük miktarlarda ulaşacak olursa, merkezi sinir sistemi ve kardiyovasküler sisteme ait toksisite bulgu ve belirtileri görülebilir. Sempatik blokajın genişliğine bağlı olarak epidural uygulamalardan sonra dolaylı kardiyovasküler etkiler (hipotansiyon, bradikardi) ortaya çıkabilir.  

Farmakokinetik Özellikler

Kiral bir merkezi olan ropivakain, saf S-(-)-enansiyomerdir. pKa sabiti 8.1, dağılım katsayısı 141’dir (25°C n-oktanol/fosfat tamponu pH 7.4). Metabolitlerinin farmakolojik aktivitesi, ropivakainden daha zayıftır. Ropivakainin plazma konsantrasyonu doza, uygulama yoluna ve enjeksiyon bölgesinin kanlanma miktarına bağlıdır. Ropivakainin farmakokinetiği doğrusaldır ve en yüksek plazma konsantrasyonu dozla orantılıdır. Ropivakain epidural alandan iki fazlı olarak tam emilim gösterir. İki fazın yarılanma süreleri sırasıyla 14 dakika ve 4 saattir. Yavaş emilim fazı, ropivakain  eliminasyonunda hız sınırlayıcı etkendir. Bu durum, epidural uygulamalardaki yarılanma süresinin intravenöz uygulamadakinden daha uzun olmasının nedenidir. Ropivakainin total plazma klerensi 440 mL/dakika, serbest plazma klerensi 8 L/dakika, renal klerensi 1 mL/dakika, dağılım hacmi sabit durumda 47 litre ve terminal yarılanma süresi 1.8 saattir. Ropivakainin hepatik ekstraksiyon oranı 0.4 ile orta düzeydedir. Plazmada temel olarak  α-1 asit glikoproteine bağlanır ve yaklaşık %6 sı serbest haldedir.   Sürekli epidural ve interskalen infüzyonlar sırasında, postoperatif α-1 asit glikoproteinin artışına bağlı olarak total plazma konsantrasyonunun yükseldiği görülmüştür. Serbest, yani farmakolojik olarak aktif olan ropivakain konsantrasyonundaki artış, total plazma konsantrasyondaki artıştan  çok daha az olmuştur. Ropivakain, plasentadan kolaylıkla geçer ve serbest ropivakain açısından hızla denge oluşur. Fetüste plazma proteinlerine bağlanma oranı annedekinden daha düşük olduğundan, fetüste total plazma konsantrasyonu daha düşüktür. Ropivakain, büyük oranda karaciğerde metabolize edilir. Temel olarak,  sitokrom P4501A2 ile aromatik hidroksilasyon sonucu 3-hidroksi-ropivakaine, CYP3A4 ile N-dealkilasyon sonucu PPX’e dönüşür. Tek bir intravenöz enjeksiyonu takiben toplam dozun %37 kadarı, serbest ve konjuge edilmiş olarak 3-hidroksi-ropivakain (temel metaboliti) şeklinde idrarla atılır. Plazmadaki 3-hidroksi-ropivakain konsantrasyonlarının düşük olduğu görülmüştür.  Dozun %3’ünden daha küçük bir miktarı idrara, PPX ve diğer metabolitler şeklinde çıkar. PPX ve 3-hidroksi-ropivakain, epidural infüzyon sırasında idrarla atılan başlıca metabolitlerdir. Plazmadaki toplam PPX konsantrasyonu, toplam ropivakain konsantrasyonunun yarısı kadardır, ancak 72 saate varan sürekli epidural infüzyonlar sırasında ortalama serbest PPX konsantrasyonu, ortalama serbest ropivakain konsantrasyondan 7-9 kat daha fazladır. Sıçanlarda serbest PPX’in merkezi sinir sisteminde toksik etki gösteren, plazmadaki eşik-değeri, serbest ropivakainin yaklaşık 12 katıdır. Ropivakainin in vivo rasemizasyona uğradığını gösteren hiçbir kanıt yoktur.

Farmasötik Şekli

İnfüzyon için solüsyon

Formülü

1 mL solüsyonda : Ropivakain hidroklorür         2 mg Sodyum klorür                 8.6 mg Enjeksiyonluk su               q.s. Sodyum hidroksit veya hidroklorik asit   q.s. (pH=4.0-6.0) Koruyucu madde içermez.    

İlaç Etkileşmeleri

Sistemik toksik etkileri aditif olabileceğinden Naropin, diğer lokal anestezikleri veya yapısal olarak amid türü lokal anesteziklere benzer ajanları, (örneğin belirli antiaritmikleri-lidokain ve meksiletin gibi)kullanan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.   Ropivakain ve sınıf III anti aritmik ilaçlar (örn. amiodaron)ile spesifik etkileşim çalışmaları yapılmamıştır fakat, bu konuda dikkatli olunması önerilmektedir (Bkz. Uyarılar/ Önlemler).   Sağlıklı gönüllülerde, P4501A2’nin güçlü bir kompetetif inhibitörü olan fluvoksaminle birlikte verilmesi, ropivakain klerensini %77’ye varan oranlarda azaltmıştır. CYP1A2, ropivakainin temel metabolitlerinden biri olan 3-hidroksi-ropivakainin meydana gelmesinde rol oynadığından Naropin’in, fluvoksamin ve enoksasin gibi güçlü CYP1A2 inhibitörleriyle birlikte verilmesi, ropivakain plazma konsantrasyonlarının yükselmesiyle sonuçlanan metabolik bir etkileşime neden olabilir. Bu nedenle fluvoksamin ve enoksasin gibi güçlü CYP1A2 inhibitörlerini kullanan hastalarda ropivakainin uzun süreli kullanımından sakınmak gerekir.   Geçimsizlik : Ropivakainin 6.0’nın üzerinde pH değerlerinde çözünürlüğü zayıf olduğundan, alkalizasyonu presipitasyona yol açabilir.   

Kontraendikasyonlar

Naropin, amid grubu lokal anesteziklere duyarlı olduğu bilinen hastalarda kullanılmamalıdır.  

Kullanım Şekli Ve Dozu

Naropin yalnızca, bölgesel anestezide deneyim sahibi doktorlar tarafından veya bu doktorların denetiminde kullanılmalıdır.   Aşağıdaki tablo, sık kullanılan bloklar için dozaj rehberidir. Doktorun deneyimi ve hastanın fiziksel durumuyla ilgili bilgiler, kullanılacak doz kararlaştırılırken önemlidir.   Genel bir kural olarak cerrahi anestezide (örneğin epidural anestezi), daha yüksek konsantrasyonların ve dozların uygulanması gerekir. Analjezi için ise, genellikle 2 mg/ml’lik konsantrasyon önerilir; yalnızca, eklem içerisine yapılan enjeksiyonlarda önerilen konsantrasyon, 7.5 mg/ml’dir. DOZ ÖNERİ TABLOSU       Konsan-trasyon (mg/ml)   Hacim   (ml)   Doz   (mg)   Etki başlangıcı (dakika)   Etki süresi   (saat)   CERRAHİ ANESTEZİ             Lumbar Epidural Uygulama           Cerrahi 7.5 15 – 25 113 – 188 10 – 20 3 – 5   10.0 15-20 150-200 10-20 4-6         Lumbar Epidural Uygulama           Sezaryen operasyonu 7,5 15 – 20 113 – 150 10 – 20 3 – 5     Torasik Epidural Uygulama           Postoperatif ağrı tedavisinde blok sağlamak 7.5 5 – 15 38 – 113 10 – 20 –               İntratekal uygulama           Cerrahi 5.0 3 – 4 15 – 20 1 – 5

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Naropin 2 mg/mL Enjeksiyon İçin Solüsyon İçeren Ampul : 10 mL’lik 5 adet steril plastik ampul (polyamp) içeren blister ambalajlarda       Naropin 7.5 mg/mL Enjeksiyon İçin Solüsyon İçeren Ampul : 10 mL’lik 5 adet steril plastik ampul (polyamp) içeren blister ambalajlarda Naropin 10 mg/mL Enjeksiyon İçin Solüsyon İçeren Ampul : 10 mL’lik 5 adet steril plastik ampul (polyamp) içeren blister ambalajlarda

Saklama Koşulları

30°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalı, soğuktan korunmalıdır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Naropin 2 mg/mL İnfüzyon İçin Solüsyon : 100 mL’lik 5 adet plastik infüzyon torbası (polybag) içeren blister ambalajlarda (5 x 100 mL)

Uyarılar/Önlemler

Bölgesel anestezi girişimleri her zaman için gerekli donanıma ve personele sahip yerlerde gerçekleştirilmelidir. Hastaların izlenmesi ve resüsitasyon için gerekebilecek araç ve ilaçlar kullanıma hazır olmalıdır. Majör blok uygulanacak hastalarda girişime başlamadan önce intravenöz damar yolu açılmış olmalıdır. Sorumlu hekim, enjeksiyonların damar içine yapılmasının önlenebilmesi için gerekli tedbirleri almalı ve yan etkiler, sistemik toksisite ve diğer komplikasyonların tanısı ve tedavisi konusunda deneyimli olmalıdır. Majör periferik sinir blokları, yüksek hacimde lokal anesteziğin, kan damarlarından zengin bölgelerde, çoğu zaman geniş bir kan damarının yakınında kullanılmasını gerektirdiğinden, yüksek plazma konsantrasyonlarıyla sonuçlanabilecek yanlışlıkla damar içine enjeksiyon ve/veya sistemik absorpsiyon riski yüksek olan girişimlerdir. Baş ve boyun bölgesine yapılan enjeksiyonlar gibi bazı lokal anestezi girişimlerinde, kullanılan lokal anesteziğe bağlı olmaksızın ciddi yan etki sıklığında artış görülebilir. Yaşlanma ya da kalpte kısmi ya da tam iletim bozukluğu, ilerlemiş karaciğer hastalığı veya ağır böbrek yetmezliği gibi diğer faktörler nedeniyle genel durumu bozuk olan hastalar, çoğu zaman, kendilerinde uygulanabilecek en iyi anestezi tekniği olmasına rağmen, bölgesel anestezi uygulamaları sırasında özel dikkat gerektirir. Sınıf III antiaritmik  ilaçlar (örn. amiodaron) ile tedavi edilen hastalar kardiyak etkiler ortaya çıkabileceği için özel gözetim altında tutulmalı  ECG monitörleme yapılmalıdır. Naropin’in epidural anestezi veya periferik sinir blokajı esnasında, yaşlı veya  kalp hatalığı olan hastalara özellikle yanlışlıkla damar içine uygulama sonrasında nadiren kardiyak arest vakası raporlanmıştır.  Bazı durumlarda resüsitasyon güç olmaktadır.Kardiyak arrest oluşursa, başarılı bir sonuç elde etme adına, uzun süreli resüsitasyona gerek duyulabilir.    Ropivakain, karaciğerde metabolize edilir. Bu nedenle ağır karaciğer hastalığı olanlarda dikkatli kullanılmalıdır; eliminasyondaki gecikme nedeniyle, tekrarlanan dozların azaltılması gerekebilir. Normal olarak, tek-doz ya da kısa süreli tedavi uygulandığında, böbrek fonksiyonu bozuk hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir. Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda sık görülen asidoz ve kan protein düzeylerinin düşük olması, sistemik toksisite riskini artırabilir. Epidural ve intratekal anestezi, hipotansiyon veya bradikardiye neden olabilir. Anesteziden önce dolaşımın takviye edilmesi veya bir vazopressör enjeksiyonu uygulanması, bu gibi etkilerin gelişme riskini azaltabilir. Hipotansiyon hemen, örneğin 5-10 mg intravenöz efedrin kullanılarak tedavi edilmeli ve bu tedavi, gerektiğinde tekrarlanmalıdır.  Naropin eklem içerisine verilirken, yakın zamanlarda geçirilmiş, önemli bir eklem-içi travmadan şüphe edilen veya eklem içerisinde, cerrahi bir girişim sonucu geniş, taze yara yüzeyleri oluşan hastalarda, absorpsiyonun hızlanması ile plazma konsantrasyonları yükselebileceğinden özel dikkat gösterilmelidir. Fluvoksamin ve enoksasin gibi güçlü CYP1A2 inhibitörleriyle tedavi edilen hastalarda ropivakain, uzun süre kullanılmamalıdır. Gebelik ve Laktasyonda Kullanımı: Gebelik : Kategori B Ropivakainin gebelikte kullanımıyla ilgili olarak, obstetrikteki kullanımı dışında yeterli bilgi yoktur.  Ropivakainin sezaryen ameliyatlarında intratekal kullanımına ilişkin bilgi yoktur.  Laktasyon : Ropivakainin ve metabolitlerinin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir.  Anne sütü ile beslenen bebeğin maruz kaldığı toplam ropivakain dozunun, hamile kadınlarda rahim içinde maruz kalınan miktardan çok daha az olduğu düşünülmektedir. Araç ve Makine Kullanmaya Etkisi Lokal anestezikler, doğrudan anestezik etkilerinin dışında, belirgin bir merkezi sinir sistemi toksisitesi olmasa bile mental fonksiyonları ve koordinasyonu çok hafif olarak etkileyebilir ve lokomotor gücü ve dikkati geçici olarak bozabilir.  

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Genel Naropin’in advers etki profili, amid grubu, uzun etkili diğer lokal anesteziklere benzer Diğer lokal anesteziklerde olduğu gibi; epidural ve intratekal bloktan sonra sinir bloğundan kaynaklanan hipotansiyon, bradikardi ve idrar retansiyonu gibi fizyolojik etkiler, iğne ponksiyonundan kaynaklanan (spinal hematom, postdural ponksiyon baş ağrısı) veya mikroorganizmaların neden olduğu dolaylı komplikasyonlar (menenjit ve epidural apse), Naropin kullanımını takiben bildirilmiş olan yan etkilerdir. Advers etkileri gösteren tabloda; ilacın bizzat kendisinin yol açtıklarının yanı sıra, bunlara sıklıkla eşlik eden fizyolojik yan etkiler de yer almaktadır. Advers reaksiyon gelişmesi beklenen hasta yüzdesi, Naropin’in verilme yoluna bağlı olarak değişir. Naropin’den kaynaklanan sistemik advers reaksiyonlar genellikle, yanlışlıkla damar içine enjeksiyon, aşırı doz veya hızlı absorpsiyon nedeniyle gelişir. Advers etkiler tablosu (Her tip bloğa ait birleştirilmiş veriler)     Çok sık (>1/10) Vasküler: Hipotansiyon Gastrointestinal: Bulantı     Sık (>1/100) Sinir sistemi: Parestezi, sersemlik, baş ağrısı* Kardiyak: Bradikardi,* taşikardi Vasküler: Hipertansiyon Gastrointestinal: Kusma* Renal ve Üriner: İdrar retansiyonu* Genel ve uygulama yerinde: Ateş yükselmesi, titreme, sırt ağrısı     Seyrek (>1/1000 Psikiyatri: Anksiyete Sinir sistemi: Merkezi sinir sistemi toksisitesine ait semptomlar (konvülsiyonlar, grand mal konvülsiyonlar, nöbetler, sersemleme hissi, ağız çevresinde parestezi, dilde uyuşma, hiperakuzi, kulak çınlaması, görme bozuklukları, dizartri, kaslarda seyirme, tremor),** hipoestezi* Vasküler: Senkop* Solunum sistemi, toraks ve mediasten: Dispne* Genel ve uygulama yerinde: Hipotermi*     Ender (>1/10,000 Kardiyak: Kardiyak arest, aritmiler Genel ve uygulama yerinde: Alerjik reaksiyonlar (anafilaktik reaksiyonlar, anjiyonörotik ödem ve ürtiker) * En çok spinal anesteziden sonra görülür. **Genellikle yanlışlıkla damar içine yapılan enjeksiyonlar, doz aşımı veya hızlı emilim nedeni ile görülür. (Bkz. Doz aşımı) Sınıf etkisiyle ilgili advers reaksiyonlar Kullanılan anesteziğe bağlı olmaksızın, anestezi tekniğiyle ilgili komplikasyonlardır. Nörolojik komplikasyonlar İntratekal ve epidural anesteziye, nöropati ve omurilik disfonksiyonu (örneğin anterior spinal arter sendromu, araknoidit, cauda equina sendromu) eşlik edebilir. Total spinal blok Epidural doz yanlışlıkla intratekal olarak verilir ya da çok yüksek intratekal dozlar kullanılırsa, total spinal blok gelişebilir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Endikasyonlar

Genel inek sütü allerjisi, atopik dermatit,hidrolize mamalara geniş anlamda allejisi olan, birçok proteine karşı intolerans,maternal diyetten gelen anne sütünden alınan protein allerjileri,anti-reflü tıbbi tedavisinde olumlu tepki göstermeyen bebeklerdeki gastroözofageal reflü, kolik, malabsorbsiyonda kısa bağırsak sendromu (Short Bowel Syndrome) ve parentel beslenmeden enteral beslenmeye geçişte, bebeğin ve çocuğun inatçı ishal ve malnutrisyonunun tedavisinde kullanılır. 

Farmakodinamik Özellikler

Farmakokinetik Özellikler

Farmasötik Şekli

Beslenme döneminde sağlıklı büyüme ve gelişmeyi sağlayan komple besleyici biberon mamasıdır. 

Formülü

Hipoallerjik, lezzetli, toz halinde, tamamen amino asit içeren,karbonhidrat, yağ, vitamin,mineral ve iz elementlerinin bulunduğu bebek mamasıdır. %100 serbest aminoasit içerir ve süt proteini içermez. İçeriğinde taurin ve karnitin ile birlikte normal büyüme ve bebeklerin gelişimini destekleyen,esansiyel ve non-esansiyel aminoasit karışımı hazır bulunmaktadır. Yüksek oranda esansiyel yağ asitleri içerir. Protein içeriğini tamamen serbest aminoasitler oluşturur. Laktoz, fruktoz, galaktoz ve sukroz içermez. Bebeğin besin gereksinimlerini tam olarak karşılar. Hipoallerjik bir formüldür ve sindirimi kolaydır.

İlaç Etkileşmeleri

Kontraendikasyonlar

–  

Kullanım Şekli Ve Dozu

  Yaklaşık bebeğin yaşı Yaklaşık bebeğin kilosu Neocate ölçeği Soğutulmuş kaynatılmış su 24 saatlik öğün   kg   ml   Doğum 3,5 3 90 6 3 aylık 6 4 120 6 4 aylık 7,5 6 180 5 7 aylık 8,5 7 210 5 10 aylık 9,5 8 240 5  

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Ruhsat Sahibi

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

Saklama Koşulları

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

400 gr’lık ambalajda

Uyarılar/Önlemler

Neocate yalnızca eczanelerde satılmaktadır.  Mama Hazırlanışı Ellerinizi dikkatlice yıkayınız. Biberonu kapağı ve emziği kullanmadan önce temizleyiniz ve bir su kabında 10 dakika kaynatınız. Mama için gerekli suyu en az 10 dakika kaynatıp, 40°C seviyesine kadar soğumasını bekleyiniz. Kaynatılmış sudan hazırlamak istediğiniz miktarı biberona doldurunuz. Daima kutu içinden çıkan ölçeği kullanınız. Ölçek üzerindeki fazlalığı sıyırınız. Biberonun içine hazırlamak istediğiniz miktarda Neocate koyunuz. (her 30 ml su için 1 ölçek Neocate) Biberonun ağzını kapatınız ve toz eriyinceye kadar çalkalayınız. Biberonun ağzını açıp emziği takınız. Biberon mamasını içme sıcaklığına kadar soğutunuz. (Biberondan bileğin iç kısmına damlatılacak mama ne sıcak ne soğuk hissedilmelidir.)

Üretim Yeri

Yan Etkileri / Advers Etkiler

(Visited 5 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window