İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması TARGET
Birim Miktarı 30
ATC Kodu N06CA03
ATC Açıklaması fluoxetine and psycholeptics
NFC Kodu CA
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Kapsüller
Orijinal / Jenerik Türü Jenerik
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 93,57 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 83,56 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Başlıklar
  1. İlaç Etken Maddeleri
  2. İlaç Prospektüsü
    1. Doz Aşımı
    2. Endikasyonlar
    3. Farmakodinamik Özellikler
    4. Farmakokinetik Özellikler
    5. Farmasötik Şekli
    6. Formülü
    7. İlaç Etkileşmeleri
    8. Kontraendikasyonlar
    9. Kullanım Şekli Ve Dozu
    10. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    11. Saklama Koşulları
    12. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    13. Uyarılar/Önlemler
    14. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    15. Doz Aşımı
    16. Endikasyonlar
    17. Farmakodinamik Özellikler
    18. Farmakokinetik Özellikler
    19. Farmasötik Şekli
    20. Formülü
    21. İlaç Etkileşmeleri
    22. Kontraendikasyonlar
    23. Kullanım Şekli Ve Dozu
    24. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    25. Saklama Koşulları
    26. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    27. Uyarılar/Önlemler
    28. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    29. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    30. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    31. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    32. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    33. İlaç Nasıl Kullanılır
    34. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    35. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    36. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    37. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    38. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    39. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    40. Etkin Maddeler
    41. Farmakodinamik Özellikler
    42. Doz Aşımı
    43. Endikasyonlar
    44. Farmakodinamik Özellikler
    45. Farmakokinetik Özellikler
    46. Farmasötik Şekli
    47. Formülü
    48. İlaç Etkileşmeleri
    49. Kontraendikasyonlar
    50. Kullanım Şekli Ve Dozu
    51. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    52. Saklama Koşulları
    53. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    54. Uyarılar/Önlemler
    55. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    56. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    57. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    58. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    59. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    60. İlaç Nasıl Kullanılır
    61. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    62. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    63. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    64. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    65. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    66. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    67. Etkin Maddeler
    68. Farmakodinamik Özellikler
    69. Farmakokinetik Özellikler
    70. Farmasötik Form
    71. Gebelik Ve Laktasyon
    72. Geçimsizlikler
    73. İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi
    74. İstenmeyen Etkiler
    75. Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim
    76. Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri
    77. Kontrendikasyonlar
    78. Kullanım Yolu
    79. Küb’ Ün Yenileme Tarihi
    80. Müstahzar Adı
    81. Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri
    82. Pozoloji Ve Uygulama Şekli
    83. Raf Ömrü
    84. Ruhsat Numarası(Ları)
    85. Ruhsat Sahibi
    86. Ruhsat Sahibi
    87. Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler
    88. Terapötik Endikasyonlar
    89. Üretici Bilgileri
    90. Yardımcı Maddeler
    91. Yardımcı Maddelerin Listesi
    92. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    93. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    94. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    95. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    96. İlaç Nasıl Kullanılır
    97. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    98. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    99. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    100. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    101. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    102. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    103. Etkin Maddeler
    104. Farmakodinamik Özellikler
    105. Farmakokinetik Özellikler
    106. Ambalajın Niteliği Ve İçeriği
    107. Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler
    108. İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler
    109. İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir
    110. İlaç Nasıl Kullanılır
    111. İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır
    112. İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır
    113. Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası
    114. Beşeri Tıbbi Ürünün Adı
    115. Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki
    116. Doz Aşımı Ve Tedavisi
    117. Etkin Maddeler
    118. Farmakodinamik Özellikler

İlaç Etken Maddeleri

  • olanzapin (6 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Doz aşımı durumunda merkezi sinir sistemi, kardiyovasküler sistem ve solunum sistemine ilişkin belirtiler ortaya çıkmaktadır. Merkezi sinir sistemi: MSS baskılanması, disoriyantasyon, somnolans, ajitasyon, halüsinasyon, koma, bulanık görme, konuşma bozukluğu, disartri, nistagmus, ataksi, diskinezi, başlangıçta hiperrefleksi daha sonra hiporefleksi, konvülsiyonlar, psikomotor bozukluklar, miyoklonus, hipotermi, midriyaz. Solunum sistemi: Solunumun baskılanması, pulmoner ödem. Kardiyovasküler sistem: Taşikardi, hipotansiyon ve bazen hipertansiyon, QRS kompleksinin genişlediği ileti bozukluğu, kardiyak arest ile birlikte senkop. Gastro-intestinal sistem: Kusma, mide boşalmasında gecikme, barsak motilitesinin azalması. Böbrek işlevleri: İdrar retansiyonu, oligüri veya anüri, sıvı retansiyonu, karbamazepinin ADH benzeri etkisi nedeniyle su zehirlenmesi. Laboratuvar bulguları: Hiponatremi, olasılıkla metabolik asidoz, olasılıkla hiperglisemi, kas kreatinin fosfokinazında artış. Doz aşımı tedavisi: Özgün bir antidotu yoktur. Doz aşımı durumunda uygulanacak tedavi kişinin klinik durumuna göre farklılık gösterir. Kişinin hastaneye sevk edilmesi; zehirlenmenin karbamazepinden olup olmadığının doğrulanması ve doz aşımının boyutunun saptanması için plazma düzeyinin ölçülmesi; midenin boşaltılması, gastrik lavaj ve aktif kömür uygulanması; eğer gerekiyorsa bir yoğun bakım ünitesinde kardiyak açıdan izlenmesi ve elektrolit dengesizliğine yönelik destekleyici tedavi uygulanması yapılabilecek girişimler arasında yer almaktadır. Özel öneriler: Hipotansiyon: I.V. dobutamin ya da dopamin uygulayın. Kalp ritm bozuklukları: Kişiye özel şekilde ele alınır. Konvülsiyonlar: Bir benzodiyazepin (örneğin diazepam) ya da fenobarbiton gibi başka bir antikonvülsan (solunumu baskılaması nedeniyle dikkatle uygulanmalıdır) ya da paraldehid uygulayın. Hiponatremi (su zehirlenmesi): Sıvı alımını kısıtlayın ve dikkatle I.V. yolla % 0,9’luk NaCl infüzyonu uygulayın. Bu önlemler beyin hasarının önlenmesinde yararlı olabilir. Kömür hemoperfüzyonu önerilmiştir. Zorlu diürez, hemodiyaliz ve peritoneal diyalizin etkili olmadığı bildirilmiştir. Gecikmiş absorbsiyon nedeniyle, aşırı dozun alınmasından sonraki 2’nci ve 3’üncü günlerde, belirtilerin yeniden ortaya çıkabileceği ve ağırlaşabileceği unutulmamalıdır.  

Endikasyonlar

Epilepsi :         Parsiyel nöbetler (kompleks veya basit belirtilerle seyreden)         Birincil jeneralize epilepsi veya jeneralize tonik-klonik nöbetler. Tek başına lityum veya nöroleptikler ile tedaviye yanıt vermeyen veya böyle bir tedaviyi tolere edemeyen hastalarda, tek başına veya başka ilaçlarla kombine olarak bipolar bozuklukların profilaksi ve tedavisi. Alkolü bırakma (alkol yoksunluk) sendromu. İdiyopatik trigeminal nevralji ve multipl skleroza bağlı nevralji. İdiyopatik glossofarenjiyal nevralji.  Diabetes Insipidus sentralis. Ağrılı diyabetik periferik nöropati’de kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Karbamazepin antiepileptik, nörotropik ve psikotropik özelliklere sahip olan bir dibenzazepin türevidir. İkincil jeneralizasyon ile veya ikincil jeneralizasyon olmaksızın seyreden (basit ve kompleks) parsiyel nöbetler, jeneralize tonik-klonik nöbetler (grand mal) ve ayrıca bu tipteki nöbetlerin birlikte görüldüğü durumlar etkinlik yelpazesi içerisinde yer almaktadır. Karbamazepinin etki mekanizması kısmen aydınlatılmıştır. Karbamazepin aşırı uyarılmış sinir membranlarını stabilize eder, tekrarlayan nöronal deşarjları inhibe eder ve uyarıcı impulsların sinaptik yayılımını azaltır. Voltaja duyarlı sodyum kanallarının blokajı karbamazepinin temel etki mekanizması olabilir; bunun sonucunda depolarize nöronlarda sodyuma bağımlı aksiyon potansiyellerinin tekrarlayan nöronal deşarjları engellenebilir. Glutamat salınımının azalması ve nöronal membranların stabilizasyonu antiepileptik özelliklerine bağlı olarak ortaya çıkarken, antimanik etkileri dopamin ve noradrenalin döngüsü üzerindeki baskılayıcı etkisinden kaynaklanabilir.

Farmakokinetik Özellikler

Emilim Oral yoldan uygulanan karbamazepin neredeyse tamamen fakat oldukça yavaş olarak emilir ve emilim hızı hastalar arasında farklılık gösterebilir. Tek doz uygulama sonrasında, doruk plazma derişimleri 24 saat içinde elde edilir. Retard formların biyoyararlanımı standart formlardan yaklaşık % 15 daha düşüktür. Farklı oral formlarda karbamazepinin biyoyararlanımı % 85–100 arasındadır ve gıdalardan etkilenmez. Karbamazepinin oto-indüksiyonuna, diğer enzim indüksiyonu yapan ilaçlar ile hetero-indüksiyonuna, hastanın tedavi öncesi durumuna, ilacın dozu ve tedavinin süresine bağlı olarak yaklaşık 1-2 haftada sabit plazma derişimleri elde edilir. Farklı karbamazepin formlarının biyoyararlanımları farklılık gösterebildiğinden, nöbet riskini ve aşırı yan etki riskini önlemek için, uygulanan formun değiştirilmesinden kaçınılması anlamlı olabilir. Dağılım Karbamazepin % 70–80 oranında plazma proteinlerine bağlanır. Serebrospinal sıvı ve tükrükteki değişmemiş madde derişimi plazmada proteinlere bağlı olmayan ilaç oranını gösterir ve bu oran toplam plazma derişiminin % 20–30’udur. Anne sütünde saptanan derişimler plazma derişiminin % 25–60’ına eşdeğerdir. Karbamazepin plasentadan geçer. Karbamazepinin tamamen emildiği varsayıldığında, sanal dağılım hacmi 0,8–1,9 l/kg arasındadır. Metabolizma Karbamazepinin, biyotransformasyonunda epoksid yolağı önemli rol oynar ve burada ana metabolitleri olarak 10,11-transdiol türevi ve glukuronid metaboliti meydana gelir. Karbamazepinden karbamazepin-10,11-epoksid oluşumunda sorumlu olan ana isoform sitokrom P450 3A4’dür. 9-hidroksimetil-10-karbamoil akridan bu yolak ile ilişkili küçük bir metabolittir. Oral olarak tek doz karbamazepin verildikten sonra yaklaşık % 30’u epoksid yolağının son ürünleri olarak idrarda saptanır. Karbamazepinin biyotransformasyonunda diğer önemli yolaklar ile karbamazepin-N-glukuronid’in yanı sıra çeşitli monohidroksil türevleri oluşturulur. Farmakolojik olarak etkin metaboliti olan karbamazepin-10,11-epoksid’in plazma derişimleri, karbamazepin düzeylerinin yaklaşık % 30’udur. Atılım Oral olarak tek doz uygulamasını takiben, değişmemiş ilacın plazmadaki eliminasyon yarılanma ömrü ortalama olarak yaklaşık 36 saatken, tekrarlayan dozlardan sonra, ilacın kullanım süresine bağlı olarak (karaciğer mono-oksijenaz sisteminin oto-indüksiyonu nedeniyle), ortalama 16–24 saat arasında değişir. Fenitoin ve fenobarbiton gibi enzim indüksiyonu yapan ilaçlarla birlikte kullanılması durumunda yarılanma ömrünün ortalama 9–10 saat arasında değiştiği gözlenmiştir. Plazmadaki 10,11-epoksid metabolitinin ortalama eliminasyon yarılanma ömrü, epoksidin tek oral doz olarak uygulanmasından sonra, yaklaşık olarak 6 saattir. Oral olarak tek doz 400 mg karbamazepin verildikten sonra, % 72’si idrar ve % 28’i feçesle atılır. İdrarla atılan miktarın yaklaşık % 2’si değişmemiş ilaç olarak ve % 1’i farmakolojik olarak aktif olan 10,11-epoksid metabolitidir. Özel hasta gruplarında özellikleri Çocuklarda eliminasyon artmış olduğundan, terapötik derişimlerinin elde edilebilmesi için, çocuklara erişkinlerdekinden daha yüksek karbamazepin dozları (mg/kg) verilmesi gerekebilir. Yaşlı hastalarda, genç erişkinler ile karşılaştırıldığında, karbamazepin farmakokinetiğinin değiştiğine ilişkin veri bulunmamaktadır. Karaciğer ve böbrek işlevleri azalmış hastalarda karbamazepin farmakokinetiğine ilişkin veri bulunmamaktadır. Ancak, karaciğerde metabolize olduğundan karaciğer yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.

Farmasötik Şekli

Tablet

Formülü

Her tablet 200 mg karbamazepin içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Karbamazepin-10,11-epoksid oluşumuna aracılık eden temel enzim sitokrom P450 3A4’tür (CYP 3A4). CYP 3A4 inhibitörleri ile karbamazepinin birlikte uygulanması plazma derişimlerinin yükselmesine ve sonuçta advers reaksiyonların artmasına yol açabilir. CYP 3A4 indükleyici maddeler ile birlikte kullanılması ise karbamazepin serum düzeylerinin düşmesi ve sonuçta terapötik etkinin azalması ile sonuçlanabilir. Benzer şekilde, CYP 3A4 indükleyici ilaç kullanımının sonlandırılması karbamazepin metabolizma hızını azaltarak karbamazepin plazma düzeylerinin artmasına neden olabilir. Karbamazepin plazma düzeylerini artırabilen maddeler: İsoniyazid, verapamil, diltiazem, ritonavir, dekstropropoksifen, viloksazin, fluoksetin, fluvoksamin, olasılıkla simetidin, asetazolamid, danazol, nikotinamid (erişkinlerde, yüksek dozlarda), nefazodon, (eritromisin, klaritromisin gibi) makrolid antibiyotikler, (itrakonazol, ketokonazol, flukonazol gibi) azol grubu anti-fungaller, terfenadin, loratadin, greyfurt suyu, HIV tedavisinde kullanılan (ritonavir gibi) proteaz inhibitörleri. Karbamazepinin plazma düzeylerinin yükselmesi baş dönmesi, sersemlik, ataksi, diplopi gibi advers reaksiyonlarla sonuçlanabileceğinden, saptanan plazma düzeyine göre karbamazepin dozu düzenlenmelidir. Karbamazepin plazma düzeylerini azaltabilen maddeler: Fenobarbiton, fenitoin, primidon, teofilin, rifampisin, sisplatin veya doksorubisin ve (kısmen çelişkili veriler bulunmakla birlikte, olasılıkla) klonazepam veya valproik asit, okskarbazepin. Meflokin karbamazepinin antiepileptik etkisini antagonize edebilir. Valproik asit ve primidon’un aktif metabolit olan karbamazepin-10,11-epoksid’in plazma düzeylerini artırdıkları bildirildiğinden, birlikte uygulandıklarında karbamazepin dozu ayarlanmalıdır. Isotretinoin’in karbamazepin ve karbamazepin-10,11-epoksid’in biyoyararlanımını ve/veya klerensini değiştirdiği bildirildiğinden, karbamazepin plazma düzeyleri izlenmelidir. Bitkisel bir ürün olan St John’s wort (Hypericum perforatum) ile birlikte uygulanmaları karbamazepin serum düzeylerini yükseltebilir. Karbamazepinin diğer ilaçların plazma düzeylerine etkisi: Levotiroksin, klobazam, klonazepam, etosüksimid, primidon, valproik asit, alprazolam, (prednizolon, deksametazon gibi) kortikosteroidler, siklosporin, digoksin, doksisiklin, (felodipin ve isradipin gibi) dihidropiridin türevleri, indinavir, sakinavir, ritonavir, haloperidol, imipramin, metadon, tramadol, östrojen ve/veya progestojenler (diğer kontraseptif yöntemler düşünülmelidir), gestrinon, tibolon, toremifen, teofilin, oral antikoagülanlar (varfarin), lamotrijin, tiagabin, topiramat, (imipramin, amitriptilin, nortriptilin, klomipramin gibi) trisiklik antidepresanlar, klozapin, okskarbazepin, olanzapin, itrakonazol ve risperidon. Karbamazepinin fenitoin plazma düzeylerini hem artırabildiği hem azaltabildiği ve mefenitoin plazma düzeylerini nadiren artırabildiği bildirilmiştir. Karbamazepin parasetamol’ün biyoyararlanımını azaltabilir. Birlikte uygulandıklarında, isoniyazide bağlı karaciğer toksisitesinin arttığı bildirilmiştir. Lityum ile karbamazepin birlikte uygulandıklarında, (lityum plazma derişimleri normal terapötik sınırlar arasında olmasına karşın) nörotoksisite artabilir. Karbamazepin ile metoklopramid veya (haloperidol, tiyoridazin gibi) major trankilizanların birlikte kullanılmaları da nörolojik yan etkilerin artması ile sonuçlanabilir. Karbamazepin yapısal olarak trisiklik antidepresanlara benzediğinden, karbamazepin ile MAOİ’nin birlikte kullanımı önerilmez. Karbamazepin tedavisinden en az 2 hafta veya -hastanın klinik durumu elverirse- daha uzun bir süre önce MAOİ tedavisi sonlandırılmış olmalıdır. Karbamazepin ile bazı diüretiklerin (hidroklorotiyazid, furosemid) birlikte kullanımı semptomatik hiponatremi’ye yol açabilir. Karbamazepin bazı depolarizasyon yapmayan (pankuronyum gibi) kas gevşeticilerin etkilerini antagonize edebilir; kas gevşeticinin dozu artırılmalı ve hastalar nöromüsküler blokun beklenenden daha erken sonlanması açısından yakından izlenmelidir. Diğer psiko-aktif ilaçlarda olduğu gibi, karbamazepin de alkol toleransını azaltabilir; karbamazepin kullanan hastalara alkol kullanımından sakınmaları öğütlenmelidir.

Kontraendikasyonlar

Teril CR tabletin kullanımı şu hastalarda kontrendikedir: karbamazepine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda, karbamazepine yapısal olarak benzerlik gösteren amitriptilin, desipramin ve benzeri trisiklik antidepresanlara karşı aşırı duyarlılığı olanlarda, mono-amin oksidaz inhibitörleri (MAOİ’ler) ile tedavi edilmekte olanlarda, kemik iliği baskılanması öyküsü olanlarda, intermitan porfiri öyküsü olanlarda, atriyoventriküler blok bulunanlarda.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktora danışmadan kullanılmamalıdır. Teril CR tabletler çiğnenmemeli; öğünler sırasında ya da öğünler arasında tabletin yarısı ya da tamamı bir bardak su ile yutulmalıdır. Doktor tarafından başka şekilde önerilmediği taktirde aşağıdaki dozlarda kullanılır. Epilepsi Mümkünse, Teril CR monoterapi şeklinde uygulanmalıdır. Kan düzeylerinin izlenmesi, antikonvülsanların etkinliğini artırır ve yan etkilerini azaltır. Doz hastaların bireysel gereksinimlerine göre ayarlanmalıdır. Tedaviye düşük dozla başlanması ve dozun, hastanın gereksinimlerine göre, aşamalı olarak artırılması önerilir. Yeterli kontrol sağlandığında, doz en düşük etkili doza kademeli olarak azaltılabilir. Erişkinler Tedaviye günde bir ya da iki kez 100-200 mg ile başlanması önerilir. Daha sonra optimum yanıt elde edilinceye kadar aşamalı olarak günde 800-1200 mg’a çıkılabilir. Bazı vakalarda 1600 mg’lık dozlar gerekli olabilir. Yaşlılar Erişkinler için olanla aynıdır, ancak tedaviye düşük dozlarla başlanması önerilir. Çocuklar Teril CR tabletin 5 yaş altı çocuklarda kullanımı önerilmez. Günlük 200-400 mg başlangıç dozu ağrı kayboluncaya kadar kademeli olarak artırılır (genellikle günde 3-4 kez 200 mg), sonra doz mümkün olan en düşük idame dozuna ulaşıncaya kadar, kademeli olarak azaltılır. Yaşlılarda başlangıç dozu olarak günde iki kez 100 mg önerilir. Alkolu bırakma yoksunluk sendromu: Ortalama doz günde 3 kez 200 mg’dır. Ağır durumlarda bu doz ilk birkaç gün içinde artırılabilir. Alkolü bırakmaya bağlı şiddetli belirtilerin tedavisine başlarken, karbamazepin sedatif-hipnotik ilaçlarla birlikte verilmelidir. Akut evre atlatıldıktan sonra tedaviye sadece karbamazepin ile devam edilebilir. Ağrılı diyabetik nöropati: Ortalama doz günde 2-4 kez 200 mg’dır. Diabetes insipidus sentralis: Erişkinler için ortalama doz günde 2-3 kez 200 mg’dır. Çocuklarda doz çocuğun yaşı ve kilosu ile orantılı olarak azaltılmalıdır. Mani ve bipolar bozuklukların profilaktik tedavisi Olağan doz olarak günde 2-3 kez 400-600 mg kullanılır. Akut mani tedavisinde doz mümkün olduğunca kısa sürede artırılmalıdır. Buna karşılık, bipolar bozuklukların profilaksisinde ise en uygun tolerabiliteyi elde etmek için dozun kademeli olarak artırılması önerilir.   11-15 yaş :  Günde 3-5 kez 200 mg’lık tablet şeklinde 600-1000 mg’lık doz önerilir. Trigeminal nevralji

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Teril® CR 400 mg tablet, 20 tabletlik ambalajlarda.

Saklama Koşulları

25ºC’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır. Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Teril® CR 200 mg tablet, 20 tabletlik ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Karbamazepin kullanımı ile ilişkili olarak aplastik anemi ve agranülositoz bildirilmiştir, ancak bu hastalıkların görülme sıklığının çok düşük olması nedeniyle, anlamlı risk tahminleri yapmak güçtür. Tedavi görmemiş topluluklar söz konusu olduğunda, agranülositoz risk oranı yılda yaklaşık milyonda 4,7 kişi, aplastik anemi risk oranı ise yılda yaklaşık milyonda 2 kişi olarak tahmin edilmektedir. Bazen karbamazepin kullanımı ile ilişkili olarak trombosit veya lökosit sayısında azalma oluşur. Tedaviye başlamadan önce ve tedavi başladıktan sonra periyodik olarak trombosit, retikülosit ve serum demirini de içeren tam kan sayımı yapılmalıdır. Hastalar ve yakınları hematolojik sorunların yanı sıra cilt ve karaciğerde toksik reaksiyonların belirtileri ve bulguları konusunda bilgilendirilmelidir. Eğer ateş, boğaz ağrısı, döküntü, ağızda ülserler, kolay çürük oluşumu, peteşi veya hemorajik purpura gibi reaksiyonlar oluşursa hemen doktora başvurmaları önerilmelidir. Tedavi sırasında lökosit veya trombosit sayılarının düşük veya azalmakta olduğu gözlenirse, hasta ve tam kan sayısı yakından izlenmelidir. Hastada ciddi, ilerleyici ve ateş-boğaz ağrısı gibi klinik belirtileri olan lökopeni veya belirgin kemik iliği baskılanmasına ilişkin herhangi bir kanıt gözlenirse tedavi sonlandırılmalıdır. Özellikle öyküsünde karaciğer hastalığı olanlarda ve yaşlı hastalarda tedaviye başlarken ve sonrasında periyodik olarak karaciğer işlev testleri uygulanmalıdır. Karaciğer işlev bozukluğunun veya akut karaciğer hastalığının alevlenmesi durumunda tedavi sonlandırılmalıdır. Karbamazepin kullananlarda, olasılıkla karaciğer enzim indüksiyonuna bağlı olarak, bazı karaciğer işlev testleri (özellikle gama glutamil transferaz) anormal bulunabilir. Enzim indüksiyonu, alkalen fosfataz düzeylerinde orta düzeyde artışlara da neden olabilir. Karaciğer metabolizasyon kapasitesindeki bu artışlar karbamazepin tedavisinin sonlandırılmasını gerektirmez. Karbamazepine karşı karaciğer reaksiyonları çok nadir oluşur. Karaciğer işlev bozukluğunun veya aktif karaciğer hastalığının belirtileri acilen değerlendirilmeli ve değerlendirmeye bağlı olarak, gerekirse tedavi sonlandırılmalıdır. İzole maküler veya makülopapüler ekzantem gibi hafif deri reaksiyonları çoğunlukla geçici ve tehlikesizdir; genellikle tedavinin sürdürülmesi veya ilaç dozunun düşürülmesini izleyen birkaç gün veya hafta içerisinde ortadan kalkarlar. Buna rağmen, hastalar yakından izlenmeli ve döküntülerin ağırlaşması veya eşlik eden başka belirtilerin ortaya çıkması durumunda tedavi sonlandırılmalıdır. Eğer Stevens-Johnson sendromu, Lyell sendromu (toksik epidermal nekroliz) gibi ciddi cilt reaksiyonlarını düşündürtecek belirti ve bulgular ortaya çıkarsa karbamazepin tedavisi derhal sonlandırılmalıdır. Karbamazepin, ister tipik ister atipik olsun, yoksunluk nöbetlerini de içeren karışık nöbetleri olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Bu hastalarda, karbamazepin nöbetleri alevlendirebilir. Nöbetlerin alevlenmesi durumunda tedavi sonlandırılmalıdır. Oral formlardan supozituvar formlarına geçiş sırasında nöbet sıklığında artış gözlenebilir. Karbamazepin tedavisinin aniden sonlandırılması nöbetleri başlatabilir. Karbamazepin tedavisinin aniden sonlandırılması zorunlu ise, yeni antiepileptik ilaçlara geçiş (I.V. veya rektal diazepam veya I.V. fenitoin gibi) uygun bir ilaç kullanılarak yapılmalıdır. Hastaların % 25-30’unda karbamazepin ile okskarbazepin arasında çapraz aşırı duyarlılık oluşabilir. Karbamazepin ile fenitoin arasında çapraz aşırı duyarlılık oluşabilir. Nedensel bir ilişki saptanmamış olmasına karşın, erkek doğurganlığının bozulduğuna ve/veya anormal sperm oluşumuna ilişkin vakalar izole olarak bildirilmiştir. Karaciğerde enzim indüksiyonu nedeniyle, karbamazepin östrojen ve/veya progestojen içeren ilaçların tedavi edici etkilerinin ortadan kalkmasına neden olabilir. Bu durum kontrasepsiyonun yetersizliği, belirtilerin tekrarlaması veya çekilme kanamaları veya lekelenmelerle sonuçlanabilir. Karbamazepin kullanmakta olan ve oral kontrasepsiyon gereksinimi olan hastalar 50 μg’dan daha fazla östrojen içeren bir ürün kullanmalı veya hormonal olmayan başka bir kontrasepsiyon yöntemi düşünülmelidir. Karbamazepin dozu ile plazma düzeyleri ve plazma düzeyleri ile klinik etkinlik veya tolerabilite arasındaki ilişki önemsiz olmasına karşın, şu durumlarda plazma düzeylerinin izlenmesi yararlı olabilir: Nöbet sıklığında artış/hasta uyumunun kontrolü, gebelik, çocukların ve ergenlerin tedavisi, emilim bozukluğundan şüphelenilen durumlar, birden fazla ilaç kullanıldığında zehirlenme şüphesi. Karbamazepin ile birlikte diğer antiepileptik ilaçları kullanmakta olan annelerin bebeklerinde neonatal nöbetler ve/veya solunum baskılanması gözlenen birkaç vaka bildirilmiştir. Neonatal kusma, ishal ve/veya beslenmede azalma da bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar neonatal çekilme sendromunun bir göstergesi olabilir. Kalp, karaciğer ve böbrek hasarı öyküsü olan kişilerde, diğer ilaçlara karşı advers hematolojik reaksiyonlar gözlenen kişilerde ve daha önce aralıklarla karbamazepin uygulanmış hastalarda karbamazepin kullanımına karar verilirken yarar-zarar oranı dikkatlice değerlendirilmeli ve bu kişiler yakından izlenmelidir. Başlangıçta ve tedavi sırasında periyodik olarak tam idrar ve BUN tetkiklerinin yapılması önerilir. Karbamazepinin hafif antikolinerjik etkileri gözlendiğinden, göz içi basıncı artmış olan hastalar uyarılmalı ve bu hastalara olası risklerle ilgili bilgi verilmelidir. Latent psikozun ve yaşlı hastalarda konfüzyon veya ajitasyonun etkinleşebileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Karbamazepin kullanımına bağlı olarak tiroid işlev testlerinin değerlerinde düşüş görüldüğü bildirilmiştir. Tek başına ya da diğer ilaçlarla birlikte karbamazepin kullanımına bağlı olarak hiponatremi gelişebildiği bildirilmiştir. Çocuklarda kullanım: Teril CR tabletin 5 yaş altı çocuklarda kullanımı önerilmez. Bu ilaçla tedavi edilen hastalarda intihar düşüncesi ve davranışı bildirilmiştir. Bu nedenle, hastalar intihar düşüncesi ve davranışı açısından yakından izlenmelidir. İntihar düşüncesi ve davranışı ortaya çıktığında, hasta ve hasta yakınının tıbbi destek alması önerilmelidir. Gebelik ve emzirme döneminde kullanımı: Gebelik kategorisi: D Epileptik gebelerin özel bir dikkatle tedavi edilmeleri gerekir. Antiepileptik ilaçlarla kombine tedavi görmekte olan gebelerin bebeklerinde gözlenen konjenital anomali sıklığı monoterapi görmekte olan gebelerin bebeklerindeki anomali sıklığından daha yüksek olduğundan, doğurganlık yaşındaki kadınlarda karbamazepin mümkünse monoterapi şeklinde uygulanmalıdır. Karbamazepin kullanmakta olan bir kadın hamile kaldığında veya hamile bir kadında karbamazepin tedavisine başlanması gereken durumlarda, özellikle hamileliğin ilk üç ayı içerisinde, yarar ve fötus açısından zarar oranı dikkatle değerlendirilmelidir. Etkili olan minimum dozlar verilmelidir ve plazma değerlerinin izlenmesi önerilir. Epileptik annelerin bebeklerinde, malformasyonlar dahil, gelişim bozukluklarının ortaya çıkması olasılığı daha yüksektir. Bütün ana antiepileptik ilaçlarda olduğu gibi karbamazepinin de bu riski artırabileceği bildirilmekle birlikte, tek başına verildiğinde karbamazepinin riski artırdığına ilişkin kesin kanıt bulunmamaktadır. Ama karbamazepin kullanımı ile ilişkili olarak spina bifida gibi gelişimsel bozukluklar ve malformasyonların yanı sıra kraniyofasiyal kusurlar, kardiyovasküler malformasyonlar ve diğer vücut bölümlerini ilgilendiren konjenital anomaliler bildirilmiştir. Hastalara malformasyon riski konusunda bilgi verilmeli ve antenatal izlem olanağı sağlanmalıdır. Gebelik sırasında folik asit eksikliğinin oluşabildiği bilinmektedir. Antiepileptik ilaçların, folik asit eksikliğini artırarak tedavi edilen epileptik annelerin bebeklerinde doğum anomalilerinin gelişmesine katkıda bulunmaları olasıdır. Gebelikten önce ve gebelik sırasında folik asit verilmesi önerilir. Yenidoğan’da kanama bozukluklarını önlemek için, anneye gebeliğin son haftalarında ve yenidoğana K1 vitamini verilmesi önerilir. Karbamazepin plazma derişiminin % 25 ila 60’ı oranında anne sütüne geçer. Anne sütünün yararları ile sütteki karbamazepine bağlı olarak bebekte ortaya çıkabilecek yan advers olaylar değerlendirilmelidir. Karbamazepin kullanan anneler bebeklerini –(aşırı uyku, alerjik cilt reaksiyonları gibi) olası advers reaksiyonların izlenmesi kaydıyla- emzirebilirler. Araba ve makine kullanma yeteneğine etkisi: Özellikle de tedavinin erken evrelerinde ve doz ayarlama dönemlerinde, karbamazepinin yol açtığı baş dönmesi ve sersemlik nedeniyle hastaların reaksiyonları zayıflayabilir. Hastalar motorlu araç ya da makine kullanmakla ilişkili olası tehlikeler konusunda uyarılmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Tedavinin başlangıcında veya ilk dozun çok yüksek olması durumunda veya yaşlı hastaların tedavisi sırasında belirli tipte, örneğin merkezi sinir sistemi (uyuşukluk, baş ağrısı, ataksi, sersemlik, halsizlik, çift görme), gastro-intestinal (bulantı, kusma) ve alerjik deri reaksiyonları gibi yan etkiler sık veya sık sık ortaya çıkabilir. Dozla ilişkili yan etkiler genellikle bir kaç gün içinde kendiliğinden veya dozun geçici bir süre azaltılmasından sonra ortadan kalkar. Merkezi sinir sistemi ile ilgili yan etkiler doz yüksekliğine veya plazma düzeylerindeki düzensizliğe bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda plazma düzeylerinin izlenmesi ve günlük dozun azaltılması ve/veya ilacın 3-4’e bölünmüş dozlar şeklinde uygulanması önerilir. Farklı organ sistemlerinde sık sık ( ≥ % 10), sık  ( ≥ % 1- < % 10), ara sıra ( ≥ % 0,1- < % 1), nadir ( ≥ % 0,01- < % 0,1), çok nadir ( < % 0,01) gözlenen advers reaksiyonlar şu şekildedir: Merkezi sinir sistemi(MSS): Nörolojik: Sık sık           : baş dönmesi, ataksi, uyuklama, bitkinlik. Sık               : baş ağrısı, çift görme, uyum bozuklukları (örn. bulanık görme). Ara sıra         : anormal istem dışı hareketler (örn. tremor, kas seyirmesi, distoni, tikler), nistagmus. Nadir            : okülomotor bozukluklar, orofasiyal diskinezi, konuşma bozuklukları (örn. disartri ya da telaffuz bozukluğu), periferik nevrit, parestezi, kas zayıflığı ve paretik belirtiler. Özellikle nöroleptikler ile birlikte kullanıldığında, nöroleptik malign sendrom gelişimine katkısı ve başlatıp başlatmadığı açık olmasa da, nöroleptik malign sendrom vakaları bildirilmiştir. Psikiyatrik: Nadir            : görsel ya da işitsel halüsinasyonlar, depresyon, iştah kaybı, dinlenememe, agresif davranışlar, ajitasyon, konfüzyon. Çok nadir       : psikoz aktivasyonu. Deri ve ekleri: Sık sık           : alerjik cilt reaksiyonları, şiddetli olabilen ürtiker. Ara sıra         : eksfoliyatif dermatit ve eritroderma. Nadir            : lupus eritematosus benzeri sendrom, pruritus. Çok nadir       : Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz, ışığa duyarlılık, eritema multiforme ve nodosum, cilt pigmentasyonunda değişiklikler, purpura, akne, terleme, saç dökülmesi. Nedensel bir ilişki bilinmemekle birlikte, çok nadir hirsutism vakaları bildirilmiştir. Kan: Sık sık           : lökopeni. Sık               : eozinofili, trombositopeni. Nadir            : lökositoz, lenfadenopati, folik asit eksikliği. Çok nadir       : agranülositoz, aplastik anemi, saf alyuvar aplazisi, megaloblastik anemi, akut intermitan porfiri, retikülositoz, hemolitik anemi. Karaciğer: Sık sık           : karaciğerde enzim indüksiyonu nedeniyle ortaya çıkan ve genellikle klinik açıdananlamlı olmayan gama-GT artışı. Sık               : alkalen fosfataz yüksekliği Ara sıra         : transaminazların yüksekliği. Nadir            : kolestatik, parenkimal (hepatoselüler) ya da karma tip hepatit, sarılık. Çok nadir       : granülomatöz hepatit, karaciğer yetmezliği. Gastro-intestinal sistem: Sık sık           : bulantı, kusma. Sık               : ağız kuruluğu. Ara sıra         : diyare ya da konstipasyon. Nadir            : karın ağrısı. Çok nadir       : glosit, stomatit, pankreatit. Aşırı duyarlılık reaksiyonları: Nadir            : ateş, cilt döküntüleri, vaskülit, lenfadenopati, lenfomayı taklit eden bozukluklar, artralji, lökopeni, eozinofili, hepato-splenomegali ve karaciğer işlev testlerindeki bozuklukların farklı birlikteliklerle gözlenebildiği bir gecikmiş aşırı duyarlılık reaksiyonu (karaciğer, akciğer, böbrekler, pankreas, miyokard ve kolon gibi başka organlar da etkilenebilir). Çok nadir       : miyoklonus ve periferik eozinofiliyle seyreden aseptik menenjit, anafilaktik reaksiyon, anjiyo-ödem. Bu gibi aşırı duyarlılık reaksiyonları meydana geldiği takdirde tedavi derhal sonlandırılmalıdır. Kardiyovasküler sistem: Nadir            : kalpte ileti bozuklukları, hipertansiyon veya hipotansiyon. Çok nadir       : bradikardi, aritmiler, senkoplu AV blok, kollaps, konjestif kalp yetmezliği, koroner arter hastalığının alevlenmesi, tromboflebit, trombo-emboli. Endokrin sistem ve metabolizma: Sık               : Anti diüretik hormon benzeri bir etkiye bağlı olarak ortaya çıkan ödem, sıvı retansiyonu, kilo artışı, hiponatremi, plazma osmolalitesinin azalması ve izole vakalarda letarji, kusma, baş ağrısı, mental konfüzyon ve nörolojik bozuklukların eşlik ettiği su zehirlenmesi tablosu. Çok nadir       : galaktore, jinekomasti, tiroid işlev testlerinde bozukluk ile birlikte veya bu bozukluklar olmaksızın seyreden prolaktin artışı, klinik belirti vermeyen l-tiroksin (Serbest T4, T4, T3) azalması ve TSH artışı, osteomalazi’ye yol açan (plazma kalsiyum ve 25-OH-kolekalsiferol düzeylerinde azalma gibi) kemik metabolizması bozuklukları, (HDL kolesterol ve trigliseridler dahil) kolesterol düzeyinde yükselme. Ürogenital: Çok nadir       : interstisyel nefrit, böbrek yetmezliği, böbrek işlevlerinde (albüminüri, hematüri, oligüri ve yüksek BUN/azotemi gibi) bozukluk, sık idrara çıkma, idrar retansiyonu, cinsel bozukluklar/empotens.   Duyu organları: Çok nadir       : tat alma bozuklukları; lenste opaklaşma, konjunktivit, (kulak çınlaması, hiperakuzi, hipo-akuzi, ses yüksekliği algılamasında bozukluk gibi) işitme bozuklukları. Kas-iskelet sistemi: Çok nadir       : artralji, kas ağrısı veya kramp. Solunum sistemi: Çok nadir       : ateş, dispne, pnömoni veya pnömoni ile karakterize pulmoner aşırı duyarlılık. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.  

Doz Aşımı

Bildirilmemiştir. THİLO-TEARS JEL KUTU VE TÜP ÜZERİNDE BASILI SON KULLANMA TARİHİNDEN SONRA UYGULANMAMALIDIR. THİLO-TEARS JEL, TÜPÜN AÇILIŞINDAN İTİBAREN 4 HAFTA İÇİNDE KULLANILMALIDIR.

Endikasyonlar

Eksik veya yapıca bozuk gözyaşına bağlı olarak oküler yüzeyin nemlendirilişinin bozulduğu durumlarda; Kuru Göz Sendromu (keraritis sicca) veya keratokonjunktivitis sicca tedavisinde, eksoftalmi veya lagoftalmi gibi göz küresinin normal yerleşiminin değişerek dış etkenlere daha fazla maruz kaldığı durumlarda endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Göz kapaklarının kırpma anlarının dışında korneayı kaplayan göz yaşı, korneayı her türlü atmosferik etkiden koruyan bir tabakadır. Korneal ve konjunktival yüzeylerin atmosferle direkt teması bu tabakalarda desikasyona ve yüzeyel epitelde patolojik değişiklikler oluşturarak keratinizasyona neden olabilmektedir. Kuru göz sendromunda ortaya çıkan oküler irritasyon günümüzde yapay gözyaşı preparatlarıyla ortadan kaldırılmaktadır. Son zamanlarda yapay gözyaşı preparatlarının konjunktival yüzeyde daha uzun kalabilmesi amacıyla yağlı olmayan jel formülasyonlar geliştirilmiştir. Thilo-Tears Jel, kornea üzerinde koruyucu ve yağlayıcı bir film tabaka oluşturmakta, sulu yapay gözyaşlarına oranla yüksek viskozitesi nedeniyle doğal gözyaşıyla kolayca karışarak oküler yüzey üzerinde ışığa geçirgen bir ıslak film tabakası ile eksik gözyaşı miktarını tamamlamaktadır. Thilo Tears formülünde jel oluşturucu madde olarak Karbomer (poliakrilik asit) içermektedir. Gözyaşının doğal pH sınırlar içinde optik parametreleri bozmayacak viskoziteye sahip olan karbomer, göz küresi üzerinde damlatıldıktan hemen sonra ince bir tabaka oluşturur. Thilo-Tears’ın formülündeki sorbitol ise izotonisiteyi sağlamak için kullanılmaktadır.

Farmakokinetik Özellikler

Göz kapaklarının kırpma anlarının dışında korneayı kaplayan göz yaşı, korneayı her türlü atmosferik etkiden koruyan bir tabakadır. Korneal ve konjunktival yüzeylerin atmosferle direkt teması bu tabakalarda desikasyona ve yüzeyel epitelde patolojik değişiklikler oluşturarak keratinizasyona neden olabilmektedir. Kuru göz sendromunda ortaya çıkan oküler irritasyon günümüzde yapay gözyaşı preparatlarıyla ortadan kaldırılmaktadır. Son zamanlarda yapay gözyaşı preparatlarının konjunktival yüzeyde daha uzun kalabilmesi amacıyla yağlı olmayan jel formülasyonlar geliştirilmiştir. Thilo-Tears Jel, kornea üzerinde koruyucu ve yağlayıcı bir film tabaka oluşturmakta, sulu yapay gözyaşlarına oranla yüksek viskozitesi nedeniyle doğal gözyaşıyla kolayca karışarak oküler yüzey üzerinde ışığa geçirgen bir ıslak film tabakası ile eksik gözyaşı miktarını tamamlamaktadır. Thilo Tears formülünde jel oluşturucu madde olarak Karbomer (poliakrilik asit) içermektedir. Gözyaşının doğal pH sınırlar içinde optik parametreleri bozmayacak viskoziteye sahip olan karbomer, göz küresi üzerinde damlatıldıktan hemen sonra ince bir tabaka oluşturur. Thilo-Tears’ın formülündeki sorbitol ise izotonisiteyi sağlamak için kullanılmaktadır.

Farmasötik Şekli

Oftalmik Jel

Formülü

1 gr jel:           Karbomer 974P………………………..3.000 mg                         Sorbitol……………………………………50.000 mg                       Benzalkonyum klorür ………………0.050 mg                         Sodyum hidroksit………………………pH 7.5                         Enjeksiyonluk su…………k.m……1.000 g

İlaç Etkileşmeleri

Bildirilmemiştir.

Kontraendikasyonlar

İçerdiği maddelerden herhangi birine aşırı duyarlılığı olduğu bilinen kişilerde kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği taktirde, her göze 4 saatte bir veya daha sık olarak bir damla damlatılır. Damlatma gözün iç kirişine yapılır. Damlatma sonrası göz kapakları 1-2 dakika kapalı tutulmalıdır. Damlatma işlemi aşağıdaki şekilde gösterildiği gibi, baş iyice geriye atılarak yapılmalı, Thilo-Tears tüpü göz yüzeyine dik açıyla tutularak bir tek damlanın yer çekimi etkisiyle, tüpü sıkmadan, kendiliğinden damlaması sağlanmalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Thilo-Tears SE Gel

Saklama Koşulları

25°C’nin altında, oda sıcaklığında saklanır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

10 g Jel tüpte

Uyarılar/Önlemler

Lokal kullanıma uygun, sodyum hidroksit ile kimyasal etkileşim sonucu parçalanarak sulu bir faz oluşturan karbomer içeren bir preparat oluşu ve yüksek molekül ağırlığı ve sistemik emiliminin minimal düzeyde olması nedeniyle güvenle kullanılabilir. Bilindiği kadarıyla önerilen şekilde kulanıldığında hamilelik ve laktasyon döneminde kullanıldığında fetus veya çocuğa risk oluşturmaksızın kullanılabilir. Araç ve makine kullanmaya etkisi: jelin göz yüzeyi üzerinde her tarafa aynı olacak şekilde dağılımına kadar görme geçici olarak bozulabilir. Gözde kontakt lens varlığında kullanılmamalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Jel’in damlatıldıktan sonra göz üzerinde düzenli yayılmasına dek geçen süre içinde bulanık görmeye neden olmaktadır. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

Araç ve makine kullanımını etkilediğine dair herhangi bir bulgu yoktur.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

TRİO TEDAVİ PAKETİ

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

TRİO’ nun herhangi bir geçimsizliği yoktur.

İlaç Nasıl Kullanılır

Trio Tedavi Paketi’nin içerdiği etkin madde(ler) olan klaritromisin, lansoprazol ve amoksisilin Türkiye ve Dünya’nın çeşitli ülkelerinde yıllardır kullanılmakta olup, hakkındaki tüm bilgiler standart monografların ve vademekum bilgilerinin yer aldığı kitaplarda yer almaktadır. Kullanımları ile görülebilecek olumsuz etkiler ilgili bölümlerde yeralmaktadır (bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri , Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri , İstenmeyen etkiler , Doz aşımı ve tedavisi).

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

Ağızdan alınır.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

TRİO TEDAVİ PAKETİ

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

36 ay

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

206/11

Doz Aşımı Ve Tedavisi

25°C’ nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Işıktan ve nemden koruyunuz.

Etkin Maddeler

TRİO H.pylori enfeksiyonu ve duodenal ülser hastalığının (aktif veya bir yıllık duodenal ülser öyküsü olan hastalarda) tedavisinde endikedir. H.pylori eradikasyonu duodenal ülserin tekrarlama riskini azaltır.

Farmakodinamik Özellikler

Sodyum siklamat, sakkarin sodyum, sodyum lauril sulfat, kroskarmelloz sodyum, mikrokristalin selüloz PH 101, mikrokristalin selüloz PH 102, polivinil pirolidon K25, kolloidal silikon dioksit, magnezyum stearat, talk, hidroksipropilmetilselüloz, titanyum dioksit, polietilen glikol, indigo karmin, tartrazin, polisorbat 80, poliakrilat, sukroz, mısır nişastası, n-metil glukamin, mannitol, jelatin, kinolin sarısı, eritrosin FD&C red 3, sarı demir oksit, krospovidon, nane aroması

Doz Aşımı

Klinik çalışmalarda irinotekanın 750 mg/m² ye varan tek dozları uygulanmıştır. Bu hastalardaki advers olaylar, önerilen doz ve rejimlerde bildirilenlerle benzer bulunmuştur. İrinotekan doz aşımı için bilinen bir antidot bulunmamaktadır. Diyarenin neden olduğu dehidratasyonu önlemek ve herhangi bir infeksiyöz komplikasyonu tedavi etmek için destek tedavisi uygulanmalıdır.

Endikasyonlar

İrinotekan, ileri evre kolorektal kanserli hastaların tedavisinde endikedir: Daha önce kemoterapi uygulanmamış ileri evre kolorektal kanserli hastalarda, 5-fluorourasil (5-FU) ve folinik asit (FA) ile kombine olarak kullanılır. 5-Fluorourasil içeren tedavi rejimleri ile cevap alınamayan hastalarda tek ilaç olarak kullanılır. Küçük hücreli akciğer kanserinin yineleme gösteren veya tedaviye dirençli hastalarda 2. basamak tedavisinde: Küçük hücreli akciğer kanserinde birinci basamak kemoterapi sonrası yineleme gösteren veya tedaviye dirençli hastalarda 2. basamak tedavide tek ilaç olarak veya kombinasyon rejimlerinde kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

İrinotekan bir kamptotesin türevi antineoplastik ve immunosupresif ilaçtır. Kamptotesinler spesifik olarak topoizomeraz I enzimi ile etkileşir ve bu da DNA da geri dönüşümlü tek zincir kırıklarını indükleyerek torsiyonel gerilimi azaltır. İrinotekan ve yaklaşık 1000 kat daha güçlü olan aktif metaboliti SN-38, topoizomeraz I-DNA kompleksine bağlanmakta ve böylece tek-zincir kırılmalarının tekrar bağlanmasını önlemektedir. Güncel araştırmalarda irinotekanın sitotoksisitesine DNA sentezi sırasında meydana gelen çift zincirli DNA hasarının neden olduğu düşünülmektedir. Bu hasar topoizomeraz I-DNA ile irinotekan ya da SN-38 tarafından oluşturulan üçlü kompleks ile replikasyon enzimleri etkileştiğinde oluşmaktadır. Memeli hücreleri bu çift-zincir kırılmalarını etkin bir şekilde tamir edememektedir. İrinotekan uygulaması kanser bulunan farelerde ve çeşitli histolojik tiplerdeki insan karsinoma ksenogreflerinde antitümör etkinlik göstermiştir. Ayrıca irinotekan in vivo olarak mürin tümör modelleri (PO3 pankreatik duktal adenokarisnom, MA16/C meme adenokarsinomu, C38 ve C51 kolon adenokarsinomu) ve insan ksenogreftleri (Co-4 kolon adenokarsinomu, Mx-1 meme adenokarsinomu, ST-15 ve SC-16 gastrik adenokarsinomu) üzerinde antitümör aktivite gösterir. İrinotekan, P-glikoprotein MDR (vinkristin ve doksorubisine dirençli P388 lösemi) gösteren tümörler üzerinde de etkilidir. İrinotekanın antitümör aktivitesinin yanında en önemli farmakolojik aktivitesi kolinesteraz enzim inhibisyonudur

Farmakokinetik Özellikler

İnsanlarda intravenöz irinotekan infüzyonundan sonra irinotekan plazma konsantrasyonları multi-eksponansiyel şekilde azalır ve ortalama terminal eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 6-12 saattir. Aktif metabolit SN-38’in ortalama terminal eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 10-20 saattir. Önerilen doz aralığı olan 50-350 mg/m² de, irinotekan EAA değeri doz ile lineer olarak artmaktadır. SN-38 EAA değeri doz ile orantılıdan daha az yükselir. Aktif metabolit SN-38’in maksimum konsantrasyonları genelde 90 dakikalık bir irinotekan infüzyonunun bitiminden sonraki 1 saat içinde görülür. İrinotekan 125 mg/m² doz düzeyinde irinotekan ve aktif metabolit SN38 için saptanan Cmaks değerleri sırasıyla 1660±797 ng/ml ve 26.3±11.9 ng/ml; EAA0-24 değerleri sırasıyla 10200±3270 ng.saat/ml ve 229±108 ng.saat/ml olmuştur. İrinotekan 340 mg/m² doz düzeyinde irinotekan ve aktif metabolit SN38 için saptanan Cmaks değerleri sırasıyla 3392±874 ng/ml ve 56.0±28.2 ng/ml; EAA0-24 değerleri sırasıyla 20604±6027 ng.saat/ml ve 474±245 ng.saat/ml’dir. Bu iki doz düzeyinde irinotekan için klirens (CL) değerleri 13-14 l/saat/m2 olarak saptanmıştır. İrinotekan plazma proteinlerine orta derece bağlanır (% 30-68 bağlı). SN-38 insan plazma proteinlerine yüksek oranda bağlıdır (yaklaşık % 95 bağlı). İrinotekan karaciğerde karboksilesteraz enzimleri ile aktif metaboliti SN-38’e dönüşür. İrinotekandan 1000 kat daha güçlü olan SN-38 metaboliti , konjügasyonla glukuronid metabolitine dönüşür. İrinotekan % 11-20 oranında idrarla atılır. Özel Popülasyonlarda Farmakokinetik Geriatrik hastalar: Haftalık rejimin uygulandığı çalışmalarda irinotekanın terminal yarı ömrü 65 yaş ve üstündeki hastalarda 6.0 saat ve 65 yaşın altındaki hastalarda 5.5 saat olmuştur. İrinotekanın bu haftalık doz rejiminin uygulandığı geriatrik hastalar için başlangıç dozunda herhangi bir değişiklik önerilmemektedir. Üç haftalık irinotekan uygulaması ile klinik toksisite deneyimi esas alındığında, 70 yaş ve üstündeki hastalarda daha düşük bir başlangıç dozu önerilir. Karaciğer yetmezliği: Karaciğer tümörünün de bulunduğu bilinen hastalarda irinotekan ve SN-38 EAA değerleri, karaciğer metastazları bulunmayan hastalardaki değerlerden biraz daha yüksektir.   Böbrek yetmezliği : Böbrek yetmezliğinin irinotekan farmakokinetiğine etkisi değerlendirilmemiştir. Bu nedenle, böbrek fonksiyonu bozuk hastalarda dikkatli olunmalıdır. İrinotekanın dializ hastalarında kullanımı önerilmez.

Farmasötik Şekli

TEKAMEN 40 mg/2 ml İ.V. İnfüzyon Çözeltisi İçeren Flakon

Formülü

Her flakon 40 mg irinotekan hidroklorür trihidrat , 90 mg D-sorbitol, 1.8 mg laktik asit, sodyum hidroksit k.m. pH 3.5, enjeksiyonluk su km 2 ml içerir.

İlaç Etkileşmeleri

İrinotekanın miyelosupresyon ve diyare gibi advers etkilerinin, benzer advers etkileri bulunan diğer antineoplastik ilaçlar ile alevlenmesi beklenebilir. Daha önce pelvis/batın radyasyonu uygulanmış olan hastalar irinotekan uygulamasının ardından artmış ciddi miyelosupresyon riski altındadır. İrinotekanın radyasyon ile eşzamanlı uygulanması yeterli şekilde araştırılmamıştır ve önerilmemektedir. İrinotekan uygulanan hastalarda lenfositopeni bildirilmiştir ve antiemetik profilaksi olarak deksametazon uygulaması bu etkinin ortaya çıkma olasılığını artırmış olabilir. İrinotekan uygulanan hastalarda hiperglisemi de bildirilmiştir. Genelde bu, irinotekan uygulamasından önce diyabet hikayesi veya glukoz tolerans bozukluğu bulunan hastalarda görülmüştür. Deksametazonun hiperglisemiye katkıda bulunmuş olma ihtimali vardır. Haftalık doz rejimiyle yapılan klinik çalışmalarda akatizi insidansı, proklorperazinin irinotekan ile aynı gün içinde uygulamasında, bu ilaçların ayrı günlerde uygulanmalarına göre daha yüksektir. İrinotekan tedavisi sırasında laksatif kullanımının diyare şiddeti veya insandansını artırması beklenmektedir. İrinotekan tarafından indüklenen kusma ve/veya diyareye sekonder olası dehidratasyon riski göz önüne alınırsa, irinotekan uygulaması sırasında diüretik kullanılmaması istenebilir. Antikonvülzanlar CYP3A4 enzim-indükleyici antikonvülzanlar olan fenitoin, fenobarbital veya karmazepinin yetişkinlerde ve çocuklarda eş zamanlı kullanımı irinotekan ve onun aktif metaboliti olan SN-38 maruziyetini büyük ölçüde azaltır. Bu antikonvülzanları alan hastalar için, uygun bir başlangıç dozu resmi olarak tanımlanmamıştır. Rifampin ve rifabutin diğer CYP3A4 uyarıcılarıdır. Antikonvülzan tedavi gereken hastalarda, non-enzim indükleyici antikonvülzanlar ile yerdeğiştirmenin, irinotekan tedavisine başlamadan en az 2 hafta önce yapılmasına dikkat edilmelidir. Deksametazon, irinotekanın farmakokinetiğini değiştirmez. St. John’s Wort St. John’s Wort, CYP3A4 enzimlerinin uyarıcısıdır. Beraberinde St. John’s Wort kullanan hastalarda aktif metabolit SN-38’ e maruziyet azalır. İrinotekanın ilk küründen en az 2 hafta önce, St. John’s Wort kullanımına son verilmelidir. İrinotekan tedavisi sırasında St. John’s Wort kullanımı kontrendikedir. Ketokonazol Ketokonazol, CYP3A4 enzimlerinin güçlü bir inhibitörüdür. Eş zamanlı olarak ketokonazol kullanan hastalarda, irinotekan ve aktif metaboliti SN-38 maruziyeti artar. İrinotekan tedavisine başlamadan en az 1 hafta önce ketokonazol kullanımına son verilmelidir. İrinotekan tedavisi sırasında, ketokonazol kullanımı kontrendikedir. Nöromusküler blokaj ajanları İrinotekan ve nöromusküler bloke edici ajanlar arasında gözardı edilmeyecek bir etkileşim vardır. İrinotekan,  suksametonyumun nöromusküler bloke edici etkisini uzatabilecek antikolinesteraz aktivitesi vardır ve non-depolarizan ilaçların nöromusküler bloğunu antagonize edebilirler. Atazanavir sülfat Bir CYP3A4 ve UGT1A1 inhibitörü olan Atazanavir sülfatın birlikte kullanımının, irinotekanın aktif metaboliti olan SN-38’ e sistemik maruziyeti artırma potansiyeli vardır. Bu ilaçlarla birlikte kullanıldığında, bu durum doktor tarafından dikkate alınmalıdır.

Kontraendikasyonlar

İrinotekan veya ürünün bileşiminde bulunan maddelerden birine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda, iltihaplı kronik barsak hastalıklarında, evvelce ilacın ilk kullanımı süresinde görülmüş alerji vakalarında, gebelik ve laktasyonda, bilirubin seviyesi normalin üst sınırının 1.5 katından yüksek olan hastalarda, ciddi kemik iliği yetmezliği olan hastalarda ve WHO performans statüsü 2’den büyük olan hastalarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Sadece yetişkinlerde kullanılır. Önerilen doz Kolorektal kanser Monoterapi: Önerilen irinotekan dozu üç haftada bir 30-90 dakika süreli infüzyon yoluyla uygulanan 350 mg/m2’dir. Kombinasyon Tedavisi: İrinotekanın aşağıdaki 3 tedavi şemasında 5-fluorourasil (5-FU) ve folinik asit (FA) ile kombinasyonunun etkinliği ve güvenilirliği değerlendirilmiştir. İrinotekan ve 5-FU/FA haftalık uygulama Önerilen irinotekan dozu haftada bir 30-90 dakikalık intravenöz infüzyon yoluyla uygulanan 80 mg/m2’dir, ardından folinik asit ve sonra 5-FU infüzyonu yapılır. Tedavi 6 hafta sürdürülüp bir hafta ara verilir. İrinotekan ve 5-FU/FA 2 haftada bir uygulama Önerilen irinotekan dozu iki haftada bir 30-90 dakikalık intravenöz infüzyon yoluyla uygulanan 180 mg/m2’dir, ardından folinik asit ve sonra 5-FU infüzyonu yapılır Değişmeli Uygulama 1. gün: Önerilen irinotekan dozu altı haftada bir 30-90 dakikalık intravenöz infüzyon halinde 350 mg/m2‘dir. 22 ila 26. günler: Folinik asit ardından 5-fluorourasil infüzyonu 6 haftada bir yapılır. Küçük hücreli akciğer kanserinin yineleme gösteren veya tedaviye dirençli hastalarda 2. basamak tedavisinde Monoterapi: Önerilen irinotekan dozu üç haftada bir 30-90 dakika süreli intravenöz infüzyon yoluyla uygulanan 300 mg/m2’dir. Kombinasyon Tedavisi: İrinotekan ve sisplatin uygulaması İrinotekan kemoterapinin 1., 8. ve 15. günlerinde 60 mg/m2 dozunda 30-90 dakikalık i.v. infüzyon şeklinde uygulanır. İrinotekan uygulamasının tamamlanmasından hemen sonra, kemoterapinin 1. günü sisplatin 60 mg/m2 dozunda 60 dakikalık i.v. infüzyon şeklinde uygulanır. Kemoterapi her 4 haftada bir tekrarlanır. Doz ayarlamaları: İrinotekan, tüm advers etkilerin NCI-CTC kriterlerine göre derece 0 ve 1’e kadar gerilemesinden ve ishalin tamamen ortadan kalkmasından sonra verilmelidir. Bir sonraki infüzyon verilirken irinotekan ve eğer varsa 5-FU dozu bir önceki infüzyon sırasında gözlenen advers etkinin en kötü derecesine göre azaltılmalıdır. Tedavi, tedaviye bağlı advers etkilerin tamamen düzelmesine imkan vermek amacıyla 1-2 hafta ertelenmelidir. Aşağıdaki durumlarda irinotekan ve/veya varsa 5FU dozu % 15 ile % 20 azaltılmalıdır. Hematolojik toksisite (derece 4 nötropeni, febril nötropeni [derece 3-4 nötropeni ve derece 2-4 ateş], trombositopeni ve lökopeni [derece 4]) Nonhematolojik toksisite (derece 3-4) Tedavi Süresi: İrinotekan tedavisi hastalığın objektif progresyonu veya kabul edilemeyecek toksisiteler görülene dek devam etmelidir. Özel Popülasyonlar Karaciğer fonksiyonları bozuk hastalar: Bilirubini normalin üst sınırının >1 ve £ 1.5 katı olan hastalarda ağır nötropeni riski artmıştır. Bu nedenle tam kan sayımı bu hasta popülasyonunda sık yapılmalıdır. Bilirubini normalin üst sınırının 1.5 katından fazla olan hastalarda irinotekan tedavisi uygulanmaz. Böbrek fonksiyonları bozuk hastalar: Bu hasta popülasyonunda çalışma yapılmamış olduğu için irinotekanın böbrek fonksiyonları bozuk hastalarda kullanımı önerilmez. Yaşlılar: Yaşlılarda spesifik farmakokinetik çalışmalar yapılmamıştır. Ancak bu hastaların biyolojik fonksiyonları yavaşlamış olduğu için bu popülasyonda doz dikkatli seçilmelidir. Bu popülasyon ile daha yoğun araştırmalara ihtiyaç vardır. İnfüzyon Çözeltilerinin Hazırlanması: Diğer antikanser ilaçlarda olduğu gibi irinotekan infüzyon çözeltilerinin hazırlanmasında da dikkatli olmak gerekir. Eldiven kullanılması önerilir. İrinotekan çözeltisi deri ile temas ederse, deri hemen su ve sabun ile iyice yıkanmalıdır. Flakon içeriği partikül bakımından incelenmeli ve ilaç flakondan şırıngaya çekildikten sonra bu inceleme tekrarlanmalıdır. İrinotekan enjektabl, infüzyondan önce seyreltilmelidir. İrinotekan enjeksiyonluk, %5 dekstroz (tercih edilir) veya enjeksiyonluk %0.9 sodyum klorür içinde, son konsantrasyon aralığı 0.12-2.8 mg/ml olacak şekilde seyreltilmelidir. Klinik çalışmaların büyük bir bölümünde irinotekan, 250-500 ml enjeksiyonluk %5 dekstroz içinde uygulanmıştır. Çözelti, oda ısısında (yaklaşık 25ºC) ve uygun floresan ışığında fiziksel ve kimyasal yönlerden 24 saate kadar stabildir. Enjeksiyonluk %5 dekstroz içinde seyreltilmiş ve buzdolabında (yaklaşık 2-8ºC ) ışıktan korunarak saklanan solüsyonlar 48 saat süreyle fiziksel ve kimyasal yönden stabildir. Enjeksiyonluk %0.9 sodyum klorür ile yapılmış karışımların buzdolabında saklanması, düşük ve tek tük görülebilen partikül insidansı nedeniyle, önerilmemektedir. İrinotekan ve irinotekan karışımlarının dondurulması ilacın presipitasyonuna neden olabilir ve bundan kaçınılmalıdır. Seyreltme sırasında mikrobiyal kontaminasyon olasılığı nedeniyle enjeksiyonluk %5 dekstroz ile hazırlanan karışımın, eğer buzdolabında tutuluyorsa (2-8ºC), 24 saat içinde kullanılması önerilmektedir. Karışımların enjeksiyonluk %5 dekstroz veya enjeksiyonluk sodyum klorür ile hazırlanması durumunda, çözeltiler oda ısısında tutulursa (15-30ºC) 6 saat içinde kulanılmalıdır. İnfüzyon çözeltisine başka ilaçlar ilave edilmemelidir. Çözelti ve içinde bulunduğu kap olanak verdiği sürece parenteral ilaç ürünleri uygulanmadan önce partikül madde ve renk değişikliği bakımından gözle kontrol edilmelidir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

TEKAMEN 100 mg/5 ml İ.V. İnfüzyon Çözeltisi İçeren Flakon, 1 flakon

Saklama Koşulları

Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

TEKAMEN 40 mg/2 ml İ.V. İnfüzyon Çözeltisi İçeren Flakon, koruyucu blister içinde bir flakon içeren karton kutuda ambalajlanır.

Uyarılar/Önlemler

İrinotekan sitotoksik kemoterapi uygulaması konusunda uzman ünitelerde ve mutlaka antikanser kemoterapisi konusunda uzman bir hekimin gözetiminde uygulanmalıdır. Diyare: İrinotekan farklı mekanizmaların neden olduğu düşünülen erken ve geç diyareyi indükleyebilir. Erken diyare (irinotekan infüzyonu sırasında veya hemen sonrasında) kolinerjik türdedir. Genellikle geçici ve nadiren şiddetlidir. Beraberinde rinit semptomları, tükrük artması, miyozis, lakrimasyon, diyaforez, yüz kızarması ve karın kramplarına neden olabilen barsak hiperperistaltizmi bulunabilir. Erken diyare ve diğer kolinerjik semptomlar atropin uygulaması ile önlenebilir veya hafifletilebilir. Geç diyare (genellikle irinotekan uygulamasını izleyen 24 saatten sonra meydana gelen) uzun süreli olabildiği ve dehidratasyon, elektrolit dengesizliği veya sepsise yol açabildiği için yaşamı tehdit edebilir. Geç diyarede hemen loperamid tedavisi uygulanmalıdır. Diyareli hastalar dikkatle izlenmeli, dehidrate olurlarsa sıvı ve elektrolit replasmanı yapılmalı ve ileus, ateş veya ciddi nötropeni meydana gelirse antibiyotik destek tedavisi uygulanmalıdır. Nötropeni: İrinotekan ile şiddetli nötropeni sonrası sepsis gelişebilir. Nötropenik komplikasyonlar hemen antibiyotik desteği ile kontrol altına alınmalıdır. Nötropenik ateş meydana gelir veya mutlak nötrofil sayısı <1000/mm³‘e düşerse, irinotekan tedavisi bir siklus için geçici olarak durdurulmalıdır. Hastada mutlak nötrofil sayısı ³1000/mm³ olunca, irinotekanın daha sonraki dozları gözlenen nötropeni düzeyine göre azaltılmalıdır. Aşırı duyarlılık: Şiddetli anafilaktik veya anafilaktoid reaksiyonları içeren aşırı duyarlılık reaksiyonları görülmüştür Kolit/İleus: Ülserasyon, kanama, ileus ve infeksiyon komplikasyonları bulunan kolit olguları görülmüştür. İleus meydana gelen hastalara hemen antibiyotik desteği uygulanmalıdır Böbrek yetmezliği: Genelde şiddetli kusma ve/veya diyare nedeniyle volüm eksikliği bulunan hastalarda olmak üzere, nadiren akut böbrek yetmezliği tanımlanmıştır. Tromboemboli: İrinotekan içeren rejimlerin uygulandığı hastalarda tromboembolik olaylar görülmüş ve bu olayların spesifik nedeni saptanamamıştır. İntravenöz uygulama: İntravenöz infüzyon esnasında ekstravazasyonu engellemek için özen gösterilmeli ve infüzyon bölgesi inflamasyon belirtileri bakımından izlenmelidir. Ekstravazasyon meydana gelirse, bölgenin steril su ile yıkanması ve buz uygulanması önerilir. Antiemetikler ile ön-tedavi: İrinotekan emetojeniktir. Hastalara antiemetik ilaçlar ile ön tedavi uygulanması önerilir. Antiemetik ilaçlar tedavi gününde, irinotekan uygulamasından en az 30 dakika önce uygulanmalıdır. Kolinerjik semptomların tedavisi: İrinotekan infüzyonu sırasında veya kısa bir süre sonra diyare, rinit, tükrük artışı, miyozis, lakrimasyon, diyaforez, yüz kızarması veya abdominal kramp meydana gelen hastalarda profilaktik veya terapötik olarak 0.25-1 mg intravenöz veya subkütan atropin uygulaması düşünülmelidir (klinik yönden kontrendike değilse). Karaciğer yetmezliği bulunan hastalar: Anlamlı karaciğer fonksiyon bozukluğu bulunan hastalarda irinotekan kullanımı değerlendirilmemiştir. Karaciğer fonksiyon testleri başlangıçta ve her kür öncesi yapılmalıdır. Karaciğer fonksiyonları bozuk hastalar (bilirubin düzeyi >1.0 ve 1.5< X normalin üst sınırı ve transaminazlar > 5 X normalin üst sınırı) daha yüksek febril nötropeni ve ağır nötropeni riski altındadır ve dikkatle gözlenmelidir. Bilirubin >1.5 X normalin üst sınırı olan hastalara irinotekan uygulanmamalıdır. Laboratuvar testleri: İrinotekanın her dozundan önce diferansiyal lökosit sayımı, hemoglobin ve trombosit sayımının dikkatle izlenmesi önerilmektedir. Geriatrik hastalar: Yaşları 65’in üstünde olan hastalarda geç diyare riski fazla olduğundan, bu hasta popülasyonu yakından izlenmelidir. Yaşları 70 ve üstünde olan hastalarda 3 haftada bir uygulanan doz rejimi için irinotekanın başlangıç dozu 300 mg/m² olmalıdır.   Gebelikte ve Emzirme Döneminde Kullanım: Gebelik kategorisi D’dir. Gebe kadınlarda irinotekan ile yapılmış yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar bulunmamaktadır. Gebelik döneminde irinotekan kullanılmamalıdır. Gebelikte irinotekan kullanılırsa veya irinotekan uygulanan dönemde hasta gebe kalırsa, fötus için olası risk bakımından değerlendirme yapmak gerekir. Gebe kalma olasılığı bulunan kadınlar irinotekan tedavisi sırasında hamile kalmamaları konusunda uyarılmalıdır. Emziren annelerde kullanım: Bir çok ilaç süte geçtiğinden ve emzirilen yeni doğanlarda ciddi advers reaksiyon potansiyeli bulunduğundan, irinotekan tedavisi uygulanırken emzirmenin durdurulması önerilmektedir. Araç ve makina kullanma üzerine etkisi: Hastalar, irinotekan uygulaması sonrası 24 saat içinde baş dönmesi ve görme bozuklukları olabileceği konusunda uyarılmalı ve bu semptomlar meydana geldiğinde araç ve makine kullanmamaları tavsiye edilmelidir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

İrinotekan ile tedaviyle ilişkisi mümkün ve muhtemel olan, aşağıdaki advers reaksiyonlar görülmüştür. Kombinasyon tedavisinde, istenmeyen etkilerin insidansı kullanılan kombinasyon şemasına göre değişmektedir.   Geç Diyare: Diyare (uygulamadan 24 saatten daha uzun süre sonra başlayan) irinotekanın doz sınırlayıcı toksisitesidir. Monoterapide ağır diyare kontrolü için önerilenlere uyan hastaların % 20’sinde (kombinasyon ile % 21.6) gözlenmiştir. Değerlendirilebilir kürlerde % 14 (kombinasyon ile % 7.4) oranında şiddetli diyare meydana gelmiştir. İlk sıvı dışkının görülme zamanı irinotekan infüzyonu sonrası ortalama 5. gündür. Nadiren psödomembranöz kolit görülmüş ve biri bakteriyolojik olarak doğrulanmıştır (C. difficile). Bulantı ve kusma: Monoterapide bulantı ve kusma hastaların yaklaşık % 10’unda görülmüştür. Kombine tedavide bulantı ve kusma insidansı daha düşüktür (sırasıyla % 3.5 ve % 5). Diğer gastrointestinal etkiler: Diyare ve/veya kusmaya bağlı dehidratasyon vakaları bildirilmiştir. İrinotekan ve/veya loperamid tedavisine bağlı konstipasyon, monoterapi ile hastaların % 10’unda, kombinasyon tedavisinde hastaların % 3’ünde meydana gelmiştir. Çok az vakada barsak obstrüksiyonu, ileus ve gastrointestinal hemorajiler bildirilmiştir. Nadiren intestinal perforasyon bildirilmiştir. Diğer etkiler anoreksi, abdominal ağrı ve mukozittir. Hematoloji: Nötropeni doz sınırlayıcı toksisitedir. Monoterapide hastaların % 78.7’sinde (kombinasyon ile % 79.5) gözlenmiş ve hastaların % 22.6’sında (kombinasyon ile % 8.7) ciddi olmuştur (nötrofil sayısı < 500 hücre/mm3). Değerlendirilebilir kürlerde hastaların % 18’inde (kombinasyon ile % 20) nötrofil sayısı 1000 hücre/mm3‘ün altında, bunların arasında % 7.6 (kombinasyon ile % 2.6) hastada ise nötrofil sayısı <500 hücre/mm3 ‘dür. Nötropeni reversibl olup, kümülatif değildir. En alt değere inmek için geçen süre 8 gündür ve monoterapide 22 gün, kombinasyon tedavisinde 7-8 gün sonra tam iyileşme görülmektedir. Monoterapide ağır nötropeni ile birlikte ateş hastaların % 6.2’sinde (kombinasyon ile % 5) ve kürlerin % 1.7’sinde (kombinasyon ile % 1.3) görülmüştür. İnfeksiyöz ataklar hastaların yaklaşık % 10.3’ünde (kombinasyon ile % 4.5) meydana gelmiştir (monoterapide ve kombinasyon tedavisinde kürlerin sırasıyla % 2.5’i ve % 1.3’ü). Monoterapide anemi, hastaların % 58.7’sinde bildirilmiştir (% 8’inde hemoglobin < 8 g/dL, % 0.9’unda hemoglobin < 6.5 g/dL). Kombinasyon tedavisinde anemi, hastaların % 96.5’inde bildirilmiştir (% 3’ünde hemoglobin <8 g/dL). Monoterapide trombositopeni (< 100 000 hücre/mm3), hastaların % 7.4’ünde (kombinasyon ile % 30.3) ve kürlerin % 1.8’inde (kombinasyon ile % 20.4) gözlenmiştir. Bunlardan hastaların % 0.9’unda ve kürlerin % 0.2’sinde trombosit sayısı ≤ 50 000 hücre/mm3 dür. Hemen hemen tüm hastalar 22. günde düzelmişlerdir. Kombinasyon tedavisinde ağır trombositopeni ile karşılaşılmamıştır (<50 000 hücre/mm3). Akut kolinerjik sendrom: Ağır geçici akut kolinerjik sendrom monoterapi alan hastaların % 9’unda, kombinasyon tedavisi alan hastaların sadece % 1.5’inde görülmüştür. En önemli belirtileri erken diyare ve abdominal kramplar, konjunktivit, rinit, hipotansiyon, vazodilatasyon, terleme, titreme, kırıklık, baş dönmesi, görme bozuklukları, lakrimasyon, miyozis ve salivasyon artışı gibi çeşitli semptomlar olup irinotekan infüzyonundan sonraki 24 saat içinde meydana gelmektedir. Bu semptomlar atropin uygulanmasıyla kaybolmaktadır. Diğer etkiler: Dispne, müsküler kramplar ve parestezi gibi erken etkiler bildirilmiştir. Asteni, monoterapi alan hastaların % 10’undan azında, kombinasyon tedavisi alan hastaların % 6.5’inde şiddetlidir. Alopesi çok sık ve reversibldir. İnfeksiyon olmadan ve beraberinde ağır nötropeninin eşlik etmediği ateş monoterapi alan hastaların % 12’sinde, kombinasyon tedavisi alan hastaların sadece % 7.5’inde görülmüştür. Laboratuar Testleri: Monoterapide transaminazlar, alkalen fosfataz ve bilirubin serum seviyelerinde hafiften orta/şiddetliye kadar geçici artış, hastaların sırasıyla % 9.2, % 8.1 ve % 1.8’inde görülmüştür. Bu vakalarda progresif karaciğer metastazı yoktur. Serum kreatinin düzeyinde geçici ve hafiften orta şiddetliye artış, % 7.3 hastada görülmüştür. Kombinasyon tedavisinde; SGPT, SGOT, alkalen fosfotaz veya bilirubin seviyelerinde geçici artış (derece 1 ve 2), hastaların sırasıyla % 18.9’unda, % 12.0’sinde, % 10.7’sinde ve % 11.5’inde görülmüştür. Bu vakalarda progresif karaciğer metastazı yoktur.   Geçici derece 3 hastaların sırasıyla % 0.5’inde, % 1’inde, % 0’ında ve % 0.5’inde görülmüş olup, derece 4 görülmemiştir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA MÜRACAAT EDİNİZ

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

10 kapsül, tripleks blisterde (PVC/PE/PVDC)

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

TAMIFLU’nun araç ve makine kullanımı üzerine herhangi bir etkisi yoktur.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

TAMIFLU’yu aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ Eğer oseltamivire veya ilacın içerdiği maddelerin herhangi birine karşı alerjik (aşırı duyarlı) iseniz TAMIFLU’yu aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ Eğer; Diğer ilaçlara alerjiniz varsa, Böbreklerinizle ilgili sorunlarınız varsa, TAMIFLU’yu kullanmadan önce reçete eden doktorunuzu yukarıdaki durumlarda bilgilendiriniz.   Bu uyarılar, geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.   TAMIFLU’nun yiyecek ve içecek ile kullanılması TAMIFLU aç veya tok karnına kullanılabilir. TAMIFLU’nun yiyeceklerle birlikte alınması, mide bulantısı ve kusma olasılığını azaltmak amacıyla tavsiye edilmektedir. Hamilelik İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız. TAMIFLU’nun doğmamış çocuklar üstündeki yan etkileri bilinmemektedir. Eğer hamileyseniz, hamile olduğunuzu düşünüyorsanız veya hamile kalmaya çalışıyorsanız doktorunuzu bilgilendiriniz. Doktorunuz TAMIFLU’nun sizin için doğru bir tercih olup olmadığı konusunda karar verecektir. Tedaviniz sırasında hamile olduğunuzu fark ederseniz hemen doktorunuza veya eczacınıza danışınız.   Emzirme İlacı kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışınız Emzirilen bebekler üstündeki etkisi bilinmemektedir. Eğer bebeğinizi emziriyorsanız doktorunuzu bilgilendiriniz. Doktorunuz TAMIFLU’nun sizin için doğru bir tercih olup olmadığı konusunda karar verecektir. Araç ve makine kullanımı TAMIFLU’nun araç ve makine kullanımı üzerine etkisi yoktur.   TAMIFLU’nun içeriğinde bulunan bazı yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler Kroskarmeloz sodyum ve sodyum stearil fumarat: Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan az sodyum ihtiva eder. Sodyuma bağlı herhangi bir olumsuz etki beklenmemektedir.   Diğer ilaçlar ile birlikte kullanımı TAMIFLU parasetamol, ibuprofen veya asetilsalisilik asit (Aspirin) ile birlikte kullanılabilir. TAMIFLU grip aşılarının yerine kullanılmaz. TAMIFLU grip aşılarının etkisini değiştirmez. Grip aşısı olmuş olsanız bile doktorunuz size TAMIFLU reçete edebilir. Eğer reçeteli ya da reçetesiz herhangi bir ilacı şu anda kullanıyorsanız veya son zamanlarda kullandınız ise lütfen doktorunuza veya eczacınıza bunlar hakkında bilgi veriniz.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

Tüm ilaçlar gibi, TAMIFLU’nun içeriğinde bulunan maddelere duyarlı olan kişilerde yan etkiler olabilir.   Yan etkiler aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır:   Çok yaygın           : 10 hastanın en az 1’inde görülebilir. Yaygın                   : 10 hastanın 1’inden az, fakat 100 hastanın 1’inden fazla görülebilir. Yaygın olmayan  : 100 hastanın 1’inden az, fakat 1000 hastanın 1’inden fazla görülebilir. Seyrek                : 1000 hastanın 1’inden az, fakat 10.000 hastanın 1’inden fazla görülebilir. Çok seyrek           : 10.000 hastanın 1’inden az görülebilir. Sıklığı bilinmeyen: Eldeki veriler ile belirlenemeyecek kadar az hastada görülebilir.   Yaygın: bulantı kusma ishal karın ağrısı baş ağrısı  Bu yan etkiler sıklıkla ilacın ilk dozundan sonra ortaya çıkar ve genellikle tedavi sürerken kesilir. Bu etkilerin görülme sıklığı, ilaç yiyeceklerle birlikte alındığında azalır.   Yaygın olmayan:   Yetişkinler ve ergenler (13 yaş ve üstü çocuklar): Grip sebebiyle de meydana gelebilecek yaygın olmayan yan etkiler; üst karında şişkinlik mide-barsak kanalında kanama bronşlarda iltihaplanma (bronşit) üst solunum yolu enfeksiyonları sersemlik yorgunluk uyumada zorluk deri reaksiyonları orta ile ciddi karaciğer fonksiyon bozuklukları görme bozuklukları kalp ritminde bozukluklar grip, hayal görme, huzursuzluk, taşkınlık, hezeyan gibi belirti gösteren ani geçici bilinç bozukluğu, anormal davranış gibi olayları içeren, bazı vakalarda ölümcül sonuçları olabilen, çeşitli sinir sistemi ile ilgili (nörolojik) ve davranışsal belirtilerle ilişkili olabilir. Bu olaylar, beyni etkileyen birer hastalık olan ensefalit veya ensefalopati durumunda meydana gelebilir, ancak belli bir ciddi hastalık görülmeksizin de olabilir. Bilinç seviyesinde azalma, zihin karışıklığı, anormal davranış, sanrılar, hayal görme, huzursuzluk, endişe, kabuslar gibi belirtileri içeren havale (konvülsiyon) ve huzursuzluk, taşkınlık, hezeyan gibi belirti gösteren ani geçici bilinç bozukluğu (deliryum). Bu davranışlar, birkaç vakada kaza ile yaralanmalara yol açmıştır ve bu kaza ile yaralanmaların bazıları ölümle sonuçlanmıştır. Bu olaylar özellikle çocuklarda ve ergenlerde rapor edilmiştir ve sıklıkla birdenbire başlayıp süratle düzelen olaylardır. TAMIFLU’nun bu olaylara katkısı bilinmemektedir. Bu tip nöropsikiyatrik olaylar TAMIFLU almayan grip hastalarında da raporlanmıştır. Çocuklar (1 – 12 yaş arasındakiler):  Grip sebebiyle de meydana gelebilecek yaygın olmayan yan etkiler; kulaklarda iltihaplanma, kulak rahatsızlıkları akciğerlerde iltihaplanma sinüs iltihabı (sinüzit) bronşit daha önceden var olan astımın şiddetlenmesi burun kanaması deride iltihaplanma lenf bezlerinin şişmesi göz akı iltihaplanması (konjunktivit) görme bozuklukları kalp ritminde bozukluklar Çocuklar (6-12 aylık arasındakiler):  6-12 aylık çocuklarda grip tedavisinde kullanılan Tamiflu’nun raporlanan yan etkileri daha büyük çocuklarda (1 yaş ve üzeri) raporlanan yan etkilerle benzerdir. Bilgi için lütfen yukarıdaki bölümü okuyunuz.   Eğer siz veya çocuğunuz sıklıkla hasta oluyorsanız doktorunuzu bilgilendirmelisiniz. Eğer grip belirtileri kötüye gider veya ateş sürerse de doktorunuzu bilgilendirmelisiniz.   Eğer bu kullanma talimatında bahsi geçmeyen herhangi bir yan etki ile karşılaşırsanız doktorunuzu veya eczacınızı bilgilendiriniz.

İlaç Nasıl Kullanılır

Uygun kullanım ve doz/uygulama sıklığı için talimatlar: TAMIFLU size reçete edildikten sonra en kısa sürede ilacı kullanmaya başlayınız; bu, grip virüsünün vücudunuzda yayılmasını yavaşlatmaya yardımcı olacaktır.   Grip hastalığının tedavisinde kullanımı   Ergenlerde (13-17 yaş) ve yetişkinlerde kullanım: Yetişkinler ve ergenler tarafından 75 mg kapsüle alternatif olarak bir adet 30 mg kapsül ile bir adet 45 mg kapsül kullanılabilir. Sabah akşam günde iki kez 75 mg (bir adet 30 mg kapsül ile bir adet 45 mg kapsül), 5 gün süre ile kullanınız. Grip tedavisi için ilaç size reçete edildikten sonra en kısa sürede ilacınızı alınız. Kısa sürede kendinizi iyi hissetmeye başlasanız bile, 5 günlük tedaviyi tamamlayınız.   1 yaş ve üstü bebeklerle 2-12 yaş arası çocuklarda kullanım: Kapsül yerine TAMIFLU oral süspansiyon tozu kullanılabilir. 40 kg’dan fazla ve kapsül yutabilen çocuklar 5 gün boyunca günde iki defa TAMIFLU 75 mg kapsül kullanabilirler.   Doktorunuz tarafından reçete edilen miktarda kapsülü çocuğunuza vermelisiniz. Çocuklarda grip tedavisi için uygulanan TAMIFLU dozu çocuğun vücut ağırlığıyla orantılıdır (aşağıdaki tabloya bakınız). Vücut ağırlığı 5 gün boyunca tavsiye edilen doz (hastalığın tedavisinde) 15 kg ve 15 kg’den hafif olanlar Günde iki kez bir adet 30 mg kapsül 15 kg ile 23 kg arası olanlar Günde iki kez bir adet 45 mg kapsül 23 kg ile 40 kg arası olanlar          Günde iki kez 60 mg (60 mg kullanmak için iki adet 30 mg kapsül alınız) 40 kg’den ağır olanlar          Günde iki kez 75 mg (75 mg kullanmak için bir adet 30 mg ve bir adet 45 mg kapsül alınız) 1 yaşından küçük çocuklarda kullanımı: Doktorunuz tarafından reçete edilen miktarda kapsülü çocuğunuza vermelisiniz. Doktorunuz gerekli TAMIFLU dozunu çocuğunuzun vücut ağırlığıyla orantılı olarak belirliyecektir (aşağıdaki tabloya bakınız).   Yaş 5 gün boyunca tavsiye edilen tedavi dozu <1 yaş Günde iki kez 2 mg/kg-3mg/kg Grip hastalığının önlenmesinde kullanımı   TAMIFLU aynı zamanda gribi önlemek amacıyla da kullanılabilir.   Ergenlerde (13-17 yaş) ve yetişkinlerde kullanım: Yetişkinler ve ergenler tarafından 75 mg kapsüle alternatif olarak 1 adet 30 mg kapsül ile 1 adet 45 mg kapsül kullanılabilir. TAMIFLU 10 gün boyunca, günde bir defa alınmalıdır. Bu dozu sabah kahvaltısıyla birlikte almak en uygun yoldur.   1 yaş ve üstü bebeklerle 2-12 yaş arası çocuklarda kullanım: Kapsül yerine TAMIFLU oral süspansiyon tozu kullanılabilir.   Çocuklarda gribi önlemek için uygulanan TAMIFLU dozu çocuğun vücut ağırlığıyla orantılıdır (aşağıdaki tabloya bakınız).   Vücut ağırlığı 10 gün boyunca tavsiye edilen doz (hastalığın önlenmesinde) 15 kg ve 15 kg’den hafif olanlar Günde bir kez bir adet 30 mg kapsül 15 ile 23 kg arası olanlar Günde bir kez bir adet 45 mg kapsül 23 kg ile 40 kg arası olanlar          Günde bir kez 60 mg (60 mg kullanmak için iki adet 30 mg kapsül alabilirsiniz) 40 kg’den ağır olanlar          Günde bir kez 75 mg (75 mg kullanmak için bir adet 30 mg ve bir adet 45 mg kapsül alabilirsiniz) 1 yaşından küçük çocuklarda kullanımı: Doktorunuz tarafından reçete edilen miktarda kapsülü çocuğunuza vermelisiniz. Doktorunuz gerekli TAMIFLU dozunu çocuğunuzun vücut ağırlığıyla orantılı olarak belirliyecektir (aşağıdaki tabloya bakınız). Yaş 10 gün boyunca tavsiye edilen profilaksi dozu <1 yaş Günde bir kez 2 mg/kg-3mg/kg Eğer TAMIFLU gribi önlemek amacıyla reçete edildiyse, doktorunuz ilacı almaya devam etmeniz gereken süre hakkında size tavsiyede bulunacaktır.   Uygulama yolu ve metodu: TAMIFLU kapsülleri bütün olarak su ile yutunuz. TAMIFLU kapsülleri bölmeyiniz ve çiğnemeyiniz.   Tamiflu oral süspansiyon bulunmadığı zaman  Kapsül yutamayan yetişkinler, ergenler veya çocuklar, Tamiflu oral süspansiyonun bulunmadığı durumlarda, kapsülleri açıp, acı tadı maskelemek için uygun bir tatlandırılmış gıdanın az bir miktarı (en fazla bir çay kaşığı) içine kapsül içindeki tozu boşaltarak uygun Tamiflu dozunu alabilirler (bkz. Kullanma Talimatı). Tatlandırılmış gıda olarak normal veya şekersiz çikolata şurubu, bal (sadece 2 yaşındaki ve daha büyük çocuklarda), esmer veya normal şeker ile tatlandırılmış su, tatlı gıdalar, tatlandırılmış teksif edilmiş süt, elma sosu veya yoğurt gibi ürünler kullanılabilir. Kapsül içindeki toz tatlandırılmış ürün içinde karıştırılmalı ve karışımın tamamı hastaya verilmelidir. Karışım hazırlandıktan hemen sonra yutulmalıdır.   Uygun dozu almak için lütfen aşağıdaki talimatları takip edin.   Bu şekilde bir karışım hazırlamak için ihtiyacınız olan kapsül sayısını belirleyin.    Vücut ağırlığı* 5 günlük tedavi için tavsiye edilen dozları almak için gerekli kapsül sayısı 10 gün boyunca hastalığın önlenmesi için tavsiye edilen dozları almak için gerekli kapsül sayısı 15 kg ve 15 kg’den hafif olanlar Günde iki kez bir adet 30 mg kapsül Günde bir kez bir adet 30 mg kapsül 15 ile 23 kg arası olanlar Günde iki kez bir adet 45 mg kapsül Günde bir kez bir adet 45 mg kapsül 23 kg ile 40 kg arası olanlar Günde iki kez iki adet 30 mg kapsül Günde bir kez iki adet 30 mg kapsül   *40 kg’den ağır olan çocuklar tedavi amaçlı olarak 5 gün boyunca günde iki kez, önleme amaçlı olarak 10 gün boyunca günde bir kez yetişkin dozu olan Tamiflu 75 mg kapsül kullanabilirler.   Doğru miktarda doz kullandığınızı yukarıda yer alan tablodan kontrol edin. Kapsülleri bir kabın üzerinde tutun, kapsülleri çekerek dikkatlice açın ve kapsül içindeki tüm tozu kaba dökün. Acı tadı maskelemek için az miktarda (en fazla 1 çay kaşığı) tatlandırılmış gıda ekleyin ve iyice karıştırın. Karışımı karıştırın ve kaptaki karışımın tamamını hastaya verin. Karışım hazırlandıktan hemen sonra yutulmalıdır. Eğer kapta biraz karışım kalırsa, az miktar su ile çalkalayın ve hastanın bu kalan karışımı da içmesini sağlayın.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

TAMIFLU’nun etkin maddesi oseltamivir’dir. TAMIFLU “nöraminidaz inhibitörleri” denen bir ilaç grubuna dahildir. Bu ilaçlar grip virüsünün vücudun içinde yayılmasını engeller ve bu sayede grip virüsü enfeksiyonu nedeniyle oluşacak belirtileri dindirir veya engeller. Opak gri renkli kapsülün gövde kısmında mavi renkli “ROCHE” baskısı ve opak açık sarı renkli kapak kısmında mavi renkli“45 mg” baskısı bulunur. TAMIFLU 45 mg kapsüller 10 kapsül içeren ambalajlarda piyasaya sunulmaktadır. TAMIFLU size gribi tedavi etmek veya önlemek amacıyla reçete edilmiştir. Grip, influenza (grip) virüsünün neden olduğu bir enfeksiyondur. Gribin belirtileri ateşin ani yükselmesi (>37.8°C), öksürük, burun akıntısı veya tıkanıklığı, baş ağrısı, kas ağrıları ve sıklıkla aşırı bitkinliktir. Bu belirtiler aynı zamanda grip dışı hastalıklar nedeniyle de oluşabilir. Gerçek grip enfeksiyonları yalnızca toplumda grip virüslerinin dolaştığı yıllık salgın dönemlerinde ortaya çıkar. Bu salgın dönemi dışında, bu belirtiler, genellikle başka enfeksiyonlar veya hastalıklar nedeniyle oluşacaktır. TAMIFLU, 1 yaşından küçük çocukların grip tedavisinde veya gribi önlemek amacıyla, sadece, geçici süreyle, salgın esnasında, bir doktor önerisiyle veya bir doktorun gözetiminde kullanılması şartıyla kullanılır.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

TAMIFLU’yu çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.   25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.   Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra TAMIFLU’yu kullanmayınız. Çevreyi korumak amacıyla kullanmadığınız TAMIFLU’yu şehir suyuna veya çöpe atmayınız. Bu konuda eczacınıza danışınız.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

TAMIFLU kapsüller ve TAMIFLU süspansiyon biyoeşdeğer formüllerdir. 75 mg’lık doz bir 75 mg kapsül veya bir 30 mg kapsül ile bir 45 mg kapsül veya bir 30 mg kapsül ile 45 mg dozunda süspansiyon olarak kullanılabilir. Kapsül yutamayan yetişkinler, adolesanlar veya çocuklar (>40 kg) uygun dozda TAMIFLU süspansiyon kullanabilirler.   Kapsül yutamayan yetişkinler, adolesanlar veya çocuklar, TAMIFLU oral süspansiyonun bulunmadığı durumlarda, kapsülleri açıp, acı tadı maskelemek için uygun bir tatlandırılmış gıdanın az bir miktarı (en fazla bir çay kaşığı) içine kapsül içindeki tozu boşaltarak uygun TAMIFLU dozunu alabilirler (bkz. Kullanma Talimatı). Tatlandırılmış gıda olarak normal veya şekersiz çikolata şurubu, bal (sadece 2 yaşındaki ve daha büyük çocuklarda), esmer veya normal şeker ile tatlandırılmış su, tatlı gıdalar, tatlandırılmış teksif edilmiş süt, elma sosu veya yoğurt gibi ürünler kullanılabilir. Kapsül içindeki toz tatlandırılmış ürün içinde karıştırılmalı ve karışımın tamamı hastaya verilmelidir. Karışım hazırlandıktan hemen sonra yutulmalıdır. Dağılmayan beyaz toz etkisiz (inert) olduğundan kullanılması zorunlu değildir.   Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller ‘Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği’ ve ‘Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü yönetmelikleri’ne uygun olarak imha edilmelidir.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

TAMIFLU® 45 mg sert jelatin kapsül

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

Farmakolojik ve farmakokinetik çalışmalardan edinilen bilgilere göre, oseltamivir fosfatla klinik olarak anlamlı ilaç etkileşimleri görülme olasılığı azdır.   Oseltamivir fosfat, çoğunlukla karaciğerde bulunan esterazlarla, büyük oranda aktif metabolitine dönüştürülür. Esterazlar için yarışmayı da kapsayan ilaç etkileşmeleri, literatürde geniş olarak bildirilmemiştir. Oseltamivir ve aktif metabolitinin plazma proteinlerine düşük oranda bağlanması, ilaç etkileşmeleri açısından herhangi bir problem yaratmayacağını gösterir.   In vitro çalışmalar, oseltamivir fosfat veya aktif metabolitinin, mikrozomal P450 sitokrom enzimleri ve glukuronil transferazlar için iyi bir substrat olmadığını göstermiştir. Oral kontraseptiflerle etkileştiğine dair bulgu yoktur.   Sitokrom P450 izoformlarının non-spesifik inhibitörü olan ve bazik veya katyonik ilaçların renal tübüler sekresyonu için yarışan simetidinin, oseltamivir veya aktif metabolitinin plazma seviyelerine hiçbir etkisi yoktur.   Renal tübüler sekresyon için yarışmayı içeren klinik olarak önemli ilaç etkileşmeleri, bu ilaçların bilinen güvenlilik sınırı, aktif metabolitin eliminasyon karakteristikleri (glomerüler filtrasyon ve anyonik tübüler sekresyon) ve bu yolakların atılım kapasitelerine bağlı olarak, olası değildir. Böbrekte aktif tübüler sekresyonun azalmasından dolayı, probenesid ile birlikte kullanım sonucunda aktif metabolit konsantrasyonu yaklaşık 2 kat artar. Ancak, aktif metabolitin geniş güvenlilik sınırına bağlı olarak, probenesid ile birlikte kullanım sırasında renal fonksiyonları normal olanlarda doz ayarlaması gerekli değildir.   Amoksisilin ile birlikte kullanım, anyonik sekresyon yolakları için yarışmanın zayıflığına bağlı olarak, her iki bileşiğin plazma seviyelerini değiştirmez.   Parasetamol ile birlikte kullanım, oseltamivirin, aktif metabolitinin veya parasetamolun plazma seviyelerini etkilemez.   Parasetamol, asetik salisilik asit, simetidin veya antiasitler (Magnezyum ve alüminyum hidroksitler ve kalsiyum karbonatlar) ile birlikte kullanıldığında oseltamivir veya majör metaboliti arasında hiçbir farmakokinetik etkileşim görülmemektedir.   Faz III tedavi ve profilaksi klinik çalışmalarında TAMIFLU, ACE-inhibitörleri (enalapril, kaptopril), tiazid diüretikleri (bendrofluazid), antibiyotikler (penisilin, sefalosporin, azitromisin, eritromisin, doksisiklin), H2-reseptör blokörleri (ranitidin, simetidin), beta blokörler (propranolol), ksantinler (teofilin), sempatomimetikler (psödoefedrin), opioidler (kodein), kortikosteroidler, inhale bronkodilatörler ve analjezikler (aspirin, ibuprofen ve parasetamol) gibi sık kullanılan ilaçlarla uygulanmıştır. TAMIFLU’nun bu bileşiklerle birlikte uygulanması sonucu advers olay profilinde veya sıklığında herhangi bir değişiklik gözlenmemiştir.   Aynı yolla atılan ve dar terapötik aralığı olan ilaçlar (örneğin, klorpropamid, metotreksat, fenilbutazon) kullanan olgulara oseltamivir reçetelenirken dikkatli olunmalıdır.   Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.   Pediyatrik popülasyon: Pediyatrik popülasyona ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

Doz Aşımı Ve Tedavisi

Doz aşımı ile ilgili deneyim bulunmamaktadır. Ancak, akut doz aşımının beklenen belirtiler; kusma olmadan veya kusmanın eşlik ettiği bulantı ve sersemliktir. Hastalar doz aşımı durumunda tedaviye devam etmemelidir. Bilinen spesifik bir antidotu bulunmamaktadır.

Etkin Maddeler

Her bir kapsül 45 mg oseltamivire eşdeğer 59.1 mg oseltamivir fosfat içerir.

Farmakodinamik Özellikler

Farmakoterapötik grubu: Antiviral ATC kodu: J05AH02   Oseltamivir fosfat, aktif metabolitin (oseltamivir karboksilatın) bir ön ilacıdır. Aktif metabolit, viriyon yüzeyinde bulunan glikoproteinler olan influenza virüsü nöraminidaz enzimlerinin selektif bir inhibitörüdür. Viral nöraminidaz enzim aktivitesi, hem enfekte olmamış hücrelere viral giriş için, hem de enfekte olmuş hücrelerden yeni oluşmuş virüs partiküllerinin salınımı ve bulaşıcı virüsün vücutta daha fazla yayılmasında önemlidir.   Oseltamivir karboksilat, influenza A ve B virüslerinin nöraminidaz enzimlerini in vitro olarak bloke eder. Oseltamivir fosfat, influenza virüsü enfeksiyonunu ve replikasyonunu in vitro olarak inhibe eder. Oral olarak verilen oseltamivir, antiviral etkisindeki influenza enfeksiyonu hayvan modellerinde, influenza A ve B virüs replikasyonunu ve patojenliğini in vivo olarak inhibe etmektedir ve bu etki günde iki kere 75 mg ile insanlarda elde edilene benzerdir.   Oseltamivirin antiviral etkinliği, sağlıklı gönüllülerdeki deneysel çalışmalarla influenza A ve B için desteklenmiştir.   Oseltamivirin nöroaminidaz enzim IC50 değerleri klinik olarak izole edilen influenza A için 0.1 nM ila 1.3 nM arasındadır, influenza B için 2.6 nM’dir. İnfluenza B için yüksek IC50 değerleri (ortalama 8.5 nM) yayınlanmış çalışmalarda gözlenmiştir.   Viral nöraminidazın azalan duyarlılığı Hastalığa maruziyet sonrası (7 gün), ev halkı gruplarında maruziyet sonrası (10 gün) ve mevsimsel olarak (42 gün) influenza koruması açısından bugüne dek yapılan klinik çalışmalarda TAMIFLU kullanımı ile ilişkili ilaç direncine dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.   Oseltamivire azalan duyarlılık veya artan direnç kazanan influenza virüslerinin ortaya çıkma riski Roche’un yürüttüğü klinik çalışmalarda araştırılmıştır. Oseltamivire dirençli virüs taşıyan tüm hastalar virüsü normal olarak temizlemiş ve herhangi bir klinik kötüleşme yaşamamıştır.   Hasta popülasyonu Dirençli mutasyonları olan hastalar (%) Fenotipleme* Geno- ve Fenotipleme * Yetişkin ve adolesanlar 4/1245 (%0.32) 5/1245 (%0.4) Çocuklar (1-12 yaş) 19/464 (%4.1) 25/464 (%5.4) * Tam genotipleme tüm çalışmalarda gerçekleştirilmemiştir.   Direnç oranı genç hasta gruplarında ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde daha yüksek olabilir. Oseltamivir ile tedavi edilen hastalardan izole edilen oseltamivire dirençli virüsler ve influenza virüsünün oseltamivire dirençli laboratuar suşları, N1 ve N2 nöraminidazlarda mutasyonlar içermektedir. Direnç mutasyonları viral alt tipine özgü olmaya eğilimindedir (H5N1 varyantlarındakiler dahil).   Doğal olarak ortaya çıkan influenza A/H1N1 virüs mutasyonları, in vitro olarak oseltamivire azalan duyarlılık ile ilişkilidir ve bildirilen verilere dayanılarak, oseltamivir kullanmamış hastalarda saptanmıştır. Oseltamivire duyarlılığın azalma oranı ve bu virüslerin prevalansı mevsimsel ve coğrafik olarak değişmektedir.   İnfluenza enfeksiyonunun tedavisi Oseltamivir sadece influenza virüsünün yol açtığı hastalıklara karşı etkilidir. Bu sebeple, istatistiksel analiz sadece influenza ile enfekte olan denekler için sunulmuştur. Hem influenza-pozitif, hem de influenza-negatif denekleri içeren havuzlanmış tedavi çalışma popülasyonunda (ITT), primer etkinlik influenza negatif kişilerin sayısı ile orantılı olarak düşmüştür. Toplam tedavi popülasyonunda influenza enfeksiyonu çalışmaya alınan hastaların %67’sinde (aralık %46 ila %74) doğrulanmıştır. Yaşlı hastaların %64’ü influenza pozitiftir ve kronik kardiyak ve/veya solunum hastalığı olanların %62’si influenza pozitiftir. Tüm faz III tedavi çalışmalarında, hastalar sadece influenzanın yerel toplulukta yayıldığı dönemde çalışmaya alınmıştır.   Yetişkinler ve 13 yaşındaki ve 13 yaşın üzerindeki adolesanlar: Hastalar, 36 saat içinde belirtilerinin başladığını bildirenler arasından, ateşleri ³ 37.8 °C olan ve en az bir solunumsal semptom (öksürük, nazal semptomlar veya boğaz ağrısı) ve en az bir sistemik semptom (miyalji, titreme/terleme, bitkinlik, yorgunluk veya baş ağrısı) eşlik edenlerden seçilmiştir. Tedavi çalışmalarına katılan tüm influenza pozitif yetişkin ve adolesanların (N = 2413) toplu analizinde, beş gün boyunca günde iki kez uygulanan 75 mg oseltamivir, influenza hastalığının ortalama süresini 1 gün azaltarak 4.2 güne (%95 GA (güven aralığı) 4.0 – 4.4 gün; p ≤ 0.0001) düşürmüştür; plasebo grubunda bu rakam 5.2 gündür (%95 GA 4.9 – 5.5 gün).   Antibiyotiklerle tedavi edilen alt solunum yolu komplikasyonları (bilhassa bronşit) gelişen deneklerin oranı, plasebo grubunda %12.7 (135/1063) iken oseltamivir ile tedavi edilen popülasyonda %8.6’ya (116/1350) düşmüştür (p = 0.0012).   Yüksek risk popülasyonlarında influenzanın tedavisi: Beş gün boyunca günde iki kez 75 mg oseltamivir alan yaşlı hastalarda (≥ 65 yaş) ve kronik kardiyak ve/veya solunum hastalığı olan olgularda influenza hastalığının ortalama süresi anlamlı ölçüde düşmemiştir. Ateşin toplam süresi oseltamivir grubunda bir gün azalmıştır. İnfluenza-pozitif yaşlılarda, alt solunum yolu komplikasyonlarının (bilhassa bronşit) insidansı antibiyotiklerle tedavi edilen plasebo grubunda %19 (52/268) iken oseltamivir ile tedavi edilen popülasyonda %12’ye (29/250) düşmüştür (p = 0.0156).   Kronik kardiyak ve/veya solunum hastalığı olan influenza-pozitif hastalarda, antibiyotiklerle tedavi edilen alt solunum yolu komplikasyonlarının (bilhassa bronşit) kombine insidansı, plasebo grubunda %17 (22/133) iken oseltamivir ile tedavi edilen popülasyonda %14 (16/118) olmuştur (p = 0.5976).   Çocuklarda influenzanın tedavisi: Ateşi (³ 37.8 °C) ve öksürüğü veya nezlesi olan 1 ila 12 yaşlarındaki (ortalama yaş 5.3) sağlıklı çocuklarda (%65 influenza-pozitif) yapılan bir çalışmada influenza-pozitif hastaların %67’si influenza A ve %33’ü influenza B ile enfekte olmuştur. Oseltamivir tedavisi belirtilerin başlamasından sonraki 48 saat içinde başlamıştır ve hastalıktan iyileşme süresini (normal sağlığa ve aktiviteye geri dönüş, ateş, öksürük ve nezlenin hafiflemesi) anlamlı ölçüde, plaseboya nazaran yaklaşık 1.5 gün düşmüştür (%95 GA 0.6 – 2.2 gün; p < 0.0001). Oseltamivir, akut otitis media insidansını, plasebo grubunda görülen %26.5’tan (53/200), oseltamivir ile tedavi edilen çocuklarda %16’ya (29/183) düşürmüştür (p = 0.013).   İkinci çalışma, %53.6’sı influenza-pozitif olan, 6 ila 12 yaşlarındaki 334 astımlı çocukta tamamlanmıştır. Oseltamivir ile tedavi edilen grupta ortalama hastalık süresi anlamlı ölçüde düşmemiştir. 6. günden itibaren (tedavinin son günü), ZEV1 (zorlu ekspiratuvar volüm), plasebo kolunda %4.7 iken, oseltamivir ile tedavi edilen grupta %10.8’e yükselmiştir (p = 0.0148).   İnfluenza B enfeksiyonunun tedavisi: Toplam olarak, influenza-pozitif popülasyonun %15’i influenza B ile enfekte olmuştur; çalışmalardaki oranlar %1 ila 33 arasındadır. İnfluenza B ile enfekte olan olgularda ortalama hastalık süresi tedavi grupları arasında anlamlı ölçüde değişiklik göstermemiştir. Analiz için tüm çalışmalardan alınan İnfluenza B ile enfekte olmuş 504 olgunun verileri toplanmıştır. Oseltamivir tüm semptomların hafifleme süresini 0.7 gün (%95 GA 0.1 – 1.6 gün; p = 0.022), öksürük, ateş (³ 37.8 °C) ve nezlenin süresini ise bir gün azaltmıştır (%95 GA 0.4 – 1.7 gün; p < 0.001).   İnfluenzanın önlenmesi: Doğal olarak ortaya çıkan influenza hastalığının önlenmesinde oseltamivirin etkinliği evlerdeki maruziyet sonrası önleme çalışmasında ve iki mevsimsel önleme çalışmasında gösterilmiştir. Tüm bu çalışmalar için primer etkinlik parametresi laboratuvar tarafından doğrulanmış influenzanın insidansıdır. İnfluenza epidemisinin virülansı öngörülemez ve bölgeye ve mevsime göre değişir. Bu sebeple, bir influenza hastalığı vakasını önlemek için tedavi edilmesi gereken kişi sayısı da değişir.   Maruziyet sonrası önleme: Bir indeks influenza vakası ile temasta olan kişilerde (%12.6 influenzaya karşı aşılanmış) yapılan bir çalışmada, indeks influenza vakasında semptomların başlamasından sonraki 2 gün içinde, günde bir kez 75 mg oseltamivir uygulamasına başlanmış ve 7 gün devam edilmiştir. 377 indeks vakanın 163’ünde influenza doğrulanmıştır. Oseltamivir, doğrulanmış influenza vakaları ile temasta olan kişilerde görülen klinik influenza insidansını anlamlı ölçüde düşürmüştür; plasebo grubunda 24/200 (%12) iken oseltamivir grubunda 2/205 (%1) olmuştur (%92 düşüş [%95 GA 6 – 16; p ≤ 0.0001]). Gerçek influenza vakaları ile temasta olan kişilerde tedavi edilmesi gereken kişi sayısı 10 (%95 GA 9 – 12) ve indeks vakasındaki enfeksiyon durumundan bağımsız olarak tüm popülasyonda (ITT) 16 (%95 GA 15 – 19) olmuştur.   Doğal olarak ortaya çıkan influenza hastalığını önlemede oseltamivirin etkinliği, yetişkin, adolesan ve 1-12 yaş çocukların dahil edildiği evlerdeki maruziyet sonrası önleme çalışmasında hem indeks vaka hem de aile temas kişileri olarak gösterilmiştir. Bu çalışmada primer etkinlik parametresi, evlerdeki laboratuvar tarafından doğrulanmış klinik influenza insidansıdır. Oseltamivir profilaksisi 10 gün sürmüştür. Toplam popülasyonda, evlerdeki laboratuvar tarafından doğrulanmış klinik influenza insidansı düşmüştür; önleme almayanlarda %20 (27/136) iken önleme alanlarda %7 (10/135) olmuştur (%62.7 düşüş [%95 GA 26.0 – 81.2; p = 0.0042]). Evlerdeki influenza ile enfekte indeks vakalarda, influenza insidansı önleme almayanlarda %26 (23/89) iken önleme alanlarda %11’e (9/84) düşmüştür (% 58.5 düşüş [ %95 GA 15.6 – 79.6; p = 0.0114]). 1 ila 12 yaşlarındaki çocukların alt grup analizine göre, çocuklarda laboratuvar tarafından doğrulanmış klinik influenza insidansı anlamlı ölçüde düşmüştür; önleme almayanlarda %19 (21/111) iken önleme alanlarda %7 (7/104) olmuştur (%64.4 düşüş [%95 GA 15.8 – 85.0; p = 0.0188]). Başlangıçta virüs yaymayan çocuklarda laboratuvar ile doğrulanmış klinik influenza insidansı düşmüştür; önleme almayanlarda %21 (15/70) iken önleme alanlarda %4 (2/47) olmuştur (%80.1 düşüş [%95 GA 22.0 – 94.9; p = 0.0206]). Total pediatrik popülasyon için tedavi edilmesi gereken kişi sayısı tüm popülasyonda (ITT) ve enfekte indeks vakaların temas ettiği pediyatrik kişilerde (ITTII) sırasıyla 9 (%95 GA 7 – 24) ve 8’dir (%95 GA 6, üst limit belli değil).   Toplulukta influenza epidemisi sırasında önleme: İnfluenza salgını esnasında, aşı olmamış ve sağlıklı yetişkinlerde yapılan iki çalışmanın toplu analizinde, 6 hafta boyunca günde bir kez verilen 75 mg oseltamivir klinik influenza hastalığı insidansını anlamlı ölçüde azaltmıştır; plasebo grupta 25/519 (%4.8) iken oseltamivir grubunda 6/520 (%1.2) olmuştur (%76 düşüş [%95 GA 1.6 – 5.7; p = 0.0006]). Bu çalışmadaki tedavi gereken kişi sayısı 28 (%95 GA 24 – 50) olmuştur. Huzurevinde bakılan yaşlılarla yapılan bir çalışmada katılımcıların %80’i çalışma döneminde aşılanmıştır ve 6 hafta boyunca günde bir kere oseltamivir 75 mg verilmiştir; klinik influenza hastalığı insidansı anlamlı ölçüde azalmıştır. Plasebo grubunda 12/272 (%4.4) iken oseltamivir grubunda 1/276 (%0.4) olmuştur (%92 düşüş [%95 GA 1.5 – 6.6; p = 0.0015]). Bu çalışmadaki  tedavi gereken hasta sayısı 25’tir (%95 GA 23 – 62).   Komplikasyon riskinin düşüşünü değerlendirmek için spesifik çalışmalar yapılmamıştır.

Farmakokinetik Özellikler

Genel özellikler   Emilim: Oseltamivir, oseltamivir fosfatın (ön ilaç) oral uygulamasının ardından gastrointestinal sistemden hızla emilmekte ve esasen hepatik esterazlarla büyük oranda aktif metabolitine (oseltamivir karboksilat) dönüşmektedir. Oral dozun en az %75’i aktif metabolit olarak sistemik dolaşıma ulaşır. Ön ilaca maruziyet aktif metabolitin %5’inden azıdır. Ön ilaç ve aktif metabolitin plazma konsantrasyonları dozla orantılıdır ve ilacın yiyecekle birlikte verilmesinden etkilenmemektedir.   Dağılım: Oseltamivir karboksilatın kararlı haldeki ortalama dağılım hacmi insanlarda yaklaşık 23 litredir. Bu hacim hücre dışı vücut sıvısına eşdeğerdir. Nöraminidaz aktivitesi hücre dışında olduğundan, oseltamivir karboksilat influenza virüsünün yayıldığı tüm bölgelere dağılmaktadır.   Oseltamivir karboksilatın insan plazma proteinine bağlanması ihmal edilebilir (yaklaşık olarak %3).   Biyotransformasyon: Oseltamivir, çoğunlukla karaciğerde yerleşmiş olan esterazlarla, büyük ölçüde oseltamivir karboksilata dönüşmektedir. İn vitro çalışmalar oseltamivirin ve aktif metabolitinin, ana sitokrom P450 izoformlarının substratı veya inhibitörü olmadığını göstermiştir. İn vivo olarak her iki bileşiğin faz 2 konjugatı bulunmamaktadır.   Eliminasyon: Emilen oseltamivir başlıca olarak (> %90) oseltamivir karboksilata dönüşerek atılır. Aktif metabolit daha ileri metabolizmaya uğramadan idrarla atılır. Oseltamivir karboksilatın pik plazma konsantrasyonları pek çok olguda 6 ila 10 saatlik yarılanma ömrü ile azalmaktadır. Aktif metabolit renal yolla tamamen atılır. Renal klerens (18.8 L/saat), glomerüler filtrasyon hızını (7.5 L/saat) aşmaktadır ve bu da glomerüler filtrasyonunun yanı sıra tübüler sekresyonun da olduğunu göstermektedir. Radyasyonla işaretlenmiş oral dozun %20’den azı feçesle atılmaktadır.   Doğrusallık/doğrusal olmayan durum: Aktif metabolitin plazma konsantrasyonları dozla doğru orantılıdır ve ilaç yiyeceklerle birlikte alındığında değişmez .   Hastalardaki karakteristik özellikler   Böbrek yetmezliği: Farklı seviyelerde böbrek yetmezliği olan hastalara 5 gün boyunca günde iki kez 100 mg TAMIFLU uygulaması, aktif metabolit konsantrasyonu ile renal fonksiyon bozukluğunun ters orantılı olduğunu göstermiştir .    Karaciğer yetmezliği: In vitro çalışmalar, karaciğer yetmezliği olan hastalarda ne oseltamivire maruziyette belirgin bir artış veya ne de aktif metabolitine maruziyette belirgin bir düşüş beklenmediği sonucuna varmıştır.    Geriyatrik hastalar: Yaşlı hastalar (65-78 yaş arası) ile karşılaştırılabilir dozlarda TAMIFLU verilen genç yetişkinler karşılaştırıldığında, yaşlı hastalarda kararlı durumdaki aktif metabolit konsantrasyonunun % 25-35 daha fazla olduğu görülmüştür. Yaşlı hastalarda ilacın yarılanma süreleri, genç yetişkinlerle yaklaşık aynı değerlerde bulunmuştur. İlaca maruziyet ve tolerans açısından, yaşlı hastalarda, ciddi renal yetmezlik kanıtı bulunmadıkça (kreatinin klerensi 30 mL/dak’ın altında değilse), doz ayarlamasına gerek yoktur .   Pediyatrik hastalar:   1 yaşındaki ve 1 yaşından büyük çocuklar Oseltamivirin farmakokinetiği 1-16 yaşındaki çocuklarda yapılan tek doz farmakokinetik çalışmalarında değerlendirilmiştir. Çoklu doz farmakokinetiği az sayıda çocuğun katıldığı bir klinik etkinlik çalışmasında çalışılmıştır. Verilen mg/kg doz için küçük çocukların, daha düşük maruziyete neden olacak şekilde, ön ilacı ve aktif metaboliti, yetişkinlere göre daha hızlı elimine ettiği görülmüştür. 2 mg/kg’lık doz verilen çocuklar ile 75 mg’lık (yaklaşık 1 mg/kg) tek kapsül alan yetişkinler karşılaştırıldığında, karşılaştırılabilir oseltamivir karboksilat konsantrasyonları gözlenmiştir. 12 yaşın üstündeki çocuklarda oseltamivirin farmakokinetiği, yetişkinlerde gözlenen ile benzerdir.   6 ila 12 aylık çocuklar İnfluenza ile enfekte olan 2 yaşın altındaki çocuklarda yapılan farmakodinamik, farmakokinetik ve güvenlilik çalışmalardan elde edilen 6 ila 12 aylık çocuklarla ilgili kısıtlı maruziyet verilerine göre, 6 ila 12 aylık çocukların çoğunda 3 mg/kg doz sonrası maruziyet, onaylı dozu kullanan daha büyük çocuklar ve yetişkinlerde görülen maruziyete benzerdir.

Farmasötik Form

Sert jelatin kapsül Opak gri renkli kapsülün, gövde kısmında mavi renkli “ROCHE” baskısı ve kapak kısmında mavi renkli “45 mg” baskısı bulunur.

Gebelik Ve Laktasyon

Genel tavsiye Gebelik kategorisi: C   Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda ve doğum kontrolü (kontrasepsiyon) uygulayanlarda ilacın kullanımı yönünden bir öneri bulunmamaktadır.   Gebelik dönemi Oseltamivir’in gebe kadınlarda kullanıma ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik/embriyonal/fetal gelişim/doğum ya da doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. Hastaya yönelik potansiyel yarar, fetusa yönelik potansiyel riskten fazla olmadıkça, gebe kadınlarda TAMIFLU kullanılmamalıdır.   Laktasyon dönemi Oseltamivir’in insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalısmalar, oseltamivir’in sütle atıldığını göstermektedir. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da TAMIFLU tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına ilişkin karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası ve TAMIFLU tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.   Üreme yeteneği/Fertilite Klinik dışı çalışmalarda, TAMIFLU verildiğinde, üreme performansı, doğurganlık ve sperm değerlendirme parametreleri etkilenmemiştir. Üreme toksisitesi çalışmalarına dayalı klinik dışı veriler insanlara yönelik potansiyel bir risk ortaya koymamaktadır.

Geçimsizlikler

Geçerli değil.

İlk Ruhsat Tarihi/Ruhsat Yenileme Tarihi

İlk ruhsat tarihi: 25.09.2009 Ruhsat yenileme tarihi: –

İstenmeyen Etkiler

TAMIFLU’nun güvenlilik profili, klinik çalışmalarda, influenzanın tedavisi için TAMIFLU alan 2107 yetişkin ve 1032 pediyatrik hasta ile influenzanın profilaksisi için TAMIFLU alan 2914 yetişkin ve 99 pediyatrik hastanın verilerine dayanmaktadır.   Yetişkinlerde, en sık raporlanan advers etkiler tedavi çalışmalarında kusma ve mide bulantısı, önleme çalışmalarında mide bulantısı ve baş ağrısıdır. Bu advers etkilerin çoğunluğu ilk dozun kullanımı üzerine ilk veya ikinci tedavi gününde raporlanmış ve spontan olarak 1-2 gün içinde çözülmüştür. Çocuklarda, en sık raporlanan advers etki kusmadır.   Advers ilaç reaksiyonları aşağıda tanımlanan sıklığa göre listelenmiştir: Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ile <1/10), yaygın olmayan (≥1/1.000 ile <1/100); seyrek (≥1/10.000 ile <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor). Advers etkiler klinik çalışmalardan havuzlanmış analizlere göre tablolarda uygun kategorilere eklenmiştir. Her bir sıklık grubunda advers etkiler azalan ciddiyet sırasıyla listelenmiştir.   Yetişkin ve adolesanlarda influenzanın tedavisi ve önlenmesinde:  Yetişkin ve adolesanlarda influenzanın tedavisi ve önlenmesini araştıran çalışmalarda en sık görülen (oseltamivir grubunda ≥%1) advers ilaç reaksiyonları veya pazarlama sonrası deneyiminden gelenler   Sistem Organ Sınıfı Sıklık kategorisi Advers Etki Advers etki yaşayan hastaların yüzdesi Tedavi Profilaksi Oseltamivir 75 mg b.i.d. n=1057 Plasebo n=1050 Oseltamivir 75 mg o.d. n=1480 Plasebo n=1434   Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar Yaygın: Bronşit Akut bronşit Üst solunum yolu enfeksiyonları   Psikiyatrik hastalıklar Yaygın olmayan: Halüsinasyona       %4 %1 %0       <%1       %5 %1 %0       %0       %1 %0 %8       <%1       %1 <%1 %8       %0     Sistem Organ Sınıfı Sıklık kategorisi Advers Etki Advers etki yaşayan hastaların yüzdesi Tedavi Profilaksi Oseltamivir 75 mg b.i.d. n=1057 Plasebo n=1050 Oseltamivir 75 mg o.d. n=1480 Plasebo n=1434   Sinir sistemi hastalıkları Çok yaygın: Baş ağrısı Yaygın: Uykusuzluk Yaygın olmayan: Konvülsiyona   Kulak ve iç kulak hastalıkları Yaygın: Baş dönmesi   Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları Çok yaygın: Öksürük Rinore   Gastrointestinal hastalıklar Çok yaygın: Bulantıb,c Yaygın: Kusmac Karın ağrısı Diyare Dispepsi   Deri ve deri altı doku hastalıkları Yaygın olmayan: Dermatita Döküntüa Ürtikera Egzemaa   Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar Yaygın: Sersemlik Yorgunluk Ağrı     %2   %1   <%1       %1         %1 <%1       %11   %8 %2 %6 %1       <%1 <%1 <%1 <%1         %2 %1 <%1     %2   %1   %0       %1         %1 %0       %7   %3 %2 %8 %1       <%1 <%1 <%1 %0         %3

Kalitatif Ve Kantitatif Bileşim

Etkin madde: Oseltamivir fosfat 5915 mg (45 mg oseltamivir’e eşdeğer) Yardımcı madde(ler): Kroskarmeloz sodyum 2.04 mg Sodyum stearil fumarat 1.02 mg 

Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri

Preklinik veriler, gerçekleştirilen klasik güvenlik farmakolojisi, tekrarlı doz toksisitesi ve genotoksisite çalışmaları baz alındığında insanlar için herhangi bir tehlike ortaya koymamaktadır. Konvansiyonel rodent (kemirgen) karsinojenisite çalışmalarının bulgularına göre, kullanılan rodent türleri için tipik olan bazı tümörlerin insidansında doza bağlı bir artış eğilimi vardır. Bu bulgular, maruziyet sınırları insanda kullanımda beklenen maruziyetle bağlantılı olarak dikkate alındığında, benimsenen terapötik endikasyonlarda TAMIFLU’nun fayda-riskini değiştirmemektedir.   Sıçanlarda ve tavşanlarda sırasıyla maksimum 1500 mg/kg/gün ve 500 mg/kg/gün dozlarında teratoloji çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Fetal gelişim üzerinde herhangi bir etki gözlenmemiştir. Maksimum 1500 mg/kg/gün dozu ile sıçanlar üzerinde gerçekleştirilen bir fertilite çalışmasında her iki cinsiyet için de herhangi bir advers etki ortaya konmamıştır. Prenatal ve postnatal sıçan çalışmalarında, 1500 mg/kg/gün dozunda doğumlarda gecikme kaydedilmiştir: İnsan maruziyeti ve sıçanlardaki maksimum etki görülmeyen doz (500 mg/kg/gün) arasındaki güvenlik sınırı sırasıyla oseltamivir için 480 katı ve aktif metabolit için 44 katıdır. Sıçanlardaki ve tavşanlardaki fetal maruziyet anne sıçan maruziyetinin yaklaşık %15 ila 20’sini teşkil etmiştir.   Emziren sıçanlarda oseltamivir ve aktif metabolit süte geçmiştir. Oseltamivirin veya aktif metabolitinin insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Hayvanlara ait verilerin ekstrapolasyonu, ilgili bileşikler için sırasıyla 0.01 mg/gün ve 0.3 mg/gün’lük tahminler ortaya koymaktadır.   Kobaylarda gerçekleştirilen bir "maksimizasyon" çalışmasında, oseltamivire karşı bir deri hassasiyeti potansiyeli tespit edilmiştir. Formüle edilmemiş etkin madde ile tedavi edilen hayvanların yaklaşık %50’sinde maruz bırakılan hayvanların tespitini takiben eritema görülmüştür. Tavşanların gözlerinde geri dönüşümlü iritasyon tespit edilmiştir.   Oseltamivir fosfatın çok yüksek oral tek dozları yetişkin sıçanlarda hiçbir etkiye sahip değilken, bu dozlar 7 günlük jüvenil sıçan yavrularında, ölüm dahil, toksisiteler ile sonuçlanmıştır. Bu etkiler 657 mg/kg ve daha yüksek dozlarda görülmüştür. Kronik tedaviyi takiben dahil olmak üzere, 500 mg/kg dozda (7. ve 21. günler arasında post partum uygulanan 500 mg/kg/gün), hiçbir advers etki görülmemiştir.

Kontrendikasyonlar

Oseltamivir fosfat veya ilacın içerdiği maddelerin herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen kişilerde kontrendikedir.

Kullanım Yolu

Ağızdan alınır.

Küb’ Ün Yenileme Tarihi

26.11.2009

Müstahzar Adı

TAMIFLU® 45 mg sert jelatin kapsül

Özel Kullanım Uyarıları Ve Önlemleri

TAMIFLU ile influenza tedavisi gören hastalarda, özellikle çocuklarda ve adolesanlarda, konvülsiyon ve deliryum gibi nöropsikiyatrik olaylar bildirilmiştir. Nadir vakalarda bu olaylar kaza ile yaralanmalara yol açmıştır. TAMIFLU’nun bu olaylara katkısı bilinmemektedir. Nöropsikiyatrik olaylar TAMIFLU kullanmayan influenza hastalarında da raporlanmıştır   Hastalar, özellikle çocuklar ve adolesanlar, anormal davranış belirtileri açısından dikkatle izlenmelidirler.   TAMIFLU’nun influenza A ve B virüsleri dışında, diğer ajanların neden olduğu hastalıklarda etkili olduğuna dair bir kanıt bulunmamaktadır.   Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalardaki güvenliliği ve etkinliği kanıtlanmamıştır.   Kronik kalp yetmezliği ve/veya solunum yolu hastalığı olan olguların tedavisinde oseltamivirin etkinliği kanıtlanmamıştır. Bu popülasyondaki tedavi ve plasebo grupları arasında komplikasyon insidansında bir farklılık gözlenmemiştir  TAMIFLU influenza aşısı yerine kullanılmaz. TAMIFLU’nun, bireylerin yıllık influenza aşılaması için değerlendirilmesini etkilemesi beklenmez. İnfluenzaya karşı koruma TAMIFLU verilinceye kadar sürer. Güvenilir epidemiyolojik veriler toplumda influenza virüsünün dolaştığını gösterdiği taktirde TAMIFLU influenza tedavisinde ve önlenmesinde kullanılabilir.   İnfluenzanın tedavisi ve profilaksisi sırasında doz ayarlaması, kreatinin klerensi 10-30 mL/dak olan hastalar için önerilmektedir. Rutin hemodiyaliz ve sürekli peritoneal diyaliz tedavisi gören, son evre renal hastalığı olan kişiler ve kreatinin klerensi £10 mL/dak olan hastalar için tavsiye edilen bir doz bulunmamaktadır Kroskarmeloz sodyum ve sodyum stearil fumarat: Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan az sodyum ihtiva eder. Sodyuma bağlı herhangi bir olumsuz etki beklenmemektedir.   TAMIFLU, sadece, geçici süreyle, salgın esnasında, bir doktor önerisiyle veya bir doktorun gözetiminde kullanılması şartıyla, 1 yaşından küçük çocukların influenza tedavisinde kullanılabilir

Pozoloji Ve Uygulama Şekli

İnfluenza tedavisi için standart doz  İnfluenza semptomlarının görüldüğü ilk veya ikinci günde tedaviye başlanmalıdır.   Yetişkinler ve adolesanlar (13-17 yaşındakiler): Yetişkinler ve ≥13 yaşındaki adolesanlarda tavsiye edilen doz, 5 gün boyunca günde iki kez 75 mg kapsül veya birer adet 30 mg kapsül ve 45 mg kapsül ile tedavi edilebilirler. Kapsülleri yutamayan yetişkinler ve ≥13 yaşındaki adolesanlar, 5 gün boyunca günde iki kez 75 mg TAMIFLU süspansiyon alabilir.   Çocuklar (1 yaş ve üstü bebekler ile 2-12 yaşındaki çocuklar) Tavsiye edilen TAMIFLU süspansiyon dozlarına alternatif olarak, kapsül yutmada zorluk çekmeyen >40 kg ağırlığındaki çocuklar, günde iki kez 75 mg kapsül veya birer adet 30 mg kapsül ve 45 mg kapsül ile tedavi edilebilirler.   ≥1 yaşındaki çocuklar için tavsiye edilen tedavi amaçlı oral TAMIFLU dozları: Vücut ağırlığı 5 gün boyunca tavsiye edilen tedavi dozu ≤ 15 kg        2 x 30 mg 2 x 45 mg 2 x 60 mg 2 x 75 mg > 15 – 23 kg > 23 – 40 kg > 40 kg    1 yaşından küçük çocuklar için tavsiye edilen tedavi amaçlı oral TAMIFLU dozları:  İnfluenza salgını esnasında, çocukta meydana gelebilecek muhtemel risklere karşı ilaç tedavisinden göreceği fayda doktor tarafından dikkatlice değerlendirildikten sonra reçeteleme kararı alındığında, bir yaşından küçük çocuklarda tavsiye edilen oral doz günde iki kez 2 mg/kg-3 mg/kg arasındadır.   Yaş 5 gün boyunca tavsiye edilen tedavi dozu <1 yaş Günde iki kez 2 mg/kg-3mg/kg  İnfluenza profilaksisi için standart doz   Yetişkinler ve adolesanlar (13-17 yaşındakiler): Enfekte kişilerle yakın teması takiben, influenzanın profilaksisi için tavsiye edilen oral TAMIFLU dozu 10 gün boyunca, günde bir kez 75 mg kapsül veya birer adet 30 mg kapsül ve 45 mg kapsül ile tedavi edilebilirler. Yakın temas sonrası iki gün içinde tedaviye başlanmalıdır. Toplumda görülen influenza salgını sırasında profilaksi için tavsiye edilen doz günlük 75 mg’dır. Altı haftalık süre içerisinde TAMIFLU’nun güvenlilik ve etkinliği kanıtlanmıştır. İlaç kullanmaya devam edildiği sürece koruma devam eder.   Çocuklar (1 yaş ve üstü bebekler ile 2-12 yaşındaki çocuklar)  Tavsiye edilen TAMIFLU süspansiyon dozlarına alternatif olarak, kapsül yutmada zorluk çekmeyen >40 kg ağırlığındaki çocuklar, profilaktik olarak 10 gün boyunca, günde bir kez 75 mg kapsül veya birer adet 30 mg kapsül ve 45 mg kapsül alabilirler.   ≥1 yaşındaki çocuklar için tavsiye edilen profilaktik oral TAMIFLU dozları: Vücut ağırlığı 10 gün boyunca tavsiye edilen profilaksi dozu ≤ 15 kg        günde bir kez 30 mg > 15 – 23 kg günde bir kez 45 mg > 23 – 40 kg günde bir kez 60 mg > 40 kg günde bir kez 75 mg 1 yaşından küçük çocuklar için tavsiye edilen maruziyet sonrası profilaksi amaçlı oral TAMIFLU dozları:   İnfluenza salgını esnasında, çocukta meydana gelebilecek muhtemel risklere karşı ilaç tedavisinden göreceği fayda doktor tarafından dikkatlice değerlendirildikten sonra koruma (önleme) için reçeteleme kararı alındığında, bir yaşından küçük çocuklarda tavsiye edilen oral doz günde bir kez 2 mg/kg-3 mg/kg arasındadır.   Yaş 10 gün boyunca tavsiye edilen profilaksi dozu <1 yaş Günde bir kez 2 mg/kg-3mg/kg Uygulama şekli: Oral yoldan bir miktar su ile yutularak kullanılır.   TAMIFLU tek başına veya yiyeceklerle birlikte alınabilir .Yiyeceklerle birlikte alınan TAMIFLU bazı hastalarda toleransı artırabilir.   Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:   Böbrek yetmezliği:   İnfluenza tedavisi için kullanılırken: Kreatinin klerensi 30 mL/dak’nın üzerinde olan hastalar için doz ayarlaması gerekli değildir; günde iki kez 75 mg kullanmaya devam edilebilir. Kreatinin klerensi 10-30 mL/dak olan hastalarda, dozun 5 gün süreyle, günde 1 kez 75 mg veya günde iki kez 30 mg süspansiyon veya günde iki kez 30 mg kapsül TAMIFLU’ya düşürülmesi önerilmektedir. Rutin hemodiyaliz veya sürekli peritoneal diyalize giren son evre renal hastalığı olan kişilerde ve kreatinin klerensi ≤10 mL/dak olan hastalarda, tavsiye edilen bir doz bulunmamaktadır.  İnfluenza profilaksisi için kullanılırken: Kreatinin klerensi 30 mL/dak’nın üzerinde olan hastalar için doz ayarlaması gerekli değildir; günde bir kez 75 mg kullanmaya devam edilebilir. Kreatinin klerensi 10-30 mL/dak olan TAMIFLU alan hastalarda, dozun iki günde bir 75 mg’a veya alternatif olarak günde bir kez, bir 30 mg kapsüle veya 30 mg süspansiyona azaltılması önerilmektedir. Rutin hemodiyaliz veya sürekli peritoneal diyalize giren son evre renal hastalığı olan kişilerde ve kreatinin klerensi ≤10 mL/dak olan hastalarda, tavsiye edilen bir doz bulunmamaktadır.Böbrek yetmezliği olan çocuklarda klinik veriler yetersizdir.   Karaciğer yetmezliği: İnfluenza tedavisi veya profilaksisi için, hafif ve orta şiddette hepatik disfonksiyonu olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir .Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda güvenlilik ve farmakokinetik özellikleri çalışılmamıştır.   Pediyatrik popülasyon: 1 yaşın altındaki çocuklarda, TAMIFLU’nun güvenliliği ve etkinliği saptanmamıştır. TAMIFLU, sadece, geçici süreyle, salgın esnasında, bir doktor önerisiyle veya bir doktorun gözetiminde kullanılması şartıyla, 1 yaşından küçük çocukların influenza tedavisinde kullanılabilir. Bunun dışındaki durumlarda, TAMIFLU 1 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır     Geriyatrik popülasyon: İnfluenza tedavisi veya profilaksisi için, yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir

Raf Ömrü

84 ay.

Ruhsat Numarası(Ları)

129/15

Ruhsat Sahibi

Roche Müstahzarları Sanayi Anonim Şirketi, Eski Büyükdere Asfaltı No:17/A 34398 Maslak/İstanbul Tel: 0212 366 90 00 Faks: 0212 285 22 00

Ruhsat Sahibi

Roche Müstahzarları Sanayi Anonim Şirketi, Eski Büyükdere Asfaltı No: 17/A 34398 Maslak/İstanbul Tel: (0 212) 366 90 00 Faks: (0 212) 285 22 00

Saklamaya Yönelik Özel Tedbirler

25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.

Terapötik Endikasyonlar

TAMIFLU, 1 (bir) yaşından büyük çocuklarda ve yetişkinlerde influenza ve avian influenza profilaksisinde ve tedavisinde endikedir. TAMIFLU, geçici süreyle, salgın esnasında, bir doktor önerisiyle veya bir doktorun gözetiminde kullanılması şartıyla, 1 yaşından küçük çocukların influenza profilaksisinde ve tedavisinde endikedir.

Üretici Bilgileri

F. Hoffmann-La Roche Ltd. Grenzacherstrasse CH-4070 Basel/İsviçre

Yardımcı Maddeler

Pre-jelatinize nişasta, povidon K30, kroskarmeloz sodyum, talk ve sodyum stearil fumarat, demir oksit siyah (E172), titanyum dioksit (E171), jelatin, şellak ve FDC Mavi 2 (E132) içerir.

Yardımcı Maddelerin Listesi

Pre-jelatinize nişasta Povidon K30 Kroskarmeloz sodyum Talk Sodyum stearil fumarat Demir oksit siyah (E172) Titanyum dioksit (E171) Jelatin Şellak FDC Mavi 2 (E132)

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

20 Saşe Aluminyum Folyo'da kullanma talimatı ile beraber ambalajlanır.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

Araç ve makine kullanmaya karşı olumsuz bir etkisi yoktur. Bununla birlikte, bazı kişilerde TEXEF kullanımı ile sersemlik hissi oluşabilir. Hastalar araç ve makine kullanırken dikkatli olmalıdır.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

Kullanılmamış olan ürünler ya da materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği"ne uygun olarak imha edilmelidir.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

TEXEF 50 mg Granül İçeren Saşe

İlaç Nasıl Kullanılır

50 mg sefpodoksime eş değer 65,22 mg sefpodoksim proksetil bulunmaktadır.

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

Mevcut değildir.

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

TEXEF sefalosporin grubu antibiyotiklere ya da içeriğindeki maddelerin herhangi birine aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

Ağız yolu ile alınır.

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

Doz Aşımı Ve Tedavisi

24 ay

Etkin Maddeler

231/3

Farmakodinamik Özellikler

25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Farmakokinetik Özellikler

Toz karışımda: Hidroksipropilselüloz LH11, sodyum CMC, sakkaroz, laktoz monohidrat, aspartam (E951), talk, sodyum klorür, karmelloz kalsiyum, sitrik asit monohidrat,aerosil 200, muz ve vanilya aroması bulunmaktadır.

Ambalajın Niteliği Ve İçeriği

30 ve 90 kapsüllük alüminyum/ alüminyum blister ambalajlarda, karton kutuda mevcuttur.

Araç Ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler

TARGET tedavisi sonucunda sedasyon ile bağlantılı advers reaksiyonlar yaygın olarak bildirilmiştir. Sedasyon ile bağlantılı advers reaksiyonlar (sedasyon, uyku hali, hipersomni ve letarji), kontrollü klinik çalışmalardaki hastaların %2’sinin (15/771) tedaviden çekilmesine yol açmıştır. Diğer tüm SSS’yi etkileyen ilaçlarda olduğu gibi, TARGET’ın karar verme, düşünme ve motor yetilerini bozma potansiyeli bulunmaktadır. Hastalar, TARGET tedavisinin onları advers olarak etkilemediğinden kesinlikle emin olana kadar, araç dahil tehlikeli makineleri kullanmamalıdır.

İlacı Kullanmadan Önce Dikkat Edilmesi Gerekenler

“Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri”’ne uygun olarak imha edilmelidir.

İlacın Olası Yan Etkileri Nelerdir

TARGET 6 mg/ 25 mg kapsül 

İlaç Nasıl Kullanılır

Her bir kapsül 6 mg olanzapin ve 25 mg fluoksetin içermektedir. 

İlaç Nedir Ve Niçin Kullanılır

Kapsül

İlaç Saklanma Koşulları Nasıldır

Bildirilmemiştir

Beşeri Tıbbi Üründen Arta Kalan Maddelerin İmhası

Ağızdan alınır.

Beşeri Tıbbi Ürünün Adı

Diğer Tıbbi Ürünler İle Etkileşimler Ve Diğer Etki

TARGET 6 mg / 25mg kapsül

Doz Aşımı Ve Tedavisi

24 ay.

Etkin Maddeler

230/74

Farmakodinamik Özellikler

25oC’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window