İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması ZOLENAT
Birim Miktarı 1
ATC Kodu M05BA08
ATC Açıklaması Zolendronik asit
NFC Kodu QC
NFC Açıklaması Parenteral İnfüzyon Flakonları/Şişeleri
Kamu Kodu A09575
Orijinal / Jenerik Türü Jenerik
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 270,63 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 243,05 TL (5 Şubat 2020)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 265,02 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E375A

İlaç Etken Maddeleri

  • zoledronik asit monohidrat (4 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Doz aşımı halinde tramadol ya da parasetamol veya her ikisine ait zehirlenme belirtileri görülebilir. Tramadola bağlı doz aşımı semptomları olarak diğer merkezi etkili analjeziklerin neden olduğu zehirlenmelere ait semptomlar beklenmektedir. Bunlar arasında miosis, kusma, kardiyovasküler kolaps, komaya kadar giden şuur kaybı durumları ve solunum tutukluğuna kadar giden solunum bozuklukları sayılabilir. Parasetamole bağlı doz aşımı semptomları özellikle küçük çocuklarda çok önem taşımaktadır. İlk 24 saat içerisinde görülen parasetamol doz aşımı semptomları, benizde solma, mide bulantısı, kusma, anoreksi ve karın ağrısıdır. Sindirimden sonra 12 ile 48 saat arasında karaciğer hasarı görülebilir. Glukoz metabolizmasında anormallikler ve metabolik asidoz oluşabilir. Ciddi zehirlenmelerde, hepatik bozukluklar ve ensefalopati, koma ve hatta ölüme kadar gidebilir.Hastada ciddi karaciğer hasarı olmasa bile akut tübüler nekroz ile seyreden akut böbrek bozukluğu gelişebilir. Kalp ritm bozuklukları ve pankreatit da rapor edilmiştir. 7.5-10 g yada daha fazla parasetamol alan yetişkinlerde karaciğer hasarı görülmesi mümkündür. Toksik metabolitin aşırı miktarda alınması halinde bunun geri dönülmez şekilde karaciğer dokusuna bağlanacağı bilinmektedir (normal dozda parasetamol alındığında yeterli miktarda glutation ile birlikte detoksifiye edilebilir). Acil durum tedavisi:   Hasta derhal uzman bir birime sevk edilip solunum ve dolaşım fonksiyonlarını kontrol altında tutumalıdır.Doz aşımından sonra mümkün olan en kısa sürede, hepatik testlerin gerçekleştirilebilmesi ve parasetamol ile tramadol plazma konsantrasyonunun ölçülebilmesi için kan örneği alınmalıdır. Bu testler her 24 saatte bir tekrar edilir. Genel olarak hepatik enzimlerde (ASAT; ALAT) artış gözlemlenir ve bu artış bir yada iki hafta sonra da normale döner. Hasta bilinçli iken kusması sağlanarak yada mide lavajı ile midesi boşaltılır.. Soluk borusunun açık durmasını sağlamak yada kardiyovasküler fonksiyonların düzenini sağlamak gibi yardımcı önlemler de alınmalıdır; solunum bozukluğunun düzeltilebilmesi için naloxon kullanılmalı ve nöbetler de diyazepam ile kontrol altına alınmalıdır. Tramadol hemodiyaliz yada hemofiltrasyon tekniği ile serumdan minimal şekilde elimine edilebilir. Bu nedenle Zaldiar akut zehirlenme tedavisinde, tek başına hemodiyaliz yada hemofiltrasyon yeterli olmayacaktır. Parasetamol doz aşımında acil müdahale esastır. Erken semptomlar görülmemiş olsa da hastalar acil tıbbi yardım almak üzere derhal hastaneye başvurmalı ve son 4 saat içerisinde 7.5 g yada daha fazla parasetamol almış olan yetişkin yada ergenler yada >150 mg/kg parasetamol almış olan çocuklar derhal mide lavajına alınmalıdır. Karaciğerde hasar riski gelişmesinin değerlendirilebilmesi için (parasetamol doz aşımı nomogramı üzerinden) kandaki parasetamol konsantrasyonu doz aşımının üzerinden 4 saatten daha uzun zaman geçtikten sonra ölçülmelidir. Doz aşımından sonra 48 saate kadar faydalı etkiye sahip olan oral metionin yada intravenöz N- asetilsistein (NAC) alımı gerekli olabilir. İntravenöz NAC, aşırı doz alımından sonra 8 saat içinde başlatıldığında en etkili yöntem olacaktır. Bununla birlikte, NAC yalnızca aşırı doz alımın üzerinden en az 8 saat geçmiş olması halinde verilmeli ve tedavi boyunca sürdürülmelidir. Çok fazla aşırı doz durumundan şüphe edildiğinde NAC tedavisi derhal başlatılmalıdır. Genel destekleyici önlemler de alınabilir. Bildirilmiş olan paresetamol alım miktarına bakılmaksızın, parasetamol antidotu olan NAC mümkün olduğu kadar çabuk bir şekilde oral yoldan yada damardan verilir. Mümkünse doz aşımından itibaren 8 saat içerisinde verilmelidir.

Endikasyonlar

Zaldiar Tablet orta veya şiddetli derecedeki ağrıların semptomatik tedavisinde kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Zaldiar Tablet’in etken maddelerinden bir tanesi olan Tramadol merkezi etkili bir sentetik opioid analjeziktir. Etki mekanizması tamamıyla anlaşılamamış olmasına rağmen hayvan deneyleri sonucu iki tamamlayıcı mekanizması uygulanabilir gözükmektedir . Bunlar ana ve M1 metabolitini opioid reseptörlere bağlaması ve norepinefrin ve serotonin yeniden alımının zayıf inhibisyonudur. Opioid etkisi, opioid reseptörlere ana bileşeni bağlama eğiliminin düşük ve M1 metabolitini bağlama eğiliminin yüksek olmasına bağlıdır. Tramadolun bazı diğer opioid analjezikler gibi in vitro olarak norepinefrin ve serotonin yeniden alımını inhibe ettiği görülmüştür. Bu mekanizmalar tramadolun tüm analjezik profiline katkıda bulunmaktadır. Analjeziden ayrı olarak tramadol alımı diğer opioidlere benzer şekilde semptomlar oluşturabilir ( baş dönmesi, uyku hali, mide bulantısı, kabızlık, terleme ve kaşıntı) Zaldiar Tabletin diğer etken maddesi parasetamolün analjezik özelliklerinin kesin mekanizması bilinmemekte olup, merkezi ve santral etkileri bulunmaktadır.

Farmakokinetik Özellikler

Tramadol rasemik şeklinde alınır ve tramadolün [+] ve [-] şekilleri ile M metaboliti kanda tespit edilmiştir. Her ne kadar tramadol alımından sonra hızla emilse de, emilimi parasetamole kıyasla daha yavaştır ve yarı ömrü daha uzundur. Tek ve tekrarlanan dozlarda Zaldiar verilmiş olan sağlıklı gönüllüler üzerinde yapılan farmakokinetik çalışmalar sırasında, aktif maddelerin tek başına kullanıldığı zamanki parametreleri ile karşılaştırıldığında her bir aktif maddenin kinetik parametrelerinde belirgin klinik değişiklik gözlemlenmemiştir. Emilim: Rasemik Tramadol oral kullanımdan hemen sonra hızla ve tamamen emilir. Tek 100 mg değerinde bir dozun ortalama mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %75’tir. Tekrarlanan kullanımlardan sonra biyoyararlanımı artar ve yaklaşık %90’a kadar ulaşır. Zaldiar Tablet alımından sonra, parasetamolün oral yolla emilimi oldukça hızlıdır ve neredeyse tamamıyla emilir . Emilimi özellikle ince bağırsakta gerçekleşir. Parasetamolün pik plazma konsantrasyonlarına bir saat içinde ulaşılır ve bu durum tramadol ile birlikte alımından dolayı farklılık göstermez. Zaldiar Tablet’in yiyeceklerle birlikte alınmasının doruk plazma konsantrasyonu ve tramadol veya parasetamol emiliminin uzaması üzerine herhangi bir belirgin etkisi bulunmamaktadır ve Zaldiar Tablet yemek saatlerinden bağımsız olarak alınabilir. Dağılım: Tramadol yüksek doku eğilimine sahiptir (V d,P = 203 ± 40 l) ve yaklaşık %20 oranında plazma proteinine bağlanır. Parasetamol yağ dokusu hariç pek çok vücut dokularında yaygın olarak dağılmaktadır. Dağılma hacmi yaklaşık 0.9 L /kg dir. Parasetamolün oldukça az bir bölümü ( yaklaşık % 20) plazma proteinlerine bağlanır. Metabolizma: Tramadol oral yolla alındıktan sonra CYP2D6, CYP3A4 ve ana metabolitlerin konjügasyonu da dahil olmak üzere kapsamlı bir şekilde metabolize olur. Dozun yaklaşık %30’u değişmeden idrarla atılırken yaklaşık %60’ı da metabolit olarak atılır. Majör metabolik yollar karaciğerde N- ve O-demetilasyon ve glukuronidasyon veya sülfatasyondur. Tramadol O-demetilasyonla metabolit M1’e (enzim CYP2D6 ile katalize edilir) ve N- demetilasyon ile metabolit M2’ye metabolize olur (enzim CYP3A ile katalize edilir). M1 daha sonra N- demetilasyonla ve glukuronik asit konjügasyonu ile metabolize olur.M1′ in plazma eliminasyon yarı ömrü 7 saattir. M1 metaboliti analjezik özelliklere sahiptir ve ana ilaçtan.çok daha etkilidir. M1 plazma konsantrasyonları tramadolden birkaç kat daha düşüktür ve klinik etkisi artan dozlarda değişiklik göstermez. Nüfusun yaklaşık %7 si düşük sitokrom P450 izoenzim CYP2D6 aktivitesine sahiptir. Bu bireyler diğer ilaçların arasından debrisokin, dekstrometorfan, trisiklik antidepresanların

Farmasötik Şekli

Tablet

Formülü

Her bir film tablet, 37.5 mg tramadol hidroklorür ile 325 mg parasetamol ve renk maddesi olarak titan dioksit (E 171 ) ve sarı demir oksit (E 172 ) içerir.

İlaç Etkileşmeleri

MAO inhibitörleri: MAO inhibitörleri ile birlikte kesinlikle kullanılmamalıdır. Serotonin sendromu riski ( diyare, taşikardi, terleme, titreme, zihin karışıklığı ve hatta komaya varan etkileşim) oluşur. Hasta daha önce MAO inhibitörleri ile tedavi olmuşsa, tramadol tedavisine başlamadan önce aradan iki hafta geçmesi gerekir.   Alkol :    Alkol, opioid analjeziklerin sedatif etkilerini arttırmaktadır. Bu sebepten Zaldiar Tableti alkol ile beraber almaktan kaçınılmalıdır.   Karbamazepin ve diğer enzim indükleyiciler :    Tramadolün azalan plazma konsantrasyonuna bağlı olarak etkisinde azalmaya sebep olur. Bundan dolayı birlikte kullanımı önerilmemektedir.   Opioid agonistleri antagonistleri(buprenofrin,nalbufin,pentazosin):   Bırakma sendromu riski ile birlikte reseptörlerdeki bloklama etkisinden dolayı analjezik etkide azalma meydana gelir.   Kinidin:   Tramadol CYP2D6 tarafından M1’e metabolize olur. Kinidin bu izoenzimin selektif inhibitörüdür. Tramadolün kinidin ile birlikte kullanımı tramadol konsantrasyonlarında artmaya ve M1 konsantrasyonlarında azalmaya neden olur.     CYP2D6 inhibitörleri:   Floksetin, paroksetin ve amitriptilin gibi CYP2D6 inhibitörleri ile birlikte kullanımı tramadol metabolizmasında bazı inhibisyonla sonuçlanabilir.     Simetidin:   Tramadol ile simetidinin birlikte kullanımı ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır. Birlikte kullanımının tramadol farmakokinetiklerinde bir değişime neden olduğuna dair bir sonuç yoktur.   Warfarin türü bileşenler:   Tıbbi açıdan uygun olduğunda, Zaldiar Tablet ve warfarin türü bileşenlerin aynı anda kullanıldığı durumlarda, artan INR raporlarına bağlı olarak protrombin zamanının periyodik değerlendirmesi yapılmalıdır.   Dioksin:   Yapılan araştırmalarda çok nadir digoksin toksisitesine ait raporlar bulunmaktadır. -Bazı istisnai durumlarda, selektif serotonin yeniden alım inhibitörleri (SSRI) ve triptanlar gibi diğer serotoninerjik ilaçlarla birlikte alındığında Serotonin Sendromu (zihin bulanıklığı, ajitasyon, ateş, terleme, ataksi, aşırı refleks, miyoklonus ve diyare) oluşturduğuna ait veriler vardır ve bundan dolayı dikkatli kullanım önerilmektedir. Diğer merkezi sinir sistemi depresanları, diğer opioid türevleri (öksürük ilaçları ve yardımcı tedaviler dahil), benzodiazepinler ve barbitüratlar, diğer yatıştırıcılar, hipnotikler, sedatif antidepresanlar, sedatif antihistaminikler, nöroleptikler, merkezi antihipertansif ilaçlar, talidomid ve baklofen gibi ilaçlar merkezi depresyonun artmasına neden olur. Birlikte kullanılması durumunda araç ve makine kullanılmasını tehlikeli hale getirmektedir. Diğer opioid türevleri (öksürük ilaçları ve yardımcı tedaviler dahil), benzodiazepinler ve barbitüratlar ile aşırı doz alımı halinde öldürücü olabilecek solunum düzensizliği riskinde artış görülür. Ketokonazol ve eritromisin gibi CYP3A4’ü engellediği bilinen diğer ilaçlar tramadol metabolizmasını (N-demetilasyon) ve muhtemelen aktif O-demetil metabolitini engelleyebilir. Bupropion, serotonin yeniden alım inhibitör antidepresanları, trisiklik antidepresanlar ve nöroleptikler gibi ilaçlar nöbet eşiğini azaltmaktadır. Tramadolün bu ilaçlarla birlikte kullanılması konvülsiyon riskini arttırabilir. Parasetamolün emilim hızı metoklopramid yada domperidon ile birlikte alındığında artarken, kolestiramin ile birlikte alındığında azalır.

Kontraendikasyonlar

Tradamol, parasetamol veya Zaldiar Tablet’in bileşimindeki maddelerden herhangi birisine karşı önceden bilinen duyarlılığı olan kişilerde , Alkol, uyuşturucu ilaçlar, merkezi etkili analjezikler, opioidler veya psikotropik ilaçlarla birlikte , Monoamin oksidaz inhibitörleri (MAO) ile tedavi olan hastalarda veya bu tedaviyi bıraktıktan sonraki iki hafta içinde , Ciddi karaciğer yetmezliği olan kişilerde, Tedavi ile kontrol edilemeyen epilepsi hastalarında kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktor tarafından başka türlü önerilmediği takdirde   Yetişkinlerde ve 12 yaş üzeri gençlerde  Başlangıç dozu olarak günde iki tablet Zaldiar kullanılması önerilir. Gerek duyuldukça, günde 8 tableti(300 mg tramadol ve 2600 mg parasetamole eşdeğer) geçmemek üzere ilave doz alınabilir.Dozlar arasındaki ara en az 6 saat olmalıdır. 12 yaş altı çocuklarda kullanımı önerilmez.   Yaşlı hastalar  75 yaş üzerindeki hastalarda genel doz kullanılmakla birlikte doz aralığının minimum 6 saatten az olmaması önerilir.   Böbrek yetmezliği İçerdiği Tramadolden dolayı, Zaldiar Tabletin ciddi böbrek yetmezliği bulunan hastalar tarafından kullanılması önerilmez Orta derecede böbrek yetmezliği vakalarında doz alımı arasındaki süre 12 saatlik aralara yükseltilmelidir.   Karaciğer yetmezliği Ciddi karaciğer yetmezliği bulunan hastalarda Zaldiar Tablet kullanılmamalıdır Daha ılımlı vakalarda doz aralığının uzatılması gereklidir. Tabletler bütün olarak yeterli miktarda suyla birlikte yutulmalıdır. Kırılmamalı yada çiğnenmemelidir. Zaldiar Tablet hiçbir şekilde gerektiğinden daha uzun süre kullanılmamalıdır Hastalığın yapısı ve ciddiyeti gereği Zaldiar Tabletin tekrar kullanılması yada uzun süreli tedavisinin gerekli olması halinde dikkatli ve düzenli olarak gözlem gerekmektedir. Gerektiğinde tedaviye ara verilmelidir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Ruhsat Sahibi

Abdi İbrahim İlaç San. ve Tic. A.ş. Maslak/İSTANBUL

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

27.03.2008 – 124/24

Saklama Koşulları

25°C’nin altında oda sıcaklığında saklayınız. Doktora danışmadan kullanılmamalıdır.  Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

10 ve 20 film tabletlik blister ambalajlarda , prospektüsü ile birlikte

Uyarılar/Önlemler

Yetişkinlerde ve 12 yaş ve üzeri kişilerde en fazla 8 tablet Zaldiar dozu aşılmamalıdır. Aşırı dozun ters etkilerinin önlenebilmesi için, hastaların tavsiye edilen dozun üzerine çıkmamaları ve doktor tavsiyesi olmadan aynı anda diğer parasetamol ve tramadol içeren ürünleri kullanmamaları tavsiye edilir.   Nöbet riski    Önerilen dozun üzerindeki kullanımı nöbet riskini arttırmaktadır. Tramadol aşağıda belirtilen ilaçları kullanan hastalarda nöbet riskini arttırabilir:  Selektif serotonin re-uptake inhibitörleri ( SSRI depresanları veya anorektikler) . Trisiklik antidepresanlar ve diğer trisiklik bileşenler (örneğin siklobenzaprin, prometazin vb.) . MAO inhibitörleri . Nöroleptikler   Nöbet eşiğini düşüren diğer ilaçlar . Diğer opioidler  Konvülsiyon riski , epilepsili hastalarda, nöbet geçmişi veya nöbet riski olan hastalarda (travma geçirmiş, metabolik bozukluğu olan veya ilaç ya da alkol kullanımını bırakan bağımlılarda) ve merkezi sinir sistemi enfeksiyonu olan hastalarda artabilir.  Tedavi ile kontrol altında tutulan epilepsi hastaları ya da hastalık nöbetine tutulan hastalar yalnızca bunun gerekli olduğu durumlarda Zaldiar Tablet ile tedavi edilmelidir.   Anaflaktoid Reaksiyonlar:   Tramadol ile tedavi edilen hastalarda nadiren ciddi ve fatal olabilen anaflaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar çoğunlukla ilk dozdan sonra meydana gelmektedir. Bildirilen diğer reaksiyonlar arasında prürit, kurdeşen, bronkospazm ve anjiyoödem, toksik epidermal nekrolisiz ve Stevens- Johnson sendromu bulunmaktadır. Geçmişinde Kodein ve diğer uyuşturucu ilaçlara karşı anaflaktoid reaksiyonların görüldüğü hastalar daha fazla risk altında olabilirler ve bu hastalara Tramadol verilmemelidir.   Solunum depresyonu   Solunum depresyonu riski altında olan hastalarda Zaldiar dikkatli kullanılmalıdır. Bu tip hastalarda alternatif bir non-opioid analjezik kullanılması önerilir. Yüksek dozlarda Tramadol anestetik tedaviler veya alkolle birlikte kullanıldığında solunum depresyonu oluşabilir. Solunum depresyonu doz aşımı olarak tedavi edilmelidir. Merkezi Sinir Sistemini etkileyen diğer ilaçlarla (opioidler, anestetik ajanlar, narkotikler, fenotiyazinler, trankilizanlar ve sedatif hipnotikler ) birlikte dikkatle ve azaltılmış dozlarda kullanılmalıdır. Ciddi böbrek yetmezliği durumlarında (kreatinin klerensi < 10 ml/dak.) Zaldiar Tablet kullanılması tavsiye edilmez. Ciddi karaciğer yetmezliği bulunan hastalarda Zaldiar Tablet kullanılmamalıdır Parasetamolün aşırı doz alımının tehlikeleri, siroz olmayan alkole bağlı karaciğer hastalarında diğerlerine göre daha fazladır. Ilımlı vakalarda, doz aralığının uzatılması dikkatle göz önünde bulundurulmalıdır. Tramadol, opioid bağımlısı hastalarda opioid yerine kullanılmaya uygun değildir. Her ne kadar bir opioid agonisti olsa da, tramadol morfin bırakma semptomlarını bastıramaz. Opiod agonistleri – antagonistlerin (nalbufin, buprenorfin, pentazokin) ile birlikte kullanılması önerilmez Zaldiar Tablet opioid bağımlısı veya beyin travması geçiren hastalarda, konvülsif rahatsızlıklara meyilli olan hastalarda, safra rahatsızlıklarında, şok halinde, bilinmeyen nedenlerle bilinç kaybı ile birlikte solunum merkezi veya solunum fonksiyonlarını etkileyen sorunları olan kişilerde ve artan intrakraniyel basınç durumlarında. dikkatle kullanılmalıdır, Aşırı dozdaki parasetamol bazı hastalarda hepatik zehirlenmeye neden olabilir. Tedavi dozlarında, tramadol bırakma semptomlarına sebep olma potansiyeline sahiptir. Nadiren, bağımlılık ve amacı dışında kullanım vakalarına raslanır. Opiat bırakma semptomlarına benzer şekilde ortaya çıkan bırakma semptomları arasında şunlar sayılabilir; ajitasyon, endişe, sinirlilik, uykusuzluk, hiperkinezi, titreme ve mide ve barsak semptomları. Hafif anestezi vakalarında tramadol kullanımı önlenmelidir. Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2 g’ı aşmaması gerekir.     Hamilelerde ve emziren annelerde kullanımı:   Hamilellik kategorisi:C   Zaldiar Tablet , tramadol içeren aktif maddeler bileşiminden oluştuğu için hamilelik ve emzirme sırasında kullanılması tavsiye edilmez. Emzirme döneminde yaklaşık % 0.1 oranında anne sütüne geçtiği göz önüne alınmalıdır. Araç ve makine kullanımı üzerine etkileri: Tramadolun alkol ve diğer CNS depresanları ile birlikte kullanıldığında daha da baskın şekilde ortaya çıkan uyuşukluk ve baş dönmesine neden olabileceği göz önüne alınmalıdır. Bu durumda hasta araba kullanmamalı yada makine başında çalışmamalıdır.

Üretim Yeri

Grünenthal GmbH Aachen Almanya Reçeteli satılır. Prospektüs Onay Tarihi: 27.03.2008

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Parasetamol/tramadol kombinasyonu ile en yaygın olarak görülen yan etkiler (%10 dan fazla) mide bulantısı, baş dönmesi ve uyku halidir.  Ayrıca kusma, ishal, kabızlık, ağız kuruluğu ,karın ağrısı, dispepsi ,gaz ve nadiren yutkunamama, melani gibi gastrointestinal sisteme ait şikayetler görülebilir. Kardiovasküler sistem üzerine çok yaygın olmayan etkileri olduğu (hipertansiyon, çarpıntı, taşikardi, aritmi.) gözlemlenmiştir.    En sık görülen merkezi ve periferal sinir sistemi yan etkileri baş dönmesi, uyku halinin yanısıra başağrısı, titreme nadiren istem dışı kasılmalar, parastezi, kulak çınlaması, ataksi ve konvülsiyonlardır. Kaşıntı, döküntü ve ürtiker gibi cilt lezyonları ile terleme görülebilir.   Zihin bulanıklığı, ruh halinde ani değişiklikler (sinirlilik, endişe, öfori), uyku bozukluğu nadiren depresyon, halüsinasyonlar, kabuslar, amnezi (hafıza kaybı) ve ilaç bağımlılığı gibi psikiyatrik bozukluklar kaydedilmiştir.   Çok yaygın olmayan solunum sistemi bozuklukları (nefes darlığı), karaciğer ve safra sistemi bozuklukları (hepatik transaminaz artışı), üriner sistem bozuklukları (albüminüri, idrar zorluğu veya idrarda tutukluk), ürperme, ateş basması, göğüs ağrısı ve nadiren bulanık görme gözlemlenmiştir.   Her ne kadar klinik deneyler sırasında gözlemlenmese de, aşağıda yazılı bulunan ve tramadol veya parasetamol alımına bağlı olduğu bilinen istenmeyen etkiler göz önüne alınmalıdır:     Tramadol: Postural hipotansiyon, bradikardi, kolaps Tramadolün pazarlama sonrası gözetiminde warfarin etkilerinde protrombin sürelerinde artış da dahil olmak üzere nadir değişikliklere rastlanmıştır.

Doz Aşımı

Sefiksim’in aşırı doz alımı ile ilgili yeterli bilgi mevcut değildir. Normal kişilerde 2 g’a kadar verilen dozlarda görülen yan etkiler, önerilen dozlardaki yan etkilerden farklı bulunmamıştır. Aşırı doz alımında mide yıkaması endike olabilir. Spesifik antidotu yoktur. Diyalizle kandan belirgin miktarda temizlenmez.

Endikasyonlar

Duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu aşağıdaki enfeksiyonlarda kullanılır.   Solunum yolu enfeksiyonları: Tonsillit, farenjit, otitis media, pnömoni, akut ve kronik bronşit. İdrar yolu enfeksiyonları: Akut sistit, üretrit, piyelonefrit.   Streptococcus pneumoniae, Streptococcus pyogenes, E. coli, P. mirabilis, H. influenzae (beta-laktamaz pozitif ve negatif), B. catarrhalis (beta-laktamaz pozitif ve negatif) gibi mikroorganizmalara bağlı enfeksiyonlarda Sefiksim’in klinik etkinliği kanıtlanmıştır. Beta-laktamaz enzimlerine karşı yüksek derecede stabilite gösterir.

Farmakodinamik Özellikler

Özellikle streptokok türleri, Neisseria gonorrhoea, Branhamella catarrhalis, Escherichia coli, Klebsiella, Proteus ve Haemophilus influenzae enfeksiyonlarında etkilidir. Antibakteriyel etki alanı ve minimum inhibitör konsantrasyonları 3. jenerasyon enjektabl sefalosporinlerle aynıdır.   Mikrobiyoloji: Sefiksim, bakterinin hücre duvarı sentezini inhibe ederek bakterisid etki gösterir. Beta-laktamaz enzimlerine yüksek dayanıklılığı nedeniyle penisilinlere ve bazı sefalosporinlere dirençli olan mikroorganizmalara da etkilidir.   İn vitro etkinlik gösterdiği mikroorganizmalar: Gram pozitif: Streptococcus pyogenes, Streptococcus pneumoniae, Streptococcus agalactiae. Gram negatif: Haemophilus influenzae, Haemophilus parainfluenzae, Branhamella catarrhalis, Neisseria gonorrhoea, Escherichia coli, Proteus mirabilis, Proteus vulgaris, indol pozitif diğer Proteus türleri, Klebsiella pneumoniae, Klebsiella oxytoca, Enterobacter grubu, Pasteurella multocida, Providencia türleri, Salmonella türleri, Shigella türleri, Citrobacter amalonaticus, Citrobacter diversus, Serratia marcescens.   Psödomonas türleri, Streptococcus faecalis, Listeria monocytogenes, Stafilokok suşlarının çoğu (koagülaz pozitif ve negatif suşlarla metisiline dirençli suşlar), Enterobakter suşlarının çoğu, Bacteroides fragilis suşlarının çoğu ve Clostridium türleri sefiksime dirençlidir.

Farmakokinetik Özellikler

Sefiksim ağız yoluyla alındığında emilim oranı besin alımından etkilenmez ve kolayca absorbe edilir. Yaşın ilacın farmakokinetik özellikleri üzerine etkisi önemsizdir. 200 mg ile 2000 mg arasındaki dozlarda doruk kan ve serum düzeyleri eğrisi altındaki alan (AUC) doğrusal bir artış gösterir.   200 ve 400 mg’lık dozların ağız yoluyla alımından 3-4 saat sonra doruk serum düzeyleri sırasıyla 2-4 mcg/mL ile 3-5 mcg/mL’dir. Tekrarlanan dozlarda ilaç, serum veya idrarda birikmez. Absorbe edilen dozun %50’si 24 saatte idrarla değişmeden atılır. Dozun %10’u ise safra ile atılır. Kan proteinlerine %65 oranında bağlanmakta olup, sağlıklı kişilerdeki serum yarı ömrü 3-4 saattir.   Böbrek fonksiyonları orta derecede bozuk olanlarda (kreatinin klerensi 20-40 mL/dak) yarılanma süresi 6.4 saate, ağır böbrek bozukluğunda (kreatinin klerensi 5-20 mL/dak) 11.5 saate çıkar.   Hemodiyaliz veya periton diyalizi ile ilaç kandan önemli ölçüde temizlenmez. Sefiksim in vivo olarak metabolize edilmez.

Farmasötik Şekli

Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz

Formülü

Hazırlanmış süspansiyon her 5 ml’sinde (1 ölçek) 100 mg Sefiksim (Koruyucu; Sodyum benzoat, Aroma verici; Frambuaz esansı (toz) tat verici; şeker) içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Sefiksim ile diğer ilaçlar arasında bugüne kadar bir etkileşim bildirilmemiştir. Benedict ve Fehling çözeltileri veya bakır sülfat tabletleri ile yapılan idrarda glukoz testlerinde yalancı pozitif reaksiyon görülebilir. Enzimatik glukoz oksidaz testleri ile etkileşim göstermez.   Sefalosporin grubu antibiyotiklerin direkt Coombs testini  yalancı pozitif sonuçlandıracağı bildirildiğinden Coombs testinin pozitif olduğu durumda bunun ilaç etkileşmesine bağlı olabileceği düşünülmelidir.

Kontraendikasyonlar

Sefalosporinlere aşırı duyarlık gösteren hastalarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

ZİMAKS Süspansiyon oral etkili bir antibiyotik olup, besinler ile birlikte alınması emilimini fazla etkilemez.   Erişkinler ve 12 yaşın üzerindeki çocuklardaki doz: Standart doz günde 400 mg’dır. Bir defada tek doz halinde veya 12 saat arayla iki eşit doz halinde alınabilir. Komplike olmamış idrar yolu enfeksiyonlarında günde 200 mg’lık tek doz yeterlidir.   Çocuklardaki doz: 2 yaşına kadar olan çocuklar için günde 8 mg/kg önerilir. Bu doz bir defada veya 12 saat arayla iki eşit doz halinde verilebilir.   İki yaşından büyüklerde pediyatrik oral süspansiyon dozları: 2-4 yaş arasında      : Günde 5 mL 5-8 yaş arasında      : Günde 10 mL 9-12 yaş arasında    : Günde 15 mL 50 kg’dan ağır veya 12 yaşından büyüklerde erişkin dozu uygulanır. 6 aylıktan küçüklerde Sefiksim’in güvenilirlik ve etkinliği saptanmamıştır.    Yaşlı hastalardaki doz: Erişkinler için önerilen doz uygulanır. Böbrek fonksiyon bozukluklarında, bozukluğun derecesine göre doz ayarlanır.    Böbrek yetmezliğinde doz: ZİMAKS Süspansiyon, böbrek fonksiyonu bozuk olan hastalarda aşağıdaki doz şeması uygulanarak kullanılabilir. Kreatinin klerensi 60 mL/dak ve daha yukarı olan hastalarda normal doz verilir. Kreatinin klerensi 21-60 mL/dak ise, standart doz aralığında günlük standart dozun %75’i verilir. Kreatinin klerensi 20 mL/dak’nın altında olan veya devamlı ambulatuar peritoneal diyaliz tedavisindeki hastalarda; standart doz aralığında günlük standart dozun %50’si verilir. Hemodiyaliz veya periton diyaliz, ilacın vücuttan belirgin miktarlarda temizlenmesini sağlamaz.    Süspansiyon Hazırlanması: Şişeyi sallayarak içindeki tozu gevşetiniz. Şişenin içine yarıya kadar kaynamış, soğutulmuş su koyarak iyice çalkalayınız. Tam bir dağılım için 5 dakika bekleyiniz. Şişe üzerindeki işaret çizgisine kadar tekrar su ekleyerek, çalkalayınız. HER KULLANIMDAN ÖNCE ŞİŞEYİ İYİCE ÇALKALAYINIZ.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

ZİMAKS Film Tablet 400 mg Sefiksim içeren 5-10 film tabletlik blister ambalajlarda. ZİMAKS Film Tablet 200 mg Sefiksim içeren 10 film tabletlik blister ambalajlarda. ZİMAKS Süspansiyon 100 mg/5 mL Sefiksim içeren 50 mL lik şişelerde

Saklama Koşulları

300C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Çocukların ulaşamayacağı yerlerde ve ambalajında saklayınız. Hazırlanmış süspansiyon, oda sıcaklığında 14 gün süreyle etkinliğini korur.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Sulandırılarak hazırlanmış süspansiyonun her 5 mL’sinde (1 ölçek) 100 mg Sefiksim içeren 100 mL’lik şişelerde, 5 mL işaretli ölçekle birlikte.

Uyarılar/Önlemler

Sefiksim, başka ilaçlara aşırı duyarlı olduğu bilinen hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Penisiline alerjik hastalarda, penisilinlerle sefalosporinler arasındaki çapraz alerjenite göz önüne alınarak kullanımında dikkatli olunmalıdır.   Sefiksim kullanımında alerjik reaksiyon ortaya çıktığında ilacın alımı durdurulmalı ve uygun tedavi uygulanmalıdır.   Ağır böbrek yetmezliği bulunan hastalarda ZİMAKS Süspansiyon, böbrek yetmezliği doz bölümüne bakılarak dikkatle kullanılmalıdır.   Sefiksim’in uzun süreli kullanımı duyarlı olmayan mikroorganizmaların gelişmesine yol açabilir. Diğer geniş spektrumlu oral antibiyotiklerde görüldüğü gibi kolonun normal bakteri florası değişerek Klostridia gelişimi görülebilir. Araştırmalara göre, antibiyotik kullanımına bağlı olarak görülebilen psödomembranöz kolite, Clostridium difficile’ye bağlı toksinler yol açmaktadır.   Kullanım sırasında ağır diyare görüldüğünde tedavi durdurulmalıdır.   Gebelik ve laktasyonda kullanımı: B Gebelik kategorisindedir. Deney hayvanlarında yapılan yüksek dozlu denemelerde teratojenik etki saptanmamıştır. Bununla beraber gebelikteki kullanımı ile ilgili güvenilirlik çalışmaları henüz mevcut olmadığından, hekim tarafından zorunlu görülmedikçe hamilelerde ve emzirenlerde Sefiksim kullanılmamalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

ZİMAKS Süspansiyon genel olarak iyi tolere edilir. Klinik uygulamalarda gözlenen yan etkilerin çoğu hafif ve sınırlı düzeydedir.   Mide-barsak bozuklukları: En sık bildirilen yan etki diyaredir. Diyare orta veya daha ağır derecede olabilir ve ender olarak tedavinin kesilmesine neden olabilir.   Daha seyrek olarak bulantı, karın ağrısı, dispepsi, kusma, gaza bağlı  şişkinlik görülebilir. Ender olarak psödomembranöz kolit bildirilmiştir.   Santral sinir sistemi etkileri: Baş ağrısı, baş dönmesi.   Aşırı duyarlık reaksiyonları: Deri döküntüsü, pruritis, ürtiker, ateş ve eklem ağrıları gibi alerjiler gözlenmiştir. İlacın bırakılması ile bu etkiler ortadan kalkar.   Hematolojik ve biyokimyasal etkiler: Trombositopeni, lökopeni ve eozinofili bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar ender ve geri dönüşümlüdür. Karaciğer ve böbrek fonksiyon testlerinde hafif ve geçici değişimler gözlenmiştir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

50 miligramlık bir tek oral doz alan gönüllülerde genellikle sedasyon görülmüştür.    Zolmitriptan tabletlerin eliminasyon yarı-ömrü 2.5-3 saat olduğundan aşırı doz alan hastalar, en az 15 saat boyunca veya semptomlar ve belirtiler devam ettiği sürece izlenmelidir.   Zolmitriptanın spesifik bir antidotu yoktur. Şiddetli intoksikasyon durumunda yoğun bakım önlemlerinin alınması ve bu arada açık bir hava yolu sağlanması ve devam ettirilmesi, yeterli oksijenasyon ve ventilasyon sağlanması, kardiyovasküler sistemin izlenmesi ve desteklenmesi önerilir.

Endikasyonlar

‘Zomig’, auralı veya aurasız migren ataklarının akut tedavisinde endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Preklinik çalışmalarda zolmitriptanın, vasküler insan rekombinant 5HT1B ve 5HT1D reseptör alt-tiplerinin selektif agonisti olduğu gösterilmiştir. Zolmitriptan, yüksek affiniteli bir 5HT1B/1D reseptör agonistidir ve ılımlı bir 5HT1A reseptör affinitesine sahiptir. Radyoligand bağlama çalışmalarının sonuçlarına göre zolmitriptan 5HT2-, 5HT3-, 5HT4, alpha 1, alpha 2 veya beta 1-adrenerjik; H1-, H2-histaminik; müskarinik, dopaminerjik1, veya dopaminerjik2 reseptörlerine anlamlı bir affiniteye veya farmakolojik aktiviteye sahip değildir.   5HT1D reseptörü predominant olarak, trigeminal sinirin hem periferal hemde merkezi sinapslarına presinaptik olarak yerleşmiştir. Preklinik çalışmalar zolmitriptan’ın bu bölgelerin her ikisinde de etkili olabileceğini göstermiştir.  

Farmakokinetik Özellikler

İnsanlarda ağız yoluyla alınan zolmitriptan, hızla ve iyi bir şekilde (dozun en az %64’ü) emilir. Asıl bileşiğin ortalama mutlak biyoyararlanım oranı yaklaşık %40’tır. Yine bir 5HT1B/1D agonisti olan ve hayvan modellerinde zolmitriptanın 2-6 katı daha güçlü olduğu gösterilen aktif bir metaboliti de vardır (183C91, N-desmetil metabolit).   Sağlıklı deneklere 2.5-50 mg arasında değişen bir tek doz olarak verilen zolmitriptanın ve aktif metaboliti olan 183C91’in AUC ve Cmax değeri, dozla orantılıdır. Emilim hızlı olup Cmax değerlerinin %75’i bir saat içerisinde elde edilir ve plazma düzeyleri, sonraki 4-6 saat boyunca devam ettirilir. Gastrointestinal kanalda besinlerin varlığı, zolmitriptan emilimini etkilemez. Çoğul-doz kullanımında birikim olduğunu gösteren hiçbir kanıt yoktur.   Zolmitriptan vücuttan daha çok, karaciğerde biyotransformasyon geçirerek oluşan metabolitlerinin böbrekler yoluyla atılması şeklinde uzaklaştırılır. Zolmitriptanın başlıca 3 metaboliti vardır; İndol asetik asit (plazmadaki ve idrardaki ana metabolit), N-oksit ve N-desmetil analogları. Bunlardan N-desmetil metabolit (183C91) aktiftir, diğerleri değildir. Plazmadaki 183C91 konsantrasyonları, asıl ilacın yaklaşık yarısı olduğundan bu metabolitin, ‘Zomig’in terapötik etkisine katkıda bulunması beklenir. Bir oral dozun %60’tan fazlası, öncelikle indol asetik asit metaboliti olarak idrarla; %30 kadarı ise daha çok değişikliğe uğramamış asıl ilaç olarak dışkıyla vücuttan uzaklaştırılır.   Karaciğer hastalığının zolmitriptan’ın farmakokinetiği üzerindeki etkisini değerlendirmek için yapılan çalışmada, sağlıklı gönüllülerle orta veya ileri derecede karaciğer bozukluğu olan hastalar karşılaştırıldığında orta dereceli karaciğer bozukluğu olan hastaların AUC ve Cmax değerleri sırasıyla %94 ve %50 ve ileri derecede karaciğer bozukluğu olan hastaların ise %226 ve %47 arttığı gösterilmiştir.    Aktif metaboliti de dahil metabolitlerde azalma görülür. 183C91 metabolitinin AUC ve Cmax değerleri orta dereceli karaciğer bozukluğu olan hastalarda sırasıyla %33 ve %44 ve ileri derecede karaciğer bozukluğu olanlarda ise %82 ve %90 azalmıştır.   Zolmitriptan’ın plazma yarı ömrü (T 1/2) sağlıklı gönüllülerde 4.7 saat, orta derecede karaciğer bozukluğu olan hastalarda 7.3 saat ve ileri derecede karaciğer bozukluğu olanlarda ise 12 saattir. Buna karşılık 183C91 metabolitinin plazma yarı ömrü (T 1/2) sırasıyla 5.7 saat,7.5 saat ve 7.8 saattir.   İntravenöz kullanımdan sonraki ortalama total plazma klirensi 10 ml/dakika/kg kadardır ve bunun üçte biri renal klirenstir. Renal klirensin glomerüler filtrasyon hızından yüksek olması, renal tübüler sekresyon oluştuğunu akla getirmektedir. İntravenöz dozdan sonraki dağılım hacmi, 2.4 litre/kg’dır. Plazma proteinlerine bağlanma oranı düşüktür (yaklaşık %25). Zolmitriptanın ortalama eliminasyon yarı-ömrü 2.5-3 saat kadardır. Metabolitlerin yarı-ömrünün de buna yakın olması, bunların eliminasyonlarının oluşum hızlarıyla sınırlandığını akla getirmektedir.   Zolmitriptanın ve metabolitlerinin renal klirensi, orta-ileri derecede böbrek bozukluğu vakalarında sağlıklı deneklerdekinin 1/7-1/8’i kadardır ama asıl bileşiğin ve aktif metabolitinin bu hastalardaki AUC değerleri yalnızca hafif bir yükselme gösterir (sırasıyla %16 ve %35); yarı-ömür de 1 saat uzayarak 3-3.5 saate çıkar.   Bu parametreler, sağlıklı gönüllülerde görülen sınırlar içerisinde kalmaktadır.   Zolmitriptanın ileri yaşta, sağlıklı insanlardaki farmakokinetiği, sağlıklı genç gönüllülerdekine benzer bulunmuştur.  

Farmasötik Şekli

Zomig 2.5 mg film tablet

Formülü

Her bir film tablet etken madde 2.5 mg zolmitriptan ve yardımcı maddeler laktoz, titanyum dioksit ve sarı demir oksit içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Beta blokerler, oral dihidroergotamin, pizotifen gibi migren profilaksisi ilaçlarının birlikte kullanılmasının, ‘Zomig’in etkinliğinde değişiklik yaptığını veya istenmeyen etkilere yol açtığını gösteren hiçbir kanıt yoktur.   Parasetamol, metoklopramid ve ergotamin gibi akut semptomların tedavisi amacıyla kullanılan ilaçlar, ‘Zomig’ farmakokinetiği ve tolerabilitesi üzerinde etkisizdir. ‘Zomig’ tedavisini izleyen 12 saat içerisinde diğer 5HT1B/1D agonistleri alınmamalıdır.   Spesifik bir MAO-A inhibitörü olan moklobemid alınmasından sonra zolmitriptan’ın AUC değerinde %26 yükselme görülmüş, aktif metabolitin AUC değeri ise 3 kat artmıştır. Bu nedenle, bir MAO-A inhibitörünün alınmasından sonraki 24 saat içerisinde kullanılacak ‘Zomig’ miktarı, 7.5 mg’ı aşmamalıdır.   Genel bir P450 inhibitörü olan simetidin uygulamasını takiben zolmitriptan’ın yarı ömrü %44 ve AUC değeri %48 artar. Buna ilave olarak aktif metaboliti (183C91) N-desmetil yarı ömrü ve AUC değeri iki katına çıkar. Simetidin kullanan hastalarda 24 saatte maksimum 5 mg Zomig kullanılması önerilir. Bütün etkileşim profili baz olarak alındığında sitokrom P450 izoenzim CYP1A2 inhibitörleri ile etkileşim gözardı edilemez. Bundan dolayı bu tip bileşiklerden fluvoksamin ve kinolon grubu antibiyotikler (siprofloksasin gibi) ile de aynı şekilde doz azaltılması önerilir.   Fluoksetin zolmitriptan’ın farmakokinetik parametrelerini etkilemez. Spesifik serotonin geri alım inhibitörleri olan fluoksetin, sertraline, paroksetin ve sitalopram’ın terapötik dozları, CYP1A2’yi inhibe etmez.   Sağlıklı küçük bir gönüllü grubunda zolmitriptan, ergotaminle birlikte kullanıldığında farmakokinetik etkileşim görülmemiştir. ‘Zomig’in ergotamin/kafein ile birlikte verilmesi, iyi tolere edilmiş ve yan etkilerde ya da kan basıncı değişikliklerinde, ‘Zomig’in tek başına kullanılmasına kıyasla herhangi bir artışla sonuçlanmamıştır.   Bir MAO-B inhibitörü olan selegilin ve bir selektif serotonin geri-alım inhibitörü (SSRI) olan fluoksetin, zolmitriptanın farmakokinetik parametreleri üzerinde etkili olmamıştır.   Rifampisin uygulamasını takiben zolmitriptan veya onun aktif metabolitinin farmakokinetiği ile ilgili klinik herhangi bir değişiklik gözlemlenmemiştir.  

Kontraendikasyonlar

Zomig aşağıdaki durumlarda kontrendikedir.   Ürünün bileşiminde bulunan maddelerden herhangi birine karşı bilinen aşırı duyarlığı olanlarda, Kan basıncı kontrol altında olmayan hipertansiyon vakalarında, İskemik kalp hastalığında, Koroner spazm/printzmetal angina vakalarında,

Kullanım Şekli Ve Dozu

Bir migren atağının tedavisinde önerilen ‘Zomig’ dozu 2.5 mg’dır.   Eğer semptomlar devam eder veya 24 saat içerisinde tekrarlarsa, alınacak ikinci bir dozun etkili olduğu gösterilmiştir. İkinci bir doz gerekiyorsa bu, başlangıç dozundan en az 2 saat geçtikten sonra alınmalıdır. Eğer hasta 2.5 mg’lık dozlardan tatmin edici bir fayda görmüyorsa, daha sonraki ataklar 5 mg’lık ‘Zomig’in dozlarıyla tedavi edilebilir.   Dozun alınmasını izleyen 1 saat içerisinde anlamlı bir etki görülür.    Migren atağı sırasında alındığı zaman da aynı derecede etkili olan ‘Zomig’ tabletlerin, migren atağı başladıktan sonra mümkün olan en kısa zamanda alınması önerilir.   Tekrarlayan ataklar karşısında 24 saat içerisinde alınacak total ‘Zomig’ miktarı 15 miligramı aşmamalıdır.   ‘Zomig’ migren profilaksisinde kullanılmaz.   Çocuklarda kullanım ‘Zomig’in pediatrik hastalardaki ilaç emniyeti ve etkinliği saptanmış değildir.   65 yaş üzerindeki hastalarda kullanım ‘Zomig’in yaşı 65’in üzerinde olan hastalardaki ilaç emniyeti ve etkinliği, sistematik olarak değerlendirilmiş değildir.   Karaciğer yetmezliği olan hastalar Karaciğer yetmezliği olan hastalarda metabolizma azalır (Farmakokinetik Özelliklere bkz.). Bundan dolayı orta veya ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda, 24 saatte önerilen maksimum doz 5 mg’dır.   Böbrek yetmezliği olan hastalar Doz ayarlanmasına ihtiyaç yoktur. (Farmakokinetik Özelliklere bkz.).

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Zomig Rapimelt 2.5 mg Tablet

Saklama Koşulları

30°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Zomig 2.5 mg film tablet 3 tabletlik blister ambalajda.

Uyarılar/Önlemler

‘Zomig’ yalnızca, migren teşhisi açıkça konulmuş olan hastalarda kullanılmalı ve önemli olabilecek diğer nörolojik durumların bulunmadığına dikkat edilmelidir. ‘Zomig’in hemiplejik veya baziler migren tedavisinde kullanımıyla ilgili herhangi bir veri mevcut değildir.   ‘Zomig’, semptomatik Wollf-Parkinson-White sendromu vakalarına veya kalpteki aksesuvar uyaran iletimi yollarına eşlik eden aritmileri olan hastalara verilmemelidir.   Çok nadir durumlarda bu sınıftan olan bileşikler (5HT1B/1D agonistleri) koroner vazospazm ve miyokard enfarktüsü ile ilgili olabilir.   İskemik kalp hastalığı riski olan hastalara Zomig’de dahil bu sınıftan bileşiklerle tedaviye başlamadan önce kardiyovasküler değerlendirme yapılması önerilir (Bkz. Kontren.)   Diğer 5HT1B/1D agonistleri gibi zolmitriptan kullanılmasından sonra da prekordiyal bölge üzerinde atipik duyular bildirilmiştir. Fakat klinik çalışmalarda bu his, aritmilere veya EKG’deki iskemik değişikliklere eşlik etmemiştir.   ‘Zomig’ kan basıncını (ileri yaştakilerde daha da belirgin olmak üzere) hafif ve geçici bir şekilde yükseltebilir. Ancak klinik çalışma programında bu, herhangi bir klinik sekel ile bağlantılı bulunmamıştır.   Gebelik Gebe kadınlarda ‘Zomig’ yalnızca, annede elde edilecek faydaların, fetusun karşı karşıya kalabileceği risklerden açıkça daha fazla olması durumunda kullanılmalıdır. Gebe kadınlarda yapılmış herhangi bir çalışma yoktur.   Laktasyon Zolmitriptan’ın insanlarda anne sütüne geçişi konusunda herhangi bir veri mevcut olmadığından ‘Zomig’in bebeğini emziren kadınlarda kullanılması sırasında dikkatli olmak gerekir.   Araç ve Makina Kullanmaya Etkisi 20 miligrama kadar çıkan ‘Zomig’ dozları, psikomotor test performansını anlamlı şekilde bozmamıştır. ‘Zomig’ kullanımının, hastaların araç ya da makine kullanma yeteneğini bozma olasılığı yoktur. Ancak somnolans görülebileceği dikkate alınmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

‘Zomig’ iyi tolere edilir. Yan etkiler genelde hafif/orta şiddettedir, geçicidir, ciddi değildir ve ilave tedavi uygulanmaksızın kendiliğinden düzelir. Olası yan etkilerin, dozun alınmasını izleyen 4 saat içerisinde görülme eğilimi vardır ve bunlar, tekrarlanan dozlardan sonra sıklaşmaz.   Çok nadir vakalarda diğer 5HT1B/1D agonistleri ile olduğu gibi angina pectoris ve miyokard enfarktüsü rapor edilmiştir.   En çok aşağıdaki yan etkiler bildirilmiştir: Bulantı Göz kararması Somnolans Sıcaklık hissi Asteni Ağız kuruması   Duyu anormallikleri veya bozuklukları bildirilmiştir; boğazda, boyunda, ekstremitelerde ve göğüste (EKG’de iskemik değişikliklerin eşlik etmediği) ağırlık, daralma, ağrı ya da baskı hissi ortaya çıkabilir; kas ağrıları, kaslarda dermansızlık, parestezi ve dizestezi görülebilir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Zoledronik asidin akut doz aşımı ile ilgili deneyim yoktur. Klinik çalışmalarda iki hasta 5 dakika içerisinde 32 mg zoledronik asit almıştır. Bu hastalarda klinik ya da laboratuvar toksisitesi gözlenmemiştir. Doz aşımı klinik olarak anlamlı hipokalsemi, hipofosfatemi ve hipomagnezemiye neden olabilir. Serum kalsiyum, fosfor ve magnezyum düzeylerindeki klinik olarak önemli azalmalar sırasıyla kalsiyum glukonat, potasyum ya da sodyum fosfat, ve magnezyum sülfat ile düzeltilmelidir.

Endikasyonlar

ZOLENAT; maligniteye bağlı hiperkalseminin tedavisinde kullanılır. Ayrıca multipl miyeloması bulunan hastalarda ve solid tümörlere bağlı kemik metastazı olan hastalarda da standart antineoplastik tedaviyle birlikte kullanılmak üzere endikedir.

Farmakodinamik Özellikler

Zoledronik asit bir bifosfonik asittir. Zoledronik asidin temel farmakolojik etkisi kemik rezorpsiyonunun inhibisyonudur. İn vitro olarak, osteoklastik aktiviteyi inhibe etmekte ve osteoklastlarda apopitozisi başlatmaktadır. Ayrıca, kemiğe bağlanarak mineralize kemik ve kıkırdakta osteoklastik rezorpsiyonu bloke etmektedir. Sonuç olarak, tümörlerin salgıladıkları değişik uyarıcı faktörlere bağlı olarak osteoklast aktivitesi ve iskeletten salınan kalsiyum miktarında gözlenen artışı inhibe olur. Maligniteye bağlı hiperkalsemi ve metastatik kemik hastalığında, altta yatan patofizyolojik bozukluk aşırı kemik rezorpsiyonuna yol açan osteoklastik hiperaktivitedir. Kemik rezorpsiyonu sırasında kana aşırı miktarda kalsiyum salgılanması, progresif dehidratasyon ve glomerüler filtrasyon hızında azalmayla birlikte poliüri ve gastrointestinal bozukluklara neden olur. Buna bağlı olarak böbrekte kalsiyum rezorpsiyonu artar ve sistemik hiperkalsemide kötüleşmeye yol açan bir döngü başlar. Bu nedenle, aşırı kemik rezorpsiyonunun azaltılması ve yeterli sıvı uygulanması büyük önem taşır. Maligniteye bağlı hiperkalsemi genellikle patofizyolojik mekanizmanın türüne göre iki gruba ayrılabilir: humoral hiperkalsemi ve kemikteki tümör invazyonundan kaynaklanan hiperkalsemi. Humoral hiperkalsemide osteoklastlar aktive olur, tümörden salgılanan ve dolaşıma katılan faktörler kemik rezorpsiyonunu uyarır. Humoral tipte hiperkalsemi genellikle skuamöz hücreli akciğer ya da baş-boyun kanserlerinde ve renal-hücreli karsinom ya da over kanseri gibi genitoüriner tümörlerde görülür. Bu hastalarda iskelet metastazı hiç olmayabilir ya da çok azdır. Kemiğin tümör hücreleri tarafından yoğun invazyonu da osteoklastlar aracılığıyla kemik rezorpsiyonunu uyaran lokal tümör ürünlerine bağlı hiperkalsemiye yol açabilir. Lokal mekanizmalar aracılığıyla hiperkalsemiye sıkça yol açan tümörler arasında meme kanseri ve multipl miyelom bulunur. Sıkça görülen hipoalbuminemiden dolayı, maligniteye bağlı hiperkalsemide total serum kalsiyum düzeyleri hiperkalseminin derecesini yansıtmayabilir. İdeal olarak, hiperkalsemik durumlarda tanı koymak ve izlemek için iyonize kalsiyum düzeyleri kullanılmalıdır. Maligniteye bağlı hiperkalsemisi olan hastaların katıldığı çalışmalarda, tek doz zoledronik asit serum kalsiyum ve fosfor düzeylerini azaltmış, idrardaki kalsiyum ve fosfor atılımını artırmıştır.

Farmakokinetik Özellikler

Kanserli ve kemik metastazlı 64 hastaya tek veya çoklu dozda (28 günde bir) 5 ya da 15 dakikalık infüzyonlarla 2, 4, 8 ya da 16 mg zoledronik asit verilmiş ve plazma zoledronik asit konsantrasyonlarında infüzyon sonrası gözlenen azalma, trifazik süreçle uyumlu bulunmuştur. Zoledronik asidin terminal eliminasyon fazı uzundur. İnfüzyondan 2 ve 28 gün sonra plazma konsantrasyonları çok düşüktür ve terminal eliminasyon yarı ömrü 146 saattir. 2-16 mg zoledronik asit için plazma konsantrasyonu-zaman eğrisi altında kalan alan (EAA0-24 sa) dozla orantılı bulunmuştur. Üç siklus boyunca ölçülen zoledronik asit birikimi ise düşüktür. Zoledronik asidin plazma proteinlerine bağlanma oranı yaklaşık %22’dir ve bağlanma oranı zoledronik asit konsantrasyonlarından bağımsızdır. Zoledronik asit in vitro koşullarda insan P450 enzimleri üzerinde inhibisyona yol açmaz ve in vivo koşullarda biyotransformasyona uğramaz. Kanser ve kemik metastazları olan 64 hastada, uygulanan zoledronik asit dozunun ortalama %39 ± 16’sı (± SD) 24 saat içerisinde idrarda belirlenmiş ve uygulamadan 2 gün sonra idrarda yalnızca eser miktarda ilaç saptanmıştır. 0-24. saatlerde idrarda atılan kümülatif ilaç yüzdesi ise dozdan bağımsız bulunmuştur. 0-24. saatlerde idrarda belirlenemeyen ilaç muhtemelen kemiğe bağlanan miktarı yansıtmaktadır ve bu miktar sistemik dolaşıma yavaş yavaş geri salınmaktadır. Sonuç olarak bu durum, gözlenen uzamış düşük plazma konsantrasyonlarına yol açmaktadır. Zoledronik asidin 0-24. saatlerdeki renal klirensi 3.7 ± 2.0 L/saat olarak bulunmuştur. Özel hasta gruplarında farmakokinetik Pediatrik hastalar: Pediatrik hastalarda farmakokinetik veri bulunmamaktadır. Geriatrik hastalar: Kanser ve kemik metastazı bulunan ve 38 ile 84 yaşları arasında olan hastalarda zoledronik asidin farmakokinetik özellikleri üzerinde yaşa bağlı bir etki gözlenmemiştir. Karaciğer Yetmezliği: Karaciğer yetmezliğinin zoledronik asidin farmakokinetik özellikleri üzerindeki etkilerini değerlendiren klinik çalışma yapılmamıştır. Böbrek Yetmezliği: Renal fonksiyonları normal olan hastalarla karşılaştırıldığında, hafif derecede böbrek bozukluğu olan hastaların plazma EAA değerlerinde ortalama %15’lik artış saptanmıştır. Buna karşılık orta derecede böbrek yetmezliği olan hastaların plazma EAA değerlerinde ortalama %43 artış kaydedilmiştir. Ağır böbrek yetersizliğinde (kreatinin klirensi < 30 mL/dak) zoledronik asitle ilgili farmakokinetik veriler sınırlıdır.

Farmasötik Şekli

ZOLENAT IV 4 mg/5 mL İnfüzyon İçin Konsantre Çözelti İçeren Flakon Steril – Apirojen

Formülü

Her bir flakon; 4 mg zoledronik aside eşdeğer 4.264 mg zoledronik asid monohidrat içeren 5 mL konsantre çözelti içerir. Yardımcı maddeler; 220 mg mannitol, 24 mg sodyum sitrat, enjeksiyonluk su.

İlaç Etkileşmeleri

Zoledronik asit; yaklaşık %56 oranında plazma proteinlerine bağlanır, CYP450 enzimlerini inhibe etmez ve idrarla değişmeden atılır. Bisfosfonatlar aminoglikozidlerle birlikte uygulandığında dikkatli olunmalıdır. Çünkü aminoglikozidler uzun süre kullanıldıklarında serum kalsiyum düzeylerini azaltmak açısından aditif etki yapabilirler. Ayrıca hipokalsemi riskindeki artıştan dolayı loop diüretikleriyle birlikte kullanım sırasında da dikkatli olmak gerekir. Zoledronik asidin nefrotoksisiteye yol açma potansiyeli bulunan diğer ilaçlarla birlikte kullanımı sırasında da dikkatli olunmalıdır. Multipl miyeloma hastalarında, zoledronik asit ile talidomidin birlikte kullanımı sırasında renal disfonksiyon riski artabilir.

Kontraendikasyonlar

ZOLENAT; diğer bisfosfonatlar veya formülündeki bileşenlerden herhangi birine karşı klinik önem taşıyan hipersensitivitesi olan hastalarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Hekim tarafından başka şekilde önerilmedi ise mutad dozlar aşağıdaki gibidir. Maligniteye bağlı hiperkalsemi: Zoledronik asidin maligniteye bağlı hiperkalsemideki (albumine göre düzeltilmiş serum kalsiyumu *≥12 mg/dL [3 mmol/L]) önerilen dozu 4 mg’dır. Uygulamadan önce hastaların uygun bir biçimde rehidratasyonu sağlanmalıdır. Eğer ilk tedaviden sonra serum kalsiyumu normale dönmezse ya da normal düzeyde kalmazsa, 4 mg zoledronik asit ile yeniden tedavi düşünülebilir. İlk doza tam yanıtın gelişmesine olanak tanımak için, yeniden uygulama yapmadan önce en az 7 gün geçmesi önerilmektedir. Multipl miyeloma ve solid tümörlerin metastatik kemik lezyonları: Zoledronik asidin multipl miyeloma ve solid tümörlere bağlı metastatik kemik lezyonlarında önerilen dozu, her üç ya da dört haftada bir 15 dakikalık infüzyon şeklinde verilen 4 mg’dır. Klinik çalışmalardaki tedavi süresi prostat kanseri için 15 ay, meme kanseri ve multipl miyelom için 15 ay, diğer solid tümörler için 9 aydır. Hastalara günlük 500 mg oral kalsiyum takviyesi yapılmalı ve 400 IU Vitamin D içeren bir multipl vitamin preparatı verilmelidir. Her zoledronik asit dozundan önce serum kreatinin düzeyi ölçülmeli ve renal fonksiyonların kötüleşmesi durumunda tedavi durdurulmalıdır. Renal kötüleşme aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır: Başlangıç kreatinin düzeyi normal olan hastalarda 0.5 mg/dL artış Başlangıç kreatinin düzeyi anormal olan hastalarda 1.0 mg/dL artış Klinik çalışmalarda zoledronik asit tedavisine ancak kreatinin düzeyi başlangıç değerinin %10 az ya da fazlası arasındaki aralığa döndüğünde devam edilmiştir. Solüsyonun hazırlanması: İnfüzyonluk zoledronik asit konsantresi içeren flakonlar 5 mL’lik konsantre (4 mg zoledronik asit) alabilecek şekildedir. Bu konsantre solüsyon %0.9 sodyum klorür ya da %5 dekstroz çözeltisi ile 100 mL’ye seyreltilmelidir. Seyreltilmemiş konsantre enjektör içerisinde saklanmamalıdır. İnfüzyon çözeltisi ile seyreltildikten sonra çözelti eğer kullanılmayacaksa, mikrobiyolojik açıdan korumak üzere, buzdolabında 2°C – 8°C (36°F – 46°F) aralığında saklanmalıdır. Buzdolabındaki çözeltinin uygulamadan önce oda sıcaklığına gelmesi beklenmelidir. Seyreltme, buzdolabında saklama ve uygulama arasındaki süre 24 saati geçmemelidir. Zoledronik asit Laktatlı Ringer çözeltisi gibi kalsiyum içeren çözeltilerle karıştırılmamalıdır. Tek ve ayrı bir intravenöz infüzyon şeklinde, diğer ilaçlardan farklı bir damar yolundan verilmelidir. Not: Parenteral ilaç ürünleri uygulanmadan önce, çözelti ve şişenin olanak verdiği ölçüde, partikül ve renk bozukluğu açısından incelenmelidir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Saklama Koşulları

Çocukların göremiyeceği ve erişemiyeceği yerlerde, 25°C nin altındaki oda sıcaklığında ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

ZOLENAT İ.V. 4 mg/5 mL İnfüzyon İçin Konsantre Çözelti İçeren Flakon, 1 flakonluk ambalajlardadır.

Uyarılar/Önlemler

RENAL FONKSİYONLARDA KLİNİK AÇIDAN YETMEZLİĞE İLERLEYEBİLECEK KÖTÜLEŞME RİSKİ NEDENİYLE ZOLEDRONİK ASİDİN TEK BİR DOZU 4 MG’I GEÇMEMELİ VE İNFÜZYON SÜRESİ 15 DAKİKANIN ALTINDA OLMAMALIDIR. Genel: Serum kalsiyum, fosfat, magnezyum ve kreatinin düzeyi gibi hiperkalsemi sırasında standart olarak değerlendirilen metabolik parametreler zoledronik asit tedavisinin başlangıcından itibaren yakından izlenmelidir. Hipokalsemi, hipofosfatemi ya da hipomagnezemi geliştiğinde kısa süreli destek tedavisi gerekebilir. Ayrıca maligniteye bağlı hiperkalsemisi olan hastalarda zoledronik asit tedavisinden önce yeterli rehidratasyon yapılmalıdır. Böbrek yetmezliği: Zoledronik asit de dahil olmak üzere bisfosfonatlar renal fonksiyonda kötüleşme ve olası renal yetmezlik ile ortaya çıkan renal toksisite ile ilişkilidirler. Klinik çalışmalarda, 5 dakikalık infüzyon ile zoledronik asit uygulanan hastalarda, aynı dozu 15 dakikalık infüzyon ile alanlara göre renal fonksiyonda kötüleşme (serum kreatininde artış) riskinin anlamlı ölçüde arttığı belirlenmiştir. Ayrıca, 15 dakikalık infüzyon ile uygulansa bile, 8 mg’lık zoledronik asit dozunu kullanan hastalarda renal fonksiyonlarda kötüleşme ve renal yetmezlik riskinde anlamlı artış olduğu gözlenmiştir. Başlangıçtaki kreatinin düzeyinin yüksek olması ve bifosfonat ile çok sayıda tedavi siklusu uygulanmış olması da bu riski artıran faktörlerdir. Zoledronik asit alan hastalarda her tedaviden önce serum kreatinini ölçülmelidir. Maligniteye bağlı hiperkalsemisi olan ve renal fonksiyonları kötüleşen hastalarda, tedaviye devam etmenin potansiyel yararlarının risklerinden ağır basıp basmadığı dikkatle değerlendirilmelidir. Kemik metastazları için zoledronik asit uygulanan hastaların renal fonksiyonlarında kötüleşme varsa tedavi durdurulmalıdır. Karaciğer yetmezliği: Karaciğer yetmezliği olan hastalarda zoledronik asit kullanımına ilişkin veriler kısıtlıdır ve güvenli zoledronik asit kullanımı konusunda yol göstermek için yeterli değildir. Astımlı hastalar: Zoledronik asit ile gözlenmemesine karşın, aspirine duyarlı astımlı hastalarda diğer bisfosfonatların kullanımıyla bronkokonstriksiyon arasında ilişki saptanmıştır. Aspirine duyarlı astımı olan hastalarda zoledronik asit dikkatle kullanılmalıdır. Zoledronik asit, osteonekroz ve kas-iskelet ağrısı yapabilir. Pediatrik kullanım: Pediatrik hastalarda zoledronik asidin etkinlik ve güvenilirliği gösterilmemiştir. Zoledronik asit uzun dönemde kemik tarafından tutulduğu için, ancak muhtemel yarar muhtemel riskten ağır basıyorsa çocuklarda kullanılmalıdır. Geriatrik kullanım: Klinik çalışmalarda, yaşlı ve genç hastalardaki etkinlik ve güvenilirlik benzer bulunmuştur. Renal fonksiyonlardaki azalma yaşlılarda daha yaygın olduğu için, renal fonksiyonların izlenmesine özellikle dikkat edilmelidir. Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanım Gebelikte kullanımı: Gebelik Kategorisi D’dir. ZOLEDRONİK ASİT GEBELİK SIRASINDA KULLANILMAMALIDIR. Zoledronik asit gebe kadınlara verildiğinde fetusta hasara yol açabilir. Zoledronik asit kullanımı sırasında gebe kalan kadınlar fetusun maruz kalabileceği potansiyel zarar konusunda bilgilendirilmelidir. Gebe kalma potansiyeli olan kadınlar gebelikten kaçınmalıdırlar. Emziren annelerde kullanımı: Zoledronik asidin insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Birçok ilaç insan sütüne geçtiğinden ve zoledronik asit uzun dönemde kemiğe bağlandığından bu ilaç emziren annelere verilmemelidir. Araç ve makina kullanma yeteneği üzerine etkisi: Zoledronik asidin araç ve makina kullanma yeteneği üzerine etkisi bilinmemektedir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Zoledronik asit ile gözlenen advers reaksiyonlar hafif ve geçici olup, diğer bisfosfonatlar ile bildirilenlere benzerdir. İntravenöz uygulama ile en sık olarak ateş görülür. Bazen ateşle birlikte titreme, kemik ağrısı ve/veya artralji ve miyaljiden oluşan grip benzeri bir sendrom gözlenebilir. İntravenöz infüzyonu takiben bulantı ve kusma gibi gastrointestinal reaksiyonlar bildirilmiştir. İnfüzyon bölgesinde kızarıklık ve şişlik gibi lokal reaksiyonlar ise nadiren görülmüştür. Çoğu vakada özel bir tedavi gerekmez ve semptomlar 24-48 saat içerisinde düzelir. Zoledronik asit tedavisini takiben seyrek olarak döküntü, kaşıntı ve göğüs ağrısı bildirilmiştir. Diğer bisfosfonatlarda olduğu gibi, konjonktivit ve hipomagnezemi de gelişebildiği de bildirilmiştir. Zoledronik asit ile yapılan klinik çalışmalarda serum kreatinin, kalsiyum, fosfor ve magnezyum düzeylerinde 3. ve 4. derece laboratuvar anomalileri gözlenmiştir. Ayrıca hastaların en az % 5 ya da daha fazlası tarafından bildirilen advers olaylar zoledronik asit ile olası neden sonuç ilişkisinden bağımsız olarak aşağıda listelenmiştir. Tüm vücut: Yorgunluk, güçsüzlük, ateş, asteni, göğüs ağrısı, mukozit, kanserin ilerlemesi, metastazlar, alt ekstremite ödemi, rigor Kan ve lenfatik sistem: Anemi, nötropeni, granülositopeni, trombositopeni, pansitopeni Sindirim sistemi: Bulantı, kusma, ishal, kabızlık, karın ağrısı, disfaji Metabolizma ve beslenme: İştahsızlık, kilo kaybı, dehidratasyon Kardiyovasküler sistem: Hipotansiyon İnfeksiyon: Üst solunum yolu infeksiyonu, üriner infeksiyon, moniliazis, non-spesifik infeksiyon Kas iskelet sistemi: Ağrı, miyalji, artralji Sinir sistemi: Baş ağrısı, sersemlik, uyku hali, uykusuzluk, parestezi, hipoestezi, konfüzyon, anksiyete, ajitasyon, depresyon Solunum sistemi: Dispne, öksürük, plevral efüzyon Cilt: Saç dökülmesi, dermatit Laboratuvar anormallikleri: Hipofosfatemi, hipokalemi, hipomagnezemi, hipokalsemi Renal toksisite: Zoledronik asit uygulanan ve başlangıçtaki kreatinin düzeyi normal (<1.4 mg/dL) olan hastalarda 0.5 mg/dL yükselme, ya da başlangıç kreatinin düzeyi anormal (≥1.4 mg/dL) olan hastalarda 1.0 mg/dL yükselme şeklinde renal toksisite olguları bildirilmiştir. Zoledronik asit, plasebo ya da diğer bifosfonatlar da kullanılsa, renal fonksiyonlarda kötüleşme riski, zaman ile ilişkili gibi görünmektedir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 26 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window