İlaç Sınıfı Beşeri İthal İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması CONVULEX
Birim Miktarı 50
ATC Kodu N03AG01
ATC Açıklaması Valproik asit
NFC Kodu AA
NFC Açıklaması Ağızdan Katı Gecikmeli Tabletler
Kamu Kodu A02003
Orijinal / Jenerik Türü 20 YIl
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 42,97 TL (5 Nisan 2020)
Önceki Satış Fiyatı 38,34 TL (2 Mart 2020)
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Bütçe Eşdeğer Kodu E535C

İlaç Etken Maddeleri

  • sodyum valproat (300 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Aşırı doz alımını takiben bir çok hasta asemptomatiktir. Bazılarında ise mide ve karın ağrıları, kusma ve diyare dahil gastrointestinal semptomlar görülmektedir. Doz aşımı durumunda, gerekirse uygun destekleyici önlemler alınmalıdır. Alınan miktara bağlı olarak, eğer bu aşırı doz yeni alınmışsa, uygun yöntemle midenin boşaltılması yoluna gidilebilir. Amoksisilin ile aşırı doz durumunda, çok az sayıdaki hastada interstisyel nefrit bildirilmiştir. Bu renal yetmezliğin, ilacın kesilmesi ile normale dönmesi beklenir. Önceden renal yetmezliği olan hastalarda, hem amoksisilin ve hem de klavulanik asidin renal klerenslerindeki azalma nedeniyle, yüksek kan seviyeleri daha kolay oluşabilecektir. Böyle durumlarda her iki bileşen hemodiyalizle kandan uzaklaştırılabilir.  

Endikasyonlar

Duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu, aşağıdaki ciddi enfeksiyonların kısa süreli tedavisinde endikedir: – Sinüzit, otitis media, tonsilit gibi üst solunum yolları enfeksiyonları – Alt solunum yolları enfeksiyonları: akut ve kronik bronşit, lober ve bronkopnömoni v.b. – Genital ve idrar yolları enfeksiyonları: sistit, üretrit, piyelonefrit gibi. – Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları: selülit, çıban ve abseler, yara enfeksiyonları v.b. – Kemik ve eklem enfeksiyonları: osteomiyelit gibi. – Diğer enfeksiyonlar: septik abortus, puerperal sepsis, intraabdominal sepsis. – Uygun bir tedavi rejimi içinde, peptik ülserli hastalarda Helicobacter pylori eradikasyonunda. –  Dental enfeksiyonlar (Örn;Denteoalveolar abseler)

Farmakodinamik Özellikler

Amoksisilin/klavulanik asit (ko-amoksiklav), yarı sentetik bir antibiyotik olan amoksisilin ile bir   β-laktamaz inhibitörü olan potasyum klavulanatın oluşturduğu oral bir antibakteriyel kombinasyonudur. Amoksisilin özellikleri iyi bilinen bir oral penisilindir. Klavulanik asit Streptomyces clavuligerus’un fermentasyonu ile elde edilir ve yapısal olarak penisilinlere benzeyen bir β-laktamdır. Klavulanik asit, β-laktamaz enzimlerini, aktif kısımlarını bloke etmek suretiyle inaktif  hale çevirme özelliğine sahiptir. Klavulanatın bu özelliği, diğer   β-laktam antibiyotiklere dirençli olan bakteri türlerini de amoksisilinin etki spektrumu içine sokar.   Mikrobiyolojisi: Amoksisilin/klavulanik asit kombinasyonunun aşağıdaki mikroorganizmaların birçok suşuna karşı etkili olduğu in vitro ve klinik çalışmalarla gösterilmiştir:   Gram-pozitifler:                     Aeroblar: Staphlococcus aureus (β-laktamaz üreten ve üretmeyen), S. epidermidis (β-laktamaz üreten ve üretmeyen), S. saprophyticus (β-laktamaz üreten ve üretmeyen); Streptococcus faecalis (Enterococcus), S. pneumoniae, S. pyogenes, S. viridans, Corynebacterium türleri, Bacillus anthracis, Listeria monocytogenes.   Anaeroblar: Clostridium türleri, Peptococcus türleri, Peptostreptococcus türleri Gram-negatifler:   Aeroblar: Haemophilus influenzae (β-laktamaz üreten ve üretmeyen), Moraxella (Branhamella) catarrhalis (β-laktamaz üreten ve üretmeyen); Esherichia coli (β-laktamaz üreten ve üretmeyen), Klebsiella türleri(bütün bilinen türler β-laktamaz üretiyor), Enterobacter türleri (her ne kadar Enterobacter türleri in vitro olarak dirençli ise de; bu organizmaların neden olduğu idrar yolları enfeksiyonlarında amoksisilin ve potasyum klavulanat ile klinik etkinlik gösterilmiştir), Proteus mirabilis (β-laktamaz üreten ve üretmeyen), P. vulgaris (β-laktamaz üreten ve üretmeyen), Neisseria gonorrhoeae β-laktamaz üreten ve üretmeyen), Legionella türleri (β-laktamaz üreten ve üretmeyen), Salmonella türleri (β-laktamaz üreten ve üretmeyen), Shigella türleri (β-laktamaz üreten ve üretmeyen), Bordetella pertussis, Brucella türleri, Neisseria meningitidis, Vibrio cholerae, Pasteurella multicida. Anaeroblar: Bacteroides fragilis dahil Bacteroides türleri (β-laktamaz üreten ve üretmeyen)

Farmakokinetik Özellikler

Amoksisilin ve klavulanik asitin farmakokinetik parametrelerinin birbirine yakın olması ve birbirini etkilemiyor olması, kombinasyon için uygun bir farmakokinetik profil sağlamaktadır. Oral uygulamadan sonra kombinasyonun iki bileşeni de gastrointestinal kanaldan iyi absorbe edilir. İlacın aç ya da tok karınla alınmasının, amoksisilinin farmakokinetiği üzerine etkisi çok azdır ve bu etkinin klinik olarak önem taşımadığı kanıtlanmıştır. Kombinasyonla elde edilen amoksisilin serum seviyeleri, eşdeğer miktardaki amoksisilin ile elde edilene benzerdir ve alınan doz ile orantılı olarak artış gösterir. Kombinasyonun oral uygulanmasından sonra, amoksisilinin yarı ömrü 1.3 saat iken klavulanik asidinki 1.0 saattir. Bu süre yenidoğanlarda ve yaşlılarda ve özellikle böbrek yetmezliği olan hastalarda artabilir. Her iki bileşen için, alınan oral dozun % 60 kadarı 6 saat içinde değişmemiş olarak idrarla atılır. Her iki bileşen de dokulara ve vücut sıvılarına (beyin ve omurilik sıvısı hariç) yaygın dağılım göstermektedir. Çok az miktarda amoksisilin anne sütüne geçmektedir. Her iki bileşen de vücuttan diyalizle uzaklaştırılabilir.

Farmasötik Şekli

FİLM TABLET

Formülü

Her bir film tablet, 500 mg amoksisiline eşdeğer amoksisilin trihidrat ve 125 mg klavulanik asite eşdeğer potasyum klavulanat (ko-amoksiklav 500/125) ve titanyum dioksit (E171) içerir.  

İlaç Etkileşmeleri

Amoksisilin-klavulanik asit kombinasyonlarına tolerans genellikle iyidir. Klinik çalışmalarda görülen yan etkilerin ekseriyeti hafif ve geçici tabiatlıdır ve ilaca bağlı yan etkiler nedeniyle tedavinin kesilmesini gerektiren hasta sayısı %3’ten azdır. En sık görülen advers etkiler diyare, bulantı ve vajinittir. Bütün bu etkiler tavsiye edilen dozların artırılması ile orantılı olarak artmaktadır. Daha seyrek olarak bildirilen reaksiyonlar abdominal şikayetler, gaz ve baş ağrısıdır. Penisilin grubu antibiyotiklerle görülebilen pseudomembranöz kolit ve aşırı duyarlılık reaksiyonlarının ciltte kızarıklık, ürtiker, anjiyoödem, serum hastalığı benzeri reaksiyonlar, eritema multiforme (nadiren Stevens-Johnson sendromu) ve (eksfolyatif dermatit) gelişmesi durumunda alınacak tedbirler için Uyarılar/Önlemler bölümüne bakınız. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.  

Kontraendikasyonlar

Penisilinlere alerjisi olduğu bilinen kişilerde ve daha önceden penisilin veya ko-amoksiklav kullanımı ile ilgili kolestatik sarılık/hepatik yetmezlik geçmişi olanlarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde aşağıdaki dozlar kullanılır:   Yetişkinlerde ve 12 yaşın üzerindeki çocuklarda : Her oniki saatte bir (günde 2 defa) 1’er CROXİLEX-BID 625 mg FİLM TABLET. Tedavi süresi genellikle 10 gündür. Gerektiğinde 14 güne kadar uzatılabilir. 12 yaşın alltındaki çocuklarda CROXİLEX-BID 625 mg FİLM TABLET kullanımı önerilmez.   Dental enfeksiyonlarda tedavi süresi 5 gündür.   Şiddetli böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi < 10 mL/dakika) olan hastalarda günde 1 CROXİLEX-BID 625 mg FİLM TABLET kullanılır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CROXİLEX-BID 1000 mg Film Tablet, 10 ve 14 tablet CROXİLEX-BID 200/28 Oral Süspansiyon için Kuru Toz, 70 mL CROXİLEX-BID 400/57 Fort Oral Süspansiyon için Kuru Toz, 70 mL

Saklama Koşulları

25°C’in altında oda sıcaklığında ve kuru bir yerde saklayınız. Kullandıktan sonra şişenin kapağını iyice kapatınız.   Şişe içerisinde, ilacı nemden korumak için konulmuş olan nem çekici (desikant) kapsül kullanım sonuna kadar şişe içinde tutulmalıdır.   Doktora danışmadan kullanılmamalıdır. Çocukların ulaşamayacakları yerlerde ve ambalajında saklayınız

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

10 ve 14 Film tablet içeren kahverengi cam şişelerde ve prospektüsü ile birlikte.

Uyarılar/Önlemler

Penisilin tedavisi uygulanan hastalarda ciddi ve nadiren fatal aşırı duyarlılık (anafilaktoid) reaksiyonlar bildirilmiştir. Her ne kadar anafilaksi parenteral penisilin sırasında nispeten daha sık görülebilirse de, özellikle penisilinlere veya sefalosporinlere duyarlığı bilinen kişilerde ve/veya değişik alerjenlere duyarlılığı olan kişilerde bu reaksiyonların oral penisilinlerle de görülme olasılığı vardır. Herhangi bir penisilin ile tedaviye başlanmadan önce hastanın penisilinlere, sefalosporinlere veya diğer alerjenlere geçmişte bir reaksiyonunun olup olmadığı soruşturulmalıdır. Herhangi bir alerjik reaksiyon görülmesi durumunda ilaç kesilmeli ve uygun tedavi uygulanmalıdır.   Ciddi anafilaktoid reaksiyonlar epinefrin, oksijen, intravenöz steroidlerin kullanımını ve intübasyon dahil hava yollarının açık tutulmasına yönelik tedbirleri gerektirebilir.   Hemen hemen bütün antibakteriyel ilaçlarla pseudomembranöz kolit gelişebilme olasılığı mevcuttur. Bu nedenle antibakteriyel ilaçların kullanımı sırasında diyare gelişen kişilerde bu olasılık gözönüne alınmalıdır.   Antibakteriyel ilaçlarla tedavi kolonun normal florası değişebilir ve Clostridia türlerinin aşırı çoğalmasına yol açabilir. C. difficile tarafından oluşturulan bir toksinin antibiyotiklerle görülen kolitin başlıca nedeni olduğu bilinmektedir.   Hafif şiddetteki pseudomembranöz kolit genellikle ilacın kesilmesi ile ortadan kalkar. Orta yada daha ağır vak’alarda ise sıvı ve elektrolit tedavisi, protein suplemantasyonu ve C. difficile karşı uygun bir antibiyotik tedavisini gerektirebilir.   CROXİLEX-BID 625 mg FİLM TABLET’in aktif maddeleri her ne kadar penisilin grubu antibiyotiklerin düşük toksisite özelliklerine sahip ise de uzun süreli tedaviler sırasında renal, hepatik ve hematopoetik fonksiyonların periyodik olarak kontrolleri gerekebilir.   Tedavi sırasında mikotik veya bakteriyel patojenler ile süperenfeksiyonların gelişme olasılığı vardır. Özellikle Pseudomonas ve Candida türleri ile süperenfeksiyonlar gelişirse ilaç kesilmeli ve/veya uygun tedavi başlatılmalıdır.    Hamilelerde ve emziren annelerde kullanımı: Hamilelerde yapılmış yeterli sayıda çalışma olmadığından, bütün ilaçlarla olduğu gibi hekim tarafından zorunlu görülmedikçe hamilelerde kullanılması önerilmez. Amoksisilin anne sütüne geçtiğinden emziren annelere verilirken bu husus gözönüne alınmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Amoksisilin-klavulanik asit kombinasyonlarına tolerans genellikle iyidir. Klinik çalışmalarda görülen yan etkilerin ekseriyeti hafif ve geçici tabiatlıdır ve ilaca bağlı yan etkiler nedeniyle tedavinin kesilmesini gerektiren hasta sayısı %3’ten azdır. En sık görülen advers etkiler diyare, bulantı ve vajinittir. Bütün bu etkiler tavsiye edilen dozların artırılması ile orantılı olarak artmaktadır. Daha seyrek olarak bildirilen reaksiyonlar abdominal şikayetler, gaz ve baş ağrısıdır. Penisilin grubu antibiyotiklerle görülebilen pseudomembranöz kolit ve aşırı duyarlılık reaksiyonlarının ciltte kızarıklık, ürtiker, anjiyoödem, serum hastalığı benzeri reaksiyonlar, eritema multiforme (nadiren Stevens-Johnson sendromu) ve (eksfolyatif dermatit) gelişmesi durumunda alınacak tedbirler için Uyarılar/Önlemler bölümüne bakınız. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.  

Doz Aşımı

Endikasyonlar

Vulva, vestibular ve vajinal halkanın atrofik bozukluklarında kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Promestrien alt genital bölgede mukoza üzerine lokal östrojenik etkiye sahiptir ve bu etkisi ile trofisite onarılmaktadır.

Farmakokinetik Özellikler

Promestrien alt genital bölgede mukoza üzerine lokal östrojenik etkiye sahiptir ve bu etkisi ile trofisite onarılmaktadır. Promestrien sadece lokal olarak kullanılmalıdır, böylece uterus, memeler ve hipofiz başta olmak üzere uzak bölgelerde östrojenik etkiler ortaya çıkmayacaktır. Lokal olarak uygulandığında insanlarda 3 farklı etki gözlemlenir. ·   Dokuda birikimi olmaz ve biyolojik yarı ömrü 24 saatten daha az zamanda sona erer. ·   Deriye uygulandığında promestrienin %1’den azı sisteme geçer. ·    Vajinal uygulamalarda başta özellikle vajinadan uzakta bulunan östrojene hassas organlarda olmak üzere sistemik hormonal bir etki hiçbir zaman görülmemiştir. Promestrien feçesle atılır.

Farmasötik Şekli

Vajinal Krem

Formülü

Her bir 30g’lık tüpte; etken madde olarak 0.300 g promestrien (INN) bulunur. Eksipiyenler Sodyum metil para hidroksi benzoat (koruyucu), sodyum propil para hidroksi benzoat (koruyucu).

İlaç Etkileşmeleri

Lokal Colpotrophine® %1 Vajinal Krem tedavisi altındaki menopozal kadınlarda, LH ve FSH’ın plazma düzeylerindeki değişmeler görülebilir. Promestrien’in, vajinal menopozlu kadınların plazmasında proteinler üzerinde etkisi yoktur.

Kontraendikasyonlar

Her ne kadar ilacın kullanımını takiben herhangi bir sistemik etki gözlemlenmemişse de, yine de östrojene bağımlı kanser hikayesi olanlarda kullanılmamalı ve hastada herhangi bir östrojen uygulanabilirliği ölçülmelidir. Aynı zamanda, Promestrien veya ilacın içinde bulunan maddelere aşırı duyarlılığı olan kişilerde kontrendikedir.Colpotrophine® %1 Vajinal Krem hamilelerde ve spermisit ürünlerle birlikte kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Yeterli miktardaki krem günde 1-2 kez uygulanır, takibinde hafif masaj yapılır. İdame tedavinin gerekliliğini doktor belirler.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Colpotrophine® Vajinal Yumuşak Kapsül

Saklama Koşulları

25°C’yi geçmeyen oda sıcaklığında, aşırı ısı ve ışık değişimlerinden uzakta, ambalajı içinde, serin ve kuru bir yerde saklanmalıdır. Doktora danışmadan kullanılmamalıdır. Çocukların ulaşamayacakları yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Colpotrophine® %1 Vajinal Krem, 30 g krem içerir, içi epoksi fenolik vernikli alüminyum-Darex tüpler içinde mevcuttur.

Uyarılar/Önlemler

Colpotrophine® %1 Vajinal Krem uygulanmasını takiben hafifçe masaj yapılmalıdır. Hastaya uygulanacak yüzeyi kaplayacak kadar, yeterli miktarda krem uygulaması gerektiği belirtilmelidir. Eğer, sebep menopoz, kastrasyon, östroprojestif tedavi gibi kalıcıysa ya da etkileri irridasyonlar gibi kalıcılık gösteriyorsa Colpotrophine® %1 Vajinal Krem ile idame tedaviler gerekir. Araç ve makina kullanımı üzerine etkisi Colpotrophine® %1 Vajinal Krem’in araç ve makine kullanımı üzerine etkisi değerlendirilmemiştir. Hamilelik ve laktasyonda kullanımı Hamilelik kategorisi X Colpotrophine® %1 Vajinal Krem’in hamilelikte kullanımı üzerine güvenirlilik verileri yoktur. Bu nedenle, Colpotrophine® %1 Vajinal Krem  hamile bayanlarda kullanılmamalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Colpotrophine® %1 Vajinal Krem, lokal etkilidir; sistemik dolaşıma %1 oranında geçer. Bu nedenle, istenmeyen etkiler bildirilmemiştir. Çalışılan deneysel modeller, Promestrien’in zayıf bir östrojen olduğunu göstermektedir. Vajinal ya da kütanoz kullanımda, Promestrien uterus kanaması, abdomino-pelvik gerginlik, mastodini ya da meme konjestiyonu gibi başka dokularda östrojenik uyarılarda bulunmaz, yanlızca hedef dokularda vajinal östrojenik semptomlar görülmüştür. Diğer sistemik östrojenlerin neden olduğu, endoservikal bezlerin stimülasyonu; Promestrien ile gözlemlenmemiştir. Promestrien’in kendisinin aktivitesinin olmaması ve vajinada çok düşük dozlarda kullanılması herhangi bir yan etkisinin olmadığını doğrulamaktadır. Sık olmamakla birlikte uygulama yerinde irritasyon, kaşıntı ve allerji meydana gelebilir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Kazaen veya intihar amaçlı aşırı doz valproat vakaları bildirilmiştir. Maksimum terapötik düzeylerin 5 ila 6 katına kadarki plazma konsantrasyonlarında bulantı, kusma, sersemleme ve göz kararmalarından başka herhangi bir semptomun olması olası değildir.   Maksimum terapötik düzeylerin 10 ila 20 katına kadarki plazma konsantrasyonları gibi masif aşırı dozda, ağır MSS depresyonu olabilir ve solunum bozulabilir. Ancak semptomlar değişken olabilir ve çok yüksek plazma düzeylerinin varlığında nöbetler bildirilmiştir (Farmakokinetik özellikler’e bakınız). Serebral ödem ve intrakraniyal hipertansiyon rapor edilmiştir. Büyük miktarda aşırıdozu takiben çok sayıda ölümler ortaya çıkmıştır.   Tedavi: Zorlu kusturma, gastrik lavaj, solunum yardımı ve diğer destekleyici girişimlerle tedaviler tavsiye edilir.   Hemodiyaliz ve hemoperfüzyon başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Ayrıca, intravenöz nalokson da, oral olarak verilen aktif kömürle birlikte kullanılmıştır.

Endikasyonlar

Epilepsi: Primer jeneralize epilepsi nöbetleri, sekonder jeneralize epilepsi nöbetleri, parsiyel epilepsiler ve karışık tip nöbetlerin tedavisinde. Bipolar bozukluk: Manik depresif (bipolar) bozuklukla ilişkili maninin profilaksi ve tedavisinde.

Farmakodinamik Özellikler

Farmakoterapötik grubu: Antiepileptikler, yağ asidi türevleri. ATC kodu: N03A G01.   Sodyum valproat bir antikonvülzandır. Valproatın en olası etki şekli gama amino bütirik asit (GABA) sentezi veya metabolizması üzerine etkiyerek, GABA’nın inhibitör etkisinin güçlendirilmesidir.   Glutamik asit dekarboksilazın aktivasyonu ve GABA transaminazın inhibisyonu, sinapslarda ve intersinaptik aralıkta GABA konsantrasyonunda güçlü bir artış ile sonuçlanır. İnhibitör bir nörotransmitter olarak GABA, pre- ve post-sinaptik deşarjları engeller ve böylece konvülzif aktivitenin yayılmasını önler. Valproatın psikotropik etkisi daha iyi bir vizomotor koordinasyon ve artmış konsantrasyon gücü ile sonuçlanır.   Manik depresif (bipolar) bozukluğu olan hastalarda, manik krizlerin tedavisinde Valproatın iyi etkinliği ve hızlı etkisi, plasebo kontrollü klinik çalışmalarda kanıtlanmıştır.

Farmakokinetik Özellikler

Absorpsiyon: Sodyum valproat, gastrointestinal yoldan hemen hemen tam olarak emilmektedir. Doruk plazma seviyelerine, farmasötik forma bağlı olarak yaklaşık 1–6 saatte ulaşılır.   Convulex CR tabletler için, ortalama maksimum plazma düzeylerine, yaklaşık 6–14 saat sonra ulaşılır. Kararlı durum plazma düzeylerine 3–4 gün içinde ulaşılır. Valproik asidin bildirilen etkin plazma terapötik düzeyleri 40–100 mg/L’dir (278-694 mikromol/litre). Plazma seviyeleri bireyde ve bireyler arasında yüksek değişkenlik göstermiştir. Dağılım: Valproat yaklaşık %80 – 95 oranında serum proteinlerine bağlanır. 100 mg/L üzerindeki plazma seviyelerinde, serbest miktar artar. Valproik asit esas olarak kanda dağılır. Serebrospinal sıvıdaki valproik asit konsantrasyonları, plazmadaki serbest valproik asit konsantrasyonları ile karşılaştırılabilir. Valproik asit plasentaya geçer ve anne sütüne salgılanır (toplam serum konsantrasyonlarının %1-10’u). Metabolizma: Valproat karaciğerde başlıca glukuronidasyonla metabolize olur. Valproat sitokrom P450 enzim sistemini inhibe eder. Atılım: Valproat başlıca böbreklerden glukuronidat şeklinde atılır. Eliminasyon yarı ömrü 10-15 saattir ve çocuklarda belirgin olarak daha kısadır (6-10 saat).   Convulex CR formülasyonları kontrollü salınım formülasyonlarıdır, farmakokinetik çalışmalarda valproik asidin diğer konvansiyonel ya da modifiye salınım formülasyonlarıyla karşılaştırıldığında, plazma konsantrasyonlarında daha az dalgalanma göstermektedir.   Convulex CR’ın farmakolojik (veya terapötik) etkileri toplam veya serbest (bağlı olmayan) plazma valproik asit düzeyleriyle açık bir şekilde ilişkili olmayabilir.   Plazma düzeylerinin ölçümünün gerekli olduğu düşünülen durumlarda, Convulex CR tabletlerin farmakokinetiği, plazma düzeyi ölçümlerinde örneklemenin alınma zamanına daha az bağımlıdır.   Özel hasta grupları: Yaşlılar: Artmış dağılım hacmi ve azalmış serum albümine bağlanma değerinden, yaşlılarda valproik asit farmakokinetiği değişebilir. Bu da serbest ilaç konsantrasyonlarında artışa neden olur. Böbrek bozukluğu olan hastalar: Protein bağlama bölgelerinin azalmasına bağlı olarak oluşan serbest ilaç konsantrasyonundaki bir artış, böbrek bozukluğu olan hastalarda valproat farmakokinetiğini değiştirebilir. Karaciğer bozukluğu olan hastalar: Akut hepatit geçirmiş ve sirozu olan hastalarda ilaç yarı ömrü, kontrollerle karşılaştırıldığında belirgin olarak artmıştır. Bu da karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda klerens bozukluğuna işaret eder.   Convulex CR formülasyonları, plazma konsantrasyon zaman eğrisi altında kalan alan açısından diğer kontrollü salınım valproat formülasyonlarına biyoeşdeğerdir. Kararlı durum farmakokinetik verileri, Convulex CR’nin doruk konsantrasyonu (Cmaks) ile düşük konsantrasyonlarının (Cmin), sodyum valproat için genellikle kabul edilen etkin terapötik plazma düzeyleri aralığı içinde kaldığını göstermektedir.

Farmasötik Şekli

Tablet

Formülü

Her tablet 300 mg sodyum valproat içermektedir. Boyar madde olarak titanyum dioksit içermektedir.

İlaç Etkileşmeleri

Valproatın diğer ilaçlar üzerine etkileri: ·         Nöroleptikler, MAO inhibitörleri, antidepresanlar, benzodiazepinler Valproat, nöroleptikler, MAO inhibitörleri, antidepresanlar ve benzodiazepinler gibi diğer psikotropiklerin etkilerini artırabilir; dolayısıyla dikkatli klinik izleme önerilir ve gerektiğinde dozaj ayarlanmalıdır. Klonazepam ile kombinasyon absansları tetikleyebilir. ·         Alkol Valproat alkolün etkisini artırabilir. ·         Fenobarbital Valproat fenobarbitalin plazma konsantrasyonlarını artırır (hepatik metabolizmanın inhibisyonu yoluyla) ve özellikle çocuklarda sedasyon meydana gelebilir. Dolayısıyla kombine tedavinin ilk 15 gününde sürekli klinik takip önerilir, eğer sedasyon meydana gelirse fenobarbital dozu derhal azaltılmalıdır. Eğer gerekirse, fenobarbital plazma seviyeleri kontrol edilmelidir. ·         Primidon Valproat, primidon plazma seviyelerini ve advers etkilerini (sedasyon gibi) artırır; bu belirtiler, genellikle uzun süreli tedavide kaybolur. Kombine tedavinin başlangıcında dikkatli klinik izleme önerilir, gerektiğinde doz ayarlaması yapılır. ·         Fenitoin Valproat fenitoinin total plazma konsantrasyonunu azaltır. Bunun ötesinde valproat, olası aşırı doz semptomları ile fenitoin serbest formunu artırır (valproik asit, plazma proteinlerine bağlanma noktalarında fenitoinin yerini alır ve karaciğerde parçalanmasını azaltır). Bu nedenle klinik takip önerilir. Fenitoin plazma seviyeleri takip edildiğinde özellikle serbest form değerlendirilmelidir. ·         Karbamazepin Valproat, karbamazepinin toksik etkisini potansiyelize edebileceğinden birlikte kullanıldıklarında klinik toksisite rapor edilmiştir. Kombine tedavi başlangıcında dikkatli klinik izleme önerilir; gerektiğinde dozaj ayarlaması yapılmalıdır. ·         Lamotrijin Valproat, lamotrijin metabolizmasını azaltabilir ve ortalama yarı ömrünü artırabilir. Gerektiğinde doz ayarlanmalıdır (lamotrijin dozu düşürülerek). Lamotrijin ve valproat kombinasyonu özellikle çocuklarda deri reaksiyonları (ciddi) riskini artırabilir. ·         Zidovudin Valproat, zidovudin plazma konsantrasyonlarını yükseltebilir, bu da zidovudin toksisitesinin artışına neden olur. ·         K vitamini bağımlı antikoagülanlar ve asetilsalisilik asit Varfarinin, diğer kumarin antikoagülanlarının antikoagülan etkisi ve asetilsalisilik asitin anti-platelet etkisi, valproatın protein bağlanma noktalarında yerine geçmesini takiben artabilir. Oral antikoagülan kullanımı sırasında protrombin zamanı sık sık kontrol edilmelidir. ·         Temozolomid Valproat ve temozolomidin birlikte kullanımı, temozolomid klerensinde hafif bir azalmaya sebep olabilir, bunun klinik olarak bağlantılı olmadığı düşünülmektedir. ·         Felbamat Valproik asit, felbamatın serum konsantrasyonlarını yaklaşık %50 oranında yükseltebilir. ·         Diazepam Sağlıklı test kişilerinde, valproat, plazma albümin bağlanma yerinde diazepamla yer değiştirmiş ve metabolizmasını inhibe etmiştir. Kombine tedavide, bağlı olmayan diazepam konsantrasyonları artabilir ve serbest diazepam fraksiyonunun plazma eliminasyon ve dağılım hacmi düşer (%20; %25 oranında). Yine de, yarı ömrü değişmeden kalır. ·         Lorazepam Sağlıklı bireylerde, valproat ve lorazepamın eş zamanlı tedavisinde lorazepamın plazma klerensinde %40’a kadar bir azalma oluşmuştur.   Diğer ilaçların valproat üzerine etkileri: Enzim indükleyici etkisi olan antiepileptikler (fenitoin, fenobarbital, primidon, karbamazepin dahil), valproat plazma konsantrasyonlarını azaltır. Kombine tedavide kan seviyelerine göre doz ayarlaması yapılmalıdır.   Diğer taraftan valproat ve felbamat kombinasyonu, valproat plazma seviyesini artırabilir. Sodyum valproat dozu izlenmelidir.   Meflokin ve klorokininin her ikisi de nöbet eşiğini düşürebilir. İlave olarak meflokin, valproat düzeyini azaltabilir. Sodyum valproat dozunun buna göre ayarlanması gerekebilir.   Yüksek protein bağlayıcı ajanlar (asetilsalisilik asit gibi) ve valproatın birlikte kullanımı durumunda serbest valproik asit plazma düzeyleri artabilir. Valproik asit ve asetilsalisilik asit içeren ilaçlar, 12 yaşın altındaki çocuklara eş zamanlı uygulanmamalıdır ve gençlerde sadece dikkatli bir yarar-risk değerlendirmesinden sonra uygulanmalıdır.   Simetidin veya eritromisin ile birlikte kullanımı durumunda, valproat plazma düzeyleri artabilir (azalmış hepatik metabolizmanın bir sonucu olarak).   Karbapenem antibiyotikleri (meropenem, panipenem, imipenem gibi) valproat plazma seviyelerini tedavi dozunun altına düşürebilir. Eğer bu tip antibiyotiklerin kullanımı gerekliyse, valproat plazma seviyeleri yakından izlenmelidir.   Kolestiramin valproat absorpsiyonunu azaltabilir.   Serum valproik asit konsantrasyonları, fluoksetinle eş zamanlı uygulamalarda yükselebilir. Bazı durumlarda, eş zamanlı fluoksetin alımında valproik asit serum konsantrasyonları düşebilir.   Alkol gibi potansiyel hepatotoksik etkili ilaçlar, valproik asidin karaciğer toksisitesini artırabilir.   Diğer etkileşimler: Sodyum valproatın, farmakodinamiği iyice belirginleşmemiş yeni antiepileptikler ile kombinasyonunda dikkatli olunması önerilir.   Valproat, hepatik enzimleri belirgin olarak indüklemez. Oral kontraseptiflerle hiçbir etkileşim bildirilmemiştir.

Kontraendikasyonlar

·            Sodyum valproata veya içerdiği diğer bileşenlere karşı aşırıduyarlılık ·            Aktif karaciğer hastalığı ·            Kişisel veya ailesel ağır karaciğer fonksiyon bozukluğu (Child Pugh C)(özellikle ilaca bağlı) ·            Şiddetli pankreas işlev bozukluğu ·            Hepatik porfiria

Kullanım Şekli Ve Dozu

Convulex CR tabletler oral uygulama içindir.   Convulex CR sodyum valproatın uzatılmış salınımlı bir formülasyonudur, doruk konsantrasyonlarını düşürür ve gün boyunca daha emin plazma konsantrasyonları sağlar.   Convulex CR günde bir veya iki kez verilebilir. Convulex CR tabletler yarıya bölünebilir, tabletler bir miktar sıvı ile birlikte alınmalı fakat ezilmemeli veya çiğnenmemelidir. Eğer tedavi başlangıcında veya tedavi süresince gastrointestinal tahriş meydana gelirse, tabletler yemeklerle birlikte veya yemeklerden sonra alınmalıdır.   Günlük dozaj ayarlamaları yaşa ve vücut ağırlığına göre değişir.   Epilepsi: Optimum dozaj, esas olarak nöbet kontrolü ile belirlenmelidir ve rutin plazma düzeylerinin ölçülmesi gereksizdir. Ancak plazma düzeyi ölçümleri nöbet kontrolünün zayıf olduğu veya yan etkilerden şüphelenildiğinde yardımcıdır.   Monoterapi: Erişkinlerde: Dozaj günlük 600 mg (vücut ağırlığına göre 10–15 mg/kg) ile başlamalıdır, nöbet kontrolüne ulaşılıncaya kadar 3–7 günlük aralarla dereceli olarak 5–10 mg/kg artırılarak devam edilir. Genellikle dozaj, vücut ağırlığına göre 20-30 mg/kg şeklinde, günde 1000 – 2000 mg aralığındadır. Bu doz aralığında yeterli nöbet kontrolüne ulaşılmadığında, doz günde 2500 mg’a kadar daha da artırılabilir. Çocuklar Sodyum valproatın çocuklar için başlangıç dozu 10-20 mg/kg ve idame dozu 20 ile 30 mg/kg arasındadır. Özel durumlar için günde 40 mg/kg’dan daha yüksek dozlar kullanılabilir (dozaj tablosuna bakınız).   20 kg’ın üstü çocuklarda: Convulex CR tabletler için tavsiye edilen başlangıç dozajı, nöbet kontrolüne ulaşılıncaya kadar, 3–7 gün aralıklı artışlarla 300 mg/gün (kilo dikkate alınmaksızın) olmalıdır; bu genellikle günde vücut ağırlığına göre 20–30 mg/kg aralığı içindedir. Bu doz aralığında yeterli nöbet kontrolüne ulaşılmadığında, doz günde 35 mg/kg’a kadar artırılabilir. 40 mg/kg/gün dozundan daha büyük dozlar gereken çocuklarda, klinik kimya ve hematolojik parametreler izlenmelidir.   20 kg’ın altındaki çocuklarda: Doz titrasyonuna gerek duyulduğu için, bu grup hastalarda valproatın alternatif formülasyonları kullanılmalıdır.   Yaşlılarda: Yaşlılarda valproat farmakokinetiği farklı olabilir. Doz, nöbet kontrollerine göre belirlenmelidir (5.2.Farmakokinetik özellikler’e bakınız).   Sodyum valproat için aşağıdaki günlük dozlar önerilmektedir:   Yaş Vücut ağırlığı Ortalama doz (mg/gün) 3-6 ay » 5.5 – 7.5 150 6-12 ay » 7.5 – 10 150-300 1-3 yaş » 10 – 15 300-450 3-6 yaş » 15 – 20 450-600 7-11 yaş » 20 – 40 600-1200 12-17 yaş » 40 – 60 1000-1500 Yetişkin ve yaşlılarda ³ 60 1200-2100   Renal yetmezliği ve/veya karaciğer işlev bozukluğu olan hastalar: Doz azaltılması gerekebilir. Plazma konsantrasyonlarının takibi yanıltıcı olabileceği için doz, klinik izlemeye göre ayarlanmalıdır.   Kombine tedavi: Hâlihazırda diğer antikonvülzanlarla tedavi gören hastalarda Convulex CR başlanırken, bu antikonvülzanların dozu yavaşca azaltılmalıdır; daha sonra yaklaşık 2 hafta sonra hedef doza ulaşılacak şekilde Convulex CR tedavisinin başlatılması kademeli olarak yapılmalıdır. Fenitoin, fenobarbital ve karbamazepin gibi karaciğer enzim aktivitesini artıran antikonvülzanlarla kombine olarak kullanıldığında, belli vakalarda dozu 5-10 mg/kg/gün şeklinde artırmak gerekebilir.   Enzim indüksiyonu yapan ilaç kesildiğinde, nöbet kontrolünün devamlılığı için, Convulex CR dozunun azaltılması gerekebilir. Barbitüratlarla birlikte verilmeye başlandığında ve özellikle sedasyon görüldüğünde (özellikle çocuklarda) barbitürat dozu azaltılmalıdır.   Bipolar bozukluk: “Bipolar bozukluk” endikasyonu için, çocuklar, gençler ve 65 yaş üstü yetişkinlerde yapılmış kontrollü klinik çalışma yoktur.   Bipolar bozukluk (sadece yetişkin hastalarda): Akut semptomların tedavisinde: Önerilen başlangıç dozu günde 500–1000 mg’dır. Günlük dozlar ikiye bölünmelidir. Aşırı ajite olan hastalar için günde 1500 mg’a çıkılabilir. Kademeli doz artışları, istenmeyen etkiler meydana gelinceye ve klinik gelişme sağlanana kadar, plazma seviyelerinin kontrolü ile (genel terapötik aralık 50 ve 125 mg/L arasındadır) 2-4 günlük aralıklarda etki sağlayacaktır.   Tekrarlayan krizlerin önlenmesinde: Günlük doz genellikle 1000–2000 mg arasındadır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Convulex CR 500 mg Tablet, 30 ve 50 tabletlik şişelerde. Convulex 150 mg Enterik Kapsül, 60 kapsüllük blister ambalajlarda Convulex 300 mg Enterik Kapsül, 60 kapsüllük blister ambalajlarda Convulex 500 mg Enterik Kapsül, 60 kapsüllük blister ambalajlarda Convulex 50 mg/ml Pediatrik şurup, 100 ml’lik şişelerde

Saklama Koşulları

25°C altındaki oda sıcaklıklarında, şişe ağzını sıkıca kapatarak kuru yerde saklayınız.   Kırılmış tabletleri kap içinde muhafaza ediniz.   ÇOCUKLARIN GÖREMEYECEĞİ, ERİŞEMEYECEĞİ YRLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Convulex CR 300 mg Tablet, 50 tabletlik şişelerde.

Uyarılar/Önlemler

Bu ilaçla tedavi edilen hastalarda intihar düşüncesi ve davranışı bildirilmiştir. Bu nedenle hastalar intihar düşüncesi ve davranışı açısından yakından izlenmelidir. İntihar düşüncesi ve davranışı ortaya çıktığında, hasta ve hasta yakınının tıbbi destek alması önerilmelidir.   Hepatik: Tedaviye başlamadan önce ve ilk 6 ay boyunca periyodik olarak özellikle yüksek riskli hastalarda ve karaciğer hastalık öyküsü olanlarda karaciğer fonksiyon parametrelerinin rutin ölçümü yapılmalıdır. Bu tip hastalar klinik olarak yakından izlenmelidir (Yan Etkiler / Advers Etkiler bölümüne bakınız).   Karaciğer fonksiyon testleri protrombin zamanı, transaminaz ve/veya bilirubin ve/veya fibrinojen dejenerasyon ürünlerini kapsamalıdır. Başlangıçta transaminazlarda artış gözlenebilir; bu genellikle geçicidir ve doz azaltılmasına cevap verir.   Biyokimyasal anormallikleri olan hastalar klinik olarak tekrar değerlendirilmeli ve protrombin zamanı gibi karaciğer fonksiyon testleri normale dönene kadar izlenmelidir. Bununla beraber protrombin zamanının anormal olarak uzaması, diğer uygulanan testlerin anormal değerleriyle birlikte ise tedavinin kesilmesi gerekir.   Sodyum valproat ile tedavi olan hastalarda ölümle sonuçlanan hepatik yetmezlik dahil, karaciğer fonksiyon bozuklukları oluşmuştur. En fazla risk altında olan hastalar, özellikle 3 yaşın altındaki ve konjenital metabolik veya dejeneratif bozukluğu, organik beyin lezyonu veya mental geriliğin eşlik ettiği ağır nöbet bozukluğu olan çocuklardır. Vakaların büyük çoğunluğu tedavinin ilk 6 ayında, özellikle 2 ila 12. haftalar arasında ve genellikle birden fazla antikonvülzan tedavinin uygulandığı hastalarda görülür. Bu grup hastalarda monoterapi tercih edilmelidir.   Karaciğer yetmezliğinin erken dönemlerinde, klinik belirtiler, laboratuar bulgularından daha yararlıdır. Ciddi veya fatal hepatik bozukluklar, nöbet kontrollerinin kaybı, kırıklık, bitkinlik, letarji, ödem, anoreksi, kusma, karın ağrısı, sersemlik, sarılık gibi genellikle ani başlayan non-spesifik semptomlar ile kendini gösterebilir. Bu belirtiler, ilacın hemen kesilmesi için birer göstergedir. Bu belirtileri gören hastalar, derhal tedavi eden doktora başvurmaları gerektiği konusunda uyarılmalıdır. Hangi bulguların belirleyici değerde olduğunu belirlemek güçtür, protrombin zamanı gibi protein sentezini yansıtan testler çok daha uygun olabilir.   Hepatik fonksiyon bozukluğu olan hastalarda, aynı metabolik yolu kullandıklarından ve bu nedenle hepatik yetmezlik riskini artırdıklarından, salisilatların birlikte kullanımı durdurulmalıdır.   Hematolojik: Kanama komplikasyonlarıyla ilgili olası bir artış olup olmadığını anlayabilmek için, tedaviye başlamadan ve cerrahi girişimlerden önce, gerekli kan testleri (kan hücre sayımı, kanama zamanı ve koagülasyon testleri) yapılmalıdır (Yan Etkiler / Advers Etkiler bölümüne bakınız). Kemik iliği hasarı hikayesi olan hastalar yakından izlenmelidir.   Pankreatik: Fatal olabilen ciddi pankreatit vakaları nadir raporlanmıştır. Ölüm riski, küçük çocuklarda en yüksek seviyededir, yaş ilerledikçe risk azalır. Antikonvülzan tedavi ile birlikte ciddi nöbet tipleri veya ciddi nörolojik bozukluklar varsa, ciddi pankreatit için risk oluşturabilir. Pankreatit ile birlikte hepatik yetmezlik olursa ölüm riski artar. Pankreatite işaret eden belirtiler (karın ağrısı, kusma, bulantı gibi) geliştiğinde hastalar doktora başvurmaları konusunda uyarılmalıdır. Bu tip hastalarda tıbbi değerlendirme (serum amilaz ölçümleri dahil) dikkatle yapılmalıdır; eğer pankreatit teşhis edilirse sodyum valproat kesilmelidir. Pankreatit hikayesi olan hastalar klinik olarak yakından izlenmelidir (Yan Etkiler / Advers Etkiler bölümüne bakınız).   Kilo artışı: Valproat genellikle belirgin ve ilerleyici olabilen kilo artışına sebep olur. Bütün hastalar tedavinin başlangıcında bu risk hakkında uyarılmalıdır ve kilo artışını en aza indirebilecek uygun stratejiler hakkında bilgilendirilmelidir.   Sistemik lupus eritematozus: Valproat, nadir olmasına rağmen sistemik lupus eritematozusu indükleyebilir veya mevcut lupus eritematozusu şiddetlendirebilir.   Hiperamonyemi: Üre siklusu enzim bozukluğundan şüphelenildiğinde; valproatla hiperamonyemi riski olduğundan, tedavinin başlangıcından önce metabolik tetkikler yapılmalıdır.   Tiroid hormonları: Plazma konsantrasyonlarına bağlı olarak, valproat, tiroid hormonlarını plazma protein bağlayıcı bölgelerden ayırır ve onların metabolizmasını artırır. Bu, yanlış hipotiroidizm teşhisine yol açabilir.   Gebelik: Çocuk doğurma yaşında olan kadınlarda, sodyum valproat kullanımı, uterus içinde valproata maruz kalan fetusta oluşabilecek potansiyel teratojenik riskten dolayı sadece şiddetli olgularda veya diğer tedavilere direnç gösteren durumlarda tavsiye edilir. Çocuk doğurma yaşında olan kadınlar, hamilelik boyunca uygulanan antiepileptik tedavinin potansiyel risk ve yararları hakkında bilgilendirilmelidir (Ayrıca Gebelik ve Laktasyon bölümüne bakınız).   Diyabetik hastalar: Valproat kısmen keton cisimcikleri şeklinde başlıca böbrekler yoluyla atılmaktadır, bu da olası diabetik kişilerde yapılan idrar testinde yalancı pozitif sonuçlar verebilir.   Gebelik ve laktasyonda kullanım: Gebelik kategorisi D. Sodyum valproat ile tedavi edilenler de dahil olmak üzere, tedavi gören veya tedavi görmemiş epilepsili anneden doğan yavrularda, artmış bir doğumsal anomali insidansı (fasial dismorfi, nöral tüp hasarı ve özellikle uzuvlarda birden fazla malformasyonlar) gösterilmiştir.   İlk trimester esnasında valproat alan kadınlarda nöral tüp hasarı insidansının %1-2 arasında olduğu tahmin edilmiştir. Folat suplemantasyonunun yüksek riskteki kadınların bebeklerinde nöral tüp hasarı insidansını azalttığı gösterilmiştir. Dolayısıyla, hamilelik öncesi ve hamilelik süresince folik asit alımı yararlı olabilir.   Çocuk doğurma yaşındaki kadınlarda, özellikle hamilelik boyunca, sodyum valproat mümkün olduğunca monoterapi olarak uygulanmalıdır. Çünkü, diğer antiepileptiklerle kombine tedavide malformasyon riski artmaktadır. Sodyum valproat alan kadınlar hamile kalırsa veya sodyum valproat kullanımı hamilelik boyunca zorunluysa, annede nöbet kontrolü sağlama ihtiyacı, fetus üzerindeki olası riske karşı dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Bu özellikle hamileliğin ilk 3 ayında önemlidir. Anormal gebelik sonuçları, yüksek toplam günlük dozajla ilişkili olduğundan, hamileliğin 20-40. günleri boyunca, etkili en düşük doz kullanılmalıdır.   Eşit dozlara rağmen, hamileliğin erken ve geç dönemlerinde büyük değişiklikler gözlenebileceği için plazma düzeylerinin kontrolleri tavsiye edilir.   Hamile kadınlar, sodyum valproat tedavisinin, tıbbi tavsiye olmadan bırakılmaması konusunda bilgilendirilmelidir.   Hamileler alfa-feto protein ölçümü, ultrason ve uygunsa diğer tetkiklerle dikkatli bir şekilde izlenmelidir.   Annesi hamilelik sırasında sodyum valproat kullanmış olan yeni doğan bebeklerde hemorajik sendrom raporları nadir olarak bildirilmiştir. Bu hemorajik sendrom, hipofibrinemi ile ilişkilidir.   Afibrinemi de ayrıca bildirilmiştir ve ölümcül olabilir. Hipofibrinemi, büyük olasılıkla koagülasyon faktörlerinin azalmasıyla bağlantılıdır. Yine de hemorajik sendrom, fenobarbital ve diğer enzim indükleyicilerle de indüklenebilir. Yeni doğan bebeklerde, platelet sayımı, fibrinojen plazma seviyeleri ve koagülasyon durumu incelenmelidir.   Laktasyon: Anne sütünde bulunan valproik asit konsantrasyonu çok düşüktür, toplam maternal plazma düzeylerinin %1’i ila %10’u arasındadır. Valproat alan hastalar tarafından anne sütü ile beslemenin herhangi bir kontrendikasyonu görülmemektedir. Hastaların, emzirmelerine izin verme kararı bilinen tüm gerçekler nazarı dikkate alınarak verilmelidir.   Araç ve makine kullanmaya etkisi: Convulex CR tablet kullanan hastalarda nöbetler kontrol altında olacağından hastalar sürücü ehliyetine sahip olabilirler.   Yine de hastalar, araç ve makine kullanımı sırasında, özellikle diğer antikonvülzanlarla kombine tedavilerde veya benzodiazepinlerle görülen geçici sersemlik riskine karşı uyarılmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Kan ve lenfatik sistem bozuklukları: Valproat, platelet agregasyonunun ikinci safhasını inhibe eder ve bu da kanama zamanının uzamasına ve sıklıkla trombositopeniye sebep olur. Bu değişiklikler genellikle tavsiye edilen dozun üzerindeki dozlarla ilgilidir ve geri dönüşümlüdür. Faktör VIII/von Willebrand faktör eksikliğine bağlı trombositopati de kanama zamanının uzamasına neden olabilir. Tek başına fibrinojen azalması da oluşabilir.   Sık sık hafif, geri dönüşümlü kemik iliği supresyonu oluşabilir. Kendiliğinden oluşan kanama veya berelenme, sebepler bulunana kadar ilacın kesilmesi için göstergedir. Agranülositoz ve ara sıra lenfositoz oluşabilir. Kırmızı hücre hipoplazisi ve pansitopeni nadiren bildirilmiştir. lökopeni yaygın olarak bildirilmiştir. İlaç kesildiğinde kan tablosu normale geri dönmüştür.   İmmün sistem bozuklukları: Vaskülit oluşumu ara sıra rapor edilmiştir. Alerjik reaksiyonlar (pişikten aşırı duyarlılık reaksiyonlarına kadar) rapor edilmiştir. Nadiren sistemik lupus eritamatozus rapor edilmiştir.   Endokrin bozukluklar: Dismenore ve amenore vakaları tek tük rapor edilmiştir. Çok nadir jinekomasti oluşmuştur.   Nadiren, yükselmiş testesteron seviyeleri gözlenmiştir.   Metabolizma ve beslenme bozuklukları: Karaciğer fonksiyon testlerinde değişiklik olmaksızın hiperamonyemi oluşabilir. Tek başına veya orta derecede hiperamonyemi sık sık ortaya çıkar; genellikle geçicidir ve tedavinin kesilmesine neden olmaz. Ancak, kusma, ataksi ve bilinç bulanıklığı gibi klinik semptomlarla birlikte görülebilir. Eğer böyle semptomlar oluşursa sodyum valproat kesilmelidir. Nörolojik semptomlarla birlikte hiperamonyemi de rapor edilmiştir (Uyarılar / Önlemler bölümüne bakınız). Ödem nadiren bildirilmiştir.   Psikolojik bozukluklar: Depresyon.       Sinir sistemi bozuklukları: Ataksi ve vertigo ara sıra rapor edilmiştir, tremor yaygın olarak rapor edilmiştir ve bunların doza bağımlı etkiler olduğu düşünülmektedir.   Sedasyon, genellikle diğer antikonvülzanlar ile kombine tedavi sırasında, yaygın olarak bildirilmiştir. Monoterapide sedasyon, tedavinin erken safhasında nadiren oluşur ve genellikle geçicidir. Ender olarak baygınlığa kadar giden ve bazen halüsinasyon veya konvulsiyon ile birlikte görülebilen letarji ve konfüzyon nadir olarak rapor edilmiştir.   Ensefalopati ve koma çok ender gözlenmiştir. Bu etkiler sıklıkla aşırı başlangıç doz kullanımı, çok hızlı doz artırımı veya diğer antikonvülzanlarla (fenobarbital gibi) kombine tedavi ile ilişkilendirilmiştir. Bunlar, doz azaltılmasında veya tedavinin kesilmesinde geri dönüşümlüdür. Çok nadir durumlarda parkinson dahil, geri dönebilen ekstrapiramidal semptomlar veya geri dönebilen serebral atrofi ile bağlantılı geri dönebilen demans rapor edilmiştir.   Uyanıklıkta bir artma oluşabilir. Bu genellikle yararlıdır ancak ara sıra agresyon, hiperaktivite ve davranışsal bozukluklar rapor edilmiştir.   İşitme kaybı (geri dönüşlü veya dönüşsüz), nedensel bir ilişki kurulamamasına rağmen nadiren rapor edilmiştir.   Nadiren baş ağrısı ve nistagmus rapor edilmiştir.   Yaygın olarak hissizlik bildirilmiştir.   Kulak ve iç kulak hastalıkları: Tinnitus (kulak çınlaması) bildirilmiştir.   Gastrointestinal bozukluklar: Çok nadir durumlarda bazen ölüme varabilen pankreatit rapor edilmiştir (Uyarılar / Önlemler bölümüne bakınız). İştah artabilir ve valproat yaygın olarak belirgin ve ilerleyici bir kilo artışına sebep olur (Uyarılar / Önlemler bölümüne bakınız). Öte yandan, kilo kaybı da yaygın olarak bildirilmiştir. Tedavi başlangıcında bazı hastalarda çok az gastrik iritasyon ve daha az sıklıkla bulantı, sıkça ortaya çıkabilir, ancak genellikle Convulex kapsüller gibi enterik kaplı valproik asit uygulamasıyla ya da Convulex CR’ın yemeklerle veya yemeklerden sonra uygulamasıyla, bu sorunların üstesinden gelinebilir. Kusma, diyare, anoreksi ve kabızlık oluşabilir. Hipersalivasyon nadir raporlanmıştır.   Hepatobiliyer bozukluklar: Başlangıçta geçici transaminaz artışları görülebilir. Sodyum valproat alımını takiben ve zaman zaman ölümle sonuçlanan ciddi hepatik hasar nadiren rapor edilmiştir (Uyarılar / Önlemler bölümüne bakınız). Nadiren porfiri rapor edilmiştir.   Deri ve subkutanöz doku bozuklukları: Bazı hastalarda yaygın olarak geçici saç kaybı görülmüştür, fakat bu etki dozla ilişkilidir. Tekrar saç çıkması genellikle 6 ay içinde başlar, fakat saç öncekinden daha kıvırcık çıkabilir. Nadiren porfiri rapor edilmiştir. Hirsütizm ve akne nadiren rapor edilmiştir.   Ekzantem benzeri kızarıklık gibi kutanöz reaksiyonlar nadiren rapor edilmiştir. İstisnai durumlarda toksik epidermal nekroliz, Steven-Johnson sendromu ve eritema multiforme rapor edilmiştir.   Renal ve üriner bozukluklar: Sodyum valproat tedavisiyle ilişkili geri dönüşümlü Fanconi sendromu (glikozüri, aminoasidüri, fosfatüri ve ürikozüriye ilerleyen proksimal renal tübüler fonksiyon bozukluğu) nadir olarak rapor edilmiştir, sebebi henüz belirlenmemiştir.     Çocuklarda enürez rapor edilmiştir.   Üreme sistemi ve meme bozuklukları: Nadir olarak polikistik over gözlenmiştir.     BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window