İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması RIFCAP
Birim Miktarı 16
ATC Kodu J04AB02
ATC Açıklaması Rifampisin
NFC Kodu CA
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Kapsüller
Kamu Kodu A06758
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 15,82 TL (17 Haziran 2020)
Önceki Satış Fiyatı 14,12 TL (2 Mart 2020)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 4,05 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E201B

İlaç Etken Maddeleri

  • rifampisin (300 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Alzheimer veya Parkinson hastalığına eşlik eden hafif-orta derecedeki demansın semptomatik tedavisinde endikedir.

Endikasyonlar

Kapsül

Farmakodinamik Özellikler

17.06.2009 – 219/57

Farmakokinetik Özellikler

RİVAXEL 4.5 mg Kapsül, 28 kapsül içeren blister ambalajlarda.

Doz Aşımı

Belirtiler: Genellikle, bildirilen belirtiler ilacın bilinen farmakolojik etkilerinin artması şeklindedir. Bunlar, sersemlik ile sedasyon, taşikardi ile hipotansiyon ve ekstrapiramidal semptomlardır. Dozun 360 mg’a kadar artırıldığı doz aşımı bilgileri rapor edilmiştir. Elde edilen veriler, güvenlik sınırının geniş olduğunu düşündürmektedir. Doz aşımı halinde ender durumlarda QT intervalinin uzadığı bildirilmiştir. Akut doz aşımı durumlarında birden fazla ilaç ihtimali düşünülmelidir. Tedavi: Temiz solunum yolu ile yeterli oksijenasyon ve ventilasyon sağlanmalıdır. Mide lavajı (hastanın şuuru kapalı ise, entübasyondan sonra), aktif kömür ve birlikte bir laksatif uygulanmalıdır. Hasta yakından izlenmeli, hemen kardiyovasküler izlemeye alınmalı ve sürekli elektrokardiyografi ile muhtemel aritmiler takip edilmelidir. RESTELA’ya özgü bir antidot yoktur. Bu yüzden uygun destekleyici tedavi sağlanmalıdır. Hipotansiyon ve dolaşım kolapsı intravenöz sıvı ve/veya semtomimetiklerle gerektiği gibi tedavi edilmelidir. Şiddetli ekstrapiramidal belirtilerde antikolinerjik tedavi uygulanmalıdır. Hasta durumu düzelinceye kadar yakın tıbbi gözlem altında tutulmalı ve izlenmelidir.

Endikasyonlar

RESTELA, pozitif (halüsinasyon, delüzyon, düşünce bozuklukları, saldırganlık, şüphecilik) ve/veya negatif (künt afekt, emosyonel ve sosyal çekingenlik ve konuşma yetersizliği) semptomların görüldüğü akut ve kronik şizofrenik psikozlarda ve diğer psikotik durumlarda kullanılır. RESTELA şizofreni ile ilgili afektif semptomları (depresyon, suçluluk duygusu, endişe) da azaltır. RESTELA; ilk tedaviye cevap verdiği gözlenen hastalarda, idame tedavisi sırasında klinik iyileşmenin devamı açısından da etkilidir. RESTELA bipolar hastalığın manik epizodunun tedavisinde endikedir. Bu epidozlar; duygu durumunda kabarma, taşkınlık, irritabilite, kendini aşırı beğenme, uykuya duyulan ihtiyacın azalması, basınçlı konuşma, düşüncelerin yarışması, aykırı  ve saldırgan davranışlar da dahil olmak üzere muhakeme ve içgörü eksikliği gibi semptomlarla karakterizedir. RESTELA; zarar verici (örn. Saldırganlık, kendine zarar verici veya fevri) davranışların ön planda olduğu, entelektüel işlevleri ortalamanın altında veya mental retardasyonlu çocuk, ergen ve erişkinlerde davranım ve diğer yıkıcı davranış bozukluklarında endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Risperidon, spesifik özellikleri olan seçici bir monoaminerjik antagonisttir. Serotonin 5-HT2 ve dopamin D2 reseptörlerine yüksek oranda bağlanır. Alfa1-adrenerjik reseptörlere, daha az oranda H1-histamin reseptörlerine ve alfa2-adrenerjik reseptörlerine bağlanır. Risperidon kolinerjik reseptörlere bağlanmaz. Risperidon, güçlü bir serotonin 5-HT2 ve dopamin D2 reseptörü antagonisti olarak, şizofrenideki pozitif semptomları düzeltir. Motor aktivitede depresyona ve katalepsi oluşumuna klasik nöroleptiklerden daha az neden olur. Dengeli bir merkezi serotonin ve dopamin reseptörlerinin antagonizması ekstrapiramidal yan etkileri azaltabilir ve tedavinin etkinliğini şizofreninin negatif ve afektif semptomlarına yayabilir.

Farmakokinetik Özellikler

İnsanlarda oral yoldan kullanılan risperidon tam olarak emilir ve en yüksek plazma düzeyine 1-2 saat içinde ulaşır. Emilimi gıdalardan etkilenmez, yemeklerden önce ya da sonra verilebilir. Risperidon, CYP2D6 aracılığı ile farmakolojik aktivitesi risperidona benzeyen 9-hidroksi-risperidona metabolize olur. Risperidon ve 9- hidroksi-risperidon birlikte aktif antipsikotik bölümü oluşturur. Risperidon N-dealkilasyon reaksiyonları ile de metabolize edilir. Psikotik hastalarda oral yoldan kullanılan risperidonun eliminasyon yarılanma ömrü 24 saattir. Plazma kararlı durum konsantrasyonuna hastaların çoğunda 1 günde ulaşır. 9-hidroksi-risperidon sabit plazma düzeylerine uygulamanın 4-5’inci günlerinde ulaşır. Tedavi edici doz aralığında risperidonun plazma düzeyleri doza bağımlıdır. Risperidon hızla dağılır. Dağılım hacmi yaklaşık 1-2 L/kg’dır. Risperidon plazmada albümin ve alfa1-asit glikoproteine bağlanır. Risperidonun proteinlere bağlanma oranı %88, 9 hidroksi-risperidonun %77’dir. Uygulamadan bir hafta sonra, dozun %70’i idrar ve %14’ü feçes ile atılır. İdrarla atılan dozun %35-45’ini risperidon ve 9-hidroksi-risperidon oluşturur. Kalan inaktif metabolitlerdir. Yaşlı ve böbrek yetmezliği olan hastalara tek dozun uygulandığı bir çalışmada daha yüksek plazma düzeyleri ve daha yavaş bir eliminasyon görülmüştür. Risperidonun plazma düzeyleri karaciğer yetmezliği olan hastalarda  normal bulunmuştur. Çocuklarda risperidon, 9-hidroksi-risperidon ve aktif bileşenin farmakokinetikleri yetişkinlerinkiyle aynıdır.

Farmasötik Şekli

Film Tablet

Formülü

Her film tablet; 6 mg Risperidon,  Boyar madde olarak; titanyum dioksit (E171), kinolin sarısı (E 104), sunset sarısı (E 110 ) ihtiva eder.

İlaç Etkileşmeleri

RESTELA’nın diğer ilaçlarla birlikte kullanımı sistemik olarak değerlendirilmemiştir. RESTELA santral etkisi nedeniyle diğer merkezi sinir sistemine etkili ilaçlarla kullanılırken ve alkol alırken dikkatli olunmalıdır. RESTELA’nın hipotansiyona yol açma potansiyeli bulunduğundan, bu potansiyele sahip diğer ilaçların hipotansif etkilerini artırabilir. RESTELA, levodopa ve diğer dopamin agonistlerinin etkilerini antagonize edebilir. Amitriptilin, risperidonun veya aktif antipsikotik fraksiyonunun farmakokinetiğini etkilemez. Simetidin ve ranitidin sadece aktif antipsikotik fraksiyonu ile sınırlı olmak üzere risperidonun biyoyararlanımını arttırırlar. Klozapinin risperidon ile birlikte kronik olarak uygulanması, risperidonun klerensini azaltabilir.  Karbamazepin ve Karaciğer Enzimlerini İndükleyen Diğer İlaçlar : Karbamazepinin, risperidonun plazmadaki aktif antipsikotik fraksiyonunu azalttığı gösterilmiştir. Karaciğer enzimlerini indükleyen diğer ilaçlarla (örneğin fenitoin, rifampin ve fenobarbital) da benzer etkiler görülebilir. Karbamazepin ya da diğer karaciğer enzimlerini indükleyen ilaçların kesilmesinden sonra RESTELA’nın dozu tekrar değerlendirilmeli ve gerekiyorsa azaltılmalıdır.  Fluoksetin ve Paroksetin : Fluoksetin ve paroksetin, risperidonun plazma konsantrasyonlarını arttırır, ancak ilacın aktif antipsikotik fraksiyonunu daha az arttırır. Birlikte fluoksetin veya paroksetin tedavisi başlandığında veya kesildiğinde RESTELA dozu hekim tarafından tekrar değerlendirilmelidir.   Lityum, Valproat ve Digoksin : RESTELA lityum, valproat veya digoksinin farmakokinetiklerini klinikle ilgili olarak etkilemez. CYP 2D6 ve Diğer CYP İzozimlerini İnhibe Eden İlaçlar : Fluoksetine,paroksetine,klorpramazin,delavirdin,mikonazol,pergolid,kinidine,kinin,ritonavir,ropinirol gibi CYP 2D6 inhibitörleri risperidonun plazma konsantrasyonlarını arttırır, ancak ilacın aktif antipsikotik fraksiyonunu daha az arttırır. CYP3A4 inhibitörü eritromisin risperidon ve aktif antipsikotik fraksiyonların farmakokinetiklerini klinikle ilgili olarak etkilemez. CYP 2D6 Tarafından Metabolize Edilen İlaçlar : Risperidon, CYP 2D6 tarafından metabolize edilen donepezil ve galantaminin farmakokinetiklerini anlamlı şekilde etkilemez. Metoklopramid  ekstraprimidal semptomların görülme riskini arttırabilir. Verapamil, risperidon’un etkilerini ve seviyelerini artırabilir. Bitkisel ilaçlar ve Nutrasötik : Kava kava, gotu kola, valerian ve St John’s wort (Sarı kantaron ektresi) ile birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.  Fenotiyazinler, trisiklik antidepresanlar ve bazı beta blokerler risperidonun düzeyini arttırır ama aktif antipsikotik fraksiyonu etkilemez. Risperidon plazma proteinlerine büyük oranda bağlanan ilaçlarla birlikte alındığında, ilaçlardan herhangi birinde klinik açıdan anlamlı bir plazma proteinlerinden ayrılma durumu görülmez.

Kontraendikasyonlar

RESTELA, risperidona veya formülasyondaki herhangi bir bileşene aşırı duyarlılığı olanlarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Gıdalar RESTELA’nın absorpsiyonunu etkilemediğinden aç veya tok karnına alınabilir.  Şizofreni Diğer nöroleptiklerden geçiş: RESTELA tedavisi başlandığında, tıbbi olarak uygun olduğunda daha önceki tedavi tedricen kesilebilir. Tıbbi olarak uygun olduğunda, depo nöroleptiklerden geçiş için bir sonraki depo enjeksiyon yerine RESTELA tedavisine başlanabilir. Antiparkinson tedaviye devam edilip edilmeyeceği periyodik olarak tekrar değerlendirilmelidir. Erişkinlerde: RESTELA, günlük dozu bir ya  da iki kerede verilebilir. Hastalar günde 2 mg RESTELA ile başlamalıdır. Doz ikinci gün 4mg’a yükseltilebilir. Üçüncü günden sonra doz sabit kalabilir ya da gerektiğinde bireyselleştirilebilir. Çoğu hasta için optimal doz 4-6 mg/gün’dür. Bazı hastalarda daha yavaş titrasyon ve daha düşük başlangıç ile idame dozları uygun olabilir. Günde 10 mg’ın üzerindeki dozların daha etkili olduğu görülmemiştir ve bu dozlar ekstrapiramidal semptomlara neden olabilir. Güvenilirliği araştırılmadığından, günde 16 mg’ın üzerine çıkılmamalıdır. Sedasyon gerektiğinde; RESTELA ile tedaviye bir benzodiazepin eklenebilir.  Yaşlılarda: Günde iki kez 0.5 mg ile başlanması önerilir. Doz günde iki kez 0.5 mg’lık artışlarla günde iki kez 1-2 mg’a getirilebilir. RESTELA, yaşlılar tarafından iyi tolere edilmektedir. Çocuklarda: Şizofrenide 15 yaşın altında kullanımına ait yeterli deneyim yoktur. Böbrek ve Karaciğer Hastalığı Olanlarda: Günde iki kez 0.5 mg ile başlanması önerilir. Doz günde iki kez 0.5 mg’lık artışlarla günde iki kez 1-2 mg’a getirilebilir, RESTELA daha ileri araştırmalar yapılıncaya kadar, bu hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Yaşlı Hastalarda Demansa Bağlı Davranış Bozukluklarında: Başlangıç dozu olarak günde iki kez 0.25 mg önerilir. Demanslı hastalarda bu doz gerektiğinde, en sık her iki günde bir olmak üzere günde iki kez 0.25 mg arttırılabilir. Çoğu hasta için optimal doz günde iki kez  0.5 mg’dır. Buna rağmen, bazı hastalar günde iki kez 1 mg’a kadar dozlardan faydalanabilir. Hastalar hedef dozlarına ulaştıklarında günde tek doz uygulaması gözden geçirilebilir.  Bütün semptomatik tedavilerde olduğu gibi devam eden RESTELA kullanımı sürekli olarak değerlendirilmeli ve uygunluğu kanıtlanmalıdır. Bipolar mani Risperidon günde 1 kez uygulanır ve başlangıç dozu olarak 2 mg önerilir. Gerekirse doz ayarlamaları 24 saatten az olmayan aralarla ve günde 1 mg’lık doz artışları ile yapılmalıdır. Önerilen doz aralığı günde 2-6 mg’dır. Bütün semptomatik tedavilerde olduğu gibi devam eden RESTELA kullanımı sürekli olarak değerlendirilmeli ve uygunluğu kanıtlanmalıdır. Davranış ve Diğer Yıkıcı Davranış Bozukluklarında 50 kg veya üzerinde olan hastalarda Başlangıç dozu olarak günde bir defa 0.5 mg önerilir. Bu doz gerektiğinde, en fazla gün aşırı olmak kaydıyla 0.5 mg’lık dozlarla arttırılabilir. Birçok hasta için optimum doz günde bir defa 1 mg’dır. Yine de bazı hastalarda günde bir defa 0.5 mg ile, bazılarında ise günde bir defa 1.5 mg ile en iyi sonuç alınabilir. 50 kg’ın altında olan hastalarda Başlangıç dozu olarak günde bir defa 0.25 mg önerilir. Bu doz gerektiğinde, en fazla gün aşırı olmak kaydıyla 0.25 mg’lık dozlarla arttırılabilir. Birçok hasta için optimum doz günde bir defa 0.5 mg’dır. Yine de bazı hastalarda günde bir defa 0.25 mg ile, bazılarında ise günde bir defa 0.75 mg ile en iyi sonuç alınabilir. Tüm semptomatik tedavilerde olduğu gibi, RESTELA’nın sürekli kullanımı tedavi süresince değerlendirilmeli ve gözlenmelidir. 5 yaşın altındaki çocuklarda kullanımına dair yeterli deneyim yoktur.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

RESTELA 0.5 mg, 20 Film Tablet içeren blister ambalajlarda. RESTELA 1 mg, 20 Film Tablet içeren blister ambalajlarda. RESTELA 2 mg, 20 Film Tablet içeren blister ambalajlarda. RESTELA 3 mg, 20 Film Tablet içeren blister ambalajlarda. RESTELA 4 mg, 20 Film Tablet içeren blister ambalajlarda.

Ruhsat Sahibi

DEVA HOLDİNG A.Ş. Halkalı Merkez Mah. Basın Ekspres Cad. 34303 No:1 Küçükçekmece/İSTANBUL

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

27.05.2008- 124/68  

Saklama Koşulları

25 °C’ nin altındaki oda sıcaklığında ışıktan ve nemden koruyarak saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

RESTELA 6 mg, 20 Film Tablet içeren blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Diğer yeni nesil (atipik) antipsikotik ilaçlarda olduğu gibi  bu ilaç da demansı olan yaşlı hastaların psikozlarında kullanıldığında serebrovasküler olaylar, enfeksiyon, kalp yetmezliği ile ani ölüm vb nedenlerle ölüm riskinde artışa neden olma olasılığı taşımaktadır. Uzun  QT sendromu / Torsades de Pointes’e neden olabilir. Bu nedenle tanısı konmuş veya şüpheli konjetinal uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointes hastalarında kesinlikle kullanılmamalıdır. Kadınlarda Torsades de Pointes oluşma riski erkeklerden daha fazla olabilir. Nöroleptik Malign Sendrom (NMS) : Yüksek ateş, kas rijiditesi,  kan basıncı ve nabız düzensizlikleri, bilinç bulanıklığı ve yüksek kreatinin fosfokinaz enzim düzeyleri ile kendini gösteren Nöroleptik Malign Sendrom (NMS), klasik nöroleptiklerin kullanımı sırasında bildirilmiştir. NMS’li hastaların teşhisine yönelik değerlendirmeler karmaşıktır. Teşhise ulaşmada, ciddi tıbbi hastalıklardan (örneğin, pnömoni, sistemik enfeksiyonlar gibi) ve tedavi edilmemiş yada uygun tedavisi yapılmamış ekstrapiramidal bulgu ve belirtilerden ayırımının yapılması önemlidir. Bununla birlikte teşhiste, santral antikolinerjik toksisite, sıcak çarpması, ilaç ateşi ve primer santral sinir sistemi patolojilerinden de ayırım önemlidir. NMS tedavisi; RESTELA dahil olmak üzere tüm nöroleptik ve antipsikotiklerin kesilmesi, yoğun semptomatik tedavi ve tıbbi izleme, birlikte bulunan ciddi tıbbi sorunlara yönelik uygun spesifik tedavileri içerir. Komplike olmayan NMS’nin, üstünde genel anlaşmaya varılmış olan, spesifik bir farmakolojik tedavi rejimi yoktur. Hasta NMS’den iyileştikten sonra eğer antipsikotik ilaç tedavisi gerekiyorsa, ilaç tedavisinin yeniden uygulanmasıyla ortaya çıkabilecek potansiyel durumlar üzerinde dikkatlice düşünülmelidir. NMS’nin yeniden ortaya çıktığı, bazı hastalarda rapor edildiğinden, hasta dikkatlice izlenmelidir.  Tardif Diskinezi : Dopamin reseptörlerini bloke eden ilaçlar, özellikle dil ve/veya yüzde istemsiz ritmik hareketler ile karakterize tardif diskinezi gelişimi ile ilgili bulunmuştur. Bu durumun görülmesi yaşlılarda, özellikle de yaşlı kadınlarda daha sık olmakla birlikte, antipsikotik tedaviye başladıktan sonra hangi hastalarda ortaya çıkacağını tahmin etmek imkansızdır. Antipsikotik ilaçların tardif diskineziyi oluşturma potansiyelleri arasındaki farklar bilinmemektedir. Tardif diskinezi gelişme riski ve olasılığının, antipsikotik ilaç tedavisi süresinin ve toplam kümülatif dozunun artmasıyla irreversibl olarak görüleceğine inanılmaktadır. Bununla birlikte daha az sıklıkla da olsa, düşük dozlarda ve kısa tedavi süreleri sonrasında da tardif diskinezi gelişebilir. Antipsikotik tedavi sonlandırıldığında, tardif diskinezi kısmen veya tamamen ortadan kalkmış olsa da, yerleşmiş tardif diskinezinin bilinen bir tedavisi yoktur. Antipsikotik tedavinin kendisi, tardif diskinezinin bulgu ve belirtilerini kısmen veya tamamen baskılayabilir. Böylelikle muhtelemen altta yatan olayı maskeleyebilir. Belirtilerin baskılanmasının, uzun vadede getireceği sonuçlar bilinmemektedir. Ekstrapiramidal belirtileri görülmesinin tardif diskinezi gelişiminde bir risk faktörü olduğu bildirilmiştir.  RESTELA’nın ekstrapiramidal semptomları geliştirme potansiyeli daha az olduğundan klasik nöroleptiklerle karşılaştırıldığında, tardif diskinezi yapma riski daha azdır. Tardif diskinezi belirtileri görüldüğünde RESTELA ve tüm nöroleptikler kesilmelidir.  Demansla İlişkili Psikozu Bulunan Yaşlı Hastalarda, Felcide İçeren Serebrovasküler Yan Etkiler: Demanslı yaşlı hastalarda yapılan çalışmalarda, oral RESTELA ile tedavi edilen hastalarda (ortalama 85 yaş; 73-97), serebrovasküler bozukluklar ve geçici iskemik atakları içeren serebrovasküler advers olayların insidansının, plasebo kullanan hastalara göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Hiperglisemi ve Diabetes Mellitus (DM) : RESTELA’nın da dahil olduğu atipik antipsikotiklerle yapılan tedavi sırasında hastalarda hiperglisemi, bazı vakalarda aşırı hiperglisemi ve ketoasidoz veya hiperosmolar koma yada ölüm olayları rapor edilmiştir. Atipik antipsikotiklerin kullanımı ile hiperglisemiyle ilişkili yan etkiler arasındaki bağlantı tam olarak anlaşılamamıştır. DM tanısı almış hastalar, atipik antipsikotik kullanmaya başladıklarında, glukoz kontrolünde kötüleşmeyi test etmek açısından düzenli olarak izlenmelidir. DM risk faktörlerini (obesite, diabet ile ilgili aile hikayesi) taşıyan hastalara atipik antipsikotik tedavisinin başlangıcında ve tedavi süresince periyodik olarak açlık kan glukoz seviyesi testleri yapılmalıdır. Atipik antipsikotik ilaç tedavisi alan hastalar, hiperglisemi semptomları (polidipsi, poliüri, polifaji ve halsizlik) yönünden izlenmelidir.  Ortostatik Hipotansiyon : RESTELA’nın alfa-adrenerjik reseptörleri bloke etmesine bağlı olarak özellikle tedavinin başlangıç döneminde baş dönmesi, taşikardi ve bazı hastalarda senkop şeklinde ortaya çıkan ortostatik hipotansiyon görülebilir. Ortostatik hipotansiyon ve senkop görülme riski, başlangıç dozununun normal erişkinlerde günlük toplam 2 mg, yaşlılarda ve renal yada hepatik fonksiyon bozukluğu olanlarda günde iki kere 0.5 mg olacak şekilde azaltılmasıyla en aza indirilebilir. RESTELA kadiyovasküler hastalığı (örneğin kalp yetmezliği, miyokard enfarktüsü, ileti anomalileri, dehidratasyon, hipovolemi veya serebrovasküler hastalık) bilinen hastalarda dikkatle kullanılmalı ve doz yavaş yavaş, önerildiği gibi arttırılmalıdır. (Kullanım Şekli ve Dozu bölümüne bakınız). Hipotansiyon görüldüğünde doz azaltılmalıdır.  Nöbet : Klasik nöroleptikler, kriz eşiğini düşürdüğünden epilepsi hastalarında dikkatle kullanılmalıdır. Disfaji : Antipsikotik ilaç kullanımı ile ilişkili aspirasyon ve özofageal dismotilite oluşabilir. RESTELA ve diğer antipsikotik ilaçlar, aspirasyon pnömonisi riski taşıyan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.  Hiperprolaktinemi : Diğer dopamin D2 reseptör antagonisti ilaçlar gibi, risperidon da prolaktin seviyelerini yükseltir ve kronik uygulama sırasında kalıcı prolaktin yüksekliğine neden olur. Galaktore, amenore, jinekomasti ve impotans gibi rahatsız edici belirtiler verse de, yükselmiş serum prolaktin seviyesinin çoğu hasta için klinik önemi bilinmemektedir. Hiçbir klinik yada epidemiyolojik çalışma, bu sınıf ilaçların kronik olarak verilmesiyle, insanda tümör oluşması arasında bir ilişki olduğunu göstermemiştir.  Kognitif ve Motor Fonksiyon Bozukluğu : RESTELA tedavisiyle ilişkili olarak hastalarda uykuya meyil görülebilir. RESTELA hastalarda karar verme, düşünme ve motor becerileri bozma potansiyeli taşıdığından, hastalar RESTELA’nın kendilerinde bu yönde bir yan etkiye yol açmadığından emin olana kadar arabanında dahil olduğu tehlikeli araç kullanımından sakınmaları konusunda uyarılmalıdırlar. Priapizm : Nadiren priapizm vakaları rapor edilmiştir. Trombotik Trombositopenik Purpura (TTP) : RESTELA tedavisiyle ilişkisi bilinmemekle beraber, tek bir vakada TTP rapor edilmiş ve sonuçta plazmaferez tedavisi sonrası iyileşme sağlanmıştır. Antiemetik Etki : Risperidonun hayvanlarda antiemetik etkisi vardır ve bu etki insanlarda da görülebilir. Böyle bir durumda risperidon kullanımı, bazı ilaçların aşırı dozlarının veya intestinal obstruksiyon, beyin tümörü ve Reye sendromu gibi durumların belirti ve bulgularını maskeleyebilir. Vücut Isısının Regülasyonu : Antipsikotik ilaçlar vücut ısısının regülasyonunu bozabilir. Oral risperidon kullanımıyla ilişkili hipotermi ve hipertermi vakaları rapor edilmiştir. Aşırı ısıya maruz kalacak hastalara dikkatli olmaları önerilmelidir. İntihar : Şizofreni hastalarında intihar riski mevcuttur ve böyle yüksek riskli hastalarda ilaç tedavisi sırasında yakın gözlem gerekir. Aşırı dozu önlemek amacıyla, bu hastalara RESTELA mümkün olan en küçük miktarda tabletler şeklinde reçete edilmelidir. Birlikte Başka Hastalığı Olan Hastalarda Kullanımı : Lewy body demans veya Parkinson hastalığı olan hastalar nöroleptik malign veya parkinson benzeri semptomların kötüleşmesi riski artabileceğinden bu hastalara antipsikotikler reçete edilirken hekim tarafından risk ve yarar değerlendirilmelidir. Metabolizmanın yada hemodinamik yanıtların etkilenebileceği hastalık veya durumları olan hastalara, RESTELA kullanımı sırasında dikkatli olmaları tavsiye edilmelidir. Şiddetli renal fonksiyon bozukluğu (kreatinin klerensi <30ml/dk) olan hastalarda, risperidon ve 9-hidroksirisperidonun plazma konsantrasyonlarında artış görülür. Şiddetli hepatik fonksiyon bozukluğunda ise risperidonun serbest fraksiyonunda artış olur. Böyle hastalarda tedaviye daha düşük dozlarda başlanmalıdır (Kullanım Şekli ve Dozu bölümüne bakınız). Yaşlı hastalar, böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalar ve demanslı yaşlı hastalarda özel dozaj uygulaması için “Kullanım şekli ve Dozu” bölümüne bakınız. Kilo alımına karşı hastalar aşırı gıda tüketmemeleri konusunda uyarılabilirler. Gebelikte Kullanımı Gebelik Kategorisi : C Gebe kadınlarda yeterli ve iyi kontrol edilmiş çalışmalar bulunmamaktadır. RESTELA, gebelik sırasında fetus üzerindeki potansiyel yararları, potansiyel risklerinden üstün gelmedikçe kullanılmamalıdır. Laktasyonda Kullanımı Risperidon ve 9-hidroksi-risperidonun anne sütüne geçtiği de belirlenmiştir. Bu yüzden RESTELA kullanan annelerin emzirmeleri önerilmez.  Araç ve Makine Kullanımına Etkisi RESTELA zihinsel uyanıklık gerektiren fonksiyonları etkileyebilir. Bu yüzden hastaların, bireysel duyarlılıkları anlaşılıncaya kadar, araç ve makine kullanmaları önerilmez.

Üretim Yeri

LABORATORIO TEDEC MEIJI FARMA, SA. Ctra. M-300, Km. 30500 Alcale de Henares Madrid-İspanya’da üretilmiştir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

RESTELA genellikle iyi tolere edilir ve çoğu zaman yan etkilerin altta yatan hastalıklardan ayrılması zordur. RESTELA kullanımı ile ilgili gözlenen yan etkiler aşağıdaki gibidir: Sık : Santral Sinir Sistemi : Uykusuzluk, ajitasyon, anksiyete, baş ağrısı ve doza bağlı olarak ekstrapiramidal semptomlar görülebilir. Sedasyon yetişkinlerden çok çocuklar ve ergenlerde gözlenmiştir. Genel olarak,  sedasyon hafif ve geçicidir. Gastrointestinal Sistem : Kilo alma. Seyrek : Kardiyovasküler Sistem : Hipotansiyon (özellikle ortostatik), taşikardi. Santral Sinir Sistemi : Sedasyon, baş dönmesi, huzursuzluk, distonik reaksiyonlar, psödoparkinsonizm, tardif diskinezi, nöroleptik malign sendrom, santral ısı regülasyonunda değişme, sinirlilik, bitkinlik, uyuklama, halusinasyon, tremor, hipoestezi, akatizi. Dermatolojik :  Fotosensitivite, döküntü, ciltte kuruluk, sebore, akne. Endokrin ve Metabolik : Amenore, galaktore, jinekomasti, seksüel disfonksiyon. Gastrointestinal Sistem : Karın ağrısı, konstipasyon, dispepsi, bulantı/kusma, iştahsızlık, ishal, kilo değişiklikleri. Genitoüriner Sistem : Poliüri. Nöromusküler ve İskelet Sistemi : Miyalji. Oküler :  Görme bozukluğu. Solunum Sistemi : Rinit, öksürük, sinüzit, farenjit, dispne.  Çok Seyrek : Diabetes Mellitus, hiperglisemi, inme, geçici iskemik atak, anaflaktik reaksiyon, QTc uzaması. RESTELA’nın ekstrapiramidal semptomlar geliştirme potansiyeli klasik nöroleptiklerden daha azdır. Buna rağmen, bazı hastalarda ekstrapiramidal semptomlar (tremor, rijidite, hipersalivasyon, bradikinezi, akatizi, akut distoni) görülebilir.   Bu belirtiler genellikle hafif ve gerektiğinde doz azaltıp ve/veya antiparkinson ilaçlar verildiğinde geçicidir. Akut manili hastalarda yapılan klinik çalışmalarda risperidon tedavisi ile EPS görülme sıklığı %10’dan daha düşüktür. Bu oran klasik nöroleptiklerle tedavi edilen hastalarda gözlenenden daha düşüktür. Bazı hastalarda, özellikle başlangıç dozunu takiben, (ortostatik) hipotansiyon ve (refleks) taşikardi veya hipertansiyon görülmüştür (Uyarılar/Önlemler bölümüne bakınız). Nötrofil ve/veya trombosit sayısında azalma görülebilir. RESTELA doza bağlı prolaktin seviyelerinde yükselmeye neden olabilir. Muhtemel belirtileri galaktore, jinekomasti, menstrüel siklüs düzensizlikleri ve amenore olabilir. Kilo artışı (Uyarılar/Önlemler bölümüne bakınız), ödem ve karaciğer enzimlerinde yükselme RESTELA tedavisi sırasında gözlenmiştir. RESTELA ile tedavi sırasında serebrovasküler bozukluklar ve geçici iskemik atakların dahil olduğu serebrovasküler advers etkiler gözlenmiştir (uyarılar önlemler bölümüne bakınız). Risperidon tedavisi sırasında çok ender durumlarda hiperglisemi ve daha önceden varolan diyabetin şiddetlendiği bildirilmiştir. Klasik nöroleptiklerde olduğu gibi, psikotik hastalarda polidipsiye ya da antidiüretik hormonun uygunsuz salımına bağlı su intoksikasyonu, tardif diskinezi, Nöroleptik Malign Sendrom, vücut ısısında düzensilikler ve epilepsi nöbetleri gözlenmiştir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Belirti ve Bulguları : İlaç alımından kısa bir süre sonra bulantı, kusma ve giderek artan letarji oluşur. Ciddi karaciğer hastalığı mevcutsa bilinç kaybı oluşabilir. Cilt, idrar, tükrük, gözyaşı ve feçes kahverengi-kırmızı veya oranj renk alır. Bu rengin yoğunluğu alınan ilaç miktarıyla orantılıdır. Ciddi doz aşımında bir kaç saat içinde karaciğer hassasiyeti ve büyümesi ve hızla sarılık oluşabilir Bilirubin seviyesi hızla yükselebilir. Özellikle karaciğer hastalığı olanlarda enzimlerde yükselme olur.   Tedavi : Gastrik lavajı ile mide içeriği boşaltılmalı ve sonra mide içerisine aktif karbon uygulanarak, kalan ilacın absorbsiyonu engellenmelidir. Ciddi bulantı kusma varsa antiemetik uygulanabilir. Aktif diürez ilacın atılımını arttırır. Bazı hastalarda hemodiyaliz faydalı olabilir. Daha önceden karaciğer bozukluğu olmayan hastalarda 72 saat içinde karaciğer fonksiyonları normale dönebilir.

Endikasyonlar

Tüberküloz : Rifampisin tüberkülozun bütün formlarında etkilidir.(Pulmoner, ekstra pulmoner, milliyer)   Meningokok Taşıyıcıları : N.meningitidis’in asemptomatik taşıyıcılarının tedavisinde, nazo-farinksten menengokokların uzaklaştırılmasında endikedir. Meningokok enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılmaz.

Farmakodinamik Özellikler

Rifampisin semisentetik bir antibiyotiktir. Hassas bakterilerin RNA polimeraz aktivitesini inhibe ederek bakterisid etki gösterir. Rifampisin Mycobacterium tuberculosis ve M.lepra’ya karşı çok etkilidir ve bu bakteriler üzerinde yüksek sterilizan etkisi vardır.   Rifampisin ayrıca gram (+) bakterilerden özellikle Staphylococ’lara, gram (-) bakterilerden N.meningitidis, N.gonorrhoeae, Haemophilus influenzae ve Legionella spp’ye karşı etkilidir. Rifampisine karşı krosrezistans sadece diğer rifampisinler ile oluşabilir.

Farmakokinetik Özellikler

Rifampisin, oral olarak alındıktan sonra gastrointestinal sistemden tamamen absorbe olur. Biyolojik yarı ömrü 600 mg’lık bir doz alımından sonra ortalama 3 saattir. Rifampisinin % 80’i proteinlere bağlanır. Serebrosipinal sıvı da dahil olmak üzere tüm sıvılarda etkili konsantrasyonlara ulaşır. Asıl atılım yolu safra ile olup, çok az miktarda da idrarla atılır.

Farmasötik Şekli

Sert jelatin kapsül

Formülü

Beher kapsül 300 mg Rifampisin ihtiva eder. Jelatin Kapsül : Boyar madde olarak, titanyum dioksit, eritrosin, indigo karmin içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Sitokrom P-450 enzimleri ve diğer etkileşim:   Rifampisin’in bazı sitokrom P-450 enzimlerini indüklediği bilinmektedir. Sitokrom P-450 enzimiyle metabolize olan diğer ilaçların Rifampisin ile birlikte uygulanması bu ilaçların metabolize olmasını hızlandırabilir ve bu ilaçların aktivitelerini azaltabilir. Dolayısıyla sitokrom P-450 enzimiyle metabolize edilen diğer ilaçlarla birlikte Rifampisin kullanılmasında dikkatli olunmalıdır. Optimum terapötik kan düzeylerinin sürdürülmesi için Rifampisin’e başlanırken ya da birlikte uygulanan Rifampisin kesilirken bu enzimler tarafından metabolize edilen bu ilaçların dozajlarının ayarlanması gerekebilir.   Sitokrom P-450 enzimiyle metabolize edilen ilaçlara örnekler aşağıdaki gibidir: Rifampisin, antikonvülzanlar (örn: fenitoin), antiaritmikler (örn: dizopiramid, meksiletin, kinidin, propafenon, tokainid), antiöstrojenler (örn: tamoksifen, toremifen), antipsikotikler (örn: haloperidol), oral antikoagülanlar (örn: varfarin), antifungaller (örn: flukonazol, itrakonazol, ketokonazol), antiretroviral ilaçlar (zidovin, sakinavir, indinavir, efeviranz), barbitüratlar, betablokerler, benzodiazepinler (örn: diazepam), benzodiazepinle ilgili ilaçlar (zolpiklon, zolpidem), kalsiyum kanal blokerleri (örn: diltiazem, nifedipin, verapamil), kloramfenikol, klaritromisin, kortikosteroidler, kardiyak glikozidler, klofibrat, sistemik hormonal kontraseptifler, dapson, doksisilin, östrojenler, florokinolonlar, gestrinon, oral glisemik ajanlar (örn: sülfonilüreler), immünosupresif ajanlar (örn: siklosporinler), takrolimus), irinotekan, levotiroksin, narkotik analjezikler, metadon, prazikuantel, progestinler, kinin, riluzol, selektif 5-HT3 reseptör antagonistleri (örn: ondansetron), CYP3A4 ile metabolize olan statinler, telitromisin, teofilin, tiazolidinedionlar (örn: rosiglitazon), trisiklik antidepresanlar (örn: amitriptilin, nortriptilin).   Rifampisinin sakinavir/ritonavir kombinasyonları ile aynı anda kullanımı hepatotoksisite potansiyelini arttırabilir. Dolayısıyla rifampisinin sakinavir/ritonavir kombinasyonları ile aynı anda kullanımı kontrendikedir.   Atovakon ve rifampisin birlikte kullanıldığında, atovakon konsantrasyonlarının azaldığı (> % 50 oranında) ve rifampisin konsantrasyonlarının arttığı (> % 30 oranında) gözlenmiştir. Ketokonazol ve Rifampisin’in birlikte kullanılması, her iki ilacın serum konsantrasyonlarının azalmasıyla sonuçlanmıştır.   Rifampisin ve enalaprilin birlikte kullanılması, enalaprilin aktif metabolit olan enalaprilatın konsantrasyonlarında azalmayla sonuçlanmıştır. Hastanın klinik durumu gerektirdiğinde, dozaj ayarlamaları yapılmalıdır.   Birlikte antasit uygulanması, Rifampisin’in emilimini azaltabilir. Günlük Rifampisin dozları antasitlerin alınmasından en az 1 saat önce verilmelidir.   Rifampisin halotan ya da izoniazid ile birlikte verildiğinde, hepatotoksisite potansiyeli artar. Rifampisin ve halotanın birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.   Rifampisin ve izoniazidi birlikte kullanan hastalar hepatotoksisite açısından yakından izlenmelidir.   Rifampisin almakta olan hastalarda KIMS (Kinetic Interaction of Microparticles in Solution) yöntemi kullanıldığında opiatlar için çapraz reaktivite ve yanlış-pozitif idrar tarama testleri bildirilmiştir. Gaz kromatografisi/kütle spektrometrisi gibi doğrulama testleri rifampisini opiatlardan ayırt edecektir.   Oral kontraseptif kullanan hastalara nonhormonal bir doğum kontrol metodu önerilmelidir. Keza diyabetin kontrolü de zorlaşabilir. Probenesid, rifampisinin kan düzeyini artırır.   İlaç / Laboratuvar Etkileşimi : Rifampisinin terapötik seviyeleri, vitamin B12 ve folatın standart mikrobiyolojik ölçümünü inhibe eder. Bu nedenle başka ölçüm metodları kullanılmalıdır. Karaciğer fonksiyon testlerinde geçici yükselmeler (SGOT, SGPT, bilirubin  alkali  fosfatoz) ve safra  kesesi  tetkikinde  kullanılan  kontras  maddenin  bilier ekskresyonunda azalma görülebilir. Bu nedenle bu testler, rifampisinin sabah dozu verilmeden önce yapılmalıdır.

Kontraendikasyonlar

Rifampisine aşırı duyarlılığı olanlarda, sarılıkta kullanılmamalıdır. Rifampisinin sakinavir/ritonavir kombinasyonları ile aynı anda kullanımı kontrendikedir

Kullanım Şekli Ve Dozu

Tüberküloz Tedavisinde :   Erişkinlerde : Tavsiye edilen günlük doz 50 kg altındaki erişkinlerde günde bir kez 450 mg (bu doz, Rifcap 150 mg’dan 3 kapsül alınarak elde edilir), 50 kg üstündeki erişkinlerde günde bir kez 600 mg (Rifcap 300 mg’dan 2 kapsül)’dür.   Çocuklarda : 10 mg/kg/gün’dür. Günlük düz 600 mg’ı geçmemelidir.   Rifampisinin emilimi gıdalardan etkilenebileceğinden yemeklerden bir saat önce veya 2 saat sonra aç karnına kullanılmalı ve günlük doz 1 kerede alınmalıdır.   Tüberküloz tedavisinde rifampisin daima, en azından diğer bir antitüberküloz ilaç ile birlikte kullanılmalı ve tedaviye en az bir yıl devam edilmelidir.   Rifampisin intermitant tedavide ve menengokok tedavisinde kullanılmamalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Rifcap 150 mg kapsül, 8 ve 16 kapsüllük blister ambalajda. Rifcap Süspansiyon 80 ml

Ruhsat Sahibi

KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi  A.Ş. Bağlarbaşı, Gazi Cad. 64-66 Üsküdar / İSTANBUL

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

27.11.2007 – 213/34

Saklama Koşulları

25 o C’nin altındaki oda sıcaklığında ve kuru bir yerde muhafaza ediniz ÇOCUKLARIN GÖREMEYECEĞİ, ERİŞEMEYECEĞİ YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Beher kapsülde 300 mg Rifampisin ihtiva eden 8, 16 ve 60 kapsüllük blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Rifampisin, karaciğer bozukluğuna neden olabileceğinden, karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda ancak çok gerekliyse, sıkı tıbbi kontrol altında ve dikkatle kullanılmalıdır. Bu hastalarda karaciğer enzimleri (SGOT, SGPT) tedavi öncesi kontrol edilmeli ve tedavi sırasında her 2-4 haftada bir kontroller tekrarlanmalıdır. Şayet hepatoselüler hasar bulgusu saptanırsa tedavi kesilmelidir. Bazı hastalarda tedavinin başlangıcında (bilirubin ve rifampisinin atılım yollarının ortak olması ve buradaki yarışma nedeniyle) hiperbilirubinemi oluşabilir. Seyrek olarak tedavi sırasında orta derecede bilirubin ve/veya transaminaz yükselmesi oluşabilir. Bu durumda testleri tekrar ederek enzimlerin  trendi  izlenmeli  ve  hastalarında klinik durumu göz önüne alınarak tedavinin devam edip etmeyeceğine karar verilmelidir. Rifampisinin yukarıda bahsedilen etkilerinden dolayı tüm hastaların tedavi öncesi transaminaz ve bilirubin değerleri kontrol edilmeli, tam kan sayımı yapılmalı ve tedavi esnasında da bu testler periyodik olarak tekrarlanmalıdır. Rifampisin tedavisi sırasında hastaların idrar, feçes, tükrük, balgam, ter ve göz yaşının  kırmızı-oranj  bir renk alabileceği,  hastalara  bildirilmelidir. Rifampisin tedavisi sırasında oral kontraseptiflerin etkinlikleri azalabileceğinden, hastalara başka korunma yöntemleri önerilmelidir.   İmmunolojik Reaksiyonlar ve Anaflaksi: Anaflaksiyi de içeren immünolojik reaksiyon daha çok aralıklı tedavi ile ortaya çıkar (haftada 2 veya 3 kezden az); bu nedenle hastalar yakından izlenmelidir. Hatsalar, tedavi rejimini bozdukları takdirde immünolojik reaksiyonların ortaya çıkabileceği konusunda uyarılmalıdır.   Rifampisin ile tübeküloz tedavisi uygulanan erişkinlerde, başlangıçta hepatik enzimlerin, bilirubinin, serum kreatininin ölçülmesi, tam kan sayımı ve trombosit sayımının (ya da tahmininin) gerçekleştirilmesi gerekir. Komplikasyon oluşturan bir durum bilinmediği ya da klinik olarak böyle bir durumdan kuşkulanılmadığı sürece, çocuklarda başlangıç testleri gerekli değildir.   Tedavi sırasında hastalar en az ayda bir kere görülmeli ve advers reaksiyonlarla ilişkili semptomlar konusunda spesifik olarak sorgulanmalıdır. Anormallik saptanan hastaların tümü, gerektiği takdirde laboratuvar testlerinin yapılması da dahil olmak üzere, takip edilmelidir.   Rifampisin adrenal hormonlar, tiroid hormonları ve D vitamini de dahil olmak üzere endojen substratların metabolizmasını arttırabilecek enzim indüksiyonu özelliklerine sahiptir. İzole bildirilerde, delta amino levulinik asit sentetaz indüksiyonunun bir sonucu olarak porfirinin alevlenmesi Rifampisin kullanımıyla ilişkilendirilmiştir.   Hamilelikte Kullanımı Gebelik kategorisi C’dir. Rifampisin ile gebe kadınlarda yapılmış iyi kontrollü araştırmalar bulunmamaktadır.   Rifampisin’in yüksek dozlarda verildiğinde, kemirgenlerde teratojenik olduğu gösterilmiştir.   Rifampisin’in plasenta bariyerini geçtiği ve kordon kanında bulunduğunun bildirilmiş olmasına karşın, tek başına ya da diğer antitüberküloz ilaçlarla kombinasyon halinde insan fetusu üzerindeki etkileri bilinmemektedir.   Rifampisin gebeliğin son birkaç haftası içinde kullanıldığı taktirde, anne ve çocukta postnatal hemorajilere neden olabilir; bunlar için K vitamini tedavisi endike olabilir.   Bu nedenle, Rifampisin gebe kadınlarda ya da çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda ancak potansiyel yararı fetus için riske ağır basması durumunda kullanılmalıdır.   Uzun dönemde fertilite bozukluğu potansiyeline ilişkin bilinen insan verileri bulunmamaktadır.   Emzirme : Süte geçtiğinden ya ilaç kesilmeli ya da emzirme yapılmamalıdır.   Araç ve Makine Kullanımına Etkisi: Konsantrasyon bozukluğuna neden olduğundan araç ve makine kullanırken dikkatli olunmalıdır.

Üretim Yeri

KOÇAK FARMA İlaç ve Kimya Sanayi  A.Ş. Organize Sanayi Bölgesi Çerkezköy / TEKİRDAĞ

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Rifampisin tedavisi sırasında aşağıdaki yan etkilerin görülebileceği belirtilmiştir.   Gastrointestinal : Epigastrik yanma, iştahsızlık, bulantı, kusma, kramplar, diyare, psödomembranöz kolit, nadiren hepatit.   Hematolojik : Çoğunlukla aralıklı tedaviyle ilişkili olarak, purpura ile birlikte ya da purpura olmaksızın trombositopeni meydana gelebilir; ancak bu durum purpura meydana gelir gelmez ilaç kesilirse, geri dönüşümlüdür. Purpura ortaya çıktıktan sonra Rifampisin kullanımına devam edilmesi ya da yeniden başlanması durumlarında, serebral hemoraji ve ölümler bildirilmiştir.   Nadiren dissemine intravasküler koagülasyon da bildirilmiştir.   Rifampisin ile tedavi edilen hastaların küçük bir yüzdesinde eozinofili, lökopeni, ödem, kas güçsüzlüğü, miyopati oluştuğu bildirilmiştir.   Çok nadir olarak, agranülositoz bildirilmiştir.   S:S:S. : Baş ağrısı, ateş, halsizlik, ataksi, konsantrasyon bozukluğu, mental konfüzyon, kas zayıflığı, nadiren myopati. Göz : Görme bozukluğu.   Endokrin : Menstruasyon bozukluğu.   Renal : Üre ve ürik asit yükselmesi nadiren hemoglobinüri, hematüri, interstisiyel nefrit, renal yetmezlik.   Dermatolojik : Flushing, kaşıntı.   Hipersensivite Reaksiyonları : Kaşıntı, kızarıklık, sık görülmeyen ürtiker ve daha şiddetli kutanöz aşırı duyarlılık reaksiyonları oluşmuştur. Nadiren pemfigoid reaksiyon, Stevens-Johnson sendromu dahil eritema multifome, toksik epidermal nekroliz ve vaskülit bildirilmiştir..   Diğer : Yüz ve ekstremitelerde ödem, hipotansiyon.   Laboratuvar testleri : Karaciğer enzimlerinde (SGOT, SGPT) yükselme, bilirubinemi.   Çoğunlukla aralıklı doz rejimleriyle oluşan ve büyük bir olasılıkla immünolojik kaynaklı olan reaksiyonlar şunlardan oluşmaktadır: ateş epizodları, titreme, başağrısı, sersemlik hissi ve kemik ağrısından oluşan “flu sendromu”; nefes darlığı ve hırıltılı solunum; kan basıncında azalma ve şok; anafilaksi ; akut hemolitik anemi; genellikle akut tübüler nekroza ya da akut interstisyel nefrite bağlı akut böbrek yetmezliği.   "BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ"  
(Visited 97 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window