İlaç Sınıfı Beşeri İthal İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması SECALIP
Birim Miktarı 30
ATC Kodu C10AB05
ATC Açıklaması Fenofibrat
NFC Kodu CY
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Gecikmeli Diğer Kapsüller
Kamu Kodu A10883
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 31,03 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 27,7 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 8,96 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E408A
Başlıklar
  1. İlaç Etken Maddeleri
  2. İlaç Prospektüsü
    1. Doz Aşımı
    2. Endikasyonlar
    3. Farmakodinamik Özellikler
    4. Farmakokinetik Özellikler
    5. Farmasötik Şekli
    6. Formülü
    7. İlaç Etkileşmeleri
    8. Doz Aşımı
    9. Endikasyonlar
    10. Farmakodinamik Özellikler
    11. Farmakokinetik Özellikler
    12. Farmasötik Şekli
    13. Formülü
    14. İlaç Etkileşmeleri
    15. Kontraendikasyonlar
    16. Kullanım Şekli Ve Dozu
    17. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    18. Ruhsat Sahibi
    19. Ruhsat Tarihi Ve Numarası
    20. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    21. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    22. Doz Aşımı
    23. Endikasyonlar
    24. Farmakodinamik Özellikler
    25. Farmakokinetik Özellikler
    26. Farmasötik Form
    27. Farmasötik Şekli
    28. Formülü
    29. Geçimsizlikler
    30. İlaç Etkileşmeleri
    31. Kontraendikasyonlar
    32. Kontrendikasyonlar
    33. Kullanım Şekli Ve Dozu
    34. Küb’ Ün Yenileme Tarihi
    35. Müstahzar Adı
    36. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    37. Raf Ömrü
    38. Ruhsat Numarası(Ları)
    39. Saklama Koşulları
    40. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    41. Uyarılar/Önlemler
    42. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    43. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    44. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    45. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    46. İlaç Nasıl Kullanılır
    47. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    48. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    49. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    50. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    51. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    52. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    53. Etkin Maddeler
    54. Farmakodinamik Özellikler
    55. Farmakokinetik Özellikler
    56. Farmasötik Form
    57. Doz Aşımı
    58. Endikasyonlar
    59. Farmakodinamik Özellikler
    60. Farmakokinetik Özellikler
    61. Farmasötik Şekli
    62. Formülü
    63. İlaç Etkileşmeleri
    64. Kontraendikasyonlar
    65. Kullanım Şekli Ve Dozu
    66. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    67. Saklama Koşulları
    68. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    69. Uyarılar/Önlemler
    70. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    71. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    72. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    73. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    74. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    75. Ara Ürün
    76. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    77. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    78. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    79. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    80. İlaç Nasıl Kullanılır
    81. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    82. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    83. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    84. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    85. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    86. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    87. Etkin Maddeler
    88. Doz Aşımı
    89. Endikasyonlar
    90. Farmakodinamik Özellikler
    91. Farmakokinetik Özellikler
    92. Farmasötik Şekli
    93. Formülü
    94. İlaç Etkileşmeleri
    95. Kontraendikasyonlar
    96. Kullanım Şekli Ve Dozu
    97. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    98. Saklama Koşulları
    99. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    100. Uyarılar/Önlemler
    101. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    102. Doz Aşımı
    103. Endikasyonlar
    104. Farmakodinamik Özellikler
    105. Farmakokinetik Özellikler
    106. Farmasötik Şekli
    107. Formülü
    108. İlaç Etkileşmeleri
    109. Doz Aşımı
    110. Endikasyonlar
    111. Farmakodinamik Özellikler
    112. Farmakokinetik Özellikler
    113. Farmasötik Şekli
    114. Formülü
    115. İlaç Etkileşmeleri
    116. Kontraendikasyonlar
    117. Kullanım Şekli Ve Dozu
    118. Ruhsat Sahibi
    119. Ruhsat Tarihi Ve Numarası
    120. Saklama Koşulları
    121. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    122. Uyarılar/Önlemler
    123. Üretim Yeri
    124. Yan Etkileri / Advers Etkiler

İlaç Etken Maddeleri

  • fenofibrat (250 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Kaza ile yüksek dozda alınması halinde nörolojik yan etkiler görülebilir. Bu durumda ampisilin ve sulbaktam hemodiyaliz ile vücuttan uzaklaştırılabilir.

Endikasyonlar

Duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu sinüzit, farenjit, tonsilit, otitis media, akut ve kronik bronşit ile pnömoni gibi üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları; idrar yolları enfeksiyonları ve piyelonefrit, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları; diş ve çene enfeksiyonlarında kullanılabilir.

Farmakodinamik Özellikler

FİLM TABLET

Farmakokinetik Özellikler

Her bir film tablet 375 mg sultamisiline eşdeğer sultamisilin tosilat dihidrat ve boyar madde olarak titandioksit (E 171) içerir.

Farmasötik Şekli

Ampisilin ve allopurinolon birlikte kullanılması,ampisilinin cilt döküntüsü insidansında artışa neden olmaktadır.

Formülü

Penisiline karşı alerjik reaksiyon gösteren kişilerde kullanılmamalıdır.

İlaç Etkileşmeleri

10, 14 ve 20  film tablet içeren Alu-Alu blister ambalajlarda.

Doz Aşımı

Endikasyonlar

Silvadiazin Krem, bir anti-mikrobik ilaç olup, ikinci ve üçüncü derece yanıklarda ve yara enfeksiyonlarına karşı tedavi edici ve önleyici olarak endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

% 1 ‘lik Silvadiazin Krem, anti-mikrobik ajan olarak mikronize gümüş sulfadiazin içeren yumuşak, beyaz, suyla karışabilir bir kremdir. Gümüş sulfadiazin geniş bir anti-mikrobik aktiviteye sahiptir. Gram pozitif ve gram negatif bakterilere karşı bakterisid etkisi olduğu gibi, fungus’lara karşı da etkilidir. Gümüş Sulfadiazin’in bakteriler üzerindeki etki mekanizmasının, gümüş nitrat ve sodyum sulfadiazin’den farklı olduğu; mikronize radyoaktif gümüş sulfadiazin kullanılan çalışmalarla, elektron mikroskopisi ve bio-kimyasal tekniklerle ortaya çıkmıştır. Silvadiazin Krem bakterisid özelliğini sadece hücre zarı ve hücre duvarına etki ederek gösterir. Ayrıca yapılan muhtelif deneylerde yanık ve yaraları enfeksiyonlardan koruması, ağrı ve elektrolit kaybına yol açmadan enfeksiyonları iyileştirmesi gibi üstünlükler taşıdığı gösterilmiştir; Silvadiazin Krem, kolayca sürülebilir ve suyla kolayca temizlenebilir.

Farmakokinetik Özellikler

Farmasötik Şekli

Krem

Formülü

Her 1 g krem 10 mg gümüş sulfadiazin ve metil paraben içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Kontraendikasyonlar

Sulfonamid tedavisinin kernikterus ihtimalini artırdığı bilindiğinden, hamileliğin son döneminde, prematürelerde ve iki aylıktan küçük bebeklerde kullanılmamalıdır. Silvadiazin Krem, lokal proteolitik enzimlerle birlikte kullanımı halinde, preparat içindeki gümüşün bu tür enzimleri inaktive edebileceği unutulmamalıdır. Glikoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliği bulunan kişilerde, ilacın kullanımı ile hemoliz ortaya çıkabileceğinden son derece tehlikelidir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Yanıklarda uygun olan müdahalelerin anında yapılması önemlidir ve acıyla birlikte şoku önlemek gerekir. Böylece yara ve yanık uygun hijyenik kurallara göre temizlendikten sonra Silvadiazin Krem günde bir veya iki defa yaklaşık 1.5 mm kalınlığında steril eldiven veya spatül ile uygulanır. Kremin sıyrılması ya da çıkması halinde uygulama tekrarlanabilir. Yanık ve yara yeteri kadar iyileşinceye kadar ilaca devam edilmelidir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Ruhsat Sahibi

161/89 -30.12.1992

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

Polipropilen kapaklı 40 g’lık polietilen tüplerde.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Kullanılmamış olan ürünler ya da artık materyaller, “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelik” lerine uygun olarak imha edilmelidir.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

SEROQUEL 200 mg film kaplı tablet

Doz Aşımı

Klinik çalışmalarda Seroquel doz aşımı konusundaki deneyimler sınırlıdır. Tahminen 20 grama kadar Seroquel dozları alan hastalar olmuş; ancak bunların hiçbiri ölmemiş ve hepsi, herhangi bir sekel kalmaksızın iyileşmiştir. Pazarlama sonrası deneyimlerde, tek başına ölüme veya komaya veya QT uzamasına yol açan Seroquel doz aşımı çok ender bildirilmiştir. Doz aşımında bildirilen belirti ve semptomlar genellikle, ilacın bilinen farmakolojik etkilerinin (uyuşukluk, sedasyon, taşikardi ve hipotansiyon) aşırıya kaçması şeklindedir. Ketiapin’in spesifik bir antidotu yoktur. Ağır zehirlenme vakalarında hastanın aynı anda birkaç farklı ilaç birden almış olabileceği de düşünülmeli ve yoğun bakım uygulanmalıdır. Açık bir hava yolu sağlanması ve devam ettirilmesi, yeterli oksijenasyon ve ventilasyon sağlanması, kardiyovasküler sistemin izlenmesi ve desteklenmesi, bu gibi vakalarda alınması gereken önlemlerdendir. Hasta iyileşinceye kadar, yakın tıbbi gözetim altında tutulmalı ve izlenmelidir.

Endikasyonlar

Seroquel Şizofreni tedavisinde Bipolar bozuklukların eşlik ettiği mani ataklarının tedavisinde endikedir ve Bipolar bozukluktaki orta – ileri derecede şiddetli depresif atakların akut tedavisinde ( 8 hafta) endikedir. Bipolar depresyonda, 8 haftadan daha uzun süreli tedaviye ilişkin herhangi bir veri bulunmamaktadır.

Farmakodinamik Özellikler

Farmakoterapötik grup: Antipsikotikler Terapötik klasifikasyonu: NO5AH   Etki mekanizması Ketiapin çok sayıda nörotransmiter reseptörüyle etkileşime giren, atipik bir antipsikotiktir. Beyindeki serotonin (5HT2) reseptörlerindeki affinitesi, dopamin D1 ve D2 reseptörlerindekinden daha fazladır. Ketiapin ayrıca histaminerjik ve adrenerjik alfa-1 reseptör affinitesi yüksek, adrenerjik alfa-2 reseptör affinitesi düşük olan bir ilaçtır ama kolinerjik müskarinik reseptör veya benzodiyazepin reseptörü affinitesi hemen hemen hiç yoktur.Ketiapin, koşullandırılmış sakınma gibi antipsikotik etki testlerinde aktiftir.   Farmakodinamik Etki Hayvanlar üzerinde yapılarak antipsikotiklerin ekstrapiramidal semptomlara yol açma eğiliminin tahmin edilmesini sağlayan çalışmaların sonuçları ketiapin’in; dopamin D2  reseptörlerini etkili bir şekilde bloke eden dozlarda, yalnızca hafif bir katalepsiye neden olduğunu, motor fonksiyonda rolü olan A9 nigrostriatal nöronlardan çok, mezolimbik A10 dopaminerjik nöronlarda deşarja yol açtığını ve nöroleptiklere karşı duyarlı hale getirilmiş maymunlardaki distoniye yol açma eğiliminin minimal düzeyde olduğunu göstermiştir. Klinik Etkinlik Şizofreni hastalarında yapılan ve aralarında günde 75-750 mg arasında değişen Seroquel dozlarının verildiği çalışmanın da yer aldığı üç plasebo kontrollü klinik çalışma sonuçları, ekstrapiramidal semptom sıklığı veya birlikte antikolinerjik kullanımına duyulan ihtiyac bakımından Seroquel ile plasebo arasında hiçbir fark olmadığını göstermektedir. Seroquel’in bipolar bozuklukların eşlik ettiği mani tedavisinde günlük 800 mg’a kadar dozlarının değerlendirildiği ikisi monoterapi, diğer ikisi ise lityum veya valproat semisodyum’a ilave tedavi olarak yürütülen plasebo kontrollü dört klinik çalışma sonuçları, Seroquel ve plasebo arasında Ekstra Piramidal Semptom insidansı ve eşzamanlı antikolinerjik kullanım açısından hiçbir fark olmadığını göstermektedir. Seroquel prolaktin düzeyinin sürekli yüksek kalmasına neden olmaz. Çoğul sabit dozların kullanıldığı bir çalışma tamamlandığında,önerilen dozlarda Seroquel kullanmış olan hastalarla, plasebo verilmiş olan hastalarındaki prolaktin düzeyleri arasında fark görülmemiştir. Klinik çalışmalarda Seroquel’in hem pozitif hem de negatif semptomlar üzerinde etkili olduğu gösterilmiştir.Klorpromazinle karşılaştırıldığı bir çalışma ve haloperidol ile karşılaştırıldığı iki çalışma sonuçları Seroquel’in kısa dönemde bu antipsikotikler kadar etkili olduğunu göstermiştir. Klinik çalışmalar, bipolar bozukluğu olan manik hastalarda Seroquel’in monoterapi veya ilave tedavi olarak mani belirtilerinin iyileştirilmesinde etkili olduğunu göstermektedir. Seroquel tedavisine yanıt veren hastaların son hafta içerisinde kullandığı ortanca Seroquel dozu yaklaşık olarak günlük 600 mg’dır ve tedaviye yanıt veren hastaların % 85’inin kullandığı günlük dozlar yaklaşık olarak günlük 400 ile 800 mg arasında değişmiştir. Hızlı döngülü ve hızlı döngüsüz  orta-ileri derecede şiddetli; bipolar I ve bipolar II bozukluğu olan hastalarda yapılan, plasebo-kontrollü iki çalışmada günde bir defa, yatarken alınan 300 ve 600 mg Seroquel’in, bipolar depresyonun tedavisinde etkili olduğu gösterilmiş; ancak yüksek dozun ilave fayda sağlamadığı görülmüştür. Seroquel’in antidepresan etkisi, sekizinci gün (birinci hafta) ortaya çıkarak çalışma boyunca (sekizinci haftanın sonuna kadar) devam etmiştir. Seroquel tedavisi sırasında tedavi gerektiren  mani atakları, plaseboya kıyasla daha az görülmüştür. Seroquel kullanan hastalardaki ekstrapiramidal semptom insidansı bu iki çalışmada, plasebo verilen hastalardakinden daha yüksek bulunmuştur. Antikolinerjik ilaç kullanımı, tedavi gruplarında birbirine yakın olmuştur.

Farmakokinetik Özellikler

Ketiapin, oral kullanım sonrası iyi emilen ve geniş kapsamlı olarak metabolize edilen bir ilaçtır. İnsan plazmasındaki başlıca metabolitleri, önemli bir farmakolojik aktiviteye sahip değildir. Yemeklerle birlikte alınması, ketiapin biyoyararlanım oranını anlamlı şekilde etkilemez. Ketiapin’in eliminasyon yarı-ömrü yaklaşık 7 saattir. Ketiapin, plazma proteinlerine yaklaşık %83 oranında bağlanır. Klinik çalışmalar günde 2 defa verilen Seroquel’in şizofreni ve manide etkili olduğunu göstermiştir. Ketiapin’in 5HT2 ve D2 reseptörlerine dozdan sonraki onikinci saate kadar bağlı kaldığını gösteren PET (Pozitron Emisyon Tomografisi) çalışması bunu desteklemektedir. Ketiapin farmakokinetiği lineerdir ve erkeklerde kadınlarda fark göstermez. Yaşlılarda ortalama ketiapin klirensi yaşları 18 ile 65 arasında olan yetişkinlere göre yaklaşık %30 ile 50 arasında azalmıştır. İleri derecede böbrek yetmezliği (kreatinin klirensi < 30 ml/dk /1.73 m²) ve karaciğer yetmezliği ( stabil alkolik siroz) olan hastalarda ortalama ketiapin plazma klirensi %25 azalmıştır ama bireysel klirens değerleri normal insanlardaki sınırlar içerisindedir. Ketiapin, geniş kapsamlı olarak karaciğerden metabolize edilir ve radyoaktif olarak işaretlenmiş ketiapin verilmesinden sonra idrara değişmemiş olarak çıkan miktar, dozun %5’inden daha azdır. Radyoaktivitenin %73 kadarı idrarla, %21 kadarı dışkıyla vücuttan uzaklaştırılır. Ketiapin’in sitokrom P450 mediatörlüğündeki metabolizmasından sorumlu başlıca enzimin CYP3A4 olduğu, in vitro çalışmalarda gösterilmiştir. Ketokonazol tedavisi öncesinde ve sırasında kullanılmış olan ketiapin farmakokinetiğini değerlendirmek amacıyla sağlıklı gönüllülerle yapılan çok dozlu çalışma sonucunda, ketokonazol ile birlikte kullanımın ketiapin’in Cmax  ve AUC değerlerinin sırasıyla %235 ve %522 artmasına ve oral klirensin %84 oranında azalmasına neden olduğu görülmüştür. Ketiapin ortalama yarı-ömrü 2.6 saatten 6.8 saate uzamış, ortalama tmax değerinde ise değişiklik görülmemiştir. Ketiapin’in ve birçok metabolitinin insan sitokrom P450, 1A2, 2C9, 2C19, 2D6 ve 3A4 aktivitelerinin zayıf inhibitörü olduğu bulunmuştur.Ancak bu inhibitör etki yalnızca, insanlardaki günlük etkili doz sınırları olan 300-450 mg’ın 10-50 katı daha yüksek dozlarda kendini göstermektedir. Bu in vitro  sonuçlara göre ketiapin’in diğer ilaçlarla birlikte verilmesinin, sitokrom P450 sistemi aracılığıyla metabolize edilen diğer ilaçların metabolizmasını klinikte önem taşıyacak derecede inhibe etmesi olası değildir.

Farmasötik Form

Seroquel 200 mg film Tablet (60 tablet)

Farmasötik Şekli

Her bir tablet etken madde olarak 200 mg ketiapin baza eşdeğer 230.26 mg ketiapin fumarat ve yardımcı maddeler, laktoz monohidrat ve titanyum dioksit içerir.

Formülü

Bilinmiyor.

Geçimsizlikler

Ketiapin öncelikle Merkezi Sinir sisteminde etkili bir ilaç olduğundan Seroquel, yine Merkezi Sinir Sistemini etkileyen diğer ilaçlarla ve alkolle birlikte dikkatle kullanılmalıdır.   Seroquel ile birlikte kullanılması lityum farmakokinetiğinde değişikliğe neden olmaz.   Divalproeks sodyum adıyla da bilinen valproat semisodyum ile Seroquel’in birlikte kullanılması, valproik asit ile ketiapin farmakokinetiklerinde klinik öneme sahip değişikliklere neden olmamıştır.Valproat semisodyum, 1:1 molar sodyum valproat ve valproik asitten oluşan stabil bir bileşiktir. Birer antipsikotik olan risperidon veya haloperidol ile birlikte verilmesinden sonra ketiapin’in farmakokinetiğinde anlamlı değişiklikler görülmemiştir. Buna karşılık Seroquel’in tiyoridazin ile birlikte verilmesi, ketiapin klirensinin yükselmesine neden olmuştur.   Ketiapin, antipirin metabolizmasında rolü olan karaciğer enzim sistemlerinin indüksiyonuna neden olmamıştır. Ancak bir karaciğer enzim indükleyici olarak bilinen karbamazepin ile tedavi sırasında ve öncesinde kullanılmış olan ketiapin’in farmakokinetiğini tayin etmek için yapılan çok dozlu çalışmalarda, karbamazepin ile birlikte kullanımın, ketiapin klirensini önemli ölçüde arttırdığı görülmüştür.Klirensdeki bu artış AUC ile ölçülen sistemik ketiapin etkisinin, ketiapin’in tek başına kullanılmasına kıyasla ortlama %13 azalmasına sebep olmuştur. Bazı hastalarda bu azalma dahabüyük olmuştur. Bu etkileşimsonucu ketiapin plazma konsantrasyonları azalabileceğinden Seroquel dozunun klinik cevaba göre yükseltilmesi düşünülmelidir.Önerilen günlük maksimal Seroquel dozunun şizofreni tedavisinde 750 mg, bipolar bozuklukların eşlik ettiği mani ataklarının tedavisinde ise 800 mg olduğu göz önüne alınmalıdır.Tedaviye yüksek dozda devam edilmesi yalnızca, her hastada fayda-risk değerlendirmesinin dikkatle yapılmasından sonra düşünülmelidir.Seroquel’in başka bir mikrozomal enzim indüktörü olan fenitoin ile birlikte kullanılması da ketiapin klirensinin yükselmesine neden olmuştur. Seroquel ile birlikte fenitoin veya diğer karaciğer enzim indüktörlerinin (barbituratlar, rifampisin v.s) kullanıldığı hastalardaki psikoz semptomlarını kontrol altında tutulabilmesi için daha yüksek Seroquel dozlarına gerek duyulabilir. Birlikte verilen karbamazepin veya diğer enzimindüktörlerinin durdurulması, bunların yerine sodyum valproat gibi karaciğerde enzim indüksiyonuna neden olmayan ilaçların kullanılmaya başlanması, Seroquel dozunun azaltılmasını gerektirebilir.   CYP3A4, ketiapin’in sitokrom P450 mediatörlüğünde gerçekleşen metabolizmasındaki başlıca sorumlu enzimdir. P450 enzim inhibitörü olduğu bilinen simetidin ile birlikte verilmesi, ketiapin farmakokinetiğinde önemli değişikliklere neden olmamıştır. Bir antidepresan olan ve CYP2D6 inhibitörü olarak bilinen imipramin veya yine bir antidepresan ve CYP3A4 ve CYP2D6 inhibitörü olarak bilinen fluoksetin ile birlikte verilmesi, ketiapin farmakokinetiğinde önemli değişikliklere neden olmamıştır. Ancak Seroquel’in azol sınıfı antifungal ilaçlar veya makrolid sınıfı antibiyotikler gibi,güçlü CYP3A4 inhibitörleri ile birlikte kullanılması sırasında dikkatli olunması önerilir (Bkz. Kullanım için Özel Uyarılar ve  Özel Önlemler ve Farmakokinetik Özel.).

İlaç Etkileşmeleri

Seroquel, bu ürünün herhangi bir komponentine karşı aşırı duyarlı olan hastalarda kontrendikedir.

Kontraendikasyonlar

SEROQUEL, bu ürünün herhangi bir komponentine karşı aşırı duyarlı olan hastalarda kontrendikedir.

Kontrendikasyonlar

Seroquel, aç veya tok karnına olmak üzere günde 2 defa alınmalıdır alınabilir. Erişkinler Şizofreni tedavisinde:  Seroquel günde 2 defa alınmalıdır. Tedavinin ilk 4 gününde alınacak toplam günlük dozlar 1. gün 50 mg, 2. gün 100 mg, 3. gün 200 mg ve 4. gün 300 mg’dır. 4. günden sonra doz, genellikle etkili doz sınırları olan günde 300-450 mg arasında kalacak şekilde titre edilmelidir. Klinik cevaba ve hastanın toleransına bağlı olarak doz, günde 150-750 mg arasında değişebilir.   Bipolar bozukluklara eşlik eden mani ataklarının tedavisinde:  monoterapi  veya duygudurum dengeleyicilerle birlikte kullanım:  Seroquel günde 2 defa alınmalıdır.Tedavinin ilk 4 gününde alınacak toplam günlük dozlar 1. gün 100 mg, 2. gün 200 mg, 3. gün 300 mg ve 4. gün 400 mg’dır. Dozun 6. gün 800 mg’a yükseltilmesi için yapılacak ayarlamalarda günlük artışlar 200 mg’ı aşmamalıdır. Hastanın klinik cevabına ve toleransına bağlı olarak doz, günlük 200-800 mg arasında değişebilir. Etkili doz genellikle günlük 400 mg ile 800 mg arasındadır.   Bipolar bozukluktaki depresif atakların akut tedavisinde Seroquel günde 1 defa yatarken alınmalıdır.Önerilen günlük doz 300 mg’dır.Tedavinin ilk 4 gününde alınacak günlük toplam dozlar 1.gün 50 mg, 2 gün 100 mg, 3.gün 200 mg ve 4.gün 300 mg’dır. Daha yüksek günlük doz (600 mg) kullanıldığında ilave fayda görülmemiştir. Yaşlılar Diğer antipsikotikler gibi Seroquel de yaşlılarda, özellikle de başlangıçtaki dozaj döneminde dikkatle kullanılmalıdır. Yaşlı hastalarda tedaviye günlük 25 mg doz ile başlanmalıdır.Doz, genç hastalarda kullanılan dozdan daha düşük olacak şekilde, günlük 25 ile 50 mg’lık artışlarla etkili doza yükseltilmelidir.   Çocuklar ve Adolesans çağındakiler Seroquel’in çocuklardaki ve adolesans çağındakilerdeki ilaç emniyeti ve etkinliği değerlendirilmemiştir.   Böbrek ve Karaciğer Yetmezliği Böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda oral klirens yaklaşık %25 azalır. Ketiapin, geniş kapsamlı olarak karaciğerde metabolize edildiğinden, bilinen karaciğer bozukluğu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Böbrek veya karaciğer bozukluğu olan hastalarda tedaviye günde 25 mg ile başlamak gerekir. Daha sonra doz günde 25-50 mg artırılarak etkili doz bulunur.

Kullanım Şekli Ve Dozu

24.03.2011

Küb’ Ün Yenileme Tarihi

SEROQUEL 200 mg film kaplı tablet

Müstahzar Adı

Seroquel 25 mg Film Tablet 30 tablet Seroquel 100 mg Film Tablet 30 tablet Seroquel 300 mg Film Tablet 30 ve 60 tablet Seroquel XR 50 mg Film Tablet Seroquel XR 200 mg Film Tablet Seroquel XR 300 mg Film Tablet Seroquel XR 400 mg Film Tablet

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Raf ömrü 36 aydır.

Raf Ömrü

107/50

Ruhsat Numarası(Ları)

30°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.

Saklama Koşulları

Seroquel 200 mg film tablet 30 ve 60 tabletlik blister ambalajda.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Kardiyovasküler hastalıklar Seroquel bilinen kardiyovasküler veya serebrovasküler hastalıkları olanlar ya da hipotansiyona zemin hazırlayan diğer koşullarda olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Seroquel, özellikle başlangıçtaki doz titrasyon döneminde olmak üzere ortostatik hipotansiyon yapabilir. Bu durum yaşlı hastalarda, genç hastalara göre daha sık görülmektedir   QT Uzaması Klinik çalışmalarda ve Kısa Ürün Bilgilerine göre kullanıldığında ketiapin mutlak QT aralığının devamlı uzun olması ile ilişkili değildir. Bununla birlikte doz aşımında QT uzaması gözlenmiştir ( Doz Aşımına bkz.). Diğer antipsikotiklerle de olduğu gibi, ketiapin de,özellikle yaşlı hastalarda, konjenital uzun QT sendromu olan hastalarda, kongestif kalp yetmezliğinde, kalp hipertrofisi, hipokalemi ve hipomagnesemide, QTc aralığını uzattığı bilinen diğer ilaçlarla birlikte reçete edildiğinde dikkatli olmak gerekir Seroquel, özellikle başlangıçtaki doz titrasyon döneminde olmak üzere ortostatik hipotansiyon yapabilir. Bu durum yaşlı hastalarda, genç hastalara göre daha sık görülmektedir.   Konvülsiyonlar Plasebo kontrollü klinik çalışmalarda konvülsiyon insidansı bakımından Seroquel ile plasebo arasında hiçbir fark görülmemiştir. Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi, anamnezinde konvülsiyonlar bulunan hastaların tedavisinde dikkatli olmak gerekir.   Ekstrapiramidal Semptomlar Şizofreni ve mani hastalarında yapılan plasebo kontrollü klinik çalışmalarda ekstrapiramidal semptomların insidansı bakımından plaseboyla, önerilen terapötik doz sınırları içerisinde kullanılan Seroquel arasında fark bulunmamıştır. Bipolar depresyon hastalarında yapılan, kısa süreli, plasebo kontrollü çalışmalarda Seroquel kullanan hastalardaki ekstrapiramidal semptom insidansı, plasebo verilen hastalardakinden daha yüksek bulunmuştur ( Bkz. İstenmeyen Etkiler)   Tardif diskinezi Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi Seroquel’de de uzun süreli tedavi sonrası tardif diskineziye neden olma potensiyeli vardır.Eğer tardif diskinezi belirti veya semptomları oluşursa doz azaltılması veya Seroquel kullanımına son verilmesi düşünülmelidir.   Nöroleptik habis sendrom Seroquel ile tedavi de dahil olmak üzere antipsikotik tedaviye, nöroleptik habis sendrom eşlik edebildiği bilinmektedir ( Bkz.İstenmeyen Etkilere bkz.). Hipertermi, mental durum değişikliği, kas rijiditesi, otonom instabilite ve kreatin fosfokinaz artışı, bu sendromun klinik belirtilerindendir. Böyle bir durum karşısında Seroquel verilmesi durdurularak gerekli tıbbi tedavi uygulanmalıdır. Akut Geri Çekilme Reaksiyonları Bulantı, kusma, uykusuzluk gibi akut çekilme semptomları, yüksek dozlarda kullanılan antipsikotik ilaç tedavilerinin birdenbire durdurulmasından sonra nadiren bildirilmiştir.Tedavi bu şekilde durdurulduğunda, psikoz semptomları da tekrarlayabilir; ayrıca akathizi, distoni ve diskinezi gibi istem-dışı hareket bozuklukları da bildirilmiştir.Bu nedenle tedavinin, doz yavaş, yavaş azaltılarak sona erdirilmesiönerilir. Etkileşmeler(Diğer İlaçlarla Etkileşme ve Diğer Etkileşmelere de bakınız) Seroquel’in karbamazepin gibi, karaciğer enzim indükleyici ilaçlarla birlikte kullanılması, ketiapine sistemik maruz kalımı önemli ölçüde azaltabilir.Bu nedenle Seroquel’in böyle bir enzim indüktörü ile birlikte kullanılması durumunda, klinik cevaba dayanılarak daha yüksek Seroquel dozlarına ihtiyaç duyulabileceği düşünülmelidir. Azol sınıfı antifungal ilaçlar ve makrolid sınıfı antibiyotikler gibi, güçlü CYP3A4 inhibitörleri ile birlikte kullanılan ketiapin’in plazma konsantrasyonları, klinik çalışmalar sırasında hastalarda gözlenenden önemli ölçüde daha yüksek olabilir (Bkz. Farmakokinetik Özel.). Böyle bir durumda daha düşük Seroquel dozları kullanılmalıdır. Yaşlılar ve fiziksel durumu iyi olmayan hastaları özellikle düşünmek gerekir. Risk- fayda oranı her hasta için ayrı, ayrı değerlendirilmelidir.   Hiperglisemi Ketiapin kullanan hastalarda çok ender olarak hiperglisemi geliştiği veya mevcut diyabetin şiddetlendiği bildirilmiştir.Diyabet hastalarının ve diabetes mellitus gelişme risk faktörleri olan hastaların klinikte uygun şekilde izlenmesi önerilir.   Diğer atipik antipsikotik ilaçlarda olduğu gibi bu ilaç da demansı olan yaşlı hastaların psikozlarında kullanıldığında (onaylı olmayan endikasyon) plaseboya kıyasla ölüm riskinde artışa neden olma olasılığı taşımaktadır. Ölüm sebebi çeşitli olmasına rağmen, ölümlerin çoğu ya kardiyovasküler ( kalp yetmezliği, ani ölüm) veya enfeksiyon (pnömoni gibi) şeklinde görülmüştür.   GEBELİK VE LAKTASYON Gebelik kategorisi: C Seroquel’in gebe kadınlardaki ilaç emniyeti ve etkinliği, saptanmamıştır.   Bu nedenle Seroquel, gebelik sırasında yalnızca, beklenen faydalar, doğabilecek risklerden açıkça daha üstün olduğu taktirde kullanılmalıdır. Ketiapin’in insanlarda anne sütüne ne miktarda geçtiği bilinmemektedir. Bebeğini emziren annelere, Seroquel kullandıkları süre boyunca emzirmemeleri önerilmelidir.   ARAÇ VE MAKİNA KULLANMA YETENEĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİ Seroquel somnolansa neden olabileceğinden hastalar, tehlikeli makinaların ve motorlu araçların kullanılması konusunda uyarılmalıdır

Uyarılar/Önlemler

Somnolans, baş dönmesi, ağız kuruluğu, hafif asteni, kabızlık, taşikardi, ortostatik hipotansiyon ve dispepsi Seroquel kullanımında en sık bildirilen advers ilaç reaksiyonlarıdır. Diğer antipsikotiklerin kullanımında olduğu gibi Seroquel kullanımına da senkop,nöroleptik habis sendrom, lökopeni, nötropeni ve periferik ödem eşlik edebilir. Seroquel tedavisine eşlik eden olası advers ilaç reaksiyonlarının insidansı, aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Sıklık                                            Sistem Organ Sınıfı                                    Olay Çok sık (>%10)                                 Sinir Sistemi                                   Baş dönmesi (1,6)                                                                                                             Somnolans (2)                                                      Sindirim sistemi                                   Ağız kuruluğu Sık (≥%1 ile <%10)                       Kan ve Lenf Sistemi                                Lökopeni (3)                                                              Kalp                                            Taşikardi                                                      Sindirim Sistemi                                    Kabızlık                                                                                        Dispepsi                          Genel Bozukluklar ve                     Uygulama Bölgesi Durumları                          Hafif asteni                                                                                    Periferik ödem                            Tetkik sonuçları                                    Kilo artışı(4)                    Serum transaminaZ          (ALT,AST) düzeylerinde yükselme                                     Sinir Sistemi                                       Senkop (1,6)                     Solunum, Toraks ve Mediastinal                       Rinit                                             Vasküler                                 Ortostatik hipotansiyon (1,6)     Seyrek (≥%0.1 ile <%1)             Kan ve Lenf Sistemi                                Eozinofili                         Bağışıklık sistemi                                Aşırı duyarlılık                         Tetkik sonuçları                               Gamma-GT artışı (5)                                                                          Aç karnına ölçülen serum                                                                    trigliserid düzeylerinin yükselmesi                                                                       Total kolesterolün yükselmesi                            Sinir Sistemi                                    Konvülziyon (1) Nadir (%0.01 ile <%0.1)          Genel Bozukluklar ve                                             Uygulama Bölgesi Durumları         Nöroleptik habis sendrom (1)                     Üreme Sistemi ve Meme                             Priapizm   Çok nadir (<%0.01)              Kan ve Lenf Sistemi                                   Nötropeni (3)                   Metabolizma ve Beslenme                        Hiperglisemi (1,7)                   Bozuklukları                                           Diabetes Mellitus     (1) Bkz. Kullanım için Özel Uyarılar ve Özel Önlemler (2)Özellikle tedavinin ilk iki haftasında oluşan ve genellikle Seroquel kullanımına devam edilmesi ile ortadan kalkan somnolans görülebilir. (3)Seroquel ile yapılan kontrollü klinik çalışmalarda, düzelmeksizin devam eden ciddi nötropeni veya agranülositozis vakaları görülmemiştir.Pazarlama sonrası deneyimlerde Seroquel tedavisinin kesilmesini takiben lökopeni ve/veya nötropeninin ortadan kalktığı görülmüştür. Lökosit sayısının tedaviye başlamadan önce düşük olması ve hastanın anamnezinde, ilaca bağlı olarak lökopeni ve/veya nötropeni geliştiğini bildiren bilgiler bulunması; lökopeni ve/veya nötropeni açısından olası risk faktörlerindendir. (4) Öncellikle tedavinin erken haftalarında gelişir. (5) Seroquel kullanan bazı hastaların serum transaminazlarının (ALT, AST) veya gamma–glutamin transferaz düzeylerinin asemptomatik olarak yükseldiği gözlenmiştir.Bu yükselme Seroquel tedavisine devam edildiğinde genellikle normale dönmektedir. (6) Alfa-1 adrenerjik bloker aktiviteye sahip diğer antipsikotikler gibi Seroquel de ortostatik hipotansiyona (baş dönmesiyle birlikte), taşikardiye ve bazı hastalarda senkopa neden olabilir; bu olaylar özellikle, başlangıçtaki doz titrasyon döneminde görülmektedir. (7) Hiperglisemi veya mevcut diyabetin şiddetlenmesi çok ender bildirilmiştir. Şizofreni ve mani hastalarında yapılan, plasebo kontrollü çalışmalarda Seroquel’le görülen ekstrapiramidal semptomların insidansı, plaseboyla görülenden farklı değildir ( şizofrenide Seroquel %10.9, plasebo % 11.3; bipolar manide Seroquel %15.7, plasebo %15.2). (Bkz.Kullanım için Özel Uyarılar ve Özel Önlemler). Bipolar depresyon hastalarında yapılan, kısa süreli iki çalışmanın kombine verilerine göre Seroquel’e ve plaseboya eşlik eden EPS insidans oranları, sırasıyla %11.8 ve %5.5 olmuştur (Bkz Kullanım için Özel Uyarılar ve Özel Önlemler). Bu çalışmalarda karşılaşılan (akatizi, ekstrapiramidal bozukluk, tremor, diskinezi, distoni, huzursuzluk, istem-dışı kas kasılmaları, psikomotor aktivite ve rijidite gibi )<advers olayların ayrı ayrı insidansları genellikle düşük olmuş ve hiçbir tedavi grubunda   %4’ü aşmamıştır. Seroquel tedavisine,özellikle total T4 ve serbest T4 olmak üzere tiroid hormonu düzeylerinde, dozla ilişkili küçük azalmalar eşlik etmiştir. Total ve serbest T4 düzeylerindeki azalma, tedavinin ilk 2-4 haftasında en üst düzeye ulaşır ve uzun süreli tedavi sırasında daha fazla azalma olmaz. Hemen bütün vakalarda,ketiapin tedavisinin durdurulmasına, tedavi süresi ne olursa olsun total ve serbest T4 düzeylerinin normale dönmesi eşlik etmiştir. Total T3 ve revers T3  düzeylerindeki küçük azalmalar yalnızca daha yüksek dozlarda görülmüştür. TBG (Tiroksin Bağlayıcı Globulin) seviyesi değişmemiş ve karşılığında TSH (Tiroid Stimule Edici Hormon) seviyesinde de genellikle artış görülmemiştir. Seroquel’in hipotiroidizme sebep olabileceğini gösteren herhangi bir klinik ilişki yoktur. Ketiapin tedavisi sırasında çok nadir olarak hiperglisemi veya daha önceden mevcut olan diyabetin alevlenmesi görülmüştür. Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi Seroquel kullanan hastalarda da daha çok tedavinin ilk haftalarında olmak üzere vücut ağırlığında artış görülebilir. Diğer antipsikotikler gibi Seroquel’de OTC  aralığını uzatabilir ama klinik çalışmalar sırasında bu durum sürekli olarak görülmemiştir ( Bkz.Kullanım için Özel Uyarılar ve Özel Önlemler). Akut çekilme reaksiyonları rapor edilmiştir (Bkz. Kullanım için Özel Uyarılar ve Özel Önlemler). BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

PVC/PVDC/Al blisterde 28 ve 56  kapsül.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

Pregabalin baş dönmesi ve uyku haline neden olabilir. Bu nedenle, ilacın bu gibi aktiviteleri etkileyip etkilemediği bilinene kadar, hastalara araba kullanmaları, karmaşık makineleri çalıştırmaları veya tehlike potansiyeli barındıran başka aktivitelerde bulunmaları tavsiye edilmez.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

SPESİCOR 300 mg kapsül

İlaç Nasıl Kullanılır

Her bir kapsül 300 mg pregabalin içerir.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

Geçerli değildir.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

Etken maddeye veya içeriğindeki herhangi bir maddeye karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Ağızdan alınır.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

SPESİCOR 300 mg kapsül

Doz Aşımı Ve Tedavisi

20.03.2012

Etkin Maddeler

24 ay

Farmakodinamik Özellikler

241/64

Farmakokinetik Özellikler

25˚C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Farmasötik Form

Mikrokristalin selüloz (tip 102), mısır nişastası, talk, magnezyum stearat.

Doz Aşımı

Akut toksisite çalışmalarının sonuçlarına göre, tek bir dermal uygulamada doz aşımı olması (emilime müsait koşullarda geniş bir bölgeye uygulanması) ya da yanlışlıkla oral alınması sonucunda akut intoksikasyon riski beklenmemektedir.

Endikasyonlar

Akne vulgaris , melazma

Farmakodinamik Özellikler

Skinoren’in antimikrobik etkinliğinin ve foliküler hiperkeratoz üzerine direkt etkisinin aknedeki terapötik etkisinin temeli olduğu düşünülmektedir. Klinik olarak Propionibacterium acnes’in koloni yoğunluğunda ve cilt yüzeyindeki lipidlerin serbest yağ asidi fraksiyonlarında belirgin bir azalma gözlenmiştir. Azelaik asit, in vitro ve in vivo olarak keratinositlerin proliferasyonunu inhibe eder ve aknedeki bozulmuş olan son epidermal diferansiyasyon sürecini normale döndürür. Deneysel sonuçlar azelaik asidin anormal melanositlerin canlılık ve büyümeleri üzerine doza ve zamana bağlı inhibitör etki gösterdiğini saptamıştır. Buna neden olan moleküler mekanizmalar tam olarak açıklanabilmiş değildir. Güncel veriler, Azelaik asidin melazma tedavisindeki etkisinin DNA sentezinin ve/veya anormal melanositlerin hücresel solunumunun inhibisyonu yolu ile olduğunu düşündürmektedir.

Farmakokinetik Özellikler

Farmakokinetik özellikleri Kremin uygulanmasından sonra Azelaik asit derinin tüm tabakalarına nüfuz eder. Nüfuz etme süreci hastalıklı deride, sağlıklı deriye göre daha hızlıdır. 1 g azelaik asidin (5 g krem) bir seferde uygulanmasından sonra total dozun % 3.6’sı deriden absorbe edilmektedir. Deriden absorbe edilen azelaik asidin bir bölümü değişime uğramadan idrar yoluyla atılmaktadır. Geriye kalan bölümü, β-oksidasyon yoluyla daha kısa zincirli dikarbon asitlere (C7, C5) parçalandıktan sonra yine idrarda saptanmaktadır.

Farmasötik Şekli

Krem

Formülü

Etkin Madde: 1 g Skinoren krem,0.2 g (% 20) mikronize Azelaik asit içerir. Yardımcı madde: Benzoik asit

İlaç Etkileşmeleri

Bilinmemektedir.

Kontraendikasyonlar

Krem içeriğindeki maddelerden herhangi birine, özellikle propilen glikol’e aşırı duyarlılık.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Skinoren uygulanmadan önce, deri yalnızca su ile iyice temizlenmeli ve kurulanmalıdır. Yumuşak bir cilt temizleyici madde kullanılabilir. Skinoren günde 2 defa (sabah ve akşam) hasta deriye nazikçe ovularak sürülür. Skinoren sürerken tutumlu davranılmamalı, fakat haddinden çok miktarda sürmekten de kaçınılmalıdır (yaklaşık 2.5 cm krem tüm yüz bölgesi için yeterlidir). Skinoren kullanımına bütün tedavi süresi boyunca düzenli olarak devam edilmesi önemlidir. Deride, tolere edilemeyen irritasyon oluşması durumunda (Bkz. Yan etkiler), irritasyon geçene kadar her uygulamada kullanılan krem miktarı azaltılmalı veya Skinoren’in uygulama sıklığı günde 1 keze indirilmelidir. Gerekiyorsa tedaviye birkaç gün süreyle geçici olarak ara verilebilir. Skinoren’in uygulanma süresi kişiden kişiye değişebilir ve cilt rahatsızlığının ağırlık derecesine de bağlıdır. Akne hastalarında genellikle belirgin bir iyileşme 4 haftalık uygulamadan sonra görülür. Ancak en iyi sonucu elde etmek için, Skinoren sürekli olarak birkaç ay süresince kullanılmalıdır. Melazmada, en kısa tedavi süresi yaklaşık olarak 3 ay olmalı; en iyi sonuçları almak için Skinoren kullanımı düzenli olarak devam ettirilmelidir. Tüm tedavi süresince geniş spektrumlu bir güneşten koruyucunun (UV B ve UV A) tedaviye eklenmesi, güneşe bağlı alevlenmeleri ve/veya rengi açılan bölgelerin yeniden pigmente olmalarını engellemek için zorunludur.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Saklama Koşulları

30°C’nin altında oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

30 g’lık tüpte

Uyarılar/Önlemler

Skinoren yalnızca harici kullanım içindir.   Skinoren’in gözle temas etmemesine dikkat edilmeli; temas durumunda gözler derhal bol su ile yıkanmalıdır. Melazmanın epidermal ve epidermal-dermal mikst tipleri Skinoren tedavisine iyi yanıt verirler. Buna karşılık saf dermal melazma yanıt vermez. Melazma tiplerinin ayırıcı tanıları için Wood’s lambası ile muayene tavsiye edilir. Gebelik ve laktasyon Gebelik kategorisi C’dir. Hayvanlarda yapılan perinatal ve postnatal çalışma ile embriyotoksisite ve teratojenisite çalışmaları, gebelik ve laktasyon süresince kullanımın riskli olduğuna dair herhangi bir kanıt ortaya koymamıştır. Anne sütüyle bebeğe geçme potansiyeli olan azelaik asitin günlük miktarı önemsiz düzeyde olmakla beraber; özellikle maddenin son derece düşük toksisitesi gözönünde bulundurulduğunda herhangi bir risk oluşturmamaktadır.   Araç ve makina kullanımına etkisi Araç ve makina kullanımı üzerine etkisi yoktur. 

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Cilt ve ciltaltı dokusu bozuklukları Tedavinin genellikle başında olmak üzere, lokal deri irritasyonu (çoğunlukla kaşıntı veya yanma hisleri, ender olarak kırmızılaşma ve pullanma) ortaya çıkabilir. Bu yan etkiler çoğu olguda ılımlı seyreder ve tedavinin devamında azalarak kaybolurlar. Çok nadir olguda alerjik cilt reaksiyonu (örneğin döküntü) görülebilir (Kontrendikasyonlar bölümüne de bakınız). BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

Glukoz (monohidrat), Alanin, Arjinin, Glisin, Histidin, İzolösin, Lösin, Lizin (asetat), Metiyonin , Fenilalanin, Prolin, Serin, Taurin, Treonin, Triptofan, Tirozin, Valin, Kalsiyum klorür (dihidrat), Sodyum gliserolfosfat (hidrat), Magnezyum sülfat (heptahidrat), Potasyum klorür, Sodyum asetat (trihidrat), Çinko sülfat (heptahidrat), Soya-fasulyesi yağı (rafine), Orta zincirli trigliseridler, Zeytin yağı (rafine), Balık yağı Omega-3 yağ asitlerinden zengin)

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

SmofKabiven Peripheral sadece kendisi ile geçimlilikleri kanıtlanmış olan tıbbi ürünlerle karıştırılabilir.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Oral veya enteral nütrisyonun mümkün olmadığı, yetersiz veya kontrendike olduğu durumlarda yetişkin hastaların parenteral beslenme tedavilerinde endikedir.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

Gliserol, saflaştırılmış yumurta fosfolipitleri, tüm-rac-α-tokoferol, sodyum hidroksit, sodyum oleat, asetik asit, hidroklorik asit, enjeksiyonluk su.

Ara Ürün

Birim Formülü : 1 tablet 40 mg Sakarin Sodyum   içerir.   Tıbbi  Özellikleri Sakarin, gastrointestinal kanaldan kolayca absorbe olur. Hemen hepsi değişmeden 24-48 saat içinde idrarla atılır. Sodyum sakarin kalorisiz sentetik tatlandırıcı bir maddedir. 1 tablet sakarin 18 g şekere eşit tat verir.   Önerilen Kullanım Yeri : Diyabetiklerin ve kalorisiz rejim uygulayanların gıdalarını tatlandırmak için kullanılır.   Kullanılmaması Gereken Durumlar : Sakarin sodyuma alerjisi olanlarda, akut böbrek yetmezliği olanlarda kullanılmamalıdır.   Uyarılar / Önlemler : Konjestif kalp yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği, hipertansiyon ve karaciğer sirozu gibi su ve tuz retansiyonu olan, tuzsuz rejim uygulayanlarda dikkatli kullanılmalı ve içeriğindeki sodyum miktarı dikkate alınmalıdır.   “Kullanmadan önce Kullanım Kılavuzu’nu dikkatlice okuyunuz.” “Kullanmakta olduğunuz ilaç var ise, muhakkak doktorunuza ve eczacınıza bildiriniz.”   Yan Etkiler / Advers Etkiler : Ender olarak fotosensitivite ve allerjik reaksiyonlar bildirilmiştir.   “İstenmeyen bir etki görüldüğü zaman Sağlık Bakanlığı Türkiye Farmakovijilans Merkezi ’ne (TÜFAM) bildiriniz.”   İlaç Etkileşimleri : Linkomisin absorbsiyonunu azaltır. Oral yoldan birlikte kullanılmamalıdır. İçerdiği sodyum nedeniyle, diüretik ile birlikte yüksek doz alındığında etkiyi azaltır.   Kullanım Şekli Ve Dozu : Günlük toplam doz kilo başına 2.5-5 mg olarak hesaplanır. Fazla tüketiminden kaçınılmalıdır.   Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında ve rutubetsiz yerde saklayınız.   Ticari Takdim Şekli : 40 mg’lık 100, 500 tablet, plastik kutuda   Diğer Ticari Şekilleri : 20 mg’lık 200,500, 1000 tablet, plastik kutuda   İzin Sahibi :  Münir Şahin İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.                   Yunus Mah. Sanayi Cad. No:22 Kartal/İST.    Üretim Yeri : Münir Şahin İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.                    Yunus Mah. Sanayi Cad. No:22 Kartal/İST.   İzin Numarası : 02.08.2002 – 2002/80   SADECE ECZANELERDE SATILIR.   Onay tarihi : 18.10.2005

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

Kutuda toz içeren, kauçuk tıpalı, Tip III renksiz cam flakon + 4 mL enjeksiyonluk su içeren, Tip I renksiz cam ampul.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

SEFDİ Enjeksiyon İçin Toz İçeren Flakon'un araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde bilinen herhangi bir etkisi yoktur.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve " Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği"ne uygun olarak imha edilmelidir.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

SEFDİ 1 g I.M./İ.V. Enjeksiyon İçin Toz İçeren Flakon

İlaç Nasıl Kullanılır

Her bir enjektabl flakon 1 g sefotaksim'e eşdeğer miktarda sefotaksim sodyum içerir.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

Herhangi bir ilaç ya da madde ile geçimsizliği olduğuna dair bir kanıt bulunmamaktadır.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

Sefalosporinlere karşı aşırı duyarlılığı olanlarda ya da böyle bir durumdan şüphenilen vakalarda kontrendikedir.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Kas ya da damar içine uygulanır.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

24 ay

Doz Aşımı Ve Tedavisi

224/16

Etkin Maddeler

Herhangi bir ilaç ya da madde ile geçimsizliği olduğuna dair bir kanıt bulunmamaktadır.

Doz Aşımı

Spazmodik tortikolis, dilin sarkması, trismus gibi belirtilerle seyreden diskinetik krizler görülebilir. Bazı durumlarda ağır parkinson sendromu, koma görülebilir. Bu durumda ilaç kesilmeli ve semptomatik tedavi uygulanmalıdır.

Endikasyonlar

Organik hastalıkların psikosomatik komponentlerinin tedavisinde.

Farmakodinamik Özellikler

Sülpirid, disinhibitör özellikleri olan benzamid grubundan bir nöroleptiktir ve etkisini serebral dopamin geçişine etkili olarak gösterir. 100 – 200 mg/gün dozlarında dopaminerjik stimülan bir etki gösterir. Bipolar etkisi nedeniyle, 600 mg/gün’den daha düşük veya eşit dozlarda genel olarak negatif semptomlarda, 600 mg/gün’den daha yüksek dozlarda ise pozitif semptomlarda etkilidir.

Farmakokinetik Özellikler

Oral yoldan alındığında Sülpirid 4,5 saatte emilir ve 50 mg kapsülün alınmasından sonra 0,25 mg/l (200 mg’lık tabletin alınmasını takiben 0,75 mg/l) pik plazma seviyesine ulaşır. Plazma konsantrasyonu verilen dozlarla doğru orantılıdır. Ağız yolu ile alındığında biyoyararlanımı % 25 – 35 arasında olup, insanlar arasındaki farklılıklar önemli olabilir.   Sülpirid dokulara çabuk dağılır, en belirgin dağılım karaciğer ve böbreklere olur. Beyin dağılımı ise zayıftır. Beyinde en yoğun olduğu yer hipofizdir.   Proteinlere bağlanma oranı %40’dan düşüktür. Eritrositler ve plazma arasındaki dağılım katsayısı 1’dir. Anne sütüne karışma oranı günlük dozun 1/1000’idir. Hayvanlar üzerinde radyoaktivite ile işaretlenmiş Sülpirid ile yapılan çalışmalarda plasentayı çok düşük bir oranda geçtiği gösterilmiştir. Hayvan çalışmalarının aksine, Sülpirid insanda düşük bir oranda metabolize olur. Eliminasyon yarı ömrü 7 saat, dağılma hacmi 0,94 I/kg ve klirensi dakikada 126 ml’dir.   Sülpirid esas olarak böbrekler yolu ile atılır. Böbrek klirensi genellikle total klirense eşittir.

Farmasötik Şekli

Kapsül

Formülü

Bir kapsülde: 50 mg Sülpirid (Boyar madde olarak titan dioksit içerir.)

İlaç Etkileşmeleri

Önerilmeyen ilaç kombinasyonları:   Alkol: Alkol ile beraber alındığında nöroleptiklerin sedatif etkileri artabilir. Dolayısıyla, Sülpirid’in alkollü içkiler ve alkol içeren ilaçlarla beraber kullanılması tavsiye edilmez.   L-dopa (nöroleptik ve L-dopa ile resiprok antagonizma nedeniyle): Nöroleptiklerle tedavi sırasında ekstrapiramidal sendrom L-dopa ile tedavi edilmemelidir (nöroleptiklerin etkisinde kaybolma riski)   Dikkat gerektiren kombinasyonlar: Antihipertansifler: Antihipertansif etki ve majör ortostatik hipotansiyon riski (aditif etki). Diğer merkezi sinir sistemi depresörleri: Morfin türevleri (analjezik ve antitüsif), H1 antihistaminiklerin çoğu, barbitüratlar, benzodiazepinler ve diğer trankilizanlar, klonidin ve benzerleri. Merkezi sinir sistemi depresyonu artabileceğinden, makine ya da taşıt kullananlarda dikkatli olunmalıdır. Kaptopril ve enalapril (ACE inhibitörleri): Antihipertansif etki ve majör ortostatik hipotansiyon (aditif etki).

Kontraendikasyonlar

Sülpirid’e karşı aşırı hassasiyeti olanlarda kullanılmamalıdır. Benzamid içeren antidopaminerjik ilaçlar kullanan feokromositomalı hastalarda ağır hipertansif krizler bildirilmiştir. Dolayısıyla, feokromositoması olan veya olduğu düşünülen kişilerde kullanılması tavsiye edilmez. Tavsiye edilmeyen kombinasyonlar: Alkol ve L-dopa.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Yetişkinlerde: Psikosomatik hastalıklarda: Günde 100-200 mg (2-4 kapsül) Kapsüller bir miktar su ile yutulur. Günlük dozlar genellikle günde iki defada uygulanır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Saklama Koşulları

25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. ÇOCUKLARIN GÖREMEYECEĞİ, ERİŞEMEYECEĞİ YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

30 kapsül içeren blister ambalajlarda

Uyarılar/Önlemler

Hipertermi durumunda Sülpir tedavisinin kesilmesi zorunludur. Bu hipertermi, nöroleptiklerle oluştuğu bildirilen Nöroleptik Malign Sendromun (solukluk, hipertermi, vejetatif bozukluklar) bir unsuru olabilir. Bu önlemler özellikle yüksek dozlarda Sülpir uygulandığında alınmalıdır. Ciddi hassasiyetleri nedeni ile yaşlılarda tedbirli kullanılmalıdır. Sülpir böbrekler yolu ile atıldığı için, ciddi böbrek yetmezliğinde dozun azaltılması veya tedaviye ara verilmesi tavsiye edilir. Epileptik eşikte bir düşme olasılığı nedeniyle, epileptik hastalar dikkatli bir şekilde kontrol altında tutulmalıdırlar. Bir nöroleptik ile zorunlu olarak tedaviye başlamak gerektiğinde parkinsonlu hastalarda tedbirli kullanılmalıdır. Parkinson semptomlarını artırabilir.   Gebelikte:   Düşük dozlarla (günde 200 mg) tedavi edilmiş küçük bir grupta hiçbir malformasyon riski artışı görülmemiştir. Ancak, daha yüksek dozlar ile ilgili olarak herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.   Gebelik süresince nöroleptik uygulananların hiçbirinde fetüste serebral gelişimin yavaşladığına dair herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Uzun süreli veya güçlü nöroleptiklerle tedavi edilmiş annelerin yeni doğmuş bebeklerinde çok ender olarak ekstrapiramidal semptomlar görülmüştür.   Sonuç olarak, teratojen risk çok düşük olsa bile, gebelik boyunca ilaç tedavi süresinin kısaltılması tavsiye edilir.   Eğer mümkünse, gebeliğin sonunda nöroleptiklerin dozları azaltılmalıdır.   Laktasyonda: Anne sütüne karışma oranı günlük dozun 1/1000’idir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Endokrin ve Metabolik: Amenore, galaktore, jinekomasti, frijidite ya da empotansa neden olabilir. Tedavi kesildiğinde geçici ve geri dönebilen özellikte hiperprolaktinemi bildirilmiştir. Kilo artışı görülebilir. Nörolojik: (Bu yan etkiler önerilen dozlarda kullanıldığında çok ender görülür). Antikolinerjik antiparkinson bir ilaç alınmasını gerektiren erken diskinezi (spazmotik tortikolis, okülojir krizler) Antikolinerjik antiparkinson ilaçlara gerek gösterebilen ekstrapiramidal sendrom Uzun süreli kullanımda tüm nöroleptiklerle görülebileceği gibi tardif diskinezi. (Dikkat: Antikolinerjik antiparkinson ilaçlar etkisiz kalır ya da şiddetlendirebilir.) Uyuşukluk veya somnolans Vejetatif: Ortostatik hipotansiyon   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.      

Doz Aşımı

SUFENTA epidural kullanıma yönelik güçlü bir narkotik analjeziktir. SUFENTA kimyasal olarak fentanil ile bağıntılı olan sufentanil içerir. Farmakodinamik özellikler açısından, sufentanil morfine benzer ancak 100 kat daha güçlüdür, etkisi daha hızlı başlar ve daha kısa sürelidir. sufentanilin lipidde çözünürlüğe yüksektir ve kan beyin engelini hızla geçer. Analjezik etkinin başlangıcı 5-10 dakika arasındadır (morfin: 10-50 dakika) ve süresi genellikle 4-6 saattir (morfin 10-26 saat). SUFENTA histamin salınımına yol açmaz.

Endikasyonlar

Maksimum plazma konsantrasyonlarına 10 dakika içinde ulaşılır. Plazma proteinlerine %92.5 oranında bağlanır. Terminal yarı ömrü beyin omurilik sıvısında yaklaşık 165 dakika ve plazmada yaklaşık 335 dakikadır. Biyotransformasyon başlıca karaciğerde gerçekleşir. Uygulanan dozun yaklaşık % 80’i 24 saat içinde metabolit olarak atılır. Dozun yalnızca % 2’si idrara değişmeden atılır. Karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda eliminasyon, klirensteki azalmaya bağlı olarak uzar. Epinefrin (50-75 mg) eklenmesi başlangıçtaki hızlı emilimi % 25-50 oranında azaltır.

Farmakodinamik Özellikler

Ampul

Farmakokinetik Özellikler

Barbitüratlar morfinin ve türevlerinin solunumu deprese eden etkilerini güçlendirebilir. Dolayısıyla, SUFENTA ile kombinasyon önlenmelidir. Alkol, opioidler, benzodiazepinler, nöroleptikler, halojenik gazlar, hipnotik ajanlar ve diğer MSS depresanları narkotiklerin kullanımı sırasında solunum depresyonunu arttırabilir. İn vitro veriler, sufentanilin çoğunlukla sitokrom P450 3A4 enzimi yoluyla metabolize edildiğini ve güçlü sitokrom P450 3A4 enzimi inhibitörlerinin (ketokonazol, itrakonazol, ritovanir) sufentanil metabolizmasını inhibe edebildiğini göstermektedir. Bu, uzamış ya da gecikmiş solunum depresyonu riskini arttırabilir. Yukarıdaki ilaçların birlikte kullanımı hastaya özel dikkat gösterilmesini ve hastanın gözlenmesini gerektirir; özellikle, SUFENTA dozunun azaltılması gerekebilir. MAO inhibitörlerinin narkotik analjeziklerle etkileştikleri ve hepsinden öte, kardiyak fonksiyonu bozdukları bildirilmiştir. O nedenle, SUFENTA MAO inhibitörleri ile tedavi kesildikten sonraki 2 hafta içinde kullanılmamalıdır.

Farmasötik Şekli

SUFENTA 0,005mg/ml, 10ml Ampul, 5 adet.

Formülü

15- 300C arasında saklayınız. Çocukların ulaşamayacakları yerlerde ve ışıktan koruyarak saklayınız

İlaç Etkileşmeleri

SUFENTA 0,005mg/ml, 2ml Ampul, 5 adet. Kutuda, plastik muhafazada, renksiz cam ampulde.

Doz Aşımı

Spesifik bir antidot mevcut değildir. Doz aşımı ve rabdomiyoliz kuşkusu bulunduğunda ilaç kesilmelidir. Böbrekleri sağlam hastalarda forse diyürez ile ilacın eliminasyonu hızlandırılabilir. Rabdomiyoliz durumunda, yeterli sıvı verilerek Crush Sendromu gelişmesi engellenmelidir. Fenofibrat diyalizle vücuttan atılamaz.

Endikasyonlar

Primer hiperlipoproteinemiler: Ailevi hiperkolesterolemi Ailevi hipertrigliseridemi Ailevi kombine hiperlipidemi Ne beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi, ne de zayıflama ve hareket gibi diğer önlemlerle yeterince kontrol altına alınamayan Tip III hiperlipidemi(Apo-E2-homozigot) Sekonder hiperlipidemiler:Zeminde yatan hastalığın (örneğin Diabetes mellitus) etkin bir şekilde tedavisine karşın devam eden ağır sekonder hiperlipidemiler. İlaç tedavisi, prensip olarak hiperlipoproteineminin kararlı bir nonmedikal tedaviye cevap vermediği durumlarda endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Fenofibrat yüksek kan lidiplerini (trigliseridler ve kolesterol) düşürür ve bu şekilde belli hiperlipoproteinemilerin tedavisinde kullanılır. Lipid düzeyinin düşme mekanizması, büyük ölçüde, özellikle lipoproteinlipaz (LPL) olmak üzere, lipolitik enzimlerin aktivasyonuna dayanır. Bu şekilde trigliseridden zengin çok düşük yoğunluklu lipoproteinlerin (VLDL) katabolizması hızlanır ve buna paralel olarak antiaterojenik yüksek yoğunluklu lipoproteinlerin (HDL) düzeyi artar.

Farmakokinetik Özellikler

Fenofibrat ağız yoluyla alındıktan sonra hızla ve hemen hemen tamamen emilir ve fenofibrik aside hidroliz olur. Sağlıklı deneklerde 300 mg’lık tek bir dozun alınmasından sonra azami 15 mg/l’lik bir plazma düzeyi oluşur. Fenofibrik asit plazmada %99 oranında, özellikle albümin olmak üzere, proteinlere bağlanır. Fenofibrik asit, yaklaşık %60 oranında idrar, yine yaklaşık %25 oranında feçes ile atılır. Eliminasyon iki aşamalı olup alfa fazının yarılanma ömrü 5, beta fazınınki 22 saattir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda eliminasyon azalır. Bu nedenle, bu hastalarda doz serum kreatinin klirensine göre azaltılmalıdır (bkz. Kullanım şekli ve dozu). Hafif karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda eliminasyonun yavaşladığına dair bilgi yoktur (karaciğer hastalıkları: bkz. Kontrendikasyonlar).

Farmasötik Şekli

Kapsül

Formülü

Bir kapsül 250 mg fenofibrat içermektedir.

İlaç Etkileşmeleri

Antikoagülanlar: Fenofibrat, kumarin tipindeki antikoagülanların etkisini artırabilir. Bu nedenle Secalip® SR 250 tedavisine başlarken fenprokumon dozu yaklaşık %30 azaltılmalı ve kan pıhtılaşma faktörleri kontrol edilerek yeniden ayarlanmalıdır. Secalip® SR 250 tedavisinin bitiminden sonra yeniden doz ayarlaması gerekir. Antidiyabetikler: Oral antidiyabetiklerin ve insülinin etkisi fenofibrat tarafından artırılabilir. Secalip® SR 250, diğer fibratlar gibi, rabdomiyoliz riski nedeniyle, HMG-CoA redüktaz inhibitörleri   ile birlikte kullanılmamalıdır. Seyrek olarak, immunosupresif tedavi altında bulunan organ transplantasyonu yapılmış hastalarda, aynı zamanda fibrat içeren ilaçlar kullanıldığında anlamlı derecede fakat reversibl böbrek fonksiyon bozuklukları ve serum kreatinin artışı bildirilmiştir. Bu nedenle bu hastalarda böbrek fonksiyonları dikkatle takip edilmeli, laboratuar parametrelerindeki anlamlı değişikliklerde Secalip® SR 250 gerektiğinde kesilmelidir.

Kontraendikasyonlar

Karaciğer hastalıkları (sıklıkla hipertrigliseridemiye eşlik eden karaciğer yağlanması dışında) İlacın içerdiği maddelerden birine karşı bilinen aşırı duyarlılık Fibrat ve ketoprofen tedavisi altında bilinen fotoalerjik ve fototoksik reaksiyonlar Serum kreatinin değerlerinin 2 mg/dl’den yüksek olduğu ağır böbrek fonksiyon bozuklukları Karaciğer tutulumu olasılığı ekarte edilemeyeceğinden kolelitiyazis olan veya olmayan safra kesesi hastalıkları, relatif kontredikasyon olarak kabul edilir. Secalip® SR 250 çocuklarda kullanılmaz. Gebeler ve emziren kadınlarda kullanım: İnsanda, gebelik ve emzirme döneminde kullanım konusunda bilgi ve deneyim bulunmadığından Secalip® SR 250’nin gebelik ve emzirme döneminde kullanılması kesinlikle kontrendikedir. Secalip® SR 250, doğurganlık çağındaki kadınlara ancak etkin bir kontrasepsiyon sağlanabildiğinde verilmelidir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde, yemekle birlikte, günde 1 Kapsül (250 mg fenofibrata eşdeğer), bir miktar sıvı (örneğin su) ile çiğnenmeden, yutulmalıdır. Bu dozaj şekli böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar için uygun değildir

Ruhsat Sahibi

Abbott ilaç ve Ecza Ticaret Limited Şirketi Bostancı Kocayol Cad. No: 58 34744 Kadıköy/ istanbul

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

03.10.2002-113/05

Saklama Koşulları

25°C’nin altında oda sıcaklığında, çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. İlaç kutu üzerinde yazılı son kullanma tarihinden sonra kullanılmamalıdır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

20, 30, 90 kapsül içeren blister ambalajlarda

Uyarılar/Önlemler

Lipid düzeylerinde yükselme, hipertansiyon ve sigara yanında, arterioskleroz ve sonuçta gelişen hastalıkların (koroner kalp hastalığı, serebral ve periferik dolaşım bozuklukları) oluşum ve ilerlemesindeki başlıca risk faktörlerindendir. Her hiperlipidemi tedavisinin başlangıcında beslenme ile ilgili bilgilendirme yapılmalı ve risk faktörleri belirlenip ekarte edilmelidir. Lipid metabolizması bozuklukları birçok olguda diyet, zayıflama, egzersiz ve aynı zamanda mevcut diğer metabolizma bozukluklarının yeterince tedavisiyle olumlu yönde etkilenirler. Bu önlemlere, Secalip®SR 250 tedavisinde de devam edilmelidir. Tanı koyulurken, kan lipid düzeylerinin, zaman, son yemeğin türü ve yenmesinden itibaren geçen süre, alkol ve stres gibi değişik faktörlerden etkilendiği gözönünde bulundurulmalıdır. Östrojen veya östrojen içeren kontraseptif kullanan hiperlipemik hastalarda, hiperlipeminin primer mi yoksa sekonder mi olduğu araştırılmalıdır (östrojenler, lipidlerin artmasına neden olabilir). Hiperlipideminin ilaçla tedavisi, genelde uzun süreli olduğundan böyle bir tedaviyi başlatma kararı, her hasta için iyice düşünülerek verilmelidir. Aşırı dozaj ve buna bağlı olarak rabdomiyolizden kaçınmak için kesin doz ayarlaması amacıyla fenofibrat plazma değerlerinin ölçülmesi önerilir.

Üretim Yeri

RECIPHARM FONTAINE Rue des Prés Potets 21121 Fontaine-les-Dijon, Fransa

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Secalip® SR 250 tedavisinde şu yan etkiler ortaya çıkabilir: Gastointestinal sistem: Midede doluluk hissi, bulantı, kabızlık, ishal gibi gastrointestinal bozukluklar genelde, geçici olup ilaç tedavisinin kesilmesini gerektirmez. Kan: Hemoglobin ve lökositlerde hafif bir düşme bildirilmiştir. Bu yan etkiler genelde, Secalip® SR 250 tedavisinin kesilmesinden sonra hızla kaybolurlar. Deri: Bazan, kaşınma, ürtiker ve alerjik kökenli diğer reaksiyonlar ortaya çıkarsa da, bunlar Secalip® SR 250 tedavisinin kesilmesiyle kaybolur. Seyrek olarak aylarca süren ve herhangi bir komplikasyona rastlanılmayan kullanımdan sonra da genelde reversibl karakterli ve eritem, kaşıntı, bül oluşumu ve likenoid lezyonların eşlik ettiği fotoalerjik ve fototoksik reaksiyonlar görülebilir. Bu durumlarda Secalip® SR 250 tedavisi derhal kesilmelidir. Karaciğer: Tedavi süresince transaminazlarda (SGOT, SGPT) geçici bir artış görülebilir. Seyrek olarak fenofibrat tedavisi altında, kolestatik tipte bir hepatit görülmüşse de, fenofibrat tedavisinin kesilmesiyle reversibl olduğu saptanmıştır. Kolestatik hepatite işaret eden semptomların (örn. ikter, kaşıntı) ortaya çıkması durumunda gerekli laboratuar tanı tetkikleri yapılmalı ve gerektiğinde Secalip® SR 250 kesilmelidir. Safra yolları: Secalip® SR 250 tedavisi altında kolesterol atılımı arttığından safranın kolesterolle doymasının bir ölçüsü olan litojen indeks ve dolayısıyla safra taşı oluşumu riski artar. Uzun süreli tedavide daha sık olarak safra taşı oluşumu veya mevcut safra taşlarının ebadının artışı konusu tartışmalıdır. Kas sistemi: Seyrek görülen fakat önemli bir yan etki, kas ağrıları, kas güç kaybı ve kramplarla birlikte seyreden miyotoksisite tablosudur. Bu durumda kreatinfosfokinaz (CPK) ölçümü yapılmalıdır. Çok seyrek olarak iyatrojenik rabdomiyoliz tablosunun eşlik ettiği anlamlı bir CPK artışı görülebilir. Burada neden sıklıkla doz aşımıdır (örneğin böbrek yetmezliğinde birikme) (bkz. Kullanım şekli ve dozu). İlaç bu durumda derhal kesilmelidir. Diğer: Seyrek olarak saç dökülmesi ve cinsel güç kaybı bildirilmiştir. Bu yan etkiler, genelde Secalip®SR 250 tedavisinin kesilmesiyle hızla kaybolur. Uzun süreli tedavide serum kreatinin ve serum üre değerlerinde hafif artış görülebilir.
(Visited 4 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window