İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması PROCALUT
Birim Miktarı 28
ATC Kodu L02BB03
ATC Açıklaması Bikalutamid
NFC Kodu BC
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Film Kaplı Tabletler
Kamu Kodu A09260
Orijinal / Jenerik Türü Jenerik
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 118,4 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 105,72 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 39,7 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E348B

İlaç Etken Maddeleri

  • bikalutamid (50 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Kronik dozaşımında adrenal supresyon ihtimali düşünülmelidir. Tedavi semptomatik ve destekleyici olmalıdır. Metilprednisolon diyalize edilebilir.  

Endikasyonlar

Romatizmal hastalıklar: romatoid artrit, (düşük doz uygulamaları ile juvenil romatizmal artrit dahil) psöriatik artrit, ankilozan spondilit, akut gut artriti, post-travmatik osteoartrit, akut non-spesifik tendosinovit, akut/subakut bursit ve epikondilit.   Kollojen doku hastalıkları: sistemik lupus eritematosus, sistemik dermatomiyosit ve akut romatoid kardit.   Deri hastalıkları: pemfigus, eritema multiform (Stevens-Johnson sendromu) eksfolyatif dermatit, büllü dermatitis herpetiformis, ağır seyreden psoriasis, seboreik dermatit ve mikozis fungoides.   Göz hastalıkları: herpes zoster oftalmikus, iritis, iridosiklitis korioretinitis, yaygın posterior uveitis ve koroiditis, optik nevrit, sempatetik oftalmi, ön segment enflamasyonu, alerjik konjonktivit, alerjik korneal marjinal ülser ve keratit.   Alerjik reaksiyonlar: bronşiyal astım, kontakt dermatit, atopik dermatit, serum hastalığı, mevsimsel ya da uzun süreli alerjik rinit, aşırı ilaç duyarlılığı, ürtikeriyel transfüzyon reaksiyonları ve akut non-enfeksiyöz larenks ödemi.   Solunum sistemi hastalıkları: semptomatik sarkoidoz, berilliosis, tedavi edilemeyen Löffler sendromu, aspirasyon pnömonisi ve gerekli anti-tüberküloz tedavi ile birlikte fülmine ya da dissemine pulmoner tüberküloz.   Hematolojik hastalıklar: kazanılmış (otoimmun) hemolitik anemi, erişkinlerdeki sekonder trombositopeni, eritroblastopeni, konjenital hipoplastik anemi.   Sinir sistemi hastalıkları: multipl skleroz.   Sindirim sistemi hastalıkları: ülseratif kolit ve rejyonel enterit.   Standart akut şok tedavisine cevap vermeyen şoklarda: kardiyojenik şok, septik şok, anafilaktik şok, hipovolemik şok; karışık şok durumlarında: travma, yanıklar, çeşitli etyolojik nedenli geç şoklar.

Farmakodinamik Özellikler

Sentetik ve fluorsuz bir kortikosteroiddir. Yarılanma süresi hidrokortizondan uzun prednisolon ile aynı düzeydedir.   Metilprednisolon da tüm kortikosteroidler gibi belirli dokulardaki hücrelerin protein sentezini kontrol altında tutar; antienflamatuar ve antialerjik etki gösterir. Aynı zamanda enflamasyon bölgesindeki nötrofil ve monosit makrofajlarının gelişmesini inhibe eder; bağ dokusundaki fibroblast sayısını , etkisini ve proliferasyonunu azaltır; immun sistemi baskı altında tutar. Metilprednisolon hücre ve organel membranlarını stabilize eder; kinin bradikinin oluşumunu yavaşlatır, aynı zamanda histamin ve histamin benzeri maddeleri hücre içinde bloke eder.   Metilprednisolonun sodyum süksinat esteri olan PREDNOL-L özellikle çok kısa zamanda yüksek kan seviyelerinin istendiği durumlarda intravenöz olarak küçük hacimlerde uygulanabilen ve yüksek derecede eriyebilme kabiliyeti olan bir preparattır. Prednisolondan daha az sodyum ve tuz retansiyonu sağlar, bundan dolayı acil durumlarda yüksek sodyum retansiyonu olan hastalarda emniyetle kullanılabilir.   Hayatı tehdit edici durumlarda ve bilhassa çeşitli şok durumlarında PREDNOL-L ile alınan neticeler çok başarılıdır. Son senelerdeki çeşitli klinik çalışmalar şok gibi akut durumlarda yüksek dozda kortikosteroid uygulamasını kanıtlamaktadır. Arzu edilen kısa sürede ani etki ancak yüksek dozda steroid tedavisiyle sağlanmaktadır. (Lillehei). Hatta bu durumlarda saptanan dozlar günde 500-1000 mg a kadar çıkabilmektedir.   Uygulamadan 2 ila 5 dakika sonra:   a. Periferik vasküler direncin düştüğü b. Venöz dönüşün arttığı c. Kardiak output’un yükseldiği d. Mikrosirkülasyonun arttığı görülmüştür.                                                                          Ayrıca: vazopressörlerin aktivasyonu, lizozomların stabilizasyonu adrenerjik blokaj ve periferik yataklarda biriken laktik asidin metabolize olması da sağlanmış olur. Modern şok tedavisinde, bilhassa septik ve kardiyojenik şoklarda ilk başta vazopressörlerin uygulanması hata olarak kabul edilmekte ve bunun yerine yüksek dozda metilprednisolon ile beraber diğer tedbirler düşünülmektedir. Masiv kortikosteroid uygulamasında, kullanış kolaylığı açısından 250 mg lık farmasötik şeklin önemi de büyüktür.

Farmakokinetik Özellikler

Prednol aktif maddesi metilprednisolon oral yoldan alındıktan sonra sindirim kanalından süratle ve hemen hemen tamamen absorbe edilir. Maksimal serum konsantrasyonu ortalama 60 dakika (1-2 saat) içinde, oluşmakta ve etki süresi 1.25-1.5 gün arasında değişmektedir. Metilprednisolon’un proteinlere bağlanma oranı %40-60 arasında değişmektedir. Metilprednisolon’un plazma yarılanma süresi ortalama 3.5 saat olup, biyolojik (doku) yarılanma süresi 18-36 saat arasında değişmektedir. Kortikosteroidler çeşitli dokularda yavaş bir tempo ile metabolize edilir. Bu tempo karaciğer, böbrek, kolon ve parotis de daha hızlıdır. Total vücut kleransı ortalama 33.6 mL/dak/kg ve dağılım hacmi 1.4 L/kg dır. Metilprednisolon inaktif metabolitler şeklinde idrar ile atılır; safra ve feçes ile atılım önemli miktarda değildir.

Farmasötik Şekli

PREDNOL-L 250 mg Liyofilize Enjektabl Ampul (Steril Apirojen)

Formülü

Her liyofilize ampulde 250 mg metilprednisolona eşdeğer metilprednisolon sodyum süksinat, 7 mg sodyum fosfat dibazik (anhidr), 2 mg sodyum klorür, bulunmaktadır. Her eritici ampul 4 ml enjeksiyonluk distile su içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Rifampisin, fenobarbital ve fenitoin gibi enzim salgılanmasını kamçılayan ajanlar kortikosteroidlerin hepatik bağlanması ve safradan atılmasını hızlandırdığından aktif metilprednisolon düzeylerini düşürür; antikoagülanlara cevap azalabilir. Özellikle erkeklerde salisilatların metabolizmasını hızlandırır.

Kontraendikasyonlar

PREDNOL-L sistemik fungal enfeksiyonlar, sistemik viral infeksiyonlar, metilprednisolona ve formülasyondaki diğer maddelere aşırı duyarlı olanlarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Damar içine ve derin kas arasına enjekte edilir. Perfüzyon sıvılarına ilave edilerek de verilebilir. Damar içine ağır verilmelidir. Kas için enjeksiyonları derin olmalıdır. Perfüzyon izotonik mahlüllerde yapılmalıdır (serum fizyolojik veya glukoz).. Büyükler için günlük genel doz vakanın şiddetine göre 20-40 mg arasında değişir. Elde edilen sonuca göre bu doz günde 2-3 defa tekrarlanabilir.  Çocuklar için günlük genel doz 1-3 mg/kg olup yaklaşık olarak 5 yaşından küçüklere 10 mg; 5-10 yaş arası 20-40 mg 10 yaş veya  üstü büyük dozu. Sulandırıldıktan sonra bekletilmeden kullanılmalıdır. Özellikle çocuklarda uygulama, etkili en düşük doz ve etkili en kısa sürede yapılmalıdır.  

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

PREDNOL-L 20 mg Liyofilize Enjektabl Ampul PREDNOL-L 40 mg Liyofilize Enjektabl Ampul PREDNOL Tablet 4 mg PREDNOL Tablet 16 mg

Ruhsat Sahibi

Mustafa Nevzat İlaç Sanayii A.Ş.

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

23.06.1976-124/27

Saklama Koşulları

Kronik dozaşımında adrenal supresyon ihtimali düşünülmelidir. Tedavi semptomatik ve destekleyici olmalıdır. Metilprednisolon diyalize edilebilir.  

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Prednol-L 250 mg Liyofilize Enjektabl Ampul, 1 liyofilize ampul ve sulandırıcı ampul ihtiva eden kutuda prospektüsüyle birlikte.  

Uyarılar/Önlemler

Kortikosteroidler kullanım sırasında enfeksiyon belirtilerini maskeleyebileceğinden Prednol-L uygulanan hastalar enfeksiyon oluşması yönünden yakinen izlenmeli ve gerektiğinde uygun antibiyotik tedavisi yapılmalıdır.   Septik artritte uygun antibiyotik ile birlikte kullanılmalıdır. Daha önce enfekte olmuş eklem içine direkt uygulama yapılmamalıdır.   Akut enfeksiyonlu hastalarda intraartriküler, intrabursal ve intratendonal uygulamalar yapılmamalıdır.   Uzun süreli kortikosteroid kullanımı posterior subkapsüler katarakt ve glakom oluşturabilir; optik sinir zedelenmesi ya da fungal veya viral enfeksiyon oluşumu kolaylaşabilir.   Tedavi sırasında su çiçeği aşısı ve diğer bağışıklık yöntemleri uygulanmamalıdır.   Aktif tüberkülozda ancak akut  ve yaygın vakalarda uygun tüberkülostatik ajanlarla birlikte kullanılmalıdır.   Uzun süreli tedavilerde bebek ve küçük çocukların büyüme ve gelişmeleri dikkatle izlenmelidir.   Hiperprotrombinemide aspirin ve diğer NSAİ ile birlikte çok dikkatli kullanılmalıdır.   Yüksek doz kortikosteroid uygulanması arteryel tansiyon yükselmesine, su ve tuz tutulmasına ve potasyum itrahına neden olabilir. Bu gibi durumlarda hastalar yakinen izlenmeli ve/veya gerekli diyet uygulaması yapılmalıdır. Oküler simpleksli hastalarda korneal perferasyon olasılığı gözönünde bulundurularak uygulama  çok dikkatli yapılmalıdır.   Siroz ve hipotroid durumlarında kortikosteroid uygulaması hastalığın seyrini hızlandırabilir.   Non-spesifik ülseratif kolit bulunanlarda kullanıldığında perferasyon, abse ve piyojenik enfeksiyon yönünden hasta dikkatle izlenmelidir. Diyabet, oküler herpes simplex, glokom, epilepsi, kronik  psişik reaksiyon, diverküllit, barsakta yeni oluşmuş anastomoz, aktif ya da gizli peptik ülser, böbrek yetmezliği, hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, osteoporoz, miyastenia gravisli hastalarda mutlaka gerekli önlemler alınarak ve sürekli kontrol altında kullanılmalıdır.   Adrenal yetmezlik tablosu gözönünde bulundurularak tedavinin sonlandırılması doz kademeli olarak azaltılarak yapılmalıdır.   Tekrarlanan yüksek doz IV Prednol-L uygulamasını takiben kardiyak aritmi sirkülasyon kolapsı, bradikardi görülebilme olasılığı gözönünde bulundurulmalıdır (10 dakikadan daha az bir periyodda 0.5 g dan fazla).   Gebelikte Döneminde Kullanımı: Gebelikte kullanım kategorisi C’dir. Hamilelerde ve emziren annelerde kullanım emniyeti kanıtlanmamıştır. Tıbbi gerekçe olmadıkça hamilelerde kullanılmamalıdır. Kortikosteroidler plasentaya geçer. Kortikosteroidler plasental yetmezlik, düşük kilo ve ölü doğuma neden olabilir. Hamilelik süresinde kortikosteroid tedavi uygulanan annelerin bebekleri, hipoadrenalizm yönünden dikkatle izlenmeli ve gerekli takviye tedavisi uygulanmalıdır.   Emzirme Döneminde Kullanımı: Prednizon anne sütüne geçmektedir ancak metilprednisolon sodyumsüksinat ile ilgili yeterli bilgi yoktur. Emziren annelerde kullanılırken dikkatli olunmalıdır.   Araç ve Makina Kullanmaya Etkisi: Prednol L Enjektabl uygulamasının araç ve makina kullanılması üzerine bir etkisi söz konusu değildir.  

Üretim Yeri

Mustafa Nevzat İlaç Sanayii A.Ş.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

İskelet ve kas sistemi: miyopati, adale güçsüzlüğü, osteoporoz, patolojik uzun kemik kırılmaları.   Su ve elektrolit dengesi sodyum ve su retansiyonu, potasyum kaybı, hipokalemik alkaloz  hipertansiyon ve duyarlı kişilerde konjestif kalp yetmezliği.   Sindirim sistemi: peptik ülser, ülser perferasyonu, melena, hematemez, pankreatit.   Sinir sistemi: konvülsiyon, vertigo, baş ağrısı, intrakraniyel basınç yükselmesi papille ödemi.   Kortikosteroid tedavisi sırasında öfori, insomnia, şahsiyet değişikliği, depresyon gibi çeşitli psişik bozukluklar gelişebilir.   Endokrin sistem: menstrual bozukluk, Cushing sendromu, çocuklarda büyüme yavaşlaması latent diabetes mellitus belirtisi ve diabetli hastalarda insülin ya da oral glisemiklere gereksinimin artması.   Dermatolojik: yaraların iyileşmesinde gecikme, derinin incelmesi ve kolayca çatlaması, ekimoz ve peteşi, fasyal eritem, aşırı terleme.   Oftalmolojik: posterior subkapsüler katarakt, intra-oküler basınçta artma, glokom, eksoftalmi.   Ayrıca protein katabolizması nedeniyle azot dengesinde negatifleşme alerjik reaksiyonlar  çok ender de olsa anafilaktoid reaksiyonlar, ürtiker ve hiperpigmantasyon oluşabilir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Doz aşımında hipoaktivite, ataksi, anoraksi, kusma, yavaş solunum, lakrimasyon görülür. Bikalutamidin spesifik bir antidotu yoktur. Tedavisi  semptomatik olmalıdır ve destekleyici tedavi ile yaşamsal veriler incelenmelidir.   Bikalutamid kanda proteinlere yüksek oranda bağlandığından ve idrarda değişmemiş olarak bulunmadığından diyaliz tedavisi uygun olmayabilir.

Endikasyonlar

Bikalutamid Luteinleyici Hormon Salıverici Hormon (LHRH) analogları veya cerrahi kastrasyon ile kombine olarak ilerlemiş prostat kanserinin tedavisinde endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Steroid yapıda olmayan antiandrojen bikalutamid, antineoplastik ajan olarak kullanılır. Bikalutamid prostat, seminal veziküller ve adrenal korteks gibi hedef organlardaki hücresel androjen reseptörlerini tamamen bloke ederek androjen aktivitesini inhibe eder. Hormona duyarlı tümör hücrelerindeki androjen reseptörlerinin blokajı, androjene bağımlı DNA ve protein sentezinin inhibisyonu yolu ile büyümenin durması veya geçici tümör regresyonuna neden olur. Yapılan çalışmalar bikalutamidin androjenik veya progestan benzeri aktivitesi olmayan selektif bir antiandrojen olduğunu göstermektedir.   Bikalutamid Luteinleyici Hormon Salıveren Hormon (LHRH) analogu (goserelin veya leuprolid asetat gibi) ile birlikte kullanıldığında, LHRH analogu tarafından oluşturulan serum testosteronunun süpresyonunu etkilemez. Ancak bikalutamidin tek başına kullanıldığı prostat kanseri çalışmalarında serum testosteron ve estradiol seviyelerinde yükselmeler kaydedilmiştir.   Bikalutamid rasemik bir karışımdır ve antiandrojenik aktivitesinin hemen tamamı R- enantiomere aittir. S- enantiomeri ise temel olarak inaktiftir.

Farmakokinetik Özellikler

Bikalutamid oral uygulamayı takiben iyi derecede absorbe olur. Bikalutamidin mutlak bioyararlanımı henüz yeterince aydınlatılamamıştır. Besinlerle birlikte alındığında absorbsiyon hızı ve oranı üzerinde anlamlı bir etki kaydedilmemiştir. Bikalutamidin günlük 50 mg dozunda uygulanması sonucu R-enantiomerin durağan plazma konsantrasyonunun 9 µg/ml civarında olduğu tespit edilmiştir.   Absorbe edilen bikalutamid kandaki proteinlere yüksek oranda (% 96) bağlanır.   S-enantiomer, R-enantiomere oranla hızlı bir şekilde atılır. R-enantiomerin plazma eliminasyon yarı ömrü 1 hafta civarındadır. Bikalutamidin R-enantiomeri uzun yarı ömrünün bir sonucu olarak plazmada 10 katına çıkar ve bu şekilde bikalutamidin günlük tek doz olarak kullanılması sağlanır. 50 mg/gün dozunda, R-enantiomerin farmakokinetiği yaş, böbrek yetmezliği, hafif ve orta derecedeki karaciğer yetmezliği gibi faktörlerden etkilenmez. Ancak ciddi karaciğer yetmezliği vakalarında R-enantiomerin plazmadan çok daha yavaş olarak elimine edildiği belirlenmiştir.   Bikalutamid stereo-spesifik olarak metabolize edilir. S ve R-enantiomerler esas olarak glukuronidasyon ile metabolize edilirler. Ancak R-enantiomer glukuronidasyondan sonra yaygın olarak oksidasyonla inaktif metabolitine dönüşür.   Bikalutamid metabolitleri yaklaşık eşit oranlarda idrar ve safra yolu ile atılırlar.

Farmasötik Şekli

Film tablet

Formülü

Beher film kaplı tablet 50 mg Bikalutamid ve boyar madde olarak titanyum dioksit ihtiva eder.

İlaç Etkileşmeleri

Bikalutamid ve LHRH analogu ajanlar arasında farmakodinamik ve farmakokinetik bir etkileşim olduğuna ilişkin bir bulgu yoktur. Bikalutamid yaygın olarak birlikte kullanıldığı ajanlarla etkileşmez.   In-vitro çalışmalarda bikalutamidin kumarin türevi antikogülan warfarini proteinlerden ayırabildiği görülmüştür. Kumarin türevi antikoagülan kullanan hastalarda bikalutamid tedavisi yapılırken protrombin zamanının düzenli olarak izlenmesi önerilmektedir.   Bikalutamidin 150 mg’a kadar günlük doz uygulamasında karaciğerde enzim indüksiyonu oluştuğuna ilişkin bir bulgu yoktur.

Kontraendikasyonlar

Bikalutamid çocuklar ve kadınlarda ve bikalutamide karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

İlerlemiş prostat kanserinin palyatif tedavisi için LHRH analogu (goserelin veya leuprolid asetat gibi) ajanlarla veya kastrasyonla kombine olarak kullanımında doz günde bir kez (sabah veya akşam) 50 mg (1 tablet) dır. Aç ya da tok karnına alınabilir. Bikalutamid tedavisi LHRH analogu ajanlar veya cerrahi kastrasyonla aynı zamanda başlatılmalıdır. LHRH analogları ile kombine tedavide bikalutamid ve LHRH analogu ajan tedavi süresince her gün birlikte eş zamanlı olarak alınmalıdır. Kombine tedavi süresi hastanın klinik cevabına bağlıdır. Tedavi süresince periyodik serum prostat spesifik antijen (PSA) ölçümleri hastanın tedaviye cevabının belirlenmesinde faydalı olabilir. Hastalığında belirgin ilerleme olan hastalarda ve belirgin derecede düşük serum PSA seviyeleri olan hastalarda bikalutamid tedavisi geçici olarak kesilebilir ve tedaviye sadece LHRH analoğu ajanla devam edilebilir.   Böbrek yetmezliğinde doz ayarlanmasına gerek yoktur.  

Ruhsat Sahibi

KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya San. A.Ş. Gazi Cad. No: 64-66 Bağlarbaşı- Üsküdar/İstanbul.

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

07.12.2005 – 206/86

Saklama Koşulları

25 o C’nin altındaki oda sıcaklığında ve kuru bir yerde muhafaza ediniz ÇOCUKLARIN GÖREMEYECEĞİ, ERİŞEMEYECEĞİ YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

28 Film tabletlik blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Bikalutamidin büyük kısmı karaciğerde metabolize olur. Ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda eliminasyonun yavaşlayabileceği ve bikalutamidin birikebileceği göz önüne alınarak dikkatli kullanılmalıdır. Bikalutamid orta veya ciddi derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Hepatotoksisite genellikle bikalutamid tedavisinin ilk 3.- 4. ayları içinde oluşmaktadır. Bu nedenle bikalutamid ile tedaviye başlamadan önce serum transaminaz (özellikle ALT) ölçümleri yapılmalı ve özellikle ilk 4 ay ve tedavi süresince düzenli aralıklarla ölçümlere devam edilmelidir. Klinik olarak karaciğer fonksiyon bozukluğu belirtileri (bulantı, kusma, karın ağrısı, yorgunluk, iştahsızlık, grip benzeri semptom, koyu renkli idrar, sarılık, sağ üst karında duyarlılık) ortaya çıktığında derhal serum transaminaz seviyeleri ölçülmeli ve normalden iki kat fazla transaminaz seviyesi tespit edilen ve sarılığı olan hastalarda bikalutamid tedavisi derhal kesilmeli ve karaciğer fonksiyonları takip edilmelidir.   Renal yetmezliği olan hastalarda bikalutamid dozunun ayarlanması gerekmez.   Serum Prostat Spesifik Antijen (PSA) nin düzenli olarak  ölçülmesi, hastanın tedaviye verdiği yanıtı izlemek için yararlı olabilir. Eğer PSA düzeyleri tedavi sırasında yükselirse, hasta tedavinin devamı için değerlendirilmelidir. Yüksek PSA’yla beraber hastalığı ilerlemiş olan hastalar için LHRH analoğuna devam edilirken antiandrojen içermeyen tedavi dikkate alınmalıdır.   Yüksek oranda jinekomastiye neden olabilir.   GEBELİK VE LAKTASYONDA KULLANIM : (Gebelik kategorisi X) Bikalutamid gebe kadınlarda kullanılmamalıdır.   Bikalutamid kadınlarda kullanım için endike değildir ve sütle salgılanıp salgılanmadığı bilinmemektedir.   ARAÇ VE MAKİNE KULLANIMI ÜZERİNE ETKİLERİ: Bikalutamid 150 mg ile yapılan tedavi sırasında araç ve makine kullanımı üzerine herhangi bir etkisi  görülmemiştir.

Üretim Yeri

KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya San. A.Ş. Organize sanayi bölgesi Fatih Cad. 11. Sok. Çerkezköy/Tekirdağ

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Bikalutamid genellikle iyi tolere edilir. Yan etkileri nedeni ile,  nadir olarak ilacın kesilmesi gerekebilir. Bikalutamidin farmakolojik özellikleri dolayısı ile sıcak basması, pruritus, göğüslerde hassasiyet ve kastrasyonla azalabilen jinekomasti gibi etkiler beklenen yan etkilerdir. Bu etkilere ilave olarak bazen diyare, bulantı, kusma ve deride kuruluk gibi belirtiler de görülebilir.   Bikalutamid ile yapılan klinik çalışmalarda hepatik değişiklikler (transaminaz ve bilirubin seviyelerinin yükselmesi) gözlenmiştir. Bu değişiklikler genellikle geçicidir ve tedavi devam ederken veya tedavinin kesilmesinden sonra düzelir. Bikalutamid ile tedavi yapılırken periyodik olarak karaciğer fonksiyon testlerinin yapılması tavsiye edilmektedir.   Diyabetiklerde kan glukoz düzeyleri izlenmelidir.   Bikalutamid ve LHRH analogu ajanla birlikte tedavilerde % 1 sıklıkla oluşabileceği düşünülen,  bikalutamid tedavisi ile  nedensel ilişkisi olmayan ve çoğu yaşlı hastalarda görülen aşağıdaki deneysel etkiler belirlenmiştir.       Kardiovasküler sistem : Kalp yetmezliği, göğüs ağrısı.   Gastrointestinal sistem : Anoreksi, ağız kuruluğu, dispepsi, kabızlık, flatülans, karın ağrısı..   Merkezi sinir sistemi : Baş dönmesi, uykusuzluk, uyku hali, libido azalması.   Solunum sistemi : Dispne   Ürogenital sistem : impotans, noktüri.   Hematolojik : anemi.   Deri : Saç dökülmesi, deride kızarıklıklar, terleme, kıllanma, kuruluk.   Metabolik : Diyabet, hiperglisemi, ödem, kilo artması, kilo kaybı, dehidratasyon, gut.   Tüm vücut : Karın ağrısı, göğüs ağrısı, baş ağrısı, pelvik ağrı, titreme.   > % 10 sıklıkla görülenler: Jinekomasti, göğüs ağrısı, sıcak basması, karın ağrısı, konstipasyon.  Jinekomasti, özellikle uzun süren tedaviden sonra tedavinin kesilmesini takiben kendiliğinden düzelmeyebilir.   ≥ % 1 ve < % 10 sıklıkla görülenler: Sıcak basması, prurit, asteni, alopesi, saçların tekrar çıkması, cilt kuruluğu, libido azalması, bulantı, impotens ve kilo alma.   ≥ % 0.1 ve < % 1 sıklıkla görülenler: Karın ağrısı, depresyon, dispepsi, hematüri ve intertisyal akciğer hastalığı.   Anjiyonörotik ödem ve ürtiker dahil aşırı duyarlılık reaksiyonları.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA DANIŞINIZ.  
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window