İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Alt Sınıfı İEGM Tüm İlaç Fiyat Listesi
İlaç Firması CORBINAL
Birim Miktarı 1
ATC Kodu D01AE15
ATC Açıklaması Terbinafin
NFC Kodu TA
NFC Açıklaması Topikal Harici Kremler
Kamu Kodu A10789
Orijinal / Jenerik Türü Jenerik
2023 Fiyatı Bilinmiyor
Satış Fiyatı 16,72 TL (2 Mart 2020)
Önceki Satış Fiyatı 14,94 TL (5 Şubat 2020)
Barkodu
Kurumun Karşıladığı 6,21 TL
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !
Başlıklar
  1. İlaç Etken Maddeleri
  2. İlaç Prospektüsü
    1. Doz Aşımı
    2. Doz Aşımı
    3. Endikasyonlar
    4. Endikasyonlar
    5. Farmakodinamik Özellikler
    6. Farmakodinamik Özellikler
    7. Farmakokinetik Özellikler
    8. Farmakokinetik Özellikler
    9. Farmasötik Şekli
    10. Farmasötik Şekli
    11. Formülü
    12. Formülü
    13. İlaç Etkileşmeleri
    14. İlaç Etkileşmeleri
    15. Kontraendikasyonlar
    16. Kontraendikasyonlar
    17. Kullanım Şekli Ve Dozu
    18. Kullanım Şekli Ve Dozu
    19. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    20. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    21. Saklama Koşulları
    22. Saklama Koşulları
    23. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    24. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    25. Uyarılar/Önlemler
    26. Uyarılar/Önlemler
    27. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    28. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    29. Doz Aşımı
    30. Endikasyonlar
    31. Farmakodinamik Özellikler
    32. Farmakokinetik Özellikler
    33. Farmasötik Şekli
    34. Formülü
    35. İlaç Etkileşmeleri
    36. Kontraendikasyonlar
    37. Kullanım Şekli Ve Dozu
    38. Saklama Koşulları
    39. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    40. Uyarılar/Önlemler
    41. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    42. Doz Aşımı
    43. Endikasyonlar
    44. Farmakodinamik Özellikler
    45. Farmakokinetik Özellikler
    46. Farmasötik Şekli
    47. Formülü
    48. İlaç Etkileşmeleri
    49. Kontraendikasyonlar
    50. Kullanım Şekli Ve Dozu
    51. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    52. Saklama Koşulları
    53. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    54. Uyarılar/Önlemler
    55. Yan Etkileri / Advers Etkiler
    56. Doz Aşımı
    57. Endikasyonlar
    58. Farmakodinamik Özellikler
    59. Farmakokinetik Özellikler
    60. Farmasötik Şekli
    61. Formülü
    62. İlaç Etkileşmeleri
    63. Kontraendikasyonlar
    64. Kullanım Şekli Ve Dozu
    65. Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri
    66. Saklama Koşulları
    67. Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği
    68. Uyarılar/Önlemler
    69. Yan Etkileri / Advers Etkiler

İlaç Etken Maddeleri

  • terbinafin hidroklorür (300 mg)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Periton boşluğuna giren diyaliz solüsyonunun fazlası kolaylıkla drenaj torbasına çekilebilir.   Çok sık veya çok ani değişimler, acil tedavi gerektiren dehidratasyon ve/veya elektrolit dengesizliklerine sebep olabilir.   Günde bir veya daha fazla değişimin unutulması durumunda veya uygulanan solüsyonun hacminin çok az olması durumunda, aşırı hidratasyon veya elektrolit dengesizlikleri meydana gelebilir.   Tedavi yarıda kesilirse veya tamamen bırakılırsa hayatı tehdit edici ödem veya üremi gelişebilir.

Doz Aşımı

Periton boşluğuna giren diyaliz solüsyonunun fazlası kolaylıkla drenaj torbasına çekilebilir.   Çok sık veya çok ani değişimler, acil tedavi gerektiren dehidratasyon ve/veya elektrolit dengesizliklerine sebep olabilir.   Günde bir veya daha fazla değişimin unutulması durumunda veya uygulanan solüsyonun hacminin çok az olması durumunda, aşırı hidratasyon veya elektrolit dengesizlikleri meydana gelebilir.   Tedavi yarıda kesilirse veya tamamen bırakılırsa hayatı tehdit edici ödem veya üremi gelişebilir.

Endikasyonlar

Periton Diyalizi ile tedavi edilebilen, herhangi bir nedenden kaynaklanan son dönem (dekompanse) kronik böbrek yetmezliğinde kullanılır.

Endikasyonlar

Periton Diyalizi ile tedavi edilebilen, herhangi bir nedenden kaynaklanan son dönem (dekompanse) kronik böbrek yetmezliğinde kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

CAPD 19 stay safe laktat-tamponlu, glukoz-içeren bir elektrolit solüsyonudur, herhangi bir nedenden kaynaklanan son dönem böbrek yetmezliğinin sürekli ayaktan periton diyalizi (CAPD) ile tedavisinde intraperitoneal olarak uygulanır. Bu periton diyaliz solüsyonunun kalsiyum diyaliz konsantrasyonu 1.25 mmol/l’ye ayarlanmıştır, bu konsantrasyonun beraber uygulanan kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini tedavisi esnasında meydana gelen hiperkalsemi riskini azalttığı gösterilmiştir.   Sürekli ayaktan periton diyalizinin (CAPD) karakteristiği, günde 3-5 kez taze solüsyon ile değiştirilen ve genellikle 2 litre olan diyaliz solüsyonunun periton boşluğunda sürekli bulunuşudur.   Her periton diyalizi tekniğinin arkasındaki temel prensip, kan ve diyaliz solüsyonu arasında fizikokimyasal özelliklerine bağlı olarak difüzyon ve konveksiyon ile su ve solütlerin değişimine izin veren yarı geçirgen bir zar olarak peritoneum’un kullanılmasıdır.   Solüsyonun elektrolit profili temelde serum fizyolojik ile aynı olmakla birlikte üremik hastalarda intraperitoneal yoldan madde ve sıvı değişimi ile yapılan renal fonksiyon sübstitüsyon terapisinde kullanılmak üzere adapte edilmiştir (örn. potasyum içeriği). Normalde idrarla atılan üre, kreatinin, inorganik fosfat, ürik asit, diğer solütler ve su gibi maddeler vücuttan diyaliz solüsyonuna geçer. Benzer şekilde, kullanılan ilaçların da diyaliz esnasında atılabileceği ve bir doz ayarlamasının gerekebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.   Bireysel parametreler ( hasta boyutu, vücut ağırlığı, laboratuar parametreleri, residüel renal fonksiyonlar, ultrafiltrasyon) değişik osmolarite (glukoz içeriği), potasyum, sodyum ve kalsiyum konsantrasyonlarındaki solüsyonun kombinasyonu ve dozunu belirlemek için kullanılmalıdır. Terapinin etkinliği bu parametrelere dayanarak düzenli olarak izlenmelidir.   Yüksek glukoz konsantrasyonundaki (%2.3 ve %4.25)  periton diyaliz solüsyonları vücut ağırlığı istenen kuru ağırlığın üzerindeyse kullanılır. Vücuttan sıvı çekişi periton diyaliz solüsyonunun glukoz konsantrasyonuna bağlı olarak artar.

Farmakodinamik Özellikler

CAPD 19 stay safe laktat-tamponlu, glukoz-içeren bir elektrolit solüsyonudur, herhangi bir nedenden kaynaklanan son dönem böbrek yetmezliğinin sürekli ayaktan periton diyalizi (CAPD) ile tedavisinde intraperitoneal olarak uygulanır. Bu periton diyaliz solüsyonunun kalsiyum diyaliz konsantrasyonu 1.25 mmol/l’ye ayarlanmıştır, bu konsantrasyonun beraber uygulanan kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini tedavisi esnasında meydana gelen hiperkalsemi riskini azalttığı gösterilmiştir.   Sürekli ayaktan periton diyalizinin (CAPD) karakteristiği, günde 3-5 kez taze solüsyon ile değiştirilen ve genellikle 2 litre olan diyaliz solüsyonunun periton boşluğunda sürekli bulunuşudur.   Her periton diyalizi tekniğinin arkasındaki temel prensip, kan ve diyaliz solüsyonu arasında fizikokimyasal özelliklerine bağlı olarak difüzyon ve konveksiyon ile su ve solütlerin değişimine izin veren yarı geçirgen bir zar olarak peritoneum’un kullanılmasıdır.   Solüsyonun elektrolit profili temelde serum fizyolojik ile aynı olmakla birlikte üremik hastalarda intraperitoneal yoldan madde ve sıvı değişimi ile yapılan renal fonksiyon sübstitüsyon terapisinde kullanılmak üzere adapte edilmiştir (örn. potasyum içeriği). Normalde idrarla atılan üre, kreatinin, inorganik fosfat, ürik asit, diğer solütler ve su gibi maddeler vücuttan diyaliz solüsyonuna geçer. Benzer şekilde, kullanılan ilaçların da diyaliz esnasında atılabileceği ve bir doz ayarlamasının gerekebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.   Bireysel parametreler ( hasta boyutu, vücut ağırlığı, laboratuar parametreleri, residüel renal fonksiyonlar, ultrafiltrasyon) değişik osmolarite (glukoz içeriği), potasyum, sodyum ve kalsiyum konsantrasyonlarındaki solüsyonun kombinasyonu ve dozunu belirlemek için kullanılmalıdır. Terapinin etkinliği bu parametrelere dayanarak düzenli olarak izlenmelidir.   Yüksek glukoz konsantrasyonundaki (%2.3 ve %4.25)  periton diyaliz solüsyonları vücut ağırlığı istenen kuru ağırlığın üzerindeyse kullanılır. Vücuttan sıvı çekişi periton diyaliz solüsyonunun glukoz konsantrasyonuna bağlı olarak artar.

Farmakokinetik Özellikler

Üre, kreatinin, ürik asit, inorganik fosfat ve sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum gibi elektrolitler, vücuttan diyaliz solüsyonuna difüzyon ve/veya konveksiyon ile geçer.   CAPD 19 stay safe’de osmotik ajan olarak kullanılan diyalizat glukozu yavaşça absorbe olarak diyaliz solüsyonu ile ekstrasellüler sıvı arasındaki difüzyon gradyentini azaltır.Ultrafiltrasyon bekleme süresinin başında maksimaldir 2-3 saat sonra bir pik noktasına ulaşır. 4 saat sonra ultrafiltrat; %1.5 glukoz solüsyonunda ortalama 100 ml, %2.3 glukoz solüsyonunda ortalama 400 ml, %4.25 glukoz solüsyonunda ise ortalama 800 ml’dir. Diyalizat glukozunun %60-80’i absorbe olur.   Tamponlama ajanı olarak kullanılan L-laktat 6 saatlik bir bekleme süresinin sonunda tamamen absorbe olur. Normal hepatik fonksiyonu olan hastalarda L-laktat, ara metabolitlerin normal değerlerinin de ortaya koyduğu üzere, hızlı bir şekilde metabolize olur.   Kalsiyum madde transferi diyaliz solüsyonunun glukoz konsantrasyonuna, çıkan sıvının hacmine, serum iyonize kalsiyum konsantrasyona ve diyaliz solüsyonundaki kalsiyum konsantrasyonuna bağlıdır.   Glukoz konsantrasyonu, çıkan sıvının hacmi, serum iyonize kalsiyum konsantrasyonu ne kadar yüksek ve diyaliz solüsyonundaki kalsiyum konsantrasyonu da ne kadar düşük olursa, hastadan diyalizata kalsiyum transferi o kadar yüksek olur. Günde  3 adet %1.5 ve 1 adet %4.25 glukoz içeren torba ile yapılan tipik bir Sürekli Ayaktan Periton Diyalizinin (CAPD) günde 160 mg’a kadar kalsiyumu uzaklaştıracağı öngörülmektedir, bu şekilde hiperkalsemi riski olmadan kalsiyum içeren ilaçlar ve D vitamini oral yoldan daha fazla alınabilir.

Farmakokinetik Özellikler

Üre, kreatinin, ürik asit, inorganik fosfat ve sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum gibi elektrolitler, vücuttan diyaliz solüsyonuna difüzyon ve/veya konveksiyon ile geçer.   CAPD 19 stay safe’de osmotik ajan olarak kullanılan diyalizat glukozu yavaşça absorbe olarak diyaliz solüsyonu ile ekstrasellüler sıvı arasındaki difüzyon gradyentini azaltır.Ultrafiltrasyon bekleme süresinin başında maksimaldir 2-3 saat sonra bir pik noktasına ulaşır. 4 saat sonra ultrafiltrat; %1.5 glukoz solüsyonunda ortalama 100 ml, %2.3 glukoz solüsyonunda ortalama 400 ml, %4.25 glukoz solüsyonunda ise ortalama 800 ml’dir. Diyalizat glukozunun %60-80’i absorbe olur.   Tamponlama ajanı olarak kullanılan L-laktat 6 saatlik bir bekleme süresinin sonunda tamamen absorbe olur. Normal hepatik fonksiyonu olan hastalarda L-laktat, ara metabolitlerin normal değerlerinin de ortaya koyduğu üzere, hızlı bir şekilde metabolize olur.   Kalsiyum madde transferi diyaliz solüsyonunun glukoz konsantrasyonuna, çıkan sıvının hacmine, serum iyonize kalsiyum konsantrasyona ve diyaliz solüsyonundaki kalsiyum konsantrasyonuna bağlıdır.   Glukoz konsantrasyonu, çıkan sıvının hacmi, serum iyonize kalsiyum konsantrasyonu ne kadar yüksek ve diyaliz solüsyonundaki kalsiyum konsantrasyonu da ne kadar düşük olursa, hastadan diyalizata kalsiyum transferi o kadar yüksek olur. Günde  3 adet %1.5 ve 1 adet %4.25 glukoz içeren torba ile yapılan tipik bir Sürekli Ayaktan Periton Diyalizinin (CAPD) günde 160 mg’a kadar kalsiyumu uzaklaştıracağı öngörülmektedir, bu şekilde hiperkalsemi riski olmadan kalsiyum içeren ilaçlar ve D vitamini oral yoldan daha fazla alınabilir.

Farmasötik Şekli

Periton Diyaliz Solüsyonu Berrak, renksiz-hafif sarı renkli solüsyon

Farmasötik Şekli

Periton Diyaliz Solüsyonu Berrak, renksiz-hafif sarı renkli solüsyon

Formülü

1 litre içinde:   Sodyum klorür                                                       5.786 g Sodyum-(S)-laktat solüsyonu                                    7.85 g 3.925 g sodyum-(S)-laktat’a eşdeğer Kalsiyum klorür x 2 H2O                                           0.1838 g Magnezyum klorür x 6 H2O                                       0.1017 g Glukoz monohidrat                                                  25.0 g 22.73 g/l anhidröz glukoza ve 1.1 g/l’ye kadar fruktoza eşdeğer   Na+                                    134 mmol/l Ca++                                   1.25 mmol/l Mg++                                  0.5 mmol/l Cl-                                      102.5 mmol/l (S)-laktat                            35 mmol/l Glukoz                                126.1 mmol/l   Teorik osmolarite                  399 mosm/l pH ~ 5.5

Formülü

1 litre içinde:   Sodyum klorür                                                       5.786 g Sodyum-(S)-laktat solüsyonu                                    7.85 g 3.925 g sodyum-(S)-laktat’a eşdeğer Kalsiyum klorür x 2 H2O                                           0.1838 g Magnezyum klorür x 6 H2O                                       0.1017 g Glukoz monohidrat                                                  25.0 g 22.73 g/l anhidröz glukoza ve 1.1 g/l’ye kadar fruktoza eşdeğer   Na+                                    134 mmol/l Ca++                                   1.25 mmol/l Mg++                                  0.5 mmol/l Cl-                                      102.5 mmol/l (S)-laktat                            35 mmol/l Glukoz                                126.1 mmol/l   Teorik osmolarite                  399 mosm/l pH ~ 5.5

İlaç Etkileşmeleri

Periton diyaliz solüsyonunun kullanımı diğer ilaçlarda – bu ilaçlar periton zarından diyaliz edilebilir nitelikte ise- etkinlik kaybına sebep olabilir. Doz ayarlaması gerekli olabilir.   Serum potasyum seviyesinde belirgin bir düşüş dijitalle ilişkili advers reaksiyonların sıklığını arttırabilir.   Hiperparatiroidizm vakaları özel dikkat ve izleme gerektirir. Terapi yeterli miktarda enteral kalsiyum desteğini sağlamak için kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini uygulamasını da içermelidir.   Diüretik ajanların kullanımı residüel renal fonksiyonun korunmasına yardımcı olabilir, fakat aynı zamanda su ve elektrolit dengesizlikleri ile sonuçlanabilir.   Diyabetiklerde kan şekerini azaltıcı ilaçların günlük dozu, artan glukoz alımına göre ayarlanmalıdır.

İlaç Etkileşmeleri

Periton diyaliz solüsyonunun kullanımı diğer ilaçlarda – bu ilaçlar periton zarından diyaliz edilebilir nitelikte ise- etkinlik kaybına sebep olabilir. Doz ayarlaması gerekli olabilir.   Serum potasyum seviyesinde belirgin bir düşüş dijitalle ilişkili advers reaksiyonların sıklığını arttırabilir.   Hiperparatiroidizm vakaları özel dikkat ve izleme gerektirir. Terapi yeterli miktarda enteral kalsiyum desteğini sağlamak için kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini uygulamasını da içermelidir.   Diüretik ajanların kullanımı residüel renal fonksiyonun korunmasına yardımcı olabilir, fakat aynı zamanda su ve elektrolit dengesizlikleri ile sonuçlanabilir.   Diyabetiklerde kan şekerini azaltıcı ilaçların günlük dozu, artan glukoz alımına göre ayarlanmalıdır.

Kontraendikasyonlar

Bu periton diyaliz solüsyonuna spesifik olarak Hipokalemi, hiperkalsemi   Periton diyaliz tedavisi ile ilgili genel olarak ·         Abdominal duvar veya periton boşluğunun bütünlüğü üzerinde etkisi olabilecek hastalıklar: son dönemlerde geçirilmiş abdominal yaralanma, abdominal yanıklar, kateter çıkış yeri bölgesindeki abdominal derinin geniş çapta enflamasyonu (dermatit), peritonit; abdominal perforasyon; fibröz adezyonlu abdominal operasyon hikayesi; enflamatuar barsak hastalıkları (Crohn’s hastalığı, ülseratif kolit, divertikülit) intra-abdominal tümörler, son dönemlerde geçirilmiş abdominal cerrahi, ileus, abdominal herniler, internal veya eksternal abdominal fistüller; ·         Akciğer hastalıkları, özellikle pnömoni; ·         Sepsis, ·         Laktasidozis ·         Kaşeksi ve yetersiz beslenme nedeniyle aşırı kilo kaybı ·         Periton diyalizi ile kontrol altına alınamayan nadir üremi vakaları ·         Şiddetli hiperlipidemi ·         Hastanın fiziksel veya zihinsel olarak, Periton Diyalizini hekim tarafından öğretildiği şekilde uygulayamayacak durumda olması

Kontraendikasyonlar

Bu periton diyaliz solüsyonuna spesifik olarak Hipokalemi, hiperkalsemi   Periton diyaliz tedavisi ile ilgili genel olarak ·         Abdominal duvar veya periton boşluğunun bütünlüğü üzerinde etkisi olabilecek hastalıklar: son dönemlerde geçirilmiş abdominal yaralanma, abdominal yanıklar, kateter çıkış yeri bölgesindeki abdominal derinin geniş çapta enflamasyonu (dermatit), peritonit; abdominal perforasyon; fibröz adezyonlu abdominal operasyon hikayesi; enflamatuar barsak hastalıkları (Crohn’s hastalığı, ülseratif kolit, divertikülit) intra-abdominal tümörler, son dönemlerde geçirilmiş abdominal cerrahi, ileus, abdominal herniler, internal veya eksternal abdominal fistüller; ·         Akciğer hastalıkları, özellikle pnömoni; ·         Sepsis, ·         Laktasidozis ·         Kaşeksi ve yetersiz beslenme nedeniyle aşırı kilo kaybı ·         Periton diyalizi ile kontrol altına alınamayan nadir üremi vakaları ·         Şiddetli hiperlipidemi ·         Hastanın fiziksel veya zihinsel olarak, Periton Diyalizini hekim tarafından öğretildiği şekilde uygulayamayacak durumda olması

Kullanım Şekli Ve Dozu

Dozaj CAPD 19 stay safe intraperitoneal olarak  kullanılır. Terapi modu, uygulama sıklığı, ve bekleme süresi hekim tarafından belirlenir.   Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi (CAPD) Farklı şekilde reçete edilmemişse, hastalara günde 4 kez değişim başına 2,000 ml solüsyon verilir( günlük doz 8,000 ml’ye tekabül eder ).  2-10 saatlik bir bekleme süresinin ardından solüsyon boşaltılır.   Hastalar için bireysel olarak doz ayarlaması gerekir.   Eğer periton diyalizi tedavisinin başlangıcında abdominal distansiyon görülürse, değişim başına solüsyon hacmi azaltılmalıdır.   Çocuklara, vücut ağırlığına bağlı olarak tedavi başına 500- 1,500 ml ( 30 – 40 ml/ kg   vücut ağırlığı ) solüsyon verilir.   İri yapılı yetişkinlerde ve/ veya daha yüksek hacimleri tolere edebilen hastalarda, ve eğer residüel renal fonksiyon kaybolmuşsa, uygulanan hacim 2,500 – 3,000 ml’ye çıkarılır.   Uygulama Metodu ve Süresi Hastalar evde periton diyalizi uygulamaya başlamadan önce, periton diyalizi konusunda yeterlilik kazanmış olmalıdır. Eğitim kalifiye personel tarafından verilmelidir. Hekim hastanın evde periton diyalizi uygulamaya başlamasından evvel uygulama teknikleri konusunda ustalaşmasını sağlamalıdır. Herhangi bir problem veya belirsizlik olması durumunda hekimle bağlantıya geçilmelidir.   Reçete edilen dozlarda diyaliz, günlük olarak gerçekleştirilmelidir. Renal replasman terapisi gerektiği sürece periton diyalizine devam edilmelidir.   Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi (CAPD) Kullanıma hazır solüsyon ilk önce ısıtılarak vücut ısısına getirilir. 3,000 ml’ye kadar hacmi olan torbalar için bu işlem, uygun bir ısıtıcı tepsi kullanılarak yapılmalıdır. 22º C başlangıç ısısındaki 2,000 ml bir torba için ısıtma süresi yaklaşık olarak 120 dakikadır. Isı kontrolü otomatik olarak yapılır ve 39º C ± 1º C ‘ye ayarlanır. Detaylı bilgi, torba ısıtıcının kullanım talimatlarında bulunmaktadır. Mikrodalga kullanımı, bölgesel olarak fazla ısıtma riski olduğu için tavsiye edilmez.   Uygun doz, 5- 20 dakika boyunca peritoneal kateter kullanarak periton boşluğuna infüze edilir. Hekimin talimatlarına uygun olarak, doz periton boşluğunda 2-10 saat (eşitlenme süresi) boyunca kalmalıdır ve daha sonra boşaltılmalıdır. İstenen osmotik basınca bağlı olarak, CAPD 17 stay safe  daha yüksek glukoz içeren diğer periton diyaliz solüsyonları (örn. Daha yüksek osmolariteli olanlar) ile dönüşümlü olarak kullanılabilir.     Gebelik ve Laktasyonda Kullanım Gebelik Kategorisi C. Gebeler veya emzirme dönemindeki kadınlarda CAPD 19 stay safe ile  kapsamlı / tam kontrollü çalışmalar yapılmamıştır. Hayvan reprodüktif toksisite çalışmaları gerçekleştirilmemiştir. CAPD 19 stay safe ile periton diyalizi gebelikte veya emzirme döneminde hekim tarafından uygun görülmedikçe tavsiye edilmez bunun için ilacın sağlayacağı potansiyel faydaların anne veya çocuk üzerindeki olası risklere üstünlük sağlaması gereklidir.   Araç ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler Araç ve makine kullanabilme üzerine herhangi bir etki gözlemlenmemiştir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Dozaj CAPD 19 stay safe intraperitoneal olarak  kullanılır. Terapi modu, uygulama sıklığı, ve bekleme süresi hekim tarafından belirlenir.   Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi (CAPD) Farklı şekilde reçete edilmemişse, hastalara günde 4 kez değişim başına 2,000 ml solüsyon verilir( günlük doz 8,000 ml’ye tekabül eder ).  2-10 saatlik bir bekleme süresinin ardından solüsyon boşaltılır.   Hastalar için bireysel olarak doz ayarlaması gerekir.   Eğer periton diyalizi tedavisinin başlangıcında abdominal distansiyon görülürse, değişim başına solüsyon hacmi azaltılmalıdır.   Çocuklara, vücut ağırlığına bağlı olarak tedavi başına 500- 1,500 ml ( 30 – 40 ml/ kg   vücut ağırlığı ) solüsyon verilir.   İri yapılı yetişkinlerde ve/ veya daha yüksek hacimleri tolere edebilen hastalarda, ve eğer residüel renal fonksiyon kaybolmuşsa, uygulanan hacim 2,500 – 3,000 ml’ye çıkarılır.   Uygulama Metodu ve Süresi Hastalar evde periton diyalizi uygulamaya başlamadan önce, periton diyalizi konusunda yeterlilik kazanmış olmalıdır. Eğitim kalifiye personel tarafından verilmelidir. Hekim hastanın evde periton diyalizi uygulamaya başlamasından evvel uygulama teknikleri konusunda ustalaşmasını sağlamalıdır. Herhangi bir problem veya belirsizlik olması durumunda hekimle bağlantıya geçilmelidir.   Reçete edilen dozlarda diyaliz, günlük olarak gerçekleştirilmelidir. Renal replasman terapisi gerektiği sürece periton diyalizine devam edilmelidir.   Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi (CAPD) Kullanıma hazır solüsyon ilk önce ısıtılarak vücut ısısına getirilir. 3,000 ml’ye kadar hacmi olan torbalar için bu işlem, uygun bir ısıtıcı tepsi kullanılarak yapılmalıdır. 22º C başlangıç ısısındaki 2,000 ml bir torba için ısıtma süresi yaklaşık olarak 120 dakikadır. Isı kontrolü otomatik olarak yapılır ve 39º C ± 1º C ‘ye ayarlanır. Detaylı bilgi, torba ısıtıcının kullanım talimatlarında bulunmaktadır. Mikrodalga kullanımı, bölgesel olarak fazla ısıtma riski olduğu için tavsiye edilmez.   Uygun doz, 5- 20 dakika boyunca peritoneal kateter kullanarak periton boşluğuna infüze edilir. Hekimin talimatlarına uygun olarak, doz periton boşluğunda 2-10 saat (eşitlenme süresi) boyunca kalmalıdır ve daha sonra boşaltılmalıdır. İstenen osmotik basınca bağlı olarak, CAPD 17 stay safe  daha yüksek glukoz içeren diğer periton diyaliz solüsyonları (örn. Daha yüksek osmolariteli olanlar) ile dönüşümlü olarak kullanılabilir.     Gebelik ve Laktasyonda Kullanım Gebelik Kategorisi C. Gebeler veya emzirme dönemindeki kadınlarda CAPD 19 stay safe ile  kapsamlı / tam kontrollü çalışmalar yapılmamıştır. Hayvan reprodüktif toksisite çalışmaları gerçekleştirilmemiştir. CAPD 19 stay safe ile periton diyalizi gebelikte veya emzirme döneminde hekim tarafından uygun görülmedikçe tavsiye edilmez bunun için ilacın sağlayacağı potansiyel faydaların anne veya çocuk üzerindeki olası risklere üstünlük sağlaması gereklidir.   Araç ve Makine Kullanımı Üzerindeki Etkiler Araç ve makine kullanabilme üzerine herhangi bir etki gözlemlenmemiştir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 1500 ml’lik 6 torba, karton CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 3   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 3   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 1500 ml’lik 6 torba, karton CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 17 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 17 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 18 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 18 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 1500 ml’lik 6 torba, karton CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 2   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 3   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 3   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 1500 ml’lik 6 torba, karton CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 4   Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 17 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 17 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton CAPD 18 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton  CAPD 18 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton

Saklama Koşulları

25º C’nin üzerindeki sıcaklıklarda saklamayınız. Buzdolabına koymayınız, dondurmayınız.   ÇOCUKLARIN GÖREMEYECEĞİ, ERİŞEMEYECEĞİ YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Saklama Koşulları

25º C’nin üzerindeki sıcaklıklarda saklamayınız. Buzdolabına koymayınız, dondurmayınız.   ÇOCUKLARIN GÖREMEYECEĞİ, ERİŞEMEYECEĞİ YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

CAPD 19 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton   CAPD 19 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

CAPD 19 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2000 ml’lik 4 torba, karton   CAPD 19 Stay Safe Periton Diyaliz Solüsyonu, 2500 ml’lik 4 torba, karton

Uyarılar/Önlemler

CAPD 19 stay safe yalnızca aşağıdaki durumların yarar-risk değerlendirmesinin dikkatli bir şekilde yapılmasının ardından uygulanmalıdır:            ·    kusmaya ve/veya diyareye bağlı elektrolit kaybı (bu durumda potasyum içeren bir periton diyaliz solüsyonuna geçici bir süre için devam etmek gerekli olabilir).      ·     hiperparatiroidizm: Terapi yeterli miktarda enteral kalsiyum desteğini sağlamak için kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini uygulamasını da içermelidir.      ·      hipokalsemi: Kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini ile yeterli miktarda enteral kalsiyum desteğinin mümkün olmadığı durumlarda daha yüksek kalsiyum konsantrasyonuna sahip bir periton diyaliz solüsyonuna geçilmesi düşünülmelidir.      ·      dijital terapisi: Serum potasyum seviyesinin düzenli olarak izlenmesi zorunludur. Ciddi hipokalemi potasyum içeren bir diyaliz solüsyonunun kullanılmasını ve bir diyetisyene danışmayı gerektirebilir. Yüksek glukoz konsantrasyonlu Periton diyaliz solüsyonları  (%2.3 veya %4.25), dehidratasyonu engellemek, glukoz yükünü azaltmak ve peritonal membrana özen göstermek için dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır.   Proteinlerin, aminoasitlerin, ve vitaminlerin (özellikle suda çözünen vitaminler) kaybı, periton diyalizi esnasında kaçınılmazdır. Vitamin eksikliği olmaması için uygun bir diyet veya destek sağlanmalıdır.   Periton zarının transport karakteristikleri uzun-dönem periton diyalizi esnasında değişebilir bu ultrafiltrasyonda kayıp ile kendini gösterir. Ciddi vakalarda periton diyalizi durdurulmalı ve hemodiyaliz başlatılmalıdır.   Aşağıdaki parametrelerin izlenmesi tavsiye edilir: aşırı hidratasyon ve dehidratasyonun erken tanısı için vücut ağırlığı, serum sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfat, asit-baz dengesi ve kan proteinleri, serum kreatinini ve üre, kan şekeri, paratiroid hormonu ve kemik metabolizmasının diğer göstergeleri, residüel renal fonksiyon – periton diyaliz tedavisini adapte edebilmek için. Peritonitin göstergesi olabileceği için, çıkan sıvının berraklığının, hacminin ve abdominal ağrı olup olmadığının izlenmesi zorunludur.   Periton diyaliz solüsyonuna ilaç eklenmesi: Kontaminasyon riski ve periton diyaliz solüsyonu ile ilaç arasında geçimsizlik meydana gelebileceğinden dolayı periton diyaliz solüsyonuna ilaç eklenmesi genellikle tavsiye edilmez. İlaç eklenmesi aseptik koşullarda yapılmalıdır. İyice karıştırılıp bulanıklığın olmadığı kontrol edildikten sonra periton diyaliz solüsyonu derhal kullanılmalıdır ( saklanmamalıdır).   Taşıma Nakliye veya depolama esnasında plastik ambalajlar hasar görebilir. Bu durum, diyaliz solüsyonunda kontaminasyon ve mikroorganizmaların artışına sebep olur. Bu nedenle, torba bağlantılarının yapılması ve diyaliz solüsyonunun kullanımından evvel konteynırların hasar görüp görmemiş olduğu dikkatlice kontrol edilmelidir. Bağlantılarda, kapakta, ambalaj birleşim yerlerinde ve köşelerde oluşmuş herhangi bir hasar minör de olsa kontaminasyon olasılığına karşı değerlendirilmelidir.   Hasar görmüş torbalar ve içeriği berrak olmayan torbalar asla kullanılmamalıdır.   Periton diyaliz solüsyonunu yalnızca ambalaj ve koruması hasar görmemiş olduğu durumlarda kullanınız.   Enfeksiyon riskini aza indirgemek için diyalizat değişimi esnasında aseptik koşullar korunmalıdır.

Uyarılar/Önlemler

CAPD 19 stay safe yalnızca aşağıdaki durumların yarar-risk değerlendirmesinin dikkatli bir şekilde yapılmasının ardından uygulanmalıdır:            ·    kusmaya ve/veya diyareye bağlı elektrolit kaybı (bu durumda potasyum içeren bir periton diyaliz solüsyonuna geçici bir süre için devam etmek gerekli olabilir).      ·     hiperparatiroidizm: Terapi yeterli miktarda enteral kalsiyum desteğini sağlamak için kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini uygulamasını da içermelidir.      ·      hipokalsemi: Kalsiyum içeren fosfat bağlayıcılar ve/veya D vitamini ile yeterli miktarda enteral kalsiyum desteğinin mümkün olmadığı durumlarda daha yüksek kalsiyum konsantrasyonuna sahip bir periton diyaliz solüsyonuna geçilmesi düşünülmelidir.      ·      dijital terapisi: Serum potasyum seviyesinin düzenli olarak izlenmesi zorunludur. Ciddi hipokalemi potasyum içeren bir diyaliz solüsyonunun kullanılmasını ve bir diyetisyene danışmayı gerektirebilir. Yüksek glukoz konsantrasyonlu Periton diyaliz solüsyonları  (%2.3 veya %4.25), dehidratasyonu engellemek, glukoz yükünü azaltmak ve peritonal membrana özen göstermek için dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır.   Proteinlerin, aminoasitlerin, ve vitaminlerin (özellikle suda çözünen vitaminler) kaybı, periton diyalizi esnasında kaçınılmazdır. Vitamin eksikliği olmaması için uygun bir diyet veya destek sağlanmalıdır.   Periton zarının transport karakteristikleri uzun-dönem periton diyalizi esnasında değişebilir bu ultrafiltrasyonda kayıp ile kendini gösterir. Ciddi vakalarda periton diyalizi durdurulmalı ve hemodiyaliz başlatılmalıdır.   Aşağıdaki parametrelerin izlenmesi tavsiye edilir: aşırı hidratasyon ve dehidratasyonun erken tanısı için vücut ağırlığı, serum sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, fosfat, asit-baz dengesi ve kan proteinleri, serum kreatinini ve üre, kan şekeri, paratiroid hormonu ve kemik metabolizmasının diğer göstergeleri, residüel renal fonksiyon – periton diyaliz tedavisini adapte edebilmek için. Peritonitin göstergesi olabileceği için, çıkan sıvının berraklığının, hacminin ve abdominal ağrı olup olmadığının izlenmesi zorunludur.   Periton diyaliz solüsyonuna ilaç eklenmesi: Kontaminasyon riski ve periton diyaliz solüsyonu ile ilaç arasında geçimsizlik meydana gelebileceğinden dolayı periton diyaliz solüsyonuna ilaç eklenmesi genellikle tavsiye edilmez. İlaç eklenmesi aseptik koşullarda yapılmalıdır. İyice karıştırılıp bulanıklığın olmadığı kontrol edildikten sonra periton diyaliz solüsyonu derhal kullanılmalıdır ( saklanmamalıdır).   Taşıma Nakliye veya depolama esnasında plastik ambalajlar hasar görebilir. Bu durum, diyaliz solüsyonunda kontaminasyon ve mikroorganizmaların artışına sebep olur. Bu nedenle, torba bağlantılarının yapılması ve diyaliz solüsyonunun kullanımından evvel konteynırların hasar görüp görmemiş olduğu dikkatlice kontrol edilmelidir. Bağlantılarda, kapakta, ambalaj birleşim yerlerinde ve köşelerde oluşmuş herhangi bir hasar minör de olsa kontaminasyon olasılığına karşı değerlendirilmelidir.   Hasar görmüş torbalar ve içeriği berrak olmayan torbalar asla kullanılmamalıdır.   Periton diyaliz solüsyonunu yalnızca ambalaj ve koruması hasar görmemiş olduğu durumlarda kullanınız.   Enfeksiyon riskini aza indirgemek için diyalizat değişimi esnasında aseptik koşullar korunmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Olası yan etkiler periton diyaliz tekniğinin kendisinden kaynaklanabilir veya diyaliz solüsyonu tarafından indüklenebilir.   Periton diyaliz solüsyonunun potansiyel advers etkileri: hiperparatiroidizm gelişebilir veya şiddetlenebilir,  elektrolit dengesizlikleri, örn. hipokalemi, hipokalsemi, sıvı dengesinde bozukluklar. Vücut ağırlığında hızlı bir kayıp, kan basıncında ani düşüş ve/veya taşikardi dehidratasyon göstergesi olabilir; ödem, hipertansiyon ve olası dispne aşırı hidratasyonun göstergesi olabilir,  artmış kan şeker seviyeleri,hiperlipidemi veya önceden var olan hiperlipideminin şiddetlenmesi,  vücut ağırlığında artış. Tedavi modunun potansiyel yan etkileri:  peritonit, göstergesi bulanık diyalizattır. Sonrasında abdominal ağrı, ateş ve malez (genel iyi hissetmeme hali) veya nadir vakalarda jeneralize kan zehirlenmesi (sepsis) gelişebilir. kızarıklık, şişme, ağrı, deriden seröz sıvı sızışı veya yara kabukları ile karakterize kateter çıkış yeri enfeksiyonu veya tünel enfeksiyonu. Herhangi bir enfeksiyon belirtisinde ilgili hekimle acilen bağlantıya geçilmelidir. diyaliz solüsyonunun içeri ve dışarı akış bozuklukları, diyare veya obstipasyon, yükselmiş diyafram sebebiyle meydana gelen dispne, herni, abdominal distansiyon ve şişkinlik hissi (abdominal ağrı), omuz ağrısı.  “BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ”

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Olası yan etkiler periton diyaliz tekniğinin kendisinden kaynaklanabilir veya diyaliz solüsyonu tarafından indüklenebilir.   Periton diyaliz solüsyonunun potansiyel advers etkileri: hiperparatiroidizm gelişebilir veya şiddetlenebilir,  elektrolit dengesizlikleri, örn. hipokalemi, hipokalsemi, sıvı dengesinde bozukluklar. Vücut ağırlığında hızlı bir kayıp, kan basıncında ani düşüş ve/veya taşikardi dehidratasyon göstergesi olabilir; ödem, hipertansiyon ve olası dispne aşırı hidratasyonun göstergesi olabilir,  artmış kan şeker seviyeleri,hiperlipidemi veya önceden var olan hiperlipideminin şiddetlenmesi,  vücut ağırlığında artış. Tedavi modunun potansiyel yan etkileri:  peritonit, göstergesi bulanık diyalizattır. Sonrasında abdominal ağrı, ateş ve malez (genel iyi hissetmeme hali) veya nadir vakalarda jeneralize kan zehirlenmesi (sepsis) gelişebilir. kızarıklık, şişme, ağrı, deriden seröz sıvı sızışı veya yara kabukları ile karakterize kateter çıkış yeri enfeksiyonu veya tünel enfeksiyonu. Herhangi bir enfeksiyon belirtisinde ilgili hekimle acilen bağlantıya geçilmelidir. diyaliz solüsyonunun içeri ve dışarı akış bozuklukları, diyare veya obstipasyon, yükselmiş diyafram sebebiyle meydana gelen dispne, herni, abdominal distansiyon ve şişkinlik hissi (abdominal ağrı), omuz ağrısı.  “BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ”

Doz Aşımı

Sürdozaj halinde şu semptomlar görülebilir: Bulantı, kusma, karın ağrısı, sulu-sümüklü ishal. Anafilaktik şok son derece nadirdir.   Tedavi: Özel bir antidotu yoktur. Zehirlenmeler için geçerli genel tedavi yöntemleri uygulanır.

Endikasyonlar

Fenoksimetilpenisiline duyarlı patojenlerin neden olduğu tonsillit, bronşit, bronkopnömoni, pnömoni, orta kulak enfeksiyonları (Hemofilus influenza dışında), ve paranazal ve maksiller sinüslerin enfeksiyonları.   Erizipel, erizipeloid ve eritema migrans gibi deri enfeksiyonları, lenf düğümlerinin enflamasyonu (lenfadenit), lenf damarlarının enflamasyonu (lenfanjit). Kızıl tedavisi ve profilaksisi, romatizmal ateş tedavisi ve rekürrans profilaksisi, endokardit profilaksisi.   Ağız boşluğu ve dişetlerinin bakteriyel enfeksiyonları: Enflamatuar enfiltrasyonlar, ikinci ve üçüncü derecede diş çıkartma güçlükleri, antrum fistülü (maksiller sinüse perforasyon), yüksek risk grubu hastalarda (ör. konjenital kalp hastalığı, yapay kalp kapakçığı olanlar, romatizmal endokardit) diş çekimi ve diş-çene cerrahisi sırasında enfeksiyon profilaksisi, virüslerden ileri gelen dişetleri (gingivitis) ve ağız mukozasının (stomatitis) iltihaplarında sekonder Gram-pozitif bakteriyel enfeksiyonların önlenmesi.

Farmakodinamik Özellikler

Cliacil 1.2 Mega penisiline duyarlı mikroorganizmaların aktif bölünmesi sırasında bakterisid bir etki gösterir. Etki mekanizması hücre duvarı mükopeptidlerinin biosentezinin inhibisyonudur. Cliacil 1.2 Mega stafilokokların birçok suşunu içeren penisilinaz yapan bakterilere karşı etkili değildir. Bu preparat in vitro koşullarda aşağıdaki bakterilere karşı yüksek bir etkinlik gösterir:   Stafilokoklar (penisilinaz yapan suşlar dışında), A, C, G, H, L ve M grubundan streptokoklar (enterokoklar hariç) ve pnömokoklar.   İn vitro koşullarda Cliacil 1.2 Mega’ya duyarlı olan diğer mikroorganizmalar şunlardır:   Corynebacterium diphtheriae, Bacillus anthracis, klostridiumlar, Actinomyces bovis, Streptobacillus moniliformis, Leptospira ve Neisseria gonorrhoeae.   Treponema pallidum ileri derecede duyarlıdır.   Cliacil 1.2 Mega’nın penisilin G ile karşılaştırmada en önemli avantajı mide asidi tarafından etkisiz hale getirilmemesidir. Bu müstahzar yemek arasında verilebilir. Ancak ilaç aç karnına alındığı zaman biraz daha yüksek kan seviyeleri elde edilir.

Farmakokinetik Özellikler

Oral alımı takiben penisilin V yaklaşık %60 oranında ve hızla abzorbe olur. Absorbe edilen penisilin V’nin yaklaşık % 75 i serum proteinine bağlanır. Böbrek fonksiyonu normal olan kimselerde ilaç ve metabolitleri kısa sürede idrarla vücuttan atılır. Yeni doğanlarda, bebeklerde ve böbrek fonksiyonları azalmış kimselerde itrah önemli derecede gecikir

Farmasötik Şekli

Filmtablet

Formülü

Bir filmtablet, 1.200.000 E.Ü. (783.29 mg) fenoksimetilpenisilin potasyum, nane kompozisyonu, boyar madde titanyum dioksit (E 171), demir oksit sarısı (E 172), sunset yellow FCF (E 110)ve demir oksit kırmızısı (E 172) içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Penisilinler, bakteriyostatik kemoterapötikler veya antibiyotiklerle (ör. tetrasiklinler, kloramfenikol) kombine edilirlerse aktiviteleri azalabilir veya kaybolabilir.   Cliacil’in indometazin, fenilbutazon, salisilatlar veya sülfinpirazon ile birlikte kullanımı yükselmiş veya uzamış serum seviyelerine sebep olabilir. Probenesidin ile birlikte kullanımı penisilinlerin renal atılımını azaltır.   Penisilin kullanımı, östrojen ve gestajenlerin plazma konsantrasyonlarında hafif bir azalmaya sebep olabilir. Dolayısıyla oral kontraseptiflerin (doğum kontrol hapı) etkinliği belirsizdir.   Aminoglikozidlerle (ör. neomisin) intestinal sterilizasyon sırasında veya hemen sonrasında Cliacil abzorbsiyonu azalabilir.   Cliacil tedavisinin bir sonucu olarak diare ortaya çıkarsa, ağız yoluyla kullanılan diğer ilaçların emilimi ve etkinliği de azalabilir.   Penisilin preparatlarıyla tedavi sırasında, non-enzimatik idrar şeker tayini ve ürobilinojen testleri yanlış sonuç verebilir.   Cliacil 1.2 Mega tabletler alkol ile birlikte kullanılmamalıdır.  

Kontraendikasyonlar

Penisilin’e karşı aşırı duyarlık. Sefalosporinlere karşı aşırı duyarlık varsa çapraz allerji ihtimali dikkate alınmalıdır.   Yeterli emilim garanti edilemeyeceği için, Cliacil kusma ve diarenin eşlik ettiği ağır gastrointestinal bozukluklarda kullanılmamalıdır (bu tür durumlarda parenteral tedavi; ör. penisilin G tavsiye edilir).

Kullanım Şekli Ve Dozu

Hekimin başka bir önerisi yoksa aşağıdaki pozoloji geçerlidir:   Adolesanlar:               günde 3 x 1/2 – 1 filmtablet Yetişkinler:                 günde 3 x 1    filmtablet   Tedavi süresi hastalığın seyrine bağlıdır.   Tedaviye, vücut ısısı normale döndükten sonra üç gün daha devam edilmelidir. Rölaps ve sekonder komplikasyonların önlenmesi açısından Cliacil ile tonsillit tedavisi en az on gün sürdürülmelidir.   Enfeksiyonların çeşidine göre yetişkinlerde ve 12 yaşından büyük çocuklarda aşağıdaki pozolojinin uygulanması önerilir:   Üst solunum yollarının kızıl ve yılancık dahil olmak üzere hafif ve orta ağırlıktaki streptokoksik enfeksiyonlarında 10 gün süre ile günde 3×1/2 filmtablet=1.800.000 E.Ü.   Solunum yollarının orta kulak iltihabı dahil olmak üzere hafif ve orta ağırlıkta seyreden pnömokoksik enfeksiyonlarında günde 3 defa 1 filmtablet = 3.600.000 E.Ü. Ateş normale düştükten sonra tedaviye 3 gün daha devam edilmelidir.   Yumuşak kısımların orta derecede ve ağır seyreden stafilokoksik enfeksiyonlarında kültür ve duyarlılık testleri yapılmak koşulu ile günde 3 defa 1 filmtablet = 3.600.000 E.Ü.   Orofarenksin füzospiroketozdan ileri gelen hafif ve orta derecedeki enfeksiyonlarında (Vincent anjini) günde 3 defa 1 filmtablet = 3.600.000 E.Ü.   Cliacil tercihen aç karnına, yemeklerden bir saat önce alınmalıdır. Tabletler bol miktarda su ile ve çiğnenmeden yutulmalıdır.   Anürisi olan hastalarda doz aralığının 12 saate çıkarılması önerilir.

Saklama Koşulları

Çocukların ulaşamayacakları yerlerde, 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında ve ambalajında saklayınız. Işıktan koruyunuz

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Cliacil 1.2 Mega, 20 çentikli filmtablet içeren blister ambalajlarda

Uyarılar/Önlemler

Oral penisilin alan kimselerde bazen ciddi yan etkilere, hatta nadir olarak aşırı duyarlık reaksiyonlarına (anafilaktoid reaksiyonlara) rastlanmıştır. Bu gibi aşırı duyarlık reaksiyonlarına daha ziyade parenteral tedavide rastlandığı halde oral formlarda da bunların söz konusu olabileceği bildirilmiştir. Daha çok multipl allerjenlere karşı özgeçmişinde duyarlık olan hastalarda bu duruma daha sık rastlanır. Penisilin tedavisine geçmeden önce hastanın daha önce penisilinlere, sefalosporinlere ve diğer allerjen maddelere karşı aşırı duyarlık reaksiyonlarıyla cevap verip vermediği araştırılmalıdır.Allerjik reaksiyon görülürse ilaç derhal kesilmeli ve hasta alışılagelen ilaçlarla, örneğin pressöraminler, antihistaminikler ve kortikosteroidlerle tedavi edilmelidir.   Doğru endikasyon koymak ve gerekli dikkati göstermek kaydıyla, Cliacil, risk/yarar açısından değerlendirilerek hamilelikte kullanılabilir.   Süte geçtiğinden emziren annelerde dikkatle kullanılmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Gastrointestinal Sistem:   Bulantı, kusma, karın ağrısı, yumuşak dışkı ve diare gibi gastrointestinal etkiler nadir görülür ve genellikle tedavinin kesilmesini gerektirmezler. Tedavi sırasında veya takip eden haftalarda ağır, sürekli diare görülen hastalarda psödomembranöz kolit olasılığı gözönünde bulundurulmalıdır. Antibiyotik tedavisi ile ortaya çıkan bu intestinal enflamatuar durum, hayatı tehdit edici olabilir. Bu tür durumlarda, Cliacil uygulaması derhal kesilmelidir. Hekim gerekli tedaviye vakit kaybetmeden başlamalıdır. Bu vakalarda intestinal motiliteyi (peristaltizm) azaltıcı ilaçlar alınmamalıdır   Aşırı Duyarlık Reaksiyonları:   Nadir olarak gözlenen aşırı duyarlık reaksiyonları, çoğu vakada deri reaksiyonları şeklinde ortaya çıkar (ör. deri döküntüleri, kaşıntı). Bunlar çoğunlukla tedavinin kesilmesinin ardından hızla kaybolurlar. Hızlı ilerleyen tipte bir ürtiker reaksiyonu tedavinin kesilmesini gerektirir. Görülebilecek diğer reaksiyonlar ilaç ateşi, bronkospazm, eozinofili, anjionörotik ödem, larenks ödemi, serum hastalığı, hemolitik anemi,allerjik vaskülit ve akut nefrittir. Nadir vakalarda hayatı tehdit edici anafilaktik şok ortaya çıkabilir (Uyarılar/önlemler bölümüne bakınız). Nadir vakalarda ağır seyreden,bazen hayatı tehdit edici olabilen, genelde mukozayı da içine alan büllöz deri reaksiyonları bildirilmiştir.(Stevens-Johnson sendromu, Lyell sendromu) Bu türden reaksiyonlar, daha çok aşırı duyarlık reaksiyonlarına meyilli hastalarda ortaya çıkabilirler.   Kan Tablosu:   Beyaz kan hücrelerinde azalma (lökopeni, agranülositoz), trombosit sayısında azalma (trombositopeni), tüm kan hücrelerinin sayısında azalma (pansitopeni).   Diğer yan etkiler:   Son derece nadir vakalarda dişlerin renginde hafif bir solukluk gözlenebilir. Nadiren özellikle ağız bölgesinde deri döküntüleri ve mukozal membranlarda enflamasyon; ağız kuruluğu ve tat alma bozuklukları gözlenebilir. Diğer antibiyotiklerle tedavide de görüldüğü gibi, Cliacil tedavisi -özellikle uzun süreli ise- hassas olmayan mikroorganizmaların aşırı çoğalmasına sebep olabilir. Tedavi sırasında süperenfeksiyon ortaya çıkarsa gerekli tedbirler alınmalıdır.     BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Ciddi kemik iliği depresyonu, gastrointestinal toksisite ve kusma beklenen semptomlar arasındadır. Doz aşımında Cytarabine tedavisi kesilmeli ve destekleyici tedavi başlanmalıdır. Gerekirse, tam kan ya da trombosit transfüzyonu ve antibiyotik uygulaması yapılabilir.

Endikasyonlar

Cytarabine tek başına veya diğer anti-neoplastik ilaçlarla kombine olarak aşağıdaki vakalarda kullanılır: Akut miyeloid lösemi Akut non lenfoblastik lösemi Akut lenfoblastik lösemi Eritrolösemi Kronik miyeloid lösemi Non Hodgkin lenfomalar Meningeal lösemi Meningeal neoplazmalar

Farmakodinamik Özellikler

Cytarabine DBL intraselüler olarak arabinositozin trifosfata (ARA-CTP) dönüşür. ARA-CTP kompetitif olarak DNA polimerazı ve bazı asit kinaz enzimlerini inhibe eder. Bir nukleosid gibi hareket eder ve sitidin nukleotidin deoksisitidine dönüşmesinde rol oynayan enzimlerle ve aynı zamanda DNA’ya geçişte yarışır. Cytarabine’nin etkisi hücre döngüsüne spesifik bir anti- neoplastik ilaçtır.

Farmakokinetik Özellikler

Cytarabine oral yoldan etkili değildir. Sitidin deaminaz karaciğerde toplanır ve intravenöz dozlar bifazik atılma gösterir. Dağılım ve eliminasyon yarılanma ömürleri, sırasıyla yaklaşık 10 dakika ve 1-3 saattir. 24 saat sonra dozun %80’i inaktif metaboliti olarak ya da değişmeden çoğunlukla idrarla bir miktar da safrayla atılır. Cytarabine hızla dokulara dağılır. Kan- beyin bariyerini ve plasentayı geçer.

Farmasötik Şekli

Enjektabl solüsyon

Formülü

10 ml’lik flakonda:   Cytarabine              1000 mg Enjeksiyonluk su k.m.     10 ml Solüsyon antimikrobiyal koruyucu içermez

İlaç Etkileşmeleri

Kardiyak glikozidler: Oral digoksin tabletlerinin mide-barsakta emilimi kombinasyon kemoterapisi (Cytarabine dahil) gören hastalarda azalabilir. Kısıtlı veriler digitoksinin mide- barsak sisteminden emiliminin kombine kemoterapi ile etkilenmediğini göstermektedir. Anti-infektif ilaçlar: Bir in vitro çalışmada Cytarabine’in gentamisinin Klebsiella pneumoniae’ya etkisini antagonize ettiği görülmüştür. Eldeki kısıtlı verilere göre, Cytarabine flusitozinin anti infektif etkisini inhibe edebilir. Metotreksat, Cytarabine’den önce alındığında Cytarabine’nin etkinliğini ve toksisitesini artırabilir. DİĞER ETKİLEŞMELER Cytarabine solüsyonları çeşitli ilaçlarla farmasötik açıdan geçimsizdir, bunlar karbenisilin sodyum , sefalotin sodyum, fluorourasil, gentamisin sülfat, heparin sodyum, hidrokortizon sodyum suksinat, insulin , metilprednizolon sodyum suksinat, nafsilin sodyum, oksasiilin sodyum, penisilin G sodyum. Bununla birlikte, geçimsizlik bazı etkenlere bağlıdır, ilacın yoğunluğu, kullanılan çözücüler, pH, ısı gibi.

Kontraendikasyonlar

Cytarabine ilaca karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir. İlaçla indüklenmiş kemik iliği süpresyonu mevcut olan hastalara hekim tarafından ilacın yararının zararından daha fazla olacağına karar verilmedikçe, Cytarabine tedavisi yapılmaz.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Cytarabine Enjektabl Solüsyon intravenöz ve subkütan yollardan uygulanabilir. Hafif hipertonik olduğu için intratekal yoldan kullanılmaz.   İnfüzyon için seyreltim Cytarabine Enjektabl Solüsyon I.V. infüzyonu için Glükoz solüsyonu veya %0.9 Sodyum Klorür Solüsyonu ile seyreltilebilir.  Bu çözücülerde hazırlanan I.V. infüzyonlar hemen uygulanmalıdır. 24 saat sonra kullanılmadan kalan kısım atılmalıdır.  Cytarabine dozu tedaviye göre değişir. Cytarabine hızlı intravenöz enjeksiyon ya d a infüzyon şeklinde verilebilir.   Erişkinler Sürekli uygulama: Lösemide genel doz 2 mg / kg’dir, 10 gün süreyle, hergün hızlı intravenöz enjeksiyon şeklinde uygulanır. Eğer 10 gün sonra ne terapötik yanıt ne de toksisite görülmezse doz, 4 mg /kg’ye artırılabilir. Günlük kan sayımları yapılmalıdır.   Alternatif olarak, 10 gün süreyle, 1-24 saat içinde, hergün, 0.5 – 1 mg/kg infüzyon yapılabilir. Daha sonra günde 2mg /kg, iyileşme ya da toksisite görülene kadar uygulanabilir. Bir saatlik infüzyon sonuçları çoğu hasta için yeterlidir.   Aralıklı uygulama: Cytarabine 5 gün peş peşe, günde 3-5 mg/kg dozda aralıklı olarak verilebilir. 2-9 gün ara verildikten sonra tedavi kürü tekrarlanabilir.   Kemik iliğinde düzelme tedaviye başlandıktan 7-64 gün içinde bildirilmiştir. Bir hasta genelde ne iyileşme ne de toksisite gösteriyorsa daha yüksek dozlar uygulanabilir.   Akut lösemide remisyonun başlatılması için tek ilaç Cytarabine, 200 mg/m2 dozunda sürekli I.V. infüzyonu şeklinde 5 gün boyunca, yaklaşık 2 haftalık aralarla uygulanmıştır.   İdame tedavisi: Remisyonu devam ettirmek için 1-1.5 mg/kg dozları intravenöz ya da subkütan olarak haftada bir ya da iki kez uygulanabilir.   Lösemik menenjit: Menenjitte çeşitli dozlar uygulanmaktadır ama tavsiye edilen günlük doz 100 mg’ı aşmamalı ve metotreksat ile dönüşümlü olarak sistemik yoldan verilmelidir. Hipertonik olduğu için intratekal olarak kullanılmaz.   Miyelosupresyon, anemi ve trombositopeni günlük infüzyon ve enjeksiyon şeklinde uygulama yapılan hemen hemen tüm hastalarda meydana gelir. Miyelosupresyon çift fazlıdır; 7-9 ve 15-24. günler arasında en aza iner. Kemik iliğinin düzelmesi tedaviye başlandıktan sonra 7 -64 (ortalama 28) günleri arasında beklenmelidir.   Çocuklar: Çocuklar yüksek dozları büyüklerden daha iyi tolere etmektedirler, bu nedenle çocuklara yüksek doz verilebilir.   Yaşlılar: Yaşlılarda dozun ayarlanması gerektiğini gösteren veri bulunmamaktadır. Bununla birlikte, yaşlılar toksik reaksiyonlara daha duyarlı olduklarından ilaca bağlı lökopeni, trombositopeni ve anemiye dikkat edilmelidir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Cytarabine DBL 100mg / ml Enjektabl Solüsyon, 10 flakonluk ambalajlarda.

Saklama Koşulları

25°C’nin altında oda sıcaklığında saklayınız. Çocukların göremeyeceği ve erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

Cytarabine DBL 1 g / 10 ml Enjektabl Solüsyon 1 flakonluk ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

Cytarabine güçlü bir kemik iliği supresanıdır. Bu ilacı kullanan hastalar yakın tıbbi denetim altında bulundurulmalıdır. Lökosit ve trombosit sayımı başlangıçta her gün ve daha sonra sık sık yapılmalıdır. Periferik kandan blast hücreler kaybolduktan sonra sık kemik iliği muayenesi yapılmalıdır. Kemik iliği supresyonuna bağlı komplikasyonları (granülositopeni ve başka savunma mekanizması bozuklukları sonucunda enfeksiyon, trombositopeniye bağlı kanama) kontrol altında tutmak için gereken her şey hazır bulundurulmalıdır. İntravenöz uygulamanın hemen ardından akut kardiyopulmoner arestle sonuçlanan bir anaflaksi vakası bildirilmiştir. Cytarabine sitotoksik ilaç ile tedavide deneyimli hekimlerin kontrolü altında uygulanmalıdır. Cytarabine alan hastalarda hiperürisemi görülebilir bu nedenle serum ürik asit konsantrasyonları kontrol edilmelidir. Karaciğer ve böbrek fonksiyonları düzenli olarak kontrol edilmelidir. Böbrek bozukluğu olanlarda dozun azaltılması gerekmez. Sık trombosit ve lökosit sayımı yapılmalıdır. Polimorfonükleer sayım 1000/mm3 ün altına düşerse ya da trombosit sayımı 50 000’in altına inerse, doz değiştirilmeli ya da tedavi kesilmelidir. Tedavi durdurulduktan sonra da sayımlar düşmeye devam edebilir ve beş , yedi gün sonra en düşük değerlere inebilir. Kemik iliği düzelmeye başladığında tedavi tekrar başlatılabilir. Tedaviye başlamak için normal kan değerlerinin oluşması beklenmemelidir. İntravenöz dozlar hızla verildiği zaman bulantı ve kusma görülebilir, infüzyondan sonra buna daha seyrek rastlanır. Cytarabine DBL Enjektabl Solüsyon formül hafif hipertonik olduğu için intratekal olarak kullanılmamalıdır.   Karaciğer fonksiyon bozukluğu: Karaciğer bozukluğu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Uygulanan dozun bir kısmını insan karaciğeri detoksifiye etmektedir. Karaciğer fonksiyonu bozulmuş hastalarda doz azaltılmalı ve tedbirli olunmalıdır.   Gebelikte kullanım Gebelik kategorisi D’dir. Cytarabine bazı hayvan türlerinde teratojeniktir. Gebe kadınlarda kullanılmamalıdır. Gebe kalma potansiyeli olan kadınlarda yararı zararından daha ağır basmadıkça kullanılmamalıdır. Cytarabine tedavisi sırasında gebe kalan kadınlara riskler anlatılmalıdır.   Laktasyonda kullanım Cytarabine’nin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir, emziren annelere uygulanmamalıdır.  

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Hematolojik : Cytarabine’nin en önemli yan etkisi hematolojik toksisitedir. Miyelosupresyon, megaloblastozis, retikülositopeni ve anemi şeklinde olabilir. Yüksek dozlardan sonra ve sürekli infüzyonlardan sonra bunlar daha çok görülür. Şiddeti, verilen doza ve uygulama şekline göre değişir.   Mide-Barsak Sistemi : Bulantı ve kusma görülür ve hızlı IV uygulamadan sonra daha sık oluşur. Diare, anoreksi, oral ve anal iltihap ve yaralar ve daha ender karın ağrısı, boğaz ağrısı, özofajit, özofagus ülserleri ve mide-barsak kanaması oluşabilir.   Diğer:  Diğer bildirilen yan etkiler ateş, deri döküntüsü, alopesi, deride yaralar, konjonktivit, göğüs ağrısı, idrar tutulması, baş dönmesi, nevrit ve ağrı, enjeksiyon bölgesinde selülit veya tromboflebit. Cytarabine ile bazı hastalarda böbrek disfonksiyonu, karaciğer disfonksiyonu ve sarılık görülmüştür. Ayrıca, sepsis, enjeksiyon bölgesinde sepsis, mukozada kanama, eklem ağrısı, retikülosit sayısında azalma bildirilmiştir. Bir Cytarabine reaksiyonu vardır ve ateş, miyalji, kemik ağrısı, makülopapüler döküntü, konjonktivit ve kırıklık ile kendini gösterir. Genellikle uygulamadan 6-12 saat sonra ortaya çıkar. Bu sendromu tedavi etmede ya da önlemede kortikosteroidler etkilidir. Bu sendrom çok şiddetli olduğunda tedavi kesilmeli ya da kortikosteroid kullanımı düşünülmelidir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Krem formunda Terbinafin Hidroklorür için doz aşımına rastlanmamıştır. Terbinafin tablet şeklinde 5 grama kadar alındığında (yaklaşık 34 tüp CORBİNAL® Krem) ağır ve ciddi yan etkilere neden olmamıştır. Oral Terbinafin entoksikasyonunun belirtileri bulantı, kusma, karın ağrısı, baş dönmesi, deri döküntüsü, sık idrara çıkma ve baş ağrısıdır. Kremin yanlışlıkla ağız yolundan alımı durumunda ise sistemik doz aşımındaki belirtilerin ortaya çıkması olasılığına karşılık aktif kömürle ilacın eliminasyonu ve eğer gerekirse semptomatik destekleyici tedavi uygulanır.

Endikasyonlar

CORBİNAL® % 1 KREM, aşağıdaki dermatolojik mantar enfeksiyonlarının topikal tedavisi için endikedir :   Pityriasis (tinea) versikolor  Dermatofitlerin neden oldukları tinea pedis, tinea korporis ve tinea kruris Kutanöz kandidiyazis

Farmakodinamik Özellikler

Sentetik bir allilamin derivesi olan Terbinafin, antifungal etkisini fungusların sterol sentezi için gerekli olan skualen epoksidaz enzimini inhibe ederek gösterir. Bunun sonucunda mantar hücresinde ergosterol yapımı durur ve skualen birikir. Terbinafin konsantrasyonuna ve mantarın cinsine göre ilacın etkisi fungistatik veya fungisid olabilir. Terbinafin’in memelilerin epoksidaz enzimini inhibe edebilmesi için funguslara göre 4000 kat daha yüksek konsantrasyonda kullanılması gerekir. Terbinafin gerek in vitro, gerekse klinik infeksiyonlarda aşağıdaki mikroorganizmalara karşı etkilidir :   Trichophyton rubrum   Trichophyton mentagrophytes   Terbinafin, in vitro çalışmalarda aşağıdaki mikroorganizmaların pek çok türüne karşı yeterli MIC değerleri sağlar. Bununla beraber Terbinafin’in bu mantarların neden olduğu klinik enfeksiyonlarda etkinliğini gösteren yeterli sayıda iyi kontrollü araştırmalar yayınlanmamıştır.   Epidermophyton floccosum   Microsporum gypseum   Microsporum nanum   Trichophyton verrucosum   Candida albicans   Scopulariopsis brevicaulis

Farmakokinetik Özellikler

Absorpsiyon : Deri yoluyla uygulanan Terbinafin’ in absorpsiyonu % 5’ten azdır. Bu nedenle deri yoluyla uygulanan Terbinafin’ in sistemik etkisi çok hafiftir. İlacın solüsyon veya krem şeklinde verilmesi absorpsiyonunu değiştirmez.   Dağılım : Terbinafin başlıca deri, sebum ve yağ dokusuna dağılır. Plazma proteinlerine % 99 oranında bağlanır. Spesifik bir bağlanma yeri gösterilememiştir.   Metabolizma : Lokal uygulanan Terbinafin’ in derideki metabolizması kesin olarakbilinmemektedir. Oral terbinafin karaciğerde geniş ölçüde metabolize olur. Ancak metabolitlerin antifungal etkisi yoktur. Terbinafin P4502D6 (CYP2D6) sisteminin kuvvetli bir inhibitörüdür. Eliminasyon : Deriye absorbe olmuş terbinafinin eliminasyon yarı ömrü 21 saattir ve % 75’i metabolitler şeklinde idrarla atılır. Renal yetmezlik (CLcr < 50 ml/dk) ve karaciğer sirozunda terbinafin klerensi % 50 azalır

Farmasötik Şekli

KREM

Formülü

Her 1 g krem; 10 mg Terbinafin hidroklorür içerir. Koruyucu olarak; Benzoik asit kullanılmıştır.

İlaç Etkileşmeleri

Terbinafin % 1 Krem ile ilaç etkileşimi bilinmemektedir.

Kontraendikasyonlar

CORBİNAL® % 1 Krem, Terbinafin’ e veya kremin formülünde yer alan maddelerden herhangi birine karşı aşırı hassasiyeti olanlarda kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Doktor tarafından başka şekilde önerilmediği takdirde;   CORBİNAL® % 1 Krem günde bir veya iki kez uygulanabilir. İlgili bölgeyi CORBİNAL® uygulamasından önce temizleyin ve kurulayın. Kremi ilgili deri bölgesine ve çevresine ince bir tabaka halinde uygulayın ve hafifçe ovuşturun. İntertriginöz enfeksiyonlarda (meme altı, interdijital, intergluteal, inguinal) uygulama yapılan bölgenin üzeri, özellikle geceleri, gazlı bezle örtülebilir.   Yaklaşık tedavi süreleri : Tinea korporis, kruris                         : 1 hafta Tinea pedis                                      : 1 hafta Kutanöz kandidiyazis                          : 1 hafta Pityriasis versicolor                            : 2 hafta   Klinik semptomların gerilemesi birkaç gün içinde olur. Düzensiz kullanım veya tedavinin erken kesilmesi hastalığın yineleme riskini arttırır. İki hafta sonrasında iyileşme bulguları yoksa teşhis bir kez daha gözden geçirilmelidir.   Yaşlılarda CORBİNAL® % 1 Krem kullanımı : Yaşlılarda doz ayarlanması gerekliliğine ve gençlerde görülebilen yan etkilerden başka yan etkilerin ortaya çıktığına dair bir bulgu söz konusu değildir.   Çocuklarda CORBİNAL® % 1 Krem kullanımı : Çocuklarda topikal CORBİNAL® kullanımı ile ilgili deneyim kısıtlıdır.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

CORBİNAL® % 1 Dermal Sprey, 30 ml’lik polietilen şişelerde, karton kutuda CORBİNAL® 250 mg 14 Tablet, blister ambalajda CORBİNAL® 250 mg 28 Tablet, blister ambalajda

Saklama Koşulları

Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız. 25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

CORBİNAL® % 1 Krem, 15 g ve 30g’lık tüplerde

Uyarılar/Önlemler

CORBİNAL® % 1 Krem yalnız deriye sürülmek içindir. Göze,ağza ve vajina içine sürülmemelidir. Ayrıca alkol içerdiğinden göz ve mukoza çevresinde dikkatle kullanılmalıdır. Kaza ile gözlere temas durumunda gözler bol su ile yıkanmalıdır.   Genel Önlemler : İlacın uygulanması sırasında irritasyon belirtileri görülürse tedavi kesilmelidir. Doktor tarafından tavsiye edilmedikçe lezyonlar pansumanla kapatılmamalıdır. İçeriğindeki alkol irritasyona yol açabileceğinden lezyonlu hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.   Gebelik ve Laktasyonda Kullanım :   Gebelik : Gebelik kategorisi B’dir.   Hayvan deneylerinde Terbinafin’ in teratojen etkisi görülmemiştir. İnsanlarda yapılmış kontrollü araştırmalar mevcut değildir. CORBİNAL® % 1 Krem gebelerde kesin gereklilik varsa kullanılmalıdır.   Laktasyon : Terbinafin anne sütüne geçer. Bu nedenle emziren annelerin CORBİNAL® kullanması önerilmemektedir.  

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Uygulama bölgesinde ender olarak kızarıklık, kaşıntı ve batma olabilir ancak bu nedenle tedavinin kesilmesi nadirdir. Bu zararsız semptomlar daha ender görülen fakat tedavi kesilmesini gerektiren alerjik reaksiyonlardan ayırt edilmelidir. Alerjik bir reaksiyonun gelişmesi halinde tedavi hemen kesilmelidir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 1 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window