İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması CECLOR-MR
Birim Miktarı 10
ATC Kodu J01DC04
ATC Açıklaması Sefaklor
NFC Kodu BC
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Gecikmeli Film Kaplı Tabletler
Kamu Kodu A01699
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 19,33 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 17,26 TL (18 Şubat 2019)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 8,87 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !

İlaç Etken Maddeleri

  • sefaklor monohidrat (375 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Periton boşluğuna giren diyaliz solüsyonunun fazlası kolaylıkla drenaj torbasına çekilebilir.   Çok sık veya çok ani değişimler, acil tedavi gerektiren dehidratasyon ve/veya elektrolit dengesizliklerine sebep olabilir.   Günde bir veya daha fazla değişimin unutulması durumunda veya uygulanan solüsyonun hacminin çok az olması durumunda, aşırı hidratasyon veya elektrolit dengesizlikleri meydana gelebilir.   Tedavi yarıda kesilirse veya tamamen bırakılırsa hayatı tehdit edici ödem veya üremi gelişebilir.

Doz Aşımı

Periton boşluğuna giren diyaliz solüsyonunun fazlası kolaylıkla drenaj torbasına çekilebilir.   Çok sık veya çok ani değişimler, acil tedavi gerektiren dehidratasyon ve/veya elektrolit dengesizliklerine sebep olabilir.   Günde bir veya daha fazla değişimin unutulması durumunda veya uygulanan solüsyonun hacminin çok az olması durumunda, aşırı hidratasyon veya elektrolit dengesizlikleri meydana gelebilir.   Tedavi yarıda kesilirse veya tamamen bırakılırsa hayatı tehdit edici ödem veya üremi gelişebilir.

Endikasyonlar

Periton Diyalizi ile tedavi edilebilen, herhangi bir nedenden kaynaklanan son dönem (dekompanse) kronik böbrek yetmezliğinde kullanılır.

Endikasyonlar

Periton Diyalizi ile tedavi edilebilen, herhangi bir nedenden kaynaklanan son dönem (dekompanse) kronik böbrek yetmezliğinde kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

CAPD 17 stay safe, laktat-tamponlu, glukoz-içeren bir elektrolit solüsyonudur, herhangi bir nedenden kaynaklanan son dönem böbrek yetmezliğinin sürekli ayaktan periton diyalizi (CAPD) ile tedavisinde intraperitoneal olarak uygulanır. Bu periton diyaliz solüsyonunun kalsiyum diyaliz konsantrasyonu 1.25 mmol/l’ye ayarlanmıştır, bu konsantrasyonun beraber uygulanan kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini tedavisi esnasında meydana gelen hiperkalsemi riskini azalttığı gösterilmiştir.   Sürekli ayaktan periton diyalizinin (CAPD) karakteristiği, günde 3-5 kez taze solüsyon ile değiştirilen ve genellikle 2 litre olan diyaliz solüsyonunun periton boşluğunda sürekli bulunuşudur.   Her periton diyalizi tekniğinin arkasındaki temel prensip, kan ve diyaliz solüsyonu arasında fizikokimyasal özelliklerine bağlı olarak difüzyon ve konveksiyon ile su ve solütlerin değişimine izin veren yarı geçirgen bir zar olarak peritoneum’un kullanılmasıdır.   Solüsyonun elektrolit profili temelde serum fizyolojik ile aynı olmakla birlikte üremik hastalarda intraperitoneal yoldan madde ve sıvı değişimi ile yapılan renal replasman terapisinde kullanılmak üzere adapte edilmiştir (örn. potasyum içeriği). Normalde idrarla atılan üre, kreatinin, inorganik fosfat, ürik asit, diğer solütler ve su gibi maddeler vücuttan diyaliz solüsyonuna geçer. Benzer şekilde, kullanılan ilaçların da diyaliz esnasında atılabileceği ve bir doz ayarlamasının gerekebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.   Bireysel parametreler ( hasta boyutu, vücut ağırlığı, laboratuar parametreleri, residüel renal fonksiyonlar, ultrafiltrasyon) değişik osmolarite (glukoz içeriği), potasyum, sodyum ve kalsiyum konsantrasyonlarındaki solüsyonun kombinasyonu ve dozunu belirlemek için kullanılmalıdır. Terapinin etkinliği bu parametrelere dayanarak düzenli olarak izlenmelidir.   Yüksek glukoz konsantrasyonundaki (%2.3 ve %4.25)  periton diyaliz solüsyonları vücut ağırlığı istenen kuru ağırlığın üzerindeyse kullanılır. Vücuttan sıvı çekişi periton diyaliz solüsyonunun glukoz konsantrasyonuna bağlı olarak artar.

Farmakodinamik Özellikler

CAPD 17 stay safe, laktat-tamponlu, glukoz-içeren bir elektrolit solüsyonudur, herhangi bir nedenden kaynaklanan son dönem böbrek yetmezliğinin sürekli ayaktan periton diyalizi (CAPD) ile tedavisinde intraperitoneal olarak uygulanır. Bu periton diyaliz solüsyonunun kalsiyum diyaliz konsantrasyonu 1.25 mmol/l’ye ayarlanmıştır, bu konsantrasyonun beraber uygulanan kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini tedavisi esnasında meydana gelen hiperkalsemi riskini azalttığı gösterilmiştir.   Sürekli ayaktan periton diyalizinin (CAPD) karakteristiği, günde 3-5 kez taze solüsyon ile değiştirilen ve genellikle 2 litre olan diyaliz solüsyonunun periton boşluğunda sürekli bulunuşudur.   Her periton diyalizi tekniğinin arkasındaki temel prensip, kan ve diyaliz solüsyonu arasında fizikokimyasal özelliklerine bağlı olarak difüzyon ve konveksiyon ile su ve solütlerin değişimine izin veren yarı geçirgen bir zar olarak peritoneum’un kullanılmasıdır.   Solüsyonun elektrolit profili temelde serum fizyolojik ile aynı olmakla birlikte üremik hastalarda intraperitoneal yoldan madde ve sıvı değişimi ile yapılan renal replasman terapisinde kullanılmak üzere adapte edilmiştir (örn. potasyum içeriği). Normalde idrarla atılan üre, kreatinin, inorganik fosfat, ürik asit, diğer solütler ve su gibi maddeler vücuttan diyaliz solüsyonuna geçer. Benzer şekilde, kullanılan ilaçların da diyaliz esnasında atılabileceği ve bir doz ayarlamasının gerekebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.   Bireysel parametreler ( hasta boyutu, vücut ağırlığı, laboratuar parametreleri, residüel renal fonksiyonlar, ultrafiltrasyon) değişik osmolarite (glukoz içeriği), potasyum, sodyum ve kalsiyum konsantrasyonlarındaki solüsyonun kombinasyonu ve dozunu belirlemek için kullanılmalıdır. Terapinin etkinliği bu parametrelere dayanarak düzenli olarak izlenmelidir.   Yüksek glukoz konsantrasyonundaki (%2.3 ve %4.25)  periton diyaliz solüsyonları vücut ağırlığı istenen kuru ağırlığın üzerindeyse kullanılır. Vücuttan sıvı çekişi periton diyaliz solüsyonunun glukoz konsantrasyonuna bağlı olarak artar.

Farmakokinetik Özellikler

Üre, kreatinin, ürik asit, inorganik fosfat ve sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum gibi elektrolitler, vücuttan diyaliz solüsyonuna difüzyon ve/veya konveksiyon ile geçer.   CAPD 17 stay safe’de osmotik ajan olarak kullanılan diyalizat glukozu yavaşça absorbe olarak diyaliz solüsyonu ile ekstrasellüler sıvı arasındaki difüzyon gradyentini azaltır.Ultrafiltrasyon bekleme süresinin başında maksimaldir 2-3 saat sonra bir pik noktasına ulaşır. 4 saat sonra ultrafiltrat; %1.5 glukoz solüsyonunda ortalama 100 ml, %2.3 glukoz solüsyonunda ortalama 400 ml, %4.25 glukoz solüsyonunda ise ortalama 800 ml’dir. Diyalizat glukozunun %60-80’i absorbe olur.   Tamponlama ajanı olarak kullanılan L-laktat 6 saatlik bir bekleme süresinin sonunda tamamen absorbe olur. Normal hepatik fonksiyonu olan hastalarda L-laktat, ara metabolitlerin normal değerlerinin de ortaya koyduğu üzere, hızlı bir şekilde metabolize olur.   Kalsiyum madde transferi diyaliz solüsyonunun glukoz konsantrasyonuna, çıkan sıvının hacmine, serum iyonize kalsiyum konsantrasyona ve diyaliz solüsyonundaki kalsiyum konsantrasyonuna bağlıdır.   Glukoz konsantrasyonu, çıkan sıvının hacmi, serum iyonize kalsiyum konsantrasyonu ne kadar yüksek ve diyaliz solüsyonundaki kalsiyum konsantrasyonu da ne kadar düşük olursa, hastadan diyalizata kalsiyum transferi o kadar yüksek olur. Günde  3 adet %1.5 ve 1 adet %4.25 glukoz içeren torba ile yapılan tipik bir Sürekli Ayaktan Periton Diyalizinin (CAPD) günde 160 mg’a kadar kalsiyumu uzaklaştıracağı öngörülmektedir, bu şekilde hiperkalsemi riski olmadan kalsiyum içeren ilaçlar ve D vitamini oral yoldan daha fazla alınabilir.

Farmakokinetik Özellikler

Üre, kreatinin, ürik asit, inorganik fosfat ve sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum gibi elektrolitler, vücuttan diyaliz solüsyonuna difüzyon ve/veya konveksiyon ile geçer.   CAPD 17 stay safe’de osmotik ajan olarak kullanılan diyalizat glukozu yavaşça absorbe olarak diyaliz solüsyonu ile ekstrasellüler sıvı arasındaki difüzyon gradyentini azaltır.Ultrafiltrasyon bekleme süresinin başında maksimaldir 2-3 saat sonra bir pik noktasına ulaşır. 4 saat sonra ultrafiltrat; %1.5 glukoz solüsyonunda ortalama 100 ml, %2.3 glukoz solüsyonunda ortalama 400 ml, %4.25 glukoz solüsyonunda ise ortalama 800 ml’dir. Diyalizat glukozunun %60-80’i absorbe olur.   Tamponlama ajanı olarak kullanılan L-laktat 6 saatlik bir bekleme süresinin sonunda tamamen absorbe olur. Normal hepatik fonksiyonu olan hastalarda L-laktat, ara metabolitlerin normal değerlerinin de ortaya koyduğu üzere, hızlı bir şekilde metabolize olur.   Kalsiyum madde transferi diyaliz solüsyonunun glukoz konsantrasyonuna, çıkan sıvının hacmine, serum iyonize kalsiyum konsantrasyona ve diyaliz solüsyonundaki kalsiyum konsantrasyonuna bağlıdır.   Glukoz konsantrasyonu, çıkan sıvının hacmi, serum iyonize kalsiyum konsantrasyonu ne kadar yüksek ve diyaliz solüsyonundaki kalsiyum konsantrasyonu da ne kadar düşük olursa, hastadan diyalizata kalsiyum transferi o kadar yüksek olur. Günde  3 adet %1.5 ve 1 adet %4.25 glukoz içeren torba ile yapılan tipik bir Sürekli Ayaktan Periton Diyalizinin (CAPD) günde 160 mg’a kadar kalsiyumu uzaklaştıracağı öngörülmektedir, bu şekilde hiperkalsemi riski olmadan kalsiyum içeren ilaçlar ve D vitamini oral yoldan daha fazla alınabilir.

Farmasötik Şekli

Periton Diyaliz Solüsyonu Berrak, renksiz-hafif sarı renkli solüsyon

Farmasötik Şekli

Periton Diyaliz Solüsyonu Berrak, renksiz-hafif sarı renkli solüsyon

Formülü

1 litre içinde:   Sodyum klorür                                                       5.786 g Sodyum-(S)-laktat solüsyonu                                    7.85 g 3.925 g sodyum-(S)-laktat’a eşdeğer Kalsiyum klorür x 2 H2O                                           0.1838 g Magnezyum klorür x 6 H2O                                       0.1017 g Glukoz monohidrat                                                  16.5 g 15.0 g/l anhidröz glukoza ve 0.75 g/l’ye kadar fruktoza eşdeğer   Na+                                    134 mmol/l Ca++                                   1.25 mmol/l Mg++                                  0.5 mmol/l Cl-                                      102.5 mmol/l (S)-laktat                            35 mmol/l Glukoz                                83.2 mmol/l   Teorik osmolarite                  356 mosm/l pH ~ 5.5

Formülü

1 litre içinde:   Sodyum klorür                                                       5.786 g Sodyum-(S)-laktat solüsyonu                                    7.85 g 3.925 g sodyum-(S)-laktat’a eşdeğer Kalsiyum klorür x 2 H2O                                           0.1838 g Magnezyum klorür x 6 H2O                                       0.1017 g Glukoz monohidrat                                                  16.5 g 15.0 g/l anhidröz glukoza ve 0.75 g/l’ye kadar fruktoza eşdeğer   Na+                                    134 mmol/l Ca++                                   1.25 mmol/l Mg++                                  0.5 mmol/l Cl-                                      102.5 mmol/l (S)-laktat                            35 mmol/l Glukoz                                83.2 mmol/l   Teorik osmolarite                  356 mosm/l pH ~ 5.5

İlaç Etkileşmeleri

Periton diyaliz solüsyonunun kullanımı diğer ilaçlarda – bu ilaçlar periton zarından diyaliz edilebilir nitelikte ise- etkinlik kaybına sebep olabilir. Doz ayarlaması gerekli olabilir.   Serum potasyum seviyesinde belirgin bir düşüş dijitalle ilişkili advers reaksiyonların sıklığını arttırabilir.   Hiperparatiroidizm vakaları özel dikkat ve izleme gerektirir. Terapi yeterli miktarda enteral kalsiyum desteğini sağlamak için kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini uygulamasını da içermelidir.   Diüretik ajanların kullanımı residüel renal fonksiyonun korunmasına yardımcı olabilir, fakat aynı zamanda su ve elektrolit dengesizlikleri ile sonuçlanabilir.   Diyabetiklerde kan şekerini azaltıcı ilaçların günlük dozu, artan glukoz alımına göre ayarlanmalıdır.

İlaç Etkileşmeleri

Periton diyaliz solüsyonunun kullanımı diğer ilaçlarda – bu ilaçlar periton zarından diyaliz edilebilir nitelikte ise- etkinlik kaybına sebep olabilir. Doz ayarlaması gerekli olabilir.   Serum potasyum seviyesinde belirgin bir düşüş dijitalle ilişkili advers reaksiyonların sıklığını arttırabilir.   Hiperparatiroidizm vakaları özel dikkat ve izleme gerektirir. Terapi yeterli miktarda enteral kalsiyum desteğini sağlamak için kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini uygulamasını da içermelidir.   Diüretik ajanların kullanımı residüel renal fonksiyonun korunmasına yardımcı olabilir, fakat aynı zamanda su ve elektrolit dengesizlikleri ile sonuçlanabilir.   Diyabetiklerde kan şekerini azaltıcı ilaçların günlük dozu, artan glukoz alımına göre ayarlanmalıdır.

Kontraendikasyonlar

Bu periton diyaliz solüsyonuna spesifik olarak Hipokalemi, hiperkalsemi   Periton diyaliz tedavisi ile ilgili genel olarak ·         Abdominal duvar veya periton boşluğunun bütünlüğü üzerinde etkisi olabilecek hastalıklar: son dönemlerde geçirilmiş abdominal yaralanma, abdominal yanıklar, kateter çıkış yeri bölgesindeki abdominal derinin geniş çapta enflamasyonu (dermatit), peritonit; abdominal perforasyon; fibröz adezyonlu abdominal operasyon hikayesi; enflamatuar barsak hastalıkları (Crohn’s hastalığı, ülseratif kolit, divertikülit) intra-abdominal tümörler, son dönemlerde geçirilmiş abdominal cerrahi, ileus, abdominal herniler, internal veya eksternal abdominal fistüller; ·         Akciğer hastalıkları, özellikle pnömoni; ·         Sepsis, ·         Laktasidozis ·         Kaşeksi ve yetersiz beslenme nedeniyle aşırı kilo kaybı ·         Periton diyalizi ile kontrol altına alınamayan nadir üremi vakaları ·         Şiddetli hiperlipidemi ·         Hastanın fiziksel veya zihinsel olarak, Periton Diyalizini hekim tarafından öğretildiği şekilde uygulayamayacak durumda olması

Kontraendikasyonlar

Bu periton diyaliz solüsyonuna spesifik olarak Hipokalemi, hiperkalsemi   Periton diyaliz tedavisi ile ilgili genel olarak ·         Abdominal duvar veya periton boşluğunun bütünlüğü üzerinde etkisi olabilecek hastalıklar: son dönemlerde geçirilmiş abdominal yaralanma, abdominal yanıklar, kateter çıkış yeri bölgesindeki abdominal derinin geniş çapta enflamasyonu (dermatit), peritonit; abdominal perforasyon; fibröz adezyonlu abdominal operasyon hikayesi; enflamatuar barsak hastalıkları (Crohn’s hastalığı, ülseratif kolit, divertikülit) intra-abdominal tümörler, son dönemlerde geçirilmiş abdominal cerrahi, ileus, abdominal herniler, internal veya eksternal abdominal fistüller; ·         Akciğer hastalıkları, özellikle pnömoni; ·         Sepsis, ·         Laktasidozis ·         Kaşeksi ve yetersiz beslenme nedeniyle aşırı kilo kaybı ·         Periton diyalizi ile kontrol altına alınamayan nadir üremi vakaları ·         Şiddetli hiperlipidemi ·         Hastanın fiziksel veya zihinsel olarak, Periton Diyalizini hekim tarafından öğretildiği şekilde uygulayamayacak durumda olması

Kullanım Şekli Ve Dozu

Dozaj CAPD 17 stay safe intraperitoneal olarak  kullanılır. Terapi modu, uygulama sıklığı, ve bekleme süresi hekim tarafından belirlenir.   Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi (CAPD) Farklı şekilde reçete edilmemişse, hastalara günde 4 kez değişim başına 2,000 ml solüsyon verilir( günlük doz 8,000 ml’ye tekabül eder ).  2-10 saatlik bir bekleme süresinin ardından solüsyon boşaltılır.   Hastalar için bireysel olarak doz ayarlaması gerekir.   Eğer periton diyalizi tedavisinin başlangıcında abdominal distansiyon görülürse, değişim başına solüsyon hacmi azaltılmalıdır.   Çocuklara, vücut ağırlığına bağlı olarak tedavi başına 500- 1,500 ml ( 30 – 40 ml/ kg   vücut ağırlığı ) solüsyon verilir.   İri yapılı yetişkinlerde ve/ veya daha yüksek hacimleri tolere edebilen hastalarda, ve eğer residüel renal fonksiyon kaybolmuşsa, uygulanan hacim 2,500 – 3,000 ml’ye çıkarılır.   Uygulama Metodu ve Süresi Hastalar evde periton diyalizi uygulamaya başlamadan önce, periton diyalizi konusunda yeterlilik kazanmış olmalıdır. Eğitim kalifiye personel tarafından verilmelidir. Hekim hastanın evde periton diyalizi uygulamaya başlamasından evvel uygulama teknikleri konusunda ustalaşmasını sağlamalıdır. Herhangi bir problem veya belirsizlik olması durumunda hekimle bağlantıya geçilmelidir.   Reçete edilen dozlarda diyaliz, günlük olarak gerçekleştirilmelidir. Renal replasman terapisi gerektiği sürece periton diyalizine devam edilmelidir.   Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi (CAPD) Kullanıma hazır solüsyon ilk önce ısıtılarak vücut ısısına getirilir. 3,000 ml’ye kadar hacmi olan torbalar için bu işlem, uygun bir ısıtıcı tepsi kullanılarak yapılmalıdır. 22º C başlangıç ısısındaki 2,000 ml bir torba için ısıtma süresi yaklaşık olarak 120 dakikadır. Isı kontrolü otomatik olarak yapılır ve 39º C ± 1º C ‘ye ayarlanır. Detaylı bilgi, torba ısıtıcının kullanım talimatlarında bulunmaktadır. Mikrodalga kullanımı, bölgesel olarak fazla ısıtma riski olduğu için tavsiye edilmez.   Uygun doz, 5- 20 dakika boyunca peritoneal kateter kullanarak periton boşluğuna infüze edilir. Hekimin talimatlarına uygun olarak, doz periton boşluğunda 2-10 saat (eşitlenme süresi) boyunca kalmalıdır ve daha sonra boşaltılmalıdır. İstenen osmotik basınca bağlı olarak, CAPD 17 stay safe  daha yüksek glukoz içeren diğer periton diyaliz solüsyonları (örn. Daha yüksek osmolariteli olanlar) ile dönüşümlü olarak kullanılabilir.     Gebelik ve Laktasyonda Kullanım Gebelik Kategorisi C. Gebeler veya emzirme dönemindeki kadınlarda CAPD 17 stay safe ile  kapsamlı / tam kontrollü çalışmalar yapılmamıştır. Hayvan reprodüktif toksisite çalışmaları gerçekleştirilmemiştir. CAPD 17 stay safe ile periton diyalizi gebelikte veya emzirme döneminde hekim tarafından uygun görülmedikçe tavsiye edilmez bunun için ilacın sağlayacağı potansiyel faydaların anne veya çocuk üzerindeki olası risklere üstünlük sağlaması gereklidir.   Araç ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler Araç ve makine kullanabilme üzerine herhangi bir etki gözlemlenmemiştir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Dozaj CAPD 17 stay safe intraperitoneal olarak  kullanılır. Terapi modu, uygulama sıklığı, ve bekleme süresi hekim tarafından belirlenir.   Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi (CAPD) Farklı şekilde reçete edilmemişse, hastalara günde 4 kez değişim başına 2,000 ml solüsyon verilir( günlük doz 8,000 ml’ye tekabül eder ).  2-10 saatlik bir bekleme süresinin ardından solüsyon boşaltılır.   Hastalar için bireysel olarak doz ayarlaması gerekir.   Eğer periton diyalizi tedavisinin başlangıcında abdominal distansiyon görülürse, değişim başına solüsyon hacmi azaltılmalıdır.   Çocuklara, vücut ağırlığına bağlı olarak tedavi başına 500- 1,500 ml ( 30 – 40 ml/ kg   vücut ağırlığı ) solüsyon verilir.   İri yapılı yetişkinlerde ve/ veya daha yüksek hacimleri tolere edebilen hastalarda, ve eğer residüel renal fonksiyon kaybolmuşsa, uygulanan hacim 2,500 – 3,000 ml’ye çıkarılır.   Uygulama Metodu ve Süresi Hastalar evde periton diyalizi uygulamaya başlamadan önce, periton diyalizi konusunda yeterlilik kazanmış olmalıdır. Eğitim kalifiye personel tarafından verilmelidir. Hekim hastanın evde periton diyalizi uygulamaya başlamasından evvel uygulama teknikleri konusunda ustalaşmasını sağlamalıdır. Herhangi bir problem veya belirsizlik olması durumunda hekimle bağlantıya geçilmelidir.   Reçete edilen dozlarda diyaliz, günlük olarak gerçekleştirilmelidir. Renal replasman terapisi gerektiği sürece periton diyalizine devam edilmelidir.   Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi (CAPD) Kullanıma hazır solüsyon ilk önce ısıtılarak vücut ısısına getirilir. 3,000 ml’ye kadar hacmi olan torbalar için bu işlem, uygun bir ısıtıcı tepsi kullanılarak yapılmalıdır. 22º C başlangıç ısısındaki 2,000 ml bir torba için ısıtma süresi yaklaşık olarak 120 dakikadır. Isı kontrolü otomatik olarak yapılır ve 39º C ± 1º C ‘ye ayarlanır. Detaylı bilgi, torba ısıtıcının kullanım talimatlarında bulunmaktadır. Mikrodalga kullanımı, bölgesel olarak fazla ısıtma riski olduğu için tavsiye edilmez.   Uygun doz, 5- 20 dakika boyunca peritoneal kateter kullanarak periton boşluğuna infüze edilir. Hekimin talimatlarına uygun olarak, doz periton boşluğunda 2-10 saat (eşitlenme süresi) boyunca kalmalıdır ve daha sonra boşaltılmalıdır. İstenen osmotik basınca bağlı olarak, CAPD 17 stay safe  daha yüksek glukoz içeren diğer periton diyaliz solüsyonları (örn. Daha yüksek osmolariteli olanlar) ile dönüşümlü olarak kullanılabilir.     Gebelik ve Laktasyonda Kullanım Gebelik Kategorisi C. Gebeler veya emzirme dönemindeki kadınlarda CAPD 17 stay safe ile  kapsamlı / tam kontrollü çalışmalar yapılmamıştır. Hayvan reprodüktif toksisite çalışmaları gerçekleştirilmemiştir. CAPD 17 stay safe ile periton diyalizi gebelikte veya emzirme döneminde hekim tarafından uygun görülmedikçe tavsiye edilmez bunun için ilacın sağlayacağı potansiyel faydaların anne veya çocuk üzerindeki olası risklere üstünlük sağlaması gereklidir.   Araç ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler Araç ve makine kullanabilme üzerine herhangi bir etki gözlemlenmemiştir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 1500 ml’lik 6 torba, karton CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 3   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 3   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 1500 ml’lik 6 torba, karton CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton   CAPD 18 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 18 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 19 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 19 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 1500 ml’lik 6 torba, karton CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 3   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 3   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 1500 ml’lik 6 torba, karton CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton   CAPD 18 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 18 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 19 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 19 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton

Saklama Koşulları

25º C’nin üzerindeki sıcaklıklarda saklamayınız. Buzdolabına koymayınız, dondurmayınız.   ÇOCUKLARIN GÖREMEYECEĞİ, ERİŞEMEYECEĞİ YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Saklama Koşulları

25º C’nin üzerindeki sıcaklıklarda saklamayınız. Buzdolabına koymayınız, dondurmayınız.   ÇOCUKLARIN GÖREMEYECEĞİ, ERİŞEMEYECEĞİ YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

CAPD 17 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml  CAPD 17 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

CAPD 17 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml  CAPD 17 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml

Uyarılar/Önlemler

CAPD 17 stay safe yalnızca aşağıdaki durumların yarar-risk değerlendirmesinin dikkatli bir şekilde yapılmasının ardından uygulanmalıdır:            ·    kusmaya ve/veya diyareye bağlı elektrolit kaybı (bu durumda potasyum içeren bir periton diyaliz solüsyonuna geçici bir süre için devam etmek gerekli olabilir).      ·     hiperparatiroidizm: Terapi yeterli miktarda enteral kalsiyum desteğini sağlamak için kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini uygulamasını da içermelidir.      ·      hipokalsemi: Kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini ile yeterli miktarda enteral kalsiyum desteğinin mümkün olmadığı durumlarda daha yüksek kalsiyum konsantrasyonuna sahip bir periton diyaliz solüsyonuna geçilmesi düşünülmelidir.      ·      dijital terapisi: Serum potasyum seviyesinin düzenli olarak izlenmesi zorunludur. Ciddi hipokalemi potasyum içeren bir diyaliz solüsyonunun kullanılmasını ve bir diyetisyene danışmayı gerektirebilir. Yüksek glukoz konsantrasyonlu Periton diyaliz solüsyonları  (%2.3 veya %4.25), dehidratasyonu engellemek, glukoz yükünü azaltmak ve peritonal membrana özen göstermek için dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır.   Proteinlerin, aminoasitlerin, ve vitaminlerin (özellikle suda çözünen vitaminler) kaybı, periton diyalizi esnasında kaçınılmazdır. Vitamin eksikliği olmaması için uygun bir diyet veya destek sağlanmalıdır.   Periton zarının transport karakteristikleri uzun-dönem periton diyalizi esnasında değişebilir bu ultrafiltrasyonda kayıp ile kendini gösterir. Ciddi vakalarda periton diyalizi durdurulmalı ve hemodiyaliz başlatılmalıdır.   Aşağıdaki parametrelerin izlenmesi tavsiye edilir: aşırı hidratasyon ve dehidratasyonun erken tanısı için vücut ağırlığı, serum sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfat, asit-baz dengesi ve kan proteinleri, serum kreatinini ve üre, kan şekeri, paratiroid hormonu ve kemik metabolizmasının diğer göstergeleri, residüel renal fonksiyon – periton diyaliz tedavisini adapte edebilmek için. Peritonitin göstergesi olabileceği için, çıkan sıvının berraklığının, hacminin ve abdominal ağrı olup olmadığının izlenmesi zorunludur.   Periton diyaliz solüsyonuna ilaç eklenmesi: Kontaminasyon riski ve periton diyaliz solüsyonu ile ilaç arasında geçimsizlik meydana gelebileceğinden dolayı periton diyaliz solüsyonuna ilaç eklenmesi genellikle tavsiye edilmez. İlaç eklenmesi aseptik koşullarda yapılmalıdır. İyice karıştırılıp bulanıklığın olmadığı kontrol edildikten sonra periton diyaliz solüsyonu derhal kullanılmalıdır ( saklanmamalıdır).   Taşıma Nakliye veya depolama esnasında plastik ambalajlar hasar görebilir. Bu durum, diyaliz solüsyonunda kontaminasyon ve mikroorganizmaların artışına sebep olur. Bu nedenle, torba bağlantılarının yapılması ve diyaliz solüsyonunun kullanımından evvel konteynırların hasar görüp görmemiş olduğu dikkatlice kontrol edilmelidir. Bağlantılarda, kapakta, ambalaj birleşim yerlerinde ve köşelerde oluşmuş herhangi bir hasar minör de olsa kontaminasyon olasılığına karşı değerlendirilmelidir.   Hasar görmüş torbalar ve içeriği berrak olmayan torbalar asla kullanılmamalıdır.   Periton diyaliz solüsyonunu yalnızca ambalaj ve koruması hasar görmemiş olduğu durumlarda kullanınız.   Enfeksiyon riskini aza indirgemek için diyalizat değişimi esnasında aseptik koşullar korunmalıdır.

Uyarılar/Önlemler

CAPD 17 stay safe yalnızca aşağıdaki durumların yarar-risk değerlendirmesinin dikkatli bir şekilde yapılmasının ardından uygulanmalıdır:            ·    kusmaya ve/veya diyareye bağlı elektrolit kaybı (bu durumda potasyum içeren bir periton diyaliz solüsyonuna geçici bir süre için devam etmek gerekli olabilir).      ·     hiperparatiroidizm: Terapi yeterli miktarda enteral kalsiyum desteğini sağlamak için kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini uygulamasını da içermelidir.      ·      hipokalsemi: Kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini ile yeterli miktarda enteral kalsiyum desteğinin mümkün olmadığı durumlarda daha yüksek kalsiyum konsantrasyonuna sahip bir periton diyaliz solüsyonuna geçilmesi düşünülmelidir.      ·      dijital terapisi: Serum potasyum seviyesinin düzenli olarak izlenmesi zorunludur. Ciddi hipokalemi potasyum içeren bir diyaliz solüsyonunun kullanılmasını ve bir diyetisyene danışmayı gerektirebilir. Yüksek glukoz konsantrasyonlu Periton diyaliz solüsyonları  (%2.3 veya %4.25), dehidratasyonu engellemek, glukoz yükünü azaltmak ve peritonal membrana özen göstermek için dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır.   Proteinlerin, aminoasitlerin, ve vitaminlerin (özellikle suda çözünen vitaminler) kaybı, periton diyalizi esnasında kaçınılmazdır. Vitamin eksikliği olmaması için uygun bir diyet veya destek sağlanmalıdır.   Periton zarının transport karakteristikleri uzun-dönem periton diyalizi esnasında değişebilir bu ultrafiltrasyonda kayıp ile kendini gösterir. Ciddi vakalarda periton diyalizi durdurulmalı ve hemodiyaliz başlatılmalıdır.   Aşağıdaki parametrelerin izlenmesi tavsiye edilir: aşırı hidratasyon ve dehidratasyonun erken tanısı için vücut ağırlığı, serum sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfat, asit-baz dengesi ve kan proteinleri, serum kreatinini ve üre, kan şekeri, paratiroid hormonu ve kemik metabolizmasının diğer göstergeleri, residüel renal fonksiyon – periton diyaliz tedavisini adapte edebilmek için. Peritonitin göstergesi olabileceği için, çıkan sıvının berraklığının, hacminin ve abdominal ağrı olup olmadığının izlenmesi zorunludur.   Periton diyaliz solüsyonuna ilaç eklenmesi: Kontaminasyon riski ve periton diyaliz solüsyonu ile ilaç arasında geçimsizlik meydana gelebileceğinden dolayı periton diyaliz solüsyonuna ilaç eklenmesi genellikle tavsiye edilmez. İlaç eklenmesi aseptik koşullarda yapılmalıdır. İyice karıştırılıp bulanıklığın olmadığı kontrol edildikten sonra periton diyaliz solüsyonu derhal kullanılmalıdır ( saklanmamalıdır).   Taşıma Nakliye veya depolama esnasında plastik ambalajlar hasar görebilir. Bu durum, diyaliz solüsyonunda kontaminasyon ve mikroorganizmaların artışına sebep olur. Bu nedenle, torba bağlantılarının yapılması ve diyaliz solüsyonunun kullanımından evvel konteynırların hasar görüp görmemiş olduğu dikkatlice kontrol edilmelidir. Bağlantılarda, kapakta, ambalaj birleşim yerlerinde ve köşelerde oluşmuş herhangi bir hasar minör de olsa kontaminasyon olasılığına karşı değerlendirilmelidir.   Hasar görmüş torbalar ve içeriği berrak olmayan torbalar asla kullanılmamalıdır.   Periton diyaliz solüsyonunu yalnızca ambalaj ve koruması hasar görmemiş olduğu durumlarda kullanınız.   Enfeksiyon riskini aza indirgemek için diyalizat değişimi esnasında aseptik koşullar korunmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Olası yan etkiler periton diyaliz tekniğinin kendisinden kaynaklanabilir veya diyaliz solüsyonu tarafından indüklenebilir.   Periton diyaliz solüsyonunun potansiyel advers etkileri: hiperparatiroidizm gelişebilir veya şiddetlenebilir,  elektrolit dengesizlikleri, örn. hipokalemi, hipokalsemi, sıvı dengesinde bozukluklar. Vücut ağırlığında hızlı bir kayıp, kan basıncında ani düşüş ve/veya taşikardi dehidratasyon göstergesi olabilir; ödem, hipertansiyon ve olası dispne aşırı hidratasyonun göstergesi olabilir,  artmış kan şeker seviyeleri,hiperlipidemi veya önceden var olan hiperlipideminin şiddetlenmesi,  vücut ağırlığında artış. Tedavi modunun potansiyel yan etkileri:  peritonit, göstergesi bulanık diyalizattır. Sonrasında abdominal ağrı, ateş ve malez (genel iyi hissetmeme hali) veya nadir vakalarda jeneralize kan zehirlenmesi (sepsis) gelişebilir. kızarıklık, şişme, ağrı, deriden seröz sıvı sızışı veya yara kabukları ile karakterize kateter çıkış yeri enfeksiyonu veya tünel enfeksiyonu. Herhangi bir enfeksiyon belirtisinde ilgili hekimle acilen bağlantıya geçilmelidir. diyaliz solüsyonunun içeri ve dışarı akış bozuklukları, diyare veya obstipasyon, yükselmiş diyafram sebebiyle meydana gelen dispne, herni, abdominal distansiyon ve şişkinlik hissi (abdominal ağrı), omuz ağrısı.  “BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ”

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Olası yan etkiler periton diyaliz tekniğinin kendisinden kaynaklanabilir veya diyaliz solüsyonu tarafından indüklenebilir.   Periton diyaliz solüsyonunun potansiyel advers etkileri: hiperparatiroidizm gelişebilir veya şiddetlenebilir,  elektrolit dengesizlikleri, örn. hipokalemi, hipokalsemi, sıvı dengesinde bozukluklar. Vücut ağırlığında hızlı bir kayıp, kan basıncında ani düşüş ve/veya taşikardi dehidratasyon göstergesi olabilir; ödem, hipertansiyon ve olası dispne aşırı hidratasyonun göstergesi olabilir,  artmış kan şeker seviyeleri,hiperlipidemi veya önceden var olan hiperlipideminin şiddetlenmesi,  vücut ağırlığında artış. Tedavi modunun potansiyel yan etkileri:  peritonit, göstergesi bulanık diyalizattır. Sonrasında abdominal ağrı, ateş ve malez (genel iyi hissetmeme hali) veya nadir vakalarda jeneralize kan zehirlenmesi (sepsis) gelişebilir. kızarıklık, şişme, ağrı, deriden seröz sıvı sızışı veya yara kabukları ile karakterize kateter çıkış yeri enfeksiyonu veya tünel enfeksiyonu. Herhangi bir enfeksiyon belirtisinde ilgili hekimle acilen bağlantıya geçilmelidir. diyaliz solüsyonunun içeri ve dışarı akış bozuklukları, diyare veya obstipasyon, yükselmiş diyafram sebebiyle meydana gelen dispne, herni, abdominal distansiyon ve şişkinlik hissi (abdominal ağrı), omuz ağrısı.  “BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ”

Doz Aşımı

Semptomları ve şiddeti   İntravenöz, ekstrakorporeal veya subkütan enoksaparin sodyumun kazara doz aşımı hemorajik komplikasyonlara yol açabilir. Büyük dozlarda olsa dahi oral uygulamayı takiben enoksaparin sodyumun absorbe olması mümkün değildir.   Antidotu ve Tedavisi   Antikoagülan etkiler protaminin yavaş intravenöz enjeksiyonu ile büyük ölçüde nötralize edilebilmektedir. Protamin dozu enjekte edilen enoksaparin sodyum dozuna bağlı olup, enoksaparin sodyum son 8 saat içinde uygulanmış ise 1 mg protamin 1 mg enoksaparin sodyumun antikoagülan etkisini nötralize etmektedir Enoksaparin sodyum uygulanmasının üstünden 8 saatten daha uzun zaman geçmiş ise veya ikinci bir protamin dozunun gerekli olduğu belirlenmiş ise, 1 mg enoksaparin sodyum başına 0.5 mg protamin infüzyonu uygulanabilir. Enoksaparin sodyum enjeksiyonundan 12 saat sonra, protamin uygulanmasına gerek duyulmayabilir. Bununla birlikte, yüksek protamin dozlarıyla dahi, enoksaparin sodyumun anti-Xa aktivitesi hiçbir zaman tam olarak nötralize edilmez (maksimum yaklaşık %60). (bkz. protamin tuzlarının reçete bilgileri). 

Endikasyonlar

 Venöz tromboemboli profilaksisinde (venlerde pıhtı oluşumunun önlenmesi) özellikle bazı işlemler, örneğin ortopedik veya genel cerrahi sonrası  Kalp yetmezliği, solunum yetmezliği, çeşitli enfeksiyonlar ve romatizmal hastalıkları içeren akut medikal hastalıklar nedeniyle yatağa bağlı hastaların venöz tromboembolisinin profilaksisinde   Hemodiyaliz sırasında ekstrakorporeal dolaşımda tromboz oluşumunun önlenmesinde  Beraberinde pulmoner emboli gelişmiş veya gelişmemiş derin ven trombozunun tedavisinde  Kararsız angina ve non-Q miyokard infarktüsü tedavisinde aspirin ile birlikte verilmelidir.  

Farmakodinamik Özellikler

Enoksaparin sodyum -yaklaşık 4500 dalton ortalama molekül ağırlığına sahip Düşük Molekül Ağırlıklı Heparindir. Yüksek anti-Xa (100 I.U./mg) ve düşük anti-IIa veya anti-trombin (28 I.U. /mg) aktivitesi vardır.

Farmakokinetik Özellikler

Enoksaparin sodyumun farmakokinetik parametreleri, önerilen dozaj sınırlarında tek ve tekrarlanan subkütan uygulamadan sonra ve tek intravenöz uygulamadan sonra esas olarak plazma anti-Xa aktivitesinin zaman süreci açısından ve ayrıca anti-IIa aktivitesine göre araştırılmıştır. Anti-Xa ve anti-IIa farmakokinetik aktivitelerin kantitatif tayini, spesifik substratlarla ve DMAH’lar (Düşük Molekül Ağırlıklı Heparinler) için uluslararası standartlara karşı (NIBSC) kalibre edilmiş bir enoksaparin standardı ile validasyonu yapılmış amidolitik yöntemler kullanılarak gerçekleştirilmiştir.   Biyoyararlanımı:Enoksaparinsodyumsubkütan enjeksiyonu takiben hızla ve tam olarak emilir. Emilim doğrudan uygulanan doz ile doğru orantılıdır. Bu durum fraksiyonsuz heparinin aksine enoksaparin sodyum emiliminin lineer olduğunu ifade etmektedir. Subkütan enjeksiyonun ardından anti-Xa aktivitesine dayanarak enoksaparinin biyoyararlanımı % 100’e yakındır. 100-200 mg/ml aralığındaki enjeksiyon hacmi ve doz konsantrasyonu sağlıklı gönüllülerde farmakokinetik parametreleri etkilememektedir. Ortalama maksimum plazma anti-Xa aktivitesi subkütan enjeksiyondan 3-5 saat sonra gözlenmektedir. Enoksaparinin farmakokinetiğinin önerilen dozaj sınırlarının üzerinde doğrusal olduğu görülmektedir. Subkütan uygulamadan sonra plazma anti-IIa aktivitesi anti-Xa aktivitesine kıyasla yaklaşık 10 kat daha düşüktür. Ortalama maksimum anti-IIa aktivitesi subkütan uygulamadan yaklaşık 3-4 saat sonra gözlenmektedir.   Dağılımı: Enoksaparin sodyum anti-Xa aktivitesinin dağılım hacmi yaklaşık 6 litredir. Metabolizma ve İtrah:İtrahın, tek subkütan dozdan sonra 4 saat ile tekrarlanan doz uygulamasından sonra 7 saat arasında seyreden bir yarılanma ömrü ile monofazik olduğu görülmektedir. Enoksaparin sodyum esas olarak karaciğerde, metabolize olmaktadır. Aktif metabolitlerin renal itrahı uygulanan dozun yaklaşık %10’unu ve aktif ve aktif olmayan metabolitlerin renal itrahı dozun %40’ını temsil etmektedir. Enoksaparin sodyum 1500 anti-Xa IU/kg 6 saatlik intravenöz infüzyondan sonra 0.74 l/st ortalama anti-Xa plazma itrahına sahip düşük itrahlı bir ilaçtır. Günde tek doz subkütan 40 mg’ı takiben, belirgin anti-Xa aktivitesi yaklaşık 12 saatte plazmada yer alır. Subkütan dozu takiben, enoksaparinin belirgin itrahı yaklaşık 15 ml/dk’dır

Farmasötik Şekli

KULLANIMA HAZIR ENJEKTÖR

Formülü

Her 1 ml’lik steril solüsyon 100 mg enoksaparin sodyum’a eşdeğer 10000 anti-Xa IU içerir. 1 mg (0.01 ml) enoksaparin sodyum yaklaşık 100 anti-Xa IU’ya karşılık gelir. Clexane 2000 anti-Xa IU 20 mg enoksaparin sodyum’a eşdeğerdir.

İlaç Etkileşmeleri

Eğer kesin olarak endike değilse hemostazı etkileyen ajanların enoksaparin sodyum tedavisinden önce kesilmesi önerilmektedir. Bu ajanlar aşağıdaki ilaçları içermektedir:   Sistemik Salisilatlar, asetilsalisilik asit ve ketorolak dahil olmak üzere NSAİ ilaçlar, Dekstran 40, tiklopidin ve klopidogrel, Sistemik glukokortikoidler, Trombolitikler ve antikoagülanlar, Glikoprotein IIb/IIIa antagonistler dahil olmak üzere diğer antitrombosit ajanlar,. Divalproex, plikamisin, valproik asit, sülfinpirazon.   Varfarin; Beraber kullanım sırasında kanama riski artabilir. Antikoagülasyonu sağlamak ve geçici hiperkoagülabilite ihtimaline karşı korumak üzere varfarin tedavisinin başlangıcında enoksaparin genellikle devam ettirilir. Eğer kombinasyon endike ise, enoksaparin sodyum dikkatli klinik izleme ve uygun olduğunda laboratuvar izlemesi yapılarak kullanılmalıdır.  

Kontraendikasyonlar

Enoksaparin sodyum, heparin ya da diğer düşük molekül ağırlıklı heparinler dahil olmak üzere heparin türevlerine karşı aşırı duyarlılık,   Aktif majör kanama ve yakın tarihli hemorajik inme dahil olmak üzere yüksek kontrolsüz hemoraji riski taşıyan hastalıklar

Kullanım Şekli Ve Dozu

Cerrahi hastalarında venöz tromboz profilaksisi:   Orta derecede tromboemboli riski olan hastalarda (örn. abdominal cerrahi), önerilen enoksaparin sodyum dozu subkütan enjeksiyon yoluyla günde bir kez 2000 anti-Xa IU ya da 4000 anti-Xa IU’dır. Genel cerrahi girişimlerinde, ilk doz operasyondan 2 saat önce uygulanmalıdır.   Yüksek derecede tromboemboli riski olan hastalarda (örn. ortopedik cerrahi) subkütan enjeksiyon yoluyla verilmesi önerilen enoksaparin sodyum dozu, cerrahiden 12 saat önce başlatılan ve cerrahiden 12-24 saat sonra devam edilen günde bir kez 4000 anti-Xa IU’dır.   Enoksaparin tedavisi genellikle, ortalama 7-10 gün süreyle uygulanır. Bazı durumlarda daha uzun süreli tedavi gerekebilir ve tedaviye hasta trombo-emboli riski altında olmaya devam ettiği ve yatağa bağlı kaldığı sürece devam edilmelidir.   İlk tedaviyi takiben günde bir kez 4000 anti-Xa IU ile 3 hafta süreyle devam ettirilen tedavinin ortopedik cerrahide yararlı olduğu kanıtlanmıştır.   Spinal/Epidural Anestezi ve Perkutan Koroner Revaskülarizasyon girişimleri için doz uygulama aralıklarıyla ilgili özel öneriler için: bkz. Uyarılar/Önlemler.   Medikal hastalarda venöz tromboemboli profilaksisi:   Önerilen doz subkütan enjeksiyon yoluyla günde bir kez 4000 anti-Xa IU’dır. Enoksaparin sodyum ile tedavi en az 6 gün süreyle uygulanır ve tam hareket kazanana kadar, en fazla 14 gün süreyle devam edilir.   Hemodiyaliz sırasında ekstrakorporeal dolaşımda tromboz oluşumunun engellenmesi:   Önerilen doz 100 anti-Xa IU/kg’dır. Yüksek hemoraji riski taşıyan hastalar için, doz ikili vasküler giriş için 50 anti-Xa IU/kg’a ve tek vasküler giriş için 75 anti-Xa IU/kg’a azaltılmalıdır. Hemodiyaliz sırasında enoksaparin sodyum, diyaliz seansının başında dolaşımın arteriyel koluna uygulanmalıdır. Uygulanan bu dozla 4 saatlik bir seans için genellikle yeterli bir etki sağlanabilmektedir. Fibrin halkalarının gözlendiği durumlarda 50 ila 100 anti-Xa IU/kg’lık ek bir doz uygulanabilir.   Pulmoner emboli ile birlikte ya da tek başına derin ven trombozlarının tedavisinde:   Enoksaparin sodyum 150 anti-Xa IU/kg tek enjeksiyon olarak ya da 12 saatte bir 100 anti-Xa IU/kg doz subkütan olarak verilmelidir. Komplike tromboembolik hastalıklarda 100 anti-Xa IU/kg günde 2 kez verilmesi önerilir. Tedavi süresi genelde ortalama 10 gündür. Uygun olduğunda oral antikoagülan tedavisine başlanmalı ve enoksaparin tedavisi terapötik antikoagülan etki sağlanana kadar sürdürülmelidir.   Kararsız angina ve non -Q miyokard infarktüsünün tedavisi:   Önerilen enoksaparin sodyum dozu, oral aspirin (günde bir kez 100 – 325 mg) ile birlikte subkütan enjeksiyon yoluyla 12 saatte bir uygulanan 100 anti-Xa IU/kg’dır.   Bu hastalarda enoksaparin sodyum ile tedavi en az 2 gün süreyle uygulanmalı ve hastanın durumu stabilize olana kadar devam ettirilmelidir. Normal tedavi süresi 2 – 8 gündür.   Pediatri   Enoksaparin sodyumun çocuklardaki güvenilirlik ve etkinliği kanıtlanmamıştır.   Yaşlılar   Böbrek fonksiyon bozukluğunun olmaması halinde yaşlılarda herhangi bir doz azaltımına gerek yoktur (bkz. Uyarılar/Önlemler: Yaşlılarda Hemoraji, Kullanım şekli ve dozu: Böbrek bozukluğu).   Böbrek bozukluğu   (bkz. Uyarılar/Önlemler: Böbrek bozukluğu).   Ağır böbrek bozukluğu   Ağır böbrek bozukluğu (kreatinin klerensi < 30 ml/dakika) olan hastalar için aşağıdaki tablolara göre bir doz ayarlaması gerekir, zira bu hastalarda enoksaparin sodyuma maruz kalma anlamlı ölçüde artmaktadır.   Terapötik dozaj sınırları için aşağıdaki dozaj ayarlamaları önerilmektedir:   Standart doz uygulaması Ağır böbrek bozukluğu Günde iki kez 100 anti-Xa IU/kg Günde bir kez 100 anti-Xa IU/kg Günde bir kez 150 anti-Xa IU/kg Günde bir kez 100 anti-Xa IU/kg     Profilaktik dozaj sınırları için aşağıdaki dozaj ayarlamaları önerilmektedir:   Standart doz uygulaması Ağır böbrek bozukluğu Günde bir kez 4000 anti-Xa IU Günde bir kez 2000 anti-Xa IU Günde bir kez 2000 anti-Xa IU Günde bir kez 2000 anti-Xa IU   Önerilen dozaj ayarlamaları hemodiyaliz endikasyonu için geçerli değildir.   Hafif ve Orta Dereceli Böbrek Bozukluğu   Orta dereceli böbrek bozukluğu (kreatinin klerensi 30-50 ml/dakika) ve hafif böbrek bozukluğu (kreatinin klerensi 50-80 ml/dakika) olan hastalarda herhangi bir doz ayarlaması önerilmemekle birlikte, dikkatli klinik izlemenin yapılması tavsiye edilmektedir.   Karaciğer bozukluğu   Klinik araştırmalar bulunmadığından, karaciğer bozukluğu olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.   Uygulama   Önceden doldurulmuş tek kullanımlık şırıngalar derhal kullanım için hazırdır.   Enjeksiyon tercihen hasta yatar durumdayken yapılmalıdır. Enoksaparin sodyum derin subkütan enjeksiyon yoluyla uygulanır. Önceden doldurulmuş 2000 anti-Xa IU ve 4000 anti-Xa IU şırıngaları kullanırken ilaç kaybını önlemek için enjeksiyondan önce şırıngadan hava kabarcıklarını dışarı atmaya çalışmayınız. Uygulama sol ve sağ anterolateral veya posterolateral abdominal duvar arasında dönüşümlü olarak yapılmalıdır.   İğne başparmak ile işaret parmağı arasında bastırmadan tutulan deri kıvrımına dikey olarak sonuna kadar batırılır. Bu deri kıvrımı enjeksiyon tamamlanıncaya değin bırakılmamalıdır. Uygulamadan sonra enjeksiyon yerini ovuşturmayınız.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Preparatın ayrıca,               Clexane 4000 anti-Xa IU/0.4 ml kullanıma hazır enjektör             Clexane 6000 anti-Xa IU/0.6 ml kullanıma hazır enjektör             Clexane 8000 anti-Xa IU/0.8 ml kullanıma hazır enjektör             Clexane 10000 anti-Xa IU/1 ml kullanıma hazır enjektör isimli ürünüde mevcuttur.

Saklama Koşulları

Clexane, diğer enjeksiyon ve infüzyon solüsyonlarıyla karıştırılmamalıdır.   Çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerlerde, 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında ve ambalajında saklayınız. Dondurmayınız.   Doktora danışmadan kullanılmamalıdır.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Clexane 2000 anti-Xa IU/0.2 ml Her bir 0.2 ml’lik steril enjektörde, 2000 anti-Xa IU enoksaparin sodyum bulunan ve her kutuda iki adet kullanıma hazır enjektör içeren ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Genel   Düşük molekül ağırlıklı heparinler üretim metodu, molekül ağırlığı,spesifik anti-Xa aktivitesi, ünite ve doz açısından eşdeğer olmadıklarından birbirlerinin yerine kullanılmamalıdır. Farmakokinetik özellikler ve bununla ilişkili biyolojik aktivitelerde (örn. anti-trombin aktivitesi ve trombosit etkileşimleri) farklılıklara yol açar. Her ürünün spesifik kullanım şekline özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir.   Spinal/Epidural Anestezi   Enoksaparin sodyum ve spinal/epidural anestezinin birlikte kullanımı ile uzun süreli ya da kalıcı paraliziye yol açan nöroaksiyel hematom olguları bildirilmiştir. Bu olaylar günde bir kez 4000 anti-Xa IU veya daha düşük enoksaparin sodyum dozaj rejimleri ile nadir olarak görülmektedir. Bu risk, daha yüksek enoksaparin sodyum dozaj rejimleri, postoperatif yerleşik kateterlerin kullanımı ya da hemostazı etkileyen NSAİ ilaçlar gibi ilave ilaçların birlikte kullanımıyla daha büyüktür (bkz. İlaç etkileşimleri ve diğer etkileşmeler). Ayrıca travmatik ya da tekrarlanan nöroaksiyel ponksiyonun da bu riski arttırdığı düşünülmektedir.   Hekimin epidural/spinal anestezi bağlamında antikoagülan uygulamaya karar vermesi halinde, belde orta hatta ağrı, sensoryel ve motor defisitler (alt ekstremitelerde uyuşukluk veya zayıflık), bağırsak ve/veya mesane disfonksiyonu gibi nörolojik bozukluk belirti ve semptomlarını saptamak üzere olağanüstü dikkat harcanmalı ve sık izleme yapılmalıdır. Hastalara yukarıdaki belirti ve semptomların herhangi birini yaşamaları halinde derhal hekime bildirmeleri talimatı verilmelidir. Spinal hematom belirti veya semptomlarından kuşkulanılması halinde, ivedilikle tanı konulmalı ve omurilik dekompresyonu dahil olmak üzere tedaviye başlanılmalıdır.   Hekim, tromboprofilaksi için antikoagüle olmuş ya da antikoagüle edilmiş hastalarda nöroaksiyel müdahaleden önce potansiyel yarara karşı riski göz önünde bulundurmalıdır.   Enoksaparin sodyum ile epidural ya da spinal anestezinin birlikte kullanımından kaynaklanan potansiyel kanama riskini azaltmak için ilacın farmakokinetik profili dikkate alınmalıdır (bkz. Farmakokinetik Özellikler bölümü). Kateterin yerleştirilmesi ya da çıkarılması için en uygun zaman enoksaparinin antikoagülan etkisinin düşük olduğu zamandır.    Bir kateterin yerleştirilmesi veya çıkarılması enoksaparin sodyumun DVT profilaktik dozlarının uygulanmasından sonra 10-12 saat süreyle geciktirilmelidir. Daha yüksek enoksaparin sodyum dozları (günde iki kez 100 anti-Xa IU/kg ya da günde bir kez 150 anti-Xa IU/kg ) alan hastalar için bu sürenin daha uzun (24 saat) olması gerekecektir. Bir sonraki enoksaparin sodyum dozu kateter çıkarıldıktan en az 2 saat sonra verilmelidir.   Heparin kaynaklı trombositopeni   Enoksaparin sodyum trombozun eşlik ettiği ya da etmediği heparin kaynaklı trombositopeni öyküsü bulunan hastalarda olağanüstü dikkatle kullanılmalıdır.   Heparin kaynaklı trombositopeni riski birkaç yıl süreyle devam edebilir. Eğer heparin kaynaklı trombositopeni öyküsünden kuşkulanılıyorsa, in vitro trombosit agregasyonu testlerinin sınırlı öngörücü değeri bulunmaktadır. Böyle bir olguda enoksaparin sodyum kullanma kararı ancak bu alanda bir uzman ile konsültasyon yapılarak verilmelidir.   Perkütan koroner revaskülarizasyon girişimleri   Kararsız angina ve non-Q miyokard infarktüsü tedavisi sırasında vasküler cihaz kullanımını takiben kanama riskini minimum düzeye indirmek için, vasküler giriş kılıfı subkütan enoksaparin sodyum dozunu takiben 6 – 8 saat süreyle yerinde kalmalıdır. Programlanan bir sonraki doz bu kılıf çıkarıldıktan en az 6 – 8 saat sonra verilmelidir. Girişim bölgesi kanama veya hematom oluşumu belirtileri açısından gözlenmelidir.   Kalp kapak protezi olan gebe kadınlar   Mekanik kalp kapak protezi olan gebe kadınlarda tromboprofilaksi için Clexane enjeksiyonunun kullanımı yeterli olarak çalışılmamıştır. Tromboemboli riskini azaltmak amacıyla mekanik kalp kapak protezleri olan gebe kadınlara enoksaparin (günde iki kez 1 mg/kg) verilen bir klinik araştırmada, 8 kadından 2’sinde kapak blokajına yol açan ve annenin ve bebeğin ölümüyle sonuçlanan pıhtılar oluşmuştur. Tromboprofilaksi amacı ile enoksaparin uygulanan mekanik kalp kapak protezli gebe kadınlarda pazarlama sonrası izole protez tromboz vakaları bildirilmiştir. Mekanik kalp kapak protezi olan gebe kadınlar tromboembolizm için yüksek risk altında bulunabilirler.   Laboratuvar testleri   Venöz tromboemboli profilaksisi için kullanılan dozlarda, enoksaparin sodyum kanama süresi ve global kan koagülasyon testlerini anlamlı olarak etkilememektedir ve ayrıca trombosit agregasyonu ya da fibrinojenin trombositlere bağlanması üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Daha yüksek dozlarda, aPTT’de (aktif parsiyel tromboplastin zamanı) ve ACT’de (aktif pıhtılaşma zamanı – activated clotting time) artışlar görülebilir. aPTT ve ACT’deki artışlar ile enoksaparin sodyumun artan antitrombotik aktivitesi arasında doğrusal bir korelasyon yoktur ve dolayısıyla enoksaparin sodyumun aktivitesini izlemek için uygun ve güvenilir değildirler.                    İntramüsküler uygulanmamalıdır.                    Hemoraji Tüm diğer antikoagülanlarda olduğu gibi kanama her yerde oluşabilir (Bkz Yan etkiler / advers etkiler). Kanama oluşursa hemorajinin kaynağı araştırılmalı ve uygun tedavi yapılmalıdır.         Tüm diğer antikoagülan tedavilerinde olduğu gibi enoksaparin sodyum da, kanama potansiyelinin arttığı aşağıdaki durumlarda dikkatle kullanılmalıdır: – bozulmuş hemostaz, – peptik ülser öyküsü, – yakın tarihli iskemik inme, – kontrolsüz ağır arteriyel hipertansiyon, – diyabetik retinopati, – yakın tarihli nörolojik ya da oftalmolojik cerrahi, – Hemostazı etkileyen ilaçların birlikte kullanımı   (Bkz. İlaç etkileşimleri ve diğer etkileşmeler bölümü).   Mekanik kalp kapak protezleri   Mekanik kalp kapak protezi olan gebe kadınlarda tromboprofilaksi için Clexane enjeksiyonunun kullanımı yeterli olarak çalışılmamıştır. Tromboprofilaksi için enoksaparin uygulanan mekanik kalp kapak protezli hastalarda izole kalp kapağı trombozu vakaları bildirilmiştir. Altta yatan hastalıkları ve yetersiz klinik verileri içeren şaşırtıcı faktörler bu vakaların incelenmesini kısıtlamaktadırlar. Bu vakaların bir kısmı trombozun maternal veya fetal ölüme yol açtığı gebe kadınlardır. Mekanik kalp kapak protezi olan gebe kadınlar tromboembolizm için yüksek risk altında bulunabilirler.   Yaşlılarda hemoraji   Yaşlılarda profilaktik dozaj sınırları ile kanama eğiliminde herhangi bir artış gözlenmemektedir. Bununla birlikte gecikmiş itrah nedeniyle yaşlı hastalar (özellikle 80 yaş ve üzerindeki hastalar) terapötik dozaj sınırları ile kanama komplikasyonları açısından artan risk altında olabilirler. Dikkatli klinik izleme tavsiye edilmektedir (bkz. Kullanım Şekli ve Dozu: Yaşlılar).   Böbrek bozukluğu   Böbrek bozukluğu olan hastalarda, enoksaparin sodyuma maruz kalmada olan artış ile kanama riski de artar. Ağır böbrek bozukluğu (kreatinin klerensi < 30 ml/dakika) olan hastalarda enoksaparin sodyuma maruz kalma anlamlı ölçüde arttığından, terapötik ve profilaktik dozaj sınırları için bir dozaj ayarlanması önerilmektedir. Orta derecede böbrek bozukluğu (kreatinin klerensi 30-50 ml/dakika) ve hafif böbrek bozukluğu (kreatinin klerensi 50-80 ml/dakika) olan hastalarda herhangi bir dozaj ayarlanması önerilmemekle birlikte, dikkatli klinik izleme tavsiye edilmektedir (bkz. Kullanım Şekli ve Dozu: Böbrek bozukluğu).   Düşük Kilo   Düşük kilolu hastalarda (<45 kg) profilaktik dozajlarla (kiloya göre ayarlanmamış) gözlemlenen enoksaparin sodyuma maruz kalmadaki artış, daha yüksek kanama riskine yol açabilir. Bu nedenle, bu hastalarda dikkatli klinik izleme tavsiye edilmektedir.   Trombosit sayımının izlenmesi   Antikor aracılığıyla heparin kaynaklı trombositopeni riski düşük molekül ağırlıklı heparinlerle de söz konusudur. Trombositopeni oluşması halinde bu çoğunlukla enoksaparin sodyum tedavisi başladıktan sonraki 5. ve 21. günler arasında görülmektedir. Bu nedenle, enoksaparin sodyum ile tedaviye başlamadan önce ve daha sonra tedavi süresince düzenli olarak trombosit sayımının yapılması önerilmektedir. Uygulamada, trombosit sayımında anlamlı bir azalma (başlangıç değerinin %30 – 50’si veya 100.000/mm3’ün altında olması) olduğunun doğrulanması halinde enoksaparin sodyum tedavisi derhal kesilmeli ve başka bir tedavi başlanmalıdır.   Gebelik ve laktasyon:   Gebelik kategorisi B’dir. Deneysel araştırmalar bir fetotoksisite veya teratojenite bulgusu ortaya koymamıştır.   İnsanlarda, enoksaparin sodyumun gebeliğin ikinci trimesteri sırasında plasenta bariyerini geçtiğine ilişkin herhangi bir bulgu yoktur. Birinci ve üçüncü trimesterlerle ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.   Gebe kadınlarda gerçekleştirilmiş yeterli ve iyi kontrollü araştırmalar bulunmadığından ve deneysel araştırmalar her zaman insanlardaki yanıtın öngörücüsü olmadığından, bu ilaç ancak hekimin kesin bir gereksinim saptaması halinde gebelik sırasında kullanılmalıdır.   (Bkz. Uyarılar / Önlemler: Kalp kapak protezi olan gebe kadınlar ve mekanik kalp kapak protezleri).   Deneysel çalışmalarda, 35S-enoksaparin sodyum ya da işaretli metabolitlerinin sütteki konsantrasyonunun çok düşük olduğu bildirilmiştir. Değişmemiş enoksaparin sodyumun insan sütünde atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Enoksaparin sodyumun oral absorpsiyonu olası değildir. Bununla birlikte, bir önlem olarak, enoksaparin sodyum almakta olan süt veren annelerin emzirmeden kaçınmaları tavsiye edilmelidir.  

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Hemoraji   Diğer antikoagülanlarla olduğu gibi, aşağıdaki ilişkili risk faktörlerinin varlığında kanama görülebilir: Kanamaya yatkın organik lezyonlar, invaziv girişimler veya hemostazı etkileyen ilaçların kullanılması (bkz. Uyarılar / Önlemler ve İlaç etkileşemleri ve diğer etkileşmeler). Kanamanın kökeni araştırılmalı ve uygun tedavi başlatılmalıdır. Retroperitoneal ve intrakraniyal kanama gibi majör hemorajiler bildirilmiştir. Bu olgulardan bazıları ölümle sonuçlanmıştır.   Enoksaparin sodyum’un spinal/epidural anestezi veya spinal ponksiyonu sırasında uygulanması ile nöroaksiyel hematomlar bildirilmiştir. Bu olaylar uzun süreli ya da kalıcı paraliziler gibi değişen derecelerde nörolojik zedelenmelerle sonuçlanmıştır (bkz. Uyarılar/Önlemler bölümü).   Trombositopeni   Tedavinin ilk günleri içinde hafif, geçici, asemptomatik trombositopeni bildirilmiştir. Trombozun eşlik ettiği nadir immüno-alerjik trombositopeni olguları bildirilmiştir. Bazı olgularda tromboz organ infarktüsü ya da ekstremite iskemisiyle komplike olmuştur (bkz. Uyarılar/Önlemler: Trombosit sayımlarının izlenmesi).   Lokal reaksiyonlar   Subkütan enoksaparin sodyum enjeksiyonunu takiben ağrı, hematom ve hafif lokal irritasyon görülebilir. Nadir olarak, enjeksiyon bölgesinde kistik enoksaparin sodyum birikimi olmayan sert enflamatuvar nodüller gözlenmiştir. Bu nodüller birkaç gün sonra çözülmektedir ve tedavinin kesilmesine neden olmamalıdır. Heparinler ve Düşük Molekül Ağırlıklı Heparinler ile enjeksiyon bölgesinde istisnai deri nekrozu olguları bildirilmiştir. Çoğunlukla bu fenomenlere, infiltre olmuş ve ağrılı purpura veya eritematöz plaklar öncellik etmektedir. Enoksaparin sodyum ile tedavi kesilmelidir.   Diğer   Nadir olmakla birlikte, anafilaktoid reaksiyonları içeren kutanöz (büllü erüpsiyonlar) veya sistemik alerjik reaksiyonlar görülebilir. Bazı olgularda tedavinin kesilmesi gerekebilir.   Çok nadir olmakla birlikte hipersensitivite reaksiyonlarına bağlı kutanöz vaskülit vakaları rapor edilmiştir.   Trombosit sayımları ve karaciğer enzim düzeylerinde asemptomatik ve geri dönüşlü artışlar bildirilmiştir.   Gastrointestinal sistem ;Bulantı, diyare bildirilmiştir.   Santral sinir sistemi ;Ateş, konfüzyon, ağrı bildirilmiştir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Belirti ve bulgular: Ceclor MR doz aşımı ile ilgili toksik semptomlar bulantı, kusma, epigastrik huzursuzluk ve diyare şeklinde kendini gösterir. Epigastrik huzursuzluğun şiddeti ve diyare doz ile ilgilidir, eğer diğer semptomlar da mevcut ise altta yatan bir diğer hastalık, bir alerjik reaksiyon ya da diğer zehirlenme durumları göz önünde bulundurulmalıdır. Tedavi: Doz aşımında tedavi ve kontrol aşırı ilaç alımı, ilaçlar ile etkileşim ve hastanın beklenmeyen ilaç kinetiği göz önünde tutularak yapılmalıdır. Hastanın hava yolu korunmalı,ventilasyon ve perfüzyon desteklenmelidir. Hastanın hayati belirtileri, kan gazları, serum elektrolitleri v.b. yakından izlenmeli ve sabit tutulmalıdır. İlacın gastrointestinal kanaldan emilimi, kusturma ve yıkamadan daha etkili olan aktif kömür uygulanması ile geciktirilebilir. Kömür uygulamasının tekrarlanması bazı ilaçların eliminasyonunu da etkiler. Mide boşaltılırken ya da kömür uygulanırken hastanın hava yolu korunmalıdır.Sefaklor doz   aşımında;   zorlamalı   diürez,    periton   diyalizi,    hemodiyaliz   ya   da   kömür hemoperfüzyonun faydaları kanıtlanmamıştır

Endikasyonlar

Ceclor MR film tablet, sefaklora duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu aşağıda belirtilen enfeksiyonların tedavilerinde endikedir. Akut Bronşit ve Kronik Bronşitin Akut Alevlenmeleri; S. pneumonia, H. influenzae (beta-laktamaz üreten suşlar dahil), H. parainfluenzae, M. catarrhalis (beta-laktamaz salgılayan suşlar dahil) ve S. aureus gibi mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlar Farenjit ve Tonsillit; S. pyogenes (grup A streptokok) gibi mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlar (Penisilin, ateşli romatizma profilaksisi dahil, streptokokal   enfeksiyonların korunma tedavilerinde seçilecek ilk ilaçtır. Ceclor MR genelde orofarenks orjinli streptokok temizlenmesinde etkilidir; fakat, ateşli romatizma konusunda etkisini kanıtlayan yeterli bilgi mevcut değildir). Pnömoni; S. pneumonia, H. influenzae (beta-laktamaz üreten suşlar dahil) ve M. catarrhalis (beta-laktamaz üreten suşlar dahil) gibi mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlar Komplikasyonsuz Ait İdrar Yollan Enfeksiyonları; Sistit ve asemptomatik bakteriüri dahil; E.coli, K.pneumonia, P.mirabilis ve S. saprophyticus gibi mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlar Deri Enfeksiyonları; S. pyogenes, (grup A streptokok), S. aureus (beta-laktamaz üreten suşlar dahil) ve S. epidermidis (beta-laktamaz üreten suşlar dahil) gibi mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlar Enfeksiyon oluşmasında rol oynayan  mikroorganizmalar bakteriyolojik çalışmalarla saptandıktan sonra, uygun antimikrobiyal tedavi yerine getirilmelidir.

Farmakodinamik Özellikler

Ceclor MR film tabletin etkin maddesi sefaklor birçok gram {+) ve gram (-) mikroorganizmalara karşı bakterisid etkili, geniş spektrumlu, sefalosporin grubundan semi-sentetik bir antibiyotiktir. Sefaklor ile yapılan in vitro çalışmalar, ilacın bakterisid etkisini bakterinin hücre duvarı sentezini inhibe ederek gösterdiğini açıklamaktadır. Sefaklor, bakteriyel beta-laktamaz’a dayanıklıdır; bu nedenle, beta-laktamaz üreten ve penisilin ile bazı sefalosporinlere dirençli mikroorganizmalar sefaklora duyarlıdır. Sefaklor, in vitro olarak aşağıda belirtilen mikroorganizmalar ile bu mikroorganizmaların neden olduğu klinik enfeksiyonlarda etkilidir: Gram pozitif mikroorganizmalar: Staphylococcus aureus (beta-laktamaz üreten suşlar dahil), Staphylococcus epidermidis (beta-laktamaz üreten suşlar dahil), Staphylococcus saprophyticus, Streptococcus pneumonia, Streptococcus pyogenes (grup A streptokok). Sefaklor, metisiline-dirençli stafilokoklara karşı etkisizdir. Gram negatif mikroorganizmalar: Haemophilus parainfluenzea, Haemophilus influenzae (beta-laktamaz üreten suşlar dahil), Moraxella (Branhamella) catarrhalis (beta-laktamaz üreten suşlar dahil), Escherichia coli, Klebsiella pneumonia, Proteus mirabilis Sefaklor in vitro olarak aşağıda belirtilen mikroorganizmaların birçok suşlarına karşı etkilidir ancak klinik yönden etkisi tam olarak kanıtlanmamıştır: Citrobacter diversus ve Neisseria gonorrhoeae gibi gram negatif ve Propionibacterium acnes,Bacteroides türleri (Bacteroides fragilis dışında), Peptostreptococci ve Peptococci gibi anaerobikmikroorganizmalar.   Sefaklor; Pseudomonas  türleri,   Acinetobacter calcoaceticus,  birçok   Enterococci   türleri Enterobacter türleri, indol pozitif Proteus ve Serratia’ya karşı etkisizdir.

Farmakokinetik Özellikler

Ceclor MR film tabletin etkin maddesi sefaklor oral yoldan alındıktan sonra sindirim kanalından hızla emilir. Ceclor MR (modifiye salım) film tablet üretim tekniği özelliği nedeni ile sindirim kanalından yavaş bir tempoda dissolüsyona uğrar ve buna bağlı olarak düşük, fakat uzun süreli etkin bir plazma konsantrasyonu oluşturur. Ceclor MR film tablet aç ya da tok karnına alınabilir; gıda maddeleri total emilimi artırır; yemeklerden 1 saat sonra uygulanan Ceclor MR film tabletin biyoyararlanımı %90’ın üzerindedir. Aç karnına alınan Ceclor MR film tabletin biyoyararlanımı ise %77 civarında bulunmuştur. Aç karnına alınan sefaklor ile karşılaştırılan Ceclor MR film tablet (aç ya da tok karnına uygulanan) 40-90 dakika gecikme ile daha düşük düzeylerde ortalama maksimal plazma konsantrasyonunu oluşturmuştur. Birlikte uygulanan H2 blokörleri emilim hızını ve süresini etkilemez. Ceclor MR film tablet uygulamasından 1 saat sonra alınan magnezyum ya da alüminyum hidroksit içeren antasitler emilim hızını etkilemez ancak emilim süresini %17 oranında azaltır. Tok karnına alınan 375 mg, 500 mg ve 750 mg Ceclor MR film tablet 2.5 – 3 saat içinde, aynı sıra ile 4 mcg/mL, 8 mcg/mL ve 11 mcg/mL düzeylerde ortalama maksimal serum konsantrasyonları oluşturur. Günde iki defa uygulanan doz ile ilaç birikimi oluşmamıştır. Sağlam bireylerde plazma yarılanma süresi uygulanan doza bağlı olup, ortalama 1 saattir. Serum kreatinin değerleri normal yaşlı bireylerde (>65) izlenen yüksek maksimal plazma konsantrasyonları ve AUC, renal fonksiyonların zayıflamasına bağlıdır ve klinik yönden önemli değildir. Bu nedenle, böbrek fonksiyonları normal yaşlı hastalarda, doz ayarlaması gerekmez. İnsanlarda sefaklor metabolizması ile ilgili yeterli bilgi yoktur.

Farmasötik Şekli

Film Tablet

Formülü

Her film tablet, 375 mg sefaklora eşdeğer miktarda sefaklor monohidrat ve yardımcı madde olarak mannitol, propilen glikol, indigo karmin alüminyum lak (E132) ve titanyum dioksit içerir

İlaç Etkileşmeleri

Bir saat içinde alınan magnezyum ya da alüminyum hidroksit içeren antasid ilaçlar Ceclor MR film tabletin emilim süresini azaltırlar. H2 blokörleri Ceclor MR film tabletin emilim süresi ve hızı üzerinde etkili değildir. Bütün diğer beta-laktam antibiyotikleri gibi sefaklorun renal atılımı probenesid ile inhibe edilir. Varfarin ve sefakloru birlikte kullanan hastalarda protrombin zamanı uzaması görülebilir. Klinik çalışmalarda başka ilaç etkileşmesi izlenmemiştir. Laboratuvar Test Etkileşmesi: Sefaklor uygulaması idrarda hatalı-pozitif glukoz reaksiyonu verdirebilir. Bu fenomen, bütün sefalosporin antibiyotik alanlarda, Benedict ve Fehling solüsyonları ile Clinitest tablet kullanıldığında izlenir; ancak, Test Tape (Glukoz Enzimatik Test Bandı, Lilly) kullanıldığında izlenmez. Sefalosporinlerle yapılan tedavilerde direkt Coombs testi pozitif olabilir; bu durum Ceclor tedavisinde de göz önünde bulundurulmalıdır. Geçici trombositopeni, lökopeni, lenfositoz, nötropeni ve anormal idrar tahlili görülebilir.

Kontraendikasyonlar

Ceclor MR film tabletin sefalosporin grubu antibiyotiklere karşı duyarlı kişilerde kullanılması kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde; Ceclor MR film tablet, oral yoldan aç ya da tok karnına alınabilir. Fakat, gıda maddeleri ile birlikte alındığı zaman emilimi artar (klinik farmakoloji kısmına bakınız). Tablet kırılmadan, ezilmeden ve çiğnenmeden yutulmalıdır. Farenjit, tonsillit, deri enfeksiyonları için önerilen doz günde 2 defa 375 mg’dır. Alt idrar yolları enfeksiyonları için günde 2 defa 375 mg ya da günde 1 defa 500 mg önerilir. Bronşit için günde 2 defa 375 mg ya da 500 mg uygulanmalıdır. S. pyogenes (grup A streptokok) in neden olduğu enfeksiyonlarda Ceclor MR film tablet tedavi edici dozlarda en az on gün uygulanmalıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Ceclor MR 750 mg film tablet, 10 adet, blisterde. Ceclor 125 mg/5mL süspansiyon, 100 mL, HDPE şişede + saf su (2×30 mL) şeffaf plastik şişede Ceclor 250 mg/5mL süspansiyon, 100 mL, HDPE şişede + saf su (2×30 mL) şeffaf plastik şişede

Saklama Koşulları

25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Ceclor MR 375 mg film tablet, 10 adet, blisterde.

Uyarılar/Önlemler

Ceclor MR film tablet ile tedaviye başlamadan önce, hastada önceden sefalosporinlere, penisilin ya da diğer ilaçlara aşırı duyarlılık reaksiyonları bulunup bulunmadığı dikkatle araştırılmalıdır. Eğer bu ilacın penisiline duyarlı hastalara verilmesi gerekli ise uygulama çok dikkatle yapılmalıdır. İlaçlara karşı alerjik reaksiyon gösteren hastalara uygulama dikkatle takip edilmeli ve Ceclor MR ile ilgili alerjik bir reaksiyon görüldüğünde tedavi derhal durdurulmalıdır. Ciddi seyreden akut aşırı duyarlılık reaksiyonlarında epinefrin kullanımı ve diğer acil tedbirlerin alınması gerekebilir.Ceclor MR dahil bütün antibiyotikler alerjik bireylerde ve bilhassa ilaçlara karşı duyarlı bireylerde dikkatle kullanılmalıdır. Geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanımında (makrolidler, semisentetik penisilinler ve sefalosporinler dahil) psödomembranöz kolit olguları rapor edilmiştir; bu nedenle, antibiyotik kullanımı sırasında oluşan diyare olgularında bu durum göz önünde bulundurulmalıdır. Kolit, hafif ve hayatı tehdit edici dereceler arasında değişebilir. Hafif olgularda ilaç kesilmesi yeterlidir,   orta   ve   ciddi   derecedeki   olgularda   gerekli   ve   yeterli   tedavi uygulanmalıdır.Bilhassa uzun süreli tedavilerde dirençli organizma üremesi ortaya çıkabilir. Hasta bu yönden dikkatle takip edilmeli ve bir süperenfeksiyon oluşması durumunda gereken yapılmalıdır. Pediyatrik Kullanım: 16 yaşından küçük çocuklarda, kullanım emniyeti   tam olarak kanıtlanmamıştır. Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanımı: (Gebelik Kategorisi B) Gebelik: Hamile kadınlarda yeterli ve iyi kontrol edilmiş çalışmalar yoktur. Bu nedenle Ceclor,hamilelerde eğer mutlak surette gerekliyse kulanılmalıdır. Emzirme dönemi: Annelere 500 mg dozlarda uygulanan Ceclor, sütte az miktarda tesbit edilmiştir. Bu nedenle emziren annelerde kullanılırken dikkatli olunmalıdır.   Araç ve makine kullanmaya etkisi: Araç ve makine kullanımı üzerine etkisini açıklayan bilgi mevcut değildir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Ceclor MR ile yapılan klinik çalışmalarda izlenen yan etkiler çok hafif ve geçicidir. İlaç ile ilgili yan etkiler, hastaların yalnız %1.7 sinde ilacın durdurulmasına neden olmuştur. Aşağıda belirtilen yan etkiler Ceclor MR kullanım süresince izlenmiştir ve % oranları belirtilmeyen etkiler %1’den daha düşük oranda görülmüştür. Gastrointestinal: Diyare (%3.4), bulantı (%2.5), kusma ve dispepsi. Aşırı duyarlılık: Hastaların ortalama %1.7 sinde döküntü, ürtiker ya da prürit izlenmiştir. Kontrollü klinik çalışmalarda Ceclor MR ile tedavi edilen 3272 hasta içinde 1 hastada serum-hastalığı-benzer reaksiyon (%0.03) oluştuğu rapor edilmiştir. Hematolojik ve Lenfatik Sistem: Eozinofili. Genito-üriner Sistem: Vajinal monoliazis (%2.5) ve vajinit. Aşağıdaki yan etkiler, Ceclor MR ile tedavi edilen olgularda izlenmiştir; ancak ilaç ile ilgisi kesin değildir: Santral Sinir Sistemi: Baş ağrısı, baş dönmesi ve sersemlik. Hepatik: AST, ALT ve alkalin fosfataz düzeylerinde geçici yükselmeler. Renal: BUN ve kreatinin düzeylerinde geçici yükselmeler. Ceclor MR uygulanan hastalarda yukarıda belirtilen yan etkilerin yanı sıra, aşağıda yazılı yan etkiler ve hatalı laboratuvar bulgularının saptandığı rapor edilmiştir: Eritem multiform, ateş, anafilaksi (belki penisiline duyarlılık hikayesi veren hastalarda daha sık),Stevens-Johnson sendromu ve   yaygın prürit.   Tedavi süresinde ya da tedaviden sonra psödomembranöz kolit semptomları izlenebilir. Sefaklor ile tedavi edilen hastalarda aşağıda belirtilen reaksiyonların izlenebileceği rapor edilmiştir. Toksik epidermal nekroz, geçici intertisiyel nefrit, kolestaz ve karaciğer fonksiyon bozukluğu,geçici hiperaktivite, sinirlilik, uykusuzluk, konfüzyon, hipertoni, aplastik anemi, agranülositoz ve hemolitik anemi. Beta-laktam antibiyotikleri ile tedavi edilen hastalarda yukarıda belirtilen yan etkilerin yanı sıra aşağıda belirtilen yan etkilerin de izlenebileceği rapor edilmiştir: Kolit, renal fonksiyon bozukluğu ve toksik nefropati. Beta-laktam antibiyotiklerin birçoğu bilhassa böbrek yetmezliği bulunan ve doz azaltılması yapılmayan hastalarda epileptik uyanlara neden olur. Tedavi süresinde ilaç ile ilgili bir epileptik tablo oluşursa ilaç derhal kesilmelidir. Eğer klinik endikasyon varsa antikonvülsan tedavi uygulanmalıdır. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window