İlaç Sınıfı Beşeri Yerli İlaç
İlaç Firması KANFLEKS
Birim Miktarı 1
ATC Kodu B05BA03
ATC Açıklaması Karbonhidratlar
NFC Kodu QE
NFC Açıklaması Parenteral İnfüzyon Torbaları
Barkodu
Reçete Tipi Normal Reçete
Temin Yeri İlacınızı sadece eczaneden alınız !

İlaç Etken Maddeleri

  • dekstroz (glukoz)

İlaç Prospektüsü

Doz Aşımı

Endikasyonlar

Klindan, duyarlı anaerob bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonların tedavisinde kullanılır.   Klindan ayrıca, streptokokların, pnömokokların ve stafilokokların duyarlı suşlarının sebep olduğu enfeksiyonların tedavisinde kullanılır.   Klindan, penisiline allerjisi olanlarda ya da penisilin kullanımının uygun olmadığı hastalarda kullanılabilir.   Anaeroblar: Solunum sistemi enfeksiyonları (ampiyem, anaerobik pnömoni, akciğer absesi); deri ve yumuşak doku enfeksiyonları; septisemi, peritonit ve karıniçi absesi gibi intrabdominal enfeksiyonlar; kadınlarda pelvis ve genital sistem enfeksiyonları (endometrid, gonokoksik olmayan tuba-ovarium abseleri, pelvis selüliti, ameliyat sonrası vajina enfeksiyonları).   Streptokoklar: Solunum sistemi, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları, septisemi   Stafilokoklar: Solunum sistemi, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları; septisemi, akut hematojen osteomiyelit.   Pnömokoklar: Solunum sistemi enfeksiyonları.   Ek tedavi olarak: Duyarlı mikroorganizmaların sebep olduğu kronik kemik ve eklem enfeksiyonlarının cerrahi tedavisine ek olarak Klindan kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Steril Enjektabl Klindamisin fosfat, klindamisin ve fosforik asidin suda çözünen esterini içeren bir solüsyondur. Klindamisin, ana bileşiği linkomisin’deki 7 (R)-hidroksil grubunun, 7 (S)-kloro köküyle değiştirilmesiyle oluşturulmuş yarı sentetik bir antibiotiktir.   Klindamisin duyarlı bakterilerde peptit zincirleri sentezini inhibe ederek ve bakteriostatik etki gösterir.   Klindamisin fosfat in vitro inaktif olduğu halde, in vivo hidrolizle antibakteriyel olarak aktif klindamisin’e dönüşür.   Klindamisin, aşagıdaki mikroorganizmalara karşı in vitro aktivite gösterir: Aerob gram pozitif koklar: Penisilinaz üreten ve üretmeyen Stafilokokus aureus, Stafilokokus epidermidis, Streptokoklar (S. fekalis hariç), Pnömokoklar. Anaerob gram negatif basiller: Bakteroides türleri, Füzobakterium. Anaerob gram pozitif spor oluşturmayan basiller: Propionibakterium, Obakterium, Aktinomiçes türleri. Anaerob ve mikroaerofilik gram pozitif koklar: Peptokokus türleri, Peptostreptokokus türleri, Mikroaerofilik atreptokoklar. Çoğu Klostridium Perfringens türleri çoğuna duyarlıdır. Klindan kas içi enjeksiyonundan sonra doruk serum düzeylerine erişkinlerde 3 saat içinde, çocuklarda 1 saat içinde ulaşır. Serumdaki yarılanma zamanı 2,5-3 saattir.    Klindamisin (klindamisin fosfat) uygulanışından sonraki ortalama doruk serum düzeyleri:   Klindan dozajı                                             Klindamisin              Klindamisin mcg/ml                     fosfat mcg/ml                                                                            Sağlıklı erişkin erkekler (Serumdaki sabit düzeyler sağlandıktan sonra)   Her 8 saatte bir intravenöz yoldan 10 dakika içinde 300 mg                         7                           15 Her 8 saatte bir intravenöz yoldan 20 dakika içinde 600 mg                         10                         23 Her 12 saatte bir intravenöz yoldan 30 dakika içinde 900 mg                         11                         29 Her 12 saatte bir intravenöz yoldan 45 dakika içinde 1200 mg                      14                         49 Her 8 saatte bir intramüsküler yoldan 300 mg                                               6                           3 Her 12 saatte bir intramüsküler yoldan 600 mg*                                             9                           3 Çocuklar (ilk doz)* 1 saatte intravenöz yoldan 5-7 mg/kg       10 İntramüsküler yoldan         3-5 mg/kg      4 İntramüsküler yoldan         5-7 mg/kg      8   *Bu gruplara ait veriler, enfeksiyon nedeniyle tedavi edilen hastalardan alınmıştır.

Farmakokinetik Özellikler

Steril Enjektabl Klindamisin fosfat, klindamisin ve fosforik asidin suda çözünen esterini içeren bir solüsyondur. Klindamisin, ana bileşiği linkomisin’deki 7 (R)-hidroksil grubunun, 7 (S)-kloro köküyle değiştirilmesiyle oluşturulmuş yarı sentetik bir antibiotiktir.   Klindamisin duyarlı bakterilerde peptit zincirleri sentezini inhibe ederek ve bakteriostatik etki gösterir.   Klindamisin fosfat in vitro inaktif olduğu halde, in vivo hidrolizle antibakteriyel olarak aktif klindamisin’e dönüşür.   Klindamisin, aşagıdaki mikroorganizmalara karşı in vitro aktivite gösterir: Aerob gram pozitif koklar: Penisilinaz üreten ve üretmeyen Stafilokokus aureus, Stafilokokus epidermidis, Streptokoklar (S. fekalis hariç), Pnömokoklar. Anaerob gram negatif basiller: Bakteroides türleri, Füzobakterium. Anaerob gram pozitif spor oluşturmayan basiller: Propionibakterium, Obakterium, Aktinomiçes türleri. Anaerob ve mikroaerofilik gram pozitif koklar: Peptokokus türleri, Peptostreptokokus türleri, Mikroaerofilik atreptokoklar. Çoğu Klostridium Perfringens türleri çoğuna duyarlıdır. Klindan kas içi enjeksiyonundan sonra doruk serum düzeylerine erişkinlerde 3 saat içinde, çocuklarda 1 saat içinde ulaşır. Serumdaki yarılanma zamanı 2,5-3 saattir.    Klindamisin (klindamisin fosfat) uygulanışından sonraki ortalama doruk serum düzeyleri:   Klindan dozajı                                             Klindamisin              Klindamisin mcg/ml                     fosfat mcg/ml                                                                            Sağlıklı erişkin erkekler (Serumdaki sabit düzeyler sağlandıktan sonra)   Her 8 saatte bir intravenöz yoldan 10 dakika içinde 300 mg                         7                           15 Her 8 saatte bir intravenöz yoldan 20 dakika içinde 600 mg                         10                         23 Her 12 saatte bir intravenöz yoldan 30 dakika içinde 900 mg                         11                         29 Her 12 saatte bir intravenöz yoldan 45 dakika içinde 1200 mg                      14                         49 Her 8 saatte bir intramüsküler yoldan 300 mg                                               6                           3 Her 12 saatte bir intramüsküler yoldan 600 mg*                                             9                           3 Çocuklar (ilk doz)* 1 saatte intravenöz yoldan 5-7 mg/kg       10 İntramüsküler yoldan         3-5 mg/kg      4 İntramüsküler yoldan         5-7 mg/kg      8   *Bu gruplara ait veriler, enfeksiyon nedeniyle tedavi edilen hastalardan alınmıştır.

Farmasötik Şekli

Ampul

Formülü

Her 4 ml ampul; 600 mg Klindamisin baza eşdeğer Klindamisin fosfat, 37.8 mg Benzil alkol, 2.0 mg Disodyum edetat ve k.m. enjeksiyonluk su içerir.

İlaç Etkileşmeleri

Kontraendikasyonlar

Klindan; klindamisin yada linkomisin içeren preparatlara karşı aşırı duyarlık gösteren hastalarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Erişkinlerde: Çeşitli enfeksiyonlarda: 2, 3 yada 4 eşit doza bölünmüş olarak günde 600-1200 mg (IM-IV) Ciddi enfeksiyonlarda: 2, 3 yada 4 eşit doza bölünmüş olarak günde 1200-2700 mg. (IM-IV) Klindan’ın ilk dozu hızlı infüzyon şeklinde verildikten sonra aşağıdaki gibi devamlı intravenöz infüzyon uygulanabilir.   Serumda korunması istenen                   Gerekli hızlı                       İdame infüzyon Klindamisin düzeyi                       infüzyon zamanı                zamanı         4 mcg/ml’nin üzerinde                  30 dakikada 10 mg/dak.     0,75 mg/dak. 5 mcg/ml’nin üzerinde                  30 dakikada 15 mg/dak.     1,00 mg/dak. 6 mcg/ml’nin üzerinde                  30 dakikada 20 mg/dak.     1,25 mg/dak.   Çocuklarda (2 yaş ve üzeri): Koruyucu olarak benzil alkol ihtiva ettiğinden 2 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır. Çeşitli enfeksiyonlarda: 3-4 eşit doza bölünmüş olarak günde kg başına 15-25 mg. (IM-IV) Ciddi enfeksiyonlarda: 3-4 eşit doza bölünmüş olarak günde kg başına 25-40 mg. Çocuklara verilecek dozlar vücut yüzeyinin metrekaresine göre de hesaplanabilir. Çeşitli enfeksiyonlarda, günde vücut yüzeyinin metrekaresi için 350 mg. Ciddi enfeksiyonlarda ise günde her metrekare için 450 mg. Beta hemolitik streptokok enfeksiyonlarında tedaviye en az 10 gün devam edilmelidir.   SULANDIRMA VE İNFÜZYON HIZI: Bir defada 600 mg’ı aşan dozların intramüsküler uygulanması önerilmez. Klindan, damar içi yoldan sulandırılmadan uygulanmamalıdır ve infüzyon şeklinde en az 10-60 dakika içinde uygulanmalıdır. Mevcut sulandırma oranları ve infüzyon hızları aşağıdaki gibidir. DOZ                      SULANDIRICI                  SÜRE 300 mg                  50 ml                              10 dak. 600 mg                  100 ml                             20 dak. 900 mg                  150 ml                             30 dak. 1200 mg                 200 ml                             45 dak. Bir defada 1200 mg dozu aşan 1 saatlik infüzyonun uygulanması önerilmemektedir.   SULANDIRMA VE GEÇİMSİZLİK: Klinik olarak kullanılan konsantrasyonlarda sodyum klorür, glükoz, kalsiyum, potasyum yada B kompleksi vitaminlerini içeren sıvılarda Klindan 24 saat süreyle aktivitesini korur ve geçimsizlik göstermez. Sefalotin, kanamisin, gentamisin, penisilin yada karbenisilin ile geçimlidir. Buna karşın, ampisilin, fenitoin sodyum, barbitüratlar, aminofilin, kalsiyum glükonat ve magnezyum sülfatla geçimsizdir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Klindan 300 mg ampul. Klindan 150 mg kapsül.

Saklama Koşulları

30oC’nin altında saklayınız. Çocukların ulaşamayacakları yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

4 ml’lik tek ampul içeren ambalaj.

Uyarılar/Önlemler

Atopik (allerjik) kişilere dikkatle önerilmelidir. Uzun süreli tedavilerde periyodik böbrek ve karaciğer testleri ve kan sayımı yapılmalıdır.   Nöromüsküler blokaj yapıcı etkisi bulunduğundan, bu tür ilaçlarla bir arada kullanıldığında dikkat edilmelidir.   Böbrek ve karaciğer fonksiyonları belirgin derecede azalmış olan hastalarda klindamisin’in yarı-ömrü hafifçe artar. Hafif yada orta derecede böbrek veya karaciğer hastalığı bulunanlarda uygulanacak Klindan dozunu değiştirmek gerekmez.   Klindan, beyin-omurilik sıvısına yeterli miktarda geçmediği için menenjitte kullanılmaz.   Ağır anafilaktik reaksiyonlar adrenalin ile acil tedavi gerektirir. Gerektiğinde oksijen ve damar içi kortikosteroid tedavisi de uygulanabilir.   Gebelikte kullanımı: Gebelikte kullanım emniyeti tayin edilmemiştir.   Emziren annelerde: Anne sütünde 0.7-3.8 mcg/ml oranında bulunabilir. Tedavi sırasında emzirme kesilmelidir.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Gastrointestinal sistem; Karın ağrısı, bulantı, kusma, diyare, bazı hastalarda psödomembranöz kolit görülebilir. Bu takdirde ilaç kesilmeli ve hastaya gerekli tedavi uygulanmalıdır. (Gerektiğinde 7-10 gün süreyle, 500 mg ile 2 g Vankomisin 3 veya 4’e bölünmüş doz şeklinde oral yolla kullanılabilir).   Aşırı duyarlık reaksiyonları: Ürtiker ve deri döküntüsü ortaya çıkabilir.   Karaciğer: Karaciğer fonksiyon testlerinde değişiklik ve sarılık görülebilir.   Hematopoetik sistem: Geçici olarak nötropeni ve eozinofili bildirilmiştir.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

10 g’dan fazla alan yetişkinlerde toksisite olasılığı vardır.Dahası , aşırı dozun zararı siroz olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür. Çocuklarda aşırı dozu takiben karaciğer hasarı göreceli olarak daha nadirdir. Karaciğer hücre hasarı ile birlikte parasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olan parasetamol yarı ömrü genellikle 4 saate veya daha uzun sürelere uzar. 14 C- aminopirinden sonra 14CO2 atılımında azalma bildirilmiştir. Bu plazma parasetamol konsantrasyonu veya yarı ömür veya konvansiyonel karaciğer fonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamol aşırı dozajı ile karaciğer hücre hasarı arasında daha iyi ilişki kurar. Parasetamole bağlı fulminant karaciğer yetmezliğini takiben gelişen akut tübüler nekrozdan dolayı böbrek yetmezliği oluşabilir. Bununla beraber  bunun insidansı başka nedenlerden dolayı fulminant karaciğer yetmezliği olan hastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık değildir. Nadiren ilaç aldıktan 2-10 gün sonra  sadece minimal karaciğer toksitesi ile birlikte renal tübüler nekroz oluşabilir. Aşırı dozda parasetomal almış bir hastada kronik alkol alımının akut pankreatit gelişmesine katkıda bulununduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten, parastamolün günlük aşırı miktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkileri bildirilmiştir. Semptom ve belirtiler: Solgunluk, anoreksi, bulantı ve kusma parasetamol aşırı dozajının sık görülen erken semptomlardır. Tedavi: Hastayı gecikmiş hepatotoksisiteye karşı korumak için parasetamol aşırı dozajı hemen tedavi edilmelidir. Bunun için, absorpsiyonu azaltmayı (gastrik lavaj veya aktif kömür) takiben intravenöz N-asetilsistein veya oral metionin vermek gerekir. Eğer hasta kusuyorsa veya aktif kömür ile konjuge edilmişse metionin kullanılmamalıdır. Doruk plazma parasetamol konsantrasyonları aşırı dozu takiben 4 saate kadar gecikebilir. Bu nedenle hepatotoksisite riskini belirlemek için plazma parasetamol düzeyleri ilaç alımından en az 4 saat sonrasına kadar ölçülmelidir. Ek tedavi (ilave oral metionin veya intravenöz N-asetilsistein) kan parasetamol içeriği ve ilaç alımından beri geçen süre ışığı altında değerlendirilmelidir. Hepatik enzim indükleyici ilaçlar alan hastalarda, uzun süredir alkol bağımlısı olanlarda veya kronik olarak beslenme eksikliği olanlarda N-asetilsistein ile tedavi eşiğinin % 30-50 düşürülmesi önerilir, çünkü bu hastalar parasetamolün toksik etkilerine karşı daha duyarlı olabilirler. Parasetamol aşırı dozajını takiben gelişebilecek fulminant karaciğer yetmezliği tedavisi uzmanlık gerektirebilir.

Endikasyonlar

Soğuk algınlığı ve gripte ortaya çıkan semptomların giderilmesinde kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Kongest, soğuk algınlığına ve gribe bağlı ağrı ve ateşin giderilmesi ile burun akıntısı, aksırma ve burun tıkanıklığı gibi belirtilerin semptomatik tedavisi için hazırlanmış bir preparattır. Bileşiminde bulunan parasetamol, bir para-aminofenol türevidir ve hastalığa bağlı ateşi ve ağrıyı ortadan kaldırır. Ağrı ve ateş üzerindeki etkisinin merkezi sinir sisteminde prostaglandin sentezini inhibe etmesine bağlı olduğu ve periferde ağrı uyarılarını durdurmasının ağrı kesici etkiye katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Etkisi 1-3 saatte başlar ve 3-4 saat sürer. Klorfeniramin, alkilamin türevi bir antihistaminiktir. H1-reseptörlerine bağlanarak histaminin etkilerini önler. Tek doz uygulama sonrasında antihistaminik etki 6 saat içerisinde elde edilir ve 4-8 saat sürer. Fenilefrin, sempatomimetik bir amindir; alfa-adrenerjik reseptörler üzerindeki doğrudan etkisiyle vazokonstriksiyona yol açar ve nazal konjesyonu azaltır. Dekonjestan etkisi 15-20 dakika içerisinde başlar ve 2-4 saat sürer.

Farmakokinetik Özellikler

Parasetamol: Emilimi: Parasetamol, sindirim sisteminden hızla ve tama yakın emilir. Oral yoldan alındıktan sonra, doruk plazma düzeyine 10-60 dakikada ulaşır. Dağılımı: Vücut dokularının çoğuna hızlı ve düzenli bir dağılım gösterir. Plazma proteinlerine % 25 oranında bağlanır. Plazma yarılanma süresi 1.25-3 saattir. Metabolizma: Karaciğerde mikrozomal Karma fonksiyonlu oksidaz (KFO) sistemi ile okside olarak reaktif metaboliti benzokinon meydana gelir. Parasetamolün % 80-85’i başta glukronik asit ve daha düşük oranda sülfat ile konjugasyona uğrar. Atılması: İdrarla temel olarak glukronid şeklinde, az miktarda da sülfat konjugatları, glutatiyonla konjugasyon ürünü olarak merkaptürik asit ve değişmemiş olarak atılır. Klorfeniramin: Emilimi: Klorfeniramin sindirim sisteminden iyi emilir, ancak ilk geçiş metabolizmasına uğradığından alınan dozun % 25-45’i sistemik dolaşıma geçer. Dağılımı: Klorfeniramin IV olarak uygulandıktan sonra hızlı ve yoğun bir dağılım gösterir. Görünürdeki kararlı-durum dağılım hacmi , erişkinde 2.5-3.2 l/kg, çocuklarda 3.8 l/kg’dır.Tükürüğe geçer. İlacın kendisi ve/veya metabolitlerinin küçük miktarlarda safraya geçtiği görülmüştür. Metabolizma: Klorfeniramin, N-dealkilasyonla monodesmetilklorfeniramin ile didesmetilklorfeniramine ve daha yüksek oranda henüz tanımlanmayan metabolitlerine dönüşür. Atılması: Klorfeniramin ve metabolitleri idrarla atılır. Fenilefrin: Emilimi: Gastrointestinal sistemden (GİS) emilimi düzensizdir ve hemen metabolize olur. Ancak çoğu zaman, sistemik etki oluşturacak kadar emilim olmaktadır. Dekonjestan etkisi, oral uygulamadan sonra, 15-20 dakika içinde başlar ve yaklaşık 2-4 saat sürer. Dağılımı: Süte geçip geçmediği bilinmemektedir. Fenilefrinin farmakolojik etkisi, en azından kısmen ilacın dokulara geçişi ile olmaktadır. Metabolizma: Fenilefrin karaciğerde ve barsakta monoamin oksidaz (MAO) enzimi ile metabolize edilmekte, fenol konjugatlarına dönüşmektedir. Atılması: % 90 oranında idrarla atılır..

Farmasötik Şekli

Tablet

Formülü

Her tablette, Parasetamol………………………………………………………………………………………………………… 300 mg Fenilefrin hidroklorür………………………………………………………………………………………………… 5 mg Klorfeniramin maleat…………………………………………………………………………………………………. 2 mg

İlaç Etkileşmeleri

Parasetamolün Hepatik enzim indüktöleri (karbamazepin , fenitoin, barbituratlari primidon ,rifampisin ) parasetamolün CYP 2 E1 yoluyla metabolizmasını hızlandırarak klinik etkinliğini azaltır ve toksik ara ürün (NAPQI) oluşumunu hızlandırır. Hepatotoksik ilaç (makrolidler, anabolizanlar,statinler , etionamid ,niasin , izoniazid,fenotiazinler ) kullananlarda parasetamolün hepatotoksisite rizki fazlalaşır. Kumarin ve indandion sınıfı antikoagülanlarla birlikte yüksek dozda parasetamol kullanılması antikoagülan etkiyi artırır. Bu durumda sık sık prorrombin zamanı tayinleri yapılarak, gerekiyorsa antikoagülan dozu ayarlanmalıdır. Ancak parasetamol kısa süreli olarak normal dozda kullanıyorsa ve kronik olarak günde 2 gramın altında kullanılyorsa buna gerek yoktur. Salisilat ve parasetomal kombinasyonlarının uzun süre kullanılmas analjezik nefropati riskini artırır. Böyle kombinasyonlar yüksek dozda (günde 1.35 gram ve kümülatif olarak yılda 1 kg ) ve uzun süre (3 yıl veya dah uzun süre) kullanıldığında analjeszik nefropati , renal papilla nekrozu, terminal böbrek yetmezliği ve böbrek veya mesane kanseri riski artar. Kombinasyonun dozu , içindeki salislat veya parasetamolün bireysel dozlarını aşamamalıdır. Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlarla (NSAİİ) parasetamolün uzun süre birlikte kullanılması adves renal etki riskini artırır. Böyle kombinasyonlar doktor denetiminde kullanılmalıdır. Diflunisal parasetamolün palzam knsantrasyonlarını % 50 artırır ve hepatotoksisite riskinin fazlalaşmasıan neden olur. Probenesid parasetamolle birlikte verildiğinde parasetamolün palzam klerensi azalır, yarı ömrü uzar. Parasetamolün glukuronid ve sulfat konjugatlarınını atılımı azalır. Kolestiramin , parasetamolün verilemsinden sonra bir saat içinde verilirse parasetamolün absorpsiyonunu azaltır. Metoklopramid ve domperidon tipi gastrokinetik ilaçlar parasetamol absorpsiyonununu hızlandırır. Besinlerle etkileşim Düzenli olarak zararlı olabilecek miktarda alkollü içki kullananlarda, akut toksik dozda veya kronik yüksek dozda parasetamolün hepatotoksisite riski fazlalaştırır.Bu hastalar parasetmol yerine başka bir analjezik kullanmalıdır. Parasetamol yüksek karbonhidarat içeren bir yemekten sonra alınırsa absorpsiyonu yavaşlar.Ancak sistemik dolaşıma giren miktar değişmez.Vejetaryenlerde parasetamol absorpsiyonu yavaşlar ve azalır. Biyolojik etkileşimler Parasetamol ağrı ve ateş gibi aşı reaksiyonlarının tedavi ve önlemesi amacı ile kullanıldığında aşıların immünostimulan etkisini azaltmaz. Bununla beraber DtaP (diphteria-tetanus toxoids-acellular perptussis) aşısının reaksiyonlarını önlemede etkisizdir Bitkisel ürünlerle etkileşim Hibiscus (bamya çiçeği) ‘un parasetamolun plazma konsantrasyonlarını azalttığı bildirilmiştir.Bunun klinik önemi bilinmemektedir. Parasetamol hepatotoksik potansiyeli olan ekinzya (Echinacea augustifolia) , kava (Piper methysticum) ve salisilat içeren söğüt (Salix alba) ve çayır güzeli (Spirea ulmaria) gibi bitkisel ürünlerle birlikte alındığında hepatotoksisite riski artabilir. Parasetamol antitrombosit etkileri olan gingko (Gingko biloba) , ginseng (Panaz ginseng) , sarımsak (Allium sativum) , yaban mersini (Vaccinium myrtillis), kasımpatı (Chrysanthemum parthenium) ile birlikte kullanıldığında kanama riski artabilir. Parasetamol kumarin içeren sarı papatya (Anthemis nobilis) , atkestanesi (Aeusculus hippocastaneum) ve demirhindi (Tamarindus indicus) ile birlikte kullanıldığında kanama riski aratabilir. Meryam ana dikeni (Silybum marianum) : Bu bitkiden hazırlanan silimarin kompleks flavonoidlerin bir karışımıdır. Deneysel olarak sıçanlarda karacğier glutatyon düzeyini artırır. Klorfeniraminin sedatif etkisi güçlenebileceğinden, Kongest tedavisi sırasında alkollü içecekler kullanılmamalıdır. Sedatif antidepresanlar, barbitüratlar, klonidin, hipnotikler, opioid aneljezikler, nöroleptikler, anksiyolitikler gibi ilaçlarla birlikte kullanıldığında, merkezi sinir sistemindeki depresan etki güçlenebilir. Antihistaminikler, atropin ve atropin benzeri maddelerin yan etkilerini şiddetlendirebilir. Fenilefrinin etkisi sempatomimetikler ile birlikte kullanımında güçlenebilmektedir. Birlikte alındıklarında taşikardi ve aritmiye yol açabilir. MAO inhibitörleri veya oksitosik ilaçlarla birlikte alındığında fenilefrinin etkisi güçlenebilir. Alfa ve betablokör ilaçlar fenilefrin ile birlikte alındığında etkinliğini azaltırlar. Sempatomimetikler atropin ve atropin benzeri maddelerin yan etkilerini şiddetlendirebilir

Kontraendikasyonlar

Etkin maddeye, bileşiminde bulunan maddelere veya diğer adrenerjik ilaçlara karşı aşırı duyarlı olduğu bilinen kişilerde, karaciğer yetmezliği bulunanlarda, dar açılı glokomlularda, ağır prostat hipertrofili hastalarda, selektif olmayan MAO inhibitörü kullananlarda, şiddetli hipertansiyon ve taşikardinin eşlik ettiği hastalıklarda, koroner arter hastalığında ve konvülsiyonlu hastalarda kullanılmamalıdır.

Kullanım Şekli Ve Dozu

Hekim tarafından başka bir doz önerilmedikçe, erişkinlere günde 3-4 kez 1-2 tablet verilir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

yok.

Saklama Koşulları

30°C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır. Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

30 tabletlik blister ambalajlarda.

Uyarılar/Önlemler

2 yaşın altındaki çocuklarda zorunlu tıbbi gerekçe olmadan kullanılmamalıdır. Tedavi sırasında davranış bozuklukları ve bulantı ortaya çıkarsa, Kongest tedavisi kesilmelidir. Tedaviye rağmen belirtilerin şiddetlenmesi, diğer enfeksiyon belirtilerinin ortaya çıkması ya da 5 günden uzun sürmesi durumunda, hasta yeniden değerlendirilmelidir. Parasetamol: Aşırı dozda parasetomal alınması karaciğer toksitesine (Child-Pugh Klas C ) neden olabilir.Yetişkinlerde tek bir alım için minumum toksik doz 7.5-10 gramdır, çocuklarda ise 150mg/kg dır. Eğer risk faktörleri varsa bunların altındaki dozlar da heptotoksik etki gösterebilir.Risk faktörleri şunlardır : Hepatik enzim (CYP2E1) indüktörleri kullanılyorsa : Karbamazepin , fenitoin, barbitüratlar, primidon, rifampin. Hepotoksik ilaçlar kullanılyorsa: Makrolidler, anabolizanlar, statinler, etionamid, niasin, izoniazid, fenotiazinler. Glutatyon rezervlerin azaldığı durumlar : Malnütrisyon, starvasyon, kaşeksi, HİV enfeksiyonu, kistik fibroz.Anemisi olanlar, akciğer hastaları, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır. Akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur. Erişkinlerde kronik günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir. Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır. Laboratuvar test etkileşimleri Parasetomal alanlarda : Kan şekeri : Glukoz oksidaz/peroksidaz metoduyla ölçüldüğünde olduğundan daha düşük gözükür. Hekzokinaz /glukoz-6-fosfat dehidrogenaz metoduyla ölçüldüğünde olduğunun aynı gözükür. Serumda ürik asit : Fosfotungstad metoduyla ölçüldüğünde olduğundan yüksek gözükür. Bentiromid testi sonuçları geçersizdir.Çünkü hem parasetomal hem bentiromid bir arilamin bileşiğine metabolize olarak bulunan p-aminobenzoik asid mikatrını etkiler. Nitrosonaftol reaktifi ile yapılan idrarda kalitatifi 6-hidroksiindol asetik asid (5 HİAA) testi yalancı pozitif sonuç verir. Kantitatif test etkilenmez. Klorfeniramin: Baş dönmesi ve sedasyon riski nedeniyle yaşlılarda ve ortostatik hipotansiyona eğilimi bulunanlarda, kronik konstipasyonlularda, prostat hipertrofili hastalarda, karaciğer fonksiyon bozukluğu ve/veya ağır böbrek yetmezliği olanlarda, psikozlu hastalarda dikkatli olunmalıdır. Fenilefrin: Yaşlılarda, tiroid fonksiyon bozukluğu olanlarda, bradikardi, kısmı kalp bloğu olanlarda, miyokard hastalıkları, ağır koroner arter hastalıklarında dikkatli olunmalıdır. Miyokardın sempatomimetik ilaçlara karşı duyarlılığını arttıran anesteziklerin kullanıldığı durumlarda fenilefrin içeren preperatlar kullanılmamalıdır. Bronşiyal astım, serebral ateroskleroz, diabetes mellitus, hipertansiyon, idiyopatik ortostatik hipotansiyon, feokromasitoma, prostat hipertrofisi olan hastalarda kullanılımından kaçınılmalıdır. Yaşlıların dekonjestanların yan etkilerine daha duyarlı olabilecekleri unutulmamalıdır. Hipertansiyon açısından dikkatli olunmalıdır. 5 günden uzun süreli kullanılmamamlıdır. Akut alevlenmeler dışında fenilefrin kronik rinit tedavisinde kullanılmamalıdır.  Önerilen dozlar aşılmamalıdır. Tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointes hastalarında kullanımdan kaçınılmalıdır. Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz. Gebelik ve emzirme döneminde kullanım Gebelik kategorisi C. Zorunlu olmadıkça gebelik ve emzirme döneminde kullanılmamalıdır. Araç ve makine kullanmaya etkisi Kongest sedasyona yol açabileceğinden, araç ve makine kullanırken dikkatli olunmalıdır.

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Parasetamol: Endokrin-metabolik: klorid, ürik asit, glukoz düzeylerini arttırıp, sodyum, bikarbonat, kalsiyum düzeylerini düşürebilir. Hepatik: Bilirubin ve alkalen fosfatazda artışa neden olabilir. Renal: Amonyak artışına neden olabilir. Gastrointestinal : İshale neden olabilir. Sinir sistemi hastalıkları : Uykululuk haline neden olabilir. Solunum hastalıkları : Burun tıkanıklığı , rebound konjestiyon , burunda yanma/batma, aksırma Diğer : Yanma Hassasiyeti Klorfeniramin: Bazen (özellikle yüksek dozlarda ve aşırı duyarlılığı olanlarda) baş dönmesi, bulantı, kusma, kabızlık, deri döküntüsü, terleme, çarpıntı, sinirlilik, iştah azalması, zor idrar yapma, bulanık görme, karın ağrısı görülebilir. Bu tür yan etkilerin ortaya çıktığı durumlarda doz azaltılmalıdır. Fenilefrin: Kardiyovasküler: Refleks bradikardi, eksitabilite, huzursuzluk, aritmiler (nadiren), göğüs ağrısı veya sıkışması, solgunluk, hipertansiyon, ciddi periferik ve viseral vazokonstriksiyon, kalp debisinde azalma. Merkezi Sinir Sistemi (MSS): Baş ağrısı, anksiyete, güçsüzlük, tremor, parestezi, huzursuzluk. Endokrin-metabolik: Metabolik asidoz. Kas-iskelet: Pilomotor yanıt, güçsüzlük. Renal: Renal perfüzyonda azalma, idrar çıkışında azalma Solunum: Solunum sıkıntısı BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Doz Aşımı

Parenteral tedavi sırasında aşırı sıvı veya solüt yüklenmesi durumunda hastanın durumu yeniden gözden geçirilerek gerekli tedavi uygulanmalıdır.

Endikasyonlar

Organizmaya su ve kalori sağlamada,sodyum itrahını arttırmada, asidozda, karaciğer glikojenin eksilmesinde kullanılır. Su ve kalori sağlanması için periferal IV infüzyonu ile % 2.5-11.5 Dekstroz enjeksiyonu uygulanmaktadır. Parenteral beslenmenin sağlanması için bu enjeksiyonlar amino asit enjeksiyonu veya diğer uygun IV sıvıları ile karıştırılabilirler. Hipertonik dekstroz enjeksiyonları ( % 5 ‘den daha büyük konsantrasyonlar ) suyun minimum hacminde eşit kalori sağlanması için kullanılır. % 40-70 Dekstroz enjeksiyonları ,amino asit enjeksiyonları veya diğer uygun IV sıvıları ile karışmış ve parenteral beslenmeyi sağlamak için santral damar aracılığı ile uygulanan kalorilerin , konsantre edilmiş kaynağıdır. % 50 Dekstroz enjeksiyonu, aşırı insülin veya diğer sebeplerden oluşan hipogliseminin tedavisinde kan glükoz konsantrasyonunun tekrar yapılanması için genellikle çocuklarda ve erişkinlerde kullanılır. % 10-25 Dekstroz enjeksiyonu bebeklerde ve süt çocuklarında akut semptomatik hipogliseminin tedavisinde kan glükoz konsantrasyonunun tekrar yapılanması için kullanılır.

Farmakodinamik Özellikler

Dekstroz,bir monosakkarittir ve organizmanın temel enerji kaynaklarındandır. Kolayca metabolize olur ve kandaki glikoz konsantrasyonunu artırarak enerji sağlar. Aynı zamanda vücut proteinleri ve azot kaybını azaltır, glikojen birikimini destekler. Dekstrozun sudaki solüsyonları organizmanın ihtiyacı olan suyu ve gerekli kaloriyi verirler. Dekstroz, karbondioksit ve suya metabolize olduğu için, dekstroz içeren sulu solüsyonların uygulanması, aynı miktarda serbest su uygulanması demektir.   %5 dekstroz solüsyonu damara uygulanarak, besinsiz ve susuz kalmış dokulara kısa sürede su ve karbonhidrat sağlanır.  Thiamin, Riboflavin, nikotinamid, pridoksin gibi B grubu vitaminlerin tedaviye eklenmesi dekstrozun metabolizmasını kolaylaştırır.  Parenteral tedaviye uzun süre devam edilmesi gerekirse, daha fazla kaloriye ihtiyaç varsa, daha konsantre karbonhidrat solüsyonları uygulanmalıdır.

Farmakokinetik Özellikler

Dekstroz oral yolla alındıktan sonra  aktif bir mekanizma tarafından ince bağırsaktan hızla absorbe olur, dokularda enerji vererek karbondioksit ve suya metabolize olur. Hipoglisemili hastalarda  dekstrozun ağız yoluyla uygulanmasından, 10-20 dakika sonra kan glukoz seviyesi artar, 40 dakika sonra ise  plazma  doruk konsantrasyonu oluşur.  Glukoz ayrıca enerji yaratmak için hücrelerde metabolize olur ve yıkılır. Oksidasyonu ile açığa çıkan enerji, dokularda adenozintrifosfat ve kreatin fosfat şeklinde depo edilerek mekanik ve osmotik olaylarda hücresel biyosentez ve vücut ısısında kullanılır.

Farmasötik Şekli

Solüsyon

Formülü

Her 100 mL’lik solüsyonda;   Dekstroz monohidrat …………………….…..5 g Enjeksiyonluk su ………k.m……………..100 ml   OSMOLARİTE…………………………….252,2 mOsm/L

İlaç Etkileşmeleri

Dekstroz, kuvvetli alkalilerle dekompoze olur ve kahverengileşir.   Dekstrozun intravenöz solüsyonlarına siyanokobalamin, kanamisin sülfat, novobiosin sodyum ve varfarin sodyum ilave edilmesi bulanıklığa neden olabilir. Dekstroz, aminler, amidler, amino asitler, peptidler ve proteinlerle reaksiyona girebilir.

Kontraendikasyonlar

Kan şekerinin aşırı derecede yüksek olduğu diyabetik komada, Glikoz –galaktoz malabsorbsiyon sendromu görülen hastalarda ve İntraspinal ve intrakranial kanamalı, delirium tremensli, anürili hastalarda dehidratasyon olduğu durumlarda, kontrendikedir.

Kullanım Şekli Ve Dozu

%5 Dekstroz solüsyonu kan ile izo-osmotik olduğundan periferal damardan uygulanabilir. Dozu,hastanın yaşı, kilosu, klinik durumu ve asit-baz dengesine bağlı olarak hekim tarafından ayarlanır. Glukozüri oluşmaksızın, saatte ortalama infüzyon hızı 0.5 g dekstroz/kg’dır. Saatte en fazla infüzyon hızı 0.8 g dekstroz/kg’ı geçmemelidir.   HEKİM TARAFINDAN BAŞKA ŞEKİLDE TAVSİYE EDİLMEDİĞİ TAKDİRDE,  ortalama doz , 24 saatte 1-3 litre arasındadır. Bir litrelik solüsyon hastaya 3 saatten az sürede verilmemelidir. Dakikada 80-120 damladan fazla verilmemelidir.

Piyasada Mevcut Diğer Farmasötik Dozaj Şekilleri

Piyasada diğer farmasötik dozaj şekilleri bulunmamaktadır.

Ruhsat Sahibi

KANSUK LABORATUARI SAN. VE TİC. A.Ş.  

Ruhsat Tarihi Ve Numarası

06.07.1995-174/27

Saklama Koşulları

25°C’nin altında saklayınız.

Ticari Sunum Şekli Ve Ambalaj İçeriği

50 ml, 100 ml, 150 ml, 250 ml, 500 ml ve 1000 ml’lik PVC torbalarda %5 Dekstroz solüsyonu içerir.

Uyarılar/Önlemler

Hipertonik Dekstroz çözeltileri  periferik bir venden uygulandıklarında tromboza yol açabilirler, bu nedenle hipertonik Dekstroz çözeltilerinin, santral büyük bir venadan, tercihen vena cava superiordan bir kateter yoluyla uygulanması önerilmektedir. Hipertonik dekstroz çözeltisinin periferik bir ven yoluyla verilmesi zorunluysa, damar çevresindeki dokuların nekrozuna ve tromboflebite neden olabilecek, uygulama sırasında oluşabilecek sızıntıya dikkat etmek gerekir. Sadece Dekstroz içeren elektrolitsiz çözeltiler, kanla birlikte ve aynı infüzyon seti aracılığıyla verilmemelidir. Hipertonik Dekstroz çözeltilerinin hızla verilmesi, hiperglisemi ve hiperosmolar sendroma neden olabilir. Özellikle kronik üremisi ve karbonhidrat intoleransı  olduğu bilinen hastalarda, dikkatle kullanılmalıdır. Dekstroz solüsyonlarının damardan uzun süreli infüzyonu ödem, hipokalemi, hipomagnesemi, hipofosfatemi ile seyreden sıvı ve elektrolit dengesizliklerine yol açabilir. Dekstroz infüzyonları sırasında glikojenin karaciğerde depolanması kandaki potasyum düzeyini düşürür. Bu nedenle parenteral yoldan beslenen, böbrek fonksiyonları normal hastalarda hipopotasemiyi ve hücre içi potasyum kaybını önlemek için dekstoz solüsyonu ile birlikte potasyum verilmelidir. (Her litre dekstroz solüsyonuna  20-40 mEq potasyum) Dekstroz solüsyonları ile yapılan uzun süreli parenteral beslenmeler insülin salgılanmasını ters yönde etkiler. Bunu, hiperglisemiyi ve bundan kaynaklanan glikozüriyi en aza indirgemek için infüzyon sıvısına insülin ilavesi gerekebilir. Bu gibi durumlarda kan ve idrarda bulunan glikoz miktarı periyodik olarak izlenmelidir. Kortikosteroid veya kortikotropin alan hastalara parenteral yoldan sıvı verirken çok dikkatli olmak gerekir. Açıkça kendilerinde ve klinik düzeyde fark edilmeyecek düzeyde diyabeti bulunduğu bilinen hastalarda, dekstroz içeren çözeltiler dikkatle kullanılmalıdır. İnfüzyon sırasında ekstrasellüler sıvının hacminin artması sonucu su intoksikasyonu oluşabilir. Akut istemik inmeden sonra glukoz çözeltilerinin kullanılmaması önerilmektedir.  Hamilelik ve gebelik döneminde kullanım:   Hamilelik Kategorisi C: % 5 Dekstroz Sudaki Solüsyonu ile hayvanlarda üreme çalışmaları yapılmamıştır. Hamile bir kadına verildiğinde fetusa zarar verip vermeyeceği veya üreme kapasitesini etkileyip etkilemeyeceği bilinmemektedir. % 5 Dekstroz Sudaki Solüsyonu, ancak kullanımı kesinlikle gerekli olduğu taktirde hamile kadınlarda kullanılmalıdır.

Üretim Yeri

KANSUK LABORATUARI SAN. VE TİC. A.Ş. Beşyol mah. Eski Londra Asfaltı no:4 34620 Sefaköy/İSTANBUL Tel: 0 212 592 15 76 Fax: 0212 580 37 72

Yan Etkileri / Advers Etkiler

Periferik uygulama tekniğine bağlı olarak  ateş yükselmesi,enjeksiyon bölgesinde enfeksiyon, enjeksiyon yerinden başlayıp yayılan   venöz tromboz veya flebit oluşabilir ve çözeltinin dışarı sızması  sonucu oluşan lokal ağrı görülebilir.   Hipertonik çözeltilerin aşırı hızlı infüzyonu venöz irritasyona neden olabilir, bu nedenle uygulama hızı hastanın toleransına göre ayarlanmalı uygulama için periferik venlerden en geniş olanı seçilmelidir.   Hipertonik Dekstroz solüsyonlarının çok hızlı infüzyonu mental konfüzyon, bilinç kaybı belirtileriyle seyreden hiperosmolar  sendroma neden olabilir. Bu durum eğer araştırılmaz ve tedavi edilmezse osmotik dehidratasyon ve hiperosmolar komaya yol açabilir.   Dekstroz solüsyonlarının damardan uzun süreli infüzyonu ödem, hiperglisemi,  hipomagnezemi,  hipofosfatemi ile seyreden sıvı ve elektrolit dengesizliklerine yol açabilir.   İstenmeyen bir reaksiyon ortaya çıktığında infüzyon durdurularak hasta yeniden değerlendirilmeli ve  uygun tedaviye başlanmalıdır.   BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
(Visited 10 times, 1 visits today)
İçerik faydalı oldu mu?
EvetHayır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window