İlaç Sınıfı Beşeri İthal İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması UROVIST-ANGIOGRAFIN
Birim Miktarı 1
ATC Kodu V08AA01
ATC Açıklaması Diatrizoik asit
NFC Kodu QC
NFC Açıklaması Parenteral İnfüzyon Flakonları/Şişeleri
Kamu Kodu A08249
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 16,05 TL (26 Şubat 2018)
Önceki Satış Fiyatı 16,05 TL (26 Şubat 2018)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !

İlaç Etken Maddeleri

  • meglumin diatrizoat (0,65 g)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Doz aşımı halinde Uniklar ile yapılan tedaviye son verilmeli ve diğer destekleyici tedavilere başlanmalıdır. Unikların oral yolla aşırı miktarda kullanımı gastrointestinal semptomlara neden olabilir. Bunun neticesinde oluşan allerjik reaksiyonlar, absorbe edilmemiş ilacın uygun eliminasyonu ve uygun tedavi ile kontrol altına alınmalıdır. Diğer makrolidlerle olduğu gibi klaritromisin plazma seviyeleri hemodializ veya peritoneal dializden etkilenmez.

Endikasyonlar

UNİKLAR IV, klaritromisine duyarlı mikro-organizmaların rol oynadığı infeksiyonların intravenöz yoldan tedavisinde endikedir. UNİKLAR IV, duyarlı mikro-organizmaların ve bilhassa S.pyogenes, H.influenzae, M.catarrhalis ya da S.pneumoniae’nın rol oynadığı akut sinüzit ve farenjit gibi üst solunum yolları infeksiyonları ile akut bronşit ya da kronik bronşitin akut alevlenmelerinde endikedir. Aynı zamanda, H.influenza, Mycoplasma pneumoniae, S.pneumoniae ya da Chlamydia pneumoniae’nın yer aldığı alt solunum yolları infeksiyonlarının tedavisinde de kullanılır. UNİKLAR IV nin akut otitis media tedavisinde de yeri vardır. UNİKLAR IV S.aureus veya S.pyogenes’in rol oynadığı komplikasyonsuz deri ve yumuşak doku infeksiyonlarının tedavisinde de endikedir. Ayrıca, Mycobacterium avium veya Mycobacterium intracellulare’nin yer aldığı mikrobik infeksiyonlar Uniklar IV ile tedavi endikasyonu içine girmektedir. Klaritromisin aynı zamanda Helicobacter pylori’ye karşı bakterisid etkilidir. Bu etki, mide asit inhibisyonunun bulunduğu bir ortamda, H.pylori eradikasyonu yönünden daha belirgindir ve bu nedenle tekrarlayıcı duodenal ülser tedavilerinde de, amoksisilin ve lansoprazol ya da omeprazol, ranitidin, bizmut subsalisilat, tetrasiklin ve/veya H-2 reseptör antagonisti gibi ilaçların yanında yer alır.

Farmakodinamik Özellikler

Uniklar I.V. Flakon’un etkili maddesi klaritromisin makrolid grubu semi-sentetik bir antibiyotiktir. Klaritromisin geniş spektrumlu olup Gram positif ve Gram negatif aerob ve anaerob mikro-organizmalar ile Mycobacterium avium kompleks mikro-organizmaları üzerinde etki gösterir. Aynı zamanda, Helicobacter pylori’ye karşı da bakterisid etkilidir ve bu etki nötr pH’da asit pH’ya oranla daha belirgindir.   Klaritromisin anti-bakteriyel etkisini duyarlı mikroorganizmaların 70S ribozomu’nun 50S ribozomal alt ünitesine bağlanıp membran protein sentezini inhibe ederek gösterir.   İn-vitro ve in-vivo olarak klaritromisin Staphylococcus aureus, Streptococcus pneumoniae, Streptococcus pyogenes gibi Gram pozitif aerob ve Haemophilus influenzae, Moraxella catarrhalis, Legionella pneumophila gibi Gram negatif aerob mikroorganizmalar ile Mycoplasma pneumoniae ve Mycobacterium avium kompleksi oluşturan (Mycobacterium avium – Mycobacterium intracellulare) üzerine etkilidir. Listeria monocytogenes, Streptococcus agalactia, bazı streptokoklar (Grup C, F, G), viridans grubu streptokoklar gibi Gram pozitif aeroblar ile Bordetella pertussis, Neisseria gonorrhoeae, Pasteurella multocida gibi Gram negatif aeroblar ile Chlamydia trachomatis, Chlamydia pneumonia ve Clostridium perfringens, Peptococcus niger, Propionibacterium acnes gibi Gram pozitif anaeroblar ile Bacterioides melaninogenicus gibi Gram negatif anaerob mikroorganizmalar klaritromisine in-vitro duyarlı olmalarına rağmen klinik yönden etkinliği yeterince kanıtlanmamıştır.   Beta laktamazın klaritromisin aktivitesine karşı etkisi yoktur. Metisilin-dirençli ve oksasilin-dirençli stafilokok türlerinin çoğu klaritromisine karşı dirençlidir.

Farmakokinetik Özellikler

UNİKLAR IV etken maddesi klaritromisin intravenöz yoldan uygulandıktan sonra kanda yeterli terapödik konsantrasyonlar oluşturur ve vücut sıvı ve dokularına dağılarak buralarda da yeterli terapödik konsantrasyonlar oluşturur. Nazal mukozada, tonsillerde ve akciğerde yüksek konsantrasyonlar saptanır. Klaritromisin, intraselüler konsantrasyonunun yüksek olması nedeni ile dokularda, plazma konsantrasyonlarından daha fazla bir oranda bulunur; makrofaj ve lökositlerde yüksek konsantrasyonlar oluşturur. Klaritromisin’in beyin-omurilik sıvısına penetrasyonu tam kanıtlanmamıştır. Klaritromisin karaciğerde metabolize olur ve ilk- geçiş-metabolizması sırasında aktif 14-hidroksi klaritromisin (14-OH) oluşur. Klaritromisin, aktif olan bu metaboliti ile sinerjik ve aditif etki gösterir ve klinik yönden anlamlı bir antimikrobiyel bir aktivite oluşturur. Klaritromisin proteinlere yüksek oranda bağlanır (%65-75) ve bu bağlanma bilhassa albumin fraksiyonu ile oluşur. Klaritromisin’in yarılanma süresi uygulanan doza bağımlı olarak değişir. 12 saat ara ile uygulanan 250 mg klaritromisin’in yarılanma süresi 3-4 saat, aynı şekilde alınan 500 mg klaritromisin’in yarılanma süresi 5-7 saattir. 14-OH metabolitinin yarılanma süresi ise, aynı sıra ile 5-6 saat ve 7 saat olarak ölçülmüştür. Doz yükseltilmesi ile toplam vücut klirensi azalır ve eliminasyon yarılanma süresi uzar. Buna karşılık, plazma konsantrasyonları ve plazma konsantrasyon-zaman eğrisi altında kalan alan (AUC), doz yükseltilmesi ile doğru orandan fazla bir oranda artar. Klaritromisin ile yapılan farmakokinetik çalışmalarda, 100 ml bir enfüzyon çözeltisi ile 30 dakikalık bir süre intravenöz yoldan uygulanan klaritromisin dozları (75-125-250-500 mg) ile 250 ml lik bir enfüzyon çözeltisi ile 60 dakikalık bir süre içinde uygulanan klaritromisin dozları (500-750-1000 mg), 75 mg doz uygulamasından sonra (30 dakikalık uygulama) 1.23 mcg/ml ile 1000 mg doz uygulamasından sonra (60 dakikalık uygulama) 9.40 mcg/ml arasında değişen ana ilaç ile ilgili doruk konsantrasyonlar (Cmax) oluşturmuştur. 14-OH metabolitinin ortalama doruk konsantrasyonu (Cmax), 30 dakikalık enfüzyonda 125 mg için 0.21 mcg/ml ile 60 dakikalık enfüzyonda 1000 mg için 1.06 mcg/ml arasında değişmiştir. 75 mg doz sonrası aktif metabolit düzeyleri saptanamamıştır. Ana ilacın ortalama yarılanma ömrü de doza bağımlı olup 75 mg dan sonra (30 dakikalık enfüzyon) 2.1 saat ile 100 mg dan sonra (60 dakikalık enfüzyon) 4.5 saat arasında değişmiştir. 14-OH metabolitinin yarı ömrü yüksek dozlarda doza bağımlı artışlar göstermiştir. Yedi günlük yüksek dozlu bir klinik çalışmada, hastalara 100 ml lik bir enfüzyon çözeltisi ile 125 mg ve 250 mg klaritromisin intravenöz yoldan 30 dakikalık bir sürede, 250 ml lik enfüzyon çözeltisi ile 500 mg ve 750 mg klaritromisin intravenöz yoldan 60 dakikalık bir sürede 12 saat ara ile uygulanmıştır. Gözlenen klaritromisin Cmax değeri 125 mg doz için 2.1 mcg/ml iken, 250, 500 ve 1000 mg doz için, aynı sıra ile, 3.2-5.5 ve 8.6 mcg/ml olarak ölçülmüştür. 14-OH metabolitin Cmax değerleri 125 mg doz ile 0.33 mcg/ml iken 250, 500 ve 750 mg doz için, aynı sıra ile, 0.55-1.02 ve 1.37 mcg/ml olarak saptanmıştır. Klaritromisin idrar ile atılır; safra ve feçes ile atılım çok azdır. Klaritromisin farmakokinetiği renal fonksiyonu bozuk bireylerde değişikliğe uğrar ve bu nedenle de uygulanan doz miktarının azaltılması ya da uygulama aralarının uzatılması suretiyle bir doz ayarlaması gerekir. Karaciğer fonksiyonları bozuk bireylerde ölçülen kararlı-durum konsantrasyonları genelde daha düşük olur. 14-OH klaritromisin’in düşük derecelerde oluşumu, sağlıklı bireylerle karşılaştırıldığında bozuk hepatik fonksiyonlu bireylerdeki klaritromisin renal klirensindeki artış ile en azından kısmen denkleşmektedir.

Farmasötik Şekli

UNİKLAR 500 mg IV Enjektabl liyofilize toz içeren flakon

Formülü

Her liyofilize flakonda 500 mg klaritromisin, 246.7 mg laktobiyonik asit bulunmaktadır. Her eritici ampulde, 10 ml enjeksiyonluk distile su bulunmaktadır.

İlaç Etkileşmeleri

Unikların aktif maddesi klaritromisinin oral kontraseptivlerle bir etkileşimi yoktur. Klinik çalışmalar, teofilin ve karbamazepin’in birlikte uygulanması sonucunda, kanda bu ilaçların seviyelerinde orta derecede ama istatistiki olarak anlamlı (p< 0.05) bir artış olduğunu göstermiştir. Diğer makrolid antibiyotiklerle olduğu gibi hastalarda sitokrom p-450 sistemi ile metabolize edilen varfarin, ergot alkaloidleri, triazolam, midazolam, lovastatin, fenitoin ve siklosporin gibi ilaçlarla birlikte klaritromisin kullanılması, bu ilaçların serum seviyelerinde artışa neden olabilir. Klaritromisin ile birlikte sisaprid kullanan hastalarda, yükselmiş sisaprid seviyeleri rapor edilmiştir. Bu özellik kalp hastalarında QT aralığı genişlemesi ve ventriküler taşikardi, ventriküler fibrilasyon ve torsade de pointes dahil kardiyak aritmilerle sonuçlanabilir. Klaritromisin ve pimozidi birlikte kullanan hastalarda benzer etkiler görüldüğü rapor edilmiştir. Klaritromisin ve digoksini birlikte kullanan hastalarda yükselmiş digoksin serum konsantrasyonları rapor edilmiştir. Serum digoksin seviyelerinin kontrol edilmesi düşünülmelidir. Yapılan klinik çalışmalarda teofilinin, klaritromisin ile kullanılması varfarinin etkisini artırdığından, protrombin zamanının sıkı bir şekilde izlenmesi önerilir. Makrolidlerin terfenadin metabolizmasına etki ettikleri rapor edilmiştir. Terfenadin seviyesindeki artışla ilgili olarak kardiyak aritmi görülebilir. Astemizol ve diğer makrolidlerin birlikte uygulanması ile benzer etkiler görülmüştür. Klaritromisin ile karbamazepinin birlikte kullanımı karbamazepinin kandaki seviyesini artırmakta ve atılımını azaltmaktadır. HIV enfeksiyonlu yetişkinlere sürekli olarak oral klaritromisin ve zidovudin uygulanması, zidovudinin kararlı durum seviyelerinde düşüşe neden olabilmektedir. Klaritromisinle devamlı oral zidovudin uygulanan yetişkin hastalarda absorbsiyonda etkileşme görüldüğünden, bu etkileşim klaritromisin intravenöz olarak uygulandığında büyük bir ihtimalle problem olmayacaktır. Klaritromisin ile birlikte ritonavir kullanıldığında klaritromisin plazma konsantrasyonu önemli derecede yükselebilir. Böbrek fonksiyonu normal olan hastalar ritonavir kullanırken, klaritromisin alındığında dozda değişiklik yapmaya gerek yoktur. Bununla beraber kreatinin klirensi 30-60 ml/dak olan hastalarda, klaritromisin dozu %50, kreatin klirensi 30 ml/dak nın altındaki hastalarda %75 azaltılmalıdır. Klaritromisin ile birlikte ritonavir kullanan hastalarda böbrek fonksiyonları izlenmelidir. 1g/günden daha yüksek klaritromisin dozları ritonavir ile uygulanmamalıdır.

Kontraendikasyonlar

UNİKLAR IV aktif maddesi klaritromisin, eritromisin veya diğer makrolid antibiyotiklere karşı aşırı duyarlı olan hastalarda kontrendikedir. Ayrıca, terfenadin, sisaprid tedavisi uygulanan kalp hastalarında (iskemik kal hastalığı, kalp yetmezliği, QT mesafe uzaması, aritmi, bradikardi, vb.) veya elektrolit dengesizliği bulunan hastalarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

İntravenöz tedavi 2-5 gün ile sınırlandırılmalı ve doktor tarafından belirleneceği şekilde uygulanmalı ve mümkün olduğunda oral tedaviye geçilmelidir. Yetişkinlerde: Uniklar IV nin tavsiye edilen dozu günlük 1.0 gram olup; iki eşit dozda (500 mg) uygun bir intravenöz çözelti ile seyreltildikten sonra 60 dakikalık bir sürenin üzerinde, enfüzyon şeklinde uygulanır. Uniklar IV bolus veya intramüsküler enjeksiyon şeklinde verilmemelidir. Çocuklarda: Rutin kullanımda çocuklara verilecek dozaj hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Yaşlılarda: Yetişkinlere uygulanan dozun aynısı uygulanır. Renal bozukluğu olan hastalarda, eğer kreatin klirensi 30 ml/dak dan az ise klaritromisin dozu yarıya düşürülmelidir. Enfüzyonda kullanılacak çözeltinin hazırlanması: 1- Uniklar IV nin başlangıç çözeltisini 500 mg lık flakona 10 ml steril enjeksiyonluk su ilave ederek hazırlanır. Diğer çözücüler, sulandırma esnasında çökelti oluşmasına sebep olabileceğinden sadece steril enjeksiyonluk su kullanılmalıdır. Koruyucu veya inorganik tuzlar içeren çözücüler kullanılmamalıdır. Hazırlanan bu çözeltinin beher ml sinde 50 mg intravenöz klaritromisin bulunur. Sulandırılmış ilaç oda ısısında (25oC) muhafaza edilirse 24 saat içinde kullanılmalıdır. 2- Sulandırılmış ilaç (500 mg/10 ml enjeksiyonluk su) aşağıdaki çözeltilerden herhangi birinin 250 ml’sine ilave edilerek tekrar seyreltilir ve enfüzyon şeklinde kullanılır. Laktatlı Ringer çözeltisinde %5 Dekstroz, %0.3 sodyum klorürde %5 Dekstroz, %5 Dekstrozda Normasol-M, %5 Dekstrozda Normasol-R, %0.45 Sodyum Klorürde %5 Dekstroz ve %0.9 Sodyum Klorür. Enfüzyon çözeltisi oda ısısında (25°C) muhafaza edilirse 6 saat içinde veya 5oC de muhafaza edilirse 48 saat içinde kullanılmalıdır. İntravenöz klaritromisinin enfüzyon karışımına, çözeltinin kimyasal veya fiziksel stabilitesi üzerine etkisi saptanmadan hiçbir ilaç veya kimyasal madde ilavesi yapılmamalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

UNİKLAR 500 mg 14 film tablet UNİKLAR 250 mg 14 film tablet UNİKLAR 125 mg/5 ml Süspansiyon UNİKLAR 250 mg/5 ml Süspansiyon

Saklama Koşulları

Çocukların ulaşamayacağı yerlerde 30°C’nin altındaki oda sıcaklığında ve ambalajında saklanmalıdır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

UNİKLAR IV 30 ml’lik flakonlarda 500 mg klaritromisin ve çözücü ajan olarak laktobiyonik asit içeren, liyofilize toz şeklinde piyasaya sunulmuştur. Ayrıca, her ambalajda 10 ml eritici enjeksiyonluk su içeren bir ampul bulunmaktadır.

Uyarılar/Önlemler

Genelde makrolitler dahil hemen hemen bütün antibakteriyel ajanlar ile tedavi süresinde normal kolon florası değişebileceğinden Clostridium aşırı üremesi ortaya çıkabilir ve psödomembranöz kolit izlenebilir. Hastalar, bu konuda tedaviye başlamadan ya da tedavi süresinde uyarılmalı ve hafif olgularda tedavi derhal durdurulmalıdır. Orta ve şiddetli seyreden olgularda uygun bir anti-bakteriyel tedavi, elektrolit tedavisi ve protein takviyesi uygulanmalıdır. Klaritromisin ile linkomisin, ve klindamisinde olduğu gibi diğer makrolid antibiyotiklerle çapraz rezistans olasılığı düşünülmelidir. Klaritromisin başlıca böbrek ve karaciğer yolu ile atılır. Klaritromisin, normal renal fonksiyonlu, hepatik bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması yapılmadan uygulanabilir. Ancak, hepatik bozukluk olsun ya da olmasın şiddetli renal bozukluk durumunda doz azaltılması veya doz aralıklarının uzatılması gerekir. Hamilelikte ve Emziren Annelerde Kullanımı. UNİKLAR IV etken maddesi klaritromisin için gebelik kategorisi C dir. Klaritromisin, diğer alternatif tedavilerden hiçbirinin uygun olmadığı klinik durumlar dışında hamilelerde kullanılmamalıdır. Eğer bu ilacın kullanımı sırasında hamilelik oluşursa, hasta, fetusun uğrayacağı potansiyel zararlar konusunda bilgilendirilmelidir. Klaritromisin’in hamilelerde ve emziren annelerde kullanım emniyeti tam kanıtlanmamıştır. Klaritromisin’in araç ve makina kullanımı üzerine bir etkisi yoktur.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Klaritromisin tedavisi süresinde izlenen yan etkiler genelde hafif ve geçicidir. Klaritromisinin en belirgin yan etkileri aşırı hassasiyet, flebit, ağrı ve enjeksiyon yerinin enflamasyonudur. Yapılan klinik çalışmalarda oral klaritromisinin genelde iyi tolere edildiği gözlenmiştir. Bununla birlikte yan etkilerin çoğunluğu oral klaritromisin ile ilgili olup glossit, stomatit, oral moniliazis, tad bozukluğu (%3) karın ağrısı (%2), dispepsi (%2), bulantı (%3) şeklinde sindirim sistemini kapsamaktadır. %2 oranında baş ağrısı şikayeti izlenmiştir; aynı zamanda baş dönmesi, uykusuzluk, kabus, konfüzyon, halusinasyon gibi şikayetler de izlenebilir. Diğer makrolid ajanlarda olduğu gibi klaritromisin tedavisi süresinde, seyrek olarak, hepatik enzimlerde yükselmeler ve sarılık ya da sarılıksız seyreden hepatosellüler/kolestatik disfonksiyonlar izlenebilir ve bu durum genelde tedavinin kesilmesi ile normale döner. İzole trombositopeni vakaları rapor edilmiştir. Klaritromisin’in ürtiker, deri döküntüsü, anaflaksi ve Stevens-Johnson Sendromu gibi allerjik reaksiyonlar oluşturduğu da rapor edilmiştir. Hipoglisemik ajan veya insülin tedavisi gören hastalarda görülmek üzere, nadir hipoglisemi vakaları rapor edilmiştir. QT aralığı genişlemesi olan kişilerde klaritromisin, ventriküler taşikardi dahil ventriküler aritmi ve “torsade de pointes” ile nadiren alakalıdır. Bağışıklık Sistemi Bozulmuş Pediatrik Hastalar: Mikrobiyel enfeksiyonlar için uzun süre klaritromisinin yüksek dozları ile tedavi edilen bağışıklık sistemi bozuk hastalarda, olasılıkla klaritromisin uygulaması ile advers etkileri HIV hastalığının veya seyir eden hastalığın altta yatan belirtilerinden ayırt etmek genellikle zordur. Laboratuar bulgularında izlenen değişiklikler: Klinik açıdan önemli sayılabilecek hepatik enzimlerde %1 üzerinde yükselmeler SGOT (AST), SGPT (ALT), GGT, LDH ile alkalen fosfataz ve total bilirubin düzeylerinde %1 üzerinde artma izlenebilir. Hematolojik olarak da %1 oranında lökosit azalması veya %1 oranında protrombin zamanında yükselmeler saptanmıştır. %4 oranında BUN ve %1 oranında serum kreatinin yükselmesi görülebilir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

İnsanlarda kazaen intravasküler aşırı doz hallerinde enfüzyon ile su ve elektrolit kayıpları karşılanmalıdır. Renal fonksiyon en az takip eden 3 gün boyunca izlenmelidir. Gerekli olduğunda, hastanın sistemlerinden kontrast madde yükünü elimine etmek için hemodializ kullanılabilir.

Endikasyonlar

İntravenöz ve retrograd urografi; serebral, torasik, abdominal ve ekstremite anjiografileri, flebografi, bilgisayarlı tomografi (BT). Urovist –Angiografin selektif koroner anjografi için uygun değildir. Urovist – Angiografin ayrıca; artrografi, fistülografi, histerosalpingografi, endoskopik retrograd kolanjiopankreatografi (ERCP), sialografi ve başka incelemeler için de uygundur. Urovist-Angiografin myelografi, ventrikülografi ve sisternografi’de olası nörotoksik yan etkilerden dolayı kullanılmaz.

Farmakodinamik Özellikler

Kontrastı sağlayan madde, x-ışınını abzorbe etme özelliğine sahip iyot’u stabil bir kimyasal bağda bulunduran amidotrizoik asit tuzudur. Urovist-Angiografin’in enjektabl solüsyonunun fiziko-kimyasal özellikleri aşağıdaki gibidir: İyot konsantrasyonu (mg/ml) 306   37°C’de Osmolalite (osm/kg H2O) 1.53   Viskozite (mPa.s ) 20°C’de 37°C’de 9.3 5.0   pH değeri 6.0-7.0      Uygulamayı takiben tarama öncesi geçmesi gerekli süre (dakika)  Arteriovenöz malformasyon anevrizma ve diğer damarsal patolojiler  derhal – en fazla 5 Çok vaskülarize tümörler 5’e kadar ya da çok az daha sonra Zayıf vaskülarize tümörler 10 – 15

Farmakokinetik Özellikler

Amidotrizoik asit intravasküler uygulamadan sonra ekstraselüler alanda hızla dağılır. Eritrositleri penetre edemeyen bu madde, sağlam kan-beyin engelini de aşamaz. Plazma proteinlerine bağlanma oranı % 10’dan azdır. Amidotrizoik asit herhangi bir değişime uğramadan 1 – 2 saatlik bir yarılanma ömrü ile glomerüler filtrasyon yoluyla elimine edilir. Renal fonksiyon bozukluğunda amidotrizoat heterotopik olarak karaciğer yolu ile, ancak belirgin şekilde daha yavaş olmak üzere elimine edilir.

Farmasötik Şekli

Flakon

Formülü

1 ml Urovist-Angiografin, sulu eriyik içinde 0.65 g Meglumin amidotrizoat (Meglumin diatrizoat) içerir. Yardımcı maddeler (1 ml’de) 0.10 mg Sodyum kalsiyum edetat 697.90 mg Enjeksiyon için su

İlaç Etkileşmeleri

Beta bloker kullanan hastalarda, özellikle bronşiyal astımlı insanlarda, aşırı duyarlılık reaksiyonları ağırlaşabilir. Bundan başka, beta bloker kullanan hastaların, aşırı duyarlılık reaksiyonlarının beta agonistler ile standart tedavisine dirençli olabileceği göz önüne alınmalıdır. İnterleukin kullanan hastalarda kontrast maddelere karşı gecikmiş reaksiyonların ( ateş, kızarıklık, grip benzeri semptomlar, eklem ağrısı ve kaşıntı gibi ) prevalansı daha yüksektir.   Diagnostik testler ile etkileşim İyot içerikli röntgen kontrast ilaçların uygulanmasından sonra, tiroid hastalıklarının teşhisinde tiroid dokusunun radyoizotop tutma kapasitesi iki hafta ve hatta bazı vakalarda daha uzun süre azalır.   Geçimsizlik Olası geçimsizliklere karşı kontrast maddeler başka herhangi bir ilaçla karıştırılmamalıdırlar

Kontraendikasyonlar

Manifest hipertireoz, dekompanse kalp yetmezliği. Gebelikte veya pelvis alanındaki akut iltihabi süreçlerde histerosalpingografi yapılmamalıdır. ERCP akut pankreatitte kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

1. Genel bilgiler   Beslenme önerileri Ürografide ve abdominal anjografide, bağırsaklar fekal materyalden ve gazdan arındırılırsa diagnostik verim artar. İncelemeden önceki iki gün, hasta özellikle fasulye, nohut, mercimek gibi gaz yapan besinlerden, salatalardan, meyvalardan, koyu renkli ve taze ekmekden ve her türlü pişmemiş sebzeden uzak durmalıdır. İncelemeden önceki gün saat 18.00 den itibaren hasta hiç bir şey yememelidir. Ayrıca, gece bir laksatif uygulamak da uygun olabilir.  Hidrasyon İntravasküler kontrast madde verilmeden önce ve sonra yeterli hidrasyon sağlanmalıdır. Bu özellikle multipl miyelomlu, nefropatisi olan diabetes mellituslu, poliürili, oligurili, hiperürisemili hastalar için olduğu gibi, yeni doğanlar, süt çocukları, küçük çocuklar ve yaşlı hastalar için de geçerlidir. Su ve elektrolit dengesi bozuklukları incelemeden önce düzeltilmelidir. Yenidoğan (< 1 ay) ve süt çocuğu (1 ay – 2 yaş ) Küçük çocuklar ( yaş < 1 sene ) ve özellikle yenidoğanlar elektrolit dengesizliğine ve hemodinamik değişikliklere karşı çok hassasdır. Verilen kontrast madde miktarı, radyolojik işlemin teknik performansı ve hastanın durumu hususunda dikkatli olunmalıdır. Anksiyete Belirgin heyecan durumu, anksiyete ve ağrı yan etki riskini arttırabilir veya kontrast maddeye bağlı reaksiyonları şiddetlendirebilir. Bu hastalara bir sedatif verilmelidir. Kullanımdan önce ısıtma Kullanımdan önce vücut ısısına ısıtılan kontrast madde daha iyi tolere edilir ve azalan viskozite nedeniyle daha kolay enjekte edilir. Bir ısıtıcı kullanılarak, inceleme gününde gerekli olacağı hesaplanan miktar kadar ampul 37 dereceye kadar ısıtılmalıdır. Güneş ışınından korunduğunda, daha uzun süreli ısıtmaların da kimyasal saflığı değiştirmediği gösterilmiştir. Ancak bu süre üç ayı aşmamalıdır . Ön test Yeni doğanlarda, süt çucuklarında ve küçük çocuklarda incelemeden önce uzun süre aç bırakılma ve laksatif uygulanması kontrendikedir. Herhangi bir öngörü değeri olmadığından az miktar test dozu kontrast madde kullanılarak sensitivite testi yapılması önerilmez. Ayrıca, test dozu da kendi başına ciddi ve hatta fatal hipersensitivite reaksiyonlarına neden olabilir.   2. İntravasküler kullanım için dozaj Kontrast maddenin intravasküler uygulanması mümkünse hasta yatar durumdayken yapılmalıdır. Uygulamadan sonra hasta en azından yarım saat gözlem altında tutulmalıdır, çünkü bütün ciddi reaksiyonların çoğu bu süre içinde ortaya çıkar. Doz, hastanın yaşına, ağırlığına, kalp debisine ve genel durumuna bağlı olarak değişebilir. Belirgin kardiyovasküler veya renal yetmezlik şikayetleri olan ve genel durumu kötü olan hastalarda, kontrast madde dozu mümkün olduğu kadar düşük tutulmalıdır. Bu hastaların renal fonksiyonlarının en az incelemeden sonraki 3 gün süresince izlenmesi tavsiye edilir.   Önerilen dozlar: İntravenöz Urografi   Enjeksiyon hızı ile ilgili değişik görüşler vardır.Fakat genellikle 30 ml, 2 – 3 dak. içinde enjekte edilmektedir. Birçok araştırmacının deneyimine göre yaklaşık 1 dakikalık bir enjeksiyon süresi de iyi tolere edilmektedir.   Yetişkinler Doz 30 ml Urovist-Angiografin’dir. Dozun 60 ml’ye yükseltilmesi, tanısal verimi çok artırmaktadır. Özel endikasyonlar için gerek duyulduğunda, doz daha da artırılabilir.   Çocuklar Henüz tam olgunlaşmamış nefron’un fizyolojik konsantrasyon yetersizliği, relatif yüksek kontrast madde konsantrasyonlarını gerektirmektedir.   1 yaşına kadar  8 – 12 ml 1 -2 yaş        12 – 15 ml 2 -6 yaş        15 – 20 ml 6 – 10 yaş     20 – 25 ml 10 -15 yaş     25 – 30 ml   Film çekme zamanları Böbrek parenkimi görüntüsü, en iyi hemen aplikasyon sonu çekilen filmlerle sağlanmaktadır. Böbrek pelvisi ve üreterler için ilk film, enjeksiyondan 3 -5 dak. sonra, ikinci film 10 -12 dak. sonra alınır. Genç hastalar için öncelikle ilk verilen zamanlar, yaşlılar için ikinci verilen zamanlar seçilmelidir. Yeni doğanlarda, bebeklerde ve küçük çocuklarda ilk film, enjeksiyonu takiben, 2 dak. geçtikten hemen sonra önerilir. Yetersiz kontrast, başka filmler gerektirebilir.   Anjiografi Dozun miktarı, incelenecek vasküler alana bağlıdır. Elde bulunan ekipman ve bunun kullanımı klinikten kliniğe değiştiğinden, inceleme tekniği hakkında detaylı açıklama verilememektedir.   Bilgisayarlı tomografi (BT) Kranial BT Kranial BT’de Urovist – Angiografin, tümörlerin ve lezyonların kontrast arttırımı için kullanılmaktadır. Doz, genel olarak 2 – 6 dakika içinde intravenöz enjeksiyon veya enfüzyon ile verilen 1 en fazla 2 ml / kg vücut ağırlığıdır.   Taramaya Başlama      Uygulamayı takiben tarama öncesi geçmesi gerekli süre (dakika)  Arteriovenöz malformasyon anevrizma ve diğer damarsal patolojiler  derhal – en fazla 5 Çok vaskülarize tümörler 5’e kadar ya da çok az daha sonra Zayıf vaskülarize tümörler 10 – 15   Zaman farkları, uygulamadan hemen sonra kontrast maddenin kan seviyesi maksimumundan ve ilgili patolojik değişiklik gösteren dokudaki maksimum konsantrasyon süresi değişmelerinden kaynaklanmaktadır. Yavaş tarayıcılarda 100 ml’nin 2 aşamada ( 50 ml 3 dakika içinde, geri kalan yaklaşık 7 dakikada) verilmesi önerilir, çünkü bu relatif olarak sabit – her ne kadar maksimum değilse de – kan seviyesi meydana getirir. Taramaya ilk faz verilimin sona ermesinden sonra başlanması önerilir. Tüm vücut BT Tüm vücut bilgisayarlı tomografide gerekli kontrast madde dozu ve verilim hızı, incelenecek organlara, diagnostik sorunlara ve özellikle kullanılan tarayıcıların farklı tarama ve görüntü oluşturma zamanlarına bağlıdır. Yavaş tarayıcılarda enfüzyon, hızlı tarayıcılarda bolus enjeksiyonu tercih edilmelidir. Abdominal BT Abdominal bölgede gerekli olan kontrast madde dozları büyük farklılıklar göstermektedir. Karaciğer teşhislerinde, normal ağırlıktaki hastalarda 2 – 5 dakika içinde enjekte edilen 80 – 100 ml Urovist – Angiografin, belirgin kontrast artışı sağlar.   3. Vücut boşluklarına uygulama Retrograd urografi Genellikle yakl. % 30’luk bir solusyon yeterlidir. Bu amaçla, Urovist-Angiografin solüsyonu takriben aynı hacimde enjeksiyonluk su ile dilue edilir. Bir soğuk iritasyonundan ve bundan kaynaklanan üreter-spazmlarından sakınmak için, kontrast maddenin vücut ısısına kadar ısıtılması önerilir. Daha yüksek opaklaşmanın gerekli olduğu hallerde, Urovist-Angiografin’in dilue edilmemiş çözeltisi de kullanılabilir. Yüksek konsantrasyona rağmen iritasyon belirtileri ileri derecede seyrek olarak gözlemlenmiştir. Diğer vücut boşlukları Artografi, histerosalpingografi ve özellikle ERCP de madde enjeksiyonları fluroskopi ile izlenmelidir.  Kullanım Talimatı Urovist-Angiografin berrak renksiz ile uçuk sarı renkte bir çözelti olup belirgin renk değişikliğinde, partikül oluşması ve şişe hasarı durumlarında kullanılmamalıdır. Kontrast madde enjektör veya enfüzyon setinde kullanımdan hemen önce çekilmelidir. Fazla miktarlarda mikropartiküllerin solüsyona geçmesini önlemek için lastik tıpa sadece bir defa delinmelidir.  

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Ruhsat Sahibi

Bayer Consumer Care AG, İsviçre lisansı ile Bayer Türk Kimya San. Ltd. Şti. Çakmak Mah. Balkan Cad. No: 53 34770 Ümraniye, İstanbul

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

06.06.1997-101/87

Saklama Koşulları

30 °C’nin altında oda sıcaklığında saklayınız. Şişenin ilk açılışından sonra içinden kontrast madde çekilmedikçe Urovist- Angiografin bir gün boyunca stabilitesini korur. Işık ve iyonize radyasyondan koruyunuz.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

50 ml şişe (enjektör ve kelebek seti ile beraber)

Uyarılar/Önlemler

1. Bütün endikasyonlar için Takip eden uyarı ve önlemler her türlü uygulama için geçerli olmasına rağmen, bahsedilen riskler intravasküler uygulamalarda daha yüksektir.   Aşırı duyarlılık Aşırı duyarlı hastalar ve iyotlu kontrast maddelere karşı önceden reaksiyon gösterenlerin ciddi bir reaksiyon ile karşılaşma olasılıkları daha fazladır. Fakat bu tür reaksiyonlar düzensiz ve öngörülemez tabiatlıdırlar. Kontrast madde enjeksiyonundan önce, hastaya allerji (deniz ürünleri allerjisi, saman nezlesi, ürtiker gibi), radyografik maddelere ve iyoda duyarlılık ile bronşiyal astım öyküsü sorulmalıdır; bu durumdaki hastalarda bildirilen advers ilaç reaksiyon insidansı daha yüksektir. Bronşiyal astımlı hastalar, bronkospazm veya aşırı duyarlılık reaksiyonu açısından özellikle risk altındadır. Allerji eğilimli, iodlu kontrast maddelere karşı bilinen alerjili veya astım anamnezli hastalarda, antihistaminikler ve/veya glukokortikoidler ile premedikasyon düşünülmelidir. Urovist – Angiografin gibi röntgen kontrast maddelerin kullanımından sonra bazen allerjiye benzer hipersensitivite reaksiyonları gözlemlenmiştir (Bkz: yan etkiler/ advers etkiler). Bu reaksiyonlar genellikle hafif solunum zorluğu, cilt kızarması (eritem), ürtiker, kaşıntı veya fasiyal ödem gibi belirgin ve ciddi olmayan respiratuar ya da cilt lezyonları şeklinde belirir. Anjio – ödem, subglottik ödem, bronkospazm ve allerjik şok gibi ciddi olaylar seyrektir. Genellikle bu reaksiyonlar kontrast maddenin verilmesinden sonraki bir saat içerisinde meydana gelirler. Fakat seyrek olguda gecikmiş reaksiyonlar da görülebilir (saatler – günler sonra). Şayet hipersensitivite reaksiyonları görülürse (bkz: yan etkiler / advers etkiler) hemen kontrast madde uygulaması kesilir ve – şayet gerekliyse – venöz yoldan spesifik tedaviye başlanmalıdır. Bu nedenle intravenöz kontrast madde uygulamaları için damar içine yerleştirilen fleksibl kanüllerin kullanılması önerilir. Acil durumlarda hemen karşı müdahalede bulunabilmek için, uygun ilaçlar, endotrakeal tüp ve bir respiratör el altında bulundurulmalıdır. Tiroid disfonksiyonu İyotlu kontrast maddelerde bulunan az miktardaki serbest inorganik iyodür, tiroid fonksiyonlarını etkileyebilir. Bu nedenle latent hipertiroidisi veya guatrı olan hastalarda tetkik gereksiniminin dikkatle gözden geçirilmesi gerekebilir. Kardiyovasküler hastalıklar Özellikle kalp yetmezliği ve koroner arter hastalığı gibi ciddi kalp hastalığı olan hastalarda şiddetli reaksiyon riski daha fazladır. Yaşlılar Yaşlılarda sık görülen vasküler patoloji ve nörolojik bozukluklar nedeni ile iyotlu kontrast maddelere karşı aşırı reaksiyon riski artmaktadır. Sağlık durumunun çok kötü olması Genel durumu çok kötü olan hastalarda tetkik gereksiniminin dikkatle gözden geçirilmesi gerekebilir.  2. Intravasküler kullanım Böbrek yetmezliği Geçici böbrek yetmezliği çok seyrek olguda görülebilir. Kontrast madde uygulamasını takip eden akut böbrek yetmezliğine karşı koruyucu önlemler şunları içerir: Renal hastalık anamnezi, önceden var olan böbrek yetmezliği , daha önce de kontrast madde uygulamasından sonra böbrek yetmezliği, diabetik nefropati, volüm kaybı, multipl miyelom, yaşın 60 dan büyük olması , ilerlemiş vasküler hastalık, paraproteinemi, şiddetli ve kronik hipertansiyon, gut, tekrarlayan veya yüksek dozlar almak zorunda olan hastalar gibi yüksek riskli hastaların tanınması. Kontrast madde verilmeden önce risk altındaki hastalarda yeterli hidrasyon sağlanmalı, tercihen intravasküler infüzyon, tetkik öncesi ve sonrasında ve kontrast madde böbreklerde temizlenene kadar devam etmelidir. Kontrast madde temizlenene kadar böbrekler üzerinde ilave yük yaratacak nefrotoksik ilaçlar, oral kolesistografik ajanlar, arteryel klempler, renal arter anjioplastisi ve majör cerrahi gibi girişimlerden kaçınmak gerekmektedir. Yeni bir kontrastlı inceleme, renal fonksiyon inceleme öncesi değerlere dönene kadar ertelenmelidir.  İyotlu kontrast madde dializ işlemi sırasında temizlendiğinden, dializdeki hastalar radyolojik girişimler için kontrast madde alabilirler.   Metformin tedavisi Renal olarak atılan intravasküler röntgen kontrast maddelerin kullanımı böbrek fonksiyonlarında geçici bozulmalara neden olabilir. Bu da biguanid kullanan hastalarda laktik asidozla sonuçlanabilir.  Bir önlem olarak biguanidler uygulamadan 48 saat önce kesilmeli ve uygulamadan sonra da en az 48 saat kullanılmamalıdır ve ancak normal renal foksiyon yerine geldikten sonra yeniden başlanmalıdır. Kardiyovasküler hastalıklar Kapak hastalıkları ve pulmoner hipertansiyonu olan hastalarda kontrast madde verilmesi belirgin hemodinamik değişikliklere yol açabilir. Daha önceden kalp hastalığı olanlarda ve yaşlı hastalarda, iskemik EKG değişikliklerini ve majör aritmileri de içeren reaksiyonlar daha sıktır. Kalp yetmezliği olan hastalarda kontrast maddenin intravasküler enjeksiyonu pulmoner ödeme neden olabilir. Merkezi sinir sistemi bozuklukları Akut serebral enfarktı, akut intrakranial hemoraji ve kan beyin bariyeri hasarı oluşturan başka hastalıkları, serebral ödemi ve akut demiyelinizasyonu olan hastalarda kontrast maddenin intravasküler tatbikinde özellikle dikkatli olunması gerekmektedir. İntrakranial tümörler veya metastazlar ve epilepsi öyküsü iyotlu kontrast madde verilmesinden sonra konvülsif atak insidansını arttırabilir. Kontrast madde uygulanması serebrovasküler hastalıklara, intrakranial tümörlere veya metastazlara, dejeneratif veya enflamatuar patolojilere bağlı nörolojik semptomları arttırabilir. Kontrast maddenin intraarteryel enjeksiyonu vazospazma ve buna bağlı serebral iskemik fenomenlere neden olabilir. Semptomatik serebrovasküler hastalıkları olanların, yeni felçlilerin ve sık geçici iskemik atak geçiren hastaların nörolojik komplikasyon riski daha fazladır. Ciddi karaciğer fonksiyon bozukluğu Ağır hepatik fonksiyon bozukluğunun varlığı eşliğinde ağır renal yetmezlik; kontrast madde atılımını ciddi olarak geciktirebilir ve muhtemelen hemodializ gerektirir. Miyelom ve paraproteinemi Miyelom veya paraproteinemi kontrast madde uygulamasını takip eden böbrek bozukluklarını kolaylaştırabilir. Yeterli hidrasyon zorunludur. Feokromositom Feokromositomlu hastalarda intravasküler kontrast madde uygulamasını takiben ciddi (bazan kontrol edilemez derecede) hipertansif krizler gelişebilir. Bu hastalarda alfa reseptör blokerler ile premedikasyon önerilir. Otoimmun bozukluğu olan hastalar Önceden otoimmun bozukluğu olan hastalarda şiddetli vaskülit veya Stevens-Johnson benzeri sendrom olguları bildirilmiştir. Miyastenia Gravis İyotlu kontrast madde uygulanması miyastenia gravis semptomlarını arttırabilir. Alkolizm Akut veya kronik alkolizm kan-beyin bariyeri permeabilitesini arttırabilir. Bu da kontrast maddenin serebral dokuya geçişini kolaylaştırarak, muhtemel MSS reaksiyonlarına yol açar. Düşük atak eşiği olasılığı nedeniyle de alkoliklerde ve ilaç bağımlılarında da dikkatli davranılmalıdır. Koagülasyon İyonik iyotlu kontrast madde in vitro şartlarda kan pıhtılaşmasını, non-ionik kontrast maddeden daha fazla önler. Yine de vasküler kateterizasyon işlemi uygulayan tıbbi personel, kontrast maddeye ilave olarak, işlemin süresi, enjeksiyon sayısı, kateter ve enjektör materyali, altta yatan hastalığın durumu ve beraber kullanılan medikasyon gibi pek çok başka faktörün de tromboembolik olayların oluşumuna katkıda bulunabileceğini göz önüne almalıdır. Bu nedenle vasküler kateterizasyon yaparken bunu hatırlamalı ve işleme bağlı tromboz ve emboli riskini azaltmak için anjiografik tekniğe azami dikkat sarf etmeli , kateteri sık sık serum fizyolojik (mümkünse heparin ilavesi ile) ile yıkamalı ve işlemin süresini minimal tutmalıdır.   Cam enjektör yerine plastik enjektör kullanımının in vitro pıhtılaşmayı azalttığı fakat tamamen ortadan kaldırmadığı bildirilmiştir. Tromboz ve emboli meydana getirme riski olduğundan, homosistinürili hastalarda dikkatli olunması önerilir. 3. Vücut boşluklarında kullanım Histerosalpingografi yapmadan önce gebelik olasılığı bertaraf edilmelidir. Safra yollarının veya salpinkslerin enflamasyonu, kolanjiografi, ERCP veya histerosalpingografi işlemini takiben reaksiyon riskini arttırır.   Gebelik ve Laktasyon Reprodüktif toksikolojik çalışmalar, Urovist – Angiografin’ in gebelik sırasında yanlışlıkla kullanımını takiben teratojenik veya başka embriyotoksik potansiyeline yönelik belirti ortaya koymamaktadır. Gebe hastalarda kontrast maddelerin kullanımının güvenli olduğu yeterince gösterilmemiştir. Bu neden ile mümkünse gebelik sırasında radyasyon uygulamasından kaçınılmalı ve kontrast maddeli veya kontrastsız X – ışını incelemesinin faydaları, olası riskleri ile dikkatle karşılaştırılmalıdır. Urovist – Angiografin gibi renal olarak elimine edilen kontrast maddeler, anne sütüne çok az miktarlarda geçerler.  Sınırlı veriler, anneye diatrizoik asid tuzları uygulamasının, emen çocuğa risk oluşturma olasılığının düşük olduğuna işaret etmektedir.   Gebelik kategorisi C’dir.   Araç ve makine kullanma yeteneğine etkisi Bütün iyotlu kontrast maddelerde olduğu gibi, seyrek vakada kontrast madde uygulamasından sonra araç ve makine kullanmayı bozabilecek gecikmiş reaksiyon olasılığı vardır.    

Üretim Yeri

Bayer Schering Pharma AG Almanya için BerliMed S.A. İspanya’da üretilmiştir

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Yan etki insidansları hakkında yaklaşık bir fikir verebilmek amacıyla ; “sık”, “sık olmayan” ve “seyrek” kelimelerine aşağıdaki açıklamalar uygulanmıştır: Sık : insidans > 1 : 100 Sık olmayan : insidans < 1 : 100 fakat > 1 : 1000 Seyrek : insidans < 1 : 1000   1. İntravasküler kullanım İyotlu kontrast madde kullanımı ile bağlantılı yan etkiler genellikle hafif – orta şiddetli ve geçici karakterlidir. Buna rağmen, şiddetli ve yaşamı tehdit eden reaksiyonlar, hatta ölüm vakaları dahi bildirilmiştir. İyonik kontrast madde alan hastalarda bildirilen advers ilaç reaksiyonu prevelansı % 12 den fazladır, buna karşılık non-iyoniklerde % 3 dür. Mide bulantısı, kusma, ağrı ve genel bir ısınma hissi en sık kaydedilen reaksiyonlardır.   Anafilaktoid reaksiyonlar / hipersensitivite Hafif anjioödem, konjunktivit, öksürme, kaşıntı, rinit, hapşırma ve ürtiker sık olarak bildirilmiştir. Kullanılan miktardan ve kullanım yolundan bağımsız olarak ortaya çıkan bu reaksiyonlar, şokun başlangıç aşamasının ilk belirtileri olabilir. Kontrast madde uygulaması hemen kesilmeli ve şayet gerekliyse venöz yolla spesifik tedaviye başlanmalıdır (bkz. Uyarılar/önlemler) Acil tedavi gerektiren şiddetli reaksiyonlar, bilinç kaybına varması mümkün periferik vazodilatasyon ve bunu takip eden hipotansiyon, refleks taşikardi, dispne, ajitasyon, konfüzyon ve siyanozun eşlik ettiği dolaşım reaksiyonu olarak ortaya çıkabilir. Bronkospazm, larinks spazmı veya ödemi ve hipotansiyon sık olmayan olguda görülebilir. Gecikmiş kontrast madde reaksiyonları seyrekdir (bkz. Uyarılar/önlemler).   Tüm vücut Isı hissinin ve başağrısının sık olduğu bildirilmiştir. Fenalık hissi, üşüme veya terleme ve vazovagal reaksiyonlar sık değildir. Seyrek olguda vücut ısısı değişimleri ve tükrük bezlerinin şişmesi mümkündür.   Solunum Solunum hızında geçici düzensizlik, dispne, solunum güçlüğü ve öksürük sıkdır. Solunum arresti ve pulmoner ödem seyrek reaksiyonlardır.   Kardiyovasküler Klinik açıdan anlamlı geçici kalp hızı, kan basıncı değişimleri, kardiak ritm veya fonsiyon bozuklukları ve kardiak arrest sık değildir.   Acil tedavi gerektiren şiddetli reaksiyonlar seyrekdir ve bilinç kaybına varması mümkün, periferik vazodilatasyon ve bunu takip eden hipotansiyon, refleks taşikardi, dispne, ajitasyon, konfüzyon ve siyanozun eşlik ettiği dolaşım reaksiyonu olarak ortaya çıkabilir. Seyrek olarak miyokard enfarktüsüne neden olan ciddi tromboembolik olaylar bildirilmiştir. Gastrointestinal Mide bulantısı ve kusma sık rastlanan reaksiyonlardır. Tad bozukluğu ve abdominal ağrı sık değildir.   Serebrovasküler Serebral anjiografi gibi arteryel kanla kontrast maddenin beyine yüksek konsantrasyonlarda ulaştığı işlemlere, sık olmayarak başdönmesi, başağrısı, ajitasyon veya konfüzyon, amnezi, konuşma, görme ve işitme bozukluğu, konvülsiyonlar, tremor, parezi/parestezi, fotofobi, geçici körlük, koma ve somnolans gibi geçici nörolojik komplikasyonlar eşlik edebilir. Seyrek olarak ciddi, bazen fatal, felçe neden olan tromboembolik hadiseler bildirilmiştir.   Renal Seyrek olguda böbrek hasarı veya akut renal yetmezlik bildirilmiştir. Deri Hafif anjioödem, vazodilatasyon eşliğinde flaş reaksiyonu, ürtiker, kaşıntı ve eritem sık olarak gözlemlenir.   Seyrek olguda mukokutanöz sendromlar (ör: Stevens – Johnson veya Lyell sendromu) gibi toksik deri reaksiyonları gelişebilir.  Lokal iritasyon (enjeksiyon yerinde)  Urovist-Angiografin de dahil kontrast maddelerin damar dışına çıkması lokal ağrıya ve ödeme neden olur fakat genellikle sekel bırakmadan düzelir. Ancak, enflamasyon ve hatta doku nekrozu çok seyrek durumda görülmüştür. Tromboflebit ve venöz tromboz sık değildir.   2. Vücut boşluklarında kullanım Vücut boşluklarına uygulanmasıyla ortaya çıkabilecek reaksiyonlar seyrektir. Uygulama alanından yavaş emilime ve öncelikle difüzyon kontrollü süreçlerle bütün organizmaya dağılımına bağlı olarak bu reaksiyonların çoğunluğu uygulamadan saatler sonra ortaya çıkar. ERCP’yi takiben amilaz seviyelerinde bir miktar artış sıktır. ERCP’den sonra asinar opasifikasyonun, post ERCP pankreatit risikinde artış ile alakalı olduğu gösterilmiştir. Çok seyrek olarak nekrotizan pankreatit vakaları tarif edilmiştir. Histerosalpingografi ile alakalı vazovagal reaksiyon vakaları sık değildir.   Anafilaktoid reaksiyonlar / hipersensitivite Sistemik hipersensitivite seyrekdir; çoğunlukla hafiftir ve genellikle deri reaksiyonları şeklinde ortaya çıkar. Buna rağmen şiddetli hipersensitivite reaksiyonu olasılığı tamamen göz ardı edilemez. Lütfen, anafilaktoid reaksiyonlar için intravasküler kullanımın ilgili bölümüne bakınız BEKLENMEYEN BIR ETKI GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window